ivermectine chloroquine generique colchicine generique luvox hydroxychloroquine cipralex ciprine cipro med cipro clamycin clarinex clarithrocine claritin claritine claromycine claropram clavamox clavu basan cleocin climara clobex clocim clomid clopin clot basan clozaril co acepril co atenolol co diovan co enalapril co enatec co epril co lisinopril coaprovel colcrys colofac combivir compazine competact concor plus concor confortid conjugen convulex copegus corangine
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » İBRET TABLOLARI » Beklenen Misafir

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 3 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
ebrar83 su an offline ebrar83  
Beklenen Misafir

113 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 18.11.2005
En Son On: 28.12.2005 - 09:12
Cinsiyeti: Bayan 
Beklenen Misafir

O günün diger günlerden pek de farki yoktu. Yine her zamanki saatte kalkip çocuklarin kahvaltisini hazirlamis, onlari okula gönderdikten sonra kendimi rutin ev islerine vermistim. Çamasir, bulasik, sil, süpür derken yine ögle olmustu.
Bir tuhaflik hissediyordum. Ev isleriyle ugrasirken dalip dalip gidiyordum âdeta. Hasta degildim! Pekiyi sebebini anlayamadigim bu agirlik da neyin nesiydi?

Birkaç gün öncesinden, bugün için; arkadaslarla sözlesmistik, mahallemize tasinan yeni gelinin evine hosgeldine gidecektik. Dip komsum, "Haydi, gelmiyor musun?" diye kapiyi çaldiginda, neredeyse ona: "Hayir gelemeyecegim, kusura bakmayin." demek geldi içimden. Ama verilen söz tutulmaliydi. Yeni komsumuzun evinde de ara ara dalip gitmekteydim... Neyse ki kisa sürdü ziyaretimiz.

İste yeniden evdeydim. Koltuga kendimi birakirken, duvardaki dedemin fotografi ilisti gözüme. Siyah-beyaz, yer yer bazi yerleri çatlamis bir fotograf. Ne heybetli adamdi dedem! Simdi bile, fotograf karesinden çikiverecekmis gibi geliyor insana. Sahi çikiverse çerçeveden ne olurdu? Tam da koltuga uzanmisken. Dogrusu o hayattayken, kimse onun yaninda saygida kusur etmez, degil böyle yatmak, ayagini bile uzatmazdi. Eskilerin tabiriyle çok öflü bir adamdi dedem. Gayri ihtiyari toparlandim.

Söylendigine göre, Yunanlilar, Anadolu'ya girip, önlerine gelen her köy ve kasabayi isgal ettigi yillarda dedem, Akhisar'da Milli Mücadele'nin basini çekenlerden olmus. Bir keresinde Halitpasa Çiftligi'nde, sekiz arkadasi ile toplanti yaptiklari sirada düsman askerlerinin baskinina ugramislar. Halit Pasa ve yanindakiler toplandiklari yerden hemen ahira yönelip atlariyla uzaklasmak istemisler. Sevket dedemse buna karsi çikarak, Yunanlilarin öncelikle atlarin oldugu yerleri muhasara edeceklerini söylemis. Fakat o telâse içinde onun sözlerini dikkate almayan arkadaslari, atlarin oldugu bölüme girdiklerinde kursun yagmuruna tutulmus ve ne hazindir ki hepsi sehit olmus. Dedemse bulundugu odanin arka penceresinden çiftligin yaninda uzayan batakliga atlamis, çamur deryasi içinde sürüne gizlene Akhisar'a kadar gelmis.

Savas yillarini düsününce bana anlatilan bu hâdiseler içinde daha da gerilere gittim. Büyük dayimi hatirlayiverdim birden. Onu hiç görmemis, ama yufka yürekliligini, yardim severligini ve vatan sevgisini hep duyagelmistim. Genç yaslarda hayata gözlerini yummus dayim. Anadolu'daki nice civanmert delikanlinin, vatan, din, namus diyerek; ana kucagindan kopup gittigi ve bir daha geriye dönmedigi ardi arkasi gelmez harplerden birine katilmis ve geriye dönememis. Balkan Harbi'nde sehit olmus... Anlatildigina göre Sevket dedem nisanliymis o zamanlar, tam dügün hazirligi yaptiklari sirada Balkan Harbi patlak vermis. Sabri dayim harbe gideceklerin arasina yazdirmis adini. Çevresindekiler: "İlle yegeninin dügününü gör de öyle git." diye israr etmislerse de, "Milletim su an cephede savasirken bize dügün yapmak yakisir mi? Hayirlisiyla savasa gidip gelelim, o zaman yegenimin dügününde, davulun önünde döne döne oynarim." demis ve gitmis. Harp bittiginde askerler, evlerine kafile kafile dönmeye baslamislar. Her gelen grubun yanina kosan yakinlari, Sabri dayimi soruyor, onun sehâdetini bilen, ama bir türlü yakinlarina söyleyemeyen mehmetçikler ise; "Arkadan geliyor." diyorlarmis. Günler, haftalari kovalamis. Sabri dayim bir türlü gelmiyormus. En nihayetinde, cephede sirt sirta savastigi, ayni mahalleden arkadasi da döndügünde, aci gerçegi ondan ögrenmisler. Savasin en çetrefilli anlarindan birinde, bir sarapnel parçasi sol kolunu omuzundan alip götürmüs dayimin. Kolunun kopmasina aldirmayan dayim, derinden bir "Allah!" diyerek, bir adim öne atmis kendini. Olayi anlatan arkadasi tutmus onu ve, "Ne yapiyorsun? Dur, geri kal!" demisse de; "Tek kolla geriye dönüp de ne yapayim." diyerek kendisini ileri cephelere atmis. Az sonra da alnina isabet eden ikinci bir sarapnel parçasi ile sehâdete ermis.

Ardindan Sevket dedem ve Rüstü amcam da birer birer terketmislerdi bu âlemi. O tayfadan su an hayatta birtek Sevket dedemin kizkardesi Kadriye halam kalmis. 90 yasinin üzerinde bu mübarek kadin. İki büklüm haliyle elinden Kur'an-i Kerim'i düsürmez, her firsatta bizlere dünyanin geçiciligini anlatir, asil gidilmesi gereken yere hazirlik yapmamizi ögütler. Bizler daha ortaokul siralarindaydik o zamanlar, bazen Kadriye halamin yanina gider, çocuk aklimizla; "Halacigim, biz Allah'a dua ediyor, O'nun yardimiyla okulda basarili oluyor, sinif geçiyoruz. Sen sinif geçmedigin halde niye bu kadar çok dua ediyorsun." derdik. Tebessüm eder, basimizi oksar ve; "Biz öbür tarafta sinifi geçecegiz yavrum..." derdi.

...

Düsünceler, düsünceleri; hatiralar, hatiralari kovalarken dalip gitmisim. Etrafima baktigimda kendi evimde olmadigimi anladim. Sonra birden taniyiverdim burasini. Dedemin eski evi burasi. Çocukluk yillarim burada geçti. Kayisi agaci yine avlunun ortasinda saliniyordu. Hattâ anneannemin, kuslar, kayisi çiçeklerine zarar vermesinler diye agacin etrafina dolandirdigi ipler bile dallarin üzerinde durmaktaydi. Bir gün tahta merdivenleri gicirdata gicirdata üst kata çiktim. Tek kanatli kapidan sofaya, oradan da iç odaya geçtim. Evin en genis odasiydi burasi. Evdekiler genelde burada toplanirdi. Odanin kenarindaki teneke soba yine hararetle yaniyordu. Oralarin tâbiriyle kap veya kupa denen sürahi, sobanin yaninda duruyordu, süpürge de kapinin tam arkasinda. Odanin iki duvari boyunca yer minderleri siraliydi. İçi saman dolu oldugu için, "kitik minder" derdik onlara. Diger duvarda ise boydan boya ahsap bir yüklük vardi. Hani su ortasinda perde gerili olanlardan.

Odanin ortasina mükellef bir yer sofrasi kurulmustu. Sofra üzerinde kapaklari kapali bakir sahanlar dizilmisti. Sahanlarin yaninda siyah ve iri zeytinlerle dolu bir de tas vardi. Sofranin etrafina insanlar oturmustu. Biraz daha yaklasinca bu simalari tanimaya basladim. Evet tam karsimdaki Sevket dedemdi, yaninda Rüstü amcam onun yaninda ise esi Sükriye yengem oturuyordu. Yanlarinda onlardan biraz daha yaslica, nur yüzlü iki kisi daha oturmaktaydi. Evet, evet bunlar da dedemin anne ve babasi olmaliydilar. Onlari daha önce hiç görmemis; ama çevremdekilerden defalarca dinlemistim. Tipki bana anlatildigi gibiydiler. Hiçbiri konusmuyordu. O sirada sofraya yaklastim ve sahanlarin kapaklarini kaldirarak içlerine bakmaya basladim. İlkinde yogurtlu manti, digerinde yagli yaprak sarmasi, digerinde ise; keskek vardi. Sofranin ortasindaysa, dumani tüten, ocaktan yeni indirilmis bir tas tarhana duruyordu. Herkesin önünde kalayli kasiklar vardi. Tanimadigim bir kisi dikkatimi çekti. Devamli odaya girip çikan, sofradakilere hizmet eden, genç, siyah saçli, uzun boylu, esmer tenli bir delikanliydi. Üzerinde yakasiz uzun kollu, etekleri topuklarina kadar uzanan kefen gibi bir elbise vardi. Sol gögüs hizasindan beline kadar kan içindeydi elbisesi. Kimdi acaba? Bunu düsünürken gaipten bir ses; "O senin Balkan Harbi'nde sehit olan Sabri dayindir." dedi. Sasirip kalmistim. Karsimdaki bu civanmert delikanli, demek daha hayatinin baharinda, ev-ocak sahibi olmadan vatana kendini feda eden büyük dayimdi. Tam ona yönelecekken ilk kez sofradakilerden biri konusmaya basladi. Konusan, Sevket dedemdi. Yine her zamanki öfkeli haliyle söyleniyor; "Gelemedi, gelemedi kaldi." diyordu. "Kim gelemedi dede?" diye sordum. "Kim olacak Kadriye halan. O'nu bekliyoruz." dedi. Neden beklediklerini soracaktim ki birden gözlerim açildi. Kendi evimdeydim. Karsi duvarda dedemin fotografi hâlâ duruyordu ve ben az önceki hâdiselerin isiginda kafami toparlamaya, gördüklerime bir mana vermeye çalistim. Aksam evdekilere gördüklerimi anlattigimda kimse bir açiklama getiremedi bu rüyaya. O gece bu duygularla yattik.

Ertesi gün, sabahin erken saatlerinde telefonun aci aci çalmasiyla yataklarimizdan siçradik. Telefonu açtigimda karsimda Akhisar'dan arayan annem vardi. 'Kizim!' diyordu, 'Kadriye halanin basi bekleniyor'. Üç gün sonra Sevket dedemin kiz kardesi Kadriye halam vefat etti. O gün, herkes bir ölünün arkasindan yapilmasi gereken rutin islerle ugrasirken ben hep baska âlemlerde dolasiyordum.

Yüce Peygamberimiz'in: "İnsanlar uyumaktadir, ölünce uyanirlar." demesi gibi, Kadriye halam da, bizlere her zaman ögütledigi üzere bu geçici hayattan asil mekâna, sevdiklerinin yanina gitmisti. İnsaallah kendisini bekleyenleri fazlaca bekletmeden, yemekler sogumadan yetisebilmistir sofraya.

Acaba, yarin bizler de buradan ayrilirken oralarda, bizim de bekleyenlerimiz olacak mi, sehitlerin hizmet ettigi kutlu sofralarin etrafinda?

:(ağlarağlarağlar
Ekleme Tarihi: 30.11.2005 - 08:56
Bu mesajı bildir   ebrar83 üyenin diğer mesajları ebrar83`in Profili zum Anfang der Seite
hatice79 su an offline hatice79  

147 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 07.01.2004
En Son On: 23.10.2006 - 11:41
Cinsiyeti: Bayan 
Insallah kardesim insallah.
Ekleme Tarihi: 30.11.2005 - 22:42
Bu mesajı bildir   hatice79 üyenin diğer mesajları hatice79`in Profili hatice79 Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Suqunet su an offline Suqunet  
Beklenen Misafir

858 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 13.11.2005
En Son On: 11.02.2007 - 18:54
Cinsiyeti: Erkek 
Alıntı
Original geschrieben von askimevla

Insallah kardesim insallah.



Biz üstümüze düşen görevleri oralara erişeceğimiz ümidiyle yapalım İnşallah oralarida görürüz.
Ekleme Tarihi: 01.12.2005 - 00:46
Bu mesajı bildir   Suqunet üyenin diğer mesajları Suqunet`in Profili Suqunet Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 830 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
Huseyin Gurbuz (49), hayrunisa2006 (52), paradies (45), gurbetci mucahi.. (50), ZEYVAH (37), mustafapala74 (38), genc hafýz (34), _?=)(/ (41), ist1965m (59), carina_caresse (36), carina.caresse (36), carina_caressee (36), es_me (38), vuslatim (36), mustafakemalpas.. (39), garibb (48), mdadag (53), CILGIN28 (59), mahmut aga (52), ilhan_27 (46), yunus_emre1983 (41), mchd (49), aozkan78 (46), ertan-1 (54), hittmann313 (49), ahmetolsun (43), feyza20 (39), yilmaz47 (49), babasininkizi86 (38), yasam (42), Ebu_AkiL (43), red_knight (39), HuseyinAbi (49)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.55595 saniyede açıldı