*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 762 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Çarşamba, 8. Mayıs 2024 - 07:29

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

63 Sonuç - Yeni Arama

Sayfa (4): (1) 2 3 weiter >

Gönderen

Mesaj

Konudaki Mesajlar:

gusul abdest alma karı koca

	Muammer

64 Mesaj -

Deðerli Kardeþimiz;

Gusül abdesti alýrken kiþinin eþinin yanýnda çýplak olarak bulunmasý gusle engel deðildir. Bu þekilde bulunmak haram da deðildir.

BANYO ADABI:

1- Banyo yapmadan önce misvakla diþimizi temizlemeliyiz.

2- Banyoya,Allah’ýn huzuruna temiz çýkmak gibi, güzel düþüncelerle girmelidir.

3- Sol ayaðýmýzla banyoya girmelidir.

4- Girerken “Bismillahirrahmanirrahim, pisliklerin her cinsinden ve kovulmuþ þeytanýn þerrinden Allah’a
sýðýnýrým” demeliyiz.

4- Banyoyu kimsenin göremeyeceði þekilde kapatmalýyýz.

5- Hamamda setr-i avrete riayet etmeli ve peþtamal giymelidir.

6- Ýlk giriþimizde sað ve sol omuzlarýmýzý yýkamalýyýz.

7- Suyu lüzumundan fazla israf etmemeliyiz.

8- Banyoda suyun sýcaklýðý gibi ürperten hallerde cehennemi düþünmeli, bununla cehennem arasýnda
mukayesede bulunmalýdýr.

9- Banyoda konuþmamalý, aþikare Kur'an ve ilahi gibi þevler söylememelidir.

10- Akþama yakýn, akþam ile yatsý arasýndaki vakitlerde banyoya girilmemelidir.

11- Banyoda su dökünürken ayakta su dökünmelidir. Oturarak su dökünmemelidir.

12- Banyoda küçük büyük abdest bozulmaz. Peygamberimiz bu hususta da önemle durur. " Sizden biriniz
banyo yaptýðý yere idrar etmesin. Sonra bu idrar ettiði yerden abdest almasýn. Vesvesenin çoðu bundan
ileri gelir."

14 Banyo, yýkanan tarafýndan güzelce temizlenir. Nahoþ görüntülere meydan verilmez. Sabun, saç ve pis
su artýklarý giderilir. Kirli çamaþýr asýlmaz. Kirli olarak býrakýlmaz.

15- Herkesin özel banyo peþtamalý olur ve kendi peþtamalýný kullanýr.

16- Banyodan evvel saç, býyýk gibi yerleri uzamýþsa düzeltmeli ve kýsaltmalýdýr.

17-Koltuk altlarýnda biten tüyleri azami kýrk günde bir yolmak ve týraþ etmek müstehaptýr.

18- Kasýklarý azami kýrk günde bir temizlemek sünnettir.

19-Sað gözümüze üç, sol gözümüze iki sürme çekmek ve sürme çekerken saðdan baþlamak
Peygamberimizin bir sünnetidir.

20 - Kestiðimiz týrnaklarý, tüyleri bir parçaya sararak topraða gömmeli ya da yakmalýyýz.

Gönderme Tarihi: 26.10.2007 - 10:41

Konudaki Mesajlar: kader nedir

	Muammer

64 Mesaj -

Allah Teâlâ'nýn elbette yaratýlmýþ her þeyi kuþatan iradesi ve kudreti vardýr ve her þeyi yalnýzca O yaratýr. Ancak O'nun adalet sýfatý da vardýr, kendisine zulmü kendisi haram kýlmýþtýr. Adalet ve zulmün Allah için anlamý, bizim anlamayacaðýmýz, bilemeyeceðimiz bir anlam deðildir; Kitabýnda adalet ve zulümden söz etmiþ, kullarýna bu kavramlarý açýklamýþ, kendisinin de bu kavramlar çerçevesinde adil olduðunu, zalim olmadýðýný bildirmiþtir. Eðer Allah bir yandan kullarýn ne yapacaklarýný, onlarýn iradeleri dýþýnda belirleyip bir tarafa yazsa, onlarý bu fiillere mecbur kýlsa, öte yandan da "Niçin þunu yaptýn, bunu yapmadýn" dese, bazý yapma ve yapmamalara ceza verseydi adil olmazdý. Ýþte kaza, kader, kulun irade hürriyeti, fiili konularý konuþulurken, düþünülürken mutlaka yukarýda ortaya koyduðumuz esas çerçevesinde düþünülmelidir.
Özetle kulun da kendine mahsus bir küllî bir de cüz'î iradesi vardýr. Küllî irade, fiile uygulanmadan var olan ve bütün seçenekleri kapsayan (yapmaya da yapmamaya da karar vermeyi saðlayan) iradedir. Cüzî irade ise bunun bir seçeneði için kullanýlan (yapma veya yapmamayý seçen) iradedir. Ýnsanlar sorumlu tutulacaklarý fiilleri yapýp yapmamakta hürdür, bu sebeple de yapýnca veya yapmayýnca sorumlu olurlar. Allah her þeyi, zaman ve mekan engeli olmadan bildiði için, zamaný gelince kulun, serbest iradesi ile neyi seçeceðini de bilmekte ve onu yazdýrmaktadýr. Eskilerin deyiþi ile "ilim maluma tabidir"; olan, Allah öyle bildiði ve yazdýðý için deðil, bilgi, öyle olacaðý içindir; serbest seçim ve irade ile öyle yapýlacaðý için öyle bilinmiþtir. Hidayet ve dalalet, doðru veya eðri yolda olmak, bunlara yöneltmek de öyledir; Allah kulunu, onun isteði dýþýnda saptýrýp da sonra "Niçin saptýn" diye sormaz. Kul doðru yolu seçerse Allah da onu murad eder, eðri yolu seçerse Allah da onu -kulun ek bir irade ve fiili bulunmadan- engellemez. Kullar hidayet ve dalalet konusunda Allah'a dua ederler; mesela iþte bu fiil (dua), kendi iradeleriyle yanlýþ yola girmek isteyenlerin Allah tarafýndan engellenmesi için bir ek fiil, ek irade sayýlabilir.
Kaza, kader, kulun iradesi, kudreti, fiili, sorumluluðu konularýnda bunlar söylenmektedir.
H. Karaman

Gönderme Tarihi: 26.10.2007 - 10:32

Konudaki Mesajlar: Bu hadisi bana anlatirmisiniz ??

	Muammer

64 Mesaj -

Tasavvurda zenginlik, düþüncede tutarlýlýk, varlýðýn perde arkasýna ýttýlâ ve basiretli davranma da diyebileceðimiz firâset; insanýn, kalbini kin, nefret, iðbirar, nifak ve ucup gibi.. mânevî hastalýklardan temizleyip, iman, mârifet, muhabbet ve aþk u þevkle bezemesi sayesinde Allah'ýn, onun içine attýðý öyle bir nûrdur ki, ona mazhar olan fert, feritleþir, duyuþ ve seziþleriyle derinleþir; hatta baþkalarýnýn gönüllerindeki sýrlara aþina olup, simalarýn arkasýndaki gerçekleri görebilir.. ve tabiî, eþyanýn perde arkasýna uyanabildiði ölçüde, “Hazreti Allâmü'l-Guyûb' un mücellâ bir mir'atý hâline de gelebilir..!

Bu mânâdaki firâsete iþaret sadedinde, gayb ve þehadetin fasih lisaný Rûh-u Seyyidi'l-Enâm: “Mü'minin firâseti karþýsýnda titreyin; zira o bakarken Allah'ýn nûruyla bakar.”[1] Buyurur. Firâsetin, iman nûruyla yakýndan alâkasýný gösterme bakýmýndan “Ey iman edenler, eðer Allah'a karþý hep takvâ dairesi içinde bulunursanýz, O size furkan (açýk-kapalý, hakký bâtýldan, doðruyu eðriden, iyiyi kötüden, güzeli çirkinden temyiz ve tefrik edecek bir kabîliyet, bir ýþýk) verir.” (Enfâl, 8/29) meâlindeki âyeti de burada zikretmek uygun olur zannederim.

Firâset, ister yukarýdaki tarif ve izahlar çerçevesinde kalbin, Hazreti Allâmü'l-Guyûb'un ilim ve füyûzâtýna açýlmasý ve bu mazhariyete erenlerin, görüþ, düþünce, karar ve hükümlerinde isabet kaydetmeleri þeklindeki yorumu ile; ister, bilgi birikimi, tecrübe, mümarese, sezi enginliði ve karakter bilgilerini deðerlendirerek elde edilen neticeleriyle olsun, o tamamen bir mevhibe-i ilâhiyedir.. ve bu ilâhî mevhibeden en çok hissemend olanlar da, hiç þüphesiz –derecelerine göre– evliyâ, asfiyâ ve enbiyadýr. Bunlar arasýnda ufuk firâset ise, heykel-i akl-ý evvel Hazreti Seyyidü'-Enbiyadýr ki; Allah: “Keskin nazar firâset erbabý için elbette bunda ibretler vardýr.” (Hicr, 15/75) beyanýyla, umum basiret, his ve idrak insanlarýna iþaret buyurmasýna mukabil,

“Dileseydik onlarý sana (olduklarý gibi) gösteriverirdik de simalarýndan hepsini tanýr ve hepsini konuþma üsluplarýndan anlardýn.” (Muhammed, 47/30) ferman-ý samedânisiyle o zirveler zirvesi firâset insanýnýn açýk farkýna îmâda bulunmaktadýr...

Firâset, imandaki iç derinlik, yakîndeki enginlik ölçüsünde daha bir kuvvetli ve keskin hâl alýr. Hatta bazý hususî mazhariyetler sayesinde o, insan basîretinde Hak nazarýnýn ayný tecellîsi olarak zuhûr eder ki; firâset etrafýndaki müþahede ve söylenen sözler bunun çokça meydana geldiðini ve anlatýlanlarýn da mübalaða ve mücazefe olmadýðýný gösterir.

Ebû Saîdi'l-Harrâz: “Firâset ziyâsýyla temâþâ eden, Hak nazarýyla bakmýþ sayýlýr.” der.

Vâsýtî: “Firâset kalbte þimþek gibi çakýp, mukayyet bütün gayb âlemlerini aydýnlatan ve insanoðlunu, topyekün varlýðý, olduðu gibi görüp deðerlendirme seviyesine yükselten ledünnî bir þuâdýr.” tesbitinde bulunur.

Dârânî: “Firâset, nefsin derinliklerinin keþfi ve gaybýn ayân, pinhânýn da nihân olmasýdýr.” yorumuyla yaklaþýr konuya.

Þah-ý Kirmânî: “Ýnsan, haramlara karþý gözünü kapar, þehevânî duygulardan elini-eteðini çeker; iç dünyasýný murakabe ile, dýþ âlemini de Sünnet-i Seniyye'nin ihyasýyla onarýr ve her zaman helâl dairesinde kalabilirse, böyle biri firâsetinde asla yanýlmaz.” hatýrlatmasýný yapar.

Bunlarýn hemen hepsi de, iman sayesinde inkiþaf eden firâsetlerdir.. ve bunlarda yanýlma payý da oldukça azdýr. Gördüren O ve gören gözler de O'ndansa, niye yanýlsýnlar ki..!

Allah Rasûlü'nün, þahýslarý çok iyi tanýyýp, herkesi yerli yerinde istihdamýnda, Rabbinin O'na bu tür ihsaný söz konusu olduðu gibi, Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali'nin kerâmetvârî pek çok tesbit, teþhis ve takdirlerinde de ayný ikram-ý ilâhî bahis mevzuudur.. ve o hususlarla alâkalý firâsetleri ifade etmek için kocaman mücelletler ister.

Ayrýca, aklýn ve ruhun hikmet-i vücûduyla alâkalý ve bazý kimselerin ileride yapacaklarý iyiliklerden ötürü, avans nev'inden onlarýn mazhar olduklarý ve olacaklarý firâsetler de vardýr ki, bunlara, sebeplerinden evvel “Müsebbibü'l-Esbab”ýn hususî iltifatý nazarýyla bakýlabilir.

Þimdi Ýbn Mes'ûd'un beyaný içinde bunlardan örnek olarak bir kaçýný zikredelim:

1) Mýsýr Azizi ki, Hz. Yusuf için:

“Ona güzel bak ve hoþ tut; ümit edilir ki, bize faydasý dokunur veya evlat ediniriz.” (Yûsuf, 12/21) demiþti..

Þuayb'ýn (as) kýzý ki, Hz. Mûsâ hakkýnda:

“Babacýðým!, bunu iþçi olarak tut, zira senin çalýþtýracaðýn en en iyi adam, böyle kuvvetli ve güvenli biri olmalýdýr.” (Kasas, 28/26) tesbitinde bulunmuþtu.

3) Firavun'un zevcesi ki, Hz. Mûsâ'yý ýrmakta bulunca:

“Sana ve bana göz aydýnlýðý.. öldürmeyin; bize faydalý olacaðý ümit edilir. Ya da onu evlat ediniriz.” (Kasas, 28/9) firâsetini göstermiþti.

Bir de, riyâzet; açlýk, susuzluk, uykusuzluk ve çile çekmekle elde edilen firâset vardýr ki, böyle bir firâsetin bilhassa iman ve amel-i salihe iktiran etmeyenine istidraç nazarýyla da bakýlabilir. Bu kabîl sezi ve keþiflerde, mü'min-müþrik, Müslüman-Hristiyan, veli-rahip farketmez; heskes belli þeyler sezebilir.

Bundan baþka bazýlarý, þekil ve kýyafetten hüküm istinbatýný da firâset içinde mütalâa etmiþlerdir ki, böyle bir sezi, hangi mânâya gelirse gelsin, tasavvuftaki firâsetle alâkasýnýn olmadýðý bedîhîdir.

Efendimiz (Sallallâhu aleyhi vesellem) bir hadis-i þeriflerinde “Müminin firasetinden korkun zira o Allah’ýn nuru ile bakar” buyurmuþlardýr. Firâset sahibi bir mümin bakarken Allah’ýn nuruyla bakar ve Allah ona görülmeyecekleri de gösterir. Büyük bir firaset sahibi olan Ýmam-ý Malik Hazretleri elinden gelen bütün gayreti Ýmam-ý Þafii Hazretlerine birþeyler öðretebilmek için seferber etmiþti. Biz buradan da anlýyoruz ki, bu zâtlarýn tek amacý vardý o da Allah’ýn rýzasýný kazanmaktý

Rasûl-ü Ekrem Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) mealen þöyle buyurmuþtur: “Kim sadece Allah rýzasý için kýrk gün sabah namazýný (cemaatle) kýlarsa kalbinden lisanýna hikmet pýnarlarý akmaya baþlar.” (Bu þekildeki rivayet için bakýnýz: Müsnedüþ- Þihab, 1/285)

Gönderme Tarihi: 26.10.2007 - 10:10

Konudaki Mesajlar: Oruç hakkında bilinmeyen soru ve cevaplar

	Muammer

64 Mesaj -

Ellerine saglik kiymetli kardesim

Gönderme Tarihi: 04.10.2007 - 01:52

Konudaki Mesajlar:

Acil!!!!

	Muammer

64 Mesaj -

kiymetli kardesim
bilinmeden yapildigi icin insaallah bir mesuliyet olmaz.

Gönderme Tarihi: 04.10.2007 - 01:40

Konudaki Mesajlar: Ne yapmalıyım

	Muammer

64 Mesaj -

kiymetli kardesim
Rabbim islerinizde kolaylik ihsan buyursun.
Alternatif yoksa devam ediniz.

Gönderme Tarihi: 04.10.2007 - 01:35

Konudaki Mesajlar: Rüyada Allah'ı görmek

	Muammer

64 Mesaj -

Deðerli Kardeþimiz;

Allahu Teala'nýn rüyada görüleceði konusu Alimler arasýnda ihitlaflý bir konudur.

Ýmamý Azam Ebu Hanife Rüyada Allahýn görülebileceðini, Ýmam Maturidi Hazretlerinin de görülemeyeceði þeklinde izahatý vardýr.

Peygamber Efendimizin de Allahu Tealayý rüyasýnda gördüðü Camiüssaðirdeki hadisi þerifte belirtilmektedir.

Akaid, Ömer Nesefi
Selam ve dua ile...

Gönderme Tarihi: 04.10.2007 - 01:29

Konudaki Mesajlar: hadis ariyorum. yardim ederseniz sevinirim

	Muammer

64 Mesaj -

kiymetli kardesim

Beþ vakit namazýn cemaatle kýlýnmasý Hanefi mezhebine göre vacip derecesinde sünnet-i müekkededir. Þafii mezhebine göre farz-ý kifaye iken Maliki mezhebine mensup bazý alimlere göre ise farz-ý ayndýr. Fakat bu hükümler sadece erkekler içindir. Kadýnlarýn namazý cemaatle kýlma þartý yoktur. Kýlabilirler, ancak bu dini bir mecburiyet deðildir.

Kadýnlar evlerinde müsait olduðu zaman imama uyarak cemaatle namaz kýlarlar. Ancak camiye gidip cemaatle namaz kýlmalarý hususunda hüküm farklýdýr.

Müslim 'de rivayet edilen bir hadis-i þerifte Peygamber Efendimiz, "Kadýnlarýnýz mescitlere gitmek için sizden izin istedikleri zaman onlarý mescitlerden menetmeyiniz" buyururlar.(1)

Nitekim Peygamberimiz hayatta iken, camide kadýnlar erkeklerin arkasýnda ayrý bir saf tutar namaz kýlarlardý. Fakat Peygamberimizin vefatýndan sonralarý bu durum uzun süre devam etmedi. Sahabe-i Kiram kadýnlarýn camiye gelmelerine razý olmadýlar. Hz. Aiþe de þöyle diyordu: "Eðer Resulullah (a.s.m.) bu zamanda yaþamýþ olsaydý, Beni Ýsrailin yaptýklarý gibi kadýnlarýn mescitlere çýkmalarýný yasaklardý." agla

2)

Hz. Aiþe'ye bu sözleri söyleten kadýnlarýn giyim kuþamlarýnda göstermiþ olduklarý bazý aþýrýlýklardý. Çünkü bazý kadýnlar koku sürünerek veya süslü elbiselerini giyip dikkat çekici bir þekilde mescide gelmeye baþlamýþlardý. Buharý Þarihi Ýmam Ayni, Hz. Aiþe'nin bu sözü üzerine þöyle der: "Aiþe (r.a) bu zaman kadýnlarýnýn çýkardýklarý çeþit çeþit bid'atlarla münkeratý görmüþ olsaydý, elbette sözleri daha þiddetli olurdu. Üstelik o zaman kadýnlarýn çýkardýklarý yenilikler bu zaman kadýnlarýnýn çýkardýklarý yeniliklere nispetle binde bir kalýr."

Þafii alimlerinden Ýmam Nevevi, "Kadýn için ihtiyar da olsa evinden daha hayýrlý bir yeri yoktur" derken, Abdullah bin Mes'ud (r.a) "Kadýn avrettir. Onun Allah'a en yakýn olduðu zaman, evinde bulunduðu zamandýr" diyerek kadýnýn mescidinin evi olduðuna iþaret ederler.

Bir hadis-i þerifte de Peygamber Efendimiz (a.s.m.) kadýnýn en faziletli namazýnýn hangisi olduðunu þu þekilde ifade buyururlar:
"Kadýnýn evinin içinde kýldýðý namaz, evinin avlusunda kýldýðý namazdan daha efdaldir (daha faziletli, daha makbuldur.) Evinin avlusunda kýldýðý namaz [mahalle> mescidinde kýldýðý namazdan daha efdaldir. Evleri onlar için daha hayýrlýdýr." agla

3)

(1) Müslim Salat: 135.
(2) et-Tefsirü'l-Kurtubi, 14: 244.
(3) Mecmaü'l-Enbür, 1: 109.

Gönderme Tarihi: 04.10.2007 - 01:17

Konudaki Mesajlar: isteyerek kusmak orucu bozarmi ?

	Muammer

64 Mesaj -

kiymetli kardesim

Ýstemiyerek aðýz dolusu kusmak orucu bozmaz. Ýsteyerek, zorlýyarak az bir kusma da orucu bozmaz ise de, aðýz dolusu kusmak bozar. Hadis-i þerifte
(Kendiliðinden aðýz dolusu kusanýn orucu bozulmaz. Ýsteyerek aðýz dolusu kusanýn orucu bozulur, kazasý gerekir.)

buyuruldu.

Gönderme Tarihi: 04.10.2007 - 00:46

Konudaki Mesajlar: Zikir Cekmek

	Muammer

64 Mesaj -

kiymetli kardesim

bu dualarla birlikte birde

la havle vela guvvete illa billah duasini okursaniz

kederlerinizden kurtulursunuz

Rabbim her isinizi hayir eylesin huzur nasib eylesin

Gönderme Tarihi: 04.10.2007 - 00:42

Konudaki Mesajlar:

Engelli

	Muammer

64 Mesaj -

cok haklisiniz engelli kardeslerimize gereken yardimi hicbir zaman hakkiyle yerine getiremiyoruz. bu hakikat butunuyle hepimizi ilgilendiriyor. Rabbim bu kardeslerimize hakettikleri mukafatlari bu dünyada iken kendilerine nasib eylesin bizlere de bu ugurda mucadele verebilme hakkaniyetini nasib eylesin.

Gönderme Tarihi: 06.09.2007 - 18:00

Konudaki Mesajlar: Yeminimi bozdum, hayirli bir is icin, ne yapmam gerekir?

	Muammer

64 Mesaj -

kiymetli kardesim

Yemin Keffâreti:

Yaptýðý bir yemine riayet etmeyip yeminini bozan kimseye gerekli olan bir keffarettir. Þu þekilde yerine getirilir.

1) Gücü yeterse bir müslim veya gayri müslim köle azat etmek, veya

2) On yoksulu akþamlý sabahlý doyurmak, veya

3) On yoksulu orta halde bir elbise ile giydirmek,

4) Bu üç þeyden hiç birisine gücü yetmezse üç gün peþpeþe oruç tutmaktan ibarettir. Bu orucun arasýna âdet hali bile olsa bir kesinti girerse yeniden tutulmasý gerekir.

Allah en iyi bilendir

Gönderme Tarihi: 06.09.2007 - 17:56

Konudaki Mesajlar: Göz virüsü salgını tehlikesi

	Muammer

64 Mesaj -

paylastiginiz bilgilerden dolayi tesekkur ederim

Gönderme Tarihi: 06.09.2007 - 17:52

Konudaki Mesajlar: türklerin namaz kilisi dogrumi??????

	Muammer

64 Mesaj -

kiymetli kardesim

gördüklerinizde hicbir hata yok ortada bir yanlis da yok sorunuzda zikretmis oldugunuz ülkelerde maliki ve safii mezheblerine mensub olan kardeslerimiz mevcuttur. bizim ülkemizde ise genel manada hanefi mezhebine mensubiyet vardir. dolayisi ile bu göruntu mezheb farkliligindan ortaya cikan bir zenginliktir. anlattiklarinizin hepsini Resul as efendimiz yapmistir. dogrudur, bir sorun yoktur. Allah cc namazlarimizi kabul buyursun.

hangi mezhebe bagli iseniz o mezhebin görusunu uygulamanizda fayda vardir.
Allah en iyi bilendir

Gönderme Tarihi: 06.09.2007 - 17:49

Konudaki Mesajlar: muska

	Muammer

64 Mesaj -

Deðerli Kardeþimiz;

Korku gibi þeylerden korunmak için dua etmek ve âyet ile hadis gibi þeyleri yazýp taþýmak dinen caizdir. Abdullah bin Ömer Peygamberden (sav) þöyle rivayet etmiþtir: "Sizden biriniz uykuda korkarsa þöyle desin: Allah'ýn gazab ve azabýndan ve kullarýnýn þerrinden, þeytanlarýn vesvesesinden ve yanýma gelmelerinden eksikliði olmayan Allah'ýn sözlerine sýðýnýrým" O zaman, hiçbir þey ona zarar vermez. Abdullah bin Amr onlarý temyiz çaðýna gelen çocuklarýna öðretir, temyiz çaðýna gelmeyen çocuklarý için yazýp onlarýn boynuna asardý (Ebu Davýýd, Nesâî, Tirmizî göz kırpma

.

Ancak bunlarý istismar edip sanat haline getiren ve saf kadýnlarla teþriki mesai edip onlarla haþr ve neþir olmak kesinlikle haramdýr.

Halil Günenç, Günümüz meselelerine Fetvalar – 2, Yasin Yayýnevi, s: 258

Gönderme Tarihi: 06.09.2007 - 17:40

Konudaki Mesajlar:

icimden bir Ses Enbiya diyor - Acilen Cevap

	Muammer

64 Mesaj -

Rabbim niyetinizi kabul eylesin.
Enbiya ismi turkce karsiligi Nebiler manasini icerir.
elbetteki dikkat etmekte fayda vardir.
hayirli olsun

Gönderme Tarihi: 06.09.2007 - 17:33

Konudaki Mesajlar:

merak ediyorum..lütfen acil cevap?

	Muammer

64 Mesaj -

kiymetli kardesim

Müslüman erkek veya kadýnýn örtülmesi gereken yerler ayet ve hadislerle belirlenmiþtir. Bu dýþarýda erkeðin göbekle diz kapaðý arasý, kadýnýn ise el, ayak ve yüz dýþýndaki bütün vücudunun örtülmesi þeklinde olur. Allah elçisi belli bir elbise modeli üzerinde durmamýþtýr. Gerek Hz. Peygamber ve gerek dört halife döneminde çeþitli giyim kuþamý olan topluluklar Ýslâm’a girmiþ fakat bunlara modeli belirli standard elbise tipi öngörülmemiþtir. Yalnýz þu dört çeþit elbise bundan müstesnadýr:

a) Küfür alameti taþýyan elbise. Hz. Peygamber, bir gün Ýbn Amr’ýn üzerinde usfur ile boyalý elbise görmüþ ve bunun ehl-i küfre ait olduðunu bildirerek giyilmemesini, hatta yakýlmasýný emretmiþtir. Bazý bilginler bu yasaðý haramlýða bazýsý ise kerahete hamletmiþtir.

b) Erkek için ipek elbise. Çeþitli hadislerde ipek elbisenin erkeklere haram olduðu ifade edilmiþtir.

c) Erkeklerin kadýn elbisesi, kadýnlarýn da erkek elbisesi giymesi caiz deðildir. Çünkü Rasûlullah karþý cinse benzemeye çalýþan erkek veya kadýna lanet etmiþtir.

d) Baþkalarýna karþý büyüklük taslamak için giyilecek elbise. Hz. Peygamber kibirlenmek için giyilecek elbiseyi yasaklamýþtýr.

Bahis konusu olan kardeslerimiz erkekler arasinda da aynen ifade ettiginiz gibi dolasiyorlarsa hadisi serifte gectigi gibi giyinik ciplaklar kategorisine girmektedirler.
Allah en iyi bilendir.

Gönderme Tarihi: 06.09.2007 - 17:30

Konudaki Mesajlar: Ayse Abla

	Muammer

64 Mesaj -

rabbim rahmetine gark eylesin cenneti
ile mukafatlandirsin

Gönderme Tarihi: 06.09.2007 - 17:15

Konudaki Mesajlar: Allahim! Bu sorulari cözecek kardesler gönder bana. AMIIIIN

	Muammer

64 Mesaj -

kiymetli kardesim

Abdest Ýslâm’da bazý ibadetlerin yerine getirilmesi için yapýlan ve bizzat kendisi de ibadet olan temizlenme þeklidir. Belirli uzuvlarý usulüne göre yýkamaktan, ya da meshetmekten ibarettir. Abdeste, güzelliðinden ve temizliðe olan hizmetinden dolayý arapçada “vüdû” adý verilmiþtir. Abdest kelimesi Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluþan ve “el suyu” anlamýna gelen bileþik bir sözcüktür.

Abdest her þeyden önce bedenin en çok kirlenebilen ve mikroplara açýk bulunan uzuvlarýnýn belli aralýklarla yýkanmasýný hedef alan, Ýslâm’ýn emrettiði önemli bir ibadettir. Hz. Peygamber (s.a.s)’in abdest almadan hiç bir iþ yapmadýðý nakledilir.38 Ancak abdest her amel ve ibadet için deðil, baþta namaz olmak üzere bazý ibadetler için farz kýlýnmýþtýr. Abdestsiz bir kimse namaz kýlamaz, Ka’be-i Muazzama’yý tavaf edemez, Kur’ân-ý Kerim’i ayrý bir kýlýf bulunmadýkça eline alamaz. Kur’an’ýn tam veya eksik bir âyetine bile el süremez. Bunlar haramdýr. Fakat Kur’an’ý ezber olarak veya karþýdan Mushaf’a bakarak okuyabilir. Âkil ve bâlið olan ve suyu kullanmaya gücü yeten her müslüman gerektiðinde abdestle yükümlü olur.

Abdest almakla dünyevî ve uhrevî birçok fazîlet ve güzellikler elde edilir. Allah’ýn Rasûlü (s.a.s) þöyle buyurmuþtur: “Kim emrolunduðu gibi abdest alýr ve emrolunduðu þekilde namaz kýlarsa, geçmiþ günahlarý maðfiret olunur.”39 “Bir kimse abdest alýp, yüzünü yýkayýnca, yüzündeki âzâlarýnýn iþlediði bütün günahlarý, el ve ayaklarýný yýkadýðýnda, bunlarla iþlediði günahlarý su damlalarýyla birlikte akýp gider ve kendisi de tertemiz olur.”40

Orucun Sýhhatinin Þartlarý:

Orucun sahih olmasý için üç þartýn bulunmasý gerekir. Hayýz ve nifaslý bulunmamak, niyet ve orucu bozan hallerden uzak olmak.

Hayýz ve nifastan temizlenmek:

Hayýz veya nifas halinde bulunan bir kadýnýn tutacaðý oruç geçerli deðildir. Böyle bir kadýn Ramazan'da tutamadýðý oruçlarý daha sonra kaza eder.

burada oruc tutulmamasinin birinci sebebi Allah emri olmasi
ikinci sebebi bu gecici dönemde kadina biraz daha kolaylik saglanmasi düsünülebilir . cünki temizlik hem madden hemde manen insanda bulunmalidir bu sarttir.

Allah en iyi bilendir.

Gönderme Tarihi: 06.09.2007 - 17:10

Konudaki Mesajlar: hamile oruc tutarmi

	Muammer

64 Mesaj -

kiymetli kardesim

Bâzý hallerde ise, oruç tutmamak veya baþlanmýþ orucu bozmak þer`an câiz hâle gelir. Bu haller, þunlardýr:

1 - Hastalýk: Oruç tuttuðu takdirde hastalýðýnýn þiddetlenmesinden veya çok sürmesinden korkan kimsenin sonradan kazâ etmek üzere oruç tutmamasý veya baþladýðý orucu bozmasý câizdir.

2 - Yolculuk: Ramazanda yolculuða çýkanlarýn oruç tutmayýp sonraya býrakmalarý câizdir. Ancak yolda meþakkate, bedenî bir halsizlik ve rahatsýzlýða mâruz kalmak söz konusu deðilse, oruç tutmak, tutmamaktan efdal

3 - Ýkrâh (Tehdit ve Zorlama: Orucunu bozmadýðý takdirde dövülmek veya yaralanmak veyahut öldürülmekle tehdit edilen bir kimse de oruç tutmayabilir.

4 - Gebelik ve Emziklilik: Oruç tuttuðu takdirde kendisine yahut çocuðuna bir zarar geleceðinden korkan hâmile veya emzikli kadýn, oruç tutmayýp sonradan kazâ eder. Emzirdiði çocuðun baþkasýnýn çocuðu olmasý hükmü deðiþtirmez.

5 - Þiddetli Açlýk ve Susuzluk: Açlýk ve susuzluktan dolayý helâk olacaðýndan veya aklî muvazenesinin bozulacaðýndan korkan kimse orucunu bozabilir.

6 - Düþkünlük Derecesinde Ýhtiyarlýk: Böyle kimselerin de oruç tutmamasý câizdir. Böyleler oruç tutmayacaklarý gibi, kazâ da edemeyeceklerinden fidye verirler.

7 - Hayýz - nifas hâli: Bu hallerde oruç tutulmasý haramdýr.

* Nâfile oruç tutanlar için, ziyafete dâvet edilmek bir özürdür. Böyle bir kimse, hane sahibinin ýsrarý üzerine orucunu bozabilir.

Gönderme Tarihi: 06.09.2007 - 16:55

Sayfa (4): (1) 2 3 weiter >

İmzalar göster - Konu olarak göster

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 762 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
lauren444 (37), buraksenel (45), hurkan (51), proferol (), UHIBBUKI (37), espri_espri (45), can_gül (41), cevik (51), zübeyir (44), kulferhat (43), rikkat (55), dully (34), abdullah056 (36), orhan yý.. (55), erbüþ (38), Asilturk (60), Abdullah56 (36), lamia (54), sivaslifaruk (44), yakup karatekin (57), hasanözç.. (45), xUbeydullahx (42), ~BiR gAriP YoLc.. (36), metin30 (48), duruweb (39), üveyis (63), kenan03 (45), ikramozden (46), Hayirsizin (42), NEFRET_17 (39), sonysalih (55)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.55692 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.