generique colchicine hydroxychloroquine generique rhinocortfluvoxamine dexamethasone super kamagra suprax symmetrel synthroid bottle synthroid tadacip tadalift tadalis sx tadora tamec tamsunax tarivid tavanic tegretol telfast temovate tenoretic tenormin terbifil tetraseptine thorazine ticlid tildiem timisol timonil timoptic tirosint tofranil top avana topamax toramide torasem torasis torem trandate transannon trecator sc trental trial packs triatec
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Ey kavm, Peygamberlerini taşlayan İsrailoğulları'nı hatırlatıyorsun!

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
MELIKSAH04** su an offline MELIKSAH04**  
Ey kavm, Peygamberlerini taşlayan İsrailoğulları'nı hatırlatıyorsun!

328 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 18.06.2007
En Son On: 06.08.2009 - 16:05
Cinsiyeti: ----- 
Ey kavm! şu halinle, tıpkı İsrailoğulları'na benziyorsun.

Düşmanının putlarına tapıyorsun. İsrailoğulları da öyle yapmıştı.
Firavun'un zulmünden kurtulunca, gerçek kurtarıcılarını çabuk
unuttular. Musa, Tur'a, Rabb'inin mesajını almaya gittiğinde,
ellerindeki altın gümüş takılardan bir heykel yapıp tapmaya
koyuldular. Bu taptıkları buzağı heykeli, kimin tanrısıydı biliyor
musunuz? Kendi özgürlüklerine ve hayatlarına kasteden Firavun'un.

Kendi peygamberlerini taşlayan, linç eden, çarmıha geren
İsrailoğulları gibi, iyilerini taşlıyorsun Ey Kavm! İçindeki iyiliği
taşladığını, onu katlettiğini bilmeden yapıyorsun bunu. Sizi
aydınlatmak için yanan her ışığı, bir kova su alıp söndürmek için
seğirtiyorsunuz. "Yangın var!" diye, isterik naralar atanların ardınca
gidiyorsun.

Ey Kavm! Tıpkı, kendi peygamberlerine "Sen ve Rabbin gidip
savaşın, biz oturup burada sizi bekliyoruz" diyen İsrailoğulları
gibisin. Özgürlük uğruna bedel ödemeye yanaşmıyorsun.
Sözleşmene ve kendine ihanet ediyorsun. Soğanı, sarmısağı
özgürlüğe tercih ediyorsun. Hakikatin ardınca değil, cedlerinin
ardınca gidiyorsun; ölülerini kutsuyor, fakat dirilerini öldürüyorsun.

İsa'nın diliyle "badanalı kabirlere benziyorsun" Ey Kavm! Dışardan
alımlı-çalımlı görünmeye çabalıyorsun, fakat için leş gibi kokuyor.
Akçaya ve korkuya iman ediyorsun. Efendilerin seni akça ve
korkuyla güdüyor. O efendiler ki, onlar senin eserindir. Bu halinle
sen, celladını doğuran talihsiz analara benziyorsun. Suçu savunuyor,
suçluyu koruyor, mağduru tekmeliyorsun; zalimi yüceltiyor,
mazlumu eziyorsun; değerlerini pazarlıyor, kimliğinden utanıyorsun.

Ey Kavm! Tufanın kokusu geliyor, fakat sen gemileri ve gemicileri
taşlıyorsun. İbrahim'e su taşıyanları suçluyor, Nemrud'a odun
taşıyanları alkışlıyorsun. Asiye'ye "asi", Hacer'e "zavallı", Meryem'e
"günahkar" gözüyle bakıyorsun. Eğer Lady Godiwa işgalciler
tarafından senin şehirlerinde çırılçıplak soyulup dolaştırılsaydı, hep
birlikte kapı altından röntgenleyecekmiş gibi duruyorsun. Jean
Dark'ın ateşini tutuşturmak için sıraya giriyorsun. Söyle Ey Kavm,
içinde kaç Mata Hari besliyorsun?

Nuh Kavmi'ni unutma!

Sodom'u unutma!

Ad Kavmi'ni, Semud Kavmi'ni unutma Ey Kavm!

Kulun gücünün bittiği yerde

"Allah" dedik biz; "Allah'ın var neye muhtaçsın, Allah'ın yok neyin
var!" dedik. Allah derken, "anlam" dediğimizin farkındaydık. Onun
için "Allahsızlığı anlamsızlık" bildik. Allah demekle, hayatımızın
sadece sevinçlerine değil, acılarına da anlam kattık. Acılarımız dahi
anlam kazandı. Istırabımızdan "umut" damıttık, derdimizden
"merhem" yaptık, acımıza "aşık" olduk; aşkımız acımıza, acımız
aşkımıza dönüştü.

Bildik ve inandık ki, "kulun gücünün bittiği yerde Allah'ın yardımı
başlardı". Onun için, yürek tarlasına acı ektik. Ta yürekten "Meta
nasrullah: Yardımın ne zaman?" demeden, O'nun karşısında
acziyetinizi ve muhtaçlığınızı kabullenmeden, acıyı yüreğinizin
sarnıcından imbik imbik damıtmadan, devranın dönmeyeceğini
öğrendik.

İmanın en büyük imkan olduğunu, kalbimiz kederden
kaburgalarımızı zorladığında, gece yarılarında doğum sancısından
beter sancılara durduğunda bir kez daha anladık. Duaya davet
edildiğimiz kapının davetine uyduk ve dualara durduk. Bildik ki,
davete icabet edenin davetine icabet edilir: Biz de O'nu davet ettik.

Kimimiz zarfına adresi doğru yazdı fakat içini doldurmadan boş zarf
attı, kimimiz içini doldurup pulunu unuttu, kimimiz verdiği adreste
bulunmadı, kimimiz hiç adres veremedi ve kimimiz de yalan ve
yanlış adres verdi.

Davetiyesinde hiç eksiği bulunmayanlarımızın ise bir kusuru vardı:
Konuğuna sunacak som ve bütün bir yürek bulamamak. Korku
putlarına, umut putlarına, sevgi putlarına ardiyelik yapan, antik
Atina'nın tanrılar mahzenine dönmüş Panteon'undan beter bir
yüreğe sahip olmak.

İşte bunun için davet edemedik. Ettikse, davetimiz kabul görmedi.
Gücümüzün müntehasına dayanmadan, elden geleni yapmadan
ettik; bitmeden "bittik!" dedik. Eğer gerçekten bitseydik ve "bittik!"
deseydik, "Dayan, yettim!" diyen mutlaka olacaktı.

Hz. Peygamber'in Taif dönüşü gerçekten bittiği ve "bittim!" dediği
gün, tarihin bahtı değişmiş, davetiyesi adresine ulaşmış ve "Yettim!"
cevabı gelmişti. O, Taif dönüşü, yeryüzünün olanca genişliğine
rağmen kendisine dar geldiği ve kavminin varlığını ortadan
kaldırmak için fırsat kolladığı kritik bir anda, Yüce Dergah'a şu
davetiyeyi göndermişti:

Allah'ım!

Kuvvetimin tükendiğini sana arz ediyorum.

Gücümün azaldığını,

İnsanların gözünde küçük düştüğümü sana şikayet ediyorum.

Ey Merhametlilerin en Merhametlisi!

Sensin mustaz'afların Rabb'i

Sensin benim Rabb'im!

Beni kimlerin eline bıraktın?

Bana gaddarlık yapan ötekilerin eline mi?

Yoksa, davamı ipotek edecek bir düşmana mı?

Eğer sen bana gücenmedinse,

Kesinlikle bunlara aldırmıyorum.

Lakin yardımın beni rahatlatacaktır.

Senin nuruna sığınırım;

karanlıkları aydınlatan nuruna,

dünya ve ahiretimi aydınlatacak nuruna...

Gelecek gazabın, bana ulaşabilecek öfkenden

kaçıp kurtulacak bir sığınak arıyorum.

İşte Sana sığınıyor ve aldırmıyorum; yeter ki razı ol.

Güç ve kuvvet Sendendir,

yalnız Senden


MUSTAFA İSLAMOĞLU
Ekleme Tarihi: 11.01.2009 - 04:42
Bu mesajı bildir   MELIKSAH04** üyenin diğer mesajları MELIKSAH04**`in Profili MELIKSAH04** Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 676 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
***Murat*** (48), behlul (50), hatice57 (44), GaZZe (60), erveysel (61), Abdulkadir22 (31), samyeli13 (47), candeniz (24), balacan (54), abdulkadir (31), babam veben (55), askbumu (43), sahra_yagmur (37), halit42 (39), Babacan52 (56), gurbetcigenc (33), Fikret1972 (52), NuR_EFSAN (39), jopp777 (47), pempe1987 (37), Nur baçesi (28), seyhzadem (36), Mustafa Alptug (41), gunes_akca (35), KanKaZ (36), hsusal (72), olimp_ (45), ufkumuzvar (42), gakkosfatih (42), HIKKI (51), Selale1 (49), Yasin Tural (36), nebitdag (45)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.53129 saniyede açıldı