*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 632 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Pazar, 28. Nisan 2024 - 19:22

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

512 Sonuç - Yeni Arama

Sayfa (26): (1) 2 3 weiter >

Gönderen

Mesaj

Konudaki Mesajlar: Avustraliya'li bir gencin Musluman olusu

	Cihan-63

Avustraliya'li bir gencin Musluman olusu

582 Mesaj -

Ýþareti gördü ve Müslüman oldu VÝDEO

Terör örgütü olarak bildiði Ýslam'ý semavi ve batýl dinlerle kýyaslayarak buluþ hikayesini anlatan Avustralya'lý genç kendisini dinleyenleri güldürdü...19 Mart 2009 16:20

Avustralyalý Rubin müslüman olma hikayesini bir stand-up'çý gibi anlatýyor.

Þu anda video paylaþým sitelerinde izlenme rekorlarý kýran bir video dolaþýyor. Videoda Avusturalyalý Rubin deðiþik dinleri araþtýrdýktan sonra nasýl Müslüman olduðunu anlatýyor.

Videoyu seyretmenizi tavsiye ederim.

asagidaki linkten videoyu seyredebilirsiniz.

http://www.haber7.com/haber/20090319/Isareti-gordu-ve-Musluman-oldu-VIDEO.php

selametle kalin

Gönderme Tarihi: 19.03.2009 - 18:27

Konudaki Mesajlar: --- SEYTANIN EN TATLI 12 SOZU ---

	Cihan-63

582 Mesaj -

Sizlerdende

Gönderme Tarihi: 19.03.2009 - 18:22

Konudaki Mesajlar: --- SEYTANIN EN TATLI 12 SOZU ---

	Cihan-63

--- SEYTANIN EN TATLI 12 SOZU ---

582 Mesaj -

ÞEYTANIN EN TATLI 12 SÖZÜ
1 - BÝR DEFAYLA BÝR ÞEY OLMAZ
2 - DAHA GENCÝZ.
3 - ALLAH (C.C) KALP TEMÝZLÝÐÝNE BAKAR.
4 - ALLAH (C.C.) ÝLE KUL ARASINA GÝRÝLMEZ.
5 - EMEKLÝ OLDUKTAN SONRA.
6 - ZAMAN SÝZE DEÐÝL SÝZ ZAMANA UYUN.
7 - BÝR ÞEY OLMAZ Allah(C.C) AFFEDER.
8 - BU KADAR GÜNAHTAN SONRA BÝRAZ ZOR AFFEDÝLÝRSÝN.
9 - FAZLA DÜÞÜNME KAFAYI YERSÝN.
10 - CEHENDEMDE BÝR SÜRE YANDIKTAN SONRA CENNNETE GÝRMEYECEKMÝYÝZ. (Sanki kibrit çöpünün ateþine dayana biliyormuþ gibi)
11 - BÝZ BÜYÜKLERÝMÝZDEN BÖYLE GÖRDÜK.
12 - AMAN HA DÝKKAT BEYNÝNÝZÝ YIKAMASINLAR.

ÞEYTAN VE DOSTLARI

Bir gün Þeytan, dünya çapýnda konvansiyonel bir toplantý için tüm dostlarýný çaðýrmýþ.

Açýlýþ konuþmasýnda demiþ ki:

Müslümanlarýn Camilere gitmesini engelleyemiyoruz. Kur'an okumalarýný ve gerçekleri öðrenmelerini de engelleyemiyoruz. Allah ve elçisi ile saðlam iliþkiler kurmalarýný da engelleyemiyoruz.

Allah ile bir kere baðlantý kurduklarýnda üzerlerindeki gücümüz kýrýlýyor. Dostlarý demiþ ki: Gerçekten zor bir durum, peki ne yapalým? Þeytan demiþ ki: Býrakýn Camilere gitsinler. Fakat zamanlarýný çalýn, böylece Allah ve elçisi ile baðlantý kuramasýnlar..

Sizden isteðim budur. Þeytan devam etmiþ: Dikkatlerini daðýtýn, böylece gün boyunca Allah ile hayati öneme sahip baðlantýyý kuramasýnlar. Dostlarý þaþýrmýþ: Bunu nasýl baþaracaðýz?

Þeytan:
Hayatýn önemsiz ayrýntýlarýyla zihinlerini sürekli meþgul et! Müslümanlarýn kulaklarýna þunu fýsýlda: Harca, harca, harca.. Borç al, borç al, borç al..'

Kadýnlarýný iþe girip uzun saatler boyunca çalýþmalarý için ikna et ! Erkeklerin haftada 6-7 gün, günde 10-12 saat çalýþmalarýný ve böylece hayatlarýnda boþluk kalmamasý için planlar yap! Çocuklarý ile zaman geçirmelerini engelle!

Evleri ferahladýklarý bir yer olmaktan çýkacaktýr! Zihinlerini o kadar meþgul et ki kendi iç seslerini (oto kritik, nefis muhasebesi) dinleyemesinler! Böylece kafalarý karýþacak, Allah ve elçisi ile zihinsel beraberlikleri kopacaktýr. Bravooo, mükemmel fikir, diye alkýþlamýþ dostlarý. Durun, daha bitmedi, diye devam etmiþ Þeytan:

Kahvehanelerde, doktor muayenehanelerinde, kafe'lerde masalarý gazete ve dergilerle doldur! Zihinlerini 24 saat haber bombardýmanýna tut! Araba kullanma esnasýnda tefekkür etmelerini, Ýnternete girenlerinin mailboxlarýný, junk maillerle, sipariþ kataloglarý ile, bahislerle, çekiliþlerle, promosyon ürünleri ile ve boþ umutlarla doldur! Gazete ve TV'leri ince yapýlý güzel modellerle doldur ki kocalarý dýþ güzelliðin önemli olduðuna inansýnlar ve hanýmlarýndan hoþlanmasýnlar! Kadýnlarýn, akþamlarý kocalarýyla ilgilenemeyecek kadar çok yorulmasýný saðla! Eðer kadýnlar, erkeklerin ihtiyacý olan sevgiyi veremezlerse, erkekler bu sevgiyi baþka yerlerde arayacaklardýr!

Çocuklarýna namazýn önemini anlatmalarýný engellemek için hikaye kitaplarýný tavsiye et!

Doðaya çýkýp Allahýn yaratma sýfatýný görmelerini engellemek için onlarý çok meþgul et, eðlence parklarýna, fuarlara, spor karþýlaþmalarýna, oyunlara, konserlere, sinemalara vs götür! Oralarda kavga çýkarýp birbirlerini vurmalarý saðla! Bizim iþimiz fitne çýkarmaktýr, bunu unutma! Ýslami dostluklar ve sohbetler yerine, taraftar-parti dostluklarýný ve dedikodularý teþvik et! Ýþte plan bu! Futbol, hayatlarýnýn odaðý olsun. Futbolcularýn isimlerini çocuklarýna ezberletmeyi marifet saysýnlar! Ancak Ýslamýn þartlarýný merak bile etmesinler! Kurnazca plan için dostlarý þeytaný çýlgýnca alkýþlamýþlar ve ülkelere daðýlýrken Müslümanlarý daha fazla meþgul edeceklerine, telaþ içinde oraya buraya koþuþturacaklarýna, Allah'a, Elçisine ve ailelerine daha az zaman ayýrtacaklarýna söz vermiþler. Sence bu plan baþarýlý mý?

Gönderme Tarihi: 19.03.2009 - 17:05

Konudaki Mesajlar: SEN KAC AYDA BU HALE GELDIN AGAC?

	Cihan-63

SEN KAC AYDA BU HALE GELDIN AGAC?

582 Mesaj -

Kavak Aðacý ile Kabak

Ulu bir kavak aðacýnýn yanýnda bir kabak filizi boy göstermiþ. Bahar ilerledikçe bitki kavak aðacýna sarýlarak yükselmeye baþlamýþ. Yaðmurlarýn ve güneþin etkisiyle müthiþ bir hýzla büyümüþ ve neredeyse kavak aðacý ile ayný boya gelmiþ. Bir gün dayanamayýp sormuþ kavaða:

—Sen kaç ayda bu hale geldin aðaç?

—On yýlda, demiþ kavak.

—On yýlda mý? Diye gülmüþ ve çiçeklerini sallamýþ kabak.

—Ben neredeyse iki ayda seninle ayný boya geldim bak!

—Doðru, demiþ kavak.

Günler günleri kovalamýþ ve sonbaharýn ilk rüzgârlarý baþladýðýnda kabak üþümeye sonra yapraklarýný düþürmeye, soðuklar arttýkça da aþaðýya doðru inmeye baþlamýþ. Sormuþ endiþeyle kavaða:

—Neler oluyor bana aðaç?

—Ölüyorsun, demiþ kavak.

—Niçin?

—Benim on yýlda geldiðim yere, iki ayda gelmeye çalýþtýðýn için.

1.Ders: Çalýþmadan emek harcamadan gelinen nokta baþarý sayýlmaz. Kolay kazanýlan, kolay kaybedilir. Her iþte alýn teri ve emek þarttýr.

Gönderme Tarihi: 05.12.2008 - 14:19

Konudaki Mesajlar: ---- COP TENEKESI ----

	Cihan-63

582 Mesaj -

Sizlerdende

. Hakikaten cok ibret verici bir hadise.

Bu yasadigimiz ahir zamanda imani zayif olan yada inanmayan insanlarda boyle hadiseler haddinden fazladir. Sadece gelin adaylari degil ayni zamanda bunlara uyup ana ve babalarina asi olan erkeklerde cok fazla.

Gunumuzde imanin zayiflamasiyla aile ortamlari oylesine yozlaztiki, Adamlar karisinin korkusuyla anasina bile bakmiyorlar ve sorunlariyla ilgilenmiyorlar. Allah butun Suurlu muslumanlari bu hatalari yapmaktan korusun.

Allah; cumlemizi kendisinin razi oldugu kullarindan eglesin.

AMIN.

Gönderme Tarihi: 26.11.2008 - 14:58

Konudaki Mesajlar: ---- COP TENEKESI ----

	Cihan-63

---- COP TENEKESI ----

582 Mesaj -

ÇÖP TENEKESÝ

Henüz çok gençken kocasýný kaybetmiþ, ondan kalan tek oðlunu yetiþtirmek için diþini týrnaðýna takarak çalýþtýrmýþtý. Onu kimseye muhtaç etmeden okutabilmekti arzusu. Bu hayallerle geçirdi günlerini. Gençti., güzeldi ama geri çevirmiþti evlenme teklifini, oðlunu yabanellere vermemek istiyordu. Baþkalarýna çamaþýr yýkadý, temizlik yaptý, oðlunu hiç bir þeye muhtaç etmedi. Oðlu okuyacaktý, mesleðini eline alýnca, artýk geri kalan ömrünü yavrusunun yanýnda geçirecekti.

Bu hayallerle geçti yýllar, bu hayalle bitti yýllar. Nihayet oðlu Hukuk Fakültesi'ni bitirerek hakimlik görevine baþladý. Ana sevincinden yere göðe sýðmýyordu. Sýra oðluna layýk bir kýz bulmaya geldi, bunu da bulunca artýk gözleri arkasýnda kalmayacaktý. Tam istediði gibi bir kýz buldu. Dýþýný görüyor, içinden haberi yoktu. Seviyordu gelinini, öz evladý gibi. Bir an önce düðün olsun istiyordu. Sanki kendi evlenecekti. Bir an önce taþýnmak istiyordu yeni evlerine, artýk bir köþeye oturup torunlarýný sevecek, geçmiþ tatlý bir hatýra olacaktý...
Nikah gününe bir ay kalmýþtý, damat, gelini alarak yeni evlerine yerleþecek, eþyalarýn yerlerini ayarlayýp ölçülerini alacaklardý. Bütün eþyalarýn yerleri ayarlanmýþ tek tek güzel bir görüntü kazandýrýlmýþtý. Bu sýrada gelin kýz niþanlýsýna dönerek:
- Cihan Beyle güzel oldu ama þu çöp tenekesini nereye koyacaðýz.
Þaþýrdý genç adam, hayret dolu bir sesle:
- Koskoca evde bir çöp tenekesini koyacak yer bulamýyor musun? Tezgahýn altýna koy.
- Yok yok hiç olur mu?
- Balkona koyarsýn.
- Oraya da hiç uymaz.
- Yahu çöp tenekesini koyacak yer bulamýyor musun?
- Onu demiyorum caným anneni diyorum anneni! Genç kýzýn aðzýndan çýkan cümleler genç adamýn kalbine iþlemiþ, beyini döndürmüþtü. Varlýðýnda baþ tacý olan annesi, kendisi için el kapýlarýnda çalýþan annesi, demek bir çöp tenekesi yerine konuluyordu. Demek ki annesi bir çöp tenekesiydi. O çilekar ve fedakar kadýn, caný gibi sevdiði kadýn, anasýný koyacak yer bulamýyordu, hayat arkadaþý olacak kýz da, anasýna çöp tenekesi diyordu!..
Tek kelime konuþmadý eve dönünce de bir þeyden bahsetmedi, zavallý anne gelinin kendi hakkýnda düþündüklerin habersiz, nasýl olduðunu soruyor durmadan onu övüyordu. Acý acý güldü bu durum karþýsýnda genç adam.
Nihayet nikah günü gelmiþti. Bütün hazýrlýklar bitmiþ arabalar dairenin yolunu mekan tutmuþlardý. Salon aðzýna kadar doluydu. Dýþarýya kadar taþýn davetli kulesinde heyecan kol geziyordu, yeni evlileri görebilmek için. Ve memur geline sordu:
- Kýzým Ahmet oðlu Cihaný zevceliðe kabul ediyor musun?
- Evet kabul ediyorum
- Peki oðlum sen, Zeynep kýzý Zeliha'yý zevceliðe kabul ediyor musun?
- Hayýýýýr etmiyorum.
Salonu ayaða kaldýrdý bu ses. Gözlerde hayret ifadesi herkes þok geçirmiþ gibi erkeðe, Cihan'a bakýyorlardý. Memur þaþýrmýþtý.
- Peki þimdiye kadar nerede idin?
- Efendim babam beni küçük yaþlarda býrakarak vefat etti. Annem dýþarýlarda çalýþarak gençliðini bana harcayarak çalýþtý çabaladý. Giymedi giydirdi, yemedi yedirdi. Beni büyüttü, beni okutup adam etti. Annem benim yanýmda oturacak rahat edeceði zaman bu gördüðünüz gelin haným annemi bir çöp tenekesi yerine koyarak evde onu koyacak yer bulamýyor. Annemi bir çöp tenekesi olarak görüyor ve onu istemiyor. Benim annemi istemeyen, ona o þekilde muamele yapan kadýný ben de istemiyorum. Varsa annesini çöp tenekesi dedirtecek buyursun gelini alsýn.
Yerinden kalkarak annesini aldý hayret ve gözyaþlarý arasýnda salondan çýktý.
(Bu olaydan sonra gelin kýz evine döndü ve aradan 20 yýl geçmesine raðmen evlenemedi. Hala bekar...)

Gönderme Tarihi: 24.11.2008 - 15:00

Konudaki Mesajlar: Papazi Aglatan Soru MUSLUMAN YAPTI.

	Cihan-63

Papazi Aglatan Soru MUSLUMAN YAPTI.

582 Mesaj -

Teslis inancý kafasýný karýþtýrýnca papazlarýn kapýsýný çalan Ýtalyan kýz, yanýtsýz kalan sorularýna son papaz aðlayarak cevap verince kararýný verdi ve...

“Papaz sorularýmý dinledikten sonra sessiz bir þekilde aðlamaya baþladý. Bana “Ben de yýllardýr teslis konusunda þüpheler taþýyorum. Bence doðru yoldasýn, Ýslam’ý araþtýrmaya devam et” dedi.”

Ýtalya’nýn Katolika Þehrinde doðan Ýtalyan Kýz Elisa, felsefeye duyduðu merak nedeniyle üniversite yýllarýnda “Gerçek nedir?” sorusunun izini sürmeye baþlamýþ. Ýçinde enteresan olaylarý barýndýran bu süreç, Mýsýr’da gördüðü ilginç bir rüyanýn ardýndan Elisa Haným`ýn 3.5 yýl önce Ýslam’a girmesiyle sonuçlanmýþ. Þu an Þam’da Arapça eðitimi alan Elisa Haným artýk Rahme ismini kullanýyor. Rahme Haným bugünlerde son derece mutlu. Mutluluðunun sebebi ise annesinin de týpký kendisi gibi, kýsa bir süre önce Kelime-i Þehadet getirerek Müslüman olmasý. Biz de Rahme Haným’ýn sevgili annesine Ýslam Ailesi’ne “hoþ geldiniz” diyoruz. Rahme Haným’ýn Ýslam’ýn erkeðe tanýdýðý 4 eþlilik hakký, Ýslam’da kadýnýn yeri ve Avrupa’da yaþayan Müslümanlarýn durumlarý hakkýnda yaptýðý tespitler son derece ilginç.

-Müslüman olmadan önce her hangi bir dine ilginiz var mýydý? Kendinizi ne olarak hissediyordunuz?

Lise son sýnýfa kadar dinlere karþý pek fazla ilgim yoktu. Çünkü gerçeðin peþine düþmemiþtim. Lise son sýnýfta düþünce akýmlarýyla ve dinlerle ilgilenmeye baþladým. Felsefeye olan bu ilgim nedeniyle Verona Üniversite’sine kaydolarak felsefe okumaya ve gerçeði araþtýrmaya baþladým. Ýlk olarak felsefe tarihini oluþturan düþünce akýmlarý üzerine yoðun þekilde okumalar yaptým. Daha sonra ise Ýncil okumaya baþladým, ayrýca haftada 2 veya 3 gün kiliseye gidip papazlarýn vaazlarýna katýlýrdým. Ýncil bana felsefe tarihindeki düþünce akýmlarýndan çok daha etkili geldi ve iyi bir Hýristiyan olmaya karar verdim.

-Ýncil’in neyinden etkileniyordunuz? Birkaç örnek verebilir misiniz?

Ýncil’de beni en çok etkileyen bölümler Hz. Meryem ve Davut Peygamberin kýssalarýnýn olduðu bölümlerdi. Ayrýca Allah’ýn var olduðuna dair delillerden de çok etkileniyordum. O dönem Ýncil’e gerçekten inanýyordum ve Ýncil okumak bana huzur veriyordu.

- Müslüman olmadan önce Ýslam’la ilgili neler biliyordunuz?

Üniversite 2. sýnýfta okurken dinler tarihi dersimize Ýslam Ülkeleri’nin birçoðunu gezen bir hocamýz giriyordu. Hocamýz hiçbir dine inanmýyordu, fakat bize gezdiði ülkelerdeki gözlemlerini anlatýyordu. Ýslam Ülkelerini ziyaret ettiðinde iki þey hocamýzý çok etkilermiþ. Ýlki ezan sesi, diðeri de Ramazan Ayýn’da birçok insanýn ayný anda oruç tutmasý. Ezan sesi hocamýza büyük bir heyecan veriyormuþ ve ezan sesini duymaya baþladýðý andan itibaren kalbinin huzur bulduðunu hissediyormuþ. Ýslam’la ilgili duyduðum olumlu bilgiler sadece bunlardan ibaretti. Fakat sürekli olarak Ýtalyan Medyasý’nýn Ýslam hakkýnda yaptýðý olumsuz haberleri takip ediyordum. Ýtalyan Medyasý, Ýslam’ý kadýnlarý ezen bir terör ve cehalet dini olarak göstermeye çalýþyordu.

-Ýtalyan Medyasý’nýn Ýslam hakkýnda yaptýðý bu olumsuz yayýnlara raðmen Ýslam’a ilgi duymaya nasýl baþladýnýz?

Ýslam’a üniversitenin 2. sýnýfýnda ilgi duymaya baþladým. Okuldaki bir hocamýz benden Musevilik hakkýnda bir ödev hazýrlamamý istedi. Bu ödevi hazýrlarken annemin kütüphanesindeki Kur-an dikkatimi çekti. Kur-an’ýn Musevilik’ten nasýl bahsettiðini merak ettim ve ödevimi hazýrlarken Kur-an’dan da yararlanabileceðimi düþündüm. Kur-an’dan birkaç bölüm okudum ve Kur-an bana ilginç gelmeye baþladý. Kur-an’ý ilk okuduðumda bazý bölümlerinin Ýncil’e çok benzediðini fark ettim. Fakat Kur-an’ýn insan ve hayat hakkýndaki tespitleri bana Ýncil’den daha gerçekçi geldi. Kur-an’daki kýyamet hakkýndaki ayetler de beni çok etkiledi.

“MISIRLI AÝLE’DEN ÇOK ETKÝLENDÝM”

-Ýslam’a ilgi duymaya baþlamanýzdaki temel etken Kur-an mý oldu?

Hayýr. Ýslam’a ilgi göstermeye Mýsýrlý bir aileyle tanýþtýktan sonra baþladým. Mýsýrlý Meryem isminde bir arkadaþým vardý. Meryem’i çok seviyordum ve Meryem’in babasý Ýmad da zaman zaman bize Ýslam’dan bahsediyordu. Meryem’in babasýnýn Ýslam hakkýnda anlattýklarý beni çok etkiliyordu. Ayrýca Meryem’in evindeki huzurlu ortamý da seviyordum. Meryem’in ailesini gözlemleyip babasýnýn Ýslam hakkýnda söylediklerini dinledikten sonra Ýslam hakkýnda güzel duygular hissetmeye baþladým.

-Meryem’in babasý size Ýslam hakkýnda neler anlatýyordu? Bunlarý bizimle paylaþýr mýsýnýz?

Özellikle ahlak üzerinde duruyordu. Ýnsanýn hayatýnda doðrularýn ve yanlýþlarýn olmasý gerektiðini ve Ýslam’ýn insanlara sunduðu ahlaki kurallarýn tamamýnýn doðrularý temsil ettiðini söylüyordu. Ayrýca insanýn ahlakýný arttýrdýðý sürece iyi bir insan olabileceðinden ve insanýn sürekli olarak ahlakýný güzelleþtirmesi gerektiðinden bahsediyordu. Ayrýca Meryem’in Ailesi’ndeki bütün fertlerin kiþilikleri de beni çok etkiliyordu. Karakterleri çok güçlüydü ve hayattan hiçbir þekilde korkmuyorlardý. Bunun sebebi de Ýslam’a olan güvenleri ve Allah’a olan imanlarýydý. Birbirlerine karþý çok nazik davranýyorlardý ve birbirlerine çok deðer veriyorlardý. Sürekli olarak Allah’ý hatýrlýyorlardý. Arabaya binecekleri zaman, yemeðe baþlayacaklarý zaman besmele çekiyorlardý. Meryem’in Ailesi tanýdýðým Ýtalyan Ailelere göre çok daha güvenli bir aileydi. Ýtalyan Aileler genelde problemlidir ve aile içinde sürekli bir rekabet vardýr. Fakat Meryem’in ailesinde böyle bir rekabet yoktu ve herkes birbirine yardýmcý olmaya çalýþýyordu. Bu bana çok ilginç geldi. Meryem’in ailesi Ýtalya’da göçmen olmalarý nedeniyle birçok problem yaþýyordu. Her türlü soruna raðmen mutlu olmasýný baþarýyorlardý. Ben de bu aileyle birlikteyken çok mutlu oluyordum. Bu dönemler Ýslam’a sevgi duyuyordum; fakat hiçbir zaman Müslüman olacaðým aklýma gelmezdi. Daha sonra Meryem’le camiye gitmeye baþladýk. Camide Þeyh Emin ile tanýþtým.

-Þeyh Emin ile tanýþmanýz bu süreçte sizi nasýl etkiledi.

Þeyh Emin yeni bir peygamber geldiðini fakat Hýristiyanlarýn bu yeni peygambere iman etmediklerini söylüyordu. Zihnim iyice karýþmýþtý. Bu süreç benim için gerçekten çok zorlu bir süreçti. Ne yapacaðýma karar veremiyordum ve zihnimde Ýslam ve Hýristiyanlýk hakkýnda birçok soru geziniyordu. Þeyh Emin’in anlattýklarý çok mantýklý þeylerdi; fakat Hýristiyanlýðý terk etmek, Hýristiyanlýk hakkýnda þüpheye kapýlmak beni son derece üzüyordu. Ýlk olarak bir papaza gidip Þeyh Emin ile tanýþtýktan sonra Hýristiyanlýkla ilgili kendi kendime cevaplayamadýðým sorularý sordum.

-Neydi bu sorular?

Teslis inancý iyice kafamý karýþtýrmýþtý. Katolikler Hz. Ýsa’nýn hem Tanrý olduðuna, hem de Tanrýnýn Oðlu olduðuna inanýyorlar. Bu nasýl olabilirdi? Hýristiyanlar Ýsa Mesih’in insanlarýn günahlarýna kefaret olmasý için öldüðüne inanýyorlar. Bu inanýþý da sorgulamaya baþladým.

-Ziyaretine gittiðiniz papaz sorularýnýza nasýl cevaplar verdi?

Bu konularý fazla karýþtýrmamam gerektiðini, Ýsa Mesih’e inanmaya devam edersem mutlu olacaðýmý söyledi. Bu papazýn dýþýnda üç papazý daha ziyaret ettim. Onlardan baþta teslis olmak üzere Hýristiyanlýktan þüphe duymama neden olan sorularýmý cevaplamalarýný istedim. En son ziyaret ettiðim papaz sorularýmý dinledikten sonra sessiz bir þekilde aðlamaya baþladý. Kendisine niye aðladýðýný sorduðumda cevap olarak “Ben de yýllardýr teslis konusunda þüpheler taþýyorum. Bu soruya bir türlü cevap bulamadým. Bence doðru yoldasýn, Ýslam’ý araþtýrmaya devam et” dedi. Papazýn bu cevabý beni çok þaþýrttý ve son ziyaretimden sonra Allah’ýn tek olduðuna kesin olarak inanmaya baþladým. Bu süreçte gerçeðin peþine düþtüm ve sabah akþam Ýslam hakkýnda kitaplar okudum. Kur-an’ý ve Ýncil’i yanýmdan ayýrmýyordum, sürekli olarak Ýncil’le Kur-an arasýnda kýyaslamalar yapýyordum. Belli bir süre sonra Ýslam’ý daha iyi tanýmak için bir Ýslam Ülkesi’ne gitmeye karar verdim ve 3.5 yýl önce Mýsýr’a yaptýðým gezi sýrasýnda Müslüman olmaya karar verdim.

“KIBLEYE YÖNELÝRSEN GERÇEÐÝ BULACAKSIN”

- Bu kararý nasýl aldýnýz? Mýsýr’da baþýnýzdan neler geçti?

Nil Kenarý’nda gezerken ilk defa ezan sesini duydum. Ezan’da neler söylendiðini anlamýyordum; fakat ezan sesi týpký üniversitedeki dinler tarihi hocamýz gibi beni de çok etkilemiþti. O an, içimden Allah’a secde etmek geldi ve bir camiye giderek dakikalarca Allah’a secde ettim. Daha sonra otele dönüp aðlayarak Allah’a bana doðru yolu göstermesi için dua ettim. Duadan sonra uyumaya baþladým ve ilginç bir rüya gördüm. Rüyamda çok kötü bir yerdeydim ve oradan kurtulmak istiyordum. Ne yapacaðýmý bilmiyordum. Bir anda güzel bir yere geçtim. Bu güzel yerde bir ses bana; “kýbleye yönelirsen huzura kavuþacaksýn ve gerçeði bulacaksýn ” dedi. Ben de rüyada kýbleyi aramaya baþladým. Kýbleyi ararken uyandým, bu rüyayý gördükten sonra kesin olarak Müslüman olmaya karar verdim ve bir camiye gidip Kelime-i Þehadet getirerek Müslüman oldum.

-Müslüman olmadan önce Ýslam’la ilgili kabullenemediðiniz hiçbir þey olmadý mý? Mesela Batý Kültürü’nün içinde yetiþen bir bayan olarak Ýslam’ýn erkeðe verdiði 4 evlilik hakkýný kendinize nasýl izah ettiniz?

Ýslam, bir erkeðin birden fazla evlilik yapmasýna izin veriyor, fakat bunu bazý þartlara baðlýyor. Ýslam, birden fazla evlilik yapacak erkeklere eþler arasýnda adaleti saðlama þartýný öne sürüyor; bu da bir erkek için yerine getirilmesi çok zor bir þart. Ben, gerçek anlamda Allah’tan korkan bir erkeðin eþler arasýnda adaleti saðlayamama kaygýsý taþýyacaðýný, bundan dolayý da birden fazla evlilik yapmayacaðýný düþünüyorum. Çünkü Ýslam’a göre eþler arasýnda adaletsizlik yapmak büyük bir günah olarak görülüyor. Batý da bir kadýn birçok erkekle, bir erkek de birçok kadýnla birlikte olabilir. Fakat Ýslam, cinsel hayatý da evlilik vasýtasýyla bir düzene sokuyor.

Müslü-man olmanýz aileniz ve çevreniz tarafýndan nasýl karþýlandý?

Müslüman olduktan sonra özellikle babamla birçok sorun yaþadým. Babam örtünmeye baþladýðým ilk zamanlarda baþörtümden nefret ediyordu ve bu nedenle eve ancak baþörtümü çýkardýktan sonra girebiliyordum. Fakat babam zamanla Müslüman olmamý kabullendi. Þu an dini inancýma ve baþörtülü olmama son derece saygý duyuyor. Annem ise ben Müslüman olduktan sonra Ýslam’a ilgi duymaya ve Ýslam hakkýnda araþtýrmalar yapmaya baþladý. Kýsa bir zaman önce de Ýslam’a girme kararý alýp O da benim gibi Müslüman oldu. Annemin Müslüman olmasýna gerçekten çok sevindim, þimdi annemle birlikte babamýn Müslüman olmasýný bekliyoruz. Babam da som zamanlarda Ýslam’la ilgileniyor ve zamanýnýn birçoðunu Kur-an okuyarak geçiriyor.

-Batýlý Feminist çevreler sýkça Ýslam’ýn kadýný ezdiðini dillendiriyorlar. Bu konu hakkýnda ne düþünüyorsunuz? Sizce Ýslam kadýna nasýl yaklaþýyor?

Ýslam’ýn kadýn anlayýþý bana göre son derece nazik ve kadýný koruyan bir yaklaþýmdýr. Avrupa’da kadýn özgür gibi gözükür; fakat asla özgür deðildir. Erkekler kadýnlara pek fazla deðer vermezler ve kadýnlara karþý olmasý gereken saygý ve nezaketi göstermezler. Ýslam, kadýnýn bütün yaþamýný koruma altýna alýyor. Babam 18 yaþýma ulaþtýðýmda bana; “Artýk sana bakmayacaðým, kendine iþ bul ve evden ayrýl ” demiþti. Ýtalya’da hep böyledir. Fakat Müslüman Aileler çocuklarýna asla bu þekilde davranmazlar. Mesela Meryem’in anne ve babasý maddi sorunlar yaþamalarýna raðmen çocuklarýna çalýþma zorunluluðu getirmiyorlardý. Ýslam’a göre kadýn evli deðilse babasý ona bakmak zorundadýr; eðer evliyse bu sefer de eþi kadýnýn geçimini saðlamakla sorumludur. Kadýna karþý bu denli güçlü bir koruma ne Avrupa’da ne de Amerika’da var.

-Örtünmeye nasýl karar verdiniz?

Meryem’in babasý Ýmad sýk sýk Ýslam’a göre bir kadýnýn altýn gibi deðerli olduðunu ve altýn kýymetinde olan bir kadýnýn mutlaka korunmasý gerektiðini söylüyordu. Ýmad’ýn bu sözü bana zamanla çok mantýklý geldi ve örtünmeye karar verdim.

“MÜSLÜMAN OLAN ÝTALYAN ÇOCUK”

-Siz ayný zamanda bir yazarsýnýz? Sonradan Ýslam’a giren Ýtalyanlarla telefon vasýtasýyla yaptýðýnýz röportajlarý bir araya topladýðýnýz kitabýnýz özellikle dikkatimi çekti. Böyle bir kitap hazýrlamaya niçin karar verdiniz? Ayrýca Ýslam’a giriþ öyküsünü yazdýðýnýz Ýtalyanlar arasýndan hangisinin yaþadýklarý size daha ilginç geldi?

Bu kitabý hazýrlamaya Pakistanlý bir arkadaþýmýn teþvikiyle baþladým. Pakistanlý arkadaþým Ýslam’a giriþ hikayelerini okuyan birçok insanýn bu hikayelerden etkilenerek Müslüman olmaya karar verdiðini, ayrýca doðuþtan Müslüman olan kiþilerin de bu hikayelerden büyük dersler aldýklarýný söyledi. Ben de bunun üzerine sonradan Müslüman olan 26 Ýtalyan’la telefonla röportajlar yaparak, onlarýn hikayelerini kitaplaþtýrdým. Avrupa’da Ýslam’a olan yoðun ilgi nedeniyle de kitabýma “Ýslam’ýn Dönüþü” ismini verdim. Kitabým Ýtalya’da büyük ilgi gördü ve hatta bazý insanlarýn Ýslam’a girmesine vesile oldu. Görüþtüklerim arasýnda özellikle 13 yaþýndaki Ýtalyan bir kýzýn daha çocuk denilebilecek bir yaþta Ýslam’a girmesi beni çok etkilemiþti.

-Bu Ýtalyan Kýz Müslüman olmaya nasýl karar vermiþ?

Öðretmeni ona Ýslam ve Ýslam Ülkeleri hakkýnda bir ödev vermiþ. O da bu ödevi hazýrladýðý sýrada Ýslam hakkýnda okuduðu yazýlardan etkilenerek Müslüman olmaya karar vermiþ. Kýzýn ismi Hatice’ydi. Hatice 14 yaþýna geldiðinde de örtünmüþ. Hatice ile görüþtüðümde çok güçlü bir karaktere sahip olduðunu hissettim. Ona “bu gücü nereden alýyorsun” diye sorduðumda bana “Ýslam’dan alýyorum, baðlý olduðum din bana büyük bir güç veriyor” diye cevap verdi.

“MÜSLÜMAN’IN ÖZGÜVENÝ OLMALI”

-Sonradan Ýslam’a girenlerle yaptýðým röportajlarda bir çoðu Müslümanlarý tanýdýktan sonra uðradýklarý hayal kýrýklýklarýndan bahsetti. Ayný hayal kýrýklýklarýný siz de yaþadýnýz mý?

Evet. Ýnsanlarýn namaz kýlmadýklarý, örtünmedikleri, yalan konuþtuklarý ve sözlerinde durmadýklarý halde Müslüman olduklarýný söylemeleri beni çok þaþýrtýyor. Ýslam Ülkeleri’nden gelip Avrupa’ya yerleþen Müslümanlar Batýlýlarla bir arada yaþayabilmek için Ýslam’ýn birçok emrini yerine getirmiyorlar ve Ýslam’dan utanýrmýþ gibi davranýyorlar. Oysa bizler Müslüman olduðumuz için büyük bir özgüvene sahip olmalýyýz ve Avrupalýlara “En bilgili olan Allah’týr ve yaratýcýmýz insanlar gerçeðe baðlý kalarak yaþasýnlar diye Hz. Muhammed vasýtasýyla Ýslam’ý gönderdi. Bu nedenle en doðru olan emir ve kanunlar Ýslam’ýn kanunlarýdýr” diyebilmeliyiz. Bir Müslüman ne olursa olsun Ýslam’ýn emirleri ile ilgili doðrularý söylemekten asla korkmamalý.

-Ýtalya’da Ýslam’a olan ilgi hangi boyutlarda?

Ýtalyanlarýn geneli Müslümanlardan korkuyor. Bunun nedeni ise televizyon ve gazeteler. Ýtalyan Medyasý sürekli olarak Ýslam’ý kötü göstermeye çalýþýyor. Ýtalya’da Ýslam’a her tülü saldýrý serbesttir; fakat Yahudilikle ilgili olumsuz bir haber yaptýðýnýzda hemen cezalandýrýlýrsýnýz. Medyanýn Ýslam’a yönelik yoðun saldýrýlarýna raðmen özellikle Ýtalyan Gençler arasýnda Ýslam gün geçtikçe daha da yayýlýyor. Örneðin benim doðduðum ilçe nüfusu az olan küçük bir yer; fakat sadece bu ilçede son 2 yýl içinde 100 bayan ve 23 erkek Ýslam’a girdi.

Gönderme Tarihi: 29.09.2008 - 16:39

Konudaki Mesajlar:

<< URFALININ KABIR ZIYARETI>> :)

	Cihan-63

		<< URFALININ KABIR ZIYARETI>> :)

582 Mesaj -

Urfalýnýn Biri Mezarýnda Yatan Babasýný Ziyaret ediyor:

Babo nasýsan, eyimisen?
Gene Fatihayý gaptýn, keyfin yerinde.
Oralarý bilmem amma...
Buralarý bura olmaktan çýhmýþ gayri.
Mezarýydan galksan,gafayý yersen.
Öldüðüye sevinirsen...

Sýra geceleri bitti artýk.
Þindi Bitliste beþ minare de yok.
Hasangalasýnda caketim de galmamýþ.
Hem Urfa daðlarýnda ceylanlar da gezmiy.
Herkes: Þak-þuka, þaka da - þuka söylüy...

Ne mýrranýn, ne de gayfenin dadý galdý,
Gayfenin neslisi çýkmýþ, südü de içinde.
Gaçak çay da hepden gaçak olmuþ,
Sallama içiyler..
Ahhh.. Þu gavur icadý televizyon yokmu?
Tam üç tene eve aldým,gene de acans dinliyemiyem.
Gumasýnýn yüzünden gocasýndan ayrýlan böyük gýz,
Yaseminin penceresinden bakmazsa göremiymiþ.
Öbür oðlan Gurtlar Vadisi.
Hele o güççüðü yokmu ? Sen görmedin.
Saçýný hep Amerikan kesdiren,
Gözü , gulaðý oynuy namýssýzýn.
Acun Firarda diy, baþka biþey demiy
Turizm dersine eyi geliymiþ.
Valla yalan,
Mahsadý çýbýldak garýlara baha...

Torunun Þehmuzla iftihar etmelisen,
Aletirik Mehendisi çýktý.
Ýþ bulamadý, galdýrým mehendisiyem diy.
Galdýrým da yok ya, çamýrlarda debeleniy, duruy...
Babo bi de telefon çýkmýþ,minnacýk.
Þalvarýn cebine on tene sýðar þerefsizim.
Tele-fon amma teli,meli yok.
Eyi biþey de çok yalan söylüy.
Ben Siloyu tarlada görüyem,
Aradýðýn giþiye ulaþýlmýy diy.
Ancaaa foturaf bilem çekiy vallaha...

Bu cümma rühuya hatim indirecektik;
Mevlüt Hoca nazlanýy,boðazý aðrýymýþ.
Yoh gendini üçaylara hazýrlýymýþ...
Eve iki tene CD göndermiþ,
Bunuyla gýrk hatim iner demiþ.
Eh..Sen de bunuyla idare edersiy.
Dünya iþleri bitmiy.
Þindi bana müsade;
Aþaðý kepir tarlaya gidiyim.
Golf oynuyacaðým da...

bu arada sunuda belirteyim bende URFA'liyim.
--------------------------------------------------------------------------------

kendinize iyi bakýn, selamlar...

Gönderme Tarihi: 04.09.2008 - 15:49

Konudaki Mesajlar: --- ISLAMI YASAYARAK ORNEK OLANLAR ---

	Cihan-63

--- ISLAMI YASAYARAK ORNEK OLANLAR ---

582 Mesaj -

Ýnsanýn imanda ve ihlasta mesafe alýp inkiþaf etmesi çok deðerli duygu ve davranýþlara sahip olmasýna sebeptir. Maneviyatta ilerleyen insan, çevrenin etkisinden kurtulur, sadece Allah rýzasýna kilitlenir. Davranýþlarýný da buna göre düzenleyerek örnek bir hayat yaþar.

Bugün sizlere imanda ve ihlasta inkiþaf ederek dinde derinleþmiþ bu örnek hayatlardan çeþitli davranýþ misalleri sunmak istiyorum. Muhtemelen siz de benim gibi bu misalleri ibretle okuyacak, tefekkür edeceksiniz.

Þam'ýn ileri gelen âlimlerinden Ýbn-i Muhayriz (vefatý: 99), alýþveriþ için kimsenin dikkatini çekmeden bir dükkana girmiþ, alacaðý mallarý seçiyordu. Geriden biri kendisini fark edince hemen dükkan sahibinin kulaðýna eðilip haber verdi:

- Þu mallara bakan zat Þam ve Kudüs'ün büyük din âlimlerinden Ýbni Muhayriz'dir. Ona ucuz fiyata ver.

Bu tanýtýmý duyan Ýbni Muhayriz ,kitaplýk çapta bir ikazda bulunur;

- Biz buraya paramýzla mal almaya geldik, dinimizle, ilmimizle deðil! Bizim ilmimiz Ýslam'ý doðru yaþamak içindir, menfaatimize alet etmek için deðildir. Lütfen bizi ilmini menfaatine alet eder hale getirmeyin! Herkese nasýl satýyorsanýz bize de ayný fiyattan satýþ yapýn, bir ayýrým yapmayýn.

Böyle ilim adamý örneðine ne kadar muhtacýz bugün deðil mi?

Büyük müçtehid Ahmed bin Hanbel (H. 241) Baðdat'ta pazardan dönüyordu. Onu elinde çantasýyla gören biri koþarak gelip çantasýný taþýmak istedi. Vermek istemeyince de ýsrar etti:

- Efendim bizim vazifemizdir büyüklerimize hizmet!..

Ahmed bin Hanbel ise:

- Biz kendimizi çantasý taþýnacak büyüklerden bilirsek bu kibir olur, küçüklerden biri olduðumuzun delilini teþkil eder... Bu sebeple bizi büyüklerden bilmek size sevap getirse bile bize günah kazandýrýr. En iyisi, kendimi çantasý taþýnacak büyüklerden biri saymayýp yükümü kendim taþýmalýyým. Çünkü mahþerde de herkes kendi yükünü kendisi taþýyacak, kimse kimsenin yükünü yüklenmeyecektir. ..

Yahya bin Muaz'a biri þöyle sordu:

- Ben ihlasta ilerlemek istiyorum. Nasýl anlarým ihlasta ilerlediðimi?

Þöyle cevap verdi Yahya bin Muaz: - Seni övenle yeren, nazarýnda eþit oluyorsa ihlasta ilerliyorsun demektir. Öyle deðil de seni öveni seviyor, yerene kýzýyorsan ihlasta yerinde sayýyorsun, ilerleme yok demektir.

Gerçekten de insanlarýn ne övmesi kurtarýr ne de yermesi batýrýr. Mühim olan Allah'ýn övmesidir.

Hz. Aiþe'ye sorarlar:

- Ýnsan kendinin iyilerden olduðunu nasýl anlayabilir? Þöyle cevap verir:

- Ne zaman kendini kötülerden bilirse o zaman!

- Kötülerden olduðunu ne zaman anlar?

- Ne zaman iyilerden biri olduðunu düþünmeye baþlarsa, o zaman kötülerden olduðu anlaþýlýr!

Gönenli Mehmet Efendi (vefatý: 1991) elini öpmek isteyene asla el öptürmez, üstelik çýkýþarak söylenirdi:

- Benim elimi öpeceðine kendi elini öp! Çünkü derdi, benim elimi öpme tevazuuna sahip olanýn eli öpülür. Öyle ise sen kendi elini öp!

- Ýyi ama dediler, biz büyüklerimizin elini öpmek isteriz.

- Siz dedi, bizi büyüklerden bilirseniz sevap alýrsýnýz; ama biz kendimizi büyüklerden bilirsek günaha gireriz. Çünkü kendini büyüklerden bilen adam kibirleniyor demektir, kibirlenen adam büyüklerden olamaz.

Ýþte size iman ve ihlasta ilerleyenlerden düþünce ve davranýþ örnekleri... Bunlar Ýslam'ý sözle tebliðden önce halle yaþayarak örnek olmaktalar. Bugün aradýðýmýz da bunlar olsa gerektir. Sözle tebliðden önce, yaþayarak temsil etme örnekleri...

AHMED ÞAHÝN

(Alintidir.)

Gönderme Tarihi: 21.07.2008 - 16:02

Konudaki Mesajlar: Hayrünnisa GÜL hanım efendi......Başımı örtüyorum,beynimi değil

	Cihan-63

582 Mesaj -

Bu konuyu eklediginiz icin Kardesim. Musluman kadinlar baslarini ortmekle akillarini ortmuyorlar, aksine tam manasiyla akillarini koruyorlar. Cunku, Onlari rahatsiz edecek bakislardan, namuslarina zarar gelmesinden, Iffetlerinin korunmasinda bos ve yararsiz seylerle ugrasmasindan koruyor. Ancak bu bilincli bir sekilde ve saglam bir inancla ortunen kisiler icin gecerli. Sirf orf adet ve aile baskisiyla ortunenler icin gecersizdir. Cunku onlarin da niyeleri dogru ve iyi olmadigi icin akillarinida ortmus oluyorlar tipki ortunmeyle alay edenler ve tahammul edemeyenler gibi. Herseyde Niyet onemlidir. Allah musluman olan butun insanlarin saglam bir niyetle islama hizmet etmelerini butun muslumanlara nasip etsin.

Bayan kardeslerim suna cok dikkat edin. Eger bir topluluk tarafindan inancinizi yasadiginiz icin sevilmiyorsaniz bilinki sizler dogru yoldasiniz. ve Sevinin. Cunku Sundan hic supheniz olmasin ALLAH sizleri seviyor dur. Egerki bu cagimizda islam dusmanlari tarafindan seviliyorsaniz, bilinki yasantinizda bir eksiklik var ve yanlis davranistasiniz.

Herzaman ortunuzle, namazinizla ve diger islami emirleri uygulayisinizla ehli kufur karsinizda devamli dik durun ve bu halinizden dolayi ALLAH'a sukredin.

hepinizi ALLAH'a emanet ediyor, selamlarin en guzeli olan ALLAH'in selamiyla selamliyorum. Esselamun Aleykum ve RAhmetullahi ve Beraketuhu.

Gönderme Tarihi: 20.07.2008 - 10:30

Konudaki Mesajlar: Hakiki Bir DOST Bulmak!

	Cihan-63

582 Mesaj -

Hakiki dost supesiz ALLAh dir. Ne mutlu ALLAH'a gercekten dost olanlara.

Allah Razi olsun eklemeleriniz icin.

Allah'a gercek bir dost olmaniz dilegiyle. Allah'a emanet olun. selamun aleykum kardeslerim.

Gönderme Tarihi: 20.07.2008 - 10:03

Konudaki Mesajlar: GUL Askin Mihrabidir

	Cihan-63

582 Mesaj -

ALLAH hepinizden de ayri ayri razi olsun. ayrica eklediginiz kirmizi gulerde cook guzel. Elinize Saglik

Allah'a emanet olun. selamun aleykum.

Gönderme Tarihi: 20.07.2008 - 09:54

Konudaki Mesajlar: GUL Askin Mihrabidir

	Cihan-63

GUL Askin Mihrabidir

582 Mesaj -

"Baþkalarý gülü bir çiçek diye sever belki de. Ama biz, gülü “gül” olduðu için severiz. Bizim için gül sevgilidir, gül güzelliktir, gül coþkudur. Gül, esmanýn eþyaya tecellisinin esrarýdýr. Gül aþktýr, gül sevinçtir, gül bahar muþtusudur… Gül, ezelle ebed arasýndaki bütün zamanlarýn en güzelinden yansýmalar taþýdýðý için güzeldir. Ve katmer gül; rengini þehit kanýndan, kokusunu Efendimiz (A.S.)’ýn mübarek teninden aldýðý için çiçekler sultanýdýr.

Bu sebeple olsa gerek, gülün kokusuyla kendimizden geçeriz. Baþka bir aleme gideriz. Yol buluruz mâverâya… Biz güle, gülistanda açan katmer güllere “Peygamberlik Gülzarýnýn Eþsiz Gülü”nün remzi olduðu için vurgunuz. Ve gülü her kokladýðýmýzda salâvat getiririz, O’nun terinin kokusundan bir zerreyi teneffüs ettiðimizden…

Gülü tarife ne hacet; gül Sevda-yý Muhammedî’dir. Gülün sevdasý kalbimizin hâfi tepelerinde, ahfâ zirvelerinde sancak açmýþtýr. Ve bizler, gönlü gülþen olan insanlara meftun oluruz, Kainatýn Solmayan Gülü’nün aþkýyla… Gün gelir, gözyaþýyla gül sularýz. Bir gül için bin dikene su veririz. Ve biliriz ki, güllerin içinde diken yoktur, dikenler içinde gül vardýr.

O, aþkýmýzýn mihrabýndaki gül… O, alemlere rahmet olarak gönderilen bir rasûl… O, çöl sýcaðýndaki bir kevser þelâlesi… O, teþrifiyle kainatý aydýnlatan ve ýþýk bahþeden sonsuz bir nur þulesi… Gündüzleri dünyayý ýþýtan güneþ ve geceleri gökyüzünde çiçek çiçek açan yýldýzlar, O’nun sönmeyen ýþýðýnýn en mütevazi kandilleri… Sera da, süreyya da O’nun nuruyla aydýnlanýr… O’nun sîreti bir amaç, O’nun sünneti bir hidayet, O’nun sureti gönüllere ülfet ve nimet veren bir âb-ý hayat… Ruhumuz O’na aþýk… O, gül mushaflý sevdamýzýn sembolü… O, onsekiz bin alemin emsali olmayan gülü…

Divan þairimiz Fuzûlî Su Kasidesinde:

“Suya versün baðban gülzârý zahmet çekmesün
Bir gül açýlmaz yüzün tek, verse bin gülzâre su.”

diye O Gül’ün dünyaya bir kere geleceðini, bahçývanýn bin gül bahçesini sulasa, sele verse dahi O’nun yüzü gibi bir gül açýlmayacaðýný en lâtif bir biçimde ifade ediyor…

Lâkin, O Gül’ün sevdasýný kelimelerle anlatmak, dizelerle vasfeylemek ne mümkün? O, “levlâke, levlâk…” sýrrýnýn muhatabý olan hayat güftesi… O, tebessümünden cennetler yaratýlan mutluluk bestesi… O, bütün çaðlarýn önünü aydýnlatarak ademoðlunu karanlýktan kurtaran yaratýlmýþlarýn en yücesi… O, Rabbimizin terbiyesiyle yetiþmiþ bir ahlâk abidesi… O, çaresizlerin çaresi… O, kimsesizlerin kimsesi… O, hurma kütüðünün bile hasretinden inlediði bir ülfet çeþmesi… O, vefanýn zirvesi… O, insanlarýn en sabýrlýsý, en hoþgörülüsü, en azimlisi, en kararlýsý… O, yiðitlik ve cömertlik timsali… O, kainatýn bir numune-i imtisali… O, efendiler efendisi… O, Allah’ýn müjdesi… O, insanlýðýn müjdecisi… O; hem “Halîl”, hem “Habîb”, hem “Sýddîk”, hem “Emîn”… O, sevgi tohumlarý atýp, kardeþlik duygularý yeþerten; topraða yaðmur, karanlýða nur ve gönlümüze sürur olan sevgililer sevgilisi…

O’nda toplanmýþtýr bütün güzellikler… O, hep “ümmetim, ümmetim” diyen, “nefsim” demeyen Hâtemül Enbiyâ tacýnýn sahibi… O, Sidretü’l Münteha’nýn misafiri… O, Gâye Ýnsan… O, Mahþer günündeki tek sýðýnak… O, kýrýk gönüllerin mimarý… O, Hakk’a giden yolun rahmet kapýsý… O, Ýslâm’ý bütünüyle hayatýnda billurlaþtýran, bizatihi Ýslâm’ýn kendisi olan Habib-i Kibriya… O, çöle inen nuru bütün cihana yayarak tebliðini tamamlayan nebiler nebisi… O, tek Rehber… Aþýklar O’nun için yanar… Sadýklar O’nun için aðlar… Rüzgar O’nun yadýyla eser… Bülbüller O’nun kokusunun olmadýðý yerlerde susar… O’nun izinden gitmeyen saadet bulamaz. O’nun nuruna pervane olmayan mahþerde kurtulamaz…

O, ilâhi nizamýn namütenahi güzelliðini bahþetti gönüllerimize… O, ruhlarýmýza üflediði sonsuzluk aþkýyla hilkatin esrarýný öðretti bize… O’nsuz ne farký vardý gündüzlerin geceden?.. O’na gelen vahiyle aydýnlandýk, karanlýk her düþünceden… O olmasaydý, sonsuzluk iklimine ulaþamazdýk… O olmasaydý, dünyadaki bu sarp yokuþlarý asla aþamazdýk… O’nunla kalbimize nur olup, ilham doldu… O’nunla ýþýk buldu gece, gündüz ve akþam… O’nsuz baharlar kýþtý… O’nsuz insanlýk, öksüz ve yetim kalmýþtý…

Kainatta mütecelli olan esma-yý ilâhiyye’yi þahsýnda en mükemmel biçimde tebarüz ettirip, en mücellâ keyfiyetiyle temsil eden gaye insan O’dur. O’nun her kelâmý hakla batýlý ayýran bir kýstas; O’nun her hükmü þaþmaz bir adalettir. O’nun hayatý tebliðini temsille geçmiþ ve cihana en iyi tebliðin temsil olduðunu göstermiþtir.

O, ýztýraptan çatlamýþ dudaklara merhem, kuraklýktan çoraklaþmýþ gönüllere zemzem, insanlýðýný kaybetmiþ ruhlara erdem ve alev alev yanan sinelere bir meltem gibi serinlik; bizlere cennet-âsâ baharlar ikram eder…

O’nun geliþi, gecelerin ebedi bir gündüze dönüþüdür… Ve O’nunla Ýslâm’ýn nuru tulû etmiþtir. O, ümmetini küfrün yakýcý sýcaðýndan imanýn serin iklimine kavuþturmuþ, karanlýktan nurun aydýnlýðýna çýkarmýþtýr.

Uykuda bile uyanýk kalmanýn keyfiyetine vasýl olan gönül erleri, nurani ýþýltýlarýn semavi izdüþümlerini O’na teslimiyette bulurlar. Muhakkak ki, sema ile arz arasýnda meydana gelecek bir kutlu buluþma “Gül Devri”nden ilham alan bir iklimde gerçekleþir. O Gül’ün namütenahi güzelliði kalplere yansýdýðýnda, gecesi olmayan bir gündüz tecelli edip, gönüllerde gül tomurcuklarýnýn açýlmasýna vesile olur.

Unutmayalým ki, en karanlýk devirlerde bile dikenler arasýnda goncaya durmuþtur güller… Gülün çevresindeki dikenler, gül kokusuyla hemhâl olunca güle dönüþür birer birer… Bizler, “Gül” kokusunun ikliminde insanlýðýmýzý yeniden keþfettiðimiz zaman; rahmet, bereket ve hidayet yaðmurlarýyla madde ve mana planýnda dirileceðiz. Mekanýn ve zamanýn ölü noktalarýna Gül Devri’nden gelen esintilerle hayat üflemeye muktedir olacaðýz. Gül yüzlüler göz yaþýyla gül sularken, tomurcuk veren güllerin açýlmasýný beklemektedir… Gonca güller açýldýðý zaman vuslat baharý gelecek, gönlümüz þaduman olacaktýr. Kalpler O’na baðlanýp râm olduðunda, yanlýþlýklar bütün neticeleriyle ortadan kalkacaktýr…

"

Gönderme Tarihi: 17.07.2008 - 16:19

Konudaki Mesajlar: Hakiki Bir DOST Bulmak!

	Cihan-63

Hakiki Bir DOST Bulmak!

582 Mesaj -

"Hakîkî bir dost bulmak, o kadar kolay deðildir. Ýnsan kendisine iyi bir arkadaþ bulabilir. Vefâlý bir eþ ve iyi bir iþ de bulabilir. Hatta, gökte aradýðýný yerde bulanlar bile vardýr.Ama hakîkî bir dost bulmak o kadar kolay deðildir.

Önce gönüller üzerine dostluk köprüsü kurmak gerekir. Ancak böyle bir köprüyü inþâ edenler ve bu köprüden geçenler hakîkî dostlara kavuþabilirler. Dostluk köprüsünden geçmek için ise, insanýn önce kendisinden geçmesi gerekir. Dostluk köprüleri, saðlam temeller ve þirin kemerler üzerine bina edilir. Bu köprülerin taþlarý cefa ile yontulmuþ, harcý vefa ile yoðrulmuþtur. Diðer köprülerin en az iki ayaðý varken, dostluk köprüleri tek ayak üzerinde bile durabilirler. Yani karþý taraftan bir destek ve çýkar beklentisi yoktur. Dostlarýn sevgisi de, þefkati de, ilgisi ve ikrâmý da karþýlýksýzdýr. Bu köprülerin altýndan çok sular, üstünden uzun yýllar geçse de, onlar yýpranmaz ve yýkýlmazlar.

Böyle bir köprü inþâ etmek zahmetli olduðu için hakikî bir dost bulmak da zordur.

Aþýk Veysel, “Dost dost diye nicesine sarýldým” diyor. Ama hiçbirisinde bir vefâ bulamadýðý için topraðýn kucaðýna dönüyor. Çilenin, cefânýn, sadakatin ve þefkatin sembolü olan kara topraðý dost olarak kabul ediyor. Bir baþka âþýk, ömür boyu bir dost bulamadýðýndan yakýnýyor, “Bir dost bulamadým, gün akþam oldu” diyerek sazýnýn tellerine dokunuyor.

Mecazî aþkýn çöllerinde dolaþanlar, hakîki bir dost bulamamanýn ýztýrabýný yaþarlar. Allah dostlarýndan bir zatýn dediði gibi, böyle âþýklarýn divanlarýný sýksan, herbirinden hazînâne birer feryat damlar. Ancak, dostluk köprüsünden geçenler, Leylâ’yý býrakýp Mevlâ’ya koþanlar elemsiz lezzete kavuþabilirler.

Hallac-ý Mansur, Allah dostudur. Dostluk köprüsünden geçerek Rabbine o kadar yaklaþmýþ ki, artýk O’nu kendinden, kendisini de O’ndan sayarak “Ene’l-Hak” demiþtir. Fakat dost halinden anlamayanlar velîliði delilik kabul ederek kendisini idam ettiler. Önce ellerini ve ayaklarýný kestiler, sonra da baþýný keserek bedenini yaktýlar ve küllerini Dicle Nehrine attýlar. Böylece gerçek bir dost, dostu için canýný feda etmiþ oluyordu.

Mansur idam edilirken, þeytan karþýsýna geçer ve þöyle der: “Ben de ene dedim, sen de ene dedin. Ama ben lânete maruz kaldým, sen rahmete nail oldun. Bunun hikmeti nedir?” Mansur da þu cevabý verir: “Sen ene dedin, kendini ortaya koydun, ben ene dedim, kendimi ortadan kovdum.” Demek ki, dost dostta fâni olursa, dostluk bâki kalýyor. Sufîlerin “fenâfillah” dedikleri bu olsa gerek.

Dostluk köprüsünden geçebilmek için bazý þeylerden vazgeçmek gerekiyor. Mansur, önce ene’sinden, sonra da baþýndan vazgeçiyor. Acaba bizler ebedî ve ezelî dostumuz olan Rabbimiz için nasýl bir fedakârlýk gösteriyoruz?

Meselâ, her sabah dost dâveti olan Ezân-ý Muhammedî’yi iþitip de, bu dâvete icâbet etmek için uykumuzdan vazgeçebiliyor muyuz?

Ýçimizdeki öfkeden, kinden, hased ve husûmetten vazgeçip, muhabbet yolunu seçebiliyor muyuz?

Allah ve Rasûlüne ebedî dost olmak istiyorsak, gönlümüzün elinden tutup, “Gel dosta gidelim gönül” diye yollara düþmeliyiz. Bu yolda kaybedecek vaktimiz yoktur. Fýrsatý kaçýrdýktan sonra, “Geçti dost kervaný” diye sýzlanmanýn bir faydasý olmayacaktýr.

Gönderme Tarihi: 12.07.2008 - 11:06

Konudaki Mesajlar: CAMİ İMAMINA TEBLİĞ!!

	Cihan-63

582 Mesaj -

Ebuberra kardes. Cok guzel bir konu eklemissin. Tagutu bir turlu kavramiyan yada kavramak istemiyen insanlar icin cok guzel ve kolay anlasilir bir sekilde anlatilmis bir konudur.

Elinize Saglik

Allah'a emanet olun.

Gönderme Tarihi: 16.04.2008 - 15:34

Konudaki Mesajlar: CAMİ İMAMINA TEBLİĞ!!

	Cihan-63

582 Mesaj -

Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Cihan-63 tarafından, 20.04.2008 - 11:53 tarihinde.

Gönderme Tarihi: 16.04.2008 - 15:34

Konudaki Mesajlar:

--- HEP ABD ve ISRAIL'in CIKARLARINA ---

	Cihan-63

		--- HEP ABD ve ISRAIL'in CIKARLARINA ---

582 Mesaj -

Hep ABD ve Ýsrail'in Çýkarlarýna
"Ergenekon'un ve bugün ulusalcý diye anýlanlarýn yaptýklarý, hep ABD'nin ve Ýsrail'in çýkarýna olmuþtur."

Manzara

"Bindirilmiþ kýta" intibaý veren gruptaki kýzlardan biri diyor: "O makama gelmiþ bir hukuk adamý hakkýnda nasýl böyle konuþursunuz?" Makama saygý duyulur ama saygýdeðer bir makamý temsil edemeyen kim olursa olsun eleþtiriyi hak eder.
Burasý, "Sizi buraya getiren kuvvet böyle istiyor" diyen; "Siz emredin, biz ona göre kanun yaparýz" diyen; Bakanlýðýna bir defada kendi partisinin görüþünü paylaþan 5.000 hakim, savcý alan ve "Ne yani, falanca partiye taraftar elemanlar mý alacaktým?" diyen; darbeleri, baþbakan ve bakan idamlarýný savunan, savunurken gerçeðin tersini söylemekten çekinmeyen yüksek yargý mensuplarýnýn ve adalet bakanlarýnýn mebzul miktarda bulunduðu bir ülke.

Bir baþka öðrenci, "Ben, üniversitede okuyorum. Benim reyim, Doðu'da yaþayýp tahsil görmeyen bir insanla ayný olamaz!" diyor. Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi, öðrencilerine böyle mi hukuk ve demokrasi öðretiyor? Demokrasi, oy sahiplerinin en iyi seçimi yapma konumunda bulunduklarý deðil, kendilerini yönetecek kiþileri, partileri seçtikleri rejimdir. Madem "halk idaresi" demek olan demokrasi ve "çoðunluk hakimiyeti" anlamýna gelen cumhuriyet var, öyleyse her insanýn oyu birbirine eþittir ve en fazla oyu alan parti iktidara hak kazanýr. Sonra, sizin doðru düþündüðünüzün garantisi ne? Sizden daha tahsilli ama sizin gibi düþünmeyen milyonlarca insan var.

Bir baþkasý, "AKP % 47 oy almýþsa, biz % 53'üz diyor." Çarpýtmaya bakýn. % 53'ün tamamý sizden mi ibaret?

Cindoruk, pek çok milletvekiline atfedilen suçlarýn yasama dokunulmazlýðý altýnda iþlendiðini kabul ediyor ama ekliyor: "Bunlar, partinin odak olup olmamasý karþýsýnda fikir verir." Yasama dokunulmazlýðý, milletvekillerinin Meclis'te ifade ettikleri düþüncelerden masun olduklarý demek deðil mi? O zaman, masuniyet altýna alýnmýþ ve dolayýsýyla suç teþkil etmeyen ifadeler nasýl oluyor da, bizzat iþlenmiþ suçlara dayanmasý gereken odak olma hakkýnda fikir verebiliyor? Bu durumda, hangi milletvekilli yasama dokunulmazlýðýna sýðýnarak Meclis'te görüþünü belirtebilir?

Avni Özgürel, güzel açýkladý. 12 Mart'tan önce ABD, Türkiye'de haþhaþýn yasaklanmasýný istemektedir. Hükümet kabul etmeyince, ABD yetkilisi dönemin Dýþiþleri Bakaný Çaðlayangil'e, "Size acýyorum, partinizden istifa edin!" tavsiyesinde bulunur. 9 Mart cunta hareketinin yol verdiði 12 Mart Nihat Erim hükümetinin ilk aldýðý karar, Türkiye'de haþhaþ ekiminin yasaklanmasý olmuþtur. 12 Eylül öncesinde, Türkiye, Yunanistan'ýn NATO'nun askerî kanadýna dönmesini veto etmektedir ve NATO sistemi kilitlenmiþtir. 12 Eylül günü dönemin ABD Baþkaný Carter'e rapor verilir: "Our boys have done it!" 17 gün sonra, darbe hükümeti, Yunanistan'la ilgili vetoyu kaldýrýr. 27 Mayýsçýlarýn malî krizinde imdada yine ABD koþmuþtur.

28 Þubat, birkaç yýl sonra Ýslâm dünyasýnda BOP adý altýnda uygulamaya konacak planýn Türkiye ayaðýdýr ve Türkiye, Ýsrail'in kucaðýna oturtulmuþtur.

Yani Ergenekon'un ve bugün ulusalcý diye anýlanlarýn yaptýklarý, hep ABD'nin ve Ýsrail'in çýkarýna olmuþtur.

Türkiye'de 1950'den bu yana çarký hep ayný dönen sistem içinde DP, AP, ANAP, AKP gibi sað partiler, G8'in ürettiklerini tüketen pazar konumundaki ülkemize biraz ekonomik can katmak gibi gaz fonksiyonu görürler ve hepsi, ikinci dönemlerinde yýpranmaya baþlar. Can, demokrasi gereði birazcýk halka ve dolayýsýyla Ýslâm'a ait deðerlere doðru üfleniverince, fren fonksiyonu gören darbeci damar harekete geçirilir ve müdahalede bulunulur. Ayrýca bugün, ABD'nin bölgesel ve küresel planlarý ve istekleri, Ýsrail'in Lübnan'a saldýrma hazýrlýklarý, Güneydoðu/Kürt meselesinde çözüm iþaretlerinin belirmiþ olmasý karþýsýnda iktidar zayýf düþürülmüþ; özellikle baþörtüsü yasaðýnýn kalkmasý için Anayasa'da deðiþiklik yapýlmasý ve hiç hazmedilememiþ bulunan birtakým gönüllü kuruluþlarýn Güneydoðu meselesinin çözümüne önemli katký saðlar hale gelmesi ve Ali Kýrca, "Kapatma davasýndan Ergenekon soruþturmasýna" diye tam tersine çevirse de, kapatma davasýndan 8 ay önce baþlamýþ bulunan Ergenekon soruþturmasýnýn derinleþtirilmesi, bardaðý taþýran son damlalar olmuþtur.

Ali UNAL/ zaman

Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Cihan-63 tarafından, 31.03.2008 - 12:49 tarihinde.

Gönderme Tarihi: 31.03.2008 - 12:46

Konudaki Mesajlar: Nişanlı Kızlar Amannn Dikkat…! (Baylar dahil)

	Cihan-63

582 Mesaj -

Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Cihan-63 tarafından, 24.03.2008 - 17:12 tarihinde.

Gönderme Tarihi: 24.03.2008 - 17:11

Konudaki Mesajlar: Nişanlı Kızlar Amannn Dikkat…! (Baylar dahil)

	Cihan-63

582 Mesaj -

Evlenilecek Haným

...

Hazreti Ömer zamanýnda da kadýlýk yapmýþ olan meþhur, Kadý Þüreyh'e birgün bir genç gelerek evlenmek istediðini ve fakat evleneceði kadýnýn tahsilli ve þehirli olmasýný istediðini bildirerek nasihatta bulunmasýný istedi.

Kadý Þüreyh, o gence Müslümanýn evinin cennet olduðunu ve Hazreti Resûlüllah'ýn böyle buyurduðunu naklederek baþýndan geçen evliliði þöyle anlattý:

-Gençtim, artýk evlenme zamanýmýn da geldiðini düþünmeye baþlamýþtým. Birgün Benî Mahzun kabilesinin çadýrlarýnýn önünden geçerken bir kýz görüp, ona talip oldum. Kýz babasý kýsa bir tetkikten hemen razý olup iþi bitiriverelim dedi.

Kýsa zamanda düðünler yapýldý, dualar edildi ve evlilik hayatýna ilk adýmýmýzý atmýþ olduk. Fakat çok geçmeden beni bir piþmanlýktýr almýþtý. Çünkü ben bu bir köylü kýzýdýr, üstelik tahsil de görmemiþ, bununla ben nasýl geçinebilirim diye düþünüyor bu kararýmdan dolayý son derece piþman oluyordum.

Çok geçmeden bizim haným birgün bana þu sözleri söyledi:

- Efendi! Sen alim ve þöhret sahibi bir kimse imiþsin. Ben ise yaylalarda gezen þehir hayatýndan anlamayan bir köylü kýzýyým. Aslýnda cen kendine göre bir evlilik, ben de kendime göre bir hayat kurmalý idim, ama kader bizi birleþtirdi. Cenabý Allah benim gibi bir köylü kýzýný senin gibi bir þöhretli alime nasip etti. Þimdi sen bana benim bilmediðim taraflarý anlat ki, ben onlara dikkat edeyim, mesela; senin evine benim sülalemden kimler gelebilir, senin akrabalarýndan kimleri misafirliðe alayým, kimleri kabul etmeyip onlara karþý soðuk davranarak eve gelmemelerine mani olayým dedi.

Ben kadýnýn bu anlayýþý karþýsýnda düþündüklerimden dolayý piþman olup:

- Hatun sen bana öyle þeyler söylüyorsun ki, eðer bunlarý hakkiyle yaparsan beni bahtiyar edeceksin, dedikten sonra:

- Dindar olmayan hiçbir kimseyi eve almayacaksýn, dindar olanlardan da senin tarafýn çok çok gelmesin, benim tarafýmdan ise; þu, þu þahýslar gelmesinler, þunlar ise hiç gelmesinler diye gerekli talimatý verdim. Tam bir sene huzur içinde yaþadým. Bir sene sonra fetva dairesinden eve döndüðümde evde son derece mütesettire bir haným görüp kim olduðunu sordum. Haným annesi olduðunu söyledi. Kayýn validem olduðunu öðrenince elimden gelen hürmeti esirgemedim. Bir müddet sonra kayýn validem bana:

-Oðlum hanýmýndan memnun musun? Diye sordu. Ben:

-Allah senden razý olsun, kýzýnýzdan çok memnunum. Bu zamana kadar hiçbir þikayetim olmadý, diyerek memnuniyetimi izhar ettiðimde, kayýn validem bana þunlarý söyledi:

- Oðlum kýzýmdan tabii ki memnun olacaksýn. Çünkü biz onu cennette büyüttük. Evimiz Resulüllah'ýn bildirdiði gibi bir cennetti. Kur'an ahlakýndan baþka birþey öðretmedik ona... Yine de sen hanýmýn üzerindeki otoriteni eksik etme! Çünkü kadýnlar iki sebepten hemen þýmarýverirler: Birincisi ona olan sevgini yüzüne söylediðinde, ikincisi ise bir hayýrlý evlat dünyaya getirdiklerinde. (1)

Kaynak:
1) Büyük Dini Hkayeler, Ýbrahim Sýddýk Ýmamoðlu, Osmanlý Yayýnevi

O psikolok ne demisse bana gore bos soylemis. Asil Evlilik Islami ahlak cercevesinde oldugu surece huzur ve Mutluluk getirir. ISlamiyet disinda Yapilan secimler de, begenmeler de, sevgi de, saygi da bir buyuk sifirdir. Bugunun sorunlerinin tamami; islami ahlak olmayisindandir. Gerisi ise bos sozlerden ve bos cozumlerden ibarettir.

Gönderme Tarihi: 24.03.2008 - 17:11

Konudaki Mesajlar: “Sonsuz güven' duyulan TSK'nın geleceği kimlerin elinde?

	Cihan-63

582 Mesaj -

Berraksu kardesim; Bu tsk nasil sonsuz guven duyulan bir kurum ki, bu kadar insanin inanclarina, giyimlerine karsi.

Turkiyede ne kadar hain orgut varsa, hemen hemen hepsinin kurucusu emekli subaylardir. Arti Turkiye,deki dinsizleride koruyan, destekleyen, yardim eden ve hatta dine saldirmayi tesvik eden Tsk degilmi?

Bu ulkede kimler hain acaba.

Canakkale savasinda yuzbinlerce sehit verdik. Neden bu sehitler kendilerini feda ettiler acaba. sadece vatan ve bayrak icinmi zannediyorsun? Bir kere sadece vatani icin savasan ve o hal uzere olen sehit olamaz. Sehitlik ancak Islam icin, Allah'in dinini korumak icin NAmusunu korumak icin ve sadece ALLAH icin savasip olenlerdir.

Simdi asil konuya gelelim: Canakkale savasi, kurtulus savasi, Kuvvai milliye hareketleri ne amac guduyordu acaba? Hepsinin tek amaci vardi. Dinimizi, vatanimizi, Namusumuzu, Kulturumuzu korumakti. Atalarimiz ulkeyi bu hain haclilara karsi tas ve sopalarla savastilar ve yokolmak uzere olan ulkeyi tekrar insa ettiler. Sonrasinda ne oldu peki. Dusmanin savasarak yapamadigini, Ilahlastirdiginiz, peygamber olarak ilan ettiginiz, kabrine gidipte hac'inizi yapip tavaf ettiginiz o sahis, yapmis oldugu inklaplarla, katliyamlarla, istiklal mahkemeleriyle, ve orgutlenmis olan masonlarla birlikte ulkeyi haclilarin emri dogrultusunda islamiyeti yok etmeye calistilar. Alimleri astilar. Ickiyi yayginlastirdilar. Zinanin temellerini attilar, vs.... Simdi ise turk insani dedigimiz kisiler Namusumuza dinimize saldiriyor. TSK basta olmak uzere ve kadrolari tarafindan Islama saldiriyorlar. Benim bacimin basortusune dil uzatanlar, el uzatanlar dinine saldiranlar NASIL OLURDA SONSUZ GUVEN VERIR anlamakta gucluk cekiyorum. Benim Askeriyede sadece guvendigim Dindar er ve erbaslardir. MASON, KOMUNIST, YAHUDI PIYONLARI DEGIL. VESSELAM.

Gönderme Tarihi: 21.03.2008 - 09:49

Sayfa (26): (1) 2 3 weiter >

İmzalar göster - Konu olarak göster

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 632 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
***Murat*** (48), behlul (50), hatice57 (44), GaZZe (60), erveysel (61), Abdulkadir22 (31), samyeli13 (47), candeniz (24), balacan (54), abdulkadir (31), babam veben (55), askbumu (43), sahra_yagmur (37), halit42 (39), Babacan52 (56), gurbetcigenc (33), Fikret1972 (52), NuR_EFSAN (39), jopp777 (47), pempe1987 (37), Nur baçesi (28), seyhzadem (36), Mustafa Alptug (41), gunes_akca (35), KanKaZ (36), hsusal (72), olimp_ (45), ufkumuzvar (42), gakkosfatih (42), HIKKI (51), Selale1 (49), Yasin Tural (36), nebitdag (45)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.55848 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.

-Müslüman olmadan önce her hangi bir dine ilginiz var mýydý? Kendinizi ne olarak hissediyordunuz?

-Ýncil’in neyinden etkileniyordunuz? Birkaç örnek verebilir misiniz?

- Müslüman olmadan önce Ýslam’la ilgili neler biliyordunuz?

-Ýtalyan Medyasý’nýn Ýslam hakkýnda yaptýðý bu olumsuz yayýnlara raðmen Ýslam’a ilgi duymaya nasýl baþladýnýz?

“MISIRLI AÝLE’DEN ÇOK ETKÝLENDÝM”

-Ýslam’a ilgi duymaya baþlamanýzdaki temel etken Kur-an mý oldu?

-Meryem’in babasý size Ýslam hakkýnda neler anlatýyordu? Bunlarý bizimle paylaþýr mýsýnýz?

-Þeyh Emin ile tanýþmanýz bu süreçte sizi nasýl etkiledi.

-Neydi bu sorular?

-Ziyaretine gittiðiniz papaz sorularýnýza nasýl cevaplar verdi?

“KIBLEYE YÖNELÝRSEN GERÇEÐÝ BULACAKSIN”

- Bu kararý nasýl aldýnýz? Mýsýr’da baþýnýzdan neler geçti?

-Müslüman olmadan önce Ýslam’la ilgili kabullenemediðiniz hiçbir þey olmadý mý? Mesela Batý Kültürü’nün içinde yetiþen bir bayan olarak Ýslam’ýn erkeðe verdiði 4 evlilik hakkýný kendinize nasýl izah ettiniz?

Müslü-man olmanýz aileniz ve çevreniz tarafýndan nasýl karþýlandý?

-Batýlý Feminist çevreler sýkça Ýslam’ýn kadýný ezdiðini dillendiriyorlar. Bu konu hakkýnda ne düþünüyorsunuz? Sizce Ýslam kadýna nasýl yaklaþýyor?

-Örtünmeye nasýl karar verdiniz?

“MÜSLÜMAN OLAN ÝTALYAN ÇOCUK”

-Bu Ýtalyan Kýz Müslüman olmaya nasýl karar vermiþ?

“MÜSLÜMAN’IN ÖZGÜVENÝ OLMALI”

-Sonradan Ýslam’a girenlerle yaptýðým röportajlarda bir çoðu Müslümanlarý tanýdýktan sonra uðradýklarý hayal kýrýklýklarýndan bahsetti. Ayný hayal kýrýklýklarýný siz de yaþadýnýz mý?

-Ýtalya’da Ýslam’a olan ilgi hangi boyutlarda?

Hakiki dost supesiz ALLAh dir. Ne mutlu ALLAH'a gercekten dost olanlara. Allah Razi olsun eklemeleriniz icin. Allah'a gercek bir dost olmaniz dilegiyle. Allah'a emanet olun. selamun aleykum kardeslerim.

28 Þubat, birkaç yýl sonra Ýslâm dünyasýnda BOP adý altýnda uygulamaya konacak planýn Türkiye ayaðýdýr ve Türkiye, Ýsrail'in kucaðýna oturtulmuþtur.

Yani Ergenekon'un ve bugün ulusalcý diye anýlanlarýn yaptýklarý, hep ABD'nin ve Ýsrail'in çýkarýna olmuþtur.

Evlenilecek Haným

Hakiki dost supesiz ALLAh dir. Ne mutlu ALLAH'a gercekten dost olanlara.

Allah Razi olsun eklemeleriniz icin.

Allah'a gercek bir dost olmaniz dilegiyle. Allah'a emanet olun. selamun aleykum kardeslerim.