*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

23 Sonuç - Yeni Arama

Sayfa (2): (1) 2 Devam >

Ekleyen

Mesaj

Konu:

Üç ALTIN Heykel...

	furkan_34

30 Mesaj -

Allah razı olsun yüregine sağlık paylaşımlarının devamını beklerim
selam ve dua ile...

Ekleme Tarihi: 03.11.2006 - 12:13

Konu: "Yine Aynı Rüyayı Gördüm"

	furkan_34

"Yine Aynı Rüyayı Gördüm"

30 Mesaj -

Dinmeyi bilmeyen bir yagmur;
Bu yağmur önce bedenime yagıyor..sonra gönlüme..
Kabarıyor anılarım;yanlarım biter..solar.
Sanki kalbime perde çekilmiş hep hüzünlüdür..
Dışarda apayrı aydınlık ve gökyüzü

Gündüzü bambaşka olan baharı anarım,
"İşte"Her şey O baharda başladı..
Yeniden yanlızlıklara mahkum kalan,
Sanki her anım geri gelmez gibi,
İçten içe düşünürüm..

Bu gecenin hatrına;zifiri karanlığına..
Kurbandır;fedadır sana bu can..
Canım feda olsaydı ogeçmişe..geçmişlere..
Ne olurdu bitmeseydi;rüya olsa bile bitmeseydi...
Nasip olur mu geriye dönülmesi zor olan hayatı
Baharı, yazı,sonbaharı,kışı yenilemek?
N A S İ P O L U R M U Y D U ??

Anlık bir hüzün çarpar kalbime..
Anlık neşe doğar gözlerime..
Tıpkı içimde bir sevgi bir hayal;gözümde bir rüya gibi..
Ne zaman uyanacagımı bir bilsem..
Bu bitmeyen sevindiren,korkutan rüyadan;
Ne zaman uyanacagım ahh bir bilsem...
Sanki asırlardan kalan bir uyku var gözlerde..

Hele kapılar arkasında kalan masum eller..gözler..
Gözyaşlarına yazık denilirmi o ellere?..O gözlere..
Ahh bilseydiniz ne yorgunluk var ..
Gözlerim kapandıgında hep AYNI RÜYA
Başlıyacakmış gibi;işte bu yüzden;
Gecenin zifiri karanlıgına hasrettir bu yanlızlıgım..

Zaman geçsede yıllar sonra;
Aynı rüyadan uyanacağım..
Anlayıp,hatırlayıp,sonsuza kadar özleyecegim..
Durun....Durun...Allah aşkına durun..
Dokunmayın..dokunmayın..
Uyandırmayın beni bu uykudan..

Andığım aşktır;özlemdir..sevgidir..
Sevgim var olmayı kabullenmiyor..
Yeniden dogamıyorum..
Çünkü hiçbir şey geri gelmiyor..
Yüreğim sıkışıyor gözlerim doluyor...
Bütün kederli anılarım;mazide kalıyor..

Nasılda geri gelmiyor gidenler..
HALAA ANLAYAMADINIZ MI?
Bir bebeğin gözlerinden ağlamak istiyorum..
Hıçkırıklara tutulurcasına ağlamak..
Aslında bilmiyorum bana neler oluyor..
Öyle bir aşk..öyle bir özlem;öyle bir hasret var işte..

Baharı bekleyen yuvasız kuşlar gibi..öyle bir hasret..
Solmayı bekleyen bir yaprak gibi..öyle bir titreme;keder;sevinç..mutluluk..
Aşıkların Rabbine yöneldigi gibi
Ruhum süzülüyor bedenimden uyanamıyorum..
Üzülüyorum aslında neden biliyormusunuz?
Aslında geri gelmeyecek biliyorum anlıyorum ama......
kapılar arkasında geçmişte bir çok yaralı kuşları kaybettik..
"BEN YİNE BU GÜN AYNI RÜYAYI GÖRDÜM"

"Furkan_34"

Ekleme Tarihi: 03.11.2006 - 11:33

Konu: DUALARDA BULUŞALIM

	furkan_34

30 Mesaj -

Allah sizlerdende razı olsun kardeşim

Ekleme Tarihi: 31.10.2006 - 13:18

Konu: DUALARDA BULUŞALIM

	furkan_34

DUALARDA BULUŞALIM

30 Mesaj -

***DUA***

Başımız dara düşünce, sıkıntılı anlarda ve çaresizlik içindeysek, hemen hemen hepimiz dua ederiz, yakarırız Yaradan'ımıza, yardım isteriz O'ndan. Dua etmek, ruhumuzu ferahlatır, ümitlendirir bizi yeniden, zira biliriz ki, gerçek sevenimiz daima bizimledir ve içtenlikle dilediklerimizi asla geri çevirmez. Sadece dua etmek yetmez elbet, istediklerimize kavuşabilmek için emek sarf etmemiz, çaba harcamamız gerekir, ancak o zaman ve Allah'ın izniyle mümkün olur istenilenler...Dua etmekten asla vazgeçmeyelim. Sadece sıkıntıdayken değil, her nimet için şükredip dua etmek ruhu tazeler, yüreği aydınlatır.

***DUA MÜMİNİN SİLAHIDIR***
***DUANIZ OLMASA NE EHEMMİYETİNİZ VARDIR? ***
***EĞER ALLAH'I HAKKIYLA TANISAYDINIZ DULARINIZLA DAĞLARI BİLE
YERİNDEN OYNATIRDINIZ***

Geceydi... Sevda ikliminde bir yürek duaya durmuştu...
Rahmetinden umut kestirme Allah’ım... Sevginden ari fırtına estirme Allah’ım...
Gönlümüze olanı hakkımızda, hakkımızda olanı gönlümüzde eyle Allah’ım...
İsteyebilmeyi istemekler nasib et bize, sevebilmeyi sevmekler nasib et bize Allah’ım...
O Var eden ki, vermek istemeseydi istemeyi vermezdi bize...
O Yar eden ki, sevmemizi istemeseydi sevgisini armağan etmezdi bize...
Var edene, Yar edene yalvaralım...
Yollarına düşüp, illerine varıp kabul olunmayacak duadan O’na sığınalım...
Gelin dua edelim, Hakk’a gidelim...
Sevdamızı nakşedelim zamanlarımıza, mekanlarımıza...
Zamanı ve mekanı bahşedelim sevdalarımıza...
Mavilikler girsin hayallerimize, aklar ve yeşiller vursun hallerimize...

Geceydi... Sevda ikliminde bir yürek duaya durmuştu...
Duadan özge eylül mü kalır nisan mı? ..
Duadan ayrılsa kul mu kalır insan mı? ..
Duası olmayanın ola mı umudu, duaya durmayanın kala mı suudu? ..
Ölüm kadar özeldir dua, ölüm gibi güzeldir dua...
Dua ki; söylenmesi imkansız şeyler içindir, hüzzamı hüzün dokuyan neyler içindir...
Dua şimşek çakışlıdır, dua yıldırım akışlıdır, dua cemale bakışlıdır...
Dua ki; Allah kulunu dinliyor gibidir, sebiller suyuna inliyor gibidir...
Dua belalar def’idir, dua makamlar ref’idir, dua yürekler fethidir...
Dua yağmur yağmurdur, dua tuzdur hamurdur...
Dua ki bağırlar yakan közlerdedir, dua ki söylenmemiş sözlerdedir...
İçten içe bir niyazdır dua, gelinlik giyside beyazdır dua...
İlahi yazıların gizemli şifresidir dua, yoldaşın yoldaşa gülen çehresidir dua...
Tevbeleri izleyen gözyaşıdır dua, her işte bir hayrın başıdır dua...
Yıldızları tutan açık ellerdedir dua, şafakların değdiği dillerdedir dua...
Dünyanın eşiğinden öteye akıştır dua, gaflet perdelerinden öteye bakıştır dua...
Dua ki; kelebekler kanadı gibi titrek, seher bülbülü gibi şakraktır...
Dua ki; umutların ritmiyle atan nabızda gizlidir, gönüllerin teliyle çalan sazda gizlidir...
Söz değil bir haldir... Söze hükmeden mecaldir...
Gönülden ve gizlice... Utanarak ve umarak... Israrla ve devamlı...
Geceydi... Sevda ikliminde bir yürek duaya durmuştu...

Duanın kendisi,duanın sonucundan önemlidir...

Rabbimiz Musa aleyhisselama sormuştu: 'elindeki nedir? ' Musa aleyhisselam ise,'bu asamdır' dedi, 'ona dayanırım, onunla hayvanlarıma yaprak silkelerim...' pekala, Musa aleyhisselam da, biliyordu ki Rabbi elindekinin ne olduğunu biliir. Üstelik asanın dayanmaya yaradığını, hayvanlara yaprak silkmekte kullanıldığını, her şeyi bilen Rabbe ayrıca söylemesi fazla gibi görünüyor... sizce de öyle değil mi? ama sorarım, siz de sevdiğinizin huzurunda olsanız, lafı uzatmak istemez misiniz? daha çok huzurda kalmak için yeni yeni konular bulmayı arzu etmez misiniz? konuştuğunuz konunun ne olduğu önemli değildir; önemli olan konuşmanızdır. çünkü konuşmak sizi huzurda tutacaktır... dua da böyledir işte, kulun Rabbiyle söyleşmesidir. ister ayakkabınızın kaybolan bağcığı gibi sıradan bir şey için, ister ebedi hayat gibi en başta gelen hacetimiz için dua etmek, Rabbin huzurunda kalma vesilesidir... mümin için duanın kabul olup olmasından daha önce, dua etmek gelir... çünkü dua, içeriği ne olursa olsun, sonucu nereye varırsa varsın, Sevgilinin huzurunda kalmaktır...

'Ya Rabbi! Bizi her yerde kulluğunun gereğini yapan,uluhiyyetinin dergahında durup sana yalvaran ve Seni daha iyi tanımakla meşgul olan kullar eyle.'

'Allah'ım! Bizi saadet ehlinden eyle. Bizi saidlerle birlikte haşreyle ve saidlerle cennete koy. Bunu seçkin peygamberin Hz. Muhammed'in şefaatiyle lütfet.'

Ey rahmeti her şeyi kaplayan! Ey her şeyin iç yüzü ve hükümralığı elinde olan! Ey kendisine hiç bir şey zarar vermeyen! Kendisine hiç bir şey fayda sağlamayan. Kendisini hiç bir şey mağlup edemeyen. Kendisinden hiçbir şey gizli kalmayan. Kendisine hiçbirşey ağır gelmeyen,hiçbir şeyden yardım beklemeyen,hiçbir şey kendisini başka bir şeyle meşgul olmasından alıkoyamayan,hiçbir şey kendisine benzemeyen,hiçbir şey kendisini aciz bırakmayan Allah'ım! Bizleri affet.'

'Yâ Rabbî!

Bizim hâlimize bakarak muâmele etme. Kendi ikrâm ve ihsânına göre bize muâmele eyle.....

Yâ Rabbî!
Rûhumda bir ilim katresi var. İlâhî onu hevâ rüzgarıyla ten toprağından muhâfaza eyle.
Ey ihsânı çok olan Rabbim!
Cefâ içinde geçip giden ömre merhamet et.
Ey affetmeyi seven Rabbim!
Bizi affeyle. İsyân derdimize çâre eyle.
Ey yardım isteyenlerin yardımcısı!
Bizi hidâyete çıkar.

Yâ Rabbî!
Duâ ve yakarışlarımızda sana lâyık olmayan sözleri bilmeyerek söyleyip hatâlarda bulunmuş isek, o kelimeleri sen ıslâh et ve duâmızı kabul buyur.
Çünkü sözlerin hâkimi ve sultanı ancak sensin.
Ey âlemin yaratıcısı!
Kasvetli, kararmış, katılaşmış âdetâ taş gibi olmuş olan kalbimizi mum gibi yumuşat, feryâdımızı, âh u vâhımızı, hoş eyle ki rahmetini celbetsin, çeksin.
Bizi köle gibi kullanan bu serkeş nefisten bizi satın al.
O nefis bıçağı kemiğe dayandı (zulmü canımıza yetti) .
Yâ Rabbî! Sana ne arz edeyim. Çünkü sen gizli ve açık her şeyi bilirsin.'

amin.....
Ey yokluğu varlığıyla süsleyen âlemlerin Rabbi Allahımız! Sana nihayetsiz hamd ve şükür; habibin ve son elçin Hazreti Muhammed (aleyhisselam) 'a, aile fertlerine ve yol arkadaşlarına da varlığın zerreleri sayısınca salât ü selam ediyor; bize kulluğumuzu doyururcasına duyuracağın ve dualarımızı da kabul buyuracağın recasıyla bir kere daha ulu kapına yüz sürüyoruz:

Rabbimiz! Sen lütufta bulunanların en güzelisin; bizi de umduklarımıza nâil eylemeni istirham ediyoruz. Başlarımızdan aşağıya sağanak sağanak yağdırdığın nimetlerden dolayı evvel-âhir bütün hamd ü senalar Sana, bizim gibi liyakatsiz gönülleri iman ve İslam'la şerefyâb kıldığın için bütün minnet ve şükran hislerimiz yine Sana'dır; bizi iman ve İslam'la şereflendirdiğin gibi ihsanla ve daha ötesiyle de donatmanı diliyoruz.

Ey kudreti sonsuz olduğu gibi rahmeti de sonsuz olan biricik Rabbimiz! Biz âciz bendelerini, ihsanda bulunduğun lütufları geri almak suretiyle ikaba maruz bırakma.. bizi de o nimetlere karşı kör ve nankör durumuna düşmekten sıyanet buyur.. bize hoşnutluğunun mahrumiyetini yaşatma!

Ya Rab! Ulu dergahının önüne geldik; Sana hatalarından dolayı uzak düşüp de hatasını anladıktan sonra içi nedametle köpüren bir ihtiyaç sahibinin lisanıyla sesleniyoruz. Dileklerimizi de sevenlerin sevdiklerinden istemesi türünden sayacağını ümid ederiz. Yaptığımız duaları, artık bütün bütün çaresiz kalmış bir muzdarın duası gibi kabul buyur da, nezd-i uluhiyetine kurbet gibi payeler üstü bir payeyle taltif ettiğin kullarının gözlerindeki hicabı kaldırdığın gibi, Hak ve hakikatle bizim aramıza girmiş perdeleri de kaldır!

İnsanlığa şefkat peygamberi olarak armağan ettiğin, hesap gününde de günahı olanlara şefaat etme salahiyetiyle serfiraz kıldığın Efendimiz Hazreti Muhammed’e, aile efradına ve ashab-ı güzinine salât u selam ederek bunları Senden dileniyoruz, dualarımızı kabul buyur Rabbimiz...

Ya Rabbi
Beni yaratan sensin
Beni rızıklandıran da sensin
Gökten ve yerden türlü türlü nimetleri önüme seren sensin
Sen nasip etmeseydin ağaçlar dallarıyla meyvelerini sunmazdı bana
Sen ilham etmeseydin arılar bal yapmazdı benim için
Sen boyun eğdirmeseydin koyunlar sütünü ve etini bana sunmazdı
Sen yaratmasaydın denizler türlü türlü balıklarıyla benim için sofra olmazdı
Sen emretmeseydin pınarlar buz gibi sularıyla beni serinletmezdi
Eğer sen izin vermeseydin bütün bu nimetlerden bir teki benim boğazımdan
geçmezdi
Bana yediren de sensin içiren de
Ey Rabbim
Ey göklerin ve yerin Rabbi
Ey Alemlerin Rabbi
Seni görmedim ama görmüş gibi iman ettim
Sen de 'GÖSTER' buyurdun
'GÖSTER' imanını alemlere
İşte orucumla gösteriyorum
Açlığım ve susuzluğumla bildiriyorum
Sahurdaki zevkimle
Oruçtaki şevkimle
İftar vaktindeki neşemle
Göklere ve yere, insanlara ve meleklere ilan ediyorum

BENİ ALEMLERİN RABBİNDEN BAŞKA HİÇ KİMSE DOYURAMAZ VE ONDAN BAŞKA HİÇ KİMSE AÇ
BIRAKAMAZ............

Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm Hazret-i Ali radiyallahü anh’a şöyle buyurdu:

“Yâ Ali! Her ne zaman bir tehlikeye girsen, bir sıkıntıya düşsen, bir belâya ve bir musîbete uğrasan şöyle duâ et:

“Bismillahirrahmânirrahîm: Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhi’l-Aliyyi’l-Azîm.”
(Mânâsı: Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla. Aliyy ve Azîm olan, yüce ve büyük olan ve herşeye hâkim olan (her güçlüyü ezen) Allah’ın gücünden ve kuvvetinden başka gerçek güç ve kuvvet yoktur.”

Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm devamla buyurdu ki:

“Yâ Ali! Sıkıntılı olduğun ve musîbete düştüğün zamanlarda bu duâya devam edersen, Allah düştüğün belâ ve musîbetlerin, zorluk ve darlıkların, acı ve elemlerin hepsini senin üzerinden kaldırır, seni musîbetlerden kurtarır.”

(İbn-i Sünnî Hazret-i Ali’den rivâyet etmiştir.)

Ellerini açarda yalvarır,gözlerinde fer kalmamıştır,acı acı bakar yakarır..
Ne senleyim ne de sensiz,sensiz olanda,olmayanda bensiz,ne olur Allahım bırakma beni sensiz.Riyalarımı günahlarıma göm Ya Rabbi.
Gözler ışıksız kaldı,ruh dibe göçtü,maneniyat çöktü,ne olur Allahım kaldır yerden şu yüzümü.Dünyamı ahrete göm Ya Rabbi.
Sözlerimi unuttum,belki haram yutkundum,kardeş eti çiğnedim durdum,ne olur Ya Rabbi vefasızlığımıda gıybetimle mağfiretine göm.
Dilimde dedim durdum,kalbim temiz dedim nefsime uydum,hınca hınç herkese kin doldum,ne olur küfrümüde kinimle kemaline göm Ya Rabbi.
Sen gelene gel dersin,gideni tutup çekensin,ömrüm vefa etsin de şu mücrim doya doya sana bir kulluk etsin,ne olur boşa geçen ömrümü senle geçecek ömrüme göm Ya Rabbi.Cümlemize sana hakkıyla kulluk yapmayı nasip eyle Ya Rabbi..
Amin.

İlahî rahmetiyle ve bu rahmetinin eseri olan lütuflarıyla topyekün mahlukatı kuşatan Rahman ism-i celîlinin sahibi, Âlemlerin Rabbi Allah'a, mahlukatının solukları adedince hamd ü sena; hem fert fert hem de bütün bir beşeriyet olarak medyunu bulunduğumuz İnsanlığın İftihar Tablosu Hazreti Muhammed Mustafa'ya, O'nun güzide aile fertlerine, seçkin yol arkadaşlarına salât ü selam ediyor, aczımızın, fakrımızın şuurunda olarak bir kez daha sonsuz şefkat sahibi Rabbimizin ulu dergahına sığınıyoruz:

Ey bilinmesi gerektiği ölçüde bilmekten fersah fersah uzak bulunduğumuz yüce Rabbimiz! Bizi marifet denizinin derinliklerine daldır; daldır ki, kalblerimiz saffet bulsun, yolumuzun sonu da vuslat olsun! Bizi nurunla rızıklandır.. şek ve şüphenin karanlık vadilerinden uzaklaştır.. zahirimizi ve batınımızı ilahî inayetinle te'yîd buyur ve bizi cismaniyetinin altında kalıp da ezilenlerin elîm akıbetine maruz bırakma! ...

Ey kullarının dualarına her zaman mukabelede bulunan yüceler yücesi Rab! Bizim dualarımızı da kabul et.. bizi dünyada da, ukbada da kaybedenlerden eyleme.. her türlü bela ve musibetlerden sıyanet buyur ve umduklarımızın ötesinde sürpriz lütuflarınla sevindir! ...

Mahlukatın en şereflisi ve mevcudatın Efendisi’ne, hürmete ziyadesiyle layık aile halkına ve ashab-ı güzinine salât ü selam ederek dualarımızı Kabe-i Muazzama’da yapılmış dualar gibi kabul buyurmanı diliyoruz.

Ya Rab! Eksik-gedik de olsa, ne olur, şu teveccühümüzü karşılıksız bırakma!

Ey gaybi kendisinden baska kimse bilemeyen,

Ey kullarindan kötülügü kendisinden baska kimse defedemeyen,

Ey isleri Kendisinden baska kimse idare edemeyen,

Ey günahlari Kendisinden baska kimse magfiret edemeyen,

Ey kalbleri Kendisinden baskasi degistiremeyen,

Ey mahlukati kendisinden baskasi yaratamayan,

Ey nimetleri Kendisinden baskasi tamamlayamayan,

Ey yagmuru Kendisinden baskasi yagdiramayan,

Ey ölüleri Kendisinden baskasi diriltemeyen,

Ey kullarini Kendisinden baskasi gerçek zengin kilamayan,

Sen bütün kusur ve noksan
sıfatlardan münezzehsin, Senden baska İlah yok ki bize imdat etsin.
Emân ver bize, emân diliyoruz. Bizi Cehennemden kurtar.

amin...

HZ.SÜLEYMAN’IN DUASI

Yarabbi! . Bana ilham buyur, bana ve anama babama vermiş olduğun nimetine şükredeyim ve senin razı olacağın iyi amelde bulunayım ve beni rahmetinle iyi olan kullarının arasına kat.

Ey mülkün sâhibi olan Allah’ım! Sen mülkü dilediğine verirsin ve mülkü dilediğinden çeker alırsın ve dilediğini aziz edersin, dilediğini de zelil kılarsın Hayır senin kudret elindedir. Şüphe yok ki, sen her şeye fazlasıyla kadirsin.

DUALAR NEDEN KABUL OLMAZ?

İbrahim bin Edhem bir gün Basra çarşısında gezerken halk başına toplandı ve “Bana duâ edin icabet edeyim” meâlindeki âyet-i celileyi sordular ve: “Biz Allah'a dua ediyoruz. Fakat müstecap olmuyor. Acaba neden? ” diye yakındılar.
Dedi ki: Kalbiniz on şeyden ölmüştür:

1) Allah'ı tanırsınız, ama hakkını edâ etmezsiniz.

2) Allah'ın kitabını okursunuz, ama onunla amel etmezsiniz.

3) İblis'in düşmanlığını iddia edersiniz, ama ona tâbi olursunuz.

4) Resûlullah'ın sevgisini iddia edersiniz, ama onun izini ve sünnetini terk edersiniz.

5) Cennetin sevgisini iddia edersiniz, ama onun için amel etmezsiniz.

6) Cehennem korkusunu iddia edersiniz, ama günahlardan çekinmezsiniz.

7) Ölümün hak olduğunu iddia edersiniz, ama onun için hazırlanmazsınız.

8) Başkalarının ayıbları ile meşgul olursunuz amma kendi ayıplarınızı terk etmezsiniz.

9) Allah’ın verdiği rızkı yersiniz, ama Allah'a şükür etmezsiniz.

10) Ölülerinizi gömersiniz, ama onlardan ibret almazsınız.

Biz, kısık sesleriz.. minareleri,
Sen, ezansız bırakma, Allah’ım!

Ya çağır şurda bal yapanlarını;
Ya kovansız bırakma, Allah’ım!

Mahyasızdır minareler... göğü de
Kehkeşansız bırakma, Allah’ım!

Müslümanlıkla yoğrulan yurdu
Müslümansız bırakma, Allah’ım!

Bize güç ver... cihad meydanını
Pehlivansız bırakma, Allah’ım!

Kahraman bekleyen yığınlarını
Kahramansız bırakma, Allah’ım!

Bilelim hasma, karşı koymasını:
Bizi cansız bırakma, Allah’ım!

Müslümanlıkla yoğrulan yurdu
Müslümansız bırakma, Allah’ım!

Yarının yollarında yılları da
Ramazansız bırakma, Allah’ım!

Ya dağıt kimsesiz kalan sürünü,
Ya çobansız bırakma, Allah’ım!

Bizi sen sevgisiz, susuz, havasız
Ve vatansız bırakma, Allah’ım!

Müslümanlıkla yoğrulan yurdu
Müslümansız bırakma, Allah’ım!

Anam Babam sana feda,ya Resulallah....

Ben kim miyim?
Hani Seni Seviyorum ya
Hani gıpta ediyorum ya ashabına
Hani Hz.Fatıma'yı anam, Hz.Hasan Hüseyin'i kardeşim olarak görüyorum ya!

Hani ne zaman hüzünlensem, Sen geliyorsun ya aklıma
Görmeden hayranım Ya cemaline
Kalbin kadar güzel yüzünün hayalini kuruyorum ya...

Hani ne zaman çok gülsem
Sen'in hafif kızgın bana baktığını görüyorum ya!
Hani bana diyorsun ya' Yerinde olsam, az güler çok ağlardım ' diye

Sonra nerede bir yetim görsem Sen'i buluyorum ya yanımda
Hani bana diyorsun ya 'Beni istiyorsan onun başını okşa

Hani hep bir özlem var ya içimde
Hep vuslat varya hayalimde
Hani gözyaşları içinde, yeşil kubbenin resmine bakıyorum ya
Hani hayal ediyorum ya hep Efendim
Safa-Merve arasında, önümde Sen varmışsın gibi koştuğumu..

Hani uzun boylu, siyah saçlı, beyazlar içinde birine Sen diye sesleniyorum ya!
Sonra adam arkasını dönünce
Senin olmadığını görüyorum da eğiyorum ya başımı,
Sevincim yerini hüzne bırakıyor ya

Hani Sana gidecek her yolcuyla selam yolluyorum ya
Sonra da selamımı almışsın gibi seviniyorum ya
Hani kalbimin bir yanı 'Ümit' derken,
Bir yanı korkuyla atıyor ya

Hani Seni Seviyorum Ya Efendim
Hani günahlarımı unutup, Seninde beni sevdiğini düşünüyorum ya!
Duyuyorum ya 'ÜMMETİ' diye seslenişini

Ne zaman bir yüzük alsam elime
Senin yüzüğün geliyor ya aklıma
Hani üzerinde Muhemmedun Resulallah yazılı olduğunu düşünüp,
Ebu Bekir ve ashabına selam yolluyorum ya

Sonra hep hayal ettim ya Efendim, arkanda namaz kıldığımı

Hani anam, babam, canım Sana feda olsun dedim ya

Hani ben varım ya...
Seni Seviyorum ya...
Çok Seviyorum ya...
Selat, Selam üzerine olsun Ya Resulallah...

Ben kim miyim?
1400 yıl öncesinde Selam ettin ya..
Kardeş belledin ya..
Seni Seviyorum ya..

Ekleme Tarihi: 31.10.2006 - 12:36

Konu:

Gitmem gerektiğini hissediyorum..

	furkan_34

30 Mesaj -

Allah razı olsun canlaryüreginize saglık...katılımlarınızı bekliyorum...

Ekleme Tarihi: 31.10.2006 - 11:43

Konu: Bilmezsin ki....

	furkan_34

30 Mesaj -

ÇOK GÜZEL OLMUŞ

YÜREGİNE SAĞLIK

Allaha emanet ol gönlü güzel..

Bu mesaj 1 kez ve en son furkan_34 tarafından 22.10.2006 - 13:20 tarihinde değiştirilmiştir.

Ekleme Tarihi: 22.10.2006 - 13:19

Konu: bayram hediyesi/ismınizi daglara yazın

	furkan_34

30 Mesaj -

Allah sizlerdende razı olsun kardeşim

gönlünüze sağlık isminizi ara sıra daglara havalara yazın yaw ama havalara girmeyin canlar..Ve aleykumselam ... evet kardeşim bir yerlere kaydedebilirsin senimi kıracagız mübarek günde..
selam ve dua ile..[/i]

Bu mesaj 1 kez ve en son furkan_34 tarafından 22.10.2006 - 12:59 tarihinde değiştirilmiştir.

Ekleme Tarihi: 22.10.2006 - 12:58

Konu:

Gitmem gerektiğini hissediyorum..

	furkan_34

		Gitmem gerektiğini hissediyorum..

30 Mesaj -

Gitmem gerektiğini hissediyorum..

karakış gelmeden...üşüyorum;
çıglıklar duyuyorum nereden geldigini hissedercesine;
Duyuyorum yetişemiyorum..
Aradıkça saklanıyorum...gözlerinde umudun ışıgını görüyordum.

hep dargın mı olacaktım;hep sitemli söyleyip sitemlimi yazacaktım...
Kalbim artık dagılmış çöl gibi olmuş zincire halkalar baglar gibi
kendi derdimi düşünüyorum..kapalı kapılar ne zaman açılacak diye:
hep kapılar arkasında bekliyorum.
Beklentime cevap veren olmayınca;
bir gün gelecek diye kapıları sonuna kadar açtım..

çocuklar bahçede oynuyorlar..bilirmisin özleyecegim;
her terkettigin yıktıgın sevgiyi özleyecegim..
Derdim var ;içimde tutamıyorum
Yüregimin tüm agırlıgını bırakıyorum..
satır satır yazıp bırakıyorum yazılanları görebiliyormusun?
Seni sır diye saklayacak bir yürek bulunurmu bilmem?
Bu satırlar sadece bende kalacak...

bir türlü dinmedi gözyaşlarım..
heleki ı karanlık gecelerde yanlızlıgımın anahtarı olan gözyaşları.....
kaç damla yaş biriktirdin gözlerime
herseyi akıtmam gerek
geriye ne kalır biliyormusun?
kömür gibi siyahlaşmış ve virane olmuş yıkık bir kalp.....

Ben,

Seni her an yaşayarak ve özleyerek sevdim....
sonbahar yaprakları kaplamış bu kenti
ağlamayı nereden ögrendim benide sararttı...
ansızın gelipte durdurabilecekmisin?
Damla damla yağmura hasret bu gönlüm yine;...

Eğer birgün isteklerim fazla gelirse sana...
Bırak masalım burada bitsin...
Değme sakın!...
Bir gül bırak denize..
Yunuslarla yolculuk yap..
Yosunlarda yoldaşın olsun..

şimdi hayalin geliyor gözlerime özlüyorum
özledikçe canıma susuyorum..
vursun; yıksın; yaksın ne çıkar
heyecan var şimdi yüreklerde..
içimde bir duygu gözümde bir hayal ;
tıpkı bir gün çıkıp gelecekmiş gibi;

Seni her an yaşayarak ve özleyerek sevdim....
sonbahar yaprakları kaplamış bu kenti ....
H.O.Ş.Ç.A.K.A.L

furkan

Ekleme Tarihi: 22.10.2006 - 12:51

Konu: Sen yoktun...Dursun Ali Erzincanlı..

	furkan_34

Sen yoktun...Dursun Ali Erzincanlı..

30 Mesaj -

[size=18] Sen yoktun...

Hz Adem’deydi nurun

Önce cenneti,

Sonra yeryüzünü şereflendirdin.

Âdem nuruna affedildi

Arafat bu affa şâhitti

Sen yoktun

Nuh’un gemisindeydi Nurun...

Dalgalar yeryüzünü boğarken

Taprağın bağrındaki su

Gökyüzüyle buluşurken

Ve bu bir ilahi azap derken,

Allah nurunu taşıdı binbir sebeple

Tûfan, nurunu selamladı edeple...

Sen yoktun...

Hz.İsmail’in alnındaydı Nurun
İbrahimî bir dua yükseldi kimsesiz çöllerden

“Rabbimiz” dedi,

“Onlara kendi içlerinden

Senin ayetlerini okuyacak

Kitap ve hikmeti öğretecek onlara,

Onları temizleyecek bir elçi gönder,

Amin dedi on sekiz bin âlem

Nurunla aydınlanan minicik ellerini semaya kaldırarak

Amin dedi İsmail.

Hira Nur dağı amin diyerek ayağa kalktı

Medine’den adı Uhud olan bir amin yankılandı sevr dağında.

Sen yoktun...

Hz.İsa “Ahmed” diye muştuladı seni

Alemlerin efendisi diye sana seslendi.

Artık ben sizinle çok söyleşmem, dedi havarilerine..

Çünkü bu âlemin reisi geliyor...

Bekleyin Ahmed geliyor.

Kainata rahmet geliyor.

Havarilerin yüzünü okşayan,

Ölüleri dirilten bir nefes oldun

Ama sen yoktun...

Sen yoktun Sultânım,

Hz. Abdullah’ın alnındaydı Nurun

Başı eğik gezerdi mazlum

Kuteyle göklerden seni sorardı

Varaka seni arardı semada

Anneler kız çocuklarını hep ağlayarak sevdiler.

Ağlayarak süslediler ölüme...

Ağlayarak hadi dayına gidiyorsun dediler.

Sen yokken,

Canlı canlı toprağa gömülmenin adıydı dayıya gitmek.

Anne yüreğinin çıldırtan çaresizliğiydi.

Ve yavrusunun ölüme gidişini seyretmesiydi...

En son çocuk atılırken çukura

Annesinin suretinde bir melek tuttu onu

Ve tebessüm ederek hira nur dağını gösterdi.

Melekler süslüyordu hirâyı.

Efendisine hazırlanıyordu cebel-i nur,

Efendisine hazırlanıyordu mekke.

Âlem Efendisine hazırlanıyordu

Kainatın gözü Hz. Aminedeydi.

Toprak yalvarıyordu rabbine,

Allahım gönder artık diyordu.

Gel diye ağlıyordu mazlumlar, gözleri semada

Ve bir gelişin vardı ya rasulallah,

Bir inişin vardı yer yüzüne...

Önünde cebrail!

Ardında yalın kılıç melekler!

Bir inişin vardı yer yüzüne...

Yetimler en huzurlu geceyi geçirdi belki de

Öksüzler annelerine sarıldı doya doya.

Sonra bir sessizlik kapladı seher vaktini.

Herşey sus pus olmuştu.

Hadi diyordu yıldızlar, Hadi diyordu ay!

Kainat bir isim duymak istiyordu.

Ve bir ses yükseldi Âmine’nin evinden;

Muhammed!

Karanlıklar aydınlığa bıraktı yerini.

Muhammed!

Melekler öptü o nurdan ellerini.

Muhammed!

Seni yaratan Allah’a kurbânız ey dürri yekta!

Sana o adı veren rahmana kurbanız

Artık sen vardın

Susuz topraklara rahmet indi seninle

Annenden sonra anne halime sevindi seninle

Yağmura mı ihtiyaç var?

Kaldır şehadet parmağını,

Yağmurları salsın Allah.

Sonra tut ağacın yaprağını,

Köklerini çıkarttırıp yanında yürütsün Allah.

Yeterki sen iste,

Sen iste yarasulallah

Deki ben kimim?

Dağlar, taşlar dile gelsin,

Dilsiz çocuklar ellerinden tutup,

Ente Rasulullah desin.

Sen vardın

Bedir kârdı,

Uhut dardı

Hendek yârdı.

Yiğitlerin vardı.

Ölmek için yarışan yiğitler...

Hele bir enesin vardı senin.

Enes bin malik...

Uhut’ta öldüğünü duyunca arkadaşlarına,

Niye burada oturuyorsunuz diye sormuştu.

Onlar da

“Allah’ın Rasulü öldürülmüş deyince

Enes kükremiş:

“ Peki o öldükten sonra yaşayıp da ne yapacaksınız?

Kalkın ve O’nun gibi ölün! Demişti.

Ve savaşın en yoğun olduğu yerde şehit düşmüştü.

Hem de ne şehit ey nebi!

Vücudu yaralardan tanınmaz haldeydi.

Kızkardeşi ancak parmaklarından tanıdı onu...

Musab Bin Umeyr’in vardı senin.

Uhut’ta sancağını taşıyan.

Öyle bir aşkla sana bağlıydı ki

Allah o gün melekleri Musab’ın suretinde indirdi.

Ebu hureyren vardı...

Acıkınca mescidin önünde durur sana bakardı.

Sen anlardın,

Ya Ebâhir gel! Derdin.

Ve sen gittin...

Bir gidişle gittin

Ardında hüznün kaldı.

Hasretin kaldı göklerde.

Bilal ezan okuyamaz oldu

Ne zaman teşebbüs etse

Muhammed rasulullah demeye

Dizleri üstüne çöker, kendinden geçerdi.

Sonra günler ay,

Aylar yıl oldu.

Ve asırlar oldu

Sensizliğe açtık gözlerimizi.

Ama sen bırakmazsın bizi.

Sen varsın ey şehitlerin sultanı

Sen varsın!

Bir şehit bile ölmezken

Sana nasıl yok deriz.

Ebutalip şama giderken devesinin önüne geçip

Beni burda kime bırakıp gidiyorsun demiştin.

Ne anam var ne babam...

Ebutalip bırakmamıştı bu yüzden .

Sensizliğin ızdırabıyla inleyen ümmetini kime bırakıp gidiyorsun Ya Rasûlallah!

Bırakma bizi ki; Allah;

Sen onların içindeyken onlara azab edecek değiliz buyuruyor.

Bırakma bizi!

Hayatı seninle öğretti Rahman.

Kulluğu seninle tanıdık.

Duayı senden öğrendik sevgili!

Hz Ömer umre için senden izin isteyince,

“Kardeşcik” dedin ona,

Kardeşcik, duanda bana da yer ayırır mısın?

Bizler Ömer değiliz ama

Bütün dualarımız senin için

Ey Rabbimiz!

Rasulünü anışımızdan haberdar et!

O’na binler salat, binler selam!

Habibine Makam-ı Mahmut’u ver

O’na vesileyi lutfet.

O’nu refik-i Âlâya yükselt

Bizi de affet

O’nun hatrına affet

Zatının hatrına Affet.

NOT:Şiir DursunAli Erzincanlı Tarafından

En Sevgiliye 3

isimli Albümde yorumlanmıştır.

[/size]

Ekleme Tarihi: 22.10.2006 - 12:38

Konu: bayram hediyesi/ismınizi daglara yazın

	furkan_34

bayram hediyesi/ismınizi daglara yazın

30 Mesaj -

http://www.herice.com/yaz.html

Ekleme Tarihi: 22.10.2006 - 12:10

Konu: Selam ravda dostları aranıza yeni katıldım

	furkan_34

30 Mesaj -

Evvahe kardeşimiz hoşgeldiniz...
üyeliginiz İnşallah hayırlı ve daimi olur
selam ve dua ile...

Ekleme Tarihi: 09.09.2006 - 13:13

Konu:

Kan aglayan Agac!!!!!

	furkan_34

30 Mesaj -

Allah razı olsun kardeşim bizler inandık ve ibret aldık başka söze gerek yok ...

Ekleme Tarihi: 22.04.2006 - 18:28

Konu:

Peygamber Efendimizin 99 ismi

	furkan_34

30 Mesaj -

bizlerle paylaştıgın için teşekkür ederim kardeşim Allah razı olsun

Ekleme Tarihi: 13.01.2006 - 13:48

Konu: BAYRAM TEBRİĞATI

	furkan_34

30 Mesaj -

TÜM MÜSLÜMAN ALEMİNİN BAYRAMININ HAYIRLARA VESİLE OLMASINI RABBİMDEN NİYAZ EDİYORUM.BU MÜBAREK GÜNLERİN YÜZÜ HÜRMETİNE RABBİM BÜTÜN ZORDA OLAN KARDEŞLERİMİN YARDIMCISI OLSUN İNŞALLAH.HEPİNİZİN BAYRAMI MÜBAREK OLSUN KARDEŞLER...DUA İLE...

Bu mesaj 1 kez ve en son furkan_34 tarafından 09.01.2006 - 19:08 tarihinde değiştirilmiştir.

Ekleme Tarihi: 09.01.2006 - 19:06

Konu:

Peygamber Efendim

	furkan_34

30 Mesaj -

insanlıga örnektir O nun gösterdigi yoldayız Rabbim bu yoldan bizleri ayırmasın.kıymetli şiirleriniz ve yazılarınız için Allah razı olsun kardeşlerim
selam ve dua ile

Ekleme Tarihi: 05.01.2006 - 11:47

Konu: kalblerimizin sahibine...

	furkan_34

30 Mesaj -

Allah dualarınızı kabul etsin kıymetli ravda dostları Allah hepinizden razı olsun

Ekleme Tarihi: 24.12.2005 - 09:32

Konu:

sabah namazi

	furkan_34

sabah namazı

30 Mesaj -

Allah razı olsun kardeşim teşekkürler

Ekleme Tarihi: 15.12.2005 - 00:47

Konu: Imtihan dualari

	furkan_34

30 Mesaj -

Allah razı olsun yüregine sağlık kardeş.selam ve dua ile

Ekleme Tarihi: 03.12.2005 - 16:59

Konu: TÜM FORUM SEVENLERiMiZDEN RiCA...

	furkan_34

selamun aleykum

30 Mesaj -

kıymetli kardeşler hepinızden Allah razı olsun boyle guzel bır sıtede tum duygu ve düşuncelerimizi paylaşmak ve kardeşlıgı yaşamak ne guzel..........Allah eksiltmesin ben admın kardeşe ulaşamıyorum ona ulaşmam ıcın e_mail yoluyla ulasabılırmıyım acaba?? uzun bır zamandır sıteye gıremedıgım ıçın mesaj gönderemiyorum kıymetli kardeşler..bilgi ve paylaşımlarınızı okuyup takıp ettım gercektende cok memnun oldum özellikle dua bölümünü cok sevdım Allah bızleri duasız bırakmasın ınsallah Kendısıne dua edenı gerı cevirmeyen Allah_u Teala yaptıgımız tum duaları kabul etsın hakkınızı helal edın Allah'a emanet olun

Ekleme Tarihi: 27.11.2005 - 13:03

Konu: kabır azabı varmı ravda üyeleri??

	furkan_34

kabır azabı varmı ravda üyeleri??

30 Mesaj -

degerli kardeþlerim kabir azabý hakkýnda bilgi verebilirmisiniz kabir azabý varmýdýr yeterli bir bilgiye sahip olmayabilirim hakkınızı helal edin Bu sorularý sorup, cevaplarýný araþtýrmamýz, en azýndan kendi yerimizi tesbit etmek açýsýndan önemidir. Doðru veya yanlýþ ondan sonrasýný belli ilkeler üzerine oturtarak götürmek daha tutarlý olacaktýr. Tabii ideal ve doðru olaný, kiþinin bu sorulardan sonra inancýný ve yaþayýþýný Kur'ân'a göre yönlendirmesi benim düþüncem ve araþtýrmam Kuran_ý Kerim ve hadis_i þeriflere dayanýr Kabir azabý, veya kabir hayatý herþeyden önce gaybi bir konudur. Gerçek anlamda böyle birþeyin olup olmadýðýný ancak Rabbýmýz bilir. Allah-u Tealâ Kur'ân'da sýk sýk müslümanlarý gaybe iman edenler olarak tanýmlar. Bu hiçbir zaman, müslümanlar gelecekte veya ahirette olacaðý iddia edilen her habere inanýrlar anlamýna alýnmamalýdýr.
Ýslam'ýn ilk dönemlerinde Müslümanlar arasýnda kabir azabý ile ilgili fazla bir malûmât yoktu. Hatta bir defasýnda Hz Âiþe validemiz Rasulullah (s.a.v) efendimize kabir azabýndan sorduðunda ''Kıyamet gününün azabından baþka bir azab yoktur.'' Buyurmuþlardý. Daha sonra vahyin gelmesiyle: ''Kabir azabý haktýr'' buyurarak her namazýnda ondan Allah'ü Teâlâ'ya sıgınmıstır

Gerçekten çok gerekli bir bilgi bu konu hakkýndaki düþüncelerinizi bekliyorum Allaha emanet olun degerli kardeþler..........

Bu mesaj 1 kez ve en son furkan_34 tarafından 27.11.2005 - 12:53 tarihinde değiştirilmiştir.

Ekleme Tarihi: 27.11.2005 - 12:50

Sayfa (2): (1) 2 Devam >

İmzalar göster - Konuları göster

Kategori Seç:

Sitemizde şu an Yok üye ve 756 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_

[ Admin Moderator Vip Üye ]

Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
meleknur58 (71), fatih4194 (45), F.U (43), güngör (51), mematii (41), ravza81 (43), turgay gnl (63), mgs 41 (55), ilknurakan07 (44), islamicboy (40), eminefendi (51), mirac6363 (45), adempece (52), AKKUS61 (50), binerve (41), ahirzaman (57), akay-350 (46), nuraymelek95 (29), AydinG (39), batuhan_ (47), markad (50), simales (39), bülent21 (43), mucahide33 (39), polat0000 (59), gülkokuþl.. (41), minik (43), Baykara (38), mecide_sümeyye (35), mustafakumbar (53), gringo (51), vefalidost (50), saidmirza (55), yaramaz (41), vuslateli (37), pascal (37)

24 Saatin Aktif Konuları

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.55568 saniyede açıldı