fluvoxamine ivermektine generique plaquenil generique luvox stromectol prograf propecia proscar protonix protopic provas comp provas maxx provas provera pyridium ranimed ranisifar rebetol red viagra regepar reglan remeron reminyl renagel renova requip resochine retin a retrovir revatio revia rheumatrex rhinocort rhinovent risperdal rivodarone robaxin rocaltrol rogaine rudopram rulid rulide salazopyrin saroten selecim septicol
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

21 Sonuç - Yeni Arama
Sayfa (2): (1) 2 Devam >
Ekleyen Mesaj
Konu: Resûlullah‘ın kızı Zeyneb (r.anh) vefat etmişti..
husrev55 su an offline husrev55  
Resûlullah‘ın kızı Zeyneb (r.anh) vefat etmişti..
21 Mesaj -
Enes (r.a) anlatıyor:

“Resûlullah‘ın kızı Zeyneb (r.anh) vefat etmişti. (Hz. Zeyneb (r.anh) hicretin 8. yılının başlarında vefat etmiştir.) Hep beraber cenazeye katıldık. Resûl-i Ekrem (s.a.v) çok üzgündü. Hz. Peygamber (s.a.v) sonra sekînet ve vakar içinde kabrin başına oturdu ve ellerini semaya doğru kaldırıp dua etmeye başladı. Ardından kabre inip kızını yerleştirdi, onu çok üzgün görüyordum. Kabirden çıkarken gördüğümde ise sevinçli idi, tebessüm ediyordu. Biz Resûlullah‘a bu değişikliğin nedenini sorduk, şöyle cevap verdi:

“Kabrin darlığı, onun insanı nasıl sıkıştırdığı ve buna karşın kızım Zeyneb‘in zayıf ve güçsüz biri olduğu hatırıma geldi. Bu bana çok sıkıntı verdi. Ben de Allah‘a dua edip kızımdan kabir azabını hafifletmesini istedim, duamı kabul etti. Fakat kabir onu öyle bir sıktı ve üzerine daraldı ki, doğu ile batı arsında, insanların ve cinlerin haricindeki bütün mahlûkat onun sesini işitti.“ (Taberânî, el-Mu‘cemü‘l-Kebîr, 1/745; 22/1054; İbnü‘l-Cevzî, el-ilelü‘l-Mütenâhiye, 2/908-909; Süyûtî, Şerhu‘s-Sudûr, s. 108-109; ibn Receb, Ehvâlü‘l-Kubûr, s. 102.)
Ekleme Tarihi: 15.11.2007 - 10:14
husrev55 üyenin diğer mesajları husrev55`in Profili husrev55 Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: HZ.ADEMIN CENNETTEN CIKARILMASI
husrev55 su an offline husrev55  
HZ.ADEMIN CENNETTEN CIKARILMASI
21 Mesaj -
Hz. Ömer (R.A.) naklediyor:

Hz. Rasulullah (A.S.) buyurdu ki:

Hz. Adem (A.S.), cennetten çýkarýlmasýna sebep olan hatayý iþledikten sonra affedilmesi için þöyle dua etti:

- ‘Allah’ým beni Muhammed’in hakký için affeyle, tevbemi kabul buyur.’ Cenab-ý Hak:
- ‘Sen Muhammed’i nereden tanýyorsun?’ diye sorunca, Adem (A.S.):
- ‘Ya Rabbi! Beni yarattýðýn zaman baþýmý kaldýrýp arþa baktýðýmda, arþýn üzerinde,

Lâ ilâhe illallah Muhammedü’r-Rasulullah

yazýldýðýný gördüm. Ýsmi Allah’ýn ismiyle beraber yazýlan birinin O’nun katýnda en sevgili bir kul olduðunu anladým. Bundan dolayý onun ismini zikrederek affýmý istedim.’ dedi. Allahu Tealâ:

- ‘Ýzzet ve celâlime yemin ederim ki, o senin zürriyetinden gelecek son peygamberdir. Eðer o olmasaydý seni yaratmazdým.’ buyurdu. (Hakim, Beyhakî, Tabaranî, Heysemî)
Ekleme Tarihi: 14.11.2007 - 08:47
husrev55 üyenin diğer mesajları husrev55`in Profili husrev55 Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: Abdestin edepleri nelerdir?
husrev55 su an offline husrev55  
Abdestin edepleri nelerdir?
21 Mesaj -
Abdestin baþlýca edepleri þunlardýr:
10) Yüzü yýkamaya üst taraftan baþlamak.
11) Her organý yýkarken veya mesh ederken besmele çekmek.
12) Her organý yýkarken veya mesh ederken dua okumak.
13) Geniþ olan yüzüðü hareket ettirmek.
14) Suyu ne israf etmek ne de kýt kulllanmak.
15) Suyu yüze çarpmamak.
16) Ayaklarý sol el ile yýkamak.
17) Kulaklarý mesh ederken ellerin küçük parmaklarý ile kulaklarýn içini silmek.
18) Abdestten sonra Kadir suresini okumak.
19) Abdest alýndýktan sonra mümkünse iki rekât nafile namaz kýlmak. (Bedai, 1/18; Tahtavî, s. 44
Ekleme Tarihi: 14.11.2007 - 08:43
husrev55 üyenin diğer mesajları husrev55`in Profili husrev55 Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: ÖLÜM VE SONRASI
husrev55 su an offline husrev55  
ÖLÜM VE SONRASI
21 Mesaj -
Enes (r.a) anlatýyor:

Resûlullah (s.a.v) ile birlikte oturuyorduk. Bir ara Resûlullah (s.a.v) gülümsedi ve, “Neden güldüðümü biliyor musunuz?“ diye sordu. Bizler,

“Allah ve Resulü daha iyi bilir“ dedik. Resûlullah (s.a.v) þöyle buyurdu:

“(Hesap günü) Kulun rabbiyle arasýnda geçecek olan konuþmasýna (yani kulun, rabbinin suallerine karþý kendini savunurken söylemiþ olduklarýna) gülüyorum; zira o gün kul rabbine,

‘Ey rabbiml Beni zulme ve haksýzlýða karþý koruyan sen deðil miydin?‘Allah (c.c), ‘Evet‘buyurur. Kul, ‘O halde bana benden olan bir þahit istiyorum (baþkasýný kabul etmem)“ der. Bunun üzerine Allah (c.c),

‘O halde bugün hesap sorucu olarak nefsin (azalarýn ve organlarýn) yeter. Kirâmen Kâtibin de þahitlerin olsun‘ buyurur. Sonra o kulun aðzýna mühür vurulur, organlarýna ve azalarýna, konuþun denilir. Onlar da o kimsenin yapmýþ olduðu her fiili teker teker anlatýrlar. Sonra kulun aðzý açýlarak konuþmasýna izin verilir. Kul, azalarýna, ‘Defolun!

Uzaklasýn yanýmdan ! Ben dünyada sizi korurken sizin yaptýðýnýza bir bakýn!‘ der.‘ (Müslim, Zühd, 17; Nesâî, es-Sünenü‘l-Kübrâ, nr. 938; Kurtubî, el-Câmi, 15/45; Ha-tîb-i Tebrizî, Miþkât, nr. 2554.)

Bütün mahlûkatýn önünde azalarýmýzýn þehadetiyle rezil rüsva olmaktan Allah‘a sýðýnýrýz. Ancak þunu da hatýrlatalým ki, Allah (c.c) sorgu sual esnasýnda müminlerin kusurlarýný örteceðini ve onlarý Allah‘tan (c.c) baþka kimsenin bilmeyeceðini müjde etmiþtir.


ÖLÜM VE SONRASI
KABÝR KIYAMET AHÝRET

ÝMAM GAZALÝ
Ekleme Tarihi: 14.11.2007 - 08:41
husrev55 üyenin diğer mesajları husrev55`in Profili husrev55 Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: HESAP GÜNÜ ALLAH‘I (c.c) GÖRMEK
husrev55 su an offline husrev55  
HESAP GÜNÜ ALLAH‘I (c.c) GÖRMEK
21 Mesaj -
Ebû Hüreyre (r.a) anlatýyor: Sahabeler Hz. Peygamber‘e, “Yâ Resûlallah! Acaba kýyamet günü Allah‘ý (c.c) görebilecek miyiz?“ diye sordular. Resûlullah (s.a.v),

“Bulutsuz bir günde, öðlen ortasý güneþi görmenize bir engel var mý?“ diye sordu. Sahabeler, “Hayýr“ dediler. Resûlullah (s.a.v) yine, “Bulutsuz bir gece, dolunay çýktýðýnda ayý görmenize bir engel var mý?“ Sahabeler yine hayýr cevabýný verdi. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v) þöyle buyurdu:


“Nefsimi kudret elinde bulunduran Allah‘a yemin olsun ki, o gün rabbinizi görmenize bir engel olmayacaktýr. Allah Teâlâ kulunu karþýsýna alacak ve, ‘Sana ikramda bulunmadým mý? Seni ait olduðun topluluðun efendisi yapmadým mý? Evlendirmedim mi? Atlarý, develeri hizmetine vermedim mi? Ýnsanlara baþkan yapmadým mý? Ganimet mallarýnýn dörtte birini sana helâl etmedim mi?‘ diye soracaktýr. Kul, ‘Evet‘ diyecektir. Allah Teâlâ, ‘Bana kavuþacaðýný hiç düþünmedin mi?‘ buyuracak; kul da, ‘Hayýr‘ cevabýný verince Allah (c.c), ‘Öyleyse, beni unuttuðun gibi ben de seni unutuyorum‘ diyecektir.“ (Müslim, Zühd, 16; Ebû Davud, Sünnet, 20; Tirmizî, Sýfatü‘l-Cenne, 17; ibn Mâce, Mukaddime, 13; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 2/389.)

Ey miskin! Þimdi meleklerin kollarýndan tutup seni Allah‘ýn huzuruna çýkardýklarýný ve Allah‘ýn sana þu sorularý sorduðunu düþün: Sana gençlik nimetini bahþetmedim mi?

Peki onu nerede çürüttün? Sana uzun bir hayat vermedim mi? O halde onu nerede tükettin? Sana mal mülk vermedim mi? Onu nereden kazandýn ve nerelere sarfettin? Sana ilim vermedim mi? Peki onunla amel ettin mi?

Allah‘ýn (c.c) o anda sana verdiði nimetleri, O‘na karþý yapmýþ olduðun isyan ve günahlarýný sayarken nasýl bir haya ve utanç içinde olacaðýný gözünde canlandýrabiliyor musun? Eðer sen bu sayýlanlarý kabul etmek istemez ve þahit istersen, bütün organlarýn ve azalarýn yapmýþ olduklarýna (lehinde ya da aleyhinde) þahitlik edecektir.
Ekleme Tarihi: 14.11.2007 - 08:40
husrev55 üyenin diğer mesajları husrev55`in Profili husrev55 Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: Bir Hadiste Sen Ekler misin??
husrev55 su an offline husrev55  
S.A
21 Mesaj -
DEGERLI MUSLUMAN KARDESLERIM HADIS BOLUMUNDE YAKLASIK 150 KADAR HADIS EKLEDIM BKNZ.
SELAM VE DUA ILE
Ekleme Tarihi: 13.11.2007 - 07:01
husrev55 üyenin diğer mesajları husrev55`in Profili husrev55 Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: Sıcak yemekten sakının!
husrev55 su an offline husrev55  
Sıcak yemekten sakının!
21 Mesaj -
Bir Hadis ...
Sıcak yemekten sakının! Çünkü o, bereketi giderir. Soğuk yemeyi tavsiye ederim.Çünkü onun bereketi daha büyüktür.
Hadis (Camiüssağir).
Ekleme Tarihi: 12.11.2007 - 13:37
husrev55 üyenin diğer mesajları husrev55`in Profili husrev55 Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: MERHAMET EDEN MERHAMET BULUR
husrev55 su an offline husrev55  
MERHAMET EDEN MERHAMET BULUR
21 Mesaj -
Allah Teâlâ merhameti yarattý; onu yüz parçaya böldü. Bu parçalarýn her biri gökle yerin arasýný dolduracak kadar büyüktü. Yüz parçanýn sadece birini yeryüzüne indirdi.
Bir anne, bu duygu sebebiyle yavrusuna þefkat besler. Bir hayvan, bu duygudan dolayý yavrusunun üzerine basmamak için ayaðýný kaldýrýr.
Ýnsanlar, cinler, yabanî hayvanlar, kuþlar, kýsacasý bütün varlýklar bu duygu sayesinde birbirine merhamet eder. Geri kalan doksan dokuz parçaya gelince; Cenâb-ý Hak onlarý kýyamet gününde mü'min kullarýný kurtarmak için yanýnda alýkoymuþtur. Gönüllerimizdeki sevgi, Allah Teâlâ'nýn bize olan merhametinin bir sonucudur. Merhamet eden merhamet görür. Merhamet edene Cenâb-ý Hak da merhamet eder. Ama merhamet etmeyene merhamet olunmaz.
Resûlullah Efendimiz, uzunca bir süre ibadet etmek niyetiyle namaza baþlardý; fakat aðlayan bir çocuk sesi duyunca, "Belki çocuðun annesi cemaatin arasýndadýr; çocuðu aðladýðý için huzursuz olabilir" düþüncesiyle namazý çabucak kýldýrýrdý.
Savaþlarda hem anne, hem de yavrusu esir alýnmýþsa, onlarý birbirinden ayýrmamayý tembih eder, anne ile çocuðunu birbirinden ayýraný Allah Teâlâ kýyamet gününde sevdiklerinden ayýrýr, derdi.
Ekleme Tarihi: 12.11.2007 - 13:13
husrev55 üyenin diğer mesajları husrev55`in Profili husrev55 Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: KABİR AZABI VARMI YOKMU DİYENLERE İBRET ALIN DERİM.....
husrev55 su an offline husrev55  
21 Mesaj -
SELAM VE DUA ILE
Ekleme Tarihi: 10.11.2007 - 08:46
husrev55 üyenin diğer mesajları husrev55`in Profili husrev55 Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: "Bugün burada ölen bir Çinli var mı?"
husrev55 su an offline husrev55  
"Bugün burada ölen bir Çinli var mı?"
21 Mesaj -
Resûlullah [s.a.v.] rüyamda göründüler ve: "Bugün burada bir çinli vefat edecek, onun cenazesi ile ilgilenin." buyurdular.

Bundan altý, yedi ay önce Çin'in deðiþik bölgelerinden on kiþi Ýstanbul'a gelir. Bu on kiþi sýradan insanlar deðildir.
Bunlarýn ortak özelikleri yeni Müslüman olmalarýdýr. Umre için Ýstanbul üzerinden Arabistan'a gideceklerdi. Hepsi de yeni Müslüman olmuþ. Kimi yirmi gün önce, kimi bir ay, en uzaðý iki ay önce Müslüman olmuþtu. Ne yeterince Ýslâmî bilgileri vardý, ne de yapacaklarý umre ile ilgili bir bilgileri.
Yanlarýna, kendilerine yardýmcý olacak, hem Çince'yi, hem Arapça'yý iyi bilen, hem de Ýslâmî bilgisi olan birini rehber olarak alacaklardý.
Mevlâ'mýzýn takdiri, Türkistan'daki Çin zulmünden kaçýp Ýstanbul'a yerleþmiþ bir Uygur kardeþimiz, bu on Çinliye rehber oldu. Bundan sonra hâdiseyi bu kardeþimizden dileyelim.
Bahsi geçen kardeþimiz þu anda bizim yanýmýzda bulunmaktadýr.
- "Yeni Müslüman olmuþ bu on Çinli ile birlikte yola çýktýk. Kýsa zamanda aramýzda iyi bir dostluk kuruldu. Yeni mü'min olmuþ bu insanlar, büyük bir heyecan yaþýyorlardý.
Hiçbirinin Ýslâmî bilgisi yoktu. Hatta namazda okuyacaklarý sûreleri bilmedikleri gibi Fatiha'yý bile bilmiyorlardý. Bazý zikirleri yaptýrmaya çalýþýyor, ancak Çince telâffuz zor olduðu için zikirleri tam okuyamýyorlardý.
Namazlarda sadece "Elhamdülillah, Allahu Ekber" diyebiliyorlardý. Bana sormuþlardý "Ne yapalým?" diye.
Ben de onlarýn kimine "Elhamdülillah", kimine "Lâ ilâhe illallah" ve benzeri zikirleri öðretmeye çalýþýyordum. Onlar da namazlarda bunlarý söylüyorlardý.
Önce Mekke'ye gittik. Kâbe'de onlarýn hâli görülmeye deðerdi. Yeni doðmuþ çocuklar misali heyecan ve neþe içinde, kâh aðlýyor, kâh gülüyorlardý.
Ýsimlerini deðiþtirmiþtik: Muhammed (Çan Çing) Hasan, (Çun Fang) gibi her biri yeni ismi ile çaðýrýlýyordu. On Çinli kardeþimizden biri olan Muhammed de bir farklýlýk vardý. Bu durum dikkatimi çekmiþti. Her namazýný gözleri yaþlý olarak bitiriyordu. Ýyice dikkat ettim. Evet, Muhammed namazlarýnda aðlýyordu. Bana da sürekli sorular soruyorlar, Ýslâm hakkýnda bilgi ediniyorlardý. Ben de bildiðim kadarýyla onlara bilgiler veriyordum.
Bir gün Muhammed sordu:
- Ýçki nedir, Ýçkiye dinimiz nasýl bakar?
- Rabbimiz içkiyi kesin olarak yasaklamýþtýr, içilmesi, yapýlmasý, taþýnmasý, satýlmasý yasaktýr.
Kaldýðýmýz otele gelmiþtik. Muhammed bir telefon edeceðini söyledi ve ona memleketine telefon etme imkâný saðladýk. Çin'deki kardeþini arýyordu, kardeþine aynen þöyle diyordu:
- Ýçki fabrikamýzý kapat, Allah'ýmýz öyle emretmiþ. Bize bu emre uymak düþer. Kardeþi bunu yapamayacaðýný, birçok baðlantýsýnýn olduðunu, durup dururken, kapatýrlarsa, yüz binlerce dolar zarar edeceklerini, hiç olmazsa kendisine biraz zaman vermesini söyler. Fakat Muhammed kararlýdýr:
- Allah emretmiþ, bize uymak düþer. Fabrikayý hemen kapat, ben gelince borçlarý hallederim.
Ýçki fabrikasý kapanýyor. Mekke'deki ibadetlerimize devam ediyoruz.
Yine bir gün bana sorduklarý sorularda çýkardýklarý bir neticeyi açýklarlar:
- Kadýn modasý, kadýnlarý yarý çýplak resmetmek gibi faaliyetler de dinimizde yasak mýdýr?
- Evet yasaktýr. Ayný gün ötele geldiðimizde yine Çin'i aradý ve bu sefer de kardeþine moda evinin kapatýlmasý emrini verdi. Kardeþi yine itiraz etti, ancak Muhammed ne itiraz dinledi, ne de kararýndan vazgeçti.
- Rabbimiz emretti ise, bize bu emre uymak düþer. Mekke'deki ziyaretimizi bitirdik ve Medine'ye gittik.
Medine'de bir sabah namazý. Efendimizin "Burasý cennet bahçesidir." buyurduðu yerde sabah namazýnýn fazýný kýlýyoruz.
Muhammed benim yanýmda. Diðer Çinli kardeþlerimizle ayný saftayýz. Ýlk secdeye varýyoruz, secdeden kalkýyoruz, ikinci secdeye varýyoruz, sonra kýyama kalkýyoruz. O da ne?
Muhammed hâlâ secdede, kalkmadý. Tekrar secde ediyoruz, ettahiyyatý okuyoruz ve selâm veriyoruz. Muhammed hâlâ secdede. Düþündüm ki, yorgunluktan ve uykusuzluktan bazen insana bir geçkinlik geliyor, Muhammed'e de secdede böyle bir þey oldu, uyudu. Elimi uzattým, omzuna dokundum ve hafifçe çekeyim dedim ki, sað tarafýnýn üzerine yuvarlandý. Muhammed'in ölmüþ olabileceðini düþündüm. Olay duyulmuþtu. Görevliler müdahalede bulundular, dýþarý çýkardýlar, bir ambulansa koyarak hastaneye götürdüler. Biz de gittik. Hastanedeki ilk muayenede çoktan vefat ettiðini söylediler. Muhammed'i hastanenin morguna kaldýrdýlar.
Çinli kardeþlerimle birlikte hastanenin önünde ne yapacaðýmýzý bilemez bir hâlde üzüntü içinde bulunuyorduk. O sýrada bir araba ile makam mevki sahibi bir zat geldi. Herkes onu hürmetle karþýladý, sonradan öðrendik ki bu zat Medine'nin ileri gelen yöneticilerinden biri idi. Hastane yetkililerine sordu:
- "Bugün burada ölen bir Çinli var mý?"
- "Evet", cevabýný alýnca þu açýklamada bulundu:
- "Dün gece Efendimiz rüyamda bana göründü ve buyurdular ki,
- "Yarýn burada bir Çinli kardeþim vefat edecek, onun cenazesi ile ilgilenin."
Bir anda her þey deðiþti. Muhammed'i morgdan aldýlar, bir devlet yetkilisine yapýlanlardan daha fazlasýný yaptýlar. Cennetü'l Bakî'ye defnettiler.
Bu hâdiseyi bizzat yaþayan ve onlara rehberlik yapan Doðu Türkistanlý kardeþimiz hâdiseyi bu þekilde anlattý.
Teslimiyeti gördük deðil mi? "Rabbim emrettiyse, bize uygulamak düþer." Zararmýþ, ziyanmýþ, önemi yok. Rabbimiz emretmiþ ve iþ bitmiþtir. Ýþte sahabe inancý.
Bu Çinli kardeþimiz de o inanca ulaþtý ulaþmasýna; ancak dünyada fazla kalamadý. Çünkü bu dünya pisliðinin içinde fazla kalamazdý ve kalmadý da. Efendimizin de ilgisine mazhar oldu. Ne mutlu bu Çinli kardeþimize, ruhu için elfatiha.
Bakýn teslimiyete. "Emir Mevlâ'dan ise, bize uymak düþer."
Çinli Muhammedimize bak! O bir anda koskoca bir fabrikayý nasýl feda etti?!
Madem ölüm tek bir defa gelecek
Ekleme Tarihi: 10.11.2007 - 08:27
husrev55 üyenin diğer mesajları husrev55`in Profili husrev55 Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: Seçme Bazı Hadis-i Şerifler
husrev55 su an offline husrev55  
Seçme Bazı Hadis-i Şerifler
21 Mesaj -
Biriniz ayakta iken öfkelenirse otursun. Öfkesi geçerse ne ala. Aksi halde uzanıp yatsın.
Hadis (Müsned).

Kişinin mescidin boyunu ve enini dolaşıp da içinde namaz kılmaması kıyamet alametlerindendir.
Hadis (Taberani).

Kulun konuşmalarında inşaallah demesi, imanının mükemmelliğindendir.
Hadis (Taberani).

Mü’min mü’minin aynasıdır. Mü’min mü’minin kardeşidir. Mü’min mü’minin kaybettiği bir şeyini bulursa, onun için korumaya alır. Mü’min mü’mini arkasından savunur.
Hadis (Ebu Davud).

Ebu Rafi’ anlatıyor: Kureyş beni Hz. Peygambere (elçi olarak) gönderdi.Onu görünce kalbime İslam sevgisi düştü. Dedim ki: Ey Allah’ın Resulü! Ben bir daha onlara dönmem. Şöyle buyurdu: Ben yaptığım sözleşme ve anlaşmaları bozmam ve (bana gelen) elçileri yanımda alıkoymam. Şimdi sen (Kureyş’e) geri dön, görevini tamamla. Sonra şu anda içinde hissettiğini yine hissedersen döner gelirsin. Bunun üzerine Kureyş’e geri döndüm. Görevimi bitirdim. Sonra tekrar gelip müslüman oldum.
Hadis (Ebu Davud).

Devamlı herkesle kavga ve çekişme halinde olman, günah olarak sana kafidir.
Hadis (Ramuz).

Bir kötülük işlediğinde peşinden hemen bir iyilik yap ki, o kötülüğü silsin.
Hadis-i Şerif (Tirmizi).

Sizden biriniz bir topluluğa vardığında selam versin. Ayrılırken de selam versin. Bu ikinci selam da, birincisi kadar önemlidir.
Hadis (Ebu Davud, Tirmizi).

Namaz mü’mini Allah’a yaklaştıran bir vasıtadır.
Hadis-i Şerif (İbn-i Adiyy).

Biriniz bir yere girmek istediğinde 3 defa izin istesin. Müsaade edilmezse, geri dönsün.
Hadis (Müsned).

Dünyada garipler 4’tür. Zalimin göğsündeki (zihnindeki) emri tutulmayan Kur’an; Bir topluluk ortasında bulunup ta içinde namaz kılınmayan cami; Bir evde bulunup ta, kabından çıkarılıp okunmayan Kur’an; Kötü huylu insanlar arasında kalan iyi huylu kişi...
Hadis (Deylemi).

Benden sonra bana inanan müslümanlar hakkında şu 3 şeyden korkuyorum: Onları idare edenlerin zulme sapmalarından. Yıldızların (Burçların) yaşamlarına etkisi olduğuna inanmalarından. Kaderi inkar etmelerinden.
Hadis (İbn-i Asakir).

Kişi cennete girdiği zaman, Rabbından anne ve babasını ve çocuklarını soracak. Allah ona: Onlar senin makam ve derecene ulaşamadılar ki! diye seslenecek. O da: Ya Rabbi! Ben hem kendim, hem de onlar için amelde bulundum, diyerek (şefaat edecek). Bunun üzerine onların da ona katılması için Allah emir verecek.
Hadis-i Şerif (Ramuz).

Pek çok günahları olan bir kimse dahi olsa, zulme uğrayanın bedduası kabul görür. Fasıklığı kendine...
Hadis (Ramuz).

Mü’minlerin ölen küçük çocukları cennette bir dağdadır. Kıyamet günü babalarına teslim edilinceye kadar bakımlarını İbrahim Peygamber ve hanımı Sare üzerine almıştır.
Hadis (Müsned).

İslam ülkesinde yaşayan gayr-ı müslimlere zulmedildiğinde o devlet, düşmanın eline geçer
Hadis-i Şerif (Taberani).

Biriniz elinde bir fidan olduğu sırada kıyamet kopacak olsa, onu dikmeye gücü yeterse, diksin.
Hadis-i Şerif (Müsned).

Dört özellik vardır ki, kimde bulunursa, Allah o kimseyi cehennemden uzak kılar ve onu şeytandan korur: Kötü bir şeyi yapmak isterken iradesine hakim olan; Nefsi istemediği halde, güzel bir şeyi yapan; Bir şeyi canı çekip, iştah duyduğunda nefsine engel olan; Öfkelendiğinde, öfkesini tutan... 4 özellik daha vardır ki, kimde bulunursa, Allah rahmetini o kimse üzerine yayar ve onu cennetine koyar: Bir yoksulu koruma altına alan; Zayıfa merhamet eden; Emri altındakilere (işçi ve hizmetçilerine) yumuşak davranan; Anne babasına bağış ve iyilikte bulunan...
Hadis (Hakim).

İyilik insanlar arasında kesintiye uğrayabilir. Fakat iyiliği yapanla, Allah arasında hiçbir kesinti olmaz.
Hadis-i Şerif

Ümmetimin bana en yakın olanları, bana en çok salavat getirenleridir.
Hadis (Beyhaki).

İnsan yasaklanan şeylere karşı hırslıdır, aç gözlüdür.
Hadis (Deylemi).

Doğru bir sözü işitip sonra da onu din kardeşine ulaştırarak öğretmen, ne güzel bir hediyedir
Hadis-i Şerif (Taberani).

Hz.Peygamber, bir gün ashabına: İnsanları en çok cehenneme girdiren şey nedir? diye sordu. Ashap: Allah ve Resulü bilir ancak, dediler. Hz Peygamber: İki uzvudur ki, biri ağzı, diğeri ferci (cinsiyet organı), buyurdu. Sonra tekrar sordu: İnsanların en çok cennete eriştiren şey nedir? Ashap, aynı cevabı verince, şu açıklamayı yaptı: Bu da iki şeydir: Biri, Allah’tan korkmak, yani takva sahibi olmaktır. Diğeri de güzel ahlaka sahip bulunmaktır.
Hadis (İbn-i Mace).

Cennette büyük bir köşk vardır. İsmi ferah evidir.Buraya ancak çocukları sevindirenler girer.
Hadis-i Şerif (ibn-i Addy).

Allah, niyeti “önce ahiret” olana dünyayı da verir. Ama niyeti “sadece dünya” olana, ahireti vermez.
Hadis (İbn-i Mübarek).

Bir zımmiyi (islam topraklarında vatandaş statüsü içinde yaşıyan gayr-i müslimi ) veya can güvenliği verilmiş (vizeli) bir kafiri öldüren kimse, cennetin kokusunu bile duyamaz. Oysa cennetin kokusu 40 yıllık mesafeden duyulur.
Hadis-i Şerif (Buhari).

Borcunu azalt ki hür yaşayasın.
hadis-i şerif (Beyhaki )

İlim öğrenmeye çalışan, evine dönünceye kadar, Allah yolundadır.
Hadis-i Şerif (Ebu Nuaym).

En üstün sadaka, aç bir canlıyı doyurmaktır.(Beyhaki).En üstün sadaka, iki kişinin arasını düzeltmektir.(Beyhaki). En üstün sadaka, dili (yalan, gıybet, iftiradan) korumaktır.(Deylemi).En üstün sadaka, fakire gizlice verilen sadakadır.
Hadis-i Şerif (Taberani).

Ben ancak güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.
Hadis-i Şerif (Beyhaki).

Biriniz kızdığında sussun.
Hadis (Müsned).

İnsanoğlu sabaha çıkıp güne başladığında bütün organları diline yalvararak şöyle derler: Hakkımızda Allah’tan kork. Çünkü bizim doğru yönde ilerlememiz ancak seninle mümkündür. Sen doğru çizgide olursan, biz de doğru çizgide oluruz. Sen doğru yönden saparsan, biz de saparız.
Hadis (Tirmizi).

Suçsuz yere (mazlumen) öldürülen kişinin, Allah katında 5 ödülü vardır. Kanının ilk damlası yere düştüğünde günahları bağışlanır. Cennetteki yerini görür. Keramet (soyluluk) elbisesi giydirilir. Büyük korkudan, yani kıyametin dehşet dolu sıkıntılarından güvencede olur
Hadis-i Şerif (Ramuz).

Kişi değiştirmeye güç yetiremiyeceği bir münkeri (sakıncalı eylemi) görünce, Allah’a o eylemi münkir olduğunu yani asla hoşlanmadığını bildirmesi, onu kurtarmaya yeter.
Hadis (Taberani).

Mümin, bütünüyle faydadan ibarettir. Birlikte yürüdüğünde, sana (güzel şeyler anlatıp) fayda verir. Kendisine akıl danıştığında, (en doğru ve gerekli bilgiyi verip) sana yararlı olur. Ortaklık kurduğunda (hainlik düşünmez) sana kazanç sağlar. O, her şeyiyle, her işinde (tepeden tırnağa) faydadan ibarettir.
Hadis-i Şerif (Ebu Nuaym)

Kötü arkadaştan sakın! Onunla tanınacağından şüphen olmasın.
Hadis (İbn-i Asakir).

Silahla öldürülen nice kimse vardır ki, ne şehiddir ve ne de övülmeye değer bir kahraman. Yatağında eceliyle ölen nice kimseler de vardır ki, Allah katında şehiddir.
Hadis (Ebu Nuaym).

Cenneti özleyen hayırlara koşar. Cehennemden korkan, günahla gelen lezzetlerden kaçar. Ölümü bekleyen için, lezzetler önemsizdir. Dünyaya zühd ile soğuk bakana, dertler hafif gelir.
Hadis-i Şerif (Beyhaki).

Adalet güzeldir. Fakat idarecilerde olursa, daha güzeldir. Cömertlik güzeldir. Fakat zenginlerde olursa daha güzeldir. Dinde titizlik güzeldir.Fakat alimlerde olursa daha güzeldir.Sabır güzeldir. Fakat fakirlerde olursa daha güzeldir.Tövbe güzeldir.Fakat gençlerde olursa daha güzeldir.Utanma duygusu (haya) güzeldir. Fakat kadınlarda olursa daha güzeldir.
Hadis-i Şerif (Deylemi).

Her şeyin bir hakikatı vardır. İmanın hakikatı ise şudur: Kul, başına gelen şeyin her şart ve durumda mutlaka ona gelecek olduğunu bilmelidir. Başına gelmeyen şeyin de, hiçbir şekilde kendisine erişmesinin mümkün olmadığına inanmalıdır.
Hadis (Ebu Davud).

Herhangi bir kimse ücretini vermemek niyetitle bir şey satın alırsa öldüğü gün hain olarak ölür. Hain ise cehennemdedir.
hadis-i şerif( Taberani )

En üstününüz, görüldüklerinde Allah’ın hatırlandığı kimselerdir.
Hadis-i Şerif (Hakim).

Kıyamet günü, mazlumların kurtuluş günüdür.
Hadis-i Şerif (İbn-i Ebi’d-Dünya).

Kıyamete yakın müslümanlar içinde en az bulunacak şey; helal para ile kendisine güvenilecek arkadaştır.
Hadis-i Şerif (İbn-i Adiyy).

Hz. Peygamber: Biriniz hergün Uhud Dağı gibi bir amelde bulunmaktan aciz mi olur? buyurdu. Buna kimin gücü yeter ki? diye soruldu. Allah Resulü: Hepinizin gücü yeter buna! Cevabını verdi. Nedir o amel? Denildi. Allah Resulü şu açıklamayı yaptı: Sübhanallah sözünün sevabı Uhud’dan büyüktür. La ilahe illallah sözünün sevabı Uhuddan büyüktür. Allahü Ekber sözü de uhuddan büyüktür.
Hadis (Ramuz).

Hz. Peygamber çok merhametliydi. Birisi kendisine bir şey istemeye gelirse, istenilen şey varsa, mutlaka verirdi. Yok ise, olunca verme sözü verirdi.
Hadis-i Şerif (Buhari).

Bir bedevi Resulullah’a gelerek; Ya Resulullah! Rüyamda başımın koparılıp yuvarlandığını, kendimin de onun peşinden koştuğumu gördüm. Bunun tabiri nedir? Diye sordu. Resulullah Efendimiz ona şu cevabı verdi: Uyurken, şeytanın seninle oynamasını, halka anlatma...
Hadis-i Şerif (Müslim).

Biriniz elindeki yiyecek parçası yere düştüğünde, kirlenen yerleri (yıkayıp) temizledikten sonra, yesin. Onu, şeytana bırakmasın. Çünkü, bereketin yenen şeyin hangi parçasında olduğunu kimse bilemez.
Hadis (Müslim).

Kur’anı okuyan ve ezberleyenlere hürmet edin. Onlara hürmet eden, bana hürmet etmiş olur.
hadis (Deylemi).

İnsanların gelip geçtiği yollarda (caddelerde) oturmaktan sakının.Mutlaka oturacaksanız o zaman yolun hakkını verin.Yolun hakkı ise şunlardır: Harama bakmamak, Yoldan gelip geçen insanlara sıkıntı ve eziyet vermemek, ta’cizde bulunmamak, Verilen selamları almak, İyiliği teşvik etmek, Kötülükten de sakındırmak.
Hadis (Ebu Davud).

Allah, Cehennemde cezası en hafif olanlardan birine şöyle der: Eğer yer yüzündeki her imkan (güç ve servet) senin elinde olsaydı, bu cezadan kurtulmak için, verir miydin? O kişi hiç tereddütsüz: verirdim, der. Allah şu açıklamayı yapar: Sen dünyada yaşarken, ben senden bu dediğimden daha kolayını, yani bana inanmanı ve hiçbir şeyi ortak koşmamanı istedim. Ama sen ise bana ortak koşmakta direttin.
Hadis (Tirmizi).

Biriniz bir yolculuğa çıktığında din kardeşlerine(uğrayıp) onlarla vedalaşsın.Çünkü Allah, onların yapacakları duayı, onun hakkında bereketli (ve makbul) kılar.
Hadis-i Şerif (Deylemi).

Meşru dairede eğleniniz ve oynayınz. Ben dini yaşantınızda bir kabalığın (yobazlığın) görünmesinden hoşlanmıyorum.
Hadis-i Şerif (Beyhaki).

Allah kadınlarınz hakkında hayırlı olmanızı tavsiye eder. Çünkü onlar, anneleriniz, kızlarınız teyzelerinizdir.
Hadis-i Şerif (Taberani).

Din kardeşinin yüzüne gülümsemen senin için bir sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman, bir sadakadır.Yolunu kaybetmiş kişiye doğru yol göstermen bir sadakadır.İnsanların gelip geçtiği yoldan, taşı, dikeni, kemiği, (eziyet verici her türlü nesneyi) kaldırman bir sadakadır. Kuyudan kova ile çektiğin sudan,din kardeşinin kovasına su dökmen, yine senin için bir sadakadır.
Hadis-i Şerif (Kütüb-ü Sitte).

Kuşları yuvalarında rahat bırakınız. Onları ürkütmeyiniz.
Hadis-i Şerif (Ebu Davud).

Kişi, birinin yaptığı işten hoşlanırsa, o da onun gibidir.
Hadis-i Şerif (Taberani).

Allah (tedbir almakta) yetersiz (aciz) davranmayı kınar. Sen yapmak istediğin işin gereklerini yerine getir. Buna rağmen o işi neticelendirmeye gücün yetmezse, şöyle de: Hasbiyallahu ve ni’me’l-vekil... Allah bana yeter. O ne güzel vekildir.
hadis (Ebu Davud).

Rızkı yerin altında arayın.
Hadis-i Şerif

Bir gün bir hurma fidanı dikiyordum.Resulüllah yanıma geldi. Ey Eba Hureyre! Nedir o diktiğin? diye sordu. Hurma fidanı dikiyorum ya Resulallah, dedim. Sana o diktiğinden daha hayırlı bir dikim işi söyleyeyim mi? dedi. Söyle ya Resulallah! dedim. Sübhanallah, Elhamdülillah La ilahe illallah, Allahu Ekber, kelimelerini söyle... Bunların her biri için, sana Cennet’te bir ağaç dikilir, buyurdu.
Hadis (Hakim, Ebu Hureyre’den).

İnsanlara kötülük yapmaktan uzak dur. Şüphesiz bu, senin için bir sadakadır.
Hadis (İbn-i Ebiddünya).

Kim ki, eli darda olan borçlusuna, durumu düzelinceye kadar süre tanırsa, Allah da ona günahından tevbe edinceye kadar süre tanır.
Hadis-i Şerif ( Buhari )

Herhangi bir kişi geri vermemek niyetiyle bir borç alırsa kıyamet gününde hırsız olarak Allahın huzuruna çıkar.
hadis-i şerif( İbn-i Mace )

İyilik yapmak (herkesin harcı değildir) ancak dinine bağlı, hareketleri soylu ve yumuşak huylu kimselere kolay gelir.
Hadis-i Şerif (Taberani).

Allah dünyada insanlara işkence edenlere, kyamet günü büyük ceza verir.
Hadis-i Şerif (Müslim).

Allah birinizin gelir kaynağını bir işe bağlamışsa, geçimini sağlamakta zorlanmadıkça, kişi o kazanç kapısını terketmesin.
Hadis (İbn-i Mace).

Dünyaya gönül verme (zahid ol) ki Allah seni sevsin. İnsanların elindekine göz dikme ki, insanlar seni sevsin.
Hadis-i Şerif (İbn-i Mace).

Kıyamet gününde Allah, kullarından birini çağırır,huzurunda durdurarak malının hesbını sorduğu gibi, makamının da hesabını sorar.
Hadis-i Şerif (Hatib).

Ümmetimin sonlarına doğru, mescidlerini süsleyip te kalplerini harabeye çeviren topluluklar görülür. Onlar, elbisesine verdiği önemi, dinine vermeyecek.Dünyalığı yerindeyse, dinlerine ne olduğuna aldırmayacak.
Hadis-i Şerif (Ramuz).

“İnsanlar uykudadırlar, ölünce uyanırlar.”
Hadis-i Şerif

Erkek kadın her mü’minin, cennette bir vekili (temsilcisi) vardır. Kur’an okuduğu zaman, o vekil ona orada köşkler yapar. Tesbih çektiği zaman ağaçlar diker. Bunlardan vazgeçtiğinde de, hiçbir şey yapmaz.
Hadis (Ramuz).

Mü’minin saygınlık ve onuru; Allah’ın kendisine verdiğine kanaat edip, insanlardan bir şey beklememesidir.
hadis (Beyhaki).

Ahirzamanda insanlara parapul gerekecek. Ta ki onunla din ve dünyalarını ayakta tutabilsinler.
Hadis-i Şerif ( Taberani )

Kim ki, güneş batıdan doğmadıkça tövbe ederse, Allah onun tövbesini kabul eder.
Hadis (Müslim).

Allah Resülü: Cennet bahçesine uğradığınızda kendinizi besleyiniz, buyurdu. Sahabiler: Ya Resulallah, Cennet bahçeleri nerededir? diye sordular. Peygamberimiz: Allah’ın anıldığı, zikir mescidleridir, buyurdu.(Tirmizi). İbn-i Abbas’ın rivayetinde:İlim meclisleridir, buyurdu.(Taberani). Ebu Hureyre’nin rivayetinde: Mescidlerdir, buyurdu. Sahabiler: Beslenmek nedir? diye sordular. Resulüllah: Subhanallah, Elhamdülillah ve Allahu Ekber (demek)dir buyurdu.(Tirmizi).
Hadis-i Şerif (Taberani).

“Kabir, Cennet bahçelerinden bir bahçe, yahut Cehennem çukurlarından bir çukurdur.”
Hadis-i Şerif

Ben tebliğci olarak gönderildim. Zorlaştırıcı olarak değil
Hadis-i Şerif .(Müslim).

En faziletli sadaka, bir müslümanın ilim öğrenip sonra da onu başkasına öğretmesidir.(Darimi).En faziletli sadaka, kötülük düşünen (içinde kin duygusu olan) akrabaya (onun kinini gidermek niyetiyle) verilen sadakadır.(Darimi).En faziletli sadaka, malı az olanın, kendisinden özveride bulunarak verdiği sadakadır.
Hadis-i Şerif (Ebu Davud).

İlim öğrenmeye çalışanın rızkına (geçimine) Allah kefildir.
Hadis-i Şerif (Hatib).

Kendisine ikram edilen yemeğe burun kıvırması (beğenmemesi), kişiye kötülük olarak yeter.
Hadis (İbn-i Ebiddünya).

Kim Allah ile kendisinin arasını düzeltir, güzel yaparsa; Allah ta onun, insanlarla arasını düzeltir, güzel yapar.Kim iç dünyasını (kalbini, niyetini) düzeltirse, Allah da onun dışını (davranışlarını) düzeltir
Hadis-i Şerif (Hakim).

Mü’min mü’minin kardeşidir. Hiçbir şekilde ona olan hayırlılığını (faydalı tavsiyelerini) elden bırakmaz.
Hadis-i Şerif (İbn-i-Mace).

Dünyada yaşanan dert ve sıkıntılar (musibetler) yüzlerin karardığı kıyamet gününde, sahibinin yüzünü ak ederler...
Hadis-i Şerif (Taberani).

Üç kişiyi Allah sevmez.
1- harab olmuş, yıkılması söz konusu olan evde konaklayan kişi
2- sel yolunda konaklayan kişi
3- Hayvanını başıboş salıp da sonra onu koruması için Allaha dua eden kişi.
Hadis-i Şerif

Ölümü çok zikredin. Zenginlik anında ölümü hatırlarsanız, bu (zenginliğin vereceği azgınlık ve şımarıklığı) yıkar. Fakirlik anında hatırlarsanız, bu, (halinizden şikayeti önler) elinizdekine kanaat etmenize sebep olur.
Hadis (İbn-i Ebi’d-Dünya)

Sizden daha zenginlerin yanına az girip çıkın. Çünkü bu, Allah’ın size verdiği nimetlerini küçümsememeniz için daha uygundur.
Hadis (Hakim).

Diline sahip ol. Evin sana dar gelmesin. Günahların için ağla.
Hadis (Ukbe bin Amir).

Ülkeler Allah’ın mülkü, kullar Allah’ın kullarıdır. Öyle ise, nerede hayrı bulursan oraya yerleş.
Hadis-i Şerif (Müsned).

Mü’minler, aralarında, duvarları birbirine destek veren bir bina gibidir.
Hadis (Buhari).

Her takva sahibi, Muhammed’in (üzerine rahmet ve selam olsun) ehl-i beytindendir.
Hadis (Taberani, Evsat).

Günahlarını azaltki, ölüm sana kolay gelsin.
Hadis-i Şerif (Beyhaki).

Yağmurların çoğalıp bitkilerin (ürünlerin) az, Kur’an okuyanların çok olup dini bilenlerin az, İdarecilerin sayıının artıp, güven duyulanların ise kıt olması kıyametin yaklaştığının delillerindendir.
Hadis-i Şerif (Taberani).

Kim kalbini Allah’a bağlarsa, Allah mü’minlerin kalbinde ona sevgi ve merhamet yaratır
Hadis-i Şerif (Taberani).

Yemeklerinizi topluca yeyiniz. Ayrı ayrı yemeyiniz. Şüphesiz ki, bir kişinin yiyeceği 2 kişiye yeter.İki kişinin yemeği, 5-6 kişiye yeter. Şüphesiz ki, bereket topluluktadır
Hadis (Bezzar)

İyiliği yap, kötülükten de sakın. Yanlarından kalktığında, halkın senin hakkında söylemelerinden hoşlanacağın şeyleri gözet ve onları yerine getir. Yanlarından kalktığında halkın senin hakkında söylemelerinden hoşlanmayacağın şeylere ise, dikkat et ve onları yapmaktan da sakın.
Hadisi Şerif ( Beyhaki )

En üstün amel (eylem), doğru niyettir
Hadis-i Şerif (Hakim).

Hak sahibinin konuşmaya hakkı vardır.
Hadis-i Şerif (Buhari).

Din kardeşi kendisine özür dilemek üzere gelen kişi; özür dileyen bunda ister samimi olsun, isterse olmasın; o özrü kabul etsin. Böyle yapmazsa, Kevser Havuzunun başında yanıma gelemez.
Hadis-i Şerif (Hakim).

İnsana dinini yaşamak için yeterli gelecek 4 söz vardır. Onlar da şunlardır. Ameller (eylemler) niyetlere göredir. Kendini ilgilendirmeyen (malayani) şeyleri terketmesi, kişinin güzel (akıllı, bilinçli) müslüman olduğunu gösterir. Bir mü’min, kendi için istediğini din kardeşi için de istemelidir. Bunu yapmadıkça imanda olgunluğa eremez. Allah’ın koyduğu helaller bellidir, haramlar da bellidir. İkisi arasında şüpheli şeyler vardır. (Onları insan açıkça bilemez, ama vicdanı bir kanaat belirler).
Hadis (Ebu Davud).

Hz. Peygamber sözlü iddia ve ithama göre ceza vermezdi. Ve birinin diğeri aleyhindeki iddiasını delilsiz ve ispatsız kabul etmezdi.
Hadis (Ebu Nuaym)

Allah yumuşaktır. Yumuşaklığı sever. Ve yumuşaklık haline verdiğini, sertlik ve şiddet haline vermez.
Hadis-i Şerif (Ebu Davud).

Dilleriyle söylemedikleri ve eyleme dönüştürmedikleri sürece, Allah, ümmetimin kalbinden geçirdiği negatif düşünceleri bağışlamıştır.
hadis (İbn-i Mace).

Cömert, malında olan Allah’ın haklarını ödeyendir. Cimri, malındaki Allah’ın haklarını yerine getirmeyen; Rabbinin verdiğinden, Rabbine karşı nekeslik edendir.
Hadis (Esbehani).

“Daha vakti var, ilerde yaparım” demek, şeytanın mü’minlerin kalplerine bıraktığı bir vesvesedir.
Hadis (Ramuz).

Cenaze namazı kıldığınızda, ölen için gönülden ve samimi dua ediniz.
Hadis-i Şerif (Ebu Davud).

Kişinin henüz hayatta (canlı ve sağlıklı) iken servetinden bir dirhemi sadaka olarak vermesi; vefat ederken yüz dirhemi sadaka olarak dağıtmasından daha sevaplıdır vehayırlıdır.
Hadis-i Şerif (Ebu Davud).

Kıyametin hemen yakınında, kan dökülme (yani terör) günleri vardır
Hadis-i Şerif (Müsned).

Özür dileyeceğin her işten sakın.
Hadis (Camiüssağir).

Günahlar rızkı azaltmaz. Sevaplar da rızkı çoğaltmaz. Duayı terketmek ise günahtır.
Hadis (Mu’cemu’s-sağir).

Başlarına üzücü bir hal geldiğinde sabreden; Kendine nimet verildiğinde şükreden; Haksızlığa uğradığında olaya hoşgörüyle yaklaşarak bağışlayıp affeden; Kendi bir haksızlık yaptığında özür ve af dileyen kimseler... İşte onlar güvenli ve doğru yolu bulanların ta kendileridir.
Hadis-i Şerif (Taberani).

En üstün ibadet, sıkıntı anında sabırla kurtulmayı beklemektir.
Hadis (Beyhaki).

Haya (kötülük işlemekten utanma) örtüsünü yüzünden sıyırıp atan kimsenin ardından konuşmak gıybet değildir.
Hadis (Beyhaki).

İçinde çocuk bulunmayan evde, bereket yoktur
Hadis-i Şerif (Camiüssagir).

Bana 2 çenesi ile 2 bacağı arasını koruma konusunda garanti verene, ben de cenneti garanti veririm...
Hadis-i Şerif (Buhari, Tirmizi).

Kim ki, can boğaza gelmeden (sekerata girmeden) önce Allah’a tövbe ederse, Allah bu pişmanlığı da kabul eder.
Hadis (Hakim).

Allah’tan korkması, kişiye ilim olarak; kendini beğenmesi de cahillik olarak yeter.
Hadis (Beyhaki).

şerle(günahla) varan kimseye yazıklar olsun.
Hadis-i Şerif (Deylemi).

Şu 6 şeyi devamlı yapacağınıza dair bana söz verin; ben de cenete gireceğinize kefil olayım: Konuştuğunda hep doğru söyleyin. Söz verdiğinizde hep sözünüzde durun. Size güvenildiğinde bu güveni sakın istismar etmeyin. Namusunuzu titizlikle koruyun. Gözlerinizi haramdan sakının. Haramın her türlüsünden çekinin.
Hadis (Müsned).

Duaların sonunda Amin demek, alemler Rabbi Allah’ın, mü’min kullarının dillerindeki mührüdür.
Hadis (İbn-i Adiyy).

Kim, çocuğu ölmüş bir kadını teselli ederse, cenette ona bir aba (palto) giydirilir
Hadis(Tirmizi).

Hiç biriniz ölümün gelmesini istemesin. Eğer iyi biri ise, yaşamak belki iyiliğini arttırır. Eğer kötü ise, belki tövbe eder.
Hadis-i Şerif (Buhari).

Allah bir millet hakkında hayır dilerse, yumuşak huylularını başlarına idareci yapar. Aralarında bilginlerin(aydınların) sözü ve hükmü geçer. Malı ise, cömertlerine verir. Allah bir millet hakkında da şer dilerse, kötülerini (sefihlerini) onlara idareci yapar. Aralarında cahillerin sözü ve hükmü geçerli olur. Malı da, cimrilerine verir.
Hadis-i Şerif (Deylemi).

Kendisine aklını yerinde kullanma becerisi verilen kimse, kurtuluşa ermiştir.
Hadis-i Şerif (Beyhaki).

Mü’min, kulluk elbisesi günahlarla yprandığında, onu tövbe iğnesiyle yamayandır. Talihli kişi, tövbesi üzerine ölendir.
Hadis-i Şerif (Bezzar).

Siz kadınların evinizde ev işlerini yaparken çektiğiniz sıkıntı, inşaallah(cephede)Allah yolunda savaşanların sevabına denk sayılır.
Hadis-i Şerif (Ebu Ya’la).

Hz. Peygamber, çocuklara ve aile bireylerine karşı, insanların en merhametlisiydi.
Hadis-i Şerif (İbn-i Asakir).

Dünya işlerinizi yolunuza koyunuz. Ve yarın ölecekmiş gibi de ahiretinize çalışınız.
Hadis (Deylemi).

4 kimse vardır ki, öldükten sonra da sevapları devam eder: Allah rızası için kamuya hizmet ederken ölen kimse; Öğrettiği ilmin gereği yapılan bilgin; Verdiği para ile yapılan faydalı eser ayakta duran hayır sahibi; Ardında kendisine dua eden hayırlı bir evlat bırakan kimse...
Hadis (Müsned)

Hastalık bir kamçıdır. Allah onunla yer yüzünde kullarını terbiye eder
Hadis-i Şerif (Camiüssağir)

Ashaptan Muğire anlatıyor: Bir gün sarımsak yedim, Allah Resulünün namaz kıldığı yere geldim; baktım ki bir rek’at kılmışlar. Mescide girdiğimde (bendeki) sarımsak kokusu (etraftan) hissedildi, namazını tamamlayınca, Allah Resulu şöyle buyurdu: Kim bu bitkiden yerse, kokusu kendinden iyice gitmedikçe bize yaklaşmasın. Namazı kılıp Resulullah’ın yanına geldim. Bana elini ver! dedim. Elini alıp gömleğimin yeninden sokarak ta göğsüme kadar götürdüm. Göğsümdeki çarpıntıyı görünce, Allah Resulü şöyle buyurdu: Sen sarımsak yemekte haklısın, çünkü özrün var.
Hadis (Ebu Davud)

Biriniz bir müslüman kardeşinde bir dert gördüğünde, kendisini o derde uğratmadığı için Allah’a şükretsin. Fakat bu şükrünü, açıktan yapıp ta dertli kimseye duyurmasın.
Hadis (İbn-i Neccar).

Kim her gece Yasin süresini okursa, küçük günahları bağışlanır.
Hadis (Beyhaki).

İnsanlarla alay eden kimseler var ya, kıyamette onlardan birine cennetten bir kapı açılır. “Haydi gel” denilir. O kişi, kapının önüne varınca, kapı yüzüne kapanır. Sonra başka bir kapı açılır. “Haydi gel!” denilir. O kapıya da ümitle koşar. Fakat yanına varınca, o kapı da yüzüne kapanır. Ve böylece, kapı açılıp kapanma durumu sürüp gider. Nihayet, kişiye cennetten gerçek bir kapı açılır. “Haydi gel, bu sefer gir!” denilir. Ama adam, yine suratıma kapatılır endişesiyle, bu açık kapıya yanaşmaz. (Alaycılığın cezasını, bu şekilde alaya alınarak bulur.)
Hadis-i Şerif (Ramuz).

Üzüntü ve kaygılarınızı sadakalar vererek gideriniz. Ta ki, Allah kötü durumunuzu düzeltsin, düşmanlarınıza karşı da size yardımcı olsun.
Hadis-i şerif (Deylemi).

Allah bir topluluk hakkında hayır dilerse, alimlerini (aydınların) çoğaltır, cahillerini azaltır. Öyle ki, alim konuştuğunda kendisini destekleyen pek çok kimse bulur. Cahil konuştuğunda ise, sözü bastırılır. Allah bir topluluk hakkında şer (kötü son) dilerse, cahillerini çoğaltır, alimlerini azaltır. Öyle ki, cahil konuşsa kendisini destekleyen birçok kimse bulur, alim konuşursa sözü bastırılır.
Hadis-i Şerif (Deylemi).

Size şerri dokunabilecek kötü adamlara rastladığınızda, onlara selam veriniz. Ta ki, size karşı olan kötü düşünce ve düşmanlıkları dinsin.
Hadis (Beyhaki).

Cehennem ateşinin sıcaklığı (adam öldürenler için) yetmiş cüz’dür. Altmış dokuzu, öldürmeyi emredenin, bir cüz’ü de katilin (tetikçinin) dir.
Hadis (Taberani).

Hz. Peygamber, çocuklara rastladığında, onlara selam verirdi.
Hadis-i Şerif (Buhari).

İki Müslüman birbiri ile karşılaşıp birisi diğerine selam verdiğinde Allah’a en çok sevimli olanı, arkadaşına daha çok güler yüz gösterendir. Birbirleri ile samimiyet içinde tokalaştıklarında ise, Allah, onların üzerine ilk elini uzatana 90, diğerinede 10 rahmet olmak üzere 100 rahmet indirir.
Hadis-i Şerif (Hakim)

Hz. Peygamberin Adba adında bir devesi vardı ki hiç kimsenin devesi onu geçemezdi. Bir bedevi, bir binek devesi üstünde gelip onu geçti. Bu, müslümanların ağrına gitti. Bunun üzerine Allah Resulü durumun farkına vararak şöyle buyurdu: “Allah bir şeyi yükseltti mi, sonradan mutlaka onu alçaltır.”
Hadis (Buhari, Ebu Davud ve Nesai).

Allah, helal kazanç yolunda kulunu yorgun görmeyi sever.
Hadis-i Şerif ( Deylemi )

Biriniz, bazı dertlere uğramış bir kişiyi gördüğünde içinden “Beni sana verdiği dertten koruyan, beni sana ve kullarının bir çoğuna gerçekten üstün kılan Allah’a hamdolsun” dese, bu söz, kendisine verilen o nimete şükür olur.
Hadis (Beyhaki).

Kim (cihad bahanesiyle) bir evde darlık meydana getirir veya bir yolu keser, ya da bir mü’mine eziyet verirse, onun yaptığı cihad değildir.
Hadis (Ebu Davud).

Ey Ademoğlu, Rabbine itaat et ki, sana akıllı denilsin. Ona isyan etme ki, sana ahil denilmesin.
Hadis (Ebu Nuaym).

İnsanlar arasında ara bozma niyeti ile laf götürüp getirmek, insanlara hakaret etmek ve sövmek, kendi ırkını üstün görüp başka milletleri aşağı görmek... İşte bu 3 davranış, cehennemdedir. Bunlar, bir mü’minin ahlakında yer alamaz.
Hadis (Taberani).

Hastayı ziyaret için bir mil de olsa yürü. İki kişinin arasını düzeltmek (barıştırmak) için iki mil de olsa yürü. Allah için dost edindiğin birini ziyaret etmekiçin 3 mil de olsa yürü.
Hadis (İbn-i Ebi’d-Dünya).

Allahın yasakladığı ( belli ) büyük günahlardan sonra kulun sakınması gereken en büyük günah: ardında borcunu ödemek için hiçbir mal bırakmadan borçlu olarak ölmesidir.
hadis-i şerif ( Ebu Davut )

Allah Resulü bir gün ashabına: Cennetliklerin kimler olduğunu size bildireyim mi? diye sordu. Bildir ya Resulallah! dediler. Halk arasında hor görülüp hiçe sayılan, mütevazi her mü’mindir ki, o bir hususta Allah’a yemin etse, muhakkak Allah onun yeminini boşa çıkarmaz, doğrular. Peygamberamiz ashabına tekrar sordu: Size Cehennem ehlini de bildireyim mi? Bildir ya Resulallah, dediler. Onlar iri vücutlu, katı yürekli, kaba davranışlı, gururlanarak yürüyen, kibirli kimselerdir.
Hadis (Buhari-Müslim).

Kişinin parmakla gösterilir olması, kötülük olarak ona yeter.
Hadis (Taberani).

Dinde aşırı gitmekten sakının. Çünkü sizden öncekiler, ancak dinde aşırı gitmekle yok oldular.
Hadis -i Şerif (Nesei).

Allah İslam Dini için kolaylıktan hoşlanmış; güçlüğü ise çirkin görmüştür.
Hadis (Taberani).

Kul namaza durduğunda, bütün günahları getirilir.Başı ve omuzları üzerine konulur. Rüku ve secdeye gittikçe dökülür, o insandan ayrılır.
Hadis-i Şerif (Taberani).

Birinizin yamalı bir elbise giymesi, kendisine güven duyuran bir görünüm vererek bedelini ödeyemeyeceği bir elbise alıp giymesinden daha iyidir
Hadis-i Şerif (Müsned).

Zandan sakının. Çünkü zan, insanın içinden geçen en yalancı düşüncedir. İnsanların gizli ve özel hayatını araştırmayın. Ayıplarını öğrenmeye çalışmayın. Birbirinize karşı üstünlük yarışına girmeyin. Birbirinizi kıskanmayın. Birbirinize karşı kin beslemeyin. Birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları! Kardeşler olun!
Hadis (Buhari).

Allah bu dini zatı için özel olarak seçmiştir. Dininize ancak cömertlik ve güzel ahlak yakışır. Dikkat edin! Dindarlığınızı bu iki nitelikle süsleyin.
Hadis (Taberani).

Kul bir günah işler. Ama onunla cennete girer. Bu şöyle olur: İşlediği günah devamlı hatırındadır. Ondan her hatırladıkça tövbe edip kaçınır. Böylece o günah sebebiyle Cennete girer.
Hadis (İbn-i Mübarek).

Kıyamet günü, tüm (gasbedilen) haklar, sahiplerine geri ödenecektir.Hatta boynuzlu koyundan, boynuzsuz hayvana boynuz vurmasının hakkı bile alınacaktır.
Hadis-i Şerif (Müslim).

Kul tövbe ettiğinde, Allah onun günahlarını amelleri kaydeden hafaza meleklerine unutturur. Aynı şekilde onun günahı işleyen organlarına da unutturur.Günahı işlediği yerdeki suç, delil ve izlerini de yok eder. Ta ki, Allah’ın huzuruna vardığında günah işlediğine dair, aleyhinde şahitlik edecek hiçbir şey bulunmasın.
Hadis-i Şerif (İbn-i Asakir).

Birinizin elbisesi eskidiği gibi, göğsündeki imanı da eskir. Öyle ise, Allah’tan, kalbinizdeki imanın yenilenmesini isteyiniz.
Hadis-i Şerif (Taberani).

Üç şeyin zıddını yapmaya kesinlikle ruhsat yoktur: Kafir olsun, müslüman olsun, ana babaya iyilik yapmak; İster müslümana, ister kafire karşı olsun, verilen sözde durmak; Emaneti, sahibi ister müslim olsun, ister gayr-i müslim; sahibine teslim etmek...
hadis (Ramuz).

Çocuklarınıza değer verin ve onları güzelce terbiye edin.
Hadis (İbn-i Mace).

Elbiselerinizi yıkayınız. Saçlarınızın fazlalıklarını kesiniz. Misvak kullanınız. (Diş temizliğine özen gösteriniz.) Süsleniniz ve temizleniniz. Çünkü İsrailoğulları bunu yapmadıkları için, kadınları (onlardan tiksinip soğumuşlar ve) meşru olmayan ilişkilere yönelmişlerdir.
Hadis (İbn-i Asakir)

İnsanlar arasında, iyilik ve hayrın anahtarları şerrin ve kötülüğün kilitleri olan kişiler vardır. İnsanlar arasında şerrin anahtarları, hayrın kilitleri olan kişilerde mevcuttur. Ne mutlu, Allah’ın iyilik ve hayrın anahtarlarını eline verdiği kimselere!... Yazıklar olsun, kötülük ve şer anahtarlarını eline alan kişilere!..
hadis (Ramuz).

Sıcak yemekten sakının! Çünkü o, bereketi giderir. Soğuk yemeyi tavsiye ederim.Çünkü onun bereketi daha büyüktür.
Hadis (Camiüssağir).

Mü’mini gücü yettiği şeye karşı hareketli ve gayretli; gücü yetmediği şeyde ise, “keşke yapabilseydim” diye istekli olarak görürsün...
Hadis-i Şerif (Müsned).

Ekmeğe saygı gösterin. Çünkü Allah onu değerli kılmıştır. Kim ekmeğe değer verirse, Allah da ona değer verir.
Hadis (Taberani).

Her duyduğunu söylemesi, kişiye günah olarak yeter.
Hadis (Ebu Davud).

Zekat veren, misafire yemek yediren, felakete uğrayanlara yardımda bulunan kişi, cimrilikten kurtulmuştur.
Hadis (Taberani).

Şüphesiz ki, ben insanların kalbini yarıp bakmakla ve göğüslerini açmakla emrolunmadım.
Hadis (Buhari).

Allahtan başka yardımcısı bulunmayan çaresiz birine zulmedene Allah, şiddetle azap eder.
Hadis-i Şerif (Deylemi).

Kim günah işleyip de tövbe eden kimseyi, işlediği o günahtan dolayı kınarsa, kendisi o günahı işlemeden ölmez.
Hadis (İmam Ahmed).

Bir kul Kur’anı baştan sona okuyup hatmederse, 60 bin melek, onun için dua eder.
Hadis (Deylemi).

Hz. Peygamber, yeri geldikçe şu sözü hep tekrarlardı: İslam ve beyaz kıllar, kişiyi kötülükten alı koymak için yeterlidir.
Hadis (İbn-i Sa’d).

Allah cemildir (güzeldir) güzelliği sever. Cömerttir.Cömertliği sever. Temizdir, temizliği sever.(İbn-i Adiyy). Allah beni cömert ve mütevazi bir kul olarak yarattı. Hakkı bile bile çiğneyen inatçı (cebbar) bir kimse yapmadı.
Hadis (Ebu Davud).

Cennette büyük bir köşk vardır. İsmi cömertler köşküdür
Hadis_i Şerif (Taberani).

Allah Resülü: Tacirler (serbest meslek erbabı ve esnaflar), facirlerin (günahkarların) ta kendileridir, buyurdu. Ashap: Ey Allah’ın Resulü, Allah alış verişi helal kılmadı mı? Diye sordular. Allah’ın Resulü şu cevabı verdi: Evet, ama onlar sattıkları mallar hakkında konuşurlarken yalan konuşurlar. Yalan yere yemin ederler de günaha girerler. (Bu yüzden alış verişlerinin bereketi gider. Günahlara girerler).
Hadis (Ramuz).

Şeytan, askerlerinin en şiddetlisini ve en kuvvetlisini, malıyla iyilik yapanlar üzerine gönderir.
Hadis (Mecmauzzevaid).

Erkek hanımına, hanım da beyine sevgiyle baktıklarında, Cenab-ı Hak ta onlara rahmetle bakar. Şayet erkek, hanımının ellerini ellerine alırsa, her ikisinin de, günahları parmaklarının arasından dökülür gider.
Hadis-i Şerif (Camiüssağir)

İslam temizdir. Öyle ise temizleniniz.Çünkü cennete temiz olandan başkası giremez.
Hadis-i Şerif (Taberani).

Ben rahmet olarak gönderildim. Azap olarak değil.(Buhari). Ben, size ihsan edilmiş bir rahmetim
Hadis-i Şerif (Hakim).

İnsanların en aç olanı, ilme istekli kimsedir. En tok olanı da, ilme hiçbir istek ve ilgi duymayandır.
Hadis-i Şerif (Ebu Nuaym).

Kişi, hanımının ve çocuklarının rızkını karşılamak için çalışmaya çıkarsa, Allah yolundadır. Yaşlı anne ve babasının bakımını sağlamak için yola çıkarsa, Allah yolundadır. Nefsini harama karşı korumak niyetiyle çalışmaya çıkarsa, Allah yolundadır. Eğer insanlara gösteriş ve başkalarına öğünmek için yola çıkarsa, Allah yolunda değil, şeytanın yönlendirdiği yoldadır.
Hadis-i Şerif ( Taberani )

Hiçbir müslüman yoktur ki, Allah’a dua atsin de, Allah duasına şu 3 halden biri ile cevap vermesin: Kişi dua ettiğinde, Allah, onun karşılığını dünyada acilen (peşin) verir. Duanın karşılığını ahirete erteler. Yaptığı dua kadar, o kuldan bir dert ve sıkıntıyı giderir. Bu sözü işitince sahabiler sevinç içinde: Öyleyse, bizler çok dua ederiz, dediler. Allah Resulü de şu açıklamayı yaptı: Allah’ın kabul etmesi, sizin duanızdan daha çoktur.
Hadis (Müsned).

Adamın biri Hz. Peygamber’e: Allah dilemedi, ben diledim, demişti. Allah Resulü ona şu uyarıyı yaptı: Allah’a ortak koştun bu sözünle. Sadece Allah diler (Allah dilemezse hiçbir şey olmaz).
Hadis (İbn-i Abbas).

En hayırlısnız başkasının hakkını ( yani üzerindeki borcu ) en güzel şekilde ödeyendir.
hadis-i şerif ( Müslim )

Sizden biriniz, (din) kardeşinin aynasıdır. Öyle ise onun üzerinde rahatsız edici bir şey gördüğünde gidersin.
Hadis-i Şerif (Ebu Davud).

Çocuklarınızı şu 3 sevgiyle terbiye ediniz: Peygamberin sevgisi; Onun ehl-i beytinin sevgisi; Kur’an okumak (sevgisi).
Hadis (Deylemi).

Kul namaza durduğunda rükua gidinceye kadar hayır onun başı üzerine saçılır. Rükuda iken secdeye varıncaya kadar, Allah’ın rahmeti onu kaplar. Secde ettiğinde ise, Allah’a manen yaklaşır. Ve onun rahmet nazarını kendine çevirir.
Hadis-i Şerif (Said bin Masur).

Kişi malı, hanımı ve çocuğuyla imtihan edilir.
Hadis (Taberani)

Resulüllah bir gün mescide girdi. Orada halka şeklinde oturmuş iki gurup Sahabe ile karşılaştı. Bunlardan bir grubu Kur’an okuyor ve Allah’a dua ediyordu. Diğerleri de, ilim öğreniyorlar ve öğretiyorlardı. Resulüllah şöyle buyurdu: “Bunların hepsi hayır üzerindedirler: Şunlar Kur’an okuyorlar ve Allah’a dua ediyorlar.Bunlar da ilim öğreniyorlar. Ben de ancak bir muallim (öğretici, yol gösterici) olarak gönderildim.” Resulüllah bu sözlerinden sonra ilim öğrenenlerin yanına oturdu.
Hadis (İbn-i Mace).

Geçimini sağlamakla yükümlü olduğu insanları ihmal etmek, kişiye günah olarak yeter.
Hadis (Ebu Davud).

İblis (şeytan), karargahını denizde kurar. Sonra insanları aldatmak için askerlerini bölük bölük onların üzerine gönderir. İblisin askerlerinin rütbece en yukarı olanı, fitnesi en fazla olanıdır. Onlardan birisi iblis’e gelir ve “şöyle şöyle yaptım” der. İblis ona, “sen hiçbir şey yapmış sayılmazsın” diye karşılık verir. Bir diğeri gelir, “Filan kimsenin karısı ile arasını açıncaya ve aile yuvasını dağıtıncaya kadar yakasını bırakmadım"”der. İblis bu askerini kendisine yaklaştırır ve “Sen ne kadar iyi bir askersin” diyerek iltifatta bulunur.
Hadis-i Şerif (Müslim).

Nefsin arzularına (hevaya) uymaktan sakının. Çünkü o, (insanı) doğruya karşı sağır ve kör yapar.
Hadis (Camiüssagir).

Kulun ahirette sevap kefesine ilk konulacak ameli, çoluk çocuğunun geçimi için yaptığı harcamalardır.
Hadis-i Şerif ( Taberani)

İnanan insan ülfetlidir. Kendisi başkalarına kolayca ısındığı, kaynaştığı gibi; başkaları da kendisine hemen ısınır, ünsiyet eder. Kendisi ülfet etmiyen ve kendisinede ülfet edilemeyen kimsede hayır yoktur. İnsanların en hayırlısı, insanlara en çok faydası dokunandır.
Hadis-i Şerif (Darekutni).

Biriniz namaza durduğunda, rahmet ona yönelip gelir.
Hadis-i Şerif (Ebu Davud).

Cennete çok ağaç dikin. Çünkü onun suyu tatlı, toprağı güzeldir.(Yani verimi çoktur.Çok sevap meyvesi alınır). Cennetin ağaçlarından biri olan La havle ve la kuvvete illa billah cümlesini çok söyleyin.
Hadis (Taberani).

Yardıma ihtiyacı olanlara sadaka dağıtmak vehayır yapmak istediğinde, hemen yap(geciktirme)
Hadis-i Şerif (Müsned).

Kulağın hoşlanmayacağı herşeyden sakın!
Hadis (Taberani).

Allah katındaki değerlilik durumunu öğrenmek isteyen kimse, Allah’ın kendisinin yanındaki itaat ve saygınlık durumuna baksın...
Hadis-i Şerif (Darekutni).

Kadere iman, Allah’ın birliği (tevhid) inancı ile irtibatlıdır.
Hadis (Deylemi).

Kıyamet gününde şehitler getirilip, hesap için durdurulur. Sadaka verenler getirilip, hesap için durdurulur. Dert verilip belaya uğratılanlar da getirilir, ancak onlara ne mizan kurulur ve ne de divan. Kendilerine yağmur gibi sevaplar yağdırılır. Bela ehlinin elde ettiği bu sonsuz ödülleri gören mahşer halkı, “ah keşke dünyada iken biz de hastalansaydık da cesedlerimizi makaslarla kesseydiler”, diyerek onların elde ettikleri mükafatlara imreneceklerdir.
Hadis-i Şerif (Taberani,Mu’cemul-Kebir).

Ağır duyana, söz işittirmek sadakadır.
Hadis-i Şerif (Hatib).

Baba cennetin orta kapısıdır
(Tirmizi).

Kinden (düşmanlıktan) uzak durun. Zira bu, öldürücüdür.
Hadis (Ramuz).

Sohbet meclisleri ve toplantı yerleri 3 çeşittir: Zararsız toplantı; Karlı toplantı; Zararlı toplantı.
Hadis (Müsned).

Sizi idare edenlere sövmeyiniz. Islah olmaları (yanlış kararlarını düzeltmeleri) için, Allah’a dua ediniz. Çünkü onların ıslah olmaları, sizin yararınızadır.
Hadis-i Şerif (Taberani).

Her canının istediğini yemen, israftandır.
Hadis (İbn-i Mace).

Boğularak ölen şehiddir. Yanarak ölen şehiddir. Gurbette ölen şehiddir. Yılan gibi bir haşeratın sokup zehirlemesinden dolayı ölen şehittir. Karın sancısından ölen şehiddir. Çöken evin altında kalan şehiddir. Damdan düşüp ayağı veya boynu kırılarak ölen şehiddir. Üzerine taş yuvarlanarak ölen şehiddir. Canını korurken öldürülen şehiddir. Malını korurken öldürülen şehiddir. Din kardeşini savunurken ölen şehiddir. Komşusunu savunma uğrunda öldürülen şehiddir. İyiliği emredip kötülükten sakındırırken ölen şehiddir.
Hadis (İbn-i Asakir).

Allah Resülü: Herc artmadıkça kıyamet kopmaz,buyurdu.Herc nedir, ya Resulallah?diye soruldu. Allah Resulu: Herc,ölüm demektir... Cevabını verdi
Hadis-i Şerif (Ramuz).

Kim ilim öğrenmeye çalışırsa, bu onun geçmiş tüm günahlarının silinmesine sebep olur.
Hadis-i Şerif (Tirmizi).

Hz. Peygamber, aciz (bezgin) ve tenbel olmadığını gösteren bir yürüyüşle yürürdü.
Hadis_i Şerif (İbn-i Asakir).

Cennete giren, hep nimet görür, sıkıntı çekmez. Ne elbisesi eskir; ne de gençliği elden gider.
Hadis (Müslim).

Alış verişte çok yemin etmekten sakının. Çünkü bu yemin, malı sattırır, ama (kazancın) bereketini giderir.
Hadis (Müslim).

Her şeyin bir anahtarı vardır. Cennetin anahtarı da, yoksul ve fakirleri sevmek ve onlarla ilgilenmektir.
Hadis-i Şerif (İbn-i La’l).

Allah, benim için, ümmetimin hata ile, unutarak veya baskı ve tehdid altında işlemiş olduğu günahları bağışlamıştır.
hadis (İbn-i Mace).

Her şeyin bir yolu vardır. Cennetin yolu da ilimdir.
Hadis-i Şerif (Deylemi).

Kişi öfkelendiğinde “Allah’a sığınıyorum” derse, öfkesi gider.
Hadis (İbn-i Adiyy).

Kazançların en helal ve temiz olanı; öyle bir tüccarın kazancıdır ki konuştuğunda yalan konuşmaz. Bir şey emanet edildiğinde ona hıyanet etmez. Söz verdiğinde sözünden dönmez. Satın alırken ( Daha ucuz almak için ) aldığı malı kötülemez. Bir şey satarken, malını aşırı övüp yalancı reklama girmez. Borç aldığında ödemeyi geciktirmez. Alacağı olduğunda borçluyu sık boğaz etmez.
hadis-i şerif ( Beyhaki )

Resulüllah Efendimiz, hayır yapma hususunda insanların en cömerdi idi. En cömert olduğu ay ise, Ramazan ayı idi. Cebrail, her sene Ramazan ayında Resulüllahla buluşur, ta ayın sonuna kadar Resulüllah ona Kur’anı baştan sona okuyup dinletirdi.Cebrail’le buluştuğu zaman, Resulüllah, hayır yapmada esen rüzgardan daha cömert olurdu.
hadis (Buhari, Müslim).

Müslüman olsun, Allah’ı inkar eden kafir olsun, her hangi bir kimse bir iyilikte bulunursa mutlaka karşılığını görür. Denildi ki: Ey Allah’ın Resulü! Müslümanı anladık, ama kafirin karşılığı ne olacaktır? O, bir sadaka verirse veya bir akraba ziyaretinde bulunursa Allah ona dünyada hem mal, hem de nesil verir. Ahirette (inkarından dolayı uğratılacağı) azabında da azalma olur.
Hadis (Bezzar).

Her günün eylemleri, mutlaka mühürlenir. Mü’min hastalandığı zaman, melekler şöyle derler: Ey Rabbimiz, Falanca kulunu hastalandırarak iyi eylemlerden sen alı koydun. Yüce Allah şöyle buyurur: İyileşinceye veya ölünceye kadar, daha önce yaptığı eylemlerin aynısını (her gün yapmış gibi) yazıp mühürleyin.
Hadis

En erdemli (üstün) iyilik, kişinin beraber oturup kalktığı kimselere (çalışma arkadaşlarına) karşı kerim (cömert ve fedakar) olmasıdır.
(Kazai).

Üç kişi yolculuğa çıktığında, içlerinden birini başkan seçsinler.
Hadis-i Şerif (Ebu Davud).

İnsanlar bir şeyi layık olduğundan fazla (gözlerinde) yüceltirlerse, Allah onu mutlaka alçaltır.
Hadis-i Şerif (Beyhaki).

İnsanların içinde geğirmekten uzak dur. Şüphesiz dünyada en çok tok olanlar, ahirette en uzun açlığı çekeceklerdir.
Hadis (Tirmizi).

Şüphesiz ki, Allah’ın yeryüzünde (devriye) gezen melekleri vardır. Ümmetimin yaptıkları duaları ve gönderdikleri selamları, onlar bana ulaştırırlar.
Hadis-i Şerif

Uğursuzluk düşüncesine kapılarak kendisini, ihtiyacı olan bir işi yapmaktan alı koyan kimse, Allah’a olan inancı zedeler.
Hadis-i Şerif (Müsned).

Allah’ın bir kula fakirlik ve hastalık verdiğini gördüğünüzde, şüphesiz ki, Allah onu günahlardan arındırmak istiyor diye düşünün.
Hadis (Deylemi).

Bir kötülük işlediğinde hemen tövbe et. Gizli günahına gizlice, açıktan işlediğin günahına açıkça tövbe et
Hadis-i Şerif (Tirmizi).

Cuma günü, bana çok salavat getirin. Çünkü Cuma günü, şahitlerin hazır olduğu bir gündür. Yani o günde melekler, (ibadet edenlerin yanında) hazır bulunurlar. Sizden biriniz bana salavat getirdiğinde, (bitirinceye kadar) salavatı melekler tarafından bana sunulur.
Hadis (İbn-i Mace)

İyilikller cennetin kapılarından bir kapıdır. Kötü ölümünü önler
Hadis-i Şerif (Ebuşşeyh).

Allah yolunda ver. Verirken ince hesaplara girme. Yoksa, Allah ta sana inceden inceye hesaplayarak verir. İhtiyaç fazlası malını muhtaçtan esirgeme. Yoksa Allah ta sana rahmetini esirger.
Hadis-i Şerif

Günah işlememek suretiyle kendinizi yer yüzünün aleyhinize yapacağı tanıklıktan koruyunuz. Çünkü o sizin annenizdir. Kişi orada hayır ve şer hiçbir şey işleyemez ki, yeryüzü kıyamet gününde üzerinde işlenen o eylemi haber vermesin.
Hadis-i Şerif ( Taberani )

Kim müsibete uğramış birini teselli ederse, onun o dert sebebiyle kazandığı sevap kadar sevap kazanır
Hadis(İbn-i Mace).

Ahlakı kötü olan nefsine azap (sıkıntı)verir. Kaygısı (stresi) çok olanın bedeni hasta olur. İnsanlarla sürtüşmeye girenin insanlar nezdinde onuru gider, kişiliği (saygınlığı) yok olur.
Hadis-i Şerif (Ebu Nuaym).

Kişinin hatalarının çok olması, yumuşak huyluluğunun eksik bulunması, doğruluk ve hakperestliliğinin az olması, gece boyunca ölü gibi uyuması, gündüzleyin işsiz boş oturması, tembel olması, sürekli sızlanması, halinden şikayetçi olması, cimri olması, aç gözlü olması... Bütün bunlar, kişiye dininde ve kişiliğinde zayıflık ve kötülük olarak yeter...
Hadis (Ebu Nuaym).

Müslümanlar arasında sevgi ve dostluk, atadan evlada miras kalır.
Hadis-i Şerif (Taberani).

Yoldan insanlara sıkıntı ve eziyet veren şeyleri (çukurları, tümsekleri, yolu işgal eden lüzumsuz kalabalıkları, pislikleri) gider. Çünkü, bu senin için sadakadır.
Hadis-i Şerif (Buhari).

Kadere iman, kaygı ve üzüntüyü giderir.
Hadis (Hakim).

Yetimlerin malını, onların namına çalıştırın. Ta ki, zekat, onu yeyip eritmesin.
Hadis (Taberani).

Siz iffetli (namuslu) olunuz ki, hanımlarınız da iffetli olsunlar. Anne babanıza iyilik ediniz ki, çocuklarınız da size iyilik etsinler.
Hadis-i Şerif (Taberani).

Biriniz gönlünden, müslüman kardeşine faydalı bir öğüt geçiriyorsa, onu söylesin.
Hadis (İbn-i Adiyy).

Sizden biri, savaşta korunduğu kalkan gibi, oruç da cehennemden koruyucu bir kalkandır. Her ayda 3 gün oruç tutmak güzeldir.
Hadis (İbn-i Huzeyme, Sahih).

Geveze, utanmaz ve cimri olması, kişiye kötülük olarak ona yeter.
Hadis (Beyhaki).

Bir alacaklı, borçlusunun yanından ondan hoşnut olarak dönerse; karanın hayvanları, denizin balıkları, o borçlunun mağfireti (bağışlanması) için Allah’a dua ederler. Bir borçluda ödemeye gücü yettiği halde, alacaklısını (üzerek) geri çevirse Allah mutlaka ona borcunu geciktirdiği her gün ve her gece için bir günah yazar
hadis-i şerif (Beyhaki).

Bana az sözle çok mana ifade etme kabiliyeti (cevaimü’l-kelim) verildi.
Hadis (Ebu Ya’la).

Ben tebliğci olarak gönderildim. Zorlaştırıcı olarak değil.
Hadis-i Şerif (Müslim).

Hizmetçisi (veya işçisi) ile yemek yemek, tevazudandır.
Hadis (Deylemi).

Allah kadınlarınz hakkında hayırlı olmanızı tavsiye eder. Çünkü onlar, anneleriniz, kızlarınız teyzelerinizdir.
Hadis-i Şerif (Taberani).

Misvak ağacının kabuğu ile de olsa, karnınızı doyurabileceksiniz, insanlardan bir şey istemeyin,müstağni (ihtiyacı yokmuş gibi) davranın.
Hadis-i Şerif (Taberani).

Allah, bir işi yaptığınızda o işin hakkını vererek doğru ve sağlam yapmanızı sever.
Hadis-i Şerif (Beyhaki)

Yasin suresini Allah’ın rızasını gözeterek okuyan kimsenin geçmiş günahları bağışlanır.Yasin suresini, ölmek üzere olanlarınızın yanında okuyunuz.
hadis (Beyhaki).

Biri sana dil uzatır ve sende olmayan bir kusurla seni ayıplarsa, sen sakın onu onda olan kusurla dahi ayıplama. Onu, günahı kendisine, sevabı sana ait olduğu halde terket. Kimseye de asla sövme
Hadis (Müslim).

Allah buyuruyor ki: “Şüphesiz ben, yer yüzünde yaşayanların isyanlarından dolayı onlara ceza vermek istediğimde: Evlerim olan mescidleri maddi ve manevi onarıp şenlendirenlere; Sırf benim hoşnut olmam için birbirini çıkarsız sevenlere; Seherlerde gerek kendilerinin, gerek diğer insanların işledikleri günahlar için Allah’tan (bağışlanma) dileyenlere bakıyorum ve azabımı yeryüzünden (bunlar sebebiyle) çeviriyorum.
Hadis (Beyhaki).

Allah eski dostluğu devam ettirmeyi, yani vefalı olunmasını sever. Öyle ise, onu devam ettirin.
Hadis (Deylemi).

Biriniz bir müslüman kardeşinde bir dert gördüğünde, kendisini o derde uğratmadığı için Allah’a şükretsin. Fakat bu şükrünü, açıktan yapıp ta dertli kimseye duyurmasın.
Hadis (İbn-i Neccar).

Biriniz Kur’anı hatmettiğinde şöyle dua etsin: Allah’ım, kabrimde yalnız kaldığımda korku ve yalnızlığımı (Kur’anla) gider.
Hadis (Deylemi).

2 melek vardır. Biri şiddeti emreder, diğeri yumuşaklığı... Her ikisi de haklıdır. Şiddeti emreden Cebrail, yumuşaklığı emreden Mikaildir. İki peygamber vardır. Biri yumuşaklığı emreder, diğeri şiddeti. Her ikisi de haklıdır. Yumuşaklığı emreden Hz. İbrahim, şiddeti emreden Hz. Nuh’tur. İki arkadaşım vardır. Biri yumuşaklığı emreder, diğeri şiddeti. Bunlar da haklıdır. Yumuşaklığı emreden Ebu Bekir, şiddeti emreden Ömer’dir.
Hadis (Taberani).

Müslüman din kardeşini gördüğünde yer açması, onun görevidir.
Hadis-i Şerif (Beyhaki).

Birisi diğerine hıyanet etmediği müddetçe, Ben 2 ortaktan üçüncüsüyüm. Biri diğerine ihanet yaptığında, ben aralarından çekilirim.
Hadis (Ebu Davud).

Resulüllah, kafa karıştırıcı, anlaşılması zor sözler söylemekten (mü’minleri) menetti.
Hadis (Ebu Davud).

Birbirinize karşı mütevazi olmanızı, Allah bana vahiyle emretti. Öyle ki, hiç kimse, kimseye karşı övünmesin ve hiç kimse, hiç kimseye zulmetmesin.
Hadis (Müslim).

Yemeklerinizi biraz soğutarak yeyin ki, sizin için bereketli kılınsın...
Hadis (İbn-i Adiyy).

Size en kolay gelen ve bedene en hafif olan ibdeti haber vereyimmi? Bu susmak ve güzel ahlak sahibi olmaktır.
Hadis-i şerif (İbn-i Ebi’d-Dünya).

Ümmetim, merhamete eren, günahları bağışlanan ve tövbesi kabul edilen bir ümmettir.
Hadis-i Şerif (Hakim)

Şeytanlar, elbiselerden faydalanırlar. Onun için, biriniz elbisesini çıkardığı zaman, onu katlasın. Çünkü şeytan, katlanmış elbiseyi giyemez.
Hadis (Ramuz).

Sen bir ayakkabı aldığında iyisini al. Elbise aldığında da, iyisini al
Hadis(Taberani).

Müşriklerin ölen çocukları Cennette, Cennet ehline hizmet ederler.
hadis (Taberani).

Allah Resulü, bir gün ashabına sordu: Size en sevimsiz ve en yararsız insanın kim olduğunu söyleyeyim mi? Ashap: Söyle ya Resulallah! dediler. Allah Resulü şöyle buyurdu: Kendisinden Allah için yardım istenildiğinde vermeyen (yok diyen cimri) kimsedir.
Hadis (İbn-i Ebi’d-Dünya).

İki hakim Cehenneme, bir hakim de Cennete girer. Hakkı bilen ve o hak üzere hüküm veren hakim cennetliktir. Hakkı bilen, fakat o hak ile hükmetmiyerek yargıya zulüm karıştıran hakim cehennemliktir. Hakkı bilmeden, gerçeği öğrenmeden peşin yargıya varan hakim de yine cehennemliktir.
Hadis (Hakim).

Müslümanlar karşılaştıklarında, tokalaşır, birbirlerinin hal ve hatırlarını sorarlarsa, Allah onlara bu halde iken 100 rahmet indirir. Doksan dokuzu daha güler yüzle ve daha samimiyetle kardeşinin halini ve hatırını sorana, biri de diğerine verilir.
Hadis (Taberani).

La ilahe illallah diyenlere dil uzatmaktan, dışlamaktan uzak dur. Hiçbir günah yüzünden, onları kafirlikle (din dışılıkla) itham etme
Hadis ( Taberani)

Bütün insanlar hasedçidir. Ancak diliyle onu ifade ve eliyle de gereğini yapmadıkça hased, hasedçiye zarar vermez.
Hadis (Ebu Nuaym)

Bana 3 özellik verildi: Saflar halinde cemaatle namaz kılmak... Cennet halkına özel olan selamlaşmak... Harun Peygamberden başkasına verilmeyen (Amin) kelimesi... (Hz. Musa dua ettiğinde, Hz. Harun “Amin” derdi.)
Hadis

Borç almaktan sakının! çünkü o, gecenin kaygısı, gündüzün ise zilletidir.
Hadis-i Şerif ( Beyhaki )

Allah, bir mesleği olup mesleğinde maharetli ve uzman olan kulunu sever.
Hadis-i Şerif ( Taberani )

Açıktan günah işleyenleri anlatmaktan niçin çekiniyorsunuz? İnsanlar onları ne zaman tanıyacak? Onların kötü eylemlerini anlatın ki, insanlar onlardan sakınsınlar, zarar görmekten korunsunlar
Hadis (Beyhaki).

Hz. Peygamber, öylesine tane tane konuşurdu ki, kelimelerini saymak isteyen saya bilirdi.
Hadis-i Şerif (Buhari).

Din kardeşine gelen bir dert ve kötülükten dolayı sakın sevinme. Sonra Allah, onu rahmetiyle kuşatır da, seni imtihan eder (aynı derdi senin başına verir).
Hadis (Tirmizi).

Güvenilir olmak, zenginliktir.(Camiüssagir). Güvenilir olmak, rızkı kendine çeker. Kazanç yollarını açar. Hıyanet ise,fakirliğe neden olur.
Hadis-i Şerif (Deylemi).

Allahın en çok kızdığı kimse, düşmanlıkta aşırı gidendir
Hadis-i Şerif (Buhari)

Resulüllah’a : Cennettekiler uyurlar mı? diye sorulmuştu. Cevaben buyurdu ki: Uyku, ölümün kardeşidir. Cennettekiler uyumazlar.
Hadis (Tirmizi).

Benim ümmetim, merhamete uğramış bir ümmettir. Ağirette azap görmeyecektir. Onun cezası, ancak dünyada başına gelen ağır imtihanlar, depremler, masum yere öldürülmeler ve çeşitli felaketler şeklinde verilir.
hadis-i şerif (Ebu Davud)

Allah Teala, İbrahim Peygambere şöyle buyurdu: Ey Halilim (Dostum)! Yalnız mü’minlere değil, kafirlere karşı da güzel ahlaklı ol ki, iyilerin girdiği yer (cennete) giresin.
Hadis (Taberani).

Allah kuluna bir nimet verdiğinde kul elhamdulillah derse, bu şükür ve hamd, o nimetten daha hayırlı olur.
Hadis (Ramuz).

Hz. Peygamberi korumak için, insanlar itilip kakılmaz, yanından kovulmaz ve dövülmezlerdi.
hadis (Taberani).

Fuhuş yeryüzünde yaygınlaşınca yer sarsıntıları (depremler) olur. İdareciler halka zulüm ve haksızlık yaptıklarında yağmurlar kesilir (Kuraklık ve kıtlık başlar). İslam toplumunda yaşayan gayr-i müslimlere verilren sözler (taahhütler) yerine getirilmediğinde de düşman, müslümanlara galip gelir.
Hadis-i Şerif (Deylemi)

Övmek ve övülmekten uzak durun. Çünkü o, kişiyi manen boğazlamaktır.
Hadis (Ramuz).

Resulullah ile beraberdik. Yer – gök tüm vadiyi tekbir seslerimizle inletip bağıra bağıra dua ediyorduk. Resulüllah bize yaklaştı ve şöyle dedi: Ey insanlar! Siz yanınızda olmayan uzaktaki birine veya sağır bir varlığına seslenmiyosunuz. Hemen yanı başınızdaki sizi işitene (size sizden yakın olana) yalvarıp yakarıyorsunuz. (Duada bu şiddet ve gürültüye gerek yok).
Hadis (Hilye).

Şu 4 şeyden sakınan Cennete girer: Cana kıymaktan (cinayetten); Haram kazanç elde edip yemekten; Zina işlemekten, haram olan cinsel ilişkilere girmekten; Alkol alışkanlığından...
Hadis (Bezzar).

Allah, benden evvel herhangi bir insanın cennete girmesini yasaklamıştır. Ancak ben, sağıma baktığımda, beni geçmeye çalışan bir kadın görürüm. Bu kadının benimle beraber cennete girmesinin sebebi nedir? diye sorarım. O zaman, bana denir ki: Bu, gençliği ve güzelliği yerinde bir kadın idi. Fakat yanında yetimleri bulunduğu için, onları büyütüp işleri yoluna girinceye kadar sabredip evlenmedi. Onun bu şefkatli davranışına Allah’ın mükafatı böyle olmuştur.
Hadis (İmam Şa’rani, Tenbihu’l-Muğterrin).

Kişi (kabrinde) cennetteki derecesinin yükseltildiğini görür. Sebebini Rabbine sorar: Ya Rabbi, bu ödüllenme nereden? Ona şöyle cevap verilir: Çocuğunun arkandan senin için Allah’a yaptığı af isteği ve dualardan...
Hadis-i Şerif (İbn-i Mace).

Şüphesiz ben sizin, günah işlemenizden korkmuyorum. Dikkat edin! Şükredilmeyen nimetler, öldürücü ve yok edicidir.
Hadis-i Şerif (İbn-i Asakir).

İki müslüman karşılaşır, birbirlerinin ellerini tutar, tokalaşırlarsa, Allah mutlaka onların bu halde iken yaptıkları dualarını kabul eder. Ellerini birbirinden ayırmadan günahlarını affeder.
Hadis (Ahmed, Bezzar).

Ben, insanları hakka çağırıcı ve Allah’ın emirlerini onlara ulaştırıcı olarak gönderildim. Hidayet verme, inanları doğru yola çekme konusunda, elimde hiçbir şey yoktur. Şeytan da, Allah’ın yasakladığı şeyleri insanlara süslü gösterici olarak yaratılmıştır. İnsanları dalalete atma (saptırma) konusunda onun da elinde bir şey yoktur.
Hadis (İbn-i Adiyy).

Allah Resulüne: Ya Resulallah! Bana insanların kötülükte en ileri olanlarını söyler misin? diye sordum. Allah Resulü: İyileri sor bana! Kötüleri sorma, dedi. Daha sonra da soruma şu cevabı verdi: İnsanların en kötüleri, ilmini kötüye kullanan alimler (üzerine düşen uyarı görevini yapmıyan aydınlar)dır.
Hadis

Madem Allah var, elbette âhiret vardır.

Dört dua vardır ki, redde uğramaz: Evine dönene kadar hacca gidenin duası... Ailesine dönünceye kadar savaşa gidenin duası... Şifa buluncaya kadar hastanın duası... Mü’minin mü’mine gıyabında (yüzüne söylemeden ve haber vermeden) yaptığı dua. Bu dualardan en çabuk kabul edileni, mü’minin mü’mine gıyabında yaptığı duadır.
Hadis (Deylemi).

Allah bana farzları yerine getirmemi emrettiği gibi, insanlarla “müdara”yı, yani iyi ve güzel geçinmeyi de emretti.
Hadis (Deylemi).

İzin 3 defa istenir. Birincisi, işitmeniz içindir. İkincisi, sağa sola çeki düzen vermeniz içindir. Üçüncüsü ise, müsaade etmeniz veya geri çevirmeniz içindir.
Hadis (Darektuni).

Kişiyi arkadaşından tanıyın.
Hadis (İbn-i Adiyy).

İnsanlara layık oldukları değeri verin.
Hadis-i Şerif (Müslim).

Bütün işler; hayır olanı da, şer olanı da Allah’tandır.
Hadis (Taberani).
Ekleme Tarihi: 09.11.2007 - 13:33
husrev55 üyenin diğer mesajları husrev55`in Profili husrev55 Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: Amerikalı mühtedi Yusuf Estes
husrev55 su an offline husrev55  
Amerikalı mühtedi Yusuf Estes
21 Mesaj -
İslâmiyet büyük bir hızla yayılıyor. "Sürekli bir Müslümanı Hıristiyan yapmayı arzulardım. Ta ki bir gün babamın Mısırlı arkadaşıyla tanışıncaya kadar.

Onu çok sevmiştim ve onda iyi bir Hıristiyan olma potansiyeli sezmiştim. İslâm'ın her yönü etkileyici. Müslümanların da Hz. İsa'ya inanması karşısında şok oldum."

Müslüman olan Amerikalı eski rahip Yusuf Estes, ABD'de özellikle Katolik rahip ve vaizlerin İslâmiyet'e büyük ilgi duyduğunu ve hatta birçok rahibin İslâm üzerine doktora yaptığını söyledi. İslâm Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği’nin (İDSB) davetlisi olarak Uluslararası Kutlu Doğum Sempozyumu için Türkiye'de bulunan Amerikalı Yusuf Estes, dünyanın birçok yerinde insanların büyük bir hızla İslâm’a girdiğini kaydetti. Yusuf Estes, İslâm'ı niye seçtiğini, nasıl Müslüman olduğunu anlattı.

-Bir Müslümanı Hıristiyan yapmaya çalışırken Müslüman oldunuz. Hidayete ermeniz nasıl şekillendi biraz anlatır mısınız?
-Evet; öncelikle şunu ifade etmeliyim ki, ruhumu Hz. İsa'ya adadığım günden itibaren, bir insanı Hıristiyan yapmak, benim için olağanüstü bir mutluluk olacaktı. Sürekli bir Müslümanı Hıristiyan yapmayı arzulardım. Ta ki bir gün babamın Mısırlı bir arkadaşıyla tanışıncaya kadar. Onu çok sevmiştim ve onda iyi bir Hıristiyan olma potansiyeli sezmiştim ve bu işin olacağına, kesin gözüyle bakmaya başlamıştım. Çünkü onun İsa adına kurtarılmaya ihtiyacı olduğuna inanıyordum. Halbuki, başıma gelecekler hususunda, ufacık bir bilgim dahi yoktu.

-Bir rahip olarak yetişmenize rağmen İslâm’ın sizi en çok etkileyen tarafı neydi?
-Midwest'te çok sıkı bir Hıristiyan ailesinde dünyaya geldim. Ailem ve onların ataları buradaki kilise ve okulları yapan kişilerdi ve buraya ilk gelenler arasındaydılar. Aslında Müslüman olmam, demin de söylediğim gibi bir Müslümanı Hıristiyan yapmaya çalışırken oldu. Tabii, bu uzun bir süreçti. Beni etkileyen tarafa gelince, bence İslâm’ın her yönü etkileyici. Ama ilk önce etkilendiğim ve öğrenince çok şaşırdığım şey, Müslümanların İncil'e ve Hz. İsa’ya inanıyor olmasıydı. Şok oldum adeta bunları öğrenince. Bu nasıl olabilirdi? Müslümanlara göre de; Hz. İsa, Allah'ın sadık bir elçisi, Allah'ın peygamberi, babasız bir şekilde mucizevî olarak doğdu, O Mesih'ti, O şimdi Allah'la beraber ve çok önemli bir yeri var, kıyamet yaklaştığında geri dönecek ve inananların yanında imansızlara karşı duracak.

-Müslüman olduktan sonra çevrenizden ne tür tepkiler aldınız?
-Kutsal Ruh'u gerçekten anlayıp anlamadığımdan şüphe edenler oldu. Hıristiyanlıktan İslâmiyet'e neden ve nasıl geçtiğimi soranlar çok oldu. Birçok insan şunu merak ediyor: Nasıl oluyor da özellikle her gün İslâm ve Müslümanlık hakkında duyduğumuz negatif ve olumsuz şeylere rağmen bir rahip Müslüman olabiliyor? Bazı insanlar benim İslâm'ı seçmemi bir istisna olarak görüyorlar. Bazıları nasıl Hz. İsa'ya sırt çevirebildiğimi sorguluyor.
-Rahipken İslâm’a ve Müslümanlara nasıl bakıyordunuz?
-Doğrusu ben; Müslümanları korsan, eşkıya, bombacı, terörist ve daha çok kötü insanlar olarak düşünüyordum. Çünkü yıllarca bize İslâm ve Müslümanlar aleyhinde anlatılan yalanlar bizi oldukça etkilemiş ve İslâm'a karşı önyargılı hale getirmişti. Bize Müslümanların Allah'a inanmadıklarını, çölün ortasındaki kapkara kutu şeklinde bir yapıya taptıklarını ve günde beş defa yeri öptüklerini söylemişlerdi. Babam beni bir Müslüman arkadaşıyla tanıştıracağını söylediği zaman, "inançsız, korsan, eşkiya, bombacı, terörist" biriyle tanışacak olma fikri hiç hoşuma gitmedi. Ancak, bir Müslümanı Hıristiyan yapma fikri beni onunla tanışmaya iten en önemli faktör oldu. O an, "Onu Hıristiyan yapmalıyım!" diye düşündüm. Bu fikirden sonra adamla tanışmayı kabul ettim ve babama onunla Pazar günü tanıştırmasını istedim. Onunla bir Pazar günü kilise ayininden sonra görüşecektim, böylece onu Hıristiyan yapmam için içimde manevî güç bulacaktım. Boynumda pasparlak sallanan haçımla ve üzerinde "İsa Rab'tır" yazan kepimi giyerek görüşmeye gittim. Yanımda eşim ve iki genç kızım da vardı ve bir Müslüman ile ilk defa bu şekilde tanıştım. Görüşeceğimiz yere geldiğimizde babama ortağının nerede olduğunu sordum. Babam da: "İşte orada görmüyor musun?" diyerek işaret etti. Bu Müslüman olamazdı. İmkânsız! Çünkü ben kara bir çarşafa sarılı, kafasında türbanı ve upuzun kirli bir sakalı olan ve elbisenin altında bir bomba saklayan kaba bir adam bekliyordum. Oysa bu adamın sakalı yoktu. Kafasında saç bile yoktu neredeyse. Her şeyden iyisi, çok sıcak bir selamlama ile yanıma yaklaştı ve elimi sıktı. Ben onların terörist olduğunu hayal ediyordum. Bu güler yüz de ne anlama geliyordu? Ne olursa olsun "İsa adına bu adamın "kurtarılması" gerektiğini düşünüyordum.


"İSLÂM'A GİREN BİRÇOK RAHİP OLDU"

- Peki siz ve çevreniz dışında İslâm’ı seçen rahip ve papaz arkadaşlarınız var mı?
- Evet! Müslüman olduğum yıl Dallas'ta, Joe adında Tennesseeli Baptist bir kilise öğrencisi ile tanıştım. Joe Baptist Kilisesi öğrencisi iken, Kur'an okuduktan sonra İslâm'ı kabul etmiş. Geçtiğimiz sene eski bir Katolik rahip ile tanıştım. Kendisi Afrika'da 8 yıl boyunca gönüllü misyonerlik yapmış. Afrika'da iken İslâm hakkında çok şeyler öğrenmiş ve Müslüman olmuş. Daha sonra ismini Ömer olarak değiştirip, Dallas'a taşınmış. Yine iki yıl önceydi, San Antonio'dayken, Rusya Ortodoks Kilisesi'nde çalışan eski bir Ortodoks Baş Rahip ile tanıştım İslâmiyet ile tanışmış ve kilisedeki önemli görevini Müslüman olmak için terk etmiş. Bundan başkaları da var tabii ki. İslâm hakkında çok güzel şeyler düşünen Katolik bir rahip vardı. Ben de ona; "Öyleyse neden İslâm’a girmiyorsun?" diye sormuştum. O da "Olmaz, işimi kaybederim" dedi. O rahibin adı Peder John'du ve rahipliği bir ekmek kapısı olarak görüyordu. Biz hâlâ hidayete ermesi için Allah'a dua ediyoruz.
“Amacımız İslâm’ın mesajını dünyaya duyurmak”

Amerikalı eski rahip Yusuf Estes arkadaşımız Kemal Gümüş'e nasıl Müslüman olduğunu anlattı.
-Şimdi bir Müslüman olarak ABD'de İslâm’a ne tür hizmetlerde bulunuyorsunuz?
-Müslüman olduktan sonra Washington D.C. Birleşik Devletler Cezaevi Bürosu Müslüman vaizliğinde çalıştım ve oradan emekli oldum. Şu an birçok Amerikalı Müslüman ile irtibatım var, Müslüman öğrenci ve gençlik teşekkülleri ile beraber organizasyonlar düzenliyoruz. Ayrıca dünyanın neredeyse tamamını Kur'an'daki Hz. İsa'nın mesajını yaymak için dolaşıyorum. Gittiğimiz yerlerde birçok inanç ve fikir grubundan din adamı, vaiz, temsilci ile diyaloglara giriyor, fikir alışverişinde bulunuyoruz. Öncelikli amacımız ise, gerçek İslâm ve gerçek Müslümanların mesajını dünyaya ulaştırmaktır. İslâmiyet öyle hızlı yayılıyor. Ancak İslâm’ın gerçek mesajı ne tam olarak anlaşılmakta, ne de gereği gibi sunulmaktadır.
“Misyonerler hiçbir zaman başarılı olamaz”
-Misyonerlerin amacı sadece Hıristiyanlığı yaymak mı, yoksa başka bir amaçları var mı?
-Elbette ki sadece Hıristiyanlığı yaymak değil. Sadece Hıristiyanlığı yaymak olsaydı bu kadar misyonerlik faaliyeti yapılmasına rağmen misyonerler başarılı olurdu. Ama olamıyorlar ve hiçbir zaman da başarılı olacaklarına inanmıyorum. Ama birçok Katolik papazın, İslâm üzerine eğitim aldıkları ve bazılarının bu hususta doktora bile yaptığı bir gerçek var. Tabii bunların İslâm üzerine çalışması elbette misyonerlik faaliyetleri çerçevesinde şekilleniyor.


"EŞİMİN DE MÜSLÜMAN OLMASINDAN SONRA DÜŞÜNMEYE BAŞLADIM"

-Misyonerken kaç kişiyi Hıristiyan yaptınız ve Müslüman olduktan sonra kaç insanın İslâm’ı seçmesine vesile oldunuz?
-Güzel bir soru. Kimseyi Hıristiyan yapamadım, ama birçok insanın Müslüman olmasına sebep oldum. Hem de henüz Müslüman olmadığım halde bunlara sebep oldum.

-Nasıl yan? Biraz açar mısınız?
-Evet; çok ilginç, ama Hıristiyan yapmaya çalıştığım kişi başta rahip olan arkadaşım ve bütün ailemin Müslüman olmasına sebep oldu. Hiç unutamıyorum, o günü Müslüman arkadaşımın yanında beyaz bir kaftan ve beyaz bir başlık giymiş bir adam duruyordu. Bu bizim rahipti. Ona döndüm ve: "Pete, Müslüman mı oldun sen?" diye bağırdım. O da bana yumuşak bir sesle, o gün İslâm'a girdiğini söyledi. Bir rahip Müslüman olmuştu! İnanılacak gibi değildi. O gün çok üzülmüş ve bunun üzerine evin üst katına çıktım. Eşime aşağıda olanları anlattım. Eşim bana, aslında kendisinin de İslâmiyet'e girmek istediğini söyledi, çünkü bunun gerçek din olduğunu inanıyormuş. Karımdan sonra adeta yıkıldım. Ama o gece sabaha kadar düşündüm ve ben de Müslüman olmaya karar verdim. Benden birkaç ay sonra ise babam, çocuklarım ve üvey annem de Müslüman oldu. Çocuklarımı gönderdiğim Hıristiyan okulundan kayıtlarını sildirdim ve onları İslâmî bir okula kaydettim. Şimdi onlar Kur'ân'ın büyük bir kısmını hıfzetmiş durumdalar. Ve İslâm'ın bütün kurallarını biliyorlar.
Ekleme Tarihi: 07.11.2007 - 12:37
husrev55 üyenin diğer mesajları husrev55`in Profili husrev55 Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: YAHUDI NASIL MUSLUMAN OLDU
husrev55 su an offline husrev55  
YAHUDI NASIL MUSLUMAN OLDU
21 Mesaj -
Hicrî ikinci asır sonlarında hilâfet makamına oturan Abbasî halifelerinden El-Me`mun, dış dünyaya açık bir devlet adamıydı. Zamanında Müslüman - Hıristiyan bütün ilim adamları ondan itibar görmüş, yabancı dildeki ilim kitabları Arabçaya tercüme edilerek bilgi alış verişinde bulunulmuştur. O kadar ki Me`mun zamanında yerin yuvarlak olduğu resmen tesbit edilmiş, kurulmuş olan "Nısfünnehar" usûlüyle arzın kuturunu ölçmek gibi bâzı ilim mes`elelerinde kesin hükme varılmıştı. Bu çalışmaları sırasında Me`mun, meclisinde cin fikirliliği ile dikkatini çeken bir Yahudi ilim adamına bir gün şöyle bir sual sordu:
-Mâdem hâdiseleri bu kadar akılcı bir anlayışla inceleyebiliyorsun? Neden Müslüman olmuyorsun? Kur`an`la, İncil, Tevrat arasındaki farkı bilmiyor musun? Yahudi şöyle cevap verdi:
- Bu mevzuda çalışma yapıyorum. Çalışmam bitince vardığım kararı size bildiririm. Me`mun Yahudi`ye baskı yapmayı düşünmedi. Çünkü biliyordu ki baskıyla îmana gelinmez, korkuyla Müslüman olunmazdı. Yahudiyi kendi hâline terkeden Me`mun, ona bir daha bu mevzuda sual sormadı. Aradan bir sene geçmiş ve Yahudi yine Me`mun`un meclisindeki ilim adamlarıyla sohbete başlamıştı. Ancak, bu Yahudi, bir sene önceki Yahudi değildi. Bu defa İslâm`ı bütünüyle benimsemiş, Kur`ân`ın ahkâmını tamamıyla kabullenmişti. Me`mun buna şaştı:
- Hayırdır inşâallah. Bir sene önceki Kur`an`la bir sene sonraki Kur`an arasında, ne fark var ki o zaman îman etmediniz de bu sene İslâm`a girdiniz? Yahudi şöyle îzah etti:
- Efendim, şüphesiz bir sene önceki Kur`an`la bir sene sonraki Kur`an arasında hiç bir fark yoktur. Beni İslâm`a yaklaştırıp, îmana girmeme sebeb olan da budur zaten.
- Nedir, Kur`ân`ın değişmezliği mi?
- Evet. Bakın çalışmalarım nasıl cereyan etti ve ben nasıl bir sonuçla Müslüman oldum, onu arzedeyim sizlere. Ve şöyle devam etti:
- Önce evime çekildim. Günlerce İncil yazmaya koyuldum. Üç tane İncil nüshası yazdım. Birincide birkaç satırı eksik bıraktım. Ötekinde hiç bir eksik yoktu. Üçüncüsünde ise birkaç satır fazlaydı. Kendimden yapmıştım ilâveyi. Ben bu üç İncil`i de alıp kiliseye gittim. Papaza gösterdim. Papaz efendi üçünü de inceledi, tahkik etti. Sonunda satın aldı ve yaptığım hizmetten dolayı da beni tebrik etti. Dönüp geldim, aynı şeklide üç Tevrat nüshası yazdım. Bunun da birincisinde bazı âyetleri yazmadım. Eksik kaleme aldım. İkincisi noksansızdı. Üçüncüsünde de birkaç satır ilâve ederek olmayanları da var gösterdim. Bunu da Haham`a gösterdim. Haham inceledi, üçünü de beğendi, parasını vererek satın aldı, ayrıca da teşekkür etti. Bu defa sıra Kur`an`daydı. Kur`an büyüktü. Tamamını yazamazdım. Sadece üç cüz yazabildim. Birinci cüz`ünde birkaç satırını eksik bıraktım. İkinci cüz`ü tamam yazdım. Üçüncü cüz`ünü de birkaç satır ilâve ile olmayanı var göstererek yazdım. Büyük bir tecessüs ve ihtimamla bütün din adamlarını gezdim. Hepsine de yazdığım Kur`an`ı gösterdim, almalarını söyledim. Hepsi de önceden memnuniyetle alacaklarını söylediler. Ama şöyle bir bakıp inceleyince hepsi de aynı yerleri yakaladılar. - Bu cüzde şu, şu satırlar eksik, bu cüz ise tamam. Şu cüzde ise şu şu satırlar ilâve edilmiş, fazla yazılmış. Kur`an`ın aslında böyle bir kelime yoktur. Hepsi de benim yazdığım Kur`ân`ı ezberlerinden eksiksiz okudular, tashih ettiler. Ben anladım ki, Kur`an nasıl nazil olmuşsa aynen zabtedilmiş, aynı tazelik ve sağlamlığını da muhafaza etmektedir. Kur`an`da ilâve-noksan söz konusu değil. Nazil olduğu şekli aynen koruyan en son kitabdır. Bundan sonra Müslüman oldum. İşte İslâm`a girmeme sebeb olan araştırma böyle oldu. O sırada Basra kadısı olan Yahya bin Eksem bu hâdiseyi hacca gittiğinde büyük velî Süfyan bin Uyeyne`ye anlatır. Süfyan Hazretleri şöyle cevap verir: - Bu hâdise, Kur`an`ın, bir âyetinin de fiilî tasdikıdır. Rabbimiz (Tevrat ve İncil`i) ben muhafaza edeceğim diye bir te`minat vermemiştir. Ama Kur`ân-ı Kerîm için böyle bir te`minat-ı İlâhiyye vardır. Hicr sûresinin dokuzuncu âyetinde şöyle buyurur:
- Kur`ân`ı biz indirdik, onu biz muhafaza edeceğiz! Vak`ayı İmam-ı Süyûtî "Hasâis"inde kaydeder. * * *
Ekleme Tarihi: 07.11.2007 - 12:35
husrev55 üyenin diğer mesajları husrev55`in Profili husrev55 Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: Endonezya nasıl Müslüman oldu?
husrev55 su an offline husrev55  
Endonezya nasıl Müslüman oldu?
21 Mesaj -
Kendi halinde bir tüccardı. Bir gün kumaşları gemiye yükledi. Endonezya'ya gitti, oraya yerleşti. İşini orada devam ettirdi. Kumaşları kaliteliydi. Tam da halkın aradığı cinstendi. Kendisi de kanaat sahibi bir insandı. Kazancı az olsun, temiz olsun düşüncesindeydi. Bir gün geç geldi iş yerine. Eleman iyi bir kâr elde etmişti sattığı mallardan. Merak etti, sordu:
- Hangi kumaştan sattın?
-Şu kumaştan efendim.
-Metresini kaça verdin?
-On akçeye.
-Nasıl olur?" diye hayret etti,
-Beş akçelik kumaşı on akçeye nasıl satarsın? Bize hakkı geçmiş adamcağızın. Görsen tanır mısın onu?

Eleman gitti, müşteriyi buldu, getirdi. Dükkan sahibi müşteriyi karşısında görür görmez, helâllik istedi ve fazla parayı müşteriye uzattı. Müşteri şaşırmıştı. Böyle bir durumla ilk defa karşılaşıyordu.
-Ne demekti hakkını helâl et?
Olay kısa sürede dilden dile dolaştı. Çok geçmeden kralın kulağına kadar vardı. Sonunda kral kumaş tüccarını saraya çağırdı. Kral sordu:
-Sizin yaptığınız bu davranışı daha önce biz ne duyduk, ne de gördük. Bunun aslı nedir?
-Ben, dedi tüccar, bir Müslüman'ım. İslâm dini böyle emreder. Müşterinin bana hakkı geçmişti. Dolayısıyla kazancıma haram girmişti. Ben sadece bir yanlışı düzelttim.
Kral,
-İslâm nedir, Müslümanlık nedir? gibi peş peşe sorular sordu. Birer birer sorularını cevapladı. Kral ilk defa duyuyordu böyle bir dinin varlığını. Fazla zaman geçirmeden İslâm'ı kabul etti. Daha sonra kısa süre içinde de halk Müslüman oldu.

250 milyonluk nüfusa sahip olan bugünkü Endonezya'nın Müslümanlığı kabul etmesindeki sır sadece beş akçelik kumaştı. Yapılan tek şey vardı sadece: İnandığı gibi yaşamak, sahip olduğu güzellikleri çevresiyle paylaşmaktı. Efendimizin müjdesi herkese açık: "Doğru ve güvenilir tüccar, kıyamet gününde peygamberler, sıddıklar (doğrular) ve şehitlerle beraberdir." Yani, asıl etkili olan söz dili değil, hal diliydi. Konuşmaktan çok yaşamaktı. Anlatmaktan ziyade davranış dilinin devreye girmesiydi.

Kaynak : Mehmet Paksu
Ekleme Tarihi: 07.11.2007 - 12:33
husrev55 üyenin diğer mesajları husrev55`in Profili husrev55 Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: amerikada yasanmis gercek bir hikaye
husrev55 su an offline husrev55  
amerikada yasanmis gercek bir hikaye
21 Mesaj -
JOSH HASAN “EÐER MÜSLÜMAN OLMASAYDIM...”

HER ÞEY on yaþlarýnda iken baþlamýþtý. O yýllarda ailemle birlikte yoðun Yahudi nüfus barýndýran Brooklyn kasabasýnda yaþýyordum. Anne babam Ýbranice öðrenmem ve Yahudilik hakkýnda bilgilenmem için Muhafazakâr Sinagog’a kayýt olmamý uygun gördüler. Fakat her ikisini de pek iyi öðrendiðim söylenemez.Bu arada gizli gizli Hristiyanlýða göz atmaktaydým. Çünkü çevremde Hz. Ýsa’ya inanan ve yolunu takip ettiklerini söyleyen arkadaþlarým vardý. Fakat insanlarýn, ellerinden bir þey düþürdüklerinde veya sendeleyip düþme tehlikesi ile karþý karþýya kaldýklarýnda, bu büyük insanýn adýný hürmetsizce andýklarýný görüyor ve niçin böyle davrandýklarýný anlayamýyordum. Hz. Ýsa’yý daha edebli bir þekilde anmak gerekmiyor muydu? Dahasý O Tanrý’nýn oðlu olabilir miydi? Ayný yýl Yahudilik ve Ýsrail üzerine okumalarým devam ederken yeni bir dine daha rastladým: Ýslâm!

Müslümanlar hakkýnda edindiðim ilk bilgi onlarýn Kur’an’a inanan ve Hacca giden insanlar olduðuydu. Ýlginçti, fakat Ýsrail’e olan baðlýlýðým ve duyduðum sempati, Ýslâm hakkýnda daha fazla bilgilenmek için yapmam gereken okumalarýmý engelledi. Medyanýn etkisiyle, Müslümanlarýn Yahudileri bir dinamit gibi havaya uçuran teröristler olduðunu düþünüyordum. Yahudiler iyiydi, Araplar kötüydü. Arkadaþlarým böyle söylüyorlardý, öðretmenlerim bunu imâ ediyorlardý. Bu nedenle Ýslâm’la ilgili okumalarýma son verdim.1995’e geldiðimizde ailem sinagog deðiþikliði yapmaya karar verdi. Muhafazakâr yapýdan “Reformcu Yahudiler” olarak adlandýrýlan yeni bir gruba geçiþ yaptýk. Son derece liberal olmuþtuk.

Ancak yeni haham benim için, bir manevî liderin sahip olmasý gerektiðini düþündüðüm özelliklerden çok uzak bir görünüm arz ediyordu. Bir akþam cemaat hâlinde otururken, hemen yakýnlarda bulunan Boston Kolej’in bahçesinde gezen kýz öðrencileri bizce hoþ olmayan bir nazarla süzmekten duyduðu memnuniyeti ifade ederek birkaç kiþinin gülmesine sebep olmuþtu.Doðru düzgün bir dine baðlanmam gerektiðini düþünüyordum. Ama bu Ortodoks Yahudiliði olmayacaktý.Hristiyanlýðýn güçlü olduðunu düþündüðüm manevî boyutundan etkilenmiþtim. Bilgilenmek için Katoliklerin büyük ayinlerine gidip papazlarla konuþtum. Hz. Ýsa’nýn ilâh olduðuna inanma konusunda kendimi çok zorladýðým anlar oldu. Fakat ‘oðul’a dua etmek fikri bana çok anlamsýz geliyordu. Uðraþtýðým halde bir sonuç alamayacaðýmý biliyordum. Buna raðmen kilise derslerine devam ettim ve öðrendiðim dualarý okumaya çalýþtým. Vaftiz edilmediðim için Katolik sayýlmýyordum. Vaftiz için dokuz aylýk dersleri tamamlamam gerekiyordu. Fakat, Katolik olmadan ölürsem ne olacaktý? Bu tür sorular gündeme gelince Hristiyanlýk öðretisinin ne gibi eksiklikler taþýdýðýný araþtýrmaya karar verdim. Ama bir süre sonra dersleri tamamen býraktým.

Þubat 1999’da Hristiyan olmadýðým halde bu dini terk ettim. Artýk “kurtulanlardan” sayýlmýyordum ama bu umurumda bile deðildi. Ailem Katolik Kilisesinden ayrýlmama gerçekten memnun olmuþlardý. Ancak ben hâlâ tek Tanrý inancýmý muhafaza ediyordum. Kiliseden ayrýlýþým ve gerçek dini arayýþ sürecine girmem sanki bir anda oluvermiþti.Ýslâm’la ilgili araþtýrma yapmak istediðimi söylediðimde babam beni bir kütüphaneye götürdü ve maalesef Britannica Ansiklopedisinden Hz. Muhammed (a.s.m.) hakkýnda yazýlanlarý okumamý tavsiye etti. Okuduðum makalede Ýslâm Peygamberi’nin pek çok Yahudiyi katlettiði iddia ediliyordu. Bunu öðrendiðimde hem çok üzüldüm, hem de büyük bir þaþkýnlýk yaþadým. Bir an ne düþüneceðimi ve ne yapacaðýmý bilemedim. Ýslâm’ý reddetmeyi düþündüm ancak yine tek Tanrý’ya inanmaya devam edecektim. Öyleyse ne yapmalýydým? Yahudiliðin tahrif edildiðini biliyordum. Hristiyanlýðýn tahrif edildiðini de biliyordum. Ve þimdi bir þeyi daha iyi biliyordum ki, Britannica Ansiklopedisi doðruyu anlatmýyordu. Bu durumda Ýslâm’ý doðru kaynaklardan öðrenmem gerektiðine karar verdim.Müslümanlarla tanýþabilmek için yerel bir cami aramaya baþladým. Ýnternetten araþtýrma yapmak daha kolay olur düþüncesiyle Boston’da mevcut camilere bu þekilde ulaþmaya çalýþtým. Nihayet ilgili web sitesi açýldýðýnda ekranýn hemen üst kýsmýnda “Selamün Aleyküm” yazýsý ile karþýlaþtým. Hemen adresi aldým. Boston’da bir cami bulmak ne büyük þanstý.Þubat ayý sonlarýnda Prospect Caddesi’ndeki camiye gittim. Hayatýmda ilk kez dindar Müslümanlarla tanýþacaktým ve beni nasýl karþýlayacaklarýna dair hiç bir fikrim yoktu. Acaba onlarýn karþýsýnda Yahudi kimliðimi saklamalý mýyým diye bile düþündüm. Sonra derin bir nefes alarak içeri girdim. Gördüðüm ilk kiþiye “Af edersiniz, buraya Ýslâm hakkýnda bilgi edinmek için geldim”diyerek orada bulunma nedenimi açýkladým. Tanýmadýðým bu insanýn sözlerime nasýl bir tepki vereceðini merakla bekledim. Ya bir eðitim sürecine davet edilirim ya da geri gönderilirim diye düþünüyordum. Gerçekten de talebime red cevabý alýp geri dönmek zorunda kalýr mýydým? Bu düþüncelerle ayakkabýlarýmý elime alýp gitme hazýrlýðý yaparken, konuþtuðum kiþi “Ýngilizce bilmiyorum” diyerek ana odaya geçti. Ben de onu takip ederek içeri girdim. Beni öylesine gezip dolaþmam için yalnýz býrakýp býrakmadýðýný tam olarak anlamamýþtým. Ýçeride secde hâlinde ibadet eden insanlarý gördüm. Bir ara ne yapacaðýmý bilemedim.Daha sonra beni yalnýz býrakan adamýn büyük bir kalabalýkla içeri girdiðini fark ettim. Bulunduðum yerde oturdum kaldým. Bir tarafta ben, diðer tarafta elli kadar inançlý insan yer alýyordu. Hepsi birden ayný anda benimle heyecanla konuþmaya baþladýlar. Oldukça karýþýk ve bunaltýcý bir andý. Fakat kendimi çok iyi hissediyordum. Müslümanlarýn Ýslâm’a ne kadar önem verdikleri böylece anlaþýlýyordu. Elime tutuþturduklarý Resimli Ýslâm Rehberi adlý broþüre bir göz attýðýmda öncelikle Kelime-i þehadet ile karþýlaþtým: “Eþhedü en la ilâhe illâllah ve eþhedü enne Muhammeden abduhu ve rasulühü!” Öylesine heyecanlanmýþtým ki, sanki o an bu sözü söylemeye hazýr biri gibiydim. Katolik olabilmem için dokuz aylýk bir eðitim sürecini tamamlamam gerekiyordu. Yahudi olmak içinse muhtemelen daha uzun bir zamana ihtiyacým vardý. Oysa Ýslâm’ý benimsemek birkaç dakikalýk bir meseleydi. Dostça davranan ama temkini elden býrakmayan bir kardeþ: “Emin misin? Bunu hemen yapmak zorunda deðilsin” diyerek uyarýda bulundu.Þaþýrmýþtým. Söyleyeceðim söz üzerinde düþünmek zorunda kalacak kadar büyük bir anlam mý taþýyordu? Hemen þu anda Müslüman olduðumu ifade etmekle çok mu acele davranmýþ olacaktým? Yapýlan uyarýyý dikkate alarak böylesine önemli bir karar öncesi kendime biraz zaman tanýmanýn daha uygun olacaðý sonucuna vardým. O gün Müslüman olmasam da harika bir cumartesi geçirmiþtim.Bundan sonraki bir yýllýk dönemde çeþitli vesilelerle dünyanýn farklý yerlerinden pek çok Müslümanla tanýþma ve görüþme fýrsatým oldu. Tüm farklýlýklarýna raðmen bunca kiþinin birleþtikleri tek bir ortak amaç söz konusuydu: Tek bir Allah’a en güzel þekilde kulluk etmek.

Ýslâm’ý kabul etmeden önce bilinçlenmek için daha ciddi ve kapsamlý çalýþmalar yapmaya karar verdim. Okuduklarýmý daha iyi anlamak ve Ýslâm terminolojisine âþina olmak düþüncesiyle Arapça öðrenmeye niyet ettim. Bu arada baþýma beklenmedik bir trafik kazasý geldi. Ama kazayý hiç yara almadan atlattým.2000 yýlýnýn mayýs ayýnda uzun süredir görmediðim bir Müslüman arkadaþýmla trende karþýlaþtým. Kendisiyle kýsa bir sohbetimiz oldu. Bana henüz Müslüman olup olmadýðýmý sordu. Hayýr cevabýný verdiðimde ise þaþýrtýcý bir þey söyledi:“Ölümün nerede nasýl geleceði belli deðil. Müslüman olduðunu açýklamadan önce beklenmedik bir þekilde yolda yürürken bir trafik kazasý geçirsen gayri müslim olarak hayatýný sonlandýrmýþ olacaksýn. Bu da ebedî hayatýnýn mahvolmasý demek olacak.” Bu sözleriyle sanki bir süre önce yaþadýðým kazadan ders almayan beni uyarýyor gibiydi. Ýslâm’ý din olarak seçtiðimi açýklamak için daha fazla beklemenin anlamý yoktu. Ayný gün öðleden sonra mescide gidip namaz kýlan cemaati izledim. Ýnsanlarýn saflar hâlinde secdeye varma halleri ne kadar etkileyici bir sahneydi. Bu hal gerçekten de önemli bir kulluk göstergesiydi. Ben de bundan daha fazla uzak kalamazdým. Namaz biter bitmez kardeþlerime o gün Müslüman olmak istediðimi söyledim ve onlarýn þahitliðinde kelime-i þehadet getirerek hak dine dönüþ yaptým. Artýk hayatýmda yeni bir dönem baþlýyordu.
Ekleme Tarihi: 03.11.2007 - 08:50
husrev55 üyenin diğer mesajları husrev55`in Profili husrev55 Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: Kalbin Tedavi Yolları
husrev55 su an offline husrev55  
Kalbin Tedavi Yolları
21 Mesaj -
Kalbin Tedavi Yolları
Bilmiş ol ki kalbi korumanın çaresi şeytanın giriş yollarını bilmek, bu huylardan temizlemek Allah'ı anmak. Bu onu kalbe uğramaktan alıkor. Zira gerçek zikir, ancak kalbi takvâ ile tamir ettikten ve kalbi kötü sıfatlardan temizledikten sonra kalbde yerleşir ve ulaşılmaz bir kal'a olur. Ebû Hüreyre (R.A.) anlatıyor. Bir gün bir mü'minin şeytânı ile bir kâfirin, şeytânı karşılaşırlar. Kâfirin şeytânı yağ' lı, semiz, parlak ve temizdir. Mü'minin şeytânı ise zayıf, pis, kirli ve çıplaktır. Kâfirin şeytânı, mü'minin şeytânına; - Bu ne hâl? diye sorar. Mü'minin şeytânı; - Ne yapayım, bir adama düştüm ki adam yiyeceği zaman (Besmele'yi) olur, ben aç kalırım, içeceği zaman okur, susuz kalırım. Giyinirken okur, çıplak kalırım. Temizlendiği zaman (Besmele) ile temizlenir, pis kalırım. dedi. -- Ben de öyle birine düştüm ki: Hiç (Besmele) getirmez. Ben de onun yiyeceğine, içeceğine giyeceğine velhâsıl herşeyine ortak olurum, dedi
Ekleme Tarihi: 26.10.2007 - 09:35
husrev55 üyenin diğer mesajları husrev55`in Profili husrev55 Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: Şeytanın hileleri hakkında Bir Hâdis
husrev55 su an offline husrev55  
Şeytanın hileleri hakkında Bir Hâdis
21 Mesaj -
Şeytanın hileleri hakkında Bir Hâdis
Resûl-i Ekrem (S.A.V.) buyurur. "İblis yeryüzüne indiği zaman Allah-u Teâlâ'ya:
- Yâ Rab, beni kovdun ve yeryüzüne gönderdin. O halde bana bir mesken ver, dedi.
Allah-u Teâlâ:
- Meskenin hamamdır buyurdu.
- Bana oturacağım bir toplantı yeri ver.
- Toplantı yerin sokak başları ile çarşı ve pazarlardır.
- Bana yemek ver.
- Yemeğin, Besmelesiz yenen yemeklerdir.
- Bana içecek ver.
- Keyif veren her içki senin içeceğindir.
- Bana bir dellâl ver.
- Bütün çalgılar senin dellâlindir.
- Bana okunacak bir şey ver.
- Şiirler senin okuyacağın şeylerdir.
- Benim de hadisim, sözlerim olsun.
- Senin sözlerinde yalanlardır.
- Bana av âletleri ve tuzaklar ver.
- Senin tuzakların kadınlardır, Hz. Aişe (R.A.) diyor ki: Resûl-i Ekrem (S.A.V.)
"Şeytan birinize gider hulûl eder ve vesvese yolu ile:
- Seni kim yarattı, diye sorar. Adam:
Şeytan ise ona:
- Allah (c.c.) yarattı, diye cevap verir.
- Ya Allah (c,c.) ı kim yarattı? der. Sizde biriniz böyle bir suâl ile karşılaşınca, Allah ve Resulüne imân ettim,
desin, Zira bu, o vesveseyi giderir" buyurdu. Ebû Hüreyre (Buhari, Müslim)
Ekleme Tarihi: 26.10.2007 - 09:33
husrev55 üyenin diğer mesajları husrev55`in Profili husrev55 Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: Şeytan'ın Kalbe Müdahalesi
husrev55 su an offline husrev55  
Şeytan'ın Kalbe Müdahalesi
21 Mesaj -
Şeytan'ın Kalbe Müdahalesi
imam Gazâli (İhyâyı ulûmid-din)
Şeytan Allah-u Teâlâ'nın yarattığı öyle bir yaratıkdır ki, şerri, kötülüğü vaad eder. Çirkin (münker) şeyleri emr eder. Nefsi bu gibi işleri yapmağa davet eder.
Peygamber (S.A.V.) bir mübarek sözünde "...Vesvese de şeytandan gelir ve şerri davet eder, hakkı tekzib eder ve hayırdan men'eder. Kalbinde bunu bulan, şeytanın şerrinden Allah'a sığınsın" buyurdu ve sonra "Şeytan fâkirlik ile korkutur ve fuhşiyat (kötü işler ve ameller) ile emr eder" meâlindeki âyet-i celileyi okumuştur. İbn-i Mes'ud
(Tirmizi ve Nesei)
İnsan şehvet ve gazaba uyarsa, istekleri vasıtasıyla şeytanın istilâsma uğrar. Kalb şeytana yataklık yapar. Zira hevâ (istek) şeytanın barınağıdır. Allah (c.c.) nıuhafaza buyursun. Amin.
Resul-i Ekrem (S.A.V.) "Sizden her birinizin bir şeytanı vardır. Evet, benim de şeytanım var, fakat Allah-u Teâlâ bana yardım etti ve şeytanını müslüman oldu, bana yalnız iyiliği emr eder" buyurdu. İbn-i Mes'ud (Müslim)
Nefsâni arzulara uyularak dünya sevgisi kalbe galebe çalarsa, şeytan vesvese için çare bulmuş olur.
Resûl-i Ekrem (S.A.V.) "Şeytan, insan oğlunun çeşitli yollarında oturur. Önce İslâm yolu üzerinde durur ve (Ananın, babanın dinini terk edip müslüman mı olmak istersin?" der. [ kandıramaz ise] ...hicret yolu üzerine oturur... sonra cihad yolu üzerine oturur... İnsan bunu da dinlemez ve mücahedesini yapar. Kim bu şekilde hareket ederek ölürse, Allah-u Teâlâ'nın Cerınetini hak etmiş olur." buyururdu.
Sübre b. Ebi Fâkih (Nesei)
Şeytanın hilelerinden biri de şerri-hayır gibi. kötülüğü-iyilikmiş gibi göstermeye çalışmaktır.
Allah-u Teâlâ Kur'an-ı Kerîm'in bir çak Yerinde Şeytan'ın düşmanlığından bizlere haber vermiştir.
"Şüphesiz, şeytan, sizin için büyük bir düşmandır. Siz de onu düşman tanıyın..."
Fatır Sûresi: A. 6
"Ey Âdem oğulları, şeytana tapmayın. O size apaçık bir düşmandır diye size bildirmedim mi?"
Yâsin Sûesi; A. 60
"Allah'tan korkanlar kendilerine şeytan'dan bir vesvese iliştiği zaman, düşünürler de derhal basiretlerine sahip olurlar."
(A'raf S. A. 201)
"Eğer şeytandan bir vesvese gelirse hemen Allah'a sığın..."
A'raf S. A. 200
"Şeytanların kardeşlerine (insanlardan) gelince: Onları şeytan sapıklığa sürükler ve yakalarını bırakmazlar."
(A'raf S. A. 202)
İblis, İsa (a.s.) a gözükerek onu şehâdete davet etti. İsa (a.s.) cevaben "Bu söz hak sözdür. Fakat senin emrinle ben bunu süylemem." Onun böyle bir hayır tavsiyesi altında bir mel'âneti olduğunu bilirdi.
Şeytan'dan asla kurtuluş yoktur. Ancak onu uzaklaştırmak ve zayıflatmak mümkündür.
Resûl-i Ekrem (S.A.V.) "Yolculukta insan, devesini zayıflattığı gibi, mü'minde şeytanını zayıflatabilir." buyurdu. Ebû Hüreyre
İbn Mes'ud "Mü'minin şeytanı zayıftır"
Kays B. Haccac "Şeytanını bana
- senin yanına geldiğim zaman besili hayvanlar gibi idim. Şimdi kuş kadar kalmadım. - dedi. Neden? sualime:
- Zikrullah ile beni erittin - dedi."
Bilmiş ol ki, kalb bir kal'a, şeytan da kal'aya girmek isteyen bir düşman gibidir.
Kalbi şeytanın vesveselerinden korumak borç ve herkese "farz-ı ayn"dır. Şehvet ve gazap şeytanın giriş yollarıdır.
Câhil sofu, şeytanın maskarasıdır. İşsize (boş gezene) şeytan iş bulur. İnsan şeytan gibidir, fakat insana benzer şeytan yoktur.
Boş karın şeytanın zindanıdır. Çünkü ekmek derdi onun hîlesine, düzenine manidir.
MEVLÂNA
Ekleme Tarihi: 26.10.2007 - 09:31
husrev55 üyenin diğer mesajları husrev55`in Profili husrev55 Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: ABDÜLKADİR GEYLÂNİ HAZRETLERİ'NDEN ÖĞÜTLER
husrev55 su an offline husrev55  
ABDÜLKADİR GEYLÂNİ HAZRETLERİ'NDEN ÖĞÜTLER
21 Mesaj -
ABDÜLKADİR GEYLÂNİ HAZRETLERİ'NDEN ÖĞÜTLER



Sakın yaptığın işlerde ve bulduğun manevi halde kendi gücünü görmeyesin. Bu hal kişiyi azdırır ve YARATAN’ın rahmet nazarından uzak kılar. Sakın sözünü dinletme ve kabul ettirme hevesine de kapılmayasın. Önce temeli at sonra üzerine binayı çık. Kalbini derin kaz ki oradan hikmet pınarları fışkırsın, sonra ihlas ve iyi işlerle o binayı yükselt. Bu işlerden sonra halkı o köşke davet et.

***

Başkasında bulunan bir hatayı defetmek istersen nefsinle yapma, imanınla yap. Kötülükleri ancak İMAN yıkar. Bu durumda RABB’in sana işlerinde yardımcı olur. O kötülüğü yok etmek için arkadaş olur, O kötülüğü ezer ortadan kaldırır. Eğer bir kötülüğü nefsin için, halkın seni tanıması için ortadan kaldırmaya niyet edersen rezil olursun. Her işte HAKK’ın rızası aranmalıdır.

***

İSLAM gömleğin yırtık, İMAN elbisen pis, kalbin cahil, için kederle dolu. Gönlün İSLAMİYET’e açık değil. İç alemin harap, dışın mamur, bütün sayfaların günah karası. Sevdiğin ve arzuladığın yalnızca dünya.

Kabir kapısı açık ve ahiret sana doğru gelmekte. En kısa zamanda aklını başına topla, yalnız dünya azığı toplamaktan vazgeç de ahiret azığını toplamakta acele et...

Sabırlı kulların bu dünyada çektiği cefa, Yüce Allah’ın (C.C) gözünden kaçmaz. Siz bir an olsun O’nun uğruna sabır yolunu tutun, yıllarca ecrini alırsınız. Ömrü boyunca “Kahraman” lakâbıyla gezen, onu bir anlık cesareti sonunda kazanmıştır.

***

Ey evlad, önce nefsine öğüt ver, onu yola getir, sonra da başkalarını... Senin henüz ıslaha muhtaç hallerin var, bunu sen de biliyorsun. Bunu bildiğin halde başkalarının islâhı ile uğraşma yolunda nasıl başarılı olabilirsin? Gözlerin bir adım öteyi görmüyorken körleri neyle yola getirme sevdasındasın?

***

Size gereken, Yüce Yaratanı sevmek ve O’ndan başka kimseden korkmamaktır. Ve bütün işleri onun rızasını gözeterek yapmak... Bunlar “Kalp” le olur, dil gürültüsüne getirip söze boğmakla olmaz. Sonra mihenk taşına vurulunca utanırsın. Kuru davaya kimse inanmaz. Halk arasında söylediğin sözleri yalnız kaldığında söylüyormusun?... Aynı duyguları tek başına kaldığın zaman da duyman mümkün oluyor mu?... İşte bunları yapabiliyorsan mesele yok... Kapı önünde “TEVHİD”, içeriye girince “ŞİRK”, yakışır mı? Bu, nifak, ikiyüzlülük alametidir, içi bozuk olmanın ta kendisidir. Acırım sana, sözün kötülükten sakınma hakkında, kalbin ise fitne çıkarmaya istekli. Şükrü dilinden bırakmıyorsun, ama kalbin daima itiraz halinde.

***

Geliniz aşırı, uygun olmayan arzularımızı bir yana atıp YARATANIMIZA koşalım. Bu yolda biraz perişanlık çekelim. Ne olur sanki biraz zahmet çeksek? O’na vardıktan sonra bütün çekilen sıkıntılar unutulur. İçimize ve dışımıza hükmeden nefsimizi HAK yoluna çevirelim, Rabbimizin Elçisine, Sevgilisine başvuralım, O’nun eteğini bırakmayalım.

***

Bütün amacın yemek, içmek ve arzularının tatmini olmasın. Bunların hepsi amaç değil, Yüce ALLAH’a (C.C.) ulaşmak için birer araçtır. Bütün hedefin sana en çok gerekli olana ulaşmak olmalı. Sana en gerekli olan ise YARATAN’ındır. O’nu ara. Her şeyin bir bedeli olur. Dünyaya AHİRET, yaratılmışlara ise bedel YARATAN’dır. Dünyayı kalbinden atarsan yerini HAK alır.

Yaşadığın günü ömrünün son günü bil, işlerini ona göre ayarla. Bu duygu sana yeter.

***

“ALLAH’tan (C.C) başka ilah yoktur,” dediğinde bir “DAVA” peşine düştün demektir. Her davada şahit isterler, şahidi olmayan davasını kaybeder. Ayrıca bu uğurda gelecek her türlü sıkıntıya göğüs gerip, sabır göstermek de birer şahid sayılır. Bunları yaparken İHLAS’lı olmak gerekir.

***

Hiçbir söz amelsiz ve ihlassız kabul edilmez. Kainatın Efendisinin (S.A.V) yolu İHLAS’tan ibarettir.

***

Dünyalık toplarken dikkatli ol. Gece odun toplayan gibi olma. Elini uzattığında neyi alacağını önceden kestirmelisin.

Gece odun toplayan eline geçeceğini bilemez, seni de ona benzetiyorum. Ayık ol, sonra felaket büyük olur.

***

HAK’la çekişme, nefsin için O’nu kötüleme, malın azaldı diye O’nu itham etme, insanlar sana yüz vermiyor diye O’nu suçlama. Suçu kendinde ara. Her işin kendi keyfine uygun olmasını istiyorsun, en büyük hüküm senin mi yoksa O’nun mu? Sen mi fazla biliyorsun yoksa O’ mu? Merhametin O’nunkinden fazla mı?

Sen ve bütün yaratıklar O’nun kuludur. Her şeyde yalnız O’nun hükmü geçer bunu sakın unutma.

***

YARATAN’ın rızasına erme yolunda yapmacık hareketler fayda getirmez, bu yolda yersiz arzu ve boş temenni ile yürünmez. Hele içi başka dışı başka birinin eline hiçbir şey geçmez. Bir de yalancılık ortaya çıkarsa felaket o zaman başlar. Eğer bu hallerin azı sende varsa hemen tevbe et ve tevbeni bozma. Tevbe etmekten ziyade, tevbeyi bozmamak esas hünerdir.

***

Böbürlenmeyi bırakın, Yüce ALLAH’a (C.C) karşı büyüklük satmakta neymiş? Kullara da kibirli davranmayın, haddinizi bilin. Varlığınıza tevazuyu yerleştirin. Önceden ne olduğunuzu düşünün; bir damla su.

Sonrası ne olacak malum...Bir hendeğe yuvarlanacak bir ağırlık. Hali böyle olana büyüklük taslamak yaraşır mı?

Hırsa kapılmayın, kötü arzular sizi esir etmesin. Dünyalık adamların kapısını aşındırmayın. Ezilip büzülerek onlardan dünyalık dilenmek size yakışmaz, sabırla doğru yoldan nasibini arasan daha iyi olmaz mı? Ya bir de yaptığın dilenciliğin sonu boşa çıkarsa... Sevgili Peygamberimizin (S.A.V) “En büyük belâ, nasibte olmayanı aramaktır,” buyruğunu hiç duymadın mı? Nasibte olmayanı kullar hiçbir zaman veremez. Dünya oğullarının buna hiçbir zaman gücü yetmez.

***

Ey ilim iddiasında bulunan, hani ağlaman? Yüce ALLAH’ın (C.C) korkusundan gözlerin yaşarıyor mu? O’ndan korkman ve günahları itirafın nerede? Nefsinle cenk etmek ve onu terbiye etmek yok mu? O’nu HAK tarafına çağırman nerede?

Bunların hiçbiri sende yok. Bütün derdin kasa, masa, yemek ve eğlenmek. Aklını başına al. Dünyadaki nimetlerden sana gelecek bir kısmetin varsa gelir, üzülme içini ferah tut. Bekleme yükünden kurtulursun, hırsın ağırlığı seni yormaz. Eğer bu şekilde davranmazsan, bütün bu uğraşmalarından sana ne kalacak dersin? Sadece bir yorgunluk ve ağır bir hesap...

***

Doğruluk olmadan bilginin sana ne yararı dokunur? Doğruluğun olmadığı için bilgi sana bela olur. Öğrendin, namaz kıldın, oruç tuttun sebebi sana mal versinler, iyiliğini görsünler, seni öğsünler oldu. Sana yakışır mı bu düşünceler?

Farzet ki halkın sana ilgisi arttı, bunun ölüm anındaki sıkıntıya faydası olur mu acaba? Seni sevenlerle aranda uçurumlar olacak o anda. Topladığın malları başkaları paylaşacak, hesabı ve cezası da sana kalacak.

***

Yazık sana! Cehennemlik işleri yaparken cenneti umuyorsun. Geçici şeylerle avunuyor onları seviyor ve senin sanıyorsun. Ama yakında elinden alacaklar.

Yaratan hayatı sana emanet olarak verdi, O’nun rızası yolunda yaşamanı emretti. Sen ise kendi isteğin, heveslerinin peşinde hayatını tükettin. Sana verilen zenginlik, makam, sıhhat birer emanettir. Bütün bunları YARATICININ rızasına uygun yolda kullan.

***

Ey evlad, ana rahminde seni kim besledi. O halde iken ne kadar acizdin, bu hale seni getiren kim? Sen ise kendi varlığına ve halka dayanmaktasın, parana, mevkine, bilgine güveniyorsun. Güvendiklerin bugün var yarın yok olabilirler. Yüce ALLAH’tan (C.C) başka her kime güveniyor veya kimden korkuyorsan o senin ilahındır. Yakında bütün güvendiklerin yok olur kullarla aran açılır, sana karşı kalpleri katılaşır, kapıları yüzüne vururlar seni kapı kapı dolaştırırlar. Çağırsan yardımına koşan olmaz.

Bütün bunlara sebeb Hak’tan başkasına güvenmiş olman, O’nun nimetlerini başkalarından bilmiş olmandır.

***

Yüce ALLAH’ın (C.C) dininde olmayan şeyleri yapmaya çalışma. Elinde iki şahit olsun; biri KUTSAL KİTABIMIZ, diğeri SÜNNET-İ RESULALLAH. Bunlar seni RABBİNE ulaştırır. Ama sen bu şahitleri bırakıp nefsinin peşinden gitmeye devam ediyorsun. Elinde iki şahidin var; biri zayıf aklın, diğeri de şahsi arzun. Şüphesiz bunlar seni ateşe iter. Firavun gibilerin arasına katar.

***

Ey içi bozuk, yakında öleceksin, öldükten sonra yaptıklarına çok pişman olacaksın ama çok geç...Dilin güzel söze alıştığı için konuştu ve aldandı, ama kalbin hiçbir şeyden anlamaz bir halde. Bu durum seni kurtarmaz. Güzel konuşmayı kalb yapmalı, yalnızca dilin iyi söz söylemesi faydasızdır.

***

Ey ALLAH (C.C) yolcularını bulamayan; varlığını ve yaratılmışları HAK varlığına perde eden kişi; ağla, başkasına bir ağlarsan kendine bin defa ağla
Ekleme Tarihi: 24.10.2007 - 14:52
husrev55 üyenin diğer mesajları husrev55`in Profili husrev55 Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: RAMAZANDA GÜLMEK HAKKIMIZ MI ?
husrev55 su an offline husrev55  
RAMAZANDA GÜLMEK HAKKIMIZ MI ?
21 Mesaj -
RAMAZANDA GÜLMEK HAKKIMIZ MI ?

İhmallerin neticesinde meydana gelen enkazlar altında inleyen,
Ve kurtuluş bekleyen insanlar var şu mübarek Ramazan ayında ve dünyanın her yerinde,
Ümitlerin bittiği, ufkun karardığı, canın boğaza dayandığı, ayın, güneşin battığı,
Güllerin solup bülbüllerin sustuğu, bağların bozulup köprülerin yıkıldığı,
Harap ülkeler yıkık gönüller, kurumuş kaynaklar, çatlamış topraklar;
Çürümüş yapraklar ve yağmursuz bulutlarla kaplı, bombalarla yıkılan ;
Güvenin sarsıldığı, zalimin mazlumu ezdiği bu dünyada, kurtuluşa susamış nesiller var karşımızda ;
Müslümanları kasıp kavuran mevcut yangınlar ;
Aç kalmış anaya gözü önünde çocuğu katledilerek etinin yedirilmek istenmesi,
Anne karnının yarılıp, yavrusunun başı kesilerek anne kucağına verilmesi
Anaların bacıların namuslarına musallat olunması ,
Bebekten en yaşlı nine ve dedelere kadar yüzbinlerce masumun kanına girilmesi,
Sofrada yiyecek bulamayıp açlıktan ölenleri,
Yatarken yeri yurdu olmayanları, çocuğuna ayakkabı gömlek bulamayanları,
Yılan ve çıyanların zehirlerini akıtmak için saldırdığı, insanların rencide edildiği hasım dünyanın acımasız dişleri arasında ezilmekten kurtulamayan müslüman kardeşlerimizi,
kim kurtaracak?
Perişan şu insanların vebalini sırtımızda taşımıyormuyuz?
Kanayan ve dinmeyen şu yaralara kim çare olacak?
İşte böyle bir dünyada sahipsiz, hamisiz insanlar, başka hiçbirşey değil,
Sadece ve sadece şefkatli gönüller merhametli eller bekliyor.
Haydi yağmur yüklü bulut ol !
Götür muhtaçlara bu ab-ı hayatı
Kurtul sırtında taşıdığın bu vebal ve mesuliyetten.


Ö.ULUĞMAYAN
agla agla
Ekleme Tarihi: 21.10.2007 - 12:13
husrev55 üyenin diğer mesajları husrev55`in Profili husrev55 Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Sayfa (2): (1) 2 Devam >
İmzalar göster - Konuları göster

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 843 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
***Murat*** (48), behlul (50), hatice57 (44), GaZZe (60), erveysel (61), Abdulkadir22 (31), samyeli13 (47), candeniz (24), balacan (54), abdulkadir (31), babam veben (55), askbumu (43), sahra_yagmur (37), halit42 (39), Babacan52 (56), gurbetcigenc (33), Fikret1972 (52), NuR_EFSAN (39), jopp777 (47), pempe1987 (37), Nur baçesi (28), seyhzadem (36), Mustafa Alptug (41), gunes_akca (35), KanKaZ (36), hsusal (72), olimp_ (45), ufkumuzvar (42), gakkosfatih (42), HIKKI (51), Selale1 (49), Yasin Tural (36), nebitdag (45)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.60813 saniyede açıldı