fluvoxamine lopinavir ritonavir ivermectin budesonide ivermectine tricor trileptal triple trial pack trittico tryptizol tylenol ulcidine urispas uroxatral uvadex valif valtrex vaniqa vantin vaseretic vasotec ventolin inhaler ventolin vepesid veracim vermicidin vermox vesanoid vesdil viagra oral jelly viagra professional viagra soft viagra strips viagra sublingual viagra super active viagra super dulox force viagra super fluox force viagra super force viagra vibramycin vicard vigora virazole vistagan volmax cr
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » TARİH / SİYASET / EKONOMİ » TÜRKİYE VE DÜNYADA SİYASET » ÜLKEMİZDE HAKİM OLAN REHAVET VE BAŞIMIZDAKİ DÖRT BELA..

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 3 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
kamerr su an offline kamerr  
ÜLKEMİZDE HAKİM OLAN REHAVET VE BAŞIMIZDAKİ DÖRT BELA..

21 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 04.09.2007 - 14:34
Cinsiyeti: ----- 
Biraz uzunca bir yazı olacak ama emin olun okumaya değer.

Ülkemizin insanlarının önemli kısmı dinci sömürü ve mağduriyet felsefeleri ile neyi düşüneceğini ve neyi en önemliler sırasına koyacağını şaşırmış durumda.
Seçimlerde bunun çok açık sonuçlarını gördük.

Peki neyi gördük ?

*Toplam borç beş yılda seksen yılın iki katına vardığı halde, (400 milyar dolar) yani borçla borç ötelenip sanal ve tehlikeli bir iyilikle avunmayı kabullendik.
*Cumhuriyet tarihinde 50 küsür milyar dolar civarında olan cari açık, beş yıl için 80 küsür gibi alarm çalan seviyelere tırmandı.
*Cari açık için gerekli olan döviz ihtiyacı nedeniyle yüksek faizler verilerek yurda çekilen sıcak para borsanın % 70 ini kaplıyor.(100milyar dolar) Vergi vermeden parsayı toplayıp bu ülke insanının kanını emerek yurt dışına götürüyor.
*İhracatın ithalatı karşılama oranı % 62 gibi tehlikeli oranlarda iken, ihracatta patlama yaşadık diye kandırılmayı kabullendik. Oysa ithalata dayalı ihracat patlarken ithalatda çok daha büyük infilakler yaşanıyordu. Fakat nedense bu gerçek milletten hep saklandı.
*Ülkenin istikbalide demek olan değerli ve altın yumurtlayan kurumları sırf sıcak para çekmek ve sahte iyiliği devam ettirmek ve haçlıları memnun etmek uğruna bir kaç yıllık geliri karşılığında hemde söz sahibi yabancılar olacak şekilde haçlılara peşkeş çekildi.
*Ülkenin ırmaklarının kiraya verilmesi dahi önümüzdeki süreçte söz konusu.
Hatta toplu toprak satışları bile uygulama için sırasını bekliyor.
*Ülkenin insanları, kurumları ve partileri başını örtüp örtmemelerine (siyasal simge haline getirilen türbana karşıtlığına göre) göre müslüman veya kafir olarak belirlendi. Mağdurluk hikayeleri ile müslümanlara karşı zulüm yapılıyor yalanı dayatıldı.Ülke inançlar açısından kutuplaştırıldı. Allah herhelde bu zihniyetin temsilcilerine doğru yolda olduklarına dair özel vahiy indirmiş olmalı.
*ABD ve AB , AKP'ye her istediklerini yaptırdıkları için bu partiye her anlamda desteği verdiler. Haçlılar, SEVR'in bu ülke insanını yavaş yavaş uyuşturarak uygulanabileceğini, yani savaşla bu milletin alt edilemiyeceğini bildikleri için bu destek her alanda sinsice devam ediyor. Ne zamana kadar devam eder bu destek derseniz, benim yazdığım ve aşağıda alıntı haber olarak verdiğim yazının içeriğindeki meyveler toplanmaya başlayıncaya kadar tabi.

İşte bu körü körüne AKP desteği bana İstiklal savaşı yıllarında Bandırma'da yaşanmış gerçek bir olayı hatırlatıyor.
Olay şöyle;
Bandırma ağırlıklı olarak Yunan askerlerinin işgali altındadır.
Bir cuma günü camide ezan okunmaktadır. İnsanlar işgalin verdiği bezginlik , üzüntü ve başka nedenlerle isteksiz davranmaktadır.
İşte bu sırada bir Yunan subayı kahve etrafında bulunup camiye gitmeyen insanlara şöyle seslenip azarlar "Cumaya neden gitmiyorsunuz. Neden dininizin gereklerini yerine getirmiyorsunuz ?"
Subayın azarınında etkisi ile millet camiye yönelir.
Asıl manzara camide yaşanacaktır. Cami hocası halka hitaben şöyle der "Bakın Yunan subayı dinimize saygı gösterip onda kusur yapmamamızı istiyor"
Bu olayı yaşayıp daha sonra anlatan vatandaşımız hocanın o anda ağzının payını vermemiş olmanın üzüntüsünü yaşadığı sürece taşıdığını ifade eder.

O nedenle ben diyorum ki İslam'ın vatan ve millet değerlerine saygı ve onun bekası için mücadele etmek yerine haçlıların emellerinden ve desteklerinden kendi yanlış emellerini gerçekleştirmek uğruna medet umanlara onayı yoktur. Zaten bu yolun sonuda başarı değil faciadır.

Ülkemizin insanları yöneticilirinde İslam'ın sinsi düşmanı olan görüntü müslümanlığı yerine ahlak ve vatan değerlerini araması gerekiyor.
Yoksa Allah ile aldatılmanın sonu tam bir faciadır.

BASINDAN ALINTI

Başımızdaki 4 bela

1-Sıcak paranın yol açtığı risk
2-Rekor oranda yüksek cari açık
3-İkiye katlanmış ağır borç yükü
4-Her gün artan işşizler ordusu


IMF politikalarını ödünsüz uygulayan, ekonomi yönetiminde değişiklikler yapan 60’ıncı AKP Hükümetini, çok ciddi yapısal sorunlar bekliyor.

Hepsi birer canlı bomba

UZMANLARA göre, işsizlik, borç, rekor sıcak para, çığ gibi büyüyen cari açık, ithalata dayalı büyüme imhayı bekleyen birer canlı bomba.




--------------------------------------------------------------------------------


60. Hükümeti ekonomide ciddi sorunlar bekliyor

EKONOMİ yönetiminde değişik yapan 60'ıncı AKP hükümetini, ekonomide ciddi yapısal sorunlar bekliyor. Dörtbuçuk yıl iş başında kalan 59'uncu AKP Hükümeti'nin uyguladığı ekonomi politikaları, bazı makro ekonomik göstergelerdeki parlak tablo yanında, "canlı bomba" niteliğinde rekor boyutlarda sıcak para hacmi, yüksek cari açık, ikiye katlanmış iç-dış borç stoku ve daha da büyümüş bir işsizler ordusuna yol açtı. 60'ıncı AKP Hükümeti'nden işsizlik, dış açıklar ve borcun azaltılması, üretim artışına dayalı büyüme, gelir dağılımının düzeltilmesi ve sıcak paranın yol açabileceği olası ekonomik krizlere karşı gerekli önlemleri alması bekleniyor.

İthalata dayalı büyüme

2001 yılında yaşanan ağır ekonomik krizin ardından iktidara gelen AKP, tek parti hükümeti olma şansını kullandı. 2002 seçimleri öncesi kullandığı söylemin aksine IMF'nin ekonomi politikalarını ödünsüz sürdüren AKP, Türkiye'yi sıcak para cenneti haline getirdi. AKP döneminde hızlanan sıcak para girişlerinin sağladığı zincirleme gelişmelerin makro ekonomik göstergelerde kâğıt üzerinde yarattığı "ekonomik başarı" algısı, giderek büyüyen yapısal sorunları gizledi. On kat dolayında artarak 100 milyar dolara yaklaşan sıcak paranın etkisiyle dövizin ucuzlaması, enflasyonu düşürüp, ithalata dayalı hızlı bir büyüme süreci yaşatırken, Türkiye'nin dış ticaret ve cari işlemler açıkları ile iç ve dış borçlarını ise tehlikeli boyutlara taşıdı.

AKP'nin ekonomi modeli gelir dağılımını daha da bozdu. Milli gelirden rantiyenin aldığı pay büyürken, ücretli ve çiftçinin payı küçüldü. Üretim ve ithalat vergileri ile sabit sermaye tüketimi çıkarıldıktan sonra geriye "paylaşılan gelir"den faiz, rant ve kar elde edenlerin 2002 yılında yüzde 53,5 olan payı 2006'da yüzde 56.1'e çıkarken, ücretlilerin payı yüzde 34.5'ten yüzde 34.4'e, çiftçinin payı ise yüzde 12.1'den yüzde 9.5'e geriledi.

Borçlanma, 80 yıla bedel

Kasım 2002'de kurulan 58. ve Mart 2003'te kurulan 59. AKP Hükümetleri, bu yılın Mayıs sonuna kadar olan dönemde Cumhuriyet tarihindekinin toplamından daha fazla net iç borç borçlanmaya gitti. Özel sektör, Merkez Bankası ve yerel yönetimler hariç olmak üzere sadece merkezi yönetimin tasarrufundaki iç borç stoku Kasım 2002'de 94.1 milyar, 2002 sonunda da 91.7 milyar dolardı. Merkezi yönetimin iç borç stoku, Temmuz 2007'de 196.9 milyar dolara ulaştı. İç borç stoku, 58 ve 59'uncu AKP hükümetleri döneminde yüzde 109 büyüdü. Merkezi yönetimin dış borcundaki artış ise daha yavaş oldu; söz konusu borç 55.8 milyar dolardan 67.7 milyar dolara yükseldi. Merkezi yönetim toplam borcu Kasım 2002-Temmuz 2007 arasında yüzde 76.5 artışla 264.6 milyar dolara çıktı.

Rekor dış açık

Döviz kurunun, dalgalanma dönemleri dışında 2002 sonu düzeyinin altında seyrettiği 2003-2006 döneminde yıllık ihracat yüzde 136 büyüyerek 36.1 milyar dolardan 85.5 milyar dolara yükseldi. Ancak, üretim ve ihracatın giderek ithal girdiye bağımlı hale gelmesi nedeniyle, ithalatta daha yüksek oranlı bir artış yaşandı. Aynı dönemde Türkiye'nin ithalatı yüzde 168 artarak 51.6 milyar dolardan 138.3 milyar dolara çıktı. Bunun sonucunda dış ticaret açığı yüzde 241'lik bir artışla 15.5 milyar dolardan 52.8 milyar dolara ulaştı. Bu yıl temmuz sonu itibariyle yıllık ihracat 97 milyar dolar olurken, ithalat 154 milyar, dış ticaret açığı da 57 milyar dolara ulaştı.

Özelleştirme mi, yabancılaştırma mı?

Türkiye'de 2002'ye kadar gerçekleştirilen özelleştirme uygulamalarının toplam değeri 8 milyar dolarken, AKP iktidarında 21.3 milyar dolarlık özelleştirme işlemi yapıldı. Doğrudan yabancı sermaye girişleri de özellikle 2005'ten itibaren hızlanarak rekor kırdı. 2003 sonuna kadar 1 milyar doları aşmayan Türkiye'ye doğrudan yabancı sermaye girişleri 2006 yılında 20.2 milyar dolara ulaştı. Ancak bunun tamamına yakınını, üretim ve istihdam artışına katkıda bulunacak yeni yatırımlar için değil, özelleştirilen mevcut kamu kuruluşları ya da özel şirketlerin hisse devirleri kapsamında geldi. Sıfırdan yatırım için gelen yok denecek düzeydeki doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının hacmi değişmedi.

Faiz yükü azalmadı

Bütçe göstergelerinde önemli iyileşme sağlandı. Bunda bütçe gelirlerinde dolaylı vergilerin payının artması ve son yıllarda artan özelleştirme gelirleri etkili oldu. Dolaylı vergi yükü yüzde 70'e çıktı. Bütçe harcamalarındaki kısıntı ise daha çok faiz dışı kalemlerde yapıldı, faiz yükü azalmadı. Bu dönemde Türkiye yılda ortalama 52 milyar YTL faiz ödedi. Özellikle vergi tahsilatındaki düşüş, faiz ödemelerindeki artış ve seçim yatırımlarının etkisiyle bütçe göstergeleri bu yıl yeniden bozulmaya yüz tuttu. 2007 yılında yüksek boyutta bir bütçe açığı yaşanacağı tahmin ediliyor.

Borsa'nın kârı yabancıya

2002 yılı ortalamasında 10.986 olan İMKB endeksi, özellikle 2004'ten itibaren hızla büyüyerek 2006 ortalamasında 39.778, bu yıl ilk beş aylık dönemin ortalamasında ise 45.312 oldu. Ortalama endeks, AKP'nin iş başında olduğu dönemde yüzde 312 artış gösterdi. İMKB'de oluşan yüksek getiriden daha çok sıcak para yararlandı. İMKB portföyünde yabancı sermayenin payı yüzde 71.7'ye ulaştı.

İşsizler ordusu

AKP döneminde kaydedilen ucuz kura bağlı ve ithalata dayalı yüksek oranlı büyüme, Türkiye'den çok diğer ülkelerin üretim ve istihdam artışına katkı yaptı. Milli gelir kağıt üzerinde hızla büyürken, işsizlik azalmadı. Umudunu yitirerek iş aramaktan vazgeçenler ve eksik istihdamdakiler de dahil edildiğinde 2002 yılında 4.8 milyon olan geniş tanımlı işsizler ordusu, 5 milyonu geçti.
--------------------------------------------------------------------------------


03.09.2007 TERCÜMAN


Bu mesaj 2 kez ve en son kamerr tarafından 03.09.2007 - 12:51 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 03.09.2007 - 12:44
Bu mesajı bildir   kamerr üyenin diğer mesajları kamerr`in Profili zum Anfang der Seite
muhammed_usame su an offline muhammed_usame  

161 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 30.08.2007
En Son On: 07.09.2007 - 11:54
Cinsiyeti: ----- 
suç kültürsüz ilimden habersiz son beş senedir insanca yaşayan insanlarda % 46 oy vermeselerdi bugun boyle olmazdı.....
kültürlü bir parti varken ağzında darbe lafı düşmeyenlere oy vereceklerine yanlış seçim yaptılar .....eh yine onlar çekecekler......


ne diyelim ......

allah cc ıslah etsin hidayete erdirsin



wesselam
Ekleme Tarihi: 03.09.2007 - 13:09
Bu mesajı bildir   muhammed_usame üyenin diğer mesajları muhammed_usame`in Profili zum Anfang der Seite
Maksat kelam olsun su an offline Maksat kelam olsun  

1463 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 23.03.2007
En Son On: 09.05.2011 - 11:25
Cinsiyeti: Erkek 
s.a kardeş o kadar şahane bir konuki bencde hayat tüm dinamikleriylen devak etmekte

ve insanların bunu fark etmeleri görmeleri lazım bu yazıyı okumak lazım artısını eksiğini

dart mak lazım derim bunlar malesef gerçeklerimiz insanların bil hassa türkiyede

yaşayan lar için düşünmesi buna göre harcama buna göre iktisat (tabiki yapa bilene)

yapmaları lazım ben şu yazıyı okurken belki saymadım ama kaç kere iç çektiğimi

hatırlaysmıyorum yazarken bile uzun sözün kısası bence aklı selim olanların

okuması lazımdır derim basa basa paylaşımın için tşk


selam ve dua ile...........
Ekleme Tarihi: 03.09.2007 - 13:17
Bu mesajı bildir   Maksat kelam olsun üyenin diğer mesajları Maksat kelam olsun`in Profili Maksat kelam olsun Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 811 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
osman12 (77), vahvah71 (53), ssercan (50), sabr_yolcusu (56), Yorumsuz_91 (33), Asya6666 (62), angel (42), cankalemdar (39), meltem6666 (59), MeCaL (56), emiremre (44), ozdalomer (53), ayþeayd&#2.. (40), talha_34 (47), mhammettelo (43), leto18 (59), sinepuryan (42), Yalnizlik (39), BATAKLIK60 (55), kamil33 (54), hmfatih (62), Soldat34 (54), MrVoLKaN (37), yusuf kuyu (44), Yusuf_Adiyaman (53), farfarlone (41), Osman_20 (39), yunusemre_56 (58), eminecanersoy (46), eren.06 (60), tugba1986 (38), tanerok (41), MAHMUT2005 (48), musbaba18 (41), Bahar38 (40), ehhan ünlü (37), ard75 (68), ofliayhan61 (54), osman42 (45), enver66 (40), ayten66 (36), adem2007 (57), uludag64 (60), kadir ibraimi (35), Hace Türkistan (52), tufan03 (48), hasimpakirbaba (48), kuscu (60), ONUR45 (41), Allah_Asigi (41), _Hilal_ (40), aydin_yilmaz (42), cemil_keskin (64), cesurkagan (37)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.55917 saniyede açıldı