generique luvox generique rhinocortkaletra kaletra lopinavir ritonavir lamotrine lamprene lanoxin lansoprax largactil lasix leponex levaquin levitra oral jelly levitra professional levitra soft levitra super force levitra lexapro lidocaton lignospan lioresal lipanthyl lipitor lisitril comp lisitril lisopril plus lisopril litarex lithiofor lithobid lodoz lopid lopimed lopresor lopressor lora allergie lorado loratine lotemax lovelle loxazol loxitane lozol sr lozol lur
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » TARİH / SİYASET / EKONOMİ » TÜRKİYE VE DÜNYADA SİYASET » HİLÂFETİN YIKILIŞININ ARKA PLANI

önceki konu   diğer konu
8 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
HİLÂFETİN YIKILIŞININ ARKA PLANI
Moderator


4254 Mesaj -
HÝLÂFETÝN YIKILIÞININ ARKA PLANI
Bu sayýmýzda sizlere yine tarihin sayfalarýný aralayarak bazý gerçeklere ulaþmak için Mustafa Sabri Efendi’nin eseri olan “Hilafetin Ýlgasýnýn Arka Planý”adlý kitaptan alýntýlar yapacaðýz. Önce Mustafa Sabri Efendi hakkýnda kýsaca bilgi vermek istiyoruz.
Aslen Tokat’lý olan M.Sabri Efendi tahsi-lini Kayseri’den baþlamak üzere Ýstanbul’da devam ettirdi. 22 yaþýnda Fatih Camii’ne müderris olarak tayin edildi. II Meþrutiyetten (1918) sonra Tokat’tan mebus seçildi. Damat Ferid Paþa kabinesinde þeyhülislam oldu (1919). 1920 de bu görevinden ayrýldý. Yüzel-lilikler ile beraber ülkeyi terk ederek, Hicaza gitti. Kemalistlerin 1923 de idareye geçmele-rinden kýsa bir müddet önce yurdundan ayrýlarak Mýsýr’a hicret etti. Lübnan, Romanya ve Yunanistana giden M.Sabri Efendi Yunanis-tan’ýn sýnýr dýþý etmesiyle tekrar Mýsýra döndü. Vefatýna kadar da burada kaldý. Ölümü 1954. Allah (cc)’ dan rahmet diliyoruz.
Þeyh Mustafa Sabri, bu kitabýnda Peygamber Efendimizin vefatýndan beri Ýslam’ýn cevheri olan Hilafetin ilga edilmesi felaketini anlatmaktadýr.
Ancak Mustafa Sabri, Kemalistlerin yap-týklarýnýn dini içten yýkmak olduðunu görerek, dil ve kalemini kullanarak tüm gücüyle, akide ve þeriat olarak Hilafetle gerçekleþen siyasi bir düzen olan Ýslam’ý savundu.
Hilafet düzeni, Raþit halifelerden sonra gereði gibi uygulanmamasýna ve zayýflýðýna raðmen, tarihin en karanlýk dönemlerinde dahi müslümanlarýn vahdetini gerçekleþtirebilmek-teydi.
Mustafa Kemal’in, iman ve þeriat bütünlüðü oluþturan Ýslam’ýn bu bütünlüðüne karþý gelen bir tavýr sergilediðini; siyaset ve idarede Ýslam’i ölçüler yerine Batýlý ölçüleri toplumuna kabul ettirdiðini görmekteyiz. M.Sabri Efendi, M.Kemal’in bu faaliyetinin Avrupalý devletlerin arzularýyla atbaþý gittiðini, Yahudi dönmelerin de buna arka çýktýðýný söylemektedir.
Osmanlý üzerinde oynanan oyunlar ve yapýlan saldýrýlar neticesini vermiþ, sonunda Hilafet ortadan kaldýrýlmýþtýr.
Yahudiler, tarih boyunca zincirin muh-kem halkalarý gibi, Ýslam aleminde baþgöste-ren birçok fesat ve fitnenin baþ kahramanlarý olmuþlardýr.
Müslümanlarý bekleyen felaketlere aðla-mak gerekirken, kimilerine zafer tacý giydirilip yüceltilmesi onu (M.Sabri) hayretler içerisinde býrakýyordu.
Ýngilizlerin zahiren yenilmesi, Yunanlý-lar’ýn Ýzmir’den çýkarýlmasý üzerine herkes birilerini binbir övgüyle alkýþlamaktaydý. M. Sabri olup bitenleri bir tiyatro gösterisi olduðunu düþünüyordu. Ona göre bu, ardýnda birçok gizlilikleri barýndýran bir gösteriden baþka birþey deðildi.
Birinci Dünya savaþýnýn galibi olan Ýngiltere M. Kemal’le “hayatýnýn anlaþmasýný” yapmýþtý. Anlaþmayla Ýngilizler sömürü politikalarýnýn önünde büyük bir engel olarak gördükleri Hilafeti ve bu sayede cihad müessesinin mühürlenmesini saðlamýþlardý.
Gizli sýr: Son dönemlerde Ýngiliz hükü-metinin izniyle yayýnlanan vesikalara dayanarak Sundey Times gazetesinin yazdýðý gibi, M. Kemal Ankara’daki Ýngiliz büyükelçi-siyle yaptýðý görüþmede Türkiye’nin baðýmsýz-lýðýna gölge düþürmesi, muhtemel temaslar ve teklifler içinde muhatap taraf olma.
Ayrýca Ýttihatcýlar ile Kemalistlerin önemli bir kýsmýnýn Doðu Mason Locasýnýn birer üyeleri olmalarý. Bunun yaný sýra o dönemdeki birçok yazar ve gazetecinin dünya-nýn çeþitli yörelerindeki gizli cemiyetlerce kiralanmýþ birer ajan olmalarý. “Mevcut Türk hükümeti Hür Masonlardan oluþmaktadýr.”
Devamý var.
Gönderen: 14.12.2009 - 17:55
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
Þeyhin, önünden perdeyi çektiði en önemli ilginç sýrlardan biride, Birinci Dünya Savaþýnýn galibi devletlerin her nasýlsa M.Kemale yenilmeleri hususudur. Ýngilizler dahice bir plan tasarlayarak M. Kemal’le anlaþýp Ýzmir’den çekildiler. M. Kemal muzaffer komutan ilan edilmiþti. Ýngilizler ise bunun karþýlýðýnda birçok kazançlar saðladýlar. Mesela Hilafetin ilgasý gibi...
Çöküþ belirtileri ise Ýttihad ve Terakki üyelerinin askeri darbe ile yönetimi ele geçirmeleri üzerine görülmeye baþlamýþ ve çok geçmeden çöküþ gerçekleþmiþtir. (Yazar burada Osmanlýnýn çöküþünün sebeblerine deðiniyor.) Üyelerin büyük çoðunluðu Osman-lý Türkleri dýþýndaki halk ve dinlerden olan Ýttihad ve Terakki Cemiyetinin Osmanlý devletinin yýkýlmasýnda büyük rolü olmuþtur. Sultan Abdülhamid Han’ýn Filistin’i Yahudile-re satmayý reddetmesi üzerine ona karþý darbe düzenleyerek yönetimi ele geçirmiþlerdir.
M. Kemal’in hedefine ancak müslüman topluluklarýn iradesini kýrarak ulaþmasý. Baþlangýçta müslüman halkýn ve ulamanýn dini çabalarýnýn onun döneminde þiddetle bastýrýl-masý bunu belgelemektedir. Mesela Seyh Said gibi alimlerin baþýna gelenler buna þahidtir.
M. Kemal halkýn giriþtiði Ýslam’i hareketleri askeri güç ve devrim mahkemeleri (Ýstiklal Mahkemeleri) vasýtasýyla bastýrmýþtýr. Bu mahkemelerin, adýndan baþka mahkemeyle hiç bir ilgisi yoktur. Çünkü bu mahkemelerde hükümler muhakeme yapýlmadan önce verilirdi.
(Yazar Hilafetin tükenmez gücünü göstermek için þu satýrlara yer vermektedir.) Kýsaca Hilafet düzeni, son dönemindeki zafiyetine raðmen Haçlý baðnazlýðý ve sömürü emellerinden kaynaklanan Avrupa saldýrýlarýný püskürtebilirdi. Halifenin cihad ilan etmesiyle ümmet hemen saflarýný sýklaþtýrýr ve halifenin kalbi üzerine birleþir, onun vereceði emirleri beklerdi. (Yazar Hilafet karþýtý yazarlar hakkýnda da kitabýnda yer vererek onlarý eleþtirmektedir.)
Ali Abdurrezzak’ýn Ýslam ve Hüküm Usulü kitabýna cevap:
Bu kitabýný her ne kadar belirtmese de M. Kemal’in Hilafeti ilgasýný desteklemek amacýyla kaleme almýþtýr. Desteðin ötesinde, Kemalistleride geride býrakarak, Ebu Bekir’in Hilafetini dahi reddetmeye kadar gitmiþtir. Mansura Þeri mahkeme hakimi (Ali Abdurrezzak) ise onlardan (Kemalistlerden) dahada ileri giderek temelden Hilafet düzenini reddetmektedir. Çünkü ona göre Resülullah (sav)’in bir hükümeti yoktu. Dolayýsýyla Ebu Bekir’in O’nun halifesi olmasý söz konusu olamaz. Resülullah (sav)in sadece nübüvveti vardýr. Ve nübüvvet ise Hilafet kabul etmez. (Bu görüþlere cevap kitabýn ilerleyen sayfalarýnda yer verilmektedir.)
Mithat Paþa, içeride ve dýþarýda devletin temel esaslarýna yönelik öldürücü yanlýþlýklar iþlemiþtir. Ýçeride, Müslüman çoðunluðun yaþadýðý bölgelere azýnlýk temsilcilerinden valiler atamasý, ordunun temel direði sayýlan Harb Akademisine Ermeni öðrencilerinin kabul edilmesi gibi, devletin temelini yýkmaya sebeb olacak yanlýþlar yapmýþ-týr. Ayrýca, Osmanlý içerisinde, Ýngilizlerin bölücü faliyetlerinde kullandýklarý Mason cemiyetleri ile iliþkisi sabit bir gerçektir. Mithat Paþa, Ýngilizlerle olan iliþkilerini doðrudan veya askeri bir komutan olan Hüseyin avni Paþa aracýlýðýyla yürütüyordu.
Ne gariptir ki, Kemalistler Sultan Vahdeddin’i halkýn nazarýnda düþürmek amacýyla kötülemelerinin ve yönetimden uzaklaþtýrmalarýnýn, ardýndan tam bir hoþnut-luk ve saygýyla, yetkilerinden soyutladýklarý Abdülmecid’e biat ettiler. Sonra Abdülmecid- ten kaynaklanan herhangi bir sebeb olmaksýzýn, Kemalistler daha 6 ay önce saygý ve hoþnutlukla tayin ettikleri halifeyi küçük düþürmeye, alaya almaya ve aþaðýlamaya baþladýlar.
Kemalistlerin Ýki hedefi vardý:
1-Yönetimi Osmanoðullarýndan alýp, M.Kemale nakletmek. Hilafetin hükümetten soyutlanmasý ve görünüþte Millet Meclisine geçmesi, aslýnda hedeflerini gizlemek için tezgahladýklarý bir oyundu.
2-Hilafet müessesesini tedrici olarak kaldýrýp, böylece ülkeyi Ýslam’i yönetinden uzaklaþtýrarak laik bir sistem oluþturmak.
Bununla beraber Ýttihatçýlar siyasi yaþam-larý boyunca, açýkca dine cebhe almamýþlar, buna cüret edememiþlerdir. Ancak savaþ yýllarýnýn o karýþýk günlerinde, dine karþý tutumlarýný açýða vurmuþlardýr.
Bunlarýn siyasi bir parti haline gelmeleri ve zahirlerinin Ýttihatçý, batýnlarýnýn ise Mason olarak tecelli etmesinden sonra durum daha vahim boyutlara varmýþtýr.
Ýttihatçýlar ve Kemalistler ayný aðacýn dallarýndan müteþekkildirler. Her iki akýmýn önderleri arasýnda gerçek Türk soyundan insanlarýn varlýðý yok denecek kadar azdýr. Bu iki akýmýn kurucularýnýn büyük çoðunluðu Selanik dönmeleridir. Örneðin Enver Paþa Polonya aslýndan geliyordu. Cavid bir yahudi dönmesiydi. Karaso ise Ýspanyol yahudilerin-dendi. (Dönmeler hakkýnda bir önceki sayý-mýzda bilgi verilmiþtir. Bu sayýmýzda da baþka bir konu altýnda konuya temas edilmektedir. Okurlarýmýza faydalý olacaðý kanaatindeyiz.)
Meþhur Ýngiliz casusu Lawrence þöyle diyor: “Bu savaþ sonunda mutlaka ve mutlaka Osmanlý Sultanýnýn dini ortadan kaldýrýlmalý.”
Ýþte Avrupanýn amacý buydu. Hilafetin ilga edildiði gün onlarýn amaçlarýna ulaþtýklarý, zafer günüydü.
Daha öncede belirttiðimiz gibi, Ýttihat ve Terakki Partisinin üyeleri, çoðunlukla dönme-lerden oluþuyordu. M. Kemal hakkýnda dahi bunlardan biri olduðu þeklinde iddialar serdedilmektedir. Dönmeler, zahiren müslü-man görünür; namaz kýlar, oruç tutar ve hacca giderler. Fakat gizlice ve kendi aralarýnda dinlerine baðlýlýklarýný sürdürürler.
Dini hükümlerin sorumluluk ve gereklerinden kaçmak, iþte Kemalistlerin asýl amacý buydu. Kemalistler sadece yönetim ve hükümete talib oldular. Hilafete talib olmamalarý ise, müslümanlarýn onlara karþý çýkmalarýndan dolayý deðil, bu makama tenezzül etmemelerinden dolayýdýr. M.Kemale halife olmasý yolunda bir çok teklifler gitmiþ, ancak o tüm bu teklifleri geri çevirmiþtir. Son olarak Hindistan ve Mýsýr’dan bir heyet Ankara’ya giderek onu bu konuda iknaya çalýþmýþ; ancak o, “Hilafet Osmanoðullarýnýn kalýntýsýdýr ve onunla beraber gitmelidir” diye-rek reddetmiþtir. O ise, kendini Osmanoðulla-rýndan daha üstün görüyordu; ama Hilafet makamýnda gözü yoktu. Bilakis bir an önce bundan kurtulmanýn çaresini arýyordu. Türkiye’de Hilafet istemediði gibi, baþka bir devlette de istemiyordu. (Yazar Kemalistlerin bazý icraatlarýnada deðinmektedir.)
Mýsýrlýlarýn gülünçlüklerinden biride, Kemalistlerin çýkardýklarý içkiyi yasaklayan kanunun ciddiyet ve geçerliliðine inanmalarý-dýr. Kemalistler bu kanunu Allah rýzasý için veya halkýn yararýna çýkardýklarýný sanarak bunu onlarýn iyilik ve keremlerine yordular. Oysa onlar, alkolü kendilerinden baþkasýnýn satmasýný, ticaretini yapmasýný engelleyerek, bu büyük kazanca tek baþlarýna konmayý amaçlamaktadýrlar. Türkiye’de çoðu kimse bazý Millet Meclisi üyelerinin, alkol ticareti ile uðraþtýklarýný, evlerini imalathane ve depo olarak kullandýklarýný bilir.
Yine Türkiye’de herkes bilir ki M. Kemal içkiyi çok sever. Onun arkadaþlarýnýn içki içmeden geçirmedikleri bir gün veya bir gece yoktur.
Mustafa Sadunî, Mustafa Kemal’in ciddi olarak Ýslâm dinini laðvedip yerine Hýristiyan-lýðý koymayý düþündüðünü ancak adamlarýnýn onu doðacak muhtemel sonuçlardan sakýndýra-rak düþüncesini uygulamayý engellediklerini öðrendiðini ileri sürmektedir.
M. Kemal, Ankara kadýnlarýna örtülerini çýkarmalarýný emretti ve kendi karýsýný erkek giysisine benzer bir kiyafetle insanlarýn önüne çýkarttý. Kadýnlarý erkeklerle eþitliðe teþvik etti.
Yahudi protokolleri açýða çýkarýldýktan sonra Jön Türkler’in niçin Ýslam birliðini yýkýp Turan birliði oluþturmak istedikleri daha iyi anlaþýlýyor. 5. Yahudi protokolünde dini ve kavmi

Gönderen: 14.12.2009 - 20:18
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
taassublarýn körüklenerek halklarýn kendi aralarýnda ihtilaf ve düþmanlýða sürüklenmeleri kararlaþtýrýlmýþtýr.(Bu planlarý uygulayanlarsa Turancýlar olmuþtur.)
Onlarýn arkasýndaki güç M. Kemal’dir. Turancýlarý koruyan, teþvik eden, hatta parle-menter tayin eden de odur. Onlarýn Ýslam birliðini parçalama çaðrýlarý M.Kemal’in rýzasýna uygun olmasaydý, orduyla beraber hiç onlarý desteklermiydi? (Diðer yandan) Ýstanbul da oluþmaya baþlayan Ýslam’i hareketin kendisi açýsýndan çok vahim sonuçlar doðuracaðýný sezen M.Kemal, derhal þiddete baþ vurarak Hilafetin ilgasýný, halifenin sýnýr dýþý edilmesini kararlaþtýrdý ve din devlet iþlerinin ayrýlmasýna yönelik planlarýný gecik-meksizin yürürlüðe koydu. (Hilafete yönelik saldýrýlarýný ise aralýksýz sürdürmüþtür.)
“Türklerin en mutlu tarihi dönemleri, Sultanlarýn halife olmadýklarý dönemdir. Oysa Peygamber, öðrencilerine, halklarýn yönetimi-ni üstlenmelerini deðil, onlarý Ýslamiyete davet etmiþtir. Halifenin, tüm Ýslam halklarý üzerin-deki velayetinin gereði dini görevini yerine getirmesi, gerçeklerden deðil, kitaplardan alýnmýþ bir düþüncedir.”
Hilafetin, Osmanlýlara mutsuzluk getirdiðini söylemesi, vicdanýndaki Hilafet karþýtlýðýndan kaynaklanmaktadýr. Peygamber (sav) hakkýndaki sözlerinden ise itikadi bozukluk ve çeliþki sezilmektedir.
Görüldüðü gibi, o Hilafete Ýslam’i nazarla deðil, Selanikli tüccar gözüyle bakýyor. (Savaþlarla ilgili bahis üzerinde dururken Ýttihatcýlara baþka açýdan dikkat çekilerek bakýlmaktadýr.)
Ýzmir’in fethi meselesini iyice tetkik ve tahkik etmek son derece gereklidir. Yunanlýla-rýn Ýzmir’den çýkarýlmasýda ancak Ýngilizlerin onayýndan sonra gerçekleþmiþtir. Þübhesiz Ýngilizler bu iyiliklerini M. Kemal’den kork-tuklarý için deðil, bazý çýkarlarý doðrultusunda yapmýþlardýr. Ýngilizler böylece M.Kemal’i muzaffer komutan olarak, müslümanlarýn gözünde kahramanlaþmasýný istediler. Zira onun Ýslam’a olan tavrýnýn farkýndaydýlar. Kendilerinin yapamadýklarýný o yapabilirdi. Nitekimde öyle oldu.
Her savaþta halk daha zayýf ve periþan olarak çýkarken, Selanikliler daha güçlenmiþ olarak çýkarlar. Onun için Ýttihatcýlar ve devamý içinde yer edinmiþ Selanik gurubu savaþlarý çok severler. Örneðin Birinci Dünya Savaþýndan yenik ve periþan çýkmamýza raðmen, onlar savaþtan önceki güçlerine güç, servetlerine servet katarak çýkmýþlardýr. Onlar insanlarý ölüme sürüklerken, kendileri mal mülk ediniyorlar. Onlar savaþlarda ölmezler, bilakis insanlarý ölüme sürerken kendileri rahat yaþamak isterler.
Sözü M.Kemalin kendine baðlý asker ve ahaliyle kurduðu halk Partisine getirmek istiyoruz. M. Kemal bir diktatör olmak istiyordu. Kendisi için mücadele verecek siyasi bir kurum oluþturmalýydý. Ýþte burada 1919 da çeþitli bölgelerde Rauf ve Refetin yardýmla-rýyla oluþturduðu mahalli savunma gücünü hatýrladý. Doðrudan kendine baðlý bu yurtsever gerilla güçlerini, kendi kontrolünde bir siyasi partiye dönüþtürdü. Ki bu parti artýk Türkiye’nin fiili hakimiydi. Bu partiye Halk Partisi ismini vermiþti ve her bölgedeki köy muhtarýný, cami imamýný, okul yöneticisini, polis müdürünü, posta müdürünü hatta temiz-lik iþlerini yapan çöpçüleri seçmek bu partinin yurt çapýnda yayýlmýþ örgütlerine býrakýlmýþtý. Böylece, bu örgütleri devlet olarak kendisine baðlamýþtý. (Kitabýn sonlarýna doðru Arapçaya olan düþmalýktan bahsedilmektedir.)
Zira yýllardýr malum olan bir gerçek ver ki, Türkiye’de laiklik yanlýsý , Ýslam ve müslüman kavimlere hasým özelliklede Arap düþmaný siyasi bir akým var. Bu siyasi akýmýn Arap düþmanlýðý, Ýslammiyetin Türklere Arap-lar vasýtasýyla gelmesinden ve Arap dilinin Türk dilini tesir altýna almasýndan kaynaklaný-yor. Onun için bu akýma mensup olan parti, arapçayý Türkiye’den uzaklaþtýrmak için tüm gücüyle çalýþmakta, hiç bir yabancý dile duy-madýklarý düþmanlýðý arap diline duymaktadýr.
Sözlerime son verirken, Ýttihatcýlar hak-kýnda verdiðim irtidat hükmü, velev ki, Hilafet ve hükümet konusunda verilen karar deðiþtiri-lip asli konuma döndürse dahi geçerlidir.
“Ýman edip sonra inkar edenleri, sonra yine iman edip tekrar inkar edenleri, sonra da inkarlarýný arttýranlarý Allah ne baðýþlayacak, ne de onlarý doðru yola iletecektir.” (Nisa)
Mustafa Sabri
Recep 1342/Þubat 1923 Beyrut.


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Muhtazaf tarafından, 14.12.2009 - 20:21 tarihinde.
Gönderen: 14.12.2009 - 20:21
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
kolye7 su an offline kolye7  
HİLAFET VE YAŞAMSAL GERÇEKLERİ...
309 Mesaj -
Muhtazaf kardeþim. Bu yazýna aslýnda baþka baþlýk altýnda kýsaca cevap vermiþ olmakla birlikte önceki yazýmdan alýntýyýda buraya katarak bir kaç þey daha söylemek istiyorum.

Alıntı
Muhtazaf kardeþimizin aktardýðý konudaki HÝLAFET meselesine aslýnda çok güzel ve ibret bir karþýlýk olan daha önce yazmýþ olduðum yazý en güzel cevaptýr.

ALLAH EMEVÝ VE ABBASÝ ZALÝMLERÝNÝ HALÝFE OLARAK KABUL ETMÝYOR KÝ ONLARDAN CEBREN ALINAN BU HÜKÜMSÜZ MAKAMIN OSMANLIDA KALIP KALMADIÐINA DEÐER VERSÝN VE ONU KORUMAK ÝSTEMÝÞ OLSUN.

Dikkat ediniz Osmanlýnýn düþüþe geçmesi Hilafet diye bir makamýn Osmanlýya alýnmasýndan ve araplarý mahveden tüm EMEVÝ ve ABBASÝ kabullerinin Anadoluya yayýlmaya baþlamasýndan sonra baþlar.
Anadolu Selçuklularý, Selçuklular ve Osman gazi ile Anadoluda yayýlan Peygamber mayasýnýn yerini bu sapkýn arap mayasý almaya baþlayýnca çöküþ döneminin temelleride atýlmýþ oldu.



Þayet Allah Osmanlýyý Efendimizin halifesi olarak görse ilkönce duraklama ve sonra gerileme devirlerinin bu büyük cihan hükümdarlýðýný mahvetmesine izin vermezdi. Tam tersine Allah bu halife kavramýndan ve arap sapkýnlýðýnýn din diye Osmanlýyý istila etmesiyle birlikte yardýmýný yavaþ yavaþ kaldýrmýþ ve uyanmasý için bu millete çok büyük bir zaman fýrsat tanýmýþtýr.
Yanlýþlarda ýsrar ve hilafet adlý aslý dört halife zamanýnda kalmýþ bir kavrama sýmsýký sarýlmaksa Osmanlýnýn sonunda ortaya çýkan feci tablodan baþka hiç bir þey getirmemiþtir.


O nedenle diyorum ki suçumuz asla Osmanlý olmak deðildi. Tam tersine Osmanlý olarak kalamamak ve bizde din anlayýþýnýn Allahýn velilerince Anadoluya serpilmiþ en mükemmeli varken bunlarý bir kenara itip, araplarý dahi mahveden din anlayýþlarýna sýmsýký sarýlmaktý asýl suçumuz.



Önce bazý tarihler vermek istiyorum. Ki sonra bunlarýn ýþýðýnda söyleyeceklerimi söyleyebileyim.

*Osmanlýnýn kuruluþu 1299

*Hilafetin Osmanlýya geliþi 1516

*Yükselme devri 1453 - 1579
Duraklama devri 1579 - 1699
Gerileme devri 1699 - 1792
Daðýlma 1792 - 1922

Yukardaki tarihlere göre yorumlayacak olursak, Hilafet Osmanlýya gelmeden yani 1299 ile 1579 yýllarý arasýnda müthiþ bir büyüme ve yükselme gerçekleþtiriliyor. Zaman olarak belirtecek olursak 280 yýl civarýnda bir zaman. Yani neredeyse 300 yýl yani Osmanlý'nýn ömrünün yarýsý kadar bir zaman.

Peki Hilafet geldikten sonra Osmanlý'nýn yükselmesi kaç yýl devam etmiþ ? 63 yýl kadar bir zaman....

Sonra ne olmuþ ? Duraklama devri baþlamýþ. Peki madem bu hilafet dediðimiz kavram makbul ve geçerli bir kavram, Allah da diyelimki onu onaylýyor. Ki asla ve asla gerçek bu deðil. Neden Hilafet geldikten çok kýsa bir süre sonra duraklama devri baþlýyor ?
Bu sorunun cevabý benim önce yazdýðým ve burayada aldýðým yazýnýn içinde var.

Diyelim ki devletler tarihinde böyle þeyler olur. Yani bir duraklama olmasý normaldir. Peki bu duraklama neden 120 yýl kadar çok uzun bir süre devam etmiþ olabilir ?

Bunuda geçtik. Yani Duraklama devrinide normal bir süre olarak kabul ettik. Peki neden Allah'ýn kabul ettiði razý olduðu bir nizam buradan tekrar yükseliþe deðilde 93 yýl gibi uzun bir süre bu sefer çok daha vahim yani "gerileme dönemine" girmiþ olabilir ?

Diyelim"ki buda mümkün bir haldir ve olmuþtur. Peki Allah en ufak bir umudu olduðu ve razý olduðu bir devlet düzenini yani HÝLAFETÝ neden 30 yýl gibi apaçýk bir facia olan parçalanma sürecinde inim inim inlediði bir çok aðýr bedeller sürecine mahküm kýlar ve sonunda bitirir ?

Ve en son olarak þu soruyu cevaplamamýz gerekiyor. Allah neden HÝLAFET kavramýný normal ve razý olduðu bir düzense onu kabullenmeyen ve dinsel anlamda bir yönetimi kabul etmeyen bir lideri muvaffak kýlar ?

YOKSA HAÞA, ALLAH, YÜZYILLAR SÜREN VE SONUCU BÝR FACÝA OLAN VE SONRASINDA DEVAMI O FACÝANIN KÜLLERÝ ÝÇÝNDEN ÞAHLANDIRILAN BÝR CUMHURÝYET ORTAYA ÇIKAN BU GÝDÝÞATA GÜCÜ YETMEDÝÐÝ ÝÇÝN MÜDAHALE YADA YETERLÝ MÜDAHALEYÝ YAPAMAMIÞMIDIR ????

Hilafet kavramýnýn bu verdiðim bilgiler doðrultusunda Osmanlýyý deðil yükseltmek periþan olmasýnýn en büyük nedenlerinden biridir düþünüyorsam, bu düþüncem gerçeðin ta kendisi deðilmidir ? Çünkü o hilafetle birlikte onun alýndýðý arap milletini dahi mahveden (EMEVÝ ABBASÝ UYDURMASI) bir din anlayýþýda körü körüne alýnmýþ ve inatla Anadoluya dayatýlmýþ ve büyük ölçüde yerleþtirilmiþtir. Sonuçta Osmanlýda o aldýklarýnýn sahiplerinin akibetini kendiside ayný hatayý yapmýþ olarak yaþamak zorunda kalmýþtýr.

Allah bir þeyleri deðiþtirmek istediðinde gökyüzünden makas, cetvel, balta, nacak, kürek v.s indirmez. Sebepler irade eder. Týpký Muhtazaf kardeþimizin yukarda verdiði alýntýlarda olduðu gibi herkesin kendince yorumladýðý fakat gerçek akýl ve gönül sahiplerinin ne olduðunu çok iyi okuduðu iþler içinden bir þeyler meydana çýkar.

Ýþte milletler bu olaylarý doðru okuyabildiklerinde huzuru, yükseliþi, barýþý yakalarlar. Yok þayet bunda ifrata ve yanlýþlara saplanýrlarsa bugün Türkiyenin ve tüm islam coðrafyasýnýn yaþadýðý çatýþmalarý, çeliþkileri huzursuzluklarý kaçýnýlmaz olarak yaþarlar. Ta ki yanlýþýn nerede olduðunu anlayýp onu düzeltene kadar.

Hilafet kavramý konusunda þunlarýda söylemeden bitirmek istemiyorum. Dört halife döneminden sonra Hz.Hasan'ýn on aylýk halife olduðu dönemden araplar hiç bahsetmek istemez. Oysa tam bir eziyet olan o dönem sonunda müslümanlar kýrýlmasýn diye Muaviye denen peygamber ve evladýnýn düþmaný ile Hz. Hasan arasýnda kerhen yapýlan bir anlaþma vardýr.
Bu anlaþmaya göre Muaviye denen zalim, yönetimi Hz.Hasandan devralacak fakat kendi ölümünden sonra oðlu YEZÝD denen kanlý katili yerine geçirmeyecek ve yönetimi tekrar Ehlibeyte iade edecek, devredecektir.
Fakat iþin sonu böyle olmaz. Muaviye denen þeytan önce Hz.Hasan'ý zehirleterek sonrada oðlunu yerine geçirerek bu anlaþmayý çiðner.

Sonrasýný anlatmýyorum. Söylemek istediðim þudur. Artýk Muaviye denen zalim ve soyunun yönetimde yaptýklarý HALÝFELÝK deðil peygamber evladýný, sahabeyi katl yoluyla oturttuklarý ve 90 küsur yýl süren bir zulüm düzenidir. Bir zümrenin kanlý saltanatýdýr artýk yönetim.
Peþlerinden gelen ve EMEVÝLER'i yok eden ABBASÝLER de onlarla ayný zulüm yolunu izlemiþlerdir.

Sorarým size bu zalimlerden alýnan þeyin adý nasýl "HÝLAFET" dediðimiz "PEYGAMBERÝN VEKÝLÝ" olma sýfatý olabilir ? Bunu hangi gerçek islamý ve tarihini bilen kabul edebilir, hangi vicdan onaylayabilir ?

Osmanlýnýn bu anlamda araplardan aldýðý þeyin adý HÝLAFET mi yoksa FELAKET midir ?

Gerçek islam tarihini öðrenmek her müslümanýn vazifesedir. Bu gerçeklere ulaþmak için gayret edelim ve çok ama çok iyi düþünelim diyorum.

Sözlerim bazý kardeþlerimize belki çok acý gelecek ama dost acý söyler...


PC deKararsiz göz kırpma sevinçli Güle Güle Güle Güle


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son kolye7 tarafından, 16.12.2009 - 14:10 tarihinde.
Gönderen: 16.12.2009 - 14:01
Bu Mesaji Bildir   kolye7 üyenin diger mesajlarini ara kolye7 üyenin Profiline bak kolye7 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
kolye kardesim sen hala araplar türkler diye ayirip duruyorsun m+sl+man kardestir ve türkiyede sadece türkler oturmuyor ha sen dersen ben türküm ama baska bir millette olabilirdim. Ayirimcilik islamda yoktur veda hutbesini okursan anlarsin haa peygamberin sözü beni baglamaz diyorsan o senin bilecegin sey o zaman senin düsüncen seni benim düsüncem beni baglar
saygilarimla
Gönderen: 16.12.2009 - 21:03
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
kolye7 su an offline kolye7  
MİLLETLERİ VE DİLLERİ AYRI AYRI İRADE EDENDE ALLAH'TIR
309 Mesaj -
Muhtazaf kardeþim elbette müslümanlar kardeþtirler. Daha doðrusu öyle olmalarý gerekir.

Fakat senin bu sözlerinin burada uzun uzun anlattýðým konuyla bence hiç bir alakasý yok. Dahasý bu konuyu iyi niyetlede olsa saptýrýyor.

Ve dahasý islamda körü körüne kardeþlik duygusuda yok.

Ýspatmý istiyorsun. Daha benim gibi bir din konusunda ileri derecede bir ilim ve bilgi sahibi insana tahammül edemeyenlerin çoðunluðu oluþturduðu bir islam coðrafyasýnda, dahada açalým daha birbirine tahammülü bile öðrenemeyen bir islam coðrafyasýnda bugün o dediðin kardeþlikten bahsetmek hiçte mümkün deðil.

Haa onun gerçekleþeceði günlerde gelecektir. Bizler görebilirmiyiz bielemem. O zaman Hz. Ýsa ve Hz. Mehdi'nin yeryüzüne teþrif edeceði zamandýr ancak. Gidiþat öyle gösteriyor.

Allahýn var ettiði türk,arap v.s dil ve millet yapýsýný neden müslümanlar kardeþtir hedefini bahaneyle bir kenara koyalým ?
Ben türküm ve beni kardeþ yerine koyan müslümaný kardeþim yerine koyarým. Kardeþ yerine koymayana zorla kardeþimsinmi demem gerekiyor ?
Milletleri ve dillerini yaratanda Allah, dinleride insanlara veren Allah. Bize düþen hepsini yerli yerine koymaktýr.

Yoksa daha dün yaptýðý gibi haçlý seni tekrar paramparça yapar. Önce millet olmayý becerebileceksinki sonra kardeþliði tesis edebilesin.

Daha dün Osmanlýyý terkeden hatta arkadan vuran araplar kendilerine kalleþlikmi yaptýkta bize bu ihaneti yaptýlar ? Yoksa ARAP MÝLLÝYETÇÝLÝÐÝ tuttudamý ingiliz haçlýsý ile birlik olup böyle bir þeye kalkýþtýlar ?

Yine daha dün Yemen illerinde arap topraklarýnda arkadan vurulan ve esir edilip akýl almaz eziyetler çektirilen, kaybolan binlerce Osmanlý askerlerinin suçu türk olmak deðilmi idi ? Yoksa müslüman deðilmi idiler ?

Bugün araplarda deðiþen nedir ? Varlýklý arap ülkelerinin tüm paralarý haçlý bankalarýnda deðilmi ? KKTC'yi tanýyan bir tek islam ülkesi gösterebilirmisin ? Hani nerede kardeþlik ?

Deki ben müslümaným ve türküm. Yalnýzca ben müslümaným diyen için kusura bakma Muhtazaf kardeþim ben yalnýzca þunu söyleyebilirim. Ýlkönce islam tarihini ve kendi tarihini gerçekleriyle iyice bir öðren.
Ýþte o zaman ne söyleyeceðini daha iyi belirlemiþ olursun.



Mesaj 1 kez düzenlendi. En son kolye7 tarafından, 16.12.2009 - 23:16 tarihinde.
Gönderen: 16.12.2009 - 21:34
Bu Mesaji Bildir   kolye7 üyenin diger mesajlarini ara kolye7 üyenin Profiline bak kolye7 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
kolye7 kardeþ. ALLAHu teala Hz ademi yaratýrken onun torunlarýna hiçbir ayrýcalýk yapmamýþtýr. Bugün bu dinin sancagý sende ise yarýn herhangi bir millete verir o islamýn sancagýný layýk olan milletlere verir. Mülk ALLAH'ýndýr vesselam. Türk, kürt, arap vesair diye özerklik vermemiþtir. Dedim ya senin düþüncen seni baglar bütün müslümanlarý degil. Saglýcakla kal.
Gönderen: 16.12.2009 - 23:50
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
kolye7 su an offline kolye7  
RE:
309 Mesaj -
Alıntı
Orijýnalý Muhtazaf

kolye7 kardeþ. ALLAHu teala Hz ademi yaratýrken onun torunlarýna hiçbir ayrýcalýk yapmamýþtýr. Bugün bu dinin sancagý sende ise yarýn herhangi bir millete verir o islamýn sancagýný layýk olan milletlere verir. Mülk ALLAH'ýndýr vesselam. Türk, kürt, arap vesair diye özerklik vermemiþtir. Dedim ya senin düþüncen seni baglar bütün müslümanlarý degil. Saglýcakla kal.



Muhtazaf kardeþim benim yazýlarýmda Allah'ýn herhangi bir ferde, ýrka veya millete ayrýcalýk verdiði gibi bir saçmalýk olmadýðý gibi tam tersine, hem fertlerin hemde milletlerin, çok derin imtihanlar içinde mücadeleler verdiklerini ve burada Allah'ýn hikmetlerinin neler olduðunu ve yaþamsal alanda hangi olayýn hangi ilahi mesajý verdiðini çok iyi anlmak gerektiðini vurguladým her fýrsatta. Yazýlarým bu hükmüm ve iddiamýn apaçýk delilidir.

Elbetteki her düþünce sahibini baðlar. Buna ne þüphe ?

Her insan bir düþünceye sahiptir. Fakat aklýn yolu birdir. Sayýsýz deðil.

Ýþte Kurandaki FIRKALARLA ilgili ayetlerde, TEVHÝD konusuda devamlý olarak müslümanlarý facialara sürüklenmemeleri için bu anlamda uyarýr.

Sende saðlýcakla kal...



Mesaj 1 kez düzenlendi. En son kolye7 tarafından, 17.12.2009 - 13:08 tarihinde.
Gönderen: 17.12.2009 - 13:07
Bu Mesaji Bildir   kolye7 üyenin diger mesajlarini ara kolye7 üyenin Profiline bak kolye7 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 578 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
ferdülislam (108), sunniit (59), kadirbey (62), busra12 (32), melisatek (32), hüzünlüköprü (36), ramazan294 (35), nisa88 (36), ervam (57), Allah 1 (47), saime86 (38), batu39 (51), Abdurrahman Gör.. (61), fatihulu24 (30), Zeynep_85 (39), ferhatb (51), GuVeNN (46), safiye55 (35), azra16 (44), ahmed86 (38), mürsid (37), mekin (43), tohurter (54)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.61817 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.