kaletra stromectol generique colchicine kaletra kaletra 3tc abilify aceon acepril acerpes achromycine aciphex acivir acnecolor acnefuge acticin actigall actisite active pack actonel actoplus met actos acular adalat cc adalat adapress adartrel adcirca addyi adipur advair diskus advair rotahaler aerius aerodiol aggrenox agofenac agoprim agopton agorex airol airomir akneroxid aknex aknin n aknoral albenza
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » Tasavvufda Hizmet

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 203 mesaj mevcut
Sayfa (3): < Geriye1 (2) 3 Devam >
Ekleyen
Mesaj
dilaratuba su an offline dilaratuba  

934 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 27.08.2006
En Son On: 13.04.2009 - 18:15
Cinsiyeti: Bayan 
ALLAH RAZI OLSUN VERDİĞİNİZ BİLGİLER İÇİN ÇOK GÜZEL,FAYDALI VE AKICI.gül
Ekleme Tarihi: 03.11.2006 - 16:09
Bu mesajı bildir   dilaratuba üyenin diğer mesajları dilaratuba`in Profili dilaratuba Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

HAK TEALA sizden de Razı Olsun İnşallah güzel kardeşim.gül

Elimizden geldiğince Ehl-i Sünnet itikadına göre doğru bilgiler veremeye çalışıyoruz. Din-i İslam düsturu gereği ve Efendimiz Aleyhisselatı Vesselam efendimiz gibi nefret ettirici değil sevdirici olmaya çalışıyoruz. Yaptığımız sadece küçük bir hizmet. İnşallah HAK TEALA bizden de cümlemizden de razı olur...


Bu mesaj 1 kez ve en son Havz-i Kevser tarafından 03.11.2006 - 18:19 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 03.11.2006 - 17:34
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Devamlı abdestli bulunmanın fazileti çoktur. Daima abdestli durmaya gayret etmelidir. Abdest alanın bütün küçük günahları affolur.

Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:

Güzelce alınan abdest, imanın yarısıdır.

Abdestli bulunan, oruç tutan gibidir.

Abdest alıp, 2 rekât namaz kılan, Cennete girmeye lâyık olur.

Can alıcı melek gelince, abdestli olan, şehitlik mertebesine kavuşur.

Abdest alanın, ağaçtan yaprakların döküldüğü gibi, günahları dökülür.

Ancak [kâmil] mümin, devamlı abdestli durabilir.

Abdestli yatan, gece vefât ederse şehit olur.

Abdestli yatan; gece ibâdet eden, gündüz oruç tutan gibidir.

Abdestli olmaya devam edene, Allahü teâlâ şunları ihsan eder:

1-Melekler yanından ayrılmaz.

2-Devamlı sevap yazarlar.

3-Bütün âzâları tesbih eder.

4-Uyuyunca melekler, insan ve cin şerrinden korur.

5-Can vermesi kolaylaşır.

6-Abdestli iken Allahü teâlânın emniyetinde bulunur.

7-İftitah tekbirini kaçırmaz.

Allahü teâlâ, Hazret-i Mûsâya buyurdu ki:

Yâ Mûsâ! Sana bir musîbet gelince abdestsiz isen, kusuru kendinde bul!


Bu mesaj 1 kez ve en son Havz-i Kevser tarafından 03.11.2006 - 18:56 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 03.11.2006 - 18:55
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri buyuruyor ki:

Kavuştuğunuz her nimet, hep Hakka imanın hâsıl ettiği kardeşliğin neticesi ve Allahü teâlânın merhameti ve ihsanıdır. Gördüğünüz her musibet ve felaket de, nefretin ve düşmanlığın neticesidir. Bunlar ise, hakkı tanımamanın, zulüm ve haksızlık etmenin cezasıdır. Bu da, hukuku kendiniz kurmaya kalkışmanın, Hak teâlâ ile yarış edebilecek ortaklara uymanın, yani imansızlığın neticesidir.

Ekleme Tarihi: 04.11.2006 - 23:19
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

İMAM-I RABBANİ HAZRETLERİNDEN İNCİLER gül

Eshâb-ı kirâm arasındaki uygunsuzluklar ve muhârebeler iyi düşünceler ve olgun görüşler ile idi. Nefsin arzuları ile ve cehâlet ile değildi. İlm ile idi. İctihâd ayrılığından idi. Evet bir kısmı ictihâdda hatâ etmişti. Fakat, Allahü teâlâ, ictihâdda hatâ edene, yanılana da, bir sevap vermektedir.

İşte, Eshâb-ı kirâm için, Ehl-i sünnet âlimlerinin tuttuğu yol, bu orta yoldur. Yâni, taşkınlık da, gevşeklik de etmeyip, doğruyu söylemişlerdir. En sâlim ve sağlam yol da budur.


Ekleme Tarihi: 05.11.2006 - 13:16
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
dilaratuba su an offline dilaratuba  

934 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 27.08.2006
En Son On: 13.04.2009 - 18:15
Cinsiyeti: Bayan 
gül Allah Razı Olsun gül
Ekleme Tarihi: 05.11.2006 - 13:54
Bu mesajı bildir   dilaratuba üyenin diğer mesajları dilaratuba`in Profili dilaratuba Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

HAK TEALA senden de tüm kardeşlerimizden de razı olsun İnşallah dilaratuba kardeşim...gül

İslâmiyyetin kılıç zoru ile yayılmadığının misâlleri pek çokdur. Meselâ: Ebû Zer-i Gıfârî; kardeşi Üneys ve mübârek anneleri Ümmü Zer radıyallahü anhüm ilk islâma girenlerdendir. Dahâ sonra, Ebû Zer-i Gıfârînin daveti ile, Benî Gıfâr kabîlesinin yarısı müslimân oldu. Bisetin onuncu senesinde Mekkeden Habeşistâna hicret eden Eshâb-ı kirâm radıyallahü anhüm, 83ü erkek ve 18i kadın olmak üzere, 101 kişidir. Bunların dışında, pek çok sahâbe de, Mekke-i mükerremede kalmışdır. Bu zemânda Necran hıristiyanlarından yirmi kişi de müslimân olmuşdu. Dımâd-ı Ezdî, bisetin onuncu yılından önce îmân etmişdir. Tufeyl ibni Amr radıyallahü anh de, hicretden önce annesi, babası ve bütün kabîlesi ile berâber müslimân olmuşdu. Medîne-i münevverede, Benî Sehl kabîlesi, Musab bin Umeyrin radıyallahü anh nasîhatleri bereketi ile, hicretden önce müslimân olmakla şereflenmişlerdir. Medîne-i münevverede Amr bin Sâbitden gayrisi, hicretden önce îmân etmişlerdi. Sâdece Amr radıyallahü anh Uhud gazâsından sonra îmân etdi. Necd ve Yemen taraflarındaki köylerde oturan bedevîler dahî müslimân oldu. Hicretden sonra, Bureydet-ül-Eslemî radıyallahü anh yetmiş kişi ile berâber gelip müslimân oldu. Habeş pâdişâhı olan Necâşî de, hicretden önce îmâna geldi. [Habeş pâdişâhlarına Necâşî denir. Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem zemânındaki Necâşînin adı Eshame idi. Hıristiyan iken müslimân oldu.] Yine Ebû Hind, Temîm ve Naîm akrabâlarıyla berâber ve diğer dört zât da, Resûlullahı tasdîk etdiklerini bildiren hediyyeler gönderip, müslimân oldular. Bedr gazâsı olmadan önce, Allahü teâlânın sevgilisi, Resûlullah efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem şefkatli, merhametli vaz ve nasîhatleri ve bütün arab belâgatcılarının kabûl etdikleri, herkesi acz ve hayretde bırakan, Kurân-ı kerîmi dinleyerek, müslimân olanların sayısı Medîne ve çevresinde birkaç bine ulaşmışdı. Hazret-i Îsânın davet zemânı müddetince, kendisine tâbi olanlar ise; İncîlin hesâbına göre, ikiyüz iki kişiden ibâretdir. Hıristiyanların inancına göre hazret-i Îsânın idâm edilmesinden sonra zuhûr eden hârikulâde şeyleri görerek, Îsâ aleyhisselâmın dînine girmekle şereflenenler ancak beşyüze ulaşabilmişdi. [Hâşâ Îsâ aleyhisselâm ne öldürüldü, ne çarmıha gerildi. Allahü teâlâ onu diri olarak göğe çıkardı.]


Bu mesaj 1 kez ve en son Havz-i Kevser tarafından 06.11.2006 - 19:17 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 06.11.2006 - 19:15
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

SOFİYYENİN ZUHURU

Peygamber (SAV) Efendimizin irtihalinden sonra tabiin devrinde müslümanlar arasında vahdet zayıflamaya, birtakım batıl fikirler, İslam camiası içerisine sokulup yayılmaya başladı. İşte tam bu sırada bir topluluk, salih ameller işlemekte ve zühd-ü takvada ileri giderek uzlet ve vahdet-i ihtiyar ettiler. Bu şekilde hareket eden kimselere Sofiyye denmeye başlandı.

İslamiyyetin ilk zamanlarında nefislerini riyazat ve zahidliğe vakfedenlere zahid, abid gibi isimler verilirdi. Daha sonraları zahidane hayata sülük etmiş kimselere sofi denmeye başlandı.[1]

Onlar bu dünyanın süsünü terkedip sof elbise giyerek gizlenmesi gereken yerleri gizlemekle (örtmekle) yetindiler ve ahireti tercihte ileri gittiler. Onların yegane ilgilendikleri şey, Hakkın (CC) hizmetinde bulunmak ve arzularını ahiret işine sarfetmekti.[2]



[1] Hüccetül İslam. S.185

[2] Avarif. Cild1. S.331


Bu mesaj 1 kez ve en son Havz-i Kevser tarafından 07.11.2006 - 20:31 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 07.11.2006 - 20:30
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Alâüddîn-i Attâr kuddise sirruh gül

Buhârâ'da yetişen en büyük velîlerdendir. İnsanları Hakk'a dâvet eden, onlara doğru yolu gösterip hakîkî saâdete kavuşturan ve kendilerine "Silsile-i aliyye" denilen büyük âlim ve velîlerin on altıncısıdır. İsmi Muhammed bin Muhammed Buhârî, lakabı Alâeddîn'dir. Doğum yılı belli değildir. 1400 (H.802) senesinde Buhârâ'nın Cağanyân nâhiyesinde vefât etti.

Alâeddîn-i Attâr hazretlerinin babası, Buhârâ'nın zengin eşrâfından idi. Üç oğlu vardı. Bunlardan büyük oğullarının isimleri; Şehâbeddîn ve Hâce Mübârek'tir. Alâeddîn en küçükleri idi. Babası vefât edince, oğullarına çok fazla mal kaldı. Fakat Alâeddîn-i Attâr, hiç mîrâs kabûl etmeyip, Şâh-ı Nakşibend Muhammed Behâeddîn-i Buhârî hazretlerine talebe olmayı tercih etti. Huzûrlarına varıp hâlini arz etti ve talebeliğe kabûl buyrulmasını istirhâm eyledi. Behâeddîn Buhârî hazretleri Alâeddîn'e nazar ettikten sonra;

"Evlâdım bizim yolumuzda çeşitli mihnet ve sıkıntılar vardır. Dünyâyı ve nefsini terketmek vardır. Sen bunları yapabilecek misin?" buyurunca, Alâeddîn derhal;

"Yaparım efendim!" diye cevap verdi.

"Öyleyse bugün bir küfe elma alıp, kardeşlerinin mahallesinde sat!" buyurdu. Alâeddîn, soylu ve tanınmış bir âileye mensûb olmasına rağmen, kibirlenmeyerek, kardeşlerinin mahallesinde, hiç kimsenin sözüne aldırış etmeden, bağıra bağıra elma sattı. Ertesi gün Şâh-ı Nakşibend hazretlerinin huzûruna gelerek;

"Emirlerinizi yerine getirmeye çalıştım efendim." dedi. Behâeddîn-i Buhârî hazretleri;

"Bugün de kardeşlerinin dükkanı önünde satacaksın." buyurdu. Alâeddîn; "Peki efendim!" diyerek, ağabeylerinin dükkanı önünde bağıra çağıra elma satmaya başladı.

...Ağabeyleri yanına gelip; "Bizi elâleme rezil etme, para lâzım ise, istediğin kadar verelim, mîrâsından daha fazlasını al, fakat bu işi bırak." dediler. Alâeddîn hiç dinlemeyip elma satmaya devâm etti. Ağabeyleri;

"Mâdem satacaksın, bizim dükkanın önünde satma, git başka yerde sat!" diye ısrâr ettiler. O yine dinlemedi. Bunun üzerine kendisine pekçok hakâret ederek, dövdüler. Ne var ki, Alâeddîn-i Attâr hazretleri hiçbir şeye aldırış etmedi. Verilen emre göre hareket etmeye devâm etti. Ertesi gün Şâh-ı Nakşibend hazretleri;

"Artık bu iş tamamdır." diyerek elma satışı işini bıraktırdı ve onu talebeliğe kabul buyurdu.

Alâeddîn-i Attâr hazretleri anlatır: "Şâh-ı Nakşibend hazretleri beni kabûl edince, onu o kadar sevdim ve sohbetlerinden ayrılamıyacak hâle geldim. Bu hâlde iken, birgün bana dönüp;

"Sen mi beni sevdin, ben mi seni sevdim?" buyurdu.

"İkrâm sâhibi zâtınız, âciz hizmetçisine iltifât etmelisiniz, hizmetçiniz de sizi sevmelidir." diyerek cevap verdim. Bunun üzerine;

"Bir müddet bekle, işi anlarsın." buyurdu. Bir müddet sonra, kalbimde onlara karşı muhabbetten eser kalmadı. O zaman; "Gördün mü, sevgi benden midir. Senden midir?" buyurdu. Beyt:

Eğer mâşûktan olmazsa muhabbet âşıka,

Âşığın uğraşması mâşûka kavuşturamaz aslâ.



Alâeddîn-i Attâr hazretleri, talebeliğe kabûl edilince, canla başla çalışmaya, hizmet etmeye başladı. Gece-gündüz hiç boşa vakit geçirmeyip, hocasının verdiği dersleri ve vazîfeleri en kısa zamanda yapmak gayretiyle çalıştı. Talebe arkadaşlarının arasında parmakla gösterilenlerden oldu. Dünyâya meylederim korkusuyla, yatacak bir döşek ve üzerine örtecek bir yorgan bile almazdı. Bütün dikkatini, derslerine ve hocasının hizmetine verdi. Hocası Behâeddîn-i Buhârî hazretleri de onun kemâlini, olgunluğunu, derecesinin çok yüksek olduğunu bildiği için, Alâeddîn-i Attâr hazretlerinin odasına gitti. Bu sırada Alâeddîn-i Attâr hazretleri, eski bir hasır üzerinde kitap mütâlaa ediyor, okuyordu. Odasında, başının altına koymak için bir de tuğlası vardı. Başka bir şeyi yoktu. Behâeddîn-i Buhârî hazretlerini karşısında görünce, hemen ayağa kalktı. Behâeddîn-i Buhârî hazretleri buyurdu ki:

"Eğer kabûl edersen, evimde bir kızım var. Seninle evlendireyim." Alâeddîn-i Attâr, edeble durumunu arzetti:

"Hakkımda büyük bir lütuf ve saâdet buyurdunuz. Fakat görüyorsunuz ki, yanımda dünyâlık olarak hiçbir şeyim yoktur." Behâeddîn-i Buhârî ise;

"Benim kızım sana müyesser ve mukadderdir. Rızkınızın da, Allahü teâlânın gayb hazînesinden gönderileceği bildirilmektedir. Bunun için hiç üzülme!" buyurdu.

Behâeddîn-i Buhârî hazretleri, talebeleriyle birlikte Alâeddîn'e bir ev yapmak için çalışmaya başladılar. O sıcak yaz günlerinde bir müddet çalışırlar, öğle vaktinin sıcağında dinlenirlerdi. Herkes gölgede istirahat ederken, Alâeddîn-i Attâr hazretleri güneş altında dinlenirdi. Diğer talebeler güneşin Alâeddîn hazretlerine gölge yaptığını hayretle görürlerdi. Alâeddîn-i Attâr hazretleri o hâlde iken Allahü teâlânın yarattıkları hakkında tefekkür eder ve Cehennem'in şiddetli sıcağı yanında, güneşin sıcaklığının hissedilmeyeceğini düşünürdü. Bir ân dahi Allahü teâlâyı unutmaz, kalbinde O'nun muhabbetinden başka bir şey bulundurmazdı. Öyle ki, bütün hücreleri cenâb-ı Hakk'ı zikreder; "Allah! Allah!" derdi.

Ev tamamlanınca, düğünleri yapıldı. Böylece iffet ve ismet sâhibi, temiz ve edebli bir kızla evlenmiş oldu. Bu hanımından; Hâce Hasan, Hâce Şehâbeddîn, Hâce Mübârek, Hâce Alâeddîn isimlerinde oğulları dünyâya geldi.
Ekleme Tarihi: 08.11.2006 - 21:30
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
dilaratuba su an offline dilaratuba  
Sen mi beni sevdin,ben mi seni sevdim?

934 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 27.08.2006
En Son On: 13.04.2009 - 18:15
Cinsiyeti: Bayan 
Ve aleyküm selam çok güzel bir ekleme ben de bununla ilgili bir şey eklemek istedim.gül

ALÂÜDDİN ATTÂR (K.S.) ANLATIYOR

Şâh-ı Nakşibend hazreteleri beni kabul edince, kendilerini o kadar sevdim ki, sohbetlerinden ayrılamayacak hâle geldim. Bu halde iken, bir gün bana dönüp;

'' Sen mi beni sevdin, ben mi seni sevdim?' buyurdu.

'İkrâm sâhibi zâtınız, âciz hizmetçisine iltifât etmelisiniz, hizmetçinizde sizi sevmelidir' diyerek cevap verdim. Bunun üzerine:

'' Bir müddet bekle, işi anlarsın' buyurdu. Bir müddet sonra, kalbimde, onlara karşı muhabbetten eser kalmadı. O zaman; 'Gördün mü; sevgi bizden midir, senden midir?' buyurdu. Beyt:

Eğer mâ'şûktan olmazsa muhabbet âşıka,

Âşığın uğraşması mâ'şûka kavuşturamaz aslâ!


Alıntı:
Fazilet Takvimi 1997
Ekleme Tarihi: 08.11.2006 - 22:10
Bu mesajı bildir   dilaratuba üyenin diğer mesajları dilaratuba`in Profili dilaratuba Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
RE: Sen mi beni sevdin,ben mi seni sevdim?

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Alıntı
Orijınalı dilaratuba

Eğer mâ'şûktan olmazsa muhabbet âşıka,

Âşığın uğraşması mâ'şûka kavuşturamaz aslâ!







Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

ALLAH c.c. razı olsun dilaratuba kardeşim. Bizde Maşukumuza kavuşacağımız günü bekliyoruz...:(ağlar
Ekleme Tarihi: 08.11.2006 - 22:16
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu ALeykum Ve Rahmetullah

Mümin, başına hayır ve şer geldiğinde ben bunu bekliyordum diyendir. Allahü teâlânın kaza ve kaderine iman eden kederden kurtulur.

Huzur, mekanda değil kalbdedir. Kalbin huzuru, insanın mutluluğu parayla değil, Allahü teâlânın zikriyledir.

Zikir birkaç çeşittir. Kuran-ı kerim okumak zikirdir, doğru yazılmış dini kitap okumak zikirdir. Sohbet zikirdir. Namaz zikirdir. Yani zikir Allahı anma, hatırlamaktır. Şu veya bu şekilde hatırlamaktır. Rahat, huzur zikirledir.

İslam âliminde iki özellik vardır:
Birincisi, tevazu. Allahü teâlâyı tanıyan, bilen başını kaldıramaz. İnsan ne kadar Allahü teâlâyı tanırsa, o kadar korkar. Gerçek âlimler Allahü teâlâdan en çok korkan kişilerdir.
İkincisi, nakil. Dinimiz nakil dinidir.

İhlas olmayan yerde, menfaat girer, dünya girer. İhlas demek, ahiret demek, Allah için demek.

Rahatsızlıklar vücudun zekatıdır.

Büyükleri devamlı düşünen devamlı feyz alır.

Her kemalin bir zevali vardır. Kırkından sonra zeval gelir.


Bu mesaj 1 kez ve en son Havz-i Kevser tarafından 09.11.2006 - 16:00 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 09.11.2006 - 15:58
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah


Hallac-ı Mansur k.s. gül

Fakir, Allah'tan başka her şeyden müstağni olan ve yalnız Allah'a bakan kimsedir.


Yüksek ahlak, Hakk'ı tanıdıktan sonra, halktan gelen eza ve cefanın insana tesir etmemesidir.


Tevekkül, bir şehirde yemek yemeye senden daha müstahak olan birisinin bulunduğunu bildiğin zaman, yemek yememendir.

Konuşan diller, susan kalplerin helakidir.


Sözler ve sohbetler illetlere. Fiiller sirke bağlıdır. Allah ise cümlesinden müstağnidir.


Müridin cehdi kefşini, muradın keşfi cehdini geşmiştir.


Kişinin vakti, bağrındaki deryanın incisidir; yarın kıyamet günü bu incileri mahşerin zeminine çarparlar.


İyi yaradılışlı olmak esenliktir :


Dünyadan geçmek nefs zühdü. Ahiretten geçmek ruh zühtüdür.


Erkeklerin yüz boyası onların kanlarıdır.


Aşk ta kılınan iki reket namazın abdesti ancak ve ancak kanla alınırsa sahih olur!


Şu bedenden sana makam.
Candır Senden başkasına yer yok gönülde
Seni saran; ruhum, cildim, kanımdır
Ne yaparım ayrı düşersek. Söyle !?



Bu mesaj 1 kez ve en son Havz-i Kevser tarafından 10.11.2006 - 10:13 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 10.11.2006 - 10:12
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 

Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah

Söylediklerinize dikkat edin,düşünceleriniz olur

Düşüncelerinize dikkat edin,duygularınız olur

Duygularınıza dikkat edin,davranışlarınız olur

Davranışlarınıza dikkat edin,alışkanlıklarınız olur

Alışkanlıklarınıza dikkat edin,değerleriniz olur

Değerlerinize dikkat edin,karakteriniz olur

Karakterinize dikkat edin,KADERİNİZ olur


Ekleme Tarihi: 11.11.2006 - 12:05
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Hadimül Islam su an offline Hadimül Islam  
RE:

618 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 24.12.2005
En Son On: 04.08.2007 - 13:15
Cinsiyeti: Erkek 
Alıntı
Orijınalı Havz-i Kevser

Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah

Söylediklerinize dikkat edin,düşünceleriniz olur

Düşüncelerinize dikkat edin,duygularınız olur

Duygularınıza dikkat edin,davranışlarınız olur

Davranışlarınıza dikkat edin,alışkanlıklarınız olur

Alışkanlıklarınıza dikkat edin,değerleriniz olur

Değerlerinize dikkat edin,karakteriniz olur

Karakterinize dikkat edin,KADERİNİZ olur





Ve aleyküm selam aziz kardesim,

öyle ise,
hersey dil ile baslar...,
dilini hayirda kullanirsan, hayatina hayirli yön vermis olursun.
dilini ser de kullanirsan, hayat akisin da o yönde olur...!

Allah (c.c.) bizleri Nefsini terbiye edebilen,
dilini yalniz hayir icin kullanan,
az fakat Rizai Ilahi ugrunda konusan,
söz gümüs ise SUKUT altindir sözü vecibesince hareket edebilen
kullarindan eylesin ins.!
Dil ile ugrayabilecegimiz afetlerden muhafaza eylesin.


Allah (c.c.) senden razi olsun kardesim...,
yine gönlümüzü hosnut ettin.
Ekleme Tarihi: 11.11.2006 - 12:35
Bu mesajı bildir   Hadimül Islam üyenin diğer mesajları Hadimül Islam`in Profili Hadimül Islam Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah

Vatandaş abim sende çok güzel bir konuya işaret ettin ALLAH c.c. senden Raız olsun gül.


Evliyayı Kiram talebelerine devamlı verdikleri 3 öğüt şudur ki: Az Uyu, Az Ye ve Az Konuştur. İnsanın afeti dilinden gelecektir. Mü-min Diline sahip çıkandır. İlim derecelerinden biride bilmiyorum demektir. Bu bir bakıma Kulun bilmemesinden kaynaklanmıyor yerinde ve zamanında konuşması gerektiğine işaret ediyordur. İnsanın kurtuluşa ermesi aslında ALLAH c.c. izniyel çok basittir. Hiçbirşey yapamıyorsa bile konuşmayı kesse kurtuluşa erenlerden olur İnşallah. Lakin Nefs ve Şeytan konuşmayan insanı hiç sevmez Onları devamlı konuşmaya ve özelliklede boş, lümzumsuz ve zarar veren konuşmalara iter...

ALLAH-U TEALA bizleri boş, lümumsuz ve zararlı konuşmakdan men etsin İnşallah...
Ekleme Tarihi: 11.11.2006 - 12:51
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
dilaratuba su an offline dilaratuba  

934 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 27.08.2006
En Son On: 13.04.2009 - 18:15
Cinsiyeti: Bayan 
VE ALEYKÜM SELAM VE BEREKETÜHÜ

Allah Razı Olsun gül
Ekleme Tarihi: 11.11.2006 - 16:51
Bu mesajı bildir   dilaratuba üyenin diğer mesajları dilaratuba`in Profili dilaratuba Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
tutkunadem su an offline tutkunadem  

575 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 17.09.2006
En Son On: 28.07.2013 - 17:00
Cinsiyeti: Erkek 
ve aleykum selam rahmetullahi be berakatuhu...

ALLAH (C.C) RAZI OLSUN PAYLASIMLARINIZDAN DOLAYI VERDIGINIZ BILGILERDEN DOLAYI..
DAHA ONCE OKUMUSTUM AMA CEVAP YAZAMAMISTIM BU GUNE KISMET MIS göz kırpma

gül
Ekleme Tarihi: 11.11.2006 - 17:00
Bu mesajı bildir   tutkunadem üyenin diğer mesajları tutkunadem`in Profili tutkunadem Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

dilaratuba, YESiL BEYAZ ve diğer kardeşlerim hepinizden ALLAH c.c. razı olsun İnşallah gül

Güzel kardeşim benim, okuyup faydalansak ve bu sebeple içden bir dua yapsanız bize yeter de artar cevap yazmanız hiç önemli değil...

HAK TEALA ya Emanet Olunuz İnşallah...
Ekleme Tarihi: 11.11.2006 - 17:09
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
.:Yakup023:. su an offline .:Yakup023:.  

555 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 25.08.2006
En Son On: 27.01.2007 - 22:44
Cinsiyeti: Erkek 

Şeyh Abdülgani Nablusî (k.s.) Hazretleri şöyle der: Bir kimse, Allah'a giden yolda kendisine yol gösterecek olan mürşidini Cenab-ı Hakk'ın kapılarından bir kapı olarak görmelidir. Yani mürid, "benim mürşidim Hakk'a giden kapılardan bir kapı, babullahtır." demelidir.


Şeyh Muhammed Behrî K.S. Hazretleri de bu manayı şu mısralarla dile getirir:

"Sen babullahsın ya Rasulallah
Sen Hakk'ın kapışısın ya Rasulallah!
Kim o kapıya varır ise
Sen olmadan huzura giremez!"

Nasıl Rasul-i Ekrem (a.s.) Efendimiz Allah'a ulaşmada bir nuranî kapı vazifesi görüyorsa, "alimler peygamberlerin vârisleridir" sırrına göre, mürşid de Allah'ın kapılarından bir kapı olmaktadır.

Mevlâna Celaladddin Rumi K.S. Hazretleri, kendisinin irşadına vesile olan üstadı Şems-i Tebrizî K.S. Hazretleri için şöyle buyurur: "Mürşidim Hakk'ın kapısıdır. Çünkü Hakk'a onunla vasıl oldum."

Mürid, mürşidinden gelen iyiliği Allah'ın hidayeti, şer gibi görünen ve nefsini sıkıntıya düşüren şeyleri Allah'ın bir imtihanı olarak bilmelidir. Bundan başka, mürid mürşidini Allahu Tealâ'nın esma ve sıfatlarının mazharı olarak görmelidir.

Şunu da bilmelidir ki, mürşid insanı hidayete erdiremez. Rasulullah da dilediğini hidayete erdiremez. İnsanı ancak Allahu Tealâ hidayete erdirir. Kur'an-ı Azimüş-şan'ın birçok ayetinde bizzat Cenab-ı Rabbü'l Alemin hidayetin ancak kendisinden olacağını açıklıyor. Başka türlü bir tasavvuf anlayışı, yanlış ve haram bir yol olacağından buna dikkat etmek gerekir.

Abdulkadir Geylanî (k.s.) Hazretleri'nin Mektubat'ını şerh eden Seyyid Hüseyin Fevzi Paşa şöyle der: Abd (kul), rab olmaz. Rab de abd olmaz. Bu, ilâhî bir tecellidir. Nasıl ki Tur'da Cenab-ı Hak bir ağaca tecelli etti, ondan Musa (a.s.)'a hitab etti ve "Ben senin rabbinim ya Musa!" dedi; burada ağaç rab olmadı. Rabbin ağaç üstündeki tecelliyatı oldu. Bunun gibi Rab Tealâ Hazretleri, insan-ı kâmile de tecelli eder. Ağaca tecelli eden o Allah, peygambere tecelli etmez mi? Ay'ın yarılması mucizesinde etti, Davud (a.s.)'ın attığı taşlar Calut'u öldürürken tecelli etti: "Habibim, o taşı Calut'a Davut atmadı. Biz attık."

Allahu Tealâ ağaca tecelli eder de, ağaçtan daha kâmil olan insana etmez mi?

İşte tasavvuf ehli mürşidini bu çerçevede düşünmeli, kulu rab gibi görme tuzağına düşüp, imanını ve amelini zayi, etmemelidir.






Bu mesaj 1 kez ve en son (YiTiK_SevDaM) tarafından 12.11.2006 - 11:04 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 12.11.2006 - 10:47
Bu mesajı bildir   .:Yakup023:. üyenin diğer mesajları .:Yakup023:.`in Profili .:Yakup023:. Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
astaravista253 su an offline astaravista253  

791 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 16.08.2005
En Son On: 10.06.2009 - 12:40
Cinsiyeti: Erkek 
gül
gülAllah Razı Olsungül
gül

Ekleme Tarihi: 12.11.2006 - 10:54
Bu mesajı bildir   astaravista253 üyenin diğer mesajları astaravista253`in Profili astaravista253 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
Vatandaş Abim

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Alıntı
Orijınalı Havz-i Kevser

[navy] İlim derecelerinden biride bilmiyorum demektir. Bu bir bakıma Kulun bilmemesinden kaynaklanmıyor yerinde ve zamanında konuşması gerektiğine işaret ediyordur.




Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah

Vatandaş abim ilmin bir derecesinin bilmiyorum demek olduğuna dair Aziz Mahmud Hüdayi k.s. bir kısa söznü aktarayım İnşallah...

Aziz Mahmud Hüdayi hazretleri buyurdu ki: "Ey oğul! Bir mecliste bulunduğun zaman az konuş. Sana sorulmayan şeye cevap verme. Bir şey sorulursa cevâbını bilmiyorsan, bilmiyorum de. Bilmediğine, bilmem demek ilmin yarısıdır. Eğer cevâbını biliyorsan, kısa cevap ver. Sözü uzatma. Mecliste bulunanlara imtihân için bir şey sorma. Onlarla münâzara ve münâkaşa etme. Kendini beğenerek en başa, yukarıya oturma. Edebe çok riâyet eyle. Edepsizlik her zaman ve her yerde yasak ve sevimsizdir. Her yerin kendine mahsus bir edebi vardır. Arkadaşlarına cömertlik et ve iyi muâmelede bulun. Dünyâ sevgisini gönülden çıkar. Allahü teâlânın rızâsına kavuşmak yolunda senin önüne ve yoluna bir şey engel olursa onu terk eyle. Ey oğul! Dünyâ ve dünyâ nîmeti hayaldir. Gök kubbesi altında hiçbir şey aynı hal üzere kalmaz, hep değişir. Onun için dünyâ malına, makâmına ve dünyâ hayâtına güvenme. Biz bu dünyâda misâfiriz, yolcuyuz. Sonunda ayrılıp gideceğiz. Sıkıntın varsa üzülme. Bir an sonra ne olacağımız belli değil."
Ekleme Tarihi: 12.11.2006 - 15:15
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

gül Câfer-i Sâdık (rahmetullahi aleyh) hazretlerinin, oğlu Mûsâ Kâzım için olan nasîhatı pek meşhûrdur. Oğluna buyurdu ki:

Ey oğlum, kendi rızkına râzı ol! Kendi rızkına râzı olan, kimseye muhtâc olmaz. Gözü başkasının malında olan, fakir olarak ölür. Allahü teâlânın taksim ettiği rızka râzı olmayan, O'nu kazâ ve kaderinde, dilediğini yaratmakta töhmet altında tutmuştur.

Kendi kusurlarını küçük gören, başkasınınkilerini büyütmüş olur. Her zaman kendi kusurlarını büyük gör.

Başkasının gizli bir şeyini açığa vuranın, evindeki gizli şeyler herkesçe bilinir.

Kardeşi için kuyu kazan, o kuyuya kendisi düşer. Ahmaklar arasında bulunan horlanır, âlimler arasında bulunan hürmet görür.

Ekleme Tarihi: 13.11.2006 - 10:12
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
dilaratuba su an offline dilaratuba  

934 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 27.08.2006
En Son On: 13.04.2009 - 18:15
Cinsiyeti: Bayan 
Allah Razı Olsun gül
Ekleme Tarihi: 13.11.2006 - 11:18
Bu mesajı bildir   dilaratuba üyenin diğer mesajları dilaratuba`in Profili dilaratuba Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Hadimül Islam su an offline Hadimül Islam  
RE: Vatandaş Abim

618 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 24.12.2005
En Son On: 04.08.2007 - 13:15
Cinsiyeti: Erkek 
Alıntı
Orijınalı Havz-i Kevser

Alıntı
Orijınalı Havz-i Kevser

[navy] İlim derecelerinden biride bilmiyorum demektir. Bu bir bakıma Kulun bilmemesinden kaynaklanmıyor yerinde ve zamanında konuşması gerektiğine işaret ediyordur.




Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah

Vatandaş abim ilmin bir derecesinin bilmiyorum demek olduğuna dair Aziz Mahmud Hüdayi k.s. bir kısa söznü aktarayım İnşallah...

Aziz Mahmud Hüdayi hazretleri buyurdu ki: "Ey oğul! Bir mecliste bulunduğun zaman az konuş. Sana sorulmayan şeye cevap verme. Bir şey sorulursa cevâbını bilmiyorsan, bilmiyorum de. Bilmediğine, bilmem demek ilmin yarısıdır. Eğer cevâbını biliyorsan, kısa cevap ver. Sözü uzatma. Mecliste bulunanlara imtihân için bir şey sorma. Onlarla münâzara ve münâkaşa etme. Kendini beğenerek en başa, yukarıya oturma. Edebe çok riâyet eyle. Edepsizlik her zaman ve her yerde yasak ve sevimsizdir. Her yerin kendine mahsus bir edebi vardır. Arkadaşlarına cömertlik et ve iyi muâmelede bulun. Dünyâ sevgisini gönülden çıkar. Allahü teâlânın rızâsına kavuşmak yolunda senin önüne ve yoluna bir şey engel olursa onu terk eyle. Ey oğul! Dünyâ ve dünyâ nîmeti hayaldir. Gök kubbesi altında hiçbir şey aynı hal üzere kalmaz, hep değişir. Onun için dünyâ malına, makâmına ve dünyâ hayâtına güvenme. Biz bu dünyâda misâfiriz, yolcuyuz. Sonunda ayrılıp gideceğiz. Sıkıntın varsa üzülme. Bir an sonra ne olacağımız belli değil."



ve aleyküm selam,

Allah (c.c.) senden razi olsun kardesim,
Rabbim ilmini kat be kat artirsin ins.,
Burada vermis oldugun ILMI cihad'in mükafatini,
Havz-i Kevser'i ile versin Havz-i Kevser kardesim.

Benim icin Evliyaullah'in icinde hayatina en cok hayran oldugum sahislardan Aziz Mahmud Hüdayi (k.s.) hazretlerinin bu sözlerini buraya aktarman, beni ayrica memnun etti.
Sayende O mübaregin cevherler ile ölcemeyecegim iki cümlesini daha ögrenmis oldum..., bizim icin gercek nimet ve gida bunlardir.

Ayrica bu vesileyle,
Iman'in Esaslari baslikli yazini okudum,
ve seni tebrik ederimki cok güzel düsünülmüs ve gayet güzel anlatimi olan bir yazi.
Devamli tekrar edilmesi gereken hususlar,
Seriati düzgün olmayanin,
Tarikati ne olaki?

Allah sizin gibi Ilim sahibi, hizmet ehli kardeslerimizi basimizdan ayirmasin,
Rabbim yar ve yardimci olsun.

Acizane takipciniz....


Bu mesaj 1 kez ve en son vatandas72 tarafından 13.11.2006 - 12:30 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 13.11.2006 - 12:29
Bu mesajı bildir   Hadimül Islam üyenin diğer mesajları Hadimül Islam`in Profili Hadimül Islam Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah

HAK TEALA razı olsun güzel abim benim. gül bu güzel duaları misliyle dünyalık versem kazanamazdım. Güzel kardeşlerim güzel abilerim çok güzel sözler ve dualar ediyorsunuz lakin bu güzellik inanın sizden kaynaklanıyor. Zira biz bir aynayız ne görürsek onu yansıtıyoruz. Güzel abim İnşallah imanla ilgili konulara devam etmeye çalışıcaz ALLAH c.c. izin verdiği sürece...

Ekleme Tarihi: 13.11.2006 - 12:36
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
İLİM ÜZERİNE

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

İLİM ÜZERİNE


Bilgi güzeldir. Daha da güzeli, bilginin hayata ve uygulamaya dönüşmesidir. Kuran-ı Kerim de, pek çok yerde

"iman eden ve salih amel işleyenler için cennetler vardır" (1)

denilmesi düşündürücüdür. Bu ayetlerde, sadece imanın yeterli olmadığına; iyi amellerin bu imanı süslemesi gerektiğine işaret vardır. İman, bir iddiadır, ameller bunun ispatıdır. Amelsiz iman, meyvesiz ağaç gibidir.

Yahudiler hakkında şu İlahi tespit, ne kadar anlamlıdır!

"Kendilerine Tevrat verilip de, sonra ona göre yaşamayanların hali, kitap yüklü merkebin haline benzer." (2)

Kıymetli kitapları taşıyan merkep, sırf bunları taşımakla bir değer kazanmadığı gibi, bilgisini amele dönüştüremeyenler de, bilgi hamallığından kurtulamazlar. Kuran-ı Kerim, bu konuda şu hatırlatmaları yapar:

"Kitabı okuduğunuz halde, insanlara iyiliği emreder de, kendi nefsinizi unutur musunuz?" (3)

"Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz?" (4)


Söylediğini uygulamayanların sözleri, sahte mermiler gibi etkisizdir. Söze tesir kazandıran,uygulamadır.

Toplumumuzda yaşanan sıkıntıların önemli bir sebebi, bilginin teoriden pratiğe dönüşmemesidir. Geleceğin bilgi toplumunu, bilgisini tatbik edenler kuracaktır.



Kaynaklar:
1. Mesela, Bakara, 25, 82, 277; Nisa, 57; Hud 23; Kehf, 2...
2. Cuma, 5.
3. Bakara, 44.
4. Saff, 2.



Bu mesaj 1 kez ve en son Havz-i Kevser tarafından 14.11.2006 - 12:01 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 14.11.2006 - 11:59
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
.:Yakup023:. su an offline .:Yakup023:.  

555 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 25.08.2006
En Son On: 27.01.2007 - 22:44
Cinsiyeti: Erkek 

Kamil mürşidlerin işi, kulun kalbinde hidayeti ortaya çıkarmak değildir.

Mürşid, hak yolunda bir köprü vazifesi görür; insanın gerçek hidayeti bulmasına yardımcı olur. Ruhun yükselmesi, kalbin manevî kirlerden temizlenmesi ve nefsin terbiyesi için usul öğretir, rehber olur, yol gösterir. Bu da tek başına olmaz.
[/H3)

Her şey sonuçta Allah Teala'nın izni ve yardımına bağlıdır. Bu gerçeği Allahu Teala şöyle hatırlatır:

"Ey müminler! Şeytanın adımlarına tâbi olmayın.

Kim şeytanın peşine düşerse o ona, edebsizliği ve kötülüğü emreder.

Eğer size Allah'ın lutfu ve rahmeti olmasaydı, hiçbirinizi asla temizlemezdi. Fakat Allah dilediğini (küfür ve isyandan) temizler. Allah herşeyi işiten ve bilendir." (Nur 24/21.)

Büyük müfessir İsmail Hakkı Bursevî (k.s) bu konuda şu mühim açıklamayı yapar:

"Kalp ve ruhu temizleme işi Allahu Teala'ya aittir; çünkü Allahu Teala, fazlı ve rahmetiyle kulunu taatlarında ve ona götüren sebeplerde muvaffak kılar. Fakat insana Allah'ın muradına göre bu manevî temizliğin nasıl olacağını gösteren bir mürşid gereklidir.

Allahu Teala'ya vasıl olmada bir vesile olan mürşidlerin en büyüğü, Resûlullah (s.a.v) Efendimizdir

ve ondan sonra irşadla görevli arifler gelir.

Şeyhülislâm Abdullah el-Ensârî (rah.) demiştir ki:

"Hadis ve şeriat ilminde üstadım çoktur. Tarikatta mürşidim ise Şeyh Ebu'l-Hasan el-Harkanî olmuştur. Eğer kendisini görüp irşad halkasına katıl-masaydım, hakikati tanıyamazdım."

Demek ki irşad ehli ehlullah, hidayet yolunda rehberdirler. Bir insan-ı kamil bulmak en büyük ganimet ve onun meclisine katılmak bulunmaz bir nimettir." (Bursevî, Rûhu'l-Beyan, VI, 132.)

Diğer bir ayeti kerimede şöyle buyrulmuştur: "aglaRasûlüm) Sen sevdiğini ve istediğini hidayete ulaştıramazsın; fakat Allah, dilediğini hidayete ulaştırır.

O, hidayete ulaşacak olanları en iyi bilir." (Kasas 28/ 56.)

Hidayet, kalbin bâtıldan hakka yönelmesidir. Kalpte bu yönelişi yaratmak Allahu Teala'ya aittir.

Ayrıca, hakkı göstermeye, hayra sevketmeye de hidayet denilir. Bu manadaki hidayeti peygamberler yapar, yapmışlardır da." (Kuşeyrî, Letâifü'l-işârât, III, 73.)

Peygamberlerden sonra, hidayet yolunda delil olma ve Hakk'a yol gösterme işini Rabbani alimler yapmaktadır.

Ancak bu yolda rehberlik öyle kolay bir iş değildir. Arifler, irşad işinde görevli olanların çok hassas davranmaları gerektiğini belirtirler.

İmam Rabbani (k.s), hak yolunda rehberlik yapacak kimseleri şöyle uyarır:

"İnsanları irşad işine giren bir mürşid kendisine gelen Hak talibini ancak, Allahu Teala'ya dua, yalvarış ve istihareden sonra irşad halkasına katması gerekir.

Bu işte nefsin hilesinden, şeytanın oyunlarından ve batıla saplanmaktan Allah'a sığınmak icap eder.

Kulların irşadını ancak Allah'ın izniyle üstlenmek mümkün ve doğrudur. Yoksa insan, kendi aklı ve maharetiyle bu yükü çekemez." (İmam Rabbanî, Mektûbât, I, 21. Mek.)

Şu ayet bu duruma işaret etmektedir:

"Resulüm! Biz bu kitabı sana Rabbinin izniyle insanları (küfür ve isyan) karanlıklarından (iman ve marifet) nurlarına, Aziz ve her türlü hamde layık Rabbinin yoluna çıkarman için indirdik." (İbrahim 14/1.)

Mürşid-i kamiller, bütün iş ve irşadlarını Allah'ın (c.c) iradesi, özel izni ve güzel yardımıyla yaparlar. Bir hikmet gereği ellerinde meydana gelen keşif, keramet ve manevî haller ve irşadlar, hep ilâhî izin ve yardımla olmaktadır. Onları böyle bir şerefli iş için seçen Allah (c.c) hem onlara, hem de tabî olanlarına büyük bir ikramda bulunmuştur. Allah (c.c) büyük ihsan sahibidir.

"Allah'ın fazlı ve rahmeti olmasaydı, hiç kimseyi temize çıkarmazdı" (Nur 24/21.) ayeti, bütün manevi temizlik ve terbiyenin Allah'ın bir lütfü olarak gerçekleştiğini bildirmektedir.

Cenab-ı Hakk, bu iş için bazı salih kullarını peygamber seçmiş ve onları manevi temizlik ile görevlendirmiştir. Kendi cinsimizden bir insanla bu temizligin yapılması, Kur'an-ı Hakim'de büyük bir lütuf olarak anlatılmıştır. Ayette şöyle buyrulur:

"Muhakkak ki Allah, müminlere büyük lütufta bulundu; çünkü, içlerinden kendilerine Allah'ın ayetlerini okuyan, onları (inkâr ve isyan kirlerinden) temizleyen (tezkiye eden), kendilerine kitap ve hikmeti öğreten bir peygamber gönderdi. Halbuki onlar daha önce apaçık bir sapıklık içindeydiler." (ÂI-i İmrân3/164.)

Resûlullah (s.a.v) Efendimiz'e verilen bu tezkiye yetkisi ve terbiye görevi O'nun varisleri olan kamil mükemmil mürşidlere de verilmiştir ve bu ilâhî rahmet onlarla insanlığa sunulmaya devam etmektedir.

Yüce Rabbimiz vücudumuzun ayakta durması için bir çok vesile yaratmıştır. Her hastalığın bir ilacını halk etmiştir. Aynı şekilde insanın en kıymetli merkezi ve asıl manası olan kalbin gıdası ve safası olan şeyleri de önümüze koymuştur.

Bunun için peygamberleri göndermiştir.

Peygamberler, Allah'ın izniyle kalplere ilahi ilim, feyiz, nur, sevgi ve güzel ahlak akıtmakla görevlidirler.

Allahu Teala, Hz. Peygamber (s.a.v) Efendimizden sonra bu manevî gıdaları insanlığa sunmak, nasibi olanları onlarla buluşturmak için alimleri ve arifleri görevlendirmiştir.

Her türlü hastalığa ayrı bir ilaç yaratan Yüce Allah'a sonsuz hamd olsun.


Ekleme Tarihi: 15.11.2006 - 12:01
Bu mesajı bildir   .:Yakup023:. üyenin diğer mesajları .:Yakup023:.`in Profili .:Yakup023:. Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

(YiTiK_SevDaM) kardeşim gene güzel bilgilerle karanlık gönüllerimizi aydınlatıyorsun gül ALLAH c.c. Razı olsun...


Birgün Abdullah bin Mübârek hazretleri, Şam'a gidiyordu. Yolda birisini gördü. Ölmüş merkebinin başına oturmuş kara kara düşünüyordu. Adamın bu hâline acıyan, Abdullah bin Mübârek hazretleri, yanına varıp sordu:
-Bu kadar üzülmenin, ağlamanın sebebi nedir?
-Ben fakir bir kimseyim. Sadece üçyüz dirhem param vardı. Çoluk-çocuğumun nafakasını temin etmek için, bir merkebe ihtiyâcım vardı. Elimdeki parayla gidip bu hayvanı aldım. O da gördüğün gibi öldü. Abdullah bin Mübârek hazretleri adamın hâline üzüldü. Onu sıkıntıdan kurtarmak istedi.
-Sen buna üçyüz dirhem verdin. Ben senden bunu semeri için 500 dirheme satın almak istiyorum. Bana satar mısın?
-Satarım.
Sonra çıkartıp, beşyüz dirhemi o kimseye verdi. Adam sevinerek oradan uzaklaştı.
Ölen merkebin sâhibi o gece bir rü'yâ gördü.Rü'yâsında kıyâmet kopmuş herkes mahşerdeydi. Baktı ki, bahçelik yeşil bir yerde bir merkep bulunmaktadır. Yuları ve palanı altındandır. Merkebin yanında bir melek bulunuyordu. Melek şöyle seslendi:
"Kim bu hayvana binerse, ona müjdeler olsun, çünkü buna binen Cennete gider."
Fakir dikkatlice baktığında, bu merkebin ölen merkebi olduğunu anladı. Hemen meleğin yanına gelip dedi ki:
-Bu benim ölen merkebimdir. Onu bana ver.
-Evet bu merkep senindi. Fakat, öldüğünde sabretmeyip, ağlayıp sızladığın için, şimdi o başkasının oldu. Baksana yularında ne yazıyor?
Fakir yularına baktığında, "Abdullah bin Mübârek" ismini gördü. Fakir kimse uykudan uyanınca, hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Hemen beşyüz dirhemi yanına alıp, Abdullah bin Mübârek hazretlerini aramaya başladı. Nihâyet onu buldu. Kendisine dedi ki:
-Ben bu alış verişten vazgeçtim. Beşyüz dirhemini de geri getirdim.
-Akşamki rü'yâ üzerine mi vaz geçiyorsun? Peki ben de
vazgeçtim. Beşyüz dirhemi de sana hediye ettim.
Fakir kimse sevinerek geri döndü.

Ekleme Tarihi: 15.11.2006 - 22:36
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
.:Yakup023:. su an offline .:Yakup023:.  

555 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 25.08.2006
En Son On: 27.01.2007 - 22:44
Cinsiyeti: Erkek 
Ve Aleyküm selam ve Rahmetullahi..

Havz-i Kevser abim Kıymetli dostum Karanlık gönlüme Ateş-i AŞkı sen yaktın bu aydınlık senin kalbinde yansıyan küçük bir ışıltı

Cenab-ı Hakk'a şükürler olsun senin gibi eşsiz bir dostla yaşıyorum Rabbim Hakkıyla hizmet eden ve rızasını eyledigi kullarından eylesin


Bilgi güzeldir. Daha da güzeli, bilginin hayata ve uygulamaya dönüşmesidir. Kuran-ı Kerim de, pek çok yerde

"iman eden ve salih amel işleyenler için cennetler vardır" (1)

denilmesi düşündürücüdür. Bu ayetlerde, sadece imanın yeterli olmadığına; iyi amellerin bu imanı süslemesi gerektiğine işaret vardır. İman, bir iddiadır, ameller bunun ispatıdır. Amelsiz iman, meyvesiz ağaç gibidir



Es selamü aleyküm ve Rahmetullahi..
Ekleme Tarihi: 15.11.2006 - 22:58
Bu mesajı bildir   .:Yakup023:. üyenin diğer mesajları .:Yakup023:.`in Profili .:Yakup023:. Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Yitik Sevdam kardeşim insanın kalbinde vardır bu hikmet. Güzeli kabul eden zaten güzeldir lakin bunun farkında değildir. Biz belki sadece ALLAH-U TEALA nın izni ve vesilesi ile bunun farkına varmanı sağladık...gül


Nefsi eğitmede sert, zorlayıcı tetbirler al, ona her istediğini yaptırma .
Nefis hile ve aldatmadan yanadır.Bunun için de o, gerçeği ikna yoluyla değil de şiddet yoluyla anlar.

MEVLANA K.S. gül


Ümitsizlik köyüne gitme ümitler var
Karanlığa doğru yürüme güneşler var

MEVLANA K.S. gül


ALLAH-U TEALA dan gelen belâlara sabırlı, hattâ şükredici olmak lâzımdır. Zîrâ, Allahü teâlânın birbirinden acı belâları çoktur."


UBEYDULLAH AHRAR TAŞKENDİ
gül


Bu mesaj 1 kez ve en son Havz-i Kevser tarafından 16.11.2006 - 19:09 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 16.11.2006 - 19:07
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
dilaratuba su an offline dilaratuba  
RE:

934 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 27.08.2006
En Son On: 13.04.2009 - 18:15
Cinsiyeti: Bayan 
Alıntı
Orijınalı Havz-i Kevser

Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

(YiTiK_SevDaM) kardeşim gene güzel bilgilerle karanlık gönüllerimizi aydınlatıyorsun gül ALLAH c.c. Razı olsun...


Birgün Abdullah bin Mübârek hazretleri, Şam'a gidiyordu. Yolda birisini gördü. Ölmüş merkebinin başına oturmuş kara kara düşünüyordu. Adamın bu hâline acıyan, Abdullah bin Mübârek hazretleri, yanına varıp sordu:
-Bu kadar üzülmenin, ağlamanın sebebi nedir?
-Ben fakir bir kimseyim. Sadece üçyüz dirhem param vardı. Çoluk-çocuğumun nafakasını temin etmek için, bir merkebe ihtiyâcım vardı. Elimdeki parayla gidip bu hayvanı aldım. O da gördüğün gibi öldü. Abdullah bin Mübârek hazretleri adamın hâline üzüldü. Onu sıkıntıdan kurtarmak istedi.
-Sen buna üçyüz dirhem verdin. Ben senden bunu semeri için 500 dirheme satın almak istiyorum. Bana satar mısın?
-Satarım.
Sonra çıkartıp, beşyüz dirhemi o kimseye verdi. Adam sevinerek oradan uzaklaştı.
Ölen merkebin sâhibi o gece bir rü'yâ gördü.Rü'yâsında kıyâmet kopmuş herkes mahşerdeydi. Baktı ki, bahçelik yeşil bir yerde bir merkep bulunmaktadır. Yuları ve palanı altındandır. Merkebin yanında bir melek bulunuyordu. Melek şöyle seslendi:
"Kim bu hayvana binerse, ona müjdeler olsun, çünkü buna binen Cennete gider."
Fakir dikkatlice baktığında, bu merkebin ölen merkebi olduğunu anladı. Hemen meleğin yanına gelip dedi ki:
-Bu benim ölen merkebimdir. Onu bana ver.
-Evet bu merkep senindi. Fakat, öldüğünde sabretmeyip, ağlayıp sızladığın için, şimdi o başkasının oldu. Baksana yularında ne yazıyor?
Fakir yularına baktığında, "Abdullah bin Mübârek" ismini gördü. Fakir kimse uykudan uyanınca, hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Hemen beşyüz dirhemi yanına alıp, Abdullah bin Mübârek hazretlerini aramaya başladı. Nihâyet onu buldu. Kendisine dedi ki:
-Ben bu alış verişten vazgeçtim. Beşyüz dirhemini de geri getirdim.
-Akşamki rü'yâ üzerine mi vaz geçiyorsun? Peki ben de
vazgeçtim. Beşyüz dirhemi de sana hediye ettim.
Fakir kimse sevinerek geri döndü.



ALLAH RAZI OLSUN ÇOK GÜZEL BİR KISSA GENELLİKLE KISSA VEYA HİKAYE OKUDUĞUM ZAMAN KENDİ KENDİME HEP OKUDUM BUNU DİYORUM AMA SİZİN KISSALARI GENELLİKLE İLK OKUYORUM YANİ FARKLI VE GÜZEL.
Ekleme Tarihi: 16.11.2006 - 20:54
Bu mesajı bildir   dilaratuba üyenin diğer mesajları dilaratuba`in Profili dilaratuba Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

ALLAH c.c. sizden de razı olsun dilaratuba kardeşim gül sizde çok güzel menkıbeler aktarıyorsunuz...


Îmân nimetinin şükrünü ifa etmek için, hubb-u fillah ile şerefleneceğiz. Birbirimizin kalbini kırmaktan titreyeceğiz. Zaten müminin kalbini kırmak haramdır.

Müslimânın kalbinde bir îmân nûru vardır ki, her şeyden ve bütün nûrlardan daha parlakdır. Müslimânlar bir araya gelince birbirlerinden istifade ederler. Kalblerindeki bu nûr birbirlerine geçer.

Bir insanın ayakları ne kadar yere basarsa, o kadar rahat eder; ne kadar havada uçarsa, o kadar ceza çeker.

Sevap kazanmak çok mühim... Kazanılan sevapları kaybetmemek ondan daha mühim..

İhlassız amel kalp para gibidir.




Bu mesaj 1 kez ve en son Havz-i Kevser tarafından 18.11.2006 - 15:27 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 18.11.2006 - 15:25
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Şu dört şey güzel huydur;

Cömertlik, Cana yakınlık, Samimiyet ve Şefkat...

Cüneyd-i Bağdadi K.s.



Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguyu paylaşanlar anlaşır

İyi dostu olanın aynaya ihtiyacı yoktur

Dış benzerliği iç benzerliği demek değil. Nasıl ki şekeri ekmek şekline de soksan tadı ekmek değil yine şekerdir. Yediğin şeyin şeker mi ekmek olduğunu bilmek için tatmak lazım. Gözün tatmadan yana nasibi yok çünkü. O halde kalıbı şekere benzeyen her adamı da şeker sanma. Bu dünya elbisesiz adamlar ve adamsız elbiselerle doludur.

Görmek ve körlük de çeşit çeşittir. Vah yazık o göze ki zerreyi görür de güneşi görmez. Uzaktakini tanır da yakındakini bilmez. Önemsizin farkındadır, önemli olandan gafil. Mahluk da halıka göre zerreden bile kemdir. Yaratılmışı görüp yaratanından gafil olmak! İşte gerçek körlük budur.

MEVLANA K.s.

Ekleme Tarihi: 19.11.2006 - 19:11
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
dilaratuba su an offline dilaratuba  

934 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 27.08.2006
En Son On: 13.04.2009 - 18:15
Cinsiyeti: Bayan 
Ve aleyküm selam bazen unutuyorum
Ne kadar da doğru ama insanlarımız biz de buna dahil dış görünüşe çok aldanıyoruz iç güzelliğe de en azından dış güzellik kadar önem vermeliyiz.

Bence bu hikayalar size özgü devamı gelmek dileğiyle.
Ekleme Tarihi: 19.11.2006 - 19:31
Bu mesajı bildir   dilaratuba üyenin diğer mesajları dilaratuba`in Profili dilaratuba Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Dilaratuba kardeşim iç güzellik ruh güzelliğidir dış güzellik nefs güzelliğidir. Hangisine bakmalıyız ALLAH c.c. razı olsun senden de. Bu menkıbeler sözler nasihatler herkese özgü güzel kardeşim benim gül Kim bu nasihatı dinler ve uygularsa zaten güzelleşiyor biz sahiplenmekden haya ederiz. Zaten İnşALLAH gözümüz arkada kalmayacak olmasak dahi devam ettirecek sen dahil çok güzel pırıl pırıl kardeşlerimiz var. Elhamdülillah...

Ekleme Tarihi: 19.11.2006 - 19:37
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 

Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Haydi!Şu benlikten kurtul,herkesle anlaş,herkesle hoş geçin.
Sen kendine kaldikça,habbeşin,zerresin fakat
Herkesle birleştin,kaynaştin mi
Bir ummansın,bir madensin...
Bütün insanlarda ayni ruh vardır ama
Hepsinde de ayni yağ bulunmamaktadır.
Dünyada çeşitli diller,çeşitli lugatler var fakat
Hepsinin de anlami birdir.
Çeşitli kaplara konan sular,kapla birleşirler,
Bir su halinde akarlar....
Tevhidin ne demek oldugunu anlar da,
Birlige erersen,gönülden sözü,manasız düşünceleri atarsan,
Can,mana gözü açık olanlara haber gönderir,onlara gerçekleri söyler...

Hz.Mevlana k.s.


Ekleme Tarihi: 20.11.2006 - 10:52
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
dilaratuba su an offline dilaratuba  

934 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 27.08.2006
En Son On: 13.04.2009 - 18:15
Cinsiyeti: Bayan 
Allah Razı Olsun gül

Bu arada bu hikayeler size özgü derken bizlerin gönderdiği hikayelere benzemiyor.
Ekleme Tarihi: 20.11.2006 - 10:55
Bu mesajı bildir   dilaratuba üyenin diğer mesajları dilaratuba`in Profili dilaratuba Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

ALLAH c.c. senden de tüm kardeşlerimizden de razı olsun dilaratuba kardeşim...gül

"Bu arada bu hikayeler size özgü derken bizlerin gönderdiği hikayelere benzemiyor."

gül
Ekleme Tarihi: 20.11.2006 - 11:01
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Abdülehad Serhendî hazretleri (rahmetullahi aleyh) buyurdu ki; gül

Azîzim! Evvelkiler çok amel etselerdi, az kabûl ederlerdi. Şimdikiler az bir şey yapsalar, çok kabûl ediyorlar. Bir gümüş verseler, bir altın verdik diyorlar. Çünkü şimdi bid'atler çoğaldı, nefsin arzuları her yerde mevcut, zulmet dalgaları ise, birbiri ardınca gelmektedir. Heybetinden öncekilerin ve sonrakilerin titrediği, cinlerin, insanların ve hayvanların dehşetinden şaşırdığı büyük korku geldi. Haşir ve neşir günü çok yaklaştı. Bir bölük Cennet'e, bir bölük Cehennem'e gitsin denecek gün geldi çattı. İşte bunları düşünüp uyanmalı, hakîkatleri gören gözleri açmalıdır. Akıllı gençlere, düşünen yaşlılara yazıklar olsun ki, gaflet pamuğunu kulaklarından çıkarmıyorlar ve gurur perdesini basîret gözlerinden uzaklaştırmıyorlar.

Azîzim! Gençlik en büyük nîmettir. Elden geldiği kadar en iyi vakitleri, en iyi işlere sarf etmelidir. Kıymetli cevherleri, çocuklar gibi oyuncaklarla değişmemelidir. İstîdâd toprağınız temiz ve yüksektir. Sakın onu boş koymayın. Yâhut bozuk tohum ekmeyin.
Ekleme Tarihi: 21.11.2006 - 09:44
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
dilaratuba su an offline dilaratuba  

934 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 27.08.2006
En Son On: 13.04.2009 - 18:15
Cinsiyeti: Bayan 
EVET ÇOK DOĞRU DA ŞİMDİ BİZ GENÇLER OLARAK RAVDA DA BULUNMAK YANİ YARARLI KONULAR GÖNDERMEK,OKUMAK ACABA BU DA İYUİ BİR ŞEY Mİ YANİ SEVAP OLUR MU BEN BAZEN İNTERNETTE ÇOK KALIYORUM ZAMANIM BOŞA GİDİYOR DİYE ÜZÜLÜYORUM.BU ARADA KONU İÇİN ALLAH RAZI OLSUN.
Ekleme Tarihi: 21.11.2006 - 10:55
Bu mesajı bildir   dilaratuba üyenin diğer mesajları dilaratuba`in Profili dilaratuba Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
akarsu su an offline akarsu  

895 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.02.2006
En Son On: 22.04.2007 - 19:06
Cinsiyeti: Bayan 
Va aleykum selam ve Rahmetullahi ve Berekatuhu
Havzi kevser abim Allah razi olsun.
Uzun zamandir okumam gerektigini hissettigim bu konuyu nefsime karsi gelip nihayet okumayi nasib etti Rabbim.
Gercekten okudukca neden daha once okumadim diye pismanligim artti.
Rabbime sonsuz sukurler olsun ki okumak nasib oldu.
Rabbim okuyup da beynimize kalbimize isleyip ve uygulamayi nasib etsin.
Rabbim sizin gibi mubarek insanlari arttirsin yoklugunuzu gostermesin.
Rabbim bizlere O'na yaklastiran yollari nasib etsin saptiracak yollardanda korusun.
Birde bilmedigim bir sey var (k.s) ne demek? Cahilligimi bagisla
Aydinlatirsan sevinirim.Allah razi olsun tekrardan.
Rabbim yar ve yardimciniz olsun.
Iki cihan guzelligi versin, Rabbimin Cemalini seyir edenlerden Efendimize (sav) komsu eylesin;
Selam ve dua ile...
gül gül gül


Bu mesaj 1 kez ve en son akarsu tarafından 21.11.2006 - 12:39 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 21.11.2006 - 12:37
Bu mesajı bildir   akarsu üyenin diğer mesajları akarsu`in Profili akarsu Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Dilaratuba kardeşim Akarsu kardeş ALLAH c.c. sizden de tüm kardeşlerimizden de Razı olsun İnşALLAH...gül

Dilaratuba kardeşim; Din-i İslam da küçük hizmet büyük hizmet yoktur. Yeter ki Din-i İslama hizmet etmek niyetinde olalım. Bizimde gayemiz şu Ahir zamanda İmanımıza gelen türlü saldıralara karşı kardeşlerimizi bilinçlendirmek ve uyarmaktır. Bunu yapmanın en hızlı yolu da günümüzde İnternet'dir. Siz çok doğru bilgiler ekliyorsunuz ve bu bilgileri belki de milyonlarca insan internet vasıtası ile faydalanıyor. Düşünürsek içlerinden verdiğiniz doğru bilgiyi alıp faydalananları, aslında yapılan ne kadar büyük bir hizmet değil mi?

Okumak kısmına gelirsek biz Öğrendik ki ALLAH c.c. sevdiği bir kulunun yanında olmak gerek eğer öyle birini bulamamışsanız onun kitaplarını okumak lazım. Sizde öyle yapıyorsunuz buda çok güzel bir davranış zira siz belki farkında değilsiniz ama ufkunuz açılıyor ve İlimleniyorsunuz.

ALLAH c.c. gayretinizi ve hizmetlerinizi daim kılar İnşALLAH...


Akarsu kardeşim; ALLAH-U TEALA senden de razı olsun. Ne mutlu size ki nefsinize galip olduğunuz hayırlı bir iş yapmışsınız. Zira nefs ne öğüt almak ister nede bağlı olduğunun bedenin ilimlenmesini. Zira ilim hakikat demektir. Hakikatı öğrenen ceset aslında kendisinin bir hayal ve bağlı olduğu ruhun gerçek olduğunu anlar. Bu dünyada nefsimizde hayalden ibaret. Vedahi nefsde bizi bu hayal dünyasında hayali eğlencelere sokarak hakikati bilmemizi istemiyor.

Güzel kardeşim Düsturumuz İman olmalı imanımızı kuvvetlendirmeliyiz. ALLAH c.c. razı olsun güzel kardeşim lakin biz mübarek bir insan değiliz biz aslımız gereği ALLAH c.c. ın aciz bir kuluyuz.


(K.S.) "Kuddise Sirruh" demektir. Evliya Zatlar için kullanılır bir Dua dır güzel kardeşim. Manası da; O Zatın onun sırrı (içi) temiz ve mübârek olsun demektir.

İnşALLAH yardımcı olabilmişizdir ayrıca Estağfirullah cahalet ne demek cahil varsa oda biziz güzel kardeşim...gül


Bu mesaj 1 kez ve en son Havz-i Kevser tarafından 21.11.2006 - 19:08 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 21.11.2006 - 17:01
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Bayezîd-i Bistami k.s. bir gün camide fıkıh okutan bir alimin ders halkasına katıldı. O sırada biri geldi ve fakihe bir "feraiz" meselesi sordu: "Biri öldü, geride şu şu malları ve şu şu akrabaları kaldı. Bunun mirasını nasıl taksim ederiz." Fakih, sorulan soruya cevap vermeye çalışırken Bayezîd, şöyle bağırdı:

-Ey üstad! Öldüğünde Allah'tan başka kimsesi kalmayan kimse hakkında ne buyurursun?

Orada bulunanlar birbirlerine hayret ve donuk nazarlarla bakarlarken Beyazîd, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"İnsanın gerçekten sahip olduğu hiçbir şeyi yoktur. Öldüğünde sadece Mevla'sı kalır. Tıpkı önceden olduğu gibi. Çünkü insan dünyaya gelmeden önce de yalnızdı. Bu alemde de yalnızdır, ama çoğu zaman yalnızlığının farkında olmaz. Kabre konulduğunda yalnızlığını anlar"

Fakih onun bu ince anlamlı sözleri karşısında ona sordu:

- Sen bu ilmi kimden, nerede ve nasıl aldın? Bayezîd şu karşılığı verdi:

- Bu ilim bana Hak vergisidir (vehbidir). Çünkü Allah Resûlü (s.a.) buyurur: "Bir kimse bildiğiyle amel ederse Allah O'na bilmediklerini öğretir."

Ekleme Tarihi: 22.11.2006 - 22:44
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Bayezıd-i Bestami Hazretleri çocukken birgün cami avlusunda oynuyordu. Oradan geçmekte olan Şakik-i Belhi kendisini görüp;

-"Bu çocuk büyüyünce zamanın en büyük velisi olacak." buyurdu.

Yine bir gün hadis alimlerinden bir zat onu görünce çok hoşuna gitti. Zeka ve anlayışını ölçmek için sordu:

-"Güzel çocuk, namaz kılmasını güzelce biliyor musun?" Bayezıd-i Bestami de ona;

-"Evet. Allah dilerse becerebiliyorum." cevabını verince;

-"Nasıl?" diye sordu. Bayezıd-i Bestami de;

-"Buyur ya Rabbi! diyerek emrini yerine getirmek üzere tekbir alıyor, Kuran-ı Kerim'i tane tane okuyor, tazim ile rükuya varıyor, tevazu ile secde ediyor, vedalaşarak selam veriyorum." deyince, o zat hayran kaldı:

-"Ey sevgili ve zeki çocuk! Sende bu fazilet ve derin anlayış varken, insanların gelip başını okşamalarına niçin izin veriyorsun?" diye sordu. Bayezıd-i Bestami de;

-"Onlar beni değil, Allahü Tealanın beni süslediği o güzelliği meshediyodar. Bana ait olmayan bir şeyi dokunmalarına nasıl mani olabilirim?" cevabını verdi.

Ekleme Tarihi: 22.11.2006 - 23:42
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
akarsu su an offline akarsu  

895 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.02.2006
En Son On: 22.04.2007 - 19:06
Cinsiyeti: Bayan 
Allah razi olsun abi
Selam ve dua ile...
gül
Ekleme Tarihi: 23.11.2006 - 09:52
Bu mesajı bildir   akarsu üyenin diğer mesajları akarsu`in Profili akarsu Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Akarsu kardeşim ALLAH c.c. sizden de Razı olsun İnşALLAH gül

Seyfeddîn-i Fârûkî hazretleri (kuddise sirruh) buyurdular ki:

Bekara sûresi 201. âyet-i kerîmesinde meâlen; (Kimi de; "Ey Rabbimiz! Bize dünyâda da iyi hâl ver, âhirette de iyi hâl ver ve bizi o ateş [Cehennem] azâbından koru" der.) buyuruldu.

İmâm-ı Fahreddîn-i Râzî bu âyet-i kerîmenin tefsîrinde buyurdu ki:

"Allahü teâlâya duâ edenler iki kısımdır: Birinci kısım, sâdece dünyâlık elde etmek için duâ ederler. İkinci kısım hem dünyâ, hem de âhiret için duâ ederler. Üçüncü bir kısım daha vardır ki, onlar sâdece âhiret için duâ ederler. Sâdece âhiret için duâ etmenin doğru olup olmadığı husûsunda âlimler ihtilâf ettiler. Âlimlerin ekserîsi, sırf böyle duâ etmenin doğru olmayacağını söylediler. Çünkü insan muhtâç ve zayıf bir varlıktır. Ne dünyânın elem ve acılarına, ne de âhiretin sıkıntı ve meşakkatlarına güçleri yetmez. En uygun olanı dünyâ ve âhiretteki kötülüklerden Allahü teâlâya sığınmak, her iki âlemde de iyi hâl üzere bulunmayı O'ndan istemektir."

Ekleme Tarihi: 23.11.2006 - 22:40
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Insanin yegane gorevi,omrun her aninda olume hazir olmak,onu ferah ve neseli bir sekilde karsilamaya calismak olmalidir....
(S.Muhammed Konyevi K.S.)


Manevi huzura ermek ve bu yolda ilerlemek için dört şey lazımdır.

Az yemek az uyumak halka az karışmak ve ALLAH-U TEALA yı çok zikretmek..

Akşemseddin Hz.leri



Habib-i Acemi (RA) Hz.leri çok ibadet eder, devamlı tefekkürde, fikirde, şükürde ve zikirde idi. Bazan bu halde iken kendinden geçerdi. Yanındakiler uyuyor zannederlerdi. Komşularından İsmail bin Zekeriyya diyor ki: Ben akşam olduğu zaman Habibin ağlamasını sabah uyandığımda da ağlamasını duyardım. Evine sordum bir sıkıntısı mı var diye. O hep ölümü düşünür. Sabah olunca akşama ulaşamam der, akşam olunca da sabaha ulaşamam der. Onun için ağlar dediler.


Bu mesaj 1 kez ve en son Havz-i Kevser tarafından 24.11.2006 - 20:28 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 24.11.2006 - 20:27
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Sa'düddîn-i Kaşgârî hazretleri buyurdu ki:

"Ey talebelerim! Biliniz ki, Allahü teâlâ bu kadar azamet ve büyüklüğü ile bizlere gâyet yakındır. Bu sözü anlayamazsanız da, böylece îtikâd edip inanmalısınız. Size lâzım olan odur ki, tenhâda ve açıkta edebi gözetiniz. Evinizde tek başınıza olduğunuz zaman dahî, ayağınızı uzatmayınız. Her ân Allahü teâlânın sizi gördüğünü biliniz ve ona göre hareketlerinizi düzenleyiniz. Kendinizi, zâhir ve bâtın edebi ile süsleyiniz. Görünüşteki zâhir edeb; Allahü teâlânın emirlerini yapmak, yasaklarından kaçınmak, dâimâ abdestli bulunmak, istigfâr eylemek, az söylemek, her işin inceliğini titizlikle yapmak, İslâm âlimlerinin eserlerini okumak gibi hususlardır. Bâtın edebi ise; yabancılarla düşüp kalkmamak, dünyâya bağlanmamak, Allahü teâlâyı unutturacak her türlü işten uzaklaşmaktır.

Ekleme Tarihi: 25.11.2006 - 22:43
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
dilaratuba su an offline dilaratuba  

934 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 27.08.2006
En Son On: 13.04.2009 - 18:15
Cinsiyeti: Bayan 
SON ÜÇ EKLEMENİZ ÇOK FAYDALI HEPİMİZİN YAPMASI GEREKEN ŞEYLER İNŞAALLAH YAPANLARDAN OLURUZ ALLAH RAZI OLSUN.
Ekleme Tarihi: 26.11.2006 - 10:28
Bu mesajı bildir   dilaratuba üyenin diğer mesajları dilaratuba`in Profili dilaratuba Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

ALLAH c.c. Sizden de Razı olsun İnşALLAH Dilaratuba kardeşim. Zikrettiğiniz gibi İnşALLAH yapanlardan oluruz.


Maruf-i Kerhi (RA) Tasavvufun tarifi

Maruf hazretlerine bir gün geldi bir kimse.
Dedi: (Bir sualim var, benim hazretinize.

Allah'ın sevgisine, nasıl olur kavuşmak?
Siz izah edersiniz en güzel bunu ancak.)

Hiç bir şey buyurmayıp o sual sahibine,
Götürdü padişahın kapısının önüne.

Gördüler ki, kapıda durur sadık birisi.
Sakattı hem de onun ayağının ikisi.

O kapıda, yılmadan, yıllarca duruyordu.
Oradan başka yere asla ayrılmıyordu.

Zira yoktu gidecek bir kapı ona göre.
O, bütün varlığıyle bağlanmıştı o yere.

Buyurdu ki: (Ey kişi, işte böyle olursan,
Allah'ın sevgisine kavuşursun o zaman.)

Yine o, tasavvufun yaptı şu tarifini:
(Allah'tan başkasından kesmektir ümidini.

Sırf Allah'a sığınır, güvenirse bir insan,
Onun yardımı ile, her işi olur asan.)

Biri dahi gelerek, sordu Maruf Kerhi'ye:
(Kalpten dünya sevgisi, ne yolla çıkar?) diye.

Buyurdu ki: (Kalbinde, bu dünyaya muhabbet,
Olmayan kimselerle, oturup eyle sohbet.

Öyle fayda olur ki onların sohbetinden,
Kolayca kurtulursun, dünya muhabbetinden.)

Biri dahi sordu ki: (Nasıl olsun ki halim,
Taş gibi katı iken, yumuşasın şu kalbim?)

Buyurdu ki: (Ölümü hiç çıkarma yadından.
Zira odur insanı gafletten uyandıran.)

Diclenin kenarında, bir gün oturuyordu.
O sırada ilerde, bir kayık peyda oldu.

İçinde bir kaç kişi, gelmişler bir araya,
İçki içip, taşkınca yaparlardı yaygara.

Yanında talebeler, üzüldüler bir hayli.
Dediler: (Ne iğrençtir şu kimselerin hali.

Beddua ediniz de, boğulsunlar şu suda.
Onların zararından, kurtulsun başkası da.)

Maruf-i Kerhi ise, onlara (Peki) deyip,
Şöyle dua eyledi çok merhamet eyleyip:

(Nasıl neşelilerse şu kullar ya ilahi!
Bozma neşelerini öldükten sonra dahi.)

Böyle dua edince, şaşırdı talebeler.
Hikmeti vardır deyip, sonunu beklediler.

Kayıktaki insanlar, Maruf hazretlerini,
Ta uzaktan görünce, kestiler seslerini.

Döktüler şarapları, hem kırdılar sazları.
Titremeye başladı hepsinin azaları.

Kıyıya yanaşınca, huzuruna geldiler.
Ellerini öperek, çok özür dilediler.

Dediler: (Tövbe ettik yaptığımız günaha.
Dua edin, bu işi yapmayalım bir daha.)

Ekleme Tarihi: 26.11.2006 - 17:00
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 

Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Kim mü-min bir kardeşinin ayıbını örterse, ALLAH-U TEALA Hz.leri onun bu işinden dolayı bir melek yaratır. Onun elinden tutar ve o melekle birlikde Cennete girer.

Maruf Kerh-i r.a.


Ekleme Tarihi: 26.11.2006 - 17:09
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

HAY , HAY! :Nimetullah Hoca (Allah razı olsun) Japonlar'a Evet kelimesinin Japoncası'nın ''Hay'' olduğunu,selamlarının da birbirine rükü etme şeklinde olduğunu hatırlatarak ''Ya hu siz Hay,Hay'' diyerek Rabbinizi zikrediyorsunuz geriye bir şahadetle secde kalıyor.dedi,Biz onu da tamamlarız şeklinde ekledi.Bir çok Japon bu şekilde Müslüman oldu. sevinçli

KABRİSTAN :Hz.Ali (ra)mezarlığa neden sık sık gittiğini soranlara şu cevabı vermiş:İki sebebi var.Anlattıklarıma itiraz etmiyor ve arkamdan gıybetimi yapmıyorlar.



TAKVA :Ebu Hureyre(ra)takvanın ne olduğunu soranlara 'Siz hiç dikenli yoldan geçtiniz mi?'dedi.Onlarda evet geçtik dediler.Bunun üzerine o halede oradan geçerken ne yaptınız diye sordu.Onlar 'Dikenlerden sakındık dediler.
İşte Takva da günah ve hatalardan sakınmaktır.cevabını verdi.


İKİSİNİ DE AFEYLE :Sahabilerden biri Hz Ebu Bekirin (ra)yanına gelip ona Çok günahkarım ,benim için dua edermisin demiş.Hz Ebu Bekir (ra)şu şekilde dua etmiş:Ya Rabbi, bir günahkar bir diğerinden dua istiyor,ikisinide affeyle.



HAKİKİ SULTAN :Sultan 2.Mustafanın hocası meşhur hattat hafız Osman'dır.Sultan Hattat Osman 'la birlikte hat çalışırken hocasına çok hürmet edermiş.Birgün yine hürmetle hocasının hokkasını tutarken yapılan hattın güzelliği karşısında içinde bir heyecan ve sevinç hissetmiş .Artık bir hafız Osman yetişmez!demiş.Büyük hattat hafız Osman şöyle karşılık vermiş:Efendimiz gibi hocasının hokkasını tutan padişahlar oldukça çok Hafız Osmanlar yetişir.
Ekleme Tarihi: 27.11.2006 - 12:33
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
.:Yakup023:. su an offline .:Yakup023:.  

555 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 25.08.2006
En Son On: 27.01.2007 - 22:44
Cinsiyeti: Erkek 


Es Selamun Aleyküm Ve Rahmetullah...

Dinimizde, nasîhatin önemi büyüktür.

Dinimizde, nasîhatin önemi büyüktür. Hadîs-i şerîfte (Din nasîhattir.) buyurulmuştur. Allahü teâlâ hadîs-i kudsîde buyuruyor ki:

(Ölümün geleceğini bildiği hâlde sevinen, hesâba çekileceğini bildiği hâlde mal biriktirme hırsı ile yanıp tutuşan, yalnız başına mezara gireceğini bildiği hâlde gülüp oynıyan, dünyanın yok olacağını bildiği hâlde dünyaya sımsıkı sarılan, âhıreti bildiği hâlde, dünya ile huzûr bulmaya çalışan kimselere şaşılır.)

(Dili ilim saçıp gönlü ilimden uzak olan, dışını yıkadığı hâlde gönlünü temizlemiyen, başkalarının kusûrlarını araştırıp kendi kusûrlarını görmiyen, âhırette hesâba çekileceğini bildiği hâlde gülüp eğlenenlere şaşılır.)

(İlim, amel ve ihlâsında her gün biraz daha ileri gitmiyen zarardadır. Böyle kimsenin ölmesi yaşamasından hayırlıdır. Bildiği ile amel edene bilmediğini öğretirim.)

(Ey insanoğlu, sizi namaz ile denedim, tembelsiniz. Dert ile denedim şikâyetçi olarak gördüm. Eğer keremim erişmezse rahmete kavuşamazsınız. Kanâat edin rahmet bulun! Hasedi terk edin, huzûra kavuşun! Gıybeti terk edin Allah sevgisi gâlip olsun!)

(Ey insanoğlu, sanki ebedî kalacakmış gibi dünyalık yığmaya çalışıyorsun. Her gün ömrün eksiliyor, farkında değilsin. Aza kanâat edip hamdetmiyorsun. Çok istiyorsun, ne kadar çok versem yine doymuyorsun. Benden sana her gün yeni rızıklar gelirken, senden bana çirkin ameller geliyor. Ne tuhaftır ki, verdiğim rızkı yerken bana isyân ediyorsun.)

(Tevbeyi unutup uzun amellere kapılmayın! Başkasını hayra teşvik edip kendinizi unutmayın! Herkesten vefâ beklerken vefâsız olmayın!)

(Gerçek mümin, Allaha ve Resûlüne inandıktan sonra, kötülük edene iyilik eden, gelmiyene giden, kendisine hakaret edene, ikrâm ve hürmet eden kimsedir.)

(Bana verdiğiniz sözde durun ki, ben de vadimi yerine getireyim. Cennete ancak sâlih amellerle gidilir. Cennet sabredenlerin yeridir. Âlimlerin sohbetine gitmekle rahmetimi isteyin! Çünkü benin rahmetim, bir ân âlimlerden ayrılmaz. Yoksullara merhamet etmekle benim rızâmı isteyin! Yoksula karşı büyüklenenler, kıyâmet günü karıncalar gibi ayak altlarında kalır. Yoksula iyilikte bulunanı dünya ve âhırette yükseltirim. Bir yoksulun bir kusûrunu açığa vuranın yetmiş kusûrunu açıklarım. Yoksulu hor gören, onun kalbini kıran, benimle savaşmış gibidir.)

(Nice zenginler vardır ki, servetleri onları azdırır. Nice sıhhatli insanlar vardır ki, onları sağlıkları azıtır. Nice âlimler vardır ki, onları ilimleri azdırır, nice câhiller vardır ki, cehâletleri onları ifsâd eder. Beli bükülmüş ihtiyârlar, benden korkan gençler ve memedeki yavrular olmasa, bir damla yağmur yağdırmaz, yerden bir çekirdek bitirmez, onlara devamlı azâb ederdim.)

(Bana olan ihtiyâcınız kadar bana itâat edin! Cehenneme dayanabileceğiniz kadar günah işleyin! Îmânınızı düzeltin! Dîninizi düzeltirseniz ölümünüz de güzel olur.)

(Ey insanoğlu, sabret, alçak gönüllü ol ki, seni yükselteyim. Af dile ki, seni affedeyim! Benden iste, sana vereyim. Sadaka ver, malını bereketlendireyim. Yakınların ile ilgilen, ömrünü bereketlendireyim. Benden sıhhat ve âfiyet iste ki seni sıhhatli kılayım.)

(Ölüm, bütün gizli işlerinizi açığa çıkarır, kıyâmet onları ortaya kor. İşlediğiniz günahın küçüklüğüne değil, onu kime karşı işlediğinize bakın! Rızkınızın azlığına veya çokluğuna değil, onu veren Rabbinize bakın! Benim mekr-i gazabımdan emin olmayın! Hangi işiniz için kızacağımı bilemezsiniz. Ben sizin görünüşlerinize, servetlerinize değil, kalbinizdeki niyyetlerinize ve buna uygun olan amellerinize bakarım.)..



ALLAH razı olsun abi bunları ben sadece okuyup geçiyordum fakat başka sitelerede yazarak daha güzel anlıyorum Kalbine aşık olan kardeşin gül

bu hafta gelemedim Hakkını helal eyle

Es selamü aleyküm
Ekleme Tarihi: 27.11.2006 - 16:31
Bu mesajı bildir   .:Yakup023:. üyenin diğer mesajları .:Yakup023:.`in Profili .:Yakup023:. Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamun Aleyküm Ve Rahmetullah...

Yitik Sevdam kardeşim bu güzel nasihatleri her vakit hatırlamak gerekir. Hatırlatma görevide senin olsun İnşALLAH. sevinçli


AHMED RIFÂÎ HZ.lerine Sâlih müslüman ve iyi bir kul nasıl olmalıdır? diye sorulunca, şöyle cevap verdi:

"Sâlih müslümanlar, Allahü teâlânın hükmüne boyun eğerler, gelen şiddet ve belâlara sabrederler, aza kanâat ederler. Allahü teâlâdan başkasından korkmazlar ve kimseden bir şey beklemezler. Ancak Allahü teâlâdan isterler. İnsana, yüksek makamları veren, aşağı düşüren azîz ve zelîl edenin Allahü teâlâ olduğunu bilirler. Sâlih müslümanlar, Peygamber efendimizin sünnet-i şerîflerine tam uyarlar. Onların korkusu, son nefes içindir. Onlar, az konuşurlar. Öfkelerini tutarlar, şehvetlerini yenerler. Nefslerinin arzularını yapmazlar. Allahü teâlâyı unutturacak bütün engelleri ortadan kaldırarak, hep O'nunla berâber olmaya bakarlar. Böylece nefslerini alçaltıp, ruhlarını yükseltirler.

Nefse, Allahü teâlânın kazâ ve kaderine rızâ göstermek kadar zor gelen bir şey yoktur. Çünkü, kadere râzı olmak, Allahü teâlânın hükmüne boyun eğmek, nefsin isteklerine zıttır. Nefs bunları istemez. Saâdete kavuşmak, nefsin rızâsını terk edip, Allahü teâlânın rızâsına koşmakla mümkündür. Saâdete kavuşanlara müjdeler olsun."


Ve Altın değerinde bir nasihat

Ey oğlum! Kalbinde ufak bir leke görürsen, oruç tut. Gitmezse, az konuşmaya bak. Gitmezse, günahlardan şiddetle kaç. Yine gitmezse, her hali iyi bilen Allahü tealaya yalvarmaya, sızlanmaya başla.
Ahmed er-Rufai Hazretleri


Ekleme Tarihi: 28.11.2006 - 17:57
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
dilaratuba su an offline dilaratuba  
RE:

934 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 27.08.2006
En Son On: 13.04.2009 - 18:15
Cinsiyeti: Bayan 
Alıntı
Orijınalı Havz-i Kevser

Es Selamun Aleyküm Ve Rahmetullah...

Yitik Sevdam kardeşim bu güzel nasihatleri her vakit hatırlamak gerekir. Hatırlatma görevide senin olsun İnşALLAH. sevinçli


AHMED RIFÂÎ HZ.lerine Sâlih müslüman ve iyi bir kul nasıl olmalıdır? diye sorulunca, şöyle cevap verdi:

"Sâlih müslümanlar, Allahü teâlânın hükmüne boyun eğerler, gelen şiddet ve belâlara sabrederler, aza kanâat ederler. Allahü teâlâdan başkasından korkmazlar ve kimseden bir şey beklemezler. Ancak Allahü teâlâdan isterler. İnsana, yüksek makamları veren, aşağı düşüren azîz ve zelîl edenin Allahü teâlâ olduğunu bilirler. Sâlih müslümanlar, Peygamber efendimizin sünnet-i şerîflerine tam uyarlar. Onların korkusu, son nefes içindir. Onlar, az konuşurlar. Öfkelerini tutarlar, şehvetlerini yenerler. Nefslerinin arzularını yapmazlar. Allahü teâlâyı unutturacak bütün engelleri ortadan kaldırarak, hep O'nunla berâber olmaya bakarlar. Böylece nefslerini alçaltıp, ruhlarını yükseltirler.

Nefse, Allahü teâlânın kazâ ve kaderine rızâ göstermek kadar zor gelen bir şey yoktur. Çünkü, kadere râzı olmak, Allahü teâlânın hükmüne boyun eğmek, nefsin isteklerine zıttır. Nefs bunları istemez. Saâdete kavuşmak, nefsin rızâsını terk edip, Allahü teâlânın rızâsına koşmakla mümkündür. Saâdete kavuşanlara müjdeler olsun."


Ve Altın değerinde bir nasihat

Ey oğlum! Kalbinde ufak bir leke görürsen, oruç tut. Gitmezse, az konuşmaya bak. Gitmezse, günahlardan şiddetle kaç. Yine gitmezse, her hali iyi bilen Allahü tealaya yalvarmaya, sızlanmaya başla.
Ahmed er-Rufai Hazretleri




GERÇEKTEN ÇOK GÜZEL FAYDALI BİR NASİHAT ALLAH UYANLARDAN EYLER İNŞAALLAH.
Ekleme Tarihi: 29.11.2006 - 10:45
Bu mesajı bildir   dilaratuba üyenin diğer mesajları dilaratuba`in Profili dilaratuba Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamun Aleyküm Ve Rahmetullah...

İnşALLAH Dİlara Tuba kardeşim


İmam-ı Rabbani Hazretlerinden inciler

Zâhirinizi islâmiyetin zâhiri ile, bâtınınızı da, islâmiyetin bâtını ile yâni hakîkat ile süsleyiniz! Çünkü, hakîkat ve tarîkat, islâmiyetin hakîkatindendirler. Tarîkat ise, o hakîkatin kendisidir. Yanlış anlamamalı! İslâmiyeti başka, tarîkatı ve hakîkatı başka sanmamalıdır. Böyle söylemek ilhâd ve zındıklıktır.


Mürşid-i kâmil demek, Hakk ı Hakk, bâtılı bâtıl bilen zat demektir. Onlara kavuşanın ve hatta onların sâdık bendelerine, talebelerine kavuşanın en büyük kârı, Hakk ı Hakk, batıl ı batıl bilir. Bu ise, erişilmesi en zor noktadır. Dünyada en zor şey, doğruyu bulmaktır.


Bu mesaj 1 kez ve en son Havz-i Kevser tarafından 04.12.2006 - 19:58 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 04.12.2006 - 19:57
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:

Niyet kalb ile olur. Ağız ile niyet etmek bidattir. Buna, bidate hasene diyenler olmuşsa da, bu bidat, yalnız sünneti yok etmekle kalmıyor; farzı da yok ediyor. Çünkü, çok kimse, yalnız ağız ile niyet ederek, kalb ile niyet etmiyor. Böylece, namazın farzlarından biri olan kalb ile niyet yapılmıyor. Niyetsiz namaz kabul olmaz. Hiçbir bidati, hasene olarak bilmiyor ve hiçbir bidatte güzellik görmüyorum.

İbni Abidin hazretleri de buyuruyor ki:

Namaza başlarken niyet etmek farzdır. Niyet yalnız kalb ile olur. Yalnız ağız ile söylemek bidattir. Kalb ile niyet edenin, şüpheden, vesveseden kurtulmak için, söz ile de niyet etmesi caiz olur.

Ağız ile de niyet etmeye sünnet, müstehab veya bidat diyen âlimler olmuştur. Sünnet veya bidat denilen bir şeyi yapmamak gerekir. (Berika, Hadika, İbni Abidin)


Ağız ile niyet etmek, Şafii de sünnettir.


Bu mesaj 1 kez ve en son Havz-i Kevser tarafından 05.12.2006 - 16:39 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 05.12.2006 - 16:36
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 

Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Câfer-i Sâdık hazretleri buyurdular ki:

"Bir kimse, kusûr, günah işlediği zaman utanmıyorsa, yaşlandığı zaman pişmanlık duyup kötü işlerinden vazgeçmezse ve tenhâ bir yerde olduğu zaman Allahü teâlâdan korkmazsa, onda hayır yoktur."

"Günâhlara tövbe etmeyi geciktirmek, Allahü teâlâya karşı mağrûr olmak, kibirli olmaktır."

"Uzun emel sâhibi olmak ve her şeyi sonraya bırakmak, perişanlık ve düşüncesizliktir."

"Allahü teâlânın yarattığı işlere karışmak, felâketine sebeb olur. Meselâ, Allah bana mal verseydi, hacca giderdim. Sıhhat verseydi ibâdet ederdim... gibi sözler söylemek, kişinin helâkidir."


Ekleme Tarihi: 06.12.2006 - 17:17
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

ALLAH c.c. a Abd ve Hizmetkar olana herşey hizmetkar olur. Bu da, herşey ALLAH c.c. ın mülk ve malı olduğuna iman ve iz'an ile olur.

Bediüzzaman Said Nursi (r.a.)



Cenab-ı Hak kı bulan neyi kaybeder?
ve
O'nu kaybeden neyi kazanır?
Yani O'nu bulan herşeyi bulur,
O'nu bulmayan hiçbirşey bulamaz
bulsa da başına bela olur.

Bediüzzaman Said Nursi (r.a.)

Ekleme Tarihi: 07.12.2006 - 19:58
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Nakşi yolunun büyüklerinden Abdulhâlık Gücdevanî [k.s] [vefat: hicri 617, miladi 1220] gül gençlik yıllarında hocası Şeyh Sadreddin Efendi den tefsir dersi alıyordu. Şu ayete geldiler:


"Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin. O haddi aşanları sevmez" Hocası ayetin tefsirini bitirince, Abdulhâlık Gücdüvanî, hocasına şunu sordu:

"Efendim! Bu ayette bahsedilen gizli dua ve zikir nasıl yapılır. Eğer insan zikir ve duayı açıkça yapsa insanlar görür ve işitir. Bunda gösteriş tehlikesi var. Eğer bu zikri kendi içinden yapacak olsa onu da şeytan fark eder. Çünkü hadis-i şerifte: "Kan damarları içinde kanın dolaşması gibi, şeytan da insanın içinde dolaşır." Buyruluyor. İnsanlara ve şeytana fark ettirmeden Yüce Allah gizlice nasıl zikredilir?" Hocası soruyu hayranlıkla karşıladı ve:

"Evladım! Bu ledünni, ilahi bir ilimdir. Allahu Teala dilerse seni dostlarından birisi ile buluşturur, o sana bu gizli zikri öğretir." Dedi. Abdulhalik Gücdüvanî [k.s] o dostu beklemeye başladı. Nihayet Allahu Teala kendisini önce Hz Hızır [a.s] ile ve daha sonra büyük arif Yusuf Hemadanî Hz.leri ile buluşturdu. Hz. Hızır [a.s] kendisine gizli yolla nefy u isbat [La ilahe illallah] zikrini öğretti. Hz. Yusuf Hemadânî [k.s] ise onun manevi terbiyesi ile meşgul oldu. Sonuçta onu insanları irşatla mezun etti.

Meşhur Hoca Ahmed Yesevî [k.s] de Yusuf Hemadanî nin halifesi ve Abdulhalık Gücdevanî nin yol arkadaşıdır. Bu iki büyük veli aynı kaynaktan terbiye almışlardır. Tarihte ve günümüzde Türklerin ekseriyeti bu iki koldan gelen manevi feyiz ve terbiye ile tanışmıştır.


Bu mesaj 1 kez ve en son Havz-i Kevser tarafından 08.12.2006 - 14:57 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 08.12.2006 - 14:54
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

İmam-ı Rabbani Hazretlerinden inciler

Bu büyüklerin yolu Eshâb-ı kirâmın yoludur. Hayr-ül-beşerin sohbetinde [ve mübârek nazarları karşısında] bir kere bulunmakla, Eshâb-ı kirâmdan herbiri, öyle bir dereceye yükselirdi ki, onlardan sonra gelen Evliyânın en büyüklerinden pek azı, en son olarak, bu dereceye yükselebilmişlerdir. Bundan dolayı, Uhud gazvesinde Hz. Hamzanın şehit olmasına sebep olan Vahşî îman edip, bir kere Peygamberin huzurunda bulunduğu için, Tâbiînin en üstünü olan Veysel Karânîden eftal olmuştur. [Bunun için, Vahşîye dil uzatmamalıdır. Şarap içip, had olarak sopa vuruldu sözü doğru değildir.] Büyük islâm âlimi Abdüllah ibni Mübâreke, (Muaviye ile Ömer bin Abdülazîzden hangisi eftaldir?) diye soruldukta, (Resûlullahın yanında giderken Muaviyenin bindiği atın burnuna giren toz, Ömer bin Abdülazîzden yüzlerce daha kıymetlidir) buyurdu. [Eshâb-ı kirâm onlardır ki, Allahü teâlâ onları Habîbinin meclisine, sohbetine lâyık olarak halk etmiştir.]

Büyüklerimiz, Eshâb-ı kirâmın yolunda yürüdüklerinden, başkalarının, en sonda vardıkları derecelere, daha başlangıçta ermişlerdir. Bu yolun sonunun nasıl olacağını, bundan anlamalıdır. Bu büyüklerin, nihâyette eriştikleri dereceleri kim anlıyabilir. Fârisî iki beyt tercümesi:

Dil uzatırsa, bunlara, eğer bir câhil,

Allah korusun! Ağza almam sözlerini,

Cihân arslanları, bu zincire bağlıdır,

Kurnaz tilki, nasıl koparır bu zinciri?

Allahü teâlâ bizleri ve sizleri, bu büyükleri sevmekle şereflendirsin! Âmîn.

müjdeci mektublar-58

Elini harama uzatan, ateşe elini uzatır. Ayağıyla harama giden, ateşe gider. Haramı yiyen ateşi yer. Harama bakan ateşe bakar, ateş onu yakar
Ekleme Tarihi: 09.12.2006 - 18:34
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Selef-i sâlihinin, ashâb-ı kiramın, velîlerin hayat hikâyelerini okumak da iyi huylu olmaya sebep olur.


Kendinde kötü huy bulunan kimse, buna yakalanmanın sebebini araştırmalı, bu sebebi yok etmeye, bunun zıddını yapmaya çalışmalıdır.

Kötü huydan kurtulmak, bunun zıddını yapmak için çok uğraşmak lâzımdır. Çünkü insanın alıştığı şeyden kurtulması zordur. Bu da ancak Allah Teâlâ nın rızâsını ve sevgisini her şeye tercih etmek, O nu her şeyden önde tutmak, O nun yasak ettiği ve gazabına sebep olan şeylerden sakınmakla olur. Kalplerin sıhhati ve hayat sahibi olması ancak bununla mümkün olur. Bunlar ise sadece Resûlul-lah Efendimiz [s.a.v] ve onun vârisi, vekili olan mürşid-i kâmillerin vasıtasıyla elde edilir.

İyi huylu olmak ve iyi ahlâkını muhafaza edebilmek için, sâlih kimselerle, iyi huylularla arkadaşlık etmelidir, insanın ahlâkı, arkadaşının huyu gibi olur. Ahlâk, hastalık gibi bulaşıcıdır. Kötü huylu ile arkadaşlık etmemelidir. Büyüklerden Hamdûn el-Kassâr [k.s], "Kimde iyi bir haslet görürsen, sakın ondan ayrılma ki o iyilikten sana da bulaşsın" demiştir. [Sülemî, Tabakatü&#8216;s-Sûfiyye, s. 128; İbnül-Mülakkın, Tabakatül-Evliyâ, s. 359.]

Kötü huylu kimselerle sohbet edip arkadaşlıkta bulunanlara, onların kötü sıfatları sirayet eder. İyi kimselerle sohbet eden kimselere de o kâmil kimselerin kemalleri sirayet eder.

Şeyh Sadî-i Şîrâzî hazretleri bir beytinde der ki:

Bir gün hamama gittiğimde hoş kokulu birçamur gördüm.
Dostumun elinden elime ulaştı.
Ona dedim ki: Misk mi amber misin?
Ki gönülleri yakan kokundan mest oldum.
Cevap olarak dedi ki: Ben naçiz bir çamurum.
Lâkin bir müddet gül ile beraber bulundum.
Onunla oturmam bende bu kemal eseri bıraktı.
Eğer böyle olmazsa ben bildiğiniz gibi bir çamurum.
Ancak azizlerin saçlarında ve sakallarında yer buldum, aziz oldum.
Aslında hor ve bayağı bir toprağım." [Muhammed Diyâüddin, Mektûbât, 14. Mektup; Şah-ı Hazne, Mektûbât, 12. Mektup; Eşref-i Rûmî, Müzekkin-Nüfus, s. 449.]


Yine bu büyük zat şöyle demiştir: "Halkın, Kabe örtüsünü öptüğünü görüyorsun. O, ipek böceğinin kozasından yapıldığı için şöhret bulmadı. Birkaç gün bir mukaddesle bir arada bulundu da onun için aziz oldu." Yani birkaç gün o örtü Kabe duvarına asıldı.

Faydasız şeylerden, oyunlardan, zararlı şakalaşmaktan ve münakaşa etmekten uzak durmalıdır. İlim öğrenmeye ve faydalı işler yapmaya ve iyi insanlarla birlikte olmaya çalışmalıdır. Ahlâkı bozan, şehveti harekete getiren radyo ve televizyon programlarından da sakınmalıdır.




Bu mesaj 1 kez ve en son Havz-i Kevser tarafından 11.12.2006 - 16:08 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 11.12.2006 - 16:06
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 

Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Ey oğul, bağı çöz; özgür ol! Ne zamana kadar altın ve gümüşün esiri olacaksın?

Merhamete nâil olmak istersen, zayıflara merhamet et!

İçinde pusu kurmuş olan nefis, kibir ve kin bakımından bütün insanlardan beterdir

Sözün faydası yoksa söyleme!

Söz söylemek için önce dinlemek gerekir

İnsanların savaşı, çocukların kavgasına benzer; hepsi de anlamsız ve saçmadır.

Hz.Mevlana Celaleddin-i Rumi Kuddise Sirruh


Ekleme Tarihi: 12.12.2006 - 13:36
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Bâyezîd-i Bistâmî hazretleri buyurdular ki: "Dînin hükümlerini yerine getirmekte, sünnet-i seniyyeye uymakta ve edebe riâyette zayıf birisine, nasıl olur da kerâmet sâhibi denilir. Böyle bir kimsenin, Allahü teâlânın evliyâsından olması mümkün değildir."

"Bulunduğunuz şu derecelere nasıl kavuştunuz?" diye kendisine sordular. Cevâbında buyurdu ki: "Her yerde Allahü teâlânın gördüğünü ve bildiğini düşünüp, edebe riâyet etmekle" buyurdu.

Bir gün hazret-i Bâyezîd'e; "Peygamberler hakkında ne buyurursunuz?" diye sordular. Cevâbında buyurdu ki: "Biz onlar hakkında bir şey söyleyemeyiz ve onları anlayamayız. Hallerini anlamaktan âciziz. Onlar, bizim anlıyabildiğimizden çok daha yüksekdirler. Diğer insanlar, büyük velîleri ne kadar anlıyabilirse, velîler de peygamberleri ancak o kadar tanıyabilirler."

Bâyezîd-i Bistâmî hazretleri, yanında bulunanlara; "Allahü teâlâ, kendilerinden râzı olduğu kimseleri Cennet'ine koyuyor değil mi?" diye sordu. Onlar; "Evet efendim, öyledir." diye cevap verdiler. Bunun üzerine; "Bir kimse, Allahü teâlânın rızâsına kavuştuktan sonra, bir anlık duyduğu zevk ve saâdet, Cennet'teki bin köşkten daha fazladır" buyurdular.

Bâyezîd-i Bistâmî bir defâsında bir imâmın arkasında namaz kıldı. Namazdan sonra, o imâm, Hazret-i Bâyezîd'e; "Siz bir yerde çalışıp para kazanmıyorsunuz. Başkalarından da bir şey istemiyorsunuz. O halde siz, nafakanızı nereden temin ediyorsunuz?" dedi. Hazret-i Bâyezîd bunu duyunca; "Ben hemen namazımı iâde edeyim. Zîrâ rızıkları kimin verdiğini bilmeyen birinin arkasında namaz kılmışım, bu ise câiz değildir" buyurdu.

Ekleme Tarihi: 13.12.2006 - 23:20
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Sultan Mahmûd Gaznevî, Ebü'l-Hasan-ı Harkânî hazretlerine; "Bâyezîd-i Bistâmî nasıl bir zât idi?" diye sordu. Ebü'l-Hasan-ı Harkânî: "Bâyezîd, öyle kâmil bir velî idi ki, onu görenler hidâyete kavuşurdu. Allahü teâlânın râzı olduğu kimselerden olurdu." diye cevap verdi. Sultan Mahmûd Han bu cevâbı beğenmedi ve; "Ebû Cehl, Ebû Leheb gibi kimseler, Fahr-i kâinâtı, Server-i âlemi (Peygamber efendimizi "sallallahü aleyhi ve sellem" ) nice kere gördüler. Fakat hidâyete gelmediler. Hâl böyle olunca, Bâyezîd'i görenlerin hidâyete geldiklerini nasıl söylüyorsun?" dedi. O, Resûlullah efendimizden daha yüksek mi ki, iki cihânın efendisini, üstünlerin üstünü olan Allahü teâlânın sevgili Peygamberini gören, küfürden kurtulamadı da, Bâyezîd'i görenler mi kurtulur demek istedi. Ebü'l-Hasan hazretleri; "Ebû Cehl ve Ebû Leheb gibi ahmaklar, Allahü teâlânın sevgili Peygamberini, insanların en üstünü olan hazret-i Muhammed olarak görmediler. Ebû Tâlib'in yetimi, Abdullah'ın oğlu olarak gördüler. O gözle baktılar. Eğer, Ebû Bekr-i Sıddîk gibi bakarak, Resûlullah olarak görselerdi, eşkıyâlıktan, küfürden kurtulur, onun gibi kemâle gelirlerdi." buyurdu.

Sultan Mahmûd Han bu cevâbı çok beğendi. Din büyüklerine olan sevgisi arttı. Sultan Mahmûd; "Bana nasîhat ediniz." deyince Ebü'l-Hasan-ı Harkânî hazretleri; "Şu dört şeye dikkat et: Günahlardan sakın, namazını cemâatle kıl, cömert ol, Allahü teâlânın yarattıklarına şefkat göster." buyurdu.

Sultan Mahmûd Han giderken, Ebü'l-Hasan hazretleri ayağa kalktı. Bunun üzerine Sultan Mahmûd Han; "Geldiğim zaman hiç iltifat etmemiştin, fakat şimdi ayağa kalkıyorsun. O hâl niye idi? Bu ikrâm nedir?" diye sordu. Ebü'l-Hasan-ı Harkânî hazretleri; "Buraya pâdişâhlık gururu ile beni imtihan için geldin. Şimdi ise dervişlik hâliyle gidiyorsun ve dervişlik devletinin güneşi üzerinde ışıldamaya başladı. Önce gurur içinde olduğundan dolayı ayağa kalkmadım. Fakat şimdi derviş olduğun için ayağa kalkıyorum." dedi.



Bu mesaj 2 kez ve en son Havz-i Kevser tarafından 14.12.2006 - 17:31 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 14.12.2006 - 17:29
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

İmâm-ı Ahmed Rabbânînin "kaddesallahü teâlâ sirrehül azîz" gül mubârek kalemlerinin dilinden ve dil kalemlerinden çıkan sözlerinden de, birkaç tâne yazalım:


Buyurdu: Evliyâ-ullahı "rahmetullahi teâlâ aleyhim ecmaîn" başkalarının tanımasından örten perde, insanlık sıfatlarıdır. Diğer insanların muhtâc olduklarına bunlar da muhtâcdır. Evliyâlık, bu ihtiyâcı bunlardan kaldırmaz.

Buyurdu: Allahü teâlâ, Evliyâ kullarını öyle saklamışdır ki, kendi zâhirleri bile kalblerindeki kemâlâtdan habersizdir. Nerde kaldı ki, başkaları onların hâlini bilsin.

Buyurdu: Yâ Rabbî! Bu nasıl işdir ki, kendin için Evliyâ yapdın. Onların bâtınları, (yanî kalbleri) âb-ı hayâtdır. Bir katre tadan, ebedî hayâtı bulmuş, seâdet-i ebediyyeye kavuşmuş olur. Zâhirleri, yanî dış görünüşleri ise, öldürücü zehrdir. Yalnız zâhirlerine bakan, ebedî ölüme duçâr olmuşdur.

Buyurdu: İnsanın yaratılmasından maksad, kulluk vazîfelerini yerine getirmekdir. Vilâyet makâmlarının sonu, abdiyyet (kulluk) makâmıdır. Bunun üstünde makâm yokdur.

Buyurdu: Binlerce kimseden bir dânesini ihlâs devleti ve rızâ makâmı ile şereflendirirler. Maksad olan ihlâs ve rızâ, bu fakîre, bu yolda tâm on sene sonra verildi. Bunların özü, hakîkati, Peygamber efendimizin "sallallahü aleyhi ve sellem" sadakası olarak, temâmen açıklandı. Bunun için, Allahü teâlâya hamdü senâlar olsun!

Buyurdu: Bu büyüklerin "rahmetullahi teâlâ aleyhim ecmaîn" yolu çok kıymetli, pek azîzdir. Sünnete uymak esâsı üzerine kurulmuşdur. Şimdi Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" sünnetlerinden bir sünneti ihyâ etmekden (diriltmekden) başka bir arzûm yokdur. Hâller, mevâcid ve zevkler, isteyenlerin olsun. Kalbi, büyüklerin nisbeti [yoluna girmek] ile mamûr etmeli, zâhiri temâmen ahkâm-ı islâmiyye ile süslemelidir. [Ahkâm-ı islâmiyye, emrler ve yasaklar demekdir.]


Bu mesaj 1 kez ve en son Havz-i Kevser tarafından 15.12.2006 - 13:53 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 15.12.2006 - 13:52
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Sakın yaptığın işlerde ve bulduğun manevi halde kendi gücünü görmeyesin. Bu hal kişiyi azdırır ve YARATAN ın rahmet nazarından uzak kılar. Sakın sözünü dinletme ve kabul ettirme hevesine de kapılmayasın. Önce temeli at sonra üzerine binayı çık. Kalbini derin kaz ki oradan hikmet pınarları fışkırsın, sonra ihlas ve iyi işlerle o binayı yükselt. Bu işlerden sonra halkı o köşke davet et.


Başkasında bulunan bir hatayı defetmek istersen nefsinle yapma, imanınla yap. Kötülükleri ancak İMAN yıkar. Bu durumda RABB in sana işlerinde yardımcı olur. O kötülüğü yok etmek için arkadaş olur, O kötülüğü ezer ortadan kaldırır. Eğer bir kötülüğü nefsin için, halkın seni tanıması için ortadan kaldırmaya niyet edersen rezil olursun. Her işte HAKK ın rızası aranmalıdır.

ABDÜLKADİR-İ GEYLÂNİ HAZRETLERİ (k.s.a) gül


Bu mesaj 1 kez ve en son Havz-i Kevser tarafından 16.12.2006 - 22:10 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 16.12.2006 - 22:09
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Gel, gel, daha yakın gel, bu yol vuruculuk ne zamana kadar sürüp gidecek? Madem ki sen, bensin, ben de senim. Artık bu senlik ve benlik nedir? Biz Hakk ın nuruyuz, Hakk ın aynasıyız. Şu halde kendi kendimizle, birbirimizle ne diye çekişip duruyoruz? Bir aydınlık bir aydınlıktan neden böyle kaçıyor? Biz hepimiz, bütün insanlar, tek bir vücud halinde olgun bir insanın varlığında toplanmış gibiyiz. Fakat neden böyle şaşıyız? Aynı vücudun birer uzvu olduğumuz halde neden zenginler, yoksulları böyle hor görürler? Aynı vücutta bulunan sağ el, ne diye sol elini hor görür? Her ikisi de madem senin elindir, aynı tende uğurlu ne demek, uğursuz.


Hz.Mevlana Kuddise Sirruh gül


Bu mesaj 1 kez ve en son Havz-i Kevser tarafından 17.12.2006 - 15:46 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 17.12.2006 - 15:45
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

İmâm-ı Rabbânî hazretleri (rahmetullahi aleyh)

87. mektûbda buyurdular ki;

Bu mektûb, Pehlivân Mahmûda yazılmışdır. Allahü teâlânın sevdikleri tarafından bir kimsenin kabûl olunmasının büyük seâdet olduğu bildirilmekdedir:

Allahü teâlâ, size selâmet versin ve islâmiyyetin doğru caddesinde bulundursun "alâ sâhibihessalâtü vesselâmü vettehıyye"

Kıymetli arkadaşlarımıza birinci müjdem, meyân şeyh Müzemmilin oraya gelmesini bildirmekdir. Onun sohbetinin kıymetini ve fâidelerini nasıl anlatayım? Allahü teâlânın sevdiklerinin, bir kimseyi kabûl etmesi, ne büyük seâdetdir. Hele onu severler ve yanlarına çekerlerse, dünyâ ve âhıret seâdetine kavuşmuş olur. O büyüklerin yanında bulunanlar, kötülüklerden temizlenir. Sözün kısası, onun sohbetini büyük nimet biliniz. Sohbetin edeblerini titizlikle gözetiniz ki, fâidelenebilesiniz. Dahâ ne yazayım? Evveliniz ve sonunuz selâmet olsun!



Bu mesaj 1 kez ve en son Havz-i Kevser tarafından 18.12.2006 - 19:43 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 18.12.2006 - 19:42
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
duadas su an offline duadas  

47 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 28.11.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:52
Cinsiyeti: Erkek 
Hamd övme övülme alemlerin rabbi olan ALLAH'a mahsustur.
O'nun habibine,ahmedine,muhammedine,resulüne salat ve selam olsun.
ALLAH'ın selamı bütün inananların üzerine olsun.

Degerli kardesim Havz-i Kevser Tasavvufla ilgi yazılarınızı dikkatle okuyorum.ALLAH razıolsun sizden baya bilgilendim.Lütfen devam ediniz. imamı rabbani hazretlerinin mektubat kitabını bende okuyorum.Cok degerli kitaptır.Aslında size yazmak istedigim sudur.islam alimleri her zaman taslanmıstır hic bir zaman alkıslanmamıstır.Yazılarından dolayı seni kırarlarsa hic üzülme sana atılan bir gül kabul ediniz...
ALLAH'a emanet olunuz...
Ekleme Tarihi: 18.12.2006 - 20:14
Bu mesajı bildir   duadas üyenin diğer mesajları duadas`in Profili duadas Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

duadas kardeşim Öncelikle hoş ve hayırla gelmişsiniz İnşALLAH gül ALLAH c.c. sizden razı olsun...


Güzel kardeşim İslam Tarihinde malesef söylediğiniz tarzda çok olay vukuu bulmuştur. Biz o mübareklerin altından çıkan toza muhtaçken o zamanın Ehl-i cahil insanları taşları hakaretleri hatta ölümü reva görmüşlerdir. Biz hiçbir kardeşimize kırılmayız Elhamdülillah. Zaten ALLAH c.c. hepsinden razı olsun bizim gibi acz ve bedbaht bir kardeşlerini bağırlarına bastılar. Güzel kardeşim yolumuzu İnşALLAH-U TEALA ALLAH c.c.a yöneltme gayretindeyiz. Nefs ve şeytana rağmen bunu başarma gayreti içerisindeyiz.

Bir haslet var ki eğer siz yolunuzu dünyanın geçici zevklerine yöneltmez iseniz sadece ve sadece ALLAH c.c. a samimiyetle yönelir iseniz insanlarda sizi bağırlarına basarlar kardeş kabul ederler. Biz dünyayı kendimize zindan etmek için uğraşmıyoruz uğraşmamaya çalışıyoruz. DÜnya fani ALLAH c.c.bakidir Elhamdülillah.

Şevkat hoşgörüyü tevazuyu ve edebi kendimize düstur edinmeye çalışıyoruz bakınız Üstad Bediüzzaman Said Nursi (r.a.) Şevkatle ilgili ne diyor:

"Rahmet-i İlâhiyenin en lâtîf, en güzel, en hoş, en şirin cilvelerinden olan şefkat, bir iksir-i nuranîdir, aşktan çok keskindir. Çabuk Cenâb-ı Hakka vusule vesile olur. Nasıl aşk-ı mecazî ve aşk-ı dünyevî, pek çok müşkülâtla aşk-ı hakikîye inkılâp eder, Cenâb-ı Hakkı bulur. Öyle de, şefkat, fakat müşkülâtsız, daha kısa, daha safî bir tarzda, kalbi Cenâb-ı Hakka rapteder."

Gül meselesinde Estağfirullah güzel kardeşim biz öyle bir ruhaniyet içerisinde değiliz ki Hallac-ı Mansur k.s. gibi bize atılan gül bizi acıtsın. Lakin HAK'dan gelen gelen herşey güzeldir. Musibetlerde güzelliklerde.

ALLAH c.c. tekrar razı olsun ALLAH c.c. nasip ettiği sürece devam edicez İnşALLAH.
Ekleme Tarihi: 18.12.2006 - 20:28
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Allahü teâlâya karşı edeb, onun emirlerini ihlâs ile yerine getirmek, O'ndan korkmak, çekinmek. Bir belâ ve sıkıntı sırasında insanlara rıfk, güzel muâmele, genişlik zamânında hilm, yumuşaklık ile, nefsin yoksulluğa düşmekten çekindiği zamanlarda cömertlik ve kerem ile davranmak, gücü yettiği zaman affetmek, insanlara merhamet ve şefkat göstermek, fazîletli olmak, gelmeyene gitmek, kötülük yapana iyilik yapmak ve bütün müslümanlara hürmet etmektir. Çünkü müslümanlardan herbiri mutlaka Allahü teâlânın bir lütfuna mazhardır, onun duâsı insanı Allahü teâlânın rahmetine kavuşturur.

Ekleme Tarihi: 20.12.2006 - 15:40
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Nerede öleceğini, ne vakit ruhunu vereceğini bilemezsin. Onun için Rab bine her hâlinde hüsnü zan et. Sui zan etme.Tâ ki Rab bine hüsnü zan ile kavuşasın

Allah'ın Rahmeti gazabına galiptir. Günahkârlara da kulum diye şeref bahşetmesi ne büyük lütf-u İlâhidir. (Kul) kelimesi Hak namına kelâm eden, konuşan demektir.

Gizli, aşikâr, tenhada, kalabalıkta Allah'ın zikrine devam et. Allah, siz beni anın ben de sizi anayım der.

Allah'ı çok zikreden erkeklerle, Allah'ı çok zikreden kadınlara pek büyük mükâfatlar hazırlanmıştır, buyrulur.

Zikir, dil ile olduğu gibi kalb ile de olur. Hatta bütün azalarla olur. Zikir, zikrettiği Zât dan başkasını tamamen unutmaktadır.

Zikir çok büyük bîr ihsandır mü'minlere.

Allah'ımıza hudutsuz şükürler olsun.

Muhiddin İbn-i Arabi k.s. gül

Ekleme Tarihi: 21.12.2006 - 15:57
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Allah'tan bize gelen feyizler, Ahkâm-ı llâhiye'ye imân ile mütenasiptir, imânın ne kadar kuvvetlenirse feyz o kadar fazlalaşır.

Daima hayra ve hayırlı işlere niyetli ol. O hayrı işlemeğe muvaffak olamazsan dahî mükâfatını görürsün.

Allah'ın, üzerine farz kıldığı ibadetlere devam et. Farzlar arasındaki nafileleri de kıl, işle. Amelinden hiç bir şeyi küçük görme. Allah o ameli yaratırken hakir görmedi. Allah, her emrini itinâ ve inayetle vermiştir.

Farzların edasına itinâ eden, Allah'a en sevgili ibadetlerle kulluk etmiş ve yaklaşmıştır.

Kolaylaştırın güçleştirmeyi)!, müjdeleyin nefret ettirmeyin "Hadis"
Allah size kolaylık murad eder, güçlük murat; etmez. "Ayet"
Ahmet ibni Hanbel, kavun yemedi. Niçin dediler. Resulallah nasıl yedi bilemiyorum da ondan dedi. Radiyallalı-ü anlı.

İşlerine riayet ettiğin gibi, sözlerine de riayet et. Sözlerinde amellerin cümlesindendir. Ağızdan çıkan her sözün, mutlaka yanında gözcüler vardır.
Allah-ü Zül Celâl. Allah yolunda şehid olanlara ölü diyenleri yalancılıkla itham ediyor. Onlar, Ölü değil diridir buyuruyor.


Muhiddin İbn-i Arabi K.s. gül
Ekleme Tarihi: 22.12.2006 - 16:08
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 

Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Kardeşini. Hastaları ziyaret et. Onlarda ne ibret alınacak şeyler var. Aczini, Allah'a karşı fakrini düşün. Allah'ın, lutfuyla sana bahşettiği sıhhatini ve o sıhhatle yapmış olduğun ibadetlerini, Allah'ın Ihsan'ı bil ve şükret.

Sakın Kimseye zulmetme,Zulüm, insanı kıyamette karanlıklar içinde bırakır.
Zülüm, hak sahiplerine haklarını vermemektir. Sıkışmış birini görür de, onun sıkıntısını giderecek kudretde sende varsa, bil ki senin malında, onun hakkı vardır. Onun haline muttali oluşun, hakkını vermek içindir.Vermezsen mes'ulsün. Eğer mali kudretin yoksa, tatlı dil ile ona yardım vazifendir. Senin için, ona maddeten yardıma hiç imkân yoksa, o zaman ona dua edersin. Bunları ihmâl eder yapmazsan zalimsin.



Muhiddin İbn-i Arabi Kuddise Sirruh gül
Ekleme Tarihi: 23.12.2006 - 22:47
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Aynaya baktığınız zaman kendinizi görürsünüz. Siz o aynanın neresindesiniz? İçindemisiniz, dışındamısınız? Aynanın içinde deseniz yalan olur, içinde değilsiniz. Yok deseniz olmaz, bakınca görüyorsunuz. Görülen kendinizmisiniz, o görüntü nedir?, bir ipe taş bağlayın ve hızlıca çevirin, taş dönerken bir daire göreceksiniz. Bu nokta-i cevvale denilen daire varmıdır yokmudur. Var deseniz taş çevirilmeyince daire yok oluyor. Yok deseniz taş çevrilince daire görülüyor. Fakat aslında daire yok. Bu görülen daire nedir, nerededir?.


İmam-ı Rabbani Hazretleri buyuruyor ki; bunların her ikisi de aslında olmayıp bizim hayalimizde oluşan vehimdir, görüntülerdir. İşte dünya da hakikatde bulunmayıp yok olacak bir görüntüdür.

Dünya hayatı, hayaldir. Hakikat ise ahiret hayatıdır. Dünya hayatı, hakikat olan ahiret hayatının aynadaki görüntüsü gibidir. Nasıl, aynada ki görüntü bir müdded durur ve karşısında ki hakikat çekilince görüntü kaybolursa, taş çevrilmeyince daire görüntüsü kaybolursa, dünya da, bir gün kaybolacak görüntüdür. Vehmin arkasından koşan hayalperest dir. Hayalin ideali olmaz. İnsanın ideali, hayalhane olan bu dünya olmamalıdır.


Ekleme Tarihi: 25.12.2006 - 15:32
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
Muhiddin İbn-i Arabi K.s. buyuruyor...

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Sen de Allah'ın fakirisin. Allah'ın, âlemlerde hiç bir şeye ihtiyacı yoktur. Bununla beraber duaları kabul eder. Muhtaç olanların ihtiyacını verir, zararlı şeyleri defeder, faydalı şeyleri ulaştırır.
Sen de, Allah'ından dileklerini yüz aklığı ile isteyebilmek için elinden geleni yapmalısın.


Kulların yaradılışındaki hikmet, Allah'a ibâdet yâni, Allah'a tezellül ve ihtiyaçlarını açıklamaktır, ibadetlerin, Allah'a kulluk borcu olduğunu unutma. Allah'ı bilmek için yol, kulluk yoludur.

ilmiyle amel etmeyen bir âlimi görürsen, İlmine hürmeten yine ona karşı edebli davran. Çünkü ilim, Allah'ın san'atıdır. Kötü huylarından dolayı ondan, tamamen ayrılma, Allah'ın sevdiği şeylerin sende bulunmasına çalış. Böyle yaparsan. Allah'ın sevgisine kavuşursun, saadete erersin. Kerametler diyarı olan Cennet'te, ilâhî tecelliye mazhar
olursun.


Muhiddin İbn-i Arabi K.s. gül
Ekleme Tarihi: 29.12.2006 - 20:51
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
Şâh-ı Nakşibend Behâeddîn-i Buhârî

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Şâh-ı Nakşibend Behâeddîn-i Buhârî
"kuddise sirruh" gül


Şâh-ı Nakşibend Behâeddîn-i Buhârî hazretlerine, "Namazda hûdû' ve huşû' nasıl elde edilir?" diye sorulunca, buyurdular ki: "Huzurlu bir hâlde helâl lokma yiyeceksiniz. Huzûr ile abdest alacaksınız ve namaza başlarken iftitâh tekbirini, kimin huzûruna durduğunuzu bilerek, düşünerek söyleyeceksiniz."

Buyurdular ki:

"Nefsinizi dâimâ töhmet altında tutunuz ve ona uymayınız. Her kim bunda muvaffak olursa, Allahü teâlâ ona bu işinin mükâfâtını, karşılığını verir, sâlih amel işlemeye muvaffak olur, buna tahammül ve güç bulur. Yaptığı her işi Allahü teâlânın rızâsı için yapmaya başlar. Bütün işlerde niyeti düzeltmek çok mühimdir."

"Allahü teâlânın doksan dokuz ismi vardır. Kim onları sayarsa, Cennet'e girer." hadîs-i şerîfindeki "Ahsa" kelimesinin bir mânâsı, saymaktır. Diğer bir mânâsı ise, bu ism-i şerîfleri öğrenip, bilmektir. Bir mânâsı da, bu esmâ-i şerîfenin mûcibince amel etmektir. Meselâ "Rezzâk" ismini söylediği zaman, rızkı için aslâ endişe etmemeli. "Mütekebbîr" ismini söyleyince, Allahü teâlânın azametini ve kibriyâsını düşünmelidir."

Behâeddîn Buhârî hazretleri bir sohbetlerinde buyurdu ki: "Bizim yolumuzdaki kimselerin şu edebi gözetmesi gerekir: Birincisi; Allahü teâlâya karşı edeptir. Yâni zâhiri ve bâtını ile tamâmen kulluk içinde olmalı. Allahü teâlânın bütün emirlerini yerine getirip, yasaklarından sakınması ve Allahü teâlâdan başka her şeyi, mâsivâyı terketmesidir. İkincisi; Resûlullah efendimize karşı edeb: Bu da iş ve hâllerde O'na uymaktır. Üçüncüsü; hocasına karşı edeb: Çünkü kendisinin Peygamberimize uymasına, hocası vâsıta olmuştur. Bu bakımdan, hocasını hiçbir zaman unutmamalıdır."
Ekleme Tarihi: 30.12.2006 - 20:01
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Günlerden bir gün devrin Selçuklu sultanlarından biri kabul etmesini arzu ederek Hz. Mevlânâ ya birkaç kese altın göndermişti. Hz. Mevlânâ nın talebelerinden biri altınları alıp Hz. Mevlânâ ya arz edince, Mevlânâ talebesine döndü ve, "Beni gerçekten seviyorsanız bu altınları dışarıdaki çamurun içine atınız" buyurdu. Talebesi, Hz. Mevlânâ nın bu isteğini emir telakki edip, hiçbir sual dahi sormadan yerine getirdi. Bu olaya şahit olan bazı kimseler, çamurun içine atılan altınları toplamak için hiç vakit kaybetmeden çamurun içine dalmışlardı. Fakat kısa süre sonra üstleri, başları, yüzleri çamurdan görünmez hâle geldi. Mevlânâ, talebelerine, onların bu vaziyetlerini göstererek; "Bu altınlar, şu gördüğünüz dünya ehlinin üstünü başını batırdığı gibi, âhiret ehli olanların da kalbini kirletir. Çeşitli günahlara sevk edip ibadetlerden alıkoyar. Bunun için dikkat edilmesi gereken nokta; hırs ve tama yapmadan kanaat üzere bulunmaktır. Dünyada, âhiret saadeti için çalışılmalı, kazanılmalıdır. Çünkü İslâm, insanlara faydalı olmayı emreder. Dünyadaki saadetlerden biri de helâl kazanmak ve bu kazancını hayır ve hasenat yaparak âhirete göndermektir. Asıl sermaye ise ilim, amel, ihlâs ve güzel ahlâk sahibi olmaktır. buyurdu.


Hz.Mevlana K.s. gül


Bu mesaj 1 kez ve en son Havz-i Kevser tarafından 01.01.2007 - 18:32 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 01.01.2007 - 18:29
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
ahmet_gumus58 su an offline ahmet_gumus58  
tasavvuf ve islam

6 Mesaj

Kayıt Tarihi: 11.02.2006
En Son On: 14.12.2008 - 07:38
Cinsiyeti: Erkek 
Konu ne güzel değil mi? Apayrı iki konu birisi İslam birisi tasavvuf. Tasavvuf öyle bir şeydir ki verilen hediyeyi bile almamayı söyler ama dinimiz hediyeleşin diye bize öğüt veriyor işte bu kadar açık bir terslik var o yüzden bir arada kullanılmaması gerekir.
Ekleme Tarihi: 01.01.2007 - 19:12
Bu mesajı bildir   ahmet_gumus58 üyenin diğer mesajları ahmet_gumus58`in Profili ahmet_gumus58 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Hadimül Islam su an offline Hadimül Islam  
RE: tasavvuf ve islam

618 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 24.12.2005
En Son On: 04.08.2007 - 13:15
Cinsiyeti: Erkek 
Alıntı
Orijınalı ahmet_gumus58

Konu ne güzel değil mi? Apayrı iki konu birisi İslam birisi tasavvuf. Tasavvuf öyle bir şeydir ki verilen hediyeyi bile almamayı söyler ama dinimiz hediyeleşin diye bize öğüt veriyor işte bu kadar açık bir terslik var o yüzden bir arada kullanılmaması gerekir.



selamunaleyküm,

Evet konu gercekten cok güzel..., dogru bir tespittir. Havz-i Kevser kardesimizin actigi bütün konular ayri güzelliktedir.

Fakat, Islam ve Tasavvuf icin iki ayri konu tanimi yapmissin ki buna katilmiyorum. Tasavvuf Islamdan ayri bir konumda degerlendirilemez.
Tasavvuf ile Islam arasinda bir terslik yoktur ve düsünülemez.
Ben bugüne kadar, hicbir Tasavvuf büyügünden ( mesru sebepler haricinde) hediyeyi kabul etmeyiniz diye bir sey duymadim, okumadim ve isitmedim. Varsaki böyle bir durum, bunu bizimle kaynaklari ile beraber paylasabilirsiniz. Bu sekilde bizlerde degerlendirmemizi yapariz ins.. Yalnizca muglak bir iddia olmaktan cikar.

selamet ile kardesim
Ekleme Tarihi: 01.01.2007 - 20:20
Bu mesajı bildir   Hadimül Islam üyenin diğer mesajları Hadimül Islam`in Profili Hadimül Islam Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Ve Aleykum Selam Ve Berekatu...

Ahmed kardeşim ALLAH c.c. sizden razı olsun gül.


Konuya şöyle başlayalım İnşALLAH-U TEALA Tasavvuf bir yaşantıdır. ALLAH-U TEALA nın emirlerine uyma yasaklarından kaçınma Hz.Resulullahın (s.a.v) hayatını kendi yaşantısına uygulamadır. Edeptir Tevazudur Hoşgörüdür lüksiyetden kaçınmadır. Daha birçok tarif yapılabilir lakin siz zaten bütün bunları biliyorsunuzdur.Kısaca İslam Dinini hakkıyla yaşamaktır. Bunda Din-i İslam dan ayrı hiçbir taraf yoktur. Biz İnşALLAH-U TEALA Tasavvufi bir yaşantı yaşamaya çalışıyoruz İslam Dininden ayrı ne gibi bir halimiz var. Elhamdülillah üzerinde ismimiz yazılı çivimiz yoktur. Olsunda istemeyiz.

Bir örnek vereyim İslam Dininde Altın kadına haram değildir değil mi? Lakin bir Hadis de Sahabeden bir kadın elinde altın bilezikle ALLAH Resulünün karşısına gelince Peygamber Efendimiz (s.a.v) elinden o bileziği çıkar zira o ateşden bir bileziktir buyuruyor. Hadisin açıklaması lüksiyete girdiği için böyle söylenmiştir deniyor.

Hz.Mevlana (s.a.v) Hediye olan altını niçin almadığının açıklamasını yapmıştır buyrun tekrar yazayım. Dikkat edin hediyeyi geri göndermemiştir kabul edip çamura atmıştır bununda sebebi aşağıdadır.

"Bu altınlar, şu gördüğünüz dünya ehlinin üstünü başını batırdığı gibi, âhiret ehli olanların da kalbini kirletir. Çeşitli günahlara sevk edip ibadetlerden alıkoyar. Bunun için dikkat edilmesi gereken nokta; hırs ve tama yapmadan kanaat üzere bulunmaktır. Dünyada, âhiret saadeti için çalışılmalı, kazanılmalıdır. Çünkü İslâm, insanlara faydalı olmayı emreder. Dünyadaki saadetlerden biri de helâl kazanmak ve bu kazancını hayır ve hasenat yaparak âhirete göndermektir. Asıl sermaye ise ilim, amel, ihlâs ve güzel ahlâk sahibi olmaktır"

Burda ters bir hal yoktur değil mi. Mübarek ne kadar güzel ve ince bir şekilde açıklamıştır. Neden biliyormusunuz ALLAH Resulünün hayatını kendi hayatına düstur edinen kişi inanın dünyalık hiçbirşeyi kabul etmez. Zira o hediye ona sıkıntı verir. Yanlış anlaşılmasın Dinimize göre yasak değildir ama dünyalık olduğu için sıkıntı verir. Düşünün kardeşim Hz.Ali ve Hz.Fatıma ALLAH cümlesinden razı olsun evlendiklerinde evlerinde hiçbirşey yoktu. Evlerinde birşey olması dinimize göre yasak değildi ama onlar istememişti.

Bu Arzudur güzel kardeşim siz neyi arzuluyorsunuz. ALLAH c.c.ı arzulayan kalp hiçbirşey istemez verileni de red etmez ama onu kendisine almaz ya başka birine verir yada maddiyat ise Hz.Mevlana k.s. gibi çamura atar.

İnşALLAH-U TEALA biraz anlatabilmişizdir....

Ekleme Tarihi: 02.01.2007 - 16:26
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  
Hadimül Islam Abim

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Hadimül Islam Abim gül ALLAH c.c. razı olsun.


Tasavvufun güzelliği kaynağıdır güzel abim. Esas nur ve nasip ve sahip sadece ALLAH-U TEALA dır. Kaynağı ise Kuran-ı Kerim ve ALLAH Resulü Sevgili Peygamberimiz Hz.Muhammed (s.a.v) dir.

Böyle güzel bir konuyuda buraya taşımamızı nasip eden ALLAH-U TEALA ya şükürler olsun...
Ekleme Tarihi: 02.01.2007 - 16:33
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Din ehlini kin ehlinden ayırt et; Hak la oturanı ara, onunla otur!

Maksada sabırla erişilir, aceleyle değil. Sabret, doğrusunu Allah daha iyi bilir.

Miski tene sürme, gönle sür. Misk nedir? Ululuk sahibi Allah ın adı.

Temiz şeyler temizlere aittir; pis şeyler de pislere.... kendine gel!

Kin yüzünden yol azıtanlara kin tutma. Çünkü onların kabirlerini de kin tutanların yanına kazarlar.

Kinin aslı "cehennem" dir. Senin kinin o küllün cüzüdür, dinin de düşmanı.

Hz.Mevlana K.s. gül



Bu mesaj 1 kez ve en son Havz-i Kevser tarafından 02.01.2007 - 17:10 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 02.01.2007 - 17:10
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

İnsan, sevdiği ile beraberdir. Allah'ın sevdiği şeyler çoktur. Vasiyet ve nasihat kasdıyle bâzılarını sana söyliyeyim:
Allah için süslenmek, bu, müstakil bir ibadettir. Hele namaz için mutlaka lâzımdır. Ey Adem oğulları, her namazda ziynetlerinizi alın emrine bak.
Birisi, Ya Resulullah ayakkabılarımın ve elbisemin güzel olması hoşuma gider dedi de Peygamberimiz, Allah Cemil'dir. Güzelleri sever buyurdu.
Allah'ın süs olarak, kulları için yarattığı şeyleri kim haram eder. Kimsenin haddi değildir. Bunlar, niyete tabi, niyeti güzelse, kimsenin bir şey demeğe hakkı yoktur. Allah'a karşı süslü bulunmak, en güzel bir haslettir.


Allah'ın sevdiği şeylerden biri de, fitneye tutulunca, Allah'a dönmektir. Allah, fitneye uğrayıpta tövbekar olanları sever. Fitne ve musibetler, Allah imtihanıdır, insanlar, kendilerinin ne mal olduklarını, böyle imtihanlarla anlarlar. Lâf ile dâvalar sabit olmaz.

Fitnelerin en büyüğü, kadın, mal, evlâd ve mevki fitneleridir. Bunlarla imtihana çekilen .kimseye yaraşan, bunların aynına takılıp kalmamalı. Bunları ihsan eden Allah'a rücu edip; Ya Rab, bu nimetleri sen verdin deyip şükretmeli.

Muhiddin İbn-i Arabi (k.s.) Hz.leri gül
Ekleme Tarihi: 03.01.2007 - 11:29
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
ahmet_gumus58 su an offline ahmet_gumus58  
Tasavvuf ile islamın mukayyesesi

6 Mesaj

Kayıt Tarihi: 11.02.2006
En Son On: 14.12.2008 - 07:38
Cinsiyeti: Erkek 
Esselamun Aleyküm ve Rahmetullah ve Berakatü
Yazıma vermiş olduğunuz bu ilgiden dolayı Sizlere Teşekkür ederim sizlerden Allah Razı olsun. Konumuza dönersek:
Tasavvufta ki Allah İnancı:
Aslında tasavvuf denildiği zaman istinasız her kolu, her gurubu "VAHDETİ VÜCUT" inancına sahiptir. Yani "Her şeyin bir Allah Olduğu inancı"
VAHDETİ VUCUT: Kelime anlamıyla; varlığın birliği demektir. yani eşyada yada varlıkların görünen yapısında ki çpkluğa rağmen, hepsi mahiyet itibariyle tek bir özelliği sergilerler. işte bu çokluk içinde ki birliği görmek "birlikteki çokluk" demektir.
bu inanç ve anlayış , doğu ve batı kültürlerinde olduğu gibi Tasavvufta'da başta İbn Arabi, Hallacı Mansur, Ebu Bekr Şibli, Sadrettin Konevi, Celalettin'i Rumi, Yunus Emre, Şemsettin Tebrizi gibi şahsiyetlerde de açıkça görülmektedir.Ki bu inanç ve uygulamaların aynısını veya benzerini Hinduzim'de, Budizm'de, Şamanizm'de Zerdüşlük ve bütün paganizm dinlerinde görebilirsiniz.
Örneğin:
İbn Arabi:"....Hak ile halk arasını ayıramazsın. Şu halde her varlık Hak'tır, yahut herşey halk'tır dersin. Yahutta O, bir bakımdan hak'tır^, bir bakımdan da halktır diyebilirsin...."aglaFİSUSU'L-HİKEM.99.S)
bu gibi örnekleri daha sonra yazacağım
Allaha emanet olun
Ekleme Tarihi: 03.01.2007 - 15:19
Bu mesajı bildir   ahmet_gumus58 üyenin diğer mesajları ahmet_gumus58`in Profili ahmet_gumus58 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Ve Aleykum Selam Ve Berekatu...

Aslında tasavvuf denildiği zaman istinasız her kolu, her gurubu "VAHDETİ VÜCUT" inancına sahiptir. Yani "Her şeyin


Ahmed abim bu edindiğiniz bilgi istisnasız yanlıştır. Vahdet-i Vücud Tasavvufun bir koludur. Muhiddin İbn-i Arabi (k.s.)nin gittiği bir yoldur. Evliya-ı Kiram dan bu yoldan giden öğrencisi Muhammed Sadreddin Konevi k.s. dur. Tasavvuf Ehl-i bu yolu seçmemiştir. Zira meşakatli ve zor bir yoldur. Önceden de tartışması geçmiştir bu yolun. Bazı kardeşler dahi küfür demektedir. Lakin biz geri durmaktayız. Zira bize göre tevhidin en yüksek yorumu Tefekkürün en üst noktasıdır. İmam Rabbani (r.a.) ve Bediüzzaman Said nursi (r.a.) gibi Mübarekler küfür değildir bazı eleştirileri vardır ama şunu derler anlamak içinde eleştirmek içinde o mertebeye çıkmak lazım derler. Eğer eleştirme yönünden yazıyor iseniz biz deriz ki o mertebede iseniz yazınız yoksa zahirde görünen kelimeler eleştiri amacı olamaz abim.

Bediüzzaman Said Nursi (r.a.) bir Tasavvuf ehli değildir bilirsiniz ki Onun yolu İman yoludur. O Muhiddin İbn-i Arabi (k.s.) bahsederken bulunmaz bir cevher demektedir. O mertebesi için Hz.Mevlana (k.s.) nın fikren çıktığı Gavsı Azam gibi mübareklerin de ruhen çıktığı bir makamdır buyuruyor.

Bediüzzaman Said Nursi (r.a.) Vahdetü'l vücut için Mesnevî-i Nuriyye de "Tevhidde istiğraktır ve nazara sığmayan bir tevhid-i zevkîdir." buyuruyor.

"Vahdet-i vücûd vardır. Her şeyde Allahü teâlâyı görüyoruz ve her şey O'dur" diyen tasavvuf büyükleri; her şey Allahü teâlâ ile birleşmiş, O, her şeyden ayrı değil, her şeye benzer, bu âlem ile berâber ve birlikte var oldu, işte O görünüyor gibi şeyleri demek istemiyorlar. Böyle söylemek îmânı giderir. Allahü teâlâ mahlûkları (yarattıkları) ile birleşik değildir. Onların aynı değildir. Onlara benzer değildir. O, hep var idi, hep öyledir. O, hiçbir bakımdan mahlûklarına, yarattıklarına benzemez, O'nun varlığı lâzımdır. O'ndan başkası olsa da olur, olmasa da. O büyüklerin her şey O'dur demeleri, hiçbir şey yoktur. Yalnız O vardır. Her şey Allahü teâlânın yaratması ile meydana gelmiştir demektir. Tasavvuf büyükleri hâricde, eşyânın varlığını vehmî, hayâl olarak biliyor. Böyle vücûd devamlıdır.Yâni bizim vehmimizin yok olması ile yok olmaz. Âhiretin sonsuz hayâtını bu vücûda (varlığa) bağlı bilirler. Âlimler eşyâyı hâricde mevcud bilir, âhiretin sonsuz hayâtı, bu eşyâya göre olacaktır der. Bununla berâber eşyânın hâricde varlığını Hak teâlânın varlığı yanında zaif, kuvvetsiz, hattâ yok bilir. Görülüyor ki, her iki taraf da, eşyâya hâricde var diyor. Dünyâ ve âhiret işlerini, bu varlık üzerine kuruyor. Vehmin, hayâlin yok olması ile yok olmaz, diyor. Yalnız, sofiyye, bu varlığa vehmî diyor. Çünkü, bunlar, tasavvuf yolunda yükselirken, hiçbir şey görmüyor. Hak teâlânın varlığından başka, bir şey gözlerine görünmüyor. Âlimler ise, bunların varlığına vehmî demekten kaçınıyor, câhillerin, yanlış anlayıp, hayâlin yok olması ile, yok olur sanacaklarından ve ebedî sonsuz azâbı ve sevâbı inkâr etmelerinden korkuyorlar. (İmâm-ı Rabbânî)

Bunlar bize yeter güzel abim. Vahdet-i Vücud meselesi bizimde ders gördüğümüz anlarda sık sık karşımıza çıkmaktadır. Bizim yolumuzun bir koluda Tefekküre bağlıdır zira. Ben bir Tasavvuf aşığımdır sitedeki güzel kardeşlerim bilir. Lakin gördüğümüz dersler tasavvufi dersler değildir İman dersleridir bunu da belirtmek isterim. Israrla hocalarımıza sorduğumuz vakit küfür değildir demişlerdir ve Üstadın düşüncelerini göstermişlerdir. Yalnız şu uyarıyıda yapmışlardır. Vahded-ül Vücud günümüz zamanında gidilmemesi gereken bir yoldur. Zira günümüzün hastalığı iman zayıflığıdır demişlerdir. İmanı zayıf bir insan bu yola girerse ALLAH c.c. korusun imanı gidebilir uyarısı yapmışlardır. Zaten Muhiddin İbn-i Arabi ALLAH-U TEALA ondan razı olsun şu uyarıyı taa o zaman kendisi yapmıştır.

"Bizim mertebemizde olmayan bizim kitaplarımızı okumasın zarar verir."

Güzel abim bu cihedle eğer o mertebede iseniz bu eleştirileri yapın lakin biz anlamayız zira size hak vermemiz için bizimde o mertebede olmamız gerekiyor. Zahirde görünen cümleler bizim eleştiri kaynağımız olamaz bu insafsızlıktır neden mi güzel abim eleştiri için o sözü söyleyen mübareğin yanında olmanız lazım ve bu küfür ise bunu ona bizzat sormanız gerekiyor gerçekde ne demek istiyor. Eğer bunu yapamıyorsanız sizin için en güzeli hiç başlamayın güzel abim zira bizzat kendisinden bu sözü işitip manasını ve ne demek istediğini soramadığınız için yapacağınız eleştiri size kul hakkı olarak geri dönecektir. Kendisi hayatda olmadığı için helalleşemiyceksiniz de. Onun dışında kim ne derse desin biz küfür olarak görmüyoruz ama o yoldan da gitmiyoruz.

ALLAH c.c. Emanet Olunuz güzel abim...


Bu mesaj 1 kez ve en son Havz-i Kevser tarafından 03.01.2007 - 18:30 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 03.01.2007 - 17:40
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Vahdet-ül Vücuda Aklen bir örnek de şöyledir:

"Bir aynayı güneşe karşı tuttuğunuzda güneş o aynada görünür. Onun nuruyla ayna da aydınlanır. O da ışık saçmaya başlar. Bu ayna şuurlu olsa, güneşin nurunu kalbinde taşır, ona iman eder ve kendisindeki bütün renklerin, ışığın, hararetin hep ondan geldiğini bilir, ona minnettar olur. Bu şuurlu aynanın güneşe doğru yaklaştığını farz edelim. Yaklaştıkça güneşten daha fazla ışık alacak, daha çok parlayacak, diğer yandan, daha fazla ısınacak, yanacaktır. Ayna güneşe yaklaştıkça onda, güneşin görüntüsü dışında kalan saha gittikçe azalır. Ve sonunda aynanın tamamı güneşin nuruyla dolar. Artık onun kalbinde başkasına yer yoktur. Yaklaşma devam ettikçe, ışığın şiddetinden ayna kendini göremez olur. Şiddetli hararet ve nur ile kendinden geçer, istiğrak hâline girer. Artık ne kendisi kalmıştır ortada, ne de ışığı. İşte o ayna bu halde iken, "Güneşten başka bir şey yoktur." derse, bu onun mânevî sarhoşluğunun ifadesidir."

Ekleme Tarihi: 03.01.2007 - 17:45
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Aldığı şeylerde ve verdiği şeylerde Allah'ını murakabe et. Mal, Evlâd her ne ki alırsa, sabrını denemek içindir.

Sabret. Allah, Sabredenleri sever. Elinden çıkan her şeyin ivaz'ı vardır. (Ivaz-karşılık) Allah korusun Rabbini bırakırsan işte, onun ivazı yoktur.

Allah, verdiği şeylerde de şükrünü imtihan eder. Şükret. Allah, şükredenleri sever. Ve şükredenlere fazlasıyla verir.

Hadis' i şerif meali: Aldığı, yerdiği şeyler hep, Allah'ındır. Her şeyin muayyen bir eceli vardır. Eceli tamam olan gider, yerine başkası gelir.

Buna böyle inan, Allah ile ol. Her halinde, aldığını ve verdiğini görürsün. Her nefesin'de böyledir. Allah'ı zikrederek geçen nefeslerine şükret. Gafletle geçenlere de istiğfar et. istiğfar, Hakka dönmektir. Kul şanı'dır.
Resulullah'ın sünnetine uymak, her çeşit amellerden daha güzeldir. Buna uyun ki Allah sizi sever. "insan, Resul-ü Ekremi kendine numune yapar ve işlerinde, sözlerinde, hallerinde Ona uymayı adet edinirse, o başka şeye muhtaç olmaz, onlar yeter, artar bile..."

Muhiddin İbn-i Arabi k.s. gül

Ekleme Tarihi: 04.01.2007 - 19:59
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Varlık alemi çarelerle doludur da Allah, bir pencere açmadıkça yine çare yok!

Allah’ı candan-gönülden seviyorsan varlıktan yokluğa dön.

Yaralıya, vücudundan temreni çıkarabilmek için afyon verir, uyuturlar.

Ölüm vaktinde de adama elem ve ıstırap verirler. O halde meşgulken canını alıverirler.

Şu halde anlıyorsun ya, gönlünü her hangi bir düşünceye verdin mi, gizlice senden bir şey alacaklardır.

Her ne düşünür, her ne elde edersen hırsız, emin olduğun yerden gelip çatmaktadır.

Binaenaleyh, en iyi işe koyul da, hırsız senden hiç olmazsa en bayağı bir şeyi, en aşağı bir şeyi alıp götürebilsin.

Tacirin yükü suya düşerse ondan daha iyi bir kumaşa el atar.

Senin de, mâdem ki suya bir şeyin düşecek, mahvolacak, en aşağı şeyi terk et de daha iyisini bul!


Hz.Mevlana (k.s.) gül
Ekleme Tarihi: 05.01.2007 - 20:44
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 

Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Gönül istemeden ağza gelen latif sözler, külhandaki yeşilliğe benzer, dostlar.

Uzaktan bak, geç. Yavrum, onlar yemeye, kokmaya gelmez.

Vefasızlara gitme. Onlar; iyi dinle, "yıkık köprü" dür.

Bilgisiz biri oraya ayak basarsa köprü de yıkılır, ayağı da kırılır.

(O adam ki) İbadet-i kışırdan ibaret, içi yok. Cevizler çok ama içleri boş!

İbadetlerin netice vermesi için zevk gerek. Tohumun ağaç olması için iç gerek!
İçsiz tohum, fidan olur mu? Cansız sûret de hayalden başka bir şey değil.

Hz.Mevlana (k.s.)gül




Bu mesaj 1 kez ve en son Havz-i Kevser tarafından 06.01.2007 - 20:51 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 06.01.2007 - 20:49
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Menâkıb-ı Çihâr Yâr-i Güzîn

Ondördüncü Menâkıb: Âişe-i Sıddîka "radıyallahü teâlâ anhâ" nakl buyurmuşdur. Bir gün Resûlullah "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdu ki: (Yâ Âişe! Dilerim ki, eshâbımdan bazısı buraya [yanıma] gelsinler. Onlara bazı söyliyeceklerim vardır. Söyliyeyim.) Dedim yâ Resûlallah! Ebû Bekri çağırayım mı? Birşey söylemedi. Bildim ki, onu dilemez. Dedim, Ömeri çağırayım mı? Onun için de birşey demedi. Bildim ki, onu dahî dilemez. Dedim, amcan oğlu Alîyi çağırayım mı? Ona da birşey söylemedi. Dedim, Osmânı çağırayım mı? Buyurdular; (Çağır gelsin!) Çağırdım, geldi. Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" huzûr-ı şerîfinde durdu. Resûlullah hazretleri ona bazı şeyler söyledi. Onun rengi değişdi. Bazı şeyler de söyledi. Rengi eski hâlini aldı. Hazret-i Osmânın evini muhâsara etdikleri günde, ona dediler, niçin karşılık vermezsin. Dedi ki, hazret-i Resûlullah sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem benim ile sözleşmişdir. Bana çok söz söylemişdir. Ben bu belâya sabr ederim. Hazret-i Âişe radıyallahü teâlâ anhâ demişdir ki, benim zannım öyledir ki, hazret-i Habîb-i ekrem sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem o vakt ona bu kıssayı haber vermişdir. (Şevâhid-ün nübüvve)den alınmışdır.


Niyeti düzgün olanın dünyası da ahıret olur. Bir işi yaparken düşünmelidir ki, Rabbim bu işten razı mıdır...




Bu mesaj 1 kez ve en son Havz-i Kevser tarafından 09.01.2007 - 20:44 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 09.01.2007 - 20:42
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Yakûb-i Çerhî hazretleri buyurdular ki:

Sahîh bir hadîs-i şerîfte; Allahü teâlâ bir kulunu severse, onun sevgisini kullarının kalblerine düşürür. İnsanlar onu severler. buyrulmuştur.

Yine buyurdular ki: Eûzü okumak, Eûzü billâhi mineşşeytânirracîm demektir. Besmele okumak, Bismillâhirrahmânirrahîm demektir. Abdullah ibni Abbâs diyor ki, Resûlullah buyurdu ki: Kurân-ı kerîme saygı göstermek, Eûzü okuyarak başlamakla olur. ve Kurân-ı kerîmin anahtarı, Besmeledir. Bu ikisini okuyan kimse sözünü, okumasını bu iki zînet ile süslemiş ve bu iki hazînede, dostlar için toplanmış olan faydalara kavuşmuş olur. Allahü teâlâya yaklaşmak isteyenler, Eûzüye yapışmakta, O'ndan korkanlar da, Eûzüye sarılmaktadır. Günâhı çok olanlar Eûzüye sığınmıştır. Allahü teâlâ, Nahl sûresinin doksan yedinci âyetinde meâlen, Peygamberine (sallallahü aleyhi ve sellem); Kurân-ı kerîm okuyacağın zamân Eûzü... söyle. buyurmuştur. Bu emir, Allahın rahmetinden uzak olan ve gazabına uğrayarak dünyâda ve âhirette helâk olan şeytândan, Allahü teâlâya sığınırım, korunurum, yardım beklerim. Ona haykırır, feryâd ederim de! demektir.

Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: Hoca çocuğa, Besmele okur, çocuk da söyleyince, Allahü teâlâ, çocuğun ve anasının ve babasının ve hocasının Cehennem'e girmemesi için sened yazdırır. Abdullah ibni Mesûd diyor ki: Cehennem'de azâb yapan on dokuz melekten kurtulmak isteyen, Besmele okusun! Besmele, on dokuz harfdir. Levh-i mahfûzda, ilk yazılan, Besmeledir. Âdeme (aleyhisselâm) ilk gelen, Besmeledir. Müminler, Besmele yardımı ile, Sırâttan geçer. Cennet dâvetiyesinin imzâsı Besmeledir.

Besmelenin mânâsı; Her var olana, onu yaratmakla iyilik etmiş ve varlıkta durdurmakla, yok olmaktan korumakla iyilik etmiş olan Allahü teâlânın yardımı ile, başlıyorum. Ârifler, O'nu ilâh olarak tanıdı. Âlemler, O'nun merhâmeti ile rızık buldu. Günâh işleyenler, O'nun rahmeti ile Cehennem'den kurtuldu demekdir. Allahü teâlâ, Kurân-ı kerîme bu üç isim ile yâni Allah, Rahman ve Rahîm isimleri ile başladı. Çünkü, insanın üç hâli vardır. Dünyâ, kabir ve âhiret hâlleri. İnsan, Allahü teâlâya ibâdet ederse, dünyâda işlerini kolaylaştırır. Kabirde ona acır, âhirette günâhlarını affeder.



Bu mesaj 1 kez ve en son Havz-i Kevser tarafından 10.01.2007 - 22:31 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 10.01.2007 - 22:29
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

MEVLANA HALİD BAĞDÂDİ (K.S) gül


Size kat'iyyetle emrederim ki, bütün varlığınızla sünnet-i seniyyeye sarılıp cahiliye adetlerinden ve bidatlerden sakının. Sufiye hakkındaki dedikodulara aldanmayın. 'Paşa da olsa avamdan insanlarla ülfet etmeyin. Onlardan hangi vesileyle olursa olsun, bir şey istemeyin. Çünkü bu, sizin kötülükle itham edilmenize sebep olur. İki mefsedet arasında çaresiz kaldığınız zaman ehven olanını seçin. Mutlu kişi, başkasının başına gelenlerden ibret alandır. Daha önemli olanı, önemli olana tercih ediniz. Sakın ola ki sultanlarla ve devlet ricaliyle bir işe girişmeyin. Çünkü onları ıslah edecek güce sahip değilsiniz. Onları gıybet etmeyin, veliyy-i emrinize hayırlı işlerinde muvaffak olması için dua ediniz.
Ekleme Tarihi: 11.01.2007 - 20:30
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

MEVLANA HALİD BAĞDÂDİ (K.S)

Halidi Bağdadî hazretleri cömert, güzel ahlaklı, halkın eziyetlerine sabırlı, açık ve tatlı sözlü, azimetle ameli seven, ihtiyatı elden bırakmayan, yetim ve dulları himaye eden, Allah yolunda kınayanın kınamasından korkmayan bir gönül eriydi.

Huzurunda oturup zahirî ve batınî adaba riayet edenler, azamî derecede istifade ederlerdi. Huzurda bulunanların kalbleri dünya sevgisinden temizlenir, makam ve mansıp endîşesinden, gaflet pasından arınırdı.

Ekleme Tarihi: 12.01.2007 - 21:59
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

İnsan midesinin feryadını birkaç lokma ile teskin edebilir, ama kalp ne yemekle tatmin olur ne içmekle ne servetle dolar nede makamla

Onun gıdasını bizzat HALİK'I beyan ediyor...

"Kalpler ancak ALLAH c.c.ın zikriyle mutmain olur."



Takva:Allah dan korkmak,Kuranla amel etmek,aza razı olmak ve Ahiret gününe hazırlanmaktır.
(Ali b.Ebî Talip r.a)

Müttekiler(Takva Sahipleri):Bilinen günahları terketmekle Allah dan ve azabından sakınan,Allah dan gelen Kuranı tasdik etmekle Allah ın rahmetini uman kimselerdir.
(Abdullah b. Abbas R.anhüma)

Müttekiler:Allah ın haram kıldıklarından sakınan ve Allah ın farzlarını eda eden kimselerdir. Müttekilerde bulunan takva,harama düşme korkusu ile bir çok helalı terk ettikçe yok olmaz.
(Hasan-ı Basrî Rh.aleyh)



Bu mesaj 1 kez ve en son Havz-i Kevser tarafından 13.01.2007 - 23:11 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 13.01.2007 - 23:10
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

HZ. EBUBEKİR SIDDÎK (R.A.) gül


Kendisine bu fazîlete nasıl erdiği sorulduğunda verdiği cevap, tasavvufî telakkîdeki ruhî yükseliş, ahlakî olgunluk ve manevî kemale erişin esaslarını oluşturmaktadır. Buyurur ki:

- Bu fazîlete beş şeyle erdim:

1. İnsanları iki grup olarak gördüm. Bunlardan bir grubu talib-i dünyadır; dünyanın peşinden koşmaktadır. Bir grubu da talib-i ukbadır; ahiret endişesi taşımaktadır. Ben ise ne talib-i dünya, ne de talib-i ukba oldum. Talib-i Mevla olmayı tercih ettim. Rabbımın rızasına ermeyi herşeyin üstünde tuttum.

2. Müslüman olduğum günden beri ma'rifet-i ilahiyye ile meşguliyetin ve onun bana verdiği hazz sebebiyle dünya nimetlerine meyletmedim ve doyasıya yemek yemedim.

3. Yüce yaratıcımın muhabbetinin bana verdiği manevî zevk sebebiyle, aşk hararetini söndürmemek için kanasıya su içmedim.

4. Dünya ameliyle ahiret ameli karşılaştığında daima ahiret amelini dünya ameline tercih ettim.

5. Rasülullah (s.a.)'in sohbetine çok sıkı bir şekilde devam ettim. Daima O' nunla birlikte bulunmaya gayret ettim. Hicrette arkadaşı, mağarada yoldaşı ve daima sırdaşı oldum.


Hz. Ebû Bekir'in bu cevabında adeta tasavvufi eğitimin gayesi ve temel esasları anlatılıyor. Ki onlar da rıza-i Barîye ermek; zühd yani dünyaya değer vermemek; yemeyi, içmeyi uykuyu azaltıp Cenab-ı Hakk'ı unutmamak ve Allah rasûlü ile sohbet.
Ekleme Tarihi: 14.01.2007 - 17:47
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Abdüllah bin Abbâs radıyallahü teâlâ anhümâ hazretlerinin rivâyet etdiği hadîs-i şerîfde Resûlullah sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem buyurdular ki: (Benim Eshâbım Nûh aleyhisselâmın gemisi gibidir. Nûh aleyhisselâmın ümmetinden, Nûh aleyhisselâma îmân getirip, verdiği habere itikâd edip, emrine uyup gemiye binen, dünyâda tûfan azâbından, âhıretde, Cehennem azâbından ve hicrândan, mahrûmlukdan emîn oldu. Her kim ki, Nûh aleyhisselâm hazretlerine îmân getirmedi ve itikâd ile emrine uymayıp, gemiye girmedi, dünyâda tûfandan boğulmağa mübtelâ olup ve âhıretde mahrûmluğa, hicrâna ve azâba düçâr oldu [yakalandı]. Böylece, benim ümmetimden her kim ki, eshâbıma muhabbet ederse, dünyâda bidat ve dalâlet deryâsına gark olmakdan halâs olur [kurtulur]. Âhıretde, ayrılık, mahrûmluk, hicrân azâbından selâmet bulur. Ümmetimden bir kimse, eshâbıma muhabbet etmeyip, benim eshâbım hakkında söylediğim habere itikâd etmeyip, eshâbıma buğz ve adâvet etse, dünyâda hâricî ve râfizî yolunu tutmuş, bidat ve dalâlet tûfanında gark olmuşdur [boğulmuşdur]. Âhıretde hüsrân ve nedâmet ve hicrân acısına gömülüp, artık, kurtuluş ümîdi kalmaz.)

Sahîh rivâyet ile bildirilen bir hadîs-i şerîfde, Resûlullah sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem buyurdular ki, (Allahü teâlâ hazretleri, Cebrâîl aleyhisselâm vâsıtası ile bana vahy etdi ki, sizin Rabbiniz olan ben, Ebû Bekrin isteklerini yerine getirdim. Bunların en aşağısı olarak, kıyâmete kadar onu sevenleri ve onun dostlarını afv etdim.)



Bu mesaj 1 kez ve en son Havz-i Kevser tarafından 15.01.2007 - 19:58 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 15.01.2007 - 19:57
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Havz-i Kevser su an offline Havz-i Kevser  

1543 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 08.02.2006
En Son On: 22.01.2007 - 19:46
Cinsiyeti: ----- 
Es Selamu Aleykum Ve Rahmetullah...

Fahr-ÜL-FÂRİSÎ (Muhammed bin İbrâhim Fârisî) hazretleri (rahmetullahi aleyh) buyurdu ki;


Evliyânın büyüklerinden Fahr-ül-Fârisî hazretleri gıybet hakkında bir suâl sorulduğunda buyurdu ki: "Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki: "Zannın çoğundan sakınınız! Çünkü, zannetmenin bâzısı günâh olur. Birbirinizin kusûrunu araştırmayın! Birbirinizi gıybet etmeyin!" (Hucurât sûresi: 12)

Ebû Hüreyre'nin (radıyallahü anh) rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte, Resûlullah efendimizin "aleyhisselam" huzurlarında bulunan birisi, orada bulunmayan biri hakkında; "Ne kadar da âciz birisi!" deyince, Resûlullah efendimiz; "aleyhisselam" "Kardeşinizin etini yediniz. Çünkü onu gıybet ettiniz." buyurdu.

Allahü teâlâ, Mûsâ aleyhisselâma; "Gıybetten tövbe ederek ölen kimse, Cennet'e girenlerin sonuncusu olacaktır. Gıybete devâm ettiği halde ölen kimse ise, Cehennem'e girenlerin ilki olacaktır." diye vahyetti.

Anlatılır ki, İbrâhim bin Edhem bir yere dâvet edilmişti. Oraya vardığında, geciken birisi hakkında; "O zâten ağır adamdır." dediler. İbrâhim bin Edhem; "Keşke buraya gelmeseydim. Çünkü, burada gıybet yapılmaktadır." dedi.

Ekleme Tarihi: 18.01.2007 - 20:13
Bu mesajı bildir   Havz-i Kevser üyenin diğer mesajları Havz-i Kevser`in Profili Havz-i Kevser Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (3): < Geriye1 (2) 3 Devam >
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 733 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
jakup (32), muzocel26 (58), salihhazar (55), Beyza (56), cs7014 (50), oezkan (51), kara61 (66), aetkral (51), kubratalp (48), K.GOCERLI (27), cecenmucahidi (33), yaburka (49), violine (44), mavi_ruya (48), mbahaddin (55), Kerim_Bey (36), Süreyya (66), yemenici68 (56), mecid (43), kerime (42), mehmet_eyigör_6.. (28), tokayca (51), hasan5335 (36), volkan33 (54), mgunhan (48), ttufan (42), isvec (65), beyazguel (38), atay (62), sonromeo2 (47), kulibo (38), Zeynepgul (44), nihat 60 (44), g_neferalperen3.. (46), sebiarus (55), hace (41), EsmerKiz-NL (39), n@ks&yacute;ben (43), pedino (54), hatice 1975 (49), hesbollahi (45), hafýz_ (37), ozel (68), fethic (55), hacimeryem (54), telve (52), Levent75 (49), züleyha hanc&ya.. (47), erciyas tamer (46), m.k&yacute;l&ya.. (53)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.73828 saniyede açıldı