stromectol ivermektin fluvoxamine stromectol kaletra 3tc abilify aceon acepril acerpes achromycine aciphex acivir acnecolor acnefuge acticin actigall actisite active pack actonel actoplus met actos acular adalat cc adalat adapress adartrel adcirca addyi adipur advair diskus advair rotahaler aerius aerodiol aggrenox agofenac agoprim agopton agorex airol airomir akneroxid aknex aknin n aknoral albenza
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

5 Sonuç - Yeni Arama
Sayfa (1): (1)
Gönderen Mesaj
Konudaki Mesajlar: GELİN HER ANIMIZI KADİR GECESİ YAPALIM
aldemira su an offline aldemira  
GELİN HER ANIMIZI KADİR GECESİ YAPALIM
7 Mesaj
GELÝN HER ANI KADÝR GECESÝ YAPALIM,
Evet,
her anini kadir gecesi yapabilirsin,
bir geceyi deðil, tüm geceleri, anlarý,
kadirleþtirmek,
kadir anlarý yapmak,
kadir gecesi yapmak,
insanýn elindedir.

Buyurun alýntýya:

http://aaldemira.blogspot.com/2012/04/kadir-suresi.html
KADÝR SURESÝ

Biz o(Kur'âgöz kırpman'ý Kadir gecesinde indirdik. Kuranýn indiði gece kadirdir, kýymetlidir. Kuranýn bulunduðu, Kuranýn gündem yapýldýðý gece deðerlidir. Kuranla geçirilen gün azametlidir. Kuranýn insana indiði, insanýn dünyasýna ölçüt olduðu gece kadirdir, kýymetlidir, güçlüdür. Kuraný ikra yaptýðýmýz anlar, kýymetli, kadirli anlardýr. Kuransýz geçen, Kuran dýþý yaþanan vakitler deðersiz, kýymetsiz anlardýr. Kuranýn ölçüt yapýlmadýðý yaþamlar anlamsýz, deðersizdir.
Kadir gecesinin ne olduðunu sen nereden bileceksin? Kuraný ikra yapmayan, okuyup, anlayýp düþünüp ibret almayan, bu ölçütleri yaþamýna geçirmeyen, Kuranlý yaþamýn kýymetini bilemez, anlayamaz. Hala Kuraný anlamaya, kýymetini kavramaya çalýþmayacak mýsýn? Her gününü kadir, kýymetli yapmayacak mýsýn? Her gününü, Kuraný ikra yaparak, kadir gecesi yapmak senin elindedir.
Kadir gecesi bin aydan hayýrlýdýr. Oysa Kuranlý geceler, Kuranýn gündem yapýldýðý vakitler, Kuranýn düþünülüp ibret alýndýðý anlar, Kuran deðerlerinin, ölçülerinin dikkate alýndýðý, yaþama geçirildiði hayatlar; Kuransýz geçen tüm yaþamdan, ömürden hayýrlýdýr, makbuldür, deðerlidir.
Melekler ve Rûh, o gece Rab'lerinin izniyle her iþ için iner de iner. Zira Kuranýn indiði, Kuranýn gündem yapýldýðý, Kuranýn okunduðu, ikra yapýldýðý anlar, günler, geceler, her bir iþ için, her bir konu için, her bir yaþam kesiti için gerekli olan melekeler, ayetler, ölçüler, yasalar ve bunlarýn ruhu, özü, ilkeleri, hedefi, amacý insanýn dünyasýna, kalbinin derinliklerine, aklýnýn merkezine, yaþamýn içine iner. Melekelerine iþler, ruhunu kaplar.
Esenliktir o, ta tan yeri aðarýncaya kadar! Bu olay ta tan yeri aðarýncaya, yaþamýný nurlandýrýncaya, hayatýný Kuranlaþtýrýncaya, çevresine ulaþtýrýncaya ve dünyayý aydýnlatýncaya kadar devam eden ve cenneti tattýran ve ebedi cennete kavuþturan bir esenliktir.

***



KADÝR SURESÝ ÇALIÞMA NOTLARI


(٩٧-&#1633göz kırpma
اِنَّا اَنْزَلْنَاهُ فٖى لَيْلَةِ الْقَدْرِ
97.1 - Ýnnâ enzelnâhu fî leyletil gadr.
S Ateþ - Biz o(Kur'âgöz kırpman'ý Kadir gecesinde indirdik.
YB- Biz onu kadr/ölçüt gecesinde indirdik
Bu ayetle ilgili olan diðer ayetler: (2:185; 14:1; 44:1-4; 81:17-19)

· Nezale: Ýnmek, indirmek, menzil, yörünge, yaratma, aðýrlama, yemek, nimet ikram. Nüzul” sözcüðünün esas anlamý “hulûl [girmek, içe iþlemek, nüfuz etmek]” demektir, bu anlamdaki “giriþ”, “duhul” sözcüðüyle ifade edilen “giriþ”ten farklýdýr. Hulûl etmek, gizlice, haber etmeden, fiziksel bir etki yapmadan girip girdiði nesnenin her bir zerresine homojen olarak yerleþmek þeklinde bir giriþtir [Ýbn Menzur; Lisanü’l-Arab Cilt.8, S.523, Darülhadis Kahire-2003]. Nitekim Mümin sûresinin 15. âyetinde ruhun hulûlü [içe yerleþtirilmesi] “تنزّل - tenezzül” sözcüðüyle deðil “القائ - ilqa [koymak, býrakmak]” sözcüðüyle ifade edilmiþtir.HYýlmaz. Ýndirmek, öðretmek, vermek, bahþetmek, ikram, nimet anlamýna gelmektedir. MOkuyan.

· Kadera: Ayarlama, takdir, daraltma, kýsýtlama, kaderini çizme, ölçme, ölçü, kýymet, azamet, þeref, güç, kudret, tayin etme, miktar, süre, takat, tencere, kazan,


(٩٧-&#1634göz kırpma
وَمَا اَدْرٰیكَ مَا لَيْلَةُ الْقَدْرِ
97.2 - Ve mâ edrâke mâ leyletul gadr.
S Ateþ - Kadir gecesinin ne olduðunu sen nereden bileceksin?
YB- Ölçüt/kadr gecesinin ne olduðunu sen nereden bileceksin? / Ölçüt gecesinin ne olduðunu Allah’tan baþka sana kim anlatabilir ki?


(٩٧-&#1635göz kırpma
لَيْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِنْ اَلْفِ شَهْرٍ
97.3 - Leyletul gadri hayrum min elfi þehr.
S Ateþ - Kadir gecesi bin aydan hayýrlýdýr.
YB- Ölçüt/kadr gecesi bin aydan daha hayýrlýdýr. / Her þeyin doðru ölçüsünün ne olduðunun belirlendiði an bin (ölçütsüz) aydan daha hayýrlýdýr.

· Elefe : Sevgiyle toplama, telif, birbirine katma, alýþtýrma, sevdirme, binlerce
· Þehera :Ay, hilal


(٩٧-&#1636göz kırpma
تَنَزَّلُ الْمَلٰئِكَةُ وَالرُّوحُ فٖيهَا بِاِذْنِ رَبِّهِمْ مِنْ كُلِّ اَمْرٍ
97.4 - Tenezzelul melâiketu ver rûhu fîhâ biizni rabbihim, min kulli emr.
S Ateþ - Melekler ve Rûh, o gece Rab'lerinin izniyle her iþ için iner de iner.
YB- Her bir iþ için içindeki melekler/yasalar/güçler ve bilgi/ruh Rablerinin izniyle indirilirde indirilir.

· Nezale: Ýnmek, indirmek, menzil, yörünge, yaratma, aðýrlama, yemek, nimet ikram. Nüzul” sözcüðünün esas anlamý “hulûl [girmek, içe iþlemek, nüfuz etmek]” demektir, bu anlamdaki “giriþ”, “duhul” sözcüðüyle ifade edilen “giriþ”ten farklýdýr. Hulûl etmek, gizlice, haber etmeden, fiziksel bir etki yapmadan girip girdiði nesnenin her bir zerresine homojen olarak yerleþmek þeklinde bir giriþtir [Ýbn Menzur; Lisanü’l-Arab Cilt.8, S.523, Darülhadis Kahire-2003]. Nitekim Mümin sûresinin 15. âyetinde ruhun hulûlü [içe yerleþtirilmesi] “تنزّل - tenezzül” sözcüðüyle deðil “القائ - ilqa [koymak, býrakmak]” sözcüðüyle ifade edilmiþtir.HYýlmaz. Ýndirmek, öðretmek, vermek, bahþetmek, ikram, nimet anlamýna gelmektedir. MOkuyan

Ayetin baþýnda tenezzelü fiili kullanýlmýþ olup, 41Fussilet 30-32 ve 19 Meryem 64 de de bu iniþin devam etmekte olduðunu ifade eden netenezzelü kalýbý kullanýlmak suretiyle meleklerin iniþinin devam etmekte olduðu vurgulanmýþ ve böylece hayatýný vahiyle þekillendiren her insana meleklerin inmesi her zaman mümkündür MOkuyan. Buradaki melekle kastedilen kuran ayetleri olmalýdýr. Kuran ayetini ikra yapanlara bu eylemi yaptýklarý sürece ayetler bir anlamda âlemlerine iner, hulul eder, nüfuz eder.

· Meleke: Mülk, sahip, meleke, yetenek, hükümdarlýk, malik olma, memlük(Köle), melek, melik, sultan, iç yüzü, iktidar, güç, tasarruf gücü, elçi, haberci, ayet,

Meleklerin nüzulünü [hulûlünü] konu alan aþaðýdaki âyetlerden bazýlarýnda “melek” sözcüðü “elçiler [haberciler]” anlamýnda, diðer bazýlarýnda da “yönetim güçleri” anlamýnda kullanýlmýþtýr. “ ملك - Melek” sözcüðünün “elçiler [haberciler]” anlamýnda kullanýldýðý âyetler:
o Kullarýndan dilediðine melekleri, emrinden [kendine özgü iþ] olan ruh ile “Gerçek þu ki: Benden baþka ilâh yok, o hâlde benden sakýnýn” diye uyarmalarý için indirir/ hulûl ettirir. Nahl; 2.
o Þu bir gerçek ki, “Rabbimiz Allah’týr” deyip sonra hiç þaþmadan yol alanlar üzerine, melekler iner durur [hulûl eder durur] ; “Korkmayýn, üzülmeyin. Size vaat edilen cennetle sevinin. Biz size, dünya hayatýnda da âhirette de [yol gösteren, yardým eden] Yakýnlarýz. Orada sizin için nefislerinizin arzuladýðý þey var. Orada sizin için istediðiniz þey var. Gafur ve Rahîm Allah’tan bir ikram olarak…” Fussýlet; 30 32.
o Hani sen inananlara, “Rabbinizin indirilen/ hulûl ettirilen üç bin melekle yardým etmesi size yetmez mi?” diyordun. Âl-i Imran; 124.
“Melek” sözcüðünün “yönetim güçleri” anlamýnda kullanýldýðý âyetler:
o Biz melekleri ancak gerçekle indiririz ve o zaman, asla göz bile açamazlar. Hicr; 8.
o Hani elçiler onlara önlerinden, arkalarýndan gelerek þöyle demiþlerdi: “Allah’tan baþkasýna ibâdet/kulluk etmeyin!” Þöyle cevap vermiþlerdi: “Eðer Rabbimiz isteseydi, kesinlikle melekler indirirdi. Bu yüzden biz kendisiyle gönderilmiþ olduðunuz þeyleri inkâr ediyoruz.” Fussýlet; 14.
o Ve: “Ona bir melek indirilseydi ya!” dediler. Eðer böyle bir melek indirmiþ olsaydýk iþ mutlaka bitirilmiþ olurdu. Sonra da kendilerine göz bile açtýrýlmazdý. En’âm; 8.
Dolayýsýyla “melek” sözcüðünün, “elçiler [haberciler]” anlamýnda kullanýldýðý âyetlerde bu sözcükle kastedilenler “Kur’ân Âyetleri”dir. Talâk suresinin 10 ve 11. âyetlerine göre zaten Kur’ân’ýn bir adý da “rasül [elçi]”dür. Bu elçi [haberci], toplumun caný demek olan güvenilir ve kutsal bilgiler içermektedirHY. Kuran elçi, melekler ayet, ruh da ayetlerin taþýdýðý ölçütler olarak alýnabilir.

· RaveHa: Ruh, gidiþ, akþam dönüþü, rahmet, yardým, rüzgâr, ferah, gizli kuvvet, latif husus, koku, rýzýk, can, canlýlýk, duygu, karakter, vahiydir.

Ruh Sözcüðünün Kur’ân’daki Kullanýmý : Ruh, vahiy anlamýnda alýnabilir, 40Mümin 15, 42Þura 52, 16nahl 2 de meleklerin ruhu indirdiðinden söz edilmesi de bu ayette vahiy anlamýnda kullanýldýðýna delildirMOkuyan. Akleden kalbin hayat soluðu olan vahiy oýlmalýdýrMÝslamoðlu. Ruh” sözcüðü Kur’ân’da “Ýlâhî esinti, vahy/bilgi” anlamýnda kullanýlmýþ, vahyin bilgisizlikten dolayý ölü sayýlan kalbe hayat verdiði, canýn bedendeki iþlevi ne ise vahyin de insanlýk için ayný iþlevi gördüðü, bu iþlevi dolayýsýyla bireyi ve toplumu kokuþmaktan koruduðu düþünülürse, “ruh” sözcüðünün sözlük, ansiklopedik ve dinî terim anlamlarýyla Kur’ân’daki anlamý arasýnda bir paralellik var gibi gözükebilir. Ancak sözcüðün kullanýldýðý âyetler incelendiðinde, bu paralelliðin “ruh”un ne olduðu konusunda deðil, sadece insan üzerindeki etkileri konusunda olduðu anlaþýlýr. HY.
o Ve sana ruhtan sorarlar. Deki: “Ruh Rabbimin emrindendir [iþindendir] . Size ise az bilgiden baþka, bir þey verilmemiþtir.” Ýsra; 85.
o Refi’dir, dereceleri yükseltendir, Arþ’ýn sahibidir. Buluþma günü hakkýnda uyarmak için kendi emrinden/ kendi iþinden olan ruhu kullarýndan dilediðine ilka eder [býrakýr] . Mümin; 15.
o Ýþte böylece sana da kendi emrimizden [kendi iþimizden] olan ruhu vahyettik. Sen, kitap nedir, iman nedir bilmezdin. Fakat biz onu, kullarýmýzdan dilediðimizi kendisiyle kýlavuzladýðýmýz bir nur [ýþýk] yaptýk. Hiç kuþkusuz sen de dosdoðru bir yola kýlavuzluk etmektesin. Þûra; 52.
o Allah’a ve âhiret gününe inanan bir topluluðu, Allah’a ve elçisine karþý çýkanlarla sevgiye dayalý bir dostluk kurmuþ olarak bulamazsýn. Bunlar onlarýn ister babalarý olsun, ister çocuklarý olsun, ister kardeþleri olsun, ister akrabalarý olsun. Allah onlarýn kalplerine imaný yazmýþ ve onlarý kendisinden olan ruh [güvenli bilgi] ile desteklemiþtir. Onlarý, sürekli kalmak üzere altlarýndan ýrmaklar akan cennetlere koyacaktýr. Allah onlardan hoþnut olmuþtur, onlar da Allah’tan hoþnut olmuþlardýr. Ýþte bunlar Allah’ýn hizbidir [yandaþlarýdýr] . Dikkat edin, Allah’ýn hizbi [yandaþlarý] baþarýya ulaþanlarýn ta kendileridir. Mücadele; 22.
o Kesin olan þu ki, o, âlemlerin Rabbinin indirmesidir [hulûl ettirmesidir]. Onunla “güvenilir ruh” indi [hulûl etti] . Senin kalbine ki, uyarýcýlardan olasýn. Þuara; 192–194.
Þuara sûresinin 193. âyetinde ise “er-ruhu’l-emin” tamlamasýyla kullanýlarak bu bilgilerin [ruhun] “en güvenli, en yararlý bilgi” olduðu vurgulanmaktadýr. Þuara sûresinin 193. âyetinde geçen “er-ruhu’l-emin” ifadesini Cebrâîl olarak yorumlamak ve birçok mealde olduðu gibi âyeti “Onu Ruhu’l-Emin [Cebrâîl] indirdi” diye çevirmek yanlýþtýr. Zira âyetteki “نزل - nezele” geçiþsiz fiilini sanki geçiþli imiþ gibi anlamlandýrmak, her þeyden önce âyetin lâfzî manasýna aykýrýdýrHY. Melekler ve ruh iner ayetini de dikkate aldýðýmýzda, meleklerin ayetler, ruhunda bu ayetlerin taþýdýðý içerik, ilke, ölçüler vb olduðu düþünülmektedir.

(٩٧-&#1637göz kırpma
سَلَامٌ هِىَ حَتّٰى مَطْلَعِ الْفَجْرِ
97.5 - Selâm, hiye hattâ matleýl fecr.
S Ateþ - Esenliktir o, tâ tan yeri aðarýncaya kadar!
YB- Bir esenliktir o þafak sökene kadar/aydýnlýða kavuþuncaya kadar
· Sýleme: Salim, selamet, saðlam, sýhhatli, sulh, eman, kurtuluþ, boyun eyme, teslim olma, has olan, ait olan, selamlaþma, ismi ilahi, ulaþma, Ýslam,
· Talea: Tulu etme, doðuþ, hurma çiçek tomurcuðu, haberdar etme, bildirme, çýkmak, bakmak, bilmek, örtmek, farkýna varmak, iþlemek,
· Fecera: Fýþkýrmak, akýtmak, yarýlmak, akmak, günahlara dalmak, haktan dönmek, tan yerinin aðarma zamanýdýr ki biz buna þafak de­nir. Oysa þafak Arapçada, Güneþ battýktan sonra ufukta kalan kýzartýya denmektedir.


38 yorum:
adnan ve okuma arkadaþlarý dedi ki...
kadir suresini neden hep farklý anladýk.

bir gece o da gizli, ramazanda gizli böylece her ramazan gününün iyi deðerlendirelim diye hikmetidir þeklinde anladýk.

böyle okudum, böyle anlatýldý.
þaþkýnlýðýmý mazur görün.

o gecede indi o gece kutsal ogece iyi ihya ettin mi tamam o geceye denk gelmek amacýyla her ramazan gecesini deðerlendir ki o gece bereketinden yararlan. ya denk gelemezsek :???????

düþünmemek, sorun bu katýlýrsýnýz .
oysa kadiri böyle anlammak kuraný okuduðumuz daha doðrusu kuraný içimize indirdiðimiz anlar kadir anlarý.
kurana göre yaþadýðýmýz, kuranlý yaþam günlerimiz kadirli kýymetli anlar.

Kuran süreleri yaþamý düzenliyor.
biz ve dostlarým her anýný kadirleþtirmenin elimizde olduðunu anladýktan sonra kuranla geçen vakitlerimiz anlarýnmýz yaþamýmýz hayatýmýzý kuþatmaya baþladý.
allah razý olsun.
5 Mayýs 2012 19:08
musa dedi ki...
kadir gecesi kutlamalarý ne olacakç
yýldönümüð,
yaþ günü katama yatmazdý da günah diye bir þey diyemezdim.
ramazanda her geceyi ihya edelim diye gizli olmasýna da bir anlam veremezdim hikmeti bu olsa da falcýlýk gibi, piyango gibi
olmaz derdim de sesim çýkmazdý.

kadir gecesinin bu anlamý kafama yattý.
imtihan olanýn elinde olmalý kadir yapmak ta þer yapmakta bu daha ku-rani .
saðolan arkadaþ.
kadir vakti elimde kuraný okurda hayatýma indirirem o yaþadýðým anlar kýymetli oluyor zaten.

biz düþünemedik korktuk günahtan vatandaþtan sen söylemiþsin ya iyi oldu.

tümünü kaç kez okudum."
Gönderme Tarihi: 04.08.2013 - 14:12
aldemira üyenin diger mesajlarini ara aldemira üyenin Profiline bak aldemira üyeye özel mesaj gönder aldemira üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: KURAN YAŞAMAK İÇİN VAHYEDİLMEDİ Mİ
aldemira su an offline aldemira  
KURAN YAŞAMAK İÇİN VAHYEDİLMEDİ Mİ
7 Mesaj
KURAN YAÞAMAK ÝÇÝN VAHYEDÝLMEDÝ MÝ

o HALDE, kuran OKUMAK OLARAK,
NEDEN LAFIZLARI ANLAMADAN
SADECE TEKRAR ETMEKMÝÞ GÝBÝ YAPIYORUZ.

Kuran OKUMAK NE DEMEK,
NASIL OLMALI,
NÝYE OKUMALIYIZ.
Gönderme Tarihi: 04.08.2013 - 14:09
aldemira üyenin diger mesajlarini ara aldemira üyenin Profiline bak aldemira üyeye özel mesaj gönder aldemira üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: DUADAN NE ANLAMAKTAYIZ
aldemira su an offline aldemira  
DUADAN NE ANLAMAKTAYIZ
7 Mesaj
Kuraný Kerimde Furkan Suresinin en son ayetinde 25/77 de yer alan:
25/77 قُلْ مَا يَعْبَٶُا بِكُمْ رَبّٖى لَوْلَا دُعَاؤُكُمْ فَقَدْ كَذَّبْتُمْ فَسَوْفَ يَكُونُ لِزَامًا
Kul ma ya'beu bi kum rabbi lev la duaukum fe kad kezzebtum fe sevfe yekunu lizama.
De ki: “Duanýz olmasa, Rabbim size ne diye deðer versin! …

Duanýz olmazsa deðeriniz yok, duanýz varsa deðeriniz var. Peki dua ne demek, ne anlamda kullanýlmýþ, duadan ne anlamalýyýz.
Gönderme Tarihi: 04.08.2013 - 14:05
aldemira üyenin diger mesajlarini ara aldemira üyenin Profiline bak aldemira üyeye özel mesaj gönder aldemira üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: ALAK SURESİ MEALİ, ANLAMI, AÇILIMI, MESAJLARI
aldemira su an offline aldemira  
ALAK SURESİ MEALİ, ANLAMI, AÇILIMI, MESAJLARI
7 Mesaj
ASR SURESÝ


Asr’ý, sýkýp suyunu çýkarmayý, özüne ulaþmayý düþün. Kuraný asr yapmayý, okumayý, anlamayý, ilkelerini kavramayý aklet. Ýnsana verilen özellikleri, melekeleri, imkanlarý, zamaný, gelip geçiciliði düþün. Nerden gelip nereye gittiðini, ne için geldiðini anla.
Aksi halde insan hasar içerisindedir. Hüsrana uðramaktadýr. Ýnsanýn yaratýlýþýný, tüm melekelerin insana itaatini, ayartýcý melekenin yani Þeytanýn ayartýsýný ve insanýn geçici hayatýn süsleri karþýsýndaki zaafýný, çoðaltma tutkusunu, geçimlikleri amaç edinerek azmasýný düþün. Allahýn vaadi gereði insanlýða lütfettiði Kuranýn rehberliðine olan ihtiyacýný idrak et. Ancak, Kuraný asr edip, suyunu sýkanlar, özüne, manasýna, ilkelerine, amacýna ulaþanlar hüsrandan, hasardan kurtulabilir.
Kuran ve rehberliði doðrultusunda kendisinden baþlayarak, kurbiyet kurarak, iliþki, bað, tanýþýklýk, dostluk, sevgi, iletiþim köprüsü ve diyalog kanallarý oluþturarak tüm insanlýðý, güzellikle, en uygun zaman, yer, ortam, söz, tavýr ve yöntemle ýslah, deðiþtirme ve dönüþtürme çalýþmasýnda sürekli bulunmalýdýr. Hasenat olan, yani kendi dýþýndakilere yansýmayan, hasene olan iþleri çok yapmak, gece gündüz hatta devamlý, namaz, oruç vb iþleri çokca yapmak deðildir. Hasenat olarak anýlan bu ve benzeri, insaný kötülükten alýkoyan ve manevi yapýsýný güçlendiren güzel iþlerin yaný sýra, esas rolünün, kulluðun ve ibadetin, ameli salihatta bulunmak, yani tüm insanlýðý, düzenleri ve sistemleri deðiþtirmek, gerçek barýþa, kainattaki teslimiyete ulaþtýrmaktýr. Deðiþim, dönüþüm için Kuranla tanýþmaya, ikra yapmaya vesile olmaktýr. Kuran terbiyesine ulaþtýrmaktýr. Kuran halkalarý oluþturarak bu deðiþimi ve dönüþümü sürekli hale getirmektir. Gündemi Kuran yapmaktýr. Kuraný amaç yapýp, araçlarý, mal vb her þeyi bu yolda seferber etmektir.
Bu yolda, hep Haktan, gerçekten, adaletten, güzellikten, doðruluktan, Kitaptan yana olmalýdýr. Bunlarý savunmalýdýr. Bu deðerlerin yanýnda yer almalýdýr. Davasýnda, yönteminde, usulünde, aracýnda, bu deðerleri gözetmelidir. Hikmetli davranmalýdýr.
Bu davada, karþýlaþacaðý zorluklara, sýkýntýlara, engellere, dünyanýn cazibeliði geçimliklerine, çekiciliðine, ayartýsýna, tüm insanlýðý peþinden sürükleyip köleleþtirmesine, zorbalýklara, tehditlere, baský ve iþkencelere karþý sabýrlý olmalýdýr. Tahammül göstermeli, dayanmalý, göðüs germeli ve direnmelidir. Mücadelesine devam ederek tüm zorluklarý aþmaya ve amaçlarýna ulaþmaya çalýþmalýdýr.
Kuraný sýkýp suyunu çýkaran, özüne ulaþan, bunlara iman eden, bu ilkelere güvenen, bu uðurda tüm insanlýðý ýslah ve deðiþtirmeye çalýþan, ameli salihat için uðraþan, bunu yaparken haktan, doðruluktan, güzellikten ayrýlmayan ve tüm zorluklara tahammül ederek davasýna devam eden, direnen insanlar kurtuluþa, felaha ermektedir.
Ýnsanlýk tarihi, bu surede açýklanan Sünnetullaha uyan örneklerle doludur.
Bu tabloda yer almak isteyenler için buyurun asr’a ve Kuran sürelerine.
http://aaldemira.blogspot.com/


***


ASR SURESÝ ÇALIÞMA NOTLARI

وَالْعَصْرِ
103.1 - Vel asr.
SA - Asr'a andolsun ki,
Asara :Sýkmak, suyunu özünü çýkarmak, hapsetmek, menetmek, vergi vermek yaðmurun yaðmasý, usare, öz, asýr, yüzyýl, zaman, devir, kasýrga,
Bu kelimenin geçtiði 12/36, 12/49, 78/14 ayetlerde asr sýkmak, suyunu çýkarmak, yaðdýrmak anlamýnda yer almýþtýr.

اِنَّ الْاِنْسَانَ لَفٖى خُسْرٍ
103.2 - Ýnnel insâne lefî husr.
SA - Ýnsan ziyandadýr.
Hasera:Hasar, zarar, zayi etmek, eksilmek, helak olma

اِلَّا الَّذٖينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَتَوَاصَوْا بِالْحَقِّ وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ
103.3 - Ýllellezîne âmenû ve amilus sâlihâti ve tevâsav bil haggý ve tevâsav bis sabr.
SA - Ancak inanýp iyi iþler yapanlar, birbirlerine hakký tavsiye edenler ve birbirlerine sabrý tavsiye edenler ziyânda deðillerdir.
Amene: Güvenmek, emin olma, korkmama, emanet, inanma, iman, inanç

Hakaka: Sabitleme, ispat, gerçekleþtirme, hak kazanma, layýk olma, uygun olma, denk olma, hak, gerçek, adalet, doðruluk, þeriat, tam, mükemmel, caiz, hikmetli, aþikar, diriliþ, hakkýyla, gerçek ilimle, kitap, Allah, hukuk, hýrslý, düþkün,
Saleha: Doðru, salih, sulh, barýþ, anlaþma, ýslah etme, düzeltme,
SÂLÝHÂTI ÝÞLEMEK: “عملواالصّلحات - amilu’s-sâlihâtý” Sâlihâtý iþleyenler” olarak çevirdiðimiz ifade kalýbý Kur’ân’da toplam 62 âyette yer almýþtýr. Bu kalýbýn pek çok meal ve tefsirde olduðu gibi “amel-i salih iþleyenler” þeklinde çevrilmesi yanlýþtýr. “اصلاح - Islâh” sözcüðünden türemiþ olan “sâlihât” düzeltmek demektir. “Sâlihâtý iþlemek” ise bozuk olan þeyi düzeltmek, düzelticilik yapmak, düzeltmeye yönelik iþler yapmak anlamlarýna gelir. Diðer taraftan da Kur’ân, bu âyette geçen “hakký ve sabrý tavsiyeleþme”yi, Bakara Sûresinin 277. âyetinde geçen “namaz kýlma ve zekât verme”yi, Hud Sûresinin 23. âyetinde geçen “edep ve gönülden Allah’a boyun eðme”yi belirtilen âyetler içinde ayrý ayrý zikretmek sûretiyle “sâlihât”tan ayýrmýþtýr. Yani “hakký ve sabrý tavsiyeleþme”, “namaz kýlma ve zekât verme”, “edep ve gönülden Allah’a boyun eðme” gibi hasenat, Kur’ân’a göre “sâlihât”tan” sayýlmamaktadýr. Kur’ân’daki bu hususlar dikkate alýnarak “sâlihât” konusunda þunlarý söylemek mümkündür: Namaz kýlmak, oruç tutmak, zekât vermek sâlihâtý iþlemek deðildir. Ama öðüt verme yolu ile namaz kýlmayaný namaz kýlar hale getirmek, zekât vermeyeni zekât verir hale getirmek, oruç tutmayaný da oruç tutar hale getirmek, sâlihâtý iþlemektir. Bu kavramý toplumsal boyuta taþýdýðýmýzda, bulunduðumuz zaman ve zeminde adlî, idarî, siyasî, iktisadî ve benzeri alanlarda her türlü bozukluðun düzeltilmesi için gösterilecek çaba, yapýlacak uygulama, sâlihâtý iþlemektir. Bu konuda, “dýþa yansýmayan iþler” demek olan hasenat ile sâlihât arasýndaki fark iyi anlaþýlmalýdýr. Rabbimiz de bu iki konu arasýndaki farký, her bir haseneye on karþýlýk verirken (En’âm 160) sâlihât karþýlýðýnda cenneti vaat etmek sûretiyle çok açýk bir þekilde belirlemiþtir. (Bakara 25, 82; Nisa 57, 122, 124; Hud 23, Ýbrahîm 23, Kehf 107 ve daha birçok âyet)HY

Sabera: Sabýr, oruç, bekleme, cüret, beka, tahammül, kendini tutma.
SABRI TASVÝYELEÞMEK: “صبر - sabr” en geniþ anlamýyla aklýn ve dinin gösterdiði yolda azimle yapýlan mücadele demek olduðu, “katlanmak”, “ses çýkarmamak” gibi pasif eylemlerle herhangi bir ilgisinin olmadýðý unutulmamalýdýr. Bu konuda gözden kaçýrýlmamasý gereken en önemli nokta, sabrýn kesinlikle atalet deðil, bir hareketlilik içerdiðidir. Miskin ve uyuþuk bir halde eylemsiz kalarak payýna düþen rezillikleri “kader böyle imiþ, tahammül etmeli” mantýðýyla kabullenmek, M. Akif Ersoy’un da çok yerinde olarak saptadýðý gibi asla Kur’ân’da geçen “sabr” sözcüðü ile açýklanamaz: “Aman yarabbi! Kur’ân ne söylüyor, biz ne anlýyoruz! Sabýr ‘katlanmak’ deðil, ‘göðüs germek’ demektir. Neye göðüs germek? Evet, sonunda katlanýlamayacak acýlara katlanma ýstýrabýna mahkûm olmamak için, önceden her türlü þedaide [sertliklere, çetinliklere], her türlü mezalime [zulümlere] mertçesine, insancasýna göðüs germek… Fedakârlýklarýn semtine uðramayarak miskin miskin oturmak, sonra da hissesine düþecek rüsvalýðý [rezilliði, kepazeliði] ‘kader böyle imiþ, tahammül etmeli’ diye hazma [sindirmeye] çalýþmak, hiçbir zaman ’sabýr’ sözcüðü ile telif olunamaz [baðdaþtýrýlamaz].” (Doç. Dr. Abdülkerim Abdülkadiroðlu, Nuran Abdülkadiroðlu,Mehmet Akif’in Kur’ân-ý Kerim’i Tefsiri, Mev’ýza ve Hutbeleri , Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý Yayýnlarýgöz kırpma Gerçekten de Kur’ân “sabr” sözcüðü ile katlanmayý deðil, göðüs germeyi kastetmektedir. Göðüs germek ise, içinde bulunulan zorluklarýn verdiði acýlara katlanmak ama ayný zamanda o zorluðu yenmek için onunla mücadele etmek demektir. Dolayýsýyla “sabr” sözcüðü, tam bir aktivite, tam bir canlýlýk ihtiva etmektedir.HY
Bunun için, Kuraný özüne, ilkelerine ulaþacak þekilde asr edip okuyanlar, gereðince alaka gösterenler, önem ve öncelik verenler de bu sonuçlara teslim olur, inanýr, güvenir, emin olur, yaþarsa kurtulabilir. Kuranýn rehberliðine, Allah’a ve öðretisine güvenmek, yaþama geçirmek, tercihlerde bulunurken uygulamakla olur. Her ne olursa olsun bu güvende zaafa uðramamalý, endiþe etmemeli ve ümidini yitirmemelidir. Kuran ölçülerini görmezden gelmemelidir.
Gönderme Tarihi: 04.08.2013 - 14:03
aldemira üyenin diger mesajlarini ara aldemira üyenin Profiline bak aldemira üyeye özel mesaj gönder aldemira üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Konudaki Mesajlar: ALAK SURESİ MEALİ, ANLAMI, AÇILIMI, MESAJLARI
aldemira su an offline aldemira  
ALAK SURESİ MEALİ, ANLAMI, AÇILIMI, MESAJLARI
7 Mesaj
ALAK SURESÝ

اِقْرَاْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذٖى خَلَقَ
1-Ýkra' bismi rabbikellezi halak.
Ýkra, Oku.
Okumak, anlamadan Arapçasýný tekrar etmek olmasa gerek.
Kelimeleri yüzünden okumak, tekrar etmek bir anlamda telaffuz etmek, okumak olabilir mi?
Anlamýný dahi bilmeden seslerin tekrarý ancak telaffuz olabilir.
Okumak, telaffuz edilen seslerin kelimelerin anlamýný bilmeyi de gerektirir.

Oysa, ikrada bu da yetmez
Zira, Kuran, akledenler, düþünenler için ibretler vardýr; hala düþünmeyecek misiniz, böyle kolaylaþtýrdý ki düþünüp ibret alasýnýz; kafa patlatýrcasýna düþünmekten bahseder. Hatta tedebbür düþünmesine yer verir. Yani, temellerini, ilkelerini dikkate almayý, arka planýný, satýr aralarýný düþünmeyi ister.
Öyle ki, Kuran, tertil okumasýný; azar azar, yavaþ yavaþ, tek tek, tane tane, düþüne düþüne, hazmederek, sindirerek, muhakeme ederek, adeta suyunu çýkarýrcasýna okumayý över.
Ayný zamanda ikra okumasýnda; bu çýkarýmlarýn, elde edilen sonuçlarýn, yaþanýlmasý, hayata geçirilmesi, yaþama nakþedilmesi þarttýr.
Böylece, telaffuz edilenlerin anlamýnýn öðrenilmesi, düþünülmesi, ders çýkarýlýp ibret alýnmasý, bunlarýn yaþanýlmasý ve insanlýða anlatýlmasýdýr, ikra.
Takip etmek, ardýndan gitmek, aralarýnda hiç kimsenin bulunamayacaðý kadar yakýn bir þekilde izlemek, ona uymak, okumak ve manayý düþünmek, izlemek anlamýna gelen tilavetten farký da bu çýkarýmlarý yaþamakla yetinmeyip insanlýða iletmektir, sunmaktýr, teblið etmektir.
Bu nedenle, Kuraný ikra yapmak, ayetleri telaffuz etmenin yaný sýra, mealini anlamýný okumak, bunlarý düþünmek, gerektiðince fikirlerden yararlanarak ibretler çýkarmak, bunlarý yaþama geçirmek ve insanlýða sunmak, anlatmaktýr. Arý misali çiçeklerin özünü alýp, düþünüp, yoðurup Kuran potasýnda bal yapýp, yemek ve yedirmektir.
Bu amaçla Kurana yaklaþmaktýr, yaþamaktýr.
Kuranýn hakikatlerine ulaþmak, özümlemek, yaþamak ve anlatmaktýr.
Bu baðlamda kainat, kuran ve peygamber evrensel hakikatin, farklý tezahürleridir, ikra yapanlara.
Bismi Rabbikellezi Halak.
Rabbinin isimlerine yapýþarak, tutunarak, teslim olarak, güvenerek ikra yapmaktýr.
Ýkrayý, Onun terbiyesine girmek için yapmaktýr.
Kuranýn terbiyesinde yaþamak, hayat bulmak amacýyla gerçekleþtirmektir.
Yeni bir ahlaka, Kuran ahlakýna ulaþmak için ikra yapmaktýr.
Ýkra yaptýkça eskiden ayrýlmak yeni yepyeni bir ahlakla doðmaktýr.
Kuran ahlakýyla yaratýlmaktýr, yoðrulmaktýr.
Ayeti, baþtan veya sondan okursak: Þayet, kuran ahlakýyla yaratýlmak, yapýlanmak istersen; Rabbin terbiyesine girmek, Ona yapýþmak, aþkla baðlanmak, tutunmak gerektir. Bunun da tek yolu ikra yapmaktýr.
Bilesin ki, ikra yaparsan Rabbin seni terbiye eder ve yeni, yepyeni bir ahlakla, Kuran ahlakýyla yaratýr, yapýlandýrýr, cennete layýk insan eder.

خَلَقَ الْاِنْسَانَ مِنْ عَلَقٍ
2-Halekal insane min 'alak.
Ýnsan alaktan Halak oldu.
Halak olmasý, ahlakýn, hal, hareket, tavýr, yaþam biçimi, programý, felsefesinin alakla ilgili, baðlantýsý anlatýlýr.
Kim neye alaka duyarsa, alakasýnýn derecesiyle paralel onun ahlakýyla Halaklanýr.
Kuran ahlakýnda yaratýlmak, doðmak; insanýn alakýna baðlýdýr.
Alakasý varsa, Kuran insaný terbiye eder ve yeni bir ahlaka ulaþtýrýr.
Alakasý ne ölçüde ise halaký, ahlaký, Kuraný yaþamý da o ölçüde olmaktadýr.
Kurana sevgisi, ilgisi, alakasý ahlakýný belirlemektedir.
Alak gibi, döllenmiþ yumurtanýn, emriyonun rahim duvarýna tutunurken gerçekleþtirdiði gibi taa atardamarlarýna kadar uzanýp, anasýnýn en güçlü damarlarýndan beslenmesi misali, insan da Kuranýn taa temellerine, ilkelerine, evrensel deðerlerine, özüne, esasýna, manasýna ulaþacak þekilde alaka kurarsa, o nispette Kuranla beslenip, ahlaklanýr.
Yoksa, ikrasý, alakasý sadece telaffuzda kalýrsa, ahlakýnýn da yüzeysel kalmasý kaçýnýlmazdýr.
Oysa, öyle bir alaka isterki, tilaveti, tertili, ikra okumasýný; tezekkürü, tedebbürü, taakulü, tefekkürü vb düþünmeleri bekler.
Bu alak, alaka, sevgi, istek ne ölçüde ise Kuranda o ölçüde ahlaklandýrýr.
Peygamber ve arkadaþlarýnýn alakasýnýn büyüklüðü, ahlakýnýn da Kuran olmasýný saðladý.
Þayet, Kuran ahlaký istiyorsak, önceliklerimizi ve önem verdiklerimizi sorgulayýp, Kurana alakamýzý, ilgimizi, sevgimizi, gözden geçirmeliyiz.
Ahlakýmýzý Kuranlaþtýrmak için alaka duyduklarýmýzý ve alakamýzýn derecesini yeniden yapýlandýrmalýyýz.

اِقْرَاْ وَرَبُّكَ الْاَكْرَمُ
3-Ýkra' ve rabbukel'ekram.
Ýkra yapana Rabbi ikram eder.
Kuran ahlakýna kavuþturur.
Ýkra ile ikramýn paralelliði anlatýlýr.
Herneye ihtiyaç duyarsa onu sunar, lutfeder.
Gerekli bilgiye, hikmete, terbiyeye kavuþturur.
Ýkra yaptýkça, alakasý arttýkça bu ikramlar da çoðalýr.
Kuran ahlakýna uygun yaþamayý ikram eder.

اَلَّذٖى عَلَّمَ بِالْقَلَمِ
4-Ellezî 'alleme bilkalem.
Þöyle ki, Kalemle öðretendir.
Kuraný, azar azar, kalem kalem, kýsým kýsým öðretendir.
Lif lif, ayrýntýlarýna kadar anlatandýr.
Kalemle, yazarak, çizerek, not alarak, baðlantý kurarak, yaþama indirgeyerek, unutmamak için, Kuran ahlakýndan uzak düþmemek için çaba harcayanlara belletendir.
Yaþama kaydedenlere, hayata geçirenlere, ömürlerine nakþetmek isteyenlere öðretendir.
Hayatýný, ahlakýný Kuran yapandýr.

عَلَّمَ الْاِنْسَانَ مَا لَمْ يَعْلَمْ
5-Allemel'insane ma lem ya'lem.
SA-Ýnsana bilmediðini öðretendir.
Bildiklerinden, önceki öðretilerden, atalar ahlakýndan vazgeçmeye niyetli olana öðretir.
Ezberini bozmaya, kendini deðiþtirmek isteyene yol gösterir.
Akledene, düþünene, ibret alýp ders çýkarana, yaþama kaydedene yardým eder.
Kuraný ikra yapana, alakasý olana, hayata geçirene, Kuran ahlakýný ve bilmediklerini öðretir.
Kuran ona rehber olur, yol gösterir, cennete layýk insan yapar.
Hayatýný, ahlakýný cennet eder.

6-8
كَلَّا اِنَّ الْاِنْسَانَ لَيَطْغٰى
6-Kella innel'insane leyatða.
Hayýr; gerçekten insan, azar.
اَنْ رَاٰهُ اسْتَغْنٰى
7-Er raehusnaðna.
A. Bulaç Kendini müstaðni gördüðünden.
اِنَّ اِلٰى رَبِّكَ الرُّجْعٰى
8-Ýnne ila rabbikerruca'.
A. Bulaç Þüphesiz, dönüþ yalnýzca Rabbinedir.
Hayýr, Kuraný ikra yapmayan, alakasý olmayan, kendini yeterli gören muhakkak ki azmaktadýr.
Ýkraya, okumaya, anlamaya, düþünmeye, ders çýkarmaya, ibret almaya gerek görmeyenler, yaþamlarýný Kuranýn rehberliðinden kopuk sürdürenler, amaçlarý Kuraný bir hayat olmayanlarýn azmasý, yoldan sapmasý, saptýrýlmasý kaçýnýlmazdýr.
Ýkrayla, alakayla Kuran terbiyesine ulaþýr. Bu dünyaya geliþinin gidiþinin nedenini, niçinini, hikmetini anlar, yaþam amacýný kavrar, alakýný, önem ve öncelik vermesi gerekenleri belirler.
Kuraný rehber edinmeyen baþkalarýný rehber edinir.
Kurandan mahrumlaþtýkça, tagutlaþmayý sürdürür.
Önem ve öncelik verdikleri, alaka gösterdikleri Kuranýn yerini aldýkça, tabi olduðu tagutlarý olur. Kuran ahlaký yerini tagutlarýn ahlaký hüküm sürmeye baþlar. Önem ve öncelik verdiði Kuran dýþýndaki her þey yaþamýný belirler. Zahiri farklý olsa da Ruhunu, özünü, amacýný onlara teslim eder. Verilen her þey araç iken, amaçlaþýnca, tagut olur, hükmeder. Azdýrýr.
Sonunda dönüþ Rabbinedir.
Geç olmadan, ölüm çatmadan ikra yap, alakaný Kurana yönelt. Dünyadaki amacýný hatýrla önem ve öncelik verdiklerini gözden geçir, araçlarý amaç edinmekten vazgeçip kurtuluþa er.

9-13
اَرَاَيْتَ الَّذٖى يَنْهٰى
9- Eraeytellezi yenha.
A. Bulaç Engellemekte olaný gördün mü?
عَبْدًا اِذَا صَلّٰى
10- Abden iza salla.
A. Bulaç Namaz kýldýðý zaman bir kulu.
اَرَاَيْتَ اِنْ كَانَ عَلَى الْهُدٰى
11- Eraeyte in kane 'alelhuda.
A. Bulaç Gördün mü? Ya o (kul) doðru yol üzerinde ise,
اَوْ اَمَرَ بِالتَّقْوٰى
12- Ev emara bittakva.
A. Bulaç Ya da takvayý emrettiyse.
اَرَاَيْتَ اِنْ كَذَّبَ وَتَوَلّٰى
13-Eraeyte in kezzebe ve tevella.
A. Bulaç Gördün mü? Ya (bu engellemek isteyen) yalanlýyor ve yüz çeviriyor ise.
Salla yapaný engelleyeni gördün mü, anladýn mý?
Kuraný ikra yapaný, okuyaný, anlayaný düþüneni, yaþayaný, anlataný, toplumu bu ahlaka davet edeni bu uðurda salla yapaný, destek olaný; engelleyeni, bu yoldan alýkoyaný, mani olaný anladýn mý?
Ýnsanla Kuran arasýna giren engeller, maniler neler. Ýçsel ve dýþsal unsurlarý, bireysel ve toplumsal faktörleri, ulusal ve uluslar arasý güçleri, bunlarýn taðutlaþarak esir alýþlarýný düþünmek, tanýmak, anlamak ve görmek ve kurtulmak gerekmektedir.
Zira, ikra yapmak, gereðince alaka göstermek, Allah’a, Kurana önem ve öncelik vermek olan takva, Kuran terbiyesindeki bir yaþamý saðlar. Kuran ahlakýyla boyar. Kuraný yaþama taþýr. Hayata nakþeder, dantel gibi iþler.
Bunun için, Kuranla bu denli alakamýzý kesen, mani olan, Hakký yalanlayan, yüz çeviren tüm söylemleri, öðretileri, kabullenim ve yargýlarý, gözden geçirmek, deðiþtirmek, terk etmek elzemdir.
Dünyadaki amacýmýzý unutturan, peþinde kullaþýp köleleþtiðimiz tüm tutkularýn, hedeflerin, gayelerin farkýna varýp, kurtulmalýyýz.
Ýlahlaþtýrdýðýmýz; mal, mülk, makam, þöhret, para, pul, herneyse tüm araçlarý amaçlaþtýrarak girdiðimiz esaret girdabýndan ayrýlmalýyýz. Hele bir zengin olayým bak nasýl çalýþacaðým, destek olacaðým diyerek araçlarý bilerek bilmeyerek amaç edinip de Kuran ahlakýný öteleyenlerin kýssalarý, farkýna varmak için yetmez mi?
Oysa bunlarýn amaç deðil birer araç olarak ihtiyacýmýz kadar yaþamýmýzdaki yerini almasý doðaldýr. Dünyadaki yaþamýn sürdürülmesi için gereklidir.
Öncelikle içimizdeki bu anlayýþ engellerini yok etmeliyiz. Atalar kültürünü býrakmalýyýz. Kuranla aramýza giren tüm engelleri, perdeleri yýrtýp atmalýyýz.
Sonra toplumda var olan; Kuraný, ikra yapmayý, alakayý zorlaþtýran tüm þartlarý deðiþtirmeliyiz.

14-16
اَلَمْ يَعْلَمْ بِاَنَّ اللّٰهَ يَرٰى
14-Elem ya'lem biennallahe yera.
A. Bulaç O, Allah'ýn gördüðünü bilmiyor mu?
كَلَّا لَئِنْ لَمْ يَنْتَهِ لَنَسْفَعًا بِالنَّاصِيَةِ
15-Kella leil lem yentehi lenesfe'am binnasiyeh.
A. Bulaç Hayýr; eðer o, (bu tutumuna) bir son vermeyecek olursa, andolsun, onu perçeminden tutup sürükleyeceðiz;
نَاصِيَةٍ كَاذِبَةٍ خَاطِئَةٍ
16-Nasiyetin kezibetin hatieh.
A. Bulaç O yalancý, günahkar olan alnýndan.
Önem ve öncelik verdiðimiz, her gün ayný perçem, kakül gibi bakýp, gözettiðimiz bu geciçi dünyada araç iken Kuraný amaçlarýmýzýn yerine baþ tacý yaptýðýmýz, mal, makam, þöhret vb hedeflerimiz yok mu?
Eðer farkýna varýp vazgeçmezsek bu yalancý, aldatýcý, insaný yanlýþa, günaha daldýran perçemlerimizden, amaç edindiðimiz, uðruna ne günahlara katlandýðýmýz Kuran dýþý gayelerimizden, ihtiraslarýmýzdan, yýðma ve biriktirme hastalýðýndan kurtulmazsak, bunlarýn peþinde sürünmek mukadder olur.
Hele bir zengin olayým, þu olayým, bu olayým da bir gör ve benzeri perçemlerimiz, bizi aldatmýyor mu, Kurandan, ikradan uzaklaþtýrmýyor mu?
Araçken amaç edindiðimiz ve önümüze kýzýl elma gibi koyduðumuz bitmez tükenmez, dipsiz, yalancý, günahkar perçemlerden vazgeçmezsek, o zaman da Sünnetullah gereði bu perçemlerin peþinde köleleþir, sürünür insan.
Oysa tüm nimetler, araçlar hayatý kolaylaþtýrmak, insana hizmet etmek için yaratýlmýþ, ikram edilmiþken, bunlarý amaç edinen insan bunlarýn kölesi olur. Bunlara binmek, kullanmak varken, onlar insana biner, insaný hamal eder.
Atalar dininin efendileri olup toplumsal güçleri kullananlar, bu güçlerle tagutlaþanlar, zorbalýk yapanlar, Hakka, Kurana ve Kurani ahlakýn yayýlmasýna engel olmaya çalýþanlar da, bu güçlerin, bu perçemlerin esiri olur, sürünür, süründürülür.

17-18
فَلْيَدْعُ نَادِيَهُ
17-Felyed'u nadiyeh.
A. Bulaç O zaman da meclisini (yakýn çevresini ve yandaþlarýnýgöz kırpma çaðýrsýn.
سَنَدْعُ الزَّبَانِيَةَ
18-Sened'uzzebaniyete.
A. Bulaç Biz de zebanileri çaðýracaðýz.
Bu perçemler uðrunda tüm çevresini kullanýr, tüm imkanlarýný seferber eder. Bu yolda tüm ömrünü heba eder, sonra da zebanilere layýk olur.
Vahyi önceliklerimizle aramýza giren bu ve benzeri yalancý, günahkar perçemlere ulaþanlar da, muradýna eremez, uðruna alakasýný, ikrasýný, takvasýný bozduðu, ne günahlara battýðý bu perçemler eliyle tokat yer, sürünür.
Salat edenlere, ikra yapanlara, Kurana önem ve öncelik verenlere karþý yaptýklarý tüm engellemelerde tüm taguti güçleri seferber etmesine raðmen sonuçta bu güçler eliyle bile darbe yer, hançerlenir. sürünür ve yerle bir edilir.

كَلَّا لَا تُطِعْهُ وَاسْجُدْ وَاقْتَرِبْ
19-Kella, la tuti'hu vescud vakterib.
A. Bulaç Hayýr; ona boyun eðme (Rabbine) Secde et ve yakýnlaþ.
Hayýr, tüm bu engellerin farkýnda olup, anlayýp, bunlara uyma; Kurana tabi ol, tam bir itaatle baðlan ve yaþayan Kuran ol. Bunun içinde ikra yap, alakaný ilgini artýr. Önem ve önceliklerini Kuran yap. Kuran ahlakýna tabi ol.

http://aaldemira.blogspot.com/
ALAK SURESÝ ÇALIÞMA NOTLARI

1- اِقْرَاْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذٖى خَلَقَ
Ýkra' bismi rabbikellezi halak.
Yaratan Rabbinin adýyla oku.



K-r-e
(H Yýlmaz Tebyinil Kuran Ýþaret Yayýnlarýgöz kırpma “Ýkra sözcüðü, karae fiilinin emir kipidir. Bu sözcük Ýbranice ve Süryanice’de de mevcuttur. Meselâ, þu anda bile Süryanice’de “oku­mak” sözcüðü için kýryono kullanýlýr. Ýkri sözcüðü de “adýmla, oku” anlamýndadýr. Araþtýrmacýlar “ikra” sözcüðünün hangi dilden diðe­rine geçmiþ olduðu konusunda kesin bir kanaat sahibi deðildirler.
Henüz defter-kitap ortada yokken karae sözcüðü, “hayýz kanýnýn rahîmde toplanmasý ve dýþarý atýlmasý” anlamýna üretilmiþ [vaz edil­miþ] ve zaman içerisinde de kadýnlarýn hayýzlý günleri ile hemen arkasýndan gelen kanamasýz günleri kapsayan dönemlerin adý olarak kullanýlmýþtýr. Nitekim sözcüðün Bakara sûresinin 228. âyetin ‘deki kullanýmý da bu anlamdadýr.
Daha sonra sözcük, istiare [ödünç alma] yoluyla “bir þeyleri biriktirip onu daðýtmak, baþka yerlere nakletmek” anlamýnda kulla­nýlmaya baþlanmýþtýr. “Develerin hamile kalarak yavruyu rahîmde ta­þýyýp sonra da doðurmasýna” karaet’in-nâkatu denilirdi.
Ayný sözcük, yukarýdakilere ek olarak “harfleri, kelimeleri, cümleleri ya da bilgileri bir araya getirip bir baþkasýna nakletme” ey­lemi için de kullanýlmaktadýr. Zaten bu sözcüðün “okumak” anlamýnda kullanýlma nedeni de budur.
Ne var ki, karae sözcüðünü “okumak” diye çevirmek yeterli olmadýðý gibi, böyle çevrilmesi onun Kur’ân’da neden kullanýldýðýný anlamak bakýmýn­dan da yanlýþ sonuç verir.
Çünkü Türkçe’de kullanýlan “okumak” sözcüðünün karþýlýðý, Arapça’da “tilâvet “tir. Buna, hazýrdaki bir met­ni okumak diyebiliriz.”
Ýkra “2:222 Ve yes'eluneke anil mehiyd, kul hüve ezen fa'tezilün nisae fil mehiydi ve la takrabuhünne hatta yathurn, fe iza tetahherne fe'tuhünne min haysü emerakümllah, innellahe yühibbüt tevvabine ve yühibbül mütetahhirin
2:222. Sana kadýnlarýn aybaþý hâlinden de soruyorlar. De ki: “O, bir eziyettir. Onun için aybaþý hâlinde kadýnlardan çekilin ve temizleninceye kadar onlara yaklaþmayýn. Artýk iyice temizlendikleri zaman da Allah'ýn emrettiði yerden onlara varýn. Þüphesiz Allah, çok tevbe edenleri sever, çok temizlenenleri de sever.”
حِيضِ = Hayd = aybaþý
2:228 Vel mütallekatü yeterabbasne bi enfüsihinne selasete kuru', ve la yehillü lehünne ey yektmne ma halekallahü fi erhamihinne in künne yü'minne billahi vel yevmil ahir, ve büuletühünne ehakku bi raddihinne fi zalike in eradu islaha, ve lehünne mislüllezi aleyhinne bil ma7rufi ve lir ricali aleyhinne deraceh, vallahü azizün hakim
2: 228. Boþanmýþ kadýnlar da, kendi kendilerine üç adet süresi beklerler. Eðer Allah'a ve âhiret gününe inanýyorlarsa Allah'ýn rahimlerinde yarattýðýný gizlemeleri, kendilerine helâl olmaz. Ve onlarýn kocalarý, barýþmak isterlerse o süre içersinde onlarý geri almaya daha çok hakk sahibidirler. Onlarýn da aleyhlerindeki gibi, ma‘rûf ile kendileri için de vardýr. Erkekler için de, onlarýn üzerinde bir derece vardýr. Ve Allah azîz'dir, hakîm'dir.
قُرُوَءٍ = Kuru’ = aybaþý halinden sonraki zaman, iki aybaþý arasýndaki zaman.
Kuru’ kadýnlara yaklaþmanýn yasak olmadýðý zaman yani birleþme toplama zamaný, spermle yumurtanýn birleþmesiyle, toplanmasýyla, bir araya gelmesiyle “ÝKRA ile” fetus veya cenin oluþur, Yeni bir hayat ortaya çýkar. Kuran’ýn toplanmasýyla, Kuran’ý kendimizde toplamamýzla yeniden doðarýz, yeni bir hayat oluþur.”YB
(TDV Dini Kavramlar Sözlüðügöz kırpma “kitabý okumak, takip etmek, ardýndan gitmek, tâbi olmak ve uymak” anlamlarýna gelen tilâvet, ýstýlahta, Kur’ân’ý usulüne uygun olarak okumak demektir. Kur’ân’da “telâ” fiili 61 defa geçmiþ ve takip etmek (Þems, 91/2), okumak (Enfâl, 8/2), ilim ve amel ile tâbi olmak (Bakara, 2/121), indirmek (Âl-i Ýmrân, 3/58) ve uydurmak (Bakara, 2/102), anlamlarýnda kullanýlmýþtýr. Bu kelime daha çok âyetleri, Kur’ân’ý okuma anlamýndadýr.”
Anýlan Sözlükte, (En’âm, 6/151) ayeti gerekçe yapýlarak, “ tilâvet kýraatten daha özeldir. Her tilâvet kýraattýr, fakat her kýraat tilâvet deðildir. Tilâvette, ittiba, bildirme ve duyurma anlamý da vardýr” Görüþüne de yer verilmiþ olmakla birlikte, De ki: "Gelin, Rabbinizin size harâm kýldýðý þeyleri okuyayým… ayetinden tilavetin kýraatten daha kapsamlý olduðu anlamý çýkarýlamaz, aksine Rabbinden gelen ayetin olduðu gibi, deðiþikliðe uðratýlmadan, aynen insanlara aktarýlmasý manasý baskýn olmasý nedeniyle tilavet, kýraat/ ikra kavramýndan daha dardýr.
Nitekim, 10/16 قُلْ لَوْ شَاءَ اللّٰهُ مَا تَلَوْتُهُ عَلَيْكُمْ وَلَا اَدْرٰیكُمْ بِهٖ فَقَدْ لَبِثْتُ فٖيكُمْ عُمُرًا مِنْ قَبْلِهٖ اَفَلَا تَعْقِلُونَ Kul lev þaellahu ma televtuhu aleykum ve la edrakum bihi fe kad lebistu fikum umuram min kablihi e fela ta'kilûn.
S. Ateþ De ki:"Eðer Allâh dileseydi, onu size okumazdým ve onu size hiç bildirmezdi. Ben ondan önce aranýzda bir ömür boyu kalmýþtým (böyle bir þey yapmamýþtým), düþünmüyor musunuz? " Ayetinde, okuma ile idrak etme ayný zamanda kullanýlarak tilavet ile idrak etmenin ayrý ayrý vurgulanmýþ olmasý da dikkat çekicidir.
Bu nedenle, tilavetin, idrak etme gereði duymadan da, yüzünden, yazýlý olaný okuma, yazýyý takip etmek, yazýlý olana uyarak onu seslendirmek, sesli veya sessiz dillendirmek olduðu anlaþýlmaktadýr. Ýdrak ise anlamýna vararak, düþünerek, ibret alarak okumadýr.
Böylece, tilavet ile ikranýn farký ortaya çýkmaktadýr. Bu iki kavramý ayýran temel unsur idraktir.
Bu açýdan, (Elmalýgöz kırpma “Hz. Peygamber'in hadisinde söylendiði üzere yüzünden okumanýn, sevab ve fazileti, kavrama ve ezberlemeye vesile olmasýndan dolayýdýr.” Derken; tilavetin ikra ile farkýný ortaya koymuþ ve eðer ikra yapmasý veya ikraya yardýmcý olmasý halinde tilaveti, yüzünden okumayý teþvik ettiði anlaþýlmaktadýr.
(M Esed) “Ýkra’ emri, “oku” yahut “telaffuz et/dile getir” olarak çevrilebilir. Birinci çeviri, bana göre, bu baðlamda daha tercihe þayandýr; çünkü “telaffuz etmek/dile getirmek” kavramý, yalnýzca o anda yazýlý olan veya hafýzada bulunan bir þeyi -anlayarak veya anlamadan- dil ile söylemeyi ifade eder; oysa “okumak”, bir dýþ kaynaktan, burada Kur’an mesajýndan, alýnan sözleri veya düþünceleri, yüksek sesle olsun veya olmasýn, ama anlamak niyetiyle bilinçli olarak zihnine nakþetmeyi ifade eder.”
Diðer bir anlatýmla, (H Yýlmaz) “ Nitekim Biz sana biriktireceðiz ve daðýttýracaðýz , sen de unutmayacaksýn/terk etmeyeceksin (A’lâ sûresinin 6. âyeti ile Kýyâmet sûresinin. 17–19 âyetin ‘de tekrarlanan benzer ifadeler de göstermektedir ki, kýraat , “ön­ce bir þeyleri zihinde, kitapta vs. toparlayýp-hazýrlayýp, sonra baþka­larýna sözlü ya da yazýlý olarak aktarmaktýr.” Bu durumda, konumuz olan ikra emrinden, Peygamberimizde bir þeylerin biriktirileceðinin ve sonra da bunlarýn yine ona daðýttýrýlacaðýnýn anlaþýlmasý gerekir. Diðer bir ifadeyle, Peygamberimiz Allah’tan bir þeyler öðrenecek; öðrendiklerini de insanlara sözlü veya yazýlý olarak öðretecektir. Kendisine ikra ile emredilen [verilen görev] iþte budur. Bu konuda þu âyetlere bakýlabilir: Ýsrâ/14.45.93.106; Nahl/98; Þu’arâ/199; A’râf/204; Ýnþikak/21; A’lâ/6 ve Müzzemmil/20 . Özetle, ikra emri, toplamak ve daðýtmak anlamý ekseninde “vahyolunacaklarý zihninde toparla/oku/daðýt, teblið et” anlamýna gelir.”
(F Razi) “Ayetteki, "oku" ifadesi ile, "Kur'ân oku" manasý kastedilmiþtir. Çünkü "okuma" (kýraat), ancak Kur'ân hakkýnda kullanýlýr. Nitekim Hak Teâlâ, "Biz onu okuduðumuz zaman, onun kýraatine '{Kýyame, 75/18) ve "Kur'ân'ý parça parça indirdik ki sen onu insanlara yavaþ yavaþ kýraat edesin, okuyasýn" (Ýsra, 17/106) buyurmuþtur.”
(Elmalýgöz kırpma “"Sen Kur'ân'dan önce bir kitap okumuyordun." (Ankebut 29/48) kitabýn niteliðini, imanýn esasýnýn neden oluþtuðunu bilmezdin... "Sen önceleri kitap nedir iman nedir bilmezdin." (Þurâ, 42/52)”
(Kuran Yolu) “Bu ayette “emredilen okumanýn konusu belirtilmemiþtir; çünkü baþta kendisine in­dirilen vahiy ve kozmik evrendeki âyetler olmak üzere, okunmasý yani üzerinde inceleme yapýp zihin yorarak hakkýnda bilgi edinilmesi, ders ve ibret alýnmasý ge­reken her þeyi tanýmasý, hakikatini anlayýp kavramasý istenmektedir.”
(A Küçük) “Kur’an’ýn okunmasýndan maksat tedebbürdür. Yani düþünerek onun ne dediðini anlamaya çalýþmak ve hayatý onunla düzenlemektir. Hz. Ali efendimiz buyurur ki:“Anlamayarak yapýlan ibadette ve düþünülmeden gerçekleþtirilen kýraatte hayýr yoktur.” Zaten Allah’ýn Resûlü bir hadislerinde kiþinin okuduðu þeyle kalbinin irtibatýnýn kesildiði ve okuduðu âyetlerden baþka þeyler düþünmeye ve dikkati baþka taraflara daðýlmaya baþladýðý andan itibaren onun okumaya devamýný menetmektedir. Selef âlimlerimizin hepsi böyle düþünür böyle inanýrdý. Bakýn Süleyman Ed-Dârâni: “Anlamadýðým ve kalp huzuruyla okumadýðým âyetlerden sevap alacaðýmý ummuyorum. Ben bir âyeti okurum, sonra dört-beþ gece onunla meþgul olurum ve onu iyice anlamadan baþka bir âyete geçmem.” der. Öyleyse Okuma = Okuma + Baþkasýna anlatma + Uygulama, yani okunaný yaþama, okunanla hayatý düzenleme + Samimiyettir diyebiliriz.”
Nitekim, (Mevdudi) “Eðer meleðin maksadý kendi söylediðini Rasulullah'ýn sadece tekrar etmesini istemek olsaydý, Rasulullah "Ben okuma bilmem" demezdi.” Açýklamasýndan da anlaþýlacaðý üzere; istenilenin, ne telafuz, ne de tilavet olmadýðýný vurgulamaktadýr.
Ikra, vahyedilen Kuran ile birlikte, yaratýlan kitabý Kainatý da okumak, incelemek, düþünmek, dersler, ibretler çýkarmak, idrak etmek veya toplamak, içselleþtirmek, bunlara uygun yaþamak ve insanlarý da bu eyleme davet etmektir.
Kitabý yüzünden, manasýný bilmeden, kelimeleri tekrar etmekten ibaret olan eylemin adý tilavet dahi deðildir. Olsa olsa kelime tekrarýdýr. Taklittir. Telaffuzdur.
Tilavette okunan metnin anlamýný bilmek vardýr. Bu anlamý kavrayýp, toplayýp, düþünerek ders çýkarmak, ibret almak, yaþama geçirmek, anlamak ve anlatmakla ikra gerçekleþmiþ olur.
Böylece, ikra yapýlýnca, Kuranla yoðrulmuþ, Kainata, varlýk alemine layýk, bir insan oluþur.
Bi ismi nin manasý, ismine, iradesine, kudretine yapýþarak, tutunarak, ona dayanarak, ona baðlanarak, onun rehberliðine uymak anlamýndadýr.
R-b-b :Alemlerin Yaratýcýsý, yarattýklarýný, belirlediði programa uygun hedeflere götüren, olgunluk dere­cesine ulaþýncaya kadar aþama aþama, yavaþ yavaþ inþa eden, kemâle erdiren, terbiye edendir.
H-l-k : Yaratýlýþýyla ilgili olarak, yaratma anlamýnýn nüanslarý þeklinde Bedee, fetara, berae, felaka, zerae, enþee, ceale, savvera, sevvâ, ehyâ, sanea, feale, ahrece, eâde, enbete, a'tâ, vehebe, elkaa, vedaa, enzele kelimeleri de Kuranda, zikredilmektedir. Halak kelimesinin bu kelimelerden anlam farký da; güzelce ölçüp biçip takdir etmektir. Ahlak üzere yaratmaktýr. Varlýklarýn, hal ve hareketlerini, ahlakýný, huyunu, fýtratýný, davranýþlarýný belirlemektir. (26/Þuarâ 137 ve 68/Kalem, 4.)
Kuraný, kitabý Kainatý ýkra yapan, yani; okuyan, anlayan, düþünen, ibret alan, ders çýkaran, bunlarý yaþama geçiren, baþkalarýna aktaran kiþi, Rabbin terbiyesine, okuluna girer, Onun terbiyesine yapýþýp tutunarak, ona dayanarak, ona baðlanarak, onun rehberliðine uyar, böylece, Halaka ulaþýr, Kurana uygun bir ahlaka, hal ve yaþam biçimine kavuþur. Peygamberin ilan ettiði tamamlanmýþ ahlakýn yolcusu olur.
Ayeti sondan alýrsak, Kurana uygun bir ahlaka, hal ve yaþam biçimine kavuþmak, Halak a ulaþmak, ahlaklý kiþiliðe sahip olmak için Rabbin terbiyesine girmeli, Ona dayanmalý, Ona yapýþmalý, Onun rehberliðine uymalý, Kuran okuluna girmeli ve ýkra yapmalýdýr.


2- خَلَقَ الْاِنْسَانَ مِنْ عَلَقٍ
Halekal insane min 'alak.
O, insaný alaktan (embriyodan) yarattý.
A-l-k : askýya alýnmýþ, baðlanmýþ, vb
(Elmalýgöz kırpma “Bunlardan baþka "alak", ru­hanî ve manevî olarak, alâka gibi aþk ve muhabbet mânâsýna da ge­lir.”
(A Tekin) “O, insaný aþk ve sevgiden, bir iliþkiden, rahim duvarýna yapýþýp yerleþen döllenmiþ hücrelerden yarattý.”
Ýnsan Alaktan Halak olmuþtur. Ýnsanýn Halaký Alaktandýr. Ýnsanýn Kuran ahlakýna kavuþmasý alakasýna baðlýdýr. Alakla ilgilidir. Kuran ahlakýna ulaþmak, bunu aþk derecesinde istemekle mümkündür.
Herkesin Halaký, ahlaký Kurana verdiði öneme, alakaya, sevgiye baðlýdýr.
Alakasý, sevgisi aþký ne kadar yüksek ise, Halaký, ahlaký da o denli olmaktadýr.
Peygamberin Allah’a ve Kurana olan alakasý, sevgisi, aþký, verdiði önem ve öncelik zirvede olduðundan, Onun ahlaký, Halaký da en yüksekti, en üstündü, en zirvedeydi. Bunun için de örnek insandý.Yaþayan Kurandý.

SONUÇ

Bu iki ayet, insanlýða; deðiþimin, dönüþümün yolunu yöntemini vermektedir.
Kuraný ýkra yapanlarýn, Rabbin eðitimine terbiyesine girdiklerini, Allah’a ve Kurana verdikleri öneme, önceliðe, alaka, sevgi ve aþk derecesine paralel olarak Halaklandýklarý, Kuranýn ahlakýyla yenilenip yaratýldýklarýný açýklamaktadýr.
Yaþayan Kuran olmak, Kuran ahlakýyla deðiþmek dönüþmek isteyenlerin yapmasý gereken ýkradýr, Kuran okuluna girip terbiye olmaktýr, bütün benliðiyle Kurana yönelmektir, önem ve öncelik vermektir, alaka göstermektir.
Alakýn döllenmiþ zigot anlamýný, asýlý, askýda vb manalarýný da dikkate aldýðýmýzda, bu alaka öyle olmalýdýr ki, ayný döllenmiþ yumurtanýn rahim duvarýna tutunmasý, ana damarlarýna, atardamarlarýna ulaþmasý kadar güçlü ve kapsamlý ve olgunlaþýncaya, kemale erinceye kadar sürmelidir. Haftada bir gün, bir saat vs deðil.
Bu alaka ne ölçüde ise, Kuran ahlakýyla Halaklanmak, yaratýlmak ta o ölçüde olmaktadýr. Bu Allah’ýn sünnetidir.
Neye alaka gösterirse insan, alakasýný yönelttiði alanda ve alakasý ölçüsünde halaklanýr, ahlaklanýr, o ahlak üzere yaratýlýr, deðiþtirilir.
Þimdi þu soruyu sormalýyýz: Biz neden gereðince Kuran ahlakýyla ahlaklanamadýk? Toplumun yaþamý Kuran ahlakýndan neden uzak? Kurana alakamýzý sorgulayalým, Kuraný ýkra yapýþýmýzý sorgulayalým. Önem verdiklerimizi, yaþamdaki önceliklerimizi, amacýmýzý sorgulayalým.
Gönderme Tarihi: 04.08.2013 - 14:00
aldemira üyenin diger mesajlarini ara aldemira üyenin Profiline bak aldemira üyeye özel mesaj gönder aldemira üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Sayfa (1): (1)
İmzalar göster - Konu olarak göster

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 687 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
ibrahim45 (46), ebabil54 (51), _EM!NE_ (36), talat (55), nerfa (58), yakupbozseki (59), NeWBaHaR (37), Akbulut (52), vahdet_ahmet (44), saripapatyam (50), bilo78 (46), gurbetten_silay.. (39), Rabbia (52), akaya20 (38), El- Metin (43), rapidhack (42), muazbinismail (40), SANDOKAN (56), SANKOCINK (56), efuli2 (50), hollanda (46), braskim (45), benreceb (42), ergin32 (55), Ozlem (42), suheyla cabuk (52), selman77 (47), kenankara (39), bilalxx (40), iskenderpasa (46), mstfakin (42)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.58047 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.