ivermectine generique plaquenil generique kaletra generique kaletra generique kaletra prograf propecia proscar protonix protopic provas comp provas maxx provas provera pyridium ranimed ranisifar rebetol red viagra regepar reglan remeron reminyl renagel renova requip resochine retin a retrovir revatio revia rheumatrex rhinocort rhinovent risperdal rivodarone robaxin rocaltrol rogaine rudopram rulid rulide salazopyrin saroten selecim septicol
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » MAKALELER » Ne Kadar Sahiciyiz

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 3 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
KaLBeNuR su an offline KaLBeNuR  
Ne Kadar Sahiciyiz

1686 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 20.07.2007
En Son On: 17.08.2009 - 13:01
Cinsiyeti: Bayan 
Yenilerde okudum ki, Batı toplumları “guilt-oriented”; yani ki “suçluluk-eksenli” yaşarmış. Doğu toplumları ise “shame-oriented”; yani ki “utanma-eksenli” yaşarmış.
Bu durumun açıklaması şöyle: Suçluluk-yönelimli yaşayanlar bir hata ettiler diyelim. Nasıl dönerler hatadan? Onlar için bu hatanın acısını vicdanlarında hissetmeleri pişmanlıkları için yeterlidir. Ancak utanma-eksenli olanların pişmanlığı başkalarının bu hatayı bilmesine bağlıdır. Bu ikinci gruptakiler vicdanlarıyla temasa geçmedikleri için, bazen, belki çoğu zaman, kusurlarını başkalarının bilmesi de pişmanlık duymalarına yetmez! Hata üstüne hata edip de tövbe edemeyenlerin, ne olursa olsun özür dileme ihtiyaçları hissetmeyenlerin hal tercümesi böyledir.

Kişilerin vicdanlarıyla temasını kaybettiği toplumlarda din “Allah için” olmaktan çıkar. Kişiler yalnız kaldıklarında değil, kimsenin görmediği yerde olduklarında değil de, “Başkaları ne der?” endişesinin ağır bastığı yerde, “Duyarlarsa n’olur?” korkusunun hükmettiği köşelerde “doğru”lmaya niyetlenirler. Böylece Rabbine karşı hata etme mahcubiyeti, O’na verdiği sözde duramama mahviyeti değil de, “ayıplanma” ateşiyle terbiye olmaya başlar. Hoş bu da az bir şey değildir ama Hakk’a karşı sorumluluğunu yitirip, halka karşı ayıp yapmama obsesyonunun ağır bastığı toplumlarda töre terörü başlar! Ayıplanma korkusunun günah endişesinden ağır bastığı bu toplumlar, töreleri terörize ederek dinîleştirir, dinin yerine koyar. Sırf ayıptır diye helâli haram edenler ve artık ayıplanmıyor diye de haramı helal edenler böylece aradan sıyrılır. Şu halde vicdanımızla düzelmek, iç dinamiklerimizle doğrulmak yerine, dıştan gelen ölçüsüz ve insafsız, amansız ve zamansız baskılarla büzüşmeye başlarız.

Bir de şöyle düşünsek: Bizi yoktan var eden, hiç kimseler adımızı anmazken adımızı anıp insan eyleyen, herkes unuttuğunda da bizi unutmayacak olan kerem sahibi Rabbimize ayıp ediyor olmayalım?

Dilerseniz bir mana büyüğünün çağlar ötesinden gelen ince sözüyle de vicdanımızı test edelim: “Kendi günahını halktan saklamak için dua ettiğin kadar, kendini günahtan saklı tutmak için de dua etmelisin.”

Bu söz, Ataullah İskenderi’den yorumlu alıntımdır. Şöyle diyor İskenderî: “Setr iki kısımdır./Birisi ma’siyetten, diğeri ma’siyette setr. Avam ister Hudâ’dan tâ ola isyanları mestur/Ki nâsa karşı haysiyetlerinden olmasınlar dûr./İbâd-ı hâss ise setr-i maâsiden diler ancak/Tecellî-yi nazardan onları dûr etmesin kim Hak.” (Kastamonulu Ballıklızade Ahmed Mahir merhumun manzum tercümesine şükran borçluyum. Fakirullah Eğitim ve Hizmet Vakfı’ndan dostların gayretiyle yayınlanmış Hikem’ül Atâiyye/El-Muhkem fî Şerhi’l Hikem kitabını yeri gelmişken şiddetle tavsiye ediyorum.)

Yanisi şöyle:

“Halkın gözünden düşmeyeyim diye günahını halktan saklamak için dua ettiğin kadar Hak’kın gözünden düşmeyeyim diye kendini günahtan saklamak için dua et.”

Rabbimizle aramızda, “yasak” eksenli yürüyen bir tehdit ilişkisi yoktur. “Haram” kelimesinin tam karşılığı “yasak” değildir. Yasak, kuru ve gerekçesiz, zorlamalı ve sevgisiz bir engelleme demektir. Bazen sevdiğimiz şeyler yasaklanır bize. Bazen zaten sevmediklerimiz serbesttir. Fıtratımızın sevdiğini helal edip, fıtratımıza aykırı duranı yasak eden Rabb-i Hakîm bizi tehdit ediyor değil, terbiye ediyor. Öyleyse O’nun men ettiğine O’nun serbest bıraktığı kadar hoşnut olacak bir razılık umulur bizden. O’nun uzak durmamızı istediğine gönlümüzü razı edecek bir hal beklenir bizden. Bu beklenti ve umut da “haram” kelimesinin kökündeki “hürmet”i keşfetmekle gerçekleşir. Rabb-i Hakîmimize verdiğimiz söze hürmeten O’nun “uzak dur!” dediğine gönüllüce uzak dururuz. Bize sonsuz iyilikte bulunan, nihayetsiz lutfeden Rabb-i Kerîmimize sadık kalma saygısıyla hizaya gireriz. Hakk’a ayıp etmemeye çalıştığımızda, zaten halka da ayıp etmemiş oluruz. Böylece, hep vicdanımızla sıcak temas içinde olup, kendimizi daha sahih ve daha sahici bir insan eylemiş oluruz. İnsan kimsenin görmediği yerde, kimsenin bilmediği anda, kimsenin duymadığı yerde “doğru”yu gösteriyorsa, “doğru” duruyorsa, sahiden doğrudur, sahici bir kişilik sahibidir. Vicdanıyla sıcak teması kaybeden, kendini Rabbinin nazarından kaçıran “iyi bir görünüşte” de olsa, naylon bir oluş halindedir. Olduğumuz hali göründüğümüz hale eşitlemenin yolu, Rabbimizin ayıplamayan, kusurları yüze vurmayan kutlu nazarına göre yaşamaktan geçiyor. Böyle olunca, “suçluluk-eksenli” yaşamayı bile aşıyor, “onurluluk-eksenli” yaşamaya başlıyoruz.

.senaidemirci



“Sana ağır gelen o bir secde var ya,binlerce secdeden alıp kurtarır seni.” M.İKBAL
Ekleme Tarihi: 18.12.2007 - 14:15
Bu mesajı bildir   KaLBeNuR üyenin diğer mesajları KaLBeNuR`in Profili KaLBeNuR Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
RuZGaR su an offline RuZGaR  

Moderator
1295 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 06.12.2004
En Son On: 19.03.2012 - 21:30
Cinsiyeti: Bayan 
"O’nun men ettiğine O’nun serbest bıraktığı kadar hoşnut olacak bir razılık umulur bizden.."

Rabbim kendine layık kul olmayı nasip eylesin, her şeyin O'ndan geldiğine inanarak, bütün verdiklerine hoşnut olmayı nasip eylesin..
Ekleme Tarihi: 18.12.2007 - 20:00
Bu mesajı bildir   RuZGaR üyenin diğer mesajları RuZGaR`in Profili RuZGaR Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
.erdal. su an offline .erdal.  

39 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 05.12.2007
En Son On: 07.01.2008 - 16:23
Cinsiyeti: ----- 
Ablam elinize ve yüreğinize sağlık çok güzel bir paylaşım olmuş...



İFFETLE YAŞAYAN,İFFETLİ İNSANLARLA BERABERDİR...
Ekleme Tarihi: 18.12.2007 - 20:30
Bu mesajı bildir   .erdal. üyenin diğer mesajları .erdal.`in Profili .erdal. Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları gizle
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 923 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
ibrahim45 (46), ebabil54 (51), _EM!NE_ (36), talat (55), nerfa (58), yakupbozseki (59), NeWBaHaR (37), Akbulut (52), vahdet_ahmet (44), saripapatyam (50), bilo78 (46), gurbetten_silay.. (39), Rabbia (52), akaya20 (38), El- Metin (43), rapidhack (42), muazbinismail (40), SANDOKAN (56), SANKOCINK (56), efuli2 (50), hollanda (46), braskim (45), benreceb (42), ergin32 (55), Ozlem (42), suheyla cabuk (52), selman77 (47), kenankara (39), bilalxx (40), iskenderpasa (46), mstfakin (42)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.55588 saniyede açıldı