generique plaquenil generique rhinocortlopinavir ritonavir lopinavir ritonavir colchicine super kamagra suprax symmetrel synthroid bottle synthroid tadacip tadalift tadalis sx tadora tamec tamsunax tarivid tavanic tegretol telfast temovate tenoretic tenormin terbifil tetraseptine thorazine ticlid tildiem timisol timonil timoptic tirosint tofranil top avana topamax toramide torasem torasis torem trandate transannon trecator sc trental trial packs triatec
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » M E A L » HZ NUH'UN ÇAĞRISI

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
msk02 su an offline msk02  
HZ NUH'UN ÇAĞRISI

32 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 01.04.2005
En Son On: 28.09.2006 - 20:20
Cinsiyeti: Erkek 
Hz. Nuh'un Çağrısı
Yüce Allah , Nuh peygamberle ilgili ayeti kerimelerin başlangıç kısmında onun kavmine gönderildiğini vurguluyor. Burada onun gönderilmesiyle kastedilen peygamber olarak gönderilmesidir. Çünkü Yüce Allah insanı yarattıktan sonra ona görev ve sorumluluklarını da bildirmiştir. Çünkü o diğer canlılardan farklı olarak belli bir sorumluluk ve görev için yaratılmıştı. Fakat bu sorumluluk ve görevini yerine getirme konusunda kendisine seçim hakkı da verilmişti. Bir görev ve sorumlulukla yaratılmasıyla hayvanlardan, bu konuda kendisine seçim hakkının ve imkanının verilmesiyle de meleklerden ayrılıyordu. Bundan dolayı görev ve sorumluluğunu inkar ederek sadece zevklerine ve arzularına göre bir hayat yaşar, doğruları reddederse hayvanlardan aşağı dereceye düşer. Ama görev ve sorumluluklarını yerine getirerek hayatını buna göre düzenlerse meleklerden üstün dereceye yükselir.

Allah, insana görev ve sorumluluklarını peygamberler yoluyla bildirmiştir. Hz. Nuh (a.s.) da kendi döneminin insanlarına Allah'ın emirlerini ve yasaklarını bildirmekle görevlendirilen bir peygamberdi.

O insanlara: "Ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım" dedi ve onlara sorumluluklarını, görevlerini hatırlattı. En başta hatırlattığı şey ise Allah'tan başkasına kulluk etmemeleriydi. Çünkü bütün diğer sorumlulukların özünde ve temelinde bu yatar. Bir kimsenin Allah'tan gelen emirlere tam olarak uyması, yasakladıklarından tümüyle çekinebilmesi için her şeyden önce Allah'ı tek, eşi olmayan bir ilah olarak tanıması gerekir. Bu aynı zamanda insanın kendi hayatında çelişkiler yaşamaması için zorunludur. Allah'tan başka ilahlar tanıyan bir kimse hayatında mutlaka ciddi ve tehlikeli çelişkiler yaşayacaktır. Her şeyden önce başka ilahlar tanıyan kimse Allah'ın mutlak ve eşsiz ilah olduğunu kabul etmediğinden dolayı inancın özünde ve temelinde çelişkiye düşecektir. İkinci olarak görev ve sorumlulukları konusunda neyi esas kabul edeceği hakkında çelişkiye düşer. Allah'ın tek ve mutlak ilah olduğuna inanan kimse O'ndan gelen emirleri eksiksiz ve tartışmasız kabul eder. Bu kimsenin hayatında uyması gereken daha başka emirler de olabilir. Ama onların, Allah'ın emirlerine ters düşmesi durumunda Allah'ın emirlerini esas kabul eder, diğerlerini ya o emirlere uydurur ya da tümüyle reddeder. Ama Allah'ın tek ve mutlak ilah olduğunu kabul etmeyerek birden fazla ilaha inanan kimse böyle bir çelişki karşısında ne yapacağını şaşırır. Yahut yaptığı seçimiyle bir tarafı kabul ederken diğerini inkar etme, yani kendi kabullerini reddetme gibi bir çelişki içine düşer.

Şunu da özellikle vurgulayalım ki farklı ilahlar kabul etmek sadece geçmişteki insanların yaptığı gibi taşları yontarak onlardan heykeller yapmak sonra onlara tapınmak değildir. Bir şahsın, bir sistemin veya bir ideolojinin kurallarını Allah'ın koyduğu kurallara eş tutuyor, hatta yerine göre Allah'ın bildirdiği kurallar ile söz konusu şahısların, sistemlerin veya ideolojilerin kuralları arasında çelişki ortaya çıktığı zaman Allah'ın kurallarını terk ederek ötekilerin kurallarını tercih ediyorsak hayatımızda ismi konmamış, üstü kapalı bir şirk yaşıyoruz demektir. İşte bu yüzden Allah'ın tek ilah olduğuna inanmak yani her türlü şirkten arındırılmış bir tevhid inancına ulaşmak her şeyin temelini oluşturur. Bu yüzden Hz. Nuh (a.s.) da kendi döneminin insanlarına önce bunu hatırlatmıştı.

Şimdilik bu noktaya parmak basmakla yetinmek istiyoruz. İnşallah önümüzdeki sayıda Hz. Nuh (a.s.)'a karşı kavminin sergilediği tavrın değerlendirmesini yapmaya çalışacağız.
Ekleme Tarihi: 05.04.2005 - 02:11
Bu mesajı bildir   msk02 üyenin diğer mesajları msk02`in Profili msk02 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 830 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
***Murat*** (48), behlul (50), hatice57 (44), GaZZe (60), erveysel (61), Abdulkadir22 (31), samyeli13 (47), candeniz (24), balacan (54), abdulkadir (31), babam veben (55), askbumu (43), sahra_yagmur (37), halit42 (39), Babacan52 (56), gurbetcigenc (33), Fikret1972 (52), NuR_EFSAN (39), jopp777 (47), pempe1987 (37), Nur baçesi (28), seyhzadem (36), Mustafa Alptug (41), gunes_akca (35), KanKaZ (36), hsusal (72), olimp_ (45), ufkumuzvar (42), gakkosfatih (42), HIKKI (51), Selale1 (49), Yasin Tural (36), nebitdag (45)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.53125 saniyede açıldı