ivermectine stromectol generique plaquenil stromectol kaletra cordarone coreg coridil corpamil corprilin corpriretic corticotherapique cosaar plus cotrim coumadin cozaar crestor crixivan cyclogyl cycrin cyklokapron cymbalta cytotec cytoxan dalacin c dalacin t dalacin v danatrol danocrine daonil deflamat deltasone demadex demolaxin dentomycine depakine chrono depakine depakote depo provera dermestril dermovate deroxat desogen desoren desyrel detrol la
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » MAKALELER » "ANALİZCİ" MÜSLÜMAN OLABİLMEK...

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 2 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
KaLBeNuR su an offline KaLBeNuR  
"ANALİZCİ" MÜSLÜMAN OLABİLMEK...

1686 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 20.07.2007
En Son On: 17.08.2009 - 13:01
Cinsiyeti: Bayan 
Üstâd Yavuz Bahadıroğlu beyefendinin 12.05.2004 tarihli VAKİT gazetemizde yer almış makalesidir…




“ANALİZCİ” MÜSLÜMAN OLABİLMEK






Kur’an bize, “düşünün, değerlendirin, araştırın” anlamında, “Hiç düşünmez misiniz?” diyor, biz düşünmemek için elimizden geleni yapıyoruz.


İslâm, “tefekkür”ü (düşünmeyi) ibadet sayıyor, biz “tefekkür”e boykot uyguluyoruz. (Hz. İbrahim’e Allah bir çırpıda kendini ilham edebilirdi, ama araştırıcı, sorgulayıcı olmamızı istediği için Hz. İbahim’i önce yıldızlarda, ayda, güneşte dolaştırdı, ancak ondan sonra beyninde ve yüreğine “tecelli” etti: “Fani şeyler Rabb olamaz!”)


Bunun sonucu olarak da, teslimiyetçiyiz!


Bizim adımıza düşündüğünü, araştırdığını, okuduğunu, konuştuğunu, davrandığını vehmettiğimiz kişiye-gruba (unvanı “halife” olabilir, “sultan” olabilir, “abi” olabilir, “şeyh” olabilir, “şef” olabilir, “lider” olabilir) sorgusuz sualsiz “biat” edip teslim oluyoruz.


Böylece Allah’ın ihsan ettiği en önemli “ayırıcı özellik” (diğer yaratılmışlardan) olan “irade” özelliğimizi başkalarına devredip “özgür Müslüman” kimliğimizden istifa ediyoruz.


Kendimize gizli dizginler vurduruyoruz.


Ondan sonra nereye çekilirsek oraya gidiyoruz!


Bence “cemaat” olmak bu değildir. “Cemaat” olmanın yolu, dünya ötesi maksatlar etrafında buluşmuş özgür bireylerin gönüllü birlikteliğinden geçer.


“Birey” (fert, kişi) olamazsak “özgür” olamayız, “özgür birey” olamadığımız müddetçe de “sürü” olmaktan kurtulamayız!


Bu da insanın kendi insanlığına ihanetidir!


Açıkçası, hiçbir “insan”ın kendine böyle bir haksızlık yapacak kadar “şuursuz” olma hakkına sahip olmadığını düşünüyorum.


Kaldı ki, “Devr-i Saadet”, düşünüp sorgulamayı öne çıkarmamızı gerektiren pek çok örnek sunuyor.


Din bilgini değilim, ancak bir “istişare” sırasında Efendimiz’in, bir düşüncesini topluluğa açıklayıp kalkması üzerine, yanlış hatırlamıyorsam Hz. Ömer’in (ya da bir başka sahabi, ne fark eder) “Ya Resulullah, bu söylediğiniz fikir Allah’tan mı geldi?” diye sorduğunu, Efendimiz’in kendi fikri olduğunu açıklaması üzerine de, “Bu konuyu tartışmamız lâzım” dediğini hatırlıyorum.


Şu hale bakar mısınız? Örnek almamız gereken insanlar (Efendimiz ve ashabı) vahiy olmadığı zaman “meşveret” kurup olayları analiz ediyor, birbirlerinin düşüncelerini sorguluyor, birbirlerine itiraz ediyorlar, o kadar ki, yukarıdaki örnekte görüldüğü gibi, bazen ashap Resulullah’a itiraz ediyor, ama onların izinden gittiklerini söyleyenlere günümüzde itiraz edilemiyor!


O her şeyi bilir ve yapar.





Aynı bölükte askerlik yapan Temel ile Dursun, bir konuda ihtilâfa düşmüşler.


Uzun süre tartışmalarına rağmen birbirlerini ikna edememişler. Sonunda Temel şöyle bir fikir ortaya atmış:


“Hadi yüzbaşıya soralım...”


“Yüzbaşı bu konuyu bilmez ki” diye itirazı basmış Cemal.


“Bilmesine o da bilmez ama” diye gülmüş. Temel, “Onun deduği deduktur!”


İnanç dünyamızın, “dediğim dedik, çaldığım düdük” anlayışı sayesinde değil, sorgulayan, itiraz eden “özgür münevver”ler sayesinde yeni ufuklar kazanacağına inanıyorum.





Bediüzzaman’ın birkaç Müslümanın şahsında tüm Müslümanlara bir hitabı var, diyor ki: “Ağanızın (siz bu “ağa”yı “ağabey”, “şeyh”, “şef”, “sultan”, “genel başkan” gibi de anlayabilirsiniz) cebindeki aklınıza hitap ediyorum, aklınızı başınıza devşirin!”


Yani, Kur’an hizmetkârı olarak o da Kur’an’dan aldığı ilhamla, ümmete “düşününüz” mesajı veriyor.


Buna artık mecburuz. Çünkü düşünmeyi öğrenemeyen beyinler analiz etmeyi başaramıyor. Bu durumda insanın içinde ya teslimiyet duygusu gelişiyor, ya da isyan dürtüsü.


Aslında makul ve mantıklı olanı, hayatı izleyip irdelemek, olaylara “analizci” bir tavırla yaklaşarak fikirleri sorgulamak ve şartlar ne olursa olsun, asla teslim olmadan olumsuzlukları gidermek için çabalamaktır.


Bu yaklaşım Hz. Adem’le Hz. Havva’yı buluşturdu.


Bu yaklaşım Hz. Nuh’u “tufan”dan, Hz. Yusuf’u kuyudan, Hz. Yunus’u balığın karnından, Hz. İbrahim’i Nemrut ateşinden, Hz. Musa’yı Kızıldeniz’in hışmından, Hz. Alişan Efendimiz’i Ebu Cehil’in şerrinden kurtardı.


İnandılar, yaşadılar, sabrettiler, zikrettiler, fikrettiler (düşündüler), ellerinden geleni yaptılar ve selâmete ulaştılar.
Ekleme Tarihi: 01.12.2007 - 22:41
Bu mesajı bildir   KaLBeNuR üyenin diğer mesajları KaLBeNuR`in Profili KaLBeNuR Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
RuZGaR su an offline RuZGaR  

Moderator
1295 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 06.12.2004
En Son On: 19.03.2012 - 21:30
Cinsiyeti: Bayan 
"Hz. İbrahim’e Allah bir çırpıda kendini ilham edebilirdi, ama araştırıcı, sorgulayıcı olmamızı istediği için Hz. İbahim’i önce yıldızlarda, ayda, güneşte dolaştırdı, ancak ondan sonra beyninde ve yüreğine “tecelli” etti: “Fani şeyler Rabb olamaz!”"


Gözümden kaçmış bu yazı mailime geldiğinde araştırırken Ravdada zaten ekli olduğunu gördümsevinçli Çok güzel bir yazı, Rabbim aklını başkalarına kiralayanlardan değil, O'nun yolunda ve rızasında kullanabilenlerden eylesin..gül

Ekleme Tarihi: 06.04.2008 - 12:48
Bu mesajı bildir   RuZGaR üyenin diğer mesajları RuZGaR`in Profili RuZGaR Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 692 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
lauren444 (37), buraksenel (45), hurkan (51), proferol (), UHIBBUKI (37), espri_espri (45), can_gül (41), cevik (51), zübeyir (44), kulferhat (43), rikkat (55), dully (34), abdullah056 (36), orhan yý.. (55), erbüþ (38), Asilturk (60), Abdullah56 (36), lamia (54), sivaslifaruk (44), yakup karatekin (57), hasanözç.. (45), xUbeydullahx (42), ~BiR gAriP YoLc.. (36), metin30 (48), duruweb (39), üveyis (63), kenan03 (45), ikramozden (46), Hayirsizin (42), NEFRET_17 (39), sonysalih (55)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.53081 saniyede açıldı