chloroquine ivermektine generique plaquenil stromectol ivermektin epanutin epilantine epivir ercolax eriacta escodarone escoprim escozem esidrex estrace etimonis etopophos euglucon eulexin euthyrox evista exelon exitop extra super avana extra super p force ezetrol famvir farlutal felden feldene felodil female cialis female viagra femara finasterax flagyl flamon flomax flox ex floxal floxin floxyfral flucazol flucinome flucoderm fluconax
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » TARİH / SİYASET / EKONOMİ » TÜRKİYE VE DÜNYADA SİYASET » TANRI ULUDUR ama...........

önceki konu   diğer konu
22 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
Dai su an offline Dai  
TANRI ULUDUR ama...........
922 Mesaj -
TANRI ULUDUR AMA ATATÜRK DE ULUDUR, ULU ÖNDER DIR

Atatürk’ün halk ile iç içe, halktan biri oldugunu söylerlerdi.
Ama diger insanlarda bulunan insânî zaafiyetlerin Atatürk’te de bulundugunu anlatan Can Dündar’in “Mustafa” filminden pek rahatsiz oldular.
Çünkü onlara göre, Atatürk nasilsa öyle degil de insanüstü bir varlik olarak tanitilmali,
taptaze küçük beyinler daha bastan Atatürk’ü masal kahramanlarindan bile büyük, erisilmesi mümkün olmayan ulu bir varlik olarak tanimalidir.
Zaten Atatürk’e onun için “Ulu önder” diyorlar ya...

Türkçe ezan denilen sözde tercümeye bakin bir !
Hazreti Allah hakkinda kullanilan sifatla Atatürk hakkinda kullanilan sifat ayni.
Ikisi de “Ulu.” Hazreti Allah hakkinda Tanri uludur, Tanri uludur deniliyordu.
Ama Atatürk de ulu. Tanri uludur ama Atatürk de pek asagi degil, o da ulu. “Ulu önder.”

Can Dündar’in “Mustafa” filmi “Ululugu vurgulamadigi için” köpürüyorlar. Atatürk hiç insan olur mu canim? O insanüstüdür…

Bir insani, Allah’a es kosarak sirke düsüyorlar deyip, hemencecik karar vermeyecegiz.
Kullandiklari baska sözlere de bakacagiz. Bakalim baska sözleri de var mi?
Var mi da söz mü! Hem de istemediginiz kadar. Hem de daha Atatürk hayattayken.
Niceleri var ki, milleti Atatürk üzerinden daha o zaman kandirmaya baslayip bu tavirlarini simdikilere miras biraktilar.
Hz. Allah hakkinda söylenmesi icap eden ne varsa hepsini Atatürk hakkinda kullandilar…

Meselâ, Faruk Nafiz Çamlibel’in 1921 tarihli “Allah’in En Büyük Kulu” baslikli bir siiri var.
Siirin basligindan bunun önce Peygamberimiz hakkinda kaleme alindigi zannedilir.
Çünkü Allah’in en büyük ve en sevgili kulu O.
Ama zannettiginiz gibi degil. Siir Atatürk hakkinda.
Iste o kita:

Egilmez azmini dünyaya bildir,
Yurdumu ölümden sen halâs eyle.
Anmazsa evladim benden degildir
Adini bir degil bin besmeleyle.

Besmeleyle kimin adi anildigini herkes bilir? Tabii ki “Bismillah…” diyerek Allah’in.
Nitekim, Besmelenin mânâsi bize “Esirgeyen bagislayan Allah’in adiyla” diye ögretilir
Ayni sâirin “Çankaya” baslikli siirinin bir kitasi söyle:

Bu hiyâbân ebediyyet yoludur,
Gider Allah’a kadar burdan ucu.

Hiyâbân, iki tarafi agaçli büyük yol demek. Çankaya’ya giden yoldan bahsediliyor. Çankaya’da kim var? Atatürk...
Iste bu yol hakkinda “Gider Allah’a kadar burdan ucu” deniliyor.

Can Dündar’in, Atatürk’ü her seyden büyük göstermeksizin, gerçekleri yansitan perdeleri hafifçe, azicik aralamak bile sayilmayacak sekilde,
zaten bilinen seyleri hatirlatmasina kizan çevreler, Atatürk için yazilan su siire 1938’den beri niçin hiç ses çikarmazlar:

Ey ilâhin yüce davetlisi, göklerden egil,
Göreceksin, duruyor kalbimiz üstünde putun.
(Atatürk’ün ölümü üzerine, Faruk Nafiz Çamlibel, 1938)

Bu milletin evlatlari, Atatürk’ü ilahlastirmak için bazilarinin senelerdir adeta bir yaris içerisinde bulundugunu bilmeli.
Yapabilenler Atatürk’e ilâhî sifatlar yüklediler yapamayanlar ise onlara alkis tuttular.
Islâm inanç ve itikadina sigmayan misralardan bir örnek:

Solmaz o beniz, yok o bakislar yine mavi,
Lâyik onu tutsak biz ilâhlarla müsâvi.

Bu siiri yazan da Edip Ayel… Bu adam da, yazdigi siirde birçok ilahlar oldugunu söylemekten geri kalmiyor. Ona göre, bir ilah yok ilahlar var.
Ama Türk milletinin ilahi ayri. Peki kimmis ?
Buyurun okuyun:

Kalbimdeki tunç heykeli gök çatlasa bölmez,
Insanlar ölür, Türk’e ilah olmus er ölmez.

Ölecek olanlar sadece insanlarmis. Ama Türk’e ilah olan er ölmezmis. Çünkü o er insan degil…

Bir milletin çocuklari, iste böyle siirlerle büyütüldü/büyütülüyor, uyutuldu/uyutuluyor, yetistirildi/yetistiriliyor…
Siz bu siirlere ne diyorsunuz ey “Biz de Müslümaniz” diyen Atatürkçüler ?
(alinti)
Gönderen: 12.12.2009 - 01:09
Bu Mesaji Bildir   Dai üyenin diger mesajlarini ara Dai üyenin Profiline bak Dai üyeye özel mesaj gönder Dai üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
!MesuD! su an offline !MesuD!  
228 Mesaj -
Bizde ilkokul siralarinda böyle büyütüldük. cokta basariliydilar. birileri bana mustafa kemalin hakkindaki kötü kercekleri pardon aci gercekleri anlatmaya basladiginda savunuyordum. savundugum kisi hakkinda bile fazla bilgi bilmiyordum halbuki. Halimiz bu ki sonumuz nasil olur acep.
M. kemalin sucu degil sonradan kendilerine lider, dayanak arayanlarin uydurdugu suc. her zaman tahrif olmaya meyilli insanoglu. rahat duran canlinin kuyrugunu kesmek gibi!
Ulul azm peygamberleri arasindada ismi geciyormu bu mustafa kemal'in?
selam ve dua ile
Gönderen: 12.12.2009 - 17:48
Bu Mesaji Bildir   !MesuD! üyenin diger mesajlarini ara !MesuD! üyenin Profiline bak !MesuD! üyeye özel mesaj gönder !MesuD! üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
abihayat_22 su an offline abihayat_22  
42 Mesaj -
cumhuriyet dönemi þairi Kemalettin Kamu'nun dörtlüðünden

Ne mucize Ne efsun
Ne örümcek ne yosun
Çankaya yeter bize
Kabe Arab'ýn olsun...



''Yýrtýlýr ey kitâb-ý köhne, yarýn

Medfen-i fikr olan sahîfelerin.''

“Ey köhne kitap! Senin fikirlere mezar olan sahifelerin yarýn yýrtýlacaktýr,diyor Tevfik Fikret.

kitabi kohne kuran a diyor...

Ýyi bil ki, saf din Allah’ýn dinidir. Onun yakýnýndan veliler edinenler þöyle derler. “Biz onlara, baþka deðil sadece bizi Allah’a daha çok yaklaþtýrsýnlar diye kulluk ederiz.” (Zümer 39/3)


Gunumuzde en cok anlasilmiyan kavramlarin basinda musrik geliyor...

zaten biz ummet olarak musruk'in ne oldugunu bilseydik muslumanligimiz bu gun boyle olmazdi..


ezani turkceye cevirirken ''hayyalel felah'' sozunu turkce okutmadilar...

Çünki bunun anlamý ''haydin kurtuluþa,haydin kurtuluþa''demektir...
Demekki insanlar kurtuluþa koþmasýn diye,burasý türkçeye çevrilmemiþ...
''þu ezanlarki þehadetleri dinin temeli,ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.'' inledi,inliyor,inleyecek......

turkiye de dine yapilan zulum,saldiri baska ulkede yapilsaydi belki orda din adina bir sey kalmazdi...cunku gorulmemis bir tahrip,yikim yapildi...sukur ki yikamadilar..

Allah razi olsun kardes

guzel yaziydii
Gönderen: 12.12.2009 - 19:01
Bu Mesaji Bildir   abihayat_22 üyenin diger mesajlarini ara abihayat_22 üyenin Profiline bak abihayat_22 üyeye özel mesaj gönder abihayat_22 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Afaki su an offline Afaki  
224 Mesaj -
Selamun Aleyküm arkadaslar

Ben bu Can Dündari Atatürkcü biliyordum!
imanin kimde oldugubilinmiyor iste!

Görelim Mevla neyler
Neylerse güzel eyler

Dua ile
Gönderen: 12.12.2009 - 19:51
Bu Mesaji Bildir   Afaki üyenin diger mesajlarini ara Afaki üyenin Profiline bak Afaki üyeye özel mesaj gönder Afaki üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
keskinmetal su an offline keskinmetal  
655 Mesaj -
kardeþim benim yine döktürmüþsün yüreðine kalemine saðlýk

hep merak ederdim bu arþivler neden açýlmaz diye tabi osmanlý arþivinden bahsediyorum
o zamanda çok þeylermi öðrenirdik acaba
paylaþýmýn için


Elinize Saglik
Te$ekkürler
Gönderen: 12.12.2009 - 23:43
Bu Mesaji Bildir   keskinmetal üyenin diger mesajlarini ara keskinmetal üyenin Profiline bak keskinmetal üyeye özel mesaj gönder keskinmetal üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
Te$ekkürler Elinize Saglik



Gönderen: 13.12.2009 - 11:10
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
kolye7 su an offline kolye7  
PUTLAŞTIRMALAR ANCAK SAHİPLERİNİ BAĞLAR, DEĞERLERİ DEĞİL...
309 Mesaj -
Merhabalar,

Baþlýk alýntý yazýyý okudum. Burcu burcu ABD ve AB dayatmasý, kampanyalarý ve kompleksi kokan ve onlarýn düþünceleri altýnda yazýlan içler acýsý bir yazý olduðu apaçýk belli.
Ki bu ABD ve AB þu konuda kesinlikle anlaþmýþlardýr. Atatürk ve onun kurduðu cumhuriyet aþaðýlanýp yok edilmeden Türkiye'nin eski "SEVR" yeni "BOP" gereði parçalanýp bölünmesi çok zor olacaktýr.

ABD'nin ve AB'nin son dönemde sýk sýk þu sözleri ve benzerlerinin devreye girmeside bundandýr. "TÜRKÝYE ÝÇÝN ATATÜRK ARTIK GEÇERLÝLÝÐÝNÝ KAYBETMÝÞTÝR, ESKÝMÝÞTÝR O NEDENLE ARTIK TARÝHE GÖMÜLMELÝDÝR."

Haçlý emperyalistler bir kampanya haline getirdikleri Atatürk'e saldýrý için sadece bunlarý söylemekle yetinmiyorlar. Bu yolda çok büyük fonlar ve paralar veriyorlar satýlýk kalemlere. Ve maalesef bu satýlýk kalemlerden þu süreçte o kadar çok varki. Bu oyun Osmanlý'nýn sonundada oynanmýþtý. Hatta bunlardan bazýlarý o kadar zývanadan çýkmýþtý ki, Ýzmir'e çýkan Yunan iþgal birlikleri için "KURTARICILAR GELDÝ " diye gazetelerinde koca koca baþlýklarla adeta müjde vermiþlerdi.

Þayet bu haçlý yalakasý ve silik kalemlerden biri olan ve içler acýsý ne maksada hizmet ettiði apaçýk belli olan bir ATATÜRK filmi yapan CAN DÜNDAR burada bir kardeþimizin ifade ettiði gibi "ÝMAN SAHÝBÝ" biri ise ben buradan tüm dünyaya Allah yolunda canýný gözünü kýrpmadan verecek gerçek bir iman eri olarak müjde veriyorum ki
"BU CAN DÜNDAR GÝBÝLERÝ GERÇEK ÝMAN SAHÝBÝ ÝSE YERYÜZÜNDE BÝR TEK MÜÞRÝK, BÝR TEK NANKÖR, BÝR TEK VATAN DEÐERLERÝNDEN HABERSÝZ, BÝR TEK HAÇLI YALAKASI KALMAMIÞTIR." demektir.

Baþlýða konu olan yazý içinde bir þeyler söylemek istiyorum. Detaylarýna girmeme bence hiç gerek yok. Ýçinden burcu burcu bu milleti Atatürk'ten soðutma ve nefret ettirme kampanyasýnýn aðýr kokularý geliyor.

Hiç bir büyük insan onu putlaþtýranlarýn olmasý nedeniyle küçük düþmez deðerindende hiç bir þey kaybetmez. Þimdi bu yazýda döktürülen hezeyanlara bakýp Atatürk'ü tu kaka mý yapmamýz gerekiyor ? Böyle akýl mantýk insaf ve izanla zerre kadar alakasý olmayan bir hüküm olabilirmi ?
Peki Atatürk'ün kendini put haline getiren insanlarla ilgili suçu nedir ? Hiç bir þey tabi.

Hatta Atatürk'ün uyarýlarý var bu putlaþtýrmalar yapýlmasýn, yalnýzca býraktýðý esere sahip çýkýlýp geliþtirilsin ve fikirleri iyi deðerlendirilsin diye.

"Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek deðildir. Benim fikirlerimi, benim duygularýmý anlýyorsanýz ve hissediyorsanýz, bu kafidir (yeterlidir)."

Þayet bu Atatürk'ü putlaþtýrmalar nedeniyle hala suçlu bulup yukardaki yazýya alkýþ tutabiliyorsanýz size þunlarýda hemen acilen yapmanýz gerektiðini söylemek durumundayým.

O halde Allah'ýn velisi, Peygamberin halifesi HZ. ALÝ'yi de reddetmek gerekiyor. Çünkü onda ifrata gidenlerden bir zümre onu peygamber hatta Allah yerine koymuþtu. Peki Hz.Ali'nin bunda bir suçu ya da hatasý varmý idi ? Hayýr asla. Tam tersine bunlarý çok iyi bildiði için defalarca uyarýlarda bulundu bu zümrelere. Bunlardan bir taneside þu sözleri.
"BENDE ÝKÝ KÝÞÝ HELAK OLUR. BUNLARIN BÝRÝNCÝSÝ BENÝ PEYGAMBER, HATTA HAÞA ALLAH YERÝNE KOYAR, ÝKÝNCÝSÝ ÝSE BANA HAKARET EDER VEYA SÖVER."

Bir baþka örnekte peygamberlerden verelim. Ýncilin aslýnda olmadýðý halde ikibin yýldýr hemen hemen hristiyan dinine tabi insanlarýn yani milyarlarca insanýn tamamý HZ. ÝSA için ALLAH'IN OÐLU derler.
Peki bu facia hükmü bu dinin mensuplarýna Hz.Ýsa'mý söyledi ? Asla ve asla. Onlar Ýncildeki bu iþin gerçek anlamýný saptýrdýlar ve bu hale getirdiler.

Peki bu durumda bizler Atatürkle ilgili baþlýk yazý gereði olarak, HZ. ÝSA'yý da bu faciadan ve putlaþtýrmanýn insanlýk tarihindeki en feci halinden mesul tutup redmi etmemiz gerekiyor ?

Birde zamanýný Allah bilirde insanlarýn Hz.Ýsa yeryüzüne Mehdi ile nüzul ettiðinde, Hz.Ýsa'ya, "sen insanlara en büyük yalaný söyledin, o halde seni tanýmýyoruz, geldiðin yere geri dön"mü demeleri lazým ???



Ýþte Atatürk için kaleme alýnan ve içinde talihsiz bir ruhbanlýk kokan þiirinde yer aldýðý bu yazýyý deðerlendirirken bu satýrlarýmýda iyi düþünün derim. Unutmayýn burada çok ince bir kul hakký söz konusu. Bana göre Atatürk'ün din gününde hesaplaþacaklarýnýn sayýsý hele hele bu süreçte o kadar çok arttý ve artmaya devam ediyor ki......

Atatürk'ün iyiniyetle yaptýðý hatalardan biridir ezanýn türkçe okunmasý. Ama o kadar temiz samimi bir nedeni varki onu bunda suçlamam mümkün deðil. Çok iyi görmüþtür arapçýlýðýn Anadoluyu nasýl mahvettiðini. O nedenle Kuran'ýn hem mealini hemde tefsirini o zamanýn din konusunda en bilgili insanlarýndan birine yaptýrmýþtýr ki bu millet Kuran'ýn içeriðini öðrensin, yalnýzca körü körüne anlamadýðý dilden okumasýn, dinlemesin.
Ki Kuranda bunu emreder.
"O öyle bir kitaptýr ki anlaþýlmak için indirilmiþtir" der. Bu anlamda daha pek çok ayet bulmanýzda mümkün.

Atatürk bununlada yetinmeyip Osmanlýnýn yapmadýðý bir þeyi gerçekleþtirmiþ ve Diyanet iþlerini kurarak ve din adamlarýnýn maaþlarýný devlet tarafýndan ödeterek, dinin ehil ellerde kalmasý için elinden geleni yapmýþtýr.

Yazýk, yazýk, yazýk. Bir ülkeyi esaretten kurtaran, namusuna, topraklarýna sahip çýkan geçmiþ bataðýndaki yanlýþlara sürünmesin diye caný pahasýna yenilikler getiren ve vatanýný her þeyden çok seven böyle bir liderden onu sevmeyen bu vatan evlatlarýnýn alýp veremedikleri nedir, anlaþýlacak ve hak verilebilecek gibi deðildir.

Son olarakda diyorum ki sömürgeci dýþ güçlerin ve onlarýn içerdeki ortaklarýnýn baþlattýðý bu Atatürk'ü tasfiye kampanyalarýnýn gerçek nedenlerini çok iyi düþünelim ve ondan sonra karar verelim...


Kalýn saðlýcakla...


PC de PC de PC de


Mesaj 12 kez düzenlendi. En son kolye7 tarafından, 13.12.2009 - 13:24 tarihinde.
Gönderen: 13.12.2009 - 12:41
Bu Mesaji Bildir   kolye7 üyenin diger mesajlarini ara kolye7 üyenin Profiline bak kolye7 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
Suçumuz Osmanlý olmaktý
“Türkiye, Ýslam dünyasýný yeniden toparlayabilir” diyen Sultan 2. AbdülhamidHan’ýn torunu Bülend Osman: Takvimler 3 Mart 1924’ü gösteriyordu.. Hilafet makamýnýn kaldýrýlmasý için baþlatýlan giriþimler bugün sonlanacaktý.. Saltanat kaldýrýlalý ve Son padiþah Vahideddin gönderileli 2 yýl olmuþtu.. 3 Mart 1924 günü yaklaþýk 3.5 saat süren oturumda çýkarýlan kanuna göre; hilafet makamý, ortadan kaldýrýlmýþ, Halifeyle birlikte, hanedan mensuplarýndan erkeklere 24 saat, kadýnlara da 10 gün süre tanýnacaktý.. Buna, hamile olan kadýnlar da dahildi. Bülend Osman her ne kadar, “Türkiye’ye ve hanedaný dýþarý gönderenlere kýzgýn olmadýðýný söylese de açýklamalarýnda belli bir sitem de gizliydi.. Israrla, “Siz neden gönderildiniz ve neden zaman tanýnmadý?” sorumuz karþýsýnda hayli zorlanan Bülend Osman, en sonunda, “Bir devlet kuruluyordu, devletin yaþamasý için bir kolun kesilmesi gerekiyordu, o kol Osmanlý koluydu ve bizi dýþarý atmak zorundaydýlar” dedi.. Hilafetin ilgasý ve Hanedanýn sonu. Soðuk kýþ günleri geride kalmýþ, çetin ve karlý günler yerini baharýn esintilerine býrakmýþtý.. Ancak Türkiye’nin yeni baþkenti Ankara’da özellikle de Türkiye Büyük Millet Meclisi(TBMM)’nde sert fýrtýnalar esiyordu.. Takvimler 3 Mart 1924’ü gösteriyordu.. Hilafet makamýnýn kaldýrýlmasý için baþlatýlan giriþimler bugün sonlanacaktý.. Saltanat kaldýrýlalý ve Son padiþah Vahideddin gönderileli 2 yýl olmuþtu.. “Þeyh” unvanlý Saffet Efendi ve 54 arkadaþýnýn hazýrladýðý 431 Sayýlý Hilafet'in Ýlgasýna ve Hanedan-ý Osman'ýn Türkiye Cumhuriyeti Memalik Haricine (ülke dýþýna) çýkarýlmasýna dair kanun Meclis’te ele alýnýyordu.. Meclis her ne kadar tek adam Mustafa Kemal’in oluþturduðu listeden seçilmiþ olsa da sert tartýþmalar kaçýnýlmazdý.. Ahmet Emin Yalman'ýn Vatan gazetesi “60 milletvekili hilafetin kaldýrýlmasýna ve hanedanýn memleketten çýkarýlmasýna taraftar” haberini vermiþti. 3 Mart 1924 günü Kanunun görüþülmesine saat 3.25’te baþlanmýþ ve müzakere saat 6.45 de bitmiþti; bir diðer ifadeyle yaklaþýk 3.5 saat sürmüþtü. Konu temelde salt Hilafetin kaldýrýlýþý deðildi. Hilafetin kaldýrýlýþý konusu sadece teklifin 1. maddesinde “Hilafet Hal’edilmiþtir. Hilafet, Hükümet ve Cumhuriyet mana ve mefhumunda mündemiç olduðundan hilafet makamý mülgadýr” cümlesiyle geçmekteydi. Geriye kalan “yürütme ve yürürlük maddeleri” hariç 10 madde saltanatýn kaldýrýlmasý sonrasýnda hanedan üyelerinin yurtdýþýna çýkarýlmasý ve bununla ilgi iþlemler hakkýndaydý. Halid Bey: Bunun için mi savaþýldý? Bundan dolayý bazý milletvekilleri az sonra oylanacak kanun teklifine muhaliftiler.. Örneðin Gümüþhane Milletvekili Zeki Bey, hilafetin kaldýrýlmasýyla önemli bir milli geleneðin sarsýlmýþ olacaðýný, halledilmesi gereken daha birçok siyasi ve iktisadi mesele varken mevcut konunun gündemde olmasýnýn yanlýþlýðýný vurgulayacaktý. Kastamonu Milletvekili Halid bey de “Halifeyi kurtaracaðýz” diyerek halký harekete ve milli mücadeleye davet ettiklerini, bu yeni tutumun bir çeliþki olarak halký rahatsýz edeceðini belirtecekti.. Kanun teklifini hazýrlayan grubun lideri Þeyh Saffet Efendi ise “Halifelik unvaný belli bir hükümetin inhisarýnda deðildir. Kim adaletle hükmederse zaten halifeliðin gereðini yerine getirmiþ olur” iddiasýnda bulunacaktý.. Ayný görüþ Zonguldak Mebusu Tunalý Hilmi Bey tarafýndan da dile getirilecek hilafetin kaldýrýlmasý savunulacaktý.. Konuyu tartýþan Heyet-i Vekile Reisi Ýsmet Paþa(Ýnönügöz kırpma da, müstakil bir devlet kuran Ýslam toplumlarýna diðerlerinin tahammül edemediklerini iddia edecekti.. “SÜRGÜN YASASI” GEÇÝYOR Tartýþmalarýn ardýndan oylamaya geçilecek ve o tarihi karar Meclis’ten geçecekti. Çýkarýlan kanuna göre; hilafet makamý, ortadan kaldýrýlmýþ, Halifeyle birlikte, hanedan mensuplarýndan erkeklere 24 saat, kadýnlara da 10 gün süre tanýnacaktý.. Yasayla birlikte hanedan mensuplarýnýn Türkiye'yi ebediyyen terk etmeleri emredilmiþti. Buna, hamile olan kadýnlar da dahildi. Yani bu süre içerisinde Osmanlý hanedanýna mensup kim varsa Türkiye topraklarýný terk edeceklerdi. Ayný kiþiler kendilerine ait arazileri de artýk kullanamayacak, hiçbir hak da talep edemeyeceklerdi. Nitekim Hilafetin kaldýrýlmasýna dair kanun bunu açýkça belirtiyordu. Teklifin ilk maddesi þöyleydi; "Halife hal edilmiþtir. Hilafet, hükümet ve cumhuriyet mana ve mefhumunda esasen mündemiç olduðundan, hilafet makamý mülgadýr..." Ýkinci maddesi ise þöyledir; "Mahl-ü halife ve Osmanlý Saltanatý müderrisesi hanedan erkek, kadýn bilcümle azasý ve damatlar Türkiye Cumhuriyeti memaliki dahilinde ikamet etmek hakkýndan ebediyyen memnudurlar. Bu hanedana, kadýnlardan mütevellit kimseler de bu madde hükmüne tabidirler.." TOPÇU ÝHSAN: MEZARLARINI DA SÖKELÝM Kanunun çýkarýlmasý sýrasýnda, dünya tarihinde eþine rastlanmayacak bir olay yaþanacaktý. Hilafeti kaldýrma kanununun ikinci maddesine göre yurtdýþýna çýkarýlacak kadýn, çocuk ve damatlarýn zor durumda kalacaðý, bunlarýn sefalete düþmemesi için yurtdýþýna çýkarýlmasýnýn sakýncalý olduðunu söyleyenler de çýkmýþtý. Ama bu teklif daha aðýr bir teklifle geri dönecekti. Ýstanbul Ýstiklal Mahkemesi Baþkaný Topçu Ýhsan, deðil bu kimselerin Türkiye topraklarýnda kalmasýný, hanedanýn geçmiþine ait ölülerinin kemiklerini dahi söküp atma fikrindeydi. Ýhsan, "Hanedan'a mensup kiþilerin ölülerinin kemiklerini bile mezarlarýndan çýkarýp atmak lazým gelir" diye avazý çýktýðý kadar baðýracaktý. Hatta bu sözler o dönem Batý basýnýnda gündeme gelecek, geçmiþine bu denli kinle dolu zihniyet þiddetle ayýplanacaktý. Topçu Ýhsan'ýn bu teklifi tek parti olan CHP'nin içinde dahi tepkilere neden olacak, albay milletvekili olan Halit Akmansu partisinden istifa edecekti. Hiç þüphesiz, Hilafetin kaldýrýlmasý Türkiye Cumhuriyeti’nin en radikal ve köklü kararlarýndan biridir. Bu karar ile sadece kendi milli sýnýrlarý içindeki Müslümanlar deðil, tüm dünya Müslümanlarý, bu arada Müslümanlar üzerinde çeþitli planlarý olan Batý dünyasý da etkilenmiþtir. ‘YA KAFAMIZI KESSELERDÝ!..’ ‘Sizi gönderenlere kýzgýn mýsýnýz?’ sorumuza, “Deðilim, en azýndan kafamýzý kesmemiþler, bu da olabilirdi” diye cevap veriyor.. Bu kez ‘Siz ne yaptýnýz ki kafanýz kesilsin?’ soruma geliyor.. Osman, “Ayný soru sürgünle ilgili de sorulabilir, ne yaptýk ki sürgün edildik!..” Bülent Osman Türkiye’nin geçmiþiyle barýþmasýnýn kaçýnýlmaz olduðunu, ve kendilerinin asla korkulacak birileri olmadýðýný vurguluyor.. Dahasý Türkiye’nin yeniden Ýslam dünyasýný toparlayabilecek bir abi olabileceðinin altýný çiziyor.. “AB sevdasýndan vezgeçilmeli, orada insana ve aileye dair bir þey bulamazsýnýz” diyen Osman, Milli Görüþ Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan baþbakanlýðýnda kurulan D-8 projesini hatýrlattýðýmýzda ise, “D-8 veya baþka bir oluþum, Türkiye kendisini arasýna sokmak istemeyen AB’nin peþinden vazgeçip geçmiþiyle barýþarak Ýslam dünyasýna yeniden abilik yapabilir. Bu hiç de zor deðil” diyor.. Bülend Osman’ý en çok kýzdýran sorularýmdan biri de dedesi 2.Abdülhamid’le ilgili sorum oluyor.. “Dedenize yakýþtýralan ‘Kýzýl Sultan’ ifadesi sizce kimin yakýþtýrmasý?” Çok nazik görünüm ve tavýrlarýyla tanýnan Osman bir anda jest deðiþtirerek, “Bu Ermeni uydurmasý, Ermeniler sevmezdi” dedi. Türkiye’de eskiye oranla büyük deðiþim yaþandýðýný belirten Osman, “Eskiden daha acýmasýz ve önyargýlý ithamlar yapýlýyordu, ancak þimdi herkes sorguluyor. Gençlikten ümitliyiz” diyor. O gece sarayda yaþananlar 1924’ün 3 Mart’ýnda, çýkarýlan kanun ivedilikle Osmanlý hanedanýna iletilecek ve kýsa sürede Türkiye’yi terk etmeleri istenecekti.. Hatta Abdülmecid Efendi hemen o gece sürgüne gönderilmiþti. Karar Halife’ye sarayýn kütüphanesinde teblið edilmiþti. Ankara Hükümeti, Ýstanbul Valisi Haydar Bey’e gönderdiði telgraf emriyle Dolmabahçe Sarayý’nda kalan Halife Abdülmecid Efendi’nin hemen o gece sýnýrdýþý edilmesi talimatýný vermiþti. Vali Haydar Bey ve Ýstanbul Emniyet Müdürü Sadeddin Bey 3 Mart akþamý saat sekiz sularýnda Halife’ye kararý teblið etmek için Dolmabahçe Sarayý’na gitmiþti. Polis ve asker, sarayýn etrafýný sarmýþ, bütün telefonlar kesilmiþ, sarayda yaþayanlarýn dýþarýyla baðlantý kurmasýna imkan býrakýlmamýþtý. Abdülmecid Efendi, heyeti kütüphanede kabul etti. Ýlk tepkisi ‘Ben vatan haini deðilim. Buradan ölsem de gitmem. Ceddim Fatih’in zaptettiði bu topraklardan beni zorla nasýl çýkartabilirler?’ oldu. Vali ve polis müdürü, Halife’ye ‘milli iradeye itaat etmediði takdirde saraydan gerekirse zorla çýkartýlacaðýný’ söylemiþlerdi. Zoraki yolculuðun hazýrlýklarý sadece 1.5 saat sürdü ve Halife’yle beraber üç hanýmý, Þehsuvar, Hayrünisa ve Mehisti hanýmlar, oðlu Þehzade Ömer Faruk Efendi, hemen o gece, Dolmabahçe’den alýnýp Çatalca’ya götürüldü, istasyonun dýþýnda bekletilen Simplon Ekspresi’ne ilave edilmiþ yataklý altý adet vagona bindirilip Türkiye’den sýnýrdýþý edildiler. Abdülmecid Efendi sarayý terk ederken Vali Haydar Bey’e ‘Madem ki milletin ve memleketin selameti için çalýþýyorsunuz, Allah muvaffak etsin’; Emniyet Müdürü Sadeddin Bey’e de ‘Ben yine bu millete dua edeceðim. Ölsem dahi mezarýmda kemiklerim bu milletin refahý ve saadeti için duaya devam edecektir’ demiþti. Ne yazýk ki olay Hanedanýn ülke dýþýna sürülmesiyle kalmamýþ, çeþitli ülkelerden saraya hediye edilen yüzlerce tarihi eþya adeta yaðmalanmýþtý.. 15 lirayla çýkýlan yolun sonu ise tam bir sefaletti.. Bazý Müslüman ülke vatandaþlarýnýn, sürgüne giden halifeleri için topladýklarý paralarla geçinmeye çalýþacaklar, dahasý ücretini ödeyemediði için oteller tarafýndan sokaða atýlan hanedan mensuplarý olacaktý.. Ýngiliz Büyükelçisi Ronald Lindsay: "Laik Türkiye'nin Müslümanlarý artýk Ýngiliz Ýmparatorluðu için bir tehlike olmaktan çýkmýþtýr." Arnold J.Toynbee (Ýngiliz Tarihçi): "Halifeliðin kaldýrýlmasýyla Türkiye, Ýslam dünyasýnýn merkezi olmaktan çýkmýþtýr. Türkiye Ýslam'ýn manevi önderliðini býrakýp, köþe baþýný dönüp, dünyevi bir hükümet kurup halifeyi sýnýr dýþý edince, batýlýlaþmanýn nimetlerine karþýlýk, Ýslam Birliði ve Ýslam'ýn desteðinden vazgeçer olmuþtur.. Ne olursa olsun halifelik Ýslam toplumunun en birleþtirici ve Ýslam’ýn geçmiþi ile en güçlü baðý sayýlmýþtý.." (Türkiye Türkçesi Ýst. 1971) Boston Gazetesi (Amerika): "Türkiye Halifeyi tekmelemekle kurtuldu.. Batýlý temeller üzerine cumhuriyet ilan ediliyor. Bugüne kadar kurulmuþ bütün Ýslami devletlere temel teþkil eden dini kanun ve gelenekler daðýtýlýverdi... Bunun yanýnda 500 milyon dolar deðerindeki tüm dini kurum ve kuruluþlar da devletleþtiriliyor..." 83 yýldýr gurbetteler Geçtiðimiz aylarda Dolmabahçe Sarayý’nda “Osmanoðlu’nun sürgünü” belgeselinin tanýtýmý için buluþan 100’ü aþkýn hanedan mensubu bir anlamda hem gerçek topraklarýyla hem de birbirleriyle hasret giderdiler.. Sultan 2. Abdülhamit'in en büyük oðlu Mehmet Selim Efendi'nin torunlarý Lübnan ve Suriye'den; Ýkinci Abdülhamit'in oðlu Abdülkadir Efendi'nin torunlarý Avustralya ve Almanya'dan; Sultan 5. Murat'ýn torunu Osman Selahaddin'in torunlarý Ýngiltere'den; Sultan 1. Abdülmecid'in torunu Ýbrahim Tevfik Efendi'nin torunlarý Lübnan'dan; Ýkinci Abdülhamit'in ablasý Mediha Sultan'ýn torunlarý Ýngiltere'den; Sultan 2. Abdülhamit'in kýzý Naime Sultan'ýn torunu Fransa'dan gelmiþti. Sarayda eðretiydiler Pek çoðu artýk ne Türkçe ne Osmanlýca biliyordu.. 83 yýl önce Saray’dan çýkarýlmalarýna karar verildiðinde, namaz ve Kur’an okuyarak sürgüne giden halifenin torunlarý þimdi bambaþka bir dünyanýn insanlarý olmuþtu sanki.. Sanki hiç Osmanlýya bulaþmamýþlar, çocuklarýna Max, Tatyana, Coosmos ve Sandy gibi isimler takacak kadar da Batýlýlaþmýþlardý.. Osmanlý’dan Cumhuriyet’e geçiþte yaþanan hafýza kaybý sanki en çok onlarý vurmuþtu.. Toplanarak geldikleri Dolmabahçe Sarayý, onlara belki de hüzünlü gözlerle bakýyordu artýk.. Belki de 82 yýl önce kendini terk eden hanedanýn torunlarýný tanýyamadý bile.. Çünkü ne o geceki programda ne de hanedan torunu olan kiþilerde Osmanlý ve geçmiþe ait en ufak bir iz kalmamýþtý.. Her neyse her þeye raðmen onlar bizim için önemliydi.. Geçmiþimizle artýk barýþmalýyýz Son senelerde birçok memleket tarihiyle barýþtý. Bulgaristan'ýn son Kralý Simeon memleketine yýllar sonra sýradan bir vatandaþ olarak dönüp baþbakanlýða kadar yükseldi. Ýtalya, ülkeye giriþi 50 yýldan beri yasak olan tahtýn varisini geçtiðimiz yýllarda yarý resmi törenle karþýladý. Avusturya Macaristan Ýmparatorluðu tahtýnýn varisi Arþidük Otto von Habsburg, Avrupa Parlamentosu'nda uzun yýllar milletvekilliði yaptý. Fransa tahtýnýn varisi Paris Kontu Henry d'Orleans, Paris'te mütevazý bir evde yaþýyor ve hayatýný resim yaparak kazanýyor. Türkiye'de de son senelerde tarihle barýþma yolunda yavaþ ama güzel adýmlar atýldýðý da bir gerçek.. Kim bilir, ülkeyi yönetenler de bir gün Abdulhamid’in torunu Bülend Osman’ýn dediði gibi “Bizim neyimizden korksunlar ki” serzeniþini duyar da geçmiþle bozulan köprüler yeniden kurulur.. 06.03.2007 MUHARREM COÞKUN/Vakitmuharrice@vakit.com.tr


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Muhtazaf tarafından, 13.12.2009 - 22:57 tarihinde.
Gönderen: 13.12.2009 - 22:56
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Dai su an offline Dai  
RE: PUTLAŞTIRMALAR ANCAK SAHİPLERİNİ BAĞLAR, DEĞERLERİ DEĞİL...
922 Mesaj -
Alıntı
Orijýnalý kolye7

Atatürk'ün iyiniyetle yaptýðý hatalardan biridir ezanýn türkçe okunmasý. Ama o kadar temiz samimi bir nedeni varki onu bunda suçlamam mümkün deðil. Çok iyi görmüþtür arapçýlýðýn Anadoluyu nasýl mahvettiðini. O nedenle Kuran'ýn hem mealini hemde tefsirini o zamanýn din konusunda en bilgili insanlarýndan birine yaptýrmýþtýr ki bu millet Kuran'ýn içeriðini öðrensin, yalnýzca körü körüne anlamadýðý dilden okumasýn, dinlemesin.
Ki Kuranda bunu emreder.
"O öyle bir kitaptýr ki anlaþýlmak için indirilmiþtir" der. Bu anlamda daha pek çok ayet bulmanýzda mümkün.

Atatürk bununlada yetinmeyip Osmanlýnýn yapmadýðý bir þeyi gerçekleþtirmiþ ve Diyanet iþlerini kurarak ve din adamlarýnýn maaþlarýný devlet tarafýndan ödeterek, dinin ehil ellerde kalmasý için elinden geleni yapmýþtýr.


kolye7 kardes
Kur'anin ve Ezanin türkcelestirmesi (ki, tamami Türkcelestirilmemistir!) gayesinden tut,
(ki, dil devrimi "dinimizi anlayamamak" acisindan Müslüman-Türk'e en büyük darbedir!)
diyanetin kurulma sebeplerine kadar (ki, devletten maas alan biri devletin kulu demektir!) gercekleri sen de ben de biliyoruz!
müslümanin müslüman oldugu, yasayis seklinden belli olur!
(ki, m kemalin namaz kilarken tek bir fotografini göremeyiz!)

cogu mesajlarinda osmanliyi ve arablari suclayan yazilarin mevcut
yüzde doksan sadece Kur'an dan örnekler veriyorsun

sanirim artik sorma vakti geldi
lütfen ACIK ve NET cevap ver

Hadisleri kabul ediyormusun?
yoksa Kur'an dan baskasini gale almam diyenlerdenmisin?
Gönderen: 14.12.2009 - 03:37
Bu Mesaji Bildir   Dai üyenin diger mesajlarini ara Dai üyenin Profiline bak Dai üyeye özel mesaj gönder Dai üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
kolye7 su an offline kolye7  
YALAN HADİSLER İSLAM'A EN BÜYÜK ZARARLARI VEREN FAKTÖRLERDEN BİRİDİR.
309 Mesaj -
Dai kardeþim aþaðýda önce içindeki düþüncelerine karþýlýk vereceðim bir kýsým yazýný veriyorum. Sonrada benim düþüncelerimi öðreneceksin.

Alıntı
kolye7 kardes
Kur'anin ve Ezanin türkcelestirmesi (ki, tamami Türkcelestirilmemistir!) gayesinden tut,
(ki, dil devrimi "dinimizi anlayamamak" acisindan Müslüman-Türk'e en büyük darbedir!)
diyanetin kurulma sebeplerine kadar (ki, devletten maas alan biri devletin kulu demektir!) gercekleri sen de ben de biliyoruz!
müslümanin müslüman oldugu, yasayis seklinden belli olur!
(ki, m kemalin namaz kilarken tek bir fotografini göremeyiz!)



*Kuran'ýn dilimize çevrilmesi olayý Atatürk tarafýndan gerçekleþtirilmiþ bir ilktir. Osmanlýnýn sözde alimleri Kuranýn mealinin yazýlmasýný dahi günah olarak yorumlayýp yalnýzca arapçasýnýn okunmasýnýn yeterli olduðu yalanýný dayatýyorlardý. Zaten bu çürük kafa dinini gereði gibi bilmeyen ve hocalarýn hezeyanlarýný kabul etmek zorunda býrakýlan bir Osmanlý býraktý yirminci yüzyýla.

*Dilin öz türkçeye dönmesi Atatürk'ün bu ülkeye en büyük hizmetlerinden biridir. Yalnýzca Ýstanbulda belli bir çevrenin anladýðý arapça ve farsça sözlerle tanýnmaz hale getirilen yapay bir dil olan Osmanlýca konuþma dahi Osmanlýnýn sonunda ortaya çýkan % 3-4 okuma oraný gibi bir facianýn en büyük etkenidir.

*Bir milletin fertlerinin devletinin hizmetinde olmasýndan ve hizmetlerinin karþýlýðýný devletlerinden almasý kadar normal baþka ne olabilir. Devletten maaþ almayacaktý bu insanlarda ne yapacaklardý yani ? RUHBANÝSTAN diye bir devlet kurupta gelirlerini oradanmý saðlayacaklardý ? Devlet ve din adamlarý baþka kafadaysa o devlet daha en baþtan zokayý yemiþ demek deðilmidir ?
Kaldý ki dinde ruhban diye bir þeyde olmadýðýný defalarca açýk açýk anlattým. Bunu Attaürkte biliyordu, fakat bu iþe devlet sahip çýkmasa kendi halinde çapulcularýn yorumuna bile fýrsat çýkacak bir ortamda oluþabilecek faciayýda çok iyi gördüðü için mecburen bu yolu tercih etti.

*Müslümanlar için en büyük ayýplardan biri insanlarýn ibadetlerini araþtýrmalarý ve onlarýn kiþiliklerini buradan belirlemeye çalýþmalarýdýr. Allah bunu kesinlikle yasaklýyor ve tam tersi bir yol tavsiye ediyor. MAUN suresi bunun en büyük delilidir.

Bugün beþ vakit namaz kýlýpta haçlýnýn kulu kölesi olanlarý ülkesini babalar gibi satanlarýn ibadetlerini nereye koyacaksýnýz bu iþte ?

Yoksa hiçte az olmayan ve zaten bunu yapan yani "BUNLAR SATIYORSA VE HAÇLIYA BOYUN EÐÝYORSA BÝR BÝLDÝKLERÝ VARDIR" facia zihniyetinimi onaylayacaksýnýz ?

Yazýlarým içinde benim yaþadýðým bir ibret olayýda verdim. Beþ vakit namaz kýlan, HAC vazifesini yapmýþ olan, tüm ibadetleri þekil olarak eksiksiz olan ve dýþ görünümüde dindar çaðrýþýmý yapan bir muhasebecinin benim sigorta hakkýmý patronuma açýk açýk nasýl gasp ettirdiði acý gerçeðini verdim ki bu olay benim bu anlamda þahit olduðum sayýsýz ibret olaydan yalnýzca bir idi.

"ALDATAN SÝZÝ ALLAH'IN ADI ÝLE ALDATMASIN" ayetinden sen ne anlýyorsun, yada sana nasýl bir mesaj veriyor ? Senin gözünde Allah'ýn adýný ve islamý kullanarak insanlarý kandýranlar kimlerdir ? Hangi iþler Allah'ýn dinini sömürmek ve kullanmak anlamýna gelir sence ?

*Mustafa Kemal ATATÜRK'ün namaz kýldýðý ile ilgili bir fotoðraf bende görmedim, merakta etmedim. Onun gerçek bir mümin olduðundan LAÝLAHEÝLLALLAH kelamýna inandýðým kadar eminim. Benim için böyle bir fotoðrafýnda bu anlamda hiç bir önemi yoktur. Týpký Kuran'ýn hükümlerinde olduðu gibi ölçümde, merakýmda olmaz, olamaz. Ýbadet kulla Allah arasýndadýr, hesabýda Allahýndýr. Allah onlarý insanlara kendilerini kurtarmalarý için vermiþtir. Kendilerinin dahi ne durumda olduklarýndan haberi olmayanlarýn baþka insanlarýn ibadetlerinin çetelesini ve hesabýný sorsunlar diye deðil.

*Kaldýki Atatürk'ün ne denli gerçek bir müslüman ve büyük insan olduðunu ona ve bu millete son nefesinde verdiði mesajla onaylayan Allahtýr. Ve Allah hiç kimsenin kafasýnda islam diye çizdiði yanlýþlarý kabul etmeye mecbur olmadýðý gibi onlarý bu hallerinden sýgaya çekecek olandýr. Ayet " (KAFANIZDA UYDURDUÐUNUZ) DÝNÝNÝZÝ ALLAH'A ÖÐRETMEYEMÝ ÇALIÞIYORSUNUZ"

*Müslüman SAMÝMÝYET, ÝHLAS, TEVHÝD ve MERHAMET gibi üstün erdemlere sahip deðilse ve Kuran'ý anlamasý ve yaþamasý FIRKALARLA ilgili hükümlere giriyorsa, yani GERÇEK ÝMAN sahibi olma haline sahip olamamýþsa, onun müslümanlýðý yalnýzca islamý kabul etmiþ fakat yanlýþ iman içinde gazaba uðrayacak bir fert olma durumuna düþmüþ olmasý demektir.
Çünkü Allah kelamýnda apaçýk þöyle buyruluyor "DEYÝNKÝ ÝSLAM OLDUK, KALPLERÝNÝZ HENÜZ ÝMAN ETMÝÞ (GERÇEK ÝMAN SAFHASINA GELMÝÞgöz kırpma DEÐÝLDÝR"

*Bir müslüman hadisleri nasýl kabul etmez. Burada önemli olan binlerce yalan hadis içinden gerçek olanlarýný ayýr edebilmek ona göre kabullenmektir. Hadis diye Kuran'ýn onaylamadýðý ve aslýnda hepsi yalan hadis fabrikalarýnýn üretimi olan hezeyanlarý kebullenmekse bu yalnýzca insanlarý dinden çýkarýr, þirke ve küfre saplandýrýr.
Þimdi bir oran vreceðim ki bunda hadis konusunda geçmiþten bu yana çok büyük araþtýrmalar yapan kiþilerin ittifaký söz konusudur ve bende bunu onaylýyorum.
Bugün var olduðu kabul edilen hadislerin ancak % 1 veya 2 si gerçek kabul edilmektedir.

Bu kanaatin en büyük delillerinden biri, Efendimizin yazýlan tüm hadisleri toplatýp imha ettirmesidir ki amacý Kuran karþýsýnda Efendimizin sözleri ikinci bir kitap olarak yer almasýn yani dinin TEVHÝD denen en büyük özelliklerinden birine halel gelmesin.
Efendimizin bu takip ettiði yol dört halife zamanýndada aynen uygulanmýþtýr.Dört halife döneminin baþlangýcý 632 bitiþ tarihi ise 661. Yani yaklaþýk otuz yýllýk bir sürede hadis kesinlikle yazdýrýlmamýþ ve ortaya çýkmasýna müsaade edilmemiþtir.

Hadislerin yazýlmaya baþladýðý ve içinede her türlü fitnenin katýlmaya baþladýðý dönem EMEVÝ ZALÝMLERÝNÝN yönetime geçmesiyle birlikte baþlar. Birde þu açýdan düþünün. Bu kadar zaman sonra yani Efendimizin Hakka yürümesinden hemde bu zalimler zamanýnda bu iþler ne kadar saðlýklý yapýlmýþ olabilir ?

Peki bu durumda ne yapacaðýz hadislere bakmayacakmýyýz ? Elbette bakacaðýz. Fakat Kuranla örtüþmeyen binlerce yalaný gerçeklerinden ayýrmak ustalýðýný ve hünerini gösterebiliyorsak...
Yoksa acemi aþçýnýn pirinç içinden taþlarý gereði gibi ayýklayamamsý nedeniyle bu pirinçten pilav yiyen herkesin diþlerinin kýrýlmasýna sebep olamasý gibi bir ibret durum ortaya çýkar. Bu durumu zaten islam coðrafyasý 1400 yýldýrda yaþýyor.
Ýslama en büyük ihanet lerden biride bu yalan hadislerle yapýlmýþ olan ihanetlerdir.

Muhtazaf kardeþimizin aktardýðý konudaki HÝLAFET meselesine aslýnda çok güzel ve ibret bir karþýlýk olan daha önce yazmýþ olduðum yazý en güzel cevaptýr.

ALLAH EMEVÝ VE ABBASÝ ZALÝMLERÝNÝ HALÝFE OLARAK KABUL ETMÝYOR KÝ ONLARDAN CEBREN ALINAN BU HÜKÜMSÜZ MAKAMIN OSMANLIDA KALIP KALMADIÐINA DEÐER VERSÝN VE ONU KORUMAK ÝSTEMÝÞ OLSUN.

Dikkat ediniz Osmanlýnýn düþüþe geçmesi Hilafet diye bir makamýn Osmanlýya alýnmasýndan ve araplarý mahveden tüm EMEVÝ ve ABBASÝ kabullerinin Anadoluya yayýlmaya baþlamasýndan sonra baþlar.
Anadolu Selçuklularý, Selçuklular ve Osman gazi ile Anadoluda yayýlan Peygamber mayasýnýn yerini bu sapkýn arap mayasý almaya baþlayýnca çöküþ döneminin temelleride atýlmýþ oldu.

Þayet Allah Osmanlýyý Efendimizin halifesi olarak görse ilkönce duraklama ve sonra gerileme devirlerinin bu büyük cihan hükümdarlýðýný mahvetmesine izin vermezdi. Tam tersine Allah bu halife kavramýndan ve arap sapkýnlýðýnýn din diye Osmanlýyý istila etmesiyle birlikte yardýmýný yavaþ yavaþ kaldýrmýþ ve uyanmasý için bu millete çok büyük bir zaman fýrsat tanýmýþtýr.
Yanlýþlarda ýsrar ve hilafet adlý aslý dört halife zamanýnda kalmýþ bir kavrama sýmsýký sarýlmaksa Osmanlýnýn sonunda ortaya çýkan feci tablodan baþka hiç bir þey getirmemiþtir.

O nedenle diyorum ki suçumuz asla Osmanlý olmak deðildi. Tam tersine Osmanlý olarak kalamamak ve bizde din anlayýþýnýn Allahýn velilerince Anadoluya serpilmiþ en mükemmeli varken bunlarý bir kenara itip, araplarý dahi mahveden din anlayýþlarýna sýmsýký sarýlmaktý asýl suçumuz.





PC de sevinçli Te$ekkürler Güle Güle


Mesaj 2 kez düzenlendi. En son kolye7 tarafından, 16.12.2009 - 11:27 tarihinde.
Gönderen: 14.12.2009 - 13:58
Bu Mesaji Bildir   kolye7 üyenin diger mesajlarini ara kolye7 üyenin Profiline bak kolye7 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
kolye7 kardeþ
Soruyorum acaba Þimdiki konuþtugumuz dil türkçemi yoksa acaba?
Siz ehli sünneti Kabul etmiyenlerdenmisiniz?


Mesaj 1 kez düzenlendi. En son Muhtazaf tarafından, 14.12.2009 - 17:32 tarihinde.
Gönderen: 14.12.2009 - 17:25
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
kolye7 su an offline kolye7  
RE:
309 Mesaj -
Alıntı
Orijýnalý Muhtazaf

kolye7 kardeþ
Soruyorum acaba Þimdiki konuþtugumuz dil türkçemi yoksa acaba?
Siz ehli sünneti Kabul etmiyenlerdenmisiniz?



Evet Muhtazaf kardeþim yüzyýllarca pek çok katký ve zorlamayla bir çok kayba uðratýlmýþsada þu an konuþtuðumuz dil türkçe.

Elbette makul anlamda bu dile hem arapçadan hem farsçadan ve baþka çok konuþulan dillerden kelimeler katýlabilir. Fakat bu Osmanlýcada olduðu gibi haddi aþtýðýnda o dili yalnýz belli ve kýsýtlý bir çevreden baþka hiç kimse kullanamaz.

Ehli sünnet dediðimiz zümre ancak ve ancak Allah'ýn kelamýna uygun hükümler söylediðinde kabulümdür. Yoksa Allahýn Nebisi ve velileri dýþýnda benim alim diye kabul edilen hiç kimsenin sözlerini bu alim diye kabul ettiðim insanlarýn onayý dýþýnda kabul etmem söz konusu dahi olamaz.

Ne buyuruyor Kuran "SÝZDEN ÜCRET ALMAYANLARDAN ÖÐRENÝN ONLARDIR DOÐRUYU VE GÜZELÝ BULANLAR" yani Peygamber ve velilerini takip edin diyor Kuran. Benim rehberim Kuran ve onun gösterdiði insanlar olduðuna göre....

Yine Fatiha suresinde "BÝZÝ DOÐRU YOLA ÝLET, NÝMET VERDÝKLERÝNÝNÝN YOLUNA AZMIÞ SAPMIÞLARINKÝNE DEÐÝL" ayetinde de nimet verilenlerden kasýt Allahýn Resulü ve Velileridir. Baþka hiç kimse deðil.

Gidilecek yolu kim Allahtan daha iyi bilebilir.

Haa bende yapýyorum. Ruhbanlarýda dinliyorum.Fakat söylediklerini çok ince bir süzgeçten geçirip ya kabul yada reddediyorum. Bundada rehberim KURAN ve HAKDOSTLARI oluyor tabi.

Bugün islam coðrafyasý bunu yapmamanýn ve ýþýðý yanlýþ yerlerde aramanýn yanlýþ kiþilerin arkasýna takýlmanýn kahrýný ve aðýr imtihanlarýný yaþýyor.

Hz.Ýsa ve Hz.Mehdi gelene kadarda öyle sürecek gibi görünüyor. En doðrusunu Allah bilir.

Gönderen: 14.12.2009 - 20:52
Bu Mesaji Bildir   kolye7 üyenin diger mesajlarini ara kolye7 üyenin Profiline bak kolye7 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
Kolye7 Avrupalýlar atalarýndan hiç rahatsýz olmuyorlar hatta sembolde olsa kýrallýklar yerinde duruyor
Ama bizim gibilerede bazý þeyleri dayatýyorlar. Dil konusuna gelince Þimdi konuþtuðumuz dil türkçe degil
kuþa benzetilmiþ kuþ dili olsa gerek.
Gönderen: 14.12.2009 - 22:47
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
kolye7 su an offline kolye7  
OSMANLICA VE GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ ARASINDAKİ FARKLILIKLAR.
309 Mesaj -
Muhtazaf kardeþim,

Bizim atalarýmýzdan rahatsýz olduðumuzu kim söyledi ? Ben en azýndan kendi adýma ve bu iþin gerçek yüzünü bilenler adýna þunlarý rahatlýkla söyleyebilirim.

Hilafetin biçim olarak kalmasý dahi denendi Cumhuriyetin kuruluþ aþamalarýnda. Ki yapýlmak istenen týpký Avrupada olduðu gibi sembolik bir devam hedef alýnmýþtý. Fakat Halife olarak ilan edilen Abdulmecit'in devlette ikibaþlýlýk arzeden bazý tutumlarý bu iþin bu þekilde yürümeyeceðini apaçýk gösterince son bir meclis kararý ile 8 Kasým 1922 de baþlayan bu hilafet bir yýl üç ay sonra meclis kararý ile ortadan tamamen kaldýrýlmýþtýr.

O zamanki meclis bu karardan sonra hilafet vazifesini bizzat kendi üstlenmiþtir.

Denir ki ingilizler hilafetin kaldýrýlmasý için çok baský yapmýþlardýr. Evet doðrudur fakat karar onlarýn isteði ile deðil ülkedeki geliþmeler ýþýðýnda alýnmýþtýr.

Padiþah hanedanýnýn yurt dýþýna gönderilmesi konusunda ise Atatürk fitne çýkmasýný önlemek için haklý olarak sadece þehzadelerin yurt dýþýna çýkarýlmasý taraftarý iken, Ýsmet Ýnönü'nün bu konudaki katýlýðý sonucu tüm hanedan yurt dýþýna çýkarýldý.

Osmanlý hanedanýnýn yurdumuza gelen son kuþak þehzadeleri ve onlarýn büyükleri þu gerçeði hiç ayrýmsýz hep birlikte kabul etmektedirler. Þayet hanedan o zaman tümüyle Türkiyede kalmýþ olsaydý, çok büyük fitneler ve çatýþmalar çýkacaðý kesindi.
Bugün dahi hala bu iþi oygalayanlarýn yapmaya çalýþtýklarýna bakýnýz, alýnan kararýn haddi aþan þehzadelerin dýþýnda aile fertlerininde yur dýþýna gönderilmesi kararýnýn ne kadar doðru olduðu apaçýk görülecektir.

Hanedanýn fertleri Allahýn rahmetine kavuþan þehzade ve genç þehzadeler dahil Atatürk konusu açýldýðýnda ona hiç bir þekilde dil uzattýrmadýklarý gibi Atatürkün Allahýn bir lütfu olduðu konusunda dahi güzel ifadeleri vardýr.

Evet hanedanýn fertleri yurt dýþýnda yokluklar ve acýlar çekmiþlerdir. Fakat artýk o günler geride kalmýþtýr. Bu iþin eþelenmesi hiç bir fayda içermemektedir. Bu konunun tarihteki yerinde kalmasýný ise öncelikle hanedanýn hayatta olan fertleri istemektedir.

Sonuçta anlatmak istediðim þudur. Bizim millet olarak bu konuya yaklaþýmýmýz ile batýnýn yaklaþýmý arasýnda çok büyük farklýlýklar vardýr. Onlarýn çok rahat hallettikleri bu iþ bizde fitnenin en büyüðünü çýkarabilecek bir cihete çok rahat bir þekilde gidebilirdi.

Aslýnda Osmanlýnýn son döneminde Avrupadaki bu sembolik hanedan uygulamasý çeþitli zorlamalarla hem içten hem dýþtan gayretlerle bir çok kez denendi. Meþrutiyet ilanlarý bunun en açýk belgesidir. Fakat ordan daha ileri gidemedi ve takdiri Ýlahi odur ki Cumhuriyet bunu kendi gerekçelerine göre bildiðimiz çözümle sonlandýrdý.

Benim bu konudaki yaklaþýmým Osmanlý hanedanýnýn hilafet kavramý nedeniyle deðil, yalnýzca Osman gazinin, Fatih'in, Kanuni'nin torunlarý olduklarý ve yüzyýllarca hem Anadoluya hem islam coðrafyasýna adaleti taþýyan bir ailenin torunlarý olduklarý içindir.

Hilafet konusunda ise ne düþündüðüm diðer yazýlarýmda apaçýk bellidir.

Dil konusuna gelince emin ol Muhtazaf kardeþim pek çok aksaklýklara raðmen yüzyýllarca yanlýþ bir yöntemle arapça ve farsçanýn baskýn tesiri altýnda çok þey yitiren dilimiz, yüzyýllar boyunca kaybettiklerini telafide yeterince mesafe kaydetmesede, Osmanlýca diye konuþulan ortamdaki türkçe dilden bin kat daha üstün durumdadýr.

Misaller vereceðim bu konuda. Aþaðýda bir þþirin önce Osmanlýcasýný, altýndada günümüz türkçesi ile yazýlmýþ karþýlýðýný veriyorum. Bana hangisinin türkçe dil düzenine ve anlamýna daha uygun olduðunu ve hangisini daha rahat anladýðýný söylermisin ? Birde sýradan halkýn hangisini daha rahat anlayabileceðini tabi.

Merdüm-i dîdeme bilmem ne füsûn etti felek
Giryemi kildi hûn eksimi füzûn etti felek
Sîrler pençe-i kahrimdan olurken lerzân
Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek."
***
Bilmem ki gözlerime felek nasýl bir büyü yaptý ki
Gözümü kan içinde býraktý, aþkýmý artýrdý
Benim pençemin( gücümün) korkusundan arsanlar(bile) titrerken
Felek beni bir ahu gözlüye esir etti..

Bu þiirdeki konuþma dili yalnýz þiirlerde deðil, Osmanlý zamanýnda yalnýzca Ýstanbulda ve özellikle saray ve çevresinde ve tahsilli çevrelerde konuþma dilinde, mektuplaþma ve resmi yazýþmalardada kullanýlan bir dildir.

Gönderen: 15.12.2009 - 12:14
Bu Mesaji Bildir   kolye7 üyenin diger mesajlarini ara kolye7 üyenin Profiline bak kolye7 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
Kolye7 Kardes
Ýþte yeni Türkçemiz.
Radyo ve televizyon kanallarýnda; yazýlý, sesli ve görüntülü reklamlarda; basýnda ve günlük yaþamda Türkçe sözcükler yerine Batý dillerinden sözcüklerin yeðlenmesi, son yýllarýn en önemli dil sorunlarýndandýr. Çoðu sözcüðün yaþayan Türkçede bir karþýlýðý olduðu ve üretilebileceði halde, özellikle Ýngilizcesinin kullanýlmasý, Batý tarzý yaþam özentisinin bir uzantýsýdýr.

Aþaðýda günlük yaþantýmýza girmiþ bazý sözcüklerin Türkçe karþýlýklarý sýralanmýþtýr. Daha ayrýntýlý bilgi için bkz.

Yabancý Kelimelere Karþýlýklar, Türk Dil Kurumu Yayýnlarý, Ankara, 1995.

Yabancý Kelimelere Karþýlýklar(Ýkinci Kitap), Türk Dil Kurumu Yayýnlarý, Ankara, 1998.

absürd = saçma

adisyon = hesap

aircondition = havalandýrma aracý

agresif = sinirli

aksiyon = eylem

aktif = etkin

aktivite = etkinlik, faaliyet

ambulans = cankurtaran

anons = duyuru

angaje = dolu

artist = sanatçý

asist = yardým (asist etmek = yardým etmek)

background = alt yapý, arka plan

badygard(bodyguard) = koruma

bestseller = çok satar

bilboard = duyuru tahtasý, duyuru panosu

branþ = dal, alan

brifing = bilgilendirme (brifing almak = bilgi almak, brifing vermek = bilgi vermek, bilgilendirmek)

catering = ikram

center = merkez

check etmek = denetlemek, yoklamak

contekst = baðlam

corner = köþe

damping = indirim

deadline = süre sonu

deep freez = derin dondurucu

defans = savunma

dejenere = bozulmuþ

dejenerasyon = bozulma

deklarasyon = bildiri

departman = bölüm

depresyon = bunalým, çöküntü

detay = ayrýntý

dizayn = tasarým ( dizayn etmek = tasarlamak, düzenlemek)

dizaynýr = tasarýmcý

doküman = belge

efor = çaba

ekarte etmek = elemek

ekipman = donaným

ekonomik class = hesaplý sýnýf

eksper = uzman

ekstre = hesap özeti

e-mail = e-posta(elektronik posta), elmek (elektronik mektup)

empoze etmek = dayatmak

enformasyon = danýþma

entegrasyon = uyum

enteresan = ilginç

faks = belgegeçer

faul = yanlýþ, hata

fastfood = ayaküstü

festival = þenlik

filtre = süzgeç






final = sonuç

finiþ = bitiþ, varýþ

first class = birinci sýnýf

fitness = saðlýklý yaþam

flaþ = çarpýcý

format = biçim

full = dolu, tam

full time = tam zamanlý

global = küresel

hit = gözde

illegal = yasadýþý

imaj = görüntü

indeks = dizin

inisiyatif = üstünlük, öncelik

izolasyon = yalýtým

jenerasyon = kuþak, nesil

jogging = koþu

kampus = yerleþke

kaos = karýþýklýk

karambol = karmaþa

koç (coach) = çalýþtýrýcý

komünikasyon = iletiþim

komisyon = kurul

konfirmasyon = doðrulama

kongre = kurultay

konsantrasyon = yoðunlaþma

konsept = kavram

kontrast = karþýt

kreasyon = yaratým

kreatör = yaratýcý

kriter = ölçüt

lanse etmek = öne sürmek, sunmak

legal = yasal

life style = yaþam biçimi

likit = akýþkan, sývý

literatür = yazýn, edebiyat

maç = karþýlaþma

makro = geniþ

maksimum = en çok

marj = pay

marjinal = sýradýþý

mega = büyük, dev, muazzam

metot = yöntem

metropol = anakent

motivasyon = isteklendirme, güdüleme

minimum = en az

natürel = doðal

network = biliþim aðý

no-frost = karlanmaz

nominal = saymaca

non-stop = durmaksýzýn, duraksýz

nostalji = geçmiþe özlem

objektif = nesnel

ordövr = ön yemek

over night = gecelik

panorama = görünüm

paradoks = çeliþki

parametre = deðiþken

partner = eþ

part time = yarý zamanlý

pasif = edilgen

patent = buluþ
periyot = dönem

periyodik = süreli

perspektif = bakýþ (görüþgöz kırpma açýsý

platform = alan

polemik = tartýþma

popüler = sevilen, tutulan, beðenilen

pozisyon = durum

pres = baský (pres yapmak = baský yapmak, bastýrmak)

prezantabl = hoþ görünümlü, gösteriþli, seçkin

prezantasyon = sunuþ

prime time = çok izlenen saatler(televizyon programlarýnda)

prodüksiyon = yapým

prodüktör = yapýmcý

profil = (yan) görünüþ

promosyon = tanýtým



prosedür = izlek

proses = süreç

protokol = 1. Tören düzeni 2. Sözleþme

prototip = ilk örnek

provokasyon = kýþkýrtma

provokatör = kýþkýrtýcý

prömiyer = ilk gösteri

radikal = kökten

reel = gerçek

realite = gerçeklik

refüj = orta kaldýrým

rehabilitasyon = iyileþtirme

resepsiyon = kabul töreni

restorasyon = onarým

revizyon = düzeltme, yenilenme

rölanti = yavaþlatma, askýya alma, aðýrlaþltýma (rölantiye almak = yavaþlatmak)

sabotaj = baltalama

seksiyon = bölüm

sempatik = canayakýn

sezon = mevsim

shop = dükkân

shopping center = alýþveriþ merkezi

show = gösteri

show room = gösteri yeri, sergi, gösteri merkezi

spiker = sunucu

spesiyal = özel

sponsor = destekçi, destekleyici (sponsorluk yapmak = desteklemek)

spontane = doðaçlama

star = yýldýz

subjektif = öznel

teyp = kasetçalar

timing = zamanlama

trend = eðilim

vizyon = 1. Gösterim(vizyona girmek= gösterime girmek, gösterilmek) 2. Geniþaglauzak) görüþlülük)


Dahada var ama ben Yazmýyacagým ben küçükken konuþulan türkçe bile kalmadý ama almanyada 300 yýllýk yazýlarý rahatlýkla okuyup anlýyabiliyorum anlýyacagýn tarihi 80 küsür yýl önce kestiler. Onun için hep aþagýlýk duygusu ile yetiþiyor gençlerimiz.
Saglýcakla kal.
Gönderen: 15.12.2009 - 14:35
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
kolye7 su an offline kolye7  
MAKUL ORANDA YABANCI KELİME DİLİ BOZMAZ.
309 Mesaj -
Muhtazaf kardeþim, böyle bir karþýlýk gelebileceðini tahmin ettiðim için önceki yazýmda makul oranda baþka milletlerin dillerinden kelimeler dilimize karýþabilir demiþtim. Bunda en büyük etkenlerde din ve teknolojidir.

Bunu yalnýz biz yapmýyoruz özellikle teknoloji ithal eden bütün ülkelerde bu yabancý kelime katýlýmý oluyor.

Dediðim gibi makul oranda dinsel yada ve teknolojik nedenlerle yabancý kelimelerin türkçeye katýlmasýndan daha doðal hiç bir þey olamaz.

Türk dil kurumunun burada yazdýðýn ilginç karþýlýklarý hiç bir þey deðil.
Ben sana öylelerini verebilirim ki fýkra falan okumadan bunlara bakarak bol bol gülebilirsin.

Türk dil kurumu kurulduðundan beri bu yöntemle yüzlerce kelime türetir. Bunlardan yalnýzca belki yüzde bir yada ikisi yaþamda yerini bulur.

Burada asýl önemli olan yalnýz türk dil kurumu deðildir. Yazýlý ve görsel basýnýnda, radyolarýnda burada çok önemli bir yeri vardýr. Þayet hepsi üzerlerine düþeni hakkýyla yerine getirirlerse bu tuhaf tablo çok daha mantýklý bir yola girmiþ olur.

Fakat yinede tekrarlýyorum. Bu halde bile dilimiz bugünki haliyle yarýsý yabancý kelimelerle iþgal edilmiþ bir dilden bin kat daha iyi durumdadýr.

Çünkü asýl belirleyici halktýr. Ve halk bunu yaparken hiçte farkýnda olmadan kendine en kolay olanlarý seçer. Hem söylem açýsýndan hem kolaylýk açýsýndan.

Bizim dilimize yabancý dillerin katýlýmý hem teknolojik yabancý kelimelerle hemde dinsel anlamda yabancý kelimelerle olmaktadýr. Ýstila anlamýna gelmedikten sonrada bu katýlýmlarýn hiç bir zararý yoktur.
Gönül isterdiki tüm kelimeler herþeyiyle bize ait olsun. Fakat bu iþin doðasýnda bu var.

Bu verdiðin liste o nedenle pek fazla bir anlam ifade etmiyor. Bu hali, bizim millet olarak çok enteresan yönlerimizden biri olarak kabul etmekten baþka çare yok.

Türk dil kurumunun yabancý kelimelere karþýlýk kelime türetme çalýþmalarý ile ilgili bir þey daha söylemek istiyorum.
Þayet bir gün teknoloji ithal eden deðilde ihraç eden bir ülke olursak yabancýlarýn bu tablolarla uðraþacaðýndanda hiç þüphen olmasýn.

Bu böyledir geri kalmýþ ülkeler daima geliþmiþ ülkelerin kompleksiyle yaþarlar.
Örnekmi istiyorsun ? Hastanelerin, lokantalarýn, bakkallarýn v.s tabelalarýna þöyle bir bakýver, yada hatýrlayýver yeter



Mesaj 4 kez düzenlendi. En son kolye7 tarafından, 15.12.2009 - 21:33 tarihinde.
Gönderen: 15.12.2009 - 21:27
Bu Mesaji Bildir   kolye7 üyenin diger mesajlarini ara kolye7 üyenin Profiline bak kolye7 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
Kolye7 batýlý dilleri olunca makul osmanlý olunca na makul.
Bunlar safca düþünceler bunlara karnýmýz tok.
ALLAH bizleri dogru düþünmekten ve dogru yoldan ayýrmasýn.
Düþüncenizi yeterince anladým ama katýlmýyorum.
Saglýcakla kal.
Gönderen: 15.12.2009 - 22:24
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
_Elfida_ su an offline _Elfida_  
15 Mesaj -
ALLAH hepimizi dogru yoldan ayirmasin insALLAH.Amin.
Yabanci kelimeler günlük hayatimizda cok kullanildigindan bir ara bazi uygulamalar yapildi ama bunlar oturtulamadi.Kelimelerin okunus tarzindan halk a yani bizlere tuhaf geldi.Örnegin otobüs kelimesinde otobüs kullanilmayacak oturgacli götürgec denilecek sevinçli)Malesef öz türkcemizi kullanamiyoruz yabanci kelimeler isgal etmis durumda buradada suclu arayacak varsa bizleriz .Yabanci kelimeler belki daha kolay yada daha hos geliyor üzülerek söylesemde...

Gönderen: 15.12.2009 - 23:48
Bu Mesaji Bildir   _Elfida_ üyenin diger mesajlarini ara _Elfida_ üyenin Profiline bak _Elfida_ üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
karapapak su an offline karapapak  
137 Mesaj -
selamun Aleyküm

1990 lý Yýllardý dini bir kitap geçmiþti elime Biraz inceledim kitabý tek bir kelimeyi kabullenememiþtim.''TANRI'' ayný dönem mensubu olduðum bir tarikat üyelerinden bizlere abilik eden deðerli bir arkadaþýmýz fikir hocamýz a durumun izahýný yapýp kitabý göstermiþtim.Ya abi bakarmýsýn Allah yerine Tanrý kullanýlmýþ..Birþeyler anlattý o dönem okumamý tafsiye etti Tanrý kelimesinin kullanýlmasýnýn deðil ne üdþündüðümüzün önemli olduðunu vs... Zira Tengri sadece Türklere has bir kelimedir.Ýsteyen Kabul eder istiyen etmez .Tabi þuda var Yaradýcýnýn Kur an ý Kerimde gecen isimleri varken ; Deðiþik bir durum olsun diye radikalciliye gerek yok...

Atatürk mevzusuna gelince evet uludur.Zira benim hazreti olan deðerli arkadaþlarýmda mevcuttur.Önemli olan kelimelerin anlamlarýný net iblmek ...!Kullanýldýðý cümleyi anlamak..Zira siz ne kadar anlatýrsanýz anlatýn ..anlatabileceðiniz karþýdakinin anlayabileceði kadardýr.Atatürk ü ne kadar anlatmýþ bilmem ama düþünceni zorlaman için diyorum Atatürk 3 kardeþtir.
Faruk Nafiz Çamlibel’in 1921 tarihli þiirini okumadým Lakin þunu deseydi hz Muhammet s.a.v den sonra deseydi nfç büyük hata etmiþ olurdu..misalte hata olmaz inþallah..hz Muhammet s.a.v hz Ali ye Allahýn aslaný derken..ne demek istedi acaba..Kur an ý tevsir edemezsiniz etmeniz için bazý ince detaylarý bilmeniz gerekir..veya bir site yi yapmak için kodlama bilmeniz lazým Bilmezseniz Ravda yý elinize verirlerse .1 hafta da siteyi yerle bir edersin herhalde bunun gibi birþey ..
hz Hýzýr ile hz Musa bir arkadaþlýk olaylarý var Beraber oylculuk yaparlar genelde aklýma gelir..Olaylara yaklaþmadan önce detayýný bilmek en iyisidir.
Elhamdulillah müslümanýz.Elbetteki herbirimiz isteriz ki islamiyeti gereðince yaþamak.eleþtiri çok kolaydýr ,kýrýcý olmakta iki cümle ile kýrar , iki cümle ile kýrýlýrým .Tabiat Fýtratýmýz.Cumhuriyetin tarihini bilmeyen.Tarihini araþtýrmamýþ,saygý ve sevgiden yoksun zihniyetleri kaybetmenin zamanlarýndayýz.
Býrakalým kendimizle uðraþmayý;El gelmiþ bizi yönetiyor birlik beraber lik zamaný iken boþþeyler ile üzmüyelim birbirimizi...

selametle
Konu baþlýðýný yazan dindaþým senin Atatürk veya milyonlarca insanýn dua ettiði müslüman ve rahmetine kavuþmuþ yani Atatürkle alýp veremedigin nedir ki .
Þunuda yazmadan gecemiyecem senin mensup oldugun ýrk(boy) bir a4 kaðýdýna sýðar ama Türk tarihini sýðdýramazsýn..Okumak istesen ömrün yetmez vs.. vs..
selametle
Gönderen: 16.12.2009 - 09:27
Bu Mesaji Bildir   karapapak üyenin diger mesajlarini ara karapapak üyenin Profiline bak karapapak üyeye özel mesaj gönder karapapak üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
kolye7 su an offline kolye7  
DİL'LER ALLAH KATINDAN VAR EDİLİP İNSANLARA LÜTFEDİLEN NİMETLERDİR.
309 Mesaj -
Merhabalar,

Muhtazaf kardeþim senin karýncýðýnýn neye tok olduðunu bilemem ama, bu sözlerina cevaben her zaman olduðu gibi yine doðrularý ve hak olaný söyleyeceðim mutlak.

Osmanlýca dediðimiz dil, tamamýyla yapma, tamamýyla zorlama ve türkçe dil düzeniyle benzerliði dahi olmayan, yarýsýnýn dahi türkçe olduðu tartýþýlýr, arapça ve farsça kelimelerin ve konuþma düzeninin katýlýmý ve baskýn vurgulamasý ile oluþturulmuþ tam bir sunni dil olma özelliði taþýyan bir konuþma dilidir.

Bu dili konuþan çevre ise saray ve sarayla yakýn ilgisi olan seçkin çevreler ve çoðunluðu istanbulda bulunan okumuþ çevrelerdir. Tam bir seçkinler dilidir yani.

Þöyle bir ne kadar insan bu lisaný konuþuyor diye tespit etmek isteyecek olursak, Okuma oranýnýn erkeklerde % 4 kadýnlarda ise koskoca bir sýfýr olduðu bir ortamda, ortalama % 2 bile deðil.

Peki bu dil çoðunluðu okuma yazma dahi bilmeyen Ýstanbul dýþýnda yani Anadolunun diðer köþelerinde konuþuluyormu ? Hayýr. Orada istanbuldan giden bazý çevreler dýþýnda bildiðimiz türkçenin özü konuþuluyor. Zaten bugün konuþabildiðimiz ve ancak bu kadarýný kurtarabildiðimiz dilide Anadolunun o insanlarýna borçluyuz.

Bütün dilleri Allah'ýn ezelde var ettiðini düþünürsek, körü körüne batýdan gelen kelimeleri red etme iþinin ne kadar bilinçli yada bilinçsiz olarak yapýldýðýný daha açýk ortaya koymuþ oluruz.
Þayet haçlýnýn dilini red etmeye bu kadar taraf olanlar var ise ben onlara yine haçlý yapýmý olan hiçbiri islam coðrafyasýnda icad edilmeyen otomobil, televizyon, bilgisayar, buzdolabý, çamaþýr makinesi v.s, v.s gibi batýdan gelme teknoloji ürünlerinide kullanmamalarýný tavsiye ederim. Batýdan gelen kelimelere bu kadar karþý isek oradan asýl gelen çok daha önemli þeyler karþýsýndada ayný davranýþý göstermemiz ve batýya karþý davranýþta her alanda samimi olmamýz gerekmezmi ???

Mesela Muhtazaf kardeþim sen bir yandan batýdan gelen kelimeler bu kadar karþý çýkarken ki bunun suçlusu onlar deðil Ýslam coðrafyasýdýr. Çünkü teknolojiyi onlar çok çalýþtýðý için Allah onlara vermiþtir. Bu nedenle teknolojik terimler ve isimlerdede doðal olarak onlarýn kullandýðý ifadeler ön plana çýkmaktadýr.

Þöyle bir düþün Muhtazaf kardeþim. Haçlý yaptýðý o bilgisayarý sana satmasaydý sen þu anda bilgisayarda bana bu cevaplarý veremiyor olacaktýn. Dahasý bilgisayarýn ne olduðunu ancak uzaktan anlatýldýðý kadarýyla bilecektin. Þimdi bunda kusuru hala yalnýzca yabancý terimleri bilinçli yada bilinçsiz bizim lügatimize katanlardamý bulacaksýn ?
Ve sen þayet düþüncende samimi isen bilgisayara elini dahi deðmemen gerekmezmi ?

Rahmetli babamda itiraf etmeliyim ölmeden beþ altý yýl öncesine kadar Muhtazaf kardeþimize benzer bir düþünceye sahipti. Haçlýya ve onun teknolojide ileri olmasýnýn islam coðrafyasýndaki yanlýþlardan kaynaklanmadýðýna öyle bir inandýrýlmýþtý ki bir gün bana benim tüylerimi diken diken þu anlatacaðým kýssayý büyük bir gururla anlatýverdi. Onada bir hoca anlatývermiþ.

Osmanlýnýn son dönem padiþahlarýndan biri döneminde gerçekleþen bir olaydýr bu. Araba daha yeni icad olup üçer beþer az geliþmiþ ülkelerede daðýtýldýðý bir dönemdir bu. Dönemin padiþahina batýdan getirilen bir araba takdim edilir. Padiþah arabaya þöyle bir baktýktan sonra "Ne ile çalýþýr bu ? " diye sorar.
Arabayý takdim edenler petrol ile çalýþtýðýný söylerler kýsaca.
"Bizde petrol yok o halde gönderin bu arabayý geriye" der padiþah.
Bir noktayý daha hatýrlatalým.Olayýn olduðu sýrada petrol bölgelerinin çoðunluðu elimizde olduðu halde biz henüz petrol çýkarmýþ deðiliz ve tabi sahibide deðilizdir.

Bu olayýn gerçek olduðu konusunda dahi tam emin deðilim fakat babamý bu konuda þu kapkaranlýk düþünceyle kandýran fikriyata bakýnýz. Ýþte bu zihniyet gerçek ve dahasý acý bir gerçek. Padiþah bu teknoloji bizde neden yok ve neden biz petrol çýkartamýyoruz diye üzüleceðine arabayý geri göndermeyi daha onurlu bir davranýþ olarak devreye sokuyor. Düþünebiliyormusunuz ? O anki zihniyetiyle Babam ve ona bu hikayeyi anlatan hocada bu hikayeyi gururla anlatýp dinliyorlar.

Bu konuyu dinledikten sonra babama "bunu padiþahýn marifeti olarakmý anlatýyorsun baba ? Padiþahýn bu hal nedeniyle yerin dibine girmesi gerekmezmiydi, bunu biz niye yapamadýk diye" deyince babam biraz düþündükten sonra "Haklýsýn oðlum bu açýdan hiç bakamamýþým olaya" dedi.
Bu hikayenin babamýn aldýðý ders nedeniyle son altý yedi yýlýna çok olumlu katkýlarý olmasý nedeniyle bendede özel bir yeri vardýr.

Olayý býrakalýmda bu zihniyeti þöyle kýsaca bir inceleyelim. Sizler daha genç insanlarsýnýz. Fakat ben büyüklerimden çok duymuþumdur "GAVUR ÝCADI" diye teknolojiyi reddeden din adýna cehaletin pek çok hezeyanlarýný. Yukarda anlattýðým olayda bu zihniyetle oldukça ortak bir mahiyet arzetmiyormu ?

Matbaanýn Osmanlýya neden ikiyüz küsur yýl sonra geldiði konusunu hiç araþtýrtýnýzmý ?

Allah bugün kullandýðýmýz teknoloji ürünlerini dahi ezelde var kýlmýþtýr. Dünyada hizmete girmeleri ve keþfedilmeleri ise ilim ve teknolojide çalýþýp gayret edenlerin üstünlüklerine göre sahiplerine teslim edilip ortaya çýkmalarýna irade olunmasýyla gerçekleþmektedir.
Hiç bir þey yoktur ki o "LEVHÝ MAHFUZ"da kayýtlý olmasýn ve Allahýn izni ile yaþama katýlýyor olmasýn.

Batýnýn çirkin ahlakýný almamak gerekiyor. Yoksa ilimde dilde, teknolojide, kanunlarda alýnýr akýlcý ve makul olarak. Çünkü bunlarýn hepsi aslýnda deðim gibi Allahýndýr. Allahýn verdiðini haçlý elinde diye inkar etmenin mantýðý nedir ?
"ÝLÝM ÇÝNDE DAHÝ OLSA ONU ALINIZ" diyor Efendimiz. Dilde, teknolojide, rejimlerde ilimdir. Sizde yoksa olandan almaya mecbursunuz. Yok almam derseniz bugün hala kalýntýlarý temizlenemeyen zihniyetin sebep olduðu geri kalmýþlýktan baþka hiç bir þeye hizmet etmiþ olmazsýnýz.

Ben türkçeye arapça ve farsçadanda makul oranda kelimelerin karýþabileceðini önceki yazýmda apaçýk ifade etmiþtim. Hatta çok daha esnek bir ifade ile türkçemize din içerikli arapça ve farsça ve teknoloji içerikli batýlý kelimelerin makul oranda katýlmasý doðal ve kabul edilir bir haldir diye açýk açýk belirttim.

Peki neyi tehlike olarak gösterdim. Hiç bir adres göstermeden DÝLÝN ÝSTÝLA EDÝLMESÝ anlamýnda haddinden fazla kelimenin türkçeye katýlmasýný ve bu anlamda yepyeni uydurma bir dilin olmasýnýn son derece zararlý olduðunu ifade ettim. Ve bunun ne arapça ne farsça ne ingilizce ne fransýzca olmasý önemli deðildir. Ýstila istiladýr.

Türkçede Allah katýndan bize lütfedilmiþ bir dildir. Osmanlýca diye konuþma düzeni dahi türkçenin dil düzeni ile alakasý olmayan bir dil düzenini dayatmak, bence haþa Allah'a "sen bu dili becerememiþsin, al sana türkçe, arapça, farsçanýn karýþtýrýlýp belli kesimin bile zor konuþtuðu bir dil.Ýþte dil böyle olur" demekle ayný anlama gelmektedir. Bu bilinçli olarak bu anlamda yapýlmasada sonuç olarak budur.

Bu karýþým yapýlamazmý yapýlýr elbet. Fakat sonucu Allahýn çiftleþmelerine çoðalmalarýn izin verdiði atla eþeðin birleþmelerinden doðan katýra benzer. Devamý yoktur, üretken deðildir. Basmakalýp kalmaya mahkümdur.

Peki tersini hiç düþündünüzmü ? Yani araplar ve farslar bizim Osmanlýcada yaptýðýmýz % 60 yabancý dil istilasýný yapmýþlarmý yada buna hiç müsaade etmiþlermi ? ASLA. Osmanlýcada bulunan arapça ve farsça katkýlarýn binde birini dahi bu dillerde (türkçe kelimeler olarak) bulamazsýnýz.
Oysa Osmanlý Ýslamýn altýyüz yýl önderliðini yapmýþ bir devlettir. Bu anlamda araplarýn ve farslarýn bizim kelimelerimizi en azýndan makul oranda almalarý uygun olmazmýydý ? Býrakýnýz yarýsýný yada daha fazlasýný türkçe kelimeler ile istila ettirmiþ olmayý. Týpký Osmanlýcada arapça ve farsça ile yapýlmýþ olduðu gibi...

Þimdi aþaðýda yine Osmanlýca bir konuþma içeren yazý vereceðim. Bu aktarmam ve yazýlarým ýþýðýnda hala bazý kardeþlerimiz Osmanlýcayý daha çok sevdim, bu dili daha rahat konuþurum, bu benim özüme daha çok uyuyor, bu dil kendimi ifade için türkçeden daha kolaydýr diyebiliyorsa ben ona son olarak þu sözleri söyleyebilirm ancak.
Üzgünüm kardeþim keþke Osmanlý döneminde dünyaya gelmiþ ve yaþamýþ olsaydýn. Bol bol ve doya doya aþaðýda verdiðim misal bir dili kullanýrdýn ve böyle þikayetlerinde olmazdý. Dedim ya bu halde gerçekten üzgünüm....

OSMANLICA
"Merdüm-i dideme bilmem ne füsûn etti felek
Giryemi kildi hûn eksimi füzûn etti felek
Sîrler pençe-i kahrimdan olurken lerzân
Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek "

TÜRKÇESÝ
Felek bana nasýl bir büyü etti bilmiyorum
Gözyaþlarýmý arttýrdý ve onlarý kan etti
Aslanlar kahrýmýn pençesinde tir tir titrerken
Beni bir gözleri ahunun karþýsýnda aciz býraktý…

Ayrýca Muhtazaf kardeþime bir OSMANLICA LÜGAT linki veriyorum. Kendini her hangi bir sayfada test edip bu dili ne kadar benimseyebileceðini ve öðrenebileceðini görebilsin diye.

http://www.osmanlicasozluk.net/osmanlica/sozluk-A-1-1.html

Bu kadarý yeterli diye düþünüyorum. Ve Muhtazaf kardeþim düþüncelerime birde safça demiþsin. Þayet gerçekten böyle düþünüyorsan sana Mevlananýn "Sen ne kadar bilirsen bil" diye baþlayan sözü üzerinde benim bu yazýlarýmýda okuduktan sonra þöyle biraz fakat derin derin düþün derim.


PC de göz kırpma sevinçli Elinize Saglik Te$ekkürler Güle Güle Güle Güle Güle Güle
Gönderen: 16.12.2009 - 13:00
Bu Mesaji Bildir   kolye7 üyenin diger mesajlarini ara kolye7 üyenin Profiline bak kolye7 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Dai su an offline Dai  
922 Mesaj -
Alıntı
Orijýnalý kolye7


iyi edebiyet yapiyosun tebrikler Güle Güle

Alıntı
Orijýnalý karapapak
Þunuda yazmadan gecemiyecem senin mensup oldugun ýrk(boy) bir a4 kaðýdýna sýðar ama Türk tarihini sýðdýramazsýn..Okumak istesen ömrün yetmez vs.. vs..
selametle


şaşkın irkimi nerden biliyonki telaşlı

Alıntı
Orijýnalý karapapak
Konu baþlýðýný yazan dindaþým senin Atatürk veya milyonlarca insanýn dua ettiði müslüman ve rahmetine kavuþmuþ yani Atatürkle alýp veremedigin nedir ki .


atatürkle alip veremedigim bisii yok
iyiligiyle kötülügüyle hesabini vermekte o
isim, cumhuriyet adi altindaki icraat ve eylemleriyle

selametle
Gönderen: 17.12.2009 - 07:19
Bu Mesaji Bildir   Dai üyenin diger mesajlarini ara Dai üyenin Profiline bak Dai üyeye özel mesaj gönder Dai üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
kolye7 su an offline kolye7  
309 Mesaj -
Alıntı
Orijinali Dai
iyi edebiyet yapiyosun tebrikler



Ýltifatýn için teþekkürler Dai kardeþim.

Fakat benim için bu iltifatýn pek bir önemi yok...

Ah birde ne anlatmak istediðimi bir anlayabilsen, iþte o zaman, inan, çok, ama çok mutlu olacaðým.





Güle Güle Güle Güle Güle Güle
Gönderen: 17.12.2009 - 12:55
Bu Mesaji Bildir   kolye7 üyenin diger mesajlarini ara kolye7 üyenin Profiline bak kolye7 üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 534 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
ferdülislam (108), sunniit (59), kadirbey (62), busra12 (32), melisatek (32), hüzünlüköprü (36), ramazan294 (35), nisa88 (36), ervam (57), Allah 1 (47), saime86 (38), batu39 (51), Abdurrahman Gör.. (61), fatihulu24 (30), Zeynep_85 (39), ferhatb (51), GuVeNN (46), safiye55 (35), azra16 (44), ahmed86 (38), mürsid (37), mekin (43), tohurter (54)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.61739 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.