stromectol hydroxychloroquine generique kaletra lopinavir ritonavir kamagra super kamagra suprax symmetrel synthroid bottle synthroid tadacip tadalift tadalis sx tadora tamec tamsunax tarivid tavanic tegretol telfast temovate tenoretic tenormin terbifil tetraseptine thorazine ticlid tildiem timisol timonil timoptic tirosint tofranil top avana topamax toramide torasem torasis torem trandate transannon trecator sc trental trial packs triatec
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

4 Sonuç - Yeni Arama
Sayfa (1): (1)
Ekleyen Mesaj
Konu: Hayra ve şerre davet (ilgili hadis)
uhud su an offline uhud  
Hayra ve şerre davet (ilgili hadis)
11 Mesaj -
Hz. Câbir (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Bir kimse evine veya yatağına gir'ince hemen bir melek ve bir şeytan alelacele gelirler. Melek:
"Hayırla aç!" der. Şeytan da:
"Şerle aç!" der.
Adam, şayet (o sırada) Allah'ı zikrederse melek Şeytanı kovar ve onu korumaya başlar. Adam uykusundan uyanınca, melek ve şeytan aynı şeyi yine söylerler. Adam, şayet: "Nefsimi, ölümden sonra bana geri iade eden ve uykusunda öldürmeyen Allah hamdolsun. İzniyle yedi semayı arzın üzerine düşmekten alıkoyan Allah'a hamdolsun"dese bu kimse yatağından düşüp ölse şehit olur, kalkıp namaz kılsa faziletler içinde namaz kılmış olur."
Ekleme Tarihi: 08.10.2005 - 21:30
uhud üyenin diğer mesajları uhud`in Profili uhud Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: güle güle anne:)))
uhud su an offline uhud  
güle güle anne:)))
11 Mesaj -
>> > > >>GÜLE GÜLE ANNE
>> > > >>
>> > > >>Süper markette alışveriş yapmakta olan genç adam,kendisini takip
>> > > >>etmekte
>> > > >>olan bir hanımı farkeder.Kadını görmezlikten gelsede,kadın dik dik
>> > > >>bakmaya
>> > > >>devam eder. Nihayet kasa önünde kuyruğa gelirler.
>> > > >>Kadın adamın birkaç sıra önüne düşmüştür.Kadın derki:
>> > > >>''Özür dilerim.Böyle dikkatli bakmam sizi rahatsız etmiş olmalı.
>>Üzgünüm
>> > > >>ama
>> > > >>geçenlerde ölen oğluma o kadar benziyorsunuz ki
>> > > >>adam şöyle cevap verir bunu duyduğuma çok üzüldüm.Sizin için yapa
>> > > >>bileceğim birşey varmı? Evet yavrum az sonra eşyalarımı alıp
>>çıkarken
>> > > >>ne olur bana güle güle anne diye seslene bilirmisin?
>> > > >>tabiki der genç adam.Yaşlı kadın çıkarken genç adam ona elsallar
>>ve
>> > > >>güle güle
>> > > >>anne diye seslenir. adam birisini mutlu etmenin mutluluğu içinde
>> > > >>gülümser ve
>> > > >>ödeme sırası kendine gelince kasanîn 150 dolar yazdığını görür
>>kasiyere
>> > > >>
>> > > >>sorar bu nasıl olur alt tarafı üç parça eşya aldım der.
>> > > >>Kasiyer gayet sakin cevap verir "anneniz hesabını sizin
>>ödeğeceğinizi
>> > > >>söyledi"
>>
şaşkın telaşlı kahkaha kahkaha
Ekleme Tarihi: 17.02.2005 - 15:02
uhud üyenin diğer mesajları uhud`in Profili uhud Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: SULTAN BABA (İhsan Tamgüney)
uhud su an offline uhud  
SULTAN BABA (İhsan Tamgüney)
11 Mesaj -
İhsan
Tamgüney
Sultan BABA
1904 Arvin'Arhavi doğumlu olup iki yaşındayken babaları, 6 ya-
şındayken anneleri vefat ediyor. Hem yetim, hem öksüz kalıyor.
Ömrü gurbetlerde geçiyor. 1954'de İstanbul'a geliyor. 54'ten
bu yana Zeytinburnu'nda ikamet ediyor. 63 yaşına kadar
Dağıstanlı Şeyh Şerafeddin-i Veli (R.A.) hazretlerinin manevi
tasarrufunda yoğrulup, tezkiye-i nefs döneminden sonra da
mürşitlik postuna oturup irşad vazifesine başlamışlardır.

Bu dönemle Allaha kavuştuğu süre arasında yüzlerce
binlerce talebe yetiştirmiştir. Millete karşı çok merhamet-
li, o kadar müşfik idi. Herkesin derdini dinler, hasta
olanları okur, manevi ve dini öğütler verirdi. Halk arasında
çok sevildiği için ona "Baba" dediler. Manevi kudretinden
dolayı da "Sultan" ismi verilmiştir. Her halinde tevazu,
şefkat, hassasiyet ve fevkalâdelik olan Sultan Baba'nın çok
geniş çapta millete hizmetleri vardır.

Sultan baba her şeyden önce halkla temas edip onların dertle-
rini dinlemek, deva olup yol göstermek, hastaların şifa bulması
için çalışmasından başka Kuran kursları ve okulları gibi
müesseseler tesis etmiştir. Birçok yerde cami ve ibadet
haneler yaptırmıştır. Memleket meseleleriyle yakından
ilgilenir, iktisadi ve manevi bozukluklara çok üzülürdü.

VİRD VE TESBİHAT
Onun bütün hayatı Kur'an'dı. Sünneti seniyye hayatının
her noktasına ve zerresine nüfuz etmiştir. Yatsı na-
mazından sonra hemen yatarlar; 12'de kalkarlardı. Gece vird
ve tesbihatlarını yapıp, sahur yemeğini yerlerdi. Sabah
namazına kadar 5 cüz Kuran-ı Kerim okurlardı. Sabah na-
mazı ve sabah tesbihatından sonra işrak vaktine kadar
cemaatle beraber sesli olarak dua yaparlardı. Bu duadan
ziyade bir münacat ve iltica idi. Katıla katıla ağlarlardı.
Her Cuma bir hatim ümmet-i Muhammed için bağışlardı.
Haram olan günlerin dışında bütün ömrünü oruçlu geçirmiştir.
Sultan Baba'nın sık sık dile getirdiği bir söz vardı.
Derlerdi ki; "Bu kapı Allah'ın kapısıdır. Biz bir vasıtayız.
Bizim Allah'a verdigimiz bir sözümüz var, kim gelirse
gelsin geri çevirmeyeceğiz ve reddetmeyeceğiz." En rahatsız
olduğu zamanlarda bile, gelenlerin derdini dinler, rahatsız-
lıklarını sorar, eğer tıbbi müdahale gerekiyorsa doktora
gönderir, eğer buna gerek yoksa hastaların durumuna göre,
bir ay belki daha fazla bir zaman dergâha gelmelerini isterlerdi.
Bu süre zarfında o kimseye her gün istigfar ve salavat-ı
şerifeyi önerir. İstiğfarla Allah'a (c.c.), salavat-ı
şerifeyle Rasulullah Efendimize (sav) yaklaşan o kişi
manevi bir besıenmeye başladığında bir de bakardınız gelen
şahıs şayet İslâm'ın emirlerine duyarsızsa, farzlarını
yerine getirmeye başlamış, maddi-manevi şifaya kavuş-
muş ve cephedeki yerini almış bile.

CİHADA ÖNEM
Sultan Baba'nın en çok dikkat ettiği konulardan biri
cihaddı. Memleketin iktisadi durumu olsun, sosyal ve içti-
mai durumları olsun her konuda bilgi verirlerdi.
Memleketin Müslümanların mı yoksa Yahudilerin mi elinde
olduğu konularını çok anlatırlardı. Resulullah Efendimiz
Mekke'den Medine'ye hicret ettiğinde, Yahudileri toplayıp
ekonomik ve iktisadî yönlerini araştırıp ona göre hare-
ketin siyasi yönlerini anlatırdı. Yahudilerin gerçek mas-
kelerini gerçek kimliklerin bize açıklardı.

"İslâm'da milliyetçilik olsaydı, Kuran-ı Kerim Arapça
indiğine göre Arapları methetmesi gerekirdi. Oysa
'Cahil Araplar yeryüzünde fesat çıkarırlar diyor
Cenab-ı AÎlah.
İkincisi renk ayrımı yapmayın, siyah, beyaz, sarı diye.
Üçüncüsü mezhep ayrımı yapmayın, Şafi, Hanefi,
Maliki. Mezhepler amelidir, herkes kendi amelinden sorum-
ludur. Bunu bir dava haline getirmeyin.
Dördüncüsü, tarikatlarda da tefrikaya şiddetle karşıydı.
Nakşiymiş, Kadiriymiş... Benim şeyhim, senin şeyhin,
gibi ayırımlar ümmeti parçalayan unsurlardır. Çizgisi Hakk'a
dayanan ve Hak nizamın devlet nizamı olmasını arzulayan
her tarikat sağlayanın temel şartı bu dört unsura riayet
etmektir' derdi, İHSAN EFENDİ.
Bu konuları devamlı müritlerine hatırlatırdı.

ÜMMET İÇİN HARCANAN OMÜR
Sultan Baba, gece gündüz herkesin müşkilini halletmeye
çalışır, herkese çare olmaya, her nefesini ümmet için
harcamaya önem verirdi. Sultan Baba, Hz. Muhammed (sav)
ümmetinin tevhid sancağı altında toplanmasını, Allah
yoluna dönmesi, Ümmet i Muhammed'in başına adil, imanlı,
Hakk'a riayet eden amirlerin, hükümetlerin başa gelmesi
için gayret etmişlerdi. O Sultan, her tarafa gece gündüz
bütün gücüyle koşar, herkesin imdadına yetişir, herkese
çare olmaya çalışır, çok önem verirdi. Bir nefesini
Ümmet-i Muhammed'den ayrı geçirmedi, bir nefesini Rabbimiz
den ayrı geçirmedi.

ALLAH VE PEYGAMBER AŞKI
Allah Rasulünün aşkı gönüllerde öylesine çağlardı ki;
onun ümmetinin affı için canı tenden edercesine, AIlah'a
yalvarırdı. Dünyada ki Müslümanların üzerindeki
maddi-manevi zulmün Yahudi kaynaklı olduğuna dikkat
çekerlerdi. Dünyadaki siyonist ve haçlı ittifakıyla
kurulan sömürü düzeninin ancak Müslümanların maddi manevi
cihadıyla yıkılacağını bunun içinde Müslümanların devlete
talib olmalarını, Osmanlı ruhunun canlanması gerektiğini
her fırsatta dile getirirlerdi. Peygamber Efendimiz'in
siyasi görüşünü çarpıtarak örnek gösterip "Din siyasete
girmemeli" inancında olan efendilere karşı "siyaseti
dinin emrine vermeliyiz' görüşünü savunurlardı.

Allah Rasülünün (sav) sadece takva ve ibadet yönünü rehber
edinmeyip, o'nun aynı zamanda ordusunun başında bir
kumandan, devletin başında bir idareci, camide bir imam olu-
şunu dile getirir, böylece topyekûn olarak örnek alınma-
sının gerekliliği vurgularlardı. Cihadın sonu şehadettir,
buyururlardı. Daima yapıcı ve toparlayıcı olmayı tavsiye
eder, en güzel ve tatlı bir üslupla konuşulmasını ister-
lerdi. Ümmeti parçalamak için basın, yayın organlarını
birer menfi propaganda aracı olarak kullanıldığını onun
için önce bu organların sahiplenmek gerektigini söylerlerdi.

Sultan Baba keramete katiyyen kıymet vermezlerdi. Hatta en
büyük kerametin İslâm ve Kuran üzerine kurulu bir hayatın
son nefese kadar davam etmesi olduğunu söylerlerdi. Fa-
kat birçok keramet ve fevkalâdeliğini müritleri yaşamıştır.
İ'la-i Kelimetullah için ervahtan beri yolda olan erdemli,
onurlu, arif bir insan. Hak, halk dostu olan Sultan Ba-
ba 24 Kasım 1991'de sevenlerini gözyaşları ile geride
bıraktı. Allah'ın rahmeti üzerine olsun.
Ruhuna El-Fatiha (AMİN)
Ekleme Tarihi: 13.02.2005 - 21:12
uhud üyenin diğer mesajları uhud`in Profili uhud Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Hz. Zeyd'den mesaj
uhud su an offline uhud  
Hz. Zeyd'den mesaj
11 Mesaj -
Fahr-i Kainat Efendimiz(sav) Kur'an nurunu insanlığa hediye ettiği ilk yıllarda, müşrikler tarafından tahammül edilmez hakaretlere maruz bırakılıyor, hor görülüyor ve hatta Taif'de olduğu gibi acımasızca taşlanıyordu.
O sıralarda 22 yaşında olan Hz. Zeyd(r.a.), Peygamber Efendimizi(sav) muhafaza eden melaike ordusunu bile kıskanıyor ve kendisi gibi genç olan diğer sahabeler tarafından O'nun etrafında oluşturulan koruyucu etten duvarın en önünde yer alıyordu.
Bu yüce sahabe, güneşin ortalığı adeta kavurduğu bir günde gazveye hazırken, Peygamberimizin(sav) alnında parıldayan ter damlacıklarını gördü. Her bir damla, Zeyd'in kalbine bir hançer gibi saplanmıştı. Dayanamadı, başını öfkeyle yukarı kaldırarak güneşe çevirdi ve hiç kımıldamadan ona bakmaya başladı.
Fahr-i Kainat Efendimiz(sav) bütün alemleri kuşatan nuraniyetiyle birşeyler olduğunu hissetmişti. Hemen Zeyd'e döndü ve kolunu tutarak:
- Zeyd, dedi. Ne yapıyorsun? Güneşi söndüreceksin...
Zeyd bakışlarını yere çevirdi. Ve Peygamberler Peygamberinden yansıyan nur, güneşi ona muhatab etti. Güneş:
- Ya Zeyd, diyordu.Ben Efendimizi(sav) incitmek istermiyim hiç? Sadece O'na daha yakın olmayı arzu etmiştim.
İman ve sevgi sırrındaki bu akıl almaz hikmet, Mekke sokaklarından bir sevda bestesi gibi bütün alemlere yansıdı ve O'nu sevenlerin gönlüne ulaştı.
Zeyd'den bütün gençlere bir mesajdı bu.
Ve "Onu benim gibi sevemezsiniz" diyordu.


Bu mesaj 1 kez ve en son uhud tarafından 10.02.2005 - 18:14 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 10.02.2005 - 18:13
uhud üyenin diğer mesajları uhud`in Profili uhud Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Sayfa (1): (1)
İmzalar göster - Konuları göster

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 768 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
lauren444 (37), buraksenel (45), hurkan (51), proferol (), UHIBBUKI (37), espri_espri (45), can_gül (41), cevik (51), zübeyir (44), kulferhat (43), rikkat (55), dully (34), abdullah056 (36), orhan yý.. (55), erbüþ (38), Asilturk (60), Abdullah56 (36), lamia (54), sivaslifaruk (44), yakup karatekin (57), hasanözç.. (45), xUbeydullahx (42), ~BiR gAriP YoLc.. (36), metin30 (48), duruweb (39), üveyis (63), kenan03 (45), ikramozden (46), Hayirsizin (42), NEFRET_17 (39), sonysalih (55)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.49903 saniyede açıldı