lopinavir ritonavir generique colchicine dexamethasone kaletra ivermektine tricor trileptal triple trial pack trittico tryptizol tylenol ulcidine urispas uroxatral uvadex valif valtrex vaniqa vantin vaseretic vasotec ventolin inhaler ventolin vepesid veracim vermicidin vermox vesanoid vesdil viagra oral jelly viagra professional viagra soft viagra strips viagra sublingual viagra super active viagra super dulox force viagra super fluox force viagra super force viagra vibramycin vicard vigora virazole vistagan volmax cr
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Utanma duygusu

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 7 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Utanma duygusu

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 31.07.2020 - 00:50
Cinsiyeti: Erkek 
Utanma duygusu
Mahmut Toptaş

Buhari'nin Sahih'inde Kitab-ül edep 5727 nolu hadisinde Ebu Said el-Hudri, Sevgili Peygamberimizi (sav) tarif ederken: "Peygamber (sav) bekâr bir kızdan daha utangaçtı" diyor.

Utanmazlar, küstahlar ve hayasızlar her çağda rağbet görmüşler.

Sevgili Peygamberimiz(sav) zamanında bir adam kardeşini fazla hayalı/utangaç olmasından dolayı ayıplıyordu.

Sevgili Peygamberimiz(sav), o kardeşini ayıplayan adama: "Kardeşini ayıplamayı bırak. Haya/utanma imandandır. Haya, hayırdan başka bir şey getirmez" buyurmuş. (Buhari, Edep)

Bu dünya yolculuğuna çıkarken bedenine elbiseni giymeden önce bütün can ve tenini haya elbisesiyle süsle.

Yürüyüşün, duruşun, oturuşun, konuşman, susman, bakman ve dokunman vs.. bütün hal ve hareketlerin haya çiçekleriyle süslenmeli.

Güzel elbiselerimizin kirlenmemesi için oturup kalktığımız, dokunduğumuz, şeylere dikkat ettiğimiz gibi ar damarımızın çatlamaması, haya elbisemizin kirlenmemesi için daha çok dikkat etmeliyiz.

Haya elbisesi kirlenirse, ar damarı çatlarsa, yüz suyumuz dökülürse, biz de, devleti soyduktan sonra millete televizyondan sırıtan yüzsüzlere döneriz.

Allah korusun.

Kimseye yüzsuyu dökerek şahsiyetimizi sıfırlatmayacağız.

Damarımızdaki kan akarsa şahsiyetimiz şehadetle şereflenir ama yüzümüzün suyu çekilirse suyu çekilmiş gül gibi küllüğe atılmayı hak eder.

Allah bize can vermiş, ten vermiş, kan vermiş, koklanacak çiçekler, koklayacak burun vermiş.

Görülecek güzellikler, görecek göz vermiş. Bir dil ile milyonlarca tadı ayıracak özellik vermiş, sayısız nimetleri arasında bir ömürlük yolculuk yaparken, onun kullarına karşı gelmekten utanırken, onun isteklerini yerine getirirken güzel yapamamaktan dolayı Allah'a karşı utanç içinde olmalıyız.

Saygı duyduğumuz, sevdiğimiz bir insanın yanında yapmaktan utandığımız bir eylemi yapayalnız olduğumuzda da yapmamalıyız. Yalnızken de Allah'tan utanmalıyız.

İnsanların ve hayvanların haklarını gözetmeyen insan, onlara karşı hayasızlık yapmaktadır.

İnsanlardan utanarak yapmadığı şeyi tek başına kaldığında yapabilen bir insan da, kendisinden utanmayan insandır.

Biz başta Rabbimizden, kendimizden ve kendimizin dışındakilerden utanarak hareket edeceğiz.

Sevdiğine kırmızı gül verirken bile yanakları al al olan insan, verdiği ve veriş şeklindeki kusurların mahcubiyetini dile getirerek sevdiğine "Sen daha güzellerine layıksın" mesajını vermiş olur.

San'at eserini insanlar ilgi ile izlerken yüzü kızaran san'atkâr gönül ufkunda kanat çırpan yeni eserler avlamaya çalışan san'atkârdır.

Hayalı/utangaç insanların başarılı olamayacağı kanaati günümüzde bir kısım insanlarda hakim durumda.

Ama bilinsin ki kapalı kapılar ardında Mısır'ın en güzel ve yüzsüz kadınına uçkur çözmeyen Yusuf Aleyhisselâm Mısır'a hem Peygamber hem Sultan olmuştur.

Mekke'nin arsızı, yüzsüzü, hayasızı olan Ebu Cehil malıyla, mülküyle, otoritesiyle yok olup gitmiştir.

Ama bekâr bir kızdan daha utangaç olan Sevgili Peygamberimiz(sav), milyarlarca dil ve gönül tarafından rahmetle, salavatla anılmaya devam etmektedir.

Haya ancak hayır/iyilik getirir. "Kasas" suresinde bahsedilen kızların hayası onlardan birinin Musa aleyhisselâmla evlenmesine ve Kur'an okundukça hayırla anılmasına sebep olmuştur.
Ekleme Tarihi: 22.04.2009 - 01:32
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Sleep su an offline Sleep  
Utanma duygusu

84 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 16.05.2007
En Son On: 24.10.2016 - 16:42
Cinsiyeti: Erkek 
Çok güzel bir yazıydı kardeşim, günümüzde sadece utanmaktan utanan insanlar var malesef, Rabbim hayasızlıktan ve fenalıktan bizleri korusun inşallah. Elinize Saglik
Ekleme Tarihi: 22.04.2009 - 08:48
Bu mesajı bildir   Sleep üyenin diğer mesajları Sleep`in Profili Sleep Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
sevdaa1 su an offline sevdaa1  

1090 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 17.08.2008
En Son On: 05.04.2013 - 17:17
Cinsiyeti: Bayan 
utanma duygusu ancak bu kadar güzel anlatılırdı eline sağlık abim gül
Allah Razı Olsun
Ekleme Tarihi: 22.04.2009 - 18:55
Bu mesajı bildir   sevdaa1 üyenin diğer mesajları sevdaa1`in Profili sevdaa1 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 31.07.2020 - 00:50
Cinsiyeti: Erkek 
RAB"bim cümlemizden RAZI olsun Kardeslerim
Ekleme Tarihi: 23.04.2009 - 00:37
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
rahil su an offline rahil  
RE: Utanma duygusu

1191 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 10.05.2008
En Son On: 17.03.2011 - 18:14
Cinsiyeti: ----- 
[quote]Orijınalı Sleep

Çok güzel bir yazıydı kardeşim, günümüzde sadece utanmaktan utanan insanlar var malesef, Rabbim hayasızlıktan ve fenalıktan bizleri korusun inşallah. Elinize Saglik [/quot

amin katiliyorum tamamen... utanmaktan bile utananlar var malesef..
Ekleme Tarihi: 27.04.2009 - 17:58
Bu mesajı bildir   rahil üyenin diğer mesajları rahil`in Profili rahil Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Utanmak inançtandır...

Moderator
4254 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 04.06.2007
En Son On: 31.07.2020 - 00:50
Cinsiyeti: Erkek 
Sizdende ALLAH RAZI OLSUN Kardesim...



Utanmak inançtandır...
Utanmak, insanın kalitesini gösteren bir güzelliktir.
Utancından dolayı yanakları kızaran bir insan, gerçekten ve hala insan olduğunu gösteriyor demektir.
Bu güzellik bütün insanlara yakışır ama, asıl hanımların süsüdür.
Bu gerçeği, açıkça ve ilk ifade eden Güzeller Güzeli'dir.
Halkımız da, o nebevi ifadeden ilhamla, utangaç, iffetli, edepli ve hayâlı delikanlıları tarif etmek için, "Kız gibi çocuk" der.
Ne yazık ki, şimdi utanmaktan utanan bir nesil yetişiyor.
Utanması gerekenden utanmayan, ama utanmaması gerekenden utanan bir nesil…
Utandırması gereken, ahlaksızlık, faziletsizlik, haksızlık, merhametsizlik ve sevgisizlik değil midir?
Şimdi, bu insani güzelliklerden dolayı utananlar ayıplanıyorlar, eksik ve noksan olarak görülüyorlar.
Rahmetli Necip Fazıl Bey, Kahraman Maraş'taki bir konferansında, "Pek yakında utanmaktan utanan bir nesil gelecektir" dediği zaman, o zamanın gençleri olan ben ve arkadaşlarım, bu cümleyi çok yadırgamış ve bir türlü kabullenememiştik.
Ama Şairler Sultanı, bir şair hassasiyetiyle demek ki bugünleri görüp haber vermiş…
Şimdilerde, giderek utanmaya yabancılaşan ve hatta bazı kesimlerde, maalesef, UTANMAKTAN UTANAN bir nesli hep birlikte ayan beyan görmekteyiz.
Güzeller Güzeli Efendimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem, "Haya imandandır" buyurur… Ancak günümüzde, hayânın bir insani güzellik olarak yaşanılması bir yana, artık kelimesi de dilimizden ve lügatimizden kalkmaktadır.
Sahi, dilimizde kaldı mı hayâ? Ya hayatımızda…
Dilimizde olmayan hayatımızda bulunur mu ki?..
Önce kavramlar kalkıyor âlemimizden sonra da yaşanan manaları…Her insani güzellik gibi, hayânın, utanmanın ve bu güzelliklerden dolayı yüzlerin kızarmasının temelinde İMAN vardır.… Görürcesine bir ve ahiret imanı yoksa, ne utanma kalıyor, ne de hayâ… Çünkü insanı sınırlayan ve kurallara bağlayan imandır.
Eğer insana iman hâkim değilse, egemenlik nefsin ve işbirlikçisi olan Şeytan'in eline geçiyor. Nefs ve Şeytan ortaklığının en önemli silahı ise, utanmazlıktır.
Utanmazlığı ele alıp, insan gibi değil, çok ayaklılar gibi yaşayanlar için, Akif'imiz şöyle der:
"–Bir utanmaz yüz, kızarmaz yüz bütün sermayesi"…Niçin böyledir?
Bu sorunun en açık ve net cevabı şöyle olmalı diye düşünüyorum:
–'tan utanmayanı, kimden ve neden utandırabiliriz ki?..
Ve bu hale gelmiş bir insanı, kötülükten, edepsizlikten, ahlaksızlıktan nasıl vazgeçirebiliriz ki?
Batılı insan, 'tan uzaklaşıp da nefsinin kölesi olmaya yönelince, birçok insani özelliklerini de birer birer terk etmeye başladı. Fakat en önce ve hemen terk ettiği güzellik, hayâ duygusu oldu… Hayâ gidince ne ayıp kaldı, ne de günah… Ne yapsan caiz, ne etsen uygun, nasıl yaşasan güzel…
Böylece hayat, kuralsız, sınırsız bir nefsaniyet yarışına dönüştürüldü.
İnsan, "'ın kulu olmaktan kurtulup hürriyetimi kazanayım" derken, nefsinin kölesi olup, bütün varlığın esiri durumuna düştü. Bir başka deyişle, insan, 'tan uzaklaşınca, insanlıktan da uzaklaştı. 'tan ve dolayısiyle de insanlıktan da uzaklaşan insan, nereye yaklaştı?
'tan ve insanlıktan uzaklaşan insanın yaklaştığı yer, utanmanın bittiği yerdir. Böyle bir insan, haksızlıktan utanmıyor. Kan dökmekten, hırsızlıktan, kalp kırmaktan utanmıyor. Utanmıyor ve bu sebeple de her hayâsızlığı yapmakta kendini serbest hissediyor.
Böylelerine, AR DAMARI ÇATLAMIŞ denirdi. Hala arsızlık diye bir şeyden bahsediliyor mu, bilmiyorum ama benim anacığım derdi ki:
"–İnsanın manevi bir damarı vardır.
Ar ve hayâ duygusu o damarı güçlü ve sağlam kılar. İnsan utanmazlığa başlar ve devam ederse, nihayet bir gün o damar çatlar… Ar damarının çatlaması, insanı insanlıktan çıkarır. Çünkü utanmaktan uzaklaşır ve artık yüzü hiç kızarmaz olur.Ar damarı, çaaat dile kırılınca, insanı kötülüğe götüren fren bozulmuş olur. Artık böyle birinin yapamayacağı kötülük yoktur. Suçüstü yakalasanız bile, yaptığından asla utanmaz, hatta edepsizliğinden dolayı yüzüne tükürseniz bile, arsızca sırıtır da, suratına yağmur yağdığını sanır."
Bu gerçek de gösteriyor ki, hayâ imanın eseridir… Kesin ve kesintisiz bir inancı olmadan, hayâlı olmak da mümkün değildir.…
Bu sebeple de, imandaki zayıflık, ilk önce utanma azlığı sonucunu doğurmaktadır.
Batılı insan, 'tan uzaklaşınca nefsinin kölesi oldu. 'ın emirleri ve kuralları yerine nefsinin arzularını koyunca, ilk olarak utanma duygusundan sıyrılmıştır. Zira nefsinin arzularını sınırsızca yaşayabilmek için utanmaktan utanması gerekmektedir.
Hayvanları bile utandıracak bir utanmazlık içinde, sadece benini, bencilliğini tatmin için yaşamaya başlamıştır.
Bugün ortaya çıkmış olan acı gerçeği, Efendimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem asırlar önce haber vermişti:
"–UTANMIYORSAN, DİLEDİĞİNİ YAP!"
Bu hakikat, aslında bütün peygamberlerin ve Dostlarının ortak ifadesidir.
Bu gerçek iyi bilinirse, bu gün Bağdat'ta yapılan zulüm ve bir damla petrol için akıtılan bin damla kan kolay anlaşılabilir.
Giyinmeyi gereksiz gördüğünü gösteren kıyafetler içindeki kişiler de, durumlarında utanacak bir şey görmüyorlar.
Yalancı yalanından utanmıyor.
Hırsız, da hırsızlığından…
Sonuç olarak da, utanma duygusu utanmazlığımızdan utanıp, bir bilinmez diyara hicret ediyor. Bizi de, utanmazlığın normal kabul edildiği bir yaşanılamaz, haksız, kaba ve katı bir hayat karşılıyor.
Böyle olmasın, "Her insan her dilediğini sınırsızca yaşamasın!" dediğiniz zaman da, ünlü bir gazeteciniz çıkıp, "Biz hayvanlar kadar bile özgürce yaşayamayacak mıyız?"diye yazıyor…
Oysaki hayvanlar kadar özgür olabilmek için gereken utanmazlık, sadece Şeytan'ın işine yarar… Utanmayı öğretemediğimiz çocuklar, Şeytan'ın rahatça yağmalamasına sunulmuş olur.
Eğitim seminerlerimizde, anne–babalardan bazen şöyle bir şikâyet duyarım:
"–Çocuğum çok utangaç,çok çekingen… Ne yapayım,onu nasıl açayım?.."
Ben de bu sorulara genellikle şu cevabı veririm:
"–Önce şunu iyi biliniz ki, utangaçlık kötü bir şey değildir. Böylesine utanmazlaşmış bir dünyada, ne mutlu o evlada ki, hala utanabiliyormuş…
Zaman içinde, yaş baş geliştikçe, çocukluktaki utangaçlık zaten kendiliğinden törpülenir, azalır ve dengelenir.
Ama siz şimdi çocuğun başarısını ve hayata uyumunu azaltan utangaçlığını abartır, tehlikeli bir hastalık gibi görür üstüne yürürseniz, belki çocuğu utanma duygusundan kurtarırsınız ama utanmaz yapma ihtimaliniz de ortaya çıkar.
Asıl tehlikeli olan da budur.
Çünkü her utanma, her utanmazlıktan daha iyidir.
Bu duyguyu iptal etmek çok kolaydır ama tekrar diriltmek çok zordur.
Bu sebeple, utanma duygusuna bütünüyle cephe almak çok tehlikelidir. Ancak, utangaçlık çok aşırı boyutlarda ise ve mesela okul başarısını engelleyecek boyutlara varmışsa, ancak o zaman müdahale edilmelidir.
O halde de çok dikkatli olmalı, utanma duygusu rencide edilmemeli, büsbütün ortadan kaldırılacak biçimde hırpalanmamalıdır.
İnsanlığın çektiği belaların temelinde, daima utanmazlık vardır.
Mü'minin mizacında hayâ vardır.
Yüce Yaratıcı'nın huzurunda kurulacak olan o Büyük Mahkeme'de utanmamak için, bu fani hayatta çok mahcup olur, fazla utanır ve her halinden hayâ sezilir.
Utanmazlığın arttığı ve insanların adeta hayâsızlık yarışına çıktığı bir yaz mevsiminde, hanımların çıplaklığından şikâyet edenlere bir Dostu şu ibretli tavsiyede bulunmuş:
"–Evladım, madem onlar hadlerini bilememiş ve kendilerini sergilemişler…
Peki siz, niçin bakışlarınızla onları örtmediniz…
"Her ortamda ve her zaman, hayâda hayır vardır.
ALINTI
Ekleme Tarihi: 28.04.2009 - 17:34
Bu mesajı bildir   Muhtazaf üyenin diğer mesajları Muhtazaf`in Profili Muhtazaf Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
keskinmetal su an offline keskinmetal  

655 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 12.06.2008
En Son On: 10.10.2014 - 15:55
Cinsiyeti: ----- 
ELİNENE DİLİNE SAĞLIK KARDEŞİM ALLAH AR DAMARARI ÇATLAYANLARDAN BİZLERİ KORUSUN VE BİZLERİ EDEP VE ERKANDAN AYIRMASIN İNŞAALLAH
Ekleme Tarihi: 28.04.2009 - 21:50
Bu mesajı bildir   keskinmetal üyenin diğer mesajları keskinmetal`in Profili keskinmetal Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 622 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
***Murat*** (48), behlul (50), hatice57 (44), GaZZe (60), erveysel (61), Abdulkadir22 (31), samyeli13 (47), candeniz (24), balacan (54), abdulkadir (31), babam veben (55), askbumu (43), sahra_yagmur (37), halit42 (39), Babacan52 (56), gurbetcigenc (33), Fikret1972 (52), NuR_EFSAN (39), jopp777 (47), pempe1987 (37), Nur baçesi (28), seyhzadem (36), Mustafa Alptug (41), gunes_akca (35), KanKaZ (36), hsusal (72), olimp_ (45), ufkumuzvar (42), gakkosfatih (42), HIKKI (51), Selale1 (49), Yasin Tural (36), nebitdag (45)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.54356 saniyede açıldı