*´¯`·.¸.·´¯`·.((( RAVDA.net ))).·´¯`·.¸ | SeVGiYe aÇILaN KaPI

	Anasayfa Yap
	Favoriye Ekle
	İrtibat

Üye Girişi

Üye Ol

Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193

Forum Anasayfa » K İ T A P / K Ü L T Ü R / S A N A T » KİTAP & DERGİ » ZOR AŞK (1. BÖLÜM)

önceki konu sonraki konu

Bu konuda 1 mesaj mevcut

Sayfa (1): (1)

Ekleyen

Mesaj

	AFFET_ALLAHIM

ZOR AŞK (1. BÖLÜM)

50 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 14.05.2005

En Son On: 06.05.2006 - 14:30

Cinsiyeti: Bayan

COK GÜZEL Bİ HİKAYE OKUMANIZ TEMENNİSİYLE...
Allah(c.c.) bir kuluna hidayet etmeyi, onu bağışlamayı, sonra onu sevip, ondan razı ve hoşnut olmayı dilediği zaman o kuluna tövbe kapılarını sonuna dek açar ve onu rahmet bahçesine davet eder.

İşte o rahmet bahçesi, Allah dostunun kapısıdır. İnsan o kutlu dergahta, nefsin ve şeytanın tuzaklarından kurtulur. Allah’ın nuruna ve sevgisine gark olur.

İsmim Aylin, 1984 İzmir doğumluyum. Babam İzmir’in hatırı sayılır işiyle ün yapmış, zengin doktorlarından biridir. Ne yaptığımı merak ediyorsunuz. Evet üniversite eğitimi alıyorum. Gencim,çılgınım ve eğlenmeyi düşkünlük derecesinde seven bir yapıya sahibim. Çevrem gibi,benimde özgür bir yaşamım var. Genellikle mini etek giyer, saçımı türlü türlü boyatırım.

Babam asla hayatıma karışmaz. Varı yoğu işidir onun. Çok başarılıdır ve oldukça çok kazanmaktadır. Annemse zengin aile çocuğu olarak büyümüş, onunda zaafı kumar, ama içkiyi de pek çok içer. Hepimiz bir görünsek de çok ayrıyız birbirimizden, birbirimizle ilgilenecek vaktimiz yok denecek kadar az, kısacası aslında paramparça olmuş. Vazolardan pek farkı yok hayatımızın.

Yüzüm çoğu zaman gülerdi, lakin iç dünyam birazcık karışıktı. Türlü türlü hislere kaptırdığım zamanlar oluyordu kendimi. Bir gece bir rüya gördüm. Yüzünü göremediğim, sadece siyah sakalını görebildiğim yaşlıca bir adam ‘ gel bize, gel bize’ diye bana hitapta bulunuyordu. Sonra aniden kayboluyordu.

Sabah uyandığımda, gördüğüm rüyayı pek önemsemedim. Kahvaltımı yapıp okulun yolunu tuttum. Hayatı oldukça seviyordum. Çılgın tarafım çoğu zaman ağır basardı. Sahil boylarında koşar eğlenir, diskolarda sabahı ederdim. Dünya sanki koca bir balondu benim için. Gözüm hiçbir şey görmüyordu.

Aradan bir hafta geçmişti. Yine aynı rüyayı gördüm. Ama yine umursamamış, gülüp geçmiştim. O gün okulda başörtülü bir kız gördüm. Yanımda arkadaşlarım onunla dalga geçiyorduk. Hatta ‘ yobaz,yobaz’ diye bağrışıyorduk. Ama o hiç yolunu,vaziyrtini değiştirmedi. Bizi umursamadı. Hiç sevmezdim, hep kınar dururdum bu türbanlı kızları.

Bizde bazı hadseler taban, tabana zıttı. Mesela annem, sürekli kumar oynar, devamlı da kaybederdi. Halbuki babam sürekli kazananlardan dı. Babam Avrupa da eğitim görmüş, çağdaş sıfatını hak etmiş insanlardandı. Annem ise çok zengin bir ailenin kızıydı.

Hep el üstünde büyütülmüş, neredeyse hiçbir isteği geri çevrilmemişti. İşte ben de şimdi tıpkı annem gibi yetiştiriliyordum.

En büyük zevkim alışverişti. Çeşit, çeşit ayakkabılar, elbiseler, kıyafetler almayı çok severdim. Ama hepsinin eteği kısa olmalıydı. İçlerinden birisi kısa olsa annem babam bana çok kızardı ‘bizi rezil mi etmek istiyorsun’. Ayrıca yabancı müzik dinlemeyi de çok seviyordum. Hayatı hiç mi hiç umursamıyor, eğlenceme bakıyordum.

Okulda, neredeyse herkes beni tanıyordu. Erkeklerden, çek geniş bir hayran kitlesine sahiptim. Dalgamı geçmeyi ihmal etmezdim uzun etek giyen fakir insanlarla. Etrafımda pervane olup dönüp duran pek çok tutkunum vardı.

Sonra o rüyayı tekrar gördüm. Bu sefer biraz etkilenmiş, sanki ruhuma bir cemre düşmüştü. Soru işaretleriyle boğuşup duruyordum kafamın içinde. Ama manasını bir türlü anlayamıyordum. Sonra o okulda gördüğüm türbanlı kız aklıma düştü. Acaba ona anlatsam, bir şey anlarmıydı ki? Yoksa benimle dalgasını mı geçerdi. Vazgeçtim, hayatıma devam etme kararını aldım. Böylece günler ard arda geçip durdu ömrümden. Bir gün epeyce hastalandım. Ateşler içinde kalmış,baygın vaziyette yatıyordum. Babam, böyle hastalandığım zamanlarda, her gün yanımdaydı. Fakat, sağlıklıyken yüzünü ancak 3 ayda bir görebiliyordum. Başımda bir gariplik dönüp dönüyordu.hasta yatarken yine o rüyayı görmüştüm. O sakallı adam habire çağırıp duruyordu beni. İyice kafama takılmaya başlamıştı bu rüya artık. Anlamını çok merak ediyordum. Ruh alemimde değişik kıpırdanmalar olmakta, meraktan da neredeyse çatlamaktayım. Kesin bir karar aldım. Okulda ki türbanlı bayana bu rüyayı aktaracaktım. Çünkü rahatım kapmış, bir tedirginlik, bir bekleyiş ruhumu sarmıştı. Haftalar geçti, ama o kızı bir türlü göremedim. İçimden bir şey sürekli bani yakalayıp duruyor, aynı zamanda da bir tuhaf korkuda hissediyordum. Sormaktan onun için de çekiniyordum bazen. Sonunda o kızı yakaladım ve hemen atıldım. -Size bir şey sorabilirmiyim?
-Tabii ki
-Çok korkuyorum. Ben bu aralar devamlı bir rüya görüyorum. Yüzünü göremeyip, sakalını gördüğüm bir yaşlı adam bana ‘gel bize, gel bize’ diye seslenip duruyor. -Rüyamın anlamı nedir? Anlatabilirmisiniz? Bana.
-Hımm,bu çağrılma işaretidir. Biri seni çağırıyor.
-Kim? Nereye çağırıyor.
-Bilmem
-Pardon, isminizi sormayı unuttum, isminiz?
-İsmim Hatice
-Sağ ol Hatice.

Bu arada içimden ‘bu ne biçim isim’ diye alay ediyordum konuştuğum kızla.
-Bir şey değil.

Bu rüya kafama takılıp kalmıştı. Bir gün babamla oturuyorduk. Aklımdan babama rüyamı anlatmak geçti. O doktordu, beklide rüyamı doğru yorumlar, bana yol gösterirdi. Sonra hemen vazgeçtim bu fikrimden, düşündüklerim bana doğru gelmemişti. Aklıma yatmadı bu fikir nedense.

Babamdan ayrıldıktan sonra,bizim tayfayı topladım. Beraberce sahile indik. Kocaman bir ateş yaktık. Etrafında dans edip şarkılar söyleyip durduk sabaha dek. Bu arada içkiyi de çok kaçırmıştım. Sabah midem bulandı, yiyip içtiğim her şeyi kustum. Akşama kadarda yattım kaldım yatağımda. Okula da gitmedim.

Gece vaktine yakın, hizmetçimiz beni uyandırdı. Kalkıp yüzümü yıkadımkendimi çok yorgun hissediyordum. Günü evde geçirmeye karar verdim. Salona geçip kahvaltımı yedikten sonra, kendimi odama attım. Rüya aklımdan bir türlü çıkmıyordu. Aklımda onlarca soru uçuşuyordu. Merak,telaş ve endişe içinde bekliyor,bu rüyanın hayatımda köklü değişikliklere yol açabileceğine inancım gün geç tikçe artıyordu. Ama çözemiyordum ve tam olarak çözmemde imkansızdı. Lakin anahtarın hatice’nin yanında olduğuna dair hissiyatımda son derece kuvvetliydi.

2.Bölüme Geçiniz.GERCEKTEN COK GÜZEL Bİ HİKAYE...

Ekleme Tarihi: 14.11.2005 - 16:25

Pozisyon düzeni - imzaları göster

Sayfa (1): (1)

önceki konu sonraki konu

Kategori Seç:

Sitemizde şu an Yok üye ve 779 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_

[ Admin Moderator Vip Üye ]

Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
meleknur58 (71), fatih4194 (45), F.U (43), güngör (51), mematii (41), ravza81 (43), turgay gnl (63), mgs 41 (55), ilknurakan07 (44), islamicboy (40), eminefendi (51), mirac6363 (45), adempece (52), AKKUS61 (50), binerve (41), ahirzaman (57), akay-350 (46), nuraymelek95 (29), AydinG (39), batuhan_ (47), markad (50), simales (39), bülent21 (43), mucahide33 (39), polat0000 (59), gülkokuþl.. (41), minik (43), Baykara (38), mecide_sümeyye (35), mustafakumbar (53), gringo (51), vefalidost (50), saidmirza (55), yaramaz (41), vuslateli (37), pascal (37)

24 Saatin Aktif Konuları

Copyright © ((( RAVDA.net ))) * İrtibat * RAVDA Reklam Servisi * Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.

Sayfa 0.55053 saniyede açıldı