ivermectine kamagra ivermektin fluvoxamine generique stromectol lamotrine lamprene lanoxin lansoprax largactil lasix leponex levaquin levitra oral jelly levitra professional levitra soft levitra super force levitra lexapro lidocaton lignospan lioresal lipanthyl lipitor lisitril comp lisitril lisopril plus lisopril litarex lithiofor lithobid lodoz lopid lopimed lopresor lopressor lora allergie lorado loratine lotemax lovelle loxazol loxitane lozol sr lozol lur
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

13 Sonuç - Yeni Arama
Sayfa (1): (1)
Ekleyen Mesaj
Konu: MÜCADELEMİZDE BACILARIMIZ
kamerr su an offline kamerr  
Kuran'da neler yok (aslında var)
21 Mesaj -
Muhammed usame sorunu cevaplamam için bana şu aşağıda yazdığım şeylerin Kuran'da var olduğu ayetleri bildir. Bende hemen seni cevaplayacağım.
Yada bu yazı bir anlamda en açık cevap olacak.

Kuran'da Laik Demokratik Cumhuriyeti bulamadım diyorsun.
Peki şunlar varmı ?

Otomobil
Uçak
Motosiklet
Denizaltı
Bilgisayar
Buzdolabı
Çamaşır makinesi
Bulaşık makinesi
Televizyon
Radyo
Elektrik
Gökdelen
Üniversite
Lise
İlköğretim
SSK
Emekli sandığı
Bağkur
Atom bombası
Tüfek
Tabanca

VS, VS

Hiç bir kavram ve eşya Allah'ın tekamül dediğimiz iradesinin parçası olmak dışında bir süreç göstermez, gösteremez. Her eşya ve idare şeklide dahil tekamül sürecinin ürünleridir.
Bunlara isyan halindeyseniz Kuran'ın iniş zamanının nimetleriyle yetinin öyleyse.
Yani mesela ata ve deveye binin araba yerine.
Bu örnekleri o nedenle verdim. Sanırım artık ne demek istediğimi anlamışsınızdır. Sanırım sorunun cevabını en mükemmel şekilde almışsınızdır.
İslam akıl ve gönül sahiplerinin dinidir. Unutmayalım.

Selametle...


Bu mesaj 3 kez ve en son kamerr tarafından 04.09.2007 - 14:34 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 04.09.2007 - 14:24
kamerr üyenin diğer mesajları kamerr`in Profili kamerr Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: ÖRTÜSÜZLÜKDE BİR KİMLİKDİR
kamerr su an offline kamerr  
Söyleneni iyi anlamak gerekiyor.
21 Mesaj -
Fania kardeşim ben arap düşmanı değilim.
İslam tarihinide Osmanlı tarihinide benim diyenle oturup birebir tartışacak bilgi seviyesindeyim.
İyi ve doğruyu birbirinden ayırın buyuruyor Allah. Kötüyü sevmeyin iyiyi ve doğruyu sevin buyuruyor. Bunlar sence suçsa din gününde Allah'tan hesabını sorarsın kardeşim.

Sırf görüşlerimi anlayamadığın ve sana ters geldiği için muhalif yazmaman en güzel yol olurdu bence.
Söylediklerin ise benim yazdıklarımı anlamamış olmaktan ve çarpıtmaktan başka bir anlam ifade etmiyor.

Birde, hak düşünüp hak yazıyorum. Allah'a and olsun bu böyle. Bilmeyen ve anlamayanın kusuru anlatana nasıl maledilebilir.
O nedenle ya anlayarak iyi okuyun cevap verin yada günah olan boş konuşmalar yapmayalım.
İlim ve bilgide eksik olduğunu anlamak bir erdemdir. Bunu bilmeyenler işi sonunda ya hakarete yada küfüre dahi vardırabilir.
Dikkatli olmak gerekiyor.
İslam bir anlamda tevazu dinidir.

Not: Yazdıklarımın hepsini iyi okuyun diye tavsiye ediyorum. Belki anlatmak istediğim o zaman daha iyi anlaşılır.

SELAMETLE...
Ekleme Tarihi: 04.09.2007 - 14:10
kamerr üyenin diğer mesajları kamerr`in Profili kamerr Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: MÜCADELEMİZDE BACILARIMIZ
kamerr su an offline kamerr  
Hangi şeriat ? Kuran'ın şeriatımı yoksa ruhbanların şeriatımı ?
21 Mesaj -
Şeriat konusunda ne düşündüğümü öğrenmek istemişsiniz.
Elimden geldiğince yanıtlayayım.
Bu aynı zamanda İslam'ın kanayan yarası olan bir konu olarakda kabul edilebilir.

Allah, şeriat dediğimiz "şartlar" anlamına gelen ve hükümlerini Kuran'dan alan bir yaşam şeklinin Efendimizden sonrada devamı için müslümanların o anki temsilcileri olan insanlara peygamber evladından herbiri veli olan oniki zat ile bu fırsatı vermiştir.

Peki ne olmuşturda Efendimizin dahi "Benden sonra soyumdan oniki zat gelir ve benim tebliğ ettiğimi tekamül ettirmek için Allah yolunda mücadele ederler" dediği bu oniki zat kesilip zehirlenerek yaşamlarına son verilmiştir.

Hemen özetle söyleyelim. Bu zatlardan biri zehirli kılıçla, (Hz.Ali), biri susuz ve feci şekilde başı kesilerek (Hz.Hüseyin), dokuz tanesi taamlarına zehir koyulmak suretiyle şehit edildiler. Onikinci zat ise sır olup ortadan kayboldu (Hz.Mehdi)

Peki bu onbir kuşak evladını kimler ve ne diye katlettiler, yaşama haklarını dahi ellerinden aldılar ?
Tabiki öncelikle 90 küsur yıl hükümdarlık yapan Emevi zalimleri ve sonrada onların mezarlarını bile yok edip ahır diye kullanan Abbasiler. Toplam 300 küsur yıllık bir zulüm süreci.
Dikkat edin bu iki zalim soyu meşrulaştırmak için oynanan sayısız oyunlar vardır. Buda akıl mantığa dayanmayan arap milliyetçiliğinin ürünü bir haldir.

Araplar, peygamberin evlatlarını katletmek suretiyle Allah'ın Resulüne yaptıkları ihaneti örtmek için her yolu denemişlerdir ve bu hal aynen bugünde devam etmektedir.
Şii, Sunni ayrımının altında yatan acı gerçekte bu yaşanmış vahşetlerin ürünüdür.
Bugün Irak'ta peygamber evladını katledenlerin evlatlarıyla, onları korumayanların evlatları birbirlerinin kanını acıımadan dökmektedirler. Bunun üzerine birde haçlı zulmü ve pisliği binmektedir.Bu hal neyin cezasıdır ? Bu vahşetten anlamamız gereken mesajlar nelerdir ?

Benim hem sunni hemde şii tarafına bakışım aynı mesabededir. Benim için her iki grupta aynı ve ayrı yanlışlarla kabul edilebilir çizgilerden uzaklaşmışlardır.
Fakat çok ilginçtir her iki fırkadanda orta çizgiye yakın insanlar vardır. Ve bu insanlar çoğunlukla ait oldukları mezheplere rağmen bu çizgiye vasıl olabilen insanlardır.

Şimdi akıllarınıza benim alevi veya şii olacağım ihtimali takılacak bu yazdıklarımdan dolayı. Fakat ben hiç bir mezhep taraftarı olmadığım gibi. Mezhepleride kabul etmiyorum. İslama inanışım Efendimizin tebliğ ettiği zamanda olduğu gibidir. Mezhepler Abbasiler zamanında yani Efendimizden 130 küsur yıl sonra kadar, özellikle peygamber evladını unutturmak için ortaya atılmışlardır.Tabi benim her inanışa saygım var. Her inanan hesabını Allah'a vereceğine göre bunda tartışmaya girmeyede gerek yok.

Gelelim tekrar şeriat meselesine. Kimler bu şartları belirleyecek. Şu an Türkiyede yayınlanan yaklaşık yüze yakın meal var ve bunların hemen hepsi değişik veya aynı konularda ihtilaf halinde. Bu arap coğrafyasında da aynı. Zaten bizdeki bu hal arap anlayışlarının bir yansıması.
Allah kelamının aslında bu kadar ihtilaf koparken onun içinden hangi şartları bu Allah'tandır diye ve kimler uygulayacak ?

Bu karmaşık hal Allah'ın peygamber evladıyla verilen fırsatları yok etmenin cezası değilde nedir ? Şüphesiz Allah yinede yaşam süresince fırsatlar veriyor. Fakat Kuran'ın şeriatı ile yönetmek işi artık hayaldir.

Allah'ın nimet diye verdiği onbir peygamber evladını katledenlere Allah bu fırsatı tekrar verirmi ? Hz Adem haram meyveyi yedikten sonra tekrar cennete dönebildimi ? Hayır. Sonraki süreçte verilen yaşam şekliyle yaşamını sürdürdü.

Dikkat edin Allah'ın hiç bir veli kulu şeriat yaygarası ile ortaya fırlamamıştır. Sebepte budur. Allah'ın Velileri, içlerinde akıllarından zoru olan hatta zalim olan hükümdarların idarelerinde dahi kendi çevrelerinde Allah yolunda hizmet vermişlerdir. Bu onlara Allah'ın emrettiği hizmet biçimidir çünkü.

Kimlerle şeriat yani şartlar çıkaracaksınız? Ruhban takımıylamı ? Allah'ın velilerinin (yaşayan Kuranların) önüne onları geçirip ayette yazdığı gibi ALLAH'A DİNİNİZİMİ ÖĞRETECEKSİNİZ ayetine muhatap olmanın ne facia olduğunu anlamanız bu kadar güçmü ?
Allah ruhbanlar için "UYDURDUKLARI RUHBANİYETİ ONLARA BİZ EMRETMEDİK" buyurmuyormu ?

Dünyada, şeriat için örnek olarak gösterebileceğiniz, tavsiye edebileceğiniz bir idare şekli varmı ? Hayır. Hepsi ayrı telden çalıyor ve hemen hepsi kadının kıyafetiyle uğraşmayı cihad olarak ilan ediyorlar. Ve hepsinin ortak bir yönleri var hepsinde ya karmaşa yada tepelerine yağan haçlı pisliği eksik olmuyor.
Allah bunların şeriatlarını doğru ve Kuran'a uygun bulsa böyle kahır ve gazab yüklermi ?

İşte bu nedenlerle ben, ısrarla LAİK DEMOKRATİK CUMHURİYET'in büyük bir fırsat ve inanlar arasında kavgayı önleyecek bir idare şekli olduğunu anlatmaya çalışıyorum.
İnsanlara bu halde kanun çıkarırken elbette Kuran'ın yaşamsal öğütleri ve emirleri yol gösterici olacaktır. Fakat dayatmadan ve din ve fırka sömürüsüne fırsat vermeden.

Zümer suresi, 9 : Bilenlerle bilmeyenler hiç bir olurmu.


Bu mesaj 1 kez ve en son kamerr tarafından 04.09.2007 - 13:53 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 04.09.2007 - 13:41
kamerr üyenin diğer mesajları kamerr`in Profili kamerr Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: MÜCADELEMİZDE BACILARIMIZ
kamerr su an offline kamerr  
İşin içine Cumhuriyeti yıkmak maksadı girince işler değişti.
21 Mesaj -
Başı açık kadınlarla başı kapalı kadınlar için din sömürüsü olmadığı yıllarda hiç bir sorun yoktu.

Ne zaman bu örtü dinci siyasetçiler tarafından şekilde değiştirip şeriat yaygaraları ile rejim düşmanlığı için kullanılmaya başlandı, işte o zaman fitnede başladı.

Siyaset alanında bu örtünün arkasına sığınıp sömürenlerin hepsinin Cumhuriyetin altını oymaktan başka hiç bir hedefleri yok.
Hatta bunun için haçlıların her dediğini yapmak gibi bir faciaya bile razı olarak yanlış işlerin altına imza atıyorlar.

Yani kısacası siyasete bulaştırılan İslam maalesef asıl kulvarının dışında Allah'ın gazabını davet etme işlevini dolu dizgin yerine getiriyor.
Yoksa kimin örtüsünden kime ne. Yarın Hak'kın divanında neyin emir neyin yalan olduğu şaşmaz olarak her yaratılana gösterilmeyecekmi ?

Selam ve saygılar....


Bu mesaj 2 kez ve en son kamerr tarafından 03.09.2007 - 17:13 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 03.09.2007 - 17:08
kamerr üyenin diğer mesajları kamerr`in Profili kamerr Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: ÖRTÜSÜZLÜKDE BİR KİMLİKDİR
kamerr su an offline kamerr  
İslamın kaynağı Kuran ve yaşayan Kuran'lardır.
21 Mesaj -
Yolu Hak dostlarının yolu olan bir insanın sözlerine tahammül yoksa bu gerçekten üzücü.

Ben Allah rızası için ve ülkemi ve insanlarını sevdiğim için yazıyorum. Allah'a and olsunki yazdıklarımın hiçbirinde fitne yoktur.
Kuran ve yaşamsal alanda verdiğim örnekler benim şahidimdirler.

Sadece bana gelen cevaplardan bir kaçına kısaca cevaplar vereceğim.
İnşaallah anlamak nasip olur.

Bütün semavi kitapların inişi indikleri kavimlerin sapkınlıklarda en zirveye çıktıklarında olmuştur.
Peygamberler özel ve yüksek ruhlu insanlardır. Onların arap veya herhangi bir milletten olmaları hiç bir ayrıcalık ifade etmez.
Arabın arap olmayana üstünlüğü ancak takva bakımından olabilir buyrulmuyormu ?

Peygamberimizin vazifesini ifa etttiği dönemden önceki cahiliye döneminde arapların ne denli sapkın işler peşinde olduklarını hiç okuyup incelemedinizmi ?

İnsanlık tarihinde kız evlatlarını diri diri gömen başka hiç bir millet varmıdır ?

Evlenme ve boşanma olaylarının ne feci halde olduğunu ben edebimden buraya yazamıyorum.
Pek çok arap bu ne olduğu belli olmayan evlenme şekilleri yüzünden gerçek babalarını bile öğrenememek durumunda kalmadılarmı ?

Ne buyuruyor Allah "O kız çocuğuna sorulduğunda. Hangi nedenle öldürüldü diye"
nedir bu sorunun cevabı ?

Kurana bile konu olan eşcinsel ilişkileri.

Canlı hayvanların bile üzerlerinden parça kesip yediklerini.

Arap olupda İslama ve efendimize hizmet eden gerçek sahabi ve arapları benim eleştirime katmayın. Ehlibeyti ve ehlibeytten olan zatlarıda öyle. Cümlesinin başımın üstünde yeri var.
Fakat benim şikayetçi olduğum daha doğrusu gerçek islam tarihini ve gerçek islamı bilenlerin şikayetçi olduğu her biri veli ve ilim merkezi olan onbir kuşak peygamber evladını kesip zehirleyenleri (Emeviler ve Abbasiler) peygamberin halifesi kabul etmek gafletidir.
bu zalimler Allah katından vazife verilen bu zatları yok edip kendileri üçyüz küsur yıl İslama her türlü herzeyi katmadılarmı ?
Bunları bilmemek çok büyük kayıp değilmi ?

Bırakın İslamiyetten önceyi, İslamiyetin kabulünden sonra YEZİD Medine halkı kendisine yaptığı haksızlıklar için isyan ettiğinde ordularını bu şehrin üzerine sürmedimi ? Ve askerlerine Medine kadınlarını bir hafta helal kılma sapıklığını göstermedimi ? İnternetten araştırabilirsiniz. Harra çocukları denir bu zulümden dünyaya gelen gayrimeşu çocuklara. Hangi arap bu pisliği mertçe anlatır ?

İslamı öğrenmek için önce Kuran'a ve sonra herbiri yaşayan Kuran olan öncelikle efendimize ve sonrada onun nuru olan velilere başvurmak gerekir.
Onlarıda bulamayacağımıza göre bize bırakılan gerçek hadis ve eserlerden faydalanmamız gerekiyor.

Cevaplar içinde okunmadan ve anlaşılmadan verilen tepkiler var.
Bunlar için yapabileceğim hiç bir şey yok. Allah doğruya ulaştırsın diye dua etmekten başka.
Birde minik kafalarla kızdığını anlatan vatandaşım var.
Yarın Hakkın divanında neye kızdığını anlarsın kardeşim. Şayet burda anlamak nasip olmazsa tabi.

Not: Fania kardeşim sana kim senin gibi düşünmüyorsa ona hakaret et, islamın gereği budur demişse yalan demiş. Dikkat et.

Cananberraramazan din gününde burdakilerden çook daha fazlasını göreceksin.
Orda nasıl tahammül edeceksin ? Allah yardımcın olsun.

Allah tüm müslümanları gafletten ve delaletten muhafaza eylesin. AMİN...


Bu mesaj 1 kez ve en son kamerr tarafından 03.09.2007 - 16:58 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 03.09.2007 - 16:57
kamerr üyenin diğer mesajları kamerr`in Profili kamerr Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: ÖRTÜSÜZLÜKDE BİR KİMLİKDİR
kamerr su an offline kamerr  
Ancak Allah indinde kendilerinden emin olmayanlar kendilerini ispat için bir şeylere ihtiyaç duyarlar.
21 Mesaj -
Maun suresi ne diyor ;

"Vay o namaz kılanların haline ki onlar gösteriş için namaz kılarlar"

Bu ayeti ister ibadet ister kıyafet istediğiniz her alan için kullanabilirsiniz.
İslam samimiyet, güzel ahlak ve hayır üretme dinidir. Fotoğrafla dindar görünme değil.

Allah'a gerçek inanlar ancak Allah'a kendilerini kabul ettirmeleri gerektiğini bilirler.
Bu halin dışında gösterişe ve birilerine görüntü veya sözle bir şeyleri ispata kalkışmak ancak inanç ve ilim eksikliğinden kaynaklanır.

İslam'ın üniforması yoktur. Dolayısıyla kadın içinde bu bu böyledir.
Önemli olan iffetli kadının kendine buna uygun kıyafetler seçmesidir.
Benim eşimin saçı açık ve normal bir giyim tarzına sahip. Bunun Allah katındada normal olduğuna LAİLAHEİLLALLAH kelamına inandığımız gibi inanıyoruz.

Araplara benzemenin bir üstünlük olduğu veya şart olduğu hangi ayette yazıyor.

Böyle olsa arap topraklarının üzerine rahmet yağmazmıydı, haçlı pisliği yerine.
Allah neden arap topraklarından kaldırıpda Anadoluyu bir Evliya yatağı haline getirdi ?
Arap kıyafetlerini çok sevdiği içinmi ? Yoksa peygamber evladına ihanet edenleri dışladığı içinmi ? Şüphesiz Allah yaşayan her insana fırsat kapısını ölene kadar açık tutar.

Kıyafetlerin dini kimlik olduğunu kabul eden dinler ancak buda benzeri putperest dinlerdir.
İslam bunu kabul etmez ve gereğide yoktur.


Bu mesaj 1 kez ve en son kamerr tarafından 03.09.2007 - 13:31 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 03.09.2007 - 13:28
kamerr üyenin diğer mesajları kamerr`in Profili kamerr Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: ÜLKEMİZDE HAKİM OLAN REHAVET VE BAŞIMIZDAKİ DÖRT BELA..
kamerr su an offline kamerr  
ÜLKEMİZDE HAKİM OLAN REHAVET VE BAŞIMIZDAKİ DÖRT BELA..
21 Mesaj -
Biraz uzunca bir yazı olacak ama emin olun okumaya değer.

Ülkemizin insanlarının önemli kısmı dinci sömürü ve mağduriyet felsefeleri ile neyi düşüneceğini ve neyi en önemliler sırasına koyacağını şaşırmış durumda.
Seçimlerde bunun çok açık sonuçlarını gördük.

Peki neyi gördük ?

*Toplam borç beş yılda seksen yılın iki katına vardığı halde, (400 milyar dolar) yani borçla borç ötelenip sanal ve tehlikeli bir iyilikle avunmayı kabullendik.
*Cumhuriyet tarihinde 50 küsür milyar dolar civarında olan cari açık, beş yıl için 80 küsür gibi alarm çalan seviyelere tırmandı.
*Cari açık için gerekli olan döviz ihtiyacı nedeniyle yüksek faizler verilerek yurda çekilen sıcak para borsanın % 70 ini kaplıyor.(100milyar dolar) Vergi vermeden parsayı toplayıp bu ülke insanının kanını emerek yurt dışına götürüyor.
*İhracatın ithalatı karşılama oranı % 62 gibi tehlikeli oranlarda iken, ihracatta patlama yaşadık diye kandırılmayı kabullendik. Oysa ithalata dayalı ihracat patlarken ithalatda çok daha büyük infilakler yaşanıyordu. Fakat nedense bu gerçek milletten hep saklandı.
*Ülkenin istikbalide demek olan değerli ve altın yumurtlayan kurumları sırf sıcak para çekmek ve sahte iyiliği devam ettirmek ve haçlıları memnun etmek uğruna bir kaç yıllık geliri karşılığında hemde söz sahibi yabancılar olacak şekilde haçlılara peşkeş çekildi.
*Ülkenin ırmaklarının kiraya verilmesi dahi önümüzdeki süreçte söz konusu.
Hatta toplu toprak satışları bile uygulama için sırasını bekliyor.
*Ülkenin insanları, kurumları ve partileri başını örtüp örtmemelerine (siyasal simge haline getirilen türbana karşıtlığına göre) göre müslüman veya kafir olarak belirlendi. Mağdurluk hikayeleri ile müslümanlara karşı zulüm yapılıyor yalanı dayatıldı.Ülke inançlar açısından kutuplaştırıldı. Allah herhelde bu zihniyetin temsilcilerine doğru yolda olduklarına dair özel vahiy indirmiş olmalı.
*ABD ve AB , AKP'ye her istediklerini yaptırdıkları için bu partiye her anlamda desteği verdiler. Haçlılar, SEVR'in bu ülke insanını yavaş yavaş uyuşturarak uygulanabileceğini, yani savaşla bu milletin alt edilemiyeceğini bildikleri için bu destek her alanda sinsice devam ediyor. Ne zamana kadar devam eder bu destek derseniz, benim yazdığım ve aşağıda alıntı haber olarak verdiğim yazının içeriğindeki meyveler toplanmaya başlayıncaya kadar tabi.

İşte bu körü körüne AKP desteği bana İstiklal savaşı yıllarında Bandırma'da yaşanmış gerçek bir olayı hatırlatıyor.
Olay şöyle;
Bandırma ağırlıklı olarak Yunan askerlerinin işgali altındadır.
Bir cuma günü camide ezan okunmaktadır. İnsanlar işgalin verdiği bezginlik , üzüntü ve başka nedenlerle isteksiz davranmaktadır.
İşte bu sırada bir Yunan subayı kahve etrafında bulunup camiye gitmeyen insanlara şöyle seslenip azarlar "Cumaya neden gitmiyorsunuz. Neden dininizin gereklerini yerine getirmiyorsunuz ?"
Subayın azarınında etkisi ile millet camiye yönelir.
Asıl manzara camide yaşanacaktır. Cami hocası halka hitaben şöyle der "Bakın Yunan subayı dinimize saygı gösterip onda kusur yapmamamızı istiyor"
Bu olayı yaşayıp daha sonra anlatan vatandaşımız hocanın o anda ağzının payını vermemiş olmanın üzüntüsünü yaşadığı sürece taşıdığını ifade eder.

O nedenle ben diyorum ki İslam'ın vatan ve millet değerlerine saygı ve onun bekası için mücadele etmek yerine haçlıların emellerinden ve desteklerinden kendi yanlış emellerini gerçekleştirmek uğruna medet umanlara onayı yoktur. Zaten bu yolun sonuda başarı değil faciadır.

Ülkemizin insanları yöneticilirinde İslam'ın sinsi düşmanı olan görüntü müslümanlığı yerine ahlak ve vatan değerlerini araması gerekiyor.
Yoksa Allah ile aldatılmanın sonu tam bir faciadır.

BASINDAN ALINTI

Başımızdaki 4 bela

1-Sıcak paranın yol açtığı risk
2-Rekor oranda yüksek cari açık
3-İkiye katlanmış ağır borç yükü
4-Her gün artan işşizler ordusu


IMF politikalarını ödünsüz uygulayan, ekonomi yönetiminde değişiklikler yapan 60’ıncı AKP Hükümetini, çok ciddi yapısal sorunlar bekliyor.

Hepsi birer canlı bomba

UZMANLARA göre, işsizlik, borç, rekor sıcak para, çığ gibi büyüyen cari açık, ithalata dayalı büyüme imhayı bekleyen birer canlı bomba.




--------------------------------------------------------------------------------


60. Hükümeti ekonomide ciddi sorunlar bekliyor

EKONOMİ yönetiminde değişik yapan 60'ıncı AKP hükümetini, ekonomide ciddi yapısal sorunlar bekliyor. Dörtbuçuk yıl iş başında kalan 59'uncu AKP Hükümeti'nin uyguladığı ekonomi politikaları, bazı makro ekonomik göstergelerdeki parlak tablo yanında, "canlı bomba" niteliğinde rekor boyutlarda sıcak para hacmi, yüksek cari açık, ikiye katlanmış iç-dış borç stoku ve daha da büyümüş bir işsizler ordusuna yol açtı. 60'ıncı AKP Hükümeti'nden işsizlik, dış açıklar ve borcun azaltılması, üretim artışına dayalı büyüme, gelir dağılımının düzeltilmesi ve sıcak paranın yol açabileceği olası ekonomik krizlere karşı gerekli önlemleri alması bekleniyor.

İthalata dayalı büyüme

2001 yılında yaşanan ağır ekonomik krizin ardından iktidara gelen AKP, tek parti hükümeti olma şansını kullandı. 2002 seçimleri öncesi kullandığı söylemin aksine IMF'nin ekonomi politikalarını ödünsüz sürdüren AKP, Türkiye'yi sıcak para cenneti haline getirdi. AKP döneminde hızlanan sıcak para girişlerinin sağladığı zincirleme gelişmelerin makro ekonomik göstergelerde kâğıt üzerinde yarattığı "ekonomik başarı" algısı, giderek büyüyen yapısal sorunları gizledi. On kat dolayında artarak 100 milyar dolara yaklaşan sıcak paranın etkisiyle dövizin ucuzlaması, enflasyonu düşürüp, ithalata dayalı hızlı bir büyüme süreci yaşatırken, Türkiye'nin dış ticaret ve cari işlemler açıkları ile iç ve dış borçlarını ise tehlikeli boyutlara taşıdı.

AKP'nin ekonomi modeli gelir dağılımını daha da bozdu. Milli gelirden rantiyenin aldığı pay büyürken, ücretli ve çiftçinin payı küçüldü. Üretim ve ithalat vergileri ile sabit sermaye tüketimi çıkarıldıktan sonra geriye "paylaşılan gelir"den faiz, rant ve kar elde edenlerin 2002 yılında yüzde 53,5 olan payı 2006'da yüzde 56.1'e çıkarken, ücretlilerin payı yüzde 34.5'ten yüzde 34.4'e, çiftçinin payı ise yüzde 12.1'den yüzde 9.5'e geriledi.

Borçlanma, 80 yıla bedel

Kasım 2002'de kurulan 58. ve Mart 2003'te kurulan 59. AKP Hükümetleri, bu yılın Mayıs sonuna kadar olan dönemde Cumhuriyet tarihindekinin toplamından daha fazla net iç borç borçlanmaya gitti. Özel sektör, Merkez Bankası ve yerel yönetimler hariç olmak üzere sadece merkezi yönetimin tasarrufundaki iç borç stoku Kasım 2002'de 94.1 milyar, 2002 sonunda da 91.7 milyar dolardı. Merkezi yönetimin iç borç stoku, Temmuz 2007'de 196.9 milyar dolara ulaştı. İç borç stoku, 58 ve 59'uncu AKP hükümetleri döneminde yüzde 109 büyüdü. Merkezi yönetimin dış borcundaki artış ise daha yavaş oldu; söz konusu borç 55.8 milyar dolardan 67.7 milyar dolara yükseldi. Merkezi yönetim toplam borcu Kasım 2002-Temmuz 2007 arasında yüzde 76.5 artışla 264.6 milyar dolara çıktı.

Rekor dış açık

Döviz kurunun, dalgalanma dönemleri dışında 2002 sonu düzeyinin altında seyrettiği 2003-2006 döneminde yıllık ihracat yüzde 136 büyüyerek 36.1 milyar dolardan 85.5 milyar dolara yükseldi. Ancak, üretim ve ihracatın giderek ithal girdiye bağımlı hale gelmesi nedeniyle, ithalatta daha yüksek oranlı bir artış yaşandı. Aynı dönemde Türkiye'nin ithalatı yüzde 168 artarak 51.6 milyar dolardan 138.3 milyar dolara çıktı. Bunun sonucunda dış ticaret açığı yüzde 241'lik bir artışla 15.5 milyar dolardan 52.8 milyar dolara ulaştı. Bu yıl temmuz sonu itibariyle yıllık ihracat 97 milyar dolar olurken, ithalat 154 milyar, dış ticaret açığı da 57 milyar dolara ulaştı.

Özelleştirme mi, yabancılaştırma mı?

Türkiye'de 2002'ye kadar gerçekleştirilen özelleştirme uygulamalarının toplam değeri 8 milyar dolarken, AKP iktidarında 21.3 milyar dolarlık özelleştirme işlemi yapıldı. Doğrudan yabancı sermaye girişleri de özellikle 2005'ten itibaren hızlanarak rekor kırdı. 2003 sonuna kadar 1 milyar doları aşmayan Türkiye'ye doğrudan yabancı sermaye girişleri 2006 yılında 20.2 milyar dolara ulaştı. Ancak bunun tamamına yakınını, üretim ve istihdam artışına katkıda bulunacak yeni yatırımlar için değil, özelleştirilen mevcut kamu kuruluşları ya da özel şirketlerin hisse devirleri kapsamında geldi. Sıfırdan yatırım için gelen yok denecek düzeydeki doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının hacmi değişmedi.

Faiz yükü azalmadı

Bütçe göstergelerinde önemli iyileşme sağlandı. Bunda bütçe gelirlerinde dolaylı vergilerin payının artması ve son yıllarda artan özelleştirme gelirleri etkili oldu. Dolaylı vergi yükü yüzde 70'e çıktı. Bütçe harcamalarındaki kısıntı ise daha çok faiz dışı kalemlerde yapıldı, faiz yükü azalmadı. Bu dönemde Türkiye yılda ortalama 52 milyar YTL faiz ödedi. Özellikle vergi tahsilatındaki düşüş, faiz ödemelerindeki artış ve seçim yatırımlarının etkisiyle bütçe göstergeleri bu yıl yeniden bozulmaya yüz tuttu. 2007 yılında yüksek boyutta bir bütçe açığı yaşanacağı tahmin ediliyor.

Borsa'nın kârı yabancıya

2002 yılı ortalamasında 10.986 olan İMKB endeksi, özellikle 2004'ten itibaren hızla büyüyerek 2006 ortalamasında 39.778, bu yıl ilk beş aylık dönemin ortalamasında ise 45.312 oldu. Ortalama endeks, AKP'nin iş başında olduğu dönemde yüzde 312 artış gösterdi. İMKB'de oluşan yüksek getiriden daha çok sıcak para yararlandı. İMKB portföyünde yabancı sermayenin payı yüzde 71.7'ye ulaştı.

İşsizler ordusu

AKP döneminde kaydedilen ucuz kura bağlı ve ithalata dayalı yüksek oranlı büyüme, Türkiye'den çok diğer ülkelerin üretim ve istihdam artışına katkı yaptı. Milli gelir kağıt üzerinde hızla büyürken, işsizlik azalmadı. Umudunu yitirerek iş aramaktan vazgeçenler ve eksik istihdamdakiler de dahil edildiğinde 2002 yılında 4.8 milyon olan geniş tanımlı işsizler ordusu, 5 milyonu geçti.
--------------------------------------------------------------------------------


03.09.2007 TERCÜMAN


Bu mesaj 2 kez ve en son kamerr tarafından 03.09.2007 - 12:51 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 03.09.2007 - 12:44
kamerr üyenin diğer mesajları kamerr`in Profili kamerr Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: MÜCADELEMİZDE BACILARIMIZ
kamerr su an offline kamerr  
SİZDEN ÜCRET ALMAYANLARDAN ÖĞRENİN...
21 Mesaj -
"SİZDEN ÜCRET ALMAYANLARDAN ÖĞRENİN. ONLARDIR DOĞRUYU VE GÜZELİ BULANLAR. " diyor Allah kelamı. Ben hem bu ayete hemde Fatiha suresindeki hükme "BENİ NİMET VERDİKLERİNİN YOLUNA İLET. AZMIŞ SAPMIŞLARINKİNE DEĞİL" göre bir yol takip ediyorum.

Yani kısacası yolum FIRKAİ NACİYE yoludur. O nedenle Muhammed usame benim için endişe etmeyiniz. Tam tersine yazdıklarımı iyi inceleyiniz. Ki belki hayırlara sebep olmuş olur.

Kuran'ın kesin olan ve saptırılmayan hükümleri halk arasında çatışmalara yol açmaz.
Kuran Nur suresi 31. de kadınlara kendilerini teşhir etmemelerini ve göğüslerini örtmelerini emrediyor. Bunun dışındaki eklemeler ancak çatışmalara ve günaha ve Allah'ın gazabına sebep oluyor.
Aşağıdaki linki bir inceleyin.
Kuran'ın mantığı ve ahkamı bu tartışmalara ve sorulara ortam yaratırmı ? Kuran için, "ONDA HİÇ BİR ÇELİŞKİ YOKTUR" buyurmuyormu Allah ?


http://www.3harf.com/turban


Bu mesaj 1 kez ve en son kamerr tarafından 02.09.2007 - 22:45 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 02.09.2007 - 19:33
kamerr üyenin diğer mesajları kamerr`in Profili kamerr Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: MÜCADELEMİZDE BACILARIMIZ
kamerr su an offline kamerr  
İSLAMI KURAN'IN ÖZÜNE UYGUN ANLAMAYANLARIN VE YAŞAMAYANLARIN IRAKTA KADINA YÜKLEDİĞİ AĞIR KAHIR.
21 Mesaj -
BU TABLOLAR ALLAH'IN HÜKÜMLERİNİ YERİNE GETİREN TOPLULUKLAR ÜZERİNE NEDEN BİR KABUS OLARAK ÇÖKSÜN.
HALA NEREDE YANLIŞLAR YAPTIK VE YAPMAYA DEVAM EDİYORUZ Kİ BU KAHIR VE GAZABLAR SONA ERMİYOR DİYE KENDİMİZİ SORGULAMIYORUZ ?
NEDEN İSLAMIN BAŞARISINI BÜTÜN KURAN'SAL KAVRAMLARI TERKEDİP KADININ İFRATA VARAN ÖRTÜNMELERİNDE ARIYORUZ ?
ALLAH'A RAĞMEN ALLAH'IN ONAYLAMADIĞI HÜKÜMLERLE DİN BAŞARIYA ULAŞIRMI ??

http://article.wn.com/view/2007/08/17/kad_nlar_fahi_elik_yapmaya_zorlan_yor/

http://www.ydicagri.com/Sayilar/076/76basyazi_kadin.html


Bu mesaj 2 kez ve en son kamerr tarafından 02.09.2007 - 13:07 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 02.09.2007 - 13:02
kamerr üyenin diğer mesajları kamerr`in Profili kamerr Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: ! Ahmakça mı?
kamerr su an offline kamerr  
HİÇ AHMAKÇA OLURMU. HAŞA. TAM TERSİNE SON DERECE AKILLICA VE ZEKİCE...
21 Mesaj -
MUHAMMED USAME kardeş anlamak istenirse hangi zihniyetin insanı olursa olsun hemde böyle bir kurumun başına büyük başarıların altına aimza attıktan sonra gelen bir insanın her verdiği mesajda derin ve kesin mesajlar olduğu ortaya çıkar.

Aşağıdaki linkteki haberi okursan Büyükanıt paşanın davranış ve mesajlarının ne derece akıllıca olduğunu sanırım görürsün.

http://www.kuvayimilliye.net/yazar.php?id=1557

Aşağıda alıntı olarak, 27 Ağustosta verilen 30 Ağustos mesajını veriyorum. Belki paşanın ne demek istediğin daha iyi anlaşılır.

GENELKURMAY BAŞKANI ORGENERAL YAŞAR BÜYÜKANIT'IN
30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI MESAJI

( 27 Ağustos 2007 )

Değerli Silah Arkadaşlarım,

Tarih sahnesinde görüldüğü andan itibaren bağımsızlığı ile tüm dünyaya örnek olmuş yüce Türk ulusunun, vatanının işgal edildiği bir dönemde bu güçlere karşı verdiği onurlu mücadeleyi zaferle taçlandırışının bugün 85'inci yıl dönümünü kutlamanın coşkusunu yaşıyoruz.

Türk ulusunun bağımsızlık düşüncesinin ölümsüz bir anıtı olan bu zafer, Türk ordusunun yüksek kudret ve kahramanlığının bir göstergesi olmakla kalmamış ulusal birlik ve beraberliğin ne kadar büyük ve zinde bir güç olduğunu da ortaya koymuştur. Türk ulusunun zayıf zannedildiği dönemde kazanılan bu zafer, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel dayanaklarının ne derece sağlam ve sarsılmaz olduğunun en açık ifadesidir.

Yokluğun ve teknik imkânsızlıkların kol gezdiği bir dönemde, düşman karşısında dimdik ayakta durma cesaret ve kararlılığı gösteren kahraman Türk ordusunun dokusuyla, bugün Bilgi Çağının gerekleri ile donanarak harp yeteneklerini üst düzeye ulaştırmış Türk Silahlı Kuvvetlerinin dokusu arasında en ufak bir fark yoktur. Bu doku, Türk ulusunun "doğuştan taşıdığı kabiliyet ve kudret" ile şekillenen ve Ulu Önder Atatürk'ün İlke ve Devrimleriyle kurulan Türkiye Cumhuriyeti'ni sonsuza kadar yaşatacak dinamik gücün temeli olmaya devam edecektir.

Unutulmamalıdır ki, Atatürk Devrimi, demokratik bir niteliğe sahiptir. Padişahlığı ve halifeliği yıkarak yerine ulus egemenliğine dayanan Cumhuriyeti getirmiştir. Atatürk Devrimi, özünü Ulusal Kurtuluş Savaşı'ndan almıştır. Türk Milletinin bu büyük savaşı, hem Anadolu'yu ele geçirmek isteyen dış düşmanlara, hem de bu düşmanlarla iş birliği yapan Padişahlık ve Halifelik düzenine karşı verilmiştir. Bu mücadele dışarıya karşı bağımsızlığı, içeride de ulusal egemenliği amaçlamıştır.

Bilime ve akla dayanan Atatürkçü Düşünce Sisteminin esaslarını kavrayamamış birtakım kötü niyetliler tarafından; Türk ulusunun birlik ve beraberliğini, Türkiye Cumhuriyeti'nin laik ve demokratik yapısını bozmak ve çağdaş kazanımlarını ortadan kaldırmak amacıyla yürütülen sinsi planlar ne yazık ki her geçen gün farklı şekillerde ortaya çıkmaktadır.

Üzülerek ifade ediyorum ki,
yaşadığımız günlerde hem ülke içinden hem de ülke dışından Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı yapılan saldırılar artmış bulunmaktadır.
Bu saldırıların amacı, Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları tarafından çok iyi bilinmektedir.


"Türkiye Cumhuriyeti'nin üniter yapısını içine sindiremeyen bölücüler"ile

"laik yapısını sistematik bir yaklaşımla aşındırmaya çalışan şer odaklarının" yaklaşımlarını,tüm ulusumuz çok açık olarak izlemektedir.

Bu tehditler karşısında, hiçbir etnik temele dayanmayan ve Anayasamızda açıkça belirtilen, soydaşlık değil yurttaşlık esasına dayanan ve Ulu Önderimiz Atatürk'ün: "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türk halkına Türk ulusu denir." veciz ifadesinde yerini bulan Atatürk milliyetçiliği ve laiklik, bilim ve aklın parlak ışığı ile bütün bu karanlık güçleri boğarak bizi aydınlık bir geleceğe ulaştıracaktır.

Bir hususu, Kurtuluş Savaşı'nın esas kahramanları olan yüce Türk ulusunun bilmesi gerekmektedir. Türk Silahlı Kuvvetlerini, tüm dünyaya örnek olan çelik gibi disiplinini, birlik ve beraberliği ve Atatürk'ün ideolojiden uzak, bilim ve akla dayanan dinamik ve çağdaş Düşünce Sisteminin takipçisi olan personelini, bu tür saldırılar ve ihanetler yıldıramayacaktır. Bu direnç, Türk Silahlı Kuvvetlerinin genlerinde mevcuttur.

Türk Silahlı Kuvvetleri bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ni koruyup kollama görevini Atatürkçü Düşünce Sisteminin rehberliğinde gerçekleştirirken kararlı duruşundan asla taviz vermeyecektir.

Bu bilinçle hareket eden kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına ülkemizi bölmeye çalışan terör örgütü ile vermiş olduğu mücadelede başarılar diliyor, tüm kahraman evlatlarımızı ve onların komutanlarını sevgiyle kucaklıyorum. Unutmayın, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün: "Cumhuriyeti kuranlar, onu korumaya da muktedir olmalıdırlar." özdeyişi daima rehberimiz olacak ve bize güç verecektir.

Bu duygu ve düşüncelerle; başta Ulu Önder Atatürk olmak üzere yurdu ve ulusu uğruna seve seve canlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle, kahraman gazilerimizi şükranla anıyorum. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin her kademesinde görev yapan, general/amiral, subay, astsubay, uzman erbaş, erbaş ve erlerimiz ile sivil memur ve işçilerimizin Zafer Bayramı'nı ve TSK Günü'nü kutlar; aileleriyle birlikte sağlık, mutluluk ve esenlikler dilerim.


Bu mesaj 3 kez ve en son kamerr tarafından 02.09.2007 - 12:47 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 02.09.2007 - 12:33
kamerr üyenin diğer mesajları kamerr`in Profili kamerr Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: Teşekkürler RAVDA YÖNETİMİ. Hak ve doğru olanları yazdığım için beni yine uçurmuşsunuz.
kamerr su an offline kamerr  
KONUŞARAK ANLAŞMAK HEM DİNİN HEM İNSANLIĞIN GEREĞİ
21 Mesaj -
O nedenle SÜMEYRA hanım, bana cevap verdiğiniz için teşekkür ediyorum.
Maksadım asla tartışma çıkarmak değil.
Son yazımda kendinize göre sakınca bulup silmiş olabilirsiniz bunu anlarım.
Fakat üyeliğin iptali bu kadar kolay olmamalı.
Yinede yaklaşımınız olumlu.

Bu gün size ve birçoğunuza benim fikir ve görüşlerim ters gelebilir. Ama sizi temin ederimki öyle günler göreceğiz ki benim yazılarımı okuyanlar isteselerde istemeselerde zamanı geldiğinde bana hak verecekler. Beni işte o zaman pek çoğunuz çok iyi anlayacaksınız.
Bunun üzerinde daha fazla durmuyorum bakalım Mevla neler gösterecek.

Not: Eklediğiniz Fuzuli'ye ait güzel satırlar benim çok beğendiğim bir sözdür.
Selam ve sevgilerle...


Bu mesaj 2 kez ve en son kamerr tarafından 28.08.2007 - 22:55 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 28.08.2007 - 22:53
kamerr üyenin diğer mesajları kamerr`in Profili kamerr Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: Siz hiç Türkiye'de 'Türk Sorunu' diye bir şey duydunuz mu?
kamerr su an offline kamerr  
Acaba bu yazılar ve düşünceler için sizler neler düşünüyorsunuz ??
21 Mesaj -
Evrensel kardeşim linkteki yazıyı okuyup düşünceni yansıtırsan memnun olurum.

http://ataturkcudirenis.blogcu.com/3931948


http://www.doguturkistan.net/modules.php?name=News&file=article&sid=5215


Bu mesaj 1 kez ve en son kamerr tarafından 26.08.2007 - 12:55 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 26.08.2007 - 12:51
kamerr üyenin diğer mesajları kamerr`in Profili kamerr Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: Teşekkürler RAVDA YÖNETİMİ. Hak ve doğru olanları yazdığım için beni yine uçurmuşsunuz.
kamerr su an offline kamerr  
Teşekkürler RAVDA YÖNETİMİ. Hak ve doğru olanları yazdığım için beni yine uçurmuşsunuz.
21 Mesaj -
Hem Hak olanla ilgili dini bir site olarak iddia ortaya koyacaksınız, hemde hak olanı kendiniz belli kalıplar içine sokup değerlendireceksiniz. Varmı böyle din anlayışı veya dünya anlayışı ?

Allah'ın lütfu olan laik cumhuriyeti ve Atatürk'ü direk veya dolaylı olarak aşağılayan, akıl almaz saldırılarda bulunanları ödüllendirip bu değerlere Allah rızası için ve vatan sevgisi uğruna sahip çıkanları aforoz edip incelemeden araştırmadan postalayacaksınız. Kuran'ın hangi ayetinde var bu yaptığınız yanlış işler ?

Bu ne ağır tahammülsüzlüktür ki size benzemeyenleri müslüman olarak bile görmüyorsunuz. Oysa bu ayrımcılığın liderleri ve destekçileri Allah katından itilmişlerinde ta kendileridir.
Bu ne ağır tahammülsüzlüktür ki Allah'ın ayetlerini bile gözünü kırpmadan ve sebep göstermeden siler.
Hangi islamdır bu ? Kuran'ın islamımı yoksa peygamber evladının katillerinin uydurduğu ve uyudurttuğu uydurma dinlermi ?

Dininizi Allah'amı öğreteceksiniz buyuruyor Allah bu sapkınlığa ve yanlışa düşmüşler için.

Allah'ın resulü, ayetlerle de sarih olan şu hadisi söylüyor "Ümmetim benden sonra yetmişüç fırkaya ayrılı. Bir teki hariç mütebakisi cehennemliktir."
Yoksa sizin Allah katından yaptıklarınızın doğruluğuna şahitlerinizmi var ?

Bu dünyada neyle karşılık bulursunuz Allah bilir. Fakat örttüğünüz ve yok ettiklerinizin din gününde bedeli şüphesiz çok ağır olacakatır.

RAMAZAN2007


Bu mesaj 4 kez ve en son kamerr tarafından 26.08.2007 - 12:40 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 26.08.2007 - 12:24
kamerr üyenin diğer mesajları kamerr`in Profili kamerr Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Sayfa (1): (1)
İmzalar göster - Konuları göster

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 540 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
BeSMeLe (39), serkan_aktas (45), karaahmetoglu (65), ademozdamar (54), levent (49), uhud38 (53), benfurkan (65), anemonia (43), tugrulsuratli (51), ali sungur (50), Adem71 (53), seyda59 (55), cetinceli (47), yenimemoli (44), fbetulk (43), hani5 (31), MileynSeleme (49), zehraygtster (33), halil ibrahim (59), mzeki (52), metinmaltas (79), Sefer1 (55), rabiaemin2 (39), Meftun (38), mkaya970 (54), islamin_gulu (37), mustafatunç (57), ali bostan (60), Kar_Tanesi_ (35), s7e7v7e7n (39), 00571 (41), Toyanc (50), volkan42 (54), frost_35 (42), gurbetci71 (57), salebe25 (44), barbarosum (49), gulcan (37), ocean82 (42), kalemdar (48), NURUNALANUR (52), SeYh_S@MiL (40), Hilal-Nisa (37), m.zeki (52), ToZ-PeMBe (37), ugurlar (37), yasemin330 (39), Iklama88 (36), mehmetkaya2005 (38), fatihuslu1985 (39), ebuzer21 (60), uduh_72 (43), NuRCaN (35), naz_angel (39), hakan125 (49), 23041987 (37), Derya A (37), delice (48), H.Gultekin (19), EsiLa_68 (35), ankebut06 (47), alzen (48), derici_001 (69), hamdi ulay resu.. (40)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.50970 saniyede açıldı