generique plaquenil generique kaletra stromectol ivermectin hydroxychloroquine epanutin epilantine epivir ercolax eriacta escodarone escoprim escozem esidrex estrace etimonis etopophos euglucon eulexin euthyrox evista exelon exitop extra super avana extra super p force ezetrol famvir farlutal felden feldene felodil female cialis female viagra femara finasterax flagyl flamon flomax flox ex floxal floxin floxyfral flucazol flucinome flucoderm fluconax
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » MAKALELER » 'İslâmî örtü yasağı'nı kırmaya, mecbur değil, mahkûmuz!

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 2 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Teyakkuz su an offline Teyakkuz  
'İslâmî örtü yasağı'nı kırmaya, mecbur değil, mahkûmuz!

14 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 01.09.2005
En Son On: 07.11.2006 - 22:23
Cinsiyeti: Bayan 
'İslâmî örtü yasağı'nı kırmaya, mecbur değil, mahkûmuz!

Önce, özgürlük anlayışımın kilit cümlesini tekrarlayayım: 'En sefil hayat, başkalarının istediği şekilde yaşanandır..' Ama, 'başkalarının istediği şekilde yaşamak'la, 'başkalarının istediği şekilde yaşamak zorunda kalmak' arasındaki farkı farketmenin gerekliliği de açıktır..
Burada, 'insanın özgürlüğü mes'elesi' de karşımıza çıkar. (Bu vesileyle belirteyim ki; bazıları, 'insanın hürr, özgür olmadığını' düşünmekte ve 'Allah'ın insana özgürlük vermediği ve insanın sadece, Allah'a ibadetle mükellef olan bir (kul) olduğu' gibi bir mânâ çıkarmaktadırlar, İslâm'dan.. Burada, arabçadaki 'abd' ve aynı kökten türetilmiş olan 'ibadet' kelimesinin, türkçedeki 'kul' ile karşılanmasından kaynaklanan bir mânâ kayması/ buğulanması meydana geldiğini düşünüyorum.. Bu 'kul/köle' kelimesinin, beşer mantığının anladığı mânâda, insanî irtibat ve ihtiyaçlardan kaynaklanan çerçevesinin bizi, 'ibadet'i de yanlış algılamaya götürdüğünü düşünüyorum.. Halbuki, Allah, yarattıklarının hizmet'inden mustağnidir, öyle bir ihtiyaç içinde değildir; 'esma'ul husnâ'daki 'el-Ganî' de bunu anlatır, esasen.. Bu bakımdan, temel bir İslâmî terim olan 'abd' kelimesinin, türkçede 'kul' ile anlatılandan çok daha geniş ve insanın da donatıldığı onca imkan ve kabiliyetlerine rağmen, ilahî bir vasfının olmadığını, bir yaratık ve 'Yaratan'ının belirlediği sınırlar içinde kalmaya mahkûm olduğu gibi bir derin mânâsının bulunduğunu ve insana, 'meşrûiyetini Allah'tan almayan hiçbir güç önünde eğilmemesi gerektiği'ni formüle eden bir 'özgürlük manifestosu'nun anahtarı olduğunu düşünüyorum. Özgürlük, lûtuflarla değil, haklılığın gücüyle ve zorla alınır..)
Allah, insan'a o kadar geniş bir 'özgürlük alanı' açmıştır ki, onu, 'Yaratıcı'sını reddetmek, ona ısyan etmek' gibi bir tercihte bulunmak yetkisiyle bile donatmış ve tercihlerinin neticesine katlanması şartiyle, dilediği gibi, özgürce hareket edebileceği geniiiş bir 'özgürlük alanı' bahşetmiştir. Bu yüzden, özgürlük, hak ve sorumluluktan önce gelir.. İnsan'a özgürlüğü verilmiştir ve hatta Yaratan'ının, insan fıtratına uygun olduğunu bildirdiği emirler manzûmesi olan vahyî bilgileri kabul edip etmemek de, insanın özgür iradesiyle olması halinde geçerlidir.. Kişi, o ilahî teklifi, reddederse, neticelerine katlanır; kabul ederse, onun da sorumluluklarını yerine getirir ve ni'metlerine de nail olur..
Böyle olunca da, kişinin (yani, özgürlük ve haklarını kullanmak yaşına gelmiş insanın), neyi, nasıl yapacağı hususunda kendisine seçtiği temel ölçüler konusunda; kendisine hizmet etmesi varolduğu kabul edilmesi gereken bir sosyal üst-yapı kurumu olan devletin veya o devletin kanunlarının, o inançla zıdlaşan hükümlerinin olması halinde, bu gibi sosyal düzenleme tasarruflarının, insanın özgürlüğünden ve inancından daha temel bir yaptırım gücünün olamayacağının kabulü de, mantıkî bir gerekliliktir.. İnsan, 'rüşd' yaşına gelinceye kadar, ana-babasının yönlendirmesinde yetişir.. Devlet, bu alanda, aileye ancak, yardım edici bir fonksiyon yüklenebilir; esir alıcı değil!.
Sosyal bir varlık olan ve cemiyet halinde yaşamaya mecbur olan insanın hayatını sürdürebilmesi için oluşturulması mantıken de zarûrî olan devlet mekanizmasının, kişinin temel özgürlük ve haklar alanına müdahale yetkisi kabul edilemez. Edilirse, o devlet, hürr bir toplumun iradesiyle ve kendisine hizmet için oluşturduğu bir sosyal düzenleme ve hizmet mekanizması olarak değil, bir zorbalar güruhunun, toplumun ekseriyetini kendi iradesine zorla boyun eğdirdiği bir zulüm mekanizması olur; 'Cumhûriyet' adını taşısa bile..
Amma, TC örneğinde olduğu gibi, bazı devlet şekillerinde, toplumun, jakoben/tepeden inmeci zorlamalarla ve başkalarının istediği şekilde yaşaması öngörülür.
Buradan, ülkemizde yıllardır süren günlük bir tartışmaya da geçebiliriz..
19/20 Kasım gecesi, CNN Türk'te, 'İslâmî örtü' yasağıyla ilgili olarak 'Ayşe Böhürler, Tarhan Erdem, Nur Vergin, Zafer Püskül' gibi isimlerin katıldığı bir açık oturumda, ortaya konulan görüşlerden pek çoğu, bir 'diktatörlük ve esaret alkışçılığı'nın, laik jakobenlik hecmelerinin tekrarıydı.. Hele Tarhan Erdem'in, 'Türbanlılar bir baskı sonucu başlarını örtüyor. 10-15 yaşlarında bir kız çocuğu kendi iradesiyle örtünmez (?) Devlet, böyle bir baskı uygulayan ailenin elinden gerekirse, o çocuğu alıp, sığınma evlerinde barındırmalı.. (?) Eğer, bir kadın, 18 yaşına geldiğinde örtünmek istiyorsa, o kendi iradesidir, ama, başı kapalı bir hâkimden, adâlet nasıl beklenebilir ki?' diyebilmesi, mes'eleyi ve nasıl bir 'mütegallibe ve zorba zümresi' ile karşı karşıya bulunduğumuzu bir daha göstermiştir; bütün laik-kemalistlerin dünyasını yansıtan bir bakış açısıyla..
'Başı örtülü bir hanım hâkimden adâlet beklenemeyeceği'ni ileri süren bir kafa karşısında, bütün bir millet, bir avuç laik-mütegallibe zümresinden nasıl adâlet bekleyebilir? Asıl düşünmemiz ve kırılması gereken tasallut, budur! Bu zorbalığı kırmaya mecbur değil, mahkûmuz; özgürlüğümüz buna da bağlı!
Selahaddin Çakır [/B[B]/Vakit Gazetesi


Bu mesaj 1 kez ve en son Teyakkuz tarafından 28.11.2005 - 21:14 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 28.11.2005 - 21:12
Bu mesajı bildir   Teyakkuz üyenin diğer mesajları Teyakkuz`in Profili Teyakkuz Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
omer furkan su an offline omer furkan  
RE: 'İslâmî örtü yasağı'nı kırmaya, mecbur değil, mahkûmuz!

401 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 10.09.2005
En Son On: 09.02.2007 - 10:56
Cinsiyeti: Erkek 
selamun aleykum
RABBİMin selami kardeslerimin üzerine olsun..

Alıntı
Orijınalı Teyakkuz

'İslâmî örtü yasağı'nı kırmaya, mecbur değil, mahkûmuz!

Önce, özgürlük anlayışımın kilit cümlesini tekrarlayayım: 'En sefil hayat, başkalarının istediği şekilde yaşanandır..' Ama, 'başkalarının istediği şekilde yaşamak'la, 'başkalarının istediği şekilde yaşamak zorunda kalmak' arasındaki farkı farketmenin gerekliliği de açıktır..
Burada, 'insanın özgürlüğü mes'elesi' de karşımıza çıkar. (Bu vesileyle belirteyim ki; bazıları, 'insanın hürr, özgür olmadığını' düşünmekte ve 'Allah'ın insana özgürlük vermediği ve insanın sadece, Allah'a ibadetle mükellef olan bir (kul) olduğu' gibi bir mânâ çıkarmaktadırlar, İslâm'dan.. Burada, arabçadaki 'abd' ve aynı kökten türetilmiş olan 'ibadet' kelimesinin, türkçedeki 'kul' ile karşılanmasından kaynaklanan bir mânâ kayması/ buğulanması meydana geldiğini düşünüyorum.. Bu 'kul/köle' kelimesinin, beşer mantığının anladığı mânâda, insanî irtibat ve ihtiyaçlardan kaynaklanan çerçevesinin bizi, 'ibadet'i de yanlış algılamaya götürdüğünü düşünüyorum.. Halbuki, Allah, yarattıklarının hizmet'inden mustağnidir, öyle bir ihtiyaç içinde değildir; 'esma'ul husnâ'daki 'el-Ganî' de bunu anlatır, esasen.. Bu bakımdan, temel bir İslâmî terim olan 'abd' kelimesinin, türkçede 'kul' ile anlatılandan çok daha geniş ve insanın da donatıldığı onca imkan ve kabiliyetlerine rağmen, ilahî bir vasfının olmadığını, bir yaratık ve 'Yaratan'ının belirlediği sınırlar içinde kalmaya mahkûm olduğu gibi bir derin mânâsının bulunduğunu ve insana, 'meşrûiyetini Allah'tan almayan hiçbir güç önünde eğilmemesi gerektiği'ni formüle eden bir 'özgürlük manifestosu'nun anahtarı olduğunu düşünüyorum. Özgürlük, lûtuflarla değil, haklılığın gücüyle ve zorla alınır..)

19/20 Kasım gecesi, CNN Türk'te, 'İslâmî örtü' yasağıyla ilgili olarak 'Ayşe Böhürler, Tarhan Erdem, Nur Vergin, Zafer Püskül' gibi isimlerin katıldığı bir açık oturumda, ortaya konulan görüşlerden pek çoğu, bir 'diktatörlük ve esaret alkışçılığı'nın, laik jakobenlik hecmelerinin tekrarıydı.. Hele Tarhan Erdem'in, 'Türbanlılar bir baskı sonucu başlarını örtüyor. 10-15 yaşlarında bir kız çocuğu kendi iradesiyle örtünmez (?) Devlet, böyle bir baskı uygulayan ailenin elinden gerekirse, o çocuğu alıp, sığınma evlerinde barındırmalı.. (?) Eğer, bir kadın, 18 yaşına geldiğinde örtünmek istiyorsa, o kendi iradesidir, ama, başı kapalı bir hâkimden, adâlet nasıl beklenebilir ki?' diyebilmesi, mes'eleyi ve nasıl bir 'mütegallibe ve zorba zümresi' ile karşı karşıya bulunduğumuzu bir daha göstermiştir; bütün laik-kemalistlerin dünyasını yansıtan bir bakış açısıyla..
'Başı örtülü bir hanım hâkimden adâlet beklenemeyeceği'ni ileri süren bir kafa karşısında, bütün bir millet, bir avuç laik-mütegallibe zümresinden nasıl adâlet bekleyebilir? Asıl düşünmemiz ve kırılması gereken tasallut, budur! Bu zorbalığı kırmaya mecbur değil, mahkûmuz; özgürlüğümüz buna da bağlı! Selahaddin Çakır [/B[B]/Vakit Gazetesi



yasamimizi RABBİMİZe adayanlardan olma duamiz ile..
zorba surulerıne karsi bize RABBİMİZ yeter..


selam ve dua ile..
Ekleme Tarihi: 07.04.2006 - 21:47
Bu mesajı bildir   omer furkan üyenin diğer mesajları omer furkan`in Profili omer furkan Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 871 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
gocmenkuslar (56), fatihalperen (40), cumababa (64), osman karaca (59), selim444 (33), furkan2005 (44), sena_66 (56), sebo1963 (61), manolya (59), sertkaya (54), sofigardas (44), MEHMET_1960 (64), dursun ali (68), cepkamil (51), romen (42), selim_wien (42), awsaroglu (49), tekin58 (59), sahabegulu (47), hintavi (47), sivassporlu (38), hakký özka.. (59), Hayriye Esra (38), eylem (49), nurdane_unlu (58), tüncay (46), uzaktaki (48), Goblin (37), aliyasar (60), ozturk yasin (61), iborrr (59), Elbistan (44), s_a_r_a_ (36), HABÝBE (39), sefaiscan20 (35), YAKAMOZ42 (44), p_rens (69), metin007 (47), P_kardes (51), mehmetturkmen (46), Bayramalptekin (60), sitemkar (44), ATEKER (51), muco_15 (39), hicran (37), beyondvision (38), Konyali_Yakup (38), Hayat-i (55), Ece (38), Meviza29 (51), meaksa (39), Pfantom (63), INCE (52), musab27 (46), vuslaterimi (39), nisa06 (53), nisan3aknur (49), KabirYolcusu (40), ates_2001 (40), Gundepster (44), BiLMARUF (51), haroun66 (38), benmuzo27 (46), ahmet349 (39), O NA KAVUÞMAK (37), kadir_1818 (49), kadir_kadir (49), siblako (51), kökan (51), ünsal (46), hasanözen (54), y-o-l-c-u (45), EFSANE35 (50), nbalâ has.. (32), yusufla (45), tomi56 (34), yavuzselim (48), huseyin22 (50), insanlýk.. (36), code10 (49), Barbaros tas (65), mahinur40 (49), kerbela_ (38), furkan71 (53), macfurkan (48), Atomcan (49), bukey musab (39), benlikolmas&yac.. (37), serdaroglu1 (79), comert_harun (39), Musabbukey (39), rduman07 (39), erolxyz (46), prenses82 (42), mErVe.. (38), sakinliman (57), sofi180 (38), msene (50), yavuz1d (42), Muhammed74 (50), travaci (51)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.53934 saniyede açıldı