generique stromectol stromectol chloroquine chloroquine colchicine tricor trileptal triple trial pack trittico tryptizol tylenol ulcidine urispas uroxatral uvadex valif valtrex vaniqa vantin vaseretic vasotec ventolin inhaler ventolin vepesid veracim vermicidin vermox vesanoid vesdil viagra oral jelly viagra professional viagra soft viagra strips viagra sublingual viagra super active viagra super dulox force viagra super fluox force viagra super force viagra vibramycin vicard vigora virazole vistagan volmax cr
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Nefsin Elinden Kaçarken Yırtılmaktır Aşk.

önceki konu   diğer konu
1 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Nefsin Elinden Kaçarken Yırtılmaktır Aşk.
Moderator


4254 Mesaj -
Nefsin Elinden Kaçarken Yýrtýlmaktýr Aþk

Kötü bir kokusu ve üzerinde lekeleri vardý. Kullanýlýp bir köþede unutulmuþ, uzun zamandýr el deðmemiþ gibiydi. Kendini çok yorgun ve mutsuz hissetti.

(Öyle dururken hiç yorulunur mu? Tabiî… Eðer, yaratýlýþ amacýna uygun bir iþte çalýþtýrýlmazsa, yorulur yaratýlmýþ olan... Bir kumaþ, bir sebze, bir koyun, bir insan… Hepsi için ayný durum söz konusudur. Varlýk, aslýna dönmek ister. Aslýna dönmek, ne için yaratýldýðýný hissetmekle baþlar, ölümle kemâl bulur.)

Keyifsizce dururken, yanýndakine gözü iliþti. O da farklý bir durumda deðildi. Etrafa yaydýðý nâhoþ kokusu, kiri-pisi ve nicedir beklemekte olmasýyla, kendisine ne kadar da benziyordu. “Laf atsam” diye düþündü, vazgeçti. “Caný sýkkýndýr mutlaka, belki de konuþmak bile istemez.” diye geçirdi içinden... Bu sýrada, hiç beklemediði bir þekilde, onun kendisiyle konuþmaya baþladýðýný görüp þaþýrdý. Aralarýnda þöyle bir konuþma baþladý:

“–Ýki söz etsen, diline mi yapýþýr? Sohbetine de doyum olmuyor yani. Tamam, pek çekici deðilim, ama ne yapalým, arada böyle oluyor iþte... Eðer selâm vermeyiþin bundansa, bil ki, sen de benden daha iyi görünmüyorsun.”

“–Ýyi ki de söyledin!..” dedi bizimki... “Sanki ben bilmiyorum, ne hâlde olduðumu! Yüzüme vurmasan, karnýn mý aðrýyacaktý?!”

“–Yâhu yok, ondan deðil, hani, rahat ol, «ha sen, ha ben» demeye getirdim kendimce… Hani, «Çekinme, konuþ iþte, þurada yok ki birbirimizden farkýmýz!..» demek istedim.”

“–O kadar caným sýkkýn ki, iltifat da etsen, küfür sanýrým!”

“–Ben de bir arkadaþa o kadar muhtacým ki, sövsen, selâm verdin sayarým…”

“–Kafam bozuk! Sana bakýþým sû-i zanladýr! Benden arkadaþ olmaz!”

“–Benimse gönlüm sana meyyâl... Sana bakýþým, hüsn-i zanladýr. Sensiz olmaz…”

“–Berbat kokuyorum! Pisim! Çirkinim! Yüzüm gözüm pasak içinde!”

“–Ee, «Körler saðýrlar, birbirini aðýrlar.» demiþler. Sen gibi zaten, benim hâlim ve biçimim de…”

Doðrusu, herhangi biri bu konuþulanlarý duyacak olsa, hayretler içinde kalýp, “Aklýmý yitirdiimm!” diye feryada baþlardý. Zira konuþanlar, kirli çamaþýr sepetindeki gömleklerdi. Fakat evin hanýmý, bu sohbetleri dinlemeye alýþkýn, garip biriydi. Üstelik az önce kapýda görünmüþtü. Sakin adýmlarla sepete yaklaþtý ve içindeki gömlekleri aldý. Genellikle bu aþamada, kirlilerin makinede ya da elde, bir þekilde hemen yýkanmasý gerekir. Ama öyle olmadý. Zaten, bu evde hiçbir þey, genellikle olmasý beklenene benzemezdi. Neyse… Þimdi hikâyenin devamýnda, evin hanýmýný “Garip” adýyla anacaðýmýzý hatýrlatýp, yazmayý sürdürelim.

Gömlekler, kendilerini tutan elleri tanýdýlar. Ne zaman böyle kötü hissetseler, Hýzýr gibi yetiþip ferahlatýrdý. Bu arada, aralarýnda þöyle bir konuþma daha oldu:

“–Hislerimizi anlamýþ gibi bir hâli var. Nasýl da yetiþti yine bak!..”

“–Evet öyle, ama þimdi yine o tuhaf yöntemleriyle, ferahlatacaðým derken, canýmýza okuyacak!”

“–Ama ne yapýyorsa, bizim iyiliðimiz için yapýyor, hatýrlasana…”

“–Çok isterdim senin gibi düþünmeyi, fakat elimde deðil; aklýma hemen, bizi içine atacaðý köpüklü kaynar sular geliyor. Düþününce bile irkiliyorum!”

“–Haksýz da deðilsin gerçi… Ama ne yapsýn iþte, bizim kirimiz baþka türlü temizlenecek gibi deðil ki…”

Bu sýrada, Garip’in kendilerini seyre daldýðýný fark edip sustular. Pek mahzun ve kederli bir hâlde, gömlekleri seyrediyordu… Bizimkiler önce “Hayýrdýr…” der gibi birbirlerine baktýlar, sonra, dinlemeye koyuldular. Zira Garip, onlarla konuþmaya baþladý:

“–Nasýl da size benziyorum. Ýliklerime iþlemiþ lekelerim var. Üstelik bir yenisi eklendi dün gece… Âh, o dün gece… Âah ah… Þimdi sizin gibiyim. Bu hâlimle ne bakýlacak, ne faydalanýlacak bir durumum var. Nâhoþ râyihalar yaydýðýmý hissediyorum. Her günâh, “burna zulüm bir koku” gibi daðýlýyor etrafa… Gerçi ümitliyim. Gözlerim, ellerim, dilim elbet kurtulacak bu kirlerden… Bir gün, sahibim de beni temizleyecek. Ýnsanlar arasýnda dolanýp dururken, bazen bile bile, bazen farkýnda bile olmadan iþlediðim günahlar, yaptýðým hatalar, elbet bir gün paklanacak. Bu hâlimle ben bile sizi temizliyorum da, sahibim mi beni aklamayacak. Sýkýlmýþsýnýz belli... Zaten, ben de sizin gibiyim bugün…

“–Aman caným, seninki de dert mi?! Sana göre hava hoþ!..” dedi, gömleklerden biri… “Sen bizim gibi yana yana, döne döne yýkanmayacaksýn.”

Garip, dönmekten ve yanmaktan bahis açýlýnca coþuverdi:

“–Kendinizi pek çilekeþ sanýrsýnýz ya, bilin ki ötesi var. Ýnsanoðlunun kirlenmesi de, temizlenmesi de sizinkine benzemez. «Paklanmamýz nasýldýr?» anlayacaðýnýz dilden anlatayým da, bir daha dertli birine «Senin için hava hoþ!..» deyip, edepsiz olmayýn!”

Bu çýkýþ üzerine gömlekler hemen susup, dinlemeye koyuldular. Garip de baþladý anlatmaya:

“–Ýnsaný, nefsinin arzularýna esir olmak kirletir. Böyle bir kirden korunabilmekse, ciddî bir savaþ gerektirir. Hani, bezm-i ezelde «elestü bi Rabbiküm» suâline verilen «evet» cevabý olmasa, kafamýza göre takýlýp, geldiði gibi yaþar, her istediðimizi de yaparýz. Ama verilmiþ bir sözü olan her insan, o sözü yerine getirememe endiþesiyle doludur. Kâh þaþýrýrýz; kâh silkinip «Eyvah!» deriz. Kendine gelmek, yaratýlýþ gâyesine uygun yaþamaya baþlamakla olur. Bu da ancak, Allâh’ýn emirlerine tam teslimiyet gösterilebildiði, yasaklarýndan da güzelce kaçýlabildiði gün mümkün olur.

Günâh kirine bulanmýþ kiþiyi, sizin gibi suya atarlar. Ama bizim suya atýlmamýz, sizinkine benzemez. Sizde bir leðen suyla mümkün olan þey, bizde sadece onunla deðil, yaný sýra vicdan sýzýsýndan doðan ter suyunu ve piþmanlýkla akan gözyaþýný da gerektirir. Leke ne kadar aðýrsa, bu yýkanma da o kadar uzun sürer.

Günahtan kaçan, nefsinin «haddini aþan istekleri»nden kurtulmaya çalýþan kiþi, dedenizin çektiði acýnýn bir benzerini yaþar. Dedeniz ki, Yûsuf -aleyhisselâm-’ýn mübârek sýrtýndaydý ve Züleyhâ’nýn elinden kaçarken, arkasýndan yýrtýlmýþtý. Þimdi siz, âhir zaman gömleklerisiniz. Üzerinizde birkaç sýradan lekeyle çamaþýr sepetinin içinde oturmayý «çile» sanýyor, sýzlanýp duruyorsunuz. Söyleyin hele, dedenizin caný yok muydu, kardeþleri tarafýndan kuyuya atýldýðý vakit, Yusuf’un ayrýlýðýndan caný gider gibi oldu da, edebinden sesini bile çýkarmadý!..

Þimdi siz, içine dalacaðýnýz kaynar suda baþýnýza geleceklerden korkup, elinizde olsa kaçacaksýnýz. Dedeniz kirlenmekten kaçmýþtý, oysa siz, temizlenmekten kaçýyorsunuz. Bilin ki, kaçtýkça yakalar, yine de temizlerim sizi... Çünkü buna katlanmanýz gerektiðini iyi bilirim. Üstelik bizim kaynar suyumuz, sizinkine benzemez. Ýç yakar, adý aþktýr… Utanýn, aþktan kaçýlmaz, nefsten kaçýlýr! Yusuf, kendi gibi Yusuf týynetli olaydý, Züleyha’dan kaçmazdý. Zaten, Züleyha da Yusuf gibi olsa, kovalamaz ve gömleðe el uzatmazdý… O hâlde iyice anlayýn da, kaçmanýz gerekenden sakýnýn. Hem belki böylece, sýradan gömlekler olmaktan kurtulup, dedenizin nasibiyle ikramlanýrsýnýz…

Kiriniz yýkanmakla temizlenir belki, ama çileniz bitmez. Her seferinde üþenmez, ütülerim sizi... Sanmayýn ki, garezim var da zulmederim. Ütü altýna yatýp, canýnýzý delice bir ateþle daðlanýrken bulmanýz da ancak aþktýr… Siz, elinizde olsa bundan da kaçardýnýz… Halbuki, son þeklinizi verecek olan, sizi esas güzelliðinize kavuþturacak olan, ütünün yakýcý sýcaðýdýr. Ýþte sizin böylece daha da güzelleþip göz doldurmanýza benzer, bizim de yanmamýz… Nasýl ki, ütüsüzken alýp giymezler sizi, onun gibi, ateþlerde daðlanmadýkça, bizim de kýymetimiz bilinmez. Kim ki, sýkýntýlara, acýlara sabreder; iþte o kiþi güzelleþir, göze gelir… Sizin ütüden sonra kullanýlmaya baþlamanýz gibi, biz de, nice yangýnýn ardýndan hizmet edecek kývama geliriz. Ütü, aþk gibidir. Ateþiyle yaka yaka þekle sokar sizi…

Ütüyü tutan el, ne kadar ehilse, þekil almanýz o kadar kolay ve hýzlý olur. Bizi de elinde tutan bir ehil el vardýr. O el, bizi aþkla yanmaktan ve aþksýz kalmaktan korur.

Nasýl ki, size cefa gibi gelen iþlemler, hakkýnýzda þifadýr, bizim için de böyle… Zaten, Rabbimin Sevgilisi haber vermiþ: “Mü’minin çektiði en küçük bir sýkýntý dahî, ya günahlarýna kefârettir, ya da Allâh’a yaklaþtýrýr.” Mademki böyledir, hakkýnda sýzlandýðýnýz iþler, sizin için birer nimettir. Sizin ütü altýnda her þeye raðmen kalýþýnýza benzer; bizim, çýrpýnsak bile, bazý kederlerden kaçamayýþýmýz. Mademki, siz ne etseniz olacak olur, o hâlde, memnun kalmaya bakýn… Zira nefs, «Mecbûriyetten haz etmez.», ama «Memnuniyetle ferahlar, güzelleþir.»

Âhh gömlekler âh… Ýþte þimdi, sizin deyiþinizle, «Canýnýza okuyacaðým!» Þimdi, yine itiraz edecek misiniz, iþte, önce yýkayacak, iplere gerip asacak, sonra da sizi yaka yaka þekle sokacaðým!..”

“–Hayýr!..” dedi gömlekler. “Biliyoruz ki sen, bizim için en iyisini istersin. Ve bize çektirdiðin tüm sýkýntýlar, aslýnda birer rahmettir. Ve anladýk ki, temizlenebilmek için yanmak; temiz kalabilmek için bazen acýlara katlanmak, kopmak, kanamak gerekir…”
“–Öyledir ya!..” dedi Garip… “Nefsin elinden kaçarken yýrtýlmaktýr aþk... Ve tadýný en iyi Yusuf’un gömleði bilir.”


NESLÝHAN NUR TÜRK

Gönderen: 14.12.2009 - 17:59
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 710 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
mukaddes (42), kayzersoze (40), kardelen_99 (), Cihad-i_Ekber (37), 86Feyza (38), sahmal (47), 99Feyza (38), ismail dogan (45), ber (45), numanözen (37), sonsuzdiyar (36), 999Feyza (38), abd04 (39), k.aslan1000 (52), yunus76 (48), shadowsz (39), sevcan (39), s.f. (59), hatce (55), CengizC (54), cicek.ayhan06 (52), Habesi (48), _osmanli_ (42), cesuryurek (40), basri_ciftci (39), selamyolcu (37), kara gözlüm03 (37), iyi (27), Melike88 (36), enkin (44), oglum_burak (46), reco (42), muslima06 (35), DJ_NEZO (33), urartul (47), dinsizliginkabu.. (39), squid (48), süphan (47)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.57199 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.