ivermektine ivermektin ivermectin ivermectin fluvoxamine naprosyn natyl nebilet neggram negram nemexin neo stediril neoral neurolithium neurontin neurotop nexium nimotop nivaquine nizoral cream nizoral nolvadex nootropil norflocine norlutate noroxin norsol nortrilen norvasc norvir novonorm nyolol ocuflox oculastin oftan olmetec plus olmetec omix omnicef onymax optivar orelox orfiril osiren otrivin rhume des foins oxsoralen
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

39 Sonuç - Yeni Arama
Sayfa (2): (1) 2 Devam >
Ekleyen Mesaj
Konu: Aşk mıdır ki'nin sözlerini arıyorum...
shule su an offline shule  
90 Mesaj -
Bilen yok mu başka?
Ekleme Tarihi: 04.08.2006 - 13:51
shule üyenin diğer mesajları shule`in Profili shule Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Aşk mıdır ki'nin sözlerini arıyorum...
shule su an offline shule  
90 Mesaj -
Teşekkürler Ozanask kardeş,

Ben de büyük bir kısmını tahminen çzödüm sizin de yaptığını gibi ama albümü olan varsa kesin olarak öğrenmek istedim sözleri sadece.

Kanuni'nin bir şiiri olması konusunda sanırım haklısınız, zira Muhibbi onun mahlası.

Tekrar teşekkürler..
Ekleme Tarihi: 03.08.2006 - 15:03
shule üyenin diğer mesajları shule`in Profili shule Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Aşk mıdır ki'nin sözlerini arıyorum...
shule su an offline shule  
Aşk mıdır ki'nin sözlerini arıyorum...
90 Mesaj -
Ali Oktay'ın Aşk mıdır ki? parçasının sözlerini arıyorum, anlayamadığım yerler var. Kasedi/ CD'si olan var mı?


Parçayı şuradan dinleyebilirsiniz:

http://www.firaset.biz/video/muzik/alioktay/askmidirki.wma
Ekleme Tarihi: 03.08.2006 - 01:54
shule üyenin diğer mesajları shule`in Profili shule Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Bu Arapça ilahi kime ait ve biri sözlerini tercüme edebilir mi?
shule su an offline shule  
90 Mesaj -
Tercüme etme çabanız için çok teşekkür ederim, mesajı daha yeni gördüm, elinize sağlık...

Yalnız şu kısımdaki ilk cümleyi atlamışsınız sanırım, ikinci cümlede de ben sanki daha farklı bir mana çıkarmıştım, Arapça bilgisi olan arkadaşlar bir bakabilir mi?

Em enne men fevgal tera la yesmeun ve la yağvaun?
Veyhu nefsi efelem tera ve hiye tersufu fi sucud
Ekleme Tarihi: 17.06.2006 - 00:27
shule üyenin diğer mesajları shule`in Profili shule Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Peruğuma Örgü de Öreyim mi Hocam???
shule su an offline shule  
90 Mesaj -
Hikayenin başı oldukça tanıdık ve sık rastlanan bir manzarayı anlatıyor... Fakat şu son kısım beni çok etkiledi:

Alıntı
Öğrencilerin sınıf sınıf okula alınacakları sırada güç bela duvarın üzerine tırmanmayı başarıyorum. Derin derin nefeslendikten sonra sağ elimi havaya kaldırıp bağırıyorum bütün gücümle: "Peruğuma örgü de öreyim mi Hocam! Ucuna kırmızı kurdele de takayım mı? Lütfen tavsiye buyurunuz!" Ellerim başımdaki örtüye kayıyor... Bir ananın yavrusunu okşaması gibi parmaklarım şefkâtle geziniyor başörtümde... Üzerime çevrilmiş yüzlerce göze inat koca memleketin sahibi benmişim gibi rahatım. Birden karışıyor okulun bahçesi. Sanki şehir büyük bir uğultuyla üzerime akıyor. Öfke mi, sevgi seli mi anlamak güç... Bir anda gözlerim kararıyor, sendeleyerek aşağı uçuyorum... Tam sert zemine çivi gibi çakılacağıma inanmışken çelik gibi güçlü iki kolun hapsindeyim... Babam! Gür sakalının çevrelediği mütebessim yüzünü yüzüme sürüyor ağlamaklı... "Kızım!" diyor... "Altın damlam... Ocağımın bereketi... Biliyordum özüne ihanet etmeyeceğini..."

"Ah baba!" diye göğsüne gömülüyorum; "Ah babacığım! Lütfen bir daha şüphe bile etme! Etme!..."



Rabbim böyle güçlü iradeli ve cesaretli kızlar yetiştirmemizi nasip etsin...
Ekleme Tarihi: 24.05.2006 - 15:23
shule üyenin diğer mesajları shule`in Profili shule Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Peruğuma Örgü de Öreyim mi Hocam???
shule su an offline shule  
Peruğuma Örgü de Öreyim mi Hocam???
90 Mesaj -
Nehir Aydın Gökduman'ın bir öyküsü, başörtüsü sorunu yaşayan tüm kardeşlerime armağanımdır...


PERUĞUMA ÖRGÜ DE ÖREYİM Mİ HOCAM?

"Odanı topladın mı güzel kızım?" dedi annem. Sesini bu kadar yumuşatmasa olmaz mı? Okula gittiğim günlerdeki gibi tatlı sert çıkışsa, ellerini birbirine vurup, hadi hadi kıpırda biraz, ne bu odanın hali! diye söylense. Evdeki herkes bana karşı neden melekleşti böylesine? Hani başıma geleni bilmesem ölümcül bir hastalığa tutuldum da kardeşlerim annem ve babam son günlerimde beni mutlu etmek için ellerinden gelen gayreti sarf ediyorlar sanacağım. O körolası yasak bizim liseye de dayandığından beri evimiz şehir tiyatrolarına benzedi... Yüreklerindeki ağıt apaçık yüzlerine yansırken neyi gizlemenin telaşındalar Allah aşkına... Bilmiyorlar mı ki ne yaparlarsa yapsınlar gülemem bundan sonra.



Annemin bütün ısrarlarına rağmen günlerdir evden çıkmamakta inat ediyorum. Kitap ve defterlerime sarılıp sarılıp ağlamak tek yapmak istediğim. Günün her saati, her dakikası okulumu, arkadaşlarımı düşünüp iç geçiriyorum. Sınıfta benim yokluğum belli olmuş mudur acaba? Öğretmenlerim niye okula gelmediğimi merak etmişler midir? Tam kimyada redoksları, fizikte Newton'u, edebiyatta Servet-i Fünun'u işleyecekken... Giremediğim sınavları nasıl telâfi edeceğim? Annem her gün biraz daha solan benzimi canlandırmak için mutfakta uğraşıp duruyor yine. Kahvaltıda şundan da yesene bundan da içsene diye ısrar edip duracak... Tam siyerde Hicret'e gelmişken... Kutlu Rasül'le birlikte aşıyorken çölleri... Çatalla iri bir peynir parçasını ağzıma dayayacak. Arapça'mı ilerletmenin hevesindeyken... Hadi aç ağzını Büşra'cığım... Sütünü yine soğuttun. Kübra ikinci bardağını bitiriyor bak... Başörtümü her gün biraz daha seviyorken... Ben de Kübra gibi okuluma yetişecek olsam üçüncüyü bile tüketirdim. Ama gün boyu meşgalesiz kukumav kuşları gibi evde oturup duran birinin neyine gerek fazla kalori almak... Ah aldığım her nefeste katre katre umutsuzluk dağılıyor alveollerime.




Kendimi tedavülden kalkmış paralar kadar kıymetsiz hissediyorum. Halbuki annemle babam ilk göz ağrımız, bizim altın damlamız diye severler beni. İlk günden baştacı edilmek her çocuğa kısmet olmaz biliyorum... Babamı güçlü bilirdim. Ama değilmiş! Benim en çok sevdiğimi elde etmeye gücü yetmiyor işte. Bu nemenem bir yasak ki boyu Ağrı Dağı'nı aşmış; kimseye geçit vermiyor. Tıpkı bir mıknatıs gibi bütün okulları yörüngesine çekiyor; ya da bütün okullar mıknatıs da yasağı kendilerine çekmek için can atıp duruyorlar ha bire. Televizyonda görürdüm de okula giremediği için gözyaşı döken akranlarımı, yasak bize uğramaz sanırdım. Farklı sanırdım müdürümüzü, öğretmenlerimi, pek çok arkadaşımı. Değillermiş... Farklı değillermiş!.. Başörtüsü yasağı okulda uygulamaya konunca, arkadaşlarımla birlikte okulun önünde eylem yaptık. Başörtümüzle okumak istiyoruz diye direndik... Yine o bildik müdahale! Memleketin cümle eli sopalısı karşımızdaydı. İnsana biz neymişiz de haberimiz yokmuş dedirten tehditler, hakaretler, saldırılar... İtip kakmalar, başörtülerimize hoyratça uzanan eller... Kelepçe ve cop heyulâsı... Gözaltılar... Kırmızıya boyanan alınlarımız, yanaklarımız, yüreklerimiz... Sonra kuaförlere peruk sormaya koştu bazılarımız... Hatice ve ben hâlâ kuaförlere küsüz!




Babam hemen okulla ilişiğim kesilmesin diye rapor aldı bir doktor arkadaşından. Sanki on yıllardır halledilmeyen problem yirmi günde çözüme kavuşacak da yirmi günün sonunda tıpış tıpış okulumun yolunu tutacağım. Yarın raporum doluyor. Okula başlamazsam birkaç haftaya kalmadan kaydım silinecek. Ah bunu düşünmek bile ne acı. Nasıl katlanacağım en sevdiğim kurum tarafından izole edilmeye. İçimden bugüne kadar aldığım üstün başarı belgelerini yırtmak, balkona çıkıp, "ben bu ülkeye sığmıyoruuuum" diye avaz avaz bağırmak geliyor... Odamın duvarında asılı şu okul birinciliği ibaresini alıp yere çalmak... İşte erkek kardeşim Muhammed'in şen kahkahaları. Hiç mi ablasının derdinden anlamaz bu çocuk. Boyu benimkini geçti ama aklı hâlâ beş karış havada. Güler tabii nasıl olsa bu ülkede erkek çocuklarına özgürlük çok. Kız olsaydı da öğrenseydi dünyanın halısını kilimini. Muhammed seneye ortaokulu bitirecek, liseye başlayacak, üniversite okuyacak; doktor, mühendis, avukat çıkacak! Ben de tatillerde kardeş yolu gözleyen vefakâr bir ev kızı olacağım. İzine gelecek kardeşine envai çeşit pasta-börek döşeyen, elinden yemek kitabı düşmeyen, elini yanağına dayayıp gözünü ufka dikerek hüzünlü hüzünlü kardeşinin okul anılarını dinleyen klâsik bir ev kızı! Of, artık hayal kurmak bile ne sıkıcı... Muhammed şimdi de bir şarkı doladı diline. Şu kapıyı hırsla çarpayım ki hatasını anlasın. Kapı güm diye inleyince sesi kesildi vurdumduymazın. Haksızlık yapıyorum galiba. Okuldan boynu bükük geldiğim ilk gün oturup benimle birlikte ağlamadı mı? Canım ablam diye boynuma sarılmadı mı? Okulda bana sataşan birçok yaramaz oğlanla dövüşmedi mi? Neden tafralarımı ona buna yüklemek, kırılganlığımı isyana dönüştürmek istiyorum ki?




Bugün annemin kabul günü. Öğleden sonra evimizi gamsız tasasız bir yığın ev hanımı dolduracak. Onlara baktıkça geleceğim için hayıflanıp duracağım ben de. Annem odamın kapısına dikilip, "Kızım gel sen de bir bardak çay iç" diyecek. "Senin çok sevdiğin cevizli kurabiyeden yaptım." Hayır! Ben kurabiye canavarı olmak istemiyorum. Haftanın her gününü bir ev gezmesine ayıran, oğluna-kızına çeyiz hazırlamaktan başka bir şey düşünmeyen, hareketsizlikten yağ bağlamış annelerin yanına çağırma beni. Biliyorum yaram küllenince beni de katmak isteyeceksiniz aranıza. Hamarat hamarat çay servisi yapacağım, pasta tabaklarını taşıyacağım, yeme içme bitince mutfaktaki dağ gibi bulaşığa sarılacağım. Üç ters bir düzden oyalar, danteller... İşlenirken müzik dinleyeceğim, sakız çiğneyeceğim sonra... Anne bugünler için mi harcadın ak sütünü?




Kübra elindeki harita metot defteriyle yanıma sokuluyor. "Abla şu problemi çözemedim" diyor. "Önce parantez içindekileri mi çarpacağım, yoksa bölme işlemini mi?" Farz et ki bölme diye terslesem şunu... Çarpsan ne olacak bölsen ne! Birkaç sene sonra sen de eve kapanıp kalmayacak mısın benim gibi. Elinde belki ilköğretim diploman bile olmayacak. Keşke okul denen muammaya hiç göndermeselerdi bizi. Göndermeselerdi de bu acıları yaşamasaydık. Elime kalemi alıp çarpıp bölüyorum isteksizce. "Anlatsana abla" diyor Kübra. "Neden çarptın, niye böldün?.." Ağzımı açsam hiç hayrına olmayacak... Hadi ikile der gibi defteri kolunun altına tutuşturuyorum. Bize bu zulmü reva görenler anlatıyorlar mı ki düşlerimizden niçin koparıldığımızı?




Annem, en küçüğümüz Ahmet'i okula hazırlıyor. Masmavi okul önlüğü içinde öyle şirin, öyle mutlu görünüyor ki içimdeki depremden en az nasiplenen o. Evdeki herkese her fırsatta çatmayı hüner bellemişken Ahmet'e tek kelime kötü söz çıkmıyor ağzımdan. Odamı yalnızca onunla paylaşıyorum. Geçen gece onun uyuduğunu sanarak karanlıkta sessizce gözyaşı döküyordum ki birden yatağından süzülerek yanıma sokuldu. Şefkâtli bir ağabey edasıyla: "Lütfen ağlama ablacığım" dedi. "Ben büyüyüp Milli Eğitim Bakanı olursam bütün okullarda serbest bırakacağım başörtüsünü. Beni bekle! Sakın büyüme emi!" Büyümeyeceğim Ahmet! Büyüyüp klişeleşmeyeceğim. Sen oku, büyük adam ol ki ablan liseyi bitirsin. Üniversitelere gitsin. Sakız çiğneyerek bulaşık yıkamasın ömrünce...




Bu kabul gününden kurtulmanın bir yolu olmalı. Acaba Hatice'ye mi gitsem? Birbirimizin dilinden en iyi ikimiz anlıyoruz. Körle şaşının halleşmesi gibi bir şey bu. Hatice de odasındadır şu an. Annesi az sonra bize gelecektir. Sen de gelsene diye zorlayacaktır Hatice'yi. Hatice gelmez. O da aynı kaygıları taşıyor çünkü. Büyük bir ihtimalle yolumu gözlüyor. Hatice'ye gitsem. Söyleşsek, ağlaşsak, taptaze okul anılarımızı anlatıp acısak birbirimize. Sonra birlikte dışarı çıksak, okulun önünden geçsek. Hiç değilse teneffüse çıkan arkadaşlarımızı izlesek gizliden gizliye. Nermin Öğretmen'i beklesek okul çıkışı... Hâlâ geri adım yok mu hocam? diye sorsak umutvâr. Bizsiz sınıfın tadı tuzu oluyor mu? Sizin yetmediğiniz anlarda kalkan parmak var mı havaya? Peruklu öğrencilerinize gözünüz alıştı mı? Sarı peruklar mı yakışmış on beş yaş çehresine, siyahlar mı? Hocam mutmain mi yüreğiniz? Aman kurbanınız olalım aydın ve münevver öğrenciler yetiştiriniz! Bize benzemesin hiçbirisi. Çağ üstü, çağlar üstü bir Türkiye için harcayın enerjinizi.




Giyindiğimi görünce: "Hayırdır nereye?" diye soruyor annem. Daha bir lokma bile bir şey yemeden. Sorma anne! Aklın fikrin yedirip içirmekte. Bebek miyim ben? Bebek olsaydım bunca yasak konur muydu önüme? Farz et ki tıka basa doyurdum karnımı. Hadi zorla beni, küçükken yaptığın gibi. Çok yemekten göbeğim şişmedi ama yüreğim patlamaya hazır bir bomba anne! İster misin şu balkondan atıvereyim kendimi. Ya da bir kutu vitamin, bilemedim dev tekerlekli bir kamyon. Ya da sen bul en az acı vereni... Annem: "Deli kız" diye karşılık veriyor öfkeli bakışlarıma. Amerika'daki dayımdan telefon bekliyor kaç zamandır. Ah bir arasa; "Büşra'yı gönderin ben burada bir okul ayarladım onu okutacağım", dese. Büşra kurtulacak... Ya diğer binlerce Büşra? Vefasız Amerikalı bir dayıya bile sahip olamayan Büşracıklar... Basra Körfezi'ne konuşlanma sevdasındaki donanmadan haberin var mı anne? Amerika beni okutmanın değil, Irak'ın canına okumanın derdinde... Çekil yolumdan hava alacağım. Sana iyi kabul günleri... Telefon çalarsa boşuna telaşlanma! Babamdır en fazla. Altın damlam ne yapıyor diye soruyordur. Sakın sıkma çocuğu. Olur olmaz işlere yorma. Vıdı vıdı edip kafasını şişirme. Bir depresyon geçiriyor... Hiç olmayan sevgilimden ayrılmadım ama benimki de bir tür depresyon işte. Herkese benzememe depresyonu... Zulmü hazmedememe depresyonu, kainata küskünlük... Beğenemedin mi? On beş yaş hezeyanları diyelim öyleyse... Menstrasyon bunalımları... Uyar mı? Adını sen koy anne! Çekil ya... Çekil.




"Benim güzel kızım!" diyerek saçlarıma uzanıyor. Okşayacak! Küçükken özene bezene taradığı sarı saçlarıma dokunurken gözleri dolacak. Evin içinde örtüp durma başını diyecek. Bak sana yeni bir toka aldım. Kübra'nınkinden daha güzel. Çeyizine yeni bir yazma oyalıyorum. Fiskos masanı iki gün oldu bitireli. Sehpa takımı zaten sandıkta... Damat da buldun mu bari. Kumral, uzun boylu olsun emi! En az iki fakülte bitirsin. Bana evde gitar-İngilizce öğretsin. Pul koleksiyonu artık demode... Üniversite anılarını anlatsın. Ama okumuş kızlarda hiç gözü olmasın. Onları şımarık ve ukala bulsun. Aile kızları gibisi var mı desin iki lafından birinde. (Okuyanlar aile kızı değil de ne sahi?) Ben de yarım kalan eğitimime ah edip gözyaşı dökmekten vazgeçeyim. Hatta böylesinin daha iyi olduğunu düşüneyim. Kocamın dizinin dibinde, senin dizinin dibinde oturduğum gibi oturup durayım. Eğer ille de okul hayatımdan söz etmek istersem resim dersinde yaptığım guaş boya tabloları anlatayım. Ve Allah'a dua edip durayım bana kız evlâdı verme diye...




Öf anneee! İçim bayıldı. Nefesim daraldı yahu. Her gün okula giderken yalnız çıkmıyor muydum sokağa. Bu kaygılı duruşun öldürüyor beni. Hava alacağım diyorum hava. Korkma ciğerlerim çatlamaz açık havaya çıkınca. Şehrin sokakları beni özlemiştir. Nahif bir kız vardı hanidir çiğnemiyor bizi diye tasalanıyordur kaldırımlar. Köşe başındaki dilenci bile şaşırmıştır bu işe de düzenin ruhu duymamıştır. Ah ultrasonda teşhiş edilebilseydi bizim gibiler... Beni neden doğurdun anne dediğimi duymak istemezsin değil mi? Lütfen çekilir misin?




Nihayet dış kapının koluna dokunabildim. Merdivenleri inerken bir hafiflik yayılıyor yüreğime. Annem ardımdan kapıyı kapar kapamaz telefona sarılmış olmalı. Kıza bir haller oldu diyecek. Sağ yanağına iki, sol yanağına üç damla yaş süzülecek. Aman bey göz kulak ol! Kızın bakışları hiç normal değildi. Nereye gittiğini de söylemedi. Gençtir, cahildir, üstelik depresyonda. Demedim mi bir doktora götürelim; iğne ilaç yazdıralım diye... Babam o sözünü bitirmeden telefonu kapatıp sokağa fırlayacak. Altın damlasına bir şey olursa yaşayamaz. Anneme kızmadan da edemeyecek. Elini kolunu bağlasaydın. Salmasaydın ya dışarı. Hiç sözünü geçiremedin zaten çocuklarına. Aklın fikrin ev işlerinde, kabul günlerinde be kadın!




Şehrin havasını teneffüs etmeyeli on dokuz gün olmuş. On dokuz gün önce son kez gitmiştim okula. Hiç otobüse binmez, iki kilometreyi yürüyerek tüketirdim. Bacaklarım ağrımaz, göğsüm sıkışmazdı böyle. Şimdi her adımda biraz daha tükeniyorum. Yorgun yorgun çarpıyor yüreğim. Gözlerim yol boyunca sıralanmış iş yerlerine takılıyor. Giyim kuşam mağazaları, marketler, tekel bayiileri, tost-sandviç büfeleri, mobilyacılar, vs... Ne kadar sakin ve yerli yerindeler. Ne bekliyordum, benim derdimle dertlenip kepenk indireceklerini mi? Geçen ay ekonomik kriz nedeniyle bir günlük boykot uygulamışlardı ama o, mühim şeydi canım. Ben okula gidemezsem kıyamet kopmazdı. Fakat kasaya giren azalırsa nice olurdu esnafın hali... Vergilendirilmiş kazanç kutsaldı! Bankacısından tekelcisine, f***esinden travestisine kadar helal lokma peşindeydi herkes! Kim demiş tepkisiz milletiz diye... Nerede neye tepki koyacağımızı iyi biliriz biz!




Niye okul yolundan başka bir caddeye sapmıyor ayaklarım. Okula gidip müdüre çıksam, "Hocam yarın raporum bitiyor sen bilirsin artık" desem... Ne renk peruk takayım diye soruyorsan, şöyle öğrenciye yakışan bir şey olsun diyecek kuşkusuz. Paris Kuaför'e okul bir yığın sipariş vermiş. Hangini alsam bana uyarmış. Peki formamın altına ne renk pabuç giymemi önerirsiniz? Kırmızı liseye yakışmazsa lacivert alayım. Forma boyu diz üstü mü olsun? Lafı mı olur anlatın, beni aydınlatın lütfen. Siz büyüğümsünüz, benden iyi düşünürsünüz!.. Evet evet 1785 Büşra'yım ben... Şu 9-A'nın haşin, asi çocuğu... Neden şaşırdınız...




İkide bir ardıma bakıp duruyorum. Hayret babam yetişemedi hâlâ. Mecalim kalmadı. Kalbim göğüs kafesinden sökülür gibi çırpınıyor. Ters düştük birbirimize telaşı ondan. Korkma! Kes şu gümbürtüyü. Benim bedenime ait bir organsan rahat dursana yerinde. Vallahi söküp fırlatırım. Herkes üzerine basar haberin olsun... Ne aort kalır, ne koroner arter, ne de ventriküler basınç... Sen temiz kanı pompala hücrelere. Üzerine erzan olmayana da karışma... Hadi hadi kes şu lüzumsuz çırpınışları...




Nerede kalmıştık hocam? Af buyurunuz. Elime dilime sahip olamıyorum da son günlerde. Dalaşıp duruyorum önüme gelenle. İnsan yüreğine bile söz geçiremezse anlayın artık gerisini. Siz barışık görünüyorsunuz maşallah. Hani yirmi gün önce bayrak merasiminde yaptığınız o konuşma var ya, pek celâllenmiştiniz; "Başörtüsü yassak!" derken... Ona yasak denmez mi hocam? İki 's' kullanınca daha mı etkili oluyor? Hani bıçak gibi kesip atmaksa maksadınız, yasssssak da diyebilirsiniz ama etimolojiye aykırı düşmez mi? Beşeri kurallar önemli hocam! Aman gözünüzü seveyim dilbilgisi de olsa basite almayınız. Sonra başınızı ağrıtırlar. Uçan sinekten bile nem kapan müfettişleri bilirsiniz... Hazır yeni koltuk da edinmişken kendinize... Sakın... sakın... Farz edin ki evet-hayır yarışmasındasınız. Ama neden başınızı emme basma tulumba gibi sallayıp duruyorsunuz ki? Salla başını al maaşını demek istemiyorsunuz biliyorum. Ah her şeyi şu yanlış anlamam yok mu? Kalbi temiz olduğu için kendini namazdan muaf tutanlara bir benzeyebilsem, her şeyi doğru anlayacağım. Yoo hocam kafa mı bulurum sizinle estağfurullah... Ne haddime, hangi cüretle...




Öldün mü baba! Yetişsene, durdursana kızını! Hâlâ sen istediğin için başımı açmadığımı sanıyorsun değil mi? Şu gri eşarbı sen istiyorsun diye örttüğümü... Gör öyleyse... Yolda yakalayamazsan Anadolu İmam Hatip'in önüne gel. Korkma başka bir yere gidecek değilim. Bunca yıllık kızınım evden ve okuldan başka bir yerde gördün mü beni? Bundan sonra da görmeyeceksin inşallah... Büşra ne demekti baba? Müjde mi! Müjdenin acısı da olur mu? Şu an yığılıp kalsam caddenin ortasına, elimden tutacak bir Allah'ın kulu bulunur mu? Bulunmaz baba! Kaç asırdır yıkık döküğüm kimin umurunda... Eskiden okul mu varmış baba! Okuyup da işsiz gezen binlerce üniversiteli var bu memlekette... Başı açık olan ve okumaya ilgi duymayan binlerce genç kız da... Ama fatura neden hep bana kesiliyor anlayamıyorum! Bana bir müjde getir baba! Dayımdan olmasın! O boş genç kızlık hülyalarını sakın diline dolama! Bana bir müjde getir baba! Cümlenin başında kocaman bir itimat olsun...




'Anadolu İmam Hatip Lisesi ' bu ibare neden böylesine bedbin görünüyor gözüme. Levhaların ruhu olur mu? Okul duvarları bile yas tutar mı içine alınmayan öğrencilere? Okul bahçesi köhnemiş bir cendereye dönüşmüş, mevcut neredeyse yarıya inmiş... Öğrenciler kuzu kuzu sıraya girmişler. Nöbetçi öğretmenler asil ve vakur dolanıyor sıralar arasında. Ne güzel! Huzuru bozan mihraklar al aşağı edilince okul okula benzemiş! Eğitim öğretim hızlanacak, muasır medeniyetin üzerine çıkacağız! Pabuç bırakmayacağız Orta Çağ zihniyetine. Çok şükür, çok şükür bugünü gösterene(!)




Öğrencilerin sınıf sınıf okula alınacakları sırada güç bela duvarın üzerine tırmanmayı başarıyorum. Derin derin nefeslendikten sonra sağ elimi havaya kaldırıp bağırıyorum bütün gücümle: "Peruğuma örgü de öreyim mi Hocam! Ucuna kırmızı kurdele de takayım mı? Lütfen tavsiye buyurunuz!" Ellerim başımdaki örtüye kayıyor... Bir ananın yavrusunu okşaması gibi parmaklarım şefkâtle geziniyor başörtümde... Üzerime çevrilmiş yüzlerce göze inat koca memleketin sahibi benmişim gibi rahatım. Birden karışıyor okulun bahçesi. Sanki şehir büyük bir uğultuyla üzerime akıyor. Öfke mi, sevgi seli mi anlamak güç... Bir anda gözlerim kararıyor, sendeleyerek aşağı uçuyorum... Tam sert zemine çivi gibi çakılacağıma inanmışken çelik gibi güçlü iki kolun hapsindeyim... Babam! Gür sakalının çevrelediği mütebessim yüzünü yüzüme sürüyor ağlamaklı... "Kızım!" diyor... "Altın damlam... Ocağımın bereketi... Biliyordum özüne ihanet etmeyeceğini..."




"Ah baba!" diye göğsüne gömülüyorum; "Ah babacığım! Lütfen bir daha şüphe bile etme! Etme!..."
Ekleme Tarihi: 24.05.2006 - 01:30
shule üyenin diğer mesajları shule`in Profili shule Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: başörtüsü (lütfen okuyun)
shule su an offline shule  
90 Mesaj -
Alıntı
Gerçek olan şu ki, başta aile önemli.Çünkü okul müfredatı belli.Senin orda tebliğ etmen zaten imkansız.Çocuğa ne öğretirsen öğret sonuçta eve gidince aile baskın çıkıyor.O yüzden biz evde çocuğumuza çok iyi bir eğitim vermeliyiz.Evet ben öğretmenliği bıraktım ama çalışmalarıma değişik şekilde ,daha rahat ve daha azimle yine devam ediyorum.Sadece safımı değiştirdim.Ayrıca rızkı veren de Allah.Şu gerçek ki sen Allah(c.c.) ile oldukça Allah(c.c.) daha yardım ediyor.



Kesinlikle katılıyorum. Bu bir imtihan, bir seçim... Allah'ın kanunları elbetteki daha üstündür. Ve hakkımızda hayırlı olanı ancak O bilir... Öğretmen olacağım diye sakın taviz vermeyin. Çocuğumun; taviz vererek gayri İslami bir kanunu Allah'ın kanundan üstün tutmanın meşru olabileceğini gösteren bir öğretmen yerine gayri müslim fakat ehli kitap bir öğretmeni olmasını tercih ederim!!! HAYDİ KIZLAR ALLAH'A!!!
Ekleme Tarihi: 24.05.2006 - 01:06
shule üyenin diğer mesajları shule`in Profili shule Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Bu Arapça ilahi kime ait ve biri sözlerini tercüme edebilir mi?
shule su an offline shule  
90 Mesaj -
http://www.dxb.cc/islamcards/mulae.htm

Peşini bırakmadım bir de e-kart şeklinde hazırlanmış halini buldumsevinçli
Ekleme Tarihi: 23.05.2006 - 21:57
shule üyenin diğer mesajları shule`in Profili shule Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Bu Arapça ilahi kime ait ve biri sözlerini tercüme edebilir mi?
shule su an offline shule  
90 Mesaj -
Teşekkürler Hasret. "Molay" ipucu sayesinde bu şarkının Ahmed Bukhater, Muhammed 'Abeed, Sa'eed Al-Maajid & Mahmoed Shaibaani'nin beraber çıkardığı Al-Qodso Tonadeena albümünde yer alan Muhammed Abeed'in seslendirdiği Mawlaya adlı parça olduğunu buldum.



Arapça sözlerini de buldum ama buraya ekleyemedim, karakterler bozuluyor. Ama latince alfabeyle yazarsak şöyle:

***

Mulaya gade nemet uyun ve teyagazat eydan uyun
Nemet uyunul hainin ve aynu necemike la tehun
Nemet uyunul hainin ve aynu necemike la tehun

Mulaya gade nemet uyun ve teyagazat eydan uyun
Nemet uyunul hainin ve aynu necemike la tehun
Nemet uyunul hainin ve aynu necemike la tehun

Ternu ileyna ve hiye sahyetün anil dünyal haun
Eturahu ezeheleha celalullahi em merrul gurun
Eturahu ezeheleha celalullahi em merrul gurun

Mulaya gade nemet uyun ve teyagazat eydan uyun
Nemet uyunul hainin ve aynu necemike la tehun
Nemet uyunul hainin ve aynu necemike la tehun

Ah Em enne men fevgal tera la yesmeun ve la yağvaun?
Veyhu nefsi efelem tera ve hiye tersufu fi sucud
Veyhu nefsi efelem tera ve hiye tersufu fi sucud

Mulaya gade nemet uyun ve teyagazat eydan uyun
Nemet uyunul hainin ve aynu necemike la tehun
Nemet uyunul hainin ve aynu necemike la tehun

***

Benim anlayabildiğim kadarıyla sözler çok güzel, ama güzel bir Türkçeyle çevirecek cesareti bulamıyorumsevinçli Çalışmam lazım biraz, nerdeydi benim Arapça sözlüklerim acabadüsün


Bu mesaj 1 kez ve en son shule tarafından 23.05.2006 - 16:01 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 23.05.2006 - 15:23
shule üyenin diğer mesajları shule`in Profili shule Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Bu Arapça ilahi kime ait ve biri sözlerini tercüme edebilir mi?
shule su an offline shule  
90 Mesaj -
Şu linki Media Player'dan açmayı deneyin isterseniz bir de.. Bende sorunsuz çalıyor..

http://www.filelodge.com/files/room24/639231/utaniyoruz_ya_rab[1]_SOUND43.MP3

Bahsettiğim flash da burada:

http://ozel.ravda.net/include.php?path=content/articles.php&contentid=11
Ekleme Tarihi: 22.05.2006 - 18:20
shule üyenin diğer mesajları shule`in Profili shule Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Bu Arapça ilahi kime ait ve biri sözlerini tercüme edebilir mi?
shule su an offline shule  
Bu Arapça ilahi kime ait ve biri sözlerini tercüme edebilir mi?
90 Mesaj -
Ravda'nın hazırladığı flashlardan "Utanıyoruz Ya Rab"ın arkdasında çalan ilahiden çok etkilendim, sözlerini çok merak ediyorum ama Arapça'm bunu çözmeye -malesef- yetmiyor. Söyleyen kişiyi ve sözlerini bulmama yardımcı olabilecek biri var mı??

Kolaylık olması açısından müziğiburaya ekliyorum.



Teşekkürler.


Bu mesaj 1 kez ve en son shule tarafından 22.05.2006 - 16:10 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 22.05.2006 - 16:08
shule üyenin diğer mesajları shule`in Profili shule Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Ben bir... ( lutfen herkes katilsin)
shule su an offline shule  
10 iyi - 10 kötü ben
90 Mesaj -
10 iyi - 10 kötü ben

1.Ben fedakarım

2.Ben merhametliyim

3.Ben pratik zekalıyım

4.Ben yardım etmeyi çok severim

5.Ben hadis aşığıyım

6.Ben tefsir delisiyim

7.Ben 4 insanım (lisan sebebiyle)

8.Ben bir anneyim

9.Ben iyi bir aşçıyım

10.Ben bir mücadeleciyim


11.Ben çift kişilikliyim

12.Ben çok bilmişim

13.Ben gece kuşuyum

14.Ben çabuk incinirim

15.Ben lafımı esirgemem

16.Ben uysal değilim

17.Ben bir inatçıyım

18.Ben dilbilgisi hatalarına karşı takıntılıyım

19.Ben bir kararsızım

20.Ben hayatı çok hızlı yaşadım
Ekleme Tarihi: 26.03.2006 - 13:47
shule üyenin diğer mesajları shule`in Profili shule Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Sizce Ahmet Hakan samimi mi?
shule su an offline shule  
Ahmet Hakan SAMİMİ mi?
90 Mesaj -
Benim sormak istediğim Ahmet Hakan'ın yazdıklarının doğruluk payı değil. Zaten bunu tartışmak bir fayda da getirmiyor.

Benim asıl sormak istediğim kartel medyasının yazarı olan Ahmet Hakan'ın bunları yazmaktaki amacı. Başlığı da bu doğrultuda seçtim.

Çünkü ben samimi bulmuyorum.

Kaldı ki onun yazdığı hiçbir şeyi samimi bulmuyorum.

Satılmış kalemlerin başörtümü savunmasını istemiyorum.

Bu Bush'un çıkıp Irak'taki insanların haklarını savunması kadar gülünç.

Aynı yazıyı yazan Ahmet Taşgetiren olsaydı başlığım farklı olurdu tabii ki.

Bizim hakkımızı savunmak için yanlış safta değil mi sizce A.H.? Yoksa buradan mı öyle görünüyor?
Ekleme Tarihi: 26.03.2006 - 00:06
shule üyenin diğer mesajları shule`in Profili shule Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Sizce Ahmet Hakan samimi mi?
shule su an offline shule  
Sizce Ahmet Hakan samimi mi?
90 Mesaj -
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan Coşkun'un türbanlı kızlara tavsiyeleri şöyle:

Türbanlı kızlara içten bir sesleniş

Ahmet HAKAN ahmethakan@hurriyet.com.tr

EY türbanlı genç kızlar...

Siz ki liseyi bitirmiş, tam üniversiteye girip bir biçimde yırtacakken türban yasağıyla karşılaşmışsınız.

Allah’ın şanslı kulu olmadığınız için Ramsey’den filan bir burs ayarlayıp kapağı Amerika’daki bir üniversiteye de atamamışsınız.

Şimdi size düşen şudur:

Evinizde kös kös oturup biçki dikiş temrinleriyle uğraşmak ya da küçük kardeşlere bakıcılık yapmak.

Yani...

"Hayırlı bir kısmet" için muazzam bir bezginlik içinde beklemektesiniz...

Peki...

O zaman gelin sizinle biraz konuşalım:

Ne diye bu duruma isyan etmiyorsunuz?

Türban yasağını kaldırmak durumunda olanlardan hesap sormak neden aklınıza gelmiyor?

Yoksa... Yoksa...

Merkez Bankası’nın tepesine atanacak olan adamın karısının türbanlı olmasına fit misiniz?

Yoksa... Yoksa...

"Varsın benim için yasak devam etsin, nasıl olsa benim gibi yaşayanlar devletin tepesinde! Bu bana yeter" mi diyorsunuz?

Neden türban yasağını kaldırmak durumunda olanlara şöyle seslenmiyorsunuz:

"Bırakın devlet bürokrasinin her kademesine eşi başörtülü adamlar atayarak bana mesaj vermeyi de, benim hayatımı karartan yasağı kaldırın."

Neden iktidardakilerin karşısına dikilip haykırmıyorsunuz:

"Bize ne Merkez Bankası’nın başına getireceğiniz adamın eşinin başındaki örtüden? Siz önce bizim sorunumuzu çözün. Bunun için bizden oy aldınız."

Görmüyor musun?

Siz böyle demedikçe.

Siz bilinçlenmedikçe.

Muhataplarınızın işi ne de kolaylaşıyor.

Önce Merkez Bankası’nın başına eşi türbanlı bir adamı getiriyorlar...

Ardından türbana alerji duyan çevreler malum argümanlarla tavır koyuyorlar.

Ve bu bıkkınlık veren oyunun seyircisi olan sizler, otomatik olarak kendinizi iktidarın yanında hizalayıveriyorsunuz. Peki bu devran hep böyle sürüp gidecek mi?

Bu oyun hep böyle devam mı edecek?

Lütfen çıkın ve şöyle haykırın:

"İstifa ediyoruz. Artık biz bu oyunda yokuz."
Ekleme Tarihi: 23.03.2006 - 02:01
shule üyenin diğer mesajları shule`in Profili shule Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: UTANACAK EN AZ BENİM KADAR UTANACAKSINIZ.....!
shule su an offline shule  
No Bravery
90 Mesaj -
Alıntı
NO BRAVERY



There are children standing here,


Arms outstretched into the sky,


Tears drying on their face.


He has been here.



Brothers lie in shallow graves.


Fathers lost without a trace.


A nation blind to their disgrace,


Since he's been here.



And I see no bravery,


No bravery in your eyes anymore.


Only sadness.



Houses burnt beyond repair.


The smell of death is in the air.


A woman weeping in despair says,


He has been here.



Tracer lighting up the sky.


It's another families' turn to die.


A child afraid to even cry out says,


He has been here.





And I see no bravery,


No bravery in your eyes anymore.


Only sadness.



There are children standing here,


Arms outstretched into the sky,


But no one asks the question why,


He has been here.




Old men kneel and accept their fate.


Wives and daughters cut and raped.


A generation drenched in hate.


Yes, he has been here.





And I see no bravery,


No bravery in your eyes anymore.


Only sadness.






HİÇ CESARET YOK ARTIK GÖZLERİNİZDE



Burada çocuklar var


Kolları uzanmış semaya


Gözyaşları yüzlerinde kuruyor


Çünkü Onlar burada



Kardeşlerinin mezarları isimsiz


Babaları kayıp, ümitsiz


Bir millet, ayıbından habersiz


Gelişinden bu yana.



Ve hiç cesaret göremiyorum,


Hiç cesaret yok artık gözlerinizde,


Yalnız hüzün.



Evler yanmış, tarumar


Havada ölüm kokusu var


Bir kadın ağlıyor, naçar:


Burada Onlar.



Gökyüzünü aydınlatırken tanklar


Sırada bir başka aile var


Bir çocuk ki ağlamaya bile korkar:


Burada Onlar.





Ve hiç cesaret göremiyorum,


Hiç cesaret yok artık gözlerinizde,


Yalnız hüzün.



Burada çocuklar var


Kolları uzanmış semaya


Ama kimse sormuyor; neden


Onlar burada.



Kadere boyun eğmiş yaşlılar


Kirletilip katledilmiş kadınlar, kızlar


Öfke dolu bir nesil yetişiyor.


Evet, burada onlar.





Ve hiç cesaret göremiyorum,


Hiç cesaret yok artık gözlerinizde,


Yalnız hüzün.


Şarkının sözlerini çok beğenip çevirmiştim kısa bir süre önce, buraya da göndermek istedim...


Bu mesaj 1 kez ve en son shule tarafından 21.03.2006 - 14:05 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 21.03.2006 - 14:04
shule üyenin diğer mesajları shule`in Profili shule Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon iSMET ÖZEL ve KIRK HADİS
shule su an offline shule  
90 Mesaj -
Alıntı
Gülistan: Bazı şahıslar, insanların nasıl kafasını karıştıralım diye düşünüyor herhalde....

üzüntülü

Alıntı
Gülistan: Sanki ben yazımda İsmet Özel'in adınımı yazdımki, bana bu şekilde örnekler sunuyorsunuz?




Sevgili kardeşim İsmet Özel'i kastetmediyseniz burada kimi kastettiniz sorabilir miyim?

Alıntı
Gülistan: Ben burda ki hatayı yapanların neden hala cevap vermediğine kızıyorum. İsmet Özel'e zaten birşey demeye hakkım yok.



Buradaki hatayı yapan İsmet Özel, bir başkası değil. Önce radyo programında, sonra kitabında. Ama şu anki baskısından çıkartarak hatayı bir nebze düzeltti. Eksiği açıklama yapmamasından kaynaklanıyor.

"İSMET ÖZEL'İN BÜYÜK HATASI! BU ADAM NE YAPMAYA ÇALIŞIYOR?" sözünü sizin dilinizden yazmadım. Lütfen dikkatli okuyun, büyük puntolarla ve la havlelerle ortamı germeyelim. Ben, hatanın "bazı şahısların insanların kafasının nasıl karıştırsak diye düşünmelerinden" kaynaklandığını düşünseydim böyle bir başlık kullanırdım dedim sadece. Tekrar edeyim; hata yanlış tercümeden kaynaklanıyor, kötü niyetten değil. Bilinmesini istediğim sadece bu. Kitabın ilk baskılarını okuyup yanlış bilgilendirilenleri uyarmak istiyorum sadece. Populist polemiklere girmeyi hiç ama hiç istemiyorum. Hele böyle güzel bir forum ortamına daha yeni katılmışken hayal kırıklığına uğramak istemiyorum. Selam ve dua ile...
Ekleme Tarihi: 17.03.2006 - 14:14
shule üyenin diğer mesajları shule`in Profili shule Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Bilmece
shule su an offline shule  
90 Mesaj -
Buğday.
Ekleme Tarihi: 17.03.2006 - 03:07
shule üyenin diğer mesajları shule`in Profili shule Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon iSMET ÖZEL ve KIRK HADİS
shule su an offline shule  
90 Mesaj -
Alıntı
Karedşim ozaman bu konuyu burda bile açmaman lazımdı!



Ben sizin gibi düşünmüyorum. Görüntüleme ve yorumlara bakılırsa zaten çok ses getirecek bir havadis vermiş sayılmam kimselere. Amacım İsmet Özel'i kötülemek olsaydı başka yolları tercih ederdim. Mesela bu konunun başlığı pekala "İSMET ÖZEL'İN BÜYÜK HATASI!BU ADAM NE YAPMAYA ÇALIŞIYOR?" olabilirdi. İçeriği de "HAYDİ TÜM MEDYAYI, YETKİLİLERİ E-POSTA BOMBARDIMANI TUTALIM, İNSANLARIN EN HAYIRLISI KİM ÖĞRETELİM İ.Ö'E" olabilirdi. Benim amacım sadece farkettiğim bir hatanın doğrusunu en azından tanıdıklarımla, güvendiklerimle paylaşmak. Bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek... Herkese tavsiye ederim...
Ekleme Tarihi: 17.03.2006 - 02:54
shule üyenin diğer mesajları shule`in Profili shule Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: BUNU ACIKLARMISINIZ!!!
shule su an offline shule  
90 Mesaj -
Hadisin sahih olup olmadığını bilemiyorum. Fakat kafanıza takılan "nefisini Allah'tan satın almak" kısmı ise aynı ifadenin Bakara 207'de geçen hali Elmalı tefsirinde şöyle açıklanıyor:

207-...İnsanlardan bazısı da vardır ki, Allah'ın rızasına ermek için canını bile verir, yahut Allah rızası için dünyasını ve hatta canını bile verir de kendini ebedî olarak satın alır. O bilir ki mülk kendisinin değil Allah'ındır. En üstün gaye mal değil, Allah'ın rızasıdır. Allah rızası için canını veren, kendini ebedî acılardan kurtarmış ve en büyük ticarete ermiş olur. Bunlar, Allah'ın seçkin kullarıdır. Din ve ibadet uğrunda sıkıntılara katlanırlar, Allah yolunda harp ve cihad alanlarında canlarını ortaya atarlar veya öldürüleceğini de bilse iyiliği emredip, kötülükten menederler. Bunların, bütün gözettikleri nokta, Allah rızasıdır. Yaptıklarını Allah için yaparlar, istediklerini Allah için isterler. Bunlar, kendilerini ne dünyaya, ne ahirete değil; ancak Allah'a satarlar ve Allah'ın rızasını almakla da kendilerini, Allah'tan başka bütün şeylerden ve nefs-i emmârelerinden (kötülüğü emreden nefislerinden) satın almış, âzâd etmiş olurlar.
Ekleme Tarihi: 16.03.2006 - 14:24
shule üyenin diğer mesajları shule`in Profili shule Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon iSMET ÖZEL ve KIRK HADİS
shule su an offline shule  
Themenicon    Kim insanların en hayırlısı???
90 Mesaj -
Alıntı
Gülistan: Bazı şahıslar, insanların nasıl kafasını karıştıralım diye düşünüyor herhalde....



Gülistan kardeşim, İsmet Özel'in ya da bu hadisi ona ulaştıranların niyetinin halis olduğuna inanıyorum. Bu kadar büyük bir vebali kimse yüklenmek istemez. Peygamber efendimizin hadislerini yanlış aktarmanın ne kadar günah olduğunu herkes bilir... Fakat malesef bu hadis çoook fazla kişiye bu şekilde ulaştı. Marmara FM'de sohbet olarak yayınlandı, kitap birkaç baskı yaptı. Fakat biz müslümanlar eleştirel düşünme yeteneğimizi kaybetmişiz galiba... İ. Özel kendini eleştiremiyor, okuyucular onu... Devrin din alimlerinden hiçbiri bu büyük hatayı farketmiyor... Ne radyo dinleyicileri, ne yetkilileri kimse sormuyor insanların en hayırlısı kim olabilir? Hata hepimizde. Ben hala düşünüyorum bu konuyu Hayreddin Karaman'a ya da başka bir alime açmalı mıyım diye... Ama kitabın yeni baskısında olmadığı için konuyu alevlendirmek, fırsat kollayanların İsmet Özel'e saldırmasına yol açmak istemiyorum. Medyayı bulaştırmadan ulaşabildiğim kadar insana ulaşmaya çalışıyorum sadece. Siz de öyle yaparsanız sevinirim.
Ekleme Tarihi: 16.03.2006 - 03:02
shule üyenin diğer mesajları shule`in Profili shule Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Sayfa (2): (1) 2 Devam >
İmzalar göster - Konuları göster

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 604 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
***Murat*** (48), behlul (50), hatice57 (44), GaZZe (60), erveysel (61), Abdulkadir22 (31), samyeli13 (47), candeniz (24), balacan (54), abdulkadir (31), babam veben (55), askbumu (43), sahra_yagmur (37), halit42 (39), Babacan52 (56), gurbetcigenc (33), Fikret1972 (52), NuR_EFSAN (39), jopp777 (47), pempe1987 (37), Nur baçesi (28), seyhzadem (36), Mustafa Alptug (41), gunes_akca (35), KanKaZ (36), hsusal (72), olimp_ (45), ufkumuzvar (42), gakkosfatih (42), HIKKI (51), Selale1 (49), Yasin Tural (36), nebitdag (45)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.54240 saniyede açıldı