stromectol stromectol kaletra stromectol generique stromectol cordarone coreg coridil corpamil corprilin corpriretic corticotherapique cosaar plus cotrim coumadin cozaar crestor crixivan cyclogyl cycrin cyklokapron cymbalta cytotec cytoxan dalacin c dalacin t dalacin v danatrol danocrine daonil deflamat deltasone demadex demolaxin dentomycine depakine chrono depakine depakote depo provera dermestril dermovate deroxat desogen desoren desyrel detrol la
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

26 Sonuç - Yeni Arama
Sayfa (2): (1) 2 Devam >
Ekleyen Mesaj
Konu: ALLAH KULUNA YETERLİ DEĞİL Mİ ?
ibn teymiyye su an offline ibn teymiyye  
416 Mesaj -
amın kardesım allahcc sızlerde de razı olsun ınsaalah
Ekleme Tarihi: 03.11.2006 - 23:51
ibn teymiyye üyenin diğer mesajları ibn teymiyye`in Profili ibn teymiyye Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: ALLAH KULUNA YETERLİ DEĞİL Mİ ?
ibn teymiyye su an offline ibn teymiyye  
ALLAH KULUNA YETERLİ DEĞİL Mİ ?
416 Mesaj -
ALLAH KULUNA YETERLİ DEĞİL Mİ ?


1. ALLAH, KULUNA YETERLİ DEĞİL Mİ ? Seni O ndan başkalarıyla korkutuyorlar. Allah kimi saptırırsa, artık onun için bir yol gösterici yoktur. Allah kimi de hidayete eriştirirse, onun için bir saptırıcı da yoktur. Allah, intikam sahibi, güçlü ve üstün olan değil midir?

2. Andolsun, onlara: Gökleri ve yeri kim yarattı? diye soracak olsan, elbette Allah diyecekler.
De ki: Gördünüz mü-haber verin; Allah tan başka tapmakta olduklarınız, eğer Allah bana bir zarar dileyecek olsa, O nun zararını kaldırabilir mi? Ya da bana bir rahmet vermeyi istese, O nun rahmetini tutup-önleyebilecekler mi? DE KI: ALLAH BANA YETER, TEVEKKÜL EDECEK OLANLAR, O NA TEVEKKÜL ETSINLER. (Zümer; 36-3

3. YOKSA ALLAH TAN BAŞKA ŞEFAATÇILER MI EDINDILER? De ki:Ya onlar hiç bir şeye malik değillerse ve akıl da erdiremiyorlarsa?
DE KI: ŞEFAATIN TÜMÜ ALLAH INDIR. GÖKLERİN VE YERİN MÜLKÜ O NUNDUR. SONRA O NA DÖNDÜRÜLECEKSINIZ. (Zümer; 43,44)

4. Allah ı bırakıp kendilerine zarar vermeyecek, yararları da dokunmayacak şeylere kulluk ederler ve: Bunlar Allah katında bizim şefaatçilerimizdir derler. De ki: Siz, Allah a, göklerde ve yerde bilmediği bir şey mi haber veriyorsunuz? O, sizin şirk katmakta olduklarınızdan uzak ve yücedir. (Yunus; 1

5. Andolsun ki insanı biz yarattık, nefsinin kendisine ne fısıldadığını da biliriz. Biz ona ŞAH DAMARINDAN DAHA YAKINIZ. (Kaf; 16)

6. Ben SİZİNLE BERABERİM, İŞİTİRİM VE GÖRÜRÜM. (Taha; 46)

7. Kim de Allah a tevekkül ederse, O, ONA YETER. Elbette Allah kendi emrini yerine getirip gerçekleştirendir. (Talak; 3)

8. ALLAH A TEVEKKÜL ET, VEKIL OLARAK ALLAH YETER. (Ahzab; 3)

9. ALLAH TAN yardım isteyin ve sabredin (Araf; 12

10. (Ey Muhammed) kullarım sana beni sorarlarsa (bilsinler ki) ben şüphesiz ONLARA YAKINIM. BENDEN İSTEYENİN duasını kabul ederim. (Bakara;186)

11. Iyi bil ki, halis din yalnız Allah´ındır. O'ndan başka veliler edinerek: "Biz bunlara, sırf bizi Allah'a yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz" diyenler(e gelince): Şüphesiz ki Allah, onlar arasında, ayrılığa düştükleri şeyde hükmünü verecektir. Allah, yalancı, nankör (inkarcı) insanı doğru yola iletmez. (Zümer; 3)

12. Onlar Allah tan başka kendilerine yardım etsinler diye ilahlar edindiler. (Yasin-74)

13. Onlar kendilerine bir izzet kaynağı olsun diye Allah tan başka ilahlar edindiler.(Meryem-81)

14. Allah ile birlikte başka bir (batıl) ilahı çağırma. O takdirde azap görenlerden olursun. (Şuara-213)

15. Ancak sana ibadet eder ve yalnızca senden yardım dileriz. (Fatiha-5)

16. Allah ı bırakıpta kıyamet gününe kadar cevap veremeyecek olan, kendisine yapılan dualardan habersiz kalan şeylere ibadet(dua ederek ibadet eden) edenlerden daha sapık kim olabilir. (Ahkaf-5)

17. KİM ALLAH TAN BAŞKA BIR ŞEYE ÇAĞIRIP (ONDAN MEDET BEKLEDIĞI HALDE) ÖLÜRSE, ATEŞE GİRER. (Sahih-i Buhari)

18. BIRŞEY İSTEDİĞİNDE ALLAH TAN İSTE. YARDIM ISTEDIĞINDE YİNE ALLAH TAN İSTE. (Tirmizi)

19. ŞÜPHESİZ ALLAH KENDİSİNE ŞİRK KOŞULMASINI ASLA BAĞIŞLAMAZ... (NİSA-48,116)

Arap müşrikleri Yaratıcı(ilah) olarak bir tek Allah a inanıyorlardı. Ancak tıpkı bugünde aynısının yapıldığı gibi Allah a daha çok yaklaşmak niyetiyle o Lat, Menat adlı evliyalara sığınıyorlarda. Islam Tarihçileri Lat, Menat, Uzza gibi putların, zamanında yaşamış salih insanlar adına dikilmiş birer put olduğunu yazarlar. Günümüzde değişen bir tek şey var. Lat, Menat yerine yeni isimlerin yeni heykellerin yeni putların gelmesı yoksa arada hıc fark yok....

Allah ın insanlara herkesten daha çok yakın olduğu ve her türlü duasına icabet ettiği halde , insanlardan bazılarının direk Allah tan istemeyip, araya aracılar koyması gerçekten şaşılacak birşeydir.

Düşünün, yakınınızda size yardım edecek güçlü biri var; siz ise ondan yardım istemeyip ta uzaklarda ve size hiç bir yardımı olamayacak birini arayıp bulmaya çalışıyorsunuz. Bu şu demektir; ya siz yanınızdaki varlığın gücüne inanmıyorsunuz veya aracıları Onun kadar üstün görüyorsunuz! Her iki halde de oldukça yanlış yapıyorsunuz.

Çünkü yüce Rabbimiz, (Ey Muhammed) kullarım sana beni sorarlarsa (bilsinler ki) ben şüp-hesiz (onlara) yakınım. Benden isteyenin duasını kabul ederim diye buyurmuştur (Bakara; 186). Yine Kaf suresinin 16. ayetinde de Ona şah damarından daha yakınız diye buyrularak, insanların herkesten önce Allah ı kendilerine yakın bilerek O na yönelmeleri; O na dua ve niyazda bulunmaları ve sadece O na taatte bulunmalarının gerektiği vurgulanmıştır. Bu hak, tamamen Allah a aittir. Bu hakkı gasbedenler, Allah ı gereği gibi tanımamış ve Allah a şirk koşmuş olacaklardır...

Ama şimdi insanlar, ibadet ve Allah a taat konusunda o kadar yeni şeyler (bidatler) icad etmişlerdir ki altından kalkmak bir hayli zordur. Bu noktada Islam inancı büyük tahribatlara maruz kalmıştır. Aslında bozulan Islam değil, insanların kendi taşıdığı inançlardır.

Bu insanlar gerçekten yüce Rablerini tanıyorlar mı? Yoksa yüce Allah ın yerine başka ilahlar edindiler de farkında değiller? Yüce Rabbimiz olan Allah ı tanımadan, TÜM isim ve sıfatlarını (yetkilerini) KAVRAMADAN nasıl O na inanacak ve nasıl O na kulluk edeceksiniz? Doğrusu insanlar bu noktada büyük bir zaaf ve çelişki içerisindedirler. Bir yandan Alemlerin Rabbi olan Allah a inandık diyorlar; diğer taraftan Allah tan başkasına Allah kadar hatta daha fazla severek onlara itaat ediyorlar. bu ne biçim sevgidir ki veya bu nasıl inançtır ki sizi Allah tan başkasına yönlendiriyor? Bu durumun cidden sorgulanması lazım.

Müslüman kulluk çizgisinde yalnızca Allah a yönelecek. Peygambere dahi yönelemezsiniz. Niçin? Çünkü hiç hatasız kim ise sadece ona yöneleceksiniz. Peygamberin yaptığı birtakım zelleler var. Kıyamete kadar peygamberin yaptığı zelleler ibadetlerde okunacak. Allah Ben öyle büyüğüm ki içinizden seçtiklerim dahi hata yapar, yalnız ben hata yapmam diyor. Peygambere dahi kudsî gözle bakamazsınız. Neden? Peygamber de bizim gibi bir beşer. İbadette peygambere değil, hiçbir şeye değil, yalnızca, Peygamberin dahi yöneldiği ALLAH a yönelmek mecburiyetimiz var. Durum böyle olunca siz kullukta öteki şeylere nasıl yönelebilirsiniz? Onları nasıl ilah ve rab tanır kullukta onları odak gibi telakki edebilirsiniz?! Hele birbirinizi nasıl tanırsınız? Olmaz öyle şey!

Din gününü sana bildiren şey nedir? Ve yine din gününü sana bildiren şey nedir? Hiç bir nefsin bir başka nefse herhangi bir şeye güç yetire-meyeceği gündür; o gün emir YALNIZCA Allah ındır. (82/Infitar, 17-19)
Ekleme Tarihi: 02.11.2006 - 17:22
ibn teymiyye üyenin diğer mesajları ibn teymiyye`in Profili ibn teymiyye Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Kabirleri Mescit Haline Getirmekten Sakındıran Hadisler
ibn teymiyye su an offline ibn teymiyye  
Kabirleri Mescit Haline Getirmekten Sakındıran Hadisler
416 Mesaj -
1- Âişe (radıyallahu anha)'mn şöyle dediği rivayet edil­miştir: "Rasûlüllâh (saliallahu aleyhi ve sellem) ayağa kalkmadı­ğı (vefatından önceki) hastalığında şöyle buyurdu: 'Allah Yahudi ve Hristiyanlara lanet eylesin! Çünkü onlar pey­gamberlerinin kabirlerini mescit haline getirdiler.' Âişe (radıyaliahu anha) dedi ki: 'Eğer böyle bir endişe olmasaydı, Rasûlüllâh (saliallahu aleyhi ve sellem)'in kabri meydana çıkartı­lırdı.[1] Ancak onun kabrinin mescit haline getirilmesinden endişe edildi[2]

Âişe (radıyallahu anha)'nın bu sözünün bir benzeri de, babasından (radıyallahu anhu)'dan gelen rivayettir. İbn Zenceveyh, Gufra'nın azatlısı Ömer'in şöyle dediğini rivayet etmiştir:

"Ashâb, Rasûlüllâh (sallallahu aleyhi ve sellem) nereye gömüleceğini istişare ederlerken, birisi: 'Onu namaz kıldığı yere defnedelim' dedi. Ebû Bekir: 'Onu tapınılan bir put haline getirmekten Allah'a sığınırız' dedi. Diğerleri: 'Onu muhacir kardeşlerinin defnedildiği Bakî'e defnedelim' dedi­ler. Ebû Bekir tekrar şöyle dedi: 'Bizler Rasûlüllâh (sallallahu aleyhi ve sellem)'in kabrinin Bakî'de olmasından hoşlanmayız. İnsanlar bu sefer Allah katındaki konumu dolayısıyla ona sığınarak duada bulunurlar. Halbuki Allah'ın hakkı, Rasûlüllâh (sallallahu aleyhi ve sellem)'in hakkının üstündedir. Eğer onu dışarıya çıkarırsak, Allah'ın hakkını yok etmiş oluruz. Eğer ona verdiğimiz sözü tutmazsak Rasûlüllâh (sallallahu aleyhi ve sellem)'in kabrine de ihanet etmiş oluruz.' Bu defa sahâbiler: 'Peki senin görüşün nedir, ya Ebû Bekir?' diye sordular. O da şöyle cevap verdi: 'Rasûlüllâh (saliallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu duydum: 'Allah bir pey­gamberin ruhunu alsında, o ruhun alındığı yere gömül­mesin/ Bunun üzerine: 'Vallahi! sen görüşü kabul edilen ve sözüyle ikna eden birisisin' dediler. Sonra yatağın etrafına bir çizgi çektiler. Arkasından Ali, Abbas, Fadl ve aile halkı onu aldılar. Diğerleri ise yatağının bulunduğu yere mezar kazmaya başladılar."[3]

2- Ebû Hureyre (radıyallahu anhu)'nın rivayet ettiğine gö­re: "Rasûlüllâh (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: 'Al­lah Yahudileri kahretsin. Onlar peygamberlerinin kabir­lerini mescit haline getirdiler.[4]

3, 4- Âişe (radıyallahu anha) İle İbn Abbas (radıyaliahu anhu)'ın rivayete ettiğine göre "Rasûlüllâh (sallallahu aleyhi ve sellem) ölümü yaklaştığında yüzünü Hamîsa'nın [5] ucuyia Tahzîm 's-Sâcit inin İttihâzı 'İ-Ktıbıırî Mesâcid Örtüyordu. Bunalınca örtüyü yüzünden kaldırarak şöyle diyordu: 'Allah Yahudilerle Hristiyanlara lanet eylesin! Onlar peygamberlerinin kabirlerini mescit haline getir­diler.' Aişe (radiyallahu anha) şöyle diyor: \O bu sözleriyle) onların yaptıklarının benzerini yapmaktan sakındırıyordu.[6]

Hafız İbn Hacer şöyle demiştir: 'Sanki Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) bu hastalıktan kurtulamayacağım anlamış bundan dolayı geçmiştekilerin yaptıkları gibi kabri­nin yüceltilin es inden korkmuştur. Bu sebeple Yahudilerle Hristiyanlar gibi davrananların yerildiğine işaret etmek için onlara lanet etmiştir.'

Ben derim ki: Bununla bu ümmetten böyle yapanları kastetmektedir. Nitekim bundan sonra gelecek olan altı no'lu hadiste, onlara bunun yasaklandığına dair açıklama vardır. Buna dikkat edilmelidir.

5- Âişe (radiyallahu anha) şöyle dedi: Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) hastalanınca hanımlarından birisi Habeşistan'daki 'Mâriye* adlı bir kiliseden bahsetti. -Umm Seleme ve Umm Habibe Habeşistan'a gitmişlerdi.- Onlar bu kilisenin güzelliğinden ve kilisedeki resimlerden söz ettiler. [Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) başını kaldırarak] şöyle buyurdu: 'Onlar aralarından salih bir kimse varsa, onun kabri üzerine bir mescit yaparlar, sonra da o gördüğünüz resimleri yaparlardı. İşte onlar [kıyamet günü] Allah katında yaratıkların en kötüleridir.'[7]

Hafız îbn Recep, Fethu 'J-BârPde şöyle söylemiştir: 'Bu hadis, salih kimselerin kabirleri üzerine mescit inşâ etmenin ve Hristiyanlarm yaptığı gibi oralara bu salihlerin suretlerini yapmanın haram olduğunu göstermektedir. Bun­lardan her birinin tek başına haram olduğunda şüphe yoktur. Hem Ademoğullarmm resimlerini yapmak, hem de mescitle­re kabir yapmak haramdır. Nitekim diğer nasslar da bunu bildirmiştir. -Bazılarından ileride bahsedilecektir.- Umm Habibe ile Umm Seleme'nin sözünü ettiği kilisedeki resim­ler, duvar ve benzeri şeylerin üzerindeydi ve onların gölgele­ri yoktu. Bereket ve şefaatlerini ummak (aracı olmalarını istemek) için peygamber ve salihlerin resimlerini yapmak, İslâm'a göre haramdır. Bu, putlara tapmaya benzer. Pey­gamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in, kıyamet günü Allah katında, yaratıkların en kötüleri olacaklarını bildirdiği kim­seler bunlardır. Seyretmek, teselli bulmak veya bununla vakit geçirmek ve evlenmek için resim yapmak haramdır.[8] Bu, büyük günahlardandır. Bu şekilde resim yapan, kıyamet gününde, en şiddetli azaba uğrayan kimsedir. Çünkü o, Al­lah'tan başka hiçbir kimsenin yapmaya kadir olamadığı Allah'ın fiillerinin benzerini yapmaya kalkışan bir zalimdir. Allah eş ve benzerden yüce ve münezzehtir. Zatı, sıfatları ve fiilleri yönünden, hiçbir şey Allah'a benzemez.'

Bunları el-Kevâkibu'd-Derâri, (65/82/b)'de zikretmiştir.

Ben de derim ki: Elle yapılan resimle, aletle ve fotoğ­raf çekmekle yapılan resimler arasında hiçbir fark yoktur. Hatta bunlar arasında ayırım yapmak, donukluk ve çağdaş bir zahiriliktir. Nitekim ben bunu, Âdâbu'z-Zifâf, (sy.106-116) adlı eserimde açıkladım.

6- Cundub b. Abdullah Becelî, vefatından beş gün ön­ce Rasûlüllâh (sallallahu aleyhi ve sellem)'den şunları duyduğu­nu rivayet etti:

'Benim sizin aranızda bazı kardeşlerim ve arkadaş­larım var. Fakat aranızda benim bir halilimin (candan dostumun) olmasından [9] uzak olduğumu Allah'a bildiri­yorum. Şüphesiz Aziz ve Celîl olan Allah İbrahim'i halil (dost) edindiği gibi beni de halil edinmiştir. Eğer ben ümmetim arasından bir halil edinecek olsaydım Ebû Bekir'i halil edinirdim. Şunu bilin ki, sizden Öncekiler peygamberlerinin ve aralarındaki salih kimselerin kabirlerini mescit haline getiriyorlardı. Sakın sizler kabirleri mescit haline getirmeyin. Ben size bunu yasaklıyorum.'[10]

7- Haris Necrânî'den şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in vefatından beş gün önce şöyle buyurduğunu duydum:

'Dikkat edin! Sizden öncekiler peygamberlerinin ve salih kimselerin kabirlerini mescit haline getiriyorlardı. Dikkat edin! Sakın kabirleri mescit haline getirmeyin. Ben size bunu yasaklıyorum.[11]

8- Usâme b. Zeyd'den rivayet edildiğine göre "Rasûlüllâh (sallallahu aleyhi ve sellem) vefatı ile sonuçlanan hastalığında: 'Ashabımı içeriye alınız' diye buyurmuştur.

Sahâbiler, yüzü Meâfiri diye bilinen bir örtüyle örtülü haldeyken, Rasûlüllâh (sallallahu aleyhi ve sellem)'in yanma girdiler. [Yüzünü açtı] ve şöyle buyurdu: 'Allah Yahudilere ve [Hristiyanlara] lanet eylesin. (Çünkü) onlar peygam­berlerinin kabirlerini mescit haline getirdiler.'[12]

9- Ebû Ubeyde b. Cerrah'dan gelen rivayete göre Pey­gamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in son söylediği sözler şun­lardır:

'Hicaz ahalisi ile Necrân ahalisi arasında bulunan Yahudileri Arap yarımadasından çıkartınız. Şunu bilin ki, insanların en kötüleri peygamberlerinin kabirlerini mescit haline getirmiş olanlar (bir rivayette: getirmekte olanlara [13] dır.'[14]

10- Zeyd b. Sabit'in rivayet ettiğine göre Rasûlüllâh (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Allah Yahudi­lere lanet eylesin. (Bir rivayette: kahretsin.) (Çünkü) on­lar peygamberlerinin kabirlerini mescit haline getirdiler.»[15]

11- Ebû Hureyre'nin rivayet ettiğine göre: Rasûlüllâh (sallallahu aleyhi ve seliem) şöyle buyurdu: 'Allah'ım! Sen beni™ kabrimi Wr puta çevjrme [16] A)]ahsmn kab.rlenn, mescit haline getiren topluluğa lanet eylesın.[17]

12- Abdullah b. Mes'ud şöyle rivayet etti: "Ben Rasûlüllâh (sallallahu aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu duydum: 'En kötü insanlar, kıyamet koptuğunda hayatta olanlar ve kabirleri mescit haline getiren kimselerdir.'[18]

13- Ali b. Ebî Talib şunu anlattı: "Abbas (radıyallahu anhu) benimle karşılaşınca: 'Ali! Gel Peygamber (saUallahu aleyhi ve sellem)*e gidelim. Eğer bizimle ilgili bir şey var ise (onu öğreniriz); değilse bizim vasıtamızla insanlara tavsiye­de bulunur.' Peygamberin huzuruna girdik. Baygın bir hal­deydi. Başını kaldırıp, şöyle dedi: 'Allah Yahudilere lanet eylesin. Onlar peygamberlerin kabirlerini mescit haline getirdiler.' Bir rivayette de: 'Sonra bunu üçüncü defa tek­rarladı' ilavesi vardır.

Biz onun bu halini görünce dışarı çıktık ve ona hiçbir şey sormadık."[19]

14- Müminlerin annelerinden rivayet edildiğine göre: "Rasûlüllâh (sallaliahu aleyhi ve sellem)'in ashabı: [20]'Biz Rasûlüllâh (sallaliahu aleyhi ve sellem)'in kabrini nasıl yapalım? Onu mescit mi yapalım?' diye konuştular. Ebû Bekir es-Siddîk dedi ki: Ben Rasûlüllâh (sallaliahu aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğunu duydum: 'Allah Yahudilere ve Hristiyanlara lanet eylesin! Onlar peygamberlerinin kabirlerini mescit haline getirdiler.'[21]


--------------------------------------------------------------------------------

[1] Yani Rasûlüllâh (saliallahu aleyhi ve sellem)'in kabri açıkta bırakılır ve onun etrafında bina yapılmazdı. Maksat evinin dışında defnedileceğidir. Fethu 'I-Bâri adlı eserde böyle denilmektedir.

Âişe (radiyallahu anha)'nm bu sözü açık bir şekilde Peygamber (saliallahu aleyhi ve sellem)1 in evinde defnedilmesinin sebebini ortaya koymaktadır. Bu da ileride kabri üzerine mescit bina edilmesi muhtemel kimselerin önünde, yolu kapatmaktır. Durum böyle olduğuna göre, Peygamber (sallallahtı aleyhi ve sellem)'in evinde defnedilmesi başkasının defni hususun­da delil kabul edilemez. Bunu, asıl kaideye muhalif olması desteklemek­tedir. Çünkü sünnet olan defnin kabristanda yapılmasıdır. Bundan dolayı İbn Urve, el-Kevâkibu'd-Derârî adlı eserinde (k. 88/1, tefsir, 548)'de şunları söylemektedir: "Müslümanların kabristanında defnedilmek, Ebû Abdullah (İmam Ahmed'İ kastediyor) tarafından evlerde defnedilmekten daha beğenilen bir husustur. Çünkü böylesi, onun mirasçıları olan hayat­ta kalan kimselere daha az zarar verir ve kabristan âhiret meskenlerine daha çok benzer. Buralarda defnedilmiş olanlar için daha çok dua edilir,

rahmet okunur. Ashabı Kiram, Tabîin ve onlardan sonra gelenler hep şehir dışındaki alanlarda defnedilirlerdi.

Şayet Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) evinde defhedilmiştir, onun iki sahabesi de onunla birlikte defhedilmiştir denilecek olursa şöyle cevap veririz: Âişe (radıyallahu anha) dedi ki: 'Böyle yapılması Peygamberin kabrinin mescit edinilmemesi içindi.' Diğer taraftan Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) ashabını Bakî'de defnederdi. Onun yaptığı uygulama başkasının uygulamasından daha önce gelir. Ayrıca onun ashabı bu hususta ona bir özellik tanımayı öngörmüşler, diğer taraftan: 'Peygam­berler öldükleri yerde defnedilirler' dediği de rivayet edilmiştir. Bu şekilde gidip gelenlerin çokluğuna karşı kabirleri korunmuş ve böylelikle o başkalarından ayırt edilmiş olur."

[2] Hadisi Buhârû III, 156, 198, VIII, 114; Müslim, II, 6?; Ebû Avâne, I, 399; Ahmed, VI, 80, 121, 255; es-Sirac, Müsned, III, 48> 2b'de Urve yoluyla Âişe (radıyallahu anha)'dan; Ahmed, VI, 146, 252: Beğavî, Şerhu's-Sünne, I, 415, Said b. Müseyyeb'den, o Âişe (radıyallahu «»•«O'dan rivayet etmiştir. Hadisin senedi Buhârî ve Müslim'in şartlarına £öre sanı«tır.

[3] İbn Kesîr dedi ki: Bu hadis bu rivayet yoluyla munkatidir (kesiktir). Çünkü Gufra'nın mevlâsı Ömer zayıf bir ravi olmakla birlikte, Ebû Bekir Sıddîk (radıyallahu anlıu)'nun günlerine erişmemiştir. Suyutî, el-Camiu'i-Kebir,

(III, 147/a-b)'de de böyle denilmektedir.

[4] Buhârî, II, 422; Müslim, Ebû Avâne, Ebû Dâvud, II, 71; Ahmed, II, 284, 366, 396, 453, 518; Ebû Ya'la, Müsned, 278/a; es-Sirâc, es-Sehmî, Tarihli Cürcan, 349; İbn Asâkir, 14/367/b'de Said b. Müseyyeb'den, o Ebû Hureyre'den yine Müslim, Yezid b. Asamm'dan, o Ebû Hureyre'den, ayrıca Abdurrezzâk, Musaımef, 1/406/1589 birinci rivayet yoluyla, Ebû Hureyre'ye mevkuf olarak zikretmiştir.

[5] en-Nihâye'de belirtildiği gibi desenli, ipek ya da yün kumaş demektir. Ancak burada kasıt yündür. Çünkü ipek bilindiği gibi erkeklere haramdır. Sünnete bir değer vermeyenler arasından ipeği helâl kılanlar, böyle demese bile, sünnette bu böylece sabittir.

[6] Buharı, I, 422, VI, 386,VIII, 116; Müslim, II, 67; Ebû Avâne, I, 399; Nesâî, I, f 15; Dârimî, I, 326; Ahmed. I, 218, VI, 34, 229. 275; fbn S'ad, Tabakât. II, 258; Abdurrezzâk, Musannef, I, 406/1588.

[7] Buhârî, I, 416, 422; Müslim, II, 66; Nesâî, I, 115; İbn Ebî Şeybe, Musannef, IV, 140; Ahmed, VI, 51; Ebû Avâne, Sahih, I, 400-401. Buradaki anlatım da ona aittir; İbn S'ad, Tabakât, 11, 240-241; es-Sirac, Müsned, 48, b; Ebû Ya:ta, Müsned, 220/b; Beyhakî, IV, 80; Beğavî, II,

415-416.

[8] Hafız İbn Recep'in kastettiği siyakında anlaşılacağı üzere ruh taşıyan şeylerdir. Yoksa ruh taşımayan ağaç, dağ gibi manzaraların resimlerinin yapılmasına Rasûlüllâh (sallallaluı aleyhi ve sellem) izin vermiştir. [Y. Evil

[9] Ben böyle bir şeyi kabul etmiyor ve reddediyorum, demektir. Halil, başka her şeyden ilişkinin koparılıp, sadece kendisine bağlanılan kimse demektir. Bunun ihtiyaç demek olan hallerden türetildiği söylendiği gibi, sevginin kalbin her tarafına nüfuz etmesi demek olan M/Zfe/'den türediği de söylenmiştir. Peygamber (sallallahu aleyhi ve seiiemi. ihtiyaç duyduğu ve her şeyden ilişkiyi kesip kendisine bağlandığı kimsenin, Allah'tan baş­kası olmasını kabul etmemektedir. (Nevevî, Müslim Şerhi)

[10] Müslim, II, 67-68; Ebû Avâne, 1, 401. İfadeler ona aittir; Taberânî, Kebir, 1/84/2; İbn S'ad kardeşlik ve halil edinmeyi sözkonusıı etmeden özet olarak, 11,240.

Yine İbn S'ad, II/241'de Ebû Umanıe yoluyla buna benzer bir rivayet nakleder. İbn Hacer Heysemî, ez-Zevâcir, I, 120'de dediği gibi, bunun ikinci bir benzeri de (şahidi, tanığı) Taberânî'nİn K'ab b. Malik'ten rivayetiyle beis olmayan bir senedle gelmiştir.

[11] " İbn Ebî Şeybe, 2/83/b ve t/2/376. Senedi Müslim'in şartına göre sa­hihtir.

[12] Tayâlisî, Müsned, II, 113; Ahmed. V, 214; Taberânî, Kebir, I, 22/a; Senedi itibariyle hasendir; Şevkânî, Neyin'I-Evtâr, II, I I4'te; senedi ceyyiddir, demiştir. Heysemî, Mecmau'z-Zevâid, (II, 27)'de ravileri sika kabul edilmiş kimselerdir demiştir.

[13] İki rivayet arasındaki fark açıktır. Birinci rivayet birtakım insanların önceden böyle bir işi yaptıklarını anlatmaktadır ki; bunlar Yahudiler ve Hristiyanlardir. Nitekim önceki hadislerde de geçtiği gibi. Diğer rivayet ise bu ümmetten onların izledikleri yolu izleyenler kastedilmektedir. Bunu da 6, 7 ve 12 no'lu hadisler desteklemektedir.

[14] Ahmed, no. 1691, 1694; Tahâvî, Müşküul-Âsâr, IV, 13; Ebû Ya'la, 57/a; İbn Asâkir, 8/367/b sahih bir senedle; Heysemî, Mecmau'z-Zevâid, V, 325'de şunları söylemektedir: 'Ahmed bu hadisi birçok senedle (aslında iki senedle) rivayet etmiştir. Bu senedlerin ikisi de muttasıl ve ravileri sikadır. Ebû Ya'la da bu hadisi rivayet etmiştir.7

Derim ki: Bu ifade açıkça tartışılabilir bir ifadedir. Çünkü işaret ettiği üç rivayet yolu dönüp dolaşıp İbrahim b. Meymun'un Sad b. Semura'dan yaptığı rivayet etrafında birleşmektedir. Ancak üçüncü rivayet yolunda kimi raviler bu ikisinin araşma İshak b. Sad b. Semura'yı yerleştirmiştir ki bu da Hafız (İbn Hacer'in) et-Tûcı! adlı eserinde açıkladığı gibi raviierden birisinin bir yamlmasıdır. Ayrıca hadiste: 'Şunu biliniz ki İnsanların en kötüleri...' İfadesi bulunmamaktadır. Diğer taraftan hadisi Heysemî bir başka yerde (II, 28) buna yakın ifade­lerle zikretmiş ve şöyle demiştir: 'Hadisi Bezzâr rivayet etmiş olup, ricali (senedindeki raviler) güvenilir ravilerdir.'

Ayrıca bu hadisin Ömer b. Abdulaziz'den rivayet edilen ve buna yakın bir ifade ile merfıı olarak; fakat senedi mürsel bir şahidi daha bulun­maktadır. Bunu İbn S'ad, (11,254'de) rivayet etmiştir.

[15] Ahmed, V, 184, 186'da rivayet etmiştir. Ukbe b. Abdurrahman dışında bütün ravileri sika (güvenilir) kimselerdir. Ukbe ise İbn Ebî Mâ'mer diye bilinen zat olup et-Takrib'de belirttiği gibi meçhuldür. O bakımdan Heysemî'nin II, 27'deki 'hadisi Taberânî, Kebir'de rivayet etmiş olup, ricali (ravileri) müvessak (güvenilir olduğu söylenen) kimselerdir' sözüne Şevkânî gibi aldanmamak gerekir. Çünkü o (Neylu'I-Evtâr), II, 114'te: 'Senedi ceyyiddir' demektedir. Çünkü 'müvessakun: güvenilir oldukları söylenenler1 ifadesi 'sika!: güvenilir kimseler' ifadesinden daha aşağıdadır. Çünkü bu ilim erbabının kullandıkları 'müvessak: güvenilir olduğu söylenen' ifadesi hadisin ravilerinden kimisinin sika kabul edilişinin güçlü olmadığına işarettir. Sanki Heysemî bununla burada sözü geçen Ukbe'nin sadece İbn Hibban tarafından sika kabul edildiğine işaret etmek istemiş gibidir. İbn Hibban'ın sika kabul etmesi­ne ise güvenilmez. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. İbn Hibban'ın sika kabul etmesine güvenilmeyişi ise, bu şerefli ilmi iyice bilen kimselerin hakkında şüphe etmedikleri bir husustur. Ben buna dair geniş açıklama­ları Şeyh Abdullah Habeşî'nin et-Takîbu'l-Hasîs adını taşıyan risalesine yazdığım cevapta kaydetmiş bulunuyorum. Bu cevap, et-Temeddunu'i-İslâmî'de peş peşe birtakım makaleler halinde neşredildi. Daha sonra er-Reddu alâ't-Takîbi'İ-Hasis adı altında müstakil bir kitapçık olarak neş­redildi. (Bkz. sy. 18-21)

Diğer taraftan bir kimsenin herhangi bir hadis ile ilgili olarak 'ricali sikadırlar: güvenilir ravilerdir" demesi yahut ta 'bu hadisin ricali sahih hadisin ricalidir' demesi daha başka yerlerde açıkladığım üzere senedi sahihtir, anlamına gelmez. Örnek olarak Silsüetu 'İ-Ahadîsi 's-Sahiha, (II, sy. 5), ei-Mektebu'i-İslâmi baskısına bakabilirsiniz. Şu kadar var ki, buradaki bu hadis, daha önce geçen şahitleri dolayısıyla sahihtir.

[16] İbn Abdjlberr dedi kî: 'Put (vesen) sanem demektir. Benini kabrimi kendisine doğru namaz kılınıp, secde edilen ve böylece ona ibadet olu­nan bir put haline getirme, demektir. Çünkü Yüce Allah bu işi yapanlara İlen' derecede gazap eder. Rasûlüllâh (sallallahu alcylıi ve sellem) ise ashabı­nın ve ümmetinin diğer kesimlerini kendilerinden önce peygamberlerinin kabirlerine doğru namaz kılan, oraları kıble ve mescit edinen diğer ümmetlerin yaptıkları kötü işten sakindırmaktadır. Nitekim putperestler kendilerine doğru secde ettikleri ve yücelttikleri putlarına karşı böyle hareket ederlerdi. İşte bu en büyük şirktir. Rasûlüllâh (sallallahu aleyhi ve sellem) ashabına bu işin Allah'ı ne kadar gazaplandirdiğini haber vermek­te ve O'nun razı olmadığı işlerden bir İş olduğunu bildirmektedir. Çünkü onların da kendilerinden Önceki ümmetlerin yolunu izlemelerinden korkuyordu. O hem kitap ehline, hem de sair kâfirlere muhalefet etmeyi severdi. Ümmetinin ise onlara uyacaklarından korkardı. Onun ayıplamak ve azarlamak üslubuyla kutlandığı şu ifadelerine dikkat edelim: 'Sizden öncekilerin yollarını iki ayağın ardı arkasına gitmesi gibi izleyeceksiniz. O kadar ki, onlardan bir kimse bir keler deliğine girecek olsa siz de ona girersiniz.' İbn Recep, Fethu %Bâru 65/90/b, el-Kevâkib'âen naklen.

[17] Ahmed, no. 7352; İbn S'ad, II, 241-242; Mufaddal Çenedi, Fedâilu't-Medine, 66/a; Ebû Ya'ia, Müsned 312/a; Humeydî, 1025; Ebû Nuaym, Hiîye, VI, 283 ve VII, 317 sahih birsenedle.

Bu hadisin mürsel bir tanıği daha vardır. Bunu Abdurrezzâk, Musannef, 1/406/1587; îbn Ebî Şeybe, IV, 141 'de Zeyd b. Eslem'den rivayet etmiş olup senedi kavidir (kuvvetlidir). Bir diğer tanığını Malik, Muvatta, I, I85'de; ondan da İbn S'ad, II. 240- 241'de Ata b. Yesar'dan (Peygambe­re) merfu olarak rivayet etmişlerdir. Senedi sahihtir. Bezzâr, Ata'dan mevsul olarak Ebû Said Hudri'den diye rivayet etmiş; İbn Abdilberr de hem mürsel, hem mevsul rivayetinin sahih olduğunu belirterek şöyle demiştir: 'Bu hadis sika (güvenilir) raviJerin naklettikleri mürsel hadis­leri kabul edenlere göre sahihtir. Müsned olarak kabul edenlere göre de sahihtir. Çünkü Ömer b. Muhammed bu hadisi müsned olarak rivayet etmiştir ki, bu da ziyadeleri (rivayetindeki fazlalıkları) kabul edilen kimselerdendir.' Bkz. Suyutî, Tenviri/ 'I-Havalik. İbn Abdilberr'in burada sözü edilen Ömer hakkında söyledikleri tartışılır. Çünkü Hafız İbn Recep, Fethu 'l-Bârf de şunları söylemektedir: 'Bu yolla hadisi Bezzâr rivayet etmiştir. Burada sözü edilen Ömer, Ömer b. Sahbân'dir. Bezzâr'm bazı nüshalarında nispeti zikredilerek gelmiştir. O bakımdan îbn Abdilberr onun Ömer b. Muhammed Ömerî olduğunu sanmıştır. Ancak görülen o ki, bu bir vehim (yanilma)dir. Buna yakın bir rivayeti Ebû Seleme, Ebû Hureyre'den, 'fihi nazarun' (itibar olunmayan) bir isnad ile zikretmiştir.'

[18] İbn Huzeyme, Sahih, I, 92/b; İbn Hibban, 340, 341; İbn Ebî Şeybe, Musannef, IV, 140 (Hind baskısı); Ahmed, no. 3844, 4143; Taberânî, Kebir, 3/77/a; Ebû Ya'la, Müsned, 257/a; Ebû Nuaym, Ahbaru Asbahan, I, 142 hasen bir sened İle; yine Ahmed, no. 4342 kendisinden öncekin­den ayrı bir sened ile rivayet etmiş olup, bir önceki senedin şahitliği ile hasendir. Hadis bu iki sened ile sahih olmaktadır. Şeyhu'l-İslânı İbn Teymiyye, Minhacu's-Sünne, 1311; el-İktidû, sy. 158'de: 'Senedi ceyyiddir' demiştir. Heysemî, II, 27'de: 'Hadisi Taberânî, Kebirde rivayet etmiş olup, senedi hasendir' demektedir.

Heysemî'nin hadisi sadece Taberânî'ye atfetmek ile yetinmesi ise açık bir kusurdur. Halbuki bu hadis Müsned&e az önce işaret ettiğimiz üzere üç ayrı yerde bulunmaktadır. Hadisin ilk bölümünü de Buhârî, Sahih, I3/I5'de muallak olarak rivayet etmiştir.

[19] İbn S'ad, IV, 28; İbn Asâkir, 12/172/b'de iki ayrı yolla, Osman b. Yeman'dan Ebû Bekir b. Ebî Avn'ın bize haber verdiğine göre o Abdul­lah b. îsâ b. Abdurrahman b. Ebî Leyla'nın babasından... o dedesinden yahut ta: Babasından ya da dedesinden şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ali b. Ebî Talib'i şöyle derken dinledim:

Derim kî: Bu hasen bir seneddir. Şu kadar var ki burada sözü geçen Ebü Bekir'in kini olduğunu bilmiyorum. Dulabî ile Ebû Ahmed Hâkim, el-Kıtnâ adlı eserinde onu zikretme m işlerdir.

[20] el-Câmiu'I-Kebir, 3/147/a'da belirtildiği gibi bunu İbn Zencevevh, Fedâilu 's-Siddtk^da rivayet etmiştir.

[21] Muhammed Nasiruddin Albani, İslam’da Kabirciliğin Sakıncaları, Hadis Yayınları: 15-26.
Ekleme Tarihi: 05.10.2006 - 01:30
ibn teymiyye üyenin diğer mesajları ibn teymiyye`in Profili ibn teymiyye Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: rabıta
ibn teymiyye su an offline ibn teymiyye  
416 Mesaj -
bızlerı karanlıklardan kuratrıp aydınlıga dogru yola ıleten allahım sana sonsuz hamd sonsuz sukurler olsun...sen ayrılıga dustugumuz konularda bıze hak ıle hukmedeceksın...rabbım sen bızlerı senın dosdogru yoluna ılet...eger bızler bu konuda hatalı ısek sen bızlerı bu konu uzerınde ıslah et yarabbı bızlerı affet ve bızlere dogruyu goster eger kardeslerımız hatalı ıse sen onları bu konu uzere-ınde ıslah et ve kartdeslerımızı affet onları dogruya ılet suphesızkı....sen rahman ve rahım olansın hayy ve kayyum olansın...elhamdulıllahırabbıl alemın....
Ekleme Tarihi: 28.07.2006 - 17:37
ibn teymiyye üyenin diğer mesajları ibn teymiyye`in Profili ibn teymiyye Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: rabıta
ibn teymiyye su an offline ibn teymiyye  
416 Mesaj -
kardes senınle allah ıcın konusmak ıstıyorum....admın kardes fatıhden msn mı alabılırsın ....ınsaallah...senın le bu konuyu ılmı olarak konusalım...selametle kardesım...
Ekleme Tarihi: 25.07.2006 - 22:18
ibn teymiyye üyenin diğer mesajları ibn teymiyye`in Profili ibn teymiyye Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: rabıta
ibn teymiyye su an offline ibn teymiyye  
416 Mesaj -
vallahı kardesler...bende bır zaman lar hatta 4,5 sene oncesıne kadar ısmaıl aga ...mahmut efendıye baglıydım ve bende rabıta yapardım ...ve hatta banada demıslerdıkı ,seyhden yardım ıste ,ya seyhım hımmet et ya seyhım bana yardım et felan ....arkadaslar yemın ederek soyluyorumkı...bunlar ıslamda olmayan seyler...arkadaslar...sahabeler nıcın rasulullah sav e rabıta yapmamıslar...ben bu sıtedekı kardeslerı anlamıyorum...hakk geldıgı zaman kabul etmıyor bazı arkadaslarımız...bakın bu ıslerı allaha hamdolsunkı ben yakınen bılıyorum...hemen hemen her gunum bu yolda gecıyordu...ama kuran ve hadıs ılmını ogrene ogre ne ınsan gerceklerı goruyor....arkadaslar ehlıs sunnet ımamlarından kımse yapmamıs...4 mesheb ımamlarından kımse yapmamıs....ve ben arastırdıgım ıcın soyluyorum ....hıcbır hadıs kaynagın da kıtabında ....rabıtayla ılgılı bır tane hadıs yoktur...yanı seyhınıze rabıta yapın yahut onu dusunun gıbı....yanı acıkca...bu bır bıdat dır ve sapıklıkdır...yav kareslerım bır kere seyhlerın cennetlık oldugunu nereden bılıyoruzkı....bılmıyoruz....o halde nıcın boyle davranıyorsunuz....allah askına ....bakın elmalılı...zumer suresı 3 u ayete yaptıgı tefsıre bakın .....ben bu tefsırı en son adıyaman menzıle baglı tarıkatcılara anlattıgım zaman....sen ne bılırsın sen kımsın....ılmın nekı senın demıslerdı...ve daha sonra kendı kutupanelerınden.....elmalılı hamdı yazırın tefsırını getırdıler....ve vallahı bıllahı....orada elmalılı ( zumer 3 tefsırınde) sırk kosanlar allah ıle bırlıkte bırıne tutunmak ısterler bolumu gectıgı zaman....( tefsır daha detaylıdır) ne oldu bakın o da aynısını soyluyor dedıgımde....ne dedıler bılıyormusunuz...yav bu tefsırı kım yazmıs bunu degıdtırdıler heralde....yanı sacmalamaya basladılar ama yıne de kabul etmedıler...cunku cahıller ...kuran okumaları yasak nıyemı...cunku onlar allahın apaçık gonderdıgı...ınsanlar dogru yolu bulsunlar dıye gonderdıgı kıtabı sız anlamazsınız dedıklerı ıcın .....kuran okumuyorlar dolayısıyla hadıs de okumuyorlar....okuyan varsada cok az...bunun ıcın koru korune bır taklıt seyhımız hata yapmaz o nadese dogrudur ...seksız supesız kabul ederız mantıgı...allah hıdayet versın....allah ıcın kuran okuyalım ve dusunelım ve bırde sızın yolunuzu kabul etmeyenlerın fıkırlerını bılelım ogrenelım dogruyu sız dusunun gorun de oyle reddedeceksenız edın....rabbım bızlerı dogru yolundan ayırmasın....selm ve dua ıle
Ekleme Tarihi: 25.07.2006 - 20:54
ibn teymiyye üyenin diğer mesajları ibn teymiyye`in Profili ibn teymiyye Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: yeni çıkan cd ler (tağutşdiriliş)indirin...?
ibn teymiyye su an offline ibn teymiyye  
yeni çıkan cd ler (tağut,diriliş)indirin...?
416 Mesaj -
lslama yenı gırmıs muslumanlara ve tevhıdın ne demek oldugunu ogrenmek ısteyenlere .....işte bu cd ler allahın ıznıyle bızlere bunları ogretecek....tagut nedır....belam nedır....vs vs vs

İŞTE ADRES....

http://www.cihaderi.net/forum/showthread.php?t=17192


Bu mesaj 1 kez ve en son ibn teymiyye tarafından 16.07.2006 - 13:34 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 16.07.2006 - 13:32
ibn teymiyye üyenin diğer mesajları ibn teymiyye`in Profili ibn teymiyye Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: yere düşen lokma ve yiyecek parçaları ne yapılmalı?
ibn teymiyye su an offline ibn teymiyye  
yere düşen lokma ve yiyecek parçaları ne yapılmalı?
416 Mesaj -
yere düşen lokma ve yiyecek parçaları ne yapılmalı?

1802- Câbir (r.a.)den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Biriniz bir şey yerken bir parçası yere düşerse, onu alıp üzerindeki bulaşanı giderip yesin şeytana bırakmasın. (İbn Mâce,tirmizi)
Ekleme Tarihi: 15.07.2006 - 19:14
ibn teymiyye üyenin diğer mesajları ibn teymiyye`in Profili ibn teymiyye Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: sol el ile yemek içmek yasaklanmıştır?
ibn teymiyye su an offline ibn teymiyye  
sol el ile yemek içmek yasaklanmıştır?
416 Mesaj -
sol el ile yemek içmek yasaklanmıştır

Abdullah b. Ömer (r.a.)den rivâyete göre, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: Sol elinizle yiyip içmeyin çünkü şeytan sol eliyle yer ve içer. (Ebû Dâvûd, Etıme: 19; İbn Mâce: Etıme: 8)

Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

Sâlim (r.a.)in babasından rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Biriniz yiyeceğinde sağ eliyle yesin içeceğinde de sağ eliyle içsin. Çünkü şeytan sol eliyle yer içer.(Ebû Dâvûd, Etıme: 19; İbn Mâce: Etıme: 8)


Bu mesaj 1 kez ve en son ibn teymiyye tarafından 15.07.2006 - 19:12 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 15.07.2006 - 19:11
ibn teymiyye üyenin diğer mesajları ibn teymiyye`in Profili ibn teymiyye Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Günahlara Kefaret....
ibn teymiyye su an offline ibn teymiyye  
416 Mesaj -
allah razı olsun kardesım....ınsaallah basımıza gelen bu sıkıntı ve musıbetlere.....bu hadısler aklımıza gelırde sabrederız...ve rabbımızde gunahlarımızı bagıslar...ama sabreder ısyan etmessek...
selam ve dua ıle
Ekleme Tarihi: 03.07.2006 - 10:44
ibn teymiyye üyenin diğer mesajları ibn teymiyye`in Profili ibn teymiyye Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: parfümü çok sıkan (bacılarımıza)
ibn teymiyye su an offline ibn teymiyye  
416 Mesaj -
allah razı olsun....
Ekleme Tarihi: 29.06.2006 - 12:13
ibn teymiyye üyenin diğer mesajları ibn teymiyye`in Profili ibn teymiyye Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: teşekkürün önemi
ibn teymiyye su an offline ibn teymiyye  
416 Mesaj -
yanı bılmesek bız bu ımamların durumlarını yutturacaksın bıze sua.......ayıp sana nıye ayıp bılıyomusun.....kafana gore zannına gore yazdıgın ıcın ben az da olsa senın yazdıklarına bakardım ama bundan sonra asla bakacagımı sanmıyorum......cunku sen bılgın olmadan kafana gore konusuyosun bunu ...bır ılme dayanmadan bır bılgıye dayanmadan konusman ve yazman....senın....ıslamı ne derece bıldıgını bıze gosterıyor....allah yar ve yardımcın olsun.....allah bızlerı ve senı dosdogru yoluna ıletsın...selam sana sua.......
Ekleme Tarihi: 29.06.2006 - 12:10
ibn teymiyye üyenin diğer mesajları ibn teymiyye`in Profili ibn teymiyye Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: teşekkürün önemi
ibn teymiyye su an offline ibn teymiyye  
teşekkürün önemi
416 Mesaj -
Üsâme İbnu Zeyd (radıyalahu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Kim, kendisine yapılan bir iyliğe karşı, bunu yapana: "Cezâkellâhu hayran (Allah sana hayırlı mükâfaat versin!)" derse teşekkürü en mükemmel şekilde yapmış olur." [Tirmizî, Birr 86, (2036).]


Hz.Câbir (radıyalahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm): "Kim bir ihsana mazhar olursa, bulduğu takdirde karşılığını hemen versin, bulamazsa, verene senâda bulunsun. Zira onu övmekle, teşekkürünü yerine getirmiş olur. Ketmeden (karşılık vermeyen) nankörlük etmiş olur" dedi.

Tirmizî'nin rivayetinde şu ziyâde var: "... Kim de kendisine verilmeyenle süslenirse iki yalan elbisesi giyen gibi olur." [Tirmizî, Birr 86, (2035); Ebu Dâvud, Edeb 12, (4813, 4814).]

Ebu Saîd (radıyalahu anh)'den gelen bir rivayette, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurmuştur: "Halka teşekkürde bulunmayan Allah'a da şükretmez." [Tirmizî, Birr 35, 1955); Ebu Dâvud, Edeb 12, (4811).]
Ekleme Tarihi: 25.06.2006 - 15:33
ibn teymiyye üyenin diğer mesajları ibn teymiyye`in Profili ibn teymiyye Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: (bayanlara) rukuda nıcın dumduz durmuyorsunuz?
ibn teymiyye su an offline ibn teymiyye  
416 Mesaj -
benım meshebım hz omerın...hz ebu bekırın meshebı....yeterlımı kardes.......
Ekleme Tarihi: 24.06.2006 - 10:11
ibn teymiyye üyenin diğer mesajları ibn teymiyye`in Profili ibn teymiyye Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: (bayanlara) rukuda nıcın dumduz durmuyorsunuz?
ibn teymiyye su an offline ibn teymiyye  
416 Mesaj -
bak kardesım sen zaten bu sıtede herkesle tartısıyosun bunu bılıyoruz.......bak kardes yazdıgım hadıs dı...senın ıtırazında hadıse ıdı.....ıste buna bır anlam veremedım......bak kardesler bu gune kadar bu konular hep yazılmıs anlatılmıs ama senın gıbı dusunenler hep ıtıraz etmıs...yanı allah askına bana dıyorsunkı...kadının namazı ayrı erkegınkı ayrı.....kardes bunu allahın rasulu soylememısse sız ve senın gıbı dusunenler....kım oluyorda soyluyor...veya hıcmı dusunmuyorsunuz.....bunu soyleyenler neyı delıl almıs da soyluyor....sımdı ben rukuda belımı dumduz yapıyorsam rasulullah sav yaptıgı ıcın yapıyorum......bayanlar ıse....ben rukuda kambur duruyorum ama ...nedenını bılmıyorum.....durum vallahı bıllahı bu...burada bana gulen bayan kardeslerımız.....bır tanesı bunun delılını bılmıyor....bılselerdı zaten yazarlardı...ama elestırmeyı ıyı yapıyorlar.....sıze hakla gelene sızde hakla gıdın.....yapacagımız sey ılmı olarak muzakere etmektır....ıns rabbım bundan son ra boyle ılmı olarak muzakere etmeyı nasıp eder.....
demekkı ben kadınlarda kamet getırecek...deseıdım...kı oyle....ne olurdu bılmıyorum.......
Ekleme Tarihi: 23.06.2006 - 23:15
ibn teymiyye üyenin diğer mesajları ibn teymiyye`in Profili ibn teymiyye Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: parfümü çok sıkan (bacılarımıza)
ibn teymiyye su an offline ibn teymiyye  
parfümü çok sıkan (bacılarımıza)
416 Mesaj -
Ebû Mûsâ (r.a.) rivayet ediyor:

Bir kadın güzel koku sürünüp bunu hissetsinler diye bir topluluğa uğrarsa, zina etmiş olur.(ebu davut,tırmızı,nesai)



Dinimizde hayır olsun, şer olsun her işin vesilesi onun hükmünü alır. O iş farz ise vesilesi de farz, haram ise vesilesi de haramdır. Buna göre namaz için alınan abdest farz olduğu gibi, zinaya sebep olan harama bakma ve haram na­zarlara kendini arzetme de haramdır.

Dinimizde kadının ihtiyaç olduğunda dışarıya çıkmasına izin verilmiştir. Fa­kat bir kadın her ne sebeple olursa olsun dışarı çıktığında, Allah'ın emrettiği şekliyle tesettüre uymalı, hissedilecek koku kullanmamalıdır. Çünkü bu fitneye sebep olabilir. Bunun içindir ki Peygamberimiz bu hadislerinde, güzel koku sürü­nüp yabancı erkeklerin dikkat nazarlarını üzerine çekmek için sokağa çıkan ka­dınların zina etmiş olacaklarını ifâde etmektedir. Zinanın el zinası, göz zinası, dil zinası gibi çeşitleri vardır. Burada bahsedilen zina da göz zinâsıdır. Süslene­rek sokağa çıkan kadına bakan erkekler göz zinası işlemiş olacakları gibi, ka­dın da buna vesile olduğu-için bu mânâda zinâkar olmuş sayılır. Eğer kadının süslenerek sokağa çıkması zinayı da netice verirse, büyük bir günah işlenmiş olacağı da nazardan uzak tutulmamalıdır.(suyutı, cemius sagır)
Ekleme Tarihi: 23.06.2006 - 16:55
ibn teymiyye üyenin diğer mesajları ibn teymiyye`in Profili ibn teymiyye Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: Yeterince uyanık mıyız ?
ibn teymiyye su an offline ibn teymiyye  
416 Mesaj -
şua kardes bakıyorum kı tek anlasamadıgın kısı ben degılım.......
Ekleme Tarihi: 23.06.2006 - 16:46
ibn teymiyye üyenin diğer mesajları ibn teymiyye`in Profili ibn teymiyye Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: (bayanlara) rukuda nıcın dumduz durmuyorsunuz?
ibn teymiyye su an offline ibn teymiyye  
416 Mesaj -
allah razı olsun kardesım ......gercekten oyle kınlılerkı kardesler....bır anlam vermek mumkun degıl....ama allah bızlerı goruyor ısıtıyor....ya sua kardesım sen neyın kıyasından bahsedıyuosun...bızler kıyası ıcmayı bılmeyen ınsanlar degılız..lakın rasulullah sav ın bır hadısı varsa bır konu hakkında...artık o konu hakkında kıyas bıtmıstır...bırde...bu konu uzerıne ıcma mı varkı sen tutup ıcma deyıp duruyorsun..allah ogrenmemızı nasıp etsın...
Ekleme Tarihi: 23.06.2006 - 16:38
ibn teymiyye üyenin diğer mesajları ibn teymiyye`in Profili ibn teymiyye Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: bunada gülecekmisiniz......
ibn teymiyye su an offline ibn teymiyye  
416 Mesaj -
arkadaslar her ne kadar bana ıftıra atılsada veya..bozuk ınanclı veya sapık densede allah bılıyor kımın sapık oldugunu ....ya bu nasıl bır tezattırkı....adam kendını ehlı sunnetten sayıyor...ama konuya bır tane hadıs yazamıyor.......arkadaslar rabbım sahıtkı ..bunu yazmamın sebebı ...ıste yaptıgımız amellerın delıllerını bılmemektı...yukarıdakı soz rasulullahındır....sav....ama arkadaslar yınede bana saldırıyorlar....pekı bu hadıs nedır...kımdır kı rasulullah nehyetmısken...kadınlar boyle kılacak...dıyen...bıraz akledın...daha dogrusu allah ıcın dınınızı ıyı ogrenın...allah ıcın arastırın....ıste benım sızlere anlatmak ıstedıgım buydu....yoksa kadısnları gozlemek felan degıl.......rabbım bızlerı dogru yoldan ayırmasın....sua...sana ne dıyeyım bılmıuyorum....hep sert konusuyosun ben ehlı sunnetım dıyosun.....ama hadısle ornek verınce ...hep susuyosun...sana bır hadıs yazayım...belkı ogut alırsın........ınsanların yuzu koyun cehenneme gıtmesının sebebı..dıllerıdır.....tırmızı...bır hadısın son kısmı....selam ve dua ıle


Bu mesaj 1 kez ve en son ibn teymiyye tarafından 22.06.2006 - 11:55 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 22.06.2006 - 11:52
ibn teymiyye üyenin diğer mesajları ibn teymiyye`in Profili ibn teymiyye Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Konu: bunada gülecekmisiniz......
ibn teymiyye su an offline ibn teymiyye  
bunada gülecekmisiniz......
416 Mesaj -
rasulullah sav namazda(secdede)kopek oturusu gıbı durmakdan bızlerı nehyetti....nesai...arkadaslar...şimdi bu oturus yasak kopek kollarını ıkı ayagını dumduz uzatır ...oyle durur..allah ıcın soruyorum bayanlarda boyle durmuyomu..secdede kollarını dırseklerıne kadar yere yaymıyorlarmı...sız ılmıhallere bakmakdan .....hıc rıvayetlerı gormemıssınız....allah ıcın bılıyorsanız konusun bılmıyorsanız hakka teslım olun barıııııı..
Ekleme Tarihi: 22.06.2006 - 09:28
ibn teymiyye üyenin diğer mesajları ibn teymiyye`in Profili ibn teymiyye Özel Mesaj Gönder Sayfanın başına dön
Sayfa (2): (1) 2 Devam >
İmzalar göster - Konuları göster

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 872 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
ilkser (43), gorkem yildiz (37), akky (39), HAKAN KÜCÜK (51), feride orhan (56), ME10 (47), MDMETIN (39), deniz-19 (37), avni kamzeli (43), asteroit (49), erdem (), Webcam_M (54), sel14tr (44), icalim (53), ilyas.fr (46), maneviyat (46), Ý.TEKGÜL (55), vgozukara (42), EMRULLAH (39), artvinli (59), emineyzc (48), looder (56), Cheetah (34), Keje (43), sahmeran28 (50), meto54 (63), selmani fahrisi (40), alonewolf (47), ibocan2 (42), chocuq87_54 (37), KaRaGoZLuM (41)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.56223 saniyede açıldı