ivermektin colchicine hydroxychloroquine lopinavir ritonavir generique luvox naprosyn natyl nebilet neggram negram nemexin neo stediril neoral neurolithium neurontin neurotop nexium nimotop nivaquine nizoral cream nizoral nolvadex nootropil norflocine norlutate noroxin norsol nortrilen norvasc norvir novonorm nyolol ocuflox oculastin oftan olmetec plus olmetec omix omnicef onymax optivar orelox orfiril osiren otrivin rhume des foins oxsoralen
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » SİYER-İ NEBİ » NÛR SAÇAN PEYGAMBER.

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
mimli uye su an offline mimli uye  
NÛR SAÇAN PEYGAMBER.

206 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 01.06.2005
En Son On: 24.08.2005 - 17:21
Cinsiyeti: Erkek 
En Büyük Delil

Allah-u Teâlâ bütün insanlık âlemine hitap ederek, onlara kendi katından hak bir peygamber, ilâhî bir burhan, büyük bir delil gönderdiğini Âyet-i kerimelerinde haber vermektedir:

--Ey insanlar! Rabbinizden size HAK BİR PEYGAMBER gelmiştir. O hâlde kendi hayrınıza olarak hemen ona iman edin.--- (Nisâ: 170)

Allah-u Teâlânın nuru, âlemlerin gurur ve sürûru olan Hazret-i Muhammed Aleyhisselâmın gerek yüksek şahsiyeti, gerekse tebliğ ettiği esaslar ve prensipler, onun hak bir peygamber olduğunu göstermektedir.

Âlemlerin Rabbi olan Allah-u Teâlâya teslim olmak isteyenler için takip edilecek tek yol, onun getirdiği İslâm dinidir.

---Ey insanlar! Size Rabbinizden KESİN BİR DELİL geldi. (Nisâ: 174)

Öyle bir Delil ki, karşı tarafa herhangi bir mazeret bırakmayacak, her türlü şek ve şüpheyi ortadan kaldıracak kadar kesin bir
--Delil--dir.


Nur Saçan Kandil

Onun aslı nurdur. Allah-u Teâlâ o nurda tecellî ettiği için: ---Sirâc-ı münîr = Nur saçan kandil--- olmuştur.

Allah-u Teâlâ kulu ve Resulü Muhammed Aleyhisselâmın bizzat mübarek şahsını; mücessem bir hidayet, bir rehber ve bir önder kılmıştır.

Mübarek vücudu serâpâ nurdur. Bu nur ile körler bile görür, duymayan kulaklar duyar, kapalı kalpler açılır, yolunu şaşıranlar yol bulur.

Bu hususta Allah-u Teâlâ, Zât-ı risaletpenâhîyi muhatap kılarak şöyle buyuruyor:

--Ey Peygamber! Biz seni bir şâhit, bir müjdeci, bir uyarıcı, Allahın izniyle Allaha çağıran ve nur saçan bir kandil olarak gönderdik.-- (Ahzâb: 45-46)

Bunun içindir ki vücud-ı şerifleri, ruhları, lisanları, kalpleri, ahlâk ve amelleri, ilim ve fehimleri nur kaynağıdır.

--Şâhit: Bu şâhitliği Âdem Aleyhisselâmdan kendi saâdetli zamanlarına kadar gelen bütün ümmetleri de içine alır. Allah-u Teâlâ ona verdiği fazilet ve meziyetten ötürü yalnız onu şâhit olarak kabul etmiştir. Bütün peygamberlere ve onların yaptıkları tebliğatlara, ümmetlerinin durumlarına şâhitlik yapacaktır.

Müjdeci: Allah-u Teâlânın rahmet ve merhametini, af ve mağfiretini bildirir, ebedî saâdet ve selâmet yollarını gösterir, Hakka dâvet eder, iman edenleri ve teslimiyet gösterenleri cennet ve Cemâlullah ile müjdeler.

Uyarıcı: İnsanları gaflet uykusundan uyarmak, cehennemden kurtarmak için ikaz eder, irşad eder. Hakka yöneltmek için bir rehberdir, bir önderdir, bir nurdur.

Allahın izniyle Allaha çağıran: Bunun mânâsı; onun aslı nurdur. Allah-u Teâlâ nurundan nurunu yarattı, o nurdan mükevvenâtı donattı. Dolayısıyla o Sebeb-i mevcûdâttır. Aslı nur olduğu için, Allah-u Teâlânın o nuru sayesinde; Allah-u Teâlâyı bildirmeye, buldurmaya ve kavuşturmaya vasıta olan bir elçidir. Nurundan nurunu yaratmasa idi, âlemler nurunu nereden alırdı?

Nur saçan bir kandil:
O ilâhî nuru taşıyan bir kandildir, fakat kandil bir isimden ibarettir. İçindeki ise nurdur, o nur dışını da ihata etmiştir. O nur Allah-u Teâlânın nurudur. Onun nuru olduğu için âlemdeki her zerre ondan menfaat görür, o nur kâinatı nurlandırır. Artık bu hususta ilim yürütülmez, akıl oynatılmaz. Yetmez çünkü. Niçin yetmez? Allah-u Teâlânın nuru olduğu için yetmez. Allah-u Teâlâyı bilmek ve tanımak mümkün olmadığı gibi, o da Onun nuru olduğu için, onun da aslını bilmek mümkün değildir.

Bu öyle bir nur ki, bu nur Allah-u Teâlânın nurudur. Bu öyle bir kandil ki, bütün âlemleri nurlandıran bir kandildir.

Her ne kadar görünüşü beşer ise de, fıtrî yapısı ayrıdır.

Allah-u Teâlâyı en iyi bilen odur, en çok korkan o, emirlerini en iyi ve en çok tatbik eden de odur. Çünkü Onun nuru ile nurlanmıştır.

Onun nuru üzerinde durulmalıdır, beşeriyeti üzerinde durulmaması gerekir. Beşer aldatabilir, nur aldatmaz. Zira kişinin nefsi yetmez, aklı da yetmez, ilmi de yetmez. Eğer imanın varsa:
Peki! de ve geç, kurtul.

İnsanda nefis ve şeytan galip olduğu için cismâniyete aldanır ve Allah-u Teâlânın nurunda noksanlık aramaya kalkar, zannını ortaya koyar ve imandan kayar gider. Nefsi noksan olduğu için, kendi noksanlığını orada arar. Kendi iman noksanlığından olduğunu da bilmez. Aynası ters olduğu için hep ters görür.

O bizim gibi bir insandır, amma bizim gözümüzle. Gerçekte onu anlayabilmek ve anlatabilmek çok zordur.

Cismin beşer oluşu hakkında Âyet-i kerimede şöyle buyurulmaktadır:

--Resulüm! De ki: Ben de sizin gibi bir beşerim. Ancak bana vahyolunuyor.-- (Kehf: 110 - Fussilet: 6)

İşte onun hakkındaki bütün yanılmalar bu noktadan doğuyor.

--Ben de sizin gibi bir beşerim.-- beyanı, onun beşer yönüdür, zâhirî görünüşüdür, dışıdır.

İşte bu perdenin ötesine geçemeyenler:

--Allahtan size bir NUR ve apaçık bir kitap gelmiştir.-- (Mâide: 15)

Âyet-i kerimesinde geldiği haber verilen bu Nuru göremediler, cisimde takılıp kaldılar, Nura inemediler, hidayete eremediler ve iman etmiş de olmadılar. Onlar öteye geçemedikleri için, ilâhî nurdan, rahmetten, merhametten mahrum kaldılar.

Âyet-i kerimede geçen;
--Nur Muhammed Aleyhisselâm;dır, zira ancak onun vasıtası ile hidayete erilir.

--Kitap ise Kuran-ı kerimdir, o da hidayet rehberidir.

--Ben de sizin gibi bir beşerim.-- Âyet-i kerimesini görerek:

--O da bizim gibi bir insandır.-- diyenler, onun:

--Asluhu nur, cismuhu âdem olduğunu, Sirâc-ı münîr olduğunu, Nur saçan kandil olduğunu bildiren ve buna benzer Âyet-i kerimeleri görememektedirler. Nefisleri onlara onu göstermiş, diğerini göstermemiş. Hakikati göremediklerinden ötürü de Âyet-i kerimelere iman etmediler ve imandan kaydılar. Bu ise Allah-u Teâlânın onların kalplerini döndürmesinden ileri gelmektedir.



Bu mesaj 3 kez ve en son mimli uye tarafından 10.07.2005 - 18:37 tarihinde değiştirilmiştir.
Ekleme Tarihi: 10.07.2005 - 18:28
Bu mesajı bildir   mimli uye üyenin diğer mesajları mimli uye`in Profili mimli uye Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 676 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
lauren444 (37), buraksenel (45), hurkan (51), proferol (), UHIBBUKI (37), espri_espri (45), can_gül (41), cevik (51), zübeyir (44), kulferhat (43), rikkat (55), dully (34), abdullah056 (36), orhan yý.. (55), erbüþ (38), Asilturk (60), Abdullah56 (36), lamia (54), sivaslifaruk (44), yakup karatekin (57), hasanözç.. (45), xUbeydullahx (42), ~BiR gAriP YoLc.. (36), metin30 (48), duruweb (39), üveyis (63), kenan03 (45), ikramozden (46), Hayirsizin (42), NEFRET_17 (39), sonysalih (55)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.56112 saniyede açıldı