*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

268 Sonuç - Yeni Arama

Sayfa (14): (1) 2 3 Devam >

Ekleyen

Mesaj

Konu:

KUR'AN ve HAYATIMIZ icin.. Haydi gelin...

	omer furkan

401 Mesaj -

ve aleykes selam
ve rahme ve berakatuhu

Rahman Rahim olan Allah'ın adıyla
1- Vakıa (kesin bir gerçek olan kıyamet) vuku bulduğu zaman,
2- Onun vukuuna (gerçekleşmesine artık) yalan diyecek yoktur.
3- O aşağılatıcı, yücelticidir.
4- Yer, şiddetli bir sarsıntıyla sarsıldığı,
5- Ve dağlar darmadağın olup ufalandığı,
6-Derken toz duman halinde dağılıp-savrulduğu,
7- Ve sizler de üç sınıf olduğunuz zaman;
8- İşte o "Ashab-ı Meymene", ne (kutludur o) "Ashab-ı Meymene".
9- "Ashab-ı Meş'eme" ne (mutsuz ve uğursuzdur o) "Ashab-ı Meş'eme".
10- Yarışıp öne geçenler de, öne geçmiş öncülerdir.
11- İşte onlar, yakınlaştırılmış (mukarreb) olanlardır.
12- Nimetlerle-donatılmış cennetler içinde;
13- Birçoğu geçmiş (ümmet)lerden,
14- Birazı da sonrakilerden.

sure müthis bir kiyamet sahnesi ile bizlere kendisini sunmakta..
insanligin muhtac oldugu ve azametini heran yasadigi buyuk kütlelerin en kücük taneler halini aldigi atmosferin icine bizleri cagirmakta..
simdi tüm insanlikla beraber biz de bu resmin icinde beklemekteyiz..

ve tüm insanlik üc sinifa bölünmekte...

ilk bahsedilenler kutlu bir müjdenin derin bir huzurun kapladigi sakinlige kavusanlar.. iste onlar hayatlarinda hep dogrulara sarilanlar fitratlarinin sesi üzere yol takip edenler..

ikinci sinif olarak tasnif olanlar.. vay onlarin haline.. ne derin bir mutsuzluga gömülmüs durundadirlar.. ne büyük bir yikim..
cilginca kavrulan ates onlari cagirmakta.. az sonra azabi tadma zamani.. azab öncesi yaptiklari kötülüklerin karsiligi olarak azab..
hak olarak gordukleri zalimligin karsiligi olarak en güzel hak..

ve ücüncüler önde gidenler.. iste onlar dogrulara sarilanlar ve kötülüge karsi da mücadele edenler hic bitmek bilmez bir sevginin eseri olarak sürekli mücadele icinde olanlar..
onlar icin özel bir hizmet var.. cok özel bir hizmet bu..

fakat su bir gercek ki zaman ilerledikce o "vakia" yaklastikca insanlar icinden boylelerinin sayisi azalmakta..
bu sebeple önde gidenlerin sayisi gecmis ümmetlerin icinde cok daha fazla

sonrakilerden ise pek azi böylesi güzellikler icin mücadele/cihad etmekte..

Rabbim bizleri de bu kutlu yolunda sürekli mücadele edenler safina kabul et..
vakia cok yakin..

Ekleme Tarihi: 09.02.2007 - 10:14

Konu: El Fetih Hamas gerilimi derinleşiyor

	omer furkan

401 Mesaj -

selamun aleykum
Rabbimin selami kardeslerimin üzerine olsun..

HAMAS filistin halki tarafindan yapilan secimlerde tüm secim gözlemcileri tarafindan ortak bir kanaat olarak en adil bir sekilde büyük bir destekle iktidara gelmistir. bu iktidari efsane liderleri yaser arafatin partisi EL-FETHden devralmasi gerekirken
EL-FETHin basinda bulunan ve baskanlik koltugunda görev yapan mahmud abbas bu iktidarin tüm yetkilerini HAMASA devretmemistir. özellikle güvenlik teskilati konusunda tam bir iki kutuplu ortamin dogmasina sebebiyet vermis ve HAMAS iktidarini köseye sıkıstırarak usaklik yaptigi modernist politikalara eklemlenmeye calismistir.
ve ysanan son gelismeler bizlere artik el-FETHin halk nazarindaki desteginin son derece dusuk bir seviyeye düsmesini göstermektedir. cünkü el-feth grubu büyük cogunlugu ile siyonistlerin politikalari ile ortak hareket eden bir yapi halini almistir. son donemde siyonistlerin kendi elleri ile teslim ettikleri yakin muharebe silahlari ve techizatlari ile kendilerine özel bir silahli ordu yapilanmasi icersine girerek HAMAS iktidarina darbe girisiminde bulunmak istemektedirler. daha gecen hafta buyuk seytan ABD den 85 milyon dolarlik mali destek almis ayrica siyonist toplulugun FİLİSTİN Halkinin geliri olan gumruk gelirlerine el koydugu paranin 100 milyon dolarini da bu isbirlikci cetelere teslim etmistir. oysa bu para iktidardaki HAMAS'a teslim edilerek halka hizmet olarak kullanilacakti.

fakat bu noktada söyle bir aciklamanin yapilmasi gerekmektedir. EL FETH İcerisnde farkli direnis gruplari mevcuddur ve bu direnis gruplarindan hepsi EL-feth grubunun darbeci/yagmaci cetevari saldirilarina destek vermemektedir.

nitekim filistinde el-fethe bagli ve basini muhammed dahlan gibi bir satilmisin cektigi toplulugun Hamas iktidarina olan saldirilarina ragmen gecen hafta siyonistlerin kontrolundeki eliattaki istishad eylemini el-fethe ve hamasa bagli direnis gruplarindan bazisi ortak sahiplenmistir. hamas iktidarindan bu eylem ile ilgili olumlu aciklamalar gelirken el-fethin basinda bulunan mahmud abbas gibi sefil birinden sefilce bir kinama gelmistir.

iste bu sebeple yasanan gelismeleri tek bir pencereden deil daha külli bir perspektiften degerlendirmemiz gerekmektedir.

ve yasanan olaylara HAMAS - EL FETH arasindaki bir catisma deil
HAMAS ile kendilerini siyonistlerin kirli paralarina satmis basini da mahmud abbas ve muhammed dahlanin cektigi darbeci cetelerin arasindaki bir sorun olarak görmemiz gerekmektedir.

ve müslümanlara düsen görev de bölgeden gelen haberleri fitne/fesatcilarin aciklamalari ile deil kardeslerimizin aciklamalari üzerinden kritige tabi tutarak gerekli yardimlarimizi esirgemeksizin mücadele etmektir insaALLAH..

selam ve dua ile..

Ekleme Tarihi: 03.02.2007 - 14:57

Konu: "UYKU"muzdan "KALK"acagiz insaALLAH...

	omer furkan

"UYKU"muzdan "KALK"acagiz insaALLAH...

401 Mesaj -

Selamun aleykum
Rabbimin Selami kardeslerimin üzerine olsun..

ilk nazil olan ayetlerdendi o kutlu söz..
gecenin bir yarisinda bizleri kiyama davet ediyordu..
tabiat/sehir yari ölü halini almis derin bir uykuya dalmisti..
Rabbimiz kendisine gönülden teslim olanlari cagiriyordu..
"Kalk(in)!" (müzzemmil/2)
Gecenin bir vaktinde istiyordu özellikle..
Gündüz mesakkatinden uzak bir anda..
Ses/gürültünün uzak aninda...
Rabbimiz,
terbiye edicilerin en güzeli Rabbimiz..
Bizi cagiriyor terbiye mekanina..
Secde/boyun egme mekanina..

Hani onun sanini yücelten
sabah aksam hic üsenmeksizin tesbih eden melekler var ya..
iste onlar ile beraber cemaat olmaya davet..
ve bu kutlu terbiye/arinma ani ile beraber bir mesaj/ayet daha:
"kur'ani tane tane oku" (müzzemmil/4)
Kur'an / tane tane ( uzun uzun düsüne düsüne / sindire sindire /
Derin bir tefekkür ile ) oku..
Hayatinin her bir anina nufuz eden, konusma tarzindan yürüyüsüne dek
Seni insa eden bir kitabi okuyorsun bu sebeple dikkatli oku/düsün..
Daha ilk inen ayetler, tuhaf derin bir huzur ile beraber gelen heyecan
Derin bir saskinligin pesinden gelen sonsuz bir mutlulugu haber veren heyecan..
İnen ayet sayisi bir elin parmaklari kadar ama öylesi bir fetih gerceklesiyor ki..
Fethin mekani yürekler.. önce yürekler.. hersey orda..
Teslim olan yürekler derin bir tefekkür ile cehaletin zifiri karanligindan
İlmin aydinligina kosuyor...

Ayet sayisi bir elin parmaklarina gecmiyor ama öylesi bir devrim/degisim basliyor ki..
Öylesi bir devrim ki:
Daha önce de tebessüm ediyordu bu yüz, ama simdi bir baksa tebessüm..
Konusan dil ayni dil ama konusulan cümleler bir baksa düzene kavusuyor..
Veren el daha bir baksa güzel veren el oluyor...
Yenilen yemekler daha baksa lezzet veriyor..
Tuhaf bir iletisim basliyor bu kitabin etrafinda..
ALLAH celle celaluhu deniyor ya..
Bir baksa his kapliyor gögüsleri, bir baksa sicaklik..
Farkli bir duygu kipirdaniyor gönüllerde,
Farkli bir sebep icin dökülüyor gözyaşlari..
Farkli bir sebep...

Bir devrim gerceklesiyor..
Kurtuluş ani..
Kalk diyen o ses kapleri fethediyor..
Fethedilen kalpler icin müjde haberleri yayiliyor..
Cennet tebessüm ediyor..
Cömert bir ev sahibligi duygusu ile daha bir güzellesiyor..
Her fetih onu daha da güzellestiriyor..

Bir baskadir O en güzel terbiye edenin/Rabbimizin sözü..
Bir baskadir Rabbim senin sözlerin..
"Tasinmasi) agir bir söz" (müzzemmil/5)
Senin ugruna herseyini yeniden inşa edecek/düzenleyecek bir söz

Ama verdigi huzur hicbir şeye degistirileyecek mükafati haber veriyor..
Senin rizana kavusmak..

Rabbim uykularin zifriyatin cehaletin gafleten en derin aninda
Bizleri kalkmaya / kiyama davet eden Rabbim..
Bizleri davetine icabet edenler arasina al..
Kalplerimizde o kutlu fethini gerceklestir..

Muhakkak ki sen en dogruyu söylersin.
Çünkü sen herseyin bilgisine sahip olan yegane olan
EHAD olan ALLAH 'azze ve cellesin..

Selam ve dua ile..

Ekleme Tarihi: 03.02.2007 - 12:13

Konu: unutur muyuz sandın ey sultan-ı şuara...!

	omer furkan

muhammed akif'i anmak, onu anlamak...

401 Mesaj -

Selamun aleykum
Rabbimin selami kardeslerimin üzerine olsun...

Gözlerimizi hayata actigimiz bu topraklarin öykülerini okurken sadece bir hikaye,masal okurcasina elde edilen heyulanin lezzetinden sıyrılarak "tefekkür ederek", "ibret alma" Salih/doğru ameliyesini hayatimiza tatbik etme erdemine ulasmaliyiz. Ki müslüman olmanin , rasulullah (s.a.v)'in kur'ani tatbikatinin adi olan sünnetinin anlamini iliklerimize isleyelim. İsleyelim ki "ed-din" olan islamin sahih cizgisinin sahidligini yapanlarin yolunda olanlardan olarak Rabbimizin rizasina kavusalim..

İşte yasadigimiz bu topraklardan gecen bir müslüman-mütefekkir.. yasadigi topraklarin bulundugu kesit icindeki hazin hikayesinin adeta bir münevveri.. öyle bir münevver ki etrafa yaydigi isik bugunun nesillerince an be an hissedilmekte..
Bahsi gecen müslüman münevver-mütefekkir Mumanned akif Ersoy.

Yasadigi dönem ümmetin ulus-devlet fitnesi ile parcalandigi, emperyal dunyanin bilginin degerini farkli bir ahlaki/siz kurgu ile formullestirerek "ekini ve nesli ifsad eden" acgözlülükle insanlarin emeklerini calan ve bu caldiklarini kendi topraklarinda istifleyenlerin cirit attigi vahsi kapitalizmin zirve anlari..
Bugun Türkiye olarak bilinen bu topraklarin adi o gün osmanli idi ve mehmed akif bir donemler memuriyet gorevini yaptigi misir topraklarinin emperyel/batinin vesveseleri ile elden ciktigi doneme sahidlik etmistir. Osmanli aciz bir durumdadir. Kendi baskentinde/istanbulda emperyallere usaklik yapma acizligini yasamaktadir. Anadoluda ise düsmana(gavura) karsi yerel cete düzeyinde mücadele örnekleri verilir. Cünkü osmanli ordulari büyük cografyanin dort bir tarafinda onlarca yildir sarfedilen cephe savaslarinda yorgun dusmus ve parcalanmistir.

Cografyanin hangi topragi yoktur ki orda savas olmamistir. Hangimizin dedelerinin anlatmadigi bir savas hikayesi vardir??? Boylesi bir travmayi yasayan kac nesil vardir.. iste bu yasanan travma icersinde kitlelere cikis noktasi,huzur kaynagi olarak sunulan recetenin ismi ulusculuk olmustur. Ve bu fitneden Anadolu da nasibini almistir. Jontürklerin uzantsi olan İttihad ve terakki firkasi anadoludan bir ulus-devlet ortaya cikarmistir. Kendilerinin anlata anlata bitiremedikleri Lozan anlasmasinin maddeleri ile beraber ırak, Suriye,Lübnan Filistin topraklarini da usaklik yaptiklari batililara teslim etmislerdir. Burunlarinin ucundaki ege adalarini da denize döktüklerini soyledikleri yunanlilara.. büyük deha ismet inönü'nun yaptigi usakligin örnekligi tarihte az rastlanir bir diplomatik basari olarak bugunun (uyutulan) nesillerine yutturulmustur. Ve bu usakligin karsiliği olarak kendilerine bahsedilen Anadolu topraklarinda yine kendilerinin deger yargilari, ahlak(sizlik)lari üzerine kurulu bir "hükümeti" bu zümreye bahşetmislerdir.
Mehmed akif bu hengame icersinde yaklasik dort yil mecliste sessiz sedasiz olanlari takip etmektedir. Kim bilir belki de hükümet'in icraatlerini niyetlerini anlama ile mesguldur. Cünkü bu meclis kurulurken ulus-deletin bütün kaidelerini biranda yerlestirmemistir. Nitekim "resmi ideologlarin" ulu önderleri NUTUK adli eserinde bu cabanin belli asamalari katedilene kadar halkin/avamin degerlerini nasil da kullanmak gerektiginden bahsetmektedir. İste bu kullanilan degerleri mehmed akif bu cati altinda desifre etmenin cabasina düstügü an kendisini misirda sürgünde bulmustur.

Mehmed akif hayatinin son yillarini misirda aci icinde gecirmistir. Ve kendisi vefat ettiginde istanbula getirilerek süleymaniye camiinde kilinan cenaze namazi ile defnedilir. Cenaze namazini 1936 yilinda ogunun anadolusunda resmi ideolojiye muhalif olan halk kilmistir. Resmi ideologlar ve ulu onderler ise biyik altindan gülmenin sefilligi icindedirler. Cünkü onlar farkindalardi ki kendi modern batici ulus-devlet sablonlarinin önündeki en onemli muhaliflerden biri olan islamci-ümmetci münevver bir mütefekkir engeli ortadan kalkmistir. Oysa gercekler hic de onlarin düsündükleri gibi deildir. Bu münevver mürebbi mütefekkirin sactigi isik bugun de anadolunun bagrindan cikmis Rabbine ve O'nun reslunun(s.a.v)'in yoluna sevdalilarin yolunu aydinlatmaktadir. Onlarin söndürmeye calistiklari nur'u Rabbim elbette tamamlayacaktir.

İste bu hazin hikayeden alinacak bir ibret olsa gerektir. Türkiye adini verdikleri bu topraklarda haklin islami degerlerine savas acanlar, müslüman kitlelerin dini yasamlarini asagilayan zorbalar ve takipcileri bugun de ayni yöntemleri kullanmaktadir ve onlara muhalif olanlarin takip ettigi yol her gecen gün Rabbimizin yardimi ile genislemektedir.

Mehmed akif de her insan gibi dogrulari ve yanlislari ile Rabbimize hesap verecek. Ve elbette ona düsmanlik edenler de Rabbimize hesap verecek.
Vay o gün Rabbine düsmanlik edenlerin haline..
Vay o gün iskence eden zorbalarin haline..

Rabbim bizleri ibret alanlardan ve aldigi ibret ile yasamini islah edenlerden kil..
Bizler seni cokca sevenlerden olmak isteyen müslümanlariz..

Selam ve dua ile..

Ekleme Tarihi: 27.12.2006 - 11:16

Konu: Çukurova Üniversitesi'nde başörtülü avı başlatıldı...

	omer furkan

401 Mesaj -

selamun aleykum
Rabbimin selami kardeslerimin üzerine olsun..

bu tür olaylar türkiye cografyasinda ne yazikki artik "kanıksanacak derecede normal" karsilaniyor. insanin batil bir paradigmanin pencesindeki bilgi dagarcigi onu ne kadar yoz bir uygulamanin icersine surukluyor da ne kadar acinasi halleere düsüyor farkinda deil. fakat bu acinasi halleri elbette yegane adaletin oldugu o güne dek gönülden gelen bir tövbe ve ardindan hakikate sarilma erdemi gerceklesmez ise büyük bir azab ile mükafatlandirilacaktir.
insan denilen varlik ancak özüne fitratina tabiatina uygun olarak hareket ettigi müddetce adaletin terazizini dengede tutabilir. yok tabiatina aykırı davranmakta israr ederse yaptigi zulumleri göremeyecek derecede yoz bir bilgiden beslenecek ve etrafina olan zulmu devam edecektir.

iste insan oglunun hak ve batil mücadelesinin bilgi/epistemolojik temelinde yatan gercek böylesi bir isleve sahiptir.
bilgiyi Rabbinden gelen vahye göre ve tabiatin kendi dogrularina uygun olarak tanimlayanlar hakikatin terazisine sahip olacak, bilginin kaynagini sinirli imkanlari icersinde kendi hevasinin aleti haline getirenler ise batilin pencesinde esareti ile zalimlerin safinda yerini alacaktir.

ve Rabbim zalimlere bu hal üzere olduklari müddetce magfiret etmeyecektir.

cünkü o gercekten adalet sahibidir.

bize düsen görev batila karsi sürekli olarak hakki sahidlestirmek olacaktir. okulda evde iste toplantilarimizda sevinclerimizde üzüntülerimizde her zaman hakkin sahidligi insaALLAH..

selam ve dua ile..

Ekleme Tarihi: 13.12.2006 - 11:16

Konu: Hacca gitmeden SON Ilahim (GURURLANMA INSANOGLU)

	omer furkan

401 Mesaj -

ve aleykum selam
Rabbimin selami kardeslerimin üzerine olsun...

güzel kardesim benim;
Rabbim kendisine teslim olman sebebi ile senin icin nice nimetler hazirlamistir..

kalbi tefekkür ile yöneldigin kible, seni asla pisman etmeyecek, blakis hic tahammulumuzde olmayan bir mutluluk ile karsilayacaktir..

Rabbimize yönelen her yüz, serefin izzetin sahidligini etrafindakilere gösterecektir. "yürüyen" vahiy/İlahi kelam/söz olmak kur'anin bir sifati olan NUR sifatinin hikmeti geregi etrafini aydinlatan bir isik oldugunun belirtisi halini almaktir. ve insaALLAH mü'min olmanin bu güzel vasiflarini kusanmakta,onun hicab/örtüsü ile örtünmekte önde gidenlerden olursun.

ölüm tek bir defa gelecek ise; bu tek bir defa gelecek olani en güzel sekilde misafir edebilenlere ne mutlu deil mi ?
ne mutludur o kisi ki sonsuz nimetler sahibine en kiymetli emanetini serefle teslim etmistir.
Rabbim seni en degerli varligini/emanetini O'nun rizasina kavusmak icin "borc verenlerden" kilsin..

iste bizim Rabbimiz böylesi deger verendir.sahibi'nin kendisi oldugu seyi en cok deger verdiginden,en cok sevdiginden biz/mü'minlerden "borc isteyendir". karsiliginda O'nun rizasi.
sadece O'nun rizasi insaALLAH...

"lebbeyk" sözünü yalniz ve yalniz O'na has kilabilenler olmak ne büyük erdem ne büyük şeref.

Rabbim "en şerefli varlik" olmanin sahidligini bizlere de bagisla..

el-HAK; yalniz ve yalniz Rabbine teslim olarak mü'min olana HELAL olmustur insaALLAH..

yolun aydinlik olsun güzel kardesim..
gözlerinin isigi hic sönmesin insaALLAH...

selam ve dua ilesin güzel insan..

Ekleme Tarihi: 13.12.2006 - 10:33

Konu: lübnan'da müslümanlar örnek bir sahidlik gösteriyor...

	omer furkan

lübnan'da müslümanlar örnek bir sahidlik gösteriyor...

401 Mesaj -

Selamun aleykum
Rabbimin selami kardeslerimin üzerine olsun..

müslüman olmamızın geregi olarak yasadigimiz topraklarda birer emanetci oldugumuzun bilincindeyiz.emaneti en guzel sekilde sahibine teslim edecegimiz gunun cok yakin oldugunun da bilincindeyiz...

Cevremizde gelisen olaylara bakisimiz bizlerin hangi noktada nasil konumlandigimizi da belirleyecektir..bugun yakin cografyamizdaki her gelismenin tarihi önemi oldugunu hatrimizda tutmaliyiz. Gercekten yasadigimiz dönem insanlik tarihi acisindan siradan günler deil. Belki siradan günler yasayan cografyalar varolabilir bu alemde fakat biz müslümanlarin yasadigi cografya siradan gunleri coktan geride birakti. Zaten islamin diriligi,serefi,azameti karsisinda cografyanin tabi oldugu teslimiyet, onu heran degerli, önemli, şerefli kilar.
Bugunlerde basta irak,Afganistan,Filistin,cecenistan,Lübnan,sudan,Somali,iran,Türkiye,Suudi Arabistan,misir,Cezayir gibi memleketlerde yasananlar müslümanlarin önümüzdeki yillarindaki siyasi-ictimai toplumsal düzenlemelerine zeminler olusturmakta.

Büyük ortadogu adini verdikleri politik manevralari ile müslümanlari "terbiye" etmeye soyunan emperyalist-evanjelik-siyonist-anglo sakson güruhun ortak zeminini menfaat üzerine kurulu carpik dini algilari ve dünyevi cikarlari belirlerken müslümanlrin tek bir direnis hatti söz konusudur onun adi da islamdir. Zaten İslam kendi icerisinde düsmanina/şeytaniyata karsi bircok mevziler olurturmanin imkanlarini da olusturmustur. Bu mevziler kimi zaman örgenci olan bir müslümanin okulda gösterdigi mücadele,kimi zaman sivil toplum kurulusu olarak gösterdigi dayanisma ve direncte, kimi zaman bir sohbet halkasinda,kimi zaman dağlarda ,düsmanina yönlendirdigi silahinda, kimi zaman giyiminde kusaminda,oturusunda kalkmasinda kendisini ifade eder. Bunlarin hepsi dusmana/şeytaniyata karsi olan mücadelede Rabbinin rizasina ulasma adina birer mevzi/direnis hattina imkan verir..

Düsmanin/şeytanin bu büyük direnis hattina karsi olan mücadelesi her cephede yenilgi haberleri ile sarsiliyor. Size en son yenilgi haberini lübnandan vermek isterim. Ve bu büyük yenilginin biz müslümanlar icin büyük zaferler arasina not edilmesini, birbirimize olan sevgi ve kardeslik bagimizi daha da sıkı hale getirmesini Rabbimden dilerim.

Haber lübnandan.. lübnanda şii-sünni ayriligi ile müslümanlari birbirine kirdirmak öldürmek isteyen bu zalimler tayfasi dün büyük bir tokat yemislerdir. Bu tokat Lübnan sokaklarinda Sünni bir alim olan fethi yekenin arkasinda saf tutan binlerce şii ve sünninin namaz sonrasi yapmis olduklari vahdet/birlik duasi ile taclandirilmistir.hepsi birbirinin eline tutarak LA İLAHE İLLALLAH nidalari ile küffara tarihi bir ders vermistir..

Bu birlikteligin olusmasindan memnun olmayan zihinler hangi zeminde durduklarini gayet iyi bi sekilde gözler önüne seriyorlar.

Rabbim müslümanlarin gözyaslarini elbette dindirecektir. Yeterki bizler O'nun ayetlerine tabi olalim ve bu yolda hic bitmek bilmez bir sevgi ile sürekli mücadele/cihad edelim..

Zafer inananlarindir. Bugun/dünyada deilse yarin/ahirette muhakkak..

Selam ve dua ile...

Ekleme Tarihi: 09.12.2006 - 11:43

Konu: katolik PAPA'nin projesi ve BİZ/müslümanlar

	omer furkan

RE: katolik PAPA'nin projesi ve BİZ/müslümanlar

401 Mesaj -

selamun aleykum
Rabbimin selami kardeslerimin üzerine olsun...

Alıntı
Orijınalı muhammedparisa

Alıntı

" emr-i bil ma'ruf nehy-i 'anil münker " ilkemiz geregince "farkli karakterlere mizaclara sahip" biz Müslümanlara yakisir "en dogru" tavir nedir ??

birbirimizi sevmemek için o kadar çok neden buluyoruz ki farklı mizaçları yanyana getirmek neredeyse imkansız.
konunuzu okudum ve sadece acı acı güldüm.

kardesim muhammed,

konuyu bu sekilde istikametinden farkli bir mecraya yönlendirmek istemezdim fakat bir iki kelam etmenin de gerekliligini hissettim.

genel olarak müslüman kardeslerimiz arasinda gördügümüz,hissettigimiz bu tür davranislar ( birbirimizi sevmemek icin bulunan bahaneler?? ) tüm kardeslerimiz icin gecerli tespitler deildir. elbette tespitimizin icersinde de görülen farkli mizac,karakter,huy vs.. yapilari sebebi ile bir konudaki fikrini farkli usluplar ile ifade edenlerimiz vardir. bu usluplarin icerisinde en hakiki/dogru olanin hükümü "akliselim olan vicdanlarimiz" zaten veriyor. fakat yazinizda benim icin önemli olan nokta şudur: Rabbimiz mü'minleri birbirlerine karsi son derece sefkatli,birbirlerine simsiki baglanmis kale duvarlari gibi hatta öyle eritilmis bir maden gibi kaynasmis olarak nitelerken bizlere düsen görev ümidsizlik hali icersinde aci aci gülümsemelerden ziyade vakarli bir durusu sahidlestirmeye dönük mesajlara sarilmak ve bu mesajlari yasamsal alanlarimiza hakim kilmak olacaktir. aslinda yazida zikri gecen hristiyanlar arasinda ve yine hatirlanmasi gereken yahudiler arasindaki ayrilik göründügünden cok daha derindir. onlar icin bütün mezhepler ayri birer dindir.dolayisi ile bütün mezhepler bir diger mezhepi kafir ilan etmistir. fakat bir müslüman icin ayni durum söz konusu olamaz/olmamali. böylesi davranislar tespitler icerisine girenleri ilmi/kurani gerceklerimiz hakikatin karsisinda teslime zorlayacaktir.

bugun irakta yasanan bir gercek var tüm dünyaya tam 3 yildir yalan haberler yayan tüm propaganda araclarini elinde bulunduran her türlü imkana sahip hacli ordulari orada müslümanlar arasindaki fitne atesini alevlendirmenin telasinda olmalarina ragmen kendileri bu atesin icerisinde bogulmaktalar. müslümanlar arasinda ajanlari ile yüzlerce fitne bombalari patlatmalarina ragmen hala istedikleri mezhep savaslarini baslatabilmis deiller. bunu her ne kadar iddia etseler de hala mevcud deil. iste bu durum müslüman kardeslerimizin haline bakinca aci aci gülmemiz gereken bir durumdan ziyade böylesi buhranlarin icerisinde dahi farkli mezheplere,ekollere ragbet etmis olmasina ragmen vakarini koruyabilen müslüman kardeslerimizin cogunlukta oldugunun delili olarak da okunmali..

iste simdi PAPA ve diger din/mezhep müntesipleri hristiyan ve siyonistler bu durum karsisinda öfkelerinden parmaklarini isirmaktalar ve hala müslümanlar arasinda kanli savaslarin baslamasi icin caba sarfediyorlar..

tarih cok buyuk olaylara sahidlik ediyor. ve bizler birbirimizi sevmek icin yeterli olanin cok uzerinde bir gecmise sahibiz. insaAllah bunun da sahidligini yasamimiz ile alemlere gösteriyoruz ve gösterecegiz.

zalimler zalimliklerinde israr etseler de Rabbimiz nurunu mü'minlerin eli ile tamamlamak ister..

selam ve dua ilesin kardesim..

Ekleme Tarihi: 29.11.2006 - 10:02

Konu: RAVDA YÖNETIMINİ KI-NI-YO-RUM..şanlı Bayragımızı papanın ayaklarının ve haçının altına sermişler..

	omer furkan

401 Mesaj -

selamun aleykum
Rabbimin selami kardeslerimin üzerine olsun...

bayrak ?

hayatimiza kattigimiz semboller kimi zaman en kutsal degerlerimiz haline gelebiliyor.. fakat bu kudsiyetin NE?,NEDEN?,NE ZAMAN?,NEREDE? KİM? soruları ile karsilastiginda HAKİKAT'in ortaya cikamasindan sonraki hali cogu zaman icler acisi bir hal almakta...

iste türkiyede yasayan müslümanlar olarak bizlerin de zihinlerinde yasadigi bir travmadir BAYRAK...

simdi birileri hilal ve yildiz ile bezenmis al renkli bayragin tarihi seruvenine biraz göz atmali..

acaba bu bayrak gercekten müslümanlarin hassasiyetini temsil etmesi icin mi "resmi ideoloji" tarafindan "tek partili" demokratik yillarimizda "1936" yilinda türkiye ulus devletinin resmi sembolü olarak belirlendi ???

acaba mehmet akif ersoy'un bahsettigi hilal "resmi ideolojinin hilal ve ay ile bezedigi ulus-devleti temsil eden bayrak miydi ?? yoksa tüm müslümanlari icersine alan ve adina da "hilafet" denen makami temsile dayali hilal mi idi?

ugruna binlerce sehidin verildigi mücadeleyi acaba bu bayrak mi temsil ediyordu yoksa baska bir bayrak mi ? canakkalede osmanli olarak savasan mücahidlerin bayragi bu bayrak miydi ??

hakikat nedir ? birilerinin kutsal olarak bizlere sundugu bu bayrak Rabbimiz katinda gercekten suan icin ne degerdedir ??

zihinlerimizi dumura ugratanlar kendi aramizdaki celiskiler karsisinda ne kadar komik durumlara dusebildigimize de gülmeye devam ediyor...

kuvayi milliyeci/darbeci-dikta laik-ulus kadrolarin 7'den 70'e bu topraklarin insanlarinin karsisina diktigi bu sembol hakikaten müslümanlari böylesi celiskilere gark etmemeliydi...

müslümanlar Rasulullah'in mesajlarini Rabbinin ayetlerini siar edinen sembollere ayetlere kudsiyet atfetmeliydi...

bugun suudi rejiminin bayragi icinde "lailaheillallah" olan tevhidi bir bayrak olmasina ragmen kim diyebilir ki Rabbimizin rizasina uygun amelleri siar edindiler ?

semboller ile aldatilmak bizlere yakismaz...
gercekler ile, apacik olanlar ile Rabbimizin bizleri hakikati ile dirilttigi ayetler ile bu sembolü yeniden okumaliyiz...

ve asil KINANMASI gereken "ŞEY"LER'i bulmaliyiz...

yoksa celiskilerimiz icinde bogulup gidecegiz ...

ve bizler bundan RABBİMİZE siginanlariz insaALLAH..

SELAM VE DUA ile..

Ekleme Tarihi: 28.11.2006 - 15:20

Konu: katolik PAPA'nin projesi ve BİZ/müslümanlar

	omer furkan

katolik PAPA'nin projesi ve BİZ/müslümanlar

401 Mesaj -

Selamun aleykum
Rabbimin selami kardeslerimin üzerine olsun...

Müslümanlarin bir mesele üzerinde farkli düsünceleri pay edip emr-i bil ma'ruf nehy-i anil münker kaidesini sahidlestirmeleri bizler icin essiz ibretler icerir...

Emr-i bil ma'ruf nehy-i anil münker...

İyi olani güzel olan hakkin göstergesi olani tavsiye ederek pratik karsiliklarini hayatimiza hakim davranislar haline getirmek ve kötü olani cirkin olani sapkinligin göstergesi olan seyleri hayatimizin tüm nüfus alanlarindan uzaklastirmanin gayreti/cihadi...

Bu kaidenin her müslüman icin bir siar oldugu hakikattir.. velakin bu hakikatin uygulama alanlarinda yasanan problemlerin de varligi hakikattir.. bu problemlerin temelinde yatan sebepler arasinda kisilerin karakter/huy,seciye gibi tabii hallerinin etkileri muhakkak..
Simdi tabakat kitaplarindan okudugumuz bir hz.ömer'in karakteri ile hz.osmanin karakterini aynı saya bilir miyiz ? bu mümkün müdür ? el-cevap: elbette mümkün deildir..
Hz.ömer'in bir emri uygulamada gösterdigi azim ve gayret sert mizacinin yansimalari olarak kayitlara gecmistir. O kafirlerin kendisinden tir tir korktugu ellerinin ayakalrinin titredigi bir heybeti barindirir bu yapisi ile.. fakat hz.osmanin mizaci cok daha farklidir, olaylar karsisinda daha sakin daha yumusak tavirlar takindigi gorulur düsünce yapisi ayetleri yorumlama ve uygulama metodlari biraz daha farklidir ve oyle de olmustur. Nitekim hz.ömerin hilafet döneminde İslam topraklarina tayin ettigi yöneticiler arasinda hicbir yakınını yerlestirmemesine ragmen hz.osmanin hilafet döneminde yakin akrabalarindan kisilerin israrlarina gösterdigi yumusak tavir onlarin tulaka'dan ( mekke'nin fethinden sonra müslüman olan ) olmasina ragmen yönetici makamlarina gelmesini kolaylastirmistir..

Simdi bizler icin ashabin uygulamalarini arastirmak gelecegimizi insa etmemiz icin önemli kazanimlar icerir.. tarihin yapraklarini her defasinda yeniden okumak, zihinlerimizde farkli pencerelerden de bir olaya bakabilme imkani hazirlaycaktir.. ve dogru olan ile "en dogru olan" arasindaki basamak degerlerini de yakalamamiz kolaylasacaktir..

Bu uzun aciklamayi yapmamin sebebi yasadigimiz topraklara gelen Katolik hristiyanlarin ruhani lideri -ki onlara göre papa teslis inancindaki üclemenin dünyadaki temsilcisidir- 16.benediktus'un uygulamalarina karsi müslümanlarin gösterdigi eylemleri "en dogru" olma yolunda okuma imkanini olusturma cabasidir..
Tüm dünyada ana fikir olarak Katolik kilisesi vatikana ait oldugu bilinen ve 1960'li yillarda gündeme getirilip son 10 yillik zaman icinde müslüman olan cemaat ve kisilerin de icine dahil edildigi dinler arasi diyalog cabalarinin bir merhalesi de papanin türkiyeye gelmesidir.. farkinda olmamiz gereken önemli ama israrla gözlerden uzak tutulan ayrintilari bulmamiz gerekiyor..
Öncelikle sunu soylemeliyiz ki hristiyanlar'in kendi aralarindaki mezhebi ayriliklari müslümanlarin kendi aralarindaki mezhebi ayriliklar ile ayni özellikte deildir.. hristiyan dunyasindaki Katolik, Ortodoks, gregoryan,evanjelik , Protestan vs.. mezheplerin hepsi onlar icin ayri birer dindir. Fakat İslam dunyasinda vahdet temel kriterdir "lailahe illallah muhammederresulullah" sözünü siar edinen herkes müslümandir.islam dini icersindedir..
1960'li yillarda bütün hristiyanlarin hamisi oldugu düsüncesinden israrla vazgecmeyen Katolik Vatikan hükümeti'nin dinler arasi diyalog projesinin temelinde yatan faktör öncelikle yakin cevresinde bulunan Ortodoks kilisesi -ki bugun istanbuldaki fener rum patriginin temsil ettigi mezhep/din-, gregoryan(Ermenilerin ragbet ettigi mezhep), evanjelik( özellikle bugun ortadogu üzerinde projeleri olan ABD-siyonist cephenin ragbetindeki ekol) Protestan -ki avrupadaki aydinlanma hareketine mensup olan filozof-din adamlarinin tabi oldugu mezhep/dinler ile diyalogu amaclamis ve daha sonra dünyada müslümanlarin da kendi aralarindaki mezhebi farkliliklarini birer din olarak düsünmesinin yansimasi olarak farkli müslüman cemaatlerin temsilcilerini de bu projenin icersinde gormek istemistir ( tabiki bundan amacin neler olabilecegine dair okumalari da ayri basliklar ile degerlendirmeliyiz )

elbette müslümanlarin bu cabalara olan bakislari/okumalari ayni olmayacaktir.. müslüman kardeslerimizin her birinin düsünce melekerinin kendine has güzel özellikleri olacagini kabul ederek "en dogru " okumayi yakalamanin gerekli oldugu kacinilmazdir..

simdi acaba papa türkiyeye neden özellikle son dis ziyareti olan almanyadaki hz.peygamber efendimiz (s.a.v)'e ve islama hakaretlerle dolu "alinti"larin oldugu konusmadan sonra geliyor?
dikkat edilmesi gereken nokta : hicbir özür dileme yapilmadan geliniyor! ve ziyarette ayasofya-fener rum patrigi ile yapilacak "diyalog" en önemli amac olarak önplana cikiyor.. ve acaba papa türkiye ziyaretini " bir diyalog, kardeslik ve uzlasma" olarak aciklarken islam ile mi bir diyalog,kardeslik ve uzlasmadan bahsediyor ? yoksa fener rum patrigi ile mi ??

İste tam da bu balgamda :

" emr-i bil ma'ruf nehy-i 'anil münker " ilkemiz geregince "farkli karakterlere mizaclara sahip" biz Müslümanlara yakisir "en dogru" tavir nedir ??

Selam ve dua ile...

Ekleme Tarihi: 28.11.2006 - 13:39

Konu: mü'minler, " akilli " insanlar...

	omer furkan

mü'minler, " akilli " insanlar...

401 Mesaj -

Selamun aleykum
Rabbimin selami kardeslerimin üzerine olsun...

Bir su misali hayatimiz akip giderken, kendi benligimizden baslayarak önce yakin cevremiz daha sonra da özellikle kuzey yarim-küre ölçeginde şekillenen küresel yasam üzerinde düsünüldügünde neler okuyoruz ? ( oku yaradan rabbinin adi ile..)
Tabiki bu okumanin gerceklesmesinde "objektif olma" halinin sadece icerigi bos bir temenni olacaginin pesinen kabul edilmesi gerek..; cünkü insan asla objektif olamaz.. insan ne bir odun ne bir robot ne bir tas parcasidir.. insan kendisini etkileyen bircok faktör ile anlama cabasi icindedir.. ( aile, tolum, kültür vs.. ) bu tespitin yapilmasinin sebebi, okuma/düsünme cabamizdaki tüm bu unusurlari "yardan Rabbin adi ile oku" ayetindeki hikmeti yakalama cabasidir.. yani insan sürekli bir okuma cabasi, anlama cabasi icindedir.. fakat bu anlama cabasini insanlar farkli unsurlarin etkisi ile okurlar.. tüm alemlerin bilgisine sahip olan Rabbimizin bize tavsiyesi/emri bu okumayi kendi rizasina, kelimelerine uygun olarak gerceklestirmek.. yani hayati vahyin/kuranin penceresinden okumak..

Mü'min kisi kendi özünde benliginde gerceklestirdigi akletme/tefekkür etme hali ile nefsini kötülüklerden arindirma cabasi icindedir.. bu arinma cabasinda tüm yalvarislarin yöneldigi yer alemlerin Rabbi olan ALLAH azze ve celledir. Mümin Rabbini her isinde zikrederek/hatirlayarak O'nun rizasinin pesine takilir.. bu riza icin tüm fedakarliklara hazirlanir, etrafinda olup bitenlere karsi tam bir duyarlilik haline bürünür.. O, bu hali ile yeryüzüne halife olma erdemini yasamlastiracaktir..
Bu örnek yasam icinde insanin halifeligini yasanilan dönemin yapisi icinde sekilendiren bazi nesneler önplana cikar.. kimi zaman adem( a.s) icin bir meyva , nuh(a.s) icin bir gemi, İbrahim (a.s) icin putlari kiran bir balta, musa (a.s) icin elindeki asa vs.. vahyin dili tarihin cesitli safhalarinda cesitli sembollere bürünür.. semboller sadece birer aractir ,Rabbine gönülden bagli olanlar icin birer isarettir.. vahyin nurunu söndürmeye calisan seytanilere karsi birer direnc araci isaretidir.. ( öyleki seytan kimi zaman bu araclari da insanlar icin "put" haline getirebilecek meziyete sahip.. mesela yahudilerin davut (a.s)'in hilafetini sembolize eden siyon yildizini putlastirdiklari gibi )

Ve bugunun mü'min ve mü'mineleri icin günlük hayatlarinda da bu semboller hayati öneme sahip...
Bugünün seytanileri küresel düzeyde gerceklestirdikleri yikim cabasi ile mü'minlerin sembollerini ellerinden alma, o sembolleri yoketme boğma cabasi icindedirler...
Modern dünya dedikleri seytani planlari ile özellikle müslümanlarin en mahrem/korunakli konularindan biri olan kadinlar üzerinden büyük bir propaganda/büyü cabasi icinde..
Mü'mine bayanlarin bir anlamda özgürlüklerinin/hilafetinin sembolü olan basörtülerine sirf onlarin mahremligini/islami duyarliligini temsil etmesi sebebiyle savas acmis durumda..
Bu savas türkiyedeki pozitivist laik yobazlar tarafindan uygulandigi gibi dünyanin cesitli bolgelerinde de gittikce yayginlasmaktadir.. ( özellikle Tunustaki müslüman kardeslerimiz bu konuda aklin durudugu bir uygulama icindedirler ) yerel dayatmalarin baskilarin küresel düzeydeki sahipleri ise sistemli sekilde islamin degerlerini sosyal hayattan dislamanin pesinde.. özellikle dünyaya cok gelismis uygar insancil olduklari ( ki sömürge düzenlerinde nasil uygar insan olduklari gayet iyi anlasilmistir ) yalanini anlatanlar basörtüsünü küresel bir sorun haline getirmenin pesindeler..

İste tam bu noktada mü'min ve mü'mineler olarak Rabbimizin adi ile bir okuyus gerceklestirme zorunlulugumuz var.. hayati Rabbimizin rizasina göre okuyarak yasamlastirmamiz gereken bir örneklik var.. adem (a.s) ile baslayan bu örnek yasamin bügünkü sahidleri , karsiliginda "sonsuz" mutluluk/mükafatin sahipleri olacak..

Simdi kim kisacik ömrünü sonsuz olana degistirmek ister ?

mü'minler gercekten de akilli insanlar..

"zeki" olma halinden cok daha erdemli olan "akilli insanlardir" mü'min ve mü'mineler..

Selam ve dua ile...

Ekleme Tarihi: 22.11.2006 - 10:51

Konu: mevtayi ( Bülent.Eceviti ) nasil bilirdiniz ?

	omer furkan

mevtayi ( Bülent.Eceviti ) nasil bilirdiniz ?

401 Mesaj -

Selamun aleykum
Rabbimin selami kardeslerimin üzerine olsun...

Sahip oldugumuz kültür yapisi ve sosyal iliskilerimizin bir geregi olarak ölü'nün arkasindan hep iyilikler önplana cikarilir ve ölü son aninda bu iyilikleri ile anilarak dünya alemindeki son duragina defnolunur. Bu durumda cenaze namazini kildiran imam'in sormus oldugu "mevtayi nasil bilirdirniz" sorusu'nun cevabi "iyi bilirdik" seklinde cevaplandirilarak Rabbimiz katinda da sahidligimizi dil ile ikrar ederiz. Ki ben hicbir cenaze namazinda "kötü bilirdik" cevabi ile karsilasmis deilim.. kötü olarak bilen kisi genelde cenaze namazina zaten katilmaz..

İste tam da bu günlerimizin gündemini belirleyen bir mevta olayi ile karsi karsiyayiz. Türkiye siyasetinin en önemli simalarindan biri olan karaoğlan lakaplı Bülent Ecevit öldü. Yaklasik 5 aydir bulundugu derin koma/iskence halinden sağ kurtulamadi.. oysa onu en son danistay saldirisi sonucu ölen m.y özbilginin laiklik gösterisi haline getirilen "kahrolsun seriat" sloganlari arasindaki cenaze merasiminde görmüstük. Ayakta güclükle durabilen bu sahis da orada son kutsal laiklik ibadetini yerine getirmisti. Fazla sürmedi 2 saat sonra iste o yari ölü hali olan komada buldu kendisini ve gectigimiz Pazar günü de son nefesini verdi.

1960li yillarda baslayan siyasi yasaminda her zaman dogrularin pesinde oldugu söylenen Ecevit Devletin soğuk yüzü olan C.H.P'nin halk ile olan diyalogunu gelistirmis oldugu biraz daha demokratik bir dille yumusamayı başarmış fakat , ne hikmetse bu milletin en derin ekonomik kriz yasadigi gunlerde basbakanlik ta ona nasip olmustu. Bu milletin karneyle aldigi ekmek, yağ , mazot kuyruklari bu sahis ile hemen ayni dönemlere denk gelmesi de nasip-kismet ile aciklanacak basitlikteydi.yine Türkiye siyasetinde madencilere dagittigi bir kalıp sabun ve bir adet havlunun karsilinda karaelmas diyari zonguldaktan aldigi 40 yillik oylar onun icin bu bölgenin "kale" olarak anilmasini da sagliyacak ve bu hareketi kendisini takip eden sonraki siyasilere de ilham kaynagi olacakti. 1974'teki kibris harekatindaki basbakanligi onun sahip oldugu popilaritesinin en önemli müsebbibi konumundadir. Oysa hafizalarimiz o kadar yavan ki o dönemde iktidar ortagi olan Erbakan hocanin MSP sinin bu harekatin yapilmasindaki asli vasfi hep iskalanmistir. 1980 lere gelindiginde türkiyenin bulundugu "anarsik" duruma mudahale ve hemen yan komsumuz olan irandaki devrime karsi ABD güdümündeki NATO'nun türkiyeyi bir cephe olarak görmesi neticesinde düzenlenen askeri darbe ile Türkiye siyasetine kisa bir mola verilecekti. Zaten tam bu donemlerde biraz düsünme firsati yakalayan Ecevit siirlerini döktürmeye baslamisti. Kendisine verilecek görev ta ki 28 subat 1997 post-modern darbesine dek ertelenmisti.

Hepimizin malumu bu dönemde Erbakan hocanin basbakanligindaki RP-DYP koalisyonunun gelistirdigi ekonomik siyasi hamleler ABD ve AB politikalarinin carkina sokulan bir comak görevi görmeye basladiginda yüzünü batiya cevirmis aydin uluscu-laikler devreye girmis ve iktidar askeri bir sibop ayari ile hizaya cekilmisti. Ve dönemin cunhuri-reisi meshuru demirelimiz ile bu hükümetin görevi gecici olarak kurulan koalisyon hükümetine devroldu. İste tam da bu dönemde ABD'nin taa uzak diyarlarda "yakaladigi" PKK basi öcalani bu koalisyonun ellerine teslim etti. bizim Ecevit ise "amerikanin öcalani bize neden teslim ettigini hala anlayabilmis deilim" aciklamasi ile nasil bir ileri görüslülüge sahip oldugunu deklare edecekti. Öcalanin yakalanmasi ile beraber baslayan milliyetci-ulusalci dalganin yükselisi ve kanaat önderleri bazi "hocaefendileri" ile DSP-ANAP-MHP iktidari olusturuldu. İste tam da bu dönem türk siyasi tarihin özel olarak incelenmesi geren cok önemli bir dönemdir. Ürkekler deil erkekler bu isi becerebilir basörtüsünü biz cözeriz diyen MHPliler maclise basörtüsü ile beraber giren merve kavakçi yi basbakanlari olan nezaket sahibi, mütevazi,sair ruhlu Bülent ecevit'in "provakotör", "hain", "burasi devlete meydan okunacak yer deildir","defol", "disari", "bu kadina haddini bildirin" tempolari ile karsilaycaklardi. Türkiyenin ekonomisine bu kisa zamanki iktidarlarinda 80 yilda basarilamayacak kadar büyük yolsuzluklari sigdiran bu "şer iktidar ortaklari olan MHP-ANAP-DSP ye" bu millet 5 kasim 2002 de haddini bildirdi. Hepsini Türkiye siyasetinin çöp sepetine atarak yeni bir iktidar olusturdu.

Fakat burasi sadece dunya mekani.. asil hesap günü olan o gün! Gercek / adil hesap görülecek gün iste o zaman "bu mevtayi nasil bilirdiniz" sorusunun gercek karsiligi verilecek.

Bu sebeple Bülent ecevit'in acmis oldugu bu yolun "su tasiyicilari"na Rabbimiz en güzel hadd bildirici olarak haddini bildirecek insaAllah..

Simdi o adalet yurdundaki halin ile benim sahidligim "Bülent Ecevit" icin "onu kötü bilirdim" olacak. Ve ben de onun getirdigi egitim sisteminin bir kurbani olarak hakkimi ona ve onun isbirlikcilerine helal etmeyecegim.

Kahrolacak senin actigin düsmanlik yolu takipcileri ve destekcileri..

Hamdolsun Rabbim ayetlerin günü geldiginde ne de güzel anlasiliyor ve anlasilacak...
Hamdolsun..

Selam ve dua ile..

Ekleme Tarihi: 09.11.2006 - 10:25

Konu: YÖK gitmeli ki güdülen deil düsünen nesiller gelsin...

	omer furkan

YÖK gitmeli ki güdülen deil düsünen nesiller gelsin...

401 Mesaj -

selamun aleykum
Rabbimin selami kardeslerimin üzerine olsun..

dün 6 kasim idi.
6 kasim türkiyede bircok insan icin gercekten de önemli bir gün olarak hafizalarda yer etmeli. tarihinden bihaber olarak yasayan insanlar olmaksizin "sürekli teyakkuzda olan" hafizasi diri erdemli insanlar olarak varolmaliyiz. bu sifat bizim Rasulullah(s.a.v)'den aldigimiz bir mirastir.
6 kasim 1981.. ve devrin despotikleri sağ ve sol cenahi birbirine kirdirmenin verdigi huzur ile makam-i cumhura yerlesir. amac ülkenin bulundugu "anarşik" duruma müdahaledir. 1980 ve öncesi sağ ve sol cenahin yine derinlerdeki ellerin ideolog ve teorisyenleri ile manüpile edilen ve daha sonraki itiraflarinda " iti ite kirdirma " olarak tabirlestirdikleri acinasi dönemi ifade eder. ne acinasi bir durumdur ki "iti ite kirdiranlar" sonraki surecte bu milletin basina kahraman olarak gecmislerdir. tuhaf deil mi? hem bu milletin canina kastedceksin hem de ona "reis" olacaksin. iste boylesi bir donemmis okudugumuz kadari ile bu yillar.
anarşik ortami besleyen en önemli kurumlar olarak bu despotiklerin gözüne kestirdikleri kurum üniversiteler olacaktir. cünkü sağ ve sol cenahin ideologlari onlara göre bu şer yuvalarinda türemektedir. ve günlerden 6 kasimdir. darbeci pasamiz üniversiteli genclere YÖK adında bir kurulu müjdelemekle serefine seref katmistir. YÖK yani yüksek ögretim kurulu. bu kurulun kuruldugu zamandan beri türkiyede 25 yil gibi ceyrek bir asir gecmistir. amaci üniversiteleri ilim irfan yuvalari haline getirmek olarak sunulan bu kurulun 25 yillik tarihinde olan biten nedir ? dünya capinda ilk 500 üniversite icinde tek bir üniversite ismi gecmeyen bir ülke düsünün, koridorlarinda gündeme dair program düzenleyen genclerden cok sivil giyimli askerlerin polislerin dolastigi ögretim yuvalari düsünün, giyim kusami sebebi ile kapidan iceri alinmayan ögretim yerleri düsünün, 25 yillik tarihinde kendi insiyatifine birakilan gelirleri nereye harcadigi belli olmayan bir ögretim kurulu düsünün, uluslararasi bir kaynak olarak gösterilebilecek tek bir makale-kitap yayinlamamakla beraber intial ( akademik hirsizlik) yapan bir kurul düsünün, ögrencilerini 12 eylülcü darbeci-askeri vesayetin köhnemis fikirleri despotizmi ile sürekli tehlike olarak gören bir ögretim yuvasi düsünün, ve düsünmeye devam edilecek daha bircok konu...
simdi türkiyede üniversitede düsünsel melekelerini son derece ideal seviyeye ulastirmanin cabasini verenlerin neden bati ülkelerine göc ettiklerini anlayabiliyor muyuz ? güdülmek deil düsünmek isteyenlerin bu üniversitelerde varolabilmesi ne kadar mümkün, kendi aleyhindeki gosterilere vatan hainleri, pis koministler, dis mihraklarin ayak takimlari gibi isimler bulmaktan baska düsünsel faaliyet üretmemenin adidir YÖK.
müslümanlarin temel hak ve hürriyetlerini gaspetmenin adidir YÖK. imam-hatipli genclere terörist yaftasini yapistiran kurulun adi da YÖK. bu kurul türkiye genclerine cok zarar verdi. ve vermeye de devam ediyor. adeta bir siyasi partinin sözcüsü gibi AKP iktidarina karsi sürekli egitim alaninda baski kuruyor. tek basina iktidarda bulunan bir parti ise acizligin en büyük örnekligini gösterecek kadar sessiz bir halde. kendisini cumhurbaskanligi makamina kilitlemis bir partinin mücadele zemini bu kadar dar alana hapsolmamaliydi. herkes icin adalet ve kalkinma amaclayan bir iktidar bu kadar pasif olmamaliydi. ümitlerini sistemin kendi ürettigi iktidarlara baglayanlarin katedebilecegi mesafe üc ileri iki geri deyimselinin ötesine gec(e)miyor.

sayet duyarli-teyakkuz halinde olan müslümanlar isek bu olusuma karsi düsünsel kodlarimizi eylemsel alanlara tasimanin erdemliligine katki saglamaliyiz. kalbimiz, sözlerimiz ve eylemlerimiz Rabbimiz katindaki imtihanımızın ve O'nun rizasina ulasmanin göstergeleri/ayetleridir. ayetler sahidlestirilmek icin vardir. cünkü onlar bir siir deildir.

biz kendimizi değistirmedikce Rabbim de bizleri deistirmez.
biz dilemedikce Rabbimiz dilegimize icabet etmez.
biz ayetleri sahidlestirmez isek Rabbim kendi ayetlerini sahidlestirecek yeni bir nesil yaratmaya elbette muktedirdir.
iste o zaman "geride kalanlarin" vay haline..

Rabbim bizleri muktedir kil. bizleri affet, acziyetimizin bizi helak etmesine izin verme.
bizler gercekten sana yönelmeyi talep ettik...
bizleri affet...

selam ve dua ile..

Ekleme Tarihi: 07.11.2006 - 10:42

Konu: özgürce ölmek,sereflice doğarak sana kosmak..

	omer furkan

özgürce ölmek,sereflice doğarak sana kosmak..

401 Mesaj -

Selamun aleykum
Rabbimin selami kardeslerimin üzerine olsun...

Rabbim beni affet,
Yalniz sana kulluk ediyorum ve yalniz senden yardim bekliyorum..
Rabbim, benim yegane siginagim, koruyucum,
Beni yediren, iciren, herseyimi borclu oldugum sensin..
Sensin sonsuz nimetlerini benim önüme seren,
Sensin Rabbim bana deger verebilecek en yüce varlik
Ben tüm bu soylediklerime iman ettim... imanimi kabul et Rabbim..
Sana olan sevgimi sana olan bagliligimi senin rizan ile kabul et Rabbim.
Gucumun takatimin acziyeti ile sana avuclarimi aciyorum Rabbim..

Rabbim her doğan yeni gün ,
Her doğan yeni gün ile yeniden doğar yeniden ölürüm...
Yeniden doğuşum sana olan kulluğumu sahidlestirmem ile
Namazim ile ayaklari üzerine dikilir..
İste bu an benim doğuşum,benim sana olan yürüyüsümdür
Benim senin karsindaki acziyetimin alnimdaki nisanesidir.
Rabbim benim bir de ölümüm vardir,
Kalbimin sol yaninda acisini an be an hissettigim ölümüm.
Ve bu ölümümü en aci hali ile dün yeniden yasadim
Ve biliyorum bugün de yasayacagim..
Rabbim kendilerini sadece izlemekle yetindigim
Sadece dilim ve kalbim ile acziyetimi ifade edebildigim
Aclik,suzuluk,aklahafizalara gelmedik iskence ve zulum ile
Sana olan bagliliklarini terk etmeleri istenen kardeslerimin yasadiklaridir
Onlarin bu zorluklar icindeki hali benim ölümümdür Rabbim..

Yer yine Filistin
Yani tarihin en onurlu en serefli direnislerinin sahidlik yapmaktan usanmadiklari mekan
Ve yine tarihin en serefsizce islenen zalimliklerine olan sahidliginin mekani..
Filistin sadece Filistin deildir Rabbim ben buna her yeni gün yeniden iman ediyorum..
Ve dün..
Ey zaman, ey tarih , bu ani kaydet, bu ani hafizanda canli tut!
Ve sayet biz kurumuş bir kemik yigini,
Toz toprak haline geldigimizde, un ufak haline geldigimizde..
Bizden sonrakilere bu ani haber ver!
Seref, izzet, namus
Rabbimize olan kullugun nasil olmasi gerektigini tekrardan haber ver!
Filistin analarindan bahseder bu dil..
Ana olmanin, müslüman bir kadin olmanin nasilligina konusarak deil de
Elleri ayaklari dilleri ile nasil olacagina verilen cevabi anlat onlara..
Anlat onlara bir ana yüreginin,Rabbin sevgisine olan bagliligini
Anlat kalbi olmayanlara.. "ola ki ibret alirlar"İste benim öldügüm andir bu an..
Benim öldügüm an Rabbim.. acziyetim ile hicbirsey yapamadigim an..
Oysa benim öldügüm an,
Filistinli analar bedenleri ile savunduklari senin mescidin ile yeniden doğuyorlar..
Ben ölüyorum onlar sana yürüyor..
Ben ölüyorum onlar göğüslerine aldiklari kursun ile sana kosuyor..

Ben geride kaliyorum.. coook gerilerde..
Ben dünyaliklar ile onlarin agirligi ile kalakaliyorum oldugum yerde..
Onlar ise ellerini ayaklarini bagli hissetmedikleri icin
gercekten de özgür olduklari icin sana kosuyor...
Ben ise dünyalik zincirlerim ile oldugum yerde ölüyorum Rabbim..

Rabbim ben de onlar gibi özgürce sehid olarak sana kosabilir miyim ?
Kosabilir miyim Rabbim..

Filistin analari,müslüman kadinin onuru izzeti serefi analari..
Beni de oglunuz olarak kabul eder misiniz..
Beni de o düsmana karsi savunur musunuz..

Biliyorum önce özgürlesmem gerek..
Önce zincirlerimden kurtulmam gerek..

Rabbim sana olan yürüyüsüme engel olan zincirlerimi kirmama yardim et!
Bana yeniden doğusumu müjdele..

Sehadet nasil birsey Rabbim ?

Ekleme Tarihi: 04.11.2006 - 11:06

Konu: Mücahid SENER kimdir ?

	omer furkan

401 Mesaj -

selamun aleykum
Rabbimin selami kardeslerimin üzerine olsun..

Rabbim kardesim mücahidi senin rizana ulasmis kulun olarak cennetine kabul buyur.

kardesim mücahid:
sen ölmedin
bak senin sahidligini abilerin kardeslerin bacilarin dile getiriyor.
vallahi sen sözünde durdun.. ne güzel bir insan oldun..

geride kalanlar
ya sözünde durmayanlar,
ya da sözünde durup sirada bekleyenler..

hesap günü "keske" dememek icin sözünde durup sirada bekleyenlerden olmak...

Rabbim ayaklarimizi sabit kil...

Ekleme Tarihi: 29.10.2006 - 12:24

Konu: *** CUMHURİYET BAYRAMI ***

	omer furkan

401 Mesaj -

Selamun aleykum
Rabbimin selami kardeslerimin üzerine olsun..

Kavramlar,
Bana hep madalyonun iki yüzünü hatırlatır..
Bir yüzünde aslen rahmani olan..
Bir yüzünde ise seytani olan..

İnsanin yeryüzü seruveninin ilk hamlesine de dikkat edilirse
Kemlilerin kendisine ögretilmesi ile baslar..
Yani insan kelime(ve ileri asamasi olan kavram)lerin kendisine ögretilmesi ile sorumlu kilindi.
Bu sorumluluğun tek kaynagi var o da alemlerin Rabbi olan ALLAH 'AZZE ve CELLE
Fakat insanin bu sorumluluk bilinci önünde bir engel türedi..
Bu engelin adi seytan ismi ile özdeslesti.
Ve seytan dedi ki : "ben senin apacik yolun üstüne oturacagim ve onlari saptiracagim"

İnsanlik kavramlarin hayata tasinmasi, hayatini anlamlandirmasi ugruna verdigi mücadeleyi
Binlerce yildir sürdürüyor..
Bizim yasadigimiz topraklar üzerinde de bu mücadelenin en dramatik sahnelerinden biri
yasaniyor..
özellikle "türk inkilaplari" olarak bu cografyada yasayan insan topluluklarina giydirilmek istenen bircok türedi kavramin insanlarin ictimai hayatinda ne büyük travmalar yasattigini iyi okumamiz gerekiyor..
beseri ideolojik saplantilarinin hangi zemin üzerine kurgulandigini iyi analiz etmeksizin bu türedi kavramlarin asli kaynagini cözümlememiz pek mümkün görünmüyor..

özellikle ulus-devlet sablonunu imparatorluk gibi cok daha farkli bir sosyal iliski agi icinde yetismis insan topluluklarina dayatmanin bedelini ödemeye devam eden bu coğrafyanin insani
cumhuriyet adli yönetim bicimi ile görünürde biraz olsun rahatlatilmak istenmesine ragmen, uygulamada cok büyük bedeller ödemek zorunda birakilmistir..
biraz olsun düsünmeye basladigimizda özellikle cumhuriyetin ilk ilan edildigi anda mecliste bulunan dini duyarliligi yüksek yerel yöneticilerin yerini cok kisa zaman icinde bagnaz bir laik kitlenin aldigini görecegiz. Tabiki bu kitlenin cumhuri/yani halk tabanli bir kitle deil tamamen bürokratik oyunlarin neticesi olarak meclisin heryerini sardigini görecegiz. Zaten bu sebeple bu bagnaz zihniyet kendisini sürekli cumhura karsi tedirgin hissetmis ve yaklasik 40 yil tek partili yönetim bicimi ile cumhuru yönetmistir. Simdi biraz olsun düsündügümüzde cumhurun önüne hicbir alternatifin konulmadigi yönetim seklinin kavramin asli unsuru olan halkin kendi kendisini yönetecek bir tanimlamanin yani cumhuriyetin cok ötelerinde bulundugunu görmekte zorlanmayacagiz.

Sürekli basinda bekcilerin bulundugu bir yönetim bicimine olan isyanini dile getiren her kesimin acimasiz sekilde cezalandirildigi, kendisine refah,kardeslik,kalkinma,ilerleme vaat edilirken, hicbir vadin yerine getirilmedigi gibi okuma-yazmayi dahi terk etmek zorunda birakilan ürkek bir toplum haline getirilen kitlelerin "cumhuriyeti kutlama/kutasama" törenlerinde zorunlu görev alma durumunda birakilmasi ne kadar da traji-komik bir durum degil mi ?

Sistemin kendi ürettigi kavramlara olan bagliligini cok büyük bir cosku ile kutlamaya calismasi türkiyede düsünme kabiliyetini kaybetmis, ürkek insan topluluklarinin görsel bir eglence ya da zorunlu bir görev alma ikilemi arasinda daralmis kitlelerin katilimi ile kutsandigini görmek bizlere sunu göstermektedir ki : cumhuriyet bu toplum tarafindan hala benimsenmis durumda degildir. zaten cumhurun reisi olan zatin cumhuriyet bayrami/ayini münasebeti ile yayimladigi bildiriyi okudugumuzda hitap edilen kitleden hala korkuldugu irtica ve bölücülük tehdidi karsisinda rejimin nasil ayakta durmasi gerektigi konusunda 83 yil geride kalmis düsünceleri temcit plavi gibi önümüze koydugunu görecegiz. Böylesine özgürlükleri daraltilmis bir kitlenin cumhuriyet adi altinda hala saksakciliga soyunmasini kavramlarini Rabbinin ayetleri ile sekilendirmeye ve anlamlandirmaya calisan müslüman bir zihnin kabuledebilmesi mümkün müdür ?

Zaten temel ayrisma noktasi bilginin kaynagi konusundadir. Bir kesim bilginin kaynagini modern ilerlemeci tarih anlayisina sahip pozitivist/seytani mecradan alirken, diger bir kesim bilgisini vahyin insa ettigi rahmani kaynaktan almaktadir. Ve bu iki ayri insan tipolojisi bize insanligin ilk basladigi ani hatirlatmaktadir..

Adem (a.s) kelimeleri Rabbinden alirken, seytan bu kelimerin apacik anlasilir olan icerigini bu yolun üzerine oturarak degistirme pesindedir.

Simdi cumhuriyeti yeniden düsünme zamani

Selam ve dua ile...

Ekleme Tarihi: 29.10.2006 - 11:55

Konu: ah şu akip giden zaman bir dile gelse...

	omer furkan

ah şu akip giden zaman bir dile gelse...

401 Mesaj -

Selamun aleykum
Rabbimin selami kardeslerimin üzerine olsun...

Alemlerin herbir anina varolusu ile beraber sahidlik eden zaman dile gelsin..
Herkes sussun sadece zaman konussun..
Madem sadece zaman konusacak o zaman bütün kainat dinlesin...
Bu kainatin "en mükemmel varligi" "en kabiliyetlisi"
Özellikle sen, Özellikle sen tam bir sukunet ile dinle
Ey insan!!

tüm kainatin herbir anina sahidlik eden "zaman " mefhumu sahiddir ki
sen gercekten de cok büyük bir ziyanin icindesin..
simdi itiraz etme zamani deil!!
İki elini basinin arasina al ve düsün/aklet!
Hayatin kosusturmasi, hirslari arzulari arasinda
Biraz da olsun düsün!!

Neden hala "mutsuz" oldugunu düsün!
Onca imkana, onca yiyecege, onca mala mülke sahipsin..
Ama hala mutsuzsun..
Neden ?

Dur sen konusma , cevap vermeye kalkma!
Sadece düsün!

Bu soruya cevap verebilecek
Konusma hakkina sahip olan sen deilsin!

Bu soruya cevap vermeye hakki olani sana "zaman" söylesin..

Ve Zaman diyor ki :

Gercek olan su ki :
Herbir"sey"in sahibi olanin varligina boyun egen sizlerden ayridir...
Cünkü onlar hakikatin kesin bilgisine sarilmislardir...
Cünkü onlar sonsuz bir mutluluk pesindedir..
Tüm arzulari,istekleri,hayalleri gerceklestirebilecek olana
Yani alemlerin Rabbine
Yani ALLAH'a
gönülden bir baglilik yemini/sözü vermislerdir..
Ve onlar bu yeminlerinin/sözlerinin arkasinda durmaktadirlar..

Onlari kimi zaman okullarinda ellerinde kalemleri ile,
Kimi zaman sokaklarin bir kenarinda düskünlere uzattigi sefkat eli ile
Kimi zaman borclusunu infak ile nimetlendirmek ile,
Kimi zaman kendisine zülmeden elleri durdururken,
Kimi zaman haddini daha da asanlara karsi firlattigi bir tas ile,
Kimi zaman daglarin engin doruklarinda arsizlara yönlendirdigi namlusu ile,
Kimi zaman alni secdede
Kimi zaman elleri duada görürsün...

İste onlar senden degildir ey insan!..

Onlar ebedi mutluluk yurdunda sen ise ebedi cefa alemindesin...

Simdi konus..
Hangisi mükafat olarak daha güzeldir ?

.......

ALLAHU EKBER ve LİLLAHİL HAMD.

Rabbim sen ne güzel bir dost ne güzel bir varedensin.

Selam ve dua ile..

Ekleme Tarihi: 28.10.2006 - 15:01

Konu: 11 Eylül Deşifre Oluyor (belgesel) !!!

	omer furkan

401 Mesaj -

selamun aleykum
Rabbimin selami kardeslerimin üzerine olsun...

11 eylül...
insalik tarihi icin önemli bir kirilma noktasini ifade eden tarih..

ikiz kulelerin cöküsü ister büyük seytan amerika/israil ortak eylemi olsun ister el-kaidenin bir plani olsun sonuc deismeyecek..

sonuc sudur ki :

hak ortaya cikinca batil yok olmaya mahkumdur.

ya zalimler hakki görünce kendi elleri ile kalelerini yikarlar.
ya da zamani gelince Rabbim mü'minlerin eli ile onlari zelil kilar.

biz mü'minlere düsen sorumluluk hakka/hakikate yasamimiz ile en güzel sahidligi gerceklestirmenin pesinde kosmaktir.

bu davanin sahipleri
zillete teslimiyeti ses cikarmamayi ögütleyenler deil blakis Rabbin ayetlerini zalimlerin karsisinda sabrederek/direnerek sahidlestirenler olacaktir.

selam ve dua ile..

Ekleme Tarihi: 28.10.2006 - 14:05

Konu: Can Yoktan Hocamin (Abicimin) Doğumgünü....

	omer furkan

401 Mesaj -

Selamun aleykum
Rabbimin selami kardeslerimin üzerinedir..

Rabbim ömrünü hayırlı rizkini helal ni'metini bereketli kilsin abim..

ömrümüzün sonunu bayram etsin insaALLAH.

selam ve dua ile..

Ekleme Tarihi: 28.10.2006 - 13:43

Konu: Ömer Furkan, Canim Abim

	omer furkan

401 Mesaj -

Selamun aleykum
Rabbimin selami kardeslerimin üzerinedir..

sonsuz ikram sahibine olan itaati/kulluğu ile sereflenenlere selam olsun..
tüm insanligin yasam alanina nufuz etmis olan seytani zifriyatin yegane aydinlaticisi
huzurun ve nesenin yegane kaynagi alemlerin rabbine duyulan sevgimizdir.

Gözlerimizi göge cevirdigimizde akli-hafizamiza düsen bilgi kirintilarini
O esi benzeri olmayan "kalbi tefekkürümüz" ile aklettik ve
Karanlik düsünceleri geride birakip
"iman" ni'meti ile aziklanarak rizkimizi "helallestirenlerden" olduk
bi iznillah.

Bu iman öylesi bir iletisim agi kurdu ki,
Kazablankadaki ayagi ciplak bronz tenli Abdullah ile şamdaki hüseyini
Askabaddaki yasini kabildeki Muhammedi "ihva/kardes" ilan etti.

Kardeslik...

Alemlerin rabbinin huzurunda ona olan gönülden baglilik duygunu
Senin arzuladigin gibi arzulayan, hissettigin gibi hisseden bir neslin varligi..

Modern denilen insan icin cok anlamsiz olan bu hissiyat
Bizlerin en buyuk sermayesi..

Rabbimin bizlere lutfettigi bu sermayenin tekrardan kalbi tefekkürümde
Zikre sebep olmasina vesile olan kardeslerim.

O herseyi gören, duyan, bilen Rabbimiz bu animiza da Sahiddir.
-Ki zaten sahid olarak ALLAH yeter-
biz unutmadik.

İnsaALLAH Rabbimize verdigimiz söz geregince O'nun rizasina kavusacagiz.
Bu kavusmanin nihayetinde elbette altlarindan irmaklar akan cennetlerde bulusacagiz.

Bu birlik hali icinde birbirimize söyleyecegimiz o kadar cok sey olacak ki...
Sadece biraz daha sabir insaALLAH..

Rabbim her yeni günümüzü geceleriin "kadrini" bilmis olarak aydinlat!

O geceler ki bin aydan daha hayirli,
Meleklerin yapacagimiz herbir is icin tüm uzuvlarimizi yeniden ak-i pak ettigi
Böylece karanliklarin ortasindan fecrin aydinligina dek
esenligi/kurtulusu müjdeledigi gecelerden.

.......

ALLAH (c.c) hepinizden razi olsun kardeslerim..

Hepimizden..

selam ve dua ile..

Ekleme Tarihi: 19.10.2006 - 12:28

Sayfa (14): (1) 2 3 Devam >

İmzalar göster - Konuları göster

Kategori Seç:

Sitemizde şu an Yok üye ve 436 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_

[ Admin Moderator Vip Üye ]

Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
fatihyenturk (46), kurtalanli (46), esmabanu (48), _LaL_ (36), !MesuD! (43), refya (45), þemsinur (69), dervis-9 (49), birparcaozgurlu.. (38), nuresmin (46), ankebut-57 (37), yassokiz (40), hamiyet (49), HeDo (35), gncmostar (38), ahmett25 (43), __peri__ (35), utkucan (44), mtbc (50), vuslat21 (44), bekir bora (37), CUNDULLAH (42), Bursa1975 (49), *~Beyaz_Gul~* (50), kazimsagir (42), Allah_korusun (39), Seyfo1 (55), gönülverumeysa (38), AKCAYLI10 (52), eoguz (39), cananaa (44), hicret14 (32), kemreluk (54), yunuss (54), ethem82 (42), Muhammed Rasid (47), akifd (38), özsu (39), serdar024 (43), htly (54), seferad34 (41), osmanlý (63), prenses (55), karakiz86 (38), Kutuptaki_Karan.. (42), Ufuk.S (), Davidoksen (37), aybalam (61), burak_sevgili (30), ömer küçükali (52), seyirdefteri (47), birsenkopuz (50), erdemli (35), safsofi (59), omer_yildirim (43), dialoginternet2.. (46), ALLAH_IN_ASLANI (54), sensiz_olmuyor (38), hasret81 (43), ismailkurt (60), Selam86 (38), mesudturan (43), ENGIN00 (45), mukadder (47), levyavuz (41), cecen3603 (), hnf (36), rabia 74 (50), son-sozum (48), DünyadakiGaflet (36), cog21 (55), yavuz37 (47), tubanur (49), nicknack (46), mhyd (51), rujhat (43), davut05 (49), mercan68 (57), ERSIN SELVI (49), cengizozkulluk (), hicret61 (51), nurefsan_ (50), yilmazgovdeli (74), Mollaislam (38), ozan ataþ (36), hasim20 (40), sakird (58)

24 Saatin Aktif Konuları

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.53450 saniyede açıldı