chloroquine lopinavir ritonavir budesonide generique plaquenil colchicine cipralex ciprine cipro med cipro clamycin clarinex clarithrocine claritin claritine claromycine claropram clavamox clavu basan cleocin climara clobex clocim clomid clopin clot basan clozaril co acepril co atenolol co diovan co enalapril co enatec co epril co lisinopril coaprovel colcrys colofac combivir compazine competact concor plus concor confortid conjugen convulex copegus corangine
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » K İ T A P / K Ü L T Ü R / S A N A T » KİTAP & DERGİ » Patrikhane Vatikan olma yolunda

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 2 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
martan su an offline martan  
Patrikhane Vatikan olma yolunda

1 Mesaj

Kayıt Tarihi: 22.09.2004
En Son On: 05.07.2006 - 22:22
Cinsiyeti: Erkek 
Patrikhane Vatikan olma yolunda


Aralık ayına hızla yaklaşıyoruz. Hükümet, AB ile üyelik müzakerelerine başlayabilmek için, ev ödevlerini yapmanın rahatlığıyla gün sayıyor. Halbuki görevini tam olarak başardı sayılamaz. Çünkü henüz Heybeliada Ruhban Okulu açılmadı. Fakat AKP Hükümeti her an bu konuda bir adım atabilir. Çünkü okulun açılması için yoğun bir uluslararası baskı uygulanıyor ülkemize. ABD ve AB tarafından yıllardır ve ısrarla açılması istenen ruhban okulu son olarak Avrupa Birliği İlerleme Raporuna ve ABD 2003 İnsan Hakları Raporu&na da girmişti. Bu konuda Türkiye üzerinde oluşan yoğun uluslararası baskıda Fener Rum Patriği
Bartholomeosun katkılarının da büyük olduğunu söylememiz lazım. Bir din adamı olarak değil de diplomat gibi çalışan, sürekli yurt dışına çıkarak üst düzey yetkililerle temaslarda bulunan Patrik, yoğun çabasının meyvelerini toplamaya hazır artık.

Sırtını yurt dışına dayayan Patrik yurt içinden de destek almıyor değil. Özellikle de dinler arası diyalog çalışmaları(!) ve çevre temizliği ile ilgili organizasyonlarla(!) pirim topluyor.
Öte taraftan da Türkiye üzerinde oynanan sinsi oyunlar üzerine dikkat çeken ve ülkenin geleceğinin tehlikeye atıldığını, Patrikin bu sözde hizmetlerinin altında başka amaçlar yattığını savunanlar da var.
Acaba kim haklı...
Basit bir insan hakları sorunuyla mı karşı karşıyayız?
Yoksa hakikaten de küresel çetenin yeni bir oyununa mı kurban gitmek üzereyiz?
Kimin haklı kimin haksız olduğunu anlamak için Patrikhanenin ve Heybeliada Ruhban Okulunun tarihine şöyle bir bakmak yeterli aslında.

Tarihten bugüne Patrikhane
M.S. 37 yılında Apostol Andre tarafından Marmara Ereğlide bulunan metropolitliğe bağlı bir episkoposluk olarak kurulduğu iddia edilen Rum Ortodoks Patrikhanesi, Araştırmacı Aytunç Altındalın Türkiye ve Ortodokslar kitabında da vurguladığı gibi bir azınlık kilisesi olarak kuruldu. Roma İmparatorluğunun ikiye ayrılması ve Doğu Romanın Bizans İmparatorluğu olarak varlığını devam ettirmesiyle birlikte önce Katolik kilisesine eşitlenmiş ardından da Bizansın siyasi mülahazaları sayesinde Patrikhane haline gelmiş. Altıncı yüzyıl ortalarında Patrike Ekümenik ünvanı Bizans İmparatoru tarafından verilmiş fakat İstanbul patriklerinin yetkileri dini işlerle sınırlanarak, patriklerin dünya işlerine karışmaları önlenmiş.
Yok olma aşamasına gelmişken, İstanbulun fethi yeni bir diriliş olmuş Patrikhane için. Çünkü Fatih Sultan Mehmet, Patrikhaneye bazı ayrıcalıklar tanıyan bir ferman çıkarmış ve siyasi öngörüleri çerçevesinde Patrikin Ortodoksların dini lideri olma vasfını devam ettirmesini sağlamış. Fatihten sonra gelen padişahlar da bu geleneği sürdürmüş. Fakat Osmanlı zayıflayıp milliyetçilik hareketleri baş gösterince Ortodokslar Patriki tanımadıklarını ilan edip kendi içlerinde cemaatler oluşturmuşlar. Sırplar, Bulgarlar, Romenler... kendi kiliselerini kurmuşlar. Aslında Patrikin ekümenlik vasfı daha Osmanlı parçalanmadan bitmiş.

Pontus Rum Cemiyetini kurdu
Osmanlının engin hoşgörüsü içinde faaliyetlerini devam ettiren Fener Rum Patrikhanesi 1. Dünya Savaşına kadar Osmanlı topraklarında çıkan bir çok isyanda kışkırtıcı rol üstlenmiş. Savaşın başlamasıyla birlikte ihanet içine giren Patrikhanenin bizzat ayrılıkçı ve işbirlikçi Pontus Rum Cemiyetinin kurulması talimatını verdiğini yazıyor tarih sayfaları. Ardından kanlı çatışmalar başlamış ve Pontus devletinin(!) haritaları çizilmiş, bayrak ve armaları hazırlanmış yabancı ülkelere propaganda için iki yüzden fazla öğrenci gönderilmiş.
Fenerin bitmek bilmeyen ihanetinden rahatsız olan Ortodokslar, en üst seviyedeki temsilcileri 1922 yılında Kayseride toplayarak Türk Ortodoks Patrikhanesini kurmuşlar ve Fener Rum Patrikhanesini feshettiklerini açıklamışlar. (devamı için lütfen bakınız... http://www.anadolugenclik.com.tr/eylul04/kapak/1.htm )

(anadolu gençlik dergisi 2004 eylül sayısından alınmıştır)
Ekleme Tarihi: 23.09.2004 - 11:21
Bu mesajı bildir   martan üyenin diğer mesajları martan`in Profili martan Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
SENCER BEY su an offline SENCER BEY  
Ruhban Okulu neden açılmamalı?

38 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 09.02.2006
En Son On: 10.08.2006 - 16:07
Cinsiyeti: Erkek 
Heybeli Ada Ruhban Okulu 1971'de "Özel Yüksek Okulların Kapatılması" hakkındaki kanun yürürlüğe girince, Milli Eğitim Bakanlığı'nca kapatıldı. 1884'te Patrikhane'ye bağlı bir lise olarak açılan Heybeli Ada Ruhban Okulu 1951'de Patrik Athinagoras tarafından ruhban yetiştirmesi için özel yüksek okula dönüştürüldü.
Bugüne kadar Yunanistan'daki Yunan kamuoyu, Amerika'daki üç milyon Ortodoks Hıristiyan Rum'un oluşturduğu kamuoyu, bugün de Patrik Varthelemeos Ruhban Okulu'nun yeniden faaliyete geçirilmesi için Türkiye'ye baskı uygulanması için vargüçleriyle çalışmaktadırlar.
İstanbul Patriği ve Yunanistan neden Heybeli Ada Ruhban Okulu'nun açılmasını istemektedir? Bu sorunun cevabı okulun kuruluş amacında şöyle ifade edilmiştir; "İstanbul'daki Fener Patrikhanesi'ne din adamı yetiştirmek için..." ilk bakışta amaç sadece İstanbul'daki Patrikhane'ye din adamı yetiŞtirmek olmasına rağmen, esas amaç bütün Dünya Ortodokslarına üst düzeyde kiliselerde görev alacak Türk düşmanı ruhban yetiştirmektir.
Ayrıca önemle belirtmeliyiz ki, dünya ve Türk kamuoyunun yakından tanıdığı Türk düşmanı Kıbrıs Papazı Makarios ve eski Kuzey-Güney Amerika Başpiskoposu Yakovos'un Amerika'daki Türkiye aleyhine Lobicilik faaliyetlerini düşününüz. Bugünkü İstanbul Patriği Varthelemeos'ta bu okulda yetişmişlerdir. Varthelemeos Türk kamuoyundan gizlemeye çalıştığı "dünya Ortodoksları'nın Ruhani lideri-ekumeniklik" sözde sıfatıyla gittiği ülkelerde siyasi içerikli konuşmalar yaparken, 1994 yılında Avrupa Parlamentosu'nda bir temsilcilik açma teşebbüsünde de bulunmuştur. Fener Patriği Varthelemeos seyahatlerini Yunan devletinin kendisine tahsis ettiği "sarı zemin üzerine siyah renkli çift başlı Bizans kartalı" yerleştirilen Yunanistan Olimpik Hava Yolları'na ait uçaklarla gerçekleştirmektedir. Yine "din, çevre ve Karadeniz tehlikede" adlı sempozyum çerçevesinde 28 Eylül 1997 tarihinde Selanik'te Varthelemeos devlet töreniyle Yunanistan Cumhurbaşkanı Stefanopulos tarafından "devlet başkanı" gibi karşılandı ve Bizans bayrağı yine her yerdeydi.

Yunanistan'da Bizans İmparatoru Koltuğunu vekaleten Patrikhane'nin temsil ettiği varsayılarak, Varthelemeos devlet töreni ile karşılanmaktadır, Yunan ETl, ET3 televizyonları patrik Vartheleıııeos'un bu ziyaretini naklen verdi. Selanik'e Varthelemeo~ ile beraber sırasıyla Sırbistan, Arnavutluk, Romanya, Bulgaristan, Gürcistan, Ermenistan kiliselerinin patrikleri de geldi. Yunanistan tarafından Varthelemeos'a Eleftherios Venizelos gemisi tahsis edildi. Uzülerek izlemekteyiz ki, bu girişimlerinde patriğe iş adamı Rahmi Koç'ta destek vermektedir. 1 Ocak 1997 tarihli Milliyet gazetesinde öğrendiğimize göre, "Koç, Selanik'e yatırım hazırlığında"dır.
Türkiye'deki hükümet ve kamuoyu sanki Ruhban okulu'nun açılabileceği izlenimini vermektedir. Türk basınından, kamuoyundan ve en önemlisi de 28 Aralık 1997 tarihli Hürriyet'ten öğrendiğimize göre, Dışişlerinin hükümete verdiği tavsiyelerden de Ruhban okulu'nun açılmaması için herhangi bir tavsiyenin ve itirazın yapılmaması düşündürücüdür.

Oysa Lozan Barış andlaşmasında İstanbul Rumları icin sayılan haklardan Batı Trakya Müslüman Türkleri'ni de yararlanacağı 45. maddede garanti altına alınmıştır.
Batı Trakya'da Ruhban Okulu ayarında bir okul açılmadan ve Batı Trakya Türklerinin Okullarına tamamen Yunanlı öğretmenler tarafindan öğretmen yetiştiren Selannik Özel Pedagoji Akademisi KAPATILMADAN, Rhban Okulu'nun açılmasına izin VERİLMEMELİDİR.

Geçmişte Yunanistan'ın, yeniden NATO'ya kabul edilmesinde, Karadeniz Ekonomik İşbirliği'ne tam üyeliğinde ve Karadeniz Ekonomik İşbirliği Bankası'nın Selanik'e gitmesindeki gibi elimizdeki kozları hiçbir kazanım elde etmeden lütfen çıkarmayalım.
Eğer patrikhane din adamı sıkıntısı çekmekte ise, Batı Trakyada hem din adamı hem öğretmen sıkıntısı cekilmektedir. Batı Trakyada bu sıkıntıları önlemek için Ruhban okulu ayarında bir okulu Gümülcine'ye açmak gerekmektedir.Bu gerçekleşmeksizin Ruhban okulunun açılması Batı Trakya Türklerini Yine üzecektir.

Batı Trakya'ya vize alamadıkları için Türkiye'den Diyanet İşlerinden din adamı gidemezken, Yunan Gümrük kapısından geri çevrilirken,(Bkz.22 Mart 1991 tarihli ve 639 sayılı İLERİ Gazetesi,Gümülcine)Türkiye'ye her sınıftan Yunanlı ve din adamı gelerek patrikhanede ayin yapabilmekte ve bu ayinleride Yunan televizyonları naklen vermektedir.Aynı hoşgörüyü Yunanlılar acaba gösterir mi?Batı Trakya'dan Türk televizyonları böyle bir canlı yayın veya camilerden böyle bir canlı yayın yapılabilir mi? Yunanistan izin verir mi? Cevabımız kesinlikle izin vermez olacaktır.Batı Trakya'ya ziyaret vizesi dahi vermeyen, Türk televizyonlarına camiden veya başka bir yerden nakle yayın izni hiç verir mi?
İstanbul'daki patrikhane bir Türk kurumudur ve Türk yasalarına tabidir.Heybeli Ada Ruhban Okulu "açılmazsa Patrikhane Türk vatandaşı din adamı yokluğundan kapanır".İstanbul'daki Patrikhane kapanmamalıdır, çünkü kapanırsa, kontrol edemeyiz ve dışarıda aleyhimize faliyet gösterirler" iddiaları ve gerekçeleri patrikhane sevenleri tarafından ileri sürülmektedir.
Oysa patrikhane bir Türk kurumu olarak ve Türk yasalarına bağlı olmasına rağmen geçmişte de, bugünde Türk Devletinin menfaatleri aleyhinde faaliyette bulunmakta ve bizde seyirci kalmaktayız. Bu konuda örnekler çok, ancak sadece iki örnek vermekle yetinecegiz. İlk örneğimiz eski tarihlerden ve Amerika'daki Türk alehtarlığı Lobiciliğin başı olan ve herkesin tanıdığı Yakovos'tur.Yakovos Türk vatandaşı İstanbul Rum'u olup, İstanbul Patriği Athenagoras tarafından Amerika Mitropolitikliğine atanmıştır. Amerika'da Türkiye aleyhine faaliyetlerde bulunmuştur.Türk vatandışlığından çıkarılmış ancak faaliyetlerine devam etmiştir.Turgut Özal, Yakovos'un Türkiye'ye gelebilmesi için izin çıkarmıştır.Yakovos hala Türk aleyhtarı faaliyetlerine Amerika Birleşik Devletlerin'de devam etmektedir.İkinci örneğimiz Kardak krizinde Yunan Bayrağını İkizce adalarına, Kilimli (Kalimnos) papazının diktiğini televizyonlardan defalarca izledik.Kilimli Adası,Oniki Adalar'a bağlı küçük bir adadır.Oniki Adalar Mitropoliti ile Kuzey-Güney Amerika Başpiskoposunu İstanbul Patriği tayin etmektedir.Yani Oniki Ada ve Amerika Birleşik Devletleri Papazları İstanbul Patriğine Bağlı olup, Atina'daki Serafim'e bağlı değildir.
Atina'daki kilise bağımsız(aktokefal)'dır.Yani İstanbul'daki patriğe bağlı değildir. Hatta İstanbul Patriğiyle araları şimdilik açıktır.Atina'daki Serafim'le Patriğin arasının açık olması, Yunanistan'ın, Yunan idaresinin Fener Patriği'nin bütün dünya Ortodoks Hristiyanlarının başı, ekumenik olmasını istemiyor alamına gelmemektedir. Bu kanaatimizce şimdilik bir iç cekişmedir.Zamanı gelince ve Serafim'in görevi sona erince iç çekişmelere de,Yunanistan Atina kiliselerinin bağımsızlığıda bitecektir diye düşünmekteyiz. Böylece asıl amaç ve hedefleri, bütün dünya Ortodoks Hıristiyanlarının dini lideri olma rüyaları da Atina kilisesinin bağımsızlıgını da ortadan kaldırarak gerçekleştirecektir. Zira İskeçe metropoliti, İskeçe'de yeni inşa edilen Metropolitliğin açılış törenine İstanbul Patriğini davet etti ve patrik bu davet üzerine 30 Eylül 1997 tarihinde İskeçeye giderek açılışı bizzat yaptı.Bu arada Yunan devletinin laik olmadığını, dinin Ortodoks Hıristiyan olduğunu belirtmeden ve İskeçe'de,Gümülcine'de cami inşaası,tamiri için izinlerin İskeçe ve Gümülcine Mitropolitleri tarafından verildiğinide belirtmeden geçmemeliyim.
Lozan Barış görüşmelerinde Türkiye patrikhanenin kapatılmasını istemiştir. Ancak Yunanistan'ın ve konferansa katılan diğer ülkelerin itirazlarıyla karşılaşmıştır. Tüm çabalara rağmen patrikhanenin kapatılması sağlanamamıştır. Eğer bugün Heybeli Ada Ruhban Okulu açılmazsa patrikhane papazsız kalacaksa veya kapanacaksa bu bizi Türkiye olarak ilgilendirmemeli Lozan Barış Antlaşması'na göre, İstanbul'daki patrikhane sadece Istanbul il sınırları içerisindeki Rum cemaatinin ruhani lideridir. İstanbul'daki Rum cemaatinin iki-üç bin kişi civarında olduğu Yunanlılar ve Rumlar tarafından iddia edilmektedir. Bu da İstanbul'daki patriğin ve kiliselerinin cemaatsiz olduğu anlamına gelir. İstanbul Rumları bir yandan iki-üç bin kişi kaldıklarını, cemaatlerinin kalmadığını iddia ederken, diğer taraftan da Ruhban Okulu'nun açılmasını istemektedirler. İşte bu düşündürücüdür. 1923 Lozan Barış Antlaşması'yla Türkiye'den cemaatleri gitmiş olmasına rağmen bugün hala Bergama, Efes ve diğer bazı bölgelerin Metropolitlerinin Istanbul'da Patrikhane'de görevlerinin başında bulunmaları da ayrıca düşündürücüdür.
İstanbul Patriği Varthelemeos, Ruhban Okulu'nun açılnıasını gündeme getirdiği Amerika Birleşik Devletleri gezisinde Yunanlılara Yunanca olarak yaptığı konuşmasında Yunan ETl televizyonunda aynen şunları söyledi: "Dün (24 Ekim 1997) tarihinde Washington'da Beyaz Saray'da ve Kongre'de genç Yunanlılarla karşılaştım, gördüm ve kendileriyle gurur duydum."
İstanbul Patriği'nin konuşmalarından, hal ve hareketlerinden iki amacı olduğu sonucunu çıkartmayız: a- Bilgilendirme, b- Uyarma ve bu taktiklerle ekumeniklik propagandasını yapma imkanı bulmaktadır. Yine bu vesileyle, İstanbul Patriği amacına ulaşmak için önümüzdeki günlerde dünya gündeminde kalabilmek için çağımızın önemli sorunlarıda olan işsizlik, uyuşturucu ve AIDS konularında çalışmalar, sempozyumlar yapacaktır.
Sonuç:
İki-üç bin kişi kaldıklarını, kiliselerinin cemaatsiz kaldığını iddia eden patrik bir yandan da Ruhban Okulu'nu açmaya çalışmaktadır. Cemaat yoksa bu okula ne gerek var? Okulun öğrencileri kimler olacaktır?
Batı Trakya'da cemaat olmasına, okullara ihtiyaç olmasına rağmen, örneğin; anaokullarına, ilköğretim okullarına, Liselere ve özel yabancı dil kurs okullarına ihtiyaç olmasına rağmen, Eğitim Fakültelerinden formasyon derslerini alarak mezun olan öğretmenler olmasına rağmen, Yunan idaresi tarafından Batı Trakya Türkü oldukları için kendilerine çalışma izni, okul açma izni verilmemekte, tarlada çalışmak zorunda bırakılmaktadırlar. Lozan Antlaşması'na göre sadece İstanbul Rumlarının dini lideri olması ve siyaset yapmaması gereken patrik, Türkiye sınırları dışına çıkınca hem siyaset yapmakta hem de "ekumenik" olduğunu iddia etmektedir.
Ruhban Okulu eğer açılacalsa, Batı Trakya'daki Eğitim, Müftülükler sorunu gündeme getirilmeli ve en önemlsi de Selanik Ozel Pedagoji Akademisi Kapatılmadan, Heybeli Ada Ruhban Okulu'nun açılması sözü dahi ağza alınmamalıdır. Eğer Selannik Ozel Pedagoji Akademisi kapatılırsa Heybeli Ada Ruhban Okulu ayarında Gümülcine'ye bir okul açılmadan, Ruhban Okulu kesinlikle açılmamalıdır.
Müftülükler konusuna gelince, Türkiye ile Yunanistan arasında yapılan antlaşmalara ve Yunanistan'ın çıkardığı 1920 tarihli 2345 sayılı yasaya rağmen hala Yunanistan'da müftüler ve başmüftü seçimi yapılmadı, özellikle başmüftü seçiminin yapılmamasının sebebi de kanaatimizce tamamen İstanbul Patriği'nin karşılığı olmasıdır.
Bu noktada hareket ederek, eğer Ruhban Okulu açılmazsa, patrikhane kapanacaksa, andlaşmalara rağmen Yunan idaresi tarafından müftülük seçimi, yıllardan beri de başmüftü seçimi yaptırılmadığı, Batı Trakya Müslüman Türklerinin hakkı olan başmüftü engellendiği için, bizde Ruhban Okulu'nun açılmasını engellemeliyiz. Bu fırsatı kaçırmamalıyız. Lozan'da da Yüce Atatürk'ümüzün amacı patrikhaneyi kapatmak değil miydi? Böylece Atatürk'ümüzün amacıda da gerçekleşmiş olur.
Kaynak: Batı Trakya'nın Sesi ALINTIDIR


Bu mesaj 1 kez ve en son SENCER BEY tarafından 06.03.2006 - 17:22 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 06.03.2006 - 17:20
Bu mesajı bildir   SENCER BEY üyenin diğer mesajları SENCER BEY`in Profili SENCER BEY Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 815 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
meleknur58 (71), fatih4194 (45), F.U (43), güngör (51), mematii (41), ravza81 (43), turgay gnl (63), mgs 41 (55), ilknurakan07 (44), islamicboy (40), eminefendi (51), mirac6363 (45), adempece (52), AKKUS61 (50), binerve (41), ahirzaman (57), akay-350 (46), nuraymelek95 (29), AydinG (39), batuhan_ (47), markad (50), simales (39), bülent21 (43), mucahide33 (39), polat0000 (59), gülkokuþl.. (41), minik (43), Baykara (38), mecide_sümeyye (35), mustafakumbar (53), gringo (51), vefalidost (50), saidmirza (55), yaramaz (41), vuslateli (37), pascal (37)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.55660 saniyede açıldı