lopinavir ritonavir kamagra chloroquine ivermektine ivermektin apranax aprovel aralen arava arcocillin arcoxia aricept arilin arimidex aristocort artane arthrotec artofen asacol asasantine asmaxen at 10 atarax atenil ateno basan comp ateno basan atesifar athrofen atridox atrovent augmentin avalide avana avapro avelox aventyl aviral avodart aygestin azaimun azarek azelex aziclav azulfidine bactrim basiron
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

21 Sonuç - Yeni Arama
Sayfa (2): (1) 2 Devam >
Ekleyen Mesaj
Konu: Düşünüp ibret almak için …Mus’ab bin Umeyr r.h.
misem su an offline misem  
Düşünüp ibret almak için …Mus’ab bin Umeyr r.h.
22 Mesaj -
Düşünüp ibret almak için …Mus’ab bin Umeyr r.h.



Mekke’nin en yakışıklı ve en zenginlerinden biri olan Mus’ab bin Umeyr şaşalı bir hayat sürerken, sonra nasıl olduysa gözle görülmeyen bir ilaha top yekun kul olma teklifi ile karşı karşıya kaldı...

Bir tarafta nefsinin isteklerine prangalar vurulmayan bir hayat ve o hayatın figüranları, diğer tarafta her adımına tavsiye ve müdahalelerde (helal-haram, mübah) bulunan bir hayat şekli ve zengin-fakir, köle dinlemeyen, üstünlüğün takvada olduğu bir dostluk...

Bir tarafta görünen nimetler ve nefsinin tüm isteklerinin pratik alanı olan bir hayat diğer tarafta zorluklarla mücadele olan ve karşılığında cennet vaad edilen bir hayat...

Daha doğrusu bir tarafta Rahmani yol ve Rahmani dostluklar, diğer tarafta şeytani bir hayat ve şeytani dostluklar...
Rahman’ın onayını almayan tüm dostlukların ‘şeytani’ olarak adlandırıldıkları dostluklar...

Elbetteki her yolun yolcularının karakterleri ve hayata bakışları birbirlerine benzer olacaktı...
Hangi saf’a geçse diğerine cephe almış olacaktı...

En sevdiği annesine;

‘İstediğin yere git. Artık ben senin annen değilim!’ dedirtecek bir yolu ve o yolun yolcularına dost olmayı seçti...
Burada en önemli (sahne); görünen nimetleri terkedip görünmeyen nimetlere talip olunan hayatı seçmesine sebep olan ‘ruh’ un adı...

Kendinizi bir anlık Mus’ab bin Umeyr ’ in yerine koyun...

İstediğinizi köle olarak alabiliyor (köle adayları içinde tabi...) dilediğinizi azad edebiliyorsunuz... Hemen hemen her gün evlenme teklifleri... Elit bir tabaka... Saygınlık... En güzel giysiler, güzel kokular... Sıkıntısı olmayan bir hayat... Aile içinde en ufak bir dargınlık, kırgınlık da yok... Böyle bir hayatı yaşadığınızı hayal edin...
Sonra her nasılsa böyle bir hayata ve içindekilerine cephe alıp mazlumlar safına geçiyorsunuz!

Bu tercihi hiçbir (ahiret bağlanışı kesik) akıl kabul etmez...

Seni doğuran annen; dostlarından ve seçtiğin dinden dönmen için mum gibi eriyecek ve sen de inat edip kararından dönmeyeceksin! (Allahu Ekber! )
Vallahi bunun tek bir izahı var!..

O da;

Menfaat üzerine bina edilen dostlukları bir tarafa atıp gerçek dost olan Allah sevgisini kalbe yerleştirmek...


-------------------------------------------------------------
KORKAKLIKTA AR
İLERLEMEKTE ŞEREF VAR !
Allah Razı Olsun
Ekleme Tarihi: 17.11.2007 - 13:22
misem üyenin diğer mesajları misem`in Profili misem Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon Dua Zinciri (Dualaşalım
misem su an offline misem  
Themenicon    Dua Zinciri (Dualaşalım
22 Mesaj -
"Vermek istemeseydi, istemeyi vermezdi."


Dua zinciri, inançlı diğer insanlarla dualarımızı paylaşmanın bir yoludur.

Rabbimizle doğrudan bir iletişim yolu olan dualarımızın bağlı olması gereken bir cemaat ya da tarikat bulunmuyor. Herkes dua edebilir. Duaların kabulu Rabbimizin takdiriyledir.

Hepimiz insanız. İyi zamanlarımız olduğu gibi sıkıntılı zamanlarımız da oluyor. İyi zamanlarımızda şükür ve ibadetlerimizi elden bırakmadığımız gibi, zorluk zamanlarımızda daha çok duaya ihtiyacımız oluyor. Bizim için ne kadar çok insan dua ederse, kabulu de o kadar çok ve çabuk mümkün olur.

Dua zinciri ile bizim gibi düşünen başkalarından, bizleri ya da zor durumda olanları dualarına katmalarını rica etmiş oluyoruz.Hepsi bundan ibaret.




Samimi bir şekilde bizden bir önceki yazan kardeşimize dua edecegiz. ve duaya ihtiyacı olanlar (ki olmayan yoktur) bana şu konuda dua edin diye yazabilir ve cümleten o kardeşimize dua etmeye çalışırız İnşallah
Ekleme Tarihi: 17.11.2007 - 13:09
misem üyenin diğer mesajları misem`in Profili misem Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon CUMA NAMAZIN ÖNEMİ
misem su an offline misem  
Themenicon    CUMA NAMAZI NIN ÖNEMİ
22 Mesaj -
Dinimize göre Cuma haftanın en önemli günüdür. Şartlarını taşıyan Müslümanların bu günde bir araya gelerek Cuma namazı kılmaları farzdır.


Hutbemizin başında okuduğumuz Cuma sûresinin 9. âyeti kerimesinde Yüce Allah (c.c.) mealen “Ey iman edenler, Cuma günü namaz için ezan okunduğu zaman, hemen Allah’ın zikrine (namaza) koşun. Alış verişi bırakın, böyle hareket ederseniz sizin için daha hayırlıdır”1 buyurur.


Peygamberimiz, Mekke-i Mükerreme’den Medine-i Münevvere’ye hicret ederken, Ranuna denilen mevkiye geldiğinde, ilk Cuma namazını kıldırmıştır. Peygamberimizin bu tutumu, Cuma namazının önemini ortaya koymaktadır.


Cuma gününün faziletini de, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle ifade buyurmuşlardır: “Güneşin doğduğu günlerin en hayırlısı Cuma günüdür.” 2


Cuma günlerinde, her Müslüman; mümkünse boy abdesti almalı temiz elbiselerini giymeli, güzel kokular sürünmeli ve camiye erken gitmelidir. Hutbeyi dikkatle dinlemeli ve huşu içerisinde Cuma namazını kılmalıdır.


Aziz Müslümanlar!


Cuma namazı, Müslümanların kaynaşmalarını sağlamak açısından, büyük önem arz etmektedir.


Bu namaz sayesinde, zengin-fakir, amir-memur, işçi-işveren, güçlü-güçsüz, genç-ihtiyar aynı safta yer alırlar. Böylece Yüce Allah’ın huzurunda; herkesin eşit olduğu gerçeği tezahür etmiş olur.


O halde kılınan Cuma namazı ile, duaların kabul edileceği mübarek saatiyle; çeşitli konuların Müslümanlara duyurulduğu hutbesiyle; ve daha nice maddi ve manevi güzellikleri ile, Müslümanlar için bugün müstesna bir gündür. Müslümanlar olarak bu mübarek Cuma gününe özel önem vermeliyiz. Bunca özellik ve güzelliğin kendisinde toplandığı Cuma namazına iştirak etmek için, azami gayret sarfetmeli, büyük bir titizlik göstermeliyiz.


Hutbemi; Peygamberimiz (s.a.s.)’in, bu konudaki bir hadisi şerifiyle bitirmek istiyorum.


“Cuma gününde öyle bir zaman dilimi vardır ki, ona denk gelen Müslüman’a, Allah istediğini verir.”


-------------------------------------------------------------
Ey Nefsim! Görüyorum ki tamamen dünya ile haşır neşir oldun tamamen ona bağlandın. Ondan hiç
Allah Razı Olsun


Bu mesaj 1 kez ve en son misem tarafından 17.11.2007 - 12:57 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 17.11.2007 - 12:54
misem üyenin diğer mesajları misem`in Profili misem Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon Namazın Önemi ve Fazileti
misem su an offline misem  
Themenicon    Namazın Önemi ve Fazileti
22 Mesaj -
Namazın Önemi ve Fazileti
Bilindiği gibi, Yüce Allah''ı tevhid (bir kabul etmek), O''nun eşsiz varlığını bilip tasdik etmek, farz olan en büyük bir görevdir. Bundan sonra farzların en büyüğü ve en önemlisi namazdır. Namaz, imanın alâmetidir, kalbin nurudur, ruhun kuvvetidir; müminin miracıdır. Mümin bu namaz sayesinde Yüce Allah''ın manevî huzuruna yükselir, yüce Allah''a yalvararak manevî yakınlığa erer. Mümin için ne yüksek bir şeref!..

Bütün hak dinler, insanlara namaz kılmalarını emretmişlerdir. Bizim sevgili Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz) de, peygamber olarak gönderilişlerinden itibaren namaz kılmakla yükümlü olmuştur. Ancak o zaman, güneşin doğuşundan ve batışından sonra olmak üzere günde iki defa namaz kılınıyordu. Sonra Mirac gecesinde beş vakit namaz farz olmuştur. Hazret-i Peygamberin miracı ise, sahih kabul edilen rivayete göre, Medine''ye hicretlerinden on sekiz ay önce Receb ayının yirmi yedinci gecesinde olmuştur.

Kur''an-ı Kerim''de ve Hadis-i şeriflerde namaza dair birçok emirler ve öğütler vardır. Bütün bunlar, İslâm dininde namaza ne kadar büyük önem verildiğini gösterir. Bir âyet-i kerimenin anlamı şöyledir:

"Ey Resulüm! Sana vahy olunan Kur''an âyetlerini güzelce oku ve namazı gereği üzere kıl. Gerçekten namaz, edeb ve namusa uygun olmayan şeylerden, çirkin görülen işlerden alıkor. Her halde Yüce Allah''ı zikretmek, her ibadeten daha büyüktür. Yüce Allah bütün yaptıklarınızı bilir."

Namaz ibadeti ise, en büyük zikirdir.
Diğer bir âyet-i kerimenin anlamı şöyledir:

"Namazı gereği üzere yerine getiriniz, zekâtı veriniz. Nefisleriniz için hayır olarak önceden ne gönderirseniz, onu Yüce Allah yanında (sevab olarak) bulursunuz; asla kaybolmaz. Muhakkak''ki, Allah yaptıklarınızı görür."



Bir hadis-i şerif''de:

"Namaz dinin direğidir."



buyurulmuştur.

Diğer bir hadis-i şerifin anlamı şöyle: "Namaz, kişinin kalbinde bir nurdur; artık sizden içini aydınlatmak dileyen, kalbindeki nurunu artırmaya çalışsın."



İşte bütün bu mübarek âyetlerle hadis-i şerifler, namazın Yüce Allah yanında ne kadar büyük ve makbul bir ibadet olduğunu göstermeye yeterlidir.

Gerçek şu ki, namaz çok mukaddes bir ibadettir. Namazın faziletlerine nihayet yoktur. Namaz, aklı yerinde olan ve büluğ çağına ermiş bulunan her müslüman için belli vakitlerde yapılması gereken şerefi yüksek farz bir görevdir. Bu önemli farzı yerine getirenler, Yüce Allah''ın pek büyük ikram ve ihsanlarına kavuşacaklardır. Bunu kasden terk edenler de, azabı çok şiddetli olan Allah''ın acıklı cezasını çekeceklerdir.

Müslümanlar, henüz yedi yaşına girmiş çocuklarını namaza alıştırmakla görevlidirler. Bu çocuklara ana babaları ve yetiştiricileri namaz kılmalarını öğretir ve yaptırırlar. On yaşına bastığı halde namaz kılmayan çocuğa velisi, üç tokattan ziyade olmamak üzere, hafifçe el ile vurur.

İnsan bir düşünmeli, her an Yüce Allah''ın sayısız nimet ve ihsanlarına kavuşmaktadır. Öyle ikramı bol, merhameti geniş olan yaratıcımızın tükenmeyen lütuflarına karşı teşekkürde bulunmak gerekmez mi?

İşte insan, namaz yolu ile şükür borcunu ödemeye, yaratıcısının lütuf ve nimetlerini tatlı bir dil ile anarak kulluk görevini yerine getirmeye çalışmış olur. Bu bakımdan: "Namaz, şükrün bütün çeşitlerini bir araya toplar." denilmiştir.

Bununla beraber namaz ruhu temizleyen, kalbi aydınlatan, imanı yüksek duygulardan haberdar eden, insanı kötülüklerden alıkoyan, insanı hayırlara, düşünceye, tevazu ve intizama götüren en güzel bir ibadettir.

İnsan namaz sayesinde nice günahlardan kurtulur ve Yüce Allah''ın nice ihsan ve ikramlarına kavuşur.

Namaz, manevî hayattan başka maddî hayata da canlilik verir. İnsanın temizliğine, sağlığına ve intizamla hareket etmesine sebeb olur.

Sonuç

Namazın meşru kılınmasındaki hikmetler ve yararlar her türlü düşüncenin üstündedir. Fakat bir müslüman namazını yalnız Yüce Allah''ın rızası için kılar, yalnız yaratıcısına şükür ve saygı için kılar. Namazın insana yararı olmadığı düşünülse dahi, yine bunu bir kul görevi bilerek sadece Allah''ın emrine uymak için yerine getirmeye çalışır. Bu kutsal görevin yerini hiç bir şeyin tutamayacağını kesinlikle bilir. Namaza harcayacağı dakikaları, hayatının en mutlu ve neş''eli zamanı olarak kabul eder.

Doğrusu, geçici hayatın son bulmayacak birçok kazançları ancak namaz sayesinde elde edilir. Namaza ayrılan saatler, sonsuzluk aleminin tükenmez mutluluk günlerini hazırlamış olur.

Bu çok mübarek ve pek feyizli ibadete gereği üzere devam edenlere müjdeler olsun!...



Allah Razı Olsunağlarağlarağlarağlarağlarağlarağlarağlarağlarağlarağlar
Ekleme Tarihi: 17.11.2007 - 12:09
misem üyenin diğer mesajları misem`in Profili misem Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: ACIZDEN EN AZIZE
misem su an offline misem  
CEVAP
22 Mesaj -
Böyle Yakarışlarımız Yok bizim,
Yapabilecekte yüz........

Girmişiz Girdabına zilletin,
Zelilliğindede yaşaman,

Utanç dolu yürekle Cılız Bir Amin..............





cümlemizden razi olsun insallah...yüreginize saglik abim




"Allahümme inneke afüvvün tuhibbü`l-afve fa´fü anni"
Böyle Yakarışlarımız Yok bizim,
Yapabilecekte yüz........

Girmişiz Girdabına zilletin,
Zelilliğindede yaşaman,

Utanç dolu yürekle Cılız Bir Amin..............





cümlemizden razi olsun insallah...yüreginize saglik abim




"Allahümme inneke afüvvün tuhibbü`l-afve fa´fü anni"
Ekleme Tarihi: 14.11.2007 - 10:39
misem üyenin diğer mesajları misem`in Profili misem Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: NAMAZIN ÖNEMİ VE FAZİLETİ
misem su an offline misem  
NAMAZIN ÖNEMİ VE FAZİLETİ
22 Mesaj -
Namazın Önemi ve Fazileti



Bilindiği gibi, Yüce Allah'ı tevhid (bir kabul etmek), O'nun eşsiz varlığını bilip tasdik etmek, farz olan en büyük bir görevdir. Bundan sonra farzların en büyüğü ve en önemlisi namazdır. Namaz, imanın alâmetidir, kalbin nurudur, ruhun kuvvetidir; müminin miracıdır. Mümin bu namaz sayesinde Yüce Allah'ın manevî huzuruna yükselir, yüce Allah'a yalvararak manevî yakınlığa erer. Mümin için ne yüksek bir şeref!..

Bütün hak dinler, insanlara namaz kılmalarını emretmişlerdir. Bizim sevgili Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz) de, peygamber olarak gönderilişlerinden itibaren namaz kılmakla yükümlü olmuştur. Ancak o zaman, güneşin doğuşundan ve batışından sonra olmak üzere günde iki defa namaz kılınıyordu. Sonra Mirac gecesinde beş vakit namaz farz olmuştur. Hazret-i Peygamberin miracı ise, sahih kabul edilen rivayete göre, Medine'ye hicretlerinden on sekiz ay önce Receb ayının yirmi yedinci gecesinde olmuştur.

Kur'an-ı Kerim'de ve Hadis-i şeriflerde namaza dair birçok emirler ve öğütler vardır. Bütün bunlar, İslâm dininde namaza ne kadar büyük önem verildiğini gösterir. Bir âyet-i kerimenin anlamı şöyledir:

"Ey Resulüm! Sana vahy olunan Kur'an âyetlerini güzelce oku ve namazı gereği üzere kıl. Gerçekten namaz, edeb ve namusa uygun olmayan şeylerden, çirkin görülen işlerden alıkor. Her halde Yüce Allah'ı zikretmek, her ibadeten daha büyüktür. Yüce Allah bütün yaptıklarınızı bilir."

Namaz ibadeti ise, en büyük zikirdir.

Diğer bir âyet-i kerimenin anlamı şöyledir:

"Namazı gereği üzere yerine getiriniz, zekâtı veriniz. Nefisleriniz için hayır olarak önceden ne gönderirseniz, onu Yüce Allah yanında (sevab olarak) bulursunuz; asla kaybolmaz. Muhakkak'ki, Allah yaptıklarınızı görür."

Bir hadis-i şerif'de:

"Namaz dinin direğidir."

buyurulmuştur.

Diğer bir hadis-i şerifin anlamı şöyle: "Namaz, kişinin kalbinde bir nurdur; artık sizden içini aydınlatmak dileyen, kalbindeki nurunu artırmaya çalışsın."

İşte bütün bu mübarek âyetlerle hadis-i şerifler, namazın Yüce Allah yanında ne kadar büyük ve makbul bir ibadet olduğunu göstermeye yeterlidir.

Gerçek şu ki, namaz çok mukaddes bir ibadettir. Namazın faziletlerine nihayet yoktur. Namaz, aklı yerinde olan ve büluğ çağına ermiş bulunan her müslüman için belli vakitlerde yapılması gereken şerefi yüksek farz bir görevdir. Bu önemli farzı yerine getirenler, Yüce Allah'ın pek büyük ikram ve ihsanlarına kavuşacaklardır. Bunu kasden terk edenler de, azabı çok şiddetli olan Allah'ın acıklı cezasını çekeceklerdir.

Müslümanlar, henüz yedi yaşına girmiş çocuklarını namaza alıştırmakla görevlidirler. Bu çocuklara ana babaları ve yetiştiricileri namaz kılmalarını öğretir ve yaptırırlar. On yaşına bastığı halde namaz kılmayan çocuğa velisi, üç tokattan ziyade olmamak üzere, hafifçe el ile vurur.

İnsan bir düşünmeli, her an Yüce Allah'ın sayısız nimet ve ihsanlarına kavuşmaktadır. Öyle ikramı bol, merhameti geniş olan yaratıcımızın tükenmeyen lütuflarına karşı teşekkürde bulunmak gerekmez mi?

İşte insan, namaz yolu ile şükür borcunu ödemeye, yaratıcısının lütuf ve nimetlerini tatlı bir dil ile anarak kulluk görevini yerine getirmeye çalışmış olur. Bu bakımdan: "Namaz, şükrün bütün çeşitlerini bir araya toplar." denilmiştir.

Bununla beraber namaz ruhu temizleyen, kalbi aydınlatan, imanı yüksek duygulardan haberdar eden, insanı kötülüklerden alıkoyan, insanı hayırlara, düşünceye, tevazu ve intizama götüren en güzel bir ibadettir.

İnsan namaz sayesinde nice günahlardan kurtulur ve Yüce Allah'ın nice ihsan ve ikramlarına kavuşur.

Namaz, manevî hayattan başka maddî hayata da canlilik verir. İnsanın temizliğine, sağlığına ve intizamla hareket etmesine sebeb olur.

Sonuç

Namazın meşru kılınmasındaki hikmetler ve yararlar her türlü düşüncenin üstündedir. Fakat bir müslüman namazını yalnız Yüce Allah'ın rızası için kılar, yalnız yaratıcısına şükür ve saygı için kılar. Namazın insana yararı olmadığı düşünülse dahi, yine bunu bir kul görevi bilerek sadece Allah'ın emrine uymak için yerine getirmeye çalışır. Bu kutsal görevin yerini hiç bir şeyin tutamayacağını kesinlikle bilir. Namaza harcayacağı dakikaları, hayatının en mutlu ve neş'eli zamanı olarak kabul eder.

Doğrusu, geçici hayatın son bulmayacak birçok kazançları ancak namaz sayesinde elde edilir. Namaza ayrılan saatler, sonsuzluk aleminin tükenmez mutluluk günlerini hazırlamış olur.

Bu çok mübarek ve pek feyizli ibadete gereği üzere devam edenlere müjdeler olsun!...
Ekleme Tarihi: 14.11.2007 - 10:33
misem üyenin diğer mesajları misem`in Profili misem Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon NAMAZIN ÖNEMİ LÜTFEN OKUYUN
misem su an offline misem  
Themenicon    NAMAZIN ÖNEMİ LÜTFEN OKUYUN
22 Mesaj -
NAMAZIN ÖNEMİ

--------------------------------------------------------------------------------

Namaz anne kucağıdır. Anne nasıl çocuklarının hepsini şartsız sever, onları kucağına alır, göğsüne bastırırsa namaz da bütün ibadetleri kucağına alır, göğsüne şefkatle bastırır. Namaz kocaman bir kalptir. Bütün ibadetleri içine alır.

Namaz, Allah’ın varlığı ve birliğine inancın duygusal, zihinsel ve ruhsal tasdiki olması sebebiyle Allah’tan başka ibadet edilecek bir dostun olmadığının itirafı olması yönüyle tevhid ibadetini içine alır.

Namaz yemeden-içmeden ve cinsel isteklerden vb. uzak kalınması, olumsuz duygu, düşünce ve davranışların kaynağı nefsi kontrol altına alma gücünü sağlaması sebebiyle oruç ibadetini kapsar.

Böylece o, insanın zihnini kötü düşüncelerden, gönlünü kötü duygulardan, dilini kötü sözlerden, kulağını kötü seslerden koruması yönüyle oruç ibadetini içine alır.

Namaz zamanı, canı, malı Allah’ın sevgi ve yakınlığını kazanma yolunda feda etme ve vaktin, canın, malın ölçüsünü bilerek ömrün hesabına hazırlanma olması sebebiyle zekat ibadetini içinde barındırır. Namaz, Allah yolunda insanın canını bile feda edebilecek bir ruh zenginliğine kişiyi ulaştırabileceğini gösterir.

Namaz insanlar arasındaki kardeşlik, birlik ve bütünleşme duygularını kuvvetlendirerek insanlar arasında sevgi ve güven duygularını yaygınlaştırması sebebiyle hac ibadetini içine almaktadır. Hacda kurban kesilir namaz ibadetinde de nefsin olumsuz duygu düşünce ve istekleri Allah yolunda kurban edilir. Hacda Vakfe esnasında insan dua edip hatalarını sorgular, Allah’tan bağışlanma diler, namazda da kul “O, hesap gününün sahibidir” diyerek aynı ruh halini yaşar. Hacda Safa ile Merve arasında Rabb’ine ve Allah yolunda mücadeleye koşan kul, namazda “beni kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet” diyerek Rabb’ini tercih ettiğini O’na aşık olduğunu belirtir.

Namaz tesbihi de engin gönlünün içine alır. Namaz kılan kul, “Rabb’imi övgü ve sonsuz bir şükürle tesbih ediyorum, secdede yüceler yücesi Rabb’imi tesbih ediyorum” diyerek bütün kainatla beraber Allah’ı anmanın ayrıcalığına kavuşur. Namaz tenzihi de sıcak kucağına bastırır. Namaz kılan kul, “Rabb’imi övgü ve sonsuz bir şükürle kullara ait bütün eksik sıfatlardan tenzih ediyorum, secdede yüceler yücesi terbiye edicimi ve sahibimi tenzih ediyorum” demektedir. Namaz müminin kalbinin ilacı olan dua ibadetini de içine alır.

:: Namaz kılan, "Beni doğru yola hidayet et" diyerek istikameti diler. ::
Allah Razı Olsun aglaağlarağlarağlarağlarağlarağlar
Ekleme Tarihi: 14.11.2007 - 10:19
misem üyenin diğer mesajları misem`in Profili misem Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon namaz adabı
misem su an offline misem  
Themenicon    namaz adabı
22 Mesaj -
Namaz adabı

okurumuz: “1- Namaz kılarken çocuğum seccadeyi bazen bozuyor. Ve ben de temizliğinden şüphe duyduğum halıya secde yapmak zorunda kalıyorum. Bu durumda namazım sahih oluyor mu? Yoksa seccadeyi elimle düzeltip de üzerine mi secde yapmalıyım? Bazen de namaz esnasında başımızı secdeye koyarken ayaklarımız halıda kalabiliyor. Namazın sıhhati açısından bu durumu da değerlendirir misiniz?

2- İş yaparken ufak-tefek de olsa elimizde ve parmaklarımızda yaralanmalar oluyor. Yara bantı kullanmak zorunda kalıyoruz. Abdest alırken bu yara bantlarını söküp abdest almak ise hem zaman alıyor, hem de zor oluyor. Çünkü yara bantının kuvvetli yapışkanları elimize bulaşmış olabiliyor. Bu durumda işin yoğun olduğu anlarda bu yapışkanları temizlemek oldukça zahmet veriyor. Kısaca abdest alırken bu yara bantlarının üstünden mi abdest almalıyız, yoksa yara bantını söküp o bölgeyi iyice temizleyip de mi abdest almalıyız?

3- Namaz esnasında çocuklarımız bazen tehlikeli işler yapabiliyorlar. Sesli bir şekilde tekbir getirmek veya sübhânallah vb. zikir kelimeleri söylemek veya o esnada âyetleri sesli okumak (ikaz amacıyla) namazın sıhhatine mâni teşkil eder mi? 4- Namaz esnasında bazen telefon veya kapı çalabiliyor. O anda da telefona veya kapıya bakmak zarûreti doğuyor. (Bazen bu çalmalar çok önemli olabiliyor.) Böyle durumlarda sağa sola selâm verip namazımızı bozmamızın her hangi bir vebâli var mı?”




Namaz kılmak için iki yönden temiz olmamız şarttır: Hades halinden arınmak ve necâsetten temizlenmek.
Hades, abdest almayı veya gusül yapmayı gerektiren mânevî kirlilik halidir. Abdest aldığımızda veya gerektiği zamanlarda gusül yaptığımızda hades halinden mânen arınmış oluruz. Yani görünüşte dış organlarımızı yıkamakla birlikte, iç temizliği de sağlamış oluruz. Çünkü böylece rûhumuzu, kalbimizi, duygularımızı, iç dünyamızı arındırıyoruz ve namaz kılmaya, yani Allah’ın huzuruna yükselmeye hazır hâle getiriyoruz.
Necâsetten arınmak ise dış temizliktir. Elbisemizde, bedenimizde, namaz kılacağımız seccâdenin, halının veya toprağın üzerinde var olan bir necâset o bölgeden alınır, o bölge necâsetten arındırılır ve temizlenir; sonra temiz olarak namaz kılınır.
Yüce dînimiz vesveseye konu teşkil etmesin ve kolaylık olsun diye necâseti sınıflandırmış, hangi tür necâsetin ne kadarının namaza zararı olduğu konusunda ölçüler koymuştur. Namaz için o ölçülere riâyet etmemiz yeterli olur.

Müslüman toplumumuzda temizlik öyle bir görgü ve anlayış olarak yerleşmiştir ki, bu görgü ile hareket etmemiz halinde evimizin halıları için necâset problemi yaşamamıza gerek kalmaz. Yani birer temizlik davranışı örneği olarak; meselâ, tuvalette necâsetten arınmaya özen göstermemiz, ellerimizi ve ayaklarımızı temiz tutmamız, halılara temiz ayakla basmamız ve “ayakkabı” ile basmamamız, pislenen yerleri zamanında silmemiz, yıkamamız ve kurutmamız ve halıları kuru ve temiz kullanmamız bizim “namaz” açısından halılarımızı temiz saymamız için yeterli davranışlardandır. Örfümüzde yerleşmiş bulunan bu temizlik hassâsiyetine riâyet ettiğimiz takdirde, artık halılar üzerine gelip konan tozlar, sis ve duman kokuları,—idrar, kan ve dışkı bulaşığı olmamak şartıyla—ev içinin normal atıkları namaz için necâset konusu teşkil etmezler.

Fakat mümkünse seccâde sermemiz daha evlâdır. Seccâdenin günübirlik tozdan temiz kalmış özel ve mahrem alanı, bizi namazın ulviyetine daha çok yönlendirebilmektedir. Diğer bir husus, secde esnasında nefesle alabileceğimiz toz, vesâire atıklardan korunmamız da seccâde ile mümkün olmaktadır.
Bununla berâber, her hangi bir nedenle namaz esnasında ayağımızın seccâdenin dışına taşması, alnımızın seccâdenin dışına taşması veya kendimizin seccâdenin dışına taşmamız, seccâde dışındaki halı üzerinde gözle görünen pislik veya ağır necâset bulaşığı olmadıkça namaza zarar vermez. Toplanan seccâdeyi namaz içinde düzeltmeye çalışmamıza gerek yoktur. Bu hareketimiz amel-i kesir olursa, yani bizi fazla meşgul ederse namazımızı da bozar. Selâm verdikten sonra yeni bir namaza başlamadan önce seccâdemizi düzeltmemiz mümkündür.

Ufak tefek yaralanmalarda kullandığımız yara bantlarını abdest esnasında açmamız abdestin de, yaramızın da sıhhati için önemlidir. Abdestin sıhhati için önemlidir; çünkü yara bantının altında su ulaşmayan bölge kalmış olabilir. Yaramızın sıhhati için önemlidir; çünkü çıkarmadığımız yara bantı zaten ıslanacak ve hijyenik olma özelliğini kaybedecektir.

Öyleyse; abdest esnasında yara bantını açmalıyız; abdest aldıktan sonra, gerekirse merhem de sürerek yeni bir yara bantı kullanmalıyız. Abdest esnasında yara bantının izlerini silmeye ve kazımaya çalışmamıza gerek yoktur, bu bölgenin ıslanması yeterlidir. Yara kuru değilse, üzerinde yaradan sıvılar oluşuyorsa, sıvıları sızdırmamaya özen göstererek namazı kılmalı; yara bantını namazı kıldıktan sonra kullanmalıyız.
Namaz içinde çocukları veya başkasını kast ederek söylediğimiz her söz, bu Kur’ân’dan bir söz de olsa, namazımızı bozar. Çünkü namazda her dünyevî kasıt ve arzî niyet bizi namaz dışına taşır. Başlanan namazdan çıkılmaz. Çıkılırsa o namaz kılınmamış gibi olur ve yeniden başlanır. Yangın gibi, âfet gibi—Allah korusun—çok hayatî bir mesele olmadıkça telefon veya kapı çalmaları için namaz bozulmamalı, namazdan çıkılmamalıdır. Hayatî bir meselede ise zaten reflekslerimiz öne çıkar, davranışlarımız kendiliğinden akar. Binâenaleyh, haklı bir korku olmadan namazdan çıkmak vebâl getirir.
Ekleme Tarihi: 13.11.2007 - 14:19
misem üyenin diğer mesajları misem`in Profili misem Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Bir Hadiste Sen Ekler misin??
misem su an offline misem  
hadisi şerif
22 Mesaj -
Fasil
:
İMAN VE İSLAM HAKKINDA
Konu
:
İmanın Hakikati
Ravi
:
Yahya İbnu Yağmur
Hadis
:
"Basra`da kader üzerine ilk söz eden kimse Mabed el-Cüheni idi. Ben ve Humeyd ibnu Abdirrahman el-Himyeri, hac veya umre vesilesiyle beraberce yola çıktık. Aramızda konuşarak, Ashab`tan biriyle karşılaşmayı temenni ettik. Maksadımız, ondan kader hakkında şu heriflerin ettikleri laflar hususunda soru sormaktı. Cenab-ı Hakk, bizzat Mescid-i Nebevi`nin içinde Abdullah İbnu Ömer (ra)`la karşılaşmayı nasib etti. Birimiz sağ, obürümüz sol tarafından olmak üzere ikimiz de Abdullah (ra)`a sokuldu. Arkadaşımın sözü bana bıraktığını tahmin ederek, konuşmaya başladım: "Ey Ebu Abdirrahman, bizim taraflarda bazı kimseler zuhur etti. Bunlar Kur`an-ı Kerim`i okuyorlar. Ve çok ince meseleler bulup çıkarmaya çalışıyorlar," Onların durumlarını beyan sadedinde şunu da ilave ettim: "Bunlar, "kader yoktur, herşey hadistir ve Allah önceden bunları bilmek iddiasındalar." Abdullah (radıyallahu anh): Onlarla tekrar karşılaşırsan, haber ver ki ben onlardan beriyim, onlar da benden beridirler" Abdullah İbnu Ömer sozünü yeminle de te`kid ederek şöyle tamamladı: "Allah`a kasem olsun, onlardan birinin Uhud dağı kadar altını olsa ve hepsini de hayır yolunda harcasa kadere inanmadıkça, Allah onun hayrını kabul etmez! Sonra Abdullah dedi ki: Babam Ömer İbnul-Hattab (ra) bana şunu anlattı: "Ben Hz. Peygamber (sav) yanında oturuyordum. Derken elbisesi bembeyaz, saçları simsiyah bir adam yanımıza çıkageldi. Üzerinde, yolculuğa delalet eder hiçbir belirti yoktu. Üstelik içimizden kimse onu tanımıyordu da. Gelip Hz. Peygamber (sav)`in önüne oturup dizlerini dizlerine dayadı. Ellerini bacaklarının üstüne hürmetle koyduktan sonra sormaya başladı: Ey Muhammed! Bana İslam hakkında bilgi ver! Hz. Peygamber (sav) açıkladı: "İslam, Allah`tan başka ilah olmadığına, Muhammed`in O`nun kulu ve elçisi olduğuna şehadet etmen, namaz kılman, zekat vermen, Ramazan orucu tutman, gücün yettiği takdirde Beytullah`a haccetmendir." Yabancı:"Doğru söyledin" diye tasdik etti. Biz hem sorup hem de söyleneni tasdik etmesine hayret ettik. Sonra tekrar sordu: "Bana iman hakkında bilgi ver?" Hz. Peygamber (sav) açıkladı. "Allah`a, meleklerine, kitablarına, peygamberlerine, ahiret gününe inanmandır. Kadere yani hayır ve şerrin Allah`tan olduğuna da inanmandır." Yabancı yine: "Doğru söyledin!" diye tasdik etti? Sonra tekrar sordu: "Bana ihsan hakkında bilgi ver?" Hz. Peygamber (sav) açıkladı: "İhsan Allah`ı sanki gözlerinle görüyormuşsun gibi Allah`a ibadet etmendir. Sen O`nu görmesen de O seni görüyor." Adam tekrar sordu: "Bana kıyamet(in ne zaman kopacağı) hakkında bilgi ver?" Hz. Peygamber (sav) bu sefer: "Kıyamet hakkında kendisinden sorulan, sorandan daha fazla birşey bilmiyor!" karşılığını verdi. Yabancı: "Öyleyse kıyametin alametinden haber ver!" dedi. Hz. Peygamber (sav) şu açıklamayı yaptı: "Köle kadınların efendilerini doğurmaları, yalın ayak, üstü çıplak, fakir (Müslim`in rivayetinde fakir kelimesi yoktur) davar çobanlarının yüksek binalar yapmada yarıştıklarını görmendir." Bu söz üzerine yabancı çıktı gitti. Ben epeyce bir müddet kaldım. (Bu ifade Müslim`deki rivayete uygundur. Diğer kitaplarda "Ben üç gece sonra Hz. Peygamber (sav)`la karşılaştım" şeklindedir) Hz. Peygamber (sav) Ey Ömer, sual soran bu zatın kim olduğunu biliyor musun? dedi. Ben: "Allah ve Resulü daha iyi bilir" deyince şu açıklamayı yaptı: "Bu, Cebrail aleyhisselamdı. Size dininizi öğretmeye geldi."

HadisNo
:
15
Ekleme Tarihi: 13.11.2007 - 11:22
misem üyenin diğer mesajları misem`in Profili misem Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon NASİHAT
misem su an offline misem  
Themenicon    NASİHAT
22 Mesaj -
Ey Oğul!
Beysin! Bundan sonra öfke bize; uysallık sana... Güceniklik bize; gönül almak sana.. Suçlamak bize; katlanmak sana.. Acizlik bize, yanılgı bize; hoş görmek sana.. Geçimsizlikler, çatışmalar, uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar bize; adalet sana.. Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize; bağışlama sana... Bundan sonra bölmek bize; bütünlemek sana.. Üşengeçlik bize; uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana..
Ey Oğul!
Yükün ağır, işin çetin, gücün kıla bağlı, Allah yardımcın olsun. Beyliğini mübarek kılsın. Hak yoluna yararlı etsin. Işığını parıldatsın. Uzaklara iletsin. Sana yükünü taşıyacak güç, ayağını sürçtürmeyecek akıl ve kalp versin. Sen ve arkadaşlarınız kılıçla, bizim gibi dervişler de düşünce, fikir ve dualarla bize vaat edilenin önünü açmalıyız. Tıkanıklığı temizlemeliyiz.
Oğul!
:Güçlüsün, kuvvetlisin, akıllısın, kelamlısın. Ama bunları nerede ve nasıl kullanacağını bilmezsen sabah rüzgarlarında savrulur gidersin.. Öfken ve nefsin bir olup aklını mağlup eder. Bunun için daima sabırlı, sebatkar ve iradene sahip olasın!.. Sabır çok önemlidir. Bir bey sabretmesini bilmelidir. Vaktinden önce çiçek açmaz. Ham armut yenmez; yense bile bağrında kalır. Bilgisiz kılıç da tıpkı ham armut gibidir. Milletin, kendi irfanın içinde yaşasın. Ona sırt çevirme. Her zaman duy varlığını. Toplumu yöneten de, diri tutan da bu irfandır.
İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölürler. Dünya, senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir. Bütün fethedilmemiş gizlilikler, bilinmeyenler, ancak senin fazilet ve adaletinle gün ışığına çıkacaktır. Ananı ve atanı say! Bil ki bereket, büyüklerle beraberdir. Bu dünyada inancını kaybedersen, yeşilken çorak olur, çöllere dönersin. Açık sözlü ol! Her sözü üstüne alma! Gördün, söyleme; bildin deme! Sevildiğin yere sık gidip gelme; kalkar muhabbet ve itibarın,
Şu üç kişiye acı; cahiller arasındaki alime, zengin iken fakir düşene ve hatırlı iken, itibarını kaybedene ! Unutma ki, yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir.
Haklı olduğunda mücadeleden korkma! Bilesin ki atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler.
En büyük zafer nefsini tanımaktır. Düşman, insanın kendisidir. Dost ise, nefsi tanıyanın kendisidir. Ülke, idare edenin, oğulları ve kardeşleriyle bölüştüğü ortak malı değildir. Ülke sadece idare edene aittir. Ölünce, yerine kim geçerse, ülkenin idaresi onun olur. Vaktiyle yanılan atalarımız, sağlıklarında devletlerini oğulları ve kardeşleri arasında bölüştüler. Bunun içindir ki, yaşayamadılar.. İnsan bir kere oturdu mu, yerinden kolay kolay kalkmaz. Kişi kıpırdamayınca uyuşur. Uyuşunca laflamaya başlar. Laf dedikoduya dönüşür. Dedikodu başlayınca da gayri iflah etmez. Dost, düşman olur; düşman, canavar kesilir!..
Kişinin gücü, günün birinde tükenir, ama bilgi yaşar. Bilginin ışığı, kapalı gözlerden bile içeri sızar, aydınlığa kavuşturur. Hayvan ölür, semeri kalır; insan ölür eseri kalır. Gidenin değil, bırakmayanın ardından ağlamalı... Bırakanın da bıraktığı yerden devam etmeli. Savaşı sevmem. Kan akıtmaktan hoşlanmam. Yine de, bilirim ki, kılıç kalkıp inmelidir. Fakat bu kalkıp-iniş yaşatmak için olmalıdır. Hele kişinin kişiye kılıç indirmesi bir cinayettir. Bey memleketten öte değildir. Bir savaş, yalnızca bey için yapılmaz. Durmaya, dinlenmeye hakkımız yok. Çünkü, zaman yok, süre az!..
Yalnızlık korkanadır. Toprağın ekim zamanını bilen çiftçi, başkasına danışmaz. Yalnız başına kalsa da! Yeter ki, toprağın tavda olduğunu bilebilsin. Sevgi davanın esası olmalıdır. Sevmek ise, sessizliktedir. Bağırarak sevilmez. Görünerek de sevilmez!.. Geçmişini bilmeyen, geleceğini de bilemez.
Osman! Geçmişini iyi bil ki, geleceğe sağlam basasın.
Nereden geldiğini unutma ki, nereye gideceğini unutmayasın
Güle Güle
Ekleme Tarihi: 13.11.2007 - 10:24
misem üyenin diğer mesajları misem`in Profili misem Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: KALBİN AYARI KAÇARSA NAMAZ İNSANIN TERK EDER!....
misem su an offline misem  
KALBİN AYARI KAÇARSA NAMAZ İNSANIN TERK EDER!....
22 Mesaj -
Kalbin Ayarı Kaçarsa Namaz İnsanı Terk Eder!..

--------------------------------------------------------------------------------

Kalbin ayarı kaçarsa namaz insanı terk eder!
Önce azaltır ziyaretlerini…
Ekstraları keser; günde yalnızca beş kez uğrar.
Sonra dörde indiriverir.
Sabahın o sağaltan bereket ikliminden mahrum kalırsınız.
İkindiler meşgaleye takılır, öğleyi de sürükler peşinden.
Akşam nazlı bir gelinin duvağının ardındaki tebessüm gibidir.

Kıymetini bilmez, zaman denen ırmağın akışına karşı müteyakkız olmazsanız, Sonunda o da göstermez olur yüzünü.

Yatsıyı yitirmek geceyi direksiz bırakmaktır.
Sabahı savsaklamanın gündüzü savunmasız bırakması gibidir bu.

Evrenin her an başınıza yıkılabileceğini duyumsarsınız alıp verdiğiniz her nefeste. “Oruçsuz neş’esiz” kalıverirsiniz sonra ortalıkta…
Bindiğiniz dalları kesmekten beter, beslendiğiniz kökleri kurutursunuz.
Namaz terk ederse sizi, sonunda oruç da bırakır.
Önce bir iki delik, sonra kalbura döner kalbiniz...

Namaz – oruç ikilisinin gurbetindeyseniz, reklâm vermeye cömert elleriniz, zekât vermeye cimrileşir. Oysa zekât verebilmek dünyanın en büyük bahtiyarlıklarındandır. Bunu hak etmiyorsanız, mahrum bırakılırsınız.
Verebiliyorsanız, hâlâ sevinecek, hâlâ avunacak bir şeyiniz kalmış demektir.
Her an, önceki mevzileri kazanma gücüne kavuşabilir;
Her an oruçla ve namazla ödüllendirilebilirsiniz.

Önce zekât vermenin heyecanı terk eder kişiyi.
Heyecanını yitirdiğiniz şeyi hepten yitik sayabilirsiniz.
“İmanın halâveti” yitince geriye kuru şekiller kalır.
Ruhu çoktan uçup gitmiş bir namazın,
içi çoktan boşaltılmış bir orucun,
esprisi kaybolmuş zekâtın,
anlamı kaymış haccın, cihadın ve kurbanın faydası mı, zararı mı çok kestirmek güçtür.
Yitiğinin bilincinde olursa insan, onu yeniden arayıp bulmak, yeniden kazanmak için harekete geçebilir.
Ya sahtesiyle değiştirilmiş kopya bir namaza, oruca, zekâta, cihada tutunmuşsa bir ömür!

Vah o kişinin haline!



--alıntı--
__________________
KESME NEVANI! , İÇİNE SALSALARDA KEDER ,
KIRILSA GÖNÜL MEDD Ü CEZR İLE.. HEPSİ GEÇER... HEPSİ GEÇERRRRR..!!!!
------------------------------------------
BİR ölür ; BİN diriliriz


:(ağlarağlarağlarağlarağlarağlar
Ekleme Tarihi: 13.11.2007 - 10:15
misem üyenin diğer mesajları misem`in Profili misem Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: vakıt mi?
misem su an offline misem  
vakıt mi?
22 Mesaj -
Vakıtmi

--------------------------------------------------------------------------------

Vakit namazlarını sürekli cemaatle, camide eda eden, ALLAH’a yürekten bağlı, çok duru gönüllü bir adam varmış.. Ama evi, nehrin öbür tarafında olduğu için her vakit namazında, salla nehri geçmek epey vaktini alıyormuş.. Bir gün, gittiği camiide bir vaaz dinlemiş.. Hoca diyormuş ki;

“ALLAH’a öyle inanıp öyle dayanacaksın, öyle güveneceksin ki her işin kolaylıkla hallolsun.. Bismillah de gir suya! Yürü git’..” diye de bir örnek vermiş..

Adamcağız bunu duyunca bir sevinmiş bir sevinmiş ki..

-Oh! Demiş, kurtuldum artık saldan, vakit kayıplarından.. Bismillah der geçerim karşıya.. Sevincinden içi içine sığmıyormuş.. Aynı zamanda da içinden Hocaya kızmaktaymış, neden şimdiye kadar söylemedi bunu diye..

Dediği gibi de yapmış.. Çıkmış camiiden, gelmiş nehrin kıyısına; Bismillah demiş.... YÜRÜMÜŞ GEÇMİŞ.. –Allahu ekber!!-

Artık karısı da kendisi de çok mutluymuş bu yüzden..

Bir gün Hanımı demiş ki;

“Yarın o Hocayı al gel, yemeğe! Bak o kadar iyiliği dokundu bize..” Olur, demiş adam..Ertesi gün camiiden çıkınca, Hocayla anlaşmışlar; eve gidecekler..

Hoca; “Bir sal bulalım!” deyince adam şaşırmış ve;

“Ne salı Hocam?..Sen demedin mi Bismillah de yürü git! Ben o günden beri öyle yapıyorum.. Hadi geçelim..”

Hoca hayretlerde.. Dehşetlerde..

Neden sonra titrek yüreğiyle, melûl mahzun bakmış adama ve;

-Ah!.. demiş..

Keşke benim imanım da,

SENİNKİ GİBİ ACABA SIZ OLSAYDI, YÜRÜR GİDERDİM...




Eveeeet, hikaye bu kadar

Muhasebe vakti gelmiştir;

İmanlarımız, ACABA sız olsaydı, biz ne halde olurduk acep?..

Veya;

ACABASIZ OLSAYDI İMANLARIMIZ, BU HALDE OLUR MUYDUK?...
__________________

Zulümlerle kaplı şu dünyada saadeti bulmak için Kur'an bir harita, akıl bir pusula, iman ise önümüzü aydınlatan bir fener hükmündedir. Bunlar birbirinin tamamlayıcısıdırlar ve biri olmadan diğeri işe yaramaz ve bizi kurtuluşa ulaştıramaz."


ya rab senden başka bir seyi olmayan ben sendenbaşka herseyi olana acırım

düsün Güle Güle
Ekleme Tarihi: 13.11.2007 - 10:05
misem üyenin diğer mesajları misem`in Profili misem Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon HUŞU İLE NAMAZ KILMAK
misem su an offline misem  
Themenicon    HUŞU İLE NAMAZ KILMAK
22 Mesaj -
Hu§u iLe NaMaz KiLmaK

--------------------------------------------------------------------------------




Yüce Allah Kur’an’da namazla ilgili olarak; “Namazı kıl! Muhakkak ki namaz, (insanları) fenalıklardan ve kötülüklerden alıkoyar” buyurmuştur.(ankebut 45/29) Namaz kılanlar kıldıkları namazdan istenilen lezzeti alamadıklarını sürekli dile getirirler. Lezzet alamama onları bazen farz olan bu ibadeti terk etmeye kadar götürmektedir.
Namaz kılan insanın kıldığı namazdan lezzet almasına da huşu diyebiliriz, kısaca…
Huzûr ve huşû' ile kılınan iki rek'at namaz, gâfil (Allahü teâlâyı unutmuş) bir kalb ile akşamdan sabaha kadar kılınan namazdan hayırlıdır. (Abdullah ibni Abbâs)
Tevâzû, alçak gönüllülük. Hakk'a boyun eğmek. Korku ve sevgiden meydana gelen edepli hale huşu denir.
Cenab-ı Hak MU'minUn süresin de" Muhakkak mü'minler felah buldu, ki onlar namazlarında huşuludurlar. Onlar ki, faydasız işe, boş lafa bakmazlar. Onlar ki, zekâtlarını vermek için çalışırlar," buyurarak, namazlarını huşu ile kılan mü'minlerin felah bulacağını beyan etmektedir. (Muminun süresi Ayet 1-4)
O zaman namazda huşu çok önemli bir mevzudur. Mutlaka sağlanması gerekmektedir.
Namazda huşunun zıddı gaflettir. Gafletle namaz kılanlar, kur’an da tehdit edilmişlerdir.
“Yazıklar olsun O namaz kılanlara ki Onlar kıldıkları namazdan gafildirler”(Maun suresi)
Kılınan namazın gafletten kurtarılması ; yalnız Allah için kılındığının şuuruna erişmekle mümkündür. “ ve zikrim için namaz kıl” ( taha : 14) ayeti bunu işaret eder. Yani kılınan namaz Allah’ı hatırlatıyorsa istenilen namazdır. İşte o namaz, sahibini gafletten kurtarır; huşuya yönlendirir.
Nitekim Peygamber Efendimiz(S.A.V):" Kul namaza durduğu zaman, ancak Hz. Allah'ın huzurundadır. Sağa-sola iltifat ederse, Hz. Allah; " Kime iltifat ediyorsun ? Benden hayırlısına mı ? Bana dön ey âdemoğlu! Çünkü ben iltifat ettiğin şeyden daha hayırlıyım" buyurur. (Ruhül Beyan cilt 6 sahife 67)
” Namazda huşu nasıl sağlanabilir? ” “Namazın dışında huşuyu sağlarsanız o zaman namazda da huşuyu sağlarsınız.” Bu nasıl olur diye sorulunca, O da konuya şöyle bir açıklık getirmişti: ”İnsan kalbini fotoğraf stüdyolarındaki banyo odasına benzetirsek, makine ila çekilen pozlar banyoda tüm detaylarıyla meydana nasıl çıkarsa; Namazda da namaz dışında meşgul olduğunuz şeyler gönlünüze gelir. Sizi meşgul eder. Namazın dışında dünya ile meşgul olur. Zamanınızı boş ve gereksiz şeylerle geçirirseniz, namaza durunca da gönlünüzün, gözünüzün ve diğer azalarınızın yaşadıkları şeyler kalbinize gelir ve sizi meşgul eder. Bu haldeyken namazda huşuyu sağlayamazsınız. Eğer namazın dışında hayırla, hasenatla, iyiliklerle, zikirle vel-hâsıl Allah’la meşgul olursanız; namazda da Allah’la meşgul olur ve istenilen huzuru yani huşuyu yakalamış olursunuz. İşte O namaz, seni Allah’ı anmaya yöneltir. Maksat hâsıl olur .“
Behlüldane hazretlerine huşu hakkında soru sorarlar. O da Padişah Harun Reşid’e “Getirin bu adama, ağzına kadar doldurulmuş bir tuluk zeytinyağı verin. Birkaç asker verip, Şehrin sokaklarını dolaştırın. Eğer bir damla yağı yere dökerse, başını vurun” der. Hikmetini anlamazlar ama mutlaka bizim Behlüldane bir şeyler anlatacak diye, dediğini yapmağa koyulurlar. Adamcağız denildiği şekilde gönderilir. Bir süre sonra adam salimen döner. Behlüldane sorar”Anlat bakalım şehrin sokaklarında neler gördün ? Adam cevap verir: “ Ben tuluktaki zeytinyağından başka hiçbir şey görmedim.” Behlüldane tekrar sorar “ Ama nasıl olur, falan yerde düğün dernek vardı; davullar zurnalar çalıyordu nasıl görmez, nasıl duymazsın” Adam ”Aman efendim bana öğle bir dert verdiniz ki başımın kesilme korkusundan başka bir şey ne duydum, ne de gördüm.” Behlüldane Hazretleri hikmetli sözünü kondurur: “Namaz kılarken Azrail’in kılıcını başında bekler vaziyette ; Bu namazdan sonra canını teslim alacağını hayal edersen, başka bir şey hatırına gelmez. Sende o zaman huşu içinde namazını kılarsın.” Allah’ın huzurundaymış gibi namaz kılmanın yolu, demek ki gayretle bulunabilirmiş. Bize düşen bu bilge insanların tarif etmeye çalıştıkları yollardan giderek namazda huşu haline erişmek olmalıdır.



Allah cümlemize huşu ile namazlar kılmamızı nasip eylesin. Âmin!
__________________

~*~
Canan Ani istemezse
ister Anlarin Toplandigi Tüm Zamani...
Cana Verilecek Deger
Önemli Kilar
Canin Verilecegi Canani...
~*~

vGüle Güle
Ekleme Tarihi: 13.11.2007 - 09:46
misem üyenin diğer mesajları misem`in Profili misem Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon NAMAZ'IN ÖNEMİ LÜTFEN OKUYUN.
misem su an offline misem  
Themenicon    NAMAZ'IN ÖNEMİ LÜTFEN OKUYUN.
22 Mesaj -
Kardeşler.
Namazda tam manasıyla huşuyu sağlamak zordur. Namazda aklınıza başka şeyler geliyor olabilir.Bu şirk değildir.Şeytan insanı namazdan soğutmak için özellikle namaza ilk başlayanlara çok vesvese verir.Namazda bir çok kötü düşünceleri sürekli insanın kalbine atar.Böyle durumlarda bunun kendi düşüncemiz değil şeytanın sözleri olduğunu bilip bu düşünceler üzerinde durmamlıyız. İlgilenilmezse çabuk kaybolur.Namazda iken yalnızca Allahın huzurunda olduğunu bilip okuduğumuz ayetlerin, duaların kısa manalarını fazla ayrıntıya girmeden düşünmek gerekir.
Bu konuda vesvese yapmanız doğru olmaz. Bu şekilde kıldığınız namazlarınız geçerlidir.Hiç şeytan olmadan da Cenâbı Hakk insanları sadece nefisle ve dünyanın ahvaliyle, imtihan edebilir ve sonunda onları lâyık oldukları saadete erdirebilir yahut azaba kılabilirdi.Bu konuda şeytanın da devreye sokulması, gerçekte, ona verilmiş büyük bir cezadır. Çünkü, ne kadar insanı kötü yola sevk etmişse onların işedikleri günahların bir katı da kendisine yazılmakla azabı akıl almaz derecede artmış, Kahhar ismine en ileri mertebede mazhariyete lâyık kılınmıştır.
Şeytanın birinci gayesi, insanın imansız olmasıdır. Bunu başaramadı mı, geri adım atar ve onun ibadet etmemesine çalışır. Kulu bu şerefli vazifeden uzak tutmak için çok uğraşır. Kalbine birtakım kötü şeyler fısıldar. Ve insan bunların kendi kalbinden geldiğini sanarak rahatsız olur.Böyle karışık bir kalp ile de Allahın huzuruna durulmaz ki der.Kul, bu desiseye kandı mı şeytan zafere ulaşmıştır. Hâlbuki, her akıl kabul eder ki namazda bulamadığı huzuru, namazı terk etmekle yakalayacak değildir. İbadet ve itaati bırakıp günah ve isyan yoluna giren bir insan, ilâhî feyizden gittikçe uzaklaşır. Tek çıkar yol, ibadete devam etmektir.Namazı terk edip, meselâ, kumarhaneye gittiğinde o kötü sözlerin kesildiğini göreceksin. Demek ki, o sözlerin sahibi namaza düşman, kumara dost.Hem kumar oynayan birisine şeytan niçin vesvese versin!?... Verse, kumarın haram olduğu aklına gelebilir, bu ise şeytanın işine gelmez. Onu öylece bırakmak şeytan için en geçerli yoldur.
Bir hadisle sözümüzü bitirelim kardeşim..

* Namazda huşû bütün himmetini namaz için toplamak, namazın dışındaki her şeyden yüz çevirmek, gözlerini secde yerinden ayırmamak,sağa sola bakmamak, elbisesiyle oynamamak ve parmaklarını çıtlatmamaktır *

Allah Razı Olsun agla
Ekleme Tarihi: 13.11.2007 - 09:32
misem üyenin diğer mesajları misem`in Profili misem Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon NAMAZ'IN ÖNEMİ LÜTFEN OKUYUN.
misem su an offline misem  
Themenicon    NAMAZ'IN ÖNEMİ LÜTFEN OKUYUN.
22 Mesaj -
NAMAZI TERKEDENLER HAKKINDA



Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V)
Buyurdular ki;

''Bir Müslümanın namazı Terk Etmesi ile (cc) ona 15 Musubet verir Bunlardan 5'i Dünyada, 3'ü ölüm anında, 3'ü kabirde, 4'ü Arasatta (Mahşerde).


DÜNYA HALİ

1- Nuru kaldırır
2- Ömründen bereket alır
3-Duası kabul olmaz
4-Salihlerin du'asında
5-Sair ibadetleri kabul olmaz

ÖLÜM HALİ

1-Aç ölür
2-Susuz ölür
3-Hor ölür

KABİR HALİ

1-Kabir onu sıkar
2-Kabrine ateş dolar
3-Onun üstünde Akraa adında bir Ejder oturur

ARASAT HALİ

1-Hesabi zor verir
2-Gazaba duçar olur
3-Cehenneme dahil olur
4-Alnına üç satır yazı yazılır;

a) Bu adam gazabı hak etti
b) Bu adam 'ın hakkını ziya etti
c) Bu adam 'ın Rahmetinden Uzaktır
Ekleme Tarihi: 12.11.2007 - 16:10
misem üyenin diğer mesajları misem`in Profili misem Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon NAMAZI anlatan,kalpleri yakan ve titreten bir YAZI.. LÜTFEN okuyun..
misem su an offline misem  
22 Mesaj -
ALLAH RAZI OLSUN ELLERİNİZE SAĞLIK ÇOK BEGENDİM RABBİM İŞAALLAH NASİP EDER CÜMLEMİZE.

Uçurumun kenarındayım Hızır
Bir dilber kalesinin burcunda
Vazgeçilmez belaya nazır
Topuklarım boşluğun avcunda
Derin yar adımı çağırır
Kaldım parmaklarımın ucunda
Uçurumun kenarındayım Hızır
Bir gamzelik rüzgar yetecek
Ha itti beni, ha itecek
Uçurumun kenanndayım Hızır

Divan hazır
Ferman hazır
Kurban hazır
Güzelliğin zulme çaldığı sınır
Başım döner, beynim bulanır
El etmez
Gel etmez
Gözleri bir ret, bir davet
Gülce uzak uzak dolanır
Mecaz değil
Maraz değil
Gülce semavi bir afet

Uçurumun kenarındayım Hızır
Gülce bir beyaz sihir
Canıma bedel bir haz
Nar ve nurdan bir zehir
Gülce Araf`ta infaz
Bir tek bakışıyla suyum ısınır
Güzelliğin zulme çaldığı sınır
Uçurumun kenanndayım Hızır

Ben fakir
En hakir
Bin taksir
Cahil cesaretimi alem tanır
Ateşten
Kalleşten
Mızrakla gürzden
Dabbetülarzdan
Deccal`dan, yedi düvelden
Korku nedir bilmeyen ben
Tir tir titriyorum Gülce`den
Ödüm patlıyor Gülce`ye bakmaktan
Nutkum tutuluyor, ürperiyorum
Saniyeler gözlerimde birer can
Her saniyede bir can veriyorum
Güle Güle Allah Razı Olsun Mükemmel
Ekleme Tarihi: 06.11.2007 - 11:22
misem üyenin diğer mesajları misem`in Profili misem Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon NAMAZI anlatan,kalpleri yakan ve titreten bir YAZI.. LÜTFEN okuyun..
misem su an offline misem  
RE: RE: NAMAZI anlatan,kalpleri yakan ve titreten bir YAZI.. LÜTFEN okuyun..
22 Mesaj -
Alıntı
Orijınalı ay_i$igi

Alıntı
Orijınalı ALLAHA kavusmak

Degerli Kardeslerim, bu yazi Namazin tüm vakitlerini cok güzel bir sekilde anlatiyor,
lütfen okuyun agla agla Okuyun ve uyanalim.. agla

Sabah Namazi Vakit seher.. Ufukta günün kizil cicegi açmak üzere.
Vaktin rahmine sabahin nutfesi düstü az önce. Gecenin topraginda sakli isiktan tohumlar baslarini uzatiyor.

Simdi hatirla ki, sen de bir zamanlar yoklugun karanliginda yitiktin.
Unutulmusluk topragina gömülü bir tohumdun.
Kimsenin adini bilmedigi, hatirini saymadigi bir yetimdin.

Hatirla ki, unutulmusunun topraginda Rabbin seni unutmadi. Rabbin seni sahipsiz de brakmadi.
Rabbin seni yokluk gecesinden varliginin ufkuna eristirdi.
Taze bir bahar gibi gün yüzüne çikardi bedenini. Ete kemige bürüdü ruhunu.

Gülden tebessümler giydirdi yüzüne.

Simdi seher vakti. Göz kapaklarinin ardindan kaç. Gafletin gecesinden uyan. Aç gözlerini sehere.
Aç kalbini Rabbine. Uyan. Uyan, yan ve an seni hiç unutmayan Rabbini.
Günes ufukta yükselmeden, sen dualar ufkuna yüksel. Herkes unutsa bile seni unutmayan
Rabbini herkesin O'nu unuttugu anda ananlardan ol. Haydi kalk! Kalk ve miracina eslik et En Sevgilinin[asm].


Simdi sabah! Simdi sabah namazi vakti...
agla



......................................................................................................................



Ögle Namazi Vakit ögle. Gün ortasi. Dünya telasindasin. Isler yogun. Yarim kalmis nekadar is var!
Sanki sensiz yürümüyor hiçbir sey. Sanki sen olmasan isler hep yarimm kalacak, belki hiç baslamayacak.

Ne kadar çok vazgeçilmezin var! Ne kadar vazgeçilmezsin!

Oysa dünya seni pek umursamiyor. Sessizce akip gitmede sonsuz uzayda..
Telaslarina inat uzakta bir kelebek yavas yavas kozasindan çikmada.
Ötelerde bir insan son nefesini vermekte sessizce.. Bir bebek ilk kez gülümsemekte annesine...

Vakit ögle... O kadar gürültü var ki ortalikta.. Kalbinin sesini duyamiyorsun bile.
Ruhunun sonsuza uzanan emellerine kör olmak üzeresin. Telaslarin arasindan siyril, ruhuna yer ayir.
Ebedî sükûnete hazirla kendini. Kalbini sonsuzluga bitistir. Alnini secdeye degdir.
Simdi ögle namazi vakti!
agla



..............................................................................................................................



Ikindi Namazi Vakit ikindi. Gün ihtiyarladi. Günes solgun rengini birakiyor güller üstüne.
Zaman irmagi ikindinin caglayanindan dökülüyor simdi. Ayriligi söylüyor hece hece.
Hüzün renkli bulutlar sardii gögü.

Günesin saltanati bitmek üzere. Zevale dogru akiyor isiklar.

Hatirla ki, sen de bir ömrün ikindisine yürüyorsun. Tenin soluyor. Gözlerinin feri çekiliyor.
Yüzünü bu dünyadan çevirmeye hazirliyorsun. Öbür kiyisindasin artik hayat nehrinin.
Bundan sonra vaadi yok sana zamanin. Yokus asagi akiyor kalbin.

Vakit ikindi. Kalbini kanatiyor kuru gül yapraklai. Tutunacak dal ariyor gibisin zamana karsi.
Zamanin hükmü agirlasiyor üzerinde. Gün daha kisa geliyor artik.
"Yemin olsun ki ikindi vaktine. Hüsrandadir insan." Simdi anliyorsun. Çünkü, yokus asagi akiyorsun.
Dalindan kopuyorsun. Hoyrat bir rüzgâr artik zaman. Geriye kalan ancak iman.

Simdi ikindi vakti. Secdeye koy alnini. Egil Zamanin Sahibinin önünde. O'na konus; DUAlarini fisilda.
Sonsuzluga tutun hece hece.
agla



.................................................................................................................................



Aksam Namazi Vakit aksam. Gün ölmek üzere. Günes isiklarini topluyor esyanin üzerinden.
Kizilca kiyameti kopuyor dünyanin. Kara kefenini giyiniyor gün.
Gülün rengi soluyor, esyanin cezbesi yitiveriyor.

Hatirla ki, senin de aksamin olacak bir gün. Ömrünün isiklari solacak. Hayatinin perdesi çekilecek.
Senin de kiyametin kopacak.

Simdi aksam. Ölmeden önce bil ölecegini ki, yasatildigini farkedesin.
Herkesin senden uzaklasacagi ölüm anini hatirla ki, sen de simdi herkesten ve her seyden uzaklasip Rabbine yanasasin.
Seni sen yokken de bilen Rabbin, sen öldükten sonra da bilecek elbet..
Herkesin unuttugu yerde seni bir O hatirlayacak. Hatirini yalniz O bilecek. Sen de O'nu an simdi.
Simdi aksam namazi vakti..
agla


.................................................................................................................................



Yatsi Namazi Vakit Yatsi. Gün çoktan öldü. Günes isiklarini topladi. Gece hükmediyor âleme.
Günesin saltanati bitti. Isiklar tükendi ufuklarda. Renkler ellerini çekti esyadan.
Gül soldu, gün soldu. Göge yöneldi gözler.

Hatirla ki, Sen de unutusun kara gecesine yuvarlanacaksin. Bir adin kalacak geriye.

Bir mezar tasin hatirlayacak belki Seni. Belki o da unutacak.

Simdi gece.. Sabaha çok var. Isik uzaklarda. Yoklugun gecesinde, adin bile unutulmusken,
kimden meded umarsin sor kendine? Kim Sana hayat vermisse, kurumus kemikleri toplayip dirilten de O elbette.

Söyle kendine. Söyle kendine ki, çoklarinin Seni unuttugu bu gece, Sen de herkesi unut,
O'nu hatirla. Söyle kendine ki, coklarinin isiklara kanip sahte renklerin kuyularina daldigi bu gece,
Rabbini an, Rabbine kan, Rabbine uyan.

Simdi yatsi zamani vakti.

.................................................................................................................................

Senai Demirci




Allah razi olsun abla cok onemli bir konu aslinda...
ben suan musait degilim..yorumum kisa olacak..

belki birazdan yorum yaparim.. selametle kalin..

agla
Ekleme Tarihi: 06.11.2007 - 11:19
misem üyenin diğer mesajları misem`in Profili misem Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon DUA
misem su an offline misem  
Themenicon    DUA
22 Mesaj -
Bismillahirrahmanirrahim..
>
>
>
> SEVİYORUM ALLAHIM !
>
> İnanç Tarihi dersimin öğrencilerinden biriydi Tommy. Uzun saçlı, değişik bir
> gençti. Sınıfta benimle en çok tartışan öğrenci oydu. Tanrı'ya kayıtsız
> şartsız inanmayı kabullenmiyordu. Mezun olurken bana imalı, imalı;
> -"Günün birinde Tanrı'yı bulacağıma inanıyor musun hocam? " dedi.
> -"Hayır" dedim, yavaşça.
> -"Yaaa" dedi. "Oysa senin, bu derste Tanrı'yı pazarladığını sanıyordum
> hocam..." Kapıdan çıkıp gitmek üzereyken arkasından bağırdım:
> -"Tanrı'yı bulabileceğini düşünmüyorum. Ama o seni mutlak bulacak bir gün,
> eminim." Tommy, omzunu silkip yürüdü... Mezuniyetten sonra izini
> kaybetmiştim ki, acı haberi kendisi getirdi bana...Ölümcül kansere
> yakalanmıştı. Odama girdiğinde; zayıflamış, çökmüştü... Kemoterapi, o uzun
> saçlarını dökmüştü... Ama gözleri halâ pırıl pırıldı...
> -"Birkaç haftalık ömrüm kalmış hocam" dedi.
> -"Sana bir şey sorabilir miyim?" dedim.
> -"Tabii" dedi, "Ne öğrenmek istiyorsun?"
> -"Sadece 24 yaşında olmak ve ölmekte olduğunu bilmek nasıl bir şey?"
> -"Daha kötüsü olabilirdi... 50 yaşında olmak, kafayı çekmek, kadınlarla
> beraber olmak ve müthiş paralar kazanmayı, yaşamak, sanmak gibi..."
> Sonra niye geldiğini anlattı... "Okulun son günü sana Tanrı'yı bulup
> bulamayacağımı sormuş; "hayır" yanıtını alınca şaşırmıştım. Sonra, "ama o
> seni bulur" dedin... İşte bunu çok düşündüm. Doktorlar ciğerimden parça alıp
> kötü huylu olduğunu söylediklerinde; Tanrı'yı aramayı ciddiye aldım
> birden... Habis ur, diğer hayati organlarıma yayılmaya başlayınca, sabahlara
> kadar dualar etmeye başladım... Hiç bir şey olmadı. Bir sabah uyandığımda;
> ilahi bir mesaj alma yolundaki umutsuz çabalarımdan vazgeçiverdim aniden.
> Ömrümün geri kalan vaktini; Tanrı, ölümden sonra hayat falan gibi şeylerle
> geçirmeyecektim. Daha önemli şeyler yapma kararı aldım. O zaman gene seni
> düşündüm... "En büyük mutsuzluk, sevgisiz bir hayat sürmektir, bundan daha
> kötüsü de bu dünyadan, sevdiklerine "Seni seviyorum" diyemeden gitmektir"
> demiştin...
> Son günlerimi bu eksiği gidermekle harcayacaktım işte...
> En zorundan başladım... Babamdan..." Oğlu yanına geldiğinde; babası, gazete
> okuyormuş.
> -"Baba, seninle konuşmam lazım" demiş Tommy.
> -"Peki, konuş oğlum"
> -"Yani, çok önemli bir şey..."
> Babası, gazeteyi 10 santim indirmiş o zaman aşağı;
> - "Neymiş o bakalım?"
> -"Baba, seni seviyorum. Bunu bilmeni istedim." Tommy, gülümsedi, arkasını
> anlatırken... Babasının elinden yere düşmüş gazete... Hayatında hiç
> yapmadığı iki şeyi yapmış. Tommy'ye sarılmış ve ağlamış... Sabaha kadar
> konuşmuşlar. Babası, ertesi sabah işe gitmek zorunda olduğu halde...
> "Annem ve kardeşimle daha kolay oldu" diye devam etti Tommy... "Onlar da
> bana sarılıp ağladılar. Yıllardır bana söylemedikleri, söyleyemedikleri
> şeyleri anlattılar. Bütün bunları yapmak için bu kadar geç kalmış olmama
> üzüldüm sadece...
> Ölümün gölgesi üzerime düşünce; kalbimi açıyordum, bana, aslında çok daha
> yakın olması gereken insanlara..." Nefes aldı Tommy..." Bir gün baktım,
> Tanrı, orada... Hemen yanı başımda duruyor... Ona yalvardığım zaman, bana
> gelmemişti. Onun kendi programı vardı, kendi bildiği gibi yapıyordu. Gerçek
> olan şu ki, haklıydın... Ben, onu aramaktan vazgeçtiğim halde, gelip, beni
> bulmuştu."
> - "Tommy" dedim. "Sandığından çok önemli şeyler söylüyorsun, tüm
> insanlığa... Sen, Tanrı'yı bulmanın en emin yolunu anlatıyorsun. Onu, sadece
> kendine ayırmak, sadece ihtiyaç duyunca aramak işe yaramaz... Ama hayatını
> sevgiye açarsan o, gelir seni bulur. Bunu anlatıyorsun farkında mısın?"
> Devam ettim; "Tommy, bana bir iyilik yapar mısın, bunları gelip sınıfımda da
> anlatabilir misin?"
> Bir gün tespit ettik. Ama Tommy gelemedi o gün... Ölümle hayatı sona
> ermemişti tabii... Şekil değiştirmiş, büyük bir adım atmıştı sadece...
> İnanmaktan, görmeye geçmişti... Ölümünden önce son bir defa konuşmuştuk.
> -"Söz verdiğim derse gelemeyeceğim, halsiz ve bitkinim hocam" demişti..
> -"Anlıyorum Tommy !"
> -"Benim yerime onlara sen anlatır mısın hocam, sen anlatır mısın?
> Herkese, bütün dünyaya, benim için anlatır mısın?"
> -"Anlatırım Tommy" dedim. "Anlatırım, merak etme!"
>
> İnsanlara; "Seni seviyorum" demek için, ölümü beklemenize gerek yok, şimdi,
> hemen şimdi başlayabilirsiniz... Başlayın ki, hayatınız güzelleşsin,
> zenginleşsin..
>
> Hem, şimdi başlamazsanız, belki de hiç söyleme şansınız olmayabilir...
Ekleme Tarihi: 05.11.2007 - 14:06
misem üyenin diğer mesajları misem`in Profili misem Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: YAREN............
misem su an offline misem  
tebrik
22 Mesaj -
yüreginize ve elinize saglıkAllah Razı Olsun
> Bismillahirrahmanirrahim..
>
>
>
> SEVİYORUM ALLAHIM !
>
> İnanç Tarihi dersimin öğrencilerinden biriydi Tommy. Uzun saçlı, değişik bir
> gençti. Sınıfta benimle en çok tartışan öğrenci oydu. Tanrı'ya kayıtsız
> şartsız inanmayı kabullenmiyordu. Mezun olurken bana imalı, imalı;
> -"Günün birinde Tanrı'yı bulacağıma inanıyor musun hocam? " dedi.
> -"Hayır" dedim, yavaşça.
> -"Yaaa" dedi. "Oysa senin, bu derste Tanrı'yı pazarladığını sanıyordum
> hocam..." Kapıdan çıkıp gitmek üzereyken arkasından bağırdım:
> -"Tanrı'yı bulabileceğini düşünmüyorum. Ama o seni mutlak bulacak bir gün,
> eminim." Tommy, omzunu silkip yürüdü... Mezuniyetten sonra izini
> kaybetmiştim ki, acı haberi kendisi getirdi bana...Ölümcül kansere
> yakalanmıştı. Odama girdiğinde; zayıflamış, çökmüştü... Kemoterapi, o uzun
> saçlarını dökmüştü... Ama gözleri halâ pırıl pırıldı...
> -"Birkaç haftalık ömrüm kalmış hocam" dedi.
> -"Sana bir şey sorabilir miyim?" dedim.
> -"Tabii" dedi, "Ne öğrenmek istiyorsun?"
> -"Sadece 24 yaşında olmak ve ölmekte olduğunu bilmek nasıl bir şey?"
> -"Daha kötüsü olabilirdi... 50 yaşında olmak, kafayı çekmek, kadınlarla
> beraber olmak ve müthiş paralar kazanmayı, yaşamak, sanmak gibi..."
> Sonra niye geldiğini anlattı... "Okulun son günü sana Tanrı'yı bulup
> bulamayacağımı sormuş; "hayır" yanıtını alınca şaşırmıştım. Sonra, "ama o
> seni bulur" dedin... İşte bunu çok düşündüm. Doktorlar ciğerimden parça alıp
> kötü huylu olduğunu söylediklerinde; Tanrı'yı aramayı ciddiye aldım
> birden... Habis ur, diğer hayati organlarıma yayılmaya başlayınca, sabahlara
> kadar dualar etmeye başladım... Hiç bir şey olmadı. Bir sabah uyandığımda;
> ilahi bir mesaj alma yolundaki umutsuz çabalarımdan vazgeçiverdim aniden.
> Ömrümün geri kalan vaktini; Tanrı, ölümden sonra hayat falan gibi şeylerle
> geçirmeyecektim. Daha önemli şeyler yapma kararı aldım. O zaman gene seni
> düşündüm... "En büyük mutsuzluk, sevgisiz bir hayat sürmektir, bundan daha
> kötüsü de bu dünyadan, sevdiklerine "Seni seviyorum" diyemeden gitmektir"
> demiştin...
> Son günlerimi bu eksiği gidermekle harcayacaktım işte...
> En zorundan başladım... Babamdan..." Oğlu yanına geldiğinde; babası, gazete
> okuyormuş.
> -"Baba, seninle konuşmam lazım" demiş Tommy.
> -"Peki, konuş oğlum"
> -"Yani, çok önemli bir şey..."
> Babası, gazeteyi 10 santim indirmiş o zaman aşağı;
> - "Neymiş o bakalım?"
> -"Baba, seni seviyorum. Bunu bilmeni istedim." Tommy, gülümsedi, arkasını
> anlatırken... Babasının elinden yere düşmüş gazete... Hayatında hiç
> yapmadığı iki şeyi yapmış. Tommy'ye sarılmış ve ağlamış... Sabaha kadar
> konuşmuşlar. Babası, ertesi sabah işe gitmek zorunda olduğu halde...
> "Annem ve kardeşimle daha kolay oldu" diye devam etti Tommy... "Onlar da
> bana sarılıp ağladılar. Yıllardır bana söylemedikleri, söyleyemedikleri
> şeyleri anlattılar. Bütün bunları yapmak için bu kadar geç kalmış olmama
> üzüldüm sadece...
> Ölümün gölgesi üzerime düşünce; kalbimi açıyordum, bana, aslında çok daha
> yakın olması gereken insanlara..." Nefes aldı Tommy..." Bir gün baktım,
> Tanrı, orada... Hemen yanı başımda duruyor... Ona yalvardığım zaman, bana
> gelmemişti. Onun kendi programı vardı, kendi bildiği gibi yapıyordu. Gerçek
> olan şu ki, haklıydın... Ben, onu aramaktan vazgeçtiğim halde, gelip, beni
> bulmuştu."
> - "Tommy" dedim. "Sandığından çok önemli şeyler söylüyorsun, tüm
> insanlığa... Sen, Tanrı'yı bulmanın en emin yolunu anlatıyorsun. Onu, sadece
> kendine ayırmak, sadece ihtiyaç duyunca aramak işe yaramaz... Ama hayatını
> sevgiye açarsan o, gelir seni bulur. Bunu anlatıyorsun farkında mısın?"
> Devam ettim; "Tommy, bana bir iyilik yapar mısın, bunları gelip sınıfımda da
> anlatabilir misin?"
> Bir gün tespit ettik. Ama Tommy gelemedi o gün... Ölümle hayatı sona
> ermemişti tabii... Şekil değiştirmiş, büyük bir adım atmıştı sadece...
> İnanmaktan, görmeye geçmişti... Ölümünden önce son bir defa konuşmuştuk.
> -"Söz verdiğim derse gelemeyeceğim, halsiz ve bitkinim hocam" demişti..
> -"Anlıyorum Tommy !"
> -"Benim yerime onlara sen anlatır mısın hocam, sen anlatır mısın?
> Herkese, bütün dünyaya, benim için anlatır mısın?"
> -"Anlatırım Tommy" dedim. "Anlatırım, merak etme!"
>
> İnsanlara; "Seni seviyorum" demek için, ölümü beklemenize gerek yok, şimdi,
> hemen şimdi başlayabilirsiniz... Başlayın ki, hayatınız güzelleşsin,
> zenginleşsin..
>
> Hem, şimdi başlamazsanız, belki de hiç söyleme şansınız olmayabilir...
>

mesaj Ben sitede yeniyim tavsilelerinizi bekliyorumGüle Güle
Ekleme Tarihi: 05.11.2007 - 13:02
misem üyenin diğer mesajları misem`in Profili misem Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: YAREN............
misem su an offline misem  
DUA
22 Mesaj -
Allah Razı Olsun
Allah’ım! Benliğimin yaktığı ateşte yakma beni! Beni nefsime kul etme, kul et nefsimi Sana! Bir lahza dahi bana bırakma beni! Sen bana yetersin, yetmem ben bana. Bilmediğimi bildir, görmediğimi göster! Sen bildirmezsen bilemem, göremem göstermezsen. Gönlüme huzur, gözlerime nur, dizime derman ver! Sen "OL" deyince olur, olmaz "OL" demezsen. Canana can, cana canan, kalbe ferman ver! Al işte ellerim, uzattım sana! Ne olur, ne olur bırakma beni bana! Sen bana yetersin, yetmem ben bana! Allah'ım ellerimi bırakma! Allah’ım Bırakma bizi. Tut elimizi!

( Âmin! )
Ekleme Tarihi: 04.11.2007 - 12:42
misem üyenin diğer mesajları misem`in Profili misem Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Sayfa (2): (1) 2 Devam >
İmzalar göster - Konuları göster

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 792 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
***Murat*** (48), behlul (50), hatice57 (44), GaZZe (60), erveysel (61), Abdulkadir22 (31), samyeli13 (47), candeniz (24), balacan (54), abdulkadir (31), babam veben (55), askbumu (43), sahra_yagmur (37), halit42 (39), Babacan52 (56), gurbetcigenc (33), Fikret1972 (52), NuR_EFSAN (39), jopp777 (47), pempe1987 (37), Nur baçesi (28), seyhzadem (36), Mustafa Alptug (41), gunes_akca (35), KanKaZ (36), hsusal (72), olimp_ (45), ufkumuzvar (42), gakkosfatih (42), HIKKI (51), Selale1 (49), Yasin Tural (36), nebitdag (45)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.56430 saniyede açıldı