generique plaquenil colchicine kaletra chloroquine chloroquine cipralex ciprine cipro med cipro clamycin clarinex clarithrocine claritin claritine claromycine claropram clavamox clavu basan cleocin climara clobex clocim clomid clopin clot basan clozaril co acepril co atenolol co diovan co enalapril co enatec co epril co lisinopril coaprovel colcrys colofac combivir compazine competact concor plus concor confortid conjugen convulex copegus corangine
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » BÜYÜK ŞAHSİYETLER » SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 10 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
deruni su an offline deruni  
SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN

56 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 16.10.2004
En Son On: 22.09.2005 - 14:51
Cinsiyeti: Erkek 

SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN

İslam'da rüya bağlayıcı değildir. Yani rüyamda şunu gördüm veya şöyle gördüm dolayısıyla bunu böyle yapmalıyım diyerek o görülen rüyaya göre hareket etmek gerekmez. Lakin gören insan için önemli olabilir ve ona göre hareket edebilir. Nitekim geçmişte ve günümüzde böyle çok olmuştur. Hz. Yusuf'un rüyası gibi.

İşte sizlere hayatını ve mücadelesini yazacağım Süleyman Hilmi Tunahan da böyle bir rüyanın sonunda ihtimamla yetiştirilen bir insan.

Soyunun Fatih Sultan Mehmet Han'ın eniştesi İdris Efendi'ye dayandığı söylenen Süleyman Efendi, Silistre'nin Satırlı Medresesi'nde yıllarca müderrislik yapan Osman Efendi'nin oğlu olarak 1889 yılında dünyaya gelmiştir. Osman Efendi, İstanbul'da tahsil gördüğü sırada bir rüya görür. Rüyada, vücudundan kopan bir parça gökyüzüne çıkar ve etrafa ışıklar saçar. Bu rüyayı, soyundan gelecek bir evladının dünyayı manen aydınlatacağı şeklinde yorumlar. Evlendikten sonra da dünyaya gelen oğlu Süleyman'ı bu anlayışla büyütmeye çalışır.

Tahsili boyunca hiçbir fedakarlıktan kaçınmaz. Hocalık yaptığı Satırlı Medresesi'ne alarak ilk hocası olur. Ona talebesi olmasının dışında farklı bir ilgi gösterir. Hatta her yanına gelişinde ayağa kalkarak "Buyurunuz Süleyman Efendi oğlum."dermiş.



Süleyman Efendi İstanbul;da

Satırlı Medresesinden sonra, Rüştiyeye devam eden Süleyman Efendiyi babası daha iyi tahsil görmesi için İstanbula gönderir.

Gönderirken de: Oğlum! Usul-i Fıkıh ilmine iyi çalışırsan, dininde kuvvetli olursun. Mantık ilmine iyi çalışırsan, ilminde kuvvetli olursun.demiş.

O zamanın şartlarına göre Fatih dersiamlarından büyük alim Bafralı Ahmed Hamdi Efendiden icazetini alır. Daha sonra da aynı medresede hocalık (dersiam) yapmak için açılan imtihana katılır. Onu da başarıyla verdikten sonra, kadıların (hakimlerin) yetiştirildiği Medresetül-Kuzatın imtihanını da verir.

Artık o başarılı bir hoca konumunda bu durumunu sevinçle babasına haber verdiğinde, babası Hüküm verme durumundaki insanların büyük mesuliyetini ve adaleti gerçekleştiremeyenlerin cehennemlik olduklarını haber veren hadisi hatırlayarak oğluna: Ben seni cehenneme gidesin diye İstanbula yollamadım.der.

Babasının bu endişesine katılan Süleyman Efendi, kadılığı kazanmış olmasına rağmen, bu vazifeyi yapmaz, hocalığa devam eder. Bu vazifesini Cumhuriyet döneminde İstanbul Müftülüğü'nde sürdürmüş, camilerde vaazlar vermiş, vaazları bazılarını rahatsız ettiğinden, konuşmalarına da çok dikkat etmesine rağmen rahatsız edici tutumlara maruz kalmıştır.



Tutuklanma ve hapishane hayatı

Bir gün evinden alınarak 1. şubenin meşhur işkence merkezine konarak, dostlarıyla beraber üç gün süreyle işkenceye maruz bırakılır.

1939 da bu tutukluluk dönemi belirli periyotlarla devam eder. Nitekim 1957 yılında siyasi mülahazayı da dikkate alarak dönemin İçişleri Bakanı Namık Gedik tarafından düzmece bir mazeretle tekrar tutuklanması için karar verilir. Damadı Kemal Kaçar'ın da siyasetle meşgul olması, hakkında yapılacak suçlamalarda belirleyici olur.

Kütahya Emniyet Müdürlüğündeki bol küfürlü ve işkenceli dramı, bayılmasıyla da sona ermez. Ayıltılıp tekrar aynı küfür ve işkence devam eder.

Süleyman Efendi'nin bütün bu çileler içinde en mühim faaliyeti Kur'an okutmak ve kurs açmak olmuştur. Bu halini her tutuklanmasında kendilerine şu şekilde ifade etmiştir. 'Bu faaliyetim sadece müslüman çocuklarının dinlerini ve Kur'an larını öğrenme hedefine yöneliktir. Devletin kanunlarına ve idaresine karşı bir maksadım yoktur.' demesine rağmen ölünceye değin hiç rahat bırakmamışlardır.

Dindar insanlara bir şey yapılmadığını söyleyerek gerçeği saklamaya çalışan zihniyet, hangi kaynaktan yararlanarak bunları söylüyor bilemiyoruz. Özellikle İnönü dönemi, bu ve buna benzer baskı ve zulümlerle doludur.

Süleyman Efendi, yüksek dereceli şekerden vefat ettiğinde 71 yaşındaydı. 1959 yılında vefat eden Süleyman Efendi için Fatih Camii Haziresine gömülmesi kararlaştırılmış, ama Demokrat Parti'deki dine karşı cephenin engellemesiyle bu karar gerçekleşmez, bunun yerine cenaze namazı Altunizade Camii'nde kılınarak Karacahmet Mezarlığı'na defnedilir.



Süleyman Efendi'nin yolu

Ortaya birşeyler koymaya çalışan her insanın lehinde ve aleyhinde çok şeylerin söylendiği ve yazıldığı bir gerçek. Süleyman Hilmi Tunahan için de aynı şeyler olmuştur.

Olumsuz söyleyenleri bir tarafa bırakırsak, olumlu düşünenler, onun yolundan gittiğini söyleyen kardeşlerim için bir şeyler söylemek istiyorum:

Hayatını Kur'an hizmetine vakfeden Süleyman Efendi, bir anne-babadan doğan, etten, kemikten olan, yiyen-içen bizler gibi bir insan. Bu insana olağanüstülükler atfederek uçurup-kaçırmak İslamî bir yaklaşım değildir. Eğer böyle bir nazarla değerlendirilecek olursa 'masumiyet' atfetmek gerekir ki, bu da peygamberlerin sıfatıdır. Haliyle bunlar da hata yapabilirler. Öyle görmek, böyle anlamak gerekir.

Bu ifadelerim asla Süleyman Efendi'yi ve onun gibi insanları küçük göstermek maksadına yönelik değil. Onlar ki, bizim değil yapmamız, hayal ettiğimiz mücadeleyi gerçekleştirmiştir. Öyle ki, Kur'an okutmasına müsaade edilmeyen Süleyman Efendi, tren vagonlarında, yolcu gibi binerek talebe okutmuştur. Bütün bunlar az fedakarlık değil. Takdirle karşılıyoruz. Bu ifadelerden kasdım, müntesipleri (taraftarları) olan ve kendilerine 'Süleymancılar' denen kardeşlerimin yaklaşımlarından dolayı böyle açıklamayı gerekli gördüm.

Çünkü aşırı tarafgirlik kişiyi taassuba götürür. Taassub ise gerçeği görmeye mani olur. Kendisinden (kendilerinden) daha doğru, sağlıklı çalışmanın olmadığı kanaatine götürür. Bu ise yanlıştır. En iyisi olmaya çalışmak, en asli vazifemizdir. Fakat bizler gibi çalışma yapan başkalarının varlığını da unutmamak gerekir.

Mesela Hoca Efendi'nin döneminde Kur'an için sarfettiği emek, gayret, mücadele, takdire şayan. Fakat daha sonraları durum değişmiş, yeni imkanlar ortaya çıkmış, İmam-Hatip Lisesi açılmış. Bunlara amansız tavır almaktansa biraz mühlet vermek, şayet iyi şeyler oluyorsa onları takdir etmek, onlarla bütünleşmek daha iyi olmaz mıydı? Maalesef bu yapılmadı. Aksi tavırlar alındı. Bu durum şimdilik eski katılığını korumuyorsa da kısmen kırıntıları var.

Tabiiki bu konuda o kardeşlerimize karşı da olumsuz tavırlar takınılmıştır. İmam-Hatip Liselerinin kuruluşuyla ilgili 'Celal Hoca Kuşağı' isimli kitabı, bazı münakaşalar içinde 'Son Devrin Din Mazlumları' isimli kitabı tavsiye ederim.



Süleyman Efendi'nin yoluna gelince...

1- Hayatını Kur'an eğitimine vakfetmiş, Kur'an-ı bilen ve yaşayan öğrenciler yetiştirmeye gayret etmiştir.

2- Ehl-i Sünnet yoluna bağlı olup yeni bir mezhep kurma çabası gütmemiştir.

3- Süleymancılık diye bir tarikat yoktur. Kendisi İmam Rabbani'ye bağlı Nakşî bir tarikat mensubuydu.

Süleyman Efendi, başlattığı Kur'an eğitimiyle şüphesiz bir çığır açtı. O çığıra sahip çıkacak talebeler yetiştirmek için yoğun çaba sarfetti. Bu yönü itibariyle ülkemizde canlı bir iz bıraktı. Yukarıda zikrettiğim hassasiyetleri de dikkate alaracak şekilde davranılırsa bu ekol, milletimizin gönül dünyasını zenginleştiren izler olacaktır.



ARŞİV BELGELERİ IŞIĞINDA SİLİSTRE'Lİ
SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN

Prof. Dr. Ahmed AKGÜNDÜZ


Tarih bize gösteriyor ki, başta peygamberler ve onların gerçek mirasçıları olan din âlimleri olmak üzere, insanlık âlemi, büyük insanların kıymetlerini zamanlarında tam takdir edememişlerdir. Sonradan ise, bu takdir edememenin cezasını, hem muâsırı olan insanlar ve hem de onların nesilleri çekmişlerdir. Hemen hemen bütün peygamberler, bu hükmümüze müşahhas birer misal olarak verilebileceği gibi, İmam-ı A'zam ve Ahmed bin Hanbel gibi İslam âlimleri de, bu acı hükmü teyid eden canlı misallerdendir.

Tesbitlerimize göre, asrında tam anlaşılamayan şahsiyetlerin bu asrımızdaki misallerinden biri de Süleyman Efendi Hazretleri’dir. Maalesef, tıpkı Bediüzzaman’da olduğu gibi, devletimizin istihbârât kaynakları, resmî kurumların hazırladıkları raporlar ve tabii ki, bunlardan etkilenen medya ve ansiklopediler, bu büyük İslâm âlimi hakkında yalan yanlış şeylerle doludur.

Süleyman Efendi ve talebeleri hakkında söylenen ve yazılanların çoğunun yalan yanlış şeyler olduğunu; Süleymancılık diye bir mezhep veya din olmadığını ve bu zatın Osmanlı Medreselerinde yetişmiş büyük bir âllâme ve ulûm-ı bâtınada zirveye ulaşmış bir mürşid-i kâmil olduğunu bu eser ortaya koymuş bulunmaktadır.


Bu mesaj 1 kez ve en son KaRaGuL tarafından 02.11.2004 - 12:28 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 01.11.2004 - 16:57
Bu mesajı bildir   deruni üyenin diğer mesajları deruni`in Profili deruni Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
tevelli su an offline tevelli  
Bir Üniversite Talebesine Nasihatları

184 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 11.09.2004
En Son On: 07.01.2009 - 23:34
Cinsiyeti: Erkek 
Allah yolunda ol, dosdoğru ol, verdiğin sözün eri ol. Evladım, ağzın laf ediyorsa dilinle doğru ol, sözünle doğru ol. Sana inanan kişilere karşı sözünden cayma. Eğer sözünü tutarsan "söz" olur ve seni cennete götürür, tutmazsan "köz" olur.

Elinle doğru ol. Kolunu, muzırda değil yardım işinde kullan. Tartıyla iş yapıyorsan terazinde, ölçüyle iş yapıyorsan metrende ve litrende doğru ol. Doğrunun doğruluğu bütün sülalesine akseder, hepsini hayra götürür.

İnsanları sev ve kimseyi kendinden alçak görme. Tevazu sahibi ol, zira en halis ziynet alçakgönüllülüktür. Mütevazi olan kimse, en güzel ziyneti takınmıştır. Kimseyi kendinden aşağı görme. Hayatta haset etmeden say, kıskanmadan sev. Bazı insanlar, başkasındakini istemez. Öyle olma. Gıpta et, fakat haset etme. Zira Allah’ın huzuruna fesatla çıkılmaz.

Memur olduğun zaman, sana gelen vatandaşlara sakın yüksekten bakma, yanına geleni ayakta bekletme. Yanında, daima bir sandalye bulundur ve oturtuver. Biraz dinlendirdikten sonra halini sor, işini hallet. Sakın ha "bugün git yarın gel" deme! İşini, o gün bitir. Eğer öyle yapmazsan on parmağım yakanda olacaktır. Eğer memursan ve başında müdürün varsa, haset etmeden say, kıskanmadan sev.

İnsanlar muhteliftir. Bazısı daha kabiliyetli, bazısı daha yakışıklıdır. "Ben niye onun yerinde olmayayım" deme, elindekinden olursun. "Allah bana bir verirse, arkadaşıma, komşuma iki versin" diye düşünürsen, seninki üç olur. Eğer arkadaşın veya komşun böyle düşünmüyorsa, onunki ikide kalır.

Senden daha iyi hizmet edecek olan varsa, makamını ona ver. İşte vatanperverlik budur.

Çalışkan ol, üretici ol. Zira Peygamber Efendimiz "Çalışmak ibadettir" buyuruyor. Evladım, alınteri olmadan hiçbirşeyin kıymeti bilinmez. Tarlanı ek, mahsülünü al, komşuna ver, ağaç dik. Sadaka-i cariye, iyi evlat yetiştirmek, ilmi eser bırakmak ve ağaç dikmektir ki, ağaç dikmek en efdalidir. Bunun için biz, heykel dikmeyeceğiz, yeşil ağaç, yeşil âbide dikeceğiz.

Bir dut ağacı 400 sene, ceviz ağacı 700 sene, kestane ağacı 900 sene, çınar ağacı 1500 sene yaşar. Ihlamur ağacı dik, çiçeği şifalıdır.

Bursa’da Osman Gazi’nin ve Orhan Gazi’nin diktiği bin senelik çınarlar var. Ben bekarken, her sene bir ağaç dikerdim. Şimdi evliyim ve yengen için de her sene bir ağaç dikiyorum.

aziz öğret, temiz ol ve temizliğinle örnek ol. Münevver kişi, münevvir kişi demektir. Öyleleri var ki, üç fakülte bitirir de, hasedinden, kıskançlığından (dolayı) hiçbirşey öğretmez. Gerçek münevver, bildiğini yapan ve öğreten kişidir.

Temizlik, ibadettir ve imanın yarısıdır. Eğer sokakta birisi hata yapmışsa (yola pislik yapmışsa) sen, onu ayağının ucu ile örtüver.

Günde en az iki kişiye iyilik et, gönlünü al. Çünkü cennetin yolu, gönül almaktan geçer. Gönül almak, Cennetin Firdevs kapısını açmaktır. Bu beş maddenin en kolayı, fakat en "içten geleni" de budur. Bir gönül kazanmak, 40 vakit namaza bedeldir. Bir gönül kırmak ise, 40 vakit namazın sevabını kaybettirir. Ben sabahları kalkarken, "Ey Allah’ım, bana, bugün bir kişiye iyilik yapmak nasip eyle" diye dua ederim.

Evden çıktığında veya eve dönerken karşından gelen ilk kişiye selam ver. Onun vermesini beklersen olmaz, evvela sen ver. İşte o zaman, o da sana karşılığını verecektir. Veren el, alan elden, sunan gönül, alan gönülden azizdir.
Ekleme Tarihi: 01.11.2004 - 21:16
Bu mesajı bildir   tevelli üyenin diğer mesajları tevelli`in Profili tevelli Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Gast ahmet gunay  
Allah(c.c)razı olsun.

Misafir

Kayıt Tarihi: 27.04.2024
En Son On: 07.01.2009 - 23:34
Cinsiyeti: ----- 
Deruni kardeş bu büyük din adamını sitemize eklediğiniz için Allah razı olsun.

Necip Fazıl 'ın son dönemin din mazlumları diye bir kitabında okumuştum yaptıklarını.

Kuran okumanın yasak olduğu bir dönemde kendi çabalarıyla kuran öğretmiş çaba sarfetmiştir.

Trene biner yanına öğrencilerini alır orada eğitim verirmiş ,o olmamış çiftlik tutmuş gece kuran öğretmiş yılmamış.

allah razı olsun Süleyman efendi ve daha nice dini bize öğretmeye çalışan değerli kişilerden.

Selam ve dua ile...
Ekleme Tarihi: 02.11.2004 - 09:02
Bu mesajı bildir   zum Anfang der Seite
deruni su an offline deruni  

56 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 16.10.2004
En Son On: 22.09.2005 - 14:51
Cinsiyeti: Erkek 
ALLAH cümlemizden razi olsun.

süleyman efendi öyle bir devirde gelmiş ki ALLAH demenin bile yasak olduğu ve cenaze namazının kıldıracak kimsenin olmadığı bir zamanda...
hayatı boyunca kendinin dini mübini islama adamış ve bu yolda çok çileler çekmiş.
hatta bigun çok yorulmuş ve biraz ıstırat etmek istemiş ve gözünü kapamış ve o sırada ümmeti muhammedin cehenneme gittiğini kalpgözüyle görmüş ve derhal kalkıp kuran oğretmek için talebe aramış
daha nice olaylar hak yolunda...
allah şefaatından mahrum eylemesin AMİN
Ekleme Tarihi: 02.11.2004 - 16:18
Bu mesajı bildir   deruni üyenin diğer mesajları deruni`in Profili deruni Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Sehadetgülü su an offline Sehadetgülü  
Es selamü aleyküm

311 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 30.12.2003
En Son On: 12.05.2008 - 00:07
Cinsiyeti: Bayan 
bizi aydinlattiginiz icin ALLA razi oslun kardesim zira bu konuyu baya düsünmüstüm bende..

ellerinize saglik

ALLAH emanet olunuz

vesselam
Ekleme Tarihi: 03.11.2004 - 00:12
Bu mesajı bildir   Sehadetgülü üyenin diğer mesajları Sehadetgülü`in Profili Sehadetgülü Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
enesakgun su an offline enesakgun  
selamın aleykum

9 Mesaj

Kayıt Tarihi: 12.06.2005
En Son On: 18.02.2007 - 03:51
Cinsiyeti: Erkek 
tanışabilir miyiz kardeşlerim ???
Ekleme Tarihi: 13.06.2005 - 15:08
Bu mesajı bildir   enesakgun üyenin diğer mesajları enesakgun`in Profili enesakgun Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
deruni su an offline deruni  

56 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 16.10.2004
En Son On: 22.09.2005 - 14:51
Cinsiyeti: Erkek 
(verilen E-Mail'ler kurallar gereği silinir ((RavdaTe@m))

gül


Bu mesaj 1 kez ve en son GoLGe tarafından 14.09.2005 - 23:49 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 14.09.2005 - 16:27
Bu mesajı bildir   deruni üyenin diğer mesajları deruni`in Profili deruni Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
deruni su an offline deruni  
süleyman hilmi tunahan hazretlerinin irtihali

56 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 16.10.2004
En Son On: 22.09.2005 - 14:51
Cinsiyeti: Erkek 
bugün süleyman Hilmi Tunahan (k.s) hazretlerinin vefat yıldönümüdür.Rabbim tüm sevenlerini ve bütün müminleri şefaatlerine nail eylesin.
Ekleme Tarihi: 16.09.2005 - 14:50
Bu mesajı bildir   deruni üyenin diğer mesajları deruni`in Profili deruni Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
YeSiLKuBBeM su an offline YeSiLKuBBeM  

7 Mesaj

Kayıt Tarihi: 07.02.2005
En Son On: 25.10.2007 - 10:24
Cinsiyeti: Bayan 
Esselamu Aleyküm..

Bu güzel paylasim icin sonsuz tesekkürler..
ALLAH razi olsun deruni Kardesim..

Süleyman Hilmi Tunahan (k.s):
Bizim yolumuz İman, İslâm ve Ahlâk-ı Muhammedî'yi aşılamaktan ibarettir.
Gâye: Rıza-î İlahîdir.
Vasiyetim olsun; tefrikaya düşmeyiniz. Kavmiyet gütmeyiniz. Ehli Sünnetin gayri olan yanlış yollara sapmayınız.

Süleyman Hilmi Tunahan.. *** TIKLAYIN ***

DUA ile..
Ekleme Tarihi: 30.01.2007 - 09:27
Bu mesajı bildir   YeSiLKuBBeM üyenin diğer mesajları YeSiLKuBBeM`in Profili YeSiLKuBBeM Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Umuda_Dogru su an offline Umuda_Dogru  

162 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 02.06.2006
En Son On: 02.06.2008 - 01:12
Cinsiyeti: Bayan 
Mübarek insana gül

Allah C.C ondan razi olsun, paylasim icin tesekkür ederim
Ekleme Tarihi: 21.03.2007 - 21:24
Bu mesajı bildir   Umuda_Dogru üyenin diğer mesajları Umuda_Dogru`in Profili Umuda_Dogru Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 675 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
kilimlili67 (47), EnToRia (39), cihankarasan (56), rahmali (60), beyazyol (44), hmurat (50), Sweet-Bircan (31), calinan_kalp (43), bobmalley (34), kerim71 (50), talip-ibrahim (38), kan-ka (50), behlül72 (52), n.nakla61 (40), yasinbirel80 (44), zuhre yildirim (44), SnNmMc (37), tarik82 (42), akin123 (37), MertTurk (43), *hira* (35), zaferburgu (49), mademney (42), esli (61), sipahii (43), gokhan (46), ISLAM_GUNESI (40), veteriner54 (42), meryem03 (40), engino (46), yol_cu (42), koyuncu339 (39), fizikcimrt (49), fgdibo (36), salem (46)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.55708 saniyede açıldı