colchicine generique plaquenil generique colchicine ivermektin kamagra super kamagra suprax symmetrel synthroid bottle synthroid tadacip tadalift tadalis sx tadora tamec tamsunax tarivid tavanic tegretol telfast temovate tenoretic tenormin terbifil tetraseptine thorazine ticlid tildiem timisol timonil timoptic tirosint tofranil top avana topamax toramide torasem torasis torem trandate transannon trecator sc trental trial packs triatec
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » İBRET TABLOLARI » KABE'Yİ YIKAR MISINIZ?

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Maksat kelam olsun su an offline Maksat kelam olsun  
KABE'Yİ YIKAR MISINIZ?

1463 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 23.03.2007
En Son On: 09.05.2011 - 11:25
Cinsiyeti: Erkek 
Elimizde birer balyoz verseler, bol da ücret vâdetseler ve "Yıkın şu Kâbe'yi" deseler, yıkar mısınız''... Her halde yapmayız mü'minler olarak Kâbe ilk mescid peygamberlerin ve meleklerin tavaf yeri, Allah'ın evi, Efendimizin en çok sevdiği yer, çıkarılmasaydı, çıkmayacağı mukaddes belde. Ne avı avlanır, ne ağacı kesilir. Emin belde, haram beldenin mescid-i haramın kalbi. Kalbimiz. Nasıl yıkarız değil mi?

Ama para vermelerine, balyoz vermelerine gerek yok hiç yoktan basit sebeplerle, keyfimiz o anda öyle istediği için, içimizdeki yılanların, akreplerin deprenmesiyle günde kaç mü'minin haysiyet ve hürmetini yıkarız. Hasedimizden ötürü, Allah in hükmüne itiraz olup bir çeşit küfrü içinde barındıran hasedimizden ötürü, hep kötülüğü emreden nefsimizi yüceltmek için, kinimizi buğzumuzu dindirmek için, müslüman kardeşlerimize zulmederiz Emanet olan meclislerden lafı alıp, düşmanlıklar artsın diye ilgilisine götürür, iki yüzlü olmaktan utanmaz, dedi kodu, gıybet yapar saf zihinleri bozarız. Yalanların en büyüğü olan zannı kökünden kazırız Allah'ın bizi daha da rezil edeceğini düşünmeden rezil etmek için mü'minlerin ayıplarını kusurlarını araştırır, casusluk yapar, bir şey bulunca da, mal bulmuş mağribi gibi, marifetmiş gibi, ballandıra ballandıra, ve tabii üstüne kondura kondura anlatırız. Mü'minlerin haysiyyetlerini tahrip edince de, büyük zaferler kazanmış bir Fatih edasıyla gururlanır kibirlenir, yanı kendimizi cehenneme arz ederiz... Tevazu ve mahviyyet üzre olup cennete girmek varken. Yüzüne karşı övdüğümüz o adama, şu adamın yanında maskemizi değiştirir, söveriz. Gayeye erişmek için yalan hile entrika, helal der neüzu billah Müslümanı küçük düşürmek için elimizden geldiğince çalışır çabalarız. Şayet foyamız meydana çıkarsa da, özür beyan edip af dileyeceğimize başlarız cidâle, müdafa edip nefisten yana çıkmaya...

Bütün bunlardan sonra da, sıkılmadan, Müslümanların dağınıklığından, bölünüp parçalanmışlığından, cihaddan kaçış veya onun hiç adım anmayıştan, emperyalist kafirlere uşak olmaktan ve nihayet devletsizlikten başlarız yana yakıla şikayetlenmeye.

"Önce tezkiye-i nefs ve tasfiye-i kalb ile büyük cihad diyene kızan ama kalbinde binbir şirk nifak, ahlaksızlık, marifetsizlik ve mâlâyani mayınını barındıran müslüman!... Bu huy ve bu halinle hangi cihada nasıl gidecek ve hangi devleti elde edeceksin?...

Kâbe'yi yıkmayan müslüman şu söze kulak vermelidir: ibn Ömer bir gün Kâbe ye baktı ve şöyle dedi

- Şanın ne yücedir, hürmetin ne büyüktür!.. Ancak bir mü'min, Allah katında hürmet bakımından senden daha büyüktür (1)

Evet, bir mü'min Allah katında, bütün büyük hürmet, yüce makam ve çok çeşitli meziyetlerine rağmen, Kâbe'den daha yüce bir makama ve daha büyük bir hürmete sahiptir. Nasıl olur da müminin hürmeti çiğnenir, namus ve şahsiyyetinin heder edilmesi mubah görülür (2)...

Efendimiz öyle bilmiş, öyle davranmışta da, ona hayr-ul halef, bize de selef-i salihin olmuştu. İşte size, Mevlana Halid-i Bağdadîden güzel bir hatıra (3)

Medine-i Münevvere de iken, nasihatından istifade edeceğim bir zat aradım Birini buldum Kendini abdest alırken gördüm, Evvela ayağını, sonra kolunu, daha sonra yüzünü yıkadı Kendi kendime

- Bu adam abdest almasını bilmiyor, dedim.

Bana sert sert baktı ve dedi ki.

- Mekke'ye vardığın zaman böyle şeylere karışma!...

Kim olduğunu sordum. Yemenliymiş. Bir büyük zat imiş. Bir cahilin bir alimden talep edebileceği bir şekilde nasihat taleb ettim. Bir çok nasihattan sonra buyurdu ki:

- Mekke'de şeriatın zahirine muhalif bir kimsenin herhangi bir hareketini görürsen inkara kalkışma.

Vakta ki harem-i şerife vardım. O zatın nasihatıyla hareket etmeyi münasip gördüm Bir deve kurban etmenin sevabını almak için erkenden Harem-i Şerife vardım Kâbe ye müteveccihen oturup, Delâil okumaya başladım. Karşımda siyah sakallı, avam kıyafetinde, Beytullah'a arkasını dönmüş, yüzünü bana çevirmiş bir adam gördüm. Onunla benim aramda kimse yoktu. İçimden:

- Şu adamın terbiyesizliğine bak!.. dedim O adam bana:

- Allah indinde mümine hürmet, Kâbe'ye hürmetten daha makbuldür Neden benim Kâbe'ye arkamı dönüp de sana teveccüh ettiğime itiraz ediyorsun?sana Medine de söylenen sözü ne çabuk unuttun?dedi

O zatın evliyaullahtan olduğuna tereddüt etmedim. "Kendini setrediyor" diyerek ellerine kapandım. Kusurumun affını rica ettim, Beni Hakka irşad etmesini istedim. Buyurdu ki:

- Senin fütuhatın burada değildir, dedi. Ayağını kaldırıp "Dehlâ"yı gösterdi. Bir baktım, Dehlâ'yı gördüm. Gözümün önünden gitmedi Devamla dedi ki - Orada sana işaret gelir. Senin fütuhatın orada olacaktır. 4

Derviş Yunus ne güzel der:

Yunus der ki ey hoca
Gerekse var bin hacca
Hepisinden iyice
Bir gönüle girmektir.

Gönül çalabın tahtı
Çalap gönüle baktı
İki cihan bedbahtı
Kim bir gönül yıkar ise

Hayr-ul halef olmalıyız. Mümine. Arzda Allah'ın halifesine değer vermeli, hürmet etmeli, merhametli, muhabbetli ve mahviyyetli davranmalıyız işte o zaman, bütün kapılar açılacaktır inşallah ardına kadar.


--------------------------------------------------------------------------------

Dipnotlar: l. Ebû Davuddan M Alı Nasıf, et-Tac c 5, s 30 2. a g e, c 5, s30 3. 1190 da Karadağ da doğmuş, 1253 de Şam da vefat etmiştir Hz Osman Zinnureyn nesebinden olup allame, müceddit bir zat idi Nakşiyye, Kadiriyye, Çeştiyye Şuhreverdiyye ve Kübreverdiyye tarıklerinde icazet aldı. Şeriat ve tarikata muazzam bir asr-ı saadet neşvesi verdi Bir çok esen vardır. M bin Abdullah el-Hani Adab s 114 4. Muhammed b. Abdullah el-Hani, Adab Erkam Y ist. 1980 s 318


Altınoluk Dergisi

Ekleme Tarihi: 20.07.2008 - 11:32
Bu mesajı bildir   Maksat kelam olsun üyenin diğer mesajları Maksat kelam olsun`in Profili Maksat kelam olsun Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 842 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
ibrahim45 (46), ebabil54 (51), _EM!NE_ (36), talat (55), nerfa (58), yakupbozseki (59), NeWBaHaR (37), Akbulut (52), vahdet_ahmet (44), saripapatyam (50), bilo78 (46), gurbetten_silay.. (39), Rabbia (52), akaya20 (38), El- Metin (43), rapidhack (42), muazbinismail (40), SANDOKAN (56), SANKOCINK (56), efuli2 (50), hollanda (46), braskim (45), benreceb (42), ergin32 (55), Ozlem (42), suheyla cabuk (52), selman77 (47), kenankara (39), bilalxx (40), iskenderpasa (46), mstfakin (42)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.53469 saniyede açıldı