kaletra generique plaquenil hydroxychloroquine kaletra generique plaquenil cipralex ciprine cipro med cipro clamycin clarinex clarithrocine claritin claritine claromycine claropram clavamox clavu basan cleocin climara clobex clocim clomid clopin clot basan clozaril co acepril co atenolol co diovan co enalapril co enatec co epril co lisinopril coaprovel colcrys colofac combivir compazine competact concor plus concor confortid conjugen convulex copegus corangine
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » BÜYÜK ŞAHSİYETLER » İMAM-I A'ZAM'IN OĞLU HAMMAD

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
recepholding su an offline recepholding  
İMAM-I A'ZAM'IN OĞLU HAMMAD

1613 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 09.07.2006
En Son On: 12.03.2007 - 12:46
Cinsiyeti: Erkek 
İMAM-I A'ZAM'IN OĞLU HAMMAD

Bağdad v.176

İmam-ı A'zam Hazretleri Hicrî 150'de Bağdad'da vefat, ettiği sırada geride tek oğlu

Hammad kalmıştı. Hammad, her bakımdan bu muazzez babanın muhterem evlâdıydı. İlmiye

sınıfından olmuş, babasının mezhebine de sâlik bulunmuştu. Büyük bir ahlâk, fazilet,

İslâmi ve imanî mevzularda tam bir mes'uliyet duygusu sahibi idi. Ondaki mes'uliyet

duygusuna dair ibretli bir vak'ayı arzedeceğim sizlere:

Babasının cenazesinin defninden sonra derhal Bağdad kadısına giden Hammad, ona şöyle

bir müracaatta bulundu.

- Sizden babamın uhrevî huzurunu te'min için bir istirhamda bulunmak istiyorum.

Bağdad kadısı:

- Buyurun, Hazreti İmam'ın uhrevi huzuru bizim de huzurumuzdur. Hemen gereğini

yapayım.

- Babama emanet olarak bırakılmış külçe halinde altınlar, gümüşler, birçok değerli

eşyalar vardır. Şimdi sahibi meçhul bu eşya ve değerler, benim elimde kalmıştır.

Bunları bir an evvel benden teslim al ve babamı da emanet yükünden kurtar.

Düşünceye dalan Bağdad kadısı, kararını şöyle verir:

- Bu saydığın emanetleri muhafazaya ancak Ebû Hanife'nin oğlu lâyıktır. Onun

nezdinde daha emin olur. Ricanızı kabul etmeyeceğim için özür dilerim:

Hammad ısrar eder en sonunda teklifini şöyle değiştirir:

- Şu anda miktarı ve sayısı resmen belli olmayan bu altın ve gümüşleri tartıp tesbit

etmek için olsun elimden alın. Önce bir tesbit yapın, ondan sonrasını düşünürüz.

İbn-i Hallikan'ın kaydına göre. Bağdad kadısı bundan sonra emanet gümüş ve altını

teslim alır ve tam iki gün iki gece çalışarak tartar, miktarı tesbit eder.

Neticeyi aldıktan sonra da Hammad'a haber gönderir. Ararlar, tararlar, Hammad'dan

haber yok. Hammad meydana çıkmaz, tâ Bağdad kadısı altın ve gümüşleri bizzat kendisi

teslim alıncaya kadar. Ne zaman Bağdad kadısı ilânını yapar. "Ebû Hanife'nin oğlu

Hammad'dan şu kadar emanet teslim aldım, sahipleri gelip alsınlar" der. İşte ondan

sonra ortaya çıkar Hammad.

Demek ki, harp ve darpların meydana getirdiği endişelere rağmen, halk İmam-ı A'zam'ı

sağlam ve garantili buluyorlar; gazalara, seferlere çıkanlar, servetlerini Hazret-i

İmam'a teslim etmekle en emniyetli yere bıraktıklarını kabul ediyorlardı. İmam-ı A'zam

Hazretleri'nin nasıl bir ahlâki ve İslâmî örneklik içinde yaşadığını bu hâdiseden de

tahmin etmek mümkündür. Aynı mes'uliyet duygusunun, aynı itimada şayan yaşayışın

kendisinden 26 sene sonra, hicri 176'da (M.792) vefat eden oğluna da geçtiğini söylemek

zor olmasa gerektir.

Hazret-i İmam'ın bir de torunu vardı. Hammad'ın oğlu olan bu torunun adı İsmail'dir.

İsmail, dedesine ait hatıralarını anlatırken, şöyle enteresan bir vak'ayı bizlere haber

verir:

"Bir komşumuz vardı. Edepsiz bir Rafızi olan bu komşumuzun iki tane de katırı vardı.

Bu Rafızi, sırf hakaret olsun diye katırından birinin adını Ömer, ötekinin adını da Ebû

Bekir koymuştu. Onların yanına varınca "Ömer şöyle dur, Ebû Bekir böyle dur" gibilerde

konuşur, sıkışınca da te'villi sözlerle kendini kurtarırdı... Biz bundan üzüldükçe,

dedem: "Siz bu herife dokunmayın. âkıbetini kendi hazırlıyor" der, hem kendi teskin

olur, hem de bizi teselli ederdi. Biz sabır ve tahammülle beklerken, bir sabah erkenden

bir haber geldi: "Rafızi'yi katırı teperek öldürmüştü..." Dedem dedi ki: -Gidip bakın,

Ömer öldürmüştür onu!.. Gittik, baktık, cidden Ömer ismini verdiği katırı tepmişti

Rafızî'yi. Dedem dedi ki:

- Ömer'le alay edilmez, onun mukabelesi peşin ve sert olur!.."
Ekleme Tarihi: 05.09.2006 - 22:57
Bu mesajı bildir   recepholding üyenin diğer mesajları recepholding`in Profili recepholding Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 567 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
ferdülislam (108), sunniit (59), kadirbey (62), busra12 (32), melisatek (32), hüzünlüköprü (36), ramazan294 (35), nisa88 (36), ervam (57), Allah 1 (47), saime86 (38), batu39 (51), Abdurrahman Gör.. (61), fatihulu24 (30), Zeynep_85 (39), ferhatb (51), GuVeNN (46), safiye55 (35), azra16 (44), ahmed86 (38), mürsid (37), mekin (43), tohurter (54)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.51478 saniyede açıldı