ivermectine ivermectine kaletra ivermectine generique rhinocortseretide inhaler seretide rotacaps seretide serevent serocryptin seromycin serophene seropram seroquel servambutol servanolol servicillin serviclofen servispor servitet silagra sildalis sildenafil silvitra simcora simvasine simvast sinemet cr sinemet sinequan singulair sirdalud skinoren smap sortis spersanicol spiroctan sporanox starlix stocrin strattera stromectol suhagra force suhagra sumycin super avana
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » TASAVVUFUN HADİSLERLE DELİLİ

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 11 mesaj mevcut
Ekleyen
Mesaj
gavs su an offline gavs  
Themenicon    TASAVVUFUN HADİSLERLE DELİLİ

278 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 12.02.2007
En Son On: 19.10.2010 - 19:44
Cinsiyeti: ----- 
Bismillehirrahmenirrahim.
-
TASAVVUFUN HADİSLERLE DELİLİ



Peygamber Efendimiz (s.a.v) Ashab-ı Kiram'ı, Adab-ı Ders ve Adab-ı Nefs olmak üzere iki şekilde terbiye etmişlerdir. Allah-u Zülcelâl Habibini bu iki adab ile adablandırmıştır. 0 da ashabını böylece adablandırmıştır.

Adab-ı Ders; zâhirî olarak yapılan bütün ibadetlerin Allah-u Zülcelâl'in istediği şekilde yapılmasıdır.
Adab-ı Nefs; nefsin ve ruhun kötü sıfatlardan temizlenmesi ve güzel sıfatlarla muttasıf (bezenmiş) olmasıdır.

Allah-u Zülcelâl'in veli kulları da bu iki Adabla Adablanmışlar ve kendilerine tâbi olanları da bu şekilde adablandırmaktadırlar. Çünkü mürşid-i kâmiller, bir silsileye dayalı olarak günümüze kadar gelmişlerdir. İşte bu sebeple, Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in gerçek manada varisleri olan mürşid-i kâmillere intisab etmek ve onlardan istifade etmeye çalışmak son derece faydalı ve gereklidir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Ashab-ı Kiram-ı sadece zâhirî bilgi vermek yoluyla değil, aynı zamanda onların manevi hastalıklarıyla bizzat ilgilenerek çeşitli tavsiyelerde bulunarak ve manevi tedavi usulünü kullanarak yetiştirmiştir. Bu durumlara bir kaç örnek verebiliriz.

Ubeyb bin Ka'b şöyle buyurmuştur: "Bir gün camide bulunduğum bir sırada adamın biri geldi ve Kur'an okudu. Ben onun okumasını beğenmedim. Başka bir adam gelerek yine Kur'an okudu. Onun kıraatı önceki adamın kıraatı gibi değildi. Namazlarımızı bitirdikten sonra hepimiz Peygamber Efendimiz'in (s.a.v) yanına gittik.

Ben dedim ki: "Ya Resûlallah! Bu Kur'an okudu, ben onun okumasını beğenmedim. Bu da okudu daha çok beğendim. Peygamber Efendimiz (s.a.v) ikisine de Kur'an okuyun buyurdu. Onlar Kur'an okudular, ikisinin kıraatını da güzel buldu. O zaman nefsime, önce okuyan kişinin okuması yanlış geldi. Cahiliye buğzu kalbime geldi. Peygamber Efendimiz (s.a.v) kalbime vurdu ve bende şiddetli bir terleme oldu. Sanki Allah-u Zülcelâl'in tecelliyatını görüyor gibi oldum ve o düşünce benden gitti." ( Muslim; fi Beyan'il Kur'an.)

Görüldüğü gibi Ashab-ı Kiram zâhiri ilimle kendilerini tedavi edemiyorlardı. Peygamber Efendimiz (s.a.v) doktorluğundan istifade etmek, eczanesinden ilaç alıp kullanmak suretiyle kendilerini tedavi edebiliyorlardı. Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in ashabının kalbine vurması O'nun manevi tasarrufudur. Allah-u Zülcelâl âyet-i kerimede:

"O'dur ümmiler içinde kendilerinden olup onlara ayetlerini okuyan, onları temize çıkarıp parlatan, onlara kitap ve hikmet öğreten.." (Cuma;2) buyurmuştur.


İbn Abidin kuddise sırruh şöyle buyurmuştur:


"İhlas ilmini okumak; ucub, riya, hased gibi manevi hastalıkları bilmek ve bunlardan muhafaza olmaya çalışmak farzı ayndır. (her müslümana farzdır.) İnsanın nefsi için her birisi birer afet olan kibir, gazap, cimrilik, ihanet gibi hastalıkları bilmek ve kendini bunlardan muhafaza etmek de farz-ı ayndır." (İbn-i Abidin; I/42)


Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:


"Kalbinde zerre kadar kibir bulunan, cennete giremez" (Muslim, İman:147)


Tüm bunlardan sonra bizim için en önemli görev, kendimizi bu çirkin hastalıklardan temizleyip, halis bir kalple Allah cc. yönelmektir. Bu da ancak tasavvuf ile mümkündür.

Allah-u Zülcelâl nasıl zâhirî azalarımızla yaptığımız kötü hareketleri haram kılmışsa, bâtınî olan; kin tutmak, riya (gösteriş) da bulunmak, hased etmek gibi kötü hareketleri de haram kılmıştır. Öyle ise bu bâtınî olan kötü sıfatları da izale etme çabasına girmemiz gerekir. Bunun yegâne yolu da şânı büyük olan tasavvuf yoluna girmektir.

Tarih ve fıkıh alimi, İbn-i Haldun (ks) şöyle demiştir: "İhlas ilmini okumak; ucub, riya, hased gibi manevi hastalıkları bilmek ve bunlardan muhafaza olmaya çalışmak farz-ı ayndır (her müslümana farzdır). İnsanın nefsi için her birisi birer afet olan kibir, gazap, cimrilik, ihanet gibi hastalıkları bilmek ve kendini bunlardan muhafaza etmek de farz-ı ayndır."

Peygamber Efendimiz (s.a.v):

"Kalbinde zerre kadar kibir bulunan, cennete giremez." (Muslim; Kitab'ul İman ) buyurmustur.

Tüm bunlardan sonra bizim için en önemli görev, kendimizi bu kabih (çirkin) hastalıklardan temizleyip, halis bir kalble Allah-u Zülcelâle yönelmektir. Bu da ancak tasavvuf ile mümkündür.


imam-i rabbani (ks) söyle buyuruyor:

iNSANA LAZIM OLAN ÖNCE EHL-i SÜNNETE UYGUN iNANMAK,SONRA ALLAHÜ TEALANIN EMiR VE YASAKLARINA UYMAK,DAHA SONRA TASAVVUF YOLUNDA iLERLEMEKTiR.


Sonuç olarak tasavvufun aslı; Kur'an ve Sünnet yolunda yürümektir. Tasavvuf üstadlarının tarif ettiği yoldan, ne olursa olsun ayrılmamaktır. Bidatleri, boş arzuları, nefsanî istekleri terk etmektir. Hürmet gösterilmesi gereken mübarek zatlara ve diğer mahlukata karşı saygıda kusur etmemektir.

Kaynak:

1-Prof. Dr. Lütfullah CEBECİ

:
Ekleme Tarihi: 12.06.2007 - 00:40
Bu mesajı bildir   gavs üyenin diğer mesajları gavs`in Profili gavs Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Forum Düzeni - imzaları göster
önceki konu   sonraki konu

Mesajlar Ekleyen Tarih
Themenicon  TASAVVUFUN HADİSLERLE DELİLİ
gavs 12.06.2007 - 00:40
 TASAVVUFUN HADİSLERLE DELİLİ
kofi 15.06.2007 - 14:15
 Tasavvuf takva yoludur ,takla atma yolu degildir.
gavs 21.06.2007 - 01:03
 imam i gazali hz ve tasavvuf
gavs 21.06.2007 - 01:24
 TASAVVUFUN HADİSLERLE DELİLİ
kofi 21.06.2007 - 21:08
 Allah”a (yakinlasmaya) vesile arayin.(maide5/35)
gavs 24.06.2007 - 14:41
 Mezkûr imamların hepsi de bir şeyhe intisâb etmişlermi ?
gavs 24.06.2007 - 22:51
 TASAVVUFUN KUR AN DA DEL i L i
gavs 25.06.2007 - 01:01
 TASAVVUFUN HADİSLERLE DELİLİ
kofi 28.06.2007 - 14:26
 TASAVVUFUN HADİSLERLE DELİLİ
Vefanerede? 16.07.2007 - 18:40
 TASAVVUFUN HADİSLERLE DELİLİ
derinsular_1 03.01.2008 - 14:46

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 890 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
dayi054 (64), ÝsmailEn.. (56), kibris (56), merickizmaz (51), RUYAM (36), yükselelektrik (54), selcukosman (48), Aycan (57), HuZuR_38 (45), babakadir (45), Cihan Ersoy (46), servet ekici (51), ayhan3867 (47), erhankaya351 (40), Kizmaz (51), EBRARALEYNA (47), erkan34 (51), efira (37), Sirac Barman (53), bedevi5 (65), Sadettin Dursun (41), cartime (55), S.Ekici (51), ALTUN (45), vus_lat (45), ayaza (38), drkdn (45), fetih60 (34), beko03 (76), talha türk&cced.. (33), dilara1 (26), asudetuba (43), struggle (42), Ayhan_Esad (41), nnur (47), YSBY (53), COLONEL (37), nazmi (47), umit535 (52), hsalma (42), ByAfatsum (36), nuretin (61), malkomxaa (42), salma (42)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.58255 saniyede açıldı