generique kaletra fluvoxamine budesonide lopinavir ritonavir lopinavir ritonavir imdur imigran imitrex imodium imuran imurek inderal la inderal index indocin sr indocin inegy intagra iscover isoptin isordil sublingual isordil itraderm itrop jumexal kamagra effervescent kamagra gold kamagra oral jelly kamagra soft kamagra keflex kemadrin kenacort a solubile kenacort a kenacort kenergon kessar keto med ketozol kinzal kinzalplus klacid lamictal dispersible lamictal lamisil cream lamisil
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

47 Sonuç - Yeni Arama
Sayfa (3): (1) 2 3 Devam >
Ekleyen Mesaj
Konu: *** HAZiRAN AYI Hatmi ***
UM SEDA su an offline UM SEDA  
RE:
49 Mesaj -
Alıntı
Orijınalı SEDA NURSU

s.a. 18 . cüzüde ben alayım.Allah cümlemizinkini kabul eder inş.





18.CÜZ OKUNMUŞTUR.RABBİM KABUL ETSİN CÜMLEMİZİNKİNİ İNŞ.
Ekleme Tarihi: 22.06.2007 - 12:52
UM SEDA üyenin diğer mesajları UM SEDA`in Profili UM SEDA Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: *** MAYIS AYI Hatmi ***
UM SEDA su an offline UM SEDA  
ÖZÜR
49 Mesaj -
S.A. ARKADAŞLAR HAKKINIZI HELAL EDİN BEN HBR VERMEYİ İHMAL ETTİM. duvar AMA OKUDUM İNŞ. RABBİM KABUL EDER CÜMLEMİZİNKİYLE BERABER.TEKRAR ÖZÜR DİLERİM.SELAM VE DUA İLE.
Mendilli
Ekleme Tarihi: 15.06.2007 - 13:52
UM SEDA üyenin diğer mesajları UM SEDA`in Profili UM SEDA Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: *** HAZiRAN AYI Hatmi ***
UM SEDA su an offline UM SEDA  
49 Mesaj -
s.a. 18 . cüzüde ben alayım.Allah cümlemizinkini kabul eder inş.
Ekleme Tarihi: 15.06.2007 - 13:37
UM SEDA üyenin diğer mesajları UM SEDA`in Profili UM SEDA Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: ÇEŞİTLİ HADİSLER
UM SEDA su an offline UM SEDA  
ÇEŞİTLİ HADİSLER
49 Mesaj -
“Allah Resûlü, yanında Kur’an-ı Kerim ile birlikte düşman beldelerine yolculuk yapılmasını yasaklamıştır.”
(Buhari, Müslim)

Düşman ihtimali olan yabancı topraklarda, veya güvenlikten yoksun alanlarda, yanında Kur’an taşınmasını Allah Resûlü yasaklamıştır. Bu yasağın sebebi, kişinin düşmanın eline esir düşme, tutuklanma gibi durumlara maruz kalma halinde yanındaki Kur’an’ın hakarete uğramasının, yırtılıp parçalanma gibi olumsuz bir muamelenin önlenmesine ilişkindir. Düşmanın müslümanın kutsal kitabını ve kutsal değerlerini alaya almasına fırsat verilmemelidir.


Hz. Ali’den: “Âkil bâliğ (ergen) olduktan sonra, artık yetimlik yoktur. Bütün bir gün, geceye kadar da hiç konuşmadan susmak yoktur.”
(Ebu Davud)

Susmak, İslâm’dan önce Allah’a yakınlığı sağlamak için yapılan bir ibadet şekliydi. Konuşmama orucu vardı. İslam suskunluğun bir ibadet olmasını yasaklıyarak bunun yerine hayır söz söylenmesini, zikir yapılmasını emretmiştir. Yetimlik hukukunun geçerliliği ise, çocuk ergenlik çağına girene kadardır. Ergenlik yaşından sonra, artık o genç biri olmuş, kendi başına himayesiz de ayakta durabilir duruma gelmiştir.



. “Herhangi birini mescidde bir şey satarken veya satın alırken görürseniz, şöyle deyiniz: – Allah ticaretinde sana kazanç vermesin.”
(Tirmizi)

Bu hadis-i şerifte, mescidlerin sadece ibadet, dua, Allah’a kulluk yeri olduğu ve bu gaye gözetilerek kullanılması gerektiğine işaret vardır. Mescidleri ticarete, siyasete ve daha başka dünyevi maksatlara alet ve basamak yapmanın caiz olmadığı, Efendimizin bu uyarısından anlaşılmaktadır


Hz. Ebu Bekris-Sıddık’ın kızı Esma’dan: “Kesenin ağzını bağlama. Sonra Allah da senin rızkını bağlar.”
(Buhari - 1433)

Allah Resûlü, bu hadislerinde cömert ve verici olmayı, cimrilikten kaçınmayı tavsiye etmektedir. Allah, zenginlik ve maddi imkan verdiği kullarının bu nimetlere bir şükür olarak, ihtiyaç sahiplerine yardım elini uzatmasını, zekat ve sadaka gibi mali ibadetleri yerine getirmekten kaçınmamasını emretmiştir. Kesenin ağzını bağlayıp hayır ve iyilik yapmaya kapamayı yasaklamıştır. Böyle bir tutumun, Allah’ın nimet ve rızık vermeyi kesmesine sebep olacağına hadiste işaret edilmektedir.


“Hz. Aişe annemize: – Allah Resûlü evinde nasıl hareket ederdi?diye soruldu. Hz. Aişe: – Ailelerine yardım ederdi. Namaz vakti gelince de namaza çıkardı, cevabını verdi.
(Buhari - 676)

Peygamberimiz aile içindeki mahrem hayatını anlatan, evde neler yaptığı, nasıl hareket ettiği, hanımlarına nasıl davrandığı hakkında bize en fazla bilgi veren, Hz. Aişe annemizdir. Hz. Aişe’nin rivayet ettiği bu hadisten de anlıyoruz ki, Peygamberimiz namaz vakitlerinin dışında evde olduğu zamanlarda boş durmaz, bir köşeye oturup kendisine hizmet edilmesini istemezdi. Elinden geldiğince, ev işlerinde hanımlarına yardımcı olmaya çalışırdı.



Vabise bin Mabed anlatıyor: “Bir gün Allah Resûlüne vardım. Bana şöyle buyurdu: – İyiliğin ne olduğunu sormaya geldin (değil mi?). Ben de: – Evet, dedim. Bunun üzerine şu açıklamayı yaptı: – Kalbine danış. İyilik, nefsinin ve kalbinin kendisiyle huzur ve sükunet bulduğu şeydir. Günah ise, nefsinde ve kalbinde kuşku (huzursuzluk) uyandıran şeydir. Başkaları sana fetva vermiş olsalar bile (bu böyledir).”
(Ahmed bin Hanbel, 4/228)



Ebu Zerr anlatıyor: – Ya Resûlallah! Beni devlet memurluğuna tayin buyurmaz mısınız? dedim. Allah Resûlü, eliyle omuzlarıma vurdu ve sonra şöyle buyurdu: – Ey Eba Zerr! Şüphesiz sen zayıf birisin. (Halbuki) bu (yönetim işi) bir emanettir. Onu hakkıyla üstlenip te sorumluluğunu tam yerine getirenler hariç, idarecilik (kamu görevi), kıyamet günü tam bir rezil olma ve pişmanlıktan ibarettir.”
(Müslim - 1825)

Devlet memurluğunda ve kamu görevlerinde ne kadar büyük bir sorumluluk olduğunu, bu hadis açıkça ortaya koymaktadır.



Ebudderda’dan: “Allah kötü sözlü, ağzı bozuk kimseleri sevmez.”
(Tirmizi - 2003)

Dilin, insanın azaları içinde çok önemli bir yeri vardır. Çünkü dil, pek çok hayır ve ibadetlere kaynaklık ettiği gibi; nice günahlara, hatalara, kötülüklere de yine kaynaklık yapmaktadır. Güzel ve faydalı sözler, kutsal sözcük ve cümleler, dualar, dilin olumlu fonksiyonlarından bazılarıdır. Yalanlar, iftiralar, kaba, müstehcen ve çirkin sözler, sövmeler, lanetler ise, dilin olumsuz fonksiyonlarını ifade eder. Hadiste, Allah’ın kötü sözleri ve bozuk ağızlı olmayı sevmediği açıklanmaktadır.




“Allah’tan hakkıyla hayâ etmek, başını ve onda bulunan âzalarını (günahlardan) korumak, karnını ve onun içinde olanları muhafaza etmek, ölümü ve çürümeyi hatırlamaktır.”
(Tirmizi, Taberani)

Gerçek hayâ, bütün âza ve duygularını günahlardan korumak, Allah’ın yasakladığı şeyleri işlemekten alıkoymak demektir. Bunun da yolu ölümü her an düşünmekten, kabri hatırlamaktan geçer. Sadece insanlar gördüğü zaman yaptığı çirkin işten utanıp yüzü kızarmak, insanlar görmediği vakitler o gibi kötü şeyleri işlemekten sıkılmamak, hayâ sâhibi sayılmak için yeterli değildir. Gerçek haya, insanlar görse de görmese de Allah’ın yasakladığı çirkin ve kötü davranışlardan uzak durmak demektir. Çünkü insanlar görmese bile, Allah görmektedir. Kendisinden utanılmaya en lâyık olan da O’dur.




Ebu Zerr Hazretleri şöyle demiştir: “Çok sevdiğim Allah Resûlü bana şu huyları tavsiye etti: 1. Benden üstün olana değil, benden aşağı olana bakmamı, böylece hâlime şükretmemi, 2. Yoksulları sevmemi ve onlara yaklaşmamı (dertleriyle meşgul olmamı), 3. Bana gelmeseler dahi, yine akrabamı ziyaret etmemi, 4. Allah’a ibâdet ve dine hizmet hususunda birinin beni kınamasından korkmamamı, 5. Acı da olsa daima hakkı söylememi, 6. Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh dememi... Çünkü bu söz, Cennetin hazinelerinden biridir.”
(Taberani, İbn-i Hibban)


“Ancak iki kişiye hased (gıbta) edilebilir: Biri, Allah Teâlâ kendisine Kur’ân (öğrenmesini) nasip etmiş, o da gece ve gündüz bununla meşgul olur. Diğeri, Allah Teâlâ, kendisine mal vermiş, o da gece ve gündüz (Allah yolunda) sarfeder.”
(İbn-i Mace)

Bu iki davranışa gıpta edip aynını yapmaya çalışmak, meşrû olmaktan öte, maddî imkânları ve kabiliyeti yerinde olanlar için, aynı zamanda bir vecibedir



“Mi’rac gecesi, bana Cennet kapısında şu yazı gösterildi: – Sadaka için 10 kat, karz-ı hasen için 18 kat ecir vardır. Hz. Cebrail’e, borç vermenin sadakadan niçin daha üstün ve sevaplı olduğunu sorduğumda şu cevabı verdi: – Şüphesiz, sadaka dilenciye verilir. Ve dilenci çoğu kere kendi yanında olduğu halde (yani ihtiyacı yokken de) ister. Halbuki ödünç isteyen ise, ancak ihtiyaç sebebiyle ister.”
(İbn-i Mace)

“Sû’-i zandan sakınınız. Zira sû’-i zan, sözlerin en yalanıdır.”
(Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi)
Yalancılık, sadece hilâf-ı hakikat konuşmak demek değildir. Bir kimsenin tutum ve davranışları hakkında o davranışların yapılış sebebini bilmeden kötü düşünmek ve kötüye yormak da bir çeşit kalben söylenen yalancılıktır. Bu bakımdan sû’-i zan, mü’minlere yakışmayan, îman ile bağdaşmayan fena bir ahlâk, büyük bir günahtır.


Hazret-i Cabir anlatıyor: “Yanımızdan bir cenaze geçti, Hazret-i Peygamber ona ayağa kalktı. Biz de ayağa kalktık ve: – Ey Allah’ın Resulü! Bu bir yahudi cenazesidir, dedik. O: – Bir cenaze gördüğünüzde (müslim olsun, kâfir olsun) ayağa kalkınız (çünkü ölüm, düşündürücü bir şeydir) buyurdu.”
(Buhari)

“Sizden biriniz bir cenaze gördüğünde onunla beraber gitmeyecekse cenaze o kimseyi geride bırakana kadar, yahut o kimseyi bırakmazdan evvel cenaze yere indirilene kadar ayakta dursun.” (Müslim)

Hz. Enes anlatıyor: “Allah’ın Resûlü ile cenazeye gitmiştik te, Resülûllah orada bazı kadınlar görmüştü. Onlara: – Cenazeyi omuzlar mısınız? diye sordu. Onlar: – Hayır omuzlamayız, dediler. – Ya ölüyü defneder misiniz? – Hayır. – Öyle ise hiçbir mükâfat elde etmeyerek evinize dönünüz, buyurdu.”
(Tecrid)


“(Kırsal alanlarda) Güneş battığı zaman koyun, keçi, sığır, deve gibi yabanda otlıyan hayvanlarınızı ve çocuklarınızı dışarıya salmayınız. Çünkü şeytanlar güneş battığı vakit, karanlık gidinceye kadar dağılır, faaliyete geçerler.”
(Müslim)

Karanlığın basmasiyle gündüz kuytu yerlere sinmiş olan bazı vahşi hayvanlar, geceleyin avlanmak ve gezinmek için etrafa yayılırlar. Böyle bir durumda kendi başına bırakılmış hayvanlar ve çocuklar vahşi canlıların saldırısına maruz kalabilirler





İnsanlarin en cömerdi

Abdullah ibni Abbas radıyallahu anhümâ şöyle diyor:

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem, insanların en cömerdiydi.Onun en cömert olduğu günler de,Ramazan´da Cebrâil´in kendisiyle buluştuğu zamanlardı.Cebrâil aleyhisselâm, Ramazan´ın her gecesinde Hz.Peygamber ile buluşur,birbirlerine Kur´an okurlardı.Bundan dolayı Allah´ın Elçisi,Cebrâil ile buluştuğu günlerde,gittiği yere yağmur taşıyan bereketli rüzgârdan daha cömert davranırdı.
Buhârî, Bed´ü´l-vahy 6, Savm 7, Menâkib 23, Bed´ü´l-halk 6, Fezâilü´l-Kur´ân 7, Edeb 39; Müslim, Fezâil 50; Nesâî, Siyâm 2.

Prof.Dr.Yaşar Kandemir'in "Hayatımıza Peygamber Modeli"isimli kitabından alınmıştır.


Enes ibni Mâlik radıyallahu anh şöyle diyor:

Üç Sahâbî,Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem´in evde gizlice yaptığı ibadetleri öğrenmek üzere Peygamber hanımlarının yanına gittiler. Efendimizin evde yaptığı ibadetleri öğrenince, bunu azımsadılar ve, -Biz Allah´ın Resûlü gibi miyiz? Allah onun olmuş ve olacak bütün günahlarını bağışlamıştır- dediler.

İçlerinden biri, -Ben yaşadığım sürece, geceleri hiç uyumayacağım, hep namaz kılacağım- dedi. Bir diğeri, -Ben de hayatım boyunca, gündüzleri hep oruç tutacağım- dedi. Üçüncü Sahâbî ise, -Ben de kadınlardan hep uzak kalacağım, hiç evlenmeyeceğim- dedi.

Bir süre sonra Peygamberimiz onların yanına geldi ve kendilerine şunları söyledi:

Bu sözleri söyleyen sizler misiniz? Bakınız, Allah´a yemin ederim, içinizde Ondan en çok korkan ve Ona en saygılı olan benim. Fakat ben bazı günler oruç tutar, bazan tutmam; gece hem namaz kılar, hem uyurum; kadınlarla da evlenirim.

Benim Sünnetimden yüz çeviren benden değildir.
Buhârî, Nikâh 1; Müslim, Nikâh 5. Ayrıca bk. Nesâî, Nikâh 4.

Ekleme Tarihi: 24.05.2007 - 14:14
UM SEDA üyenin diğer mesajları UM SEDA`in Profili UM SEDA Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: İblis'in Peygamber Efendimize söylediği Hakikatler
UM SEDA su an offline UM SEDA  
İblis'in Peygamber Efendimize söylediği Hakikatler
49 Mesaj -
Veheb İbn-i Münebbih (r.a.) rivayet ediyor. Allah Teâlâ (c.c.) şeytana emir buyurmuşlar. Git! Hz. Muhammed (S.A.V.) nin soracaklarına cevap ver. İblis eli asalı bir ihtiyar kılığında Peygamber Efendimize gelir.
Peygamber Efendimizle arasında aşağıdaki mükâlemeler geçer.
- Sen kimsin?
- Ben İblisim.
- Ne lçin geldin?
- Allah'ın emri ile soracaklarına cevap vereceğim.
- Ya mel'un, ümmetimden kaç düşmanın var.
- Onbeş düşmanım var.
1. Sensin,
2. Adaletle iş gören hükümdar,
3. Alçak gönüllü cömert, zenginler.
4. Ticaretinde doğru olanlar.
5. Allah'tan korkan alimler (ehl-i takva sahipleri).
6. Nasihatle herkese hayır isteyen müminler.
7. Kalbi merhametli müminler.
8. Tevbe edip, tevbesinde sebat edenler.
9. Haramdan sakınanlar.
10. Daima abdestli bulunanlar.
11. Her zaman çokça sadaka verenler.
12. İnsanlarla iyi geçinen, güzel (halim) huylu kimseler.
13. İnsanlara faydalı olanlar.
14. Kur'an-ı çok okuyanlar ve Allah'ı devamlı zikredenler.
15. Gecelerde insanlar uyurken kalkıp namaz kılan ve ibadet edenler.
Resulullah Efendimiz tekrar sorar.
- Ümmetimden senin yoldaşların kimlerdir.
- Zalim hükümdar, kibirli zenginler, hain ticaret ve sanat erbabı, içki içenler, gıybet yapanlar. Zina yapanlar, yetim malı yiyenler, namazı kılmayıp terk edenler, zekat vermeyenler, boş kuruntular yapanlar benim yoldaşlarımdır.
Ekleme Tarihi: 23.05.2007 - 19:46
UM SEDA üyenin diğer mesajları UM SEDA`in Profili UM SEDA Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: İblis'in Peygamber Efendimi İle Konuşması
UM SEDA su an offline UM SEDA  
İblis'in Peygamber Efendimi İle Konuşması
49 Mesaj -
Seceret-ül Kevn'den
(Muhîddin-i Arabî)
îbni Abbas (R.A.) den naklen Muaz bin Cebel rivayet ediyor;
Bir gün Rasulüllah (S.A.V.) Efendimiz Hz. Eyyüb El-Ensarî'nin evinde ashabı ile sohbet ederlerken, dışarıdan:
- Ya Rasülullah! Görülecek, halledilecek bir işim var. Halli için içeriye girmeme müsaade buyurur musunuz? diye bir ses geldi. Bu sesi işiten Rasulüllah (S.A.V.) Efendimiz ashaba dönerek:
- Bu sesin sahibinin kim olduğunu biliyor musunuz
- Allah ve Rasülü en iyi bilendir. Sesin sahibinin kim olduğunu bilmiyoruz ya Rasûlullah! dediler. Efendimiz:
- O, melûn îblîs'tir Allah'ın laneti O'nun üzerine olsun, buyurunca
Hz. Ömer (R.A.) hemen yerinden fırlayarak:
Ya Rasûlullah! izin veriniz. O'nu hemen öldüreyim, dedi.
- Dur ya Ömer! Bilmez misin ki
O'na belli hır vakte kadar mühlet verilmiştir. Buna kimse muktedir değildir. Öldürmeyi aklından çıkar, dedikten sonra şöyle buyurdu:
- Kapıyı açın, gelsin. O, buraya gelmek için emir almıştır. Söyleyeceği sözleri iyice anlamaya çalışınız'.
Rasûlüllah'ın izni üzerine açılan kapıdan melun îblîs içeri girdi. Gözleri yukarı doğru açılmış, kafası büyük bir fil kafası gibi. şaşı, köse bir ihtiyar görünümünde. îblîs:
- Selam sana ya Muhammedi Selam size ey Peygamber ashabı! diye selam verdi. İblîs'in selamını kimse almadı. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz:
- Selam Allah'ındır ey mel'un! buyurarak, bize niçin geldin ya laîn? diye sordu.
İblis:
- Ben de buraya gelmekten çok rahatsız oldum. Allah-u Teala'nın, bir melekle; "Habibim Muhammed'e (S.A.V.) zeliline bir şekilde gidecek ve insanları nasıl aldattığını anlatacaksın. Sana ne sorulursa doğru cevap vereceksin şeklindeki emri üzerine buraya geldim." dedi.
Bunun üzerine Peygamberimiz (S.A.V.) Efendimiz.
- Ya mel'un! Söyle bakalım. insanlar arasında en çok sevmediğin kimdir? diye sordu, îblîs:
- Sensin ya Muhammedi diye cevap verdi. Rasülüllah:
- Benden sonra en çok kimleri sevmezsin? diye sordu, îblîs:
- Adil devlet reislerini, ilmiyle amel eden alimi, Varlığım Allah yoluna adayan müttakî genci.
Sabırlı olan fakiri ki, ihtiyacım üç gün üst üste hiç kimseye anlatmaz, halinden kimseye şikayet etmez. Şükreden zengini ki, kazancı helal yoldandır ve Allah rızası için harcar ,fakir ve yetimleri korur.
Kur'ân-ı hıfzederek onunla amel edeni ve beş vakit Allah (c.c.) rızası için ezan okuyan .müezzini, Dinine bağlı, daima abdestli olan zahidi ve kendini haramdan sakınan merhametli kalb sahi-bini; Helal yiyip cömert olan kişiyi ve Hakk için tevazu edip, ahlakı güzel olanı; Herkes uyurken gece kalkıp namaz kılanı; Allah (c.c.) için sevişen iki genci, Cemaatle namaz kılmaya çok istek ve dikkatli mü'mini kalbinde bir şey olmaksızın arkadaşlarına nasihat verip, Allah'ın (c.c.) tekeffül ettiğini tasdik edeni; İhlaslı ve tesettüre riayet eden kadınlara yardımcı olan kimseyi; ölüm her an gelecekmiş gibi hazırlık yapan müslümanı hiç sevmem. Bunlar benim can düşmanlarımdır, diye cevap verdi.
Resülullah (S,A.V.) Efendimiz ile îblis arasında şu konuşma geçti:
- Ümmetim tadil-i erkan üzere namazını eda etse nasıl olursun?
- Beni bir sıtma tutar, tir tir titrerim. Kul Allah için secde ettikçe bir derece yükselir.
- Peki, oruç tuttukları zaman?
- Elim, ayağım bağlanır. Ta onla iftar edinceye kadar.
- Kur'an okudukları zaman?
- Eririm. Suda eriyen tuz, 'Ateşte eriyen kurşun gibi.
- Hacc etseler?
- Boynuma bir zincir vurulur.
- Sadaka verdikleri zaman nasıl olursun?
- İste o zaman halim çok kötü olur. Sanki sadaka veren başımdan aşağıya beni ikiye böler.
Zira sadakada şu hasletler vardır;
Sadaka verenin malı bereketlenir. Allah-u Teala sadakalarım cehennemle arasında perde yapar, her türlü belâ sıkıntı ve üzüntüleri ondan giderir, duaları makbul olur, Kıyamet günü hayırları mizanda ağır gelir.
İblîs'in bu sözlerinden sonra Resülüllah (S.A.V.) Efendimiz, ona sıra ile şu sorulan sordu.
- Ya mel'un! Beraber oturduğun arkadaşın kimlerdir?
- Faiz yiyenler.
- Dostların kimlerdir?
- Zina edenler, yalan söyleyenler.
- Yatak arkadaşların ve hizmetçilerin kimlerdir?
- İçki içenler, sarhoşlar.
- Misafirlerin kimlerdir?
- Hırsızlar.
- Elçîn ve habercilerin kimlerdir?
- Sihirbazlar. .
- Gözünün nuru nedir?
- Talak'a (Karısını boşamak için) yemin edenler.
- Sevgililerin kimlerdir?
- Cuma namazını terkedenler.
- Hazinedarın?
- Zekat vermeyenler.
- Peki, ya lain, senin kalbini ne kırar?
- Allah rızası için cihada giden atların kişnemesi.
- Senin cismim ne eritir?
- Günahlarına tövbe edenlerin tövbesi.
- Ciğerini parçalayan nedir?
- Gece ve gündüz Allah'a çokça yapılan istiğfar.
- Peki, yüzünü ne kara eder?
- Gizlice verilen sadaka.
- Gözünü kör eden?
- Teheccüd (gece) namazı.
- Başım eğdiren?
- Çokça cemaatle kılınan namaz ve sana devamlı getirilen salavat.
- Sana göre insanların en sevimli-si kimdir?
- Namazlarım bilerek kasden bırakanlar.
- Sana göre insanların en şakîsi kimdir?
- Cömertler.
- Seni işinden ne alıkoyar?
- Alimlerin meclisleri.
- Ebu Bekir için ne dersin?
- Cahiliyyet devrinde bile bana itaat etmeyen O. İslam'a girdikten sonra mı itaat edip yalan söyleyecek?
- Peki Ömer için ne dersin?
- Her gördüğüm yerde ondan kaçarım.
- Peki Osman için?
- O'ndan pek çok utanırım.
- Peki ya Ali için ne dersin?
- O'nunla başa çıkamam! Beni kendi başıma bıraksa. Ben de O'nu bıraksam. Ama O beni bırakmaz.
Resülüllah (S.A.V.) İblîs'in bu sözlerinden sonra söyle buyurdu.
- Allah'a hamdolsun. Ey şakî Ümmetimin saadete kavuşması için ahiretine hazırlanmasını sağladın.
Bunun üzerine İblîs de şöyle dedi:
- Ya Muhammedi Ümmetinin saadeti için nasıl ferah durursun? Ben o belli vakte kadar sağ kald?kça, onların kan damarlarında dolaşır, vesvese veririm. Beni yaratan Allah'a yemin ederim, ki, onların alim ve cahillerim, abid ve tacirlerini velhasıl hepsini azdırırım. Yalnız Allah'ın salih kulları müstesna. İşte onları azdıramam.
Rasülüllah (S.A.V.) Efendimiz:
- Sana göre bu salih kullar kimlerdir. Ya Lain? diye sorunca İblîs;
- O salih kul ki mal ve parayı sevmez, medhedilmekten hoşlanmaz, hemen onu bırakır, kaçarım. Bir kimse ki malı, parayı ve övülmeyi sever, kalbi dünya arzularına bağlıdır. İşte o benim en itaatkar dostumdur.
Sonra benim yetmişbin tane çocuğum vardır. Onların her birini bir yere tayin etmişimdir. Her çocuğumun da yetmişbin tane şeytanı vardır.
Onların bir kısmım ülemaya, bir kısmım meşayiha, bir kısmım ihtiyar kadınlara musallat etdim. Bir kısmım gençlere ve çocuklara gönderdim. Gençlerle aramız gayet iyidir. Çocuklarla da bizimkilerin istedikleri gibi oynarlar. Bir kısmını da âbid ve zahidlere yolladım. Her taraflarından hücum ederler. Öyle bir hale gelirler ki, başlarlar, çeşitli sebeplerden herhangi birine sövmeye. İşte böylece ihlasları gider. Yaptıkları ibadetleri ihlassız olur. Fakat bu durumlarının farkında olamazlar.
Rasûlallah (S.A.V.) ile iblis arasındaki konuşma şöyle devam etti:
- Rabbinden neler taleb ettin?
- On şey taleb ettim.
- Nedir o taleb ettiklerin ey mel' ün?
- Şunlardır: Birincisi, Allah'tan beni, Adem oğullarının malına ve evladına ortak etmesin! diledim. Bu ortaklık talebimi yerine getirdi. Ki bu (Onların mallarına ve çocuklarına ortak ol. Onlara vaad et. Halbuki şeytan onlara aldatıştan başka ne vaad eder "îsra: 64"göz kırpma ayet-i celîlesi ile sabittir.
Besmelesiz kesilen her hayvanın etinden, faiz ve haram karışan her yemekten yerim. Şeytandan, Allah'a sığınılmayan malın da ortağıyım. Öyle ki, cinsî münasebet anında besmele çekmeyip şeytandan Allah'a sığınmayan kimse ile birlikte, hanımı ile birleşirim. Ve o birleşmeden hâsıl olan çocuk bize itaat eder, sözümüzü dinler.
Her kim hayvana (veya vasıtaya) binerken haram yola gitmeyi isteyerek binerse ben de onunla beraber binerim. Ona yol arkadaşı olurum. Bu da ayet ile sabittir. Allah-u Teala bana şu emri verdi: "Onlar üzerine suvalilerinle, piyadelerinle yaygara çıkart. -îsra: 64-"
Kendime kardeşler istedim. Bana mallarım israf edenlerle, ma'siyet yoluna para harcayanları verdi.
Bu da şu ayet-i celîle ile sabittir. "Çünkü (mallarını) saçıp savuranlar şeytanların kardeşleri olmuşlardır. Şeytan ise Rabbine (karşı) çok nankördür."göz kırpma
Ben Adem oğullarını görebileyim, fakat onlar beni görmesinler diye, diledim. Allah kabul etti.
Bunun üzerine Resülülah (S.A.V.) şöyle buyurdu.
- Eğer bu söylediklerin! Allah'ın (c.c.) Kitabındaki ayetlerle isbat etmeseydin seni tasdiklemezdim.
Ya Muhammedi Ben hiç kimseyi azdırmaya, delalete düşürmeye kadir değilim. Ancak vesvese vererek kötü bir şeyi güzel gösterebilirim. Eğer delalete düşürmeye imkanım olsaydı, dünyada Allah'a ve Peygamberlerine inanan hiç bir insan bırakmaz, hepsin! delalete ve küfre sürüklerdim.
Nasıl ki, sen de, hidayete kadir değilsin. Zira Sen ancak Allah'ın Rasülüsün ve tebliğe memursun. Şayet hidayet elinde olsaydı yeryüzünde tek kafir bırakmazdın.
Sen, Allah'ın mü'min kulları için bir hüccetsin... Ben de, kendisi için ezelde şekavet yazılan kimselere bir sebebim.
Hidayet de, dalalet de ancak Allah' tandır.
- o -
Şeytan onlara vaad eder, olmayacak kuruntulara ve ümidlere düşürür. Fakat şeytan onlara kuru bir aldatmadan başka ne vaad eder?
İşte onların (aldananların) varacakları yer cehennemdir. Oradan kaçacak bir yer de bulamayacaklardır.
Nisa Süresi Ayet: 120-21
Kur'an okuduğun vakit, o kovulmuş şeytandan. Allah'a sığın.
Hakikat şu ki iman edipte Rableri-ne tevekkül edenler üzerinde o şeytanın herhangibir hakimiyeti yoktur.
Onun hakimiyeti ancak, kendisini dost edinenlere ve Allah'a ortak koşanlaradır.
Nahl Süresi: Ayet 98-99-100
Ekleme Tarihi: 23.05.2007 - 19:45
UM SEDA üyenin diğer mesajları UM SEDA`in Profili UM SEDA Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: MUSA (A.S.) VE ŞEYTAN
UM SEDA su an offline UM SEDA  
MUSA (A.S.) VE ŞEYTAN
49 Mesaj -
Musa (a.s.)
Bir Rivayet'de İblis Musa (a.s.) mülâki oldu ve:
- Ya Musâ, sen Allah-u Teâlâ'nın risâletle seçtiği bir peygambersin. Benim durumum sence mâlum. Tevbe etmek isterim. Benim için şefaatci ol. der.
Tûr-i Sinâ'da Allah (c.c.) ile mukâlemesinden dönerken, kendisine Allah-u Teâlâ
- Emanetini yerine getir. buyurur. Musâ (a.s.) meseleyi anlatır. Allah-u Teâlâ
--- Âdem'in kabrine secde etsin, dileğini yerine getireyim ve tevbesini kabul edeyim, buyurur.
Musa (a.s.) vaziyeti İblis'e anlatınca,
- Ben onun dirisine secde etmedim, ölüsüne secde edermiyim? diye böbürlenip kibirlendi ve kızdı. Sonra Musâ (a.s.) a
- Sen ki benim için çalıştın, bana hakkın geçti. Üç yerde beni hatırla. Zira o zamanlar sen en zayıf ve ben de en güçlü olurum. İnsan oğlunun kalbini feth eder ve kendime uydururum.
Birincisi kızdığın zaman. O zaman ruhum kalbinde, gözüm gözünde, ve kanın damarda cereyânı gibi vücuduna dahil olurum. İnsan kızdığı zaman nefsini körüklerim, artık ne yaptığını bilmez olur.
İkincisi cihad zamanlarında beni 1ıatırla. O zamanda ben mü'minlere yanaşır; karısını çocuğunu geride bıraktıklarını hatırlatır ve onu ihlâsla cihâd'den soğuturum.
Üçüncü de mahremin olmayan kadınlarla yalnız kalınca. Sakın ola yalnız kalma. Ben arada elçilik yapar ve mutlaka fitneyi ve şehveti uyandırırım.
Denildi ki: Velilerden biri şeytan'a
- Âdemoğluna nasıl galip olur onu saptırırsın, diye sorar. Şeytan cevaben.
- Kızdığı, hevâ-i nefsinin galeyana geldiği zaman. Zira keyfi oldumu kalbine, kızdığı zaman başına (aklına) girerim.
Resul-i Ekrem "Bir şey'i (çok) sevmen, seni ktir ve sağır ederıı buyurmuştur.
Sevdiğimiz şeye dikkat edelim. Şeytana değil, Allah (c.c.) a sevgi ile (şeytana karşı) kör ve sağır olalım.
- o -
Şeytanın en büyük oyunu, müslümana günahını göstermemek ve tevbe ettirmemektir.
- o -
Şu iki haslet şeytanı çok kızdırır! Şeytanın vesveselerine aldırmamak, Allah (c.c.) ın zatı hakkında tefekkürü terketmek.
Şakik-i Belhi
Ekleme Tarihi: 23.05.2007 - 19:43
UM SEDA üyenin diğer mesajları UM SEDA`in Profili UM SEDA Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon ŞEYTANIN KALBE GİRİŞ YOLLARI VE KALBE MÜDAHALESİ
UM SEDA su an offline UM SEDA  
Themenicon    ŞEYTANIN KALBE GİRİŞ YOLLARI VE KALBE MÜDAHALESİ
49 Mesaj -
Şeytan'ın Kalbe Giriş Yolları
1) Şerri - hayır gibi göstermek,
2) Kötülüğü - iyilik gibi göstermek,
3) Haramı - helâl gibi göstermek,
4) Mekruh'u - mübah gibi göstermek,
5) Şehvet ve Gazaplı anlarında insanları aldatmak,
6) Hased ve hırs: Kul bir şeye haris oldumu artık hakkı görmekten kör ve hakikatı duymaktan sağır olur.
7) Helâl bile olsa - doyasıya fazla yemektir. Zira insan fazla yeyince şehveti artan. Şehvet ise şeytan'ın silahıdır.
8) Dünya süsüne tama' etmek, arzu duymak. Öyle ki âdeta tama' ettiği şey onun ma'budu olur,
9) Âdem oğluna işlerinde acelecilik ettiği zamanlarda ona vesvese vermek.
Resûl-i Ekrem "Acele şeytandan teenni ise Allah'tandır." buyurdu. Sehl b. Sa'd (Tirmizi)
10) Cimrilik ve yoksulluk korkusu vermek,
11) Mezhep taassubu ile hasımlara kin tutmak, onları küçümsemek ve hakaretle bakmaktır.
Bir imâmın mezhebinden olduğunu iddia edip onun ahlâkı ile ahlâklanmayanın kıyamet gününde hasmı o imamdır.
12) Allah (c.c.) ın zat ve sıfatları hakkında akıllarının almadığı meselelerde düşünceye sevk edip, şüpheye düşürmek. Dinini zayıflatmak,
13) Şeytanın kalbe giriş kapılarından biride sû'i zan (kötü zan) dır.



Şeytan'ın Kalbe Müdahalesi
imam Gazâli (İhyâyı ulûmid-din)
Şeytan Allah-u Teâlâ'nın yarattığı öyle bir yaratıkdır ki, şerri, kötülüğü vaad eder. Çirkin (münker) şeyleri emr eder. Nefsi bu gibi işleri yapmağa davet eder.
Peygamber (S.A.V.) bir mübarek sözünde "...Vesvese de şeytandan gelir ve şerri davet eder, hakkı tekzib eder ve hayırdan men'eder. Kalbinde bunu bulan, şeytanın şerrinden Allah'a sığınsın" buyurdu ve sonra "Şeytan fâkirlik ile korkutur ve fuhşiyat (kötü işler ve ameller) ile emr eder" meâlindeki âyet-i celileyi okumuştur. İbn-i Mes'ud
(Tirmizi ve Nesei)
İnsan şehvet ve gazaba uyarsa, istekleri vasıtasıyla şeytanın istilâsma uğrar. Kalb şeytana yataklık yapar. Zira hevâ (istek) şeytanın barınağıdır. Allah (c.c.) nıuhafaza buyursun. Amin.
Resul-i Ekrem (S.A.V.) "Sizden her birinizin bir şeytanı vardır. Evet, benim de şeytanım var, fakat Allah-u Teâlâ bana yardım etti ve şeytanını müslüman oldu, bana yalnız iyiliği emr eder" buyurdu. İbn-i Mes'ud (Müslim)
Nefsâni arzulara uyularak dünya sevgisi kalbe galebe çalarsa, şeytan vesvese için çare bulmuş olur.
Resûl-i Ekrem (S.A.V.) "Şeytan, insan oğlunun çeşitli yollarında oturur. Önce İslâm yolu üzerinde durur ve (Ananın, babanın dinini terk edip müslüman mı olmak istersin?" der. [ kandıramaz ise] ...hicret yolu üzerine oturur... sonra cihad yolu üzerine oturur... İnsan bunu da dinlemez ve mücahedesini yapar. Kim bu şekilde hareket ederek ölürse, Allah-u Teâlâ'nın Cerınetini hak etmiş olur." buyururdu.
Sübre b. Ebi Fâkih (Nesei)
Şeytanın hilelerinden biri de şerri-hayır gibi. kötülüğü-iyilikmiş gibi göstermeye çalışmaktır.
Allah-u Teâlâ Kur'an-ı Kerîm'in bir çak Yerinde Şeytan'ın düşmanlığından bizlere haber vermiştir.
"Şüphesiz, şeytan, sizin için büyük bir düşmandır. Siz de onu düşman tanıyın..."
Fatır Sûresi: A. 6
"Ey Âdem oğulları, şeytana tapmayın. O size apaçık bir düşmandır diye size bildirmedim mi?"
Yâsin Sûesi; A. 60
"Allah'tan korkanlar kendilerine şeytan'dan bir vesvese iliştiği zaman, düşünürler de derhal basiretlerine sahip olurlar."
(A'raf S. A. 201)
"Eğer şeytandan bir vesvese gelirse hemen Allah'a sığın..."
A'raf S. A. 200
"Şeytanların kardeşlerine (insanlardan) gelince: Onları şeytan sapıklığa sürükler ve yakalarını bırakmazlar."
(A'raf S. A. 202)
İblis, İsa (a.s.) a gözükerek onu şehâdete davet etti. İsa (a.s.) cevaben "Bu söz hak sözdür. Fakat senin emrinle ben bunu süylemem." Onun böyle bir hayır tavsiyesi altında bir mel'âneti olduğunu bilirdi.
Şeytan'dan asla kurtuluş yoktur. Ancak onu uzaklaştırmak ve zayıflatmak mümkündür.
Resûl-i Ekrem (S.A.V.) "Yolculukta insan, devesini zayıflattığı gibi, mü'minde şeytanını zayıflatabilir." buyurdu. Ebû Hüreyre
İbn Mes'ud "Mü'minin şeytanı zayıftır"
Kays B. Haccac "Şeytanını bana
- senin yanına geldiğim zaman besili hayvanlar gibi idim. Şimdi kuş kadar kalmadım. - dedi. Neden? sualime:
- Zikrullah ile beni erittin - dedi."
Bilmiş ol ki, kalb bir kal'a, şeytan da kal'aya girmek isteyen bir düşman gibidir.
Kalbi şeytanın vesveselerinden korumak borç ve herkese "farz-ı ayn"dır. Şehvet ve gazap şeytanın giriş yollarıdır.
Câhil sofu, şeytanın maskarasıdır. İşsize (boş gezene) şeytan iş bulur. İnsan şeytan gibidir, fakat insana benzer şeytan yoktur.
Boş karın şeytanın zindanıdır. Çünkü ekmek derdi onun hîlesine, düzenine manidir.
MEVLÂNA
Ekleme Tarihi: 23.05.2007 - 19:41
UM SEDA üyenin diğer mesajları UM SEDA`in Profili UM SEDA Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: *** MAYIS AYI Hatmi ***
UM SEDA su an offline UM SEDA  
49 Mesaj -
S.A. ARKADAŞLAR DAHA ÖNCEKİLERİ KAÇIRMIŞ VE ÇOK ÜZÜLMÜŞTÜM BU SEFERE KISMETMİŞ MÜSAADE EDERSENİZ 10.VE 26.CÜZLERİ ALMAK İSTİYORUM.RABBİM KABUL ETSİN CÜMLEMİZİNKİNİ İNŞ.
ALLAH YAR VE YARDIMCINIZ OLSUN.


İKİ CÜZDE OKUNMUŞTUR ARKADAŞLAR.RABBİM KABUL ETSİN İNŞ. CÜMLEMİZİNKİNİ.SELAMETLE.


Bu mesaj 1 kez ve en son SEDA NURSU tarafından 15.05.2007 - 16:37 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 03.05.2007 - 12:03
UM SEDA üyenin diğer mesajları UM SEDA`in Profili UM SEDA Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: BİR YASİN-İ ŞERİFTE SEN OKURMUSUN
UM SEDA su an offline UM SEDA  
49 Mesaj -
7 MÜBİN'Lİ 7 YASİN-İ ŞERİF DAHA OKUDUM.RABBİM KABUL ETSİN İNŞAALLAH
Ekleme Tarihi: 20.04.2007 - 09:19
UM SEDA üyenin diğer mesajları UM SEDA`in Profili UM SEDA Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: BİR YASİN-İ ŞERİFTE SEN OKURMUSUN
UM SEDA su an offline UM SEDA  
ALEYKÜM SELAM
49 Mesaj -
RABBİM ACİL ŞİFALAR VERSİN İNŞ.7 ADET YASİN-İ ŞERİF BU GECE OKURUM İNŞ.VAKTİ VARSA OKUMAYA DEVAM EDERİZ.
ŞİFA AYETLERİNİ DE TAVSİYE EDERİM BEN DE OKURUM İNŞ.
7 Mübin'li okudum Rabbim kabul etsin


Bu mesaj 1 kez ve en son SEDA NURSU tarafından 11.04.2007 - 08:53 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 10.04.2007 - 15:17
UM SEDA üyenin diğer mesajları UM SEDA`in Profili UM SEDA Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Themenicon dardayım DUANIZI ESİRGEMEYİN
UM SEDA su an offline UM SEDA  
49 Mesaj -
Aİbn-i Abbas -radıyallahu anhüma- der ki: Resûl-lah -sallallahu aleyhi ve sellem- Hazretleri üzüntülü ve sıkıntılı halinde şöyle duâ ederlerdi:

"El- Azîm, el-Halîm Allah'dan başka bir ilâh yok! Arş-ı Azîm'in sahibi Allah'dan başka ilâh yok! Bütün semâların ve arzın ve çok şerefli Arş'ın sahibi Allah'dan başka ilâh yok!" (19)
Yâ Rabb! Bütün âlemlerin ve Arş'ın sahibi ve yegâne hükümrânı Sensin! Başımıza gelen şu sıkıntı ve belâyı izâleye ancak sen kadirsin. Bu sebeble senden istiyoruz. Kâffe-i mahlûkat; yani bütün yaradılmışlar senin kudret elindedir. Bilcümle mahlûkâtın şerrinden bizi muhafaza ile himaye eyle demektir.
Bir de Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-Efendimiz, belânın ağır basmasından, yani insana ölümü hayata tercîh ettirecek şekilde gelmesinden, dünyevî ve uhrevî şekâveti mucîb bulunan ve helâke sebeb olan ahvâlden, ve kötü âkıbet, sû-i hatimeye dûçar olmaktan, düşmanlarını sevindirecek bir belâya duçar olup onları kendisine üzüntü verecek şekilde konuşdurmaktan da Allah'a sığınırdı.
Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuşlardır: "Sizden birinize bir düşünce yahud üzüntü geldiği zaman yedi defa:

"Allah! Rabbim Allah'dır! O'na hiç bir şeyi şerîk koşmam ben!" desin. (20)
"Kul: "Ey yedi göklerin ve büyük Arş'ın Rabbi olan Rabbim! Beni her üzüntü verici şeyden, dilediğin şekilde ve dilediğin yerden kurtar" derse Allah Teâlâ onun üzüntüsünü giderir. " (21)
Her sabah ve her akşam yedi defa:

diyen kimsenin dünyâ ve âhirete âid ne üzüntüsü varsa Allah giderir, bunda ister sâdık ister kâzib olsun. " (22)
"Üzüntüye mübtelâ olan kimsenin edeceği duâ şudur:

"Rahmetini umuyorum ey Rabbim! Beni göz açıp yu-muncaya kadar da olsa kendime bırakma (nefsime bırakma). Benim her hâlimi düzelt. Senden başka ilâh yoktur. " (23)
"Kendisine bir üzüntü ,bir keder, bir hastalık ve zorluk isabet eden kimse:

derse bütün bunlardan kurtarılır." (24)


RABBİM YAR VE YARDIMCIN OLSUN İNŞAALLAH TÜM ÜMMETİ MUHAMMEDE OLDUĞU GİBİ SENİN İÇİN ETTİĞİMİZ DUALARIMIZIDA RABBİM KABUL EDER İNŞ.RAVDA DAN GEÇENLERDE BENDE DUA İSTEMİŞTİM VE ÇOK İYİ GELMİŞTİ EMİNİM Kİ TÜM ARKADAŞLAR DUAYA MUHTAÇ TÜM GÖNÜLLERE ETTİKLERİ GİBİ SENİN İÇİNDE CANI GÖNÜLDEN DUA EDECEKLERDİR.
RABBİM RAHMETİNİ MERHAMETİNİ ESİRGEME BİZ ACİZ KULLARINDAN.AMİN.
Ekleme Tarihi: 05.04.2007 - 17:20
UM SEDA üyenin diğer mesajları UM SEDA`in Profili UM SEDA Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Herkes güzel bir söz ekleyebilir mi?
UM SEDA su an offline UM SEDA  
49 Mesaj -
• “GÜLÜN GÜZEL KOKULU OLMASI,ONUN DİKNELERE KATLANMASINDANDIR.ZİRA GÜLÜN DOSTU DİKENDİR.” Mevlana
• “KÖRLER ÇARŞISINDA AYNA SATMA ,SAĞIRLAR ÇARŞISINDA GAZEL ATMA.” Mevlana
Ekleme Tarihi: 02.04.2007 - 14:25
UM SEDA üyenin diğer mesajları UM SEDA`in Profili UM SEDA Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Herkes güzel bir söz ekleyebilir mi?
UM SEDA su an offline UM SEDA  
49 Mesaj -
• HASİS SARRAF , KENDİNE AYRI BİR KESE DİKTİR
MEZAR DA GEÇER AKÇE NEYSE ONU BİRİKTİR. Necip Fazıl Kısakürek
Ekleme Tarihi: 02.04.2007 - 14:23
UM SEDA üyenin diğer mesajları UM SEDA`in Profili UM SEDA Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Herkes güzel bir söz ekleyebilir mi?
UM SEDA su an offline UM SEDA  
49 Mesaj -
• “NE KADAR ZENGİN OLURSAN OL ANCAK YİYEBİLECEĞİN KADAR YERSİN.DENİZE TESTİYİ DALDIRSAN,ALABİLECEĞİ KADAR SU ALIR,GERİSİ KALIR.” Mevlana
• “BEDENİNE YAĞLI BALLI ŞEYLERİ AZ VER.ÇÜNKÜ ONU GEREĞİNDEN FAZLA BESLEYEN,NEFSANİ ARZULARA DÜŞÜYOR VE SONUNDA REZİL OLUP GİDİYOR.” Mevlana
• “NİCE BALIK VARDIR Kİ SU İÇİNDE HER ŞEYDEN EMİNKEN BOĞAZININ HIRSI YÜZÜNDEN OLTAYA TUTULMUŞTUR.” Mevlana
IR.” Mevlana
Ekleme Tarihi: 02.04.2007 - 14:23
UM SEDA üyenin diğer mesajları UM SEDA`in Profili UM SEDA Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Herkes güzel bir söz ekleyebilir mi?
UM SEDA su an offline UM SEDA  
49 Mesaj -
• “FAKR U ZARURET İÇİNDE BOĞULAN GÖNÜLLER,DUMANLA DOLU BİR EVE BENZER.SEN ONLARIN DERDİNİ DİNLEREK VE O DERDE DERMAN OLARAK O DUMANLI EVE BİR PENCERE AÇ Kİ,ONUN DUMANI ÇEKİLSİN VE SENİN DE KALBİN RAKİKLEŞİP RUHUN İNCELSİN.” Mevlana
Ekleme Tarihi: 02.04.2007 - 14:16
UM SEDA üyenin diğer mesajları UM SEDA`in Profili UM SEDA Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Herkes güzel bir söz ekleyebilir mi?
UM SEDA su an offline UM SEDA  
49 Mesaj -
• “EY HAK YOLCUSU !GERÇEĞİ ÖĞRENMEK İSTİYORSAN ;MUSA’DA FİRAVUN’DA ÖLMEDİLER;BU GÜN SENİN İÇİNDE YAŞIYORLAR,SENİN VARLIĞINDA GİZLENMİŞLER,SENİN GÖNLÜNDE SAVAŞLARINA DEVAM EDİYORLAR !BU SEBEPLE BİRBİRİNE DÜŞMAN BU İKİ KİŞİYİ KENDİNDE ARAMAN GEREKİR.” Mevlana
Ekleme Tarihi: 02.04.2007 - 14:15
UM SEDA üyenin diğer mesajları UM SEDA`in Profili UM SEDA Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: HAİN KEKLİK
UM SEDA su an offline UM SEDA  
HAİN KEKLİK
49 Mesaj -


Osmanlı padişahı Yavuz Sultan Selim,tebdil-i kıyafet yapmış,Kuşçular Çarşısını geziyormuş.Avcılar yakaladıkları maharetli ,eğitimli ,güzelim kuşları satıyorlar.Bir ara gözü kekliklere takılır padişahın.Bir grup kekliğin üzerindeki kağıtta “tane işi satış fiyatı bir altın”yazıyor.Hemen yanı başlarında asılı duran adeta altın kafes içinde bir keklik daha vardır ve fiyatı üç yüz altındır. “Hayırdır”der satıcıya “Bunun diğerlerinden ne farkı var ki üç yüz altın istiyosun”der.Satıcı “bu keklik özel eğitimli ,çok güzel ötüyor,bunu ötüşünü duyan ne kadar keklik varsa hepsi onun etrafına doluşuyor tabii bu arada avcılar doluşan keklikleri daha rahat avlıyorlar”diye cevap verir. “Satın alıyorum al sana beş yüz altın”deyip hemen oracıkta keklğiğn kafasını kesiyor.Adam şaşkın “ne yaptınız en maharetli kekliğin kafasını kestiniz yazık değil mi?”diye dövünürken,padişah gürlüyor;
“BU KENDİ SOYUNA İHANET EDEN BİR KEKLİKTİR.BUNUN AKIBETİ ER VEYA GEÇ BUDUR”

Ekleme Tarihi: 02.04.2007 - 12:00
UM SEDA üyenin diğer mesajları UM SEDA`in Profili UM SEDA Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: NEHRİN ÖFKESİ
UM SEDA su an offline UM SEDA  
NEHRİN ÖFKESİ
49 Mesaj -

Bir zamanlar bir köyün ortasından bir nehir geçermiş,Öyle derinmiş ve öyle hızlı akarmış ki,su kıyısına yaklaşmaya bile korkarmış insanlar.
Köyün iki yakasında güzellikleriyle ve becerileriyle ünlü iki kadın yaşar ve birbirleriyle hiç geçinemezlermiş.Her gün giyinir kuşanır,feslerini takınır ve nehir kenarına gidip karşı kıyıdan birbirlerine laf yetiştirirlermiş.Kadınlardan biri bir gün çok hastalanmış.Eltisine :
“Benim kıyafetlerimi giy,fesimi tak,nehir kıyısına git.Bugün beni görmezse kaçtım zanneder.”demiş.Eltisini bir güzel giydirmiş ve göndermiş.
Elti nehir kıyısına gidip beklemeye başlamış.Derken karşı kıyıdan ilk zehirli laf gelmiş.Elti cevap vermemiş.İkinci,üçüncü taarruzda cevapsız kalmış.Eltinin suskunluğu karşısında giderek daha çok bağıran karşı kıyıdaki kadın sinirden üstünü başını parçalamaya başlamış.Ne yapsa karşıdan ses gelmiyormuş.Sonunda öfkeden öyle delirmiş ki,
“Sen kim oluyorsun da bana cevap vermiyorsun ?”diyerek hışımla karşı kıyıya geçmek için kendini nehire atmış.Atmasıyla beraber azgın nehir suları kadını alıp götürmüş.Elti ayağını sürüye sürüye eve dönmüş.Hasta yatağında eltisinin eve dönmesini bekleyen kadın merakla sormuş.
“Eee ne oldu ?” Elti başındaki fesi çıkarıp :
“Seninki öldü” diye yanıt vermiş.
“Neee ben seni kavgamı sürdür diye gönderdim ,sen düşmanımı mı öldürdün ?”
Eltisi kadına bakıp :
“Yook onu ben öldürmedim ,onu kendi öfkesi boğdu” demiş.

Ekleme Tarihi: 02.04.2007 - 11:59
UM SEDA üyenin diğer mesajları UM SEDA`in Profili UM SEDA Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: NİYET İYİ OLMAZSA
UM SEDA su an offline UM SEDA  
NİYET İYİ OLMAZSA
49 Mesaj -


Kıyamet günü ilk hesabı görülecek kişi şehid düşmüş olandır.Getirilir,Allah Teala ona verdiği nimetleri hatırlatır.O da hatırlar ve itiraf eder.
- Peki.Bunlara karşılık ne yaptın ?buyurur Allah….
- Şehid düşünceye kadar senin yolunda cihad ettim, der
- Yalan söylüyorsun,sen babayiğit adam desinler diye savaştın ;o da denildi,öyle tanındın,buyurur yüce Allah.Sonra emrolunur o kişi yüzüstü cehennemem atılır.

Bu defa ilim öğrenmiş ve öğretmiş Kur’an okumuş bir kişi huzura getirilir.Allah Teala onada ihsan ettiği nimetleri hatırlatır.Oda itiraf eder.Ona da ;
- Peki,bu nimetlerimle ne yaptın? buyurur .
-İlim öğrendim,öğrettim ve senin rızan için Kur’an okudum, der.
-Yalan söylüyorsun,hayır sen, “alim”desinler diye ilim öğrendin; “ne güzel okuyor” desinler diye Kur’an okudun.Bunlar da hakkında söylendi,buyurur Allah ve sonra emrolunur ve o da yüzüstü cehenneme atılır.

Daha sonra Allah’ın kendisine her çeşit mal ve imkan verdiği zengin bir kişi huzura getirilir.
-Peki sen bu nimetlerle ne yaptın ?buyurur Allah.
-Verilmesini sevdiğin,razı olduğun hiçbir yerden geri kalmadım,sadece senin rızan için verdim,infak ettim,harcadım,der.
-Yalan söylüyorsun.Halbuki sen, “ne cömert adam” desinler diye yaptın yaptıklarını.Bu da senin için söylendi,buyurur.Sonra emrolunur ve o da yüzüstü cehenneme atılır.

“AMELLERİN DEĞER ÖLÇÜSÜ,NİYETLERDİR.HERKESİN ELİNE GEÇECEK OLAN DA NİYET ETTİĞİDİR.BİNAENALEYH KİMİN HİCRETİ (ETMEKTEKİ NİYETİ) ALLAH VE RESULU İSE,ONUN HİCRETİ ALLAH VE RESULUNE’DİR.KİMİN DE HİCRETİ (ETMEKTEKİ NİYETİ)ELE GEÇİRECEĞİ BİR DÜNYALIK YA DA EVLENECEĞİ BİR KADINSA ONUN HİCRETİ DE KENDİ NİYET ETTİĞİNEDİR.”

Ekleme Tarihi: 02.04.2007 - 11:58
UM SEDA üyenin diğer mesajları UM SEDA`in Profili UM SEDA Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Sayfa (3): (1) 2 3 Devam >
İmzalar göster - Konuları göster

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 720 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
kilimlili67 (47), EnToRia (39), cihankarasan (56), rahmali (60), beyazyol (44), hmurat (50), Sweet-Bircan (31), calinan_kalp (43), bobmalley (34), kerim71 (50), talip-ibrahim (38), kan-ka (50), behlül72 (52), n.nakla61 (40), yasinbirel80 (44), zuhre yildirim (44), SnNmMc (37), tarik82 (42), akin123 (37), MertTurk (43), *hira* (35), zaferburgu (49), mademney (42), esli (61), sipahii (43), gokhan (46), ISLAM_GUNESI (40), veteriner54 (42), meryem03 (40), engino (46), yol_cu (42), koyuncu339 (39), fizikcimrt (49), fgdibo (36), salem (46)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.52896 saniyede açıldı