colchicine ivermektine ivermectine generique kaletra fluvoxamine 3tc abilify aceon acepril acerpes achromycine aciphex acivir acnecolor acnefuge acticin actigall actisite active pack actonel actoplus met actos acular adalat cc adalat adapress adartrel adcirca addyi adipur advair diskus advair rotahaler aerius aerodiol aggrenox agofenac agoprim agopton agorex airol airomir akneroxid aknex aknin n aknoral albenza
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » EDEBİYAT / MAKALE / ŞİİR » MAKALELER » DÜNYA HAYATININ GERÇEĞİ

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 2 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Humeyra Yildirim su an offline Humeyra Yildirim  
DÜNYA HAYATININ GERÇEĞİ

210 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 03.01.2006
En Son On: 08.03.2007 - 10:59
Cinsiyeti: Bayan 
Yaşadığımız evren insan aklının kavramakta zorlandığı bir büyüklüğe ve
düzene sahiptir.

Evrende 300 milyara yakın galaksi olduğu tahmin edilmektedir. Samanyolu
galaksisi bunlardan sadece biridir.

Samanyolu'nun içinde ise yaklaşık 250 milyar yıldız vardır.

Ve bunlardan sadece bir tanesi bizim güneşimizdir.

Bir başka deyişle, evrende, dünyadaki bütün kumsallarda bulunan tüm kum
tanelerinden daha fazla sayıda yıldız vardır ve güneşimiz bu kum
tanelerinden yalnızca biridir. .

Üzerinde yaşadığımız dünya ise, bir kum tanesi büyüklüğünde bile değildir.

Bu dünya üzerinde yaşayan küçücük bir varlık olan insan ise, evrenin dev
ihtişamı içinde bir hiç gibidir.

Ama insan çoğu zaman, tüm bunları düşünmeden, kendini çok büyük bir varlık
zannederek, kibir ve gurura kapılarak yaşar.

Allah'ın yarattığı aciz bir varlık olduğunu, bir gün öleceğini ve Allah'ın
huzurunda hesap vereceğini unutur. Dahası, evrende bir kum tanesi kadar
bile yer tutmayan dünyaya, büyük bir hırsla bağlanır.

Oysa yakında ölecek ve bu küçük dünyanın küçük bir köşesine gömülecektir.

Ahirete gitmeden önce Allah kendisine acizliklerini mutlaka gösterecektir.

Eğer genç bir yaşta ölmezse, dünya hayatında yaşayacağı acizliklerin en
önemlisi yaşlılıktır.

YAŞLILIK

İnsanların çoğu günlük yaşamın koşuşturmasına kapılmış bir şekilde yaşar.

Zaman bu koşuşturmanın içinde hızla akıp gider.

Günler, aylar, yıllar göz açıp kapayıncaya kadar geçer

İnsan da zamanla birlikte hızla yaşlanır

Ama insanlar nedense bu gerçeği yok saymaya çalışır. Sanki hiç
yaşlanmayacaklarını zannederler. Oysa hiç bitmeyecek zannedilen gençlik
günleri çok kısadır.

Hemen herkes bir gün yaşlanacağının bilgisine sahiptir. Ama genç bir insan
bu konuyu kendisine her zaman uzak hisseder.

Ve, birgün, yaşlı, güçsüz ve aciz bir insan olmayı kendisine konduramaz.

Ancak zaman herşeyi yıkıma uğratır. Bu, dünyanın bir kanunudur.

Örneğin tatlı, lezzetli ve hoş kokan bir portakal zamanla birlikte çürür.

Bir elma kısa sürede bozulur.

İnsan güzelliğinin bozulması da çok kolaydır.

İnsan güzelliğinin en önemli unsurunu oluşturan deri, yıllar geçtikçe
esnekliğini kaybeder, incelir ve sarkar. Gençlik yıllarında parlak ve
pürüzsüz olan cilt, yaşlılıkla birlikte kırışır.

Kuru bir toprak gibi bütün canlılığını kaybeder.

Yaşlılıkla birlikte saçlar beyazlar ve dökülür.

Vücuttaki her organ yaşlılığın getirdiği yıkımdan nasibini alır...

Örneğin burun ve kulak zamanla sarkar...

İnsanın sadece dış görünümü değil, duyuları da yaşlanır. Sinir hücrelerinde
yenilenme olmadığı için, yaş arttıkça insanın tüm duyularında belli bir
kayıp oluşur. İnsan yaşlandıkça daha az görmeye, daha az duymaya başlar.

Yaşlı insanların bedenlerinde görülen yıkım ve tahribat, dünya hayatının
geçiciliğinin çok çarpıcı bir örneğidir.

Gençlik yıllarında fiziksel güzelliğiyle tüm dünyayı kendisine hayran
bırakmış şöhretler, sanatçılar, sinema yıldızları veya politikacılar
yaşlılık dönemlerinde çok daha farklı olurlar. Güç ve güzelliklerini
tamamen yitirirler.

Örneğin güç ve çeviklikleriyle ün kazanan sporcular, yaşlandıklarında eli
ayağı zor tutan insanlar haline gelebilir.

Burada genç ve yaşlı hallerini gördüğünüz ünlüler, dünya hayatının
geçiciliğini belgelemektedir

Bir gün sizin de cildiniz işte tam böyle olacak.

Ve aynaya baktığınızda işte böyle bir görüntüyle karşılaşacaksınız.

İNSANIN ACİZLİĞİ

İnsan çok genç bir yaşta, geleceğe ait bir çok planı varken amansız bir
hastalığa yakalanıp yaşamını yitirebilir.

Günümüzde milyonlarca insan, kanser veya tedavisi olmayan benzeri
hastalıklar nedeniyle genç yaşta ölmektedir.

Tedavisi henüz bulunmamış birçok virüs vardır. Ve küçücük bir virüs insanın
ölümü için yeterlidir.

İnsanın birgün böyle bir hastalığa yakalanmayacağına dair hiçbir garantisi
yoktur.

Örneğin beyindeki damarlardan biri, ortada hiçbir sebep yokken
yırtılabilir. Bu küçücük damarın çatlaması beyinde ciddi bir hasara neden
olur. Artan kan basıncı beyin hücrelerini öldürür ve insan yaşamının geri
kalan kısmını sakat, felçli veya zeka özürlü olarak geçirebilir.

Örneğin üniversitesi öğrencisi olan biri geleceğe yönelik büyük planları
olabilir.

Ancak bir gün, aniden fenalaşıp ve yere yığılabilir.

Hemen hastaneye kaldırılır.

Beyin damarlarından biri yırtılmış ve ağır bir beyin kanaması geçiriyor
olabilir.
Hemen ameliyata alınır ama beyninde ağır bir hasar meydana geldiği sonucuna
varılabilir.

Ve sonuç olarak kısa süreli hafızasını tümüyle yitirdiği anlaşılabilir. bu
yukarıda anlattığımız durum, çok olağanüstü bir durum olmayıp yaşanmış bir
olaydır.

Akademik kariyeri ve avukat olma hayalleri tamamen sona eren Cambridge
üniversitesinde hukuk öğrencisi olan Jeremy Kaoz'un yaşadığı bir durumdur.

Bu olaydan sonar Jeremy, gördüğü ve duyduğu her şeyi beş dakika sonra
tümüyle unutuyordu.

Bu yüzden yaptığı her şeyi teybe kaydetmek zorundaydı.

Öyle ki beş dakika önce yemek yiyip yemediğini bile hatırlamak için
teybindeki kaydı tekrar dinlemesi gerekiyordu.

Gelecekte başarılı bir avukat olmayı planlarken, bir anda beş dakika önce
ne yaptığını dahi hatırlayamayacak kadar aciz, yardıma ve bakıma muhtaç bir
insan oldu.

.Bu örnekleri çoğaltabiliriz; bir sabah uyandığında yüzünde bir ağrı
hisseden ve doktora gittiğinde kanser olduğu anlaşılan başarılı bir iş
adamı; geçirdiği herhangi bir rahatsızlık sonucu beyninde ciddi bir hasarın
oluşması ile bundan sonraki hayatını zeka özürlü biri olarak geçiren mutlu
bir evliliği olan bir bayan.

Bu gerçekler karşısında insan dünyaya bağlılığının ne derece anlamsız
olduğunu düşünmelidir. Anlamalıdır ki sahip olduğu şeyler, aslında
denenmesi için geçici olarak kendisine verilmiştir. İnsanı yaratan
Allah'tır. Ve onu tüm tehlikelerden koruyan da yalnızca O'dur. Allah
dilerse hastalık verir ve aczini hatırlatacak eksiklikleri insan bedeninde
yaratır. Çünkü dünya Allah'ın yarattığı bir imtihan yeridir. Bu imtihan
yerinde Allah'ın rızasına uygun davrananlar, O'nun emrettiği gibi güzel
ahlak gösterenler sonsuza kadar cennette yaşamaya hak kazanacaklardır.
Büyüklenenler ve birkaç on yıllık dünya hayatını sonsuz hayatına tercih
edenler ise dünyada da ahirette de eksikliklerden, acizliklerden ve
sıkıntılardan kurtulamayacaklardır.

Dünya hayatında insanları bekleyen tek tehlike hastalıklar değildir.

İnsan bir kaza sonucunda yaşamını yitirebilir veya sakat kalabilir.

Gazeteler hergün onlarca kaza haberiyle doludur.

Bu haberlerdeki insanlar, ölmeden önce, az sonra öleceklerini akıllarından
bile geçirmemişlerdir.

Yakın vadede gerçekleştirmeyi düşündükleri bir çok planları varken,
kendilerini günlük yaşamın koşuşturmasına kaptırmışken, bir kaza sonucunda
ölüm onları bulmuştur.

Ve muhtemelen bu metni okuyan insanların arasında da genç yaşta veya hiç
beklemedikleri bir anda ölecek olan kişiler bulunmaktadır.

Siz de bu insanlardan biri olabilirsiniz.

Günlük yaşamda insanın karşılaştığı acizlikler, dünya hayatının
eksikliğinin ve geçiciliğinin bir başka delilidir.

Bu bedenin sürekli temizlenmesi, beslenmesi ve dinlenmesi zorunludur.

Kendilerini çok güzel veya yakışıklı bulan ve bununla kibirlenen insanlar,
sabah kalktıklarında hiç de güzel görünmezler..

İnsanların büyük bir bölümü bu saydığımız eksiklikleri çok "doğal"
eksiklikler olarak görürler. Neden bu kadar aciz ve eksik yaratıldıklarını,
bakıma ve temizlenmeye muhtaç olduklarını düşünmezler. Oysa eğer Allah
dileseydi insanda bu eksiklik ve acizliklerin hiçbiri olmazdı.

Nitekim başka canlılar insan kadar muhtaç değildir. Örneğin bir çiçek,
kapkara ve çamurlu bir topraktan çıkmasına ve bakım nedir bilmemesine
rağmen her zaman tertemizdir ve mis gibi kokar.

Allah dileseydi, insan da yaşamının her anında bir çiçek kadar temiz
olabilirdi. Veya hiçbir zaman hastalanmayabilir, hiçbir zaman ağrı, acı
nedir bilmeyebilirdi. Ancak insan, aczini bilmesi için özellikle eksik,
zayıf ve bakıma muhtaç yaratılmıştır.

Bir imtihan yeri olarak yaratılan bu dünyadaki her şey yaşlanmaya, eskimeye
ve yok olmaya mahkumdur.

Gerçek ve ebedi nimetler ancak Allah'ın katındadır.

Allah, Hadid Suresinde, dünya hayatının gerçek durumunu insanlara şöyle
hatırlatır:

Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun, ' tutkulu bir oyalama', bir süs,
kendi aranızda bir övünme , mal ve çocuklarda bir 'çoğalma-tutkusu'dur. Bir
yağmur örneği gibi; onun bitirdiği ekin ekicilerin hoşuna gitmiştir, sonra
kuruyuverir, bir de bakarsın ki sapsarı kesilmiş, sonra o, bir çer-çöp
oluvermiştir. Ahirette ise şiddetli bir azab; Allah'tan bir mağfiret ve bir
hoşnutluk vardır. Dünya hayatı, aldanış olan bir metadan başka bir şey
değildir. (Hadid Suresi, 20)

DOĞAL AFETLER

Hastalıklar, fiziksel acizlikler ve yaşlılığın yanısıra, dünya hayatının
geçiciliğinin bir başka kanıtı daha vardır;

Doğal afetler.

ÖLÜM

Buraya kadar anlatılan bütün konuların yanısıra herkesin üzerinde düşünmesi
gereken çok önemli bir gerçek daha vardır: insanın kendi ölümü

İnsanların çoğu, kendi ölümlerini düşünmekten kaçınır.

Bir gün artık bu dünyada yaşamayacaklarını düşünmezler.

Ancak bir taraftan da ölüm insanları çepeçevre kuşatmıştır.

Bu film süresince ülkemizde yaklaşık 60 kişi ölecektir.

İnsanlar günlük yaşamlarında ölüme şahit olmazlar.

Ölüm, günümüzde televizyon ve sinemada bir heyecan unsuru olarak
kullanılır.

Ancak gerçekte ölüm, her insanı bekleyen kaçınılmaz bir sondur.

Ve dünya hayatının en büyük gerçeğidir.

Bugüne kadar yeryüzünde milyarlarca insan yaşamış ve ölmüştür.

İzlediğiniz iskeletlerin her biri, bir zamanlar tıpkı sizin gibi idealleri,
aileleri ve geleceğe ait planları olan birer insandı. Ancak onlardan geriye
yalnızca müzede sergilenen kemikleri kaldı.

Yüz yıl önce dünya üzerinde yaşayan insanların hemen hiçbiri, bugün
yaşamıyor.

Yaklaşık yüzyıl sonra, şu anda çevrenizde gördüğünüz insanların hepsi,
ölmüş olacak . Yalnızca onlar değil tanıdığınız, bildiğiniz, sevdiğiniz ve
sevmediğiniz bütün insanlar ve onlarla birlikte siz de ölmüş olacaksınız.

Çünkü kolunuzdaki veya duvardaki saatin her vuruşu, sizi öleceğiniz ana
biraz daha yaklaştırır.

Aslında zaman denilen kavram, insanlar için ölecekleri gün bitecek olan bir
geri sayımdır.

Örneğin bu yazıyı okuyan her insanın kaç gün, kaç saat, kaç dakika
ömürlerinin kaldığı şu anda belirlidir.

Ve her an bu toplam zaman sıfıra doğru geriye gider.

Ve sonunda kaçınılmaz an gelir, geri sayım biter.

Yıllardır atan kalbiniz durur.

.ve son nefesinizi verirsiniz.

Ölüm gelip çatar.

Unutulmamalıdır ki, ölümle birlikte insanın sonsuza kadar sürecek olan
gerçek yaşamı daha yeni başlar. Her insan ölümün ardından yepyeni bir
yaratılışla diriltilecek ve Allah'ın huzurunda hesap verecektir. Dünya
hayatında Allah'a samimi bir kalple iman eden , O'na gereği gibi kulluk
edenler, işledikleri hatalardan dolayı pişman olup O'na tevbe edenler,
sonsuz cennet nimetleriyle karşılık bulacaklardır.

Dünya hayatının geçici süslerini Allah'ın rızasına ve ahirete tercih
edenler ise, hiç ummadıkları şekilde azapla karşılaşacaklardır.

O halde insana düşen, dünya hayatının geçici süsüne aldanmamaktır. Dünya
üzerindeki hiçbir güzellik insan için bir amaç olamaz. Bunlar ancak birer
araçtır.

İnsanın asıl amacı ise, kendini yaratmış ve ona türlü nimetler bahşetmiş
olan Allah'a kulluk etmek, O'nun rızasını aramaktır.

İnsan bilmelidir ki, dünya hayatındaki her şey geçicidir. Allah ise sonsuz
olandır. Bir Kuran ayetinde Allah, dünya hayatının gerçeğini şöyle buyurur:

Yer üzerindeki her şey yok olucudur; Celal ve ikram sahibi olan Rabbinin
yüzü baki kalacaktır. (Rahman Suresi, 26-27)

SONUÇ

Yaşadığımız bu dünya geçici bir mekandır. Ve dünyadaki her şeyin bir sonu
vardır. İnsanın da bir sonu vardır. Her insan, eninde sonunda mutlaka ölüm
gerçeğiyle karşı karşıya gelir. Ve bu dünyada sahip olduğu her eyi
arkasında bırakarak ahirete gider.

Dünyanın değersiz süsleri için hırsa kapılmak, bunlar için dini terk etmek,
ihtiras, gerilim ve endişe dolu bir hayat sürmek, insanı olabilecek en
büyük kayba uğratacaktır.

İnsan kendini Allah'a teslim etmeli, O'na güvenmeli ve O'nun öğrettiği
güzel ahlaka göre yaşamalıdır.
Diğer insanlara karşı mütevazi, hoşgörülü, bağışlayıcı ve yardımsever
olmalıdır. Dürüst, samimi, fedakar ve adaletli davranmalıdır.

Bu güzel ahlakı gösteren insan, nefsinin bencil tutkularından korunmuş
olur. Ve insan ancak bu yolla kurtuluşa erebilir. Allah Kuran'da şöyle
buyurmuştur:

... Kim nefsinin 'cimri ve bencil tutkularından' korunmuşsa, işte onlar,
kurtuluş bulanlardır. (Haşr Suresi, 9)
DİKKAT!

Belki de bu yazı...

ölümünüzden önce...

size ölümü hatırlatmak...

ve ahireti düşündürmek için yapılan...

son uyarıdır.
Ekleme Tarihi: 15.03.2006 - 12:52
Bu mesajı bildir   Humeyra Yildirim üyenin diğer mesajları Humeyra Yildirim`in Profili Humeyra Yildirim Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
~HiLaLaY~ su an offline ~HiLaLaY~  

2765 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 17.02.2006
En Son On: 04.12.2007 - 11:08
Cinsiyeti: Bayan 
Rabbim bizi her an ölümü hatırlayan kullardan eylesin, hayırlı ölümler nasip etsin inşallah...

Selam ve Dua ile...
Ekleme Tarihi: 15.03.2006 - 15:00
Bu mesajı bildir   ~HiLaLaY~ üyenin diğer mesajları ~HiLaLaY~`in Profili ~HiLaLaY~ Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 876 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
ambulans64 (60), salihbayram (52), opel (54), islamci_genc (37), celal1974 (50), savage41xxx (52), LAZPARATOR61 (45), kral29 (35), siseyna (43), demir_kralll (33), yepremreha (47), YA_rab (31), zompur (54), ALMILA_GÜL (56), Mystigue (53), kecmk (53), akpinar61 (59), aqabe (60), agenc24 (52), y.erkek (52), internet22 (41), kutsalsavasc&ya.. (37), karindas (45), sehadet_61 (46), Serdar_ (44), bahtiyar28 (54), maun (42), bayramsalih (52), arifünal (64), HANCEREN (55), mecruh (45), MuSLimaNKa (34), bilalkale (50), DeLiCaN (944), veysel setdibi (62), tilli (51), erzurumlunet (46), sema_ihl (38), cemre (52), m.kara (58), yyunuss (39), x_X_x (41), Muhammed1968 (57), hçerçi (72), lcd (47), fatihreis (39), Baharayyildiz (40), haci_nl (47), cemil (46), yakupakyuz (60), gazikoc58 (51), Ankebut57 (45), L a V i N i a (40), sofu_23 (51), Beyaz dilek&cce.. (40), tabu (50), sümbül (37), yakupalan (45), Alperen Eren (46), HikmetSagir (81), YaSaX (44), Barnabas (39), islamasevdal&ya.. (38), ilyas1970 (54), criminalist (52), Ayhan-61 (58), nurayaz (30), mörscher (58), basmuharrir (58), Goodmanx (57), mahmut1968 (56), djnefret (41), karadeniz krali (54), ayseli (58), cengo06 (62), yasarerkek (52), hz.ömer (37), ismailxxx (46), tayyarozbak (40), karamurat1 (51), sari_kiz (38), kaslim (42), ayyildiz_70 (34), The Mediterrane.. (53), bahadir (50), ~TUTI~ (37), dostahasret (43), Selinnurx (56), apocalyptica (45), markat (46), derlerkahin (46), isa dogan (50), EROL AKBULUT (56), Yaseminnur (37), sehadet_aski (42)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.55023 saniyede açıldı