stromectol dexamethasone hydroxychloroquine hydroxychloroquine kaletra cordarone coreg coridil corpamil corprilin corpriretic corticotherapique cosaar plus cotrim coumadin cozaar crestor crixivan cyclogyl cycrin cyklokapron cymbalta cytotec cytoxan dalacin c dalacin t dalacin v danatrol danocrine daonil deflamat deltasone demadex demolaxin dentomycine depakine chrono depakine depakote depo provera dermestril dermovate deroxat desogen desoren desyrel detrol la
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

8 Sonuç - Yeni Arama
Sayfa (1): (1)
Ekleyen Mesaj
Konu: NAMAZIM
ihl43 su an offline ihl43  
NAMAZIM
9 Mesaj
Anneannesinin sözleri yankılandı kulaklarında: Oğlum, namaz hiç bu vakte bırakılırmı?” Anneannesinin yaşı yetmişe dayanmıştı, ama ezan okunduğu vakit yerinden sıçrar, yaşından beklenmeyecek bir hızla abdestini alır ve namazını kılardı. Kendisi ise, nefsini bir türlü yenemiyordu. Hep ne oluyorsa? Namaz son dakikalara kalıyor, bu sebeple namazını alelacele eda ediyordu. Bunu düşünerek kalktı yerinden, gözü saate kaydı. Yatsı ezanının okunmasına onbeş dakika kalmıştı. Başını her iki yöne pişmanlıkla sallayarak, “Yine geciktirdim namazı” dedi kendi kendine. Kıvrak hareketlerle abdestini aldı ve daha elini yüzünü tam kurulamadan kendini odasına attı.Mecburen, hızlı hareketlerle namazını eda etti. Tesbihatını yaparken anneannesini düşünmeden edemedi....” Bu halimi görse, tatlı-sert kızardı yine bana.” Dedi. Çok seviyordu onu... Hele öyle bir namaz kılışı vardı ki, onu hep bir gökkuşağı hayranlığı ile seyrederdi. Namazda öyle bir mahviyeti vardı ki, hicabından renkten renge girerdi. O gün akşama kadar derse girmişti Müthiş bir ağırlık vardı üzerinde.. Duasını yaparken, başını ellerinin arasına alıp secdeye durdu. Namazdan sonra bir süre bu şekilde tefekkür etmeyi severdi. Gözleri kapanır gibi oldu. Daldı gitti öylece.... Kıyamet kopmuştu. Mahşeri bir kalabalık vardı. Her yön insanlarla doluydu. Kimi dona kalmış, hareketsiz bir şekilde etrafı izliyor; kimi sağa sola koşturuyor, kimisi de diz çökmüş, başı ellerinin arasında bekliyordu. Yüreği, yerinden fırlayacak gibi atıyor, adeta kafesinden kurtulmaya çalışıyor, soğuk soğuk terler döküyordu. Hayatta iken kıyamet, sorgu sual ve mizan hakkında çok şey duymuş ve ahiret adına bu kavramlar kendisi için köşe taşı olmuşlardı. Ama mahşer meydanındaki ürperti, korku ve bekleyişin bu denli dehşet vereceğini düşünmemişti. Hesap ve sorgu devam ediyordu. Bu arada onun ismini de okudular. Hayretle bir sağa bir sola baktı. “Benim ismimi mi okudunuz?” dedi, dudakları titreyerek.... Kalabalık birden yarılmış, bir yol olmuştu önünde.... İki kişi kollarına girdi. Mahşer meydanının vazifelileri oldukları belliydi. Kalbalık arasından şakın bakışlarla yürüdü. Merkezi bir yere gelmişlerdi. Melekler her iki yanından uzaklaştılar. Başı önündeydi. Bütün hayatı, bir film şeridi gibi geçiyordu gözlerinin önünden.... “Şükürler olsun” dedi, kendi kendine ve devam etti; “Gözlerimi dünyaya açtım, hep hizmet eden insanları gördüm. Babam sohbetten sohbete koşturuyor malını hayır yolunda harcıyordu. Annem eve gelen misafirleri ağırlıyor, yemek sofralarının biri kalkıp, bir yenisi kuruluyordu. Ben ise, hep bu yolda oldum. İnsanlara hizmete çalıştım. Onlara Allah’ı anlattım. Namazımı kıldım. Orucumu tuttum. Farz olan ne varsa yerine getirdim. Haramlardan kaçındım.” Kirpiklerinden aşağıya gözyaşları dökülürken, Rabbimi seviyorum, en azından sevdiğimi zannediyordum.” Diyordu. Ama bir yandan da “O’nun için ne yapsam az, Cennet’i kazanmama yetmez.” Diye düşünüyordu. Tek sığınağı Allah’ın rahmetiydi. Hesap sürdükçe sürdü. Boncuk boncuk terliyor; sırılsıklam olmuş, zangır zangır titriyordu, Gözleri terazinin ibresindeki neticeyi bekliyordu. Sonunda hüküm verilecekti. Vazifeli melekler ellerinde bir kağıt, mahşer meydanındaki kalabalığa döndüler. Önce ismi okundu. Artık ayakları tutmaz olmuştu. Neredeyse yığılıp kalacaktı Heyecandan gözlerini kapamış, okunacak hükme kulak kesilmişti. Mahşeri kalabalıktan bir uğultu yükseldi. Kulakları yanlış mı duyuyordu? İsmi Cehennemlikler listesindeydi. Dizlerinin üstüne yığıldı. Hayretten dona kalmıştı. “OLAMAZZZ” diye bağırdı.Sağa sola koşturdu. İnanamıyordu. “Ben nasıl Cehennemlik olurum? Hayatım boyunca hizmet eden insanlarla birlikte oldum. Onlarla beraber koşturdum. Hep Rabbimi anlattım” diyordu.. Gözleri sağanak olmuş, titrek vücudunu ıslatıyordu. Vazifeli iki melek kollarından tuttu. Ayaklarını sürüyerek ve kalabalığı yararak alevleri göklere yükselen Cehenneme doğru yürümeye başladılar. Çırpınıyordu. Medet yokmuydu? Bir yardım eden çıkmayacak mıydı? Dudaklarından kelimeler kırık dökük, yalvarmayla karışık döküldü. “ Hizmetlerim.... Oruçlarım.... Okuduğum Kur’an’lar ... Namazım.... Hiçbiri kurtarmayacak mı?” diyordu.... Bağıra bağıra yalvarıyordu. Cehennem melekleri onu hiç dinlemediler, sürüklemeye devam ettiler. Alevlere çok yaklaşmışlardı. Başını geriye çevirdi. Son çırpınışlarıydı. Resulullah, “Evinin önündeki akan bir ırmak içinde günde beş defa yıkanan bir insanı o ırmak nasıl temizler, günde beş vakit namazda insanı günahlarından öyle temizler” buyuruyordu. “Oysaki benim namazlaım da mı beni kurtarmayacak?” diye düşünüyordu. “Namazlarım .... Namazlarım.... Namazlarım..” diye diye hıçkırdı. Vazifeli melekler hiç durmadılar. Yürümeye devam ettiler; Cehannem çukurunun başına geldiler. Alevlerin harareti yüzünü yakıyordu. Son bir defa dönüp geriye baktı. Artık gözleride kurumuştu. Ümitleri sönmüştü. Başını öne eğdi. İki büklüm oldu. Kollarını sıkan parmaklar çözüldü. Cehennem meleklerinden birisi onu itiverdi. Vücudunu birdenbire havada buldu. Alevlere doğru düşüyordu Tam bir iki metre düşmüştü ki, bir el kolundan tuttu. Başını kaldırdı yukarıya baktı. Uzun sakallı bir ihtiyar onu düşmekten kurtarmıştı. Kendisini yukarıya çekti. Üstündeki başındaki tozu silerek ihtiyarın yüzüne baktı, “Siz de kimsiniz?”dedi. İhtiyar gülümsedi: “Ben senin namazlarınım ..” “Neden bu kadar geç kaldınız? Son anda yetiştiniz. Neredeyse düşüyordum.” Dedi..... İhtiyar yüzünü gererek, tekrar güldü; başını salladı; “ Sen hep beni son anda yetiştirirdin, hatırladın mı?....” Secdeye kapandığı yerden başını kaldırdı. Kan-ter içinde kalmıştı. Dışarıdan gelen sese kulak kabarttı. Yatsı ezanı okunuyordu. Bir ok gibi fırladı. Abdest almaya gidiyordu...
Ekleme Tarihi: 21.06.2007 - 14:30
ihl43 üyenin diğer mesajları ihl43`in Profili ihl43 Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: BİNBİRİNCİ GECE (HANCI)
ihl43 su an offline ihl43  
BİNBİRİNCİ GECE (HANCI)
9 Mesaj
Gurbetten gelmişim yorgunum hancı!
Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş...
Aman karanlığı görmesin gözüm!
Beyaz perdeleri, ger yavaş yavaş...

Sıla burcu burcu… ille ocağım!..
Çoluk çocuk hasretinde kucağım…
Sana her şeyimi anlatacağım,
Otur başucuma, sor yavaş yavaş.

Güç bela bir bilet aldım gişeden;
Yolculuk başladı Haydarpaşa’dan!
Hancı ne olur, elindeki şişeden,
Birkaç yudum daha ver yavaş yavaş.

Ben o gece hem ağladım, hem içtim,
İki gün diyardan diyara uçtum…
Kayseri yolundan, Niğde’ye geçtim;
Uzaktan göründü, Bor yavaş yavaş.

Garibim; her taraf bana yabancı,
Dertliyim, çekinme, doldur be hancı!
İlk önce kımıldar hafif bir sancı;
Ayrılık sonradan kor yavaş yavaş.

Bende bir resmi var, yarısı yırtık,
On yıldır evimin kapısı örtük!
Garip, birde sarhoş odlumu artık;
Bütün sırlarını der yavaş yavaş.

İşte hancı; ben hep böyleyim,
Öteyi ne sen sor, ne ben söyleyim…
Kaldır artık, boş kadehi neyleyim,
Şu bizim hesabı, gör yavaş yavaş.
Bekir Sıtkı ERDOĞAN
Ekleme Tarihi: 21.06.2007 - 14:23
ihl43 üyenin diğer mesajları ihl43`in Profili ihl43 Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: AÇILMA SEN BİR DAHA
ihl43 su an offline ihl43  
AÇILMA SEN BİR DAHA
9 Mesaj
Herhalde Müslümansın ya bu açıklık nedir?
Kadında iffet, namus en büyük hazinedir.
Binlerce kem gözlere tahammül edilir mi?
Hayâsızlık yolunda medeniyet denir mi?
Medeniyet denerek kadın baştan çıkıyor.
Aslında bu açılmak, bir milleti yıkıyor.
Medeniyet, ahlaktır, namustur, fazilettir.
Çıplağa giden yol, en büyük cehalettir.
Sakın kanma kardeşim bu dinsizlik modası.
Seni aldatıyorlar mel’unlar kahrolası.
Bilmiyorum ben seni, kalbinde iman var.
Sen islamda sebat et varsın ayıplasınlar.
Muvakkat bir âlemde uyma nefsin şerrine.
Şeytanlara lanet et, gir islamın emrine.
Sen şuna emin ol ki her güzellik sönecek.
Allah yolunsa olan, ebediyetten gülecek.
Plaj, balo yerine dön yüzünü kıp leye.
Sana yakışan budur, kapan artık secdeye.
Cennet gibi nimet var islamsa sabredene.
İnsan asi olur mu, kendini halk edene?
Şayet nedir sorarsan sokakta görülenler?
Birçok ardan nasıpsız, kıymetsiz pespayeler.
Düşün; kıymeti varsa herhangi bir nesnenin
Sokağa attığını gördün mü hiç kimsenin
Dışa bakıp aldanma kıymetler içerdedir
Ne kadar süslü olsa boş kutu çöplüktedir.
Kanda aranan şey namus ile imandır.
Seni açmak isteyen bundan üryan olandır.
Deme;’Herkes açılmış zaman böyle istiyor’!
Bilirsin ki her nefis kabre yalnız giriyor.
Seni ayıplarlarsa şehvet bezirgânları
Asıl hesap gününde göreceksin sen onları
Örtünmek hayâdandır, hayâ ise imandan
İmanları olmayanlar alçaktır hayvandan,
Seni soymak isteyen hainlere yüz çevir
Zülüm fazla yaşamaz geçecektir bu devir.
Sahipsizce başıboş gezenler neye yarar
‘Müslümanım’diyenler evinde neşe arar.
Nice masum insler girmesinler günaha
İffetine sahip ol, açılma sen bir daha
Ekleme Tarihi: 21.06.2007 - 14:20
ihl43 üyenin diğer mesajları ihl43`in Profili ihl43 Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: Bana Buse Gönder
ihl43 su an offline ihl43  
Bana Buse Gönder
9 Mesaj
Efkârım en hazin manaya ulaştı,
Bu akşam bana bir buse gönder.
Aştı Ferhat’ın dağını semaya ulaştı,
Bu akşam bana bir buse gönder.
Gece anlamsız bir buhran içinde,
Bütün duygularım hazan içinde,
Gönlüm bekler oldu heyecan içinde,
Sen akşam bana bir buse gönder.
Yaktı sinemi yıldızlar ateş oldu,
Ruhum girdapta, zaman serkeş oldu,
Bir küçük an bir asıra eş oldu,
Tez, akşam bana bir buse gönder.
Yüreğim dedi ki bana sessizce,
O giz zıt kutup o gülüşe,
Her akşam sen gelme hissizce,
Her akşam bana bir buse gönder
Ekleme Tarihi: 21.06.2007 - 14:18
ihl43 üyenin diğer mesajları ihl43`in Profili ihl43 Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: Haykırışlar Bitmez
ihl43 su an offline ihl43  
Haykırışlar Bitmez
9 Mesaj
Haykırışlar Bitmez
Seslendiren: Grup Haykırış

Haykırışlar bitmeyecek, sürecek.
Aşılmaz dağları yarana kadar.
Sabrımızı bütün dünya görecek
Adriya'dan Çin'e varana kadar.

Sevdamızla zaman dize gelecek.
Ağlayan gönüller artık gülecek.
Davamızı cümle cihan bilecek
Toprak tenimizi sarana kadar.

Haykırışlar sessizliği yenecek.
Hak etmeyen koltuğundan inecek.
Alev alev yanan ateş sönecek
Ana yurdumuzdan Turan’a kadar.

Belayı kovmaya suskunluk yetmez.
Susulursa bela başlardan gitmez.
Çileler tükenmez, çileler bitmez
Zalimlerden hesap sorana kadar.

Sessiz kalabalık bir gün coşacak.
Coştuğunda okyanuslar taşacak.
Aklı olan engelleri aşacak
Yeniden bir dünya kurana kadar.
Ekleme Tarihi: 21.06.2007 - 14:16
ihl43 üyenin diğer mesajları ihl43`in Profili ihl43 Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: ÖZGÜRLÜĞÜ TUTSAK EDEMEZLER!
ihl43 su an offline ihl43  
ÖZGÜRLÜĞÜ TUTSAK EDEMEZLER!
9 Mesaj
Özgürlük; bilgi ve hikmetin, hak ve adaletin, gerçek insaniyetin mazharı..
Bir azimet destanıdır, cennet bahçelerinde başlayan gurbetlere bir yakınmadır!
insanın ve protestonun çığlığıdır..
Çünkü, O kendisiyle barışık yüreklerde temiz bir sevda tomurcuğudur;
hakikatin bağrından fışkıran, insan ve hayatın muhtaç olduğu bir soluk, sıcak bir
nefesdir. Sürgün edilemez, sabır tükenmez azığında!
Bütün bir hayat ve büün bir insanlık içindir...
Özgürlüğü tutsak edemezler!
Evet... üzerimize tanklar, panzerler, köpekler yürütebilirler...
Bir dönem okullarımızı kapatıp, bazı zaman çocuklarımızı öldürebilirler!
Hakkımızda karanlık kararlar alıp sinsi tuzaklar kurabilirler, bizi yurtlarımızdan sürmeye kalkışabilirler!..
Evlerimizi ateşe verip, sığınma yurtlarımızı kundaklayabilirler! Kollarımizi kirabilirler, erdem ve onur çağrımizi, feryadlarımizi kesmek isterler,
emeğimiz ve ekmeğimizi sömürebilirler,
köylerimizi yakabilirler. Örtümüzü çıkartmak isterler. Sehpalar kurabilirler, zindanları doldurabilirler, ayaklarımıza zincir vururlar, gözlerimizi bağlarlar!..
ama özgürlüğü tutsak edemezler! Çünkü; adalet arzumuz, özgürlük sevdamız, çektiğimiz bütün acılar vicdanlarda tap-taze çiçekler yeşertir!. Yüreklerinde sevgilere, sevdalara yer vermeyenler özgürlüğü tutsak edemezler..
Ey Özgürlük! Kutlu ÖZGÜRLÜKI Seni seviyoruz.. Sana aşığız!
Özgürlük umudumuz arı duru ve muhkem bir iman izdihamıdır; hünerli ve
dönüştüren bir
mücadele bilinci, bir yürek intifadasıdır!..
Gözüpekliği, merhamet ve sevgiyi, aşk ve sadakati, zalime ve zulme karşı direnmeyi hatırlatan;
özgürlük çağnmızı tutsak edemezler!
Özgürlük, şerefli öncülerin elden ele taşıdıkları kutlu bir meş'ale, onurlu ve erdemli kadinların, nice erkek gibi adamiarın mücadele aziği, yol yoldaşidir...
özgürlüğü tutsak edemezler!
Çünkü özgürlük, özgürleşmiş, kendisiyle barışık, aydınlıkta büyüyenlerin müşterek sevdasıdır, kavgasıdır!..
özgürlüğü Tutsak Edemezlerl...
Ekleme Tarihi: 20.06.2007 - 22:02
ihl43 üyenin diğer mesajları ihl43`in Profili ihl43 Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: Uyan ArtıkYiğidim
ihl43 su an offline ihl43  
Uyan ArtıkYiğidim
9 Mesaj
Uyan Artık Yiğidim
Istırâbdır yiğidim azığımız, hicrandır
Mirasımız mahkûmdur, mahzundur, perişandır
Gene de ye’se düşme yiğidim; imtihandır
Filizlenen her ölüm, mazlumlara nişandır

,
Ne gönüllerde sevinç, ruhlarda beyaz kaldı
Ufka bir bak, ilerle; inkılâba az kaldı.


Ülkemden hatırıma hep sefiller geliyor
Bin yüzlü Ebrehe’ ler, kara filler geliyor
Şimdi devran değişti; ebâbiller geliyor
İbrahim bahçesinden taze güller geliyor

Âlemde, duyulacak kutlu bir âvaz kaldı
Ufka bir bak yiğidim; inkılâba az kaldı.

Çöküyor sırtımızda yükselen vahşi duvar
Heykeller kırılıyor; dökülüyor mumyalar
Toprağın sinesinde umut var, heyecan var
Okşadığın her kökten fışkırıyor bir bahar.


Buzlar çözüldü; kıştan kuru bir ayaz kaldı
Ufka bir bak yiğidim; inkılâba az kaldı.


Gözlerin âyet âyet büyüyen bir bebektir
Ellerin sokaklarda uçuşan kelebektir
Sana rehberlik eden ne cindir, ne melektir
O bir İnsan-ı Kâmil, mücella bir dilektir


O’ ndan bize ebedi sürecek bir haz kaldı
Ufka bir bak yiğidim; inkılaba az kaldı.


Bulanık akan sular durulacak yeniden
Gökyüzüne direkler vurulacak yeniden
Saâdet menziline varılacak yeniden
Çağlar üstü bir nizam kurulacak yeniden


Cehaletin elinde lanetli bir saz kaldı
Ufka bir bak yiğidim; inkılâba az kaldı.


Bu kan kokan coğrafya, bu çığlıklar senindir
Bu gözü yaşlı târih, hıçkırıklar senindir
Yeryüzünde çiğnenen bütün haklar senindir
Prangalı hükümler, aydınlıklar senindir.


Yıllardır, uygarlıktan sana hep enkaz kaldı
Ufka bir bak yiğidin, inkılâba az kaldı.


Tasalanma yiğidim; zaman bizden yanadır
Külümüzden yükselen duman bizden yanadır
Son durak, son ilahi ferman bizden yanadır
Dünya düşman olsa da, iman bizden yanadır


Kapıları açacak çoşkun bin niyaz kaldı
Ufka bir bak yiğidim, inkılâba az kaldı


Mahzenlerde beklemek ziyan artık, yiğidim
Fecr-i sâdık vaktidir; uyan artık yiğidim
Ateşlere girsen de, dayan artık yiğidim
Hakikate dönüyor rüyan artık, yiğidim


Zalimler için karar verildi; infaz kaldı
Ufka bir bak yiğidim, inkılâba az kaldı.

Nurullah Genç
Ekleme Tarihi: 20.06.2007 - 21:52
ihl43 üyenin diğer mesajları ihl43`in Profili ihl43 Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Konu: İpin Hesabı
ihl43 su an offline ihl43  
İpin Hesabı
9 Mesaj
İpin Hesabı
Zenginin biri ölümden ve kabirdeki yalnızlıktan çok korkuyormuş. "Öldüğüm geceyi kim kabre girerek sabaha kadar benimle geçirirse servetimin yarısını ona bağışlıyorum" diye vasiyet etmiş. Öldüğünde "Kim birlikte kabre girip sabahlamak ister?" diye araştırmışlar. Kimse çıkmamış. Nihayet bir hamal,
-Benim sadece bir ipim var, kaybedecek bir şeyim yok. Sabaha kadar durursam zengin olurum." diye düşünerek kabul etmiş.

Vefat eden zengin ile birlikte defnetmişler. Sorgu sual melekleri gelmiş. Bakmışlar kabirde bir ölü, bir canlı var. "Nasıl olsa bu ölü elimizde... Biz şu canlı olandan başlayalım" demişler ve hamalı sorgulamaya başlamışlar.
-O ip kimin? Nereden aldın? Niye aldın? Nasıl aldın? Nerelerde kullandın?" Sabaha kadar sorgu sual devam etmiş, adamın hesabı bitmemiş. Sabahleyin kabirden çıkmış.
- Tamam, servetin yarısı senin, demişler.
- Aman,demiş hamal, istemem, kalsın. Ben, sabaha kadar bir ipin hesabını veremedim. O kadar servetin hesabını nasıl veririm?



Hayatını ve hayatın içerisinde istifade edilen lütufların hesabını vermek hafife alıncak şey değildir.
Ekleme Tarihi: 19.06.2007 - 12:28
ihl43 üyenin diğer mesajları ihl43`in Profili ihl43 Özel Mesaj Kapalı Sayfanın başına dön
Sayfa (1): (1)
İmzalar göster - Konuları göster

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 710 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
osman12 (77), vahvah71 (53), ssercan (50), sabr_yolcusu (56), Yorumsuz_91 (33), Asya6666 (62), angel (42), cankalemdar (39), meltem6666 (59), MeCaL (56), emiremre (44), ozdalomer (53), ayþeayd&#2.. (40), talha_34 (47), mhammettelo (43), leto18 (59), sinepuryan (42), Yalnizlik (39), BATAKLIK60 (55), kamil33 (54), hmfatih (62), Soldat34 (54), MrVoLKaN (37), yusuf kuyu (44), Yusuf_Adiyaman (53), farfarlone (41), Osman_20 (39), yunusemre_56 (58), eminecanersoy (46), eren.06 (60), tugba1986 (38), tanerok (41), MAHMUT2005 (48), musbaba18 (41), Bahar38 (40), ehhan ünlü (37), ard75 (68), ofliayhan61 (54), osman42 (45), enver66 (40), ayten66 (36), adem2007 (57), uludag64 (60), kadir ibraimi (35), Hace Türkistan (52), tufan03 (48), hasimpakirbaba (48), kuscu (60), ONUR45 (41), Allah_Asigi (41), _Hilal_ (40), aydin_yilmaz (42), cemil_keskin (64), cesurkagan (37)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.53878 saniyede açıldı