generique luvox generique plaquenil kaletra ivermectin stromectol apranax aprovel aralen arava arcocillin arcoxia aricept arilin arimidex aristocort artane arthrotec artofen asacol asasantine asmaxen at 10 atarax atenil ateno basan comp ateno basan atesifar athrofen atridox atrovent augmentin avalide avana avapro avelox aventyl aviral avodart aygestin azaimun azarek azelex aziclav azulfidine bactrim basiron
     
     

0
0
0
0
Forum Giris Giris Üyeler Ekibimiz Arama
Toplam Forum: 69     ***     Toplam Konu: 30100     ***     Toplam Mesaj: 148193
  
  Beni hatırla
Forum Anasayfa » D İ N / İ S L A M » DİĞER DİNİ KONULAR » Mustafa İSLÂMOĞLU'nun Gerekçeli Meal-Tefsir Kitabında Bir Âyetin İnkârı

önceki konu   diğer konu
7 okunmamış mesaj mevcut (Acik)
Gönderen
Mesaj
Maksat kelam olsun su an offline Maksat kelam olsun  
Mustafa İSLÂMOĞLU'nun Gerekçeli Meal-Tefsir Kitabında Bir Âyetin İnkârı
1463 Mesaj -

Rahmân ve Rahîm olan Allâh ism-i þerîfiyle! Bizleri Ehl-i Sünnet itikadý üzere sabit kýlan Allâh-u Te‘âlâ’ya hamd-ü senâdan, Cumhur’un yolundan ayrýlanlarý, Ýslâm ipini boynundan çýkarmakla niteleyen Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)e salât-ü selamdan ve O’nun yolundan bir karýþ bile ayrýlmayan âl-i ashâbýna hayýrla duadan sonra: Sohbetlerimize devam eden kardeþlerimizin: “Mustafa Ýslamoðlu nasýl biri? Kitaplarý okunabilir mi ve derslerine gidilebilir mi?” þeklindeki ýsrarlý sorularý üzerine bu fakir kardeþiniz, bu kiþinin kitaplarý hakkýnda bir araþtýrma yapmak zorunluluðu hissettim. Elime geçen “Yahudileþme temâyülü” kitabý bana bu kiþinin ne kadar çeliþkili ve karmaþýk batýl görüþlere sahip biri olduðunu kolayca anlatmýþ oldu. Bu esnada fýkýh âlimlerinin cumhurunu, “Hayýzlý kadýnlarýn camiye giremeyeceði” gibi bazý fetvalarýndan dolayý Yahudilere meyletmekle suçladýðýný görmem de iþin tuzu biberi oldu.

Sonra bana verilen “Üç Muhammed” kitabýnda, onun Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)in þanýna tazim sadedinde yazýlmýþ olan Kâzî Ýyaz (Rahimehullâh)ýn “eþ-Þifâ”sý ve Ýmâm-ý Süyûtî’nin “el-Hasâis”i gibi muteber eserlerde geçen sahih rivâyetleri tenkit ederek, “Bu kitaplarda anlatýlan hârikulâde vasýflarýn Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)de bulunmadýðý”ný söylemiþ olduðunu görmem, bende tedavisi kabil olmayan çok derin bir yara açtý ama daha sonra elime geçen “Gerekçeli Meal” kitabýnda onun, bu yazýmýzda örneklendireceðimiz üzere; “Teröristlerin cezasýyla ilgili” bir âyeti nasýl yok saydýðýný, “Tur daðýnýn Yahudiler üzerine kaldýrýlmasý” gibi bazý mûcizeleri ne tür sudan bahanelerle reddettiðini ve “Uzeyr (Aleyhisselâm)ýn yüz sene ölü býrakýldýktan sonra diriltilmesi” gibi, Allâh-u Te‘âlâ’nýn yaþanmýþ olaylar olarak kýssa ettiði bir takým gerçekleri nasýl temsil ve mecaz olarak nitelediðini görünce, onun Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)in þanýna izafe ettiði nâkýsalarý ve müctehid imamlarý Yahudilere meyletmekle suçlayarak onlara attýðý iftiralarý yadýrgamaz hale geldim.

Ýnþâallâh bu yazýmýzý takip edecek yazýlarýmýzda, onun bu tür fasit ve müfsit görüþlerini ibtal etmek üzere bir takým ilmî reddiyeler kaleme alacaðýz. Ancak bu yazýmýzda Mâide Sûresinin otuzüçüncü âyet-i kerîmesinde geçen Ýslâm’ýn önemli bir hükmünü nasýl yok saydýðýný beyan etmeyi münasib gördük. Þimdi ilk olarak kendisinin mealine ve dipnotuna hiç müdahale etmeksizin yazdýklarýný size aynen aktaracaðýz, daha sonra da tahlilini hep birlikte yapacaðýz.

“Allah’a ve Rasûlü’ne karþý savaþ açanlarýn ve yeryüzünde bozgunculuðu yaymaya çalýþanlarýn öldürülmeleri ya da asýlmalarý veya muhalefetlerinden dolayý ellerinin ve ayaklarýnýn kesilmesi, yahut bulunduklarý yerden sürülmeleri, sadece (âdil) bir karþýlýktan ibarettir. Bu, onlarýn dünyada uðradýklarý zillettir; âhirette ise onlarý korkunç bir azap beklemektedir.”

Yazar bu âyetin dipnotunda (1/197) þu kaydý düþmüþtür. “Bu cümle bir ‘inþa’ cümlesi deðil bir ‘ihbar’ cümlesidir ve dolayýsýyla Kur’an el ve ayaklarýn çaprazlama kesilmesi gibi bir cezayý emretmemekte, sadece nakletmektedir. Bundan öte, Allah Rasû lü’nün hiçbir muhalife böylesi bir ceza uygulamadýðý da tarihi bir gerçektir.”
Mezkûr þahsýn mealini ve gerekçesini böylece okumuþ oldunuz. Buna mukabil bir de Üstâdýmýz Mahmud Efendi Hazretlerinin hazýrlamýþ olduðu “Kur’ân-ý Mecîd ve Tefsirli Meâl-i Âlîsi”ndeki meale göz atalým. “Allâh’a ve Rasûl’ün(ün dostlarý olan müminler)e harp açmakta olan (ve insanlarýn yollarýný kesip mallarýný çalan) o (imansýz) kiþilerin ve (Müslümanlardan da olsa) yer(yüzün)de fesat (ve bozgunculuk çýkartmak) için koþuþturan kimselerin cezasý, (sadece öldürmekle yetinmiþlerse,) ancak (kýsas yoluyla) öldürülmeleri yahut (cinâyetle birlikte mal da gasbetmiþlerse,) asýlmalarý veya (cinâyet iþlemeyip sadece mal almýþlarsa,) ellerinin ve ayaklarýnýn çaprazdan kesilmesi ya da (korkutmadan baþka bir þey yapmamýþlarsa,) o (oturduklarýgöz kırpma yerden sürül(üp hapse gönderil)meleridir.
Ýþte sana! Bu (cezalar), dünyâda onlar için büyük bir (alçaklýk, rezillik ve) rüsvaylýktýr, (günahlarýnýn büyüklüðünden dolayýgöz kırpma âhirette ise kendileri için pek büyük bir azap vardýr!”

Görüleceði üzere Ýslamoðlu, Kur’ân-ý Kerîm’in metninde olmayan birçok kelimeyi metne sokmasýnýn yanýsýra, dipnotta bu âyetin bir “Ýnþâ” deðil de, bir “Ýhbar” olduðunu öne sürmüþtür. Sizin anlayacaðýnýz þekilde ifade etmem gerekirse, “Ýnþâ”, “Bir þeyi emretmek ve yapýlmasýný istemek” mânâsýna gelmekte, “Ýhbâr” ise: “Evvelce olmuþ bir þeyin vukuunu haber vermek ve nakletmek”tir.
Onun dediðine göre bu âyet-i kerîmede zikredilen ceza hükümleri, bir haber niteliði taþýmaktaysa, bu haber kimlerin uygulamasýný bize nakletmektedir. Böyle bir þey söz konusu olamaz. Ayrýca bu ceza uygulanmayacaksa, sadece anlatýlýp geçilecekse bu durumda âyet-i kerîmede beyan edilen “Dünyadaki rüsvaylýk” teröristlere nasýl ulaþacaktýr.
Onlar bu cezalara maruz kalacak yerde sadece bunlarý hikâye gibi dinlediklerinde, rezil olacak yerde gülüp sevineceklerdir.
Yine böylece bu durumda bir sonraki âyet-i kerîmede konu edilen: “Ancak siz kendilerini yakalamadan tövbe edenler müstesna” kavl-i þerîfi, mânâsýz boþ bir kelâmdan öte geçmeyecektir. Çünkü ceza yoksa istisna ve müstesna mefhumlarý kime iþletilecektir?!
Ayrýca Kur’ân-ý Kerîm’de ayný ifadeyle zikredilen: “Fakat eðer onlar sizinle (Mescid-i Haram’da) savaþ (baþlat)ýrlarsa, (oranýn hürmetini önce onlar ihlâl ettiði için,) siz de (hiç aldýrmadan) onlarla savaþýn. Ýþte sana! Kâfirlerin cezasý böylece (misilleme)dir.” (Bakara Sûresi:191)
“Hýrsýzlýk yapan erkekle, hýrsýzlýk yapan kadýna gelince; her ikisinin (çalýp) kazanmýþ olduklarý þeye ceza olarak, Allâh’tan caydýrýcý bir azap olmak üzere ikisinin de (saðgöz kırpma ellerini (bileklerinden) kesin!....” (Mâide Sûresi:38)
“Ey iman etmiþ olan kimseler! Siz ihramlý kiþilerken av öldürmeyin! Ýçinizden her kim onu kasten öldürürse, iþte sana! (O kiþinin yapmasý gereken) öldürmüþ olduðu hayvanýn misli bir ceza (ödemesidir) ki; sizden adâlet sahibi iki kiþi ona karar verecektir….” (Mâide Sûresi:95) âyet-i kerîmelerinde “Ceza” tabiri, hüküm ifade etmekteyken, burada konu edilen “Ceza”nýn, üstelik: “Onlarýn cezasý ancak ve ancak budur” mânâsýný ifade eden “Ýnnemâ” edatýyla zikredilmiþ olmasýna raðmen hükümsüz olmasý hangi delile dayanmaktadýr. Bu konuda bu âyet-i kerîmenin hükmünü nesheden baþka bir âyet-i kerîme yokken, bir âyet nasýl geçersiz addedilebilir.

Oysa Fahru’r-Râzî, Beyzâvî ve Nesefî gibi birçok tefsirde: “Allâh-u Te‘âlâ ile muhârebe yapýlamayacaðýndan dolayý burada Allâh-u Te‘âlâ’nýn emirlerine muhâlefet eden ve Rasûlünün hükümlerine baþkaldýrmýþ olan kimselerin cezasý konu edilmiþtir” denilerek bu âyet-i kerîmenin bir haber niteliðinde olmayýp, Ýslâm’ýn bir had cezasýný beyan ettiði belirtilmiþtir.

Ýslamoðlu bu âyet-i kerîmenin hükmünü yok saymakla kalmamýþ, üstelik “Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)in böyle bir tatbikatý olmadýðýnýn tarihi bir gerçek olduðu”nu savunarak tarihi bir iftirada bulunmuþtur. Zîrâ Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)in bu hükmü iþlettiði, en sahih kaynaklarda zikredilmektedir. Nitekim Enes (Radýyallâhu Anh) þöyle anlatmýþtýr: “Ukl ve Urayne kabîlelerinden birtakým insanlar Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)e gelerek Müslüman olduklarýný açýkladýlar. Fakat sonra Medine’nin havasý kendilerine yaramayýnca hastalanýp zayýflamaya baþladýlar ve ovadaki develerin yanýna gidip onlarýn sütlerinden içerek saðlýklarýna kavuþmak için Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)den izin istediler.

Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)in müsâadesi üzere Kuba civârýndaki zekât develerinin yanýnda bir müddet kalýp iyileþtiklerinde, dinden dönerek develerden birini boðazladýlar, çobanlardan birinin ellerini ve ayaklarýný kesip, diline ve gözlerine de diken batýrarak ölünceye kadar kýzgýn güneþin altýnda býraktýlar, diðer develeri de alýp götürdüler.

Sað kalan bir çobanýn haberi üzerine Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) yirmi kiþilik bir müfrezeyi onlarýn takibine gönderdi. Yakalanýp getirildiklerinde Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) onlara kýsas yapýlmasýný emretti. Bunun üzerine o cânilerin gözleri çýkarýldý, elleri ve ayaklarý kesildi ve ölünceye kadar o hal üzere Harre tarafýnda býrakýldýlar.” (Buhârî, Meðâzî: 34, No: 3956, 4/1535; Zekât: 67, No: 1430, 2/546; Müslim, Kasâme:2, no:1671, 3/1297; Neseî, Tahâret, 191, no:304, 1/174; Ebû Dâvûd, Hudûd:3, no:4364, 2/534; Tirmizî, Taharet:55, no:72, 1/106; Ýbni Mâce, Hudud:20, no:2578, 2/861; Ahmed ibni Hanbel, el-Müsned, no:12042, 4/214)

Ýslamoðlu’nun, bu rivâyetleri bilmeyecek kadar cahil biri olmadýðýný düþünürsek, Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem)in bu âyeti tatbik etmediðini söylemesi, bizde ister istemez burada bir sû-i kasd (kötü niyet) bulunduðu düþüncesini uyandýrmýþtýr. Zaten bu kiþinin bu rivayetleri bilmeyecek kadar cahil biri olduðunu kabullenmemiz durumunda da, yine insanlarý böyle bir kiþiyi dinlememeleri ve kitaplarýný okumamalarý hususunda uyarmak boynumuzun borcudur.
Ayrýca bu âyet-i kerîme, teröristlere uygulanacak ceza hakkýnda Kur’ân-ý Kerim’de misli bulunmayan tek âyet olma özelliðini taþýdýðý için bütün müctehidler tarafýndan iþletildiði ve kendisinden ciltler dolusu hükümler istinbat edildiði, dört mezhebin fýkýh kitaplarýnda kaleme alýnmýþtýr. Bu husustaki bazý genel hükümleri þöyle özetleyebiliriz.

El-Mevsû‘atü’l-Fýkhiyye isimli eserde (17/158-161) zikredildiðine göre: “Kendileri yakalanmadan önce tövbe etmedikleri müddetçe muharib (terörist)lerin cezalandýrýlmasýnýn, kaldýrýlmaya ve baðýþlanmaya elveriþli olmayan Ýlâhî hadlerden bir had olduðu” hususunda fýkýh âlimleri arasýnda hiçbir görüþ ayrýlýðý yoktur. Bu hususta temel teþkil eden nass ise; “Allâh’a ve Rasûl’üne harp açmakta olan o kiþilerin ve yerde fesat için koþuþturan kimselerin cezasý, ancak öldürülmeleri yahut asýlmalarý veya ellerinin ve ayaklarýnýn çaprazdan kesilmesi ya da o yerden sürülmeleridir. Ýþte sana! Bu, dünyâda onlar için büyük bir rüsvaylýktýr, âhirette ise kendileri için pek büyük bir azap vardýr!
Ancak o kimseler müstesnâ ki kendilerine güç yetirmenizden önce tevbe etmiþtirler! Bilin ki; Allâh gerçekten Ðafûr’dur; Rahîm’dir.” (Mâide Sûresi:33-34) âyet-i kerîmeleridir.

Fýkýh âlimleri, âyet-i kerîmede geçen cezalarýn nasýl uygulanacaðý hakkýnda farklý görüþler serdetmiþlerdir. Þâfi‘îler, Hanbelîler ve Ýmâm-ý Muhammed ile Ýmâm-ý Ebû Yûsuf (Radýyallâhu Anhum) bu hükümlerin âyet-i kerîmede geçen tertip üzere uygulanacaðý ve hükümlerin iþlenen suça göre taksim edileceði görüþüne gitmiþlerdir. Buna göre; hem öldürüp hem mal alan öldürülüp asýlýr, sadece mal almakla yetinenin sað el ve sol ayaðý kesilir, eþkiyalýk yapýp yolcularý korkutan, fakat öldürme ve mal alma gibi suçlara bulaþmayan kimseler sürgüne gönderilir. Ýbni Abbâs (Radýyallâhu Anhumâgöz kırpma da âyet-i kerîmeyi böylece tefsir etmiþtir. (Ravzu’t-tâlib:4/155; el-Muðnî, 8/288; Ravzatu’t-tâlibîn:10/156-157; Metâlibü Üli’n-nühâ: 6/252-253; Nihâyetü’l-muhtâc:8/3) Ýmâm-ý Ebû Hanîfe (Radýyallâhu Anh)a göre; muharib kimse bir insan öldürmeden veya bir mal gasbetmeden yakalanýrsa, tazir (azarlanma) cezasýna çarptýrýldýktan sonra tövbe edinceye kadar hapsedilir. Eðer hýrsýzlýðýn nisabý kadar (1.0,5 gram altýn veya o deðerde bir) mal almýþsa eli ve ayaðý çaprazdan kesilir, masum bir kiþiyi öldürmüþ, ama mal almamýþsa öldürülür, hem cana kýymýþ hem de mal almýþsa, ceza verme yetkisine sahip olan kimse, üç iþten birini yapmakta serbesttir. Dilerse ellerini ve ayaklarýný çaprazlama keser, sonra öldürür. Ýsterse sadece öldürür. Ýsterse asar. (Bedâi‘u’s-sanâi‘ : 7/94; Ýbni Âbidîn: 3/213; el-Ýhtiyâr:4/114) Ýmâm-ý Mâlik (Rahimehullâh)a göre ise; öldürenin mutlaka öldürülmesi gerekir. Ancak kýlýç darbesiyle veya asýlarak öldürülmesi hususunda yönetim serbesttir. Sadece yol kesmekle yetinseler bile idare hangisinin daha kârlý olduðunu gözeterek, öldürmek yahut asmak veya çaprazlama kesmek hususunda muhayyerdir. (Bidâyetü’l-müctehid:2/491-492; Þerhu’z-Zürkanî:8/110; Hâþiyetü’d-Düsûkî: 4/350; Tefsîru’l-Kurtubî: 6/152)

Görüldüðü üzere; dört mezhebin sahibleri olsun, mezheb içi müctehidler olsun, hepsi de bu âyet-i kerîmeyi tahlil ve tatbik etmiþler, hiçbiri hükümsüz kabul etmemiþlerdir. Hal böyle iken Ýslamoðlu’nun: “Bu âyet-i kerîme el ve ayak kesilmesini emretmemektedir, Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) bunu yapmamýþtýr, bu sadece mücerred bir anlatýmdýr” demesi, bu âyeti hükümsüz kýlmasý anlamýna gelir ki bunun da inkârýn bir türü olduðunda þüphe yoktur.
Burada beni daha çok þaþýrtan þu olmuþtur; Ýslâmoðlu’nun beyânýna göre bu “Gerekçeli Meâl”in fýkhî notlarý Hayrettin Karaman’la müzâkere edilmiþ! Bu durumda böyle bir târihî hatâ onun da mý gözünden kaçmýþ yoksa o da mý ayný görüþte?!

Eyvâh ki ðarîb oldu þerî‘at-i Muhammed,
Ki kaldý bu misilli ulemânýn eline!

Allâh-u Te‘âlâ’nýn âyetlerinden birini inkâr, tümünü inkâr sayýlacaðýna göre, iþin ne boyuta vardýðý siz okurlarýmýzýn isabetli anlayýþlarýna havale edilmeye deðer bir husustur. Artýk “Kâfirlere Ýslâm’ý hoþ gösterelim” derken Ýslâm’ýn kol kesme, recm ve kýsas gibi hükümlerini ve Allâh’ýn ahkâm âyetlerini inkâra düþerek kâfirlerin durumuna düþmekten Allâh-u Te‘âlâ’ya sýðýnýrýz ve siz okurlarýmýzý, bütün Müslümanlarý bu hususta uyarmanýz ve bu reddiyeleri okutmanýz temennîlerimizle Allâh-u Te‘âlâ’ya emanet ederiz. Allâh-u Te‘âlâ’nýn selâmý, rahmeti ve bereketleri hepinizin üzerine olsun.

alýntý....
Gönderen: 16.06.2009 - 18:12
Bu Mesaji Bildir   Maksat kelam olsun üyenin diger mesajlarini ara Maksat kelam olsun üyenin Profiline bak Maksat kelam olsun üyeye özel mesaj gönder Maksat kelam olsun üyeyi arkadas listeme ekle Yukari
Pozisyon - İmzalar göster
önceki konu   diğer konu

Mesajlar Gönderen Tarih
 Mustafa İSLÂMOĞLU'nun Gerekçeli Meal-Tefsir Kitabında Bir Âyetin İnkârı
Maksat kelam olsun 16.06.2009 - 18:12
 Mustafa İSLÂMOĞLU'nun Gerekçeli Meal-Tefsir Kitabında Bir Âyetin İnkârı
der_ya 16.06.2009 - 20:55
 muvazaa.
cesk 16.06.2009 - 21:33
 Mustafa İSLÂMOĞLU'nun Gerekçeli Meal-Tefsir Kitabında Bir Âyetin İnkârı
der_ya 16.06.2009 - 23:10
 Mustafa İSLÂMOĞLU'nun Gerekçeli Meal-Tefsir Kitabında Bir Âyetin İnkârı
Maksat kelam olsun 17.06.2009 - 07:41
 Mustafa İSLÂMOĞLU'nun Gerekçeli Meal-Tefsir Kitabında Bir Âyetin İnkârı
der_ya 17.06.2009 - 22:01
 RE:
Maksat kelam olsun 18.06.2009 - 07:31

Lütfen Seçiniz:  
Şu an Yok üye ve 595 Misafir online. En son üyemiz: Didem_
2243 üye ile 29.03.2024 - 11:40 tarihinde en fazla ziyaretçi online oldu.

[Admin | Moderator | Kıdemli Üye | Üye]
Dogum Gününüzü Tebrik Ederiz    Doğum gününüzü tebrik eder, sıhhat ve afiyet dolu ömür dileriz:
marullar (63), aozcifci (45), gunel303 (60), saniye25 (43), ayse (52), didedar (42), amb2616 (55), SevYa (39), adilyagsagan (52), BenCesur (48), tiryakinim_ (44), filem (42), arius (44), optimistic (39), ramazanakcay (38), mehter02 (40), kemal2358 (36), laparako (68), maksut5994 (31), ozlemkaya25 (39), mustafa öz (45), ErdemOgrtm (44), erolgunel (61), TERAZÝ (51), tongac27 (46), Gunahkar (56), özvatan (59), asým (49), Miray_2006 (48), guelbahcesi (45), abdulkerim öztü.. (49), gült@ze (46), cemilcihan (48), SeveNCLoveS (40), Ben (37), aklin_gozyaslar.. (38), furkanburak (47), myorulmaz (46), koney2001 (55), ncinici (54), barman35 (44), webduskunu (49), ahakan (48), funda78 (36), erhanim15 (36), mehmet66 (60), nurfeyza (), zeyneb-ikübra (42), esma.s (35), mertoglan1 (47), empati74 (50), yusufcihan (47), MUSLIME KUBRA (41), nurcu80 (44), kztpkp (57), osman72 (52), OlcayS (46), menzilsevdalisi (43), salomo (42), buses_ (43), Halilcan (43), iremnur (48), çilek (53), Abdulkadir Abu .. (44), asgold35 (64), eyyüp (38), gokdeniz (59), siyabe (45), hayrettin (44)
Son 24 saatin aktif konuları - Top Üyeler
0

Copyright © ((( RAVDA.net )))  *  İrtibat   *   RAVDA Reklam Servisi   *   Tüm hakları saklıdır, izinsiz alıntı yapılamaz.
Sitemizde yayınlanan imzalı yazıların içeriğinden yazarları, forum ve yorumlardan ekleyen şahıslar sorumlu olup, kesinlikle sitemiz sorumlu değildir.
© by ((( RAVDA.net )))

Sayfa 0.56380 saniyede açıldı   

Reklamlardan
RAVDA sitesi
hiçbir şekilde
sorumlu değildir.