budesonide kaletra generique plaquenil budesonide stromectol naprosyn natyl nebilet neggram negram nemexin neo stediril neoral neurolithium neurontin neurotop nexium nimotop nivaquine nizoral cream nizoral nolvadex nootropil norflocine norlutate noroxin norsol nortrilen norvasc norvir novonorm nyolol ocuflox oculastin oftan olmetec plus olmetec omix omnicef onymax optivar orelox orfiril osiren otrivin rhume des foins oxsoralen
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » KALBİNİ Mİ YARDIN BAKTIN?

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 3 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
*selsebil* su an offline *selsebil*  
KALBİNİ Mİ YARDIN BAKTIN?

81 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 29.11.2007
En Son On: 24.05.2008 - 21:32
Cinsiyeti: Erkek 
Sinelerde olanı biteni bilen sadece Allah’tır. İnsan ise bilgi edinmede sınırlıdır. Sınırları zorlayan insan, telafisi zor sonuçlara maruz kalabilir. İnsan künhüne vakıf olmadığı olayları zahirine göre değerlendirir. Yine insan için esas olan beyandır. Bunun ötesini zorlamak yetki aşımıdır. Külfettir. Hele hele söz konusu durum bir insanın hukuku ise daha bir önem kazanır. Sorun şu, insanları yaptıklarında ve söylediklerinden değil de, kalplerinde olandan dolayı yargılamak… Birde yargılamanın akide alanında olduğunu düşünün. Bu ne cesaret! ?
Bu konuda Üsame b. Zeyd'in başına gelenleri hatırla­yalım. Rasulullah (sav) düşman üzerine gönderdiği bir grup sahabi içinde Zeyd, çatışma esnasında kapıştığı hasmını tam öldürecekken, adam kelime-i şehadet getirerek Müslümanlara selam veriyor. Üsame bu kişinin korkusundan, canını kurtarmak için şehadet getirdiğine hükmederek, adamı öldürüyor, sürüsüne el koyuyor. Sefer dönüşü, olay Rasulullah’a haber verilince çok üzülüyor, hiddetleniyor ve "kalbini yarıp baktınız da mı korkudan olduğunu anladınız!" diye Zeyd'e çıkışıyor. "Üsame, demek sen Rabbim Allah diyen birini öldürdün ha?" diyerek ha bire kınıyor. Üsame Re sulullah' in bu ısrarlı kınayışları karşısında ne denli sıkıldığını şu sözlerle dile getiriyor: "Rasulullah bu sözü o kadar tekrarladı ki kendi kendime 'keşke bu olaydan sonra Müs­lüman olsaydım." Dedim. Daha sonra Üsame'nin pişmanlık ve yakarışları üzerine Peygamberimiz onun için istiğfar edi­yor, bir köle azat etmesini emrediyor... Konu ile ilgili şuayet nazil oluyor :
"Ey iman edenleri Allah yolunda savaşa çıktığınız za­man iyi anlayıp dinleyin, size selam verene, dünya hayatı­nın geçici menfatına göz dikerek "Sen mü'min değilsin" de­meyin. Çünkü Allah'ın nezdinde sayısız ganimetler vardır. Önceden siz de böyle iken Allah size lütfetti; o halde iyi an­layıp dinleyin. Şüphesiz Allah bütün yaptıklarınızdan haber­dardır." (Nisa-94)


Kalplerde olanı okumaya izinli değiliz... Görevli de de­ğiliz... Bir başkasının kalbini yarıp bakma, ona göre hüküm bildirme makamında olmadığımıza göre, nerede durmamız gerektiğini iyi bilmeliyiz.... Şayet kalbe yönelik yapacak bir şeyimiz varsa, kendi kalbimizi masaya yatıralım, neşteri kendi sinemize vuralım... Herkes ancak kendi kalbini sorgu­lama mevkiindedir.

Ciddi bir karineye ve beyana dayanmaksızın, Müslü­manları bir takım şer'i değil indi gerekçelerle ceffel kalem İslam dışı görme yanılgısından kurtulmalıyız. Mezhebi asa­biyetler, grup asabiyetleri, çizgi asabiyetleri ile kendi dışındakileri din dışı görme marazına dönüşmemeli...
Tekfir hastalığı bir nevi insan kıyımıdır... Şabloncu bir yaklaşımla potansiyel muhatapları tüketmektir... Ne çağda? Haricilik, ne de çağdaş Mürcie bizim çizgimiz olmaması gerekir, diye düşünüyorum... Niyet okuyuculuk yetkisini kimse bizevermedi. Bize tanınmayan yetkiyi, hangi hakla kul­lanabiliriz?

İslam Tarihinde diğer bir kesit: İslam’ın Mekke dönemi, Müslümanların ağır baskı gördüğü bir dönemdir. İşkence, öldürme, boykot, hakaret birbirini izliyor. İnsan hassasiyeti­ni ayaklar altına alan ne varsa yapılıyor. Müslümanlar çile­lere sabrediyor, meşakkatleri göğüslüyorlar, ölümü bile gö­ze alıyorlar. Yasir ve Sümeyye bu dönemde vahşice şehit edilen ilk müslümanlar.

Oğul Ammar, baba ve annesinin gözleri önünde şehit edilişine şahit oluyor. O'ndan İslam ve Hz Muhammed (sav) hakkında olumsuz sözler söylenmesi isteniyor. O da, işkencenin dayanılmaz boyutlara ulaştığı bir an da, kendisinden istenenleri söylüyor. Sonra serbest bırakılıyor. O da doğru­dan soluğu Hz. Peygamberin yanında alıyor: "Ammar helak oldu Ey Allah'ın Rasulü" diyor. Hz. Peygamber (sav) onu sakinleştirdi, başından geçen­leri dinledi, sonra sordu:

"Senden istenenleri söylerken kalbin nasıldı?" Ammar kalbinin Hz. Peygamber'e ve İslam'a derin bir muhabbetle dolu olduğunu söylediklerini zorla söylettikleri­ni bildirdi. Ammar'a "Seni yine zorlarlarsa istediklerini söy­le" diye buyuruyor.

Bunun üzerin Ammar'ın "kalbindeki itminana" dikkat Çeken şu ayet indi:
"Kim iman ettikten sonra Allah'ı inkar ederse kalbi imanla dolu olduğu halde (inkara) zorlanan başka fakat kim kalbini kafirliğe açarsa işte Allah'ın gazabı bunlaradır, onlar için büyük bir azap vardır," (Nahl -106)

Bu olayın bütün zamanlara uzanan bir değerinin olduğu bilmek, gerekiyor. Bütün zamanlarda hâkim güçler ile mü'minler arasında zorlu sınavlar olmuş, yukarıdan gelen baskılara tahammül edebilenler çıkmış, edemeyeni olmuş...

Böyle bir süreçte egemen güçlerin baskıları karşısında alınan tavırda "kalbi duruş" öne çıkıyor.

Size dayatılanlar karşısında kalbiniz nasıl?

Zilleti kanıksamak, zulmü içselleştirmek durumundamısınız yoksa kalbinizdeki öfke seli her gün kabarıyor mu? Zulme beklenen tepkiyi verememenin ızdırabı ile içiniz eziliyormu?

Ammar'ın "helak oldum" çığlığı yüreğinizde yankılanı­yor mu?

Tabi zorlukları, süreçleri bahane ederek kalblerini sa­tanlar da var...

Kur'an-ı Kerim'de Mümin suresi vardır. Bu sure ismini, Firavun'un ailesinden olup imanını gizleyen kişinin kıssasın­dan alıyor. Kalbinde imanı olup kendini gizleyen bu mümi­ni Kur'an yok saymıyor:

"Firavun ailesinden olup, imanını gizleyen bir mü'min adam şöyle dedi. Siz bir adamı, Rabbim Allah'tır diyor, diye öldürecek misiniz?./' (Mümin -2

O güne kadar gizlenen bu imanın nerede ve ne zaman yankı bulacağını nasıl bir aksiyona dönüşeceğini biz bile­meyiz ki?

Bundan dolayı biraz daha temkin, biraz daha ihtiyat...

Yalancı Peygamber Müseyleme Hz. Peygamber (sav) in ashabından iki kişiyi esir alıyor. Birine : "Benim Allah'ın Rasulü olduğuma inanıyor mu­sun?" dedi. "Evet" deyince onu bıraktı. Aynısını diğerine sordu. O da: "Hayır. Bilakis sen yalancısın" dedi. Onu öl­dürdü. Rasulullah (sav) buyurdu ki: "Serbest bırakılan ruhsa­tı almıştır. Zararı yok. Öldürülen ise, üstünü (azimeti) almıştır. Ne mutlu ona."

Anlıyoruz ki bir başkasının kalp alanı ile ilgili bir şey söyleyeceksek tekrardan bir daha düşünmemiz gerekiyor... Biz kendi kalbimize yönelelim.

İslam'la ilişki, temelde bir kalp sınavıdır...

Kalbimize sarılalım...

Kalbimizi kaybetmekten korkuyorum...

Ramazan KAYAN
Ekleme Tarihi: 12.04.2008 - 11:58
Bu mesajı bildir   *selsebil* üyenin diğer mesajları *selsebil*`in Profili *selsebil* Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
**Su_DamlasI** su an offline **Su_DamlasI**  
RE: KALBİNİ Mİ YARDIN BAKTIN?

1420 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 21.04.2006
En Son On: 07.04.2013 - 11:54
Cinsiyeti: Bayan 
Alıntı
Orijınalı *selsebil*




Kalplerde olanı okumaya izinli değiliz... Görevli de de­ğiliz... Bir başkasının kalbini yarıp bakma, ona göre hüküm bildirme makamında olmadığımıza göre, nerede durmamız gerektiğini iyi bilmeliyiz.... Şayet kalbe yönelik yapacak bir şeyimiz varsa, kendi kalbimizi masaya yatıralım, neşteri kendi sinemize vuralım... Herkes ancak kendi kalbini sorgu­lama mevkiindedir.

Ramazan KAYAN




Bu kısmı çok şeyı anlatıyor

beni bir ben bilirim birde benim her hucremden azamdan haberdar olan YÜCE YARADAN
bilir...

hiç kimse karsısındakı için hüküm vermemeli çünkü bilemeyiz kimin ne oldugunu bu Kul hakkına ve iftiraya girer..

elinize saglık
Ekleme Tarihi: 12.04.2008 - 12:07
Bu mesajı bildir   **Su_DamlasI** üyenin diğer mesajları **Su_DamlasI**`in Profili **Su_DamlasI** Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
**Su_DamlasI** su an offline **Su_DamlasI**  
RE: KALBİNİ Mİ YARDIN BAKTIN?

1420 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 21.04.2006
En Son On: 07.04.2013 - 11:54
Cinsiyeti: Bayan 
ÖZÜR PC NİN azizligine ugradım iki kere gelmiş eklemem..


Bu mesaj 1 kez ve en son **Su_DamlasI** tarafından 12.04.2008 - 12:10 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 12.04.2008 - 12:07
Bu mesajı bildir   **Su_DamlasI** üyenin diğer mesajları **Su_DamlasI**`in Profili **Su_DamlasI** Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 584 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
ferdülislam (108), sunniit (59), kadirbey (62), busra12 (32), melisatek (32), hüzünlüköprü (36), ramazan294 (35), nisa88 (36), ervam (57), Allah 1 (47), saime86 (38), batu39 (51), Abdurrahman Gör.. (61), fatihulu24 (30), Zeynep_85 (39), ferhatb (51), GuVeNN (46), safiye55 (35), azra16 (44), ahmed86 (38), mürsid (37), mekin (43), tohurter (54)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.52497 saniyede açıldı