*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 769 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Cumartesi, 27. Nisan 2024 - 14:17

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » Arama Sonuçları

779 Sonuç - Yeni Arama

Sayfa (39): (1) 2 3 weiter >

Gönderen

Mesaj

Konudaki Mesajlar: keskinmetal Abi hayirli seneler

	_LaL_

838 Mesaj -

ömrünüz hayrlý ve bereketli olsun inþallah..
nice mutlu yýllara..

Gönderme Tarihi: 18.12.2010 - 00:47

Konudaki Mesajlar: Kim bir kavme benzemeye calisirsa, o da onlardandir.(Ebu Davud)

	_LaL_

Kim bir kavme benzemeye calisirsa, o da onlardandir.(Ebu Davud)

838 Mesaj -

Gönderme Tarihi: 29.12.2009 - 11:47

Konudaki Mesajlar: HAMAS Kardeşimin Doğum günü

	_LaL_

838 Mesaj -

Rabbim hayýrlý ömürler nasip etsin inþaAllah..

Gönderme Tarihi: 29.12.2009 - 11:42

Konudaki Mesajlar: Bugün CUMA

	_LaL_

Cumamız mübarek olsun..

838 Mesaj -

Gönderme Tarihi: 23.10.2009 - 07:45

Konudaki Mesajlar: Ne olur, ne olur razı ol sevgimden..

	_LaL_

Ne olur, ne olur razı ol sevgimden..

838 Mesaj -

Sevdaný yüreðe sýðdýramadým ey Kebir!
Sana layýk olamadým
Belki baþka sevdalar da koydum yüreðime
Ama hiçbirini Sana denk kýlmadým
Sevdaný alma benden
Ne olur, ne olur razý ol sevgimden!

Dilime gereðince dolayamadýðým zikrini alma benden
Yoksa çýkar bu kirli ruh, bu garip bedenden.
Sana layýk deðilken gelir Sana,
Layýk olamayacaðýný söyleyemeden.
Bu halde Sana varan ruh,
Ardýnda kaç " vah! " býrakýr, kimbilir kaç " Yuh !! "

Miracým yapamadýðým namazlarýmý alma benden
Beni öyle boþ, öyle yoksul, öyle viran býrakma.
Tüm hatalarýma, tüm kusurlarýma raðmen,
Huzurundan kovma; baðýþla…

Sana yakýnlýðýmý anlayamadýðým secdelerimi alma ne olur!
Sonra bu gafil, bu ahmak baþý neyle örselerim?
Ne sunarým Sana baþka, "bu Sana, yalnýz Sana" diyebileceðim?
Yüceliðine karþý olan aczini nasýl anlatýrým,
Neyle anlar baþka, bu kibirli nefsim?

Merhametini gereðince hissedemediðim dualarýmý alma benden.
Alýp ta deðersiz, önemsiz, bilmeyenlerden eyleme,
Eyleme ki, dualarým da olmazsa Sana neyle gelirim,
Ne kalýr ardýmda, önüme ne katarým ey Rabb'im!!

Hadsiz nimetlerine yetiremediðim þükrümü alma benden.
Beni sevmediðin nankörlerden etme,
Verdiklerini görmeyen körlerden,
"Hala þükretmezler mi?" deyip te küçülttüklerinden eyleme.
Senin gözünde küçülürsem, halim ne olur, çarem ne?

Biliyorum ki daha ötesi yok Es-Samed'den.
Biliyorum ki her umut, her ümit Sen'den.
Biliyor ve Sana sýðýnýyorum.
Boþ çevirme kapýndan,
Boþ çevirme ümidinden
Bitmeyen rahmetinin bir katresini:
"Þehadetini" alma son nefesimden !!!

-alýntý-

Gönderme Tarihi: 23.10.2009 - 07:31

Konudaki Mesajlar: selamunaleyküm

	_LaL_

838 Mesaj -

Ve Aleyküm Selam...
Hoþgeldiniz kardeþim..

Gönderme Tarihi: 23.10.2009 - 07:09

Konudaki Mesajlar: Hiç Düşünmez misiniz?

	_LaL_

Hiç Düşünmez misiniz?

838 Mesaj -

“Tefekkür gibi bir ibadet yoktur”
(Taberanî, Mu’cem, II, 158; Ebu Nuaym, Hilyetü’l-Evliya, II, 36)
De ki: Kör ile gören eþit olur mu; / hiç düþünmez misiniz? / (En’am, 50)
Tefekkür; muammalarý çözmek; karanlýklarý aydýnlatmak… Tefekkür bir savaþ; nesiller adýna, millet adýna ve medeniyet adýna…
Kutsala adanmýþ her tefekkür bir kutsal; kutsal dýþý her düþünce piramitler boyu sfenksler arasýnda þuursuz debeleniþ… Tefekkür entelektüel sancý, tefekkür sonsuz çile…
Tefekküre ”düþünmek, zihin yormak, fikir üretmek” diyor lügatler çelebi!.. ”Derin derin düþünmek” diyelim biz; ve düþünelim… Kalplerimizin anaforlarýnda serin yürüyüþlere çýkmak için düþünelim. Bir sedefkâr azmiyle, avuçlarýmýzdaki karanfilleri sýkarak; topraða, bahçeye, tohuma ve çiçeðe dair düþünelim. Ýkindi sevdalarýnda bir devr-i daim huzuruyla derinleþtirelim efkarýmýzý ve yüreklerimizin terekelerini zihinlerimizde tevarüs eyleyelim.
Çark-ý feleklerin en üst noktasýndan þehrayinler görebilmek adýna yükseltelim idrakimizi ve tefekkür edelim. Çelebi, gel tefekkür edelim kar üzerine gül desenli rüyalar görebilmek için ve sýrlar sýrrýna bir nebze erebilmek için. Azade teþrinlerde harb-i umumi anýlarýný düþünen bir ihtiyat zabiti nasýl düþünürse öyle… Ve kesik ritimli öksürüklerin mecalsizliðinde ince hastalýklarýn hummasýný tecrübe edercesine… Taze sevdalar gibi püfür püfür hayaller, eski aþklar gibi sevinç sevinç rüyalar görürcesine…
Çelebi, rengi nedir tefekkürün ve sözcüklere nasýl bürünür kelam; düþün bir!.. Servilerde üveyikler ve sebillerde güvercinlerin ”Hu… Hu..”larýna ahenk veren söz nedir; düþün bir!.. Neden en ziyade beyaz yakýþýr sevgilerde hasretin hep siyah düþer bahtýna? Dokuduðumuz desenlerde neden hep bir Var vardýr da, Var’dan öte hiçbir þey yoktur?!..
Çelebi, bütün dudaklarda alevlenerek dolaþan sorularýn esir iskeletlerindeki kafataslarýnda eriyip gitmeden, düþün bir!.. Aynalara kurþun sýkan parmaklarýn göz-gez-arpacýk istivasýnda tek ayak üstüne durdurulan mahkumlarca düþün. Küçük sonlu ile Büyük Sonsuz’un hiç sona ermeyecek münasebetini; ve iki kere ikiyi böðründen vuranlarýn son trene týktýklarý yýðýnlarca çalýntý kaderi düþün. Düþün çelebi, eski yüzyýllardan bir kiraz bahçesinde akbabalarýn kanatlarýndan dökülen hýþýmlarýn erittiði zamaný ve zaman ötesi boyutun haþmetini düþün… Son aydýnlýðýyla parlayan mumun ve son takatýyla kanat vuran kaknusun varlýk mücadelesini düþün. Bir geminin vuslata ve hicrana bakan punt ellerinde yiten gençliði de, bir rýhtýmýn anýlarda kaybolan karýmýþlýðýný da. Düþün çelebi, son haber: Allahualem!..
Ýnsanlýðýn acýsýný dindirmeyecekse her istifhamýn batýl yüzüne vuran kan ve gül rengini kim ister? Bir bade eðer zihinleri sarhoþ etmiyorsa esrimek ne iþe yarar? Bir cümle eðer bir hikmet olmuyorsa iþitmek kimin umurunda? Ve tefekkür, yalnýzca can sýkýntýsýndan kurtulmanýn aracýysa Eflatun da olsa, Nietzsche de, kime ne bundan? Rahmanî deðilse tefekkürün adý Gazzalî de olsa, Râzî de; bir vehimden öte ne ki hayat?
Çelebi, ”Tefekkür eden topluluklar için…” diye baþlayan kelamlar adýna ”umulur ki tefekkür eder‘’sin bütün kiþi zamirlerini; ben, sen, o; biz, siz, onlar… Tefekküre seza ne varsa bürün(dür/ül)düðümüz. Sözcükler, kavramlar, terimler ve ýstýlahlar… Birer birer tefekkür için küçük ve büyük âlem; yani ki insan ve evren… Yeri ve göðü düþün çelebi; ve ikisi arasýndakileri…

Tefekkür ki düþüncenin asaleti, çaðýn þuurudur; çelebi, içinden bir dilek tut; yýldýzlar kayýyor!..

Prof. Dr. Ýskender Pala

Gönderme Tarihi: 22.10.2009 - 22:37

Konudaki Mesajlar: En makbul sadaka allah yolunda hizmettir

	_LaL_

En makbul sadaka Allah yolunda hizmettir

838 Mesaj -

EN MAKBUL SADAKA ALLAH YOLUNDA HÝZMETTÝR
M. Saki EROL

Çile ve meþakkat yurdu olan dünya, ahiret yurdunun yani ebedi hayatýn tarlasýdýr. Ýnsan dünya hayatýnda iyilik veya kötülük ne yaptýysa onun karþýlýðýný görür. Allah Teala’nýn rýzasýný ve rahmetini dileyen müminler Rasulullah’ýn (s.a.v) ve peþinden giden rabbani alimlerin izini sürerek ve Allah’ýn kullarýný severek, onlara hizmet ederek, dünya ve ahiret saadetine eriþirler.
Mümin bir kul Rahman ve Rahim olan Rabbi’ni tanýdýðý ve O’na yaklaþmak istediði ölçüde, O’nun kullarýna merhametli, faydalý ve yakýn olur. Çünkü hizmet müminin aynasýdýr, imanýn ölçüsüdür, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) teblið ettiði güzel ahlakýn kulda yansýmasýdýr.

MÜSLÜMANLARA HÝZMETÝN KIYMETÝ

Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) buyurduðu gibi, “Ýnsanlarýn en hayýrlýsý, diðer insanlara en faydalý olandýr.” Ebu Hüreyre’den (r.a) rivayet edildiðine göre Peygamber Efendimiz þöyle buyuruyor: “Bir kimse bir müminin dünya sýkýntýlarýndan birini giderirse, Allah da kýyamet gününde onun sýkýntýlarýndan birini giderir. Bir kimse darda kalana kolaylýk gösterirse, Allah da ona dünya ve ahirette kolaylýk gösterir. Kim bir Müslüman’ýn bir ayýbýný örterse, Allah da onun dünya ve ahiretteki ayýplarýný örter. Mümin kul, din kardeþinin yardýmýnda olduðu müddetçe Allah da o kulun yardýmýndadýr.”

Yine Rasulullah Efendimiz (s.a.v) þöyle buyuruyor: “Müminler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acýmakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hastalandýðý zaman, diðer uzuvlar da bu sebeple ateþlenir, rahatsýzlanýr.”

Birbirlerini sevip, yardýmlaþan ve ihlasla baþkalarýna yardým eden kimse Allah Teala’nýn himayesindedir. Çünkü hizmet Allah’ýn emanetidir. Canýný ve malýný seven ve onlarý koruma altýna almak isteyen kimse onlarý Allah yolunda sarfetmeli ki, Allah’ýn himayesi altýna alýnsýn.

ÝNSANIN DEÐERÝ HÝZMETÝ ÝLE ÖLÇÜLÜR

Güzel geçim ve hizmet kadar insanýn cevherini ortaya çýkaran hiçbir þey yoktur. Mürþid-i kamiller talebelerinin olgunluk seviyesini insanlarla geçimi ve halka hizmeti ile ölçerler. Abdurrahman-ý Taði Hazretleri bir sohbetinde þöyle buyurmuþtur: “Nisbet hizmete göredir. Hizmetteki ilahi rahmet hiçbir þeyde yoktur. Nakþibendi yolunda rahmete vesile olacak her türlü amel ve hizmet vardýr. Nafile ibadet için evine kapanýp halkýn hizmetinden kaçan kimse pek çok hayýrdan mahrum kalýr. Sadece zikirle yetinmek olmaz. Mal ve can ile Allah yolunda gayret etmek gerekir.”

HÝZMETTE BENLÝK OLMAZ

Hizmetin temeli ve ruhu ihlastýr. Ýhlasla yapýlan hiçbir iþ küçük ve önemsiz olamaz. Bir hizmetin baþýnda olmakla, sonunda olmak arasýnda hiçbir fark yoktur. Hizmeti Allah rýzasýyla deðil de gösteriþ ve nefsani duygularý tatmin amacýyla ya da baþka çýkar saðlamak amacýyla yapan insan bundan hiçbir fayda göremez. Allah rýzasý için insanlarýn geçtiði yoldan bir taþ atmak da hayýrdýr, hizmettir. Bu nedenle bir hizmet ve hayýr yaparken ne yaptýðýna deðil, kimin için yaptýðýna bakmalýdýr.

HÝZMET EHLÝNÝN HALÝ

Allah için insanlara hizmet eden kamil mümin; toprak gibi olur. Ýnsanlarýn yararýna her þeyden feragat eder. Ayaklar altýnda çiðnenir, ama ondan çeþit çeþit çiçekler, meyveler yetiþir; güneþ gibi olur, kendisi yansa da herkesi aydýnlatýr, ýsýtýr.

Gerçek mümin; insanlarýn kendisinden bir zarar görmediði, herkesin ondan emin olduðu ve fayda gördüðü kimsedir. Kendisine güvenilmeyen, insanlarý sevmeyen ve baþkalarý tarafýndan da sevilmeyen kimse imanýn tadýný tadamaz.

Allah dostlarý alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) meþrebi üzere hareket etmeyi en büyük gaye edinmiþlerdir. Efendimiz hiçbir ayrým yapmadan bütün insanlarý muhatap alýp, hepsine rahmet olmuþtur. Muhataplarýna dost veya düþman diye deðil, Allah Teala’nýn kulu gözüyle bakmýþtýr. Yaptýðý iyilikleri kimsenin baþýna kakmamýþ, hiç kimseyi minnet altýna sokmamýþtýr. Onun en büyük sünneti baþkalarýnýn yükünü ve zahmetini çekmek, ihtiyaçlarýný gidermek ve yüzünü güldürmektir. Ne mutlu onun yolundan gidenlere!

Mesaj 1 kez düzenlendi. En son _LaL_ tarafından, 22.10.2009 - 22:31 tarihinde.

Gönderme Tarihi: 22.10.2009 - 22:30

Konudaki Mesajlar: Gelin canlar bir olalım

	_LaL_

Gelin canlar bir olalım

838 Mesaj -

"GELÝN CANLAR BÝR OLALIM”
Rabia SULUK / DEÐERLERÝMÝZ

Rasulullah (s.a.v) “Hayýr, aksine siz o gün kalabalýk fakat selin önündeki çerçöp gibi zayýf olacaksýnýz. Allah düþmanlarýnýzýn gönlünden sizden korkma hissini soyup alacak sizin gönlünüze de vehn atacak” buyurur. Yine bir adam “Vehn nedir? Yâ Rasulallah” diye sorunca “Vehn, dünyayý (fazlaca) sevmek ve ölümü kötü görmektir” der. (Ebû Davud, Melahim)

Efendimiz bizleri yüzlerce yýl öncesinden birlik ve beraberlik için uyarýyor. Ve çarpýcý bir tasvirle ayrýlýðýn neticesini gösteriyor. Büyüklerden biri, “Saman çöpleri suya atýldýðýnda bir süre birlikte yola devam edeceklerini sanýrdým, fakat bizzat suya atýnca gördüm ki, suya býrakmamla ayrýlmalarý bir oldu” diyor. Ne yazýk ki geldiðimiz nokta tam da Efendimiz’in bizi uyardýðý hal. Ýçerde ve dýþarýda, özelde ve genelde birliðe ne kadar çok ihtiyacýmýz olduðu son Gazze olaylarýnda net olarak görüldü. 6 milyon 700 bin Ýsraillinin, 1.5 milyar Müslüman’a kafa tutmasýný baþka neyle açýklayabiliriz? Ülküleri doðrultusunda birleþmiþ o insanlar 1.5 milyar saman çöpünü kolayca alt edebiliyorlar.
Efendimiz Müslümanlar’ý þöyle tanýmlýyor: “Müminin mümine karþý durumu, bir parçasý diðer parçasýný sýmsýký kenetleyip tutan binalar gibidir.” (Riyazü’s Salihin). Ne oldu da bu tanýmlamanýn çok uzaðýna düþtük? Ne oldu da hasýmlar olduk birbirimize? Müslümanlarýn birlik olmasýna engel nedir? Benmerkezci tutumlarý mý, yoksa oyuna gelmeleri mi? Sebep her ne olursa olsun, onunla mücadele etmek zorundayýz. Her türlü grubun üzerinde bir Ýslam kardeþliði çatýsý bulunduðunu unutmamak gerekiyor. O büyük çatýnýn altýnda birlik kuralýnca yaþamayý öðrenmek zorundayýz. Eðer o binada hýr gür çýkarýr, kavga eder, kardeþimizin dairesini yýkmaya, sökmeye, sarsmaya giriþirsek bundan tüm bina zarar görür. Dýþarýdan bakan o binayý tek ailenin, tek dairesi bilmeli. Ayný geminin yolcularý olduðumuzu akýldan çýkarmamalýyýz. Komþu kamarada kalana kýzýp onun kamarasýnda delik açmak, hep beraber batmaktan baþka bir iþe yaramaz.

ELLERÝMÝZÝ VE GÖNÜLLERÝMÝZÝ KENETLEMEYE MECBURUZ

Rabbimiz “Allah ve Rasulüne itaat edin, birbirinizle çekiþmeyin; sonra korkuya kapýlýrsýnýz da kuvvetiniz gider…” (Enfal, 46) buyuruyor. Efendimiz de (s.a.v) topluluðun rahmet, ayrýlýðýn azap olduðuna dikkat çekiyor (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, Ýbn Ebi Âsým, es-Sünne). “Nefesler sayýsýnca Allah’a giden yollar var” denir. Herkesin mizacýna uygun topluluklar içinde bulunmasý mümkün. Ama makro düzlemde hepimiz Müslümanýz. Daðýnýklýkla baþa çýkabilmek için, sevgi ve saygýyla ya da en azýndan tahammülle nasýl birleþebileceðimizi araþtýrmalýyýz. Yoksa hafif bir esintiyle yere kapaklanan yýðýnlar olarak kalýrýz. Ýncecik ipliklerin birlikte halatlar oluþturmasý gibi, müminlerin birleþmesiyle de karþýlarýnda durulamayacak büyük bir güç oluþacaktýr. Bundan korkanlar ha bire tefrika, fitne çýkaracak þekilde kin, düþmanlýk tohumlarýný boþluk býrakmadan serpmekte aramýza. Basiret sahibi müminler bu oyuna gelmemeli. Gelenlere karþý da þefkatle, hoþgörüyle muamele ederek aradaki ayrýk otlarýndan kurtulup, büyük bir deste olmaya gayret sarf etmeli. Aksi takdirde lokmacýklar olarak birilerinin midesine kolayca kayýveririz. Allah’ýn bizden istediði o tek ipe hep birlikte tutunmadýkça öncelikle bu dünyada bize rahat olmayacak. Ellerimizi ve gönüllerimizi kenetlemeye her zamankinden daha çok mecburuz. Müminlerin kuvvet ve baþarýsý bu kardeþlik baðýnýn güçlendirilmesine baðlý. Bu noktada liderler, büyükler ve kanaat önderlerine çok ciddi görevler düþüyor.

ÞEYTAN ARAMIZI BOZMASIN

yrýlýðý tetikleyebilecek her þeyden özenle kaçýnmalýyýz. Sonuç getirmeyecek keskin tartýþmalara girmemeliyiz. Birbirimize empatiyle, mütevazilikle, önyargýsýz yaklaþmalýyýz. Üsluba özen göstererek kýrmadan, kýnamadan, iðnelemeden, sertleþmeden konuþmalýyýz. Rabbimiz bu hususta “Kullarýma söyle, sözün en güzelini söylesinler. Sonra þeytan aralarýný bozar…”(Ýsra, 53) uyarýsýnda bulunuyor.

S. Mübarek Erol konuya dikkatlerimizi þöyle çekiyor: “Dýþ saldýrýlar, savaþlar, tabii afetler, göçler, açlýk, kýtlýk gibi felaketler karþýsýnda dimdik ayakta kalmayý baþaran ecdadýmýz, ne hazindir ki tefrika sebebiyle birbirlerine düþmüþlerdir… Geriye dönüp baktýðýmýzda ýrk, coðrafya, mezhep, ideoloji, siyasi fikir, dünya görüþü gibi konularýn insanlarýmýzý kýþkýrtýp çatýþmaya dönüþtürecek bir araç, malzeme olarak kullanýldýðýný açýkça görmekteyiz… Birlik ve dirliðimizi bozacak bu tür tuzaklara karþý uyanýk olmak Müslüman ferasetinin gereðidir.”

Öte yandan birlikteliklerin ihlas ve samimiyetle kurulmasý gerekir. Aksi takdirde en ufak bir esintide, menfaat çatýþmasýnda paramparça olup yýkýlýr. Bediüzzaman Said Nursi de böyle bir birliktelikle ne kadar büyük bir kuvvet kazanýlacaðýný þöyle ifade ediyor: “…Manevi kuvvet saðlayan ihlas sýrrýný kazanmakla, dayanýþmaya ve hakikate inanmaya muhtacýz ve mecburuz. Evet, üç elif birleþmezse, üç kýymeti var. Rakamlarýn sýrrý ile birleþse, yüz on bir kýymet alýr…” Müslümanlar, birlik olmayý baþarabildiklerinde onlarýn ne derece etkili bir güç olacaklarýna tarih defalarca þahit oldu. Geçmiþte yapýlabilen bir þey tekrarlanabilir kuþkusuz. Aksi takdirde daðýnýk Müslümanlarýn deðerleriyle hayatiyetlerini sürdürmesi imkansýza yakýn maalesef.

“SADECE BENÝM GÖRÜÞÜM DOÐRUDUR” DEMEYE HAKKIMIZ YOK

Tefrikayý tamir için büyükler þöyle düþünmemizi tavsiye ediyor: “Benim fikir ve görüþüm doðrudur’ veya ‘daha güzeldir’ demeye hakkýnýz var, fakat ‘sadece benim görüþüm doðrudur’ demeye hakkýnýz yoktur.” Aslýnda Ýslam ahlâkýný benimseyen ve tüm insanlara o þekilde muamele edenler hangi camiada olursa olsun birliði zedeleyecek her þeyden uzak kalabilir. Farklýlýklarýn deðil ortak paydalarýn ön plana çýkarýlmasý müminleri birleþtirmede etkili bir unsur. Rabbimiz “...Nice az sayýda bir birlik Allah’ýn izniyle çok sayýdaki birliði yenmiþtir...”(Bakara, 249) buyuruyor. Allahýn müjdesine kulak verip, üstüne kalbimizi koyarak ellerimizi uzatalým dostça ve ihlasla. Ýç ve dýþ düþmanlarýn ince planlarla aramýza serptiði ayrýlýk ve düþmanlýk tohumlarýný, ancak bizler yine etkisiz hale getirebiliriz; kardeþlerimize yürekten sarýlarak!..

Gönderme Tarihi: 22.10.2009 - 22:27

Konudaki Mesajlar: Sessiz seyrindeyim hayatin.

	_LaL_

RE: Sessiz seyrindeyim hayatin.

838 Mesaj -

Alıntı
Orijýnalý GuZGuLu

Sessiz seyrindeyim hayatin.

Sustum...
Sessiz seyrindeyim hayatin.
Konusmuyorum eskisi gibi.
Karismiyorum da kimselere.
Seyrediyorum sadece.
Ve dinliyorum.
Hayretle.
Esefle.

Anlamaya calistiklarim,
Anlamsizlasiyorlar gozumde.
Tanidiklarim birer yabanci.
...

.

maþaAllah..
yüreðinize saðlýk...

Gönderme Tarihi: 22.10.2009 - 22:22

Konudaki Mesajlar: Bu kadarda olmaz

	_LaL_

838 Mesaj -

ne kadar da güzeller..
emeðinize saðlýk...

Gönderme Tarihi: 22.10.2009 - 22:17

Konudaki Mesajlar: Allah'a giden yol

	_LaL_

Allah'a giden yol

838 Mesaj -

Allah’a giden yollar, canlýlarýn aldýðý nefesler kadardýr “etturuku ilellahi bi kaderi enfusil helaik” diye meþhur bir söz vardýr.

Ýnsanlar, yaþadýklarý coðrafyadaki ihtiyaca ve zamanýn gereksinimlerine göre Ýslam’a hizmette bir rota çizerler. Bunu çizerken, ayrýca kendi yaþadýklarý toplumun kavmi özelliklerine ve duyarlýlýklarýna da dikkat ederler.

Allaha giden yollar çok fazla olmakla beraber, esasýnda tek bir yol vardýr. O da Resulullah’ýn (sav) Ýslam’a davet ve yaþama þeklidir. Biz buna Nebevi Ýslami düþünce ve hareket deriz.

Ýnsanlar Ýslam’a hizmet ederken, genelde bulunduklarý ortama göre farklý meþreplerde hizmet ederler ve rýzai ilahiyeye kavuþmaya çalýþýrlar. Kimisi Ýslam’ýn zahiri ilimleri olan tefsir, hadis, fýkýh, kelam, usul gibi ilimleri neþretmeye çalýþarak Allah’a giden yolda ilerler. Kimisi daha üst bir insan kalitesi ve daha muhlis bir kemali yakalamak için seyri sülûk, ezkar ve dualarla insan yetiþtirirler. Kimisi varlýklýdýr, malýyla ulaþmaya çalýþýr; kimisi yeryüzünün imarý ile uðraþýr.

Fakat maalesef, insanlarýmýzýn tasavvurunda, sanki insaný Allah’a götüren sadece ibadetler ve dualardýr gibi bir anlayýþ vardýr. Hâlbuki Allaha götüren yollar, Kuraný Kerim’de belirtilirken, sosyal alana tekabül eden taraf, en büyük dilimi oluþturmaktadýr. Sosyal hayatta yapmamýz gerekenler, doðayla ve canlýlarla olan iliþkilerimiz, daha büyük önem arz etmektedir.

Beþeri hayatýmýzda, insanlarla olan iliþkilerimizde, çoðu zaman önemsemediðimiz bazý þeyler vardýr ki asýl Allahu Zülcelal’in hoþnutluðu bu davranýþlardadýr.

Birisinin yüzüne gülümsemek, hüzünlü birinin derdine ortak olmak veya sýkýntýlý bir insaný dinlemek veyahut kendi iç âlemimizde þeytani dürtüleri, Allah için köreltmek ve nefsin o yöndeki baskýlarýna boyun eðmemek…

Evet, eðer siz muhtaç birisine karþý cimriliðinizi yeniyorsanýz; cesaretin gerekli olduðu yerde korkaklýðýnýzý yeniyorsanýz; metin olmanýz gerektiði yerde aczinizi yeniyorsanýz; öfkelendiðiniz zaman, sabrý ve vakarý gösterebiliyorsanýz, evet, bunlarýn tümü Allaha giden yollardýr.

Tanýmadýðýnýz bir kimseye yardým ederken, düþmekten kurtarýrken veya kaldýramayacaðý bir yükü kucaklayýp sýrtýna koyarken veya yetiþemeyeceði bir þeyi alýp uzatýrken veya bir probleminin çözümüne yardým ederken yahut herhangi bir iþini görürken. Evet, bunlarý yaparken, ruhunuza bir hafiflik geldiðini, vücudunuzun boþlukta bir yük taþýr gibi olduðunu hissettiniz mi? Ruhunuzun yükseklere doðru sevinçle kanat çýrptýðýný ve içinize gizli bir neþe dolduðunu hissetiniz mi?

Ýþte bu, Allah’a giden yoldur!

Gaflet uykusundan silkinip kalbinizin atýþlarýna kulak verdiniz mi hiç? Amansýz tahrikler karþýsýnda zayýflayýp periþan olan nefsinizden utanarak, baþýnýzý çevirdiniz mi? Þahsýnýzýn hiçbir kýymet taþýmadýðýný hissetiniz mi? Saygý ve hürmete layýk olmayan deðersiz bir varlýk olduðunuzu hissetiniz mi hiç?

Yaptýðýnýz hatalarýn sizi her yönden çepeçevre kuþatan bir hapishane olduðunu, mahsur kalmaktan baþka çýkar yolun bulunmadýðýný. Nereye yönelirseniz, ufuklarýn yüzünüze kapanýp kat kat karanlýklarla gerildiðini hissetiniz mi?

Hayattan nefret ettiniz mi hiç?

Sonra…
Meçhuller aleminden bir pencere açýlýp oradan parlak ýþýk huzmeleri saçýldý mý? Uzak, ama çok uzak âlemlerden esen tatlý meltemleri ciðerlerinize çekip ferahladýnýz mý?

Allah’ýn melekût âleminden gelen tatlý hoþnutluðunu hissetiniz mi? Dost bir elin iç dünyanýza uzandýðýný hissetiniz mi?

Size “Onlar ki, fena bir þey yaptýklarýnda veya kendilerine zulüm ettiklerinde Allah’ý anarlar. Günahlarýnýn baðýþlanmasýný dilerler. Onlarý Allah’tan baþka kim baðýþlar? Hem onlar yaptýklarýnda bile bile ýsrar etmezler. Ýþte onlarýn mükâfatý, Rablerinden bir maðfiret ve altýndan ýrmaklar akan cennetlerdir. Orada ebediyen kalacaklardýr. Ne güzeldir ecri, iþ yapanlarýn!” (Âl-i Ýmran, 135-136)

Size “Her âdemoðlu hata eder. Hata edenlerin en hayýrlýsý tövbe edenlerdir.” (Hadisi þerif; Tirmizi) diyen bir baþka ses duydunuz mu?

Hiç ýþýk saðanaðýna tutuldunuz mu?

Allah’ý tesbih ederek, maðfiret dileyerek, tövbe ederek, kalbinizdeki hatalarý silerek ve bir daha hata yapmamaya karar vererek ayaða kalktýðýnýz anlar oldu mu hiç?

Öncekinden daha büyük bir duyguyla, daha saðlam bir baðlýlýkla ve daha üstün bir yöneliþle Allah’a ve O’nun sönmez nuruna koþtuðunuzu hissetiniz mi?
Ýþte bu, Allah’a giden yoldur!

Hayatta býkkýnlýk duyduðunuz günler oldu mu? Hayatýn kasvet ve acýlarýna dayanamaz hale geldiniz mi hiç? Sýkýntý ve ümitsizliðe kapýldýnýz mý? Þikâyet etme ihtiyacý duydunuz mu? Etrafýnýza bakýp derdinizi dökecek kimse bulamadýðýnýz anlar oldu mu? Hiç çekinmeden, en küçük bir þüpheye meydan vermeden, bütün sýrlarýnýz kendisine dökebileceðiniz samimi bir dost bulamadýðýnýz zamanlar oldu mu? Veya insanlara dert yanmakla huzur bulmadýðýnýz demler oldu mu?

Sonra ellerinizi semaya kaldýrýp içinizi döktünüz mü? Allah’a yönelip gizli açýk neyiniz varsa hepsini teker teker anlattýnýz mý? Kaburga kemiklerinizin çemberindeki o çýðýn ateþin alev alev tutuþtuðunu hissetiniz mi?

Gözünüzden ibretler, dilinizden kelimeler döküldüðünü hissetiniz mi? Ve siz bütün bunlarý, her þeye hâkim olan ve her þeyi takdir eden Yüceler Yücesi büyük bir kuvvete havale ettiðinizi hissetiniz mi? Siz, bu kontrol altýnda bulunan güç salýverilip hedefine ulaþtýðý zaman, rahat, huzur ve sükûn buldunuz mu? Ruhunuzu konulmasý gereken emniyetli bir mevkiye koyduðunuz zaman, huzura kavuþtunuz mu?

Ýþte bu, Allah’a giden yoldur!

Dostlarýnýzdan size karþý kýrýcý hakarette bulunan oldu mu? Arkadaþlarýnýzdan size ýzdýrap verici veya huzur bozucu davranýþlarda bulunan oldu mu?

Ýçinizden, onunla samimiyeti kesmeyi veya bundan sonra ebediyen konuþmamayý geçirdiniz mi? Yüzüne karþý “Sen benim arkadaþým deðilsin, bugünden sonra senin gibi bir arkadaþým yok benim” diye haykýrmayý hiç düþündünüz mü?

Nihayet, kendi kendinize dönüp “O bir insandýr, bütün insanlar hata yapar, ben de bazen bilmeyerek hata yaparým, sonra hatamý anlarým” dediniz mi?

Arkadaþýnýza yakýnlýk gösterdiniz mi? Sanki aranýzda hiçbir þey geçmemiþ gibi baþ baþa konuþtunuz mu? Hatta eskisinden daha fazla ilgi gösterip gönlünü aldýnýz mý? Hiç ‘riya’ karýþtýrmadan onu kalbinizin derinliklerinden fýþkýran bir sevgi ile kucaklayýp baðrýnýza bastýnýz mý?
Ýþte bu, Allah’a giden yoldur!

Herhangi birine karþý içinizde sevgi beslediðinizi hissettiniz mi? Seviyorsunuz onu…

Hâlbuki ona muhtaç deðilsiniz. Bir yardým da beklemiyorsunuz ondan. Seviyorsunuz onu…

Ýçinizden hiçbir kötülük, kýskançlýk ve kin geçirmiyorsunuz ona karþý. Seviyorsunuz onu…

Kendinizi gizlice onunla karþýlaþtýrýp “Ben ondan daha üstün deðil miyim!” demiyorsunuz. Seviyorsunuz onu…

Meziyet ve üstünlük yüzünden kýskanmýyorsunuz onu. Üstelik kendinizinmiþ gibi iftihar ediyorsunuz daha da ziyade olmasýný istiyorsunuz. Seviyorsunuz onu…

Týpký mýknatýs gibi onu kendinize çekiyorsunuz. Ruhunuz, ýþýðýn etrafýnda dönen pervaneler gibi aðýr aðýr, kanat çýrparak sevinçle manyetik dalgalara gömülüp gidiyor.
Ýþte bu, Allah’a giden yoldur!

Þu süslü genç kýzýn bakýþlarýna çarpýldýnýz mý hiç? Vücudunuzda bir titreme, kalbinizde bir sarsýntý hissettiniz mi? Berrak bir suyun dibindeki katýlaþmýþ tortularýn kýmýldayýþý gibi dipten týrnaða bütün ruhunuz sarsýldý mý? Berrak bir su dalgalandýðý zaman içindeki her þey altüst olur. Ýnip çýkan dalgalar… gelip giden tortular… o güzelim berrak suyun rengi deðiþir bulanýr.

Sonra o kýzýn size ait olmadýðýný hatýrladýnýz mý? Bu davranýþýnýzýn size haram olduðu, Allahu Zülcelâl’in hoþnut olmadýðý; o genç kýzý adýmlarýnýzla veya bakýþlarýnýzla yahut duygularýnýzla takip etmenin size yakýþmadýðýný anladýnýz mý?

Nefsin dizginlerini zorlamak

Neredeyse sizi, sýnýrlarý aþýp nefsinizin dizginlerini zorlar hale getiren azgýn istekler karþýsýnda, kýzdan ve cinsi arzulardan uzak olduðunuzu hissetiniz mi? Güçlükle soluk alýp verdiðinizi ve göðsünüzün durmadan inip kalktýðýný… Ve en sonunda da sükûnete kavuþup huzur bulduðunu hissetiniz mi?
Ýþte bu, Allah’a giden yoldur!

Ay ýþýðýnda ruhunuz berraklaþtý mý? Þu, ýþýða boðulan uçsuz bucaksýz kâinatta, bakýþlarýnýzý serbest býraktýnýz mý? Kendinizi unuttunuz mu? Kâinatla aranýzdaki engellerin yavaþ yavaþ eriyip kaybolduðunu ve en sonunda ucu bucaðý bilinmeyen, koskoca âlemin bir parçasý haline geldiðinizi ve bunun kalbinizi dolduran bir ‘duygu’ çaðlayaný olduðunu hissetiniz mi?

Ýçinizde beslediðiniz kin ve kötülükleri, baþkalarýyla aranýzda geçen kavga ve dövüþleri unuttunuz mu? Gerek þahsýnýzýn ve gerekse diðer bütün insanlarýn ‘melekût’ âleminde son derece hafif ve þaþkýn bir zerrecik olduðunu; alabildiðine uzanan geniþ kâinatta, yekdiðerine çarpmadan ve üstelik birbirlerine yol vererek hareket ettiklerini ve ýþýk cümbüþünde ahenkli bir hareket mekanizmasý kurabilmek için birbirlerini kontrol altýnda bulundurduklarýný hissetiniz mi?

Evet, sizi dünyaya baðlayan zincirlerden, sizi rahatsýz eden aþýrý isteklerden, çýlgýnca köpüren arzulardan ve hapsedilmiþ kötü duygulardan kurtulduðunuzu hissettiniz mi?

Ýþte bu, Allah’a giden yoldur!

Cebinizdeki paralarýn sanki size ait deðilmiþ gibi olduðunu hissetiniz mi? Sizi kendisine ve kendini size baðlayan o saðlam zincirin hiç koptuðu oldu mu? Sizi birbirinize baðlayan o amansýz çekim gücünün hiç bozulup daðýldýðý görüldü mü? Buna karþýlýk, kesenizdeki paralarý çýkarmak için elinizle karýþtýrýrken büyük bir zevk duyduðunuzu, cimrilikten uzaklaþýp cömert olmaya heveslendiðinizi hissetinizi mi? Daha sonra o paralarý gizlice birinin eline tutuþturdunuz mu? Ve sanki sizi topraða çeken bir yükten kurtulmuþ gibi dinç adýmlarla yürüdüðünüzü ve ruhunuzun kuþlar gibi uçuþtuðunu hissettiniz mi?

Ýþte bu, Allah’a giden yoldur!

Kalbi zorlayan acýlar

Kalbinizi zorlayan acýlar hissetiniz mi? Çeþitli elemler, türlü acýlar… Ýnsaný kývrandýran þiddetli ýzdýraplar… Dayanamayacaðýnýz acýlarýn baskýsý altýnda ölümle yüz yüze geldiðinizi hissetiniz mi? Sancýlarýn açtýðý derin yaralarýn sizi baðýrmaya, sýzlanmaya ve çýrpýnmaya götürdüðünü… Öte yandan sinirlerin bozulup nefse hâkim olamama noktasýna kadar vardýðýný hissetiniz mi?

Sonra bütün bunlara raðmen nefsinize hâkim olabildiniz mi? Nefsinizi arýndýrarak, ayrýlan yerleri bir araya getirip güzelce bir sabýr tavsiye ettikten sonra, “Bu da Allah için olsun” dediniz mi?
Ýþte bu, Allah’a giden yoldur!

Ýçinizde sizi ibadete çaðýran bir arzu hissetiniz mi? Sizi yerinizde rahat býrakmayan, oturup kaldýran tatlý bir arzu… sizi Allah’a davet eden bu çaðrýya cevap verirken içiniz titredi mi? Kalbiniz sarsýldý mý? Vücudunuz ürperdi mi? Dünya üzerinde olmadýðýnýzý hissetiniz mi? Hepimizce bilinen, zaman ve mekân hudutlarýnýn çerçevelediði þu kara parçasýnda olmadýðýnýzý hissetiniz mi? Þu dokular, kaslar ve kemiklerden ibaret bir varlýk olmadýðýnýzý, Allah’ýn huzurunda ve O’nunla beraber olduðunuzu hissetiniz mi?

Ýþte bu, Allah’a giden yoldur!

Kötülüðün karþýsýna dikilmek

Yeryüzünde gitgide büyüyüp geliþen taþkýnlýklar sizi sinirlendirdi mi hiç? Size ve baþkalarýna yapýlan zulmü görürken öfkeyle sarsýldýnýz mý? Ýçinizde bir hiddet ve burkulma hissetiniz mi? Susmanýn doðru olmadýðýný, derhal harekete geçip karþý koymak gerektiðini düþündünüz mü? Bizzat þahsýnýzýn…

Evet, baþkalarýndan önce bizzat sizin bu kötülüðün karþýsýna dikilip “Sýnýrýný aþtýn, yerine dön!” diye haykýrmasý gerektiðini düþündünüz mü? Zulüm karþýsýnda susmamayý, daima ona karþý koyup bütün yollarýný kesmeyi üzerinize aldýðýnýz zaman, þüphesiz baþkalarýna ýzdýrap vermenin de karýþýþýnda olduðunuzu hatýrladýnýz mý? Izdýrabýn rahatýnýzý güvenliðinizi, serbest yaþayýþýnýzý ve hatta bütün hayatýnýzý altüst edecek derecede þiddetli olabileceðinizi düþündünüz mü? Sonra, zulmün durdurulmasý, düþmanlýðýn ortadan kaldýrýlmasý yolunda, azimli ve kararlý bir tavýr takýndýnýz mý?

Ýþte bu, Allah’a giden yoldur!

Ýþinizi bitirip günlük çalýþmanýzý tamamladýðýnýz zaman, kendiniz hakkýnda hiçbir þeye sahip olmadýðýnýzý hissetiniz mi? Hayatýn akýþý içinde þahsýnýza ne kadar hassasiyet gösterseniz gösterin, bunlarýn arkasýndan da zihin yorgunluðu ve fikir meþgalesinden baþka hiçbir þeyin bulunmadýðýný düþündünüz mü? Çalýþmanýz gerektiðini, fakat çalýþmanýzýn neticesini bilemediðinizi ve hangi sonuçlarýn çýkacaðýný kestiremediðinizi düþündünüz mü?
Büyük kuvvetin, her þeyi yoktan var eden ve her þeyi idare eden kuvvet olduðunu hissetiniz mi?

Görevinizi, gücünüzü oranýnda ve gereði þekilde yapýp bundan sonra Allah’ýn takdirini beklemekten baþka hiçbir çýkar yolunuzun kalmadýðýný hissettiniz mi?

Böyle bir duygu sizi, iþinizi Allah’ýn denetimi altýnda bulunan bu yüke karþý içinizde gerçekten bir güven hissetiniz mi? Sanki orada, yükünüzün baþýnda, sabahlara kadar uyumayýp nöbet tutmuþ gibi olduðunuzu hissetiniz mi? Ona karþý kalbinize bir ferahlýk geldi mi?

Siz mýþýl mýþýl uyurken, Allah’ýn sizi koruyacaðýný düþünerek uyudunuz mu? Siz her þeyden habersiz derin bir uykuya dalmýþken, Allah’ýn bütün hareketlerinizi kontrol ettiðini düþündünüz mü?

Ýþte bu, Allah’a giden yoldur!

Sonuç olarak þunu rahatlýkla söyleyebiliriz, Allah’ýn rýzasý bizim tüm davranýþlarýmýzla alakalýdýr. Yani; düþüncelerimiz, yaklaþýmlarýmýz, tepkilerimiz ve duyarlýlýklarýmýz çok önemli. Bilhassa insanlarla iliþkilerimiz…

Namazlarýmýz, oruçlarýmýz, zikir ve evratlarýmýz, sosyal hayatýmýza güzellikler ve medeni davranýþlar olarak yansýmalýdýr.

Ýþte, Allah’a giden yol bu anlayýþtýr.

Not; Bu yazýnýn hazýrlanmasýnda “Ýslam’da Fert ve Cemiyet” adlý eserden yararlanýlmýþtýr.

MUHAMMED FARUKî

Gönderme Tarihi: 22.10.2009 - 22:15

Konudaki Mesajlar: ASKIN VAV HALi

	_LaL_

838 Mesaj -

çook güzel.. emeðinize saðlýk..

...kulum de kafi bana...

Mesaj 1 kez düzenlendi. En son _LaL_ tarafından, 22.10.2009 - 22:02 tarihinde.

Gönderme Tarihi: 22.10.2009 - 22:02

Konudaki Mesajlar: Wayyyyyyy Seni Ne Kadar İlgilendirir!!!!

	_LaL_

838 Mesaj -

çook güzel emeðinize saðlýk...

Gönderme Tarihi: 17.10.2009 - 14:32

Konudaki Mesajlar: Arkadaslar Renkler Gibidir..

	_LaL_

RE:

838 Mesaj -

Alıntı
Orijýnalý rahil

saol kardeþ sende mavisin .)

Avatarýmý beðenmediniz mi? sevinçli

aksine çok beðendim.. sevinçli

Gönderme Tarihi: 01.10.2009 - 00:38

Konudaki Mesajlar: KAT-LAN-MAK

	_LaL_

838 Mesaj -

emeðinize saðlýk güzel bir konu olmuþ..
Rahil kardeþimizn de dediði gibi artýk komþuluk da yok..

kat-lan-mak güzel bir tanýmlama olmuþ. hatta artýk boþanma olaylarý o kadar arttý ki adýna kat-la-na-ma-mak da diyebiliriz..

Rabbim her þeyin hayýrlýsýný nasip etsin inþallah..

Gönderme Tarihi: 01.10.2009 - 00:26

Konudaki Mesajlar: Arkadaslar Renkler Gibidir..

	_LaL_

838 Mesaj -

þimdilik yeþil sevinçli

avatarýnýz ve paylaþtýðýnýz konular sayesinde olsa gerek..

Mesaj 1 kez düzenlendi. En son _LaL_ tarafından, 30.09.2009 - 12:43 tarihinde.

Gönderme Tarihi: 30.09.2009 - 12:43

Konudaki Mesajlar: MINIK YUREKLERIN HUSU ANLARI

	_LaL_

838 Mesaj -

Maþallah Berekallah...
Rabbim bizlere de evlatlarýmýzý böyle yetiþtirebilmeyi nasip etsin...

emeðinize saðlýk .. gül

Gönderme Tarihi: 30.09.2009 - 12:30

Konudaki Mesajlar: ''MUSLUMAN'A HARAM'' CESMESI..

	_LaL_

838 Mesaj -

güzel bir paylaþým teþekkürler...

þimdi o muhitte (Arap Þükrü göz kırpma

gerçekten de haramý insanlar yudum yudum içiyor. sefa için isteyerek geliyorlar hem de..

Rabbim herkese hidayet nasip etsin inþallah..

Gönderme Tarihi: 30.09.2009 - 12:16

Konudaki Mesajlar: Sevval ayinda tutulmasi tavsiye edilen bir oruç var midir?

	_LaL_

838 Mesaj -

Allah razý olsun
güzel bir hatýrlatma oldu inþaAllah..
dua ile..

Gönderme Tarihi: 26.09.2009 - 00:55

Sayfa (39): (1) 2 3 weiter >

İmzalar göster - Konu olarak göster

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 769 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
kilimlili67 (47), EnToRia (39), cihankarasan (56), rahmali (60), beyazyol (44), hmurat (50), Sweet-Bircan (31), calinan_kalp (43), bobmalley (34), kerim71 (50), talip-ibrahim (38), kan-ka (50), behlül72 (52), n.nakla61 (40), yasinbirel80 (44), zuhre yildirim (44), SnNmMc (37), tarik82 (42), akin123 (37), MertTurk (43), *hira* (35), zaferburgu (49), mademney (42), esli (61), sipahii (43), gokhan (46), ISLAM_GUNESI (40), veteriner54 (42), meryem03 (40), engino (46), yol_cu (42), koyuncu339 (39), fizikcimrt (49), fgdibo (36), salem (46)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.61603 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.