generique plaquenil hydroxychloroquine stromectol ivermektin ivermektine prograf propecia proscar protonix protopic provas comp provas maxx provas provera pyridium ranimed ranisifar rebetol red viagra regepar reglan remeron reminyl renagel renova requip resochine retin a retrovir revatio revia rheumatrex rhinocort rhinovent risperdal rivodarone robaxin rocaltrol rogaine rudopram rulid rulide salazopyrin saroten selecim septicol
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Hoşgörücüler ve Diyalogcular!Hzİbrahim’in Kaç Tane Dini Vardı?

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 11 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Hoşgörücüler ve Diyalogcular!Hzİbrahim’in Kaç Tane Dini Vardı?

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 31.07.2020 - 00:50
Cinsiyeti: Erkek 
Hoşgörücüler ve Diyalogcular!Hzİbrahim’in Kaç Tane Dini Vardı?
"İbrahimî Dinler" aldatmacası Neymiş Efendim? "İslâm–Hıristiyanlık–Yahudilik"
bunlar İbrahimî dinlermiş, Hepsinin kökü aynıymış, bunlara toptan İbrahimî dinler dendiği gibi, semavî dinler de denirmiş Yahu siz kimi kandırıyorsunuz?
Bugün ümmet–i Muhammed'e kan kusturan, Filistin'i topyekûn ateşe vermiş olan, Irak'ı alevlerle kuşatmış olan, Yahudi ve Hıristiyanlar değil mi?
Çağdaş Nemrutlar ve Ebû Lehebler
Tevhidin sembolü Hz İbrahim Aleyhisselâm, Nemrud'un putlarını baltayla teker teker kırıp yer ile yeksan edince, o azgın kavim:
"Dediler ki: putlarınızın intikamını almak istiyorsanız, şunu yakın da tanrılarınıza yardım edin" (Enbiya, 68) ve Nemrud, İbrahim Peygamberin ateşte yakılması emrini verdi Bunun üzerine putperest halkın çoluğu çocuğu, genci ihtiyarı seferber olup, ne kadar odun, ağaç varsa kesip, büyük bir meydana toplamaya başladılar
Böylece bu odun hamalları, bir ay odun taşıyıp getirdiler ve dağlar gibi odunları yığdılar Tam yedi gün yedi gece de bu odunların tutuşturulması sürdü Öylesine büyük bir ateş yakıldı ki, görenlerin korkudan dudakları uçukladı Tutuşan odunların alevleri göklere yükseliyor, bu alevler bir günlük mesafeden gözüküyordu Ateşin şiddet ve dehşetinden vahşi hayvanlar dahi korkup kaçmışlardı
Nihayet sıra İbrahim Aleyhisselam'ı ateşe atmaya geldi, ama yaklaşabilmek mümkün mü?! Ateş öylesine korkunç, alevler öylesine hararetliydi ki, ne insan yaklaşabiliyor, ne de civarda kuş uçabiliyordu Şayet uçacak olsa, kebap olup aşağı düşer, biraz yaklaşanda da tüy tüs bırakmaz yakardı
Bunun üzerine bir mancınık yaptılar Bu mancınıkla Hz İbrahim'i o cehennemî ateşe atacak ve çatır çatır yakacaklardı Yaksınlar da, insanlar Nemrud'un ne kadar güçlü olduğunu anlasın ve bir daha ona karşı gelemesinler Bundan böyle Hz İbrahim ve onun yolundan gidecek olanlar bir daha putları kırmaya cesaret edemesinler…
Rivayet edilir ki, bu sırada minicik bir karınca, küçücük ağzına bir damla su alıp, o bulutları yalayan korkunç alevlere doğru koşmaya başlamış O esnada bir başka karınca ise, onun bu telaşını görmüş ve yanına yanaşıp:
"Böyle koştura, koştura nereye gidiyorsun?" diye sormuş Ağzında bir damla su taşıyan karınca demiş ki:
"Duydum ki Nemrud, Hz İbrahim'i yakmak için büyük bir ateş tutuşturmuş
İşte o ateşi söndürmek için koşuyorum" Tabiî bu cevabı işiten diğer karınca acı acı gülmüş ve arkadaşına:
"Yahu o cehennemi andıran ateşe karşı senin bir damla suyun ne yapabilir ki?" deyince, su taşıyan karınca:
"Olsun! Hiç olmazsa dostluğum belli olsun! Tarafım belli olsun!" demiş
Tabiî bu olayda kertenkele de kendisine bir görev üstlenmiş O da Hz İbrahim'in ateşini güya harlatmak için üflüyormuş Bir arkadaşı onun bu nefes nefese üfürüşünü görünce söylemeden geçememiş:
"Yahu ateş zaten harlamış, gürlemiş, dağlar gibi olmuş Sen üfürsen ne olur üfürmesen ne olur?" Diğeri cevap vermiş:
"Olsun! Düşmanlığım belli olun, safım belli olsun!"
Bugün de çağdaş Nemrutlar, teknolojinin tüm imkânlarını seferber ederek, dünyayı, özellikle de Ortadoğu'yu cehenneme çevirmeye çalışıyorlar Nemrutlar emrediyor, tevhid düşmanları, odun hamalları "Hammâlete'l–hatab"lar hemen odun toplamak için seferber oluyor Sanki her biri:
"Putlarınızın intikamını almak istiyorsanız, tevhid ehlini, yurtları, yuvaları ile birlikte ateşe verin!" diyen putperest kavmin bu çağdaki görüntüsü… Orada yaşayan Müslüman halkı, Hz İbrahim'e yaptıkları muameleye tâbi tutarak çatır çatır yakmak için el ele, omuz omuza vermişler Bu ateşin daha da şiddetlenmesi, büyümesi ve genişlemesi için Nemrûdî bir tavır içinde eylem birliği yapıyorlar Ki ne kadar güçlü olduklarını dünya görsün de, kimse onlara karşı gelemesin
Çağdaş Odun Hamalları
Resûlullah'a eziyet etmek için yoluna dikenler döken Ümmü Cemil hakkında, Kur'an "Hammâlete'l–hatap" "odun hamalı" diyor Bu kadın, küfürde, Resûlullah'a düşmanlıkta, ona eza ve cefa etmekte, kocası Ebû Leheb'e destekçiydi Araplar böyle fitneye çalışan, insanlar arasında fesat çıkarmak isteyen kovuculuk yapan bozgunculara "odun hamalı" derlerdi Yani, yaptığı kovuculukla, fitne ateşini yakmak, çoğaltmak için bir nevi odun taşıyor İşte "Tebbet sûresi", baştan sona Ebû Leheb ve karısını zemmederek, onların helâk olup şiddetli bir azaba atılacaklarını ihtar eder Bu arada belki bazılarınızın hatırına şöyle bir soru gelebilir:
"Tebbet" gibi başlı başına bir sûre, sadece iki kâfir için mi, Ebû Leheb ve hanımı için mi nazil oldu? Efendim, Kur'an kıyamete kadar bâkî olduğuna göre, hiç şüphesiz bu sûrenin de muhatapları kıyamete kadar var olacaklardır Orada Ebû Leheb'den ve hanımından bahsediliyor; lâkin bu sadece onların şahıslarını belirtmekten ibaret olmayıp, onların vasıflarına ve bu vasıfta onlara benzeyenlerin hâllerine de işaret etmektedir Evet, bu sûre Ebû Leheb ve kıyamete kadar onun kafasında olan bütün Ebû Lehebler için inmiştir Ebû Leheb demek "Alev Babası" demektir Yani kinaye yollu cehenneme atılacağına bir işarettir Dolayısıyla Allah'ın dinine ve Peygamber'ine düşman olanlar, düşe kalka da olsa Resûlullah'ın yolundan gitmeye gayret edenlerin yollarına dikenler döken "Hammâlete'l–hatab"lar da, çirkin planlarının ve kötü icraatlarının karşılığında hem dünyada felakete uğrayacak, hem de âhirette şiddetli bir azaba müstahak olacaklardır Demek ki, sadece saadet asrının değil, her asrın, her devrin bir Ebû Leheb'i mutlaka vardır ve olacaktır Şair ne güzel söylemiş: "Ebû Cehil ölmedi, Ebû Leheb kıtalar dolaşıyor" diye…
Ortadoğu'daki gelişmeleri gözden geçirdiğimizde şiddet ve kan daha da artacak gibi… Orada bir yangın var Müslüman halkların yaşadığı bu beldeler alevlerle kuşatılmış Binlerce masum sivil acımasızca öldürülüyor Ne emniyet, ne huzur kalmamış Buna kayıtsız kalmayalım, bu yangını içimizde hissedelim ve oradaki ateşin diğer Müslüman ülkelerine de sıçramaması için ve o ateşin bir an önce sönmesi için çok dua edelim Ama âdet kabilinden laf olsun diye değil, adamakıllı dua edelim Taa derinden, yana yana dua edelim Sadece dilimizle değil; yüreğimizle isteyelim Rabbimizden
Dua deyip geçmeyin Dua çok muazzam bir manevî destektir Mü'minin silahıdır Hem öyle bir silah ki, şartlarına göre yapıldı mı, atom bombasından daha etkili olacağından şüpheniz olmasın Selçuklu Sultanı Alaaddin, şehrin kalesini tamamladığında, Mevlâna'nın babası Sultanü'l–Ulema Muhammed Bahaüddin Veled Hazretleri'nden bitirilen kaleyi görmesini ve bir değerlendirme yapmasını rica eder Bahaüddin Veled Hazretleri gidip yapılan kaleyi görür ve fikrini şöyle ifade eder:
"Sel felâketlerini, düşman akınlarını önlemek için fevkalade güzel ve muhkem
bina edilmiş Lâkin senin yönetimindeki mazlumların, ezilen insanların dua oklarına karşı herhangi bir tedbir aldın mı?! Çünkü onların dua okları, değil yalnız senin kaleni, yüz binlerce kale burcunu dahi deler geçer ve idaren altındaki memleketini harabeye çevirir
En iyisi sen, adalet ve iyilikten kale burçları yap Hayırlı dua orduları oluşturmaya gayret et Böylesi senin için bu surlardan daha emindir Zira memleketin, hatta dünyanın güven ve huzuru, bu ordularla sağlanır"
Demek ki, adalet ve iyilikten kale burçları, dualardan orduları olmayan zalimler, kesinlikle muvaffak olamayacak ve sonunda helâk olup gideceklerdir Tarih bunların misalleriyle doludur Alev babası Ebû Leheb, Allah'a ve Resûl'üne karşı küfür ateşi yakmak istediğinden, o ateşin odunu olarak helâk oldu Ne malı, ne asalet ve nesebi, ne de kudret ve ihtişamı onu kurtaramadı
Şarktan garba dünyayı yöneten dört hükümdardan biri olan zalim Nemrud, dünyaya hükmedecek kadar güçlü iken, bir sivrisinekle helâk oldu gitti Darısı çağdaş Nemrutların ve Ebû Leheblerin başına…
Fî emânillah!
İBRAHİM ALEYHİSSELÂM HANGİ DİNDENDİR?
Tevhidin sembolü olan Hz İbrahim'den bahsedince, "Dinlerarası Diyalog" yutturmacısıyla beraber servise sunulan, dinleri birleştirme fitnesi, "İbrahimî Dinler" aldatmacası geldi hatırıma… Neymiş Efendim? "İslâm–Hıristiyanlık–Yahudilik"; bunlar İbrahimî dinlermiş, Hepsinin kökü aynıymış, bunlara toptan İbrahimî dinler dendiği gibi, semavî dinler de denirmiş Miş de miş… Yahu siz kimi kandırıyorsunuz? Bugün ümmet–i Muhammed'e kan kusturan, Filistin'i top yekun ateşe vermiş, Irak'ı alevlerle kuşatmış olan Yahudi ve Hıristiyanlar, tevhid inancının sembolü olan İbrahim Peygamber'de nasıl buluşurlar?! Onlar bu icraatlarıyla Hz İbrahim'de değil, olsa olsa Nemrud'da buluşurlar Nemrûdî icraatlar sergileyen, kadın, çocuk, hasta, yaşlı demeden binlerce sivili katleden bu haçlı güruhunun Hz İbrahim'le bir alâkası olabilir mi?! Hatta Hz İbrahim'i ateşe atan zalim Nemrut, bugün kabrinden kalkıp da çağdaş Nemrutların yaptıklarına şahit olsaydı, herhalde dehşete düşerdi
Bir kardeşimiz bütün saflığıyla sormuştu:
"Hocam İbrahimî dinler deyince, Müslümanlık, Hristiyanlık ve Yahudilik kastediliyor Peki İbrahim Aleyhisselâm hangi dindendi?" Bu sâfiyâne soru hoşuma gitmişti Cevap verdim Daha doğrusu Hz Allah Kur'an'da cevap vermişti bu soruya Âcizane olarak, sorunun cevabı olan âyet–i kerimeyi okudum ona:
"Hz İbrahim ne Yahudi ne de Hıristiyandı Fakat o, Allah'ı bir tanıyan dosdoğru bir Müslümandı Müşriklerden de değildi" (Âl–i İmran, 67) İşte Allah'ın kelamında, İbrahim Aleyhisselâm ile Yahudi ve Hıristiyanların hiçbir alâkası olmadığı açıkça beyan edilmiştir Artık bunun üzerine bu bâtıl dinler için "İbrahimî" demenin manası var mı?" İbrahim Aleyhisselâm ve Hıristiyanlık, o kadar zıt ki! Biri hak, diğeri bâtıl; biri tevhid inancına sahip, diğeri teslis inancına… Doğuyla batı, akla kara gibiler…
Sormak lâzım, Filistin'deki alevlere, feryad–u figanlara, Irak'taki bin bir çeşit vahşete rağmen bu canileri "İbrahimî din mensupları" diye ilan edenler, Hz İbrahim'den yana mı yoksa Nemrut'tan yana mıdırlar? Hz İbrahim'in ateşini söndürmek için bir damla su alıp yollara düşen karıncanın izinde mi? Yoksa ateşi harlatmak için üfleyen kertenkelenin yolunda mıdırlar?!
Onlarla ne kadar diyalog yaparsan yap, ne kadar hoşgörülü olursan ol, senden asla razı olmayacaklar Zira Rabbimiz: "aglaHabibim!) Sen onların dinine uymadıkça, ne Yahudiler ne de Hıristiyanlar senden asla razı olmazlar" buyurmuştur (Bakara,120) İşte Kur'an'ın ifadesiyle onları hoşnut ve razı edebilecek yegâne bedel, onların dinine uymaktır Onlar bunun dışındaki her şeyi peşinen reddeder ve ellerinin tersi ile geri çevirirler Öyleyse onları razı etmeye, onlara hoş görünmeye çalışmanın hiçbir manası yoktur
Hani meşhur bir hikâye var, yılanla arkadaş olan adamın hikâyesi…
"Sende çocuk, bende kuyruk acısı oldukça dost olamayız" diyerek dostluklarını bitirmişlerdi İşte o hesap İbrahim Aleyhisselâm, Nemrud'un putlarını baltayla kırıp, yer ile yeksan ettiğinde, nasıl ki Nemrud ve aveneleri kuyruk acılarından sebep İbrahim Aleyhisselâm'ı ateşe atmışlardı İşte bugünkü çağdaş Nemrutlar da Hz İbrahim'in baltasının acısını âdeta her biri kuyruklarında hissediyor ve onun yolundan gidenleri ateşte yakmak istiyorlar Yani anlayacağınız kuyruk acısı meselesi
alıntı
Ekleme Tarihi: 13.05.2009 - 22:47
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
..ERDAL.. su an offline ..ERDAL..  

87 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 11.02.2009
En Son On: 14.05.2009 - 01:34
Cinsiyeti: Erkek 
Başka işin yokmu senin kardeş ya,bunu şimdi Allah için kaç kişi okur,harflerle boğdun bizi farkındamısın,bence vaktini böyle boş şeyler yazarak geçirme,diyalog hoşgörü boş işler sana göre değil,sen namazını kıl,tesbihini çek,türkiye gazetesinin verdiği kitapları oku,arada bizlede paylaş,nasıl tavsiyem hoşuna gittimi...
Ekleme Tarihi: 13.05.2009 - 23:09
Bu mesajı bildir   ..ERDAL.. üyenin diğer mesajları ..ERDAL..`in Profili ..ERDAL.. Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 31.07.2020 - 00:50
Cinsiyeti: Erkek 
Ben Türkiye gazetesi okumam namaz müslümanin borcu ne yapacagim beni ilgilendirir ERDAL kardesim.........
Ekleme Tarihi: 14.05.2009 - 01:11
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
mercanbaba su an offline mercanbaba  
RE: Hoşgörücüler ve Diyalogcular!Hzİbrahim’in Kaç Tane Dini Vardı?

67 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 05.04.2009
En Son On: 14.07.2009 - 22:19
Cinsiyeti: ----- 
Alıntı
Orijınalı Muhtazaf

Hoşgörücüler ve Diyalogcular!Hzİbrahim’in Kaç Tane Dini Vardı?
"İbrahimî Dinler" aldatmacası Neymiş Efendim? "İslâm–Hıristiyanlık–Yahudilik"
bunlar İbrahimî dinlermiş, Hepsinin kökü aynıymış, bunlara toptan İbrahimî dinler dendiği gibi, semavî dinler de denirmiş Yahu siz kimi kandırıyorsunuz?
Bugün ümmet–i Muhammed'e kan kusturan, Filistin'i topyekûn ateşe vermiş olan, Irak'ı alevlerle kuşatmış olan, Yahudi ve Hıristiyanlar değil mi?
Çağdaş Nemrutlar ve Ebû Lehebler
Tevhidin sembolü Hz İbrahim Aleyhisselâm, Nemrud'un putlarını baltayla teker teker kırıp yer ile yeksan edince, o azgın kavim:
"Dediler ki: putlarınızın intikamını almak istiyorsanız, şunu yakın da tanrılarınıza yardım edin" (Enbiya, 68) ve Nemrud, İbrahim Peygamberin ateşte yakılması emrini verdi Bunun üzerine putperest halkın çoluğu çocuğu, genci ihtiyarı seferber olup, ne kadar odun, ağaç varsa kesip, büyük bir meydana toplamaya başladılar
Böylece bu odun hamalları, bir ay odun taşıyıp getirdiler ve dağlar gibi odunları yığdılar Tam yedi gün yedi gece de bu odunların tutuşturulması sürdü Öylesine büyük bir ateş yakıldı ki, görenlerin korkudan dudakları uçukladı Tutuşan odunların alevleri göklere yükseliyor, bu alevler bir günlük mesafeden gözüküyordu Ateşin şiddet ve dehşetinden vahşi hayvanlar dahi korkup kaçmışlardı
Nihayet sıra İbrahim Aleyhisselam'ı ateşe atmaya geldi, ama yaklaşabilmek mümkün mü?! Ateş öylesine korkunç, alevler öylesine hararetliydi ki, ne insan yaklaşabiliyor, ne de civarda kuş uçabiliyordu Şayet uçacak olsa, kebap olup aşağı düşer, biraz yaklaşanda da tüy tüs bırakmaz yakardı
Bunun üzerine bir mancınık yaptılar Bu mancınıkla Hz İbrahim'i o cehennemî ateşe atacak ve çatır çatır yakacaklardı Yaksınlar da, insanlar Nemrud'un ne kadar güçlü olduğunu anlasın ve bir daha ona karşı gelemesinler Bundan böyle Hz İbrahim ve onun yolundan gidecek olanlar bir daha putları kırmaya cesaret edemesinler…
Rivayet edilir ki, bu sırada minicik bir karınca, küçücük ağzına bir damla su alıp, o bulutları yalayan korkunç alevlere doğru koşmaya başlamış O esnada bir başka karınca ise, onun bu telaşını görmüş ve yanına yanaşıp:
"Böyle koştura, koştura nereye gidiyorsun?" diye sormuş Ağzında bir damla su taşıyan karınca demiş ki:
"Duydum ki Nemrud, Hz İbrahim'i yakmak için büyük bir ateş tutuşturmuş
İşte o ateşi söndürmek için koşuyorum" Tabiî bu cevabı işiten diğer karınca acı acı gülmüş ve arkadaşına:
"Yahu o cehennemi andıran ateşe karşı senin bir damla suyun ne yapabilir ki?" deyince, su taşıyan karınca:
"Olsun! Hiç olmazsa dostluğum belli olsun! Tarafım belli olsun!" demiş
Tabiî bu olayda kertenkele de kendisine bir görev üstlenmiş O da Hz İbrahim'in ateşini güya harlatmak için üflüyormuş Bir arkadaşı onun bu nefes nefese üfürüşünü görünce söylemeden geçememiş:
"Yahu ateş zaten harlamış, gürlemiş, dağlar gibi olmuş Sen üfürsen ne olur üfürmesen ne olur?" Diğeri cevap vermiş:
"Olsun! Düşmanlığım belli olun, safım belli olsun!"
Bugün de çağdaş Nemrutlar, teknolojinin tüm imkânlarını seferber ederek, dünyayı, özellikle de Ortadoğu'yu cehenneme çevirmeye çalışıyorlar Nemrutlar emrediyor, tevhid düşmanları, odun hamalları "Hammâlete'l–hatab"lar hemen odun toplamak için seferber oluyor Sanki her biri:
"Putlarınızın intikamını almak istiyorsanız, tevhid ehlini, yurtları, yuvaları ile birlikte ateşe verin!" diyen putperest kavmin bu çağdaki görüntüsü… Orada yaşayan Müslüman halkı, Hz İbrahim'e yaptıkları muameleye tâbi tutarak çatır çatır yakmak için el ele, omuz omuza vermişler Bu ateşin daha da şiddetlenmesi, büyümesi ve genişlemesi için Nemrûdî bir tavır içinde eylem birliği yapıyorlar Ki ne kadar güçlü olduklarını dünya görsün de, kimse onlara karşı gelemesin
Çağdaş Odun Hamalları
Resûlullah'a eziyet etmek için yoluna dikenler döken Ümmü Cemil hakkında, Kur'an "Hammâlete'l–hatap" "odun hamalı" diyor Bu kadın, küfürde, Resûlullah'a düşmanlıkta, ona eza ve cefa etmekte, kocası Ebû Leheb'e destekçiydi Araplar böyle fitneye çalışan, insanlar arasında fesat çıkarmak isteyen kovuculuk yapan bozgunculara "odun hamalı" derlerdi Yani, yaptığı kovuculukla, fitne ateşini yakmak, çoğaltmak için bir nevi odun taşıyor İşte "Tebbet sûresi", baştan sona Ebû Leheb ve karısını zemmederek, onların helâk olup şiddetli bir azaba atılacaklarını ihtar eder Bu arada belki bazılarınızın hatırına şöyle bir soru gelebilir:
"Tebbet" gibi başlı başına bir sûre, sadece iki kâfir için mi, Ebû Leheb ve hanımı için mi nazil oldu? Efendim, Kur'an kıyamete kadar bâkî olduğuna göre, hiç şüphesiz bu sûrenin de muhatapları kıyamete kadar var olacaklardır Orada Ebû Leheb'den ve hanımından bahsediliyor; lâkin bu sadece onların şahıslarını belirtmekten ibaret olmayıp, onların vasıflarına ve bu vasıfta onlara benzeyenlerin hâllerine de işaret etmektedir Evet, bu sûre Ebû Leheb ve kıyamete kadar onun kafasında olan bütün Ebû Lehebler için inmiştir Ebû Leheb demek "Alev Babası" demektir Yani kinaye yollu cehenneme atılacağına bir işarettir Dolayısıyla Allah'ın dinine ve Peygamber'ine düşman olanlar, düşe kalka da olsa Resûlullah'ın yolundan gitmeye gayret edenlerin yollarına dikenler döken "Hammâlete'l–hatab"lar da, çirkin planlarının ve kötü icraatlarının karşılığında hem dünyada felakete uğrayacak, hem de âhirette şiddetli bir azaba müstahak olacaklardır Demek ki, sadece saadet asrının değil, her asrın, her devrin bir Ebû Leheb'i mutlaka vardır ve olacaktır Şair ne güzel söylemiş: "Ebû Cehil ölmedi, Ebû Leheb kıtalar dolaşıyor" diye…
Ortadoğu'daki gelişmeleri gözden geçirdiğimizde şiddet ve kan daha da artacak gibi… Orada bir yangın var Müslüman halkların yaşadığı bu beldeler alevlerle kuşatılmış Binlerce masum sivil acımasızca öldürülüyor Ne emniyet, ne huzur kalmamış Buna kayıtsız kalmayalım, bu yangını içimizde hissedelim ve oradaki ateşin diğer Müslüman ülkelerine de sıçramaması için ve o ateşin bir an önce sönmesi için çok dua edelim Ama âdet kabilinden laf olsun diye değil, adamakıllı dua edelim Taa derinden, yana yana dua edelim Sadece dilimizle değil; yüreğimizle isteyelim Rabbimizden
Dua deyip geçmeyin Dua çok muazzam bir manevî destektir Mü'minin silahıdır Hem öyle bir silah ki, şartlarına göre yapıldı mı, atom bombasından daha etkili olacağından şüpheniz olmasın Selçuklu Sultanı Alaaddin, şehrin kalesini tamamladığında, Mevlâna'nın babası Sultanü'l–Ulema Muhammed Bahaüddin Veled Hazretleri'nden bitirilen kaleyi görmesini ve bir değerlendirme yapmasını rica eder Bahaüddin Veled Hazretleri gidip yapılan kaleyi görür ve fikrini şöyle ifade eder:
"Sel felâketlerini, düşman akınlarını önlemek için fevkalade güzel ve muhkem
bina edilmiş Lâkin senin yönetimindeki mazlumların, ezilen insanların dua oklarına karşı herhangi bir tedbir aldın mı?! Çünkü onların dua okları, değil yalnız senin kaleni, yüz binlerce kale burcunu dahi deler geçer ve idaren altındaki memleketini harabeye çevirir
En iyisi sen, adalet ve iyilikten kale burçları yap Hayırlı dua orduları oluşturmaya gayret et Böylesi senin için bu surlardan daha emindir Zira memleketin, hatta dünyanın güven ve huzuru, bu ordularla sağlanır"
Demek ki, adalet ve iyilikten kale burçları, dualardan orduları olmayan zalimler, kesinlikle muvaffak olamayacak ve sonunda helâk olup gideceklerdir Tarih bunların misalleriyle doludur Alev babası Ebû Leheb, Allah'a ve Resûl'üne karşı küfür ateşi yakmak istediğinden, o ateşin odunu olarak helâk oldu Ne malı, ne asalet ve nesebi, ne de kudret ve ihtişamı onu kurtaramadı
Şarktan garba dünyayı yöneten dört hükümdardan biri olan zalim Nemrud, dünyaya hükmedecek kadar güçlü iken, bir sivrisinekle helâk oldu gitti Darısı çağdaş Nemrutların ve Ebû Leheblerin başına…
Fî emânillah!
İBRAHİM ALEYHİSSELÂM HANGİ DİNDENDİR?
Tevhidin sembolü olan Hz İbrahim'den bahsedince, "Dinlerarası Diyalog" yutturmacısıyla beraber servise sunulan, dinleri birleştirme fitnesi, "İbrahimî Dinler" aldatmacası geldi hatırıma… Neymiş Efendim? "İslâm–Hıristiyanlık–Yahudilik"; bunlar İbrahimî dinlermiş, Hepsinin kökü aynıymış, bunlara toptan İbrahimî dinler dendiği gibi, semavî dinler de denirmiş Miş de miş… Yahu siz kimi kandırıyorsunuz? Bugün ümmet–i Muhammed'e kan kusturan, Filistin'i top yekun ateşe vermiş, Irak'ı alevlerle kuşatmış olan Yahudi ve Hıristiyanlar, tevhid inancının sembolü olan İbrahim Peygamber'de nasıl buluşurlar?! Onlar bu icraatlarıyla Hz İbrahim'de değil, olsa olsa Nemrud'da buluşurlar Nemrûdî icraatlar sergileyen, kadın, çocuk, hasta, yaşlı demeden binlerce sivili katleden bu haçlı güruhunun Hz İbrahim'le bir alâkası olabilir mi?! Hatta Hz İbrahim'i ateşe atan zalim Nemrut, bugün kabrinden kalkıp da çağdaş Nemrutların yaptıklarına şahit olsaydı, herhalde dehşete düşerdi
Bir kardeşimiz bütün saflığıyla sormuştu:
"Hocam İbrahimî dinler deyince, Müslümanlık, Hristiyanlık ve Yahudilik kastediliyor Peki İbrahim Aleyhisselâm hangi dindendi?" Bu sâfiyâne soru hoşuma gitmişti Cevap verdim Daha doğrusu Hz Allah Kur'an'da cevap vermişti bu soruya Âcizane olarak, sorunun cevabı olan âyet–i kerimeyi okudum ona:
"Hz İbrahim ne Yahudi ne de Hıristiyandı Fakat o, Allah'ı bir tanıyan dosdoğru bir Müslümandı Müşriklerden de değildi" (Âl–i İmran, 67) İşte Allah'ın kelamında, İbrahim Aleyhisselâm ile Yahudi ve Hıristiyanların hiçbir alâkası olmadığı açıkça beyan edilmiştir Artık bunun üzerine bu bâtıl dinler için "İbrahimî" demenin manası var mı?" İbrahim Aleyhisselâm ve Hıristiyanlık, o kadar zıt ki! Biri hak, diğeri bâtıl; biri tevhid inancına sahip, diğeri teslis inancına… Doğuyla batı, akla kara gibiler…
Sormak lâzım, Filistin'deki alevlere, feryad–u figanlara, Irak'taki bin bir çeşit vahşete rağmen bu canileri "İbrahimî din mensupları" diye ilan edenler, Hz İbrahim'den yana mı yoksa Nemrut'tan yana mıdırlar? Hz İbrahim'in ateşini söndürmek için bir damla su alıp yollara düşen karıncanın izinde mi? Yoksa ateşi harlatmak için üfleyen kertenkelenin yolunda mıdırlar?!
Onlarla ne kadar diyalog yaparsan yap, ne kadar hoşgörülü olursan ol, senden asla razı olmayacaklar Zira Rabbimiz: "aglaHabibim!) Sen onların dinine uymadıkça, ne Yahudiler ne de Hıristiyanlar senden asla razı olmazlar" buyurmuştur (Bakara,120) İşte Kur'an'ın ifadesiyle onları hoşnut ve razı edebilecek yegâne bedel, onların dinine uymaktır Onlar bunun dışındaki her şeyi peşinen reddeder ve ellerinin tersi ile geri çevirirler Öyleyse onları razı etmeye, onlara hoş görünmeye çalışmanın hiçbir manası yoktur
Hani meşhur bir hikâye var, yılanla arkadaş olan adamın hikâyesi…
"Sende çocuk, bende kuyruk acısı oldukça dost olamayız" diyerek dostluklarını bitirmişlerdi İşte o hesap İbrahim Aleyhisselâm, Nemrud'un putlarını baltayla kırıp, yer ile yeksan ettiğinde, nasıl ki Nemrud ve aveneleri kuyruk acılarından sebep İbrahim Aleyhisselâm'ı ateşe atmışlardı İşte bugünkü çağdaş Nemrutlar da Hz İbrahim'in baltasının acısını âdeta her biri kuyruklarında hissediyor ve onun yolundan gidenleri ateşte yakmak istiyorlar Yani anlayacağınız kuyruk acısı meselesi
alıntı



bu zirvaliklari biryerlerden copy paste yapacagia kendi gorusun yokmu senin brazda onlari dinleyelim bosver baskasini yazilarini eklemeye
Ekleme Tarihi: 14.05.2009 - 01:41
Bu mesajı bildir   mercanbaba üyenin diğer mesajları mercanbaba`in Profili mercanbaba Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
RE: RE: Hoşgörücüler ve Diyalogcular!Hzİbrahim’in Kaç Tane Dini Vardı?

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 31.07.2020 - 00:50
Cinsiyeti: Erkek 
Alıntı
Orijınalı mercanbaba

Alıntı
Orijınalı Muhtazaf

Hoşgörücüler ve Diyalogcular!Hzİbrahim’in Kaç Tane Dini Vardı?
"İbrahimî Dinler" aldatmacası Neymiş Efendim? "İslâm–Hıristiyanlık–Yahudilik"
bunlar İbrahimî dinlermiş, Hepsinin kökü aynıymış, bunlara toptan İbrahimî dinler dendiği gibi, semavî dinler de denirmiş Yahu siz kimi kandırıyorsunuz?
Bugün ümmet–i Muhammed'e kan kusturan, Filistin'i topyekûn ateşe vermiş olan, Irak'ı alevlerle kuşatmış olan, Yahudi ve Hıristiyanlar değil mi?
Çağdaş Nemrutlar ve Ebû Lehebler
Tevhidin sembolü Hz İbrahim Aleyhisselâm, Nemrud'un putlarını baltayla teker teker kırıp yer ile yeksan edince, o azgın kavim:
"Dediler ki: putlarınızın intikamını almak istiyorsanız, şunu yakın da tanrılarınıza yardım edin" (Enbiya, 68) ve Nemrud, İbrahim Peygamberin ateşte yakılması emrini verdi Bunun üzerine putperest halkın çoluğu çocuğu, genci ihtiyarı seferber olup, ne kadar odun, ağaç varsa kesip, büyük bir meydana toplamaya başladılar
Böylece bu odun hamalları, bir ay odun taşıyıp getirdiler ve dağlar gibi odunları yığdılar Tam yedi gün yedi gece de bu odunların tutuşturulması sürdü Öylesine büyük bir ateş yakıldı ki, görenlerin korkudan dudakları uçukladı Tutuşan odunların alevleri göklere yükseliyor, bu alevler bir günlük mesafeden gözüküyordu Ateşin şiddet ve dehşetinden vahşi hayvanlar dahi korkup kaçmışlardı
Nihayet sıra İbrahim Aleyhisselam'ı ateşe atmaya geldi, ama yaklaşabilmek mümkün mü?! Ateş öylesine korkunç, alevler öylesine hararetliydi ki, ne insan yaklaşabiliyor, ne de civarda kuş uçabiliyordu Şayet uçacak olsa, kebap olup aşağı düşer, biraz yaklaşanda da tüy tüs bırakmaz yakardı
Bunun üzerine bir mancınık yaptılar Bu mancınıkla Hz İbrahim'i o cehennemî ateşe atacak ve çatır çatır yakacaklardı Yaksınlar da, insanlar Nemrud'un ne kadar güçlü olduğunu anlasın ve bir daha ona karşı gelemesinler Bundan böyle Hz İbrahim ve onun yolundan gidecek olanlar bir daha putları kırmaya cesaret edemesinler…
Rivayet edilir ki, bu sırada minicik bir karınca, küçücük ağzına bir damla su alıp, o bulutları yalayan korkunç alevlere doğru koşmaya başlamış O esnada bir başka karınca ise, onun bu telaşını görmüş ve yanına yanaşıp:
"Böyle koştura, koştura nereye gidiyorsun?" diye sormuş Ağzında bir damla su taşıyan karınca demiş ki:
"Duydum ki Nemrud, Hz İbrahim'i yakmak için büyük bir ateş tutuşturmuş
İşte o ateşi söndürmek için koşuyorum" Tabiî bu cevabı işiten diğer karınca acı acı gülmüş ve arkadaşına:
"Yahu o cehennemi andıran ateşe karşı senin bir damla suyun ne yapabilir ki?" deyince, su taşıyan karınca:
"Olsun! Hiç olmazsa dostluğum belli olsun! Tarafım belli olsun!" demiş
Tabiî bu olayda kertenkele de kendisine bir görev üstlenmiş O da Hz İbrahim'in ateşini güya harlatmak için üflüyormuş Bir arkadaşı onun bu nefes nefese üfürüşünü görünce söylemeden geçememiş:
"Yahu ateş zaten harlamış, gürlemiş, dağlar gibi olmuş Sen üfürsen ne olur üfürmesen ne olur?" Diğeri cevap vermiş:
"Olsun! Düşmanlığım belli olun, safım belli olsun!"
Bugün de çağdaş Nemrutlar, teknolojinin tüm imkânlarını seferber ederek, dünyayı, özellikle de Ortadoğu'yu cehenneme çevirmeye çalışıyorlar Nemrutlar emrediyor, tevhid düşmanları, odun hamalları "Hammâlete'l–hatab"lar hemen odun toplamak için seferber oluyor Sanki her biri:
"Putlarınızın intikamını almak istiyorsanız, tevhid ehlini, yurtları, yuvaları ile birlikte ateşe verin!" diyen putperest kavmin bu çağdaki görüntüsü… Orada yaşayan Müslüman halkı, Hz İbrahim'e yaptıkları muameleye tâbi tutarak çatır çatır yakmak için el ele, omuz omuza vermişler Bu ateşin daha da şiddetlenmesi, büyümesi ve genişlemesi için Nemrûdî bir tavır içinde eylem birliği yapıyorlar Ki ne kadar güçlü olduklarını dünya görsün de, kimse onlara karşı gelemesin
Çağdaş Odun Hamalları
Resûlullah'a eziyet etmek için yoluna dikenler döken Ümmü Cemil hakkında, Kur'an "Hammâlete'l–hatap" "odun hamalı" diyor Bu kadın, küfürde, Resûlullah'a düşmanlıkta, ona eza ve cefa etmekte, kocası Ebû Leheb'e destekçiydi Araplar böyle fitneye çalışan, insanlar arasında fesat çıkarmak isteyen kovuculuk yapan bozgunculara "odun hamalı" derlerdi Yani, yaptığı kovuculukla, fitne ateşini yakmak, çoğaltmak için bir nevi odun taşıyor İşte "Tebbet sûresi", baştan sona Ebû Leheb ve karısını zemmederek, onların helâk olup şiddetli bir azaba atılacaklarını ihtar eder Bu arada belki bazılarınızın hatırına şöyle bir soru gelebilir:
"Tebbet" gibi başlı başına bir sûre, sadece iki kâfir için mi, Ebû Leheb ve hanımı için mi nazil oldu? Efendim, Kur'an kıyamete kadar bâkî olduğuna göre, hiç şüphesiz bu sûrenin de muhatapları kıyamete kadar var olacaklardır Orada Ebû Leheb'den ve hanımından bahsediliyor; lâkin bu sadece onların şahıslarını belirtmekten ibaret olmayıp, onların vasıflarına ve bu vasıfta onlara benzeyenlerin hâllerine de işaret etmektedir Evet, bu sûre Ebû Leheb ve kıyamete kadar onun kafasında olan bütün Ebû Lehebler için inmiştir Ebû Leheb demek "Alev Babası" demektir Yani kinaye yollu cehenneme atılacağına bir işarettir Dolayısıyla Allah'ın dinine ve Peygamber'ine düşman olanlar, düşe kalka da olsa Resûlullah'ın yolundan gitmeye gayret edenlerin yollarına dikenler döken "Hammâlete'l–hatab"lar da, çirkin planlarının ve kötü icraatlarının karşılığında hem dünyada felakete uğrayacak, hem de âhirette şiddetli bir azaba müstahak olacaklardır Demek ki, sadece saadet asrının değil, her asrın, her devrin bir Ebû Leheb'i mutlaka vardır ve olacaktır Şair ne güzel söylemiş: "Ebû Cehil ölmedi, Ebû Leheb kıtalar dolaşıyor" diye…
Ortadoğu'daki gelişmeleri gözden geçirdiğimizde şiddet ve kan daha da artacak gibi… Orada bir yangın var Müslüman halkların yaşadığı bu beldeler alevlerle kuşatılmış Binlerce masum sivil acımasızca öldürülüyor Ne emniyet, ne huzur kalmamış Buna kayıtsız kalmayalım, bu yangını içimizde hissedelim ve oradaki ateşin diğer Müslüman ülkelerine de sıçramaması için ve o ateşin bir an önce sönmesi için çok dua edelim Ama âdet kabilinden laf olsun diye değil, adamakıllı dua edelim Taa derinden, yana yana dua edelim Sadece dilimizle değil; yüreğimizle isteyelim Rabbimizden
Dua deyip geçmeyin Dua çok muazzam bir manevî destektir Mü'minin silahıdır Hem öyle bir silah ki, şartlarına göre yapıldı mı, atom bombasından daha etkili olacağından şüpheniz olmasın Selçuklu Sultanı Alaaddin, şehrin kalesini tamamladığında, Mevlâna'nın babası Sultanü'l–Ulema Muhammed Bahaüddin Veled Hazretleri'nden bitirilen kaleyi görmesini ve bir değerlendirme yapmasını rica eder Bahaüddin Veled Hazretleri gidip yapılan kaleyi görür ve fikrini şöyle ifade eder:
"Sel felâketlerini, düşman akınlarını önlemek için fevkalade güzel ve muhkem
bina edilmiş Lâkin senin yönetimindeki mazlumların, ezilen insanların dua oklarına karşı herhangi bir tedbir aldın mı?! Çünkü onların dua okları, değil yalnız senin kaleni, yüz binlerce kale burcunu dahi deler geçer ve idaren altındaki memleketini harabeye çevirir
En iyisi sen, adalet ve iyilikten kale burçları yap Hayırlı dua orduları oluşturmaya gayret et Böylesi senin için bu surlardan daha emindir Zira memleketin, hatta dünyanın güven ve huzuru, bu ordularla sağlanır"
Demek ki, adalet ve iyilikten kale burçları, dualardan orduları olmayan zalimler, kesinlikle muvaffak olamayacak ve sonunda helâk olup gideceklerdir Tarih bunların misalleriyle doludur Alev babası Ebû Leheb, Allah'a ve Resûl'üne karşı küfür ateşi yakmak istediğinden, o ateşin odunu olarak helâk oldu Ne malı, ne asalet ve nesebi, ne de kudret ve ihtişamı onu kurtaramadı
Şarktan garba dünyayı yöneten dört hükümdardan biri olan zalim Nemrud, dünyaya hükmedecek kadar güçlü iken, bir sivrisinekle helâk oldu gitti Darısı çağdaş Nemrutların ve Ebû Leheblerin başına…
Fî emânillah!
İBRAHİM ALEYHİSSELÂM HANGİ DİNDENDİR?
Tevhidin sembolü olan Hz İbrahim'den bahsedince, "Dinlerarası Diyalog" yutturmacısıyla beraber servise sunulan, dinleri birleştirme fitnesi, "İbrahimî Dinler" aldatmacası geldi hatırıma… Neymiş Efendim? "İslâm–Hıristiyanlık–Yahudilik"; bunlar İbrahimî dinlermiş, Hepsinin kökü aynıymış, bunlara toptan İbrahimî dinler dendiği gibi, semavî dinler de denirmiş Miş de miş… Yahu siz kimi kandırıyorsunuz? Bugün ümmet–i Muhammed'e kan kusturan, Filistin'i top yekun ateşe vermiş, Irak'ı alevlerle kuşatmış olan Yahudi ve Hıristiyanlar, tevhid inancının sembolü olan İbrahim Peygamber'de nasıl buluşurlar?! Onlar bu icraatlarıyla Hz İbrahim'de değil, olsa olsa Nemrud'da buluşurlar Nemrûdî icraatlar sergileyen, kadın, çocuk, hasta, yaşlı demeden binlerce sivili katleden bu haçlı güruhunun Hz İbrahim'le bir alâkası olabilir mi?! Hatta Hz İbrahim'i ateşe atan zalim Nemrut, bugün kabrinden kalkıp da çağdaş Nemrutların yaptıklarına şahit olsaydı, herhalde dehşete düşerdi
Bir kardeşimiz bütün saflığıyla sormuştu:
"Hocam İbrahimî dinler deyince, Müslümanlık, Hristiyanlık ve Yahudilik kastediliyor Peki İbrahim Aleyhisselâm hangi dindendi?" Bu sâfiyâne soru hoşuma gitmişti Cevap verdim Daha doğrusu Hz Allah Kur'an'da cevap vermişti bu soruya Âcizane olarak, sorunun cevabı olan âyet–i kerimeyi okudum ona:
"Hz İbrahim ne Yahudi ne de Hıristiyandı Fakat o, Allah'ı bir tanıyan dosdoğru bir Müslümandı Müşriklerden de değildi" (Âl–i İmran, 67) İşte Allah'ın kelamında, İbrahim Aleyhisselâm ile Yahudi ve Hıristiyanların hiçbir alâkası olmadığı açıkça beyan edilmiştir Artık bunun üzerine bu bâtıl dinler için "İbrahimî" demenin manası var mı?" İbrahim Aleyhisselâm ve Hıristiyanlık, o kadar zıt ki! Biri hak, diğeri bâtıl; biri tevhid inancına sahip, diğeri teslis inancına… Doğuyla batı, akla kara gibiler…
Sormak lâzım, Filistin'deki alevlere, feryad–u figanlara, Irak'taki bin bir çeşit vahşete rağmen bu canileri "İbrahimî din mensupları" diye ilan edenler, Hz İbrahim'den yana mı yoksa Nemrut'tan yana mıdırlar? Hz İbrahim'in ateşini söndürmek için bir damla su alıp yollara düşen karıncanın izinde mi? Yoksa ateşi harlatmak için üfleyen kertenkelenin yolunda mıdırlar?!
Onlarla ne kadar diyalog yaparsan yap, ne kadar hoşgörülü olursan ol, senden asla razı olmayacaklar Zira Rabbimiz: "aglaHabibim!) Sen onların dinine uymadıkça, ne Yahudiler ne de Hıristiyanlar senden asla razı olmazlar" buyurmuştur (Bakara,120) İşte Kur'an'ın ifadesiyle onları hoşnut ve razı edebilecek yegâne bedel, onların dinine uymaktır Onlar bunun dışındaki her şeyi peşinen reddeder ve ellerinin tersi ile geri çevirirler Öyleyse onları razı etmeye, onlara hoş görünmeye çalışmanın hiçbir manası yoktur
Hani meşhur bir hikâye var, yılanla arkadaş olan adamın hikâyesi…
"Sende çocuk, bende kuyruk acısı oldukça dost olamayız" diyerek dostluklarını bitirmişlerdi İşte o hesap İbrahim Aleyhisselâm, Nemrud'un putlarını baltayla kırıp, yer ile yeksan ettiğinde, nasıl ki Nemrud ve aveneleri kuyruk acılarından sebep İbrahim Aleyhisselâm'ı ateşe atmışlardı İşte bugünkü çağdaş Nemrutlar da Hz İbrahim'in baltasının acısını âdeta her biri kuyruklarında hissediyor ve onun yolundan gidenleri ateşte yakmak istiyorlar Yani anlayacağınız kuyruk acısı meselesi
alıntı



bu zirvaliklari biryerlerden copy paste yapacagia kendi gorusun yokmu senin brazda onlari dinleyelim bosver baskasini yazilarini eklemeye





Ne diyorsun kardesim önce okumayi sonra yazmayi nicin düsünmüyorsun güzel ve anlamli yazilar paylasilir kendi görüsüme uygun olmasa paylasmam yorum yazmak veya paylasmak zorunda degilsin kardesim......
Ekleme Tarihi: 14.05.2009 - 02:06
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
mercanbaba su an offline mercanbaba  

67 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 05.04.2009
En Son On: 14.07.2009 - 22:19
Cinsiyeti: ----- 
dyalogcu hosgorucu gibi bir baslikla girmen senin eksi bir puganla baslamana sebep olur konularinda

ayrica bu bahsettgin gurubun basindaki insan biri bana sucu bucu demesini benim en yakinimdaki birine kufur etmis gibi kabul ederim diye ifade eder anla artik
osver baskasi ne yapmis
senin bu insanlarla ne alip veremedin var onu anlaamdim

git kendi bildigini uygula derim ben sana

tenkit kapisini kapat



ve ben hicbir alinti yazyida okumam
Ekleme Tarihi: 14.05.2009 - 02:19
Bu mesajı bildir   mercanbaba üyenin diğer mesajları mercanbaba`in Profili mercanbaba Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
nurseven su an offline nurseven  

54 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 12.08.2006
En Son On: 10.05.2010 - 09:32
Cinsiyeti: Bayan 
Biz hoşgörüyü sevgili peygamberimizden örnek alarak yaşıyoruz, onun davası bel ki içlerinden bir kişi inanır da kurtuluşa erer düşünce bu ufuk bu ben o kadar paylaşılacak güzel konular varken neden tartışmaya sebeb olacak konular yazılıyor anlam veremiyorum ravda yı çok seviyorum bazen de çok üzülüyorum burada yazılan her yazı büyük bebal büyük sorumluluk diye düşünüyorum hakkınızı helal edin
Ekleme Tarihi: 14.05.2009 - 12:47
Bu mesajı bildir   nurseven üyenin diğer mesajları nurseven`in Profili nurseven Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
omarbabuscu su an offline omarbabuscu  
Dinler arası diyalog ve Hz.İbrahim'in bu yalan için kullanılması

11 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 18.08.2007
En Son On: 31.05.2009 - 13:57
Cinsiyeti: Erkek 
Selamünaleyküm

Muhtazaf kardeşim aslında yazdıklarının ve aktardıklarının bence en anlamlı ve son dönemde en çok üzerinde oynanan ve tartışılan konularından birini yansıtan bir yazı aktardı.

Dinimizde karşılıklı fikir alışverişi ve kırmadan dökmeden her konunun gerçeğine ulaşmayı özellikle Kuran teşvik ediyor. Sonrada tabiki peygamber efendimiz ve onun nuru olan Hak dostları.

Burada önemli olan işi zıtlaşmaya, husumete ve kalp kırma derecesine götürüyor olmamak.
Çünkü bu anlamda Kuran "Eğri ile doğru birbirinden kesin çizgilerle ayrılmıştır. O halde mücadele etmeyiniz) der. Burada kastedilen mücadele faydası olmayan zıtlaşma, husumet ve kavgaya varan mücadeledir. Fikir alışverişi anlamında tartışmaları bu tip ifrat tartışmalarından ayırd etmek gerekiyor.

Yoksa kimsenin kimseyle konuşmaması gerekir gibi Kuran dışı sapkın bir yorum ortaya çıkar.Bir konuda bilgisiz olmaksa kesinlikle susmayı gerektirir. Yoksa Allah katında karşılığı çetin olur.

Burada bazı kardeşlerimizin belirttiği gibi al gülüm ver gülüm ortamı İslamda hiç bir zaman olmamıştır ve hiç bir zamanda olmayacaktır. Allah dinleri ve özellikle Hak din İslamı böyle bir özellikle yaşama katmıştır. O özellik kıyamete kadarda kaybolmayacaktır.

Yani ne hiç bir nesil Kuranı önünde tüm herşeyiyle incelenmeden kabul edebileceği şekilde hazır bulmuştur ve bulacaktır, nede bu anlamda hiç bir nesil ayrıcalığa sahip olmuştur ve olacaktır.Bunun tersine inanmak Allahın adaletini reddetmek gibi bir facia olur.
Kıyamete kadar ta başından beri olan mücadeleler ve karmaşalar insanoğlunu bu ilahi hikmet dairesinde çok sıkı sınavlardan geçirmeye devam edecektir.

Yanlışlara karşı eleştiri ve çıkışları yeri geldiğinde çok hoşgörülü, halim selim bir ahlaka ve çok mütevazı bir konuşma üslubuna sahip o en muazzam insan yani Efendimizde yapmıştır. Bu dinin bir parçası olan haldir.
Bir örnekle anlatacak olursak Hz.Ömer bir gün Efendimize Tevrattan bir ayetten konuşacak olur. Daha Hz.Ömer sözünü tamamlamadan Efendimiz onun sözünü keser ve bir celaliyet haliyle şunları söyler.
( Ya Ömer, Musa bugün yaşasaydı oda Muhammede biat ederdi)
Bu örnektende anlayacağımız gibi. Efendimiz Kuran ın inmesiyle birlikte Allahın dini ve emirlerinin artık Kurandan öğrenilmesi ve başka hiç bir semavi kitaba bu anlamda bakılmaması gerektiğini ve peygamberlerininide bu anlamda değerlendirilmesi gerektiğini anlatmaktadır.

Çünkü ezelde tüm peygamberler Efendimize tabidir ve tüm dinler ve kitapler Kuranın ve İslamın önceden inen işaretleridir. Yoksa son olarak gelmesine rağmen hem Efendimiz peygamberlerin birincisi ve şahı Kuran ise onun tebliği için hazırlanmış olan kitaptır.
Levhi mahfuzda bu durumlar ezelde pay edilmiş ve kayıt altına alınmıştır. Onların hiç birinin zerrece şaşması mümkün değildir.

Allah Kuranda Ehlikitaptan bahsederken onların çoğunluğunun İslama ve onun fertlerine karşı samimi olmadıklarını ve güvenilir olmadıklarını bir çok ayette belirtir. Bir hikmet dahilinde olan halde ehlikitapın tüm kitapları tahrif edilmiş ve insan kelamı katılmıştır. Oysa Kuran ayetlede sarih olduğu gibi hiç bir tahrifata uğramamıştır ve kıyamete kadarda öyle kalacaktır.
Ehlikitapla dostluk hakkında Kuran apaçık şöyle uyarıyor bir çok ayette ( Onlar siz kendi dinlerinden oluncaya kadar sizi dost kabul etmezler. Şayet onları dost edinirseniz sizlerde onlar gibi olursunuz, öyle kabul edilirsiniz)

Bir başka ayettede çok az olan bazı ehlikitaptan insanların durumuda belirtilir.
Şöyle der bir ayet ( Ehlikitaptan öyle insanlar da vardır ki hem kendilerine indirilene hemde size indirilene iman ederler.

Yalnız bu insanları Kuranı aklınca eleştiren Vatikan soytarısı yaşlı bunakla ona benzer hezeyanlarla ortaya çıkan diğer ehlikitap İslam düşmanlarıyla karıştırmamak gerekir.Çünkü o ehlikitaptan insanlar kendi hallerinde olan mütevazı bir yaşamları olan ortalıkta görünmeyen çok az sayıda insanlardır.

Dikkat ediniz bizler dinimizin öğrettiği gibi tüm peygamberlere inanıp saygılı olduğumuz halde aynı davranışı ve inancı ehlikitap fertlerinin çoğunluğunda ve neredeyse tümünde göremeyiz.

Kuranda Allahın Efendimize İbrahimin dini üzerinde o telkini aslında çok iyi düşünülmesi gereken bir noktadır. Çünkü İbrahim peygamberin yaşadığı İslamın ta kendisidir. Yoksa haşa Allah kendi indirdiği din ve kitapla çelişkiye düşmüş gibi sapkın bir yorum ortaya çıkar.
Dikkat ediniz tüm peygamberler ezelde İslamı kabullenmiş Efendimize biat etmiş müslüman olarak yaşamda vazifelerini yerine getirdikleri halde özellikle Hz. İbrahim bu cihetle ele alınır.

Bugün haçlının ortaya attığı DİNLER ARASI DİYALOG yalanı maalesef haçlının ve siyonistin bulduğu aslı olmayan ve İslam coğrafyasının insanlarını bu yalanla uyutup kandırıp sömürmek içindir.

Daha dün Bush denen şaşkın şeytan HAÇLI SEFERLERİNİ BAŞLATIYORUZ diye Irakta saldırmamışmıydı. Afganistana yapılan nedir ya pakisatana ya Filistine.
Ya perde arkasında Türkiye ve İran için ve tüm İslam coğrafyası için sırada bekleyen çirkefliklerin boyutu nedir.

BOP denen aşağılık Amerika projesini DİNLER ARASI DİYALOGLA yanyana koyduğunuzda İslam coğrafyasının tüm insanlarının affedersiniz ama nasıl aptal ve enayi yerine konulduğunu görebiliyormuyuz ???
Bütün bunlar DİNLER ARASI DİYALOG safsatasının neresinde yer alıyor ve bu anlamda ne ifade ediyor sizce ????

Bugün hem ülkemizin bazı ruhban ve hoca efendileri ile ehlikitapın ruhbanlarının yanyana gülücükler verip resimler çektirip toplantılar düzenlemeleri size Kuran ışığında düşünürseniz samimi, olumlu ve inandırıcı gelebiliyormu ??

Alıntı alıp buraya aktarmakta bence hiç bir sakınca yok. Yeterki bunu aktaran kardeşimizin altına imzasını atacağı şekilde kabulleneceği içerik arzetsin.
Muhtazaf kardeşimizin yaptığı gibi........

Selam ve saygılar cümlenize

Elinize Saglik Te$ekkürler
Ekleme Tarihi: 14.05.2009 - 14:26
Bu mesajı bildir   omarbabuscu üyenin diğer mesajları omarbabuscu`in Profili zum Anfang der Seite
ayse53 su an offline ayse53  

44 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 23.12.2007
En Son On: 11.07.2010 - 15:24
Cinsiyeti: Bayan 
Yani arkadaslar bu yaziya tepkiniz sadece alinti diyeyse bilemiyorum artik... Yazan kisi alinti demis ve uygun gordugu icinde buraya aktarmis Bu konu bana bilhasda yararli oldu hep kafami karistiriyordu AKtaran kisiden Allah RAZI olsun BIRDE LUTFEN NE DEMEK GIT SEN NAMAZINI KIL IBADETINI YAP SIZE NE HERKES KENDI IBADETINDEN KENDI SORUMLUDUR .BUNU SOYLEMEK HIC HOS DEGIL BENCE COK UZULDUM GERCEKTEN.YORUMUNUZU YAZIN AMA BU KADAR KATI OLMAYIN LUTFENTe$ekkürler
Ekleme Tarihi: 14.05.2009 - 17:00
Bu mesajı bildir   ayse53 üyenin diğer mesajları ayse53`in Profili ayse53 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 31.07.2020 - 00:50
Cinsiyeti: Erkek 
RAB"Bim sizdende razi olsun omarbabuscu kardesim. RAB,bim dogru yoldan ayirmasin
etkisiz ve tepkisiz müslüman olusturmak istiyorlar birgün onlarda anlar ama her an cok gec olabilir.
selam ve dua ile.....
Ekleme Tarihi: 14.05.2009 - 17:06
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
RE:

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 31.07.2020 - 00:50
Cinsiyeti: Erkek 
Alıntı
Orijınalı ayse53

Yani arkadaslar bu yaziya tepkiniz sadece alinti diyeyse bilemiyorum artik... Yazan kisi alinti demis ve uygun gordugu icinde buraya aktarmis Bu konu bana bilhasda yararli oldu hep kafami karistiriyordu AKtaran kisiden Allah RAZI olsun BIRDE LUTFEN NE DEMEK GIT SEN NAMAZINI KIL IBADETINI YAP SIZE NE HERKES KENDI IBADETINDEN KENDI SORUMLUDUR .BUNU SOYLEMEK HIC HOS DEGIL BENCE COK UZULDUM GERCEKTEN.YORUMUNUZU YAZIN AMA BU KADAR KATI OLMAYIN LUTFENTe$ekkürler





sizdende ALLAH razi olsun kardesim
Ekleme Tarihi: 14.05.2009 - 17:08
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 609 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
***Murat*** (48), behlul (50), hatice57 (44), GaZZe (60), erveysel (61), Abdulkadir22 (31), samyeli13 (47), candeniz (24), balacan (54), abdulkadir (31), babam veben (55), askbumu (43), sahra_yagmur (37), halit42 (39), Babacan52 (56), gurbetcigenc (33), Fikret1972 (52), NuR_EFSAN (39), jopp777 (47), pempe1987 (37), Nur baçesi (28), seyhzadem (36), Mustafa Alptug (41), gunes_akca (35), KanKaZ (36), hsusal (72), olimp_ (45), ufkumuzvar (42), gakkosfatih (42), HIKKI (51), Selale1 (49), Yasin Tural (36), nebitdag (45)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.58498 saniyede açıldı