kaletra generique plaquenil lopinavir ritonavir chloroquine ivermectine detrol detrusitol dexantol dexone diamox diflucan dilantin dilatrend dilzem dinostral diocimex diovan hct diovan diprolene diuresal diurix dostinex doxy basan doxycline droxia dulcolax duodopa duphaston duricef duspatalin dynexan nouvelle formule ecopan efavirenz effexor xr effexor elantan elavil eldepryl elmetacin elocon elpradil eltroxine elyzol ena basan enasifar endoxan
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » BÜYÜK ŞAHSİYETLER » Sa'd Bİn Mu'Âz

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
SaYaCGIN su an offline SaYaCGIN  
Sa'd Bİn Mu'Âz
Admin


1760 Mesaj -
Ensârýn en hayýrlýlarýndan:
SA'D BÝN MU'ÂZ

Muhammed aleyhisselâmýn bi'setinin onuncu yýlý baþlarýnda Medîne'den gelen 12 kiþi, Peygamberimizle görüþüp Müslüman oldular. Birinci Akabe bîatý denilen bu görüþmeden sonra, Peygamber efendimiz, Kur'ân-ý kerîmi ve Ýslâmiyeti öðretmek üzere, Mus'ab bin Umeyr'i Medîne'ye gönderdiler.

Mus'ab bin Umeyr Medîne'de fevkalâde bir gayretle çok kimsenin Müslüman olmasýný saðladý. Faaliyetlerini yürütmek üzere Sa'd bin Mu'âz'ýn teyzesinin oðlu olan Es'ad bin Zürâre'nin evine yerleþmiþti. Bu sebeple Sa'd bin Mu'âz, o zaman Araplar arasýnda akrabaya karþý hakâretten kaçýnmak âdet olduðu için bu iþe mâni olma teþebbüsünde de bulunamadý.

Sen iþini bilen adamsýn

Ancak bir kabîle reisi olarak bu iþe de el koymak istiyordu. Bu maksatla kabîlesinin ileri gelenlerinden Üseyd bin Hudayr'a dedi ki:

- Sen, iþini iyi bilen, kimsenin yardýmýna muhtaç olmayan bir adamsýn! Zayýflarýmýzýn inançlarýný bozmak için mahallemize gelmiþ olan bu adamý, yanýmýza gelmekten men et! Es'ad bin Zürâre akrabam olmasaydý, bu iþi kendim hallederdim.

Bunun üzerine Üseyd bin Hudayr, mýzraðýný alýp, Mus'ab bin Umeyr'in bulunduðu eve gitti. Oraya varýnca:

- Sizi, bize getiren sebep nedir? Zayýflarýmýzýn inançlarýný mý bozacaksýnýz? Eðer, hayatýnýzdan olmak istemiyorsan yanýmýzdan ayrýlýp gidersin, dedi.

Mus'ab bin Umeyr, ona yumuþak bir sesle dedi ki:

- Hele biraz otur, sözümüzü dinle! Beðenirsen kabûl edersin, beðenmezsen dinlemekten yüz çevirirsin.

- Yerinde bir söz söyledin.

Mus'ab bin Umeyr ona, Kur'ân-ý kerîm okudu. Ýslâmiyeti anlattý. Onun tatlý konuþmasý, insanýn kalbine iþleyen sözleri ve hoþ sesiyle okuduðu Kur'ân-ý kerîm âyetleriyle, kendinden geçen Üseyd bin Hudayr:

- Bu, ne kadar güzel, ne kadar yüce söz. Bu dîne girmek için ne yapmak lâzýmdýr, dedi.

Ne yapmasý lâzým geldiðini anlattýlar ve Üseyd bin Hudayr, kelime-i þehâdet söyliyerek Müslüman oldu. Büyük bir huzur içerisinde olduðu hâlde Mus'ab bin Umeyr'e döndü ve;

- Arkamda bir adam var. Ben hemen gidip onu size göndereyim. Eðer o Müslüman olursa, Medîne'de onun kavminden îmân etmedik hiç kimse kalmaz, diyerek kalkýp süratle gitti. Doðruca Sa'd bin Mu'âz'ýn yanýna vardý. Sa'd bin Mu'âz onu görünce:

- Ne yaptýn yâ Üseyd?

Bir fenâlýðýný görmedim

Üseyd bin Hudayr, Sa'd bin Muâz'ýn Müslüman olmasýný çok arzu ettiði için þöyle cevap verdi:

- Mus'ab bin Umeyr ile konuþtum, bir fenalýðýný görmedim. Yalnýz duyduk ki, Hâriseoðullarý, teyze oðlun Es'ad'ýn böyle bir kimseyi evinde barýndýrmasýndan kuþkulanarak teyzenin oðlunu öldürmek için harekete geçmiþler.

Bu sözler Sa'd bin Mu'âz'a çok dokundu. Çünkü birkaç sene önce yapýlan bir savaþta, Hâriseoðullarýný yenip, Hayber'e sýðýnmaya mecbur etmiþlerdi. Bir sene sonra da affedip, memleketlerine dönmelerine izin vermiþlerdi. Buna raðmen onlarýn böyle bir tavýr takýnmalarý düþüncesi Sa'd bin Mu'âz'ý çok kýzdýrmýþtý.

Halbuki iþin aslýnda böyle bir hareketleri yoktu. Üseyd bin Hudayr böyle bir hîleye baþvurarak, Sa'd bin Mu'âz'ýn teyzesinin oðlu Es'ad bin Zürâre'ye, dolayýsýyla Mus'ab bin Umeyr'e zarar vermesini önlemek istedi. Böylece onlarýn tarafýna geçmesini ve nihayet müslüman olmasýný temin etmek gayretinde idi.

Sa'd bin Mu'âz, Üseyd bin Hudayr'ýn, Hâriseoðullarýnýn, teyzesinin oðlu Es'ad bin Zürâre'ye zarar verecekler demesi üzerine, hemen yerinden fýrlayýp, Es'ad bin Zürâre'nin yanýna gitti.

Oraya varýnca baktý ki, Es'ad bin Zürâre ile Mus'ab bin Umeyr, son derece huzûr ve sükûn içerisinde oturup, sohbet ediyorlar. Yanlarýna yaklaþýp dedi ki:

- Ey Es'ad, aramýzda akrabalýk olmasaydý, sen bu adamý elimden kurtaramazdýn. Sen memleketinden çýkarýlmýþ þu yabancý adamý, zayýflarýmýzýn inançlarýný bozmak için mi çaðýrdýn?

Hele sözümüzü bir dinle

Bu sözlere Mus'ab bin Umeyr yumuþak bir þekilde cevap verdi:

- Ey Sa'd, hele biraz dur, oturup bizi dinle, anla, sözlerimiz hoþuna giderse ne âlâ, eðer sözlerimizi beðenmezsen, biz bunu sana tekliften vazgeçeriz. Bizi býrakýr gidersin.

Sa'd bin Mu'âz bu yumuþak ve tatlý sözler üzerine:

- Yerinde bir söz söyledin, dedi ve oturdu.

Mus'ab bin Umeyr, Sa'd bin Mu'âz'a önce Ýslâmiyeti anlattý. Ýslâmiyetin esaslarýný açýkladý. Sonra tatlý ve güzel sesiyle Kur'ân-ý kerîmden bir miktar okudu. O okudukça Sa'd bin Mu'âz'ýn hâli deðiþiyor, kendinden geçiyordu. Kur'ân-ý kerîmin eþsiz belâgatý karþýsýnda kalbi yumuþadý ve büyük bir te'sîr altýnda kaldý. Kendini tutamayýp dedi ki:

- Yemîn ederim ki ben, þimdiye kadar, hiç bilmediðim bir þeyi dinledim. Siz bu dîne girmek için ne yapýyorsunuz?

Mus'ab bin Umeyr hemen ona Kelime-i þehâdeti öðretti. O da,

- Eþhedü enlâ ilâhe illallah ve eþhedü enne Muhammeden abdühü ve resûlüh, diyerek Müslüman oldu.

Sa'd bin Mu'âz Müslüman olmaktan duyduðu huzur ve sevinç içerisinde yerinde duramaz oldu. Üseyd bin Hudayr'ý yanýna alýp, kavminin toplandýðý yere gitti. Abdüleþheloðullarýna hitâben dedi ki:

- Ey Abdüleþheloðullarý! Beni nasýl tanýrsýnýz?

- Sen bizim reisimiz ve büyüðümüzsün, biz sana tâbiyiz.

O hâlde hepinize haber veriyorum. Ben müslüman olmakla þereflendim. Sizin de Allahü teâlâya ve O'nun Resûlüne îmân etmenizi istiyorum. Eðer îmân etmezseniz sizin hiçbirinizle konuþmayacaðým, görüþmeyeceðim.

Medîne tekbîrle çýnladý

Abdüleþheloðullarý, reisleri Sa'd bin Mu'âz'ýn Müslüman olduðunu ve kendilerini de Ýslâma da'vet ettiðini duyar-duymaz hep birlikte Müslüman oldular. O gün akþama kadar, Medîne semâlarýný Kelime-i þehâdet ve tekbîr sedâlarýyla çýnlattýlar.

Bu hâdiseden kýsa bir müddet sonra bütün Medîne halký, Evs ve Hazrec kabîleleri Ýslâmiyeti kabûl edip, îmân ettiler. Her ev Ýslâm nûruyla aydýnlandý. Sa'd bin Mu'âz ve Üseyd bin Hudayr, kabîlelerine ait bütün putlarý kýrdý.

Bu durum sevgili Peygamberimize bildirildiðinde çok memnun oldu. Mekkeli Müslümanlar sevince garkoldular. Bu sebeple o seneye (m. 621) sevinç yýlý denildi.

Sa'd bin Mu'âz Ýkinci Akabe bîatýnda bulunup, Resûlullaha bîat etti. Bu bîatte bulunanlar Resûlullahý canlarý gibi koruyacaklarýna ve gerekirse bu husûsta mallarýný ve canlarýný fedâ edeceklerine söz verdiler.

Sa'd bin Mu'âz, Medîne'nin ileri gelenlerinden ve reislerinden olduðu için, Mekke'ye gidip, Kâ'be'yi tavâf ederdi. Müþrikler bu sebeple ona dokunamazlardý. Bu ziyâretlerinden birinde Ebû Cehil karþýsýna çýkýp dedi ki:

- Siz bizim dînimizden ayrýlanlarý himâye ettiniz. Onlara her yardýmda bulundunuz. Eðer burada seni himâyesine alanlar olmasaydý seni öldürürdüm. Dönüp çocuklarýna kavuþamazdýn.

Sa'd bin Mu'âz, Ebû Cehil'in bu tehditli sözleri karþýsýnda ona þu cevabý verdi:

- Eðer böyle bir þeye kalkýþýrsan, Medîne yakýnýndan geçen ticaret yolunu keser, seni bir daha oralara ayak bastýrmam.

Bunlarý söylerken sesi öyle gürlüyordu ki, yanýnda bulunan Ümeyye bin Halef yavaþça dedi ki:

Mekke'de mi öldürüleceðim?

- Sesini biraz alçalt, bu kiþi bu vâdinin meþhûru.

Bunun üzerine Sa'd bin Mu'âz daha gür bir sesle konuþtu:

- Yemîn ederim ki Resûlullah, bize senin katlonulacaðýný haber verdi.

- Mekke'de mi öldürüleceðim?

- Orasýný bilmem.

Ebû Cehil bu þekilde Sa'd bin Mu'âz'dan öldürüleceði haberini aldýðý için, Bedir Savaþýnda Mekke'den çýkmamak istemiþ, çevresinin ayýplamasý üzerine Bedir'e gelmiþti. Nihayet Peygamberimizin buyurduðu gerçekleþip, Ebû Cehil Bedir savaþýnda katledildi.

Sa'd bin Mu'âz, Bedir Savaþýna katýlarak, Bedir Eshâbýndan olmakla da þereflendi. Bedir Savaþý baþlamadan önce, Peygamberimiz Mekkeli müþriklerin bir ordu hazýrlayýp, Medîne'ye doðru harekete geçtiklerini haber alýnca, bir danýþma meclisi kurup, Eshâb-ý kirâm ile istiþâre yaptý. Onlara, fikirlerini sordular. Ba'zýlarý dediler ki:

- Biz kervan için yola çýkmýþtýk. Onlarýn kâr etmesine, mâni olmamýz elzemdi. Çünkü kazanacaklarý parayla, bize karþý ordu hazýrlýyacak idiler!. Eðer savaþtan önceden haberimiz olsaydý; daha hazýrlýklý hareket ederdik.

Resûl-i Ekrem efendimiz de buyurdu ki:

- Kervân, sahil yolundan savuþup gitmiþtir. Þu Ebû Cehil ordusu ise bize doðru gelmektedir.

Hizmetler nasîb eyle!

Bunun üzerine Evs kabîlesi reisi, Sa'd bin Mu'âz ayaða kalkarak þunlarý söyledi:

- Yâ Resûlallah! Bizler, Allaha ve son Peygamberi olan Sana, îmân ettik. Allah tarafýndan sana teblið edilen Ýslâmýn, hak dîn olduðuna kalbden inandýk, doðruladýk. Senin emirlerini dinlemek ve itâ'at etmek üzere, söz verdik. Temînat verdik. Seni hak Peygamber olarak gönderen Yüce Allaha yemîn ederim ki, bize þu denizi gösterip içine dalsan; Seninle birlikte denize dalarýz. Hiç birimiz, geri kalmayýz. Ýslâm düþmanlarýyla çarpýþmayý da, seve seve kabûl ederiz. Savaþtan, geri dönmeyiz. Düþman karþýsýnda sabýr ve sebâtla savaþýrýz.

Ýþte, cenâb-ý Hakka yalvarýyorum: Ey Yüce Allahým! Bize öyle hizmetler nasîb eyle ki; gayretlerimizi görünce, Resûlünün göz bebekleri dahî gülsün! Yâ Resûlallah! Artýk bizleri, cenâb-ý Hakkýn lütfû ile, istediðin yere götür.

Sa'd bin Mu'âz'ýn bu sözleri üzerine Peygamber efendimiz þöyle buyurdu:

- Öyle ise, Allahýn lütûf ve bereketine doðru yürüyünüz! Cenâb-ý Hak kat'î olarak, ya kervaný, ya Kureyþ ordusunu va'ad buyurmuþtu. Vallahi ben, Kureyþlilerin ölüp düþecekleri yerleri þimdiden görüyorum.

Bedir savaþýndan sonra Uhud savaþýna da katýlan Sa'd bin Mu'âz, gösterdiði cesâret ve kahramanlýkla Eshâb-ý kirâm arasýnda çok sevildi. Bu savaþta oðlu Amr þehîd oldu.

Uhud savaþýnda Peygamber efendimiz yaralanmýþtý. Sa'd bin Mu'âz, Sa'd bin Ubâde ile birlikte Peygamberimizin yaralarýný sarýp, tedâvi etti.

Sa'd bin Mu'âz müþriklerle yapýlan Hendek savaþýna da katýldý. Bu savaþýn yapýldýðý sýrada, saðlam kalelerden olan Hâriseoðullarý kalesinde Sa'd bin Mu'âz'ýn annesiyle birlikte bulunan Hz. Âiþe þöyle anlatmýþtýr:

Kýlýcýný kuþanmýþ...

"O gün þiddetli bir ses duydum. Baktým ki, Sa'd bin Mu'âz, yanýnda yeðeni ile savaþa gidiyordu. Kýlýcýný kuþanmýþ gür sesle þiirler okuyordu. Bunu iþiten annesi dedi ki:

- Oðlum, koþ, arkadaþlarýna yetiþ, geri kalma!"

Hendek harbinde; Sa'd bin Mu'âz büyük bir kahramanlýk göstererek savaþýyordu. Savaþ sýrasýnda Ýbni Araka adlý bir müþrikin attýðý ok ile kolundan yaralandý. Ok atardamara isâbet edip, çok kan kaybýna sebep oldu. Hz. Sa'd, yaralý bir hâlde, etrafýndakilerin kaný durdurmak için uðraþtýklarýný görerek, durumunun ciddî olduðunu anladý ve þöyle duâ etti:

- Yâ Rabbî, Kureyþ harbe devam edecekse bana ömür ihsân eyle. Çünkü senin Resûlüne eziyet eden, O'nu yalanlayan bu müþriklerle savaþmaktan hoþlandýðým kadar baþka bir þeyden hoþlanmýyorum. Eðer aramýzdaki harp sona eriyorsa, beni þehîdlik mertebesine yükselt. Fakat, Benî Kureyza'nýn âkýbetini görmeden rûhumu kabzetme.

Peygamber efendimiz bir çadýr kurarak, Sa'd bin Mu'âz'ý oraya yatýrttý. Eslemoðullarý kabîlesinden Rafide'yi de O'nun tedâvisine memur etti. Hz. Sa'd, orada yattýðý sýrada Peygamberimiz sýk sýk yanýna gelip, hâlini sorardý.

Peygamberimiz Hendek savaþý sona erince, derhal Benî Kureyza Yahûdîlerinin üzerine hareket emri verdi. Benî Kureyza Yahûdîleri Peygamberimizle anlaþma yaptýklarý hâlde Hendek savaþýnýn en kritik anýnda, müþrikler tarafýna geçmiþler, Müslümanlarý arkadan vurmaya kalkmýþlardý.

Sa'd bin Mu'âz böyle yapmamalarý için onlarý ikâz etmiþti. Fakat dinlememiþlerdi. Bu sebeple Hendek savaþýndan hemen sonra Benî Kureyza Yahûdîleri kuþatma altýna alýndý.

Bu kuþatma bir ay sürdü. Sonunda teslim oldular. Haklarýnda verilecek hüküm için Sa'd bin Mu'âz'ý hakem olarak istediler.

Onlarýn bu isteði üzerine Peygamberimiz Sa'd bin Mu'âz'ý yattýðý çadýrýndan getirtti. O, Yahîdîlere dedi ki:

- Ne hüküm verirsem râzý mýsýnýz?

- Evet râzýyýz.

Bunun üzerine Sa'd bin Mu'âz, Benî Kureyza erkeklerinin boynunun vurulmasýna hükmetti.

Allah ve Resûlünün hükmü

Sa'd'ýn verdiði bu hüküm, Yahûdîlerin elinde bulunan kitaplarýna týpa týp uyuyordu. Bu hüküm gereðince erkeklerin boynu vuruldu. Kadýnlarý ve çocuklar esir alýnýp, mallarýna el konuldu. Benî Kureyza'dan ba'zý erkekler ise Müslüman olup, kurtuldular. Sa'd bin Mu'âz bu hükmü verince Peygamberimiz buyurdu ki:

- Onlar hakkýnda, Allahýn ve Resûlünün hükmüyle hükmettin.

Sa'd bin Mu'âz hazretleri Hendek savaþýnda aðýr bir yara almýþtý. Yarasý aðýrlaþýp, durumu þiddetlenmiþti. Peygamber efendimiz, yanýna gelip onu kucakladý ve:

- Allahým, Sa'd, senin rýzân için senin yolunda cihâd etti. Resûlünü de tasdîk etti. Ona kolaylýk ihsân eyle, buyurarak duâ etti.

Sa'd bin Mu'âz, Peygamber aleyhisselâmýn bu sözlerini duyunca gözlerini açýp þöyle fýsýldadý:

- Yâ Resûlallah! Sana selâm ve hürmetler ederim. Senin, Allahü teâlânýn peygamberi olduðuna þehâdet ederim.

Melekler arasýndaki müjde

Cebrâil aleyhisselâm, Peygamber efendimize gelip dedi ki:

- Yâ Resûlallah! Bu gece senin ümmetinden vefât edip de vefâtý melekler arasýnda müjdelenen kimdir?

Bunun üzerine Peygamber efendimiz hemen Sa'd bin Mu'âz'ýn hâlini sordu. Evine götürüldüðünü söylediler. Peygamber aleyhisselâm yanýnda Eshâb-ý kirâm'dan ba'zýlarý olduðu hâlde Sa'd bin Mu'âz'ýn yanýna gitti.

Yolda süratli gitmeleri sebebiyle Eshâb-ý kirâm dediler ki:

- Yorulduk yâ Resûlallah.

Bunun üzerine, Peygamber efendimiz:

- Melekler Hanzala'nýn cenâzesinde bizden önce bulunduklarý gibi Sa'd'ýn da cenâzesinde bizden önce bulunacaklar. Biz önce yetiþemeyeceðiz, buyurarak hýzlý gitmelerinin sebebini açýkladý.

Peygamber efendimiz, Sa'd bin Mu'âz'ýn yanýna gelince, onu vefât etmiþ olarak buldu. Baþ ucuna durup, Sa'd bin Mu'âz'ýn künyesini söyleyerek buyurdu ki:

- Ey Ebû Amr! Sen reislerin en iyisi idin. Allah sana saâdet, bereket ve en hayýrlý mükâfatý versin. Allaha verdiðin sözü yerine getirdin. Allah da sana va'dettiðini verecektir.

Eslem bin Hâris þöyle anlatmýþtýr:

Ýçerde Sa'd bin Mu'âz'ýn cenâzesi yalnýzdý. Baþka kimse yoktu. Resûl aleyhisselâm adýmlarýný gâyet geniþ açarak evin içinde yürüyordu. Bu durumu görünce yavaþladým. Durmamý iþâret edince de durdum. Sonra da geriye döndüm. Resûl aleyhisselâm içerde bir müddet durdu. Sonra dýþarý çýktý. Çýkýnca dedim ki:

- Yâ Resûlallah, niçin öyle yürüdünüz?

- Böylesine kalabalýk bir mecliste bulunmadým, melekler dolmuþtu. Meleðin biri beni kanadý üzerine aldý da ancak öyle oturabildim.

Sonra, Sa'd bin Mu'âz'ýn lâkabýný söyleyerek:

- Sana âfiyet olsun yâ Ebâ Amr! Sana âfiyet olsun ya Ebâ Amr! Sana âfiyet olsun yâ Ebâ Amr, buyurdu.

Hafif cenâze

Onun vefâtý Resûl aleyhisselâmý ve Eshâb-ý kirâmý çok üzdü. Gözyaþý döküp aðladýlar. Cenâzesinde bütün Eshâb-ý kirâm toplandý. Peygamber aleyhisselâm cenâze namazýný kýldýrdý, cenâzesini taþýdý. Eshâb-ý kirâm, Sa'd bin Mu'âz'ýn cenâzesini taþýrken dediler ki:

- Yâ Resûlallah! Biz böyle kolay taþýnan cenâze görmedik.

Bunun üzerine Peygamber aleyhisselâm buyurdu ki:

- Sa'd'ýn cenâzesine yetmiþ bin melek indi. Þimdiye kadar yeryüzüne bu kadar kalabalýk hâlde inmemiþlerdi.

Sa'd bin Muâz defnedilirken birisi kabrinden bir avuç toprak almýþtý. Sonra onu evine götürünce o toprak misk oldu. Cenâzesi kabre indirilirken Peygamber aleyhisselâm kabri baþýnda oturup, mübârek gözleri yaþardý.

Alinti.....
Gönderen: 25.11.2009 - 01:40
Bu Mesaji Bildir   SaYaCGIN üyenin diger mesajlarini ara SaYaCGIN üyenin Profiline bak SaYaCGIN üyeye özel mesaj gönder SaYaCGIN üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
Elinize Saglik Te$ekkürler
Gönderen: 26.11.2009 - 00:01
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 557 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
jakup (32), muzocel26 (58), salihhazar (55), Beyza (56), cs7014 (50), oezkan (51), kara61 (66), aetkral (51), kubratalp (48), K.GOCERLI (27), cecenmucahidi (33), yaburka (49), violine (44), mavi_ruya (48), mbahaddin (55), Kerim_Bey (36), Süreyya (66), yemenici68 (56), mecid (43), kerime (42), mehmet_eyigör_6.. (28), tokayca (51), hasan5335 (36), volkan33 (54), mgunhan (48), ttufan (42), isvec (65), beyazguel (38), atay (62), sonromeo2 (47), kulibo (38), Zeynepgul (44), nihat 60 (44), g_neferalperen3.. (46), sebiarus (55), hace (41), EsmerKiz-NL (39), n@ksýben (43), pedino (54), hatice 1975 (49), hesbollahi (45), hafýz_ (37), ozel (68), fethic (55), hacimeryem (54), telve (52), Levent75 (49), züleyha hanc&ya.. (47), erciyas tamer (46), m.kýl&ya.. (53)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.56825 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.