stromectol generique kaletra ivermectine fluvoxamine kaletra apranax aprovel aralen arava arcocillin arcoxia aricept arilin arimidex aristocort artane arthrotec artofen asacol asasantine asmaxen at 10 atarax atenil ateno basan comp ateno basan atesifar athrofen atridox atrovent augmentin avalide avana avapro avelox aventyl aviral avodart aygestin azaimun azarek azelex aziclav azulfidine bactrim basiron
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » TARİH / SİYASET / EKONOMİ » TÜRKİYE VE DÜNYADA SİYASET » Balayı dönemi bitmiş olabilir.

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 2 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
selman8 su an offline selman8  
Balayı dönemi bitmiş olabilir.

90 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 25.09.2007
En Son On: 29.01.2008 - 13:36
Cinsiyeti: ----- 
Balayı dönemi bitmiş olabilir!
24/01/2008 09:38:25

ARKA PLAN / Mehmet Uğur Civelek

Bir süredir finansal piyasalarda etkisini sürdüren beklenti bozulması ve buna bağlı olarak riskten kaçınma eğiliminin, hafta başında paniğe dönüştüğüne tanık olduk. Sermaye piyasalarında risk primleri yükseldi, menkul kıymet değerlerindeki yüksek oranlı gerileme nedeniyle büyük kapıylar yaşandı; döviz piyasalarında yaşanan dalgalanmada ise en çok kredi kullanımı olan dolar ve Japon Yeni gibi paraların diğerlerine karşı değer kazandığı gözlendi. Sonuçta bilançolar bozuldu, ipotek senetlerindeki zararların bir kaç katı boyutunda ek kayıplar yazıldı; Bir önceki haftanın kapanışına göre birikmiş kayıplar bir kaç katına yükseldi ve finansal kırılganlık olağan dışı boyutlara tırmandı.

Pazartesi günü Asya'da başlayan çalkantı sırayla tüm piyasaları etkiledi; ABD kapalı olduğu için olumsuzluk oradaki vadeli işlemlere yansıyarak sınırlı kaldı. Salı günü ise Asya'da sermaye piyasalarındaki panik atağın büyüdüğü fakat döviz piyasalarının kısmen durgunlaştığı gözlendi; Avrupa açılışı da oldukça kötü idi, ancak daha sonra kısmi bir toparlama gözlendi. Salt bu gelişmelere bakarak, ileride yaşanacaklar konusunda bir öngörüde bulunmak zor, ama dikkate alınması gereken önemli detaylar var.

Hafta başında devreye giren ve süratle yayılan olumsuz havanın başlamasında "Hedge Fon" olarak bilinen oyuncuların etkili olduğunu düşünebiliriz; zira döviz piyasasındaki eğilimler onların etkili olduğu kanaatini güçlendiriyor. ABD ekonomisi kötüye giderken ve AB başta olmak üzere diğer önemli piyasalarda faiz düşüş beklentisi mevcut değil iken doların neden güçlendiği önemli idi... Faiz düşüşlerinin yanı sıra ABD'de açıklanan mali paketin yeterli olmayacağını gören Hedge fon olarak bilinen bu agresif oyuncular ya başlarının çaresine bakmak ya da böyle yaparak kendi durumlarını birilerine hatırlatmak zorunda kaldılar. Onların risklerini azaltmak üzere sermaye piyasalarında satışa geçmesi, kullandıkları kredileri azaltmak üzere dolar ve Japon Yeni almaya başlaması, beklenmedik bir anda ciddi bir hareket yarattı ve panik atağın en önemli nedeni oldu. Başka bir deyişle, eğer bu fonlar başlarının çaresine bakmak üzere risklerini azaltmaya başlamak yerine bir süre daha beklemeyi tercih etse idi bu dalgalanma yaşanmayabilir ve paniğe dönüşmeyebilirdi.

Hedge fonlar

Söz konusu fonlar hem taşıdıkları risk düzeyi hem de işlem kapasiteleri açısından finansal piyasaların en büyük oyuncuları olarak biliniyor. Sahip oldukları ve yönettikleri kaynakların 50 katı, 100 katı oranında risk alıp büyük hacimli krediler kullanıyorlar. Ayrıca hem sermaye hem de türev piyasalarda çok aktifler; işlem hacimlerinin yaklaşık yüzde 30'unu bu fonların işlemleri oluşturuyor. "Carry trade" olarak bilinen pozisyonların arkasında çoğunlukla onlar var. 2006 yılında yaşanan dalgalanma sonrasında küresel eğilimleri yönlendirenler ile bu fonların çıkarları yeniden çatışmaya başladı ve bu gerçek büyük ölçüde ihmal edildi. Sorunlar ağırlaştıkça sıkıntı büyüdü.

Hedge fonlar özellikle dolar ve Japon Yeni cinsinden büyük kredi kullanıyor ve bunları değişik ülkelerin sermaye piyasalarına veya spekülatif türev pozisyonlara yatırıyorlar. Örneğin hem sermaye piyasalarındaki büyük hacimli pozisyonlara ek olarak altın-petrol-buğday gibi emtialarda alış yönünde çok büyük risk taşıyorlar. Spekülatif olarak aşırıya kaçma eğilimleri fiyat istikrarını tehdit ederek onları merkez bankaları ile karşı karşıya getiriyor ve çözümü zor sorunlar yaratabiliyor.

Fakat bu saatten sonra ne onlarsız ne de onlarla olmuyor. Devre dışı bırakmak üzere harekete geçseniz sistem çökecek, desteklemeye ve korumaya çalışsanız gücünüz yetmeyecek ve üstelik sorunlar daha büyük bir hızla ağırlaşıyor olacak. Yaklaşık 20 yıldır tartışılan bu konuya radikal bir çözüm üretilmediği için sorun çok büyük bir açmaza dönüştü. 11 Eylül 2001 sonrasında bu fonlar ile küresel eğilimleri yönlendirenlerin yaşadığı balayı dönemi 2006'ya kadar devam etti. 2006 ikinci çeyrek dönemde yaşanan dalgalanma ile birlikte sorunlar açığa çıktı ve sıkıntı büyüdü. Bu hafta içinde ise savaşa dönüşme potansiyeli yoğun bir şekilde hissedildi. Belli ki faiz indirimleri ve mali paket, hedge fonların beklentisini karşılamamış ve talepleri karşılanmaz ise başlarının çaresine bakacakları mesajını çok güçlü bir şekilde vermek zorunda kalmışlar.

Sonuç

Yukarıda özetlemeye çalıştığımız sorunun piyasa mekanızması içinde çözümü yok. Tansiyon yükselebilir veya dalgalanabilir, sorun ve dengesizlikler de ağırlaşmaya devam eder. Bu durum yalnız küresel ekonomiyi değil sosyal ve siyasi dengeleri de değiştirebilir, geçen hafta sonuna göre sorunlar ve birikmiş kayıplar bir kaç kat arttı, başka bir deyişle "pandora'nın kutusu" açıldı; balayı dönemi bitti, günü kurtarma yaklaşımlarının iflas etmeye başladığı bir aşamaya gelindi. Bu durumun Türkiye'ye yansıması büyüyememek yanı sıra artan enflasyon ve işsizlik şeklinde olacak.

Herkesin şu gerçeği unutmamasında yarar var ufukta daha önce yaşamadığımız türden bir belirsizlik var. Bugünden tedbirli olmak adına ne gerekiyorsa yapın, bu konuda kararlı olun, sonradan ağlamanın bir faydası olamayacak!..

Ekleme Tarihi: 25.01.2008 - 10:41
Bu mesajı bildir   selman8 üyenin diğer mesajları selman8`in Profili zum Anfang der Seite
selman8 su an offline selman8  
Olabilecekler olmaya başladı.

90 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 25.09.2007
En Son On: 29.01.2008 - 13:36
Cinsiyeti: ----- 
Olabilecekler olmaya başladı!


İktisatçı Mustafa Sönmez, global krizin Türkiye’ye etkisinin kaçınılmaz olduğunu söyledi.


Sönmez, “Bu kadar dünya ekonomisi ile bütünleşmiş bir ekonominin, dünyadaki resesyondan etkilenmemesi mümkün değil ve olmayacaktır. Olabilecekler, olmaya başlamıştır zaten. Borsadaki yabancı yatırımcılar, satıp çıkma eğilimlerini iyice belirtmişlerdir. Bu, TL’den dövize geçişleri hızlandırabilir ve kur ani çıkışlar gösterebilir. Merkez Bankası döviz rezervleri ani dalgalanmaları düzenleyemezse olabilecekleri düşünmek bile istemezsiniz” dedi.

Mustafa Sönmez, global dalgalanmanın Türkiye’ye etkisine ilişkin yaptığı değerlendirmede, dünyanın global bir köy haline geldiğini zaman vurguyla söyleyenlerin, krizin bulaşıcılığı söz konusu olduğunda, “Bize ulaşmaz, bizi etkilemez” türü yavan ve desteksiz reaksiyonlar verdiklerini söyledi. Bunların başında Başbakanı Tayyip Erdoğan ve bakanların geldiğine dikkat çeken Sönmez, “Bir tür global karanlıkta korkmadığını belirtmek için ıslık çalma çocukluğuna benzeyen bu tavır, derece derece birçok ülkede var. ABD’deki hapşırmanın kendilerini nezle etmeyeceğini sanan AB, anında resesyonun etkisi altına girdi.
İddia, yükselen Çin, Hindistan gibi pazarların, bu dönemin ayakta kalan ve direnen ülkeleri olacağı” diye konuştu.

Türkiye’nin son 7 yılda, dünya ekonomisi ile dış ticaret hacmini 265 milyar doların üstüne çıkardığını, yüzde 63 özel kesime ait olan dış borç stokunun 250 milyar dolara yaklaştığına dikkat çeken Sönmez, doğrudan yabancı sermaye ve sıcak para girişleri yıllık 45 milyar doları bulduğunu ve ekonomi bu dış kaynak girerse büyüdüğünü, girmezse küçüldüğünü kaydetti. Borsada yabancılar yüzde 70’e yakın pay sahibi olduğunu anımsatan Sönmez, Türk sermayedarlarının dış yatırımları 12 milyar dolara ulaştığını, Türkiye’nin, dış ticaretinin yarısından fazlasını AB’ye odaklamış durumda olduğuna da işaret etti.

Sönmez, şunları kaydetti:

“Bu kadar dünya ekonomisi ile bütünleşmiş bir ekonominin, dünyadaki resesyondan etkilenmemesi mümkün değil ve olmayacaktır. Karanlıkta ıslık çalmakla da korkulardan kurtulmak mümkün değildir. Olabilecekler, olmaya başlamıştır zaten. Borsadaki yabancı yatırımcılar, satıp çıkma eğilimlerini iyice belirtmişlerdir. Bu, TL’den dövize geçişleri hızlandırabilir ve kur ani çıkışlar gösterebilir. Merkez Bankası döviz rezervleri ani dalgalanmaları düzenleyemezse olabilecekleri düşünmek bile istemezsiniz. Dünyadaki resesyonla yaşanacak küçülme, haliyle ihracata talebi azaltır, sıcak para çıkışı ve gelmesi beklenen doğrudan yabancı sermayenin gelmemesi halinde Türkiye’de 2008 için umulan yüzde 5 büyüme hayal olur. Bu hem aile gelirlerinin azalmasına yol açar hem işsizliğe tüy diker.”

“GERÇEK KAYIP ÇALIŞAN VE ÇALIŞMAYANDA OLUR”

Sönmez, böylesi dönemlerde gerçek kaybı çalışan, çalışamayan kesimler verdiğini kaydederek, AKP iktidarının olası ciddi bir çalkantıda B planı olmadığının da anlaşıldığını söyledi.

“BİZE NASIL BİR ŞEY OLMAYACAĞI PEK ANLATILMIYOR”

Dünya ekonomisinin üçte birini oluşturan Amerika resesyona girmişken, onunla iç içe olan AB‘denin de resesyonun ayak sesleri hızla duyulduğunu belirten Sönmez, “Global karanlıkta ıslık çalarak, başlarını türban teranesine gömenlere beklenen çıkışı, biraz geç de olsa, TÜSİAD yaptı. TÜSİAD Başkanı, Hükümete, kazın ayağının hiç de öyle olmadığını nihayet hatırlattı. AKP iktidarı işine gelince dünya ekonomisi ile ne kadar bütünleşildiğini böbürlenerek ifade edenlerden, ama konu kriz, dalgalanma, resesyon olunca bu kadar bütünleşik ekonominin bunun nasıl dışında kalacağı, ‘bize nasıl bir şey olmayacağı’ pek anlatılamıyor. Oysa bize çok şey olur bu çalkantıda” değerlendirmesi yaptı.

ANKA
25 Ocak 2008 09:30

Ekleme Tarihi: 25.01.2008 - 10:49
Bu mesajı bildir   selman8 üyenin diğer mesajları selman8`in Profili zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 675 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
karaali70 (54), Mücahit58 (42), firdevs_91 (33), harman76 (48), gul2 (47), özgür3 (35), songokou (42), nuri72 (52), aysun saglam (46), dalin (39), caglar_1988 (36), emine_yilmaz (45), elif19 (37), morcali (63), enderim23 (46), aga2 (61), hüzünlü gurbet (46), yeþil (42), 1yavuz (53), suvari_ (41), gazeteci1985 (39), adem03 (45), azzat (60), huemeyra41 (32), Kursad_ist (46), ruhan_ruhani (41), eskalibo (50), neofatih (39), yuuusuf (43), yunuscelik (46)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.53841 saniyede açıldı