budesonide kamagra stromectol kamagra ivermectine naprosyn natyl nebilet neggram negram nemexin neo stediril neoral neurolithium neurontin neurotop nexium nimotop nivaquine nizoral cream nizoral nolvadex nootropil norflocine norlutate noroxin norsol nortrilen norvasc norvir novonorm nyolol ocuflox oculastin oftan olmetec plus olmetec omix omnicef onymax optivar orelox orfiril osiren otrivin rhume des foins oxsoralen
     

0
Start Giriş Üye Ol üyeler ((( RAVDATe@m))) Arama
Toplam Kategori: 69 *** Toplam Konu: 30100 *** Toplam Mesaj: 148193
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » SİYER-İ NEBİ » HZ MUHAMMED MUSTAFA (S.A.V) in DOGUMU -17-

önceki konu   sonraki konu
Bu konuda 1 mesaj mevcut
Sayfa (1): (1)
Ekleyen
Mesaj
-=[ E_R ]=- su an offline -=[ E_R ]=-  
HZ MUHAMMED MUSTAFA (S.A.V) in DOGUMU -17-

892 Mesaj -

Kayıt Tarihi: 11.06.2003
En Son On: 07.07.2007 - 16:44
Cinsiyeti: ----- 
SAM YOLUNDA AÇIGA ÇIKANLAR


Kafile kizgin çölde baslangiçta hizla yol alirken, yolculuk ilerledikçe yavaslamaya basladi..

Bilhassa develerin tika basa malla yüklü olmasi bu agirlasmaya sebep oluyordu..
Nihâyet develerden ikisi iyice yürüyemez hale gelerek kervanin gerisinde kaldilar..
Efendimiz ise kafilenin en önünde gidiyordu.. Kafilenin gerilerinden gelen Meysere bu iki devenin yürüyemez hâle geldigini görünce telâsla Efendimiz'in yanina kostu..

Nasil kosmasindi ya!..
Bu iki devenin yürüyememesi demek, sirtlarindaki iki deve yükü malin oldugu gibi çöle atilmasi demekti.. Zîrâ öteki develere bu mal taksim edildigi takdirde, onlarinda bu duruma düsmesi isten bile degildi.. Çünkü onlarda tika basa doluydu.

-Ya Seyyidi, ya Seyyidi !..
Diye kosa kosa Efendimiz'in yanina geldi ve meseleyi anlatti..

Efendimiz bunun üzerine derhal geri döndü ve kafilenin en arkasinda güç belâ adim atan iki devenin yanina geldi..
Devesinden indi, onlari durdurttu ve bacaklarini tutarak okumaya basladi..
Muhtemelen Rabbi'sine dua ediyordu..

Meysere, Hatice’nin akrabasi olan Huzeyme ve birkaç kisi merakla Efendimiz'in ne yaptigini seyrediyorlardi..

Efendimiz okumasini bitirdikten sonra hiç bir sey olmamis gibi gene devesine bindi ve kafilenin basina dogru ilerledi..

Az sonra hayret verici bir durum ortaya çikti..
Yürüyemediklerinden sikâyet edilen o iki deve, sanki hiç bir seyleri yokmus gibi, hizli hizli yürümeye baslamislardi..

Efendimiz'in kervani nihayet çölü geçmis, Sam topraklarina girmisti.
O güzergâhi takiben her kervan gibi, gene Basra'da kervan mola verdi.

Efendimiz, bundan evvelki seyahatte oldugu gibi dogruca manastirin az ilerisindeki agaçlarin altina gitti ve bundan evvel ki gelisinde oldugu gibi agaçlarin altina uzandi..
Eski hatiralari gözünün önünde canlanmaya baslamisti..
Zeytin agacinin gölgesinde bir an içinde kendi alemine çekiliverdi..

Bu sirada rahip Nasturâ'da agacin altindaki Efendimiz'i seyretmektedir..

O sirada yanina gelen Efendimiz'in yardimcisi köle Meysere'ye sorar:

-Ey Meysere, su agacin altinda uzanan zât kimdir?

-O Mekke halkindan birisidir..
Rahip Nasturâ hayretle bakar ve kendi kendine konusur:

-Bu agacin altina Allah Rasûlü’nden baskasi inmemistir !..
Sonra Meysere'ye sorar tekrar:

-O'nun gözlerinde bir kirmizilik var midir?

Meysere cevap verir:

-Evet, O'nun gözleri hep kirmizidir..

Bunun üzerine rahip Nasurâ dalgin bir halde konusur:

-O, bir Nebîdir !..
Ve Nebilerin de sonuncusudur..
Keske ben, O'nun risâletle vazifelendirildigi zamana ulasabilseydim.

Meysere rahip Nasurâ'nin bu sözlerini iyice kafasina yerlestirmisti!..


Kervan Basra'da çok kârli bir is yapmisti.. Kervandaki mallar çok iyi fiyatlarla satilmis, üstelik, Mekke'de çabucak satilabilecek mallar dahi oldukça düsük fiyatlarla temin edilebilmisti...
Kervan Basra'dan yola çikmis ve Lût gölünün yanina kadar gelmisti..

Meysere bir ara bakti, ayni bulut parçasi , gene eskiden oldugu gibi Efendimiz'in üzerinde gölge yaparak ilerliyordu..
Bütün bu gördüklerinden ve isittiklerinden sonra, Hatice'nin Efendimiz'in hizmetine vermis oldugu Meysere bütün kalbiyle Efendimiz'e baglanmisti..
Yolda giderken sik sik daliyor Efendimiz'i hayran hayran seyrediyordu..,

Kafile uzun yollari asmis nihayet Vadii Fâtima'ya gelmisti.. Meysere devesini sürerek Efendimiz'in yanina yaklasti, rica etti:

-Ya Seyyidi, müsaade edersen önden gidip hanimefendiye geldigimizi müjdeleyeyim, yaptiklarimizi anlatayim?..

Efendimiz, Meysere'nin müjdelik almak istemesini sezmisti..
Müsaade etti..

-Peki, ya Meysere!.. Git de, müjdele bakalim..


Meysere devesini sürdü ve en süratli bir sekilde Hatice'nin evine geldi..
Hatice' de zaten o günlerde kervandan bir haber bekliyordu..

Meysere Mekke'ye vardi ve dogruca Hatice'nin huzuruna çikti..

Hatice de merakla olup biteni sordu..

Meysere anlatti:

-Ya Seyyidem, buradan çiktigimizdan bu yana bütün islerimiz öylesine rast gitti ki, size târif edemem..
Hele yolda akil almaz seyler oldu ki, nasil anlatacagimi bilemem..

Ve yolda ölmek üzere olan develerin Efendimiz tarafindan nasil kosar hale getirildigini; rahip Nasurâ'nin Efendimiz hakkinda anlattiklarini; islerinin nasil rast gittigini; yolda yemek yerken, yiyeceklerin nasil fazla gelip daima arttigini; Efendimiz'in üstünde hep bir gölge oldugunu hayretler içinde anlatip durdu..

Hatice bu olanlari dinlerken hayretten hayrete düsüyordu..
Daha evvelde belirttigimiz gibi seyahate gitmisti ama hiç bu kadar büyük hâdiseler olmamisti..
Hatice'nin duygulari degismeye baslamisti..
Efendimiz'e karsi bambaska bir hayranlik duyuyordu simdi..

Meysere'yi iyi bir müjdelikle savdi.

Yanindaki kadinlarla birlikte evin üst katina çikarak Efendimiz'in yolunu gözlemeye basladi..
Nihayet ögleye dogru kervan uzaklardan gözüktü...

Yanindaki kadinlardan biri gelmekte olan kervani Hatice'ye göstermisti... Hep birden kervanin geldigi tarafa dogru yöneldiler..

Hatice birden bire irkildi ve kervanin basinda gelen Efendimiz'i gösterdi..
Efendimiz üzerinde büyük bir gölge oldugu halde geliyordu..
Bir an daldi gitti, kendi alemine...

Ne demisti Meysere ?.
Rahip Nasurâ, Meysere'ye, Muhammed'in âhir zaman Nebîsi oldugunu söylememis miydi?
Ya kendisinin gördügü rüya!.
Amcasinin oglu Varaka nasil tâbir etmisti rüyasini?..

"Sen âhir zaman Nebîsinin hanimi olacaksin." dememis miydi?


Ve yanindakileri savarak kapiya indi, Efendimiz'i karsiladi, O'ndan icâbeten bilgiyi aldi...
Anlattiklarini dinledi.. Bu seyahat ticarî bakimdan çok verimli olmustu..
Olmustu ya, fakat esas olarak bu seyahatin en önemli terafi, seyahatin ticarî tarafi degil de Efendimiz ile Hatice'nin birbirlerini daha iyi tanimasi idi...

Hatice ikinci kocasindan da serbest kaldiktan sonra isleri iyice genislemis, Mekke'nin en sayili tâciresi olmustu..
Bunun yani sira güzelligi ve kültürü dillerde dolasirdi..
Mekke'nin bir çok esrafi kendisine evlenme teklif etmis, fakat o hiç birisine yanasmamisti..
Hele gördügü rüyadan sonra artik böyle mevzulari dahi açmaz olmustu..

Efendimiz'e ait Meysere'den duyduklari, kendisinin bildikleri, Hatice'nin gönlünde yepyeni duygular meydana getirmeye baslamisti...
Hatice, kisacasi Efendimiz'i sevmeye, O'na karsi büyük bir yakinlik, hayranlik duymaya baslamisti..

Hatice bir gün otururken aklina bu mesele geldi gene..
O sirada Nüfeyse adli bir kadin kendisine misafirlige gelmisti.. Dayanamadi ve oldukça samimi buldugu bu kadina meseleyi açti.. Nüfeyse, zaten son günlerdeki degisikliklerinden Hatice'nin bir takim yeni duygular içinde oldugunu anlamisti. Zeki bir kadindi...

-Sen hiç üzülme Hatice!...

Diye Hatice'yi teselli etti.. Ve sözlerine devam etti:

-Ben gider O'nunla münâsip bir sekilde konusur, agzini ararim...
Ne düsündügünü böylelikle anlariz...

Ve bu konusmadan sonra Nüfeyse dogruca Efendimiz'i buldu.. Çesitli günün meselelerinden söz edildikten sonra Nüfeyse sözü evlenme bahsine getirdi...

-Yasin oldukça ilerledi...
Senin bütün akranlarin evlenip çocuga bile karisti...
Halbuki iyi bir aileye mensupsun; iyi ahlâkinla Mekke'de nam salmissin!...
Kendine rahatlikla bir es bulabilirsin!...

Efendimiz bu sözlere karsi biraz mahzun kaldi, düsündü ve durumunun evlenmek için uygun olmadigini belirtti..

Bu durum karsisinda Nüfeyse sunu ileri sürdü:

-Fakat sen hem zengin, hem de güzel, üstelik iyi bir aileye mensup bir es bulabilirsin kendine...

Efendimiz hayretle bunun kim olabilecegini sordu, Nüfeyse derhal ismi ileri sürdü:

- Hatice!.

Efendimiz'in akli hiç yatmamisti bu isme...

-O beni kabul etmez!..
Sehrin bütün zenginleri ona tâlip oldular, ama o hiç birine de razi olmadi..

Nüfeyse Efendimiz'in itirazlarini karsiladi:

-Sayet bu teklif hosuna gidiyorsa, sen kabul et; gerisine karisma...
ben kendisiyle konusurum...

Efendimiz, bu teklifin kuru kuruya Nüfeyse tarafindan ileri sürülmedigini anlayivermisti..


..deavam edecek...
Ekleme Tarihi: 12.08.2003 - 11:16
Bu mesajı bildir   -=[ E_R ]=- üyenin diğer mesajları -=[ E_R ]=-`in Profili -=[ E_R ]=- Özel Mesaj Gönder zum Anfang der Seite
Pozisyon düzeni - imzaları göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   sonraki konu

Kategori Seç:  
Sitemizde şu an Yok üye ve 746 Misafir mevcut. En son üyemiz: Didem_


Admin   Moderator   Vip   Üye ]

Hayırlı ömürler dileriz.    Bu üyelerimizin doğum günlerini tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu bir ömür dileriz:
lauren444 (37), buraksenel (45), hurkan (51), proferol (), UHIBBUKI (37), espri_espri (45), can_gül (41), cevik (51), zübeyir (44), kulferhat (43), rikkat (55), dully (34), abdullah056 (36), orhan yý.. (55), erbüþ (38), Asilturk (60), Abdullah56 (36), lamia (54), sivaslifaruk (44), yakup karatekin (57), hasanözç.. (45), xUbeydullahx (42), ~BiR gAriP YoLc.. (36), metin30 (48), duruweb (39), üveyis (63), kenan03 (45), ikramozden (46), Hayirsizin (42), NEFRET_17 (39), sonysalih (55)
24 Saatin Aktif Konuları
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.54645 saniyede açıldı