lopinavir ritonavir generique rhinocortchloroquine colchicine kamagra apranax aprovel aralen arava arcocillin arcoxia aricept arilin arimidex aristocort artane arthrotec artofen asacol asasantine asmaxen at 10 atarax atenil ateno basan comp ateno basan atesifar athrofen atridox atrovent augmentin avalide avana avapro avelox aventyl aviral avodart aygestin azaimun azarek azelex aziclav azulfidine bactrim basiron
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » NAMAZ BİLGİLER

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
serhendli su an offline serhendli  
NAMAZ BİLGİLER

13 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 07.04.2008
En Son On: 03.05.2008 - 11:04
Cinsiyeti: ----- 
Namaz dinin direği,
Kul olmanın gereği,
Sevindirir meleği
Namaz kılalım namaz.

İnsan dertten kurtulur,
Kalbi imanla vurur,
Rabbimiz razı olur
Namaz kılalım namaz.

Gözün nuru namazdır,
Bekleme vaktin azdır
Meleğe sevap yazdır
Namaz kılalım namaz.

İnsanın saadeti,
İmanın alameti
İstersek selameti
Namaz kılalım namaz.

Haktan yüce hitaptır,
Edası çok sevaptır,
Münker Nekr’e cevaptır
Namaz kılalım namaz.

Ruhumuzun gıdası,
Kalbimizin cilası,
Müminlerin duası
Namaz kılalım namaz.

Herkes namaza muhtaç,
Mahşerde başlara taç,
Müminler için Mirac
Namaz kılalım namaz.

Gönüllere şen eder,
Kötülükten men eder,
Hemen huzura gider
Namaz kılalım namaz.

Namaz yüce bir paye,
Mahşerde olur saye,
Vasıta değil, gaye
Namaz kılalım namaz.

Hakka yap ibadeti,
Büyüktür fazileti,
Kaçırma cemaati
Namaz kılalım namaz.

Bir kimse namaz kılmaz,
Hikmetten nasip almaz,
Artık o huzur bulmaz
Namaz kılalım namaz..

Namaz şifa her derde,
Yazık olsun namerde,
Cehennem için perde
Namaz kılalım namaz.

Namaz imanın başı,
Akıt gözünden yaşı,
Erit kalbdeki taşı
Namaz kılalım namaz.

Yüzler kaplanır nurla,
Vücut çevrilir surla,
Huşu ile şuurla
Namaz kılalım namaz.

Ölüm özür anlamaz,
Yaşlı ve genç ayırmaz,
Dünya kimseye kalmaz
Namaz kılalım namaz.

Dinin direği
Namaz dinin direği,
Kul olmanın gereği,
Sevindirir meleği
Namaz kılalım namaz.

İnsan dertten kurtulur,
Kalbi imanla vurur,
Rabbimiz razı olur
Namaz kılalım namaz.

Gözün nuru namazdır,
Bekleme vaktin azdır
Meleğe sevap yazdır
Namaz kılalım namaz.

İnsanın saadeti,
İmanın alameti
İstersek selameti
Namaz kılalım namaz.

Haktan yüce hitaptır,
Edası çok sevaptır,
Münker Nekr’e cevaptır
Namaz kılalım namaz.

Ruhumuzun gıdası,
Kalbimizin cilası,
Müminlerin duası
Namaz kılalım namaz.

Herkes namaza muhtaç,
Mahşerde başlara taç,
Müminler için Mirac
Namaz kılalım namaz.

Gönüllere şen eder,
Kötülükten men eder,
Hemen huzura gider
Namaz kılalım namaz.

Namaz yüce bir paye,
Mahşerde olur saye,
Vasıta değil, gaye
Namaz kılalım namaz.

Hakka yap ibadeti,
Büyüktür fazileti,
Kaçırma cemaati
Namaz kılalım namaz.

Bir kimse namaz kılmaz,
Hikmetten nasip almaz,
Artık o huzur bulmaz
Namaz kılalım namaz..

Namaz şifa her derde,
Yazık olsun namerde,
Cehennem için perde
Namaz kılalım namaz.

Namaz imanın başı,
Akıt gözünden yaşı,
Erit kalbdeki taşı
Namaz kılalım namaz.

Yüzler kaplanır nurla,
Vücut çevrilir surla,
Huşu ile şuurla
Namaz kılalım namaz.

Ölüm özür anlamaz,
Yaşlı ve genç ayırmaz,
Dünya kimseye kalmaz
Namaz kılalım namaz



Sual: İbadetler içinde en faziletlisi hangisidir?
CEVAP

İbâdetler içinde en fazîletlisi namazdır. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
(Cennetin anahtarı namazdır.) [Dârimî]
(En fazîletli amel, vaktinde kılınan namazdır.) [Ebû Dâvüd]
(Kıyâmette kulun ilk sorguya çekileceği ibâdet, namazdır. Namaz düzgünse, diğer amelleri kabûl edilir. Namaz düzgün değilse, hiçbiri kabûl edilmez.) [Taberânî]
(Kıyâmette, namaz kılan kurtulur, kılmayan perişan olur.) [Taberânî]

(Allah, 5 vakit namazı farz kıldı, eksiksiz edâ edeni Cennete koyacağına söz verdi. Namaz kılmayana verilmiş bir sözü yoktur, buna dilerse azâb eder, dilerse Cennete koyar.) [E.Dâvüd]
(Ümmetimin fesâdı zamanında sünnetime yapışan, [ya'nî Ehl-i sünnet olan] ve beş vakit namazı cemâ'atle kılanın amel defterine hergün yüz şehîd sevâbı yazılır.) [I.Nâsiruddîn]
(Müslüman, namaz kılarken günâhları başı üzerine konur. Her secde ettiğinde başından dökülür. Namazı bitirince hiç bir günâhı kalmaz.) [Taberânî]
(Mü'min, Allah rızâsı için namaz kılınca, ağaçtan yaprakların döküldüğü gibi, günâhları dökülür.) [İ.Ahmed]
(Her namaz vakti gelince, melekler, "Ey insanlar, günâhlarınız sebebiyle hâsıl olan ateşi namaz kılarak söndürün" derler.) [Taberânî]
Namaz kılmak böyle büyük bir ibâdet olduğu için terkedilmesi de çok büyük günahtır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kasten [mazeretsiz] namaz kılmayanın diğer amellerini Allahü teâlâ kabûl etmez. Tevbe edinceye kadar da Allahın himâyesinden uzak olur.) [Isfehânî]
(Namaz kılmayan, kıyâmette Allahü teâlâyı kızgın olarak bulur.) [Bezzâr]
(Kim namazı bile bile bırakırsa Allahü teâlâ onun ibâdetlerini faydasız kılar ve namaza başlayıncaya kadar, himâyesinden uzaktutar.) [Ebû Nuaym]
(Beş vakit namazı terk eden, Allahın hıfz ve emânından mahrûm olur.) [Ibni Mâce]
(Namaz dînin direğidir, terk eden dînini yıkmış olur.) [Beyhekî]
(Namaz kılmayanın Müslümanlığı, abdest almayanın namazı yoktur.) [Bezzâr]
(Îmân ile küfür arasındaki fark, namazı kılıp kılmamaktır.) [Tirmizî]
Bu hadîs-i şerîfleri, Ehl-i sünnet âlimleri şöyle açıklamışlardır:
Dînimizde en büyük günâhı işleyen kâfir olmaz. Bunun için, tembellikle namaz kılmayana kâfir denmez. Fakat namaz, çok önemli bir ibâdet olduğu için, namaz kılmayanın îmânla ölmesi çok zayıf bir ihtimâldir. Namaz kılmayanın kalbi kararır, diğer günâhları işlemekten çekinmez. Bazı âlimler, namaz kılmayanın kâfir olacağını bildirmiştir. Bu bakımdan her ne şart altında olursa olsun, muhakkak namazı kılmalıdır!
Elbette vazife mukaddestir

Sual: Bir arkadaş, (Ben namaz kılmam ama, fakirlere yardım ederim, hayvanlara acırım. Bunlar da ibâdettir. Sadece namaz kılmakla olmaz. Vazife mukaddestir. Önce iş, sonra namaz) diyor. Namaz kılmıyanın yaptığı iyi işler kabûl olur mu?
CEVAP

(Sadece namazla olmaz) demek, namazı hafife almak olur. Namaz sanki îman gibidir. Nasıl ki, îmanı olmıyanın hiçbir ibâdetine, iyiliğine sevâb verilmiyorsa, namaz kılmıyanın da hiçbir ibâdetine sevâb verilmez.
Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Kıyâmet günü kulun ilk sorguya çekileceği ibâdet namazdır. Namaz düzgün ise, diğer amelleri kabûl edilir. Namaz düzgün değilse, hiçbir ameli kabûl edilmez.) [Taberânî]
(Namaz kılmıyanın ibâdetleri kabûl olmaz.) [Ebû Nuaym]
(Namazın dindeki yeri, başın vücuttaki yeri gibidir.) [Taberânî]
(Vazife mukaddestir. Önce iş, sonra namaz) diyerek namaz kıldırmamak doğru değildir. Namaz kılmakla işverenin hakkı geçmiş olmaz. Yani işverenin namaza mâni olma hakkı olmaz. Vazife ne demektir? Vazife, âmir tarafından emredileni yapmak, yasak edileni yapmamak demektir. Birkaç âmirin verdiği emir, birbirine benzemiyorsa, daha üstün olan âmirin emri yapılır. Memuriyette ve askerlikte de, birinci vazife büyük âmirin emrini yapmaktır. En büyük âmir kimdir? Vazife elbette mukaddestir. Çünkü hadis-i şerifte, (İnsanların en iyisi, insanlara faydalı olandır) buyuruldu. İnsanlara ne yapılırsa faydalı olacağını da, en büyük âmir olan Allahü teâlâ bildirmiştir. Birinci vazife, en büyük âmirin emrini yapmak olduğuna göre, en büyük âmir ne diyor? (İmandan sonra en büyük vazife namaz kılmaktır) buyuruyor. Namaz kılmıyanın ibâdetleri, iyi işleri kabûl olmadığı gibi, kazancı da bereketsiz olur.

Namaz kılmak, işi aksatmaz. Hattâ namaz kılan, işini daha canla başla yapmaya gayret eder. Namaz kılan, kul hakkından, harâmdan korkar, vazîfesini ihmâl etmez. (Namaz kılmaya vaktim yok) demek veya başka bahâne uydurmak, beynamaz mazeretidir, namazın önemini bilmemektir. Hadîs-i şerîfte, (Bir kimse, namazını kasten, mazeretsiz kılmazsa, Allahü teâlâ onun diğer ibâdetlerini faydasız kılar.) buyuruldu. (İ.Gazâlî) Allahü teâlâ, namaz kılmayanın iyiliklerine sevâb vermez.

Sual: Bazı cahiller; bir namazı, uyuyarak, unutarak veya meşru bir mazeretle kazaya bırakmakla, tembellikle veya kasten terk etmeyi aynı kefeye koyuyorlar. Kasıtlı ve kasıtsız yapmak hakkında bilgi verir misiniz?

CEVAP

Namazı kasten terk etmekle, meşru bir özürle terk etmenin cezası ve kazası aynı değildir. Sadece namaz değil, her işi, kasıtlı veya kasıtsız yapmak arasında çok fark vardır. Kasıtlı ve kasıtsız yapmak konusunda Kur’an-ı kerimden ve hadisi şeriflerden örnekler verelim:

Bir işi kasten yapmak, taammüden, planlayarak, isteyerek yapmak demektir. Dinimizde adam öldürmek en büyük günahlardandır. Bunu taammüden, yani planlayarak öldürmek daha şiddetlidir. Bekara suresinin 178. âyet-i kerimesinde, kasten adam öldürenin, mahkemece, aynı cezaya çarptırılması bildirilmektedir. Bir mümini öldürmek büyük günah olduğu gibi, mümini mümin olduğu için öldürmek daha büyük günahtır. Bu konuda Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Bir mümini [mümin olduğu için] kasten öldürenin cezası, cehennemde sonsuz kalmaktır.) [Nisa 93]

Fakat bir mümini kasten değil de, yanlışlıkla, kasıtsız öldürürse, cezası hafiftir. Varsa bir köle azat eder ve diyet verir. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:

Bir insan doğru zannederek yalan yere yemin edebilir. Bunu kasıtlı yapmadığı için günah olmaz. Fakat bir şeyi yapmayacağım diye yemin edip de, yaparsa yemin kefareti ödemesi gerekir. Bu konuda Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Allah, kasıtsız yeminlerinizden dolayı sizi sorumlu tutmaz. Ama kasıtlı yeminlerinizden dolayı sizi sorumlu tutar.) [Bekara 225]

Kasten hadis uydurmanın cezası da büyüktür.

Namazı kasten kılmamak çok büyük günahtır. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Namazı kasten kılmayanın diğer amellerini Allahü teâlâ kabul etmez.) [İsfehani]

(Namazı kasten terk eden kâfir olur.) [Taberânî]

Bu kadar önemli bir ibadeti kasten terk etmekle, uyuyarak, unutarak kılmamak arasında çok fark vardır, mukayese bile kabul etmez, ikisi aynı kefeye konamaz. Uyumak, unutmak veya başka meşru bir mazeretle kazaya kalan namaz varken, sünnet veya nafile namaz kılmakta mahzur yoktur. Ama kasten terk edilmiş namazları varken, bunları kaza etmeden nafile kılamaz.

Sual: Namaz kılmamanın zararı nedir?
Seyyid Abdülhakîm-i Arvâsî hazretleri Sefer-i Âhiret risâlesinde buyuruyor ki:
Namaz kılmıyan, namaz kılmamakla bütün mü’minlere zulmetmiş bulunuyor. Zîra her namazda (Esselâmü aleynâ ve alâ ibâdillâhissâlihîn) demekle bütün müminlere duâ ediliyor. Her gün beş vakit namazda yirmi def’a tekrar olunan bu duâdan müslümanları mahrûm bırakıyor. Ya’nî hakları olan bu duâyı terkediyor. Kıyâmet gününde bütün mü’minler bu haklarını namaz kılmıyanlardan alacaktır. Namaza gevşeklik gösterenler, namazı önemsemeyip hafif tutanlar birçok cezâya uğrarlar:
Ömründen hayır ve menfaat görmez. Çeşitli hastalıklar, çeşit çeşit aşağılıklar, hakaretler ve zilletler içerisinde hayat sürer. Kimseden saygı görmediği gibi, çeşitli mahrumiyet ve zaruretlere mübtelâ olur. Sıhhatinden hayır ve menfaat görmez.Genel olarak kötü yerlerde bulunan kimseler, namazına devam etmiyenler veya namazında gevşeklik gösterenlerdir. Bunun gibi, zahmetli, yorucu ve ağır işlerde çalışanlar da çoğunlukla yine namaz kılmıyanlardır. Namazı doğru kılanlar, sâlihlerin yanında hurmet ve haysiyet ve îtibar sâhibidir. Bu gibiler, arkadaşları ve akrabaları arasında seçilmiş ve saygılıdır. Aşağı, çirkin, süflî ve ezici işlerde çalışanlar genellikle namaz kılmıyan veya namaza gevşeklik gösterenlerdir.
Cenâb-ı Hakkın hizmetinde bulunmaya yarar kimselerin simâlarında, kendi yaradılışlarındaki, güzellik ve cemâlden ayrı olarak bir başka güzellik ve cemâl vardır ki, namaza gevşek davrananlar her ne kadar güzellenme ve süslenme sebeblerine başvursalar da, hergün def’alarca hamama girip çıksalar da, türlü türlü, çeşit çeşit ve yeni elbiseler giyseler de, yine bu güzellik ve cemâle kavuşamaz ve bu simaya bürünemezler. Her çeşit güzel kokular sürünseler de, kendilerinde hâsıl olan yahûdî kokusuna benzer kokuyu hissedebilenlerden gizliyemezler. Bu kokuyu duyanlar vardır. Nitekim yehûdîler, yehûdîliğe mahsûs olan kokudan, İslâma gelip İslâm dîninde karar kılmadıkça kurtulamıyacakları gibi, namazı terkedenler de, namaza devam ve şartlarına riayet etmedikçe kurtulamazlar.
Simâ-i sâlihîn ancak namaza devam edenlerde bulunur. Bunu anlıyanlar vardır. Hattâ bu işin ehli olanlar, geçirilen namazın hangi vaktin namazı olduğunu da bilebilirler.
Namaza devam edenler, uzun zaman hamama gitmeseler de, yıkanmasalar da, bunun gibi hayli zaman çamaşır değiştirmeseler de, vücudları, elbise ve çamaşırları pis kokmaz. Namazı terkedenler, aksine sık sık hamama gitseler de ve çamaşır değiştirseler de, o nezafet, o tarâvet ve o zarafete sâhip olamazlar.
Günde defalarca sadaka verse, birçok yetim sevindirse, yedirse, giydirse, günlerce Kur’ân-ı kerîm hatmetse, birçok kere hacca gitse, buna benzer ibâdet, tâat ve iyilikler yapsa, Cenâb-ı Hak ona zerre kadar bir sevab vermez. Bütün amelleri boştur.
Allahü teâlâ, o vakitleri namaza mahsus kıldığından bu vakitleri namazda geçirmeleri elbette lâzımdır. Bu vakitleri Allahü teâlânın tâyin ettiği şekilden düzenden çıkarmak zulmünde bulundukları için namazı terkedenlerin her işinden, dünyevî ve uhrevî yaptıklarından iyilik, hayır ve bereket kalkar.
Yâ Rabbi diyen kuluna, Allahü teâlâ, (Lebbeyk = söyle yapılsın) buyuruyor. Namaz kılmıyan kimseye, böyle söylemez. Onun duâsı kabûl olunacak makama getirilmez. Yanî bir engel çıkar da geri bırakılır. Kabûl olunacak yere ulaşamaz. Tıpkı dünya işinde, dilekçe yazanın, dilekçesinin bir yerde takılıp yerine ulaşamaması gibi.
Sâlihler, Allahü teâlâya yâr olanlar namaz kılanlardır. Ancak bunlar hayır ve berekete ve rahmete vesile olurlar. Namazda, Âdem aleyhisselâmın yaratılmasından yeryüzünde bir tek mü’min kalıncaya kadar, bütün mü’minlerin ve dolayısıyle bütün mahlûkatın da hakları vardır. Namaz terkedilince, Hakkın rahmeti, örtülü kalır. Rahmetin gelmesine değil kesilmesine sebeb olduğundan bütün mahlûkat namazı terkedene buğz ve düşmanlık eder.
Müslümanların duâlarının bereketinden mahrum kalır. Yanî hisse, pay alamaz. Ölse, mezarı yanından geçen bir müslümanın okuduğu Fâtihadan gerektiği kadar faydalanamaz. Allahü teâlâ böylelerini, ulûhiyet makamında özel hizmet sayılan namaza almadığından, Hakka hizmetten kovulmuş ve bu hizmet için verilecek olan faydalardan mahrum kalmıştır.
Namaz kılmıyan, görünüşü bozuk bir sûrette ve rahatsız olarak yatağa düşer. Üstünü başını, yorganını, karyolasını ve diğer şeylerini pisleterek berbat eder. Öyle olur ki, en yakınları olan çocukları ve hanımı, anası ve babası da ölümünden nefret eder. Beklenilen hürmet ve riâyeti gösteremezler. Dünyalık olarak çok büyük meselâ pâdişah da olsa, yine ölüm zamanında şu veya bu şekilde ikrah olunur bir sûret ve şekilde vefat eder ki, bütün etrafı ve yakınları ondan nefret ederler.
Namaz kılmıyanın ölümünde; gözlerinde korku alâmetleri, telâş ve hüzün eserleri, gözünü göğe dikme işaretleri görünür. Gözlerinin rengi değişir. Yukarıya veya aşağıya doğru dikilir ki, bakmak mümkün değildir. Burun delikleri kurur. Kuş tüyü yataklarda, muhteşem karyolalarda, süslü odalarda ve saraylarda binbir ihtişam ve çeşitli debdebe içerisinde bulunsa da, yine zelil ve aşağı olur. Gittikçe zillete, alçalmaya doğru yol alır. Çünkü izzet, ancak Allahü teâlâya, Muhammed aleyhisselâma ve mü’minlere mahsustur. Hz.Ömer bunun için: “Biz zelîl bir kavim idik. Allahü teâlâ bizi İslâm dîni ile azîz eyledi. Eğer izzet ve şerefi, Allahü teâlânın bizi azîz ettiğinden başka yerde ararsak, eskisinden daha zelîl ve aşağı oluruz” buyurdu.
Namaz kılmamakla îmân zayıflar. Namazı kılmıyanların îmânları zayıf olduğundan, ne melekler, ne rûhlar, ne ölüler, ne diriler, ne de diğer mahlûkat onu azîz tutmaz, ona hürmet ve riâyet göstermezler.Namaz kılmıyan ölürken saçları ve sakalları sarkar. Sarkık, düşük, karışık bir manzara alır. Kısaca, hayatındaki şeklinde bulunmaz. Mü’minler ise ölümünde de hayattaki durumu bozulmaz, aynen canlı gibi kalır. Onun ölümünü gören, ölümünden haberdar değilse, uyuduğunu zanneder.
Ne kadar çok yemek yese de, yine açlık ızdırabı dinmez. Gittikçe şiddetlenir. Dayanılmaz, tahammül edilmez bir hâl alır. Ne kadar fazla, ne kadar kuvvetli ve iyi yemekler yedirilse, bu acı, bu ağrı, bu sızı dindirilemez. Bu ızdırap teskin olunamaz. Bu hasta yedirilmekle doyurulamaz. Boğazı, barsakları açlıkla acı çeker. Açlık bir orantı hâlinde yükselir, artar. Nihâyet kıvrana kıvrana can verir. Çünkü namazı terketmek büyük günahtır. Cezâsı da o nisbette büyük olur. Açlık da mühim bir hastalıktır. Neticesi mutlaka ölümdür. Diğer hastalıklar gibi değildir. İşte namaz kılmıyanlar açlık hastalığı ile kıvranıp öyle giderler. Her namaz kılmıyan mutlaka aç olarak ölür.
Namaz kılan, güler yüzlü mütebessim, parlak ve nûrânî yüzlü olur. Sevinç ve neşe alâmetleri yüzünde ve gözlerinde âşikâr olur. Hak teâlâdan ve meleklerinden hayâ eder. Kendi kusurlarını ve Hak teâlânın lütuf ve ihsanını görür de, alnından terler dökülür, burnunun delikleri sulanır. Kulak altları ve burun delikleri hafif bir şekilde terler. Güzel bir şekilde kokar. Renginde lâtif bir güzellik olur. Etrafa güzel kokular yayılır. En lezzetli ve en nefis yemekler yemiş gibi tok ve kanmış olarak vefat ederler.Namazın tamam olması ve kemâl üzere bulunması, fıkıh kitablarında genişçe anlatıldığı şekilde namazın farzlarını, vâciblerini, sünnet ve müstehablarını yapmaya, yerine getirmeye bağlıdır. Namazda huşu’ bu dört şeyde toplanmış ve kalbin hudû’u da bunlara bağlanmıştır. Mü’minle kâfir arasındaki fark namazdır. Mü’min namaz kılar, kâfir kılmaz. Münâfık ise bâzan kılar, bazân kılmaz.
Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: (Îmân, namaz demektir. Namaz için kalbini hazırlar ve namazı itinâ ile, vaktine, sünnetine ve diğer şartlarına riâyet ederek kılan, mü’mindir.) [İbni Neccâr]
(Kıyâmette kulun ilk sorguya çekileceği ibâdet namazdır. Namaz düzgün ise, diğer amelleri kabûl edilir, düzgün değilse, hiçbir ameli kabûl edilmez.) [Taberânî]
(Namazı kılmıyanın ibâdetleri kabûl olmaz ve namaza başlayana kadar Allahın himâyesinden uzak kalır.) [Ebû Nuaym]
(Namaz dinin direğidir, terkeden dinini yıkmış olur.) [Beyhekî]
(Namaz kılan kıyâmette kurtulacaktır, kılmıyan perişan olacaktır.) [Taberânî]
Hanbelî’de bir namazı özürsüz terkeden kâfir olduğundan öldürülür. Yıkanmaz kefene sarılmaz, namazı kılınmaz ve müslümanların kabristanına konulmaz.

Namazın farzları
Sual: Namazın farzları nelerdir?
CEVAP
Namazın farzları 12’dir. Bunların altısı içinde, altısı dışındadır. Dışındaki farzlara şart denir. Namazın içindeki farzlara rükün denir.
Namazın dışındaki farzlar:

1-Hadesten tahâret: Abdestsiz olanın abdest alması, cünüp olanın da gusletmesidir.

2-Necasetten tahâret: Namaz kılanın, vücûdunu, elbisesini ve namaz kılacağı yeri, necâsetten yâni dînimizde pis sayılan şeylerden temizlemektir.

3-Setr-i avret: Avret yerini örtmek demektir. Namaz kılarken açması veya her zaman başkasına göstermesi ve başkasının da bakması haram olan yerlerine (Avret mahalli) denir. Erkeğin avret yeri, göbeğinden dizi altına kadardır. Kadınların ise, yüz ve ellerinden başka her yeri avrettir.

4-İstikbal-i kıble: Namaz kılarken kıbleye dönmektir.

5-Vakit: Namazı, vaktinde kılmaktır.

6-Niyyet: Namaza dururken kalb ile niyet etmektir. Yalnız ağız ile söylemeye niyet denmez. Namaza niyet etmek demek, ismini, vaktini, kıbleyi, cemaatle kılınıyorsa imama uymayı, kalbden geçirmek demektir. Niyet, başlama tekbiri söylenirken yapılır.



Namazın içindeki farzlar:

1-İftitah tekbiri: Namaza başlarken “Allahü ekber” demektir.

2-Kıyam: Namazda ayakta durmaktır. Ayakta duramayan hasta, oturur. Oturarak kılamayan yatarak îmâ ile kılar.

3-Kırâat: Namazda, Kur'an-ı kerimden sûre veya âyet okumaktır.

4-Rükû: Ayakta okuma bittikten sonra, eğilip elleri dize koymaktır.

5-Secde: Rükûdan sonra yere kapanmaktır.

6-Kâde-i âhıre [son oturuş]: Son rekâtta Ettehıyyâtü'yü okuyacak kadar oturmaktır.



İstikbal-i kıble



Sual: Kıbleyi bilmeyen kimse, araştırıp namaz kılsa, daha sonra kıldığı istikametin kıble ciheti olmadığı anlaşılsa, namazı iade etmesi gerekir mi?

CEVAP

Kıbleyi bilmeyen kimse, kendisi araştırır, zannına göre karar verdiği cihete doğru kılar. Sonradan yanlış olduğunu anlasa bile namazını iade etmez. Çünkü kıble ve namaz vakitleri fazla zan ile kabul olur. Kıble cihetini bilmeyen kimse, bilene sormadan veya kendi araştırmadan kıble cihetine doğru namaz kılarsa, kıbleye rastlamış olsa bile namazı kabul olmaz. Kıbleyi araştırıp da, zan ile karar verdiği cihete doğru kılmazsa, rastladığını anlasa bile tekrar kılması gerekir.



Sual: 1-Namaza niyet ettik ve iftitah tekbirini aldık namaza başladık.Anladık ki kabeyi tam gözümüzde canlandırmadık veya sübhanekeyi okurken aklımıza geldi ki niyeti tam olarak yapmadık.Yani hangi namazı kıldığımz, Kâbeye yöneldiğimiz, Allahü tealanın rızası için kıldığımız şeklindeki niyetten birisini kalben eksik yaptık. Selam verip tekrar tekbir almak gerekir mi?

CEVAP

Sizinki vesvesedir. Kabe göz önüne getirilecek diye bir şey yok. Kıbleye doğru kılmak, yani kıbleye doğru kıldığını bilmek yeterlidir. Namaz zaten Allah rızası için kılınır. Allah rızası için demek de şart değildir. Hangi namazı kıldığını insan hatırlar. Namazı bozmak haramdır.



Sual: Ayda kıble ne taraftır?

CEVAP

Dünya tarafı. Bunu da bilmiyen, zannettiği yöne döner



Sual: Mescid kapısı kıble istikametindedir. Namaz kılanların önünden geçerek imamın yanına durmak günah olur mu?

CEVAP

Olur. Bir kişinin geçebileceği kadar yer bırakılmalıydı.



Sual: Mesbuka uymak caiz mi?

CEVAP

Hayır. Mesbuk imam olamaz.



Sual: Kıble duvarına zihni meşgul edici şeyler koymak mekruh mu?

CEVAP

Evet.



Sual:Göz sinirlerinin çapraz istikameti arasındaki açıklık, takriben 45 derece midir?

CEVAP

Evet. Kâbeye tam dönülmeli. Açı artarsa sevabı azalır.



Sual: Kıbleyi bilen bir arkadaş, kuzeye dönüp şaka olarak (Kıble böyle mi?) dedi. Ben de şaka ve hakaret olarak, (Evet böyledir. Sen istediğin tarafa kılarsın) dedim. İkimiz de kâfir olduk mu?

CEVAP

Evet. Tevbe ve tecdid-i iman ve nikah lazımdır.



Sual: Namazda otururken, sünnet zannederek, kıbleye dönmesi için, sol ayağı da, sağ ayak gibi dikmek bid'at olur mu?

CEVAP

Evet.



Sual: Mesbukun farz olan oturuşu, kendi son oturuşu mu?

CEVAP

Evet.



Sual: Zeval vaktinde, 100 cm lik çubuğun gölgesi 5 cm ise, çubuğun gölgesi bir misli uzayıp, zeval vaktindeki gölgesi ile beraber 105 cm olunca ikindinin vakti girer mi?

CEVAP

Evet.



Sual: Bazı camilerin açısı, 32 dereceden fazla. Namaz kılınır mı?

CEVAP

Hanefide, Kâbe yönüne dönmek kâfi. Ulema ve sulehanın namaz kıldığı tarihi camilerin bu hudutta olduğu muhakkaktır. (Yenileri 32 dereceden fazla ise namaz kılınmaz.)



Sual: Kıbleye yanlış duranı, düzeltmek namazını bozar mı?

CEVAP

Bozmaz.



Sual: Ev sahibi yanlışlıkla seccadeyi kıble yönüne sermemiş. Ben de araştırmadan namaz kıldım. Namazım sahih oldu mu?

CEVAP

Hayır.



Sual: Kıbleyi bir adilden öğrense ama öğrendiği yön sanıp başka yöne kılsa, vakit çıkınca yanlış yöne kıldığını anlasa ne yapar?

CEVAP

Namazı kaza eder.



Sual: Kıbleyi bilen bir arkadaş, kuzeye dönüp şaka olarak (Kıble böyle mi?) dedi. Ben de şaka ve hakaret olarak, (Evet böyledir. Sen istediğin tarafa kılarsın) dedim. İkimiz de kâfir olduk mu?

CEVAP

Evet. Tevbe ve tecdid-i iman ve nikah lazımdır.

Vakit



Sual:1-Vaktin farz namazını kılan bir kişi namaz kılmamış bir kişiye cemaat olup namaz kılabilir mi?

CEVAP

Kılamaz. Şafiide oluyor.



2- Yine Amerikada güneşin doğuş vakti tv kanallarından hava durumu haberlerinde hergün veriliyor. Dikkat ettim, İhlas’ın, http://www.namazvakti.com’da verilen saatlere göre buradaki kanalların verdiği saatler en az 5 dk ileri. Mesela İhlas'da (aynı şehir için) 7.30 ise burada 7.37 diye veriyorlar... Acaba hangisi sabah namazının çıkış vaktidir? Bizimkiler hesaplarken dinimizin bildirdiği ölçüleri kullanıyorlar mutlaka. Ama Amerika'da da birçok şey özellikle teknoloji hususunda ileri. Acaba bizimkiler sabah namazı için temkin vakti mı koymuşlar? Gün doğumundan sonra namaz kılmak mekruh olduğu için eğer bu iki zaman
arasında uyanırsak hemen farzı kılmalı mıyız? yoksa İhlas'ın vaktine göre güneş doğmuştur deyip kılmayalım mı?

CEVAP

Bizimkiler de Amerikan teknolojisini kullanıyorlar. Diğerleri temkinsizdir. Bizimkilerin saatlerine uymalıdır.



3-Burada öğlen namazı olmadan yani 12.00'de uçağa binilince 10 saat devamlı uçakta kalmak suretiyle yolculuğa çıkılıyor... Amerikayla Türkiyenin saat farkı, Amerika Türkiye'den 7 saat geri.... yani Amerikaya uçak indiğinde aynı günün öğlen saat 3 oluyor.... yani ikindi vakti yeni girmiş oluyor.....Öğlen namazını burada vakti olmadığı için kılınamadığından uçakta mı kılmak lazım veyahut nasıl olacak oraya inildiği zaman mı kılınacak.... Tabii bu arada uçaktaki 10 saat boyunca TR’de öğlen, ikindi akşam namazları geçmiş oluyor... yani TR’deki geçen namazların da orada kılınması gerekiyor mu.. yoksa oradaki namaz saatlerine uyup mu uygulanacak?

CEVAP

Üç yol vardır:

a- Türkiyedeki vakitlerin önemi yok. Saat üçte inince birinci ikindi yani asrı evvel oluyor, uçaktan inince öğle kılınır, bir saat sora da ikindi kılınır.

b-Yahut uçakta öğle kılınır. Ayakta kılmakta mümkünmüş. Ayakta kılma imkanı yoksa bağdaş kurarak veya diz üstü koltuğa oturarak kıble istikametine dönerek ima ile kılınır. İki rekat kılınır.

c-Yahut da öğle ile ikindiyi birleştirip cem edip ikindi vaktinde kılınabilir.

Sual: Takvimlerde ezanı ve vasati saatlere göre namaz vakitleri belirtiliyor. Bu iki saat hangileridir?

CEVAP

Eskiden ezanı saat kullanılırdı, Şimdi tek tük kullanan yine vardır. Vasati saat ise, şimdi herkesin kullandığı saattir.





3-Bazan işe dalarak ikindiyi kerahat vaktine sokuyoruz, o gün sadece ikindinin kazası yapılabilir mi? Akşam namazına 5 dk kalsa bile kılabilir miyiz?

CEVAP

Akşam namazına bir dakika kalsa da kılmanız farz olur, kılmamak haram olur.
İkindinin kazası demek yanlış, edası olur.



4-Kerahat vakitlerinde namaz kılmak, Kur'an okumak, tesbihat çekmek uygun mudur?

CEVAP

Kerahat vaktinde kaza da nafile de kılınmaz. Kuran okunur tesbihat çekilir.





Sual: 1-İkindi namazından sonra kaza kılınır mı?

CEVAP

Nafile kılınmaz ama kaza kılınır. Akşama 40 dakika kalıncaya kadar.



2-Sabah namazını güneş doğarken kılmak mekruh mu?

CEVAP

Mekruh olduğunu kim dedi? Güneş doğmaya başlayınca, hiç namaz sahih olmaz, kabul olmaz. Güneş doğduktan sonra 45-50 dakika hiç kılınmaz. Güneş doğana kadar kılmak gerekir.



3-Salat-ı vitrde kunut dualarından evvel tekbir alırken ellerin durumu nasıl olacaktır?

CEVAP

Aynen ilk başlarken yapılan tekbir gibi yapılır.



Sual: Ezanların erken okunduğu bellidir. Saat yokken, bunlara itibar edip, vakti belirlemek, mesela öğle ezanı okunurken, öğleye üç dakika kaldığını kabul etmek caiz mi?

CEVAP

Evet.



Sual: Mescidde bulunan kimse, ezan okunurken ayağa kalkar mı?

CEVAP

Kalkmaz.



Sual: Ezan okurken, sadece bir eli kulağa koymak bid'at mi?

CEVAP

Evet.

İftitah tekbiri



Sual: Namaza tekbir getirince mi başlamış oluyoruz, elleri bağlayınca mı?

CEVAP

Ellerin önemi yok, tekbir getirince başlanmış oluyor.

4-Bir kimse tahrime tekbiri alırken sünnete uygun olmayarak elleri daha kulaklarına gelmeden tekbiri bitirmesi durumunda yine kulaklardan göbek altına el bağlama hareketi namaza zarar verir mi?

CEVAP

Zararı olmaz. İki elin bir hareketi sayılmaz.


Sual: İftitah tekbirine ne zaman yetişilmiş sayılır?

CEVAP

Fatiha bitene kadar imama uyan, yetişmiş sayılır.



Sual: Alındaki yaradan, secde edemiyen, tekbiri ayakta mı alır?

CEVAP

Secde edemiyen, ayakta durmaz. Oturarak kılar.



Sual: Namaza başlarken Allahü ekber yerine Allahü ebed dense, namaz sahih olur mu?

CEVAP

Sahih olmaz.





Sual: İftitah tekbirini, niyeti müteakip mi getirmek evladır?

CEVAP

Evet.



Sual: Özür ile başını yere koyamıyan, oturup ima ile kılarken, iftitah tekbirini ayakta alsa caiz mi?

CEVAP

Hayır.



Sual: Oturunca ayağa kalkamıyan, oturarak mı namaz kılar?

CEVAP

Ayakta tekbir alır, sonra oturup kılar.


Kıyam - Kraat



Sual: 1- Namazda kıyamda iken ellerin göbek üstüne bağlanmasının bir mahzuru var mıdır?

CEVAP

Sünnet olanı göbek altına bağlamaktır.



Sual: Zammı sure okunması gerektiği halde okumadan rükuya gidildiğinde doğrulduktan sonra zammı sure okunabilir ise vitri vacibin son rekatında aynı şey başımıza gelir ise zammı sureden sonra kunut dualarını okuyabilir miyiz?

CEVAP

Evet zammı sure okunur ve kunut duaları da okunur. Secdei sehv de gerekmez.



Sual: Sübhaneke, Ettehiyyatü ve diğer duaların aralarında Besmelemi çekilir yoksa Allahu ekber mi denir?

CEVAP

Besmele çekilmez, Allahü ekber de denmez.



2-Namaz kılarken fatihadan sonra sure okuyacağı halde bir an unutarak ellerini aşağı saldı ama eğilmedi.Namaza devam ederken ellerini tekrar bağlayarak mı devam edecek? Yoksa eller yanda olarak kıyamı böylece mi bitirecek?

CEVAP

Bağlasa da mahzuru olmaz. Bağlamaması daha iyidir.

3-Elleri tekrar bağlarsa iki elin bir hareketi kabul edilerek namaz bozulur mu?

CEVAP

Oradaki iki elin bir hareketi sayılmaz.

Sual: 1-Euzu besmele namazda her Fatihadan önce mi çekilmeli yoksa sadece ilk

rekatın Fatihasından önce mi?

CEVAP

Sübhaneke okunduktan sonra çekilir, diğer fatihaları okurken sadece besmele çekilir.



2-Namazda herhangi bir sure okurken en az kendimiz duyacak kadar bir sesle mi söylemeliyiz yoksa hiç ağız kıpırdanmadan kalpten okumak diye bir şey var mıdır?

CEVAP

Kendimiz duymadan okuma geçerli değildir. Namaz sahih olmaz. Okumaya kıraat

denir. Kıraat kendi duyacak kadar sesli okumaktır. Dini hiziplerden birinin liderini gördüm. Hiç dudağını kıpırdatmıyordu, öyle namaz kılıyordu. Halbuki o namaz sahih olmaz.

3- Bazıları tesbih çekerken Sübhanallah derken tesbihi aşağıdan yukarıya doğru, Elhamdülillah derken düz, Allahuekber derken yukarıdan aşağı doğru tutuyor. Neden böyle yapıyorsunuz? diye sorduğumuzda Sırat köprüsü böyle olduğu için diyorlar. Böyle yapmak doğru mudur?

CEVAP

Evet, doğrudur.



Sual: 1-Sabah namazını yalnız kılarken uzun sure okumak için, bildiğim kısa surelerin hepsini sıra ile okuyorum. Mesela elemtereden başlıyor, felak suresine kadar okuyorum, ikinci rekatte de sadece nas suresini okuyorum. Mahzuru var mıdır?

CEVAP

Mahzuru yoktur. Evla olanı iyi olanı tek sure okumaktır.



2-Vitir namazında tekbir alırken eller yana salınır mı?

CEVAP

Hayır aşağı salmadan kaldırılır.



Sual: 1-Vitr namazında kunuttan evvelki tekbiri getirmeden, doğrudan rükuya giden, kunutları okumadığı rükuda aklına gelirse, secde-i sehv yapmaya niyet edip namaza devam mı eder yoksa rükudan kalkıp tekrar tekbir getirerek kunutları okuyup devam mı eder?

CEVAP

Rükuda hatırlarsa artık geri dönmez, sonunda secdei sehv yapar. Fakat zammı
sureyi okumadığını rükuda hatırlarsa geri döner zammı sureyi okur, yine rükuya gider, fakat sonunda secdei sehv gerekmez. Bu ikisi farklıdır.

2-Namaz kılarken zamm-ı sure okunduğu esnada, zamm-ı sure tamamlanmadan elleri yana salmak namazı bozar mı?

CEVAP

Bozulmaz.

3-Namaz bozulmazsa, hangi şekilde namazı tamamlamak gerekir?

CEVAP

Farklı bir tamamlama yoktur. Normal devam edilir. Sonunda secdei sehv de gerekmez. Eller yanda bulunmakla namaz bozulmuş olmaz.


Sual: 1-Sabah namazının çıkmasına 1 dakika olduğunu düşünelim, 2 rekat farz namazı en çabuk şekilde sünneti kılmadan nasıl yetiştiririz? 1. ve 2. rekatlerde sadece besmele (fatiha ve zammı sure okumadan) çekerek ve tesbihleri sadece birer defa söyleyerek ve otururken de secde-i sehv yapsak namaz kabul olur mu?

CEVAP

Secdei sehv yapılmaz. Namazın sünnetleri terk edilir.



Sual: Fatihadan sonra yanılıp el salınırsa, sure okurken bağlanır mı?

CEVAP

Bağlamadan okumalı, fazla hareketten sakınmalı.



Sual: İlk rekatta İhlas, 2.de, unutup Kevseri okumak mekruh mu?

CEVAP

Mekruh olmaz. Çünkü yanılmak özürdür.



Sual: Fatihada müstekim kafı gayn okumak manayı bozar mı?

CEVAP

Bozar.



Sual: Birinci rekatta ayet-el kürsi, ikincide Nası okumak caiz mi?

CEVAP

Evet.



Sual: Sübhanekeden sonra, unutup tehıyyatı okuyan, sonra Fatihayı okusa, secde-i sehv gerekir mi?

CEVAP

Gerekmez.



Sual: Namazda, zamm-ı sureden sonra, (sadakallahülazim) demek, secde-i sehvi gerektirir mi?

CEVAP

Gerektirmez.



Sual: Vitrin 3. rekatinde, 2. rekatte okuduğu zamm-ı sureden 3 ayet miktarı fazla okumak mekruh mu?

CEVAP

Mekruhtur.



Sual: Müekked sünnetlerde unutup 1., 2. rekatte Kuleuzüleri, diğer rekatlarde elemtere ve liilafiyi okumak caiz mi?

CEVAP

Unutmak özürdür.



Sual: Sünnet kılarken, kunut okudum. Secde-i sehv gerekir mi?

CEVAP

Evet.



Sual: Yalnız Fatihayı bilen, zamm-ı sure olarak da okur mu?

CEVAP

Sure öğreninceye kadar Fatihayı okur.



Sual: 1.rekatte kıraati unutan, 2.rekatte hatırlasa ne yapar?

CEVAP

Namazı iade etmesi lazımdır. Kıraat farzdır.



Sual: İmam, açık okunacak yerde, Fatihanın yarısını gizli okusa, gizli okunacak yerde, açık okusa,secde-i sehv gerekir mi?

CEVAP

Evet. Fakat cemaatle secde-i sehv yapmamak caizdir.



Sual: İmam 4. rekate kalkmayı unutup oturursa cemaat kalkar mı?

CEVAP

Ön safdaki cemaatten birinin "sübhanalllah" diyerek ikazı iyi olur.



Sual: Fatiha, yarısına kadar okunduktan sonra, şaşırıp, yeniden başlansa, ettehiyyatü de böyle okunsa, secde-i sehv gerekir mi?

CEVAP

Gerekmez.



Sual: Fatihadaki müstekim, müstakim okununca namaz sahih mi?

CEVAP

Değildir.



Sual: Teravihi dörder rekat olarak kılarken, Kuleuzüleri ilk iki rekatte, Elemtere ve Liilafiyi diğer iki rekatte okumak caiz mi?

CEVAP

Böyle adet edinmek mekruhtur.



Sual: Teravihte, hergün, Filden Nasa kadar okumak caiz mi?

CEVAP

Evet.



Sual: Vitrde sıra ile Felak, Nas, Fil suresini okumak mekruh mu?

CEVAP

Evet.



Sual: İmam, Fatiha veya zamm-ı surenin yarısını gizli okuduktan sonra, cehri okunacağını hatırlayınca, baştan mı okur?

CEVAP

Baştan okuması efdaldir.



Sual: Namazdan sonra Fatiha okurken eller kaldırılmaz mı?

CEVAP

Evet.



Sual: Akşamın üçüncü rekatinde oturduktan sonra, unutarak ayağa kalkıp bir rekat daha kılanın namazı nafile mi olur?

CEVAP

Evet. Farzı yeniden kılar.



Sual: Sure-i Haşrı imam okuyunca, cemaat de okumuş sayılır mı?

CEVAP

Evet.



Sual: İmama 5. veya 6.rekatte uyanın namazı sahih mi?

CEVAP

Hayır.



Sual: İki kunut duasını okumak vacib mi?

CEVAP

İmam-ı azama göre vacibdir.



Sual: 1.rekatte zammı sureyi unuttum. 2.rekatte, okumadığımı hatırladım. Sonra yukarıdakinin aksine 1.de okudum, 2.de unuttum. 3.e kalktığımda, 2.de okumadığımı hatırladım. Ne yapmam gerekir?

CEVAP

Farzların 3. ve 4.rekatlerinde de zammı sure okunabilir. Hatırlanınca okunur. Secde-i sehv yapılır.



Sual: Namazda bir ayet atlansa secde-i sehv gerekir mi?

CEVAP

Namazın mekruhu olmadığı için gerekmez.



Sual: 1-Şafiilerde erkekler rükuda ayaklarını birleştirir mi?.

CEVAP

Şafiide ayakları erkekler de birleştirmez, ayaklar açık durur.



Sual: Namazda ayetleri kendi duyacağımız kadar sesli okumamız gerekiyor. Çok gürültülü bir ortamda ayetleri duymak için sesimizi yükseltmemiz gerekir mi?

CEVAP

Gerekmez. Gürültü yokken kendi duyacağı kadar yavaş okunur.



Sual: 1- 4 rekatlı bir namazın 5.rekatına kalkılırsa ve hatırlanıp hemen oturulursa ne yapmalıdır. Namaz sahih midir?

CEVAP

Namaz bozulmuş olmaz. Tehiyyat okunmuşsa secdei sehv yapılır, okunmadan kalkılmışsa, oturup tehiyyat okunur ve secdei sehv yapılır.



2- Zammı sure okunması gerektiği halde okumadan rükuya gidildiğinde doğrulduktan sonra zammı sure okunabilir ise vitri vacibin son rekatında aynı şey başımıza gelir ise zammı sureden sonra kunut duaları okuyabilir miyiz?

CEVAP

Evet zammı sure okunur ve kunut duaları da okunur. Secdei sehv de gerekmez.



3-Kıyamda Fatiha'dan sonraki sureyi okumaya başlamadan önce besmele çekilir mi?

CEVAP

Besmele çekilmez. Çekilirse de zararı olmaz.



4-Ard arda 4-5 vaktin kaza namazını kılacaksanız sabah, öğle, akşam, yatsı, vitir şeklinde sıraya dikkat etmek gerekir mi?

CEVAP

Hayır sıraya riayet etmek gerekmez.



4-Yalnız namaz kılarken besmeleyi Fatiha-i şerif ile birleştirerek okumanın hükmü nedir?

CEVAP

Caizdir. Birleşince mılhamdü lillahi diye okunur.



Sual: Namazda zammı sure deyince genellikle fil suresi ile nas suresi arası okunuyor. Mesela asr suresini kadir suresini ayetel kürsüyü amenerrasulüyü veya herhangi bir uzun surenin birkaç ayetini okuyamaz mıyız?

CEVAP

Okunur. Kur’anın baştan sona kadar her ayeti okunur. Kısa olduğu için onlara
namaz sureleri denmiş. Yoksa her sure okunur.


Devamını dinimizislam.com,bizimsahife.org,huzur pınarı comda okuyabilirsiniz
Ekleme Tarihi: 23.04.2008 - 09:38
Bu mesajı bildir   serhendli üyenin diğer mesajları serhendli`in Profili zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 899 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
ibrahim45 (46), ebabil54 (51), _EM!NE_ (36), talat (55), nerfa (58), yakupbozseki (59), NeWBaHaR (37), Akbulut (52), vahdet_ahmet (44), saripapatyam (50), bilo78 (46), gurbetten_silay.. (39), Rabbia (52), akaya20 (38), El- Metin (43), rapidhack (42), muazbinismail (40), SANDOKAN (56), SANKOCINK (56), efuli2 (50), hollanda (46), braskim (45), benreceb (42), ergin32 (55), Ozlem (42), suheyla cabuk (52), selman77 (47), kenankara (39), bilalxx (40), iskenderpasa (46), mstfakin (42)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.57711 saniyede açıldı