generique rhinocortgenerique rhinocortgenerique stromectol kaletra ivermectine 3tc abilify aceon acepril acerpes achromycine aciphex acivir acnecolor acnefuge acticin actigall actisite active pack actonel actoplus met actos acular adalat cc adalat adapress adartrel adcirca addyi adipur advair diskus advair rotahaler aerius aerodiol aggrenox agofenac agoprim agopton agorex airol airomir akneroxid aknex aknin n aknoral albenza
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » MAKALELER » Tanı bunları!

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
der_ya su an offline der_ya  
Tanı bunları!

875 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 07.05.2007
En Son On: 22.01.2010 - 18:46
Cinsiyeti: ----- 
Bugünkü modern insanlık, hala bundan 1400-2000 yıl önce birkaç hayal ve rüya görüp, "Ben Allah'ı gördüm, onunla konuştum" veya "Ben Peygamberim" demiş olan, birkaç hayalperest ve dengesize mahkumdur.

“Türkiye ise, bugün hala, bundan 1400 yıl önce yaşamış olan Muhammed adlı Arap bir hikayecinin hikayeleri ile korkutulup maddi, manevi sömürülmektedir. Muhammed öldükten sonra, hikayeleri yandaşlarınca bir kitapta toplanmış ve insanlar bu kitaba bir de kutsallık vererek taptırılmıştır. (Bkz. Kur'an-Muhammed)”


Eğer Kur’an, Şeytan’ın, Firavun’un küfür dolu sapık sözlerinden alıntılar yapmamış olsaydı, ben de bu “faili meçhul” küfürnameden alıntı yapmak istemezdim.


Peki Kur’an, Şeytan’ın “Senin kullarını saptıracağım!”, Firavun’un “Ben sizin en büyük Rabbiniz değil miyim!” gibi kafirce sözleri neden alıntılamıştır?


Bunun nedeni belli: İnsana düşmanını tanıtmak, küfre ve sapkınlığa karşı insanda “derin bir nefret” uyandırmak için. Karanlığa derin bir nefret beslemeyenin ışığa derin bir muhabbet duyduğu nerde görülmüş? Yukarda bir kısmını alıntıladığım Allah’a, peygamberlere, tüm semavi dinlere ve mesajlara en bayağı ve ajitatif bir üslupla saldıranların hangi ideolojiye ve dünya görüşüne mensup olduğunun hiçbir önemi yok. Önemli olan, bu ülkede yaşayan milyonlarca mü’minin Allah’ına, Kitabına, Peygamberine böylesine hakaret ve küfür edebilme cür’etini birilerinin gösterebilmiş olmasıdır.


Onlara bu milletin dinine imanına küfretme cesaretini kimlerin verdiği üzerinde durulmalı. Bunda tek tek, inananlar olarak sorumluluğumuzun olup olmadığı üzerinde durulmalı. Bu ülkenin ruh köküne ihanet eden, imanları kundaklamak için can atan, milyonlarca inanmış kadın ve erkeği yüreğinden yaralayan bu “tür”ün bu topraklara nereden geldiği, kimlerin ektiği tohumun mahsulü oldukları ve eğer ellerine fırsat geçirirlerse, maddi manevi korkunç cinayetler işlemeye ne kadar hazır oldukları unutulmamalı.

Yazılara da tecavüz ederler

Ali Kırca, bu köşede yayınlanan “İkinci Raundu da Gördük” başlıklı önceki yazımı tamamen çarpıtarak çirkin emellerine alet etmiş; hem televizyonunda ana haber bültenine “özrü kabahatinden büyük” sözünü doğrulatacak cinsten bir suçlulukla “sos” yapmış, hem de gazetesindeki köşesinde “ketçap” olarak kullanmış. Haberde nasıl yer aldı, onu takip edemedim. Fakat gazetedekini gördüm, fakat Ali Kırca’nın tecavüzüne uğrayan yazımı ben bile tanımakta zorlandım.


Bu yazıyı baştan sona Akit’teki köşemde okuyamamış olup da Kırca’nın ekranından ve köşesinden kirletilmiş, tahrif edilmiş, manipüle edilmiş haliyle gören biri ne düşünür, varın onu siz hesap edin. İşte yazımı kirleten kalemin ilk satırları:


“..Ve hep birlikte "Cuma akşamı" şaşırmıştı.. Oysa...Fethullah Gülen'in "mahrem" bir toplantıda dile getirdiği bu görüşler, bazı kişilerin ve İslamcı kesimdeki bazı etkili kalemlerin "malum"uydu. "Cemaat"le doğrudan ve "organik" ilişkileri bulunmamasına karşılık, bu tür konuşmalardan "bir şekilde" haberdar olmuşlardı. Dahası, duyduklarından "rahatsızlık" duymuşlardı. Akit Gazetesi yazarı Mustafa İslamoğlu...”


Kelalaka!.. Benim endişemle, kırca’nın endişesi arasında “endişe” sözcüğünün dışında ne gibi bir alaka kurulabilir ki? Benim endişem belli: Bu ülkede hep pusuya yatmış, en masum dini tezahürleri bile acımasızca yok etmek için can atan, dindar insanlara sürek avları düzenlemek için teyakkuz halinde bekleyen, faili meçhul raporda olduğu gibi milletin Allah’ına Kitabına küfredecek kadar alçalan bir nice din düşmanının olduğunu bilmemdir.

Bunlar dün cuntacılıktan yargılanmış, soygunlara adı karışmış, bilmem hangi terör örgütünde militanlık yapmış oldukları halde, bugün farklı maskelerle farklı yerlerde görünebilirler. Onları “hoşgörmek”, insanın baba katiline ödül vermesi gibi bir şey; işte endişem budur benim.


Benim bu mü’mince endişemle Kırca’nın endişesi arasındaki farkı “sirkatin söyleyen” şu satırlarda bulabilirsiniz:


“İkincisi... İslamoğlu'nun ve Koru'nun satırlarından bir ders daha var çıkarılacak...
O dersi de, sağda solda "cemaat"e destek vermiş, "cemaat"ten destek almış politikacıların, bürokratların, iş çevrelerinin ve yazar-çizer takımının çıkarması gerekiyor. Günlerdir "nafile" nutuklar atılıyor: Kasetleri kim almış, kim vermiş, ne zaman vermiş, ne zaman almış, ayıpmış, kayıpmış, vs... Artık başka bir şeye daha sıra gelmedi mi? Bu "çok gizli" ve "dehşetengiz" konuşmalar karşısında, siz de, biraz olsun, İslamcı yazarlar kadar endişelenemez misiniz?”


Ne yazık ki bu çarpıtmalar muhbirliğin dayanılmaz kokusunu bastırmıyor. Kaldı ki benim asıl cevap beklediğim görmezden gelinen satırlar şunlardı: “Esasen, bana sorarsanız, ben Ali Kırca’nın askeri okuldan atıldığına hiç inanmadım; ‘muvazzaflık’ onun ruhunda var; o kendini hâlâ asker sanıyor ve derin bir ‘görev’ bilinci içerisinde üstlerinin emr u fermanına harfiyyet uyarak sicilini günden güne parlatıyor.” “Ahbab-çavuş, üç-beş kafadar bir araya gelmiş, bir yandan içlerindeki kini kusuyorlar, bir yandan sanığı gıyabında yargılarken, bir yandan da kalemi kırıp sözle infaz ediyorlardı. Hind’in, Hz. Hamza’ya olan kinini gördüm bazılarında. Ne dersiniz, eğer Hocaefendi’yi ellerine geçirselerdi, onların içerisinden de yüreğini göğsünden söküp şarap içen, organlarını kesip kinini teskin için kolye olarak takan çıkar mıydı?”


Ali Kırca bu satırlara hiç değinmemiş; onları görmezden gelmiş.


Özel isim sanmıştım; meğer Ali Kırca ismi bir “cins isimmiş”!


mustafs ıslamoğlu.
Ekleme Tarihi: 13.07.2008 - 13:53
Bu mesajı bildir   der_ya üyenin diğer mesajları der_ya`in Profili der_ya Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 712 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
kilimlili67 (47), EnToRia (39), cihankarasan (56), rahmali (60), beyazyol (44), hmurat (50), Sweet-Bircan (31), calinan_kalp (43), bobmalley (34), kerim71 (50), talip-ibrahim (38), kan-ka (50), behlül72 (52), n.nakla61 (40), yasinbirel80 (44), zuhre yildirim (44), SnNmMc (37), tarik82 (42), akin123 (37), MertTurk (43), *hira* (35), zaferburgu (49), mademney (42), esli (61), sipahii (43), gokhan (46), ISLAM_GUNESI (40), veteriner54 (42), meryem03 (40), engino (46), yol_cu (42), koyuncu339 (39), fizikcimrt (49), fgdibo (36), salem (46)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.54869 saniyede açıldı