dexamethasone kamagra ivermektin stromectol chloroquine tricor trileptal triple trial pack trittico tryptizol tylenol ulcidine urispas uroxatral uvadex valif valtrex vaniqa vantin vaseretic vasotec ventolin inhaler ventolin vepesid veracim vermicidin vermox vesanoid vesdil viagra oral jelly viagra professional viagra soft viagra strips viagra sublingual viagra super active viagra super dulox force viagra super fluox force viagra super force viagra vibramycin vicard vigora virazole vistagan volmax cr
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

1141 Sonuç - Yeni Arama
Sayfa (58): (1) 2 3 Devam >
Ekleyen Mesaj
Konu: <...SaYaCGiN.CANN ...>
**Su_DamlasI** su an offline **Su_DamlasI**  
1420 Mesaj -




Ekleme Tarihi: 02.01.2011 - 01:02
**Su_DamlasI** üyenin diğer mesajları **Su_DamlasI**`in Profili **Su_DamlasI** Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Annem izin vermedi!
**Su_DamlasI** su an offline **Su_DamlasI**  
1420 Mesaj -
Bu kadar gerginlige iyi geldi tebessüm ettirdiniz kardeşim Allah razı olsunsevinçli
Ekleme Tarihi: 07.10.2010 - 13:49
**Su_DamlasI** üyenin diğer mesajları **Su_DamlasI**`in Profili **Su_DamlasI** Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: İman Bebek Gibidir, Sürekli Bakım İster
**Su_DamlasI** su an offline **Su_DamlasI**  
İman Bebek Gibidir, Sürekli Bakım İster
1420 Mesaj -
İman, bir insanın hayatındaki en büyük zenginliktir. Ancak hiçbir zenginlik daimi değildir. Gerekli çaba gösterilmez, tedbirler alınmazsa, sahip olunan maddi ve manevi zenginliklerin tümü yavaş yavaş erir. İman da buna dâhildir. Şayet iman eden her kişinin ölene dek imanını koruması garanti olsaydı, münafık diye bir şey olmazdı. Bu nedenle iman eden kişi için iman zenginliğini sadece muhafaza etmek değil, sürekli olarak artırmak en önemli amaç olmalıdır.

Yabancı bir lisanı iyi konuşuyor olabilirsiniz. Fakat tekrar etmez veya kullanmazsanız bir süre sonra körelir ve unutmaya başlarsınız. Ancak üzerinde çalışır, yeni kelimeler ve kalıplar öğrenip bir de yurt dışında pekiştirirseniz, ana diliniz gibi konuşmaya başlayabilirsiniz.

Ya da bir spor dalında çok başarılı olabilirsiniz. Vücudunuz, her gün yaptığınız antrenmanlardan dolayı çok esnek olabilir. Ama iki ay antrenman yapmasanız, o esnekliğinizi kaybetmeye başlarsınız. Hatta tamamen sporu bıraksanız, vücudunuzun hızla deforme olduğuna dahi şahit olabilirsiniz.

Üzerinde düşündüğümüz, çalıştığımız, mesai harcadığımız konularda genelde muvaffak oluruz. İman da bu konulardan biri ve en mühim olanıdır. Çünkü yabancı dil konuşamamak ya da iyi bir sporcu olamamak insan için çok ciddi kayıplara neden olmaz. Ama imansız olmak, Allah' ın sevgi ve rızasıyla beraber sonsuz cenneti kaybetmeye neden olur ki bu, bir insanın hayatındaki en önemli konudur.
Bir bebeğin ihtiyaçlarını gidermez, aç, susuz ve uykusuz bırakırsanız o bebek önce solgunlaşır, cılızlaşır ve sonra... İman da bebek gibidir. Sürekli bakım ister. Sadece namaz kılmayı ve oruç tutmayı yeterli görmek doğru olmaz. İmanı geliştirecek, besleyip büyütecek vesileler aramak gerekir. Allah' ı çokça anmak, insanlara Kuran ahlakını anlatmak, bu ahlakı yaşayarak örnek olmak ve İslam' ın dünyaya yayılması için ciddi bir çaba sarf etmek gerekir. Şayet kişi yaptığı kadarını yeterli görüp kalbinin temiz olduğunu, kimsenin hakkını yemediğini, bu nedenle de işlerinin hep yolunda gittiğini söylüyorsa ve bunu da Allah’ın sevgili kulu olduğuna bağlıyorsa gaflet haline güzel bir örnek teşkil eder.

"Onların, dünya hayatındaki bütün çabaları boşa gitmişken, kendilerini gerçekte güzel iş yapmakta sanıyorlar." (Kehf Suresi, 104)

Sosyal yaşantımıza, çevremizdeki kişi ve olaylara gösterdiğimiz özeni, imanımız konusunda da göstermeliyiz. Maddi konularda her zaman en fazlasını kazanmayı hedefleriz. En iyi arabaya ve eve sahip olmayı, çocuğumuzun en iyi okullarda okumasını, en kaliteli kıyafetleri giyinmeyi, kısacası en iyi koşullarda yaşamayı arzularız. Bütün bunları istemek ve ulaşmak için çaba göstermek elbette yanlış değildir. Ancak tüm bu imkânlara sahip olup, hepsini Allah yolunda kullanmadıktan sonra hiçbir anlamı kalmayacaktır. Önemli olan, dünyevi imkânları nasıl değerlendirdiğimizden sorgulanacağımızı, mülkün asıl sahibinin Allah olduğunu, O’na ait olan mülkü yine O’nun yolunda kullanmamız gerektiğini unutmamaktır. Bu, imanı beslemenin yollarından yalnızca biridir.

Hiç kimse, sahip olduğunu zannettiği dünya malını ahirete götürememiştir. Sabancı da, Vehbi Koç’da, çoban Ali efendi de sadece bir bez parçasına sarılıp, dünyada iken yaptıkları iyi ve kötü amelleri ile ahirete göçmüşlerdir. Düşünen insanlar için bunda çok önemli ibretler vardır.

İnsana o gün, önceden takdim ettikleri ve erteledikleri şeylerle haber verilir. (Kıyamet Suresi, 13)

Ekleme Tarihi: 06.10.2010 - 12:14
**Su_DamlasI** üyenin diğer mesajları **Su_DamlasI**`in Profili **Su_DamlasI** Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Dünya yetmiyor bize
**Su_DamlasI** su an offline **Su_DamlasI**  
Dünya yetmiyor bize
1420 Mesaj -

Bize Senden Sonra Yaşamak Düştü, Dünya yetmiyor bize aynı hurma ağacının altında dinleniyor olsaydım diye geçirirdim aklımdan
Bugünse emin değilim; emin değilim yüzüne bakabilecek olmaktan
Biz artık kendimizden bile emin olmadığımız günlere geldik
Oysa sen en düşman kesilenin bile dilinde emin olandın
Hiçbir yağmur arıtmıyor bizi
Arıtmıyor ve hatırlatmıyor bize onu göndereni
Ne sevdiğimiz bir şehir var ne de sevildiğimiz
Kendi içimizde bile gidecek bir yer bulamıyoruz
İçimizde yeşermeyen emniyet çiçekleri tomurcuklanmıyor dışımızda da
Sen ey soluğu çağlara şifa olan!
Sen yamalı elbisen ile oturduğun o kuru hasırın üzerinde
kaybolup gidiyorsun gökdelen bakışlı yüreklerimiz karşısında
Hiç kimse kahrolmuyor Ömer gibi
ve istemiyor hiç kimse senin gibi ki
dünya onların olsun ahiret bizim


Gündüzlerimiz bir sızı bizim, gecelerimiz ucube bir şey
Ne tenimizde bereket var, ne gönlümüzde, ne soframızda, ne sözümüzde
Ey karnına taş bağlayan adam!
Ey bir gün olsun sofrasından tok kalkmayan
Yağlanmış gövdelerimizi taşımaktan yoruldu bizim ayaklarımız
kollarımız bezgin günsonu evlere taşınan torbalardan


Dünya yetmiyor bize
bir dualık yer yok kalbimizde
Senden sonra yaşamak düştü bize
çetin günlere kaldık
sönmüyor içimizdeki yangın
bir bakışın etmiyor cümlelerimizin toplamı


No’laydı “o Allah ve Rasulünü sever” dediğin
sükeradan bir garip adam olaydım
ellerinde yamadığın bir çarık olaydım
razıydım kahrına yaşamanın
Bize senden sonra yaşamak düştü



Yolcu Dergisi

Ekleme Tarihi: 06.10.2010 - 11:49
**Su_DamlasI** üyenin diğer mesajları **Su_DamlasI**`in Profili **Su_DamlasI** Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: O buyuk mahkemede
**Su_DamlasI** su an offline **Su_DamlasI**  
O buyuk mahkemede
1420 Mesaj -
Bakma sen yeryuzunun, fitneyle dolduguna
Cehaletin bu kadar cesaret bulduguna
Bakma sen zalimlerin hukumran olduguna
Zilletin zirvelerde saltanat surdugune
Firavunlar, Karunlar, Berzahta beklemede
Hepsi hesap verecek, O buyuk mahkemede
Bakma sen delaletin itibar gordugune

Bakma sen adaletin yerde surundugune
Bil ki butun deliller Ukba da beklemede
Terazi cok hassastir, O buyuk mahkemede
Bakma sen zorbalarin heybetli durduguna
Fasiklarin seytanla ittifak kurduguna
Bakma sen ekranlarin ahlaki vurduguna

Varsin olsun catida munafiklar firkasi
Cagdaslik maskesinde siyonizm markasi
Varsin olsun dunyada namertlerin arkasi
Gor ki butun kainat sabirla beklemede
Susanlar konusacak, O buyuk mahkemede

Butun sehit kanlari toprakta beklemede
Bogacak gafilleri, O buyuk mahkemede
Varsin olsun uzulme Hakka tuzak kuranlar
Varsin olsun Islam'i yobazliga yoranlar
Musluman murteci damgasini vuranlar


Kiyamet buyrugunu Israfil beklemede
Son hukum ALLAH 'indir, O buyuk mahkemede
Ne cikar butun dunya seni hor gorse bile
Varsa ki ALLAH icin, cektigin zerre cile
Getiriyorsan eger Hakk icin Hakki dile
Sana sahitlik icin melekler beklemede
Mazlumun ahi kalmaz, O buyuk mahkemede

Ekleme Tarihi: 06.10.2010 - 11:44
**Su_DamlasI** üyenin diğer mesajları **Su_DamlasI**`in Profili **Su_DamlasI** Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Bugün CUMA
**Su_DamlasI** su an offline **Su_DamlasI**  
1420 Mesaj -



Allah’ım en efdal, en güzel, en büyük, en zâhir, en tâhir, en hoş, en iyi, en değerli, en azîz, en azîm, en şerefli, en yüksek, en pâk, en mübârek, en latîf salâvâtlarınla; en tam, en çok, en ziyâde, en yüksek, en yüce, en devamlı selâmını bir rahmet, bir rızâ, bir af, bir mağfiret olarak ihsan eyle. Bunlar, cömertlik ve kereminin bağış bulutlardan sağanak halinde artarak devam etsin, iyilik cömertliğinin nefis ve şerefli lütûflarıyla artarak büyüsün, ezeliyetinle mütenâsib olarak, hiç kesilmeden devam etsin, ebediyetine uygun olarak ardı arkası kesilmesin. Bütün bunlar, kulun, habîbin, resûlün, yaratıklarının en hayırlısı, açık ve parıldayan nur, zâhir ve kesin bürhan, uçsuz bucaksız deryâ, her tarafı kaplayan ışık, parlak güzellik, üstün şeref, şanlı kemâl olan Efendimiz Muhammed’e olsun. Bu, Senin zâtının azametiyle ona getirdiğin salâvât şeklinde olsun. Aynı şekilde onun âl ve Ashâbına da rahmet et. Bu salâvât hürmetine günahlarımızı bağışla, gönlümüze ferahlık ver, kalplerimizi temizle, ruhlarımıza rahatlık ver, sırlarımızı temizle, fikir ve düşüncelerimizi arındır, sırlarımızdaki bulanıklığı sâfîleştir, hastalıklarımıza şifâ ver, kalplerimize vurulmuş kilitleri apaçık fethinin nuruyla aç.
Amin!

Sen aczden ve şerikten münezzeh ve mukaddessin. Senden başka ilâh yok ki bize imdat etsin. El-aman, el-aman! Bizi azap ateşinden ve Cehennemden halâs et, kurtar ve bize necat ver.
Âmin!

Ekleme Tarihi: 01.10.2010 - 16:03
**Su_DamlasI** üyenin diğer mesajları **Su_DamlasI**`in Profili **Su_DamlasI** Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Büyük Allah'ım
**Su_DamlasI** su an offline **Su_DamlasI**  
RE: RE:
1420 Mesaj -
Alıntı

Tşekkürler canım, hoşbulduk, inşaallah hayırlı olur, tamamm şimdi imzamı atıyorumsevinçli))gül



gül (*_-) gül teşekkürler canım

Ekleme Tarihi: 30.09.2010 - 19:56
**Su_DamlasI** üyenin diğer mesajları **Su_DamlasI**`in Profili **Su_DamlasI** Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Büyük Allah'ım
**Su_DamlasI** su an offline **Su_DamlasI**  
1420 Mesaj -
gülYüregine emegine saglık canım gül

gülBu arada hoşgeldin aramıza üyeliğin hayırlı olsun gül

şiirlerinin altına imzanı atsan diyorum alıntı çalıntı zannetmesinler sevinçli


Ekleme Tarihi: 30.09.2010 - 19:43
**Su_DamlasI** üyenin diğer mesajları **Su_DamlasI**`in Profili **Su_DamlasI** Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Ünlülerin Ravda Üyeleri Hakkındaki Yorumları ...
**Su_DamlasI** su an offline **Su_DamlasI**  
1420 Mesaj -
gül gül gül gül


sahibine :=))

Ekleme Tarihi: 30.09.2010 - 12:37
**Su_DamlasI** üyenin diğer mesajları **Su_DamlasI**`in Profili **Su_DamlasI** Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Ünlülerin Ravda Üyeleri Hakkındaki Yorumları ...
**Su_DamlasI** su an offline **Su_DamlasI**  
RE: Ünlülerin Ravda Üyeleri Hakkındaki Yorumları ...
1420 Mesaj -
Alıntı
Orijınalı YALNIZ_KURT



Uğur dündar






Evet SAYACGIN 'ın yaşadığı yeri bizzat gidip inceledim sevinçli
Hijyen dışı bir ize rastlamadım sevinçli
Her daim bonesini ve eldivenlerini takıp bilgisayar başına geçtiğini tesbit ettim sevinçli
Arena ekibi olarak bir baskın yapamamış olmanın hüznü ile yanından ayrıldık sevinçli



Zamanla Çoğaltırız İnşAllah...



YALNIZ_KURT







buuu süperdiiii kahkaha kahkaha kahkaha
Ekleme Tarihi: 30.09.2010 - 11:28
**Su_DamlasI** üyenin diğer mesajları **Su_DamlasI**`in Profili **Su_DamlasI** Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Ama ben onun kim olduğunu biliyorum!
**Su_DamlasI** su an offline **Su_DamlasI**  
1420 Mesaj -
Sadece seviyorum demek yetmez asıl olan o sevgiyi emekle vefayla fedakarlık ve hoşgöruyle dışa yansıtmaktır..

Elinize Saglik

Ekleme Tarihi: 30.09.2010 - 11:18
**Su_DamlasI** üyenin diğer mesajları **Su_DamlasI**`in Profili **Su_DamlasI** Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: SECCADELER RAMPALARDIR..
**Su_DamlasI** su an offline **Su_DamlasI**  
SECCADELER RAMPALARDIR..
1420 Mesaj -

SECCADELER RAMPALARDIR..


Kul’u Allah’a götüren pek çok yol vardır. Aynı bir ağacın dalları gibi, sonunda hepsi aynı gövdeden semaya uzanır. Yolların en güzeli, müminin sürekli vecd halinde olmasıdır ki bunu sağlayanlardan biri de namazdır. Hadislerde, namaz için “ Mümin’in miracı” buyurulmuştur. Lakin bu yükselme açık gökyüzünde değil, maneviyat ve kulluk boyutunda uçmak ve Allah’ı Teala’ ın rızasını kazanmaktır. Bu yükselme; Allah’ın huzurunda olduğunu idrakle, gönlünü, düşüncelerini, bütün uzuvlarını O’na yöneltmendir.



Mirac; seccadede başlar, “Allah-u Ekber” denildiği anda , tüm istekler, arzular, her türlü dünyasal duygular geriye atılmış, vücut tüm unsurları ile O’na doğrulmuştur.



Kişi artık Allah’ın huzurundadır, mecazi ifadeyle O’nun kapısını çalmaktadır.. ve kapı açılmış, “Buyur ya Kulum” denilmiştir. Ve kul o durumda, yaşadığı hiçbir dönemde hiç kimsenin karşısında durmadığı bir ifadeyle boyun eğer rüku’a varır.



“Ey güzeller güzeli sevgili…senden ayrıldığımdan beri, inler durur tüm zerrem..Ey sevgisinden tüm kainatı yaradan Allah’ım; senin önünde talebimi söylemeye bile takatım yok, senin huzurunda söz bana değil, senin fermanına düşer. Ey Allah’ım; izzet olarak senin kulun olmak bana yeter”



Tüm zerreleri titrer, duyduğu huzur onun aldığı cevaptır..Secdeye varır..bu şükrandır, bu razı olmaktır, bu kulluğunu en son şekilde ifade etmektir.



“ Ey Sevgili; senin huzurunda ben küçücük bir noktayım..fermanım senin elinde, hayatım, ölümüm, vefam senin elinde, sen ki her şeyi hakkıyla bilensin, sen ki huzuruna geleni çevirmeyecek kadar Rahman ve Rahim’sin,

her şeyin sahibi sensin, tüm zerrelerimle diyorum ki, senden başka tapılacak yoktur. Azamet sahibi sensin, ben sadece yarattığınım, sana muhtaç olanım “



Bilir ki, gücü veren O’dur..bilir ki aranılan her ne ise O’nda aranır, O ihsan ederse, her şey O’nda bulunur.

"Sen kendini küçük bir varlık mı sanırsın? Oysa sende büyük bir âlem gizlidir."der Alemlerin Rabbi..

Başını kaldırır..öylece oturur..kendisine söyleneni alır ve ;

Rabbiyle miracında kendisine verilenlere şükreder..Miracına şahit olanlara selam verir..ve hayata yine sonraki miracına kadar, O’na layik kul olma savaşına devam eder.

Artık öğrenmiştir; her seccadeye gidiş, O’nun huzuruna çıkıştır. Her seccade bir rampadır. Kul’u Allah’a ulaştıran rampalar, onu kullanacak olana, Allah’ın kapısını çaldıran rampalar..

Her secdeye varış da; kulluğunu ikrardır ve sonu vuslattır O güzeller güzeli Sevgili ile..

Ne demiş uğruna alemler yaratılan Cihan Serveri ;



“Namaz, kişinin kalbinde bir nurdur; artık sizden içini aydınlatmak dileyen, kalbindeki nurunu artırmaya çalışsın”

Rabbim; yüreklerinde O’nun aşkını taşıyan herkesi, onları Allah’a ulaştıran bu rampalardan uzak eylemesin…

Ekleme Tarihi: 30.09.2010 - 11:14
**Su_DamlasI** üyenin diğer mesajları **Su_DamlasI**`in Profili **Su_DamlasI** Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Zevkle ve gözyaşı dökerek namaz kılabilmek
**Su_DamlasI** su an offline **Su_DamlasI**  
Zevkle ve gözyaşı dökerek namaz kılabilmek
1420 Mesaj -
Başlıkta belirtmiş olduğumuz gibi namaz kılabilmek bütün müslümanların en büyük arzusudurFakat bunu yapabilende pek azdırAslında namazda huzur ve kendinden geçip, zevkle göz yaşı ile namaz kılmak müminliğinde zirve noktasıdırBu şekilde namazını kılanlara İslamın emretmiş olduğu diğer ibadetleri ve emirleri de ona zevkli ve kolay gelmektedir

Ne yapmalıyız ki böyle huzur içinde namazlarımızı kılalım? Sorusunun ,cevapları çok dikkat çekici ve önemli

Şahı Nakşibendi(ks) hazretleri, buyurdular ki; Yenilecek bir gıda, bir yiyecek, her ne olursa olsun gaflet içinde, gadapla veya istemeyerek hazırlansa, tedarik edilse, onda hayır ve bereket yokturZira ona nefs ve şeytan karışmıştırBöyle bir yiyeceği yiyen kimsede, mutlaka çirkin ve hoş olmayan netice meydana gelirGaflete dalmadan hazırlanan ve Allahü Tealayı düşünerek yenen helal ve temiz yiyeceklerden hayır meydana gelir

İnsanın salih ameller işlemeye muvaffak olmamalarının sebebi; yemede içmede bu hususa dikkat etmediklerinden ve ihtiyatsızlıktandırHer ne hal olursa olsun, bilhassa namazda huşu ve hudu halinde bulunmak, zevk ve gözyaşı dökerek namaz kılabilmek, helal lokma yemeye,Allahü Tealayı hatırlayarak yemeği pişirmek ve yemeği Allah(cc)ın huzurunda imiş gibi yemeğe bağlıdır

Vücuduna haram lokma karışmış olan kimse,namazdan tat alamaz

Yine Buyurdular ki; **Namaz müminin miracıdır** Buyrulan hadisi şerifte, hakiki namazın derecelerine işaret vardırNamaza duran kimsenin ,İftitah tekbirini alırken, Allahü Tealanın azametini, yüceliğini düşünerek, hudu ve huşu halinde olmak gerek

Öyle ki; bu halini kendinden geçme haline (istiğrak) eriştirmelidirBu sıfatın kemal derecesi, Rasulullahda(sav) vardı

Namazda kalp huzuru nasıl elde edilir? diye soruluncada;

***Helal lokma yemek ve yerken gaflet içinde olmamak, abdest alırken,iftitah tekbirini söylerken, tam bir agahlık, gafletten uzak olma, uyanıklık içinde bulunmakla buyurdu

Ya Rabbi! Bizleride her zaman Helal lokma yemek, namazda huşu ve hudu halinde bulunmak, zevk ve gözyaşı dökerek namaz kılabilmek, nasip etŞüphesiz senin her şeye gücün yeter


AmiinAmiiinAmiiin

Ekleme Tarihi: 30.09.2010 - 11:10
**Su_DamlasI** üyenin diğer mesajları **Su_DamlasI**`in Profili **Su_DamlasI** Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: avatarımı yükleyemiyorum
**Su_DamlasI** su an offline **Su_DamlasI**  
avatarımı yükleyemiyorum
1420 Mesaj -

avatar bölümünü bulamıyorum umarım benım avatarım duruyordur lütfen yardım


Ekleme Tarihi: 29.09.2010 - 14:50
**Su_DamlasI** üyenin diğer mesajları **Su_DamlasI**`in Profili **Su_DamlasI** Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: HEEEYTTTT BENNNN GELDİİİİİMMM
**Su_DamlasI** su an offline **Su_DamlasI**  
RE: RE:
1420 Mesaj -
Alıntı
Orijınalı su_mavisi

[quote]Orijınalı **Su_DamlasI**

[royalblue][B]yeniler tanımaz ama bizde geldik nerde buranın mudavim uyeleri onlar tanır benii :=)))




sizde hoşgeldiniz kardeşim ben tanıyormuyum bilmiyorum bende eski sayılırım yani eski derken yanlış anlaşılmasın lütfenkahkaha kahkaha kahkaha kahkaha



Ben sizdende eskiyim (*_-) 21/4/2006 dogumluyum göz kırpma antika oldum artık sevinçli
Ekleme Tarihi: 29.09.2010 - 14:46
**Su_DamlasI** üyenin diğer mesajları **Su_DamlasI**`in Profili **Su_DamlasI** Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: ALLAHIM BİR EYLE BİZİ FİLİSTİN ANISINA
**Su_DamlasI** su an offline **Su_DamlasI**  
1420 Mesaj -

Te$ekkürler

Ekleme Tarihi: 29.09.2010 - 13:29
**Su_DamlasI** üyenin diğer mesajları **Su_DamlasI**`in Profili **Su_DamlasI** Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: HEEEYTTTT BENNNN GELDİİİİİMMM
**Su_DamlasI** su an offline **Su_DamlasI**  
1420 Mesaj -
yeniler tanımaz ama bizde geldik nerde buranın mudavim uyeleri onlar tanır benii :=)))
Ekleme Tarihi: 29.09.2010 - 13:13
**Su_DamlasI** üyenin diğer mesajları **Su_DamlasI**`in Profili **Su_DamlasI** Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Fethin görünmez mimarı Akşemseddin Hazretleri
**Su_DamlasI** su an offline **Su_DamlasI**  
Fethin görünmez mimarı Akşemseddin Hazretleri
1420 Mesaj -
Akşemseddin; Hazret-i Ebûbekir’in evladından, Şihâbüddin Sühreverdi’nin torunudur. Babası Şeyh Hamza (Kurtboğan adıyla meşhurdur) âlim biridir ve oğlunu mükemmel yetiştirir. Mübarek, dudak uçuklatacak kadar zekidir. Hızlı ilerler ve genç yaşta müderris olur. Osmancık medreselerinde talebe okutur. Evet yörede hatırı sayılır bir âlimdir, ancak işin hâkikatına varmak ister. Bunun tek yolu vardır “ledün ilminde mütehassıs bir velinin” huzurunda diz çökmek.

Arar, sorar, istihareye yatar. Zihninde iki isim berraklaşır. Bunlardan bir tanesi Hâlep’te ki Zeynüddin Hafi Hazretleridir. Diğeri Ankara’daki Hacı Bayram-ı Veli. Akşemseddin yakından başlar. Önce Ankara’ya gider. Ancak Hacı Bayram Hazretlerini kapı kapı teberrû toplarken görür ve yıkılır. Nedenini, niçinini sormaz bile, oracıktan döner, yürür Hâlep’e. Ancak yolda gördüğü rüyalarda, nasibinin Hacı Bayram elinden olduğu işaret edilir. Hatta zincirlerle çekilir ki, uyandığında izi vardır boynunda. Şaşkınlık ve pişmanlık içinde Ankara’ya döner. Yüce veliyi orak tırpan çalışırken bulur. Mübârek garibin birine yardım eder ki kan ter içindedir. Akşemseddin bin pişmandır, boyun büker... Ve kavuşur affa.

Hacı Bayram Hazretleri bu mütevazı talebesini çok sever, O'na hususi bir ihtimam gösterir. Akşemseddin ayrıca iyi bir hekimdir de. Pastör’den asırlar evvel hastalığa sebep olan mikropları ve karantinanın mantığını anlatır. Hatta o yıllarda “seretan” adıyla bilinen kanseri teşhis eder.

İstanbul’un kuşatıldığı günlerde Fatih Anadolu’daki âlimleri ordugâha davet eder. Hepsi mükemmel insanlardır, ancak Akşemseddin’le aralarında anlatılmaz bir muhabbet başlar. Nedendir bilinmez bu akça pakça veliyi görünce içi rahatlar. Tabiri caizse kanı kaynar.

İstanbul gibi bir şehri almak kolay değildir. Dev surlar, haçlı yardımları, derin hendekler, aşılmaz zincirler, Rum ateşi denen bela ve güçlü düşman. Bunlar bilinen şeylerdir ve Fatih herbirine tedbir düşünür.

YEMEĞİ İÇMEYİ UNUTUR
Ancak, bazı komutanlar (ki bir çoğu baba emanetidir) zafere inanmazlar. Açıktan açığa “Bu devletin askerine, akçesine yazık değil mi canım?” derler, “Maceranın sırası mı şimdi?”

Genç sultanı Bizansla boğuşmak değil, yanındakilerle uğraşmak yorar. Yemeyi içmeyi unutur, uykuyu dağıtır. Kendini fena yıpratır. Geceler boyu ağlar ki yastığı hiç kurumaz. Muhasara başlayalı 50 gün geçer, lâkin gözle görülür bir ilerleme yoktur . Rumlar yıkılan surları anında yapar, o acaib ateşleri ile zemini değil, suyu bile yakarlar. Fidan gibi yiğitler ardarda düşerler toprağa. Sultan Mehmed kalabalıklar içinde yalnızdır. Hatta zaman zaman kuşatmayı kaldırmayı düşünür.

Akşemseddin hazretleri onun zihninden geçenleri okur. “Sakın ha!” der, “Asla vazgeçme!” Zira o, müjdeyi Hızır Aleyhisselam’dan alır. Zaferden zerre kadar şüphesi yoktur. Şehir düşünce, Fatih derin bir nefes alır, büyük güç ve itibar kazanır. Genç sultanın şimdi tek arzusu vardır. Mihmandârı Resulullah Hâlid bin Zeyd’in kutlu kabrini bulmak.

Akşemseddin Hazretleri kuşatmanın sürdüğü sıralarda türbenin bulunduğu noktaya bir nur indiğini görür. Fatih’i o mahalle götürür. Kısa bir murakabenin ardından iki çınar dalını toprağa diker ve kendinden emin bir ifadeyle. “Büyük sahabe bunların arasında yatıyor!” der. Ancak etraftan “ne malum?” diyenler olur. Hatta birileri padişaha akıl öğretirler. “Bu dalları başka bir yere diktir bakalım” derler, “ihtiyar molla farkedebilecek mi?” Fatih denileni yapar, hatta ilk işaret edilen yer kaybolmasın diye mührünü gömdürür. Ama Akşemseddin dallara bakmaz bile, ertesi gün milimi milimine ilk gösterdiği noktaya yönelir. Hatta bir ara durur “Sultanımızın mührü” der, “Ne arıyor orada?”

Büyük veli bakar, bu mevzu çok tartışılacak, şüpheye mahal bırakmaz. “Kazın!” buyururlar. Toprağın bir kulaç altından yeşil somaki bir taş çıkar. Üstünde kûfi harflerle “Hâzâ kabri Halid bin Zeyd” yazılıdır. Kalabalık bir hoş olur. Derhal türbe ve mescid hazırlıklarına girişirler.

KAÇIŞ
Günler geçer, Fatih, Akşemseddin Hazretleri’ne sıkça gelip gitmeye başlar. Öyle ki devlet işleri oyuncak gelir gözüne. Sarayı, otağı bırakıp döşeği tekkeye sermeye niyetlenir. Nitekim bir gün “N’olur” der, “Beni de dervişleriniz arasına alın”.

Akşemseddin, hani Fatih’e baba muamelesi yapan o gül yüzlü muallim birden ciddileşir, celalli bir edayla “Hayır!” der, “Osmanoğullarının dervişe değil, sultana ihtiyacı var!”
Ama Sultan Mehmed’i iyi tanır. Yine gelecek, hem bu kez ısrar edecektir. Buna fırsat vermez. Pılısını pırtısını toplamadan uzaklaşır İstanbul’dan. O yıllarda kuş uçmaz, kervan geçmez bir kuytu olan Taraklı’ya çekilir, sonra Göynük civarlarına yerleşir, kendi halinde talebe yetiştirir. Ama duaları Fatih’le birliktedir.

Ekleme Tarihi: 29.09.2010 - 11:13
**Su_DamlasI** üyenin diğer mesajları **Su_DamlasI**`in Profili **Su_DamlasI** Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Allah C.c | Yaratılış Gerçeği
**Su_DamlasI** su an offline **Su_DamlasI**  
Allah C.c | Yaratılış Gerçeği
1420 Mesaj -
Oturduğunuz yerden şöyle bir etrafınıza bakın. Bulunduğunuz odadaki her şeyin 'yapılmış' olduğunu göreceksiniz. Duvarlar, döşemeler, tavan, oturduğunuz sandalye, elinizde tuttuğunuz kitap, masanın üstünde duran bir bardak; sayılamayacak kadar çok detay... Tek bir tanesinin dahi kendi başına oluşup odanıza gelmediğinden eminsinizdir. Örneğin, en basit görünen bir halı saçağını bile uğraşıp yapan biri vardır; o saçak oraya kendi kararıyla, tesadüfen gelip yerleşmemiştir.

Eline bir kitap alan insan da, onun bir yazar tarafından belli bir amaç çerçevesinde yazıldığını bilir. Bu kitabın tesadüfen ortaya çıktığı aklının ucundan dahi geçmez. Aynı şekilde, bir heykele bakan insan, onun bir sanatçı tarafından yapıldığından hiçbir şüphe duymaz. Bırakın sayısız sanat eserinin kendi kendine oluştuğunu düşünmek, üst üste duran iki-üç tuğlayı bile mutlaka planlı bir hareketle bu şekle getiren biri olduğunu kimse inkar etmez. Dolayısıyla küçük ya da büyük, bir düzenin olduğu her yerde, mutlaka bu düzenin bir kurucusunun ve koruyucusunun olması gerekir.

Bu gerçeği akılda tutarak etrafımızı incelediğimizde ise çok önemli bir gerçekle karşılaşırız. Gördüğümüz evren, onun içindeki dünya ve üzerindeki canlıların her biri son derece düzenlidirler. Hepsi en az bir heykel ya da resim kadar detaylı ve en az onlar kadar "yapılmış"lardır.

O halde bedenimizden başlayıp, akıl almaz büyüklükteki evrenin en uç noktalarına kadar var olan tüm bu yapılmış varlıkların ve dengelerin de bir kurucusu ve yaratıcısı olmalıdır. Peki kimdir bu herşeyi ince ince düzenleyip meydana getiren Yaratıcı?

O, evrenin içindeki herhangi bir maddesel varlık olamaz. Çünkü O, tüm evrenden önce var olan ve tüm evreni sonradan yaratmış bir irade olmalıdır. Yani herşeyin kendisinden varlık bulduğu, ama kendi varlığı ezeli ve ebedi olan bir Yaratıcı....

Varlığını akıl yoluyla bulduğumuz bu Yaratıcı, kendi kimliğini de bizlere din yoluyla öğretir. O'nun bize ulaştırdığı bilgiye göre, Yaratıcı, gökleri ve yeri yoktan var eden Allah'tır.

İnsanların önemli bir bölümü ise bu gerçekten habersiz yaşarlar. Oysa bu gerçeği kavrayabilecek mantığa sahiptirler. Bir manzara resmini gördüklerinde, ilk önce onun kimin tarafından yapıldığını öğrenmek isterler. Daha sonra da, sanatçıyı ortaya çıkardığı eserden dolayı uzun uzun takdir ederler. Fakat başlarını çevirdikleri her yerde o resmin sayısız gerçeğiyle karşılaştıkları halde, tüm bu yaratılış örneklerinin tek sahibi olan Allah'ın varlığını gözardı ederler. insanı bu cahilliğe iten en büyük neden ise, düşünce tembelliğidir. Etrafındaki yaratılış delillerine kayıtsız kalmasının nedeni, bunlara bakarken aklını kullanmamasıdır; yani yaratılmışlara bakarak Yaratıcı'nın varlığını kavrayamamasıdır.

Bu nedenle bu kitapçıkta Kuran'ın dikkat çektiği yaratılış delillerinin çok küçük bir kısmını inceleyecek ve bunları Kuran'ın gösterdiği akıl ile yorumlayacağız. (Bu kitapta özet halinde anlatılmış konular hakkında detaylı bilgi edinmek isteyenler, Evrim Aldatmacası, Hücredeki Mucize ve Düşünen İnsanlar İçin adlı kitaplarımıza başvurabilirler.)

Bu çalışmayı okuyanlar yaratılış gerçeğinin tartışmasız delillerini bir kere daha görecek ve şahit olacaklardır ki; tüm canlılar yaratılmışlardır ve kendilerini yaratan Allah'ın varlığının delilleridirler.

Ekleme Tarihi: 29.09.2010 - 11:05
**Su_DamlasI** üyenin diğer mesajları **Su_DamlasI**`in Profili **Su_DamlasI** Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Farzet ki Ömrün Bir Gün...!!
**Su_DamlasI** su an offline **Su_DamlasI**  
Farzet ki Ömrün Bir Gün...!!
1420 Mesaj -
Sabaha çıktıktan sonra artık geçen geceye bakma. Çünkü şerri ve hayrı ile giden dünü değil bugünü yaşayacaksın. Farzet ki ömrün sadece birgün o da bugün... Bugün doğdun ve bugün Rabbine kavuşacaksın. Geçmişin kederi geleceğin kaygısı ile ayağının sürçmesine müsaade etme. Bütün dikkatini ihtimamını çalışmanı bugüne teksif et. Ömrünün bu son gününün namazlarını mutlak surette huşu içinde eda et! Kur'an'ı Kerim-i tedebbür ederek oku. Tesbihatını huzurda yapıyormuşçasına yap. Ahlakına muamelatına dikkat et. İnsanlara faydalı olacak işler konusunda son derece azimli ve gayretli olarak gününü geçir.
Farzet Ki ÖmrÜn Bir GÜn!!!
Bu son gününün saatlerini iyi kullan. Dakikalarını senelere saniyelerini aylara dönüştür. Yüce Mevlayı çokça zikret. Bugün tarlana hep hayır ek. Günahlarından tövbe et. Kinden hasetten uzak ol. Rızkına razı ol.Çevrendekileri mutlu et.

Kendin Ol - Başkası Olma

Hiçbir zaman başkası olmaya gayret etme. Çünkü bu gerçekten sonsuz bir sıkıntı sebebidir. Adem aleyhisselamdan bugüne insanoğlundan biri diğeriyle aynı surette yaratılmamıştır. Sen özelsin. Geçmişte hiç kimse senin suretinde yaratılmadı. Bundan sonra da yaratılmayacak. Sen Ahmet'ten Mahmut'tan farklısın. Bu yüzden kendini başkasında diriltmeye kalkışma. Hayata 'sen' olarak atıl.

Yaratıldığın gibi yaşa. Sesini yürüyüşünü değiştirme. Senin özel bir tadın rengin var. Seni bu tadınla renginle tandık ve böyle görmek istiyoruz. Çünkü sen böyle yaratıldın.

İbn Mes'ud (r.a.) bir gün arkadaşlarına:

"Sakın herhangi biriniz "immea" (Başkası) olmasın!" dedi. Onların

"Ey Eba Abdirrahman! İmmea da nedir?" diye sormaları üzerine de şunları söyledi:

"İmmea "Ben halka bağlıyım. Onlar doğru yolda olurlarsa ben de doğru yolda olur; onlar dalalette (sapıklıkta) olursa ben de dalalette olurum" diyen kişidir. ALLAH'a yemin ederim ki halk tamamen kâfir olsa dahi siz kendinizi kâfir olmamak için zorlamak mecburiyetindesiniz."

İnsanoğlu tabiatı itibariyle meyve ağaçları gibidir. Kimisi uzun kimisi kısa. Kimisi tatlı kimi ekşi. Muz gibiysen başka mevye olmaya gayret etme. Çünkü güzelliğin değerin muz olmandadır. Renklerimizin dillerimizin güçlerimizin velhasıl tüm özelliklerimizin farklı oluşu Bari Teala'nın ayetlerinden bir ayettir.

La-Tahzen / Üzülme

Çünkü hüzün düşmanı sevindirir dostunu üzer haset edenin diline düşürür.

La-Tahzen / Üzülme

Çünkü hüzün kaybolanı geri getirmez öleni diriltmez kaderi değiştirmez hiçbir fayda getirmez.

La-Tahzen / Üzülme

Çünkü hüzün sinirleri yıpratır kalbini yorar gecelerini mahveder.

La-Tahzen / Üzülme

Eğer günah işlediysen tövbe et istiğfarda bulun yanlış yaptıysan düzelt O'nun rahmeti sonsuz kapısı hep açıktır.

La-Tahzen / Üzülme

Kaybettiğin şey için üzülme çünkü daha pek çok nimetlere sahipsin. ALLAH'n sana bahşettiği diğer verdiklerini düşün ve şükret. ALLAH Teala "ALLAH'ın nimetlerini saymaya kalksanız buna güç yetiremezsiniz" buyurmuyor mu?

La-Tahzen / Üzülme

Ehli batılın sözlerinden dolayı üzülme onların tenkitlerine sabrettiğin sürece mükafatlandırılacağını unutma.

La-Tahzen / Üzülme

İnsanlara ihsanda bulunduğun sürece üzülme. Çünkü mutluluğun yolu insanlara ihsanda bulunmaktan geçer.

La-Tahzen / Üzülme

Çünkü iyiliğin mükafatı on mislinden yedi yüz misline kötülüğün karşılığı ise sadece mislince


Selam Sevgi ve Dua ile...

Ekleme Tarihi: 29.09.2010 - 10:54
**Su_DamlasI** üyenin diğer mesajları **Su_DamlasI**`in Profili **Su_DamlasI** Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Sayfa (58): (1) 2 3 Devam >
İmzalar göster - Konuları göster

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 605 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
fatihyenturk (46), kurtalanli (46), esmabanu (48), _LaL_ (36), !MesuD! (43), refya (45), &thorn;emsinur (69), dervis-9 (49), birparcaozgurlu.. (38), nuresmin (46), ankebut-57 (37), yassokiz (40), hamiyet (49), HeDo (35), gncmostar (38), ahmett25 (43), __peri__ (35), utkucan (44), mtbc (50), vuslat21 (44), bekir bora (37), CUNDULLAH (42), Bursa1975 (49), *~Beyaz_Gul~* (50), kazimsagir (42), Allah_korusun (39), Seyfo1 (55), gönülverumeysa (38), AKCAYLI10 (52), eoguz (39), cananaa (44), hicret14 (32), kemreluk (54), yunuss (54), ethem82 (42), Muhammed Rasid (47), akifd (38), özsu (39), serdar024 (43), htly (54), seferad34 (41), osmanl&yacute; (63), prenses (55), karakiz86 (38), Kutuptaki_Karan.. (42), Ufuk.S (), Davidoksen (37), aybalam (61), burak_sevgili (30), ömer küçükali (52), seyirdefteri (47), birsenkopuz (50), erdemli (35), safsofi (59), omer_yildirim (43), dialoginternet2.. (46), ALLAH_IN_ASLANI (54), sensiz_olmuyor (38), hasret81 (43), ismailkurt (60), Selam86 (38), mesudturan (43), ENGIN00 (45), mukadder (47), levyavuz (41), cecen3603 (), hnf (36), rabia 74 (50), son-sozum (48), DünyadakiGaflet (36), cog21 (55), yavuz37 (47), tubanur (49), nicknack (46), mhyd (51), rujhat (43), davut05 (49), mercan68 (57), ERSIN SELVI (49), cengizozkulluk (), hicret61 (51), nurefsan_ (50), yilmazgovdeli (74), Mollaislam (38), ozan ata&thorn; (36), hasim20 (40), sakird (58)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.59927 saniyede açıldı