stromectol stromectol lopinavir ritonavir hydroxychloroquine budesonide imdur imigran imitrex imodium imuran imurek inderal la inderal index indocin sr indocin inegy intagra iscover isoptin isordil sublingual isordil itraderm itrop jumexal kamagra effervescent kamagra gold kamagra oral jelly kamagra soft kamagra keflex kemadrin kenacort a solubile kenacort a kenacort kenergon kessar keto med ketozol kinzal kinzalplus klacid lamictal dispersible lamictal lamisil cream lamisil
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » Ş İ İ R L E R & Ş Î R L E R İ N  » Gel Ey, Güllerin Efendisi!..

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 4 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
medahms su an offline medahms  
Gel Ey, Güllerin Efendisi!..

168 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 19.06.2006
En Son On: 13.05.2011 - 14:25
Cinsiyeti: Erkek 

Gel Ey, Güllerin Efendisi!..




Gel ey, konuşurken dudaklarına tebessümler karışan... Gel ey, yüzüne üzgünlerin üzüntüsünü dağıtmak yaraşan!.. Gel ey, âteş-i aşkına yanmak için âşıkları birbiriyle yarışan!..

Gel ey!..

Önce kendine çektin, sonra mugaylan dolu beyabanlarda dermansız koyup bizi bir başımıza gittin dönmemek üzere. Ve dudağının dokunduğu çeşmeler de gitti. Gittin ve vecd ile kendinden geçen zamanlar, sensizlik bunalımlarının gelgitleriyle kör kuyulara gömüldü. Gittin ve tenha elvedalarda düğümlendi sevinçlerimiz; durmuş çarklara sıkışıp kaldı çığlıklarımız. Sen gidince yanlış hesaplarında önce pazarlar kurduk köhne dünyanın, sonra köhne hesaplarıyla mezada çıkarıp aşklarımızı dünyalıklara sattık. Gittin de savrulan umutlarımızı ektik yollarına; sabrımızın gözlerine çekilen milleri çelik masıyetlerle mıhladık. Gerilmiş yaylarımız kepade düştü hoyrat ellerde, uykulu oyunlarda şahlarımız mat oldu; ve bileyli kılıçlarımız pas tuttu karanlık kınlarında.

Ak kor olduk... Nemrudî alevlere soktular başlarımızı, hakikat, ak kor olduk... Vurdular durmadan dinlenmeden... Örslere konuldu başlarımız, hakikat vurdular dinlenmeden durmadan. Ağlattılar ağladıkça biz... Çeliğe su verelim diye ağladıkça ağlattılar bizi... Heyhât! Tutturamadık kıvamını suyun, isabet ettiremedik gözyaşlarımızın damlalarını çeliğe ve ilk çalışta kırıldı kılıçlarımız kara keçelere. Yenildik, yorulduk, yığılıp kaldık çıkmaz sokaklarda. Bütün sorularımızın cevapları cevapsız kaldı; bütün hayallerimizin hayali hayal oldu. Tel tel arzulara mahkûm edildi nefislerimiz ve ruhlarımız tül tül alevlerde yandı. Gizemli bilinmezliklerimizin iksirlerini gizli dünyalara gizlediler bizden.

Gel ey!..

Hani dostların vardı, kimi aşk okuyan Kitaplar Kitabı'ndan; kimi ilham dokuyan hitaplar hitabından. Kimine köşkler düşmüştü cennetten, kimi cennette köşklere düştüydü hani. Kiminin ateşlerine rengi düşerdi gülün de; kimi güllere rengini düşürürdü ateşin. Kimine yıldızlar düşerdi göklerden, kiminin yıldızına düşerdi gökler ya...

Hani sen "Yıldızlarım," demiştin, "hangisine uyarsanız doğru yola ulaşacağınız yıldızlarım!.." Sen gittin efendim ve hasretin yıldızlarını da çekti senden yana. Şimdi kim varsa yıldızlaşmaya yüz tutan, gökleri üzerine kapatıyor ehremenler. Bizler yanıyoruz, yanmamakta direniyor gökte yıldızlarımız... Güllerimiz küle durmakta yokluğunda, sultanlarımız kula dönmekte...

Gel ey!..

Ayrılığında çoğalan alevleriyle arınalım aşkının; yanalım yandıkça ve yandıkça yanalım. Aşk yüzünden elbisesi yırtılan da, Hak uğruna gözlerini kurutan da seni arzulamakta şimdi. Bizi kendine madem yine sensin bağlayan ve ayrılığının derdine yine sensin ayrılıkla derman olan, o hâlde gülümse bize efendim, bize gülümse. "Allah onları sever; onlar da Allah'ı sever" sırrına ermekte rehberimiz ol, tut günahkâr ellerimizden; günahkâr ellerimizden tut.

Sen ey!..

Gelsen hayallerimize bir kez... Ve üzerine sepet sepet güller döksek biz. Gelsen düşüncelerimize bir an... Ve baharları sersek ayağına çiçek çiçek, mevsim mevsim, ıtır ıtır... Dolunaylar yerine doğsan dünyamıza bir vakit... Ve zatını gündüz değilse, hayalini gece göstersen bizlere. Girsen ansızın düşlerimize, şefkat parmaklarınla okşasan başımızı ışık ışık... Ve ışığına düşsek pervaneler gibi; pervaneler gibi ışığına düşsek.

Gel efendim...

Bir kez doğ içimize de isterse kaybolsun dolunaylar, güneşler... Gir gözümüze de bir nefes, isterse silinsin tûtyâlar, sürmeler... İlham olup ak gönlümüze bir anda, isterse yitirilsin uçtan uca naatler ve gazeller, beyitler ve dizeler uçtan uca yitirilsin isterse...

Gel efendim, dostluğuna muhtacız; umutsuz ve çaresiz bırakma çaresizlerini. Gel yeter ki, hakkımızda verilecek her hükme razı olalım.

Gel ey, bitir bitmeyen hasretini içimizde!

Gel ey, onsuz mutluluk bulamadığımız!..

Gel ey, kendisine layık olamadığımız!..

*

Gel benim efendim, bir kez olsun dokun yüreğime, yüreğime dokun bir kez olsun...

Yüreğim kanıyor efendim, kanıyor yüreğim!..

Çığlık çığlığa beşeriyet, çiğnenmiş reyhanlar misali hep seni arıyor. Uyandır zindanlara koyduğumuz Yusufî sevdalarımızı efendim. Uyandır bahtını üftadelerinin...

Şeb-i hicrân yanar cânım döker kan çeşm-i giryânım

Uyarır halkı efgânım kara bahtın uyanmaz mı?
__________________


Ekleme Tarihi: 02.02.2007 - 19:28
Bu mesajı bildir   medahms üyenin diğer mesajları medahms`in Profili medahms Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
ZeBaNi su an offline ZeBaNi  

1023 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 18.11.2002
En Son On: 08.04.2007 - 12:46
Cinsiyeti: Bayan 
Asrin günahkârlari adina, Efendiler Efendisine (s.a.v),


Sana "gel" demeye yüzümüz yok Efendim. Sen kabul buyur bizi, sen
davet et de biz varalim o ravzay-i pâkine yalinayak. Gerekirse
yollarinda emekleye emekleye hatta sürünerek, yüzüstü gelelim
huzuruna. Sen kabul et ki biz senin ugruna her türlü ezâya, cefâya
raziyiz.
Sümeyye'ler (r.a) misali bizi de ayaklarimizdan baglayip
develeri ters istikamete sürsünler. Bedenlerimiz iki parça olsun.
Vücudumuz tek parça olarak kapina gelmekten utaniyoruz. Bir degil
bin parça olsun bedenlerimiz de yeter ki kabul et bizi. Kabul et ki
Bilâl (r.a) gibi bizi de kizgin kumlara yatirsinlar ve diyebilelim
Allah'in huzuruna çikarken, o gün, senin ve dinin için bütün
mesakkatlere katlandik diye. Kabul et ki Habbab bin Eret (r.a) gibi
bizi de bir hasira sarmalasinlar ve sonra da yaksinlar. Senin
yolunda feda edilmemis bir can olarak huzuruna gelmekten utaniyoruz
Efendim. Yeter ki sen "ümmetim" diye kabul et bu asrin
günahkarlarini Efendim.
Bizi de "liva-ül hamd" sancaginin altinda topla, o dehsetli
günde. O gün öyle dehsetli gün ki bütün beseriyet hatta
peygamberler dahi "nefsî, nefsî.." dedigi gündür. Sadece senin
"ümmetî, ümmetî.." diyecegin o günde, bizi yani bu acizleri,
bu günahkar ümmetini bir halimizle perisan birakma Efendim.
Öyle bir hale düstük ki Efendim, gündüzlerimiz bile siyaha
boyandi. Sen kokmayan gülleri büyüttük bahçelerimizde. Senin
için olmayan neyimiz varsa hep renksiz, neyimiz varsa hep yagmalandi
çaresiz. En kutsal hediyesiydin Yaradan'in bize. Heyhat ki
koruyamadik tam manasiyla seni. Asir, sinede ates misali oldu..
Iman elde kor gibi Efendim. Sevgili diye yilanlar atildi koynumuza.


Ey Güllerin Sultani! Sana gel demeye yüzümüz yok. Sen davet buyur bize.

Biz gelelim alemlere rahmet olan Sen'in nurlu esigine. Davet
et ki bütün mesakkatler kabulümüzdür. Tek temennimiz bu asrin
biz çaresizlerini de "Ey rabbim! Bunlar da benim ümmetimdendir"
demendir. Toprak olup aslimiza dönecegimiz günler elbette uzak
degildir. Bir tebessüm buyur ki gittigimiz yerler nurunla
aydinlansin Efendim.
Amellerimiz bizi cennetin yanina bile götürmez ki sana muhabbetimiz
olmadan. Bizi "ümmetim" diye kabul et ki asirlardir hep dünyaya
bel baglamis su günahkarlarin artik Sen'in muhabbetinle
yürekleri tassin cihandan, cus-u hurusa gelsin yüreklerimiz sana
olan askla.
On dört asir evvelinden "Ümmetim yagmur misalidir. Evveli mi
ahiri mi hayirlidir bilinmez" buyurmustun. Ama Efendim, biz
haramlarla günahlarla hemhal olduk daim. Içimiz disimiza bir
çevrilse ne kadar acinacak halde oldugumuz görülecek. Allah ise bu
halimiz mahsere sakladi. Bu yüzden basimiz önümüzde egik, bu
yüzden sana "Gel Ey Efendim" diyemiyoruz. Çünkü sana gel
demekten utaniyoruz Ey Gönüllerin Sehremini. Öyle ise biz gelelim
kapina. Kapina gelip Kitmir'in olalim Sen'in daima.
Kabul et nolur. Yoksa basimiza daglardan daha büyük taslarin
yagacagi gün yakindir. O gün kaçacak yer olmayacak Efendim.
Azigimiz olan salih amelleri boynumuzda gerdanlik yapamadik bu
dünya zindaninda. Kalplerimiz tas kesildi Ey Gönüllerin Sultani!
Ummanlar çekilip kurudu birer birer. Hayat çöl ortasinda kaldi
çaresiz.
Sana "gel" diyemiyoruz Efendim, "dog gecelerimize" diyemiyoruz
sana Sultanim. Ama nolur sen kabul et de senden gayri neyimiz varsa
hepsini geride birakip sana gelmek istiyoruz. "Af diliyoruz"
kapinda. Ey Güllerin Sultani! Bize yüzünü çevirme nolursun.
Efendim! Sana salât olsun.. selamlar olsun..
Bizleri sana ümmet yapana hamdler olsun.. Amin...........

Alinti

Ekleme Tarihi: 02.02.2007 - 19:44
Bu mesajı bildir   ZeBaNi üyenin diğer mesajları ZeBaNi`in Profili ZeBaNi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
rifat56 su an offline rifat56  

5108 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 31.05.2005
En Son On: 22.01.2023 - 00:33
Cinsiyeti: ----- 

GÜL'E DAİR...



Gülü tarife ne hacet;

Gül,sevda-yı Muhammedi'dir.

Gül'ün sevdası,kalbimizin hafi tepelerinde,ahfa zirvelerinde sancak açmıştır.

Ve bizler,gönlü gülşen olan insanlara meftun oluruz,kainat'ın solmayan Gülü'nün aşkıyla...

Gün gelir gözyaşıyla gül sularız.

Bir gül için bin dikene su veririz.

Ve biliriz ki,güllerin içinde diken yoktur,dikenler içinde gül vardır.

O,aşkımızın mihrabındaki gül...

O,alemlere rahmet olarak gönderilen bir Rasül...

O,çöl sıcağında bir kevser şelalesi...

O,teşrifiyle kainatı aydınlatan ve ışık bahşeden sonsuz bir nur şulesi..

.Gündüzleri dünyayı ısıtan güneş,geceleri gökyüzünde çiçek çiçek açan yıldızlar,

O'nun sönmeyen ışığının en mütevazi kandilleri...

Sera da,Süreyya da O'nun nuruyla aydınlanır.

O'nun sünneti bir hidayet,O'nun sureti gönüllere ülfet ve nimet veren bir ab-ı hayat...

Ruhumuz O'na aşık...

O,gül mushaflı sevdamızın sembolü...

O,onsekizbin alemin emsali olmayan gülü...

Ekleme Tarihi: 02.02.2007 - 20:32
Bu mesajı bildir   rifat56 üyenin diğer mesajları rifat56`in Profili rifat56 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
burcunur su an offline burcunur  

635 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.09.2006
En Son On: 04.01.2015 - 15:33
Cinsiyeti: Bayan 
Ey güzeller güzeli

Ey güzeller güzeli, beni sevdanla yaktın!
görmüyor bir şey gözüm, her an hulyanla aklım!

Sen (Kabe kavseyn) şahı, ben ise azgın köle,
Sana konuk olmağı, nasıl söyler bu şaşkın?

Acıyıp bir bakınca, ölü kalbler dirilttin,
sonsuz merhametine sığınıp, kapın çaldım!

İyilik kaynağısın, dermanlar deryasısın!
Bir damla lutuf et bana, derde devasız kaldım!

Herkes gelir Mekke’ye, Kabe, Safa, Merve’ye,
ben ise senin için, dağlar tepeler aştım!

Dün gece, bir rüyada göklere değdi başım,
kapındaki uşaklar, enseme bastı sandım!

Ey Cami hazretleri, sevgilimin bülbülü!
şiirlerin arasından, şu beyti seçtim aldım:

(Dili aşağı sarkık, uyuz köpekler gibi,
bir damlacık umarak, ihsan deryana vardım.)

Başka bir şiirinde şöyle terennüm etmektedir:
Ey günahlılar sığınağı, sana sığınmağa geldim!

çok kabahatler işledim, sana yalvarmağa geldim!
Karanlık yerlere saptım, bataklıklara saplandım,

doğru yolu aydınlatan, ışık kaynağına geldim!
Çıkacak bir canım kaldı, ey bütün canların canı!

uygun olur mu söylemek, canımı fedaya geldim!
Dertlilerin tabibisin, ben ise gönül hastası,

kalb yarama deva için, kapını çalmağa geldim!
Cömertlerin kapısına, bir şey götürmek hatadır.

basmakla şeref verdiğin, toprağı öpmeğe geldim!
Günahlarım çok, dağ gibi, yüzüm kara, katran gibi,

Temizler elbet hepsini, ihsan deryandan bir damla,
gerçi yüzüm gibi kara, amel defterimle geldim!

Kapına yüz sürebilsem, ey canımdan aziz canan!
su ile olmayan işler, hasıl olur o topraktan!
Ekleme Tarihi: 02.02.2007 - 22:21
Bu mesajı bildir   burcunur üyenin diğer mesajları burcunur`in Profili burcunur Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 692 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
ilkser (43), gorkem yildiz (37), akky (39), HAKAN KÜCÜK (51), feride orhan (56), ME10 (47), MDMETIN (39), deniz-19 (37), avni kamzeli (43), asteroit (49), erdem (), Webcam_M (54), sel14tr (44), icalim (53), ilyas.fr (46), maneviyat (46), Ý.TEKGÜL (55), vgozukara (42), EMRULLAH (39), artvinli (59), emineyzc (48), looder (56), Cheetah (34), Keje (43), sahmeran28 (50), meto54 (63), selmani fahrisi (40), alonewolf (47), ibocan2 (42), chocuq87_54 (37), KaRaGoZLuM (41)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.54250 saniyede açıldı