*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 625 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Cumartesi, 28. Nisan 2024 - 00:25

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

80 Sonuç - Yeni Arama

Sayfa (4): (1) 2 3 weiter >

Gönderen

Mesaj

Konudaki Mesajlar: TÜRK TELEKOM NEDEN SATILDI ??

	selsebil

RE: NE MUTLU ÜLKEMİN GERÇEĞİNİ GÖREBİLENLERE...

81 Mesaj -

Alıntı
Orijýnalý Berraksu1

MUHTAZAF ve SELSEBÝL kardeþlerim ülkenin gerçeklerini anlamayan, anlayamayan kardeþlerimizin hali beni ne kadar üzüyorsa, sizin gibi akýl ve gönül gözü açýk kardeþlerimin varlýðýda o derece içime ferahlýk veriyor.

Allahtan niyazým odur ki sizdeki bu uyanýk hal ülkemin geneline yayýlsýn, ülkenin istikbali daha fazla kararmadan gereken hamleler yapýlsýn.

Her daim var olun, Allah beraberinizde olsun...

Alıntı
Orijýnalý HaNýMeLi

Alıntı
Orijýnalý *selsebil*

ÝTÝRAF EDÝYORUM ,
CANIM O GÜN BÝRAZ SIKKINDI BÝRÞEY YAPAYIM DEDÝM , TELEKOMU SATMAK AKLIMA GELDÝ VE SATTIM.
SATMASAMIYDIM KAFAM KARIÞTI ÞÝMDÝ düsün

günlerdir telekom satýldý dýye baþlýk gecýyordu.
Oleyyyy suçlu suçunu itiraf etmiþþ
niye bize halka millete sormadan sattýnýz bakam??
kaça sattýnýz barii degdimi aldýgýnýz paraya
inþAllah canýnýz son derece cok sýkýlmaz yoksa siz
ülkeyi milletinle birliktede satabilirsiniz..
satýn satýnn sudan ucuz yetiþen alýyor..

Ýki talebesi bir Allah dostunu ziyarete giderler. Ahir ömründe bize bir sohbet, bir nasihat eder ümidiyle. Otururlar saatlerce, ne bir tek söz, ne bir sohbet. Caný sýkýlýr iki arkadaþýn. Müsaade isteyip kalkarlar. Kapýya geldiklerinde aralarýnda konuþmaktadýrlar, üstadýmýz niye sohbet etmedi, diyerek. Fýsýldaþmalarý duyan evin hanýmý seslenir arkalarýndan;

Yazýk size, hiçbir þey duymadýnýz öyle mi? Oysa o neler anlattý size.

Hazreti Mevlana talebelerine sohbet ederken, Allah'ý tanýyan susar, der. Talebelerden birisi o günden sonra hiç konuþmaz olur. Günlerce sükût edip oturur kendi halinde. Bu durumu fark eden Mevlana, niye sustuðunu sorar genç adama. Efendim siz demiþtiniz ki, Allah'ý tanýyan susar, ben onun için.

Güler Mevlana,

Öyle deðil, der, Allah'ý tanýyan Allah'tan gayrýsýna susar. Onun konuþtuðu Allah olur artýk, ondan konuþan Allah olur.

Bizim þer sandýklarýmýzda hayýr, Hayýr sandýklarýmýzda'da þer olabilir. En iyisini bilen þüphesiz Allah (c.c.) dýr...

Görelim Mevlam Neyler, Neylerse Güzel Eyler........

göz kırpma

Gönderme Tarihi: 20.05.2008 - 10:18

Konudaki Mesajlar: TÜRK TELEKOM NEDEN SATILDI ??

	selsebil

81 Mesaj -

ÝTÝRAF EDÝYORUM ,
CANIM O GÜN BÝRAZ SIKKINDI BÝRÞEY YAPAYIM DEDÝM , TELEKOMU SATMAK AKLIMA GELDÝ VE SATTIM.
SATMASAMIYDIM KAFAM KARIÞTI ÞÝMDÝ düsün

Gönderme Tarihi: 16.05.2008 - 23:32

Konudaki Mesajlar: Kim olduğumuzu dualarımız söyler..!

	selsebil

81 Mesaj -

Gönderme Tarihi: 16.05.2008 - 14:32

Konudaki Mesajlar: Benimde Gözümün Yaşını Siler misin EY RESUL !!!...

	selsebil

81 Mesaj -

Gönderme Tarihi: 16.05.2008 - 14:31

Konudaki Mesajlar:

CuMaNıZ MüBaReK OLSuN

	selsebil

81 Mesaj -

Gönderme Tarihi: 16.05.2008 - 10:20

Konudaki Mesajlar: TUZLU KAHVE (lütfen okuyun pişman olmayacaksınız)

	selsebil

RE: TUZLU KAHVE (lütfen okuyun pişman olmayacaksınız)

81 Mesaj -

Alıntı
Orijýnalý MELIKSAH04**

"Sevgilim, bir tanem..

Lütfen beni affet. Bütün hayatýmýzý bir yalan üzerine kurduðum için beni affet. Sana hayatýmda bir tek kere yalan söyledim.. Tuzlu kahvede.. Ýlk buluþtuðumuz günü hatýrlýyor musun?.Öyle heyecanlý ve gergindim ki, þeker diyecekken 'Tuz' çýktý aðzýmdan.. Sen ve herkes bana bakarken, deðiþtirmeye o kadar utandým ki, yalanla devam ettim.

Bu yalanýn bizim iliþkimizin temeli olacaðý hiç aklýma gelmemiþti.

Sana gerçeði anlatmayý defalarca düþündüm. Ama her defasýnda korkudan vazgeçtim. Þimdi ölüyorum ve artýk korkmam için hiçbir sebep yok..

Ýþte gerçek.. Ben tuzlu kahve sevmem. O garip ve rezil bir tat.. Ama seni tanýdýðým andan itibaren bu rezil kahveyi içtim. Hem de zerre piþmanlýk duymadan. Seninle olmak hayatýmýn en büyük mutluluðu idi ve ben bu mutluluðu tuzlu kahveye borçluydum.

SEVMEK EMEK ÝSTÝYOR, FEDAKARLIK, DÜRÜSTLÜK.
KEÞKE TÜM YALAN BÖYLE SAF VE TEMÝZ BÝR NÝYET TAÞISA ağlar

Gönderme Tarihi: 15.05.2008 - 22:51

Konudaki Mesajlar: BAŞIMIZIN TACI......

	selsebil

81 Mesaj -

Gönderme Tarihi: 15.04.2008 - 14:58

Konudaki Mesajlar: Hak neredeyse orada olunuz

	selsebil

Hak neredeyse orada olunuz

81 Mesaj -

Peygamber SAS Hazretleri bize emrediyor ki:

"Hak neredeyse orada olunuz!"

Yâni, "Hakikat, gerçek ne tarafsa; o tarafý tutunuz!" demek... Kur'an-ý Kerim bize buyuruyor ki:

"Kendinizin aleyhine de olsa, ana babanýzýn aleyhine de olsa, akrabalarýnýzýn, yakýnlarýnýzýn, sevdiklerinizin aleyhine de olsa hakikati söylemekten, adaletten, doðruluktan ayrýlmayýn!"

"Sizin sevgileriniz, sempatileriniz veya antipatileriniz, kýzgýnlýklarýnýz hükmünüzü yalýþ vermenize yol açmasýn!" diye hadis-i þeriflerde tavsiye var... Yâni, ben falanca adama kýzýyorum, o karþýma geliyor; kýzdýðým için, haklý olduðu halde haksýz çýkartýyorum. Bu da yok Ýslâmda... Yani kýzgýnlýklarla, sevgilerle, antipatilerle hüküm vermek yok...

"Filanca kardeþ benim iyi ahbabýmdýr, benim akrabam olur, bana da çok iyiliði dokunmuþtur. Þimdi ben onun hatýrýný nasýl çiðnerim?.. Evet haksýz ama, desteklemek zorundayým..."

Öyle þey yok, Ýslâm'da bu yok; öyle desteklemek zorundayýz yok.

Hak neredeyse, insan ordan yana, o tarafta olacak! Gerçek neredeyse, o yolda olacak. Ýslâm'ýn terbiyesi bu... Acý bir þey, zor bir þey, güç bir þey...

Gönderme Tarihi: 12.04.2008 - 13:41

Konudaki Mesajlar: Kurtuluşumuz Asr-ı Saadet örneğinde

	selsebil

Kurtuluşumuz Asr-ı Saadet örneğinde

81 Mesaj -

Acaba, ahlâkî dejenerasyondan kendimizi ve çocuklarýmýzý nasýl kurtarabiliriz? Hayalî ve felsefik arayýþlara girmemize gerek yok. Ýþte Asr-ý Saadet uygulamasý, yüzde yüz alýnan olumlu sonuç ile muhteþem bir örnek olarak önümüzde durmaktadýr. Kim, ne zaman onu örnek almýþsa, þaheser fert, aile ve toplum örnekleri sergilemiþtir:

Milâdî 550’li yýllarýn Arap yarýmadasýna hayalî bir seyahat yapýldýðýnda þöyle bir manzara ile karþýlaþýlýr: Bedevî, kavmiyetçi-ýrkçý, kan dökücü, faizci, kumarcý... Alkoþ, fuhuþ ve zina gibi ahlâksýzlýðýn en katmerlisi hüküm sürüyor... Sayýsýz evlilik anlayýþý... Kýzlarýný diri diri gömecek kadar vahþî... Âdetlerinde mutaassýp... Putperest, fal ve kâhinlikte þeytana taþ çýkartacak kadar dessas... Ticârette hilebazlýk, zorbalýk... Kuvvetli olanýn zayýfý ezdiði, hayatýn yalnýz maddî çýkarlardan ibâret olduðu, sair insanlarýn ve varlýklarýn deðerinin olmadýðý, yaþayýþýn mânâsýz olduðu ve her türlü sosyal hastalýklarýn cirit attýðý çarpýk bir çapulcu topluluk...

Böyle bir devrede Peygamber Efendimiz (asm), “rahmeten lilâlemîn” olarak kâinata teþrif eder. Yetimdir; ümmîdir, okuma yazmasý yoktur. Kimse ona yardým etmez. Herhangi bir maddî gücü yoktur. Kabile reisi, bey, aða filân deðil. Saltanatý yok, hazinesi yok, askerleri yok, eðitim müessesesi yok. Tarlalarý, baðý-bahçesi, insanlarý doyuracak akarlarý da yok. Yalnýz baþýnadýr. Kabilesi de ona karþýdýr. En yakýn akrabasý amcasý da ona cephe almýþtýr.

Böyle bir topluluktan, bütün inançlarýný, düþüncelerini deðiþtirmelerini, kötü alýþkanlýklarýný býrakmalarýný, yanlýþ örf ve geleneklerini terk etmelerini ister. Sadece akýl, kalb ve gönüllere hitap eder. Oysa alýþkanlýklar, baðýmlýlýklar akýl, kalb ve ferman dinlemezler. Çok büyük bir dahi, çok büyük bir masrafla, çok uzun bir zamanda, çok geniþ imkânlarla ve çok rahat bir zeminde, toplumsal gücü ve devlet gücünü de arkasýna alarak bir alýþkanlýðý belki geçici olarak kaldýrabilir. Halbuki o zât-ý mübellið, hâkim ve hekîm; 23 sene gibi kýsa bir zamanda; her türlü eziyet, iþkence, ölüm tehditleri ve zor þartlara raðmen; o vahþî topluluðu; öylesine bir eðitim ve terbiyeden geçirmiþ ki, ne kadar bâtýl ve yanlýþ inançlarý varsa, ne kadar kötü alýþkanlýk ve baðýmlýlýklarý mevcut ise, onlarý deðiþtirmiþ, söküp atmýþ... Kan düþmaný, can düþmaný, mal düþmaný olan insanlarý barýþtýrmýþ... Haydi bir þeyi kaldýrmak mümkündür diyelim! Fakat, onlarýn yerlerine de en nezih, en medenî, en güzel, en mükemmel inanç, ahlâk ve alýþkanlýklarý yerleþtirmesi, beþeriyet þartlarý içinde olabilecek bir vâkýa deðildir.

Býrakýnýz o devri, haydi bu zamanda, yüzlerce uzman ve ordinaryüs profesör sosyolog, psikolog, eðitimci, idâreciyi alsýnlar, yüz binlerce yardýmcý çalýþtýrsýnlar, mu’cizelerle bezenmiþ o zâtýn 23 sene gibi kýsa bir zamanda baþardýðý iþin yüzde birisini, yüz senede gerçekleþtirsinler! Evet, o zât-ý zîþan (asm) sadece basit hareketleri deðil, bütün inanç sistemlerini, örf ve geleneklerini, damarlarýna iþlemiþ hareketlerini deðiþtiriyor. Üstelik, yetîm ve ümmî iken. Herkes ona karþý cephe almýþken.

Üstelik insanlara herhangi maddî bir þey vaad etmiyor! Kendi tarafýna geçenlere gözyaþý, iþkence, eziyet, zulüm, kýrbaç, kýzgýn kumlar üzerinde sürünmek, aðaçlara baðlanmak ve vahþî hayvanlara yem edilmek var!.. Bu vakýalar karþýsýnda, insanlar yine ona koþmuþlarsa; demek o zât, Rabb-i Rahîm tarafýndan vazifelendirilmiþ ve muvaffak edilmiþtir...

Ýþte bütün hal ve ahvaliyle Asr-ý Saadet mu’cizesi...

Gönderme Tarihi: 12.04.2008 - 12:39

Konudaki Mesajlar: urvetül vuska

	selsebil

urvetül vuska

81 Mesaj -

Hayatýmýz boyunca dönem dönem önem verdiðimiz ve elimizden kaçýrmamak için sýký sýkýya tutunduðumuz o kadar çok þey olmuþtur ki sayýsýný ve önem derecesini bazen biz bile kestiremeyiz. Kimi zaman düþtüðümüz yerden bizi kaldýrsýn diye yapýþtýk onlara. Kimi zamanda düþmemek adýna kenetledik ellerimizle avucumuzdan kayýp gitmesin diye. Nelere yapýþmadý ki ellerimiz. Bizi yücelttiðini düþündük bazen. Bazen de yüceldiðimiz yerde sabit kýldýðýný düþündük onlarýn. Aslýnda neye tutunmamýz gerektiðini yine Kur’an öðretiyor bize.

“Kim bütün benliðiyle Allah’a teslim olursa ve ayný zamanda doðru ve yararlý iþlerde bulunursa o (Urvetül Vuska) saðlam bir kulba tutunmuþtur. Muhakkak ki, her þeyin sonu Allah’adýr” (Lokman 22)

“Gerçek þu ki,doðruluk sapýklýktan apaçýk ayrýlmýþtýr.Artýk kim taðutu tanýmayýp onu inkar ederse ve Allah’a inanýrsa,o, (Urvetül Vuska) sapasaðlam bir kulba yapýþmýþtýr. Onun kopmasý imkansýzdýr.Allah iþitendir, bilendir” (Bakara 256)

Evet, ayeti kerime açýk bir þekilde tutunmamýz gerekeni bize haber vermektedir.Saðlam kulp,yani Urvetül Vuska...

Þimdi her birimiz, ellerimizle tuttuklarýmýza bakarak düþünelim. Týpký ayetlerin sonunda Rabbimizin bizden istediði þekilde. Hala düþünmez misiniz? Hala akletmez misiniz? Hala tefekkür etmez misiniz?.. sorusunun muhatabý bireyler olarak düþünelim.

Bizler hangi kulba tutunmuþuz? Bakalým ellerimize ve ellerimizle yaptýklarýmýza. Neleri yakalamýþ ellerimiz? Neleri kurtarýcý kabul etmiþ? Neleri kendine dayanak yapmýþ? Kýsacasý bizler neye tutunmuþuz sýký sýkýya?

Yoksa bizim kulblarýmýz bir türlü söz geçiremediðimiz nefsimiz mi?

Yüksek ve rahat koltuklarýmýz mý kulblarýmýz?

Þeyhlerimiz, üstadlarýmýz, sýrtýmýzý dayadýðýmýz büyüklerimiz, atalar dini mi bizim kulblarýmýz?

Bulunduðumuz cemaatler ve onlara yön verirken diðerlerine çizik atan zihniyetler mi?

Anamýz, babamýz, eþimiz, çocuklarýmýz ve çok sevdiðimizi iddia ettiklerimiz mi?

Amil olamadýðýmýz ilmimiz ve övündüðümüz bilgimiz mi?

Yazdýðýmýz kitaplar,makaleler, yaptýðýmýz edebiyatlar ve attýðýmýz nutuklar mý bizim kulblarýmýz?

Dünyalýklar ve þeytanýn bizim için özenle süslediði þeyler mi?

Baðlarýmýz,bahçelerimiz,evlerimiz,yazlýklarýmýz ve son model arabalarýmýz mý bizim kulblarýmýz?

Yýðdýkça yýðanlar ayetini görmezden gelircesine yýðdýðýmýz paralarýmýz mý?

Yalancý cennetlerimiz mi sýmsýký tuttuðumuz kulplarýmýz?

Böbürlendiðimiz,çerçeveletip duvarlara astýðýmýz diplomalarýmýz mý?

Kahrolasýca ünvanlarýmýz mý yoksa bizim avuçladýðýmýz kulplarýmýz?

Gelip geçici güzelliðimiz,çok güvendiðimiz kývrak zekamýz mý?

Birinin abisi, kardeþi, dayýsý, amcasý, annesi, babasý veya meþrebi olmamýz mý kulblarýmýz?
Sýrtýmýzý dayadýðýmýz dayanaklarýmýz mý yoksa?

Ellerimize dikkatlice bakalým, neyi sýmsýký kavradýðýmýza? Neyi tutmuþuz saðlam olduðunu düþünerek. Her kulbun saðlam olmadýðý gerçeðini gözden kaçýrarak?

Ellerle tutmak deyince aklýma ilk gelen Ahmet er-Rufai’nin bir sözüdür:

“Yeni doðmuþ bir bebeðe bakmaz mýsýn ki ellerini sýmsýký yumar. Sanki tuttum dünyayý elimden kaçmasýný istemiyorum der gibi. Ölmüþ birine de bakmaz mýsýn ki, ellerini sonuna kadar açar. Sanki heyhat bakýn ellerim bomboþ gidiyorum. Dünyadan hiç bir þey götüremeden hem de der gibi…”

Týpký o yeni doðmuþ bebek gibi dünyayý ve dünyalýklarý mý yakaladýk sýmsýký? Bu kadar mý dünyevileþtik? Allah’ýn emrimize amade kýldýðý dünyayý ve dünyalýklarý bizi kurtarýcý olarak görüp sarýldýk onlara. Bu kadar mý acizleþtik? Bu kadar mý unuttuk gerçekten tutunmamýz gereken yegane þeyi?

Bizim Urvetül Vuska’mýz, yüzümüzü Rabbimize tam bir teslimiyetle yöneltmemizdir.Bizim Urvetül Vuska’mýz hak ile batýlýn apaçýk ayrýlýp aþikar olduðu gerçeðine dayanarak hakký kabul ve iman etmemizdir.Bizim Urvetül Vuska’mýz taðutu reddedip hayatýmýzýn her noktasýndan tamamen silip atmamýzdýr. Allah’a sarsýlmaz bir imanla iman etmemizdir.Ve bu imaný tekrar iman etmekle saðlamlaþtýrmamýzdýr.Bizim Urvetül Vuska’mýz, Kopmayan, kýrýlmayan, parçalanmayan kulpa, sarýlaný gizli, açýk her yerde kurtaran, yolun zikzaklarýnda düþürüp býrakmayan, gecenin karanlýklarýnda yolunu yitirip kaybolmasýný önleyen, fýrtýnalar ve kasýrgalarda sarsýlmadan,yýkýlmadan yürümesini saðlayan yegane yöneliþtir. Bizim evirip çevirip þekillendirdiðimiz deðil,Allah’ýn bize öðrettiði ve tarif ettiði tutunduðumuz tek kulbtur Urvetül Vuska…Rabbim her birimizi Urvetül Vuska’sýný kendi oluþturan deðil de,Rabbin öðrettiði ve ýsrarla istediði Urvetül Vuska’ya tutunanlardan ve bu tutunuþta daimi olanlardan eylesin…
Ýlim ile yoðrulup, amel ile doðrulmak duasýyla…

Mükerrem BULUT

Gönderme Tarihi: 12.04.2008 - 12:14

Konudaki Mesajlar: KALBİNİ Mİ YARDIN BAKTIN?

	selsebil

KALBİNİ Mİ YARDIN BAKTIN?

81 Mesaj -

Sinelerde olaný biteni bilen sadece Allah’týr. Ýnsan ise bilgi edinmede sýnýrlýdýr. Sýnýrlarý zorlayan insan, telafisi zor sonuçlara maruz kalabilir. Ýnsan künhüne vakýf olmadýðý olaylarý zahirine göre deðerlendirir. Yine insan için esas olan beyandýr. Bunun ötesini zorlamak yetki aþýmýdýr. Külfettir. Hele hele söz konusu durum bir insanýn hukuku ise daha bir önem kazanýr. Sorun þu, insanlarý yaptýklarýnda ve söylediklerinden deðil de, kalplerinde olandan dolayý yargýlamak… Birde yargýlamanýn akide alanýnda olduðunu düþünün. Bu ne cesaret! ?
Bu konuda Üsame b. Zeyd'in baþýna gelenleri hatýrlayalým. Rasulullah (sav) düþman üzerine gönderdiði bir grup sahabi içinde Zeyd, çatýþma esnasýnda kapýþtýðý hasmýný tam öldürecekken, adam kelime-i þehadet getirerek Müslümanlara selam veriyor. Üsame bu kiþinin korkusundan, canýný kurtarmak için þehadet getirdiðine hükmederek, adamý öldürüyor, sürüsüne el koyuyor. Sefer dönüþü, olay Rasulullah’a haber verilince çok üzülüyor, hiddetleniyor ve "kalbini yarýp baktýnýz da mý korkudan olduðunu anladýnýz!" diye Zeyd'e çýkýþýyor. "Üsame, demek sen Rabbim Allah diyen birini öldürdün ha?" diyerek ha bire kýnýyor. Üsame Re sulullah' in bu ýsrarlý kýnayýþlarý karþýsýnda ne denli sýkýldýðýný þu sözlerle dile getiriyor: "Rasulullah bu sözü o kadar tekrarladý ki kendi kendime 'keþke bu olaydan sonra Müslüman olsaydým." Dedim. Daha sonra Üsame'nin piþmanlýk ve yakarýþlarý üzerine Peygamberimiz onun için istiðfar ediyor, bir köle azat etmesini emrediyor... Konu ile ilgili þuayet nazil oluyor :
"Ey iman edenleri Allah yolunda savaþa çýktýðýnýz zaman iyi anlayýp dinleyin, size selam verene, dünya hayatýnýn geçici menfatýna göz dikerek "Sen mü'min deðilsin" demeyin. Çünkü Allah'ýn nezdinde sayýsýz ganimetler vardýr. Önceden siz de böyle iken Allah size lütfetti; o halde iyi anlayýp dinleyin. Þüphesiz Allah bütün yaptýklarýnýzdan haberdardýr." (Nisa-94)

Kalplerde olaný okumaya izinli deðiliz... Görevli de deðiliz... Bir baþkasýnýn kalbini yarýp bakma, ona göre hüküm bildirme makamýnda olmadýðýmýza göre, nerede durmamýz gerektiðini iyi bilmeliyiz.... Þayet kalbe yönelik yapacak bir þeyimiz varsa, kendi kalbimizi masaya yatýralým, neþteri kendi sinemize vuralým... Herkes ancak kendi kalbini sorgulama mevkiindedir.

Ciddi bir karineye ve beyana dayanmaksýzýn, Müslümanlarý bir takým þer'i deðil indi gerekçelerle ceffel kalem Ýslam dýþý görme yanýlgýsýndan kurtulmalýyýz. Mezhebi asabiyetler, grup asabiyetleri, çizgi asabiyetleri ile kendi dýþýndakileri din dýþý görme marazýna dönüþmemeli...
Tekfir hastalýðý bir nevi insan kýyýmýdýr... Þabloncu bir yaklaþýmla potansiyel muhataplarý tüketmektir... Ne çaðda? Haricilik, ne de çaðdaþ Mürcie bizim çizgimiz olmamasý gerekir, diye düþünüyorum... Niyet okuyuculuk yetkisini kimse bizevermedi. Bize tanýnmayan yetkiyi, hangi hakla kullanabiliriz?

Ýslam Tarihinde diðer bir kesit: Ýslam’ýn Mekke dönemi, Müslümanlarýn aðýr baský gördüðü bir dönemdir. Ýþkence, öldürme, boykot, hakaret birbirini izliyor. Ýnsan hassasiyetini ayaklar altýna alan ne varsa yapýlýyor. Müslümanlar çilelere sabrediyor, meþakkatleri göðüslüyorlar, ölümü bile göze alýyorlar. Yasir ve Sümeyye bu dönemde vahþice þehit edilen ilk müslümanlar.

Oðul Ammar, baba ve annesinin gözleri önünde þehit ediliþine þahit oluyor. O'ndan Ýslam ve Hz Muhammed (sav) hakkýnda olumsuz sözler söylenmesi isteniyor. O da, iþkencenin dayanýlmaz boyutlara ulaþtýðý bir an da, kendisinden istenenleri söylüyor. Sonra serbest býrakýlýyor. O da doðrudan soluðu Hz. Peygamberin yanýnda alýyor: "Ammar helak oldu Ey Allah'ýn Rasulü" diyor. Hz. Peygamber (sav) onu sakinleþtirdi, baþýndan geçenleri dinledi, sonra sordu:

"Senden istenenleri söylerken kalbin nasýldý?" Ammar kalbinin Hz. Peygamber'e ve Ýslam'a derin bir muhabbetle dolu olduðunu söylediklerini zorla söylettiklerini bildirdi. Ammar'a "Seni yine zorlarlarsa istediklerini söyle" diye buyuruyor.

Bunun üzerin Ammar'ýn "kalbindeki itminana" dikkat Çeken þu ayet indi:
"Kim iman ettikten sonra Allah'ý inkar ederse kalbi imanla dolu olduðu halde (inkara) zorlanan baþka fakat kim kalbini kafirliðe açarsa iþte Allah'ýn gazabý bunlaradýr, onlar için büyük bir azap vardýr," (Nahl -106)

Bu olayýn bütün zamanlara uzanan bir deðerinin olduðu bilmek, gerekiyor. Bütün zamanlarda hâkim güçler ile mü'minler arasýnda zorlu sýnavlar olmuþ, yukarýdan gelen baskýlara tahammül edebilenler çýkmýþ, edemeyeni olmuþ...

Böyle bir süreçte egemen güçlerin baskýlarý karþýsýnda alýnan tavýrda "kalbi duruþ" öne çýkýyor.

Size dayatýlanlar karþýsýnda kalbiniz nasýl?

Zilleti kanýksamak, zulmü içselleþtirmek durumundamýsýnýz yoksa kalbinizdeki öfke seli her gün kabarýyor mu? Zulme beklenen tepkiyi verememenin ýzdýrabý ile içiniz eziliyormu?

Ammar'ýn "helak oldum" çýðlýðý yüreðinizde yankýlanýyor mu?

Tabi zorluklarý, süreçleri bahane ederek kalblerini satanlar da var...

Kur'an-ý Kerim'de Mümin suresi vardýr. Bu sure ismini, Firavun'un ailesinden olup imanýný gizleyen kiþinin kýssasýndan alýyor. Kalbinde imaný olup kendini gizleyen bu mümini Kur'an yok saymýyor:

"Firavun ailesinden olup, imanýný gizleyen bir mü'min adam þöyle dedi. Siz bir adamý, Rabbim Allah'týr diyor, diye öldürecek misiniz?./' (Mümin -2

O güne kadar gizlenen bu imanýn nerede ve ne zaman yanký bulacaðýný nasýl bir aksiyona dönüþeceðini biz bilemeyiz ki?

Bundan dolayý biraz daha temkin, biraz daha ihtiyat...

Yalancý Peygamber Müseyleme Hz. Peygamber (sav) in ashabýndan iki kiþiyi esir alýyor. Birine : "Benim Allah'ýn Rasulü olduðuma inanýyor musun?" dedi. "Evet" deyince onu býraktý. Aynýsýný diðerine sordu. O da: "Hayýr. Bilakis sen yalancýsýn" dedi. Onu öldürdü. Rasulullah (sav) buyurdu ki: "Serbest býrakýlan ruhsatý almýþtýr. Zararý yok. Öldürülen ise, üstünü (azimeti) almýþtýr. Ne mutlu ona."

Anlýyoruz ki bir baþkasýnýn kalp alaný ile ilgili bir þey söyleyeceksek tekrardan bir daha düþünmemiz gerekiyor... Biz kendi kalbimize yönelelim.

Ýslam'la iliþki, temelde bir kalp sýnavýdýr...

Kalbimize sarýlalým...

Kalbimizi kaybetmekten korkuyorum...

Ramazan KAYAN

Gönderme Tarihi: 12.04.2008 - 11:58

Konudaki Mesajlar: çok yalnızım

	selsebil

81 Mesaj -

Dedim: Çok yalnýzým.
Dedin: ... ; Ben ki sana çok yakýným. Bakara-186

Dedim: Evet biliyorum sen bana yakýnsýn ama ben senden uzaðým, keþke ben de sana yakýn olabilseydim.
Dedin: Rabbini sabah akþam, yüksek olmayan bir sesle, kendi kendine, ürpertiyle, yalvara yalvara ve için için zikret. Araf-205

Dedim: Buda senin yardýmýný ister
Dedin: ; ALLAH'ýn sizi baðýþlamasýný istemez misiniz? Nur-22

Dedim: Tabii ki, beni affetmeni çok isterim.
Dedin:Öyleyse)Rabbinizden baðýþlanma dileyin, sonra O'na tövbe edin. Gerçekten benim rabbim, esirgeyendir, sevendir. Hud-90

Dedim: Çok günahkârým, bu kadar günahla ben ne yaparým?
Dedin: ALLAH'ýn, kullarýnýn tövbesini kabul edeceðini.. ve ALLAH'ýn tövbeyi çok kabul eden ve pek esirgeyen olduðunu hâlâ bilmezler mi? Tevbe-104.

Dedim: Defalarca tövbe edip tövbemi bozdum, artýk yüzüm kalmadý.
Dedin: ALLAH aziz ve bilendir, o günahlarý baðýþlayan ve kullarýnýn tövbesini kabul edendir. Ðafir-2/3.

Dedim: Bunca günahým var,hangisinin tövbesini yapayým?!
Dedin: ALLAH bütün günahlarý baðýþlayandýr. Zümer-53.

Dedim: Yani yine gelsem yine beni baðýþlar mýsýn?
Dedin: ALLAH'tan baþka günahlarý baðýþlayacak olan yoktur. Ali Ýmran-135.

Dedim: Ne kadar güzelsin ALLAH'ým! Bilmiyorum bu sözlerin karþýsýnda niçin böylesine içim içime sýðmýyor ve erimeye baþlýyorum, seni çok seviyorum.
Dedin: 1614; Þüphesiz ki ALLAH tövbe edenleri ve temizlenenleri sever.

Birden "Ýlahým ve Rabbim benim senden baþka kimim var" dedim.
Sen de "ALLAH kuluna yetmez mi?" (Zümer-36) dedin.

Dedim: Sen ki beni bu kadar çok seviyorsun ve bana karþý bu kadar iyisin ben ne yapabilirim?
Dedin: Ey inananlar! ALLAH'ý çokça zikredin. Ve O'nu sabah-akþam tesbih edin. Sizi karanlýklardan aydýnlýða çýkarmak için üzerinize rahmetini gönderen Odur. Melekleri de size istiðfar eder. ALLAH, müminlere karþý çok merhametlidir. Ahzap-41/43.

Kendi kendime dedim: ALLAH'ým seni çok seviyorum

------------------------------------------------------------------------------------
Vefa, dost ikliminde yetisir ve bizim yamaclarimizin guludur..

-----------------------------------------------------------------------------------------------

* Eger '9' canli olsaydýn bile

* En çok '8' kez kaçabilirdin ölümden

* Bilki '7' düvele sultan olsan dahi

* Yerin '6' mekan olacak sana

* En fazla '5' metre kumaþ götürebileceksin

* Kapatacaksin '4' açsanda gözünü

* Bu dünya '3' günlük dünya

* Azrailin yaninda '2' kat olup yalvarsanda nafile

* Elbet '1' gün öleceksin

* Iþte o zaman herþey '0' dan baþlayacak

Çünkü ÖLÜM bir yok oluþ degil YENiDEN DOGUSTUR...

Gönderme Tarihi: 11.04.2008 - 09:49

Konudaki Mesajlar: gül peygamberim

	selsebil

81 Mesaj -

Gönderme Tarihi: 11.04.2008 - 09:45

Konudaki Mesajlar: ben seni sevmeyi sevdim

	selsebil

81 Mesaj -

Gönderme Tarihi: 11.04.2008 - 09:44

Konudaki Mesajlar: CUMANIZ MÜBAREK OLSUN

	selsebil

81 Mesaj -

Elhamdülillahi Rabbil alemin
Esselatu vesselamu aleyke Ya Resulullah
Esselatu vesselamu aleyke Ya Habiballah
Esselatu vesselamu aleyke Ya Seyyide evvelin vel ahirin

HAYIRLI CUMALAR

Gönderme Tarihi: 11.04.2008 - 09:22

Konudaki Mesajlar: ÜMMET OLMAK....

	selsebil

ÜMMET OLMAK....

81 Mesaj -

ÜMMET OLMAK
Asýrlardan asýrlara geçmiþ bir özlem ve sevgi yaðmuru yaðýyor geleceðin,ahir zaman insanlýðýn(ümmetlerin)gönlüne,ruhuna,bende nasiplenecek miyim?Ebu Süfya’nýn deyimiyle,hiç kimse Senin kadar sevilmedi ve özlenmedi.Yaratan bile Sana aþýktý,Mirac’a çýktýðýnda Refiki Ala’ya Yaradanýn huzuruna girerken,”-Yeryüzünü þereflendiren çýkarma pabuçlarýný ayaðýnýn tozuyla burayýda þereflendir”diyen(buyuran).Yüce Yaradan deðil mi?Yaratan,yarattýðýnýn ayak tozuyla þereflenirse ya bu alemler,bu gözü yaþlý,yaralý ümmetlerin….
Sahabiler(arkadaþlarýn),Seni gördüðü ,bir arada yaþadýðýnýz halde bir anlýk ayrýlýða dayanamazlarmýþ.Ahirette Seni görüp görememenin sýkýntýsýný,hasretini yaþarlarmýþ.Ahhh en aþaðýda olsa,bu zamanýn en üstün alimlerinden bile üstün olan sahabi ümmetlerin.Ýlk ümmet olmanýn þerefine eren ümmetlerin.Hz.Ýsa,bile Sana ümmet olmanýn arzusu içindeymiþ,ya biz ümmet olmanýn þerefine eren ümmetlerin.
Ya Resul! Benim ,Sana olan özlemimi sevgimi çoðu ümmetin öðrendi þahit oldu,riyakar sevgi ve gözyaþý gösterilerinden Rabbime sýðýnýrým.Peygamberliðine ortak ve þahit olmuþ Nur daðýyla Hýra maðrasýda þahittir.Seni Resul kabul edip,ümmetin olma þerfinde döktüðüm gözyaþlarýma,selamlarýma.Ya Resul,bu aciz ümmetinin dilinden þu kelamlar döküldü,geçmiþteki ,bu zamandaki ve gelecekteki Senin için aðzýmdan çýkan her kelime her harf,aðzým,dilim ümmetin olsun,gözyaþlarýmýn her bir damlasý,tadý tuzu,gözlerim kirpiklerim ümmetin olsun,yüreðim,yüreðimdeki sevgin,özlemin,hasretin,çýrpýnmalarý ümmetin olsun.Senin için yazdýðým her yazýya þahit olan meleklerle birlikte kalemim,bilgisayarým,kaðýtlar ümmetin olsun.Düþlerim ,düþüncelerim,dileklerim ümmetin olsun.Sana verdiðim salatu selamlar ,Senin için ettiðim salavatý Þerifeler ümmetin olsun,kýsacasý Ya Resul varlýðým dünyada ve ahrette de ümmetin olsun.AMÝN,AMÝN,AMÝN…….
Kelime-i Þehadetin zikrinde,þahitliðinde þahit ol Ya Resul,iman ettim ve Sen Rabbimin,gelmiþ geçmiþ nebilerin,resullerin övdüðü,imrendiði,müjdelediði Resulüsün ve bende Senin ümmetinim.
ÜMMETLÝÐÝNE ADAY OLMUÞ ÜMMETÝN.

“BÜTÜN GÜZEL SÖZLER O’NA YÜKSELÝR”(FATIR SR.10.AYETÝ KERÝME)
NÝYET VE NÝYAZ ÝLE…..

Gönderme Tarihi: 10.04.2008 - 14:52

Konudaki Mesajlar: Peygamberimiz gibi olmak

	selsebil

Peygamberimiz gibi olmak

81 Mesaj -

Peygamberimiz gibi olmak / Mevlüt Özcan

Ýnsani iliþkilerin temel noktasý insanýn kendisini karþýsýndakinin yerine koyma prensibidir. Yeni dilde buna empati diyorlar. Yani kiþi kendisini karþýsýndakinin yerine koyarak tavýr ve davranýþlarda bulunursa hayýrlý neticelere ulaþýr.

Böylesi özellikleri Efendimiz (s.a.v.)’in örnek hayatýnda çok net görürüz. Allah (c.c.) de bu hususta önümüzü aydýnlatýr. Eðer Tevbe Suresi, âyet: 128 ve Enbiyâ Suresi, ayet: 107’ye bakarsanýz önümüzün aydýnlandýðýný farkedersiniz.

“Size kendi içinizden öyle bir Peygamber geldi ki, sýkýntýya düþmeniz O’na aðýr gelir. O, size son derece düþkündür. Mü’minlere çok þefkatli ve merhametlidir...”

Ýnsanlarý etkileyen tutarlýlýk ve þahsiyet olgunluðudur. Herkes olgun ve yumuþak davranýlmayý sever. Peygamberimiz Efendimiz bu özelliði ile gönüllerde taht kurmuþtur. Bu özellik Kur’ân-ý Kerim’de þöyle bildirilir:

“Allah’ýn Sana olan rahmeti sayesinde insanlara karþý leyyin/yumuþak davrandým. Sen o katý ve acýmasýz olsaydýn herkes etrafýndan daðýlýverirdi.” (Al-i Ýmran: 159)

Efendimiz (s.a.v.):

*Konumunu þahsi çýkarlarý için kullanmadý.

* Külfette en önde oldu.

*Nimet paylaþýmýnda en sonda bulundu.

*Herkese þefkat ve merhametle davrandý.

*Kendisine yapýlan yanlýþlýða olgunlukla mukabele etti.

*Ýnsanlarýn yanlýþlýklarýný baðýþladý. (Buhari, Humûs 19. Müslim, Zekât 128)

Allah (c.c.), Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimiz’e ve O’nun þahsýnda her Müslümana þu emri veriyor:

“(Ely Rasûlüm!) Sen:

*Af yolunu tut,

*Baðýþla,

*Uygun olaný emret,

* Câhillere aldýrýþ etme...” (A’raf: 199)

Peygamberimiz Efendimiz her emir gibi bu emri de örnekliðinin zirvesinde ifa etmiþtir. Haddini bilmezler bile Efendimiz’in hoþgörülü davranýþlarýna mazhar olmalarý münasebetiyle kýrýcý davranýþlarýndan vazgeçmiþlerdir.

Efendimiz (s.a.v.), ömrü boyunca kimseyi incitmemiþtir. (Al-i Ýmran: 159) Kaba saba konuþan ve davrananlarýn tavýr ve davranýþlarýndan da incinmeme yolunu tercih etmiþtir.

Aslýna bakarsanýz, incinmemek incitmemekten çok daha zordur. Ýncitmemeyi kendinizi firenleyerek baþarabilirsiniz. Elinize, dilinize gözünüze, kulaðýnýza sahip olursanýz incitmemekte muvaffak olursunuz.

Peki incinmemeyi nasýl baþarabileceksiniz? Ýncinmemeyi baþarabilmek için:

Bir, Rasûlüllah (s.a.v.) Efendimiz’i örnek alacaksýnýz.

Ýki, engin bir gönül sahibi olacaksýnýz.

Üç, nefsinize hâkim olacaksýnýz.

Dört, Peygamberimiz’in sünneti incinmemekti deyip bu sünnete tâbi olacaksýnýz.

Beþ, Peygamberimiz Efendimiz, etrafýndakilerden olumsuzluklara ölçüsüz tepki gösterenleri uyarýr, incitmeyen nâzik tavra dâvet ederdi. (Buhari, Vudû’ 58, Müslim, Tahâret 58) Böyle bir durumda kendinizi Rasûlüllah’ýn karþýsýnda bu dâvete muhatap olan kiþi kabul edeceksiniz.

Ýnsanýn elinde olmayan incinmemek konusunda, insanlarýn ham davranýþlarýndan ancak böyle davranarak muvaffak olabilirsiniz.

Ýncinmemek ve incitmemek konusunda Peygamberimiz’in model davranýþlarýný örnek almak ve bu sünnetlere uymak suretiyle þahsiyet sahibi olabiliriz.

Gönderme Tarihi: 08.04.2008 - 09:39

Konudaki Mesajlar: EN ACİZDEN EN AZİZ’E (C.C.)

	selsebil

EN ACİZDEN EN AZİZ’E (C.C.)

81 Mesaj -

EN ACÝZDEN EN AZÝZ’E (C.C.)

Kâinatýn ihtiþamý kadar büyük olan acziyetimi, eþsiz muhteþemliðin sahibi benim olamayan her þeyin sahibi ve ‘ben’im sahibim olan Rahman’a sunarým.
Ey evvelin ve gaybýn sahibi, þu çirkinliklerle çevrili, kainatta küçük, alemimde büyük olan dünyadan belki kirli ama samimi yöneliþidir kalbimin.

Ey büyüklüðü ile huzur bulduðum ve ihtiyacýma cevap veren Samed.
Ey maverada kalan gönlüme pencere olan Râhman.

Ey her þeye gücü yeten Kudret Sahibi.
Acziyetimin lem’asýdýr sana olan bu hitaplarým.

Ýmanýn kor bir ateþ olduðu þu ahir zamanda, belki ahir ömrümde, sýkýntýlarla dolu çalkantýlý dünyadan Rahmetine niyaz ederim. Ne sana lâyýk kul olduk belki, ne de Habibi’ne layýk ümmet. Ama yolundayýz ÝnþaAllah-u Teala. Ümitsiz deðiliz ey Rahman-ý Kerim.
Hz. Ömer misali “Cennete bir kiþi girecek.” dendiðindi zaman “o ben miyim?” diyecek kadar ümitli, “Cehenneme bir kiþi girecek” dendiðinde “ben miyim” diyecek kadar korkak ve günahkarýz. Ruhumun med-cezirlerinin durulduðu en sakin liman, þu daðdaðlý dünya harbinde sýðýndýðým tek yer, Sensin Rabbim. Namazým miracým, namazým huzurun(M) diyorum. ve teneffüsüm diyorum. Pencere açýyorum günahlarýmdan sana doðru. Günahlarýmý affýma delil sunuyorum. Efendimizin “benim þefaatim ümmetimden büyük günahlarý olanlaradýr.” hadis-i þerifini Senin Sevgilinin sözünü elime rehber yapýyorum. Biliyorum, yaptýklarým ne beni cehennemden kurtarýr, nede cennete layýk bir hale sokar. Girersem cennetine fazlýndan, lütfundan, uzak kalýrsam azabýndan; o da Senden biliyorum. Bir de Seni görmeyi öyle çok istiyor ki ruhum. Çünkü yalnýz nurundur ruhlarý nurlandýran, yalnýz Senin rýzandýr en yüksek makam. Ne cennet sevdasý, ne cehennem korkusu yalnýz rýzan Ya Rabb!
Yunus vari;
“Cennet cennet dedikleri, bir kaç köþkle bir kaç huri..
Ýsteyene ver sen onlarý, bana Sen’i gerek Sen’i…!”
olamadýk belki senin aþkýnla yanan bir gül, senin aþkýnla bakan bir göz ve senin aþkýnla yaþayan bir can.
Þu günahlarla çevrili dünyada olmadýk dimdik. Yenilgilerimiz oldu bazen ve nefis kandýrmalarýmýz. Ama göz yaþlarýmýz var Rabbim, azabýndan korkupta sana sýðýndýðýmýz. Birde kurak gönüllerimiz. Biliyorum Rabbim suçluyum, günahlara karþý susamýþlarý görüp de sessiz kalýþýmla, ilmini hakkýyla alamadýðýmla, eksik ibadetlerim ve nice kusurlarýmla suçluyum. Ama þimdi hicret ediyorum Rabbim. Þu kirli dünyadan merhametine. Þu kirli dünya gurbetinden sýla-ý Rahmana. Gözleri, idrakleri kapalý olan þu dünyada bende kör ve þuursuzca gurbeti bilemedim. Gurbetim senden ýraklýk, gurbetim huzura olan uzaklýðým. Gurbet ele düþtüm…’ türküleri senin gurbetini hatýrlatmalýydý bilemedim.
Gurbetteyim Rabbim ‘gurb’ etindeyim. Nazým Niyazým Sana.
Her an dilim Sana söyler, Sana sýðýnýr. Günahlarýmla affýna geldim. Cahilim ilmini isterim, habersizim geleceðimi sana havale ederim.
Ya Rab! kusurumu affet
Beni kendine kul kabul et
Emanetini kabz etmek zamanýna kadar beni
Emanetin de emin eyle..
(Amin)

Gönderme Tarihi: 08.04.2008 - 00:16

Konudaki Mesajlar: Yasin

	selsebil

RE: Yasin

81 Mesaj -

Alıntı
Orijýnalý *selsebil*

Bir tanede ben okuyayým inþAllah.

Okundu...

Allah gönlüne göre versin inþAllah

Mesaj 1 kez düzenlendi. En son *selsebil* tarafından, 07.04.2008 - 23:12 tarihinde.

Gönderme Tarihi: 07.04.2008 - 23:11

Konudaki Mesajlar: Hasta olan Dedemiz icin "dua" Edermiyiz...

	selsebil

81 Mesaj -

"Ezhib''l be''se Rabbin''nasi esfi ve entes''safi la sifae illa sifauke , sifaen la yügadiru sekama"

Amin.

Gönderme Tarihi: 07.04.2008 - 21:49

Sayfa (4): (1) 2 3 weiter >

İmzalar göster - Konu olarak göster

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 625 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
kilimlili67 (47), EnToRia (39), cihankarasan (56), rahmali (60), beyazyol (44), hmurat (50), Sweet-Bircan (31), calinan_kalp (43), bobmalley (34), kerim71 (50), talip-ibrahim (38), kan-ka (50), behlül72 (52), n.nakla61 (40), yasinbirel80 (44), zuhre yildirim (44), SnNmMc (37), tarik82 (42), akin123 (37), MertTurk (43), *hira* (35), zaferburgu (49), mademney (42), esli (61), sipahii (43), gokhan (46), ISLAM_GUNESI (40), veteriner54 (42), meryem03 (40), engino (46), yol_cu (42), koyuncu339 (39), fizikcimrt (49), fgdibo (36), salem (46)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.56888 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.