*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Home

F o r u m

E-Kart

Tavsiye Et

Sitede Arama


» Kapsamlı Arama

Google`de Ara

Tavsiye Linkler

Kuran Kursu Mezunları

Önemli Linkler

Statü / İstatistik

En Son Üyemiz:
Didem_

53683 Toplam Üyemiz var.

Online Üyeler:

Online: 1871 Misafir
Admin | Moderator | Vip | Üye

Giriş Vaktiniz: Salı, 22. Temmuz 2025 - 05:36

Browseriniz:

IP Adresiniz: Hostname:

Toplam Forum: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Beni hatırla

Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » ISLAM DUNYASININ DUSMANLARI

önceki konu diğer konu

8 okunmamış mesaj mevcut (Acik)

Sayfa (1): (1)

Gönderen

Mesaj

	Cihan-63

ISLAM DUNYASININ DUSMANLARI

582 Mesaj -

MÜSLÜMANLARIN KARÞISINDAKÝ ANTÝ-ÝSLAMÝ ENTERNASYONAL

Ýslam dünyasý denen coðrafya, nüfusunun büyük bölümü Müslüman olan ülkeleri kapsar. Bu coðrafya, en Batý'da Afrika'nýn Atlas Okyanusu kýyýlarýnda yer alan Fas'a ve Moritanya'ya kadar uzanmaktadýr. En Doðu'da ise Pasifik Okyanusu kýyýlarýndaki Endonezya'ya kadar varýr. Bu büyük coðrafyada yaþayan farklý milletlerden yaklaþýk 1 milyar Müslümanýn büyük bölümü, son iki yüzyýl içinde, sýrf "Müslüman" kimliklerinden dolayý, çeþitli saldýrý, baský, terör ve hatta katliamlarla yüzyüze kalmýþtýr. Çünkü pek çok Müslüman, Müslüman olmayan, dahasý Ýslam'a nefretle bakan yönetimlerin hakimiyeti altýnda yaþamak zorunda býrakýlmýþtýr.

Bugün Ýslam dünyasýna baktýðýmýzda; Bosna-Hersek'te, Cezayir'de, Tunus'ta, Eritre'de, Mýsýr'da, Afganistan'da, Keþmir'de, Doðu Türkistan'da, Çeçenistan'da, Tayland'da, Filipinler'de, Burma'da ya da Sudan'da dünya Müslümanlarýnýn ezilmeye, baský altýna alýnmaya ve yok edilmeye çalýþýldýðýný açýkça görebiliriz. Bu sayýlan coðrafyalardaki Müslümanlar görünüþte farklý düþmanlarla karþý karþýyadýrlar. Bosna'da Sýrplar, Keþmir'de Hindular, Kafkaslar'da Ruslar, Cezayir, Mýsýr, Fas gibi ülkelerde de baskýcý rejimler tarafýndan Müslümanlar hedef alýnmaktadýrlar. Ama her nedense, birbirinden baðýmsýz gibi gözüken bu Ýslam-karþýtý güçler, hep benzer mantýklarla hareket etmekte, benzer stratejiler izlemekte ve benzer yöntemler kullanmaktadýrlar. Ýþte bu noktada karþýmýza söz konusu güçlerin ortak bir yönü olan "dinden uzak kimlikleri" çýkar.

Allah'ýn varlýðýný inkar eden, -baþta tahrif edilmemiþ tek hak din Ýslam olmak üzere- Ýlahi dinleri kendi kurduklarý din dýþý (seküler) sistemler için büyük bir düþman olarak gören ve bu nedenle de dine ve dindarlara karþý çok þiddetli bir savaþ açan bu güçler dinsiz ideolojileri temsil etmektedirler. Bu nedenle de Müslümanlarýn karþýlarýndaki düþman gerçekte Sýrplar, Hindular ya da baskýcý rejimler deðil, dünya üzerinde mevcut bulunan din dýþý anlayýþtýr. Bugün devam eden Ýslam karþýtý savaþýn temeli de dinsizlikle beslenmekte ve kökenleri çok eskilere dayanmaktadýr.

Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Cihan-63 tarafından, 04.06.2007 - 16:33 tarihinde.

Gönderen: 04.06.2007 - 16:33

	Cihan-63

582 Mesaj -

SÖMÜRGECÝLÝK VE ÝSLAM DÜÞMANLIÐI

Ýslam dünyasý her zaman bu durumda deðildi. Bundan birkaç asýr önce, Ýslam dünyasýný Müslüman imparatorluklar yönetiyordu. 1700'lerin baþýnda Ýslam dünyasýnýn neredeyse tamamýna hakim olan üç büyük imparatorluk bulunuyordu: Hindistan'da Mogul Ýmparatorluðu vardý. Ýran ve çevresinde Safavi Devleti hüküm sürüyordu. Üçüncü ve en büyük imparatorluk ise, tüm Balkan Yarýmadasý'ný, Anadolu'yu, Mezopotamya'yý, Arap Yarýmadasý'ný ve Kuzey Afrika'yý yöneten büyük Osmanlý Devleti'ydi.

Fransa, Ýngiltere, Ýtalya gibi sömürgeci devletler tarafýndan iþgal edilen Ýslam topraklarýnda Müslüman halka karþý çok acýmasýz iþkenceler uygulandý, toplu katliamlar gerçekleþtirildi.
Ancak bu üç imparatorluk zamanla yok oldu. Mogul Ýmparatorluðu zayýfladý, küçüldü ve sonunda yýkýldý. Ardýndan tüm Hint Yarýmadasý Ýngiliz sömürgeciliðinin kontrolüne geçti. (Hindiçini olarak bilinen bölge de, Fransýzlar tarafýndan sömürgeleþtirildi.) Orta Asya'ya hakim olan Safavi Devleti, Ýngiltere ve Rusya'nýn hakimiyetine girdi. Ýslam imparatorluklarýnýn en büyüðü ve güçlüsü olan Osmanlý ise, 19. yüzyýldan itibaren kademeli olarak küçültüldü. Osmanlý'nýn Batý'daki topraklarý, Rusya'nýn ve Rusya'nýn kýþkýrttýðý Balkan devletlerinin eline geçti. Ortadoðu, Arap Yarýmadasý ve Kuzey Afrika ise, Ýngilizler, Fransýzlar ve Ýtalyanlar tarafýndan istila edildi. I. Dünya Savaþý bittiðinde, dünya üzerindeki Müslümanlarýn çok büyük bir bölümü, Müslüman olmayan yönetimlerin hakimiyetinde yaþar hale gelmiþlerdi.

Bu yönetimler, sömürgecilerdi. Ýngiltere ve Fransa gibi klasik sömürgecilere, 1920'lerde Sovyet Rusya ve Faþist Ýtalya da katýldý. Bu ülkelerin her biri, Ýslam dünyasýnýn bir bölümünü iþgal etti ve sömürdü. Müslüman halka karþý ise en acýmasýz katliam ve iþkenceleri uygulamaktan çekinmedi. Ýngiltere ve Fransa, Ortadoðu, Kuzey Afrika ve Uzakdoðu'daki Müslümanlarý "yönetiyor", daha doðrusu Müslüman ülkelerin doðal kaynaklarýný kendi ulusal menfaatleri için kullanýyorlardý. Sovyet Rusya, tüm Kafkasya ile Orta Asya'yý ele geçirdi ve bu bölgelerdeki Müslümanlarý komünist rejimin baskýsý altýnda köleleþtirdi. Libya'yý 1911 yýlýnda iþgal etmiþ olan Ýtalya, 1930'larda da Habeþistan'a karþý kanlý bir iþgale giriþti.

Ýngiltere ve Fransa'nýn Ortadoðu politikasýnýn önemli bir özelliði, bölgeyi kendi menfaat iliþkilerine uygun yapay devletlere bölmekti. Ortadoðu'daki bu yapay düzenleme, bir türlü bitmek bilmeyecek çatýþmalarýn da tohumuydu. Bu iki Avrupalý sömürgeci güç, II. Dünya Savaþý'nýn ardýndan Ortadoðu'yu terk etmek zorunda kaldýlar. Ama arkalarýnda kendilerinden çok daha acýmasýz, saldýrgan ve yýkýcý bir sömürgeci güç býraktýlar: Ýsrail.

Çok kýsa bir biçimde özetlediðimiz bu tablonun geneline baktýðýmýzda, Ýslam dünyasýnýn 19. yüzyýlýn baþlarýndan itibaren, dýþ güçler tarafýndan hedef alýndýðýný açýkça görürüz. Dünya Müslümanlarý geçen 200 yýllýk süre boyunca, bu güçler tarafýndan iþgal edilmiþ, sömürgeleþtirilmiþ, baský ve zulüm görmüþtür. Bu güçlerin Ýslam dünyasýnda kurduklarý kukla yönetimler de Müslümanlara bir o kadar zulmetmiþtir ve hala da zulmetmeye devam etmektedirler. Ayrýca dýþ güçler, Ýslam dünyasýna yabancý olan birtakým ideolojileri (aþýrý milliyetçilik, faþizm veya komünizm) Müslüman toplumlara empoze etmiþler, bu ideolojilerle kýþkýrttýklarý bazý kimseleri de Müslüman toplumlarýn geneline karþý kullanmýþlardýr.

Gönderen: 04.06.2007 - 16:35

	Cihan-63

582 Mesaj -

ÝSLAM'A DÜÞMAN ÝDEOLOJÝLERÝN TEMELÝ

Ýslam dünyasýna yönelen düþmanlarý analiz ettiðimizde, bu düþmanlarýn üç temel fikri kökeni olduðunu görürüz:

1) Batý emperyalizmi: Örneðin, yukarýda deðindiðimiz Ýngiliz ve Fransýz sömürgeciliði.

2) Faþizm/Aþýrý milliyetçilik: Örneðin, Ýtalyan faþizmi, Ýsrail ya da Ýslam dünyasýnda iç savaþlar çýkaran çeþitli faþizan gruplar.

3) Komünizm: Örneðin, Sovyet Rusya, Kýzýl Çin, Kýzýl Khmer dönemi Kamboçya, Afgan komünistleri ve Ortadoðu'daki çeþitli komünist örgütler.

Dikkat edilirse, her üç etken de, 19. yüzyýlda ortaya çýkmýþ ve 20. yüzyýlda geliþmiþ fikirlere dayanmaktadýr. Aþýrý milliyetçilik ve onu izleyen faþizm, tamamen 19. yüzyýlda ortaya çýkmýþ, ilk büyük uygulamalarýný da 20. yüzyýlda ortaya koymuþ ideolojilerdir. Komünizm, 19. yüzyýlda Marx ve Engels tarafýndan ortaya atýlan diyalektik materyalist teoriyle baþlamýþ, dünya üzerindeki ilk komünist rejim de ancak 1917'de Rusya'da kurulmuþtur. Bir tek Batý sömürgeciliðinin daha önceki yüzyýllara uzandýðý söylenebilir, ancak daha öncesinde sýnýrlý bir ekonomik giriþim olan sömürgeciliðin, felsefi ve ideolojik temelleri olan global bir siyaset haline gelmesi 19. yüzyýlda olmuþtur.

Gönderen: 04.06.2007 - 16:36

	Cihan-63

582 Mesaj -

ÝSLAM DÜNYASINDA 200 YILDIR DEVAM EDEN ZULÜM...

Filistinli Müslümanlar yaklaþýk yarým asýrdýr, hiçbir gerekçe gösterilmeden evlerinden çýkarýlmakta, kurþunlanmakta, iþkencey e ve þiddete maruz býrakýlmaktadýrlar. Ýþgalci Ýsrail'in bu zulmü karþýsýnda ise tüm dünya büyük bir sessizliðe bürünmüþtür.
Ýslam dünyasýnýn düþmaný þu veya bu millet veya topluluk deðil, asýl olarak söz konusu milletleri veya topluluklarý eli kanlý birer zalim haline getiren "ideolojiler"dir. Bu ideolojiler, 19. yüzyýlda dünyanýn büyük bölümüne hakim olmuþ ve hakim olduklarý her coðrafyaya zulüm ve vahþet götürmüþtür.

Bu ise, bizlere Ýslam dünyasýnýn düþmanýnýn þu veya bu millet veya medeniyet (örneðin Batý medeniyeti) deðil, asýl olarak söz konusu milletleri veya medeniyetleri eli kanlý birer zalim haline getiren "ideolojiler" olduðunu gösterir. Bu ideolojiler 19. yüzyýlda dünyanýn büyük bölümüne hakim olmuþ ve hakim olduðu her coðrafyaya zulüm ve vahþet götürmüþtür. Ýslam dünyasýný iþgal eden, parçalayan, yaðmalayan, köleleþtiren, katliamdan geçiren güçler, aslýnda bu ideolojilerdir.

Üstte saydýðýmýz üç temel ideolojiye baktýðýmýzda ise, hepsinin temelinde Batý'nýn "dinsizleþmesinin" yattýðýný görürüz. Her üç temel ideoloji de, Batý dünyasýnýn Allah inancýndan ve dinden uzaklaþýp, materyalist bir dünya görüþünü benimsemesiyle ortaya çýkmýþtýr.

Bu teþhisi doðrulayan çok önemli bir gerçek, her üç ideolojinin de, "ateizmin bilimsel temeli" olarak gösterilen, dünya tarihinde ilk kez ateist ve dinsiz felsefenin "objektif gerçek" olarak lanse edilmesine imkan saðlayan Darwin'in evrim teorisine dayanmasýdýr.

Gönderen: 04.06.2007 - 16:38

	Cihan-63

582 Mesaj -

DARWINÝZM, SÖMÜRGECÝLÝK VE FAÞÝZM BAÐLANTISI

Darwinizm, sömürgeciliðin sözde bilimsel temeli olmuþtur. Çünkü Darwin, insan ýrklarýný ileri sürdüðü hayali evrim süreci içinde farklý basamaklara yerleþtirmiþtir. Avrupalý Beyaz Adam'ý en ileri ýrk saymýþ, Asyalý ve Afrikalý kavimleri ise neredeyse maymunlarla ayný düzeyde göstermiþtir. Dahasý, tüm insanlýðýn daimi bir çatýþma ve yaþam mücadelesi sürdürdüðünü, bu mücadele içinde Batý'nýn kazanmasýnýn ve diðerlerini köleleþtirmesinin "doðanýn kanunu" olduðunu öne sürmüþtür. Darwin, Ýnsanýn Türeyiþi adlý kitabýnda þöyle yazmýþtýr:

Belki de yüzyýllar kadar sürmeyecek yakýn bir gelecekte, medeni insan ýrklarý, vahþi ýrklarý tamamen yeryüzünden silecekler ve onlarýn yerine geçecekler. Öte yandan insansý maymunlar da. kuþkusuz elimine edilecekler. Böylece insan ile en yakýn akrabalarý arasýndaki boþluk daha da geniþleyecek. 1

Darwin'in yaþam mücadelesi kavramý, emperyalizm kadar ýrkçýlýk, komünizm ve faþizm için de önemli bir ilham kaynaðý olmuþtur.
Darwin bu ilginç sonuca "yaþam mücadelesi" kavramýyla varmýþtý. Bu iddiasýna göre yaþam mücadelesi içinde zayýf bireyler elenirken, güçlü ve uygun yapýya sahip bireyler de seçilip hayatta kalýyorlardý. Dahasý, bu mücadelenin evrimsel geliþme için gerekli olduðunu, yani bazý insan ýrklarýnýn yok edilmesinin insanlýðýn geliþmesini saðlayacak bir süreç sayýldýðýný savunmuþtu.

"Sosyal Darwinizm" olarak anýlan bu bilim dýþý hurafeler, dönemin ilkel bilim düzeyi içinde büyük kabul görmüþ ve Avrupa emperyalizminin temel meþruiyet kaynaðý haline gelmiþtir. Kýsacasý Darwinizm, emperyalizmin "bilimsel" temelidir. (Ayrýntýlý bilgi için bkz. Harun Yahya, Darwin'in Türk Düþmalýðý, Vural Yayýncýlýk, 1999)

Sosyal Darwinizm, emperyalizm kadar ýrkçýlýk, aþýrý milliyetçilik ve faþizmin de kaynaðýdýr. Faþizmin kurucularý sayýlan 19. yüzyýl teorisyenlerinin hepsi (örneðin Friedrich Nietzsche, Heinrich von Treitschke, Francis Galton, Ernst Haeckel) Darwin'in evrim teorisinden ve özellikle "yaþam mücadelesi" kavramýndan þiddetle etkilenmiþ kimselerdir. Ýlk faþist rejimi kuran Ýtalyan diktatör Mussolini, gençlik yýllarýnda Darwin'i öven makaleleriyle dikkat çekmiþ koyu bir Darwinist'tir. Hitler'in ve diðer Nazi kurmaylarýnýn yazýlarýnda, Sosyal Darwinizm'den ilham aldýklarý çok açýk olarak görülmektedir. (Ayrýntýlý bilgi için bkz. Harun Yahya, Darwinizm'in Kanlý Ýdeolojisi: Faþizm, Vural Yayýncýlýk, 2001)

Gönderen: 04.06.2007 - 16:39

	Cihan-63

582 Mesaj -

KOMÜNÝST ÝDEOLOJÝNÝN ÝSLAM DÜÞMANLIÐI

Darwinizm komünizmin de temelidir. Bu gerçek, komünizmin iki kurucusu olan Marx ve Engels tarafýndan açýklýkla ifade edilmiþtir. Her ikisi de koyu birer ateist olan Marx ve Engels, dini inançlarýn yok edilmesini komünizm açýsýndan zorunlu görüyorlardý ve evrim teorisinin de bu hedefe hizmet ettiðini anlamýþlardý.

Engels, Darwin'in kitabý yayýnlanýr yayýnlanmaz Marx'a þöyle yazdý: "Þu anda kitabýný okumakta olduðum Darwin, tek kelimeyle muhteþem." 2 Marx ise 19 Aralýk 1860 tarihinde Engels'e yazdýðý cevabýnda þöyle diyordu: "Bizim görüþlerimizin doðal tarih temelini içeren kitap, iþte budur." 3 Marx, bir baþka sosyalist dostu Lasalle'a 16 Ocak 1861'de yazdýðý mektupta ise, "Darwin'in yapýtý büyük bir yapýttýr. Tarihteki sýnýf mücadelesinin doða bilimleri açýsýndan temelini oluþturuyor." 4 diyerek, evrim teorisinin komünizm için önemini açýklýyordu.

Komünizme ilave yorumlar getiren Lenin, Troçki, Stalin, Mao gibi diktatörler de Darwin'e olan ideolojik baðlýlýklarýný hem ifade etmiþler hem de fiili olarak göstermiþlerdir. Evrim teorisi tüm komünist rejimlerde eðitimin ve hatta tarým politikalarýnýn temeli haline gelmiþ, tüm komünist akýmlar aradýklarý fikri temeli Darwinizm'de bulmuþlardýr.

Gönderen: 04.06.2007 - 16:40

	Cihan-63

582 Mesaj -

KOMÜNÝST ZULÜM DEVAM EDÝYOR...

Ýslam topraklarýnda zulümlerini sürdüren komünist güçler, her zaman için hedef olarak savunmasýz insanlarý, kadýnlarý, yaþlýlarý, çocuklarý, hatta kundaktaki bebekleri seçmiþlerdir.

Darwin'in evrim teorisini benimseyen komünist ideoloji için toplum bir "havyan sürüsü"dür. Ýnsan ise "insan-hayvan-makine" arasýnda kalan cansýz, ruhsuz, donuk bir varlýktýr ve deðersizdir. Hala komünist kadrolarýn yönetimindeki Rusya'nýn Çeçenistan'da yürüttüðü vahþet bunun bir kanýtýdýr..

Darwin'in evrim teorisini benimseyen komünist ideoloji için toplum bir "havyan sürüsü"dür. Ýnsan ise "insan-hayvan-makine" arasýnda kalan cansýz, ruhsuz, donuk bir varlýktýr ve deðersizdir. "Zaten sürüde çok var, bir tane kaybolsa birþey olmaz" mantýðý geçerlidir. Çalýþamayan ya da sakat olanlar sürüden atýlýr, ölüme terk edilir. Hastalýklý ve zararlý olarak kabul edilir. Af, merhamet, vefa duygusu yoktur. Ýnsanlar öldükten sonra yok olacaklarýna inandýklarý için, yaþama dört elle vahþice sarýlýrlar. Herkesi düþman ve kendi yaþam mücadelesinde rakip gördükleri için, her hareketi kendi aleyhlerinde yorumlar ve kin tutarlar.

Ýþte böyle her türlü insani ve manevi deðerden, güzel ahlaktan uzak bir toplum oluþturan komünist ideoloji doðal olarak dine düþmandýr. Çünkü dinin getirdiði güzel ahlak, sevgi, þefkat, merhamet, fedakarlýk, yardýmlaþma, affedicilik gibi özellikler komünizmin hedeflediði modele uymamaktadýr. Marx, Engels, Lenin, Stalin, Troçki, Mao veya bir baþka komünist ideoloðun yazýlarýna bakýldýðýnda, bunun açýkça ifade edildiði görülebilir. Marx, kendince dini"halkýn afyonu" olarak tanýmlamýþ ve sözde "fakir halk kesimlerini uyutmak için yönetici sýnýf tarafýndan oluþturulan bir kültür" diye tarif etmiþtir. Dahasý, komünizme ulaþmak için de dini inançlarýn yok edilmesi gerektiðini öne sürmüþtür.

Lenin, 1905 yýlýnda Novaya Zihn dergisinde yayýnlanan "Sosyalizm ve Din" baþlýklý yazýsýnda ise dini sözde daðýtýlmasý gereken bir "sis" olarak tanýmlamýþ ve dine karþý komünistlerce yürütülmesi gereken bir ateizm propagandasý tarif etmiþtir. Yine Lenin, 1909 yýlýnda Rus Sosyal Demokrat Partisi'nin (sonraki Komünist Parti) lideri olarak kaleme aldýðý ve Proleterya dergisinde yayýnlanan "Proleterya Partisinin Din Konusundaki Tutumu" baþlýklý makalede þunlarý yazar:

Marx ve Engels'in çeþitli kereler tekrarladýklarý gibi Marksizm'in felsefi temeli, Fransa'daki 18. yüzyýl maddeciliðinin ve Almanya'daki Feuerbach (19. yüzyýlýn ilk yarýsý göz kırpma

maddeciliðinin tarihsel geleneklerini benimsemiþ olan, tamamen ateist ve dine karþý tavýrdaki diyalektik maddeciliktir... "Din halký uyutmak için kullanýlan afyondur." Marx'ýn bu sözü din konusundaki Marksist görüþün temel taþýdýr. 5

Oysa Marx bu sözüyle dine olan düþmanlýðýný ifade etmekte ve din konusundaki cahilliðini gözler önüne sermektedir. Onun dine yönelik bu ifadeleri gerçekleri ifade etmemektedir. Çünkü Allah insanlara düþünmeyi, araþtýrmayý emreder. Ýnsanlarý düþünmemeye, söylenenleri hiç düþünmeden bir hayvan sürüsü gibi uygulamaya yönelten ise komünizm gibi dinsiz ideolojilerdir. Düþünmeyen insanýn gerçeklerden tamamen uzak kalacaðý ve yanlýþlarla, yanýlgýlarla dolu bir hayat süreceði açýktýr. Ýnsanýn, dünyanýn yaratýlýþ amacýný ve kendisinin yeryüzünde bulunuþ amacýný kavramasý "düþünmekle" mümkün olur. Çünkü Allah herþeyi bir amaçla yaratmýþtýr. Bu gerçek Kuran'da þöyle bildirilir:

Biz, gökleri, yeri ve ikisi arasýnda bulunanlarý bir 'oyun ve oyalanma konusu' olsun diye yaratmadýk. Biz onlarý yalnýzca hak ile yarattýk. Ancak onlarýn çoðu bilmezler. (Duhan Suresi, 38-39)

Dolayýsýyla her insanýn baþta kendisinin, daha sonra evrende gördüðü herþeyin ve yaþamý boyunca karþýlaþtýðý her olayýn yaratýlýþ amacýný düþünmesi gerekir. Düþünmeyen bir insan gerçekleri ancak öldükten sonra Allah'ýn huzurunda hesap verirken anlar, ama artýk çok geç kalmýþtýr. Allah bize dünya hayatýnda fýrsat vermiþken düþünmek ve düþündüklerimizden sonuç çýkararak gerçekleri görmek ahiret hayatýmýzda bizlere büyük bir kazanç saðlayacaktýr. Bu nedenle Allah, elçileri ve kitaplarý aracýlýðý ile tüm insanlarý, kendilerinin ve tüm evrenin yaratýlýþý hakkýnda düþünmeye çaðýrmýþtýr:

Kendi nefisleri konusunda düþünmüyorlar mý? Allah, gökleri, yeri ve bu ikisi arasýnda olanlarý ancak hak ile ve belirlenmiþ bir süre (ecel) olarak yaratmýþtýr. Gerçekten, insanlardan çoðu Rablerine kavuþmayý inkar ediyorlar. (Rum Suresi, 8)

Dine düþman olan kiþiler ise -komünist liderler gibi- insanlarý dinden uzaklaþtýrmak için türlü iftiralar atar, dinin düþünmeyi engellediðini öne sürerler. Ancak buraya kadar anlattýklarýmýzdan ve Kuran ayetlerinden de anlaþýldýðý gibi din, bu iftiralarýn aksine insanlara düþünmeyi emreder.

Gönderen: 04.06.2007 - 16:41

	Cihan-63

582 Mesaj -

SONUÇ

Kýsacasý, Ýslam dünyasýnýn düþmaný olan üç ideolojinin de, ayný kaynaktan, 19. yüzyýlda Batý dünyasýný ele geçiren dinsiz kültürden çýkmýþ olduðu aþikardýr.

Bu durum, dinsizliðe karþý yürütülecek fikri mücadelenin ne kadar önemli olduðunu bize bir kez daha göstermektedir: Dinsizlik sadece insanlarýn imanlarýný yok ederek onlarýn ahiretlerini mahvetmeye çalýþan bir güç deðildir. Ayný zamanda, dünyayý da mahvetmeyi, bir karmaþa ve savaþ alanýna çevirmeyi hedeflemektedir. Müslümanlarý ise bu karmaþa ve savaþ ortamýnda en büyük hedef olarak belirlemektedir.

Dolayýsýyla dinsizliðe karþý fikri mücadele, hem büyük bir imani hizmet hem de dünyayý saran "fitne"ye karþý verilecek büyük bir "moral savaþý"dýr. Halen dünyanýn dört bir yanýnda, dinsiz sistemler tarafýndan ezilen pek çok Müslümanýn var oluþu, bize bu mücadelenin ne kadar önemli olduðunu hatýrlatan bir gerçektir. Dinsizliðe (ve dinsizliðin dayanaklarý olan felsefe, ideoloji ve Darwinizm gibi sözde bilimsel teorilere) karþý kazanýlacak her fikri zafer, ayný zamanda dünyadaki mazlum Müslümanlara yardým anlamýný taþýyan bir moral zaferidir.

1- Charles Darwin, The Descent of Man, 2. baský, New York, A. L. Burt Co., 1874, s. 178
2- Conway Zirkle, Evolution, Marxian Biology and the Social Scene, Philadelphia; The University of Pennsylvania Press, 1959, s. 527
3- Marx ve Engels, Mektuplar, cilt 2, s. 426
4- Marks ve Engels, Mektuplar, cilt 2, s.126
5- Viladimir Ilyiç Lenin, Proleterya Partisinin Din Konusundaki Tutumu, Proleterya, sayý: 45, 13 (28) Mayýs 1909

Gönderen: 04.06.2007 - 16:44

Pozisyon - İmzalar göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu diğer konu

Lütfen Seçiniz:

Şu an Yok üye ve 1871 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
16977 üye ile 13.07.2024 - 12:50 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]

Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
yaminn (50), ^^gul^^ (43), biltek2207 (55), HasanBasri (55), naksibendi21 (39), gül_bahcem (44), Tuba (43), a_cesur (42), peri kizi (38), Eyüp10 (58), huzeyme (58), recepcoskun (50), coskunyildiz (54), ebru_88 (37), asudetaha (50), FeRHaTKc (45), genghiskhan (55), yusuflacin (43), SARI PAPATYA :.. (40), resulkoca (52), isomm (44), Dagdelen25 (48), prestij (49), maliyecig (51), osmanavci2 (41), m a r a l (47), abdullah66 (46), egelimesut (36), adil (50), CitLembik (39), güncel (54), nazlican1981 (44), salih peksoysal (50), _ramazan_ (42)

Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.62752 saniyede açıldı

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.