kamagra ivermektine lopinavir ritonavir generique colchicine stromectol luvox lyrica marvelon maxalt medrol active mefe basan mefenacide mefenamin meladinine mellaril mellerettes melleril mentax mestinon metaglip metfin metoject metrizol micardis hct micardis micardisplus microgynon micronase micronovum microzide minac 50 minipress minocin miranova mobic mobicox moduretic motilium motrin munobal myambutol myconormin myfortic mysoline naltrexin naprolag
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » SERBEST KÜRSÜ » Yeni bir İslâm türetmek istiyorlar

önceki konu   diğer konu
2 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Sayfa (1): (1)
Gönderen
Mesaj
der_ya su an offline der_ya  
Yeni bir İslâm türetmek istiyorlar
875 Mesaj -
Yakýn tarihimizde, Ýslâm dinini tümden yasaklamak, onun yerine din olarak Protestanlýðý getirmek teklifi yapýlmýþtýr ama Kazým Karabekir Paþa'nýn "Böyle bir þey olmaz, millet bizi parçalar" demesi üzerine bu çýlgýn projeden vaz geçilmiþtir.

Ýslâm ortadan kaldýrýlýp kazýnamayýnca bu sefer dini deðiþtirmek için sinsi çalýþmalar yapýlmýþtýr.

Dinde reform.

Dinde kökten deðiþim.

Evcil bir Ýslâm türetmek.

Ehl-i Sünnet ve Cemaat Ýslâmlýðý yerine ehl-i bid'at Ýslâmlýðý türetmek.

Camilerde Kur'ân yerine Kur'ân tercümesi okutmak.

CHP'nin aylýk dergisi Ülkü'de "En iyi din terbiyesi dinden hiç bahs etmemektir" diye yazmýþlardý.

Bir ara camilerin mihrabýna piyano koymak projesi yapmýþlardý. Cemaat de sýralara oturacak müzikli âyini dinleyecekti.

Ýleride camilerde okutmak maksadýyla þair Mehmed Âkif'e bir Kur'ân meali ýsmarlamýþlardý. Âkif, Ýslâm'ý yýkmaya yönelik projeden haberdar olmuþ, meâlin bir kýsmýnýn müsveddelerini (gözden geçireceðim) diye geri almýþ, telif ücreti avansýný geri verdirtmiþti. Meâli bitirmiþti ama çok korkuyordu. Yayýnlatmamýþ, ölümünden sonra yakýlmasýný istemiþti. Vasiyeti yerine getirilmiþtir.

1950'den sonra, irticayý mihrabtan yýkma hareketi baþlatýlmýþtýr.

Kur'ân'ýn doðru yorumuna, Sünnete, icmâ-i ümmete dayalý Sünnî Ýslâm'da deðiþiklik yapýlacaktý.

Ne yapmak istiyorlardý?.. Neler yaptýlar?..

Yeni Kur'ân tercümeleri...

Yeni Kur'ân tefsirleri...

Kur'ân'ýn kendisinin ve doðru yorumlarýnýn yerine hatâlý mealler. Mealcilik...

Yeni Ýlmihaller...

Yeni Ýslâm anlayýþlarý...

Ýslâm düþmanlarý cihadsýz bir Ýslâm istiyorlardý. O halde dinimizin cihadla ilgili hükümleri terk edilecekti.

Ýslâm düþmanlarýný en fazla rahatsýz eden âyetlerden biri, Allah katýnda tek hak ve geçerli dinin Ýslâm olduðunu beyan eden ayetti. Birtakým Haçlýlar ve Siyonistler bu ayetin Cuma namazlarýndan minberlerde okutulmamasýný istemiþlerdi...

Bazýlarý tesettürden çok rahatsýzdý.

Lâiklik konusunda yüzde yüz baþarýlý olamamýþlardý. Toplumu sekülerleþtirme faaliyetlerine hýz verdiler.

Bir yandan perhiz, bir yandan lahana turþusu...

Okullara mecburî din dersini niçin koydular? Çocuklar, genç nesiller dindar olsun diye mi? Güldürmeyin beni... Din eðitimi perdesi altýnda dini bozmak için. Açýn resmî din dersi kitaplarýný ve neler yazmýþlar görün.

Medreseleri kapattýlar ve icazetli hoca, ulemâ, fukaha, müfessir, muhaddis, akaid alimi yetiþtirmediler.

Ýcazetli din âlimlerine, fukahaya dinde reform, dinde deðiþiklik, Fazlurrahmancýlýk, BOP'çuluk yaptýramazlardý.

Hepsini birden suçlamýyor, Ehl-i Sünnet Ýslâm'ýna baðlý kalan Ýlâhiyatçýlarý tenzih ediyorum ama þu adamlara bakýnýz:

Ýlmihal Müslümanlýðý bozukmuþ. Þu nev-zuhur Ýlâhiyatçýnýn ortaya attýðý yorum çok doðruymuþ.

Peygamber bir postacý imiþ, ölmüþ iþi bitmiþ...

Ýslâm'da tesettür yokmuþ, bu adet bize Yahudilikten gelmiþ.

Ýslâm'ý, Kur'ân'ý, Hz. Muhammed'(s.a.v)in peygamberliðini ve davetini inkâr edenler, yalanlayanlar da cennete girecekmiþ.

Kur'ân, Yahudileri ve Hýristiyanlarý Ýslâm'a çaðýrmýyormuþ.

Azýlý Farmason Afganî, Müslümanlarý kurtaracak imam, önder, rehber imiþ...

Nihayet iþi o kadar ileriye götürdüler ki, Afganî'den ilham alarak ictihadý yaygýn ve genel hale getirmeye kalkýþtýlar. Herkes ictihad yapsýn, her kafadan ayrý bir ses ve yorum çýksýn, Ümmet din konusunda kaos, anarþi ve kargaþa içinde kalsýn.

Cumhur-i ulemânýn yolunu býraktýlar.

Ýcmâ-i ümmeti terk ettiler.

Kendi heva, re'y ve kaprislerine göre Kitabullahý yorumlamaya kalktýlar.

Neymiþ, devir deðiþmiþ, yeni yorumlar lazýmmýþ.

Peki, Ýslâm'ýn evrensel oluþu, zamanla deðiþmeyeceði kuralý ne oluyor.

Eskiden yollarda güvenlik yokmuþ, Peygamberimiz kadýnlarýn yalnýz baþýna seyahatini yasaklamýþ. Þimdi güvenlik varmýþ, bu yasaðýn hükmü kalmamýþ. Öyle mi, öyle mi, öyle mi?..

Böyle bir gerekçeyle sahih bir hadîsin hükmü ortadan kalkar mý?

Böyle fasid, geçersiz bir kýyas ile "Eskiden etler kontrol edilemiyordu, triþin yüzünden domuz eti haram kýlýnmýþtý. Þimdi ilim ilerledi, kontrolden geçmiþ, tezkiye edilmiþ domuz yenilebilir..." diyen çýkmaz mý?

Dr. Milaslý Ýsmail Hakký'nýn tezi... Tezkiyetü'l-lühum fi'l-Ýslâm adýyla bir kitap yazarak domuz etinin yenilebileceðine cevaz vermiþti.

Fazlurrahman'ýn tarihsellik tezi...

Önce kadýnlarýn tek baþýna seyahatinden baþlarlar, sonra gide gide ne din kalýr, ne þeriat.

Kalýbýmý basarým, Türkiye'de Ehl-i Sünnet ve Cemaat Ýslâmlýðýný kaldýrýp yerine Fazlurrahmancýlýk, Afganîlik Ýslâmlýðýný getirmek istiyorlar.

Halkýn tepkisinden korktuklarý için taqiyye yapýyorlar.

Yeni tefsirler, yeni ilmihaller, yeni külliyatlar için dehþetli bütçelere sahipler ve su gibi para akýtýyorlar.

Büyük Ortadoðu Projesi (BOP) için yeni bir Ýslâm lâzým. Yeni tefsirler, yeni ilmihaller, yeni yorumlar, yeni külliyatlar lâzým...

Sünnî Ýslâm çok koyu, sulandýrýlsýn. Gitsin Ehl-i Sünnet, gelsin Fazlurrahmancýlýk.

Cumhur-i ulemânýn ana caddesi býrakýlsýn, Fazlurrahman çýkmaz sokaðýna sapýlsýn.

Feminist bir Ýslâm getirilsin.

Gazalîler, Ýmamý Rabbanîler, Ýmamý Þâranîler, Ýmamý Süyutîler... binlerce Ehl-i Sünnet müctehidi, allâmesi, eimmesi, fukahasý, rehberi bilememiþler, onlarýn yorumlarý terk edilsin yeni yorumlar gelsin.

Bir havuzun üzerine tahtadan salaþ bir köprü yapýlsýn ve çan ve ezan sesleri içinde çeþit çeþit papazlarla birlikte sarýklý ve cüppeli bir müftü geçirilsin. Çanlar çalýyor çýlgýnca, ezan sesleri... Papazlar ve sarýklý hoca, temsilî Sýrat köprüsünden geçiyor ve Cennet'e giriyorlar cümleten. Dan dan dan çanlar çalýyor durmadan...

Allah katýnda tek hak din Ýslâm'dýr inancý gitsin. Diyalog gelsin. Dan dan dan...

Din eðitimi almamýþ, din konusunda cahil kalmýþ Müslümanlarýn vebali üzerinizde olacaktýr.

Yarýn Mahkeme-i Kübrada nasýl hesap vereceksiniz ey ýlýmlý Ýslâm mühendisleri!..


m.þevket eygi
Gönderen: 20.06.2009 - 19:30
Bu Mesaji Bildir   der_ya üyenin diger mesajlarini ara der_ya üyenin Profiline bak der_ya üyeye özel mesaj gönder der_ya üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Muhtazaf su an offline Muhtazaf  
Moderator


4254 Mesaj -
Elinize Saglik

Nureddin Yýldýz
Delirmemek için
Uzmanlýk gerektirmeyecek, kuþbakýþý bakmaya ihtiyacý olmayacak kadar açýk bir gerçek üzerinde yaþýyoruz: Ümmet olarak da insan topluluðu olarak da dört bir yanýmýzdan kuþatýlmýþ durumdayýz. Gýda olarak bizim için üretilenlerden temizlik malzemesi olarak kullandýklarýmýza kadar pek çok þey hayatýmýzla oynuyor. Meskenlerimiz bedenlerimizin kabul etmediði bir beton yapýnýn tahakkümü altýnda yükseliyor. Ýnsanî iliþkilerimiz ekonomini kurallarýna paralel yürüyor; aile ve çevre, erime, yok olma meylindedir. Teknoloji nimet olarak geldiði halde, getirdiði nimetle yarýþacak sýkýntýlar da getirdi. Teknoloji ölüm oranlarýný artýrdý. Gürültü ve kirlilik baþýmýzda dolaþan bulut haline geldi. Tabilik, sadelik, berraklýk müzelere konacak kadar kayboldu. Çiçeðin plastik olaný, tabii olanýndan daha yaygýn hale geldi. Sadece üretimi daha ucuz ve temini kolay olduðu için plastik çiçekler sempati iþareti olarak takdim edilebilir oldu. Beton, petrol ve yapay her þey hayatý kuþattý. Geceler gündüzleþtirildi. Güneþin doðduðu saatler uyumaya daldýðýmýz saatler oldu. Ýnsan ve tabiat üzerinde Allah'ýn hilkati deðiþtirilmeye çalýþýlýyor. Delirtilmek için arenaya alýndýk. Çýldýrmak an iþi oldu.

Ýnsanî kimliðimiz üzerindeki bu zorlama hayatýn siyasi boyutu zaten bilinen bir durumdur. Haçlý seferleri tarih kitaplarýnda kaldý zannederdik. Birde baktýk ki haçlýlar hiç gitmemiþ; tanklarýyla, kalemleriyle, spikerleriyle üzerimize üzerimize geliyorlar. Topraklarýmýz ve biz onlarýn hedef listesinden hiç çýkmamýþýz.

Bu asrýn getirdiði fitne çeþitlerinden biri mü'min kimliðimize yapýlan sinsi saldýrýlardýr. Bu saldýrýlar önceleri dýþarýdan tezgâhlanýrdý. Ýstiþrak merkezleri kurulur, Müslümanlarýn akideleri sarsýlmaya çalýþýlýrdý. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin sünneti üzerinde tereddütler oluþturmak için büyük yatýrýmlara giriþtiler. Bizim þahsiyetlerimizi yýpratmaya çalýþtýlar. Sevdiðimiz insanlarý kadýn düþkünü, muhteris, kardeþ katili, despot olarak sundular bize.

En vahimi de Müslümanlarýn arasýndan, kâfirlerin dilini kullanmakta sakýnca görmeyen kalem ve dil erbabýnýn ortaya çýkmasý oldu. Fitneyi geç kavradýk. Bunun için de fitne çok yol kat etti.

Ümmetin göz bebeði ashabý kiramý köy muhtarýný tenkit eder gibi tenkit ettiler. Kur'an'ýn övgüsüne mazhar olmuþ, bize din taþýmýþ insanlar uluorta ayýplandý. Allah'ýn sevdiði mü'minler olduklarý halde, adlarý anýlan yerde gözyaþý akan insanlar cinsel zevk peþinde, siyasi ihtiraslý kimseler olarak ortaya konmak istendi. Ashabýn iyisi, kötüsü ayrýmý yapýldý. Kur'an'ýn yasaklandýðý sistemlerin çocuklarý olduklarý halde Kur'an'ý insanlýða ulaþtýran o mübarek insanlarla oynanarak Kur'an'la oynanmaya zemin hazýrlandý.

Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin hadisi okunan bir yerde, Müslüman olduðunu iddia eden insanlar: 'Bana göre...' deme cüreti gösterdiler. Onlar böyle derken Müslümanlar: 'Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin hadisi konuþulurken nasýl sana göre de konuþulabiliyor?' diye soramadýlar.

Ümmetin ilim büyükleri Ebu Hanifeler, Malikler, Þafiiler diplomasýz, eski zamanýn hocalarý olarak meclis dýþýna taþýnmak istendi. Gün geçmedi ki bir ayet hakkýnda, bir hadis hakkýnda þüphe uyandýracak bir yorum yapýlmasýn. Her gün bir fitne ile uyandýrdýlar bizi. Kadýnlarýmýzýn kýyafetinden, çocuklarýmýzýn Kur'an'lý eðitim görmelerinden, sakalýmýzdan, zikrimizden utanýr hale getirdiler bizi.

Müslüman olmayý sorun insan olmak þeklinde önümüze koydular. Diðer mü'min kardeþlerimizle aramýza barikatlar kurdular. Müslüman'a övünebileceði tek þey, aslýndan kopmak kaldý. Kim ne kadar modernleþme veya ona benzer bir isimle aslýndan koparsa o, o kadar takdir topladý.

"Müminden baþka arkadaþýn olmasýn"

Delirmemek için

1- Allah'a sýðýnmasýný bilmek gerekir. Bu sýðýnma dua ile baþlar, sebepleri kullanmakla devam eder. Bir Müslüman olarak Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin kalbinin dinde sabit kalmasý için ne kadar dua ettiðini dikkate almamýz gerekir. Þeytanýn hamleleri kýyamete kadar devam edecektir. Müslüman bütün þartlarda mü'min olarak kalmaya gayret edecek, yýlmayacaktýr. Ýsra suresinin 74-75.ayetleri bize ibretli bir mesaj vermektedir: 'Eðer sana sebat vermemiþ olsaydýk, neredeyse sen de bir parça onlara meyledecektin. O zaman sana hayatýn azabýný da, ölümün azabýný da kat kat tattýrýrdýk; sen ise bize karþý kendine bir yardýmcý bulamazdýn.'

Bu ayetlerde 'sen' ifadesinin Resûlullah sallallahu aleyhi ve selleme yönelik olduðu düþünülünce meselenin ciddiyeti daha iyi anlaþýlmaktadýr.

Al-i Ýmran suresinin 8.ayetinde ise önemli bir gerçek dua kalýbý ile kulaðýmýza dökülmektedir: 'Rabbimiz! Bizi doðru yola eriþtirdikten sonra kalplerimizi tekrar sapýklýða meylettirme.'

Allah'ýn vaadinin hak olduðuna, O'nun dilemesinin önünde bir engel bulunamayacaðýna, meydana gelen olaylarda O'nun bir hikmeti olduðuna ve kullarýný imtihan ettiðine kimin ayaðýnýn kayacaðýný kimin de sabit kalacaðýný görmek istediðine tam iman etmiþ olmalýyýz. Din bir oyun deðildir. Ýmtihandýr. Bu imtihan savaþ meydanlarýndan olabileceði gibi evlerimizde, okuduðumuz gazetenin iç sayfalarý arasýnda da olabilir. Evimize ziyarete gelen bir dostumuzun diþleri arasýnda da olabilir. Hayata imtihan olarak bakabilenler, önlerine çýkan olaylarý o imtihanýn bir paragrafý olarak görürler ve yýlmazlar. Belki bir soruda, iki soruda yanýlýrlar ama bütünde kaybetmezler. Ýmanda ciddiyet budur.

2- Dini bilgimizin kaynaklarýný koruma altýnda tutmamýz gerekir. Kimden din öðrendiðimiz çok önemlidir. Namaz kýlmayandan namaz öðrenmenin çarpýklýðý, faizi mubah görenden takvayý algýlamamýzýn çaprazlýðý nasýl dikkatimizden kaçmýyorsa, Ýslam'ý bölünmüþ olarak anlayan, Müslüman olmayanlarýn düþüncelerinden etkilenenden din almamýz da o þekilde çarpýktýr. Muhammed bin Sirin rahmetullahý aleyhin sözü gerçekten sloganlaþtýrýlacak nitelikte bir sözdür: 'Þu ilim dindir; dininizi kimden aldýðýnýza dikkat edin!' Müslim, Mukaddime,5 (26)

Müslüman'ýn aklýný eski ve yeni fitnelerden korumasý kendi görevidir. 'Ýman ettim.' demekle kurtulamayacaðýný, belli fitnelerden muhakkak geçeceðini bilmelidir. Bu fitneleri, kâfirlerin zulmü olarak görüp kurtulamaz. Kur'an, sünnet esaslý bilgi Müslüman'ýn bilgi temelidir. Kur'an ve sünnetten çýkarýlmýþ bilgiler de Müslüman'ýn kütüphanesinde yer alýr. Müslüman bünyesini takviye için gýda seçimi ve titizliði gösterdiði gibi dinini ve þahsiyetini ayakta tutacaðý bilgi için de seçici ve titiz olmalýdýr. Yazarý 'Müslümanlardan!' olmayan kitaplar, din ve fikir kaynaðý olarak nasýl kütüphanelere konabilir?

Ýlim adamý, fetva ehli, örnek, önder kelimelerinin içini dolduracak isimleri seçerken, imanýmýzý ve amelimizi ne kadar önemsediðimizi de göstermiþ olmaktayýz. Kur'an'a ilgimiz, onu rehberimizi olarak görüþümüz de böyle bir tercihte ortaya çýkacaktýr.

3- Ýslam'ý sadece zahiri bölümleri ile anlayýp yaþamaya çalýþmanýn sonucu olarak zamanla bir boþluk hissiyatý oluþabilir. Ýç huzurun tesisi için hurafe ve uydurma olmayan iç âlem bilgilerine muttali olmak, bilinenlerle amel etmeye çalýþmak gerekir. Selef âlimlerinin 'rekaik' dediði bu tür bilgiler, dünya hayatýný putlaþtýrma, ahireti unutma hastalýðýna karþý koruyucu vazifesi yapacaktýr. Bunun adýný tarikat olarak da koyabiliriz. Önemli olan ad deðil, içeriktir. Þahýslarýn öne çýkmadýðý, ayet ve hadislerin sýnýrýnda durabilen bir anlayýþ önemlidir. Nefis terbiyesi, ruh eðitimi olarak da isimlendirebileceðimiz bu uygulama, belli bir yaþýn üstündekiler için de görülmemelidir. Bilhassa genç yaþtakiler için daha da önemli olduðunu söyleyebiliriz. Tek kanatlý olmamanýn yolu buradan geçer. Ýslam'ý, hayatýn bütünün kuþatacak geniþlikte görebilenlerin temel karakterlerinden biri bu anlayýþtýr.

4- Arkadaþ ve dost çevresi oldukça önemli bir yer tutmaktadýr. Hadisi þerifte: 'Mü'minden baþka arkadaþýn olmasýn!' buyrulmuþtur. Tirmizî, Zühd, 56 (2395); Ebu Davud, Edeb, 20 (4832) Ýnsanlarýn þirin tavýrlarýna, nakýþlý sözlerine aldanmamýz bizi tehlikeli noktalara kaydýrabilir. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin þu hadisi þerifi önemli bir uyarýdýr: 'Ümmetimin sonunda insanlar çýkacak ve size sizin de babalarýnýzýn da duymadýðý þeyleri söyleyeceklerdir. Aman onlardan uzak durun.' Müslim, Mukaddime, 4 (15) Güzel sözler söyleyene deðil Kur'an ve hadise göre söyleyene tabi olmak gerekir.

5- Eski ümmetlerin ve bizim ümmetimizin tarihinin iyi tahlil edilmesi yararlý olacaktýr. Tarih, bugünkü ambalajýyla deðilse de benzer binlerce fitneyle doludur. Yeni deðiliz. Ýmtihanýn ilkleri deðiliz. Ayaklarýmýzý yere basmamýz þarttýr. Kendimizi ve çocuklarýmýzý delirmeye karþý koruyalým.

Bu yeni deðildir

Peygamberler dönemi de dâhil olmak üzere din, bir cephede münkirlerle öbür cephede de içten fitne üretenlerle uðraþtý. Medine'nin en zorlu olaylarýnda iç fitneyi temsil eden münafýklarýn adý vardýr. Gerçek böyledir. Dini yýpratan iç sýkýntýlarýn olmadýðý bir dönem düþünmek hayalcilik olur. Ýslam'ýn en aziz günlerinden olan Ömer bin Hattab radýyallahu anhýn döneminde bile bu tür olaylar vuku bulmuþtur. Ashabýn varlýðýna raðmen Kur'an'ý beþeri mantýða uyarlama gayretleri olmuþtur.

Müslümanlarýn itikadi açýdan ilk berraklýðý korumalarý, cemaatlerinin daðýlmamasý, umutlarýnýn güçlü kalmasý önemli bir meseledir. Bu da, ilk nüvenin bozulmamasýna, felsefe ve insan aklýnýn dine müdahale etmemesine baðlýdýr. Ýnsanlarýn Kur'an ve hadisleri kendi sözleri gibi algýlamaya baþlamasý, haramlarýn tartýþýlabilir hale gelmesi ciddi bir tehlike belirtisidir. Kiþilerin kendi menfaatlerine dinin alet edilmesi, dine hizmet için bir mevki iþgal edenler de dâhil olmak üzere günübirlik olaylar uðruna Ýslam'ýn hassas ilkeleriyle oynanmasý önemsenmesi gereken bir tehlikedir. Dinini derdi edinmiþler bu tür olaylarýn yoðunlaþma zamanlarýnda delirecek gibi olurlar. Topraklarýmýzý iþgal etmek isteyenlerle akidemizi sulandýrmak isteyenler arasýnda bu zaviyeden bakýldýðýnda bir fark bulmak mümkün deðildir.

Þunu da zihnimize not etmemizde yarar olacaktýr

Cihad sadece kâfirlerin saldýrýlarýna karþý cevap vermek midir? Elbette hayýr! Ýslam'ý ayakta tutmak için yapýlacak bütün çalýþmalar cihad kapsamýndadýr. Eðer bir dönem yoðunlaþan fitneler, Ýslam'ý içten içe eritmeye yönelikse o zaman ilmi faaliyetler, akideyi koruma mücadelesi, saðlam akide sahibi nesiller yetiþtirmek birinci derecede cihad olur. Faizin haramlýðý ilkesi üzerinde sulanma ortaya çýktýðýnda, faize karþý sürdürülen ekonomik mücadeleyi en öndeki cephelerimizden olan Kudüs davasýndan aþaðý göremeyiz. Cihad kâfirlere karþý yapýldýðý gibi, gereken usulleriyle münafýklara karþý yapýlmaktadýr.

Bu tür fitnelerin ortak noktasý, Ýslam'ý bir bütün olarak kavrama yerine onun belli bölümlerini öne çýkarma hastalýðýdýr. Ramazan'da orucu, hac mevsiminde haccý, afetlerde sadakayý, seçim dönemlerinde vatandaþlýðý öne çýkarma anlayýþlarý temelde bu mantýða dayanmaktadýr. Hâlbuki Müslüman için din bir bütündür; mevsimlik ve yöresellik izafe edilebilecek bir bölümü yoktur. Hac bir mevsimdedir ama etkisi bir ömür boyudur. Ramazan bir ay olmakla beraber bir yýlý kurtarmak içindir.Þeytan böyle zamanlarda, umutsuzluk ve çaresizlik üzerine yatýrým yaparak yýldýrma ve karþý taraf önünde çaresiz düþürme hamleleri yapar. Müslüman delirecek gibi olur. Yollarýn bittiðini vehmeder. Böyle bir vehme kapýlmak, o saldýrýlardan daha aðýr sonuçlara neden olur. Allah'ýn dini, kâfirlerin saldýrýlarýna karþý koruma altýnda olduðu kadar, onu içinden çökertebilecek hastalýklara ve nifak hareketine karþý da himayededir. Delirmenin gereði yoktur.

Gönderen: 21.06.2009 - 02:11
Bu Mesaji Bildir   Muhtazaf üyenin diger mesajlarini ara Muhtazaf üyenin Profiline bak Muhtazaf üyeye özel mesaj gönder Muhtazaf üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
Sayfa (1): (1)
önceki konu   diğer konu

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 796 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
mouharem68 (56), Mavi mutluluk (42), gardiyan (51), hüzünn (36), yanardag (49), kalebeyi (43), Trabzon61 (34), Kameraman_63 (61), Rabia1 (52), MaviguL (42), YSMNT (45), kardelen_06 (40), PembeGül (39), aliosmantr (37), safak13 (46), secere (47), yasargokmen (51), mehmet23 (53), HaBeSii (43), tkardelen (42), MUSTAFA ONUR (63), efendi54 (54), cemilakgun (48), þip&thorn.. (45), cemilakgün (48), Moehh80 (44), ismailbaturay (47), tümtürk (36), SaBoTaJ (124), resadiyeli84 (40), muhammedali_x (49), metinx (49), Fatih almanya (44)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.58322 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.