generique colchicine budesonide kamagra stromectol kaletra epanutin epilantine epivir ercolax eriacta escodarone escoprim escozem esidrex estrace etimonis etopophos euglucon eulexin euthyrox evista exelon exitop extra super avana extra super p force ezetrol famvir farlutal felden feldene felodil female cialis female viagra femara finasterax flagyl flamon flomax flox ex floxal floxin floxyfral flucazol flucinome flucoderm fluconax
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

5 Sonuç - Yeni Arama
Sayfa (1): (1)
Ekleyen Mesaj
Konu: esselam
mechuller su an offline mechuller  
El-Cevap
40 Mesaj -
Hakim bey arkanizdaki o asili olan BAYRAGINDA manasini kaldirisaniz oda 1 metre bez parcasi gibidir...iSKiLiPLi ATIF EFENDi (K.s.a) .. ZiKRETMEYi DEGiL.ZiKiR EDiLENi SEV..


Bu mesaj 1 kez ve en son mechuller tarafından 08.09.2004 - 02:01 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 08.09.2004 - 01:59
mechuller üyenin diğer mesajları mechuller`in Profili mechuller Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: DUA ZAMANI
mechuller su an offline mechuller  
DUA ZAMANI
40 Mesaj -
sevgili dostumuzdan dostlarına tavsiyeler

Fakirleri sevip aralarına karışın,
Dünyalık hususlarda sizden zengine değil, daha fakir olana bakın,
Hiç kimseden bir şey istemeyin,
Sizi arayıp sormasalar bile hısım ve akrabayı gözetin,
Acı da olsa daima hakkı söyleyin,
Allah uğrunda hiçbir tenkitçinin kınamasından korkmayın,
Arşın altındaki hazinelerden gelen şu kelimeleri sık sık tekrar edin: "Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh"
Değerli kardeşlerimiz, hiçbir zaman unutmayın ki, bugün dua isteyen, bugün Fâtiha isteyenlerin isimleri burada yazılıyor. Yarın bizim veya sizin isminizin yazılmayacağını bilebilir misiniz? Eğer kendine ismin ile dua edilip Fâtiha okunmasını istiyorsan, sen de isimlerini yazdıranlara isimleri ile dua et, Fâtiha oku. Sen okursan, sana da okurlar, sen dua edersen, sana da dua ederler.



duamız

Ey sonsuz derece celâlli ve yüce olan haşmet sahibi Celil,
Ey nihayetsiz, gerçek güzellik sahibi olan Cemil,
Ey her şeyi yoluna koymakta kendisine en fazla güvenen Vekil,
Ey mahlûkatın ihtiyaçlarını tekeffül eden, zorluklarını üstüne alan güven veren Vekil,
Ey hak ve hayrın rehberi, her iyiliğin ve doğrunun Delili,
Ey ayağı kayıp düşecek olanları tutup kaldıran, affeden Mukîl,
Ey her cihetle küçük büyük gizli âşikâr her şeyden haberdar olan Habîr,
Ey yumuşak davranan, gizli inceliği bilen, her şeyde nazik cemali sanatı görünen Latîf,
Ey herkese galip gelen, her bir mevcuda haddini bildiren, sonsuz izzet sahibi Azîz,
Ey her şeyin gerçek sahibi, hükümdarı olan Melik,
Sen aczden ve şerikten, kusurdan münezzeh ve mukaddessin. Senden başka ilâh yok ki, bize imdâd etsin. El'aman, el'aman!.. Bizi azap ateşinden ve cehennemden kurtar!YARAB Bİ
(Dostlarina ulastirip duamiza ortak ederseniz seviniriz)
Ekleme Tarihi: 27.06.2004 - 21:52
mechuller üyenin diğer mesajları mechuller`in Profili mechuller Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Kuran'da Tarif Edilen Mümin
mechuller su an offline mechuller  
Kuran'da Tarif Edilen Mümin
40 Mesaj -
Kuran'da Tarif Edilen Mümin

Müminler ancak o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman yürekleri ürperir, O'nun ayetleri okunduğunda imanlarını arttırır ve yalnızca Rablerine tevekkül ederler. (Enfal Suresi, 2)

... O, sizleri seçmiş ve din konusunda size bir güçlük yüklememiştir, atanız İbrahim'in dini(nde olduğu gibi). O (Allah) bundan daha önce de, bunda (Kur'an'da) da sizi "Müslümanlar" olarak isimlendirdi... (Hac Suresi, 78)

Allah'a çağıran, salih amelde bulunan ve: "Gerçekten ben Müslümanlardanım" diyenden daha güzel sözlü kimdir? (Fussilet Suresi, 33)

Müslüman olmanın ilk şartı tek ilaha kulluk etmektir. İslam, aslında bu tek şartın çeşitli şekillerde hayata geçirilmesidir. Bu ilkeye dayanmayan herşey İslam dışıdır, "cahiliye"ye aittir. Ama bu tek cümleyle ifade edilen gerçek, insanların sandığından çok daha derin anlamlar taşır. Çünkü "cahiliye toplumu"na dahil olan, fakat kendisini mümin sayan kimselerin hiçbiri, Allah'tan başkasına kulluk ettikleri düşüncesinde değildirler. Elbette hiçbiri namaz kılarken (ki namazı genelde bayramdan bayrama veya cumadan cumaya kılmaktadırlar) karşılarına bir heykel koyup da ona tapınıyor değildirler! Böyle bir şey yapmadıkları için de Allah'a kulluk ettiklerini iddia ederler.

Ama gerçek hiç de öyle göründüğü gibi değildir. Bu çelişki, "kulluk etme" ifadesinin, yalnızca "bir varlığın önünde secde etme" olarak anlaşılmasından kaynaklanmaktadır. "Kulluk etme" ifadesinin anlamını, "cahiliye toplumu"nun ona yüklediği yanlış ve dar tarifte değil, Kuran ayetlerinde aramak gerekir:

Ben, cinleri ve insanları yalnızca bana kulluk etsinler diye yarattım. (Zariyat Suresi, 56)

Yukarıdaki ayette, Allah'ın cinleri ve insanları "yalnızca kendisine kulluk etmeleri için" yarattığı bildirilmektedir. Mümin, elbette bu tanıma uyan, yani Allah'ın yaratışına uygun olarak "O'na kulluk eden" ve ayetin ifadesine göre, O'na kulluk etmekten başka birşey yapmayan insandır.

Allah'a kul olmanın ne demek olduğu, Allah'a nasıl kul olunduğu aşağıdaki ayette açıklanmaktadır:

De ki: "Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah'ındır". (En'am Suresi, 162)

Ayette bildirildiği gibi, Allah'a kulluk etmek, insanın yalnızca namazını veya diğer ibadetlerini değil, tüm hayatını hatta ölümünü kapsamaktadır. Mümin, tüm hayatını Allah'a kulluk etmekle geçiren insandır. Bunun karşılığında -İslam'a yabancı biri için değerinin anlaşılması pek mümkün olmayan bir şeyi- Allah'ın rızasını rahmetini ve sonsuz cennetini kazanacaktır.

Hayatını Allah rızası dışındaki amaçlara yöneltmek ise Kuran'daki deyimiyle "şirk"tir, yani Allah'a ortak koşmaktır. Peygamberler tarih boyunca insanları Allah'a ortak koşmaktan vazgeçmeye çağırmışlardır. Kuran'da bildirildiğine göre tüm "cahiliye" toplumları Allah'a ortak koşan toplumlardır. Dolayısıyla şu anda dünyanın büyük bir bölümü de çok tanrılı bir dinin mensuplarıdır. Bu çok tanrılı dünyanın içinde ancak mümin toplulukları tek Allah'a kul ederek hak dini yaşarlar. Müminlerin söylediği, yalnızca şudur:

De ki: "Ey insanlar, eğer benim dinimden yana bir kuşku içindeyseniz, ben sizin Allah'tan başka ibadet ettiklerinize ibadet etmiyorum, ancak ben sizin hayatınıza son verecek olan Allah'a ibadet ederim. Ben, müminlerden olmakla emrolundum." (Yunus Suresi, 104)

Peki insan Allah'a nasıl kulluk eder? Yalnızca bu işi yapmaktan ibaret olan hayatını nasıl geçirir? Cahiliye toplumlarında zannedildiği gibi, bir "tekke"de ya da "zikirhane"de bütün günlerini "çile" içinde mi sürdürür? Hareketsiz, durağan, içine kapalı bir insan modelini mi izler?

Hayır... O, "cahiliye"nin doğurduğu "dindar" kalıbına göre değil, Allah'ın Kuran'da öğrettiği "mümin" modeline göre yaşar. Kendisini birilerine "dindar" olarak gösterme zorunluluğu duymadığı için, söz konusu geleneksel, fakat Kuran dışı "dindar" kalıbına uyma sıkıntısı yaşamaz. Yalnızca Allah için yaşar, Allah için çalışır, Allah'ı razı etmek için kendisine verilen tüm imkanları kullanır.

Bilinmelidir ki bu, gerçek İslamı tanımayanların zannettiğinin aksine, insanı sıkıntıya sokan, onu "yaşamın lezzetleri"nden mahrum kılan bir yol değildir. Tam tersine, yalnızca Allah'a kul olan kişi alabildiğine özgür, rahat, neşeli ve mutludur. Onu zincirleyen, "sahte ilah"ların boyunduruğundan kurtulmuştur. "İnsanlar hakkımda ne düşünüyor?", "falanca beni sevmezse ne yaparım?", "işten atılırsam ne olur?" gibi milyonlarca korku ondan uzaklaşmıştır. Aciz, zalim, akılsız ve hiçbir şeye gücü yetmeyen milyonlarca hayali ilaha kulluk etmenin baskısından kurtulup, herşeye gücü yeten, sonsuz akıl ve güzellik sahibi, herşeyi kontrolü altında bulunduran, sonsuz şefkat ve adalet sahibi olan Allah'a bağlanmıştır. O, Kuran'da bildirildiği gibi "sapasağlam bir kulba yapışmıştır. Ayette şöyle buyrulmaktadır:

Dinde zorlama (ve baskı) yoktur. Şüphesiz, doğruluk (rüşd) sapıklıktan apaçık ayrılmıştır. Artık kim tağutu tanımayıp Allah'a inanırsa, o, sapasağlam bir kulba yapışmıştır; bunun kopması yoktur. Allah, işitendir, bilendir. (Bakara Suresi, 256)

Nitekim Kuran'da yalnızca Allah'a kulluk etmeye davet eden Peygamberlerin özgürleştirici ve "zincirlerden kurtarıcı" özelliği şöyle bildirilmiştir:

Onlar ki, yanlarındaki Tevrat'ta ve İncil'de (geleceği) yazılı bulacakları ümmi haber getirici (Nebi) olan elçiye (Resul) uyarlar; o, onlara marufu (iyiliği) emrediyor, münkeri (kötülüğü) yasaklıyor, temiz şeyleri helal, murdar şeyleri haram kılıyor ve onların ağır yüklerini, üzerlerindeki zincirleri indiriyor. Ona inananlar, destek olup savunanlar, yardım edenler ve onunla birlikte indirilen nuru izleyenler; işte kurtuluşa erenler bunlardır. (A'raf Suresi, 157)

Bir başka ayette ise Allah, müminleri şöyle tarif eder:

Şüphesiz, Müslüman erkekler ve Müslüman kadınlar, mümin erkekler ve mü'min kadınlar, gönülden (Allah'a) itaat eden erkekler ve gönülden (Allah'a) itaat eden kadınlar, sadık olan erkekler ve sadık olan kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, saygıyla (Allah'tan) korkan erkekler ve saygıyla (Allah'tan) korkan kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan kadınlar, Allah'ı çokca zikreden erkekler ve (Allah'ı çokca) zikreden kadınlar; (işte) bunlar için Allah bir bağışlanma ve büyük bir ecir hazırlamıştır. (Ahzab Suresi, 35)

Müminin Allah'la içli ve yakın bir bağlantısı vardır. Allah onun tek dostu, tek yardımcısıdır. Kuran'da Hz. İbrahim'in Allah'la olan yakın bağlantısı Müslümanlara örnek olması için şöyle anlatılır:

(İbrahim) Dedi ki: 'Şimdi, neye tapmakta olduğunuzu gördünüz mü? Hem siz, hem de eski atalarınız? İşte bunlar, gerçekten benim düşmanımdır; yalnızca alemlerin Rabbi hariç. Ki beni yaratan ve bana hidayet veren O'dur; bana yediren ve içiren O'dur; hastalandığım zaman bana şifa veren O'dur; beni öldürecek, sonra diriltecek olan da O'dur, din (ceza) günü hatalarımı bağışlayacağını umduğum da O'dur;

Rabbim, bana hüküm (ve hikmet) bağışla ve beni salih olanlara kat; sonra gelecekler arasında bana bir doğruluk dili (lisan-ı sıdk) ver. Beni nimetlerle-donatılmış cennetin mirasçılarından kıl, babamı da bağışla, çünkü o şaşırıp sapanlardandır. Ve beni (insanların) diriltilecekleri gün küçük düşürme, malın da, çocukların da bir yarar sağlayamadığı günde." (Şuara Suresi, 75-88)

Kuran'da yalnızca Allah'a kulluk etmenin rahatlığını yaşayan mümin ile, Allah'a sayısız ortaklar kılan, sayısız ilaha kulluk eden kişinin örneği de şöyle tarif edilmiştir:

Allah (ortak koşanlar için) bir örnek verdi: Kendisi hakkında uyumsuz ve geçimsiz bulunan, sahipleri de çok ortaklı olan (köle) bir adam ile yalnızca bir kişiye teslim olmuş bir adam. Bu ikisinin durumu bir olur mu? Hamd, Allah'ındır. Hayır onların çoğu bilmiyorlar. (Zümer Suresi, 29)

Müminin en büyük özelliklerinden biri de kibirden, kendini beğenmekten, diğer bir deyişle kendini ilahlaştırmaktan kurtulmuş olmasıdır. Bu sayede Allah'a sığınmayı öğrenmiştir. Kendini beğenmediği için, kendi içinde sıkışıp kalmaz, kendini sürekli geliştirir. Kuran'daki mümin tanımına her gün biraz daha yaklaşma çabası içindedir. Tevazusu tüm hareketlerine yansır. Allah tevazulu kullarını bir ayetinde şöyle örnek vermektedir:

O Rahman'ın kulları, yeryüzü üzerinde alçak gönüllü olarak yürürler ve cahiller kendilerine muhatap oldukları zaman da 'selam' derler. (Furkan Suresi, 63)

Allah'tan yüz çevirenlerin ise en büyük yanılgısı kendi aklını beğenmek, kibirlenmek, adeta kendini ilahlaştırmaktır. Kuran'da, vicdanı, doğruları gördüğü ve kabul ettiği halde kibiri nedeniyle büyüklenen ve doğrulardan kaçan insanlardan şöyle söz edilmiştir:

Vicdanları kabul ettiği halde, zulüm ve büyüklenme dolayısıyla bunları inkar ettiler. Artık sen, bozguncuların nasıl bir sona uğratıldıklarına bir bak. (Neml Suresi, 14)

Kibirli insanların inkar etmeleri ve doğru yoldan sapmalarının aksine, müminin hayatı Allah'ın kendisine yüklediği sorumluluğu yerine getirme çabası ile geçer. Müminin karşısına çıkacak en önemli engel ise kendi nefsidir. Kuran'da nefsin kötülüğe çağıran yönü şöyle haber verilmiştir:

Ben nefsimi temize çıkaramam. Çünkü gerçekten nefis, -Rabbimin kendisini esirgediği dışında- var gücüyle kötülüğü emredendir. Şüphesiz, benim Rabbim, bağışlayandır, esirgeyendir. (Yusuf Suresi, 53)

Müminin hayatı kendisine kötülüğü emreden nefsi ve kendi içinde taşıdığı bu yanıyla mücadele ile geçer. Mümin, her zaman için Allah'ın rızasına karşı, kendisine olmadık alternatifler öneren nefsine karşı koyar. Onu, korku, bıkkınlık, ümitsizlik, gevşeklik gibi çeşitli engelleri kullanarak yolundan döndürmeye çalışan nefsini, şevkle, azimle, cesaretle, sabırla yener. Yolundan asla dönmez, çünkü bu yol onun tek dostu, tek yardımcısı ve tek dayanağı olan Allah'ın yoludur.

Elbette müminin mücadelesi kendi nefsi ile sınırlı kalmaz. Kuran'da doğrudan veya dolaylı olarak çok sık bahsedilen bir konu vardır: İyiliği emretme ve kötülükten sakındırma.

Mümin Kuran ayetlerinde de bildirildiği üzere, Allah'ın yeryüzündeki halifesidir; yeryüzü ona emanet edilmiştir. İnsanları Allah'ın yolundan alıkoyanlara, onlara baskı ve zulüm uygulayanlara karşı büyük bir fikri mücadele yürütecektir, çünkü bu, ona Kuran'da bildirilen bir sorumluluktur.

Ancak, Kuran ahlakına bağlı insanların yön verdiği bir toplum gerçek adaleti ve doğruluğu yaşayabilir. Mümin, Allah'ın rızası için yaşayan, insanlar arasında adaleti koruyan, onları doğruya yönelten kişidir. Müminler, üstlendikleri sorumluluk ne kadar büyük olursa olsun Allah'ın öğrettiği ahlaktan asla taviz vermezler. Onların bu özellikleri Kuran'da şöyle bildirilir:

Onlar ki, yeryüzünde kendilerini yerleştirir, iktidar sahibi kılarsak, dosdoğru namazı kılarlar, zekatı verirler, ma'rufu emrederler, münkerden sakındırırlar. Bütün işlerin sonu Allah'a aittir. (Hac Suresi, 41)

Allah'tan korkmayan insanlar ise ne göreve gelirlerse gelsinler şahsi menfaatleri peşinde koşar, makam, şöhret, mal, mülk elde etme yarışına girerler. Bu yüzden böyle insanların söz sahibi olduğu bir toplum yaşantısında hiçbir zaman gerçek manada huzur ve mutluluk oluşamaz.

Müminler ise her şartta insanları kötülüklerden sakındırmak, onları güzel davranışlara teşvik etmek, onlara örnek olmak ve iyiliği "emretmek" için büyük bir çaba gösterirler. Bu çabalarında asla gevşeklik de göstermezler. Kuran'da, müminlerin sarsılmaz karakteri şöyle anlatılır:

Nice Peygamberle birlikte birçok Rabbani (bilgin)ler savaşa girdiler de, Allah yolunda kendilerine isabet eden (güçlük ve mihnet)den dolayı ne gevşeklik gösterdiler, ne boyun eğdiler. Allah, sabredenleri sever. Onların söyledikleri: "Rabbimiz, günahlarımızı ve işimizdeki aşırılıklarımızı bağışla, ayaklarımızı sağlamlaştır ve bize kafirler topluluğuna karşı yardım et" demelerinden başka bir şey değildi. Böylece Allah, dünya ve ahiret sevabının güzelliğini onlara verdi. Allah iyilikte bulunanları sever. (Al-i İmran Suresi, 146-149)

Samimi mümini sahte dindarlardan ayıran en belirgin özelliklerinden biri de, dini anlatırken, insanlardan hiçbir çıkar ummamasıdır. Para, mal, makam ya da insanların beğenisini değil, yalnızca Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak hedefidir. O "ecrini" (mükafatını) yalnızca Allah katında arar. Kuran'da bu konuda Peygamberlerin örnek ahlakından örnekler veren birçok ayet vardır. Bunlardan birkaç tanesi şöyledir:

(Nuh Eğer yüz çevirecek olursanız, ben sizden bir karşılık istemedim. Benim ecrim, yalnızca Allah'a aittir. Ve ben, Müslümanlardan olmakla emrolundum. (Yunus Suresi, 72)

İşte Allah'ın hidayet verdikleri bunlardır; öyleyse sen de onların bu hidayetlerine uy. De ki: 'Ben bunun için sizden bir ücret istemiyorum. O (Kuran) alemlere bir öğüt ve hatırlatmadan başkası değildir.' (En'am Suresi, 90)

Müslüman aynı zamanda üstün bir ahlak sahibidir. Dünyevi, küçük olayların peşinde bir insan olmadığı için, rahat, hoşgörülü ve bağışlayıcıdır. Hisleriyle değil, aklıyla hareket eder, öfkeye kapılmaz. Fedakar, yardımsever ve ince düşüncelidir. Müminlerin bu güzel özellikleri Kuran'da şöyle bildirilir:

Ve onlar Rablerinin yüzünü (hoşnutluğunu) isteyerek sabrederler, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık infak ederler ve kötülüğü iyilikle savarlar. İşte onlar, bu yurdun (dünyanın) güzel sonucu (ahiret mutluluğu) onlar içindir. (Rad Suresi, 22)

Onlar, bollukta da, darlıkta da infak edenler (Allah yolunda harcayanlar), öfkelerini yenenler ve insanlardaki haklarından bağışlama ile (vaz)geçenlerdir. Allah, iyilik yapanları sever. (Al-i İmran Suresi, 134)

Sen af yolunu benimse, (İslam'a) uygun olanı (örfü) emret ve cahillerden yüz çevir. (Araf Suresi, 199)

Kötülüğün karşılığı, onun misli (benzeri) olan kötülüktür. Ama kim affeder ve ıslah ederse (dirliği kurup-sağlarsa) artık onun ecri Allah'a aittir. Gerçekten O, zalimleri sevmez. (Şura Suresi, 40)

Ki onlar, yalan şahitlikte bulunmayanlar, boş ve yararsız şeyle karşılaştıkları zaman onurlu olarak geçenlerdir. (Furkan Suresi, 72)

Kendileri, ona karşı duydukları sevgiye rağmen yemeği, yoksula, yetime ve esire yedirirler. (İnsan Suresi, 8)

Ancak şunu da belirtmek gerekir ki, elbette müminin hataları da olacaktır. Bu, onun insan ve dolayısıyla bir kul olmasının gereğidir. Ama salih Müslüman hemen hataları için Allah'tan bağışlanma diler ve onları tam olarak düzeltir. Hiçbir hata, onu ümitsizliğe sürüklemez, çünkü o Allah'ın sonsuz rahmetine sığınmıştır. Kuran'da bu konu şöyle vurgulanır:

Ve 'çirkin bir hayasızlık' işledikleri ya da nefislerine zulmettikleri zaman, Allah'ı hatırlayıp hemen günahlarından dolayı bağışlanma isteyenlerdir. Allah'tan başka günahları bağışlayan kimdir? Bir de onlar yaptıkları (kötü şeylerde) üzerinde bildikleri halde ısrarla durmayanlardır. (Al-i İmran Suresi, 135)

Müminin dostu Allah ve Allah'a dost olan diğer müminlerdir. Eğer Allah'a düşman ise, en yakını bile artık onun için dost değildir. Allah'a bağlanmış olan bir mümin de, aralarında iman dışında hiçbir ortak özellik -soy, sosyal statü, maddi imkanlar gibi- olmasa bile onun kardeşidir. Allah için sevmenin üstünlüğüne ulaşmıştır; Allah razı olduğu insanları sever.

Müslümanın aklı da berraktır. Allah'a güvendiği ve kendisini O'na teslim ettiği için aklını kurcalayan gereksiz korkular, endişeler, üzüntüler yoktur. "Akl-ı selim" sahibidir. Bu nedenle büyük ve geniş düşünebilir, olayların inceliklerini, girift taraflarını kavrar. Bilgi, hikmet ve akıl yüklüdür.

Dünyada geçici bir süre bulunmaktadır. Eğitilecek, ruhu her geçen gün daha da incelecek, asıl yurduna, ahirete hazırlanacaktır. Burada kendisine yazılan tarih ise Allah'ın salih kullarına yaraşacak şekilde şan ve şerefle doludur.
(KiM BENiM VELi KULUMA DÜSMANLIK EDERSE BEN cc HARB ACAR iNTiKAMINI ALRIM..ONLAR BENiM iSITEN KULAGIM TUTAN ELiM..yÜRÜYEN AYAGIMDIR...)-ZiKRETMEYi DEGiL,ZiKiR EDiLENI SEV.. MÜMiN EHLi SÜNNET CEMAATINDAN OLUR..Haci bektasi veli (k.s)


Bu mesaj 1 kez ve en son mechuller tarafından 27.06.2004 - 21:46 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 27.06.2004 - 21:44
mechuller üyenin diğer mesajları mechuller`in Profili mechuller Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Gercek Sevgi Ne Kadar Ariyorsunuz???
mechuller su an offline mechuller  
Allah cc razi olsun
40 Mesaj -
ellerine saaglik degerli kardesim..Su yüzyilda yasadigimiz asirda ne yazikki en cok muhtac oldugumuz sevgi..Amma nasilbir sevgi cula catupa dolara yoksa euro yami yoksa ayselere fatmalara cemallere kemallere..Yoksa insanin yaratilisinda ruhuna verilen o Ilahi askmi..Onun icin dost biri demisya..Tüm sevgiler musalla tasina kadardir ondan sonra sizin ile gelemez..Okurlar ardinizdan bir fatiha o kadar üc bes gün aglar,dizlerini döverler ondan sonra unutulursunuz..sizin ile gelecek yanliz ve yanliz kudret ce güc sahibi herseyi yoktan var eden Allah cc azze ve cellenin ve onun razi oldugu sevgilerdir..Onun razi oldugu sevgiler bellidir..Basta Resulu kibriya(sav)ve onun yolundan giden ve Allah cc den bir an olsun gafil olmayan sadik siddik kullaridir...Iste bu sevgiler öylesine bir erkek sevgidirki seni musalla tasindan sonra da birakmaz asil sahibin olan asil yakisdigin yere ulastirana kadar senin ile beraber olurlar...(ZiKRETMEYi DEGiL,ZiKiR EDiLENi SEV..)


Bu mesaj 1 kez ve en son mechuller tarafından 27.06.2004 - 21:33 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 27.06.2004 - 21:32
mechuller üyenin diğer mesajları mechuller`in Profili mechuller Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Zikir
mechuller su an offline mechuller  
Zikir
40 Mesaj -
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
Rabbinizden bir fazl istemenizde sizce sakınca yoktur. Arafat'tan hep birlikte indiğinizde Allah'ı Meş'ar-ı Haram'da anın. O, sizi nasıl doğru yola yöneltip-ilettiyse, siz de O'nu anın. Gerçek şu ki, siz bundan evvel sapmışlardandınız. (BAKARA SURESİ / 198)
Onlar, ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'ı zikrederler ve göklerin ve yerin yaratılışı konusunda düşünürler. (Ve derler ki "Rabbimiz, sen bunu boşuna yaratmadın. Sen pek yücesin, bizi ateşin azabından koru." (AL-İ İMRAN SURESİ / 191)
Rabbini, sabah akşam, yüksek olmayan bir sesle, kendi kendine, ürpertiyle, yalvara yalvara ve için için zikret. Gaflete kapılanlardan olma. (A'RAF SURESİ / 205)
Bunlar, iman edenler ve kalpleri Allah'ın zikriyle mutmain olanlardır. Haberiniz olsun; kalbler yalnızca Allah'ın zikriyle mutmain olur. (RA'D SURESİ / 28)
Sana Kitap'tan vahyedileni oku ve namazı dosdoğru kıl. Gerçekten namaz, çirkin utanmazlıklar (fahşa)dan ve kötülüklerden alıkoyar. Allah'ı zikretmek ise muhakkak en büyük (ibadet)tür. Allah, yaptıklarınızı bilir. (ANKEBUT SURESİ / 45)
Ey iman edenler, Allah'ı çokça zikredin. (AHZAB SURESİ / 41 )
Ekleme Tarihi: 27.06.2004 - 19:50
mechuller üyenin diğer mesajları mechuller`in Profili mechuller Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Sayfa (1): (1)
İmzalar göster - Konuları göster

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 891 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
meleknur58 (71), fatih4194 (45), F.U (43), güngör (51), mematii (41), ravza81 (43), turgay gnl (63), mgs 41 (55), ilknurakan07 (44), islamicboy (40), eminefendi (51), mirac6363 (45), adempece (52), AKKUS61 (50), binerve (41), ahirzaman (57), akay-350 (46), nuraymelek95 (29), AydinG (39), batuhan_ (47), markad (50), simales (39), bülent21 (43), mucahide33 (39), polat0000 (59), gülkokuþl.. (41), minik (43), Baykara (38), mecide_sümeyye (35), mustafakumbar (53), gringo (51), vefalidost (50), saidmirza (55), yaramaz (41), vuslateli (37), pascal (37)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.53383 saniyede açıldı