dexamethasone kaletra colchicine generique kaletra generique plaquenil super kamagra suprax symmetrel synthroid bottle synthroid tadacip tadalift tadalis sx tadora tamec tamsunax tarivid tavanic tegretol telfast temovate tenoretic tenormin terbifil tetraseptine thorazine ticlid tildiem timisol timonil timoptic tirosint tofranil top avana topamax toramide torasem torasis torem trandate transannon trecator sc trental trial packs triatec
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » K İ T A P / K Ü L T Ü R / S A N A T » KİTAP & DERGİ » günümüzün hassas meselesi (TALAK)

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 2 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
asil_kalp_4 su an offline asil_kalp_4  
günümüzün hassas meselesi (TALAK)

160 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 30.01.2004
En Son On: 01.09.2007 - 22:36
Cinsiyeti: Erkek 
Günümüzün hassas meselesi

TALAK





Efendim! Geçenlerde hanımla aramızda bir münakaşa geçti ve ben bu münakaşa anında hanımıma üç kere boş ol, boş ol, boş ol veya üç talâkla boşsun dedim. Ne olur bana bir çıkış yolu gösterin!



İslâm Hukuku'nda şakayla yapılsa dahi ciddî sayılan ve son devirde toplum tarafından âdeta umursanmayan talâk (boşanma) müslüman toplumun çokça hassasiyet göstermesi gereken meselelerdendir. Aksi hâlde toplumda nikâhsız aileler çoğalacak ve nesebi sahih olmayan zürriyetler ortaya çıkacaktır. Bunun neticesinde toplumun temel taşları yerinden oynayacaktır.

Her müslümana, ilmihâlini öğrenmesi emrolunmuştur. Müslüman namaz kılacaksa, namazla ilgili hükümleri bilmesi ona farzdır. Aksi hâlde kıldığı namaz kabul olmayacaktır. Aynı şekilde bir müslümanın, evleneceği zaman nikâh ve talâkla (boşanmayla) ilgili meseleleri bilmesi gerekir. Bilmediği takdirde aile binası âdeta heyelân bölgesine yapılmış bir bina gibi olacaktır ve en ufak bir kaymada bir daha bir araya gelmemek üzere yıkılacaktır.

Toplumumuzda bugün gelinen nokta çok vahimdir. Birçok insan şuursuzca laflar edip, bunun akabinde ilim ehline müracaatta bulunuyor ve şöyle diyor:

"Efendim! Geçenlerde hanımla aramızda bir münakaşa geçti ve ben bu münakaşa anında hanımıma üç kere boş ol, boş ol, boş ol veya üç talâkla boşsun dedim. Ne olur bana bir çıkış yolu gösterin!"

Maalesef ilim ehli, bu gibi meselelerde bir çıkış yolu bulamıyor. Böylesine mühim bir meselenin toplumda küçümsenmesi, toplumun dinî hassasiyet konusunda geldiği noktayı ve cehaleti gözler önüne seriyor. İnanan bir insan olarak yapmamız gereken; talâkla ilgili meseleleri çokça okuyup, içinden çıkamadığımız yönlerini mutlaka ehline sormaktır. Burada talâkla ilgili fıkhî hükümleri açıklamayı faydalı gördük.

Fıkıh açısından

talâk (boşanma)

İslâm Hukuku'nda nikâhla kurulan evlilik bağını çözmeye ve ortadan kaldırmaya "Talâk" denir.(1) İslâm'da boşanma yetkisi erkeğe verilmiştir. Evlilik hayatında yüklendiği sorumluluk ve külfet açısından erkek buna daha lâyık görülmüştür. Ancak talâkın geçerli olabilmesi için de erkeğin bazı şartlara hâiz olması gerekir. Bu şartlarda erkeğin akıllı ve bulûğa ermiş olması gerekir. Nikâh akdinde şart koşulursa, talâk hakkı kadına veya üçüncü bir şahsa devredilebilir. Bu devir işine "Tefvizi Talâk" denir. Erkek dilerse, nikâhtan sonra da eşine boşama yetkisi verebilir. Ama bu tavsiye edilen bir şey değildir.

Talâkın Hikmeti

Evliliğin huzur ve mutluluk içinde devam ettirilebilmesi, her şeyden önce eşlerin birbirlerini sevip saymalarına bağlıdır. Hemen her evlilik bu düşünce ile kurulur. Fakat hepsinin bu hedefe ulaştığı söylenemez. Güzel ve samimî duygularla evlenenler, daha sonra mutlu olamamışlar ve olmaları da mümkün değilse, ömür boyu müşterek hayata katlanmalarının bir anlamı yoktur. Bu durumda evliliğe son vererek, bu ıstıraptan kurtulmaları gerekir.

İnsanı maddî ve manevî özellikleriyle ele aldığımızda, onun her yönüyle mükemmel olmadığını görürüz. Bu nedenle, taraflardan biri, evliliğin kuruluşunda veya devamı sırasında bir hata, kusur yapmış olabilir. Bu hata veya kusurların telâfisi imkânsız da olabilir. Tarafların bunun cezasını bir ömür boyu çekmeleri doğru değildir. Öyleyse çözüm, çekilmez hâle gelen evliliği sona erdirmek, tarafların belki de mutlu olabilecekleri diğer bir evliliğe imkân tanımaktır.



Talâkın Hükmü

İslâm gerçekçi bir dindir. Yani hükümleri, insan fıtratında varolan gerçekler dikkate alınarak konulmuştur. İnsanı en iyi tanıyan Cenâbı Hak, bu durumda, çekilmez hâle gelen evliliklere son verilmesine müsaade etmiştir: "Talâk (boşama) iki keredir. Sonra ya iyilikle geçinmek ya da güzellikle ayrılmak gerekir."agla2)

"Ey Peygamber! Kadınları boşayacağınız zaman iddetleri vaktinde boşayın; iddeti de sayın.."agla3)

Hz. Peygamber de: "Allah nezdinde helâlin en sevimsiz olanı boşanmadır." buyurmuştur.(4)

Bu nasslardan da anlaşıldığı gibi talâk caizdir, mubahtır. Ancak, ihtiyaç ve zaruret hâlinde başvurulması gereken bir çaredir. Talâkın genel hükmü bu olmakla birlikte, bu hüküm, yerine göre değişir. Mesela bid'î boşamalar haramdır. Kusuru bulunmayan bir eşi, usulüne uygun olarak boşamak mekruh; dindar ve iffetli olmayan eşi boşamak mendub; geçimsizlik hâlinde hakemlerin gerekli bulduğu boşama farz; sevilmeyen eşin boşanması ise, caizdir.

Talâk sigasında

aranan şartlar

Talâk sigasında (söylendiği kalıp) aranan şartlar ikidir:

1Siga, açık (boşsun, seni boşadım, boş ol gibi) veya kinaye (iddet say, sen teksin, sen hürsün gibi) olarak talâka delâlet eden bir söz olmalıdır. Talâk sigası açık lafızla olduğu zaman niyete bakılmaksızın talâk vâki olur. Kinayeli lafızlarda ise, niyet muteberdir. Eğer bu kinayeli lafızlarda boşamaya niyet edildiyse, talâk vâki olur. Aksi takdirde talâk vâki olmaz. Talâk fiillerle de vâki olmaz. Meselâ karısına öfkelenip babasının evine gönderir, sonra da eşyalarını ve mehrinin kalan kısmını ona gönderir ve bütün bunlar olup biterken de talâk kelimesini telaffuz etmezse, bu yaptığı işler talâk sayılmaz.

2Talâk lafının kastedilmiş olmasıdır. Bir kimse karısına "sen hoşsun" diyeceği yerde "sen boşsun" derse, karısı dinen boş olmaz. Yani talâk vâki olmaz.(6)

Muhalaa yoluyla talâk

Herhangi bir nedenle evlilik hayatını sürdürmek istemeyen kadının, kocasına ödediği bir bedel karşılığında evlilik bağından kurtulmasına "Muhalaa" denir.(7) Bu evlenme biçiminde kadın istemediği evlilikten kurtulurken, erkek de uğrayabileceği maddî zararı telâfi ederek yeniden evlenme imkânını elde etmiş olur. Allah Teâlâ Kur'an–ı Kerîm'de: "Kadınlara vermiş olduğunuz bir şeyi geri almak helâl değildir. Meğerki karı koca Allah'ın çizdiği sınırlara riayet edememekten korkarlar. Şayet onların, ilâhî sınırlara riayet edemeyeceğinden korkarsanız, zevcenin kurtulmak için bir şey vermesinde ikisi için de günah yoktur."agla8) buyurarak muhalaa yoluyla boşanmayı meşru kılmıştır.

Hâkim kararıyla

boşanma (tefrik)

İslâm Hukuku'nda boşama, prensip olarak, kocanın iradesiyle ve mahkeme kararına gerek olmaksızın meydana gelir. Koca bizzat boşayabileceği gibi, vekil aracılığı ile de boşanabilir ya da karısına boşama yetkisi (tefviz) verebilir. Ancak bazı boşanma sebepleri ortaya çıkınca kadının da mahkemeye başvurarak evliliğe son verdirmesi mümkündür. Evliliğin bu şekilde sona erdirilmesine "Tefrik" denir. Bu boşama sebeplerini dört maddede toplayabiliriz.

1) Hastalık ve kusur,

2) Nafakayı kesmek,

3) Kayıplık,

4) Şiddetli geçimsizlik.

1Hastalık ve Kusur

Evlilik akdi sırasında mevcut olan ve daha sonra meydana gelen bazı hastalık ve kusurlar sebebiyle kadının boşanma davası açma hakkı vardır. Kocanın mahkemeye başvurmadan evliliğe son verme imkânı her zaman bulunduğu için, bu durumda onun dava açma hakkı söz konusu olmaz. Ebû Hanife ve Ebû Yusuf'a göre; kadına boşanmak için hâkime başvurma imkânı veren kusurlar beş tanedir.

a.Kocanın iktidarsız olması,

b.Husyelerinin çıkarılmış bulunması,

c.Cinsiyet uzvunun çıkarılmış olması,

d.Onun büyü, sihir vb. etkilerle bağlı olması,

e.Erkeğin cinsiyetinin kadın mı erkek mi olduğunun belli olmaması.

Ancak bu kusur ve hastalıklar bilinerek evlenilmişse, artık bunlara dayanarak boşanma talebinde bulunamayacağı konusunda görüş birliği vardır.

2Nafakayı Kesmek

Bir erkek hanımının maişetini sağlamakla yükümlüdür. Koca bunu kendiliğinden sağlarsa, sorun kalmaz. Aksi hâlde kadının başvurusu üzerine hâkim nafakaya hükmeder. Ancak koca fakir olur ve hâkimin hükmettiği nafakayı ödeyecek malı bulunmazsa, durum ne olur? Acaba kadın buna dayanarak, boşanma davası açabilir mi? Bu konuda iki görüş vardır:

a. Ebû Hanîfe'ye göre bu sebebe dayanarak hâkimin boşamaya karar vermesi caiz değildir.

Kadının sabretmesi gerekirse, kocasının izniyle çalışması ve kocasının nafakayı borçlanması gerekir. Kadın bu şekilde de nafakayı temin edemezse, kocası ölseydi ona kim nafaka verecek idiyse, ondan alır. Bunlar sonradan kocaya rücû eder.

b. İmam Şafiî, Mâlik ve Ahmed bin Hanbel'e göre; kadın bu sebeple boşanma davası açabilir. 1917 tarihli "Osmanlı Hukukı Aile Kararnamesi" bu konuyu Ebû Hanîfe'nin görüşüne uygun olarak düzenlemiştir.

3Kayıplık

Bulunduğu yer veya hayatta olup olmadığı bilinmeyen kimseye "mefkûd" denir. Hayatta olduğu hâlde evine gelmeyen kişiye de "gâib" denir. Ebû Hanîfe ve Şafiî'ye göre; mefkudun ölümüne hükmetmek için, karısı ve malı için akranlarının hayatı kadar bir süre beklemek gerekir. Böyle bir karar, evliliği de sona erdirir. Gâiblik hâlinde ise, boşanma davası açma hakkı bulunmaz. İmam Mâlik ve Ahmed bin Hanbel'e göre; hâkim, kocanın yeri bilinmez ve üzerinden bir yıl da geçmiş bulunursa, kadının isteği üzerine evliliğe son verilir. Yeri bilinen gâib kocayı ise, ihtar eder ve eve dönmesi için makul bir süre tanır. Bu süre geçtiği hâlde eve dönmezse, evliliğe son verir.

4Şiddetli Geçimsizlik:

Koca, eşine iyi davranmaz ve zulme varan muamelelerde bulunursa, kadın, hâkime başvurarak boşanma davası açabilir mi? Prensip olarak, kadın, kocanın zulmünü önlemek için her zaman mahkemeye başvurabilir. Hâkim zulmünü önler ve ona, karısına iyi muamele etmesi için nasihatte bulunur. Geçimsizlik her iki eşten olabilir. Mağdur olan eş, hâkim yoluna başvurabilir.



TALÂKIN KISIMLARI

1) Sünnî Talâk

Bu kısım talâk, Kur'an ve sünnetin talimatına uygun olan boşanma biçimidir. Bu talâk biçiminin üç temel şartı vardır:

a.Kadının hayız hâlinde bulunmaması,

b.Hayızdan temizlendikten sonra cinsî münasebetin bulunmaması,

c.Boşanmanın yalnız bir talâkla veya üç temizlikte birer talâkla yapılması.

2) Bid'î Talâk

Kadını hayız günlerinde veya temizlik hâlinde cinsî temastan sonra yahut temizlik hâlinde, birden fazla boşamaktır. Hanefî, Şafiî, Mâlikî ve Hanbelî mezheplerine göre; "Bid'î Talâk"la boşama hukukî açıdan muteberdir. Ancak bu yola baş vuran kimse, İslâm'ın koyduğu kurallara uymadığı için günahkâr olur.

3) Ric'î Talâk

İddet içerisinde yeni bir nikâh akdi yapılmadan ve hanımın rızasına bakılmadan kocanın, karısına "sana döndüm" sözüyle veya eşini öpmesi veya şehvetle yaklaşması gibi fiilî bir hareketle geri dönmesine denir.(5)

4) Bâin Talâk

Yeni bir nikâh akdedilmeden erkeğin normal evlilik hayatına dönüşüne imkân vermeyen boşanma şekline denir.

BOŞANMA MEHRİ

Mehir, evlenirken erkeğin karısına vermesi gereken maddî bir meblağdır. Bu, para, altın, gümüş, ev, tarla vb. olabilir. Aslolan mehrin nikâh anında peşin verilmesi iken, kadın kabul ederse mehrinin tamamını veya bir kısmını kocasına te'cil edebilir. Yani kocasının ödeme işlemini sonraya bırakabilir. İsterse, aldığı ya da alacağı mehrin tamamını veya bir kısmını kocasına hibe edebilir. Erkek, karısını boşadığı zaman, daha önce ödememişse mehrini ödemek mecburiyetindedir. Bu mecburiyet, bir nevi geçici boşama olan ric'i talâkta değil, boşamanın tamamen kesinleşmiş hâli olan bain talâkta ortaya çıkar. Erkek nikâhlandığı karısını, birleşme veya sahih halvetten önce boşarsa, mehrinin yarısını verir. Birleşme veya sahih halvetten sonra boşarsa, mehrinin tamamını vermesi gerekir. Birleşme veya sahih halvetten önce, kadının sebep olmasıyla ayrılık vâki olursa, kadının mehir alma hakkı olmaz, yani mehir düşer. "Sahih halvet", kimsenin göremeyeceği ve ansızın gelemeyeceği bir yerde nikâhlı çiftlerin baş başa kalmalarıdır. Bu şartlar bulunmaksızın çiftlerin bir arada bulunmasına da "fâsid halvet" denir. Meselâ, nikâhlı çiftlerin sokakta, kapı önlerinde yan yana gelmeleri gibi.

Nikâh kıyılırken mehir tayin edilmemişse, böyle bir kadını boşayan kocanın "mehri misil" (benzer mehir) ödemesi gerekir. "Mehr–i misil", kadının emsâline bakılarak takdir edilen mehirdir. Bu hususta göz önüne alınacak ölçüler; yaş, güzellik, servet, yaşadığı çevre, dindarlık, bekârlık veya dulluk, bilgi, güzel ahlâk, sosyal ve kültürel seviye gibi hâllerdir.
Ekleme Tarihi: 15.05.2004 - 14:14
Bu mesajı bildir   asil_kalp_4 üyenin diğer mesajları asil_kalp_4`in Profili asil_kalp_4 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Gast bozo  
saol

Misafir

Kayıt Tarihi: 27.04.2024
En Son On: 01.09.2007 - 22:36
Cinsiyeti: ----- 
Kardesim guzel bir konu secmissin yazilarinin devamini diliyorum
Ekleme Tarihi: 15.05.2004 - 16:47
Bu mesajı bildir   zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 686 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
kilimlili67 (47), EnToRia (39), cihankarasan (56), rahmali (60), beyazyol (44), hmurat (50), Sweet-Bircan (31), calinan_kalp (43), bobmalley (34), kerim71 (50), talip-ibrahim (38), kan-ka (50), behlül72 (52), n.nakla61 (40), yasinbirel80 (44), zuhre yildirim (44), SnNmMc (37), tarik82 (42), akin123 (37), MertTurk (43), *hira* (35), zaferburgu (49), mademney (42), esli (61), sipahii (43), gokhan (46), ISLAM_GUNESI (40), veteriner54 (42), meryem03 (40), engino (46), yol_cu (42), koyuncu339 (39), fizikcimrt (49), fgdibo (36), salem (46)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.54065 saniyede açıldı