hydroxychloroquine generique stromectol stromectol dexamethasone stromectol prograf propecia proscar protonix protopic provas comp provas maxx provas provera pyridium ranimed ranisifar rebetol red viagra regepar reglan remeron reminyl renagel renova requip resochine retin a retrovir revatio revia rheumatrex rhinocort rhinovent risperdal rivodarone robaxin rocaltrol rogaine rudopram rulid rulide salazopyrin saroten selecim septicol
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » TARİH / SİYASET / EKONOMİ » OSMANLI TARİHİ ve MEDENİYYETİ » 1821-1922 Müslüman Kaybi

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 2 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
vehbi70 su an offline vehbi70  
1821-1922 Müslüman Kaybi

919 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 17.01.2006
En Son On: 04.01.2015 - 20:05
Cinsiyeti: ----- 
1821-1922 Müslüman Kaybi

Mehmet Suat

Istanbul Mektubu



Bugün Türkiye'de yasayan ailelerin kökeninde Balkanlardan ya da Kafkaslardan gelmis en az bir fert bulmak sanirim zor olmasa gerek. Ve bu kisiler büyük ihtimalle 1812-1922 yillari arasinda bugünkü Türkiye topraklarina göç etmislerdir. Nedendir bilinmez 19. yüzyilin sonu ile 20. yüzyilin basindaki dönemde sürekli olarak Osmanli'nin son dönemindeki Hiristiyan nüfusun ne kadar aci çektigi ve ne kadar kayba ugradigi konusulur durur. Elime 1995'de yayimlanmis bir kitap geçinceye kadar ben de öyle düsünenlerdendim. Bu yazimda sizlere University of Louisville'de tarih profesörü olan Justin McCarthy tarafindan yazilmis olan The Death and Exile, The Ethnic Cleansing of Ottoman Muslims 1821-1922 (The Darwin Press, 1995) adli kitabin tanitimini yapmaya çalisacagim. Yazar, kitabinda elde ettigi bulgularin ve çikardigi rakamlarin kendisini ne kadar sasirttigini itiraf etmekte, 1800'lerin basinda yalniz Anadolu'da degil, bugünkü Rusya ve Ukrayna'nin güneyinde, Kafkaslar'da ve Kirim'da ve Balkanlar'da Müslüman halkin hakim çogunluga sahip oldugunu belirtmektedir. 1821 ile 1922 tarihleri arasinda 5 milyon civarinda Müslüman nüfusun zorla sürgün edildigini ve 5,5 milyondan fazla Müslümanin da öldügünü vurgulamaktadir. Bati okullarinda okutulan tarih kitaplarinda Bulgar, Ermeni ve Yunanlarin ne kadar kayba ugradiklari ve mazlumiyetlerinden bahsedilmesine ragmen Müslüman ölümlerinin bir satir bile islenmedigini bilmekteyiz. McCarthy, bölgedeki yakin tarihin daha iyi anlasilabilmesi için bu eksikligin giderilmesinin gerekli oldugu önemle vurgulamaktadir. Bu konunun Batili tarihçilerce aslinda bilindigini ama akademik ortamda anlatilmasi halinde anlatanlarin dislanma tehlikesi ile karsi karsiya kaldigini da söylemektedir. Batida Türklerin geleneksel görüntüsünün mazlumdan çok zalim olarak verilmesinin önemli sebebinin 19. yüzyil irkçiligi oldugunun da altini çizmektedir. Sayilarla ilgili olarak daha çok Yunan, Bulgar ve Rus arsivlerinden yararlandigini, çikan sonucun çarpici olmasi bakimindan farkli kaynaklar arasindan en düsük kayip rakamlarini seçerek minimum bir tahminde bulundugunu söylemektedir. Ölümlerin ekseriyetinin saldiri; kalan kisminin ise, umumiyetle, açlik ve hastalik neticesinde gerçeklestigini belirtmektedir. Kitaptan aldigim asagidaki tablo (sayfa 339), kayiplari, bölgelere göre özetlemektedir.



Müslüman Ölümleri ve Göçü


Ölümler
Göçe Zorlananlar

Yunan Devrimi
25,000
10,000
(yola koyulanlar)

1827-29 Kafkas Savaslari
Bilinmiyor
26,000
(yasayanlar)

Kirim Sürgünü
75,000
300,000
(yola koyulanlar)

Kafkas Sürgünü
400,000
1,200,000
(yola koyulanlar)

Bulgaristan 1877-78
260,000
515,000
(yola koyulanlar)

1877-78 Dogu Savasi
Bilinmiyor
70,000
(yasayanlar)

Balkan Savaslari
1,450,000
410,000
(yola koyulanlar)

1905 Kafkaslar
Bilinmiyor
Bilinmiyor


1914-21 Dogu Anadolu
1,190,000
900,000
(içteki mülteciler)

1914-22 Kafkaslar
410,000
270,000
(yola koyulanlar)

1914-22 Bati Anadolu
1,250,000
480,000
(yola koyulanlar)



1,200,000
(içteki mülteciler)

Toplam
5,060,000
5,381,000


Not: Kaybolan askeri erkan (subay ve erat) ve devlette çalisanlarin çogu bu tabloya eklenmemistir.


Yazarin bu tablo ile ilgili yazdigi nota dikkat edecek olursak tüm Osmanli-Rus savaslarinda Anadolu'dan savasmaya gidip de ölen insanlarin sayisi bu rakamlara dahil edilmemistir. Sistemik olarak Balkanlar ve Kafkaslardaki göçe zorlama ve imha uygulamasinin görünür saiki milliyetçilik akimlari iken, arkaplanda güdümleyen gücün Rus Imporatorlugunun yayilma emellerinin oldugu da islenmektedir. Kitapta bu kiyimin siddetine söyle isaret edilmektedir (sayfa 340):

"The true fate of these Muslims was only understood by those contemporaries who saw the dead and the dying, such as the railway offical in Ottoman Bulgaria in 1878 who found one small Turkish girl alive among the frozen bodies of 400 refugees, some of whom must have been her family. The fate of these Muslims was the fate of her family, driven from their homes to die. It was also the fate of the small girl, rescued by strangers. The descendantes of this girl as well as of all the others who survived form much of the citizenry of the modern Turkish Republic"

Yunanistan'da ise baskaldirmanin 1821'de Osmanli devlet temsilcilerinin öldürülmesiyle baslamasindan sonra is Ortodoks kilisesinin destegiyle tüm Türk halkinin öldürülmesine kadar götürülmüs. Hatta çogunlugun Türkçe konustugu Mora yarimadasindaki kiyimdan kaçanlar canlarini ancak Atina yakinlarindaki Osmanli askeri garnizonlarina siginarak kurtarmislar (sayfa 10-11).

Balkanlardan bu kaçislar cumhuriyetin ilk yillarina kadar devam etmis, gelen nüfusun büyük bir çogunlugu genelde Türkiye'nin Marmara ve Ege bölgelerinin çesitli yerlerine yerlestirilmisler. Kafkaslardan gelenler ise çogunlukla Karadeniz bölgesine dagilmislar. Gelislerinin hikayesini ve çektikleri acilari, bu satirlari okuyan bir kisim okuyucularin dedelerinden ninelerinden dinlemis olmalari mümkündür, sanirim.

Anadolu'da kaybedilen Müslüman nüfusun eyaletlere göre dagilimini da asagidaki tablo vermektedir (sayfa 229). Bu tablo Dogu Anadolu'da 1912-1922 arasindaki kaybin kaba bir bilançosunu vermektedir.



Osmanli devletinde Dogu Eyaletlerinde
Ölen Müslüman Nüfus 1912-22

Eyalet
Kaybedilen nüfus
Nüfusa orani (%)

Van
194,167
62

Bitlis
169,248
42

Erzurum
248,695
31

Diyarbekir
158,043
26

Mamuretülaziz
89,310
16

Sivas
186,413
15

Haleb
50,838
9

Adana
42,511
7

Trabzon
49,907
4




Oran olarak en büyük kaybin Ermeni nüfusun bir hayli kalabalik oldugu Van, Bitlis, Erzurum gibi eyaletlerde olmasi bayagi düsündürücüdür.

Kitaptaki diger bir ilginç nokta da Lazlarin aslinda Gürcü kökenli oldugunu, zulümden kaçip Türkiye'nin dogu Karadeniz kiyilarina yerlesene kadar da denizi görmedikleri idi. Lazlar 20. yüzyilin baslarina kadar Gürcistan'in daglik bölgelerinde yasamakta imisler.

Bu yazida mübarek Ramazan ayinda okuyucularin moralini bozmaktan çok bazi gerçeklerin ortaya konmasina veya hatirlatilmasina yardimci olmaya çalistim. Cumhuriyetin kurulusuna kadar olan son yüzyildaki Müslüman insan kaybinin boyutunun ne kadar büyük oldugunu bir nebze aktardim, sanirim.

Ramazan bayraminizi tebrik eder saglik ve huzur dolu günler niyaz ederim.



Kaynak: Anadolu dergisi, Volume 7, No 4, 1997
Ekleme Tarihi: 05.08.2006 - 15:03
Bu mesajı bildir   vehbi70 üyenin diğer mesajları vehbi70`in Profili vehbi70 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
NurBahcesi su an offline NurBahcesi  
ariyoruz degil mi osmanliyi-(mübarek medeniyet)

2687 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.08.2005
En Son On: 16.01.2010 - 23:25
Cinsiyeti: ----- 
Son 15-20 yıl içinde Balkanlarda ve Rusyada çöküntüler meydana geldi ve buralarda milliyetçilik ortaya çıktı. Sovyetlerin bütün gayretlerine rağmen orada yaşayan 130-140 kavimi 70 sene boyunca asimile edememesi ve nihayet bu rejimin çökmesinden sonra yeni cumhuriyetlerin ortaya çıkması şu düşünceyi doğurdu: Sovyetler bütün imkanlara sahip olmasına rağmen bu milliyetleri memnun edemedi. Diğer taraftan Osmanlıya bakıyorsun; çeşitli milliyetlerden kurulu olmasına rağmen 600 sene ayakta durdu Üstelik Balkanlarda 1990dan sonra olaylar aynı meseleyi şiddetli ve aktüel bir şekilde ortaya çıkarmış, Sırp Boşnakı Hırvat Sırb;ı, Makedon Arnavut;u öldürmektedir: Bakıyorsunuz ki Osmanlıda bu yok. Osmanlı döneminde Balkanlarda ve Rusyada bu gibi milliyetler arasında kavgalar olmadı. İşte bu nedenle, Osmanlı bu kadar farklılığı bir arada nasıl tutabildi, anlayalım bunu, nesi vardı bu adamların demeye başlandı
Ekleme Tarihi: 11.08.2006 - 10:05
Bu mesajı bildir   NurBahcesi üyenin diğer mesajları NurBahcesi`in Profili NurBahcesi Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 652 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
kilimlili67 (47), EnToRia (39), cihankarasan (56), rahmali (60), beyazyol (44), hmurat (50), Sweet-Bircan (31), calinan_kalp (43), bobmalley (34), kerim71 (50), talip-ibrahim (38), kan-ka (50), behlül72 (52), n.nakla61 (40), yasinbirel80 (44), zuhre yildirim (44), SnNmMc (37), tarik82 (42), akin123 (37), MertTurk (43), *hira* (35), zaferburgu (49), mademney (42), esli (61), sipahii (43), gokhan (46), ISLAM_GUNESI (40), veteriner54 (42), meryem03 (40), engino (46), yol_cu (42), koyuncu339 (39), fizikcimrt (49), fgdibo (36), salem (46)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.53573 saniyede açıldı